Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE
HABERLER
Üzelleştirmenin
suyuçrtrtı'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-
CHP Genel Sekreter
Yardımcısı Hasan Akyol,
özelleştirmenin hiçbir
ciddiyeti kalmadiğını iddia
ederek. '•Özelleştirmenin
suyu çıkmıştır" dedi. Akyol,
dün düzenledıği basın
toplantısında. özelleştirme
konusunda kamuoyunda tam
bir güvensızlıgin hakim
olduğunu söyledı. Et Balık
ICurumu'nun satışı ve
iptaline ilişkin gelişmeleri
değerlendiren Akyol,
"Hiikümete tavsiyemiz,
durumu gözden geçirmesi ve
Özelleştirme Idaresi
Başkanlığf nın tümiinün
istifa etmesidir" şeklinde
konuştu.
"Hak-İş'in amacı
hoMingleşme'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Demokrası
Platformu. Hak-lş
Konfederasyonu"nun Et
Bahk Kurumu'nu (EBK)
satın alma girişimlerinden
dolayı aynlmasının ardından,
dün özelleştirmeye karşı
çalişmalanna hız vermek
ûzere toplandı. Hak-İş'in
'sendikalan
holdingleştirme'yi hedef
alan ideolojik
yaklaşımlarının eleştiri
konusu olduğu toplantıda.
ülke çıkarlannın
Çİğnenmesini temel alan yeni
istikrar programlanna karşı
konulması kararlaştınldı.
Anayasa
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Anayasa
Komisyonu'nun alt
komisyona havale ettiği 21
maddelik anayasa değişikliği
önerisi için yeniden
çahşmalara başlandı. Alt
komisyon dün ilk toplantısını
yaparak, paketin, anayasanın
başlangıç bölümünde
değişiklik yapan ilk maddesi
aynen kabul edildi. Kabul
edilen değişiklikle,
anayasanın başlangıç
bölümünden 12 Eylül
darbesini öven bölümlerin
metinden çıkanlması
öngörülüyor.
Boyner'bı
tutarsızlığı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yeni Demokrasi
Hareketi (YDH) Genel
Başkanı Cem Boyner,
Ankara'da düzenlediği ilk
basın toplantısında partisinin
ilk seçimlerde yüzde 45 oyla
iktidar olacagını savunurken.
Avrupa Parlamentosu'nda
(AP) dün yaptığı konuşmada,
YDH'nin gelecekte, önde
gelen 4 siyasi partiden biri
olacagını söyledi. Partisinin
ilk seçimlerde iktidara
gelebileceği yönünde bir
acıklamada bulunmayan
Boyner, hükümet açısından
kılit bir konuma ulaşmayı
amaçladıklannı kaydetti.
DİSK'in
fedakârbğı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümerin, kamu
işçisine sözleşme farklannı
ödemeyerek 6 ay süreli ücret
dondurma politikasını
yaşama geçirmesinin
ardından. DtSK'e baglı
Oleyis Sendikası da.
Adana'da Çukobırlik
Yemekhane lşlermecıliği'nde
(YEMAŞ)çalışanl25
işçinin toplusözleşmesini.
"işyerinin teşerona
devredilmesi üzerine" iptal
etti. Sendika ıle işveren
arasında protokol
imzalanarak yapılan devir
işlemiyle ışçiler. "ış
gü\encesi" karşılığında
toplusözleşmede yer alan
maddı ve sosyal haklanndan
vazgeçtı.
Polis pehin alındı
• İSTANBUL (AA)•-
tstanbul Emniyet Müdürlüğü
Asayiş Şube Müdürlüğü
Dolandıncılık ve
Yankesicilik Büro
Amirliği'nde gorevli polis
memuru Zafer Özdemır (38),
güvenlik güçleri tarafından
arandığı bildirilen Mehmet
Serin ıle tartışırken, silahını
alan Serin tarafından bir
arabaya bindirihp kaçmldı.
Yaklaşık 2 saat rehin kalan
polis memuru. saldırganın
bir anlık dalgınlığından
yararlanıp kaçmayı başardı.
Olaydan sonra kaçan
Serin'in yakalanması ıçin
operasyonlann sürdürüldüğü
bıldirildi.
Kaçakçıya ceza
I t Z M İ R (Cumhuriyet
Bürosu) - Yurtdışına eroin
kaçırmaya çalışırken
\akalanan Orhan Keskin,
dün çıkanldığı mahkemece
15 yıl hapis ve 6 milyar 236
milyon lira agır para cezasına
çarptınldı.
