27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE HABERLER Üzelleştirmenin suyuçrtrtı' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Akyol, özelleştirmenin hiçbir ciddiyeti kalmadiğını iddia ederek. '•Özelleştirmenin suyu çıkmıştır" dedi. Akyol, dün düzenledıği basın toplantısında. özelleştirme konusunda kamuoyunda tam bir güvensızlıgin hakim olduğunu söyledı. Et Balık ICurumu'nun satışı ve iptaline ilişkin gelişmeleri değerlendiren Akyol, "Hiikümete tavsiyemiz, durumu gözden geçirmesi ve Özelleştirme Idaresi Başkanlığf nın tümiinün istifa etmesidir" şeklinde konuştu. "Hak-İş'in amacı hoMingleşme' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokrası Platformu. Hak-lş Konfederasyonu"nun Et Bahk Kurumu'nu (EBK) satın alma girişimlerinden dolayı aynlmasının ardından, dün özelleştirmeye karşı çalişmalanna hız vermek ûzere toplandı. Hak-İş'in 'sendikalan holdingleştirme'yi hedef alan ideolojik yaklaşımlarının eleştiri konusu olduğu toplantıda. ülke çıkarlannın Çİğnenmesini temel alan yeni istikrar programlanna karşı konulması kararlaştınldı. Anayasa • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Anayasa Komisyonu'nun alt komisyona havale ettiği 21 maddelik anayasa değişikliği önerisi için yeniden çahşmalara başlandı. Alt komisyon dün ilk toplantısını yaparak, paketin, anayasanın başlangıç bölümünde değişiklik yapan ilk maddesi aynen kabul edildi. Kabul edilen değişiklikle, anayasanın başlangıç bölümünden 12 Eylül darbesini öven bölümlerin metinden çıkanlması öngörülüyor. Boyner'bı tutarsızlığı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) Genel Başkanı Cem Boyner, Ankara'da düzenlediği ilk basın toplantısında partisinin ilk seçimlerde yüzde 45 oyla iktidar olacagını savunurken. Avrupa Parlamentosu'nda (AP) dün yaptığı konuşmada, YDH'nin gelecekte, önde gelen 4 siyasi partiden biri olacagını söyledi. Partisinin ilk seçimlerde iktidara gelebileceği yönünde bir acıklamada bulunmayan Boyner, hükümet açısından kılit bir konuma ulaşmayı amaçladıklannı kaydetti. DİSK'in fedakârbğı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümerin, kamu işçisine sözleşme farklannı ödemeyerek 6 ay süreli ücret dondurma politikasını yaşama geçirmesinin ardından. DtSK'e baglı Oleyis Sendikası da. Adana'da Çukobırlik Yemekhane lşlermecıliği'nde (YEMAŞ)çalışanl25 işçinin toplusözleşmesini. "işyerinin teşerona devredilmesi üzerine" iptal etti. Sendika ıle işveren arasında protokol imzalanarak yapılan devir işlemiyle ışçiler. "ış gü\encesi" karşılığında toplusözleşmede yer alan maddı ve sosyal haklanndan vazgeçtı. Polis pehin alındı • İSTANBUL (AA)•- tstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandıncılık ve Yankesicilik Büro Amirliği'nde gorevli polis memuru Zafer Özdemır (38), güvenlik güçleri tarafından arandığı bildirilen Mehmet Serin ıle tartışırken, silahını alan Serin tarafından bir arabaya bindirihp kaçmldı. Yaklaşık 2 saat rehin kalan polis memuru. saldırganın bir anlık dalgınlığından yararlanıp kaçmayı başardı. Olaydan sonra kaçan Serin'in yakalanması ıçin operasyonlann sürdürüldüğü