Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 1995 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
'Bir destan kahramanı'nın söyledikleri
Konuşmayı yapan: OSMAN ŞAHİN. Yazar (oykucu) Osman
Şahın'ın Kestel Onbaşı ıle yaptığı bu konuşmayı hıçbır
sozcüğune dokunmadan aynen yayımlıyoruz Osman Şahın.
bu konuşmanın başına yalmzca şunu eklıyor Ataturk
duşmanlarına, ıkıncı cumhunyetçılere, şenatçılara, yenı
Osmanlıcılara
T
e\elludum (doğum tan-
hım)bınuç>uzıkı(l886)
Üç ferman gordum uç pa-
dışah eskıttım SultanHa-
mrt'ı Suttan Reşat'ı bılı-
nm Seferberlıkılanolun-
ca kışlalara aiındım Çok talım gor-
dum, yer çığnedım Adana koprusunde
mufreze Halep'te orfıyevdım Durzu
harbındenyaraalmadankurtuldum Hı-
caz yolunda Hz. \li'nın taşını gördum
selamladım
Kanal harbınde esırdüştum Ingılız'e
Seydı-Beşır kampına almdım Çe\resı
çıftkattelorgüyleçevnlı kampta çey-
rek peksımetten başka yıyecek v ermez-
lerdı Su yoktu Kalksan doverler, vu-
rusen doverlerdı Canımız daralır sı-
kıntıdan maymunlar gıbı gırtlağımızı
doverdık Çokbıtvardı.saçımızı.kaşı-
mızı kırpığımıze kadar yemışbıtırmış-
tı bıtler
Bır gun tel orgunun dışında bır kadın
gorundu Kadın benı tanıdı, ben kadı-
nı Haticeyan adinda bır Ermenı kadın-
dı O da vaktıyle bızım Efrenk Ko-
yu'nde vaşardı Şışman bır de kocası
vardı, kalaycılık yapardı Bır gun koca-
sı olmuş köyun hocası da, "Bu adam
dinimizden degü. gâ\ıırdur!~ dıverek
cenazesını kaldırmamış adamcağızın
olusu orta verde kalmıştı Ben de "Bu
adam gâvur da olsa bir insandır.dini,ta-
biyeti onemli dcğü" demış cenazesını
kaldınvermıştım adamın
Seferberlıkte Ermenı kıyımı olunca
Haticeyan kaçmı^ Ingılız'e sığınmış,
Mısır a gıtmıştı Mısır nıre Toros un
baijindakı Efrenk Ko>u nıre0
Hatıce-
van benım >ıllar önce kendısıne yap-
tığım lyılığı unutmamış olacak kı In-
gılız ebenıtanıdığınısoyledı "Benbu
adama kefilim'" dedı Esır kampından
çıkardılarbenı Hatıcevangunlercekar-
nımıdoyurdu yaralanma merhem sur-
du, bakımımı yapıverdı Sonra da "Ser-
bestsin!" dedı salıverdı Bende >avan
vapıldak \ urdum kendımı çollere Her
yan tehlıke doluydu O zamanlar Ingı-
lızler, Araplararasındabırsoylentı yay-
mışlardı "Gorduğunuz her kaçak
Turk askennin kannlan altınla dolu.
Turkkr ana\ urtlanna kannlannda al-
tın kaçımoıiar. Vakaladığınız Turk as-
kennin karnınıdeşuvbulduğunuzahın
sizınolsun'~dıve Bunuduvan aç goz-
lu fellahlar da, nerede kaçak Turk as-
ken varsa yollannı keserek pusular
kurarak, cembıye denılen eğn uçlu bı
çaklannıkarınlannatakıpyırtarak mı
desını bağırsağını boşaltıyorlardı altın
bulacağız dıye Ben de yakalanmamak
ıçın bazen bedevı bazen eşkıv a, bazen
de fellah kılığına gırerek gecelen yurur
gunduzlen saklanırdım
Gazze Beyrut derken Antakya'da
bırlı|ıme kavuşabıldım Mısıs, Devren-
dı Tarsus, Ulukışla. oradan da ham
tozlu yollardan yuruye yüruve Polat-
lı ya duhul olduk
Sakarya'da sıperler meskenımız ol
du tstıhkamkazdıkdızımızde gumu:>-
lu tufek gozumuzde <\f>on un avazı