Fethullah Gülerf in medyatik çıkışı RP başta olmak üzere partilerce izleniyor
HocaLar arası çeldşmeOSMAN AYDOĞAN
ANKARA - Başbakan Tansu
ÇiUer'le görüşmesı. ardından
bazı gazetelerde çıkan röportaj-
lan \e geçen hafta sonu da ara-
lannda 'ünlü çapkın' Süha Öz-
germiden Abdurrahman Dili-
pak'a kadar her kesımden insa-
nı ıftar yemeğinde toplamasıy-
la dikkatlerı çeken emeklı \aiz
Fethullah Gülen ile RP arasın-
daki siyasi kavga kızışıyor. Gü-
zellerın bile katıldığı Gülen'ın
iftar yemeği. çeşitli tarikatlara
üye olan pek çok insanın tepki-
sine \ol açarken. RP'nin millet-
vekiflen, "Tesettürteferruatnr"
diyen Gûlen'in cemaatinin
RP'ye kaydığını ileri sürdüler\e
"Fethullah Gülen bizim siyasi
muhatabımız değUdir" dediler.
Gûlen'in bakan düzeyindeki
sempatızanlanndan "topluma
açılma" önerısı almış olabılece-
ğıni öne süren Tokat Mıllervekı-
lı Ahmet Fevzi İnceöz ise Gû-
len'in son çıkışlannın kendılen-
ne yaradıgını söyledi.
Fethullah Gülen, Türkiye Ga-
zetecıler ve Yazarlar Vakfı gö-
rünrüsü altında verdigi iftar ye-
megıyle ılgı odagı olmayı sür-
dürüyor. Tarıkatlar kadar, sag
partiler de siyasal ilişkilennın
bulunduğu Fethullah Gülen'ın
"medyatikçıkışt'nı dikatle ızlı-
yorlar. Ancak Fethullah Gû-
len'in merkez sağ partılerle iliş-
kılerini arttırarak kitlesel ıftar
yemekleriyle gündeme gelme-
si. siyasal platformda görüş ay-
nlıklan bulunan RP'detedirgin-
likyarattı.
Cumhuriyet "ın sorulannı ya-
nıtlayan ANAP ve DYP yöneti-
cılen. Fethullah Gûlen'in çıkışı-
nı olumlu bulduklannı bildırdı-
ler. ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı Ekrem Pakdemirli. Gû-
len'in çıkışının "toplumun ay-
dınlanması" açısından yararlı
olduğunu savunarak, Gülen'in,
kulaktan dolma bilgilerle bugu-
• Fethullah Gülen'in,
RP'ye karşı 'tesettürün
teferruat olarak görüldüğiT
daha 'ılımlı' bir Islami
yaklaşımla ortaya çıktığı
ve bir siyasi hareket
hazırlığında olduğu ifade
edildi. Gülen'in Başbakan
Çiller'le yakın ilişkisine
dikkat çekilerek çıkışının
"gündemi değiştirme'
çabası olabileceği de
belirtiliyor.
ne kadar ya gereginden fazla iyi
ya da gereginden fazla kötü gös-
terildiğinı söyledi. RP'nin dıni
siyasete alet etmesı nedenıyle
tepki topladığını ve "inananla-
nn yalnızca RP'U otacağt" görü-
şünü yavmaya çalıştıgını söyle-
yen Pakdemirli. "Fethullah Ho-
ca da btına tepki göstermiş ola-
bilir" dedi.