bıldirildi. Kaçakçıya ceza I t Z M İ R (Cumhuriyet Bürosu) - Yurtdışına eroin kaçırmaya çalışırken \akalanan Orhan Keskin, dün çıkanldığı mahkemece 15 yıl hapis ve 6 milyar 236 milyon lira agır para cezasına çarptınldı. Fethullah Gülerf in medyatik çıkışı RP başta olmak üzere partilerce izleniyor HocaLar arası çeldşmeOSMAN AYDOĞAN ANKARA - Başbakan Tansu ÇiUer'le görüşmesı. ardından bazı gazetelerde çıkan röportaj- lan \e geçen hafta sonu da ara- lannda 'ünlü çapkın' Süha Öz- germiden Abdurrahman Dili- pak'a kadar her kesımden insa- nı ıftar yemeğinde toplamasıy- la dikkatlerı çeken emeklı \aiz Fethullah Gülen ile RP arasın- daki siyasi kavga kızışıyor. Gü- zellerın bile katıldığı Gülen'ın iftar yemeği. çeşitli tarikatlara üye olan pek çok insanın tepki- sine \ol açarken. RP'nin millet- vekiflen, "Tesettürteferruatnr" diyen Gûlen'in cemaatinin RP'ye kaydığını ileri sürdüler\e "Fethullah Gülen bizim siyasi muhatabımız değUdir" dediler. Gûlen'in bakan düzeyindeki sempatızanlanndan "topluma açılma" önerısı almış olabılece- ğıni öne süren Tokat Mıllervekı- lı Ahmet Fevzi İnceöz ise Gû- len'in son çıkışlannın kendılen- ne yaradıgını söyledi. Fethullah Gülen, Türkiye Ga- zetecıler ve Yazarlar Vakfı gö- rünrüsü altında verdigi iftar ye- megıyle ılgı odagı olmayı sür- dürüyor. Tarıkatlar kadar, sag partiler de siyasal ilişkilennın bulunduğu Fethullah Gülen'ın "medyatikçıkışt'nı dikatle ızlı- yorlar. Ancak Fethullah Gû- len'in merkez sağ partılerle iliş- kılerini arttırarak kitlesel ıftar yemekleriyle gündeme gelme- si. siyasal platformda görüş ay- nlıklan bulunan RP'detedirgin- likyarattı. Cumhuriyet "ın sorulannı ya- nıtlayan ANAP ve DYP yöneti- cılen. Fethullah Gûlen'in çıkışı- nı olumlu bulduklannı bildırdı- ler. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Ekrem Pakdemirli. Gû- len'in çıkışının "toplumun ay- dınlanması" açısından yararlı olduğunu savunarak, Gülen'in, kulaktan dolma bilgilerle bugu- • Fethullah Gülen'in, RP'ye karşı 'tesettürün teferruat olarak görüldüğiT daha 'ılımlı' bir Islami yaklaşımla ortaya çıktığı ve bir siyasi hareket hazırlığında olduğu ifade edildi. Gülen'in Başbakan Çiller'le yakın ilişkisine dikkat çekilerek çıkışının "gündemi değiştirme' çabası olabileceği de belirtiliyor. ne kadar ya gereginden fazla iyi ya da gereginden fazla kötü gös- terildiğinı söyledi. RP'nin dıni siyasete alet etmesı nedenıyle tepki topladığını ve "inananla- nn yalnızca RP'U otacağt" görü- şünü yavmaya çalıştıgını söyle- yen Pakdemirli. "Fethullah Ho- ca da btına tepki göstermiş ola- bilir" dedi. DYP Grup Başkanvekili Nev- zatErcanıse İslamın kaynagına dayalı görüşler açıklanmasının tartışılamayacağını ilen sürerek, Islama aykın olmadıkça açıkla- nacak görüşlere olumsuz bak- mayacaklarını bildırdi Islami yaymanın da dinı görevler ara- sında yer aldığını söyleyen Er- can. "Sanıyorum bu hocamızda dini telkin etme, okurma nokta- sında hurafelerc sapmadan İsla- mi kaynaklara dayalı olarak bil- gilendirmek noktasında belki kendilerini \azifeli sayıyorlar" diye konuştu. Ercan. Fethullah Gülen'ın çıkışını siyasal bir