DYP Grup Başkanvekili Nev-
zatErcanıse İslamın kaynagına
dayalı görüşler açıklanmasının
tartışılamayacağını ilen sürerek,
Islama aykın olmadıkça açıkla-
nacak görüşlere olumsuz bak-
mayacaklarını bildırdi Islami
yaymanın da dinı görevler ara-
sında yer aldığını söyleyen Er-
can. "Sanıyorum bu hocamızda
dini telkin etme, okurma nokta-
sında hurafelerc sapmadan İsla-
mi kaynaklara dayalı olarak bil-
gilendirmek noktasında belki
kendilerini \azifeli sayıyorlar"
diye konuştu. Ercan. Fethullah
Gülen'ın çıkışını siyasal bir ha-
reketin başlangıct olarak görme-
digini, ancak "yann ne olabile-
ceğüıi1
" de bilmedığını belırtc-
rek. olumlu kar^ıladıgını söyle-
di. RP milletvekilleri Mustafa
Baş ve Ahmet Fevzi İnceöz ise
Fethullah Gülen'in çıkışına
farklı yorumlargetirdiler. RP'li-
ler. Gülen'in dikkatlenn üzerine
çevnldigi bir dönemde "aklan-
ma" çabasına girdiği görüşünü
dile getırdiler. Fethullah Gü-
len'ın çıkışına. "yanıltmalara
karşı bir aklanmaçabası" yoru-
munu getiren RP Tokat Millet-
vekilı Ahmet Fevzi Inceöz, Gü-
len'in bakan düzeyindeki sem-
patızanlanndan da topluma açıl-
ma önerisi almış olabıleceğinı
söyledi. İnceöz, Gülen ve cema-
atinin daha çok ANAP'a yakın
olduğunu belirterek. çabalann
RP'nin önünü kesmek içın oldu-
guna inanmadığını söyledi. Fet-
hullah Hoca cemaatinde RP'ye
kaymalann gıderek arttığını sa-
vunan İnceöz. "Onlann içinde
bizim sempatizanlarımız çoğal-
dı. Bilhassa şu hareketlerden
sonra bize yönelenleri görüyo-
ruz. Bu hareketleri bize yanyor"
dedi.
istanbul Milletvekili Musta-
fa Baş. Gülen'ın 1980 sonrasın-
da bazı baskılara hedef olduğu
\e bugün daha rahat bir ortam-
da kendını tanıtma fırsatı yaka-
ladığı görüşünü savunarak, söz-
lenni şöyle sürdürdü:
"Gündemde demokratik dü-
zenlemeler var. Sanıyorum. ön-
ceden bazı baskı ve yanlış anla-
tımlan ortadan kaldırmak \e
kendini gerçek kişiliğiyle. fıkriy-
letanıtmanın bugünlerdeuygun
olduğunu düşünmüştür."
Nesin'in davası 'Nesinlik'EVİN GÖKTAŞ
ANKARA-Mızah kitaplanyla Türki-
ye ve yurtdışında mılyonlarca insanın be-
ğenisini kazanan .\ziz Nesin ıle gazete-
ci-yazar ErgunGöze'nin, Yargıtay 4. Hu-
kuk Dairesi'nde önceki gün yeniden gö-
rüşülen da\ ası yargı tarihine "'kara mi-
zah"olarak geçti. Yargıtay. fikirlerinin
"ulusal deger ve çıkarlara"ters düştüğü-
nü belirttıği Azız Nesin'e yönelik, "va-
tan haini, hırsa ve zrnimetçir
suçlamala-
nnın hakaret degii. "dokuıidurma'" oldu-
ğu kararına \ardı. Nesin, "vatan haini,
hırsız vezimmetçi" suçlamalanna neden
olmasına karşın, yıllardan beri kayıtsız
kaldığı olaylann gerçek öyküsünü ilk kez
Yargıtay'da açıkladı.
Şimdiye kadar yazdıgı 108kitapnede-
niyleünüevrenselleşmiş, kitaplan 34 ya-
bancı dile çevrilmış. oyunlan 8 yabancı
tiyatroda sergilenmış, onlarca ulusal ve
uluslararası ödülün sahibi Aziz Nesin'e
yönelik. "vatan haini,zimmetçi >« hırsız"
suçlamalannı Yargıtay onayladı.
Ergun Göze, 20 Aralık 1990 günkü
Tercüman gazetesinde "Aziz Nesin ve
Türk Ordusu" başlıgıyla yayımlanan
makalesinde ünlü yazan "vatan haini,
zimmetçi ve hırsız" olmakla suçladı Bu
sözler üzenne. kişilik haklannın zede-
lendiğini öne süren Nesin, mahkemeye
Göze aleyhınde 20 milyon liralık mane-
vi tazmınat davası açtı.
• Yargıtay, fikirlerinin "ulusal değer ve çıkarlara" ters
düştüğünü belirttiği Aziz Nesin'e yönelik, "vatan haini, hırsız ve
zimmetçi" suçlamalannm hakaret değil. "dokundurma" olduğu
karanna vardı.
Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkeme-
si, Göze'yı 10 milyon lıra tazminat ceza-
sına mahkûm etti. Göze. bu karara itiraz
edince da\a, Yargıtay'a gitti. Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi. inceleme sonunda Gö-
ze'nin. Nesin'e bu tür hakaretlerde bu-
lunmakta "haklı" olduğu görüşüne var-
dı. Cahit Keskin başkanlığindaki 4. Hu-
kuk Dairesi Heyeti, oyçokİugu ile aldığı
kararda yerel mahkemenin karannı bo-
zarken. dava konusu bu tür sözlerin "do-
kundurma** olduğuna karar verdi. "Do-
kundurma"nın. TDK Sözlüğü'ndeki an-
lamı. "Bir şe>i üstü kapah ve sitem yollu
hatırlatmak. tariz etmek" olarak geçi-
yor.
Kararda. Azız Nesin gibi tanınmış ve
kamuoyuna malolmuş bir kişinin. her
türlü özel yaşamının incelenip yayımla-
nabileceğı vurgulandı. Hukuk dairesi nin
gerekçeli karannda özetle şöyle dendi:
"Bir toplantı ya da gösteri nedeniyle
çok değişik bir harekette bulunan kişi-
nin. kamunun dikkatlerini çekeceği do-
ğaldır. Eğer kişi. toplumun yakından ilgi-
lendirdiği biri ise, dikkatler daha da yo-
ğunlasacaktır. O zaman, ilgi ve merak
onun bilinmeyen yanlanna da yönelir.
Öyie ki, geçmişi güncelleşir \e biyografı-
si, ola> dolav ısıyla ya> unlanır duruma ge-
lir. Kisu >aptığı çıkışla geçmişinin sergi-
lenmesine böy lece nza göstermiş hale gi-
rer. Çünkü isteyerek vaptığı çıkışla >aşa-
mının ortaya dökülmesini dilemiş olur."
Kararda daha sonra. anayasanın baş-
langıç ılkelen anımsatılarak. milli bırlık
ve ulusal çıkarlara ters düşen fikirlere
sahip olmakla suçlanan yazar Aziz Ne-
sin, hakkında bu tür yazılann y azılabıle-
cegi savunuldu. Nesin'in avukatının Yar-
gıtay'a "reddi hâkim" isteminde bulun-
masını reddeden hukuk dairesi. davayı
incelemek üzere yeniden gündemine al-
dı.
Nesin'in suçlan ^ _ ^
37 kişinin ölümüyle sonuçlanan Sı\ as
olaylannda halkı "tahrik ve teşvik" et-
mekle suçlanan. "Türk halkının yü/de
6O'ı aptaWır" sözlen nedenıyle şımşek-
leri çeken Nesin. son olarak Ergun Gö-
ze ile olan davasında tarihi ıtiraflarda bu-
lundu. Nesin, 51 yıl önce Kars 23. Tü-
men Istihkam Komutanı iken. ızne gön-
derdiği ikı enn yemeklennı "zunmeT'ine
geçırdiğinı, bu yüzden 3 ay 10 gün hap-
se mahkûm olunca ordudan atıldığını
açıkladı.
Nesin. "hırsızhk" suçunu şöyle anlat-
tı: "Hırsızlığım ise. 23. Tümen yaya ola-
rak taa Saranbolu'dan Davutpaşa sırtla-
nna dek \ürüverek gelirken. yürüyüş sı-
rasında öğie vemeği için Sapanca'da mo-
la verdiğimizde. o iki küçük keci ya\ru-
sunu takım komutanlan olan subay ve
astsubay lara sattınp parası>laaldığım ki-
razı öğle yemeğinden sonra bölügumün
erlerine verdirmemdir."
"Düşmanlanm bunu yazıp
durdular'
Bu iki suçunu "düşmanlannın" şim-
diye kadar bıkıp usanmadan yazıp dur-
duSunu anımsatan Nesin. şunlan söyle-
di:"
u
Erieri gayri resmi izne gönderdiğim
için isrihkakı olan ta> ınlan ile her gün bö-
lük kazanında pişen \emeklerini ben ye-
miş. satnıış ya da herhangi bir biçimde
keodi yararuna kullanmış olu>ordum. İş-
te bu suç, eıierin istihkakını zimmete ge-
çirmek olu>ordu. Ve ben o iki erin izinde
olduğu günlerde onlan bölüğün günlük
Noklamasmda izinlidi\ e gösteremediğim
için, onlann tayınını ve yemeklerini ben
almış oluyordum. Yani ben zimmetçi)-
dim. Düşmanlanm ayrtca keçi hırsızlığı-
mı da yazıp durdular. Bunlar orduda is-
tihkam bölügünde keçi ne arar diye dü-
şünmedikr. En düşünenleri 'Sen leva-
zım subavı mıvdın?" dive sordu."
12 Eylül'de el konulduktan sonra MSB'ye gönderilen 10 film dava konusu
MSB'ye Yılınaz Güney davası
HÜLYA KARABAĞL1
.ANKARA-12 Eylül'de el ko-
nulduktan sonra Milli Savunma
Bakanlığı'na(MSB)gönderildi-
ği iddia edilen Yümaz Güney"in
10 filmi. dava konusu oldu. Akı-
beti meçhul filmlerin göstenm
ve ışletme hakkına sahip olan
Burç Film Şirketi. Güney'in 10
sinema filmine "el koyduğu" ge-
rekçesiyle. MSB aleyhine 7 mil-
yar 725 milyon liralık maddi taz-
mınat davası açtı.
Şirket adına ldare Mahkeme-
sj'ne dava açan Avukat Çetin
Ozek. MSB'yi yasalara \e huku-
ka aykın davranmakla suçladı.
Özek, Ankara 6. ldare Mah-
kemesi'ne iletilmek üzere İstan-
bul tdare Mahkeınesi'ne sundu-
gu dava dilekçesınde. MSB'nin
hukuka aykırı eyleminin. Burç
Film Şırketı'ni ağır derecede
maddi kayba uârattığını savun-
du. ' ."
Zarann bilirkişilerce tespit
edildikten sonra yasal faiziyle
bırlikte ilgili şirkete ödenmesini
isteyen Özek. "MSB, kendisine
olağanüstü dönemde teslim edi-
len fdmleri korumak, olağan dö-
neme geçildiğinde de bu filmleri
sahiplerine iade etmekle > üküm-
lüdür" göruşunü dile getırirken
davanın hukuksal gerekçelerini
şöyle açıkladı:
"ldare, bu yükümlülüğü yeri-
ne getirme\erek hukuka aykın
bir işleme neden olmuştur. MSB, olağanüs-
tü \onetim döneminde sınırladığı maddi
haklann olağan döneme geçildiğinde kulla-
nılabilmesi. haklann tümüyle yitirilmesinin
engeüenmesi için gereken önlemleri alması
gerekirken bu konuda ihmalci ve umursa-
maz bir davranış içine girmiştir."
12 Eylül döneminde Güney'in 10 adet
filmi ile ilgili negatifler, ses kayıtlan ve her
türlü afişin Sıkıyönetim Komutanlığı'na
teslim edilmesinin istenmesi üzerine, tesli-
matın İstanbul Emnıyeti'ne yapıldığını
anımsatan Özek. filmlenn akıbeti hakkın-
dakı gelı^meleri şöyle dile getirdi:
"Bölgede sıkışönetim %e olağanüstü hal
durumu kaldırıldıktan sonra mmekkilim
olan şirki't, filmlerin kendisine iadesi talebin-
de bulundu. Ancak değişik makamlara ya-
pılan başvurulann kimisi vanıtsı/ bırakıldı.
• Akıbeti meçhul
filmlerin gösterim ve
işletme hakkına sahip
olan Burç Film Şirketi,
Güney'in 10 sinema
filmine "el koyduğu"
gerekçesiyle, MSB
aleyhine 7 milyar 725
milyon liralık maddi
tazminat davası açtı.
Şirket adına ldare
Mahkemesi'ne dava
açan Avukat Çetin
. Özek, MSB'yi
yasalara ve hukuka
aykın davranmakla
suçladı.
TRTdefilmleriyok etmişti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
TRT genel müdürlerinden. CHP Genel
Başkan Yardımcısı tsmail Cem döneminde
satın alınan Yümaz Güney'e ait 7 adet filmin,
1984 yılmda ortadan kaldınldığı bildiriidi.
Güney'in TRT Arşiv Katalogu'na numara
verilerek alınan, ancak bugün nerede olduğu
bilinmeyen «İnce Cumali''adlı filmi 1969
yılmda, Seyit Han ise 1970 ve 1978 yıllannda
TRT televizyonunda ekrana getirilmişti.