ha- reketin başlangıct olarak görme- digini, ancak "yann ne olabile- ceğüıi1 " de bilmedığını belırtc- rek. olumlu kar^ıladıgını söyle- di. RP milletvekilleri Mustafa Baş ve Ahmet Fevzi İnceöz ise Fethullah Gülen'in çıkışına farklı yorumlargetirdiler. RP'li- ler. Gülen'in dikkatlenn üzerine çevnldigi bir dönemde "aklan- ma" çabasına girdiği görüşünü dile getırdiler. Fethullah Gü- len'ın çıkışına. "yanıltmalara karşı bir aklanmaçabası" yoru- munu getiren RP Tokat Millet- vekilı Ahmet Fevzi Inceöz, Gü- len'in bakan düzeyindeki sem- patızanlanndan da topluma açıl- ma önerisi almış olabıleceğinı söyledi. İnceöz, Gülen ve cema- atinin daha çok ANAP'a yakın olduğunu belirterek. çabalann RP'nin önünü kesmek içın oldu- guna inanmadığını söyledi. Fet- hullah Hoca cemaatinde RP'ye kaymalann gıderek arttığını sa- vunan İnceöz. "Onlann içinde bizim sempatizanlarımız çoğal- dı. Bilhassa şu hareketlerden sonra bize yönelenleri görüyo- ruz. Bu hareketleri bize yanyor" dedi. istanbul Milletvekili Musta- fa Baş. Gülen'ın 1980 sonrasın- da bazı baskılara hedef olduğu \e bugün daha rahat bir ortam- da kendını tanıtma fırsatı yaka- ladığı görüşünü savunarak, söz- lenni şöyle sürdürdü: "Gündemde demokratik dü- zenlemeler var. Sanıyorum. ön- ceden bazı baskı ve yanlış anla- tımlan ortadan kaldırmak \e kendini gerçek kişiliğiyle. fıkriy- letanıtmanın bugünlerdeuygun olduğunu düşünmüştür." Nesin'in davası 'Nesinlik'EVİN GÖKTAŞ ANKARA-Mızah kitaplanyla Türki- ye ve yurtdışında mılyonlarca insanın be- ğenisini kazanan .\ziz Nesin ıle gazete- ci-yazar ErgunGöze'nin, Yargıtay 4. Hu- kuk Dairesi'nde önceki gün yeniden gö- rüşülen da\ ası yargı tarihine "'kara mi- zah"olarak geçti. Yargıtay. fikirlerinin "ulusal deger ve çıkarlara"ters düştüğü- nü belirttıği Azız Nesin'e yönelik, "va- tan haini, hırsa ve zrnimetçir suçlamala- nnın hakaret degii. "dokuıidurma'" oldu- ğu kararına \ardı. Nesin, "vatan haini, hırsız vezimmetçi" suçlamalanna neden olmasına karşın, yıllardan beri kayıtsız kaldığı olaylann gerçek öyküsünü ilk kez Yargıtay'da açıkladı. Şimdiye kadar yazdıgı 108kitapnede- niyleünüevrenselleşmiş, kitaplan 34 ya- bancı dile çevrilmış. oyunlan 8 yabancı tiyatroda sergilenmış, onlarca ulusal ve uluslararası ödülün sahibi Aziz Nesin'e yönelik. "vatan haini,zimmetçi >« hırsız" suçlamalannı Yargıtay onayladı. Ergun Göze, 20 Aralık 1990 günkü Tercüman gazetesinde "Aziz Nesin ve Türk Ordusu" başlıgıyla yayımlanan makalesinde ünlü yazan "vatan haini, zimmetçi ve hırsız" olmakla suçladı Bu sözler üzenne. kişilik haklannın zede- lendiğini öne süren Nesin, mahkemeye Göze aleyhınde 20 milyon liralık mane- vi tazmınat davası açtı. • Yargıtay, fikirlerinin "ulusal değer ve çıkarlara" ters düştüğünü belirttiği Aziz Nesin'e yönelik, "vatan haini, hırsız ve zimmetçi" suçlamalannm hakaret değil. "dokundurma" olduğu karanna vardı. Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkeme- si, Göze'yı 10 milyon lıra tazminat ceza- sına mahkûm etti. Göze. bu karara itiraz edince da\a, Yargıtay'a gitti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi. inceleme sonunda Gö- ze'nin. Nesin'e bu tür hakaretlerde bu- lunmakta "haklı" olduğu görüşüne var- dı. Cahit Keskin başkanlığindaki 4. Hu- kuk Dairesi Heyeti, oyçokİugu ile aldığı kararda yerel mahkemenin karannı bo- zarken. dava konusu bu tür sözlerin "do- kundurma** olduğuna karar verdi. "Do- kundurma"nın. TDK Sözlüğü'ndeki an- lamı. "Bir şe>i üstü kapah ve sitem yollu hatırlatmak. tariz etmek" olarak geçi- yor. Kararda. Azız Nesin gibi tanınmış ve kamuoyuna malolmuş bir kişinin. her türlü özel yaşamının incelenip yayımla- nabileceğı vurgulandı. Hukuk dairesi nin gerekçeli karannda özetle şöyle dendi: "Bir toplantı ya da gösteri nedeniyle çok değişik bir harekette bulunan kişi- nin. kamunun dikkatlerini çekeceği do- ğaldır. Eğer kişi. toplumun yakından ilgi- lendirdiği biri ise, dikkatler daha da yo- ğunlasacaktır. O zaman, ilgi ve merak onun bilinmeyen yanlanna da yönelir. Öyie ki, geçmişi güncelleşir \e biyografı- si, ola> dolav ısıyla ya> unlanır duruma ge- lir. Kisu >aptığı çıkışla geçmişinin sergi- lenmesine böy lece nza göstermiş hale gi- rer. Çünkü isteyerek vaptığı çıkışla >aşa- mının ortaya dökülmesini dilemiş olur." Kararda daha sonra. anayasanın baş- langıç ılkelen anımsatılarak. milli bırlık ve ulusal çıkarlara ters düşen fikirlere sahip olmakla suçlanan yazar Aziz Ne- sin, hakkında bu tür yazılann y azılabıle- cegi savunuldu. Nesin'in avukatının Yar- gıtay'a "reddi hâkim" isteminde bulun- masını reddeden hukuk dairesi. davayı incelemek üzere yeniden gündemine al- dı. Nesin'in suçlan ^ _ ^ 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan Sı\ as olaylannda halkı "tahrik ve teşvik" et- mekle suçlanan. "Türk halkının yü/de 6O'ı aptaWır" sözlen nedenıyle şımşek- leri çeken Nesin. son olarak Ergun Gö- ze ile olan davasında tarihi ıtiraflarda bu- lundu. Nesin, 51 yıl önce Kars 23. Tü- men Istihkam Komutanı iken. ızne gön- derdiği ikı enn yemeklennı "zunmeT'ine geçırdiğinı, bu yüzden 3 ay 10 gün hap- se mahkûm olunca ordudan atıldığını açıkladı. Nesin. "hırsızhk" suçunu şöyle anlat- tı: "Hırsızlığım ise. 23. Tümen yaya ola- rak taa Saranbolu'dan Davutpaşa sırtla- nna dek \ürüverek gelirken. yürüyüş sı- rasında öğie vemeği için Sapanca'da mo- la verdiğimizde. o iki küçük keci ya\ru- sunu takım komutanlan olan subay ve astsubay lara sattınp parası>laaldığım ki- razı öğle yemeğinden sonra bölügumün erlerine verdirmemdir." "Düşmanlanm bunu yazıp durdular' Bu iki suçunu "düşmanlannın" şim- diye kadar bıkıp usanmadan yazıp dur- duSunu anımsatan Nesin. şunlan söyle- di:" u Erieri gayri resmi izne gönderdiğim için isrihkakı olan ta> ınlan ile her gün bö- lük kazanında pişen \emeklerini ben ye- miş. satnıış ya da herhangi bir biçimde keodi yararuna kullanmış olu>ordum. İş- te bu suç, eıierin istihkakını zimmete ge- çirmek olu>ordu. Ve ben o iki erin izinde olduğu günlerde onlan bölüğün günlük Noklamasmda izinlidi\ e gösteremediğim için, onlann tayınını ve yemeklerini ben almış oluyordum. Yani ben zimmetçi)- dim. Düşmanlanm ayrtca keçi hırsızlığı- mı da yazıp durdular. Bunlar orduda is- tihkam bölügünde keçi ne arar diye dü- şünmedikr. En düşünenleri 'Sen leva- zım subavı mıvdın?" dive sordu." 