26 Kasım 1984 tarihinde TRT Müzik Dairesi
Başkanhğı'na, sözleri Nâzun Hikmet ve
Sabahartin Aliye ait hafif müzik parçalannın
yasaklanması doğrultusunda verilen emir
çerçevesinde, Güney'in filmlerinin de
toplatıldığı iddia ediliyor.
tsmail Cem döneminde kuruma kazandınlan,
ancak daha sonra yok edilen Güney'in
filmleri şunlar:"Umut, Ağrt,Arkadaş, Acı,
Ince Cumali, Seyit Han ve Çirkin KraL"
kimisi de sonuç yaratmayan yanıtlarla geçiş-
tirildi. Bu başvunılar kapsamında Başba-
kanlık Halkla llişkiler Daire Başkanlığı'nın
verdigi 17838sayılı yanıt >azısında, sıkıy öne-
tim kalktıktan sonra filmlerin \!SB'\egön-
derildiği belirtildi. Bu yazı üzerine şirket,
MSB'ye başvuruda bulunarak Yılmaz Gü-
ney filmlerinin iadesini istedi. Fakat bu baş-
vunılara yanıt verilmedi."
" İ>i yurttaş zarar gördü"
Çetin Özek, MSB'den talep edilen 7 mil-
yar 725 milyon liranın şirketin zarannı an-
cak karşılayabileceğını belirtirken bu konu-
da bilirkışi incelemesi yapılmasını istedi
Özek, talep edilen miktann günümüz sine-
ma- video-TV gösterim piyasasında geçer-
li olan rakamlara göre saptandığını bildırdi
Burç Film Şirketi sahibi Fedai Öztürk,
Cumhuriyet'e yaptığı acıklamada. filmlerin
iadesi konusunda bakanlık nezdinde bulun-
duklan girişimlerin sonuçsuzkaldığını söv-
ledı. '_
Dav'a konusu 10 film
Dava aşamasına kadar6 ay beklediklenni
kaydeden Fedaı Öztürk. "O dönemde elin-
de Günev'in filmleri bulunanlar, y urtdışına
kaçırdı. İyi vatandaş ise teslim etti Yasaklar
kaldınlınca kötü vatandaş para kazandı. İyi
vatandaş filmini geri alamadı" dedi.
Güney'in davaya konuolan 10 filmi. şun-
lar:
"Çirkin Kral Afîetmez, Korkusuzlar.Çif-
te Yürekli, Çifte Tabancalı Kabadayı, Bin
Defa Ölürüm, İnce Cumali, Kanımın Son
Damlasına Kadar, Yedi Belalılar, Kan Su
Gibi Akacak \e Pivade Osman."
Zafer Üskül:
Karakollan
denetleme
yetkisi
verilsin
Haber Merkezi - tnsan Hak-
lan Yüksek Danışma Kurulu
Başkan Yardımcısı Prof. Zafer
Üskül, Başbakan TansuÇiller ve
Başbakan Yardımcısı Murat Ka-
rayakjm'dan Başbakanlığın ilgi-
li devlet kuruluşlanna bir genel-
ge gönderilerek insan onurunu
zedeleyici davranışlarda bulu-
nulmaması isteminin talep edil-
diğini, bu genelgeye uyulup
uyulmadığının denetlenmesi için
de kendılerine yetki verilmesini
istediklerini söyledi.
Üskül. -Başbakan böyie bir
genelgevi halen >ollamamış ve
yüksek kurula karakollan denet-
leme yetkisi verilmemiştir. \akt-
lan ve boşamlan > eıieşim yerleri-
ni yerinde izleme istegimiz, iklim
koşullannın elverişsizliği ve gü-
venlik gerekçesiylegeri çevrilmiş-
tir" dedi.
Özerkbirkurum
Prof. Dr. Üskül, insan hakla-
nndan sorumlu Devlet Bakanı
Azimet Köylüoğlu'yla ilgili ga-
zetemizde 'Hızü Başladık, Geri-
si Gelmedi' başıklı yayımlanan
haber üzerine yaptığı acıklama-
da. İnsan Haklan Danışma Ku-
rulu'nun, yaptığı ilk toplantıdan
itibaren özerk bir kurum olarak
çalışmaya başladığını ve bu ne-
denle de kendi organlannı oluş-
turdugunu bildirdi.
Prof. Üskül. kurulun. yaptığı
ilk toplantıdan itibaren, özerk bir
kurum olarak çalışmaya karar
verdığini, bu nedenle de başka-
nını ve başkan yardımcısını ken-
disinin seçtiğini bildirdi.
Prof. Zafer Üskül. "insan
Haklan Yüksek Danışma Kuru-
lu, çahşmalannı kamuo> una du-
yurma konusunda kararlıdır. 30
Ocak 1995 günü >apılan toplan-
tıda alınan karar gereğince, ha-
zırlanan raporlar yapılacak ilk
toplantıda basına açıklanacak-
tır" dedi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Yaşar Kemal
Hapse Atılır mı?
Yaşar Kemal devlet güvenlik mahkemelerinin ka-
pılannda düzenli aralıklaria boy göstermeye başladı.
Sanki düğüne gider gibi. Şık giyimli. Kostümü içinde
gülümsüyor durmadan. Yakın dostları tarafından çev-
relenmiş. "Mevcutlu" getirilip mahkeme kapısından
içerı bırakılıyor ve "mevcutlu" geri götürülüyor.
Acaba Yaşar Kemal i "içeri" atarlar mı?
Türkiye kamuoyunu bırakın bir kenara...
Avrupa kamuoyunun en önemli örgütleri, Avrupa
Parlamentosu ve Avrupa Biıiiği kurumlan Türkiye'de
insan haklan konusunu şiddetle sorgularken...
Türkiye Batı dünyasınca süratle dtşlanırken...
Yaşar Kemal'ı tutuklamaya cesaret ederler mi?
Korkanm evet.
• • •
Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve bakanlann,
kendilerinin ve Türkiye'nin tek kurtuluş yolu olarak
gördükleri Avrupa ile gümrük birliğine bir an önce gir-
me çabalan yoğunlaştıkça, tesadüf bu ya, ülkede ay-
dınlar üzerinde baskılar ve Türkiye'yi güvensiz ülke
gösterme çabaian da eşzamanlı olarak artıyor.
Yazarlara soruşturmalar...
Tutuklamalar ve hapis cezaları...
Bombalama olaylan...
Bu eşzamanlılığın en iyi örnegini geçen yılın sonu-
na dogru yaşamıştık. Gümrük birlıği görüşmeleri, do-
ruk Kürt milletvekıllerinin DGM'ce mahkûm edilme-
leri denk gelmiş; bu yetmemış, PKK'ye yakın bir ga-
zetenin burolan bombalanmış; Yunanistan'ın vetosu
bile gündeme gelemeden görüşmeler ertelenmişti.
Etkin bir kanat, oyle anlaşılıyor ki, Avrupa ile güm-
rük bırliğı ve bütünleşme istemiyor.
Kamuoyu, politikalannı şiddet araçlarıyla yürüten-
lerin düşüncelerini bilmiyor. Eylemlerınin sonuçlarına
bakarak düşüncelerini ve amaçlannı anlamaya çalı-
şıyor.
Bu doğrultuda şu soruları sormakta yarar var:
Acaba gümrük birlıği istenmemesinin ardında, güm-
rük birliğinin bu haliyle ülkemize giderilmesi zor za-
rarlar vereceğı ve hükümetin Avrupa'nın koşullarına
kayıtsız şartsız teslim olduğu düşüncesi mi var?
Yoksa bu, Avrupa'nın Türkıye'ye karşı özellikle Kürt
politikasında izlediği ikiyüzlü politikaya karşı bir tep-
ki mi ? Avrupa'nın eninde sonunda kendi yararian ve
Ortadoğu'daki çıkarları için Türkiye'nin bölünmesine
çanak tutacağı mı düşünülüyor?
Veya, Kurt sorununu çözmek için bugün uygulan-
makta olan politikanın hiçbir şekilde tartışılamayaca-
ğı mı vurgulanmak isteniyor?
Bütün bunlar bahane de, aslında Türkiye'ye başka
bir yön mü verilmek isteniyor?
Avrupa ile değil, Türki cumhuriyetlerle uzun vade-
de birlik, Turan ülküsü örneğin?
Ve, Avrupa ile bağları zayıflamış, sürekli otoriter bir
rejim altında bir Türkiye isteği mi?
• • •
Baştaki sorumuza dönelim: Yaşar Kemal tutuklanır
mı?
Yukanda olan biteni anlayabılmek içın sıraladığımız
varsayımsal sorularm bir kısmı veya bütünü reel du-
rumla örtüşüyorsa eğer, ve bu politikalann güncel aci-
liyetine ve karariılığına bağlı olarak, Yaşar Kemal tu-
tuklanabilir.
Islami Direnis Erleri'
Şeriatçı lidere
adi suçlu cezası
• Diyarbakır DGM'ce eylemleri siyasi bulunan
'îslami Direniş Erleri' örgütü üyeleri Şanhurfa 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce adi suçlu olarak
cezalandınldı.
MEHMET FAR.4Ç
Ş.VVLIURFA - Diyarbakır
DGM'de eylemlerini "siyasi
amaçh" olarak tanımlayan ve
"şeriatçı düzene dayalı
bağunsız Kürt devleti
kurmayı tasariayan" "İslami
Direniş Erleri**adlı örgüt
üyelennın, "adi suçlu"
uygulamasıyla 6 yıl hapis
cezasına çarptınldıklan
ögrenildı.
Türk Ceza Kanunu'nun
(TCK) sılahlı gasp suçunu
kapsayan 497'2 maddesi
gereği şenatçı örgüt üyelerini
adi suçlu olarak yargılayan
Şanlıurfa 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nin bu karannı.
Emniyet Gene!
Müdürlüğü'nden gelen
-İslami Direniş Erleri adh bir
örgüt yoktur" raporu üzerine
verdiği bildinldi.
Türkiye'de Hizbullah, İBDA-
C ve Islami Hareket
Örgütü'nden sonra geçen yıl
mayıs ayında Şanlıurfa"da
ortaya çıkan "ıslami Direniş
Erleri" adlı örgütün
üyelennin yargılama yerleri
ve yöntemleri şeriatçı örgüt
üyelerinin ilgınç biçimde
cezalandınlmalanna yol açtı.
Geçen yıl mayıs ayında Urfa
tünellerinın yapımını
sürdüren Akpınar fırmasının
aracını soyduktan kısa bir
süre sonra ele geçirilen 8 kişi
"İslami Direniş Erleri" adlı
bir örgütün üyeleri
olduklannı itiraf etmişlerdı.
Örgütün liden konumundaki
Kahire El Ezher Üniversıtesi
öğrencilerinden Siverek
tmam Hatip Lisesı mezunu
Süleyman Boynukara.
Şanlıurfa 2. Ağır Ceza
Mahkemesı'nde verdigi
ifadesinde eylemlerinin
"siyasi amaçir olduğunu
itiraf ederek örgütün adını
duyurmak ıçin bazı evlere
dinamit attıklannı ve
"Şüheda" adlı bir dergiyi
çıkarabilmek için de Akpınar
aracını soyduklannı
söylemişti.
Süleyman Boynukara'nın bu
anlatımlan üzerine
görevsizlik karan veren
Şanlıurfa 2. Ağır Ceza
Mahkemesi dosyayı
Diyarbakır DGM'ye
gönderdı. Ancak Diyarbakır
DGM'de eylemlerini "siyasi
amaçlı" olarak tanımlayan ve
"şeriatçı düzene dayalı
bağımsız Kürt devleti
kurmayı tasarlayan" örgüt
üyelerini
vargılayamayacağına karar
verdı. Diyarbakır DGM
Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden gelen
"İslami Direniş Erleri adında
bir örgüt joktur" raporu
üzerine dosyayı yeniden Ş.
Urfa 2. AğırCeza
Mahkemesi'ne gönderdi.
Şanlıurfa 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde 10 Şubat
1995 tarihlerinde karara '<
bağlanan davaya göre "Siyasî
amaçlı soygun yapüklaruur
itiraf eden Islami Direniş
Erleri adlı örgütün lideri
Süleyman Boynukara (İHL
mezunu). Abbas Boynukara
(Kardeşi İHL öğrencısi),
Ahmet Altun (İHD mezunu),
Enes Bakırcı (RP üyesi),
Gaffar Kurt (İHL mezunu)
TCK'nin silahlı gasp suçunu
kapsayan 497/2. maddesi
gereği 6 yıl 5 ay 13'er gün
hapis cezasına çarptınldılar.
Mahkeme örgüt lideri
Boynukara'ya soygun
eyleminde kullandığı
Kalaşnikoftan ötürü 4 yıl 2
ay, Ahmet Altun'a da
eylemde kullandığı
tabancadan ötürü 10 ay ek
ceza verdi. Sanıklar Şanlıurfa;
Cezaevi'ne konulurken olaya
adlan kanşan. ancak rutuksuz
yargılanan dığer üç kişi
Ibrahim Ağırtaş, AbduDah
Taşkın ve eski Milli Gençlik ,
Vakfı Başkan Yardımcısı j
Mehmet Güneş ise serbest ;
bırakıldılar. '