12 Eylül'de el konulduktan sonra MSB'ye gönderilen 10 film dava konusu MSB'ye Yılınaz Güney davası HÜLYA KARABAĞL1 .ANKARA-12 Eylül'de el ko- nulduktan sonra Milli Savunma Bakanlığı'na(MSB)gönderildi- ği iddia edilen Yümaz Güney"in 10 filmi. dava konusu oldu. Akı- beti meçhul filmlerin göstenm ve ışletme hakkına sahip olan Burç Film Şirketi. Güney'in 10 sinema filmine "el koyduğu" ge- rekçesiyle. MSB aleyhine 7 mil- yar 725 milyon liralık maddi taz- mınat davası açtı. Şirket adına ldare Mahkeme- sj'ne dava açan Avukat Çetin Ozek. MSB'yi yasalara \e huku- ka aykın davranmakla suçladı. Özek, Ankara 6. ldare Mah- kemesi'ne iletilmek üzere İstan- bul tdare Mahkeınesi'ne sundu- gu dava dilekçesınde. MSB'nin hukuka aykırı eyleminin. Burç Film Şırketı'ni ağır derecede maddi kayba uârattığını savun- du. ' ." Zarann bilirkişilerce tespit edildikten sonra yasal faiziyle bırlikte ilgili şirkete ödenmesini isteyen Özek. "MSB, kendisine olağanüstü dönemde teslim edi- len fdmleri korumak, olağan dö- neme geçildiğinde de bu filmleri sahiplerine iade etmekle > üküm- lüdür" göruşunü dile getırirken davanın hukuksal gerekçelerini şöyle açıkladı: "ldare, bu yükümlülüğü yeri- ne getirme\erek hukuka aykın bir işleme neden olmuştur. MSB, olağanüs- tü \onetim döneminde sınırladığı maddi haklann olağan döneme geçildiğinde kulla- nılabilmesi. haklann tümüyle yitirilmesinin engeüenmesi için gereken önlemleri alması gerekirken bu konuda ihmalci ve umursa- maz bir davranış içine girmiştir." 12 Eylül döneminde Güney'in 10 adet filmi ile ilgili negatifler, ses kayıtlan ve her türlü afişin Sıkıyönetim Komutanlığı'na teslim edilmesinin istenmesi üzerine, tesli- matın İstanbul Emnıyeti'ne yapıldığını anımsatan Özek. filmlenn akıbeti hakkın- dakı gelı^meleri şöyle dile getirdi: "Bölgede sıkışönetim %e olağanüstü hal durumu kaldırıldıktan sonra mmekkilim olan şirki't, filmlerin kendisine iadesi talebin- de bulundu. Ancak değişik makamlara ya- pılan başvurulann kimisi vanıtsı/ bırakıldı. • Akıbeti meçhul filmlerin gösterim ve işletme hakkına sahip olan Burç Film Şirketi, Güney'in 10 sinema filmine "el koyduğu" gerekçesiyle, MSB aleyhine 7 milyar 725 milyon liralık maddi tazminat davası açtı. Şirket adına ldare Mahkemesi'ne dava açan Avukat Çetin . Özek, MSB'yi yasalara ve hukuka aykın davranmakla suçladı. TRTdefilmleriyok etmişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski TRT genel müdürlerinden. CHP Genel Başkan Yardımcısı tsmail Cem döneminde satın alınan Yümaz Güney'e ait 7 adet filmin, 1984 yılmda ortadan kaldınldığı bildiriidi. Güney'in TRT Arşiv Katalogu'na numara verilerek alınan, ancak bugün nerede olduğu bilinmeyen «İnce Cumali''adlı filmi 1969 yılmda, Seyit Han ise 1970 ve 1978 yıllannda TRT televizyonunda ekrana getirilmişti. 26 Kasım 1984 tarihinde TRT Müzik Dairesi Başkanhğı'na, sözleri Nâzun Hikmet ve Sabahartin Aliye ait hafif müzik parçalannın yasaklanması doğrultusunda verilen emir çerçevesinde, Güney'in filmlerinin de toplatıldığı iddia ediliyor. tsmail Cem döneminde kuruma kazandınlan, ancak daha sonra yok edilen Güney'in filmleri şunlar:"Umut, Ağrt,Arkadaş, Acı, Ince Cumali, Seyit Han ve Çirkin KraL" kimisi de sonuç yaratmayan yanıtlarla geçiş- tirildi. Bu başvunılar kapsamında Başba- kanlık Halkla llişkiler Daire Başkanlığı'nın verdigi 17838sayılı yanıt >azısında, sıkıy öne- tim kalktıktan sonra filmlerin \!SB'\egön- derildiği belirtildi. Bu yazı üzerine şirket, MSB'ye başvuruda bulunarak Yılmaz Gü- ney filmlerinin iadesini istedi. Fakat bu baş- vunılara yanıt verilmedi." " İ>i yurttaş zarar gördü" Çetin Özek, MSB'den talep edilen 7 mil- yar 725 milyon liranın şirketin zarannı an- cak karşılayabileceğını belirtirken bu konu- da bilirkışi incelemesi yapılmasını istedi Özek, talep edilen miktann günümüz sine- ma- video-TV gösterim piyasasında geçer- li olan rakamlara göre saptandığını bildırdi Burç Film Şirketi sahibi Fedai Öztürk, Cumhuriyet'e yaptığı acıklamada. filmlerin iadesi konusunda bakanlık nezdinde bulun- duklan girişimlerin sonuçsuzkaldığını söv- ledı. '_ Dav'a konusu 10 film Dava aşamasına kadar6 ay beklediklenni kaydeden Fedaı Öztürk. "O dönemde elin- de Günev'in filmleri bulunanlar, y urtdışına kaçırdı. İyi vatandaş ise teslim etti Yasaklar kaldınlınca kötü vatandaş para kazandı. İyi vatandaş filmini geri alamadı" dedi. Güney'in davaya konuolan 10 filmi. şun- lar: "Çirkin Kral Afîetmez, Korkusuzlar.Çif- te Yürekli, Çifte Tabancalı Kabadayı, Bin Defa Ölürüm, İnce Cumali, Kanımın Son Damlasına Kadar, Yedi Belalılar, Kan Su Gibi Akacak \e Pivade Osman." Zafer Üskül: Karakollan denetleme yetkisi verilsin Haber Merkezi - tnsan Hak- lan Yüksek Danışma Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Zafer Üskül, Başbakan TansuÇiller ve Başbakan Yardımcısı Murat Ka- rayakjm'dan Başbakanlığın ilgi- li devlet kuruluşlanna bir genel- ge gönderilerek insan onurunu zedeleyici davranışlarda bulu- nulmaması isteminin talep edil- diğini, bu genelgeye uyulup uyulmadığının denetlenmesi için de kendılerine yetki verilmesini istediklerini söyledi. Üskül. -Başbakan böyie bir genelgevi halen >ollamamış ve yüksek kurula karakollan denet- leme yetkisi verilmemiştir. \akt- lan ve boşamlan > eıieşim yerleri- ni yerinde izleme istegimiz, iklim koşullannın elverişsizliği ve gü- venlik gerekçesiylegeri çevrilmiş- tir" dedi. Özerkbirkurum Prof. Dr. Üskül, insan hakla- nndan sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu'yla ilgili ga- zetemizde 'Hızü Başladık, Geri- si Gelmedi' başıklı yayımlanan haber üzerine yaptığı acıklama- da. İnsan Haklan Danışma Ku- rulu'nun, yaptığı ilk toplantıdan itibaren özerk bir kurum olarak çalışmaya başladığını ve bu ne- denle de kendi organlannı oluş- turdugunu bildirdi. Prof. Üskül. kurulun. yaptığı ilk toplantıdan itibaren, özerk bir kurum olarak çalışmaya karar verdığini, bu nedenle de başka- nını ve başkan yardımcısını ken- disinin seçtiğini bildirdi. Prof. Zafer Üskül. "insan Haklan Yüksek Danışma Kuru- lu, çahşmalannı kamuo> una du- yurma konusunda kararlıdır. 30 Ocak 1995 günü >apılan toplan- tıda alınan karar gereğince, ha- zırlanan raporlar yapılacak ilk toplantıda basına açıklanacak- tır" dedi. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Yaşar Kemal Hapse Atılır mı? Yaşar Kemal devlet güvenlik mahkemelerinin ka- pılannda düzenli aralıklaria boy göstermeye başladı. Sanki düğüne gider gibi. Şık giyimli. Kostümü içinde gülümsüyor durmadan. Yakın dostları tarafından çev- relenmiş. "Mevcutlu" getirilip mahkeme kapısından içerı bırakılıyor ve "mevcutlu" geri götürülüyor. Acaba Yaşar Kemal i "içeri" atarlar mı? Türkiye kamuoyunu bırakın bir kenara... Avrupa kamuoyunun en önemli örgütleri, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Biıiiği kurumlan Türkiye'de insan haklan konusunu şiddetle sorgularken... Türkiye Batı dünyasınca süratle dtşlanırken... Yaşar Kemal'ı tutuklamaya cesaret ederler mi? Korkanm evet. • • • Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve bakanlann, kendilerinin ve Türkiye'nin tek kurtuluş yolu olarak gördükleri Avrupa ile gümrük birliğine bir an önce gir- me çabalan yoğunlaştıkça, tesadüf bu ya, ülkede ay- dınlar üzerinde baskılar ve Türkiye'yi güvensiz ülke gösterme çabaian da eşzamanlı olarak artıyor. Yazarlara soruşturmalar... Tutuklamalar ve hapis cezaları... Bombalama olaylan... Bu eşzamanlılığın en iyi örnegini geçen yılın sonu- na dogru yaşamıştık. Gümrük birlıği görüşmeleri, do- ruk Kürt milletvekıllerinin DGM'ce mahkûm edilme- leri denk gelmiş; bu yetmemış, PKK'ye yakın bir ga- zetenin burolan bombalanmış; Yunanistan'ın vetosu bile gündeme gelemeden görüşmeler ertelenmişti. Etkin bir kanat, oyle anlaşılıyor ki, Avrupa ile güm- rük bırliğı ve bütünleşme istemiyor. Kamuoyu, politikalannı şiddet araçlarıyla yürüten- lerin düşüncelerini bilmiyor. Eylemlerınin sonuçlarına bakarak düşüncelerini ve amaçlannı anlamaya çalı- şıyor. Bu doğrultuda şu soruları sormakta yarar var: Acaba gümrük birlıği istenmemesinin ardında, güm- rük birliğinin bu haliyle ülkemize giderilmesi zor za- rarlar vereceğı ve hükümetin Avrupa'nın koşullarına kayıtsız şartsız teslim olduğu düşüncesi mi var? Yoksa bu, Avrupa'nın Türkıye'ye karşı özellikle Kürt politikasında izlediği ikiyüzlü politikaya karşı bir tep- ki mi ? Avrupa'nın eninde sonunda kendi yararian ve Ortadoğu'daki çıkarları için Türkiye'nin bölünmesine çanak tutacağı mı düşünülüyor? Veya, Kurt sorununu çözmek için bugün uygulan- makta olan politikanın hiçbir şekilde tartışılamayaca- ğı mı vurgulanmak isteniyor? Bütün bunlar bahane de, aslında Türkiye'ye başka bir yön mü verilmek isteniyor? Avrupa ile değil, Türki cumhuriyetlerle uzun vade- de birlik, Turan ülküsü örneğin? Ve, Avrupa ile bağları zayıflamış, sürekli otoriter bir rejim altında bir Türkiye isteği mi? • • • Baştaki sorumuza dönelim: Yaşar Kemal tutuklanır mı? Yukanda olan biteni anlayabılmek içın sıraladığımız varsayımsal sorularm bir kısmı veya bütünü reel du- rumla örtüşüyorsa eğer, ve bu politikalann güncel aci- liyetine ve karariılığına bağlı olarak, Yaşar Kemal tu- tuklanabilir. Islami Direnis Erleri' Şeriatçı lidere adi suçlu cezası • Diyarbakır DGM'ce eylemleri siyasi bulunan 'îslami Direniş Erleri' örgütü üyeleri Şanhurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce adi suçlu olarak cezalandınldı. MEHMET FAR.4Ç Ş.VVLIURFA - Diyarbakır DGM'de eylemlerini "siyasi amaçh" olarak tanımlayan ve "şeriatçı düzene dayalı bağunsız Kürt devleti kurmayı tasariayan" "İslami Direniş Erleri**adlı örgüt üyelennın, "adi suçlu" uygulamasıyla 6 yıl hapis cezasına çarptınldıklan ögrenildı. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) sılahlı gasp suçunu kapsayan 497'2 maddesi gereği şenatçı örgüt üyelerini adi suçlu olarak yargılayan Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu karannı. Emniyet Gene! Müdürlüğü'nden gelen -İslami Direniş Erleri adh bir örgüt yoktur" raporu üzerine verdiği bildinldi. Türkiye'de Hizbullah, İBDA- C ve Islami Hareket Örgütü'nden sonra geçen yıl mayıs ayında Şanlıurfa"da ortaya çıkan "ıslami Direniş Erleri" adlı örgütün üyelennin yargılama yerleri ve yöntemleri şeriatçı örgüt üyelerinin ilgınç biçimde cezalandınlmalanna yol açtı. Geçen yıl mayıs ayında Urfa tünellerinın yapımını sürdüren Akpınar fırmasının aracını soyduktan kısa bir süre sonra ele geçirilen 8 kişi "İslami Direniş Erleri" adlı bir örgütün üyeleri olduklannı itiraf etmişlerdı. Örgütün liden konumundaki Kahire El Ezher Üniversıtesi öğrencilerinden Siverek tmam Hatip Lisesı mezunu Süleyman Boynukara. Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesı'nde verdigi ifadesinde eylemlerinin "siyasi amaçir olduğunu itiraf ederek örgütün adını duyurmak ıçin bazı evlere dinamit attıklannı ve "Şüheda" adlı bir dergiyi çıkarabilmek için de Akpınar aracını soyduklannı söylemişti. Süleyman Boynukara'nın bu anlatımlan üzerine görevsizlik karan veren Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı Diyarbakır DGM'ye gönderdı. Ancak Diyarbakır DGM'de eylemlerini "siyasi amaçlı" olarak tanımlayan ve "şeriatçı düzene dayalı bağımsız Kürt devleti kurmayı tasarlayan" örgüt üyelerini vargılayamayacağına karar verdı. Diyarbakır DGM Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen "İslami Direniş Erleri adında bir örgüt joktur" raporu üzerine dosyayı yeniden Ş. Urfa 2. AğırCeza Mahkemesi'ne gönderdi. Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 10 Şubat 1995 tarihlerinde karara '< bağlanan davaya göre "Siyasî amaçlı soygun yapüklaruur itiraf eden Islami Direniş Erleri adlı örgütün lideri Süleyman Boynukara (İHL mezunu). Abbas Boynukara (Kardeşi İHL öğrencısi), Ahmet Altun (İHD mezunu), Enes Bakırcı (RP üyesi), Gaffar Kurt (İHL mezunu) TCK'nin silahlı gasp suçunu kapsayan 497/2. maddesi gereği 6 yıl 5 ay 13'er gün hapis cezasına çarptınldılar. Mahkeme örgüt lideri Boynukara'ya soygun eyleminde kullandığı Kalaşnikoftan ötürü 4 yıl 2 ay, Ahmet Altun'a da eylemde kullandığı tabancadan ötürü 10 ay ek ceza verdi. Sanıklar Şanlıurfa; Cezaevi'ne konulurken olaya adlan kanşan. ancak rutuksuz yargılanan dığer üç kişi Ibrahim Ağırtaş, AbduDah Taşkın ve eski Milli Gençlik , Vakfı Başkan Yardımcısı j Mehmet Güneş ise serbest ; bırakıldılar. '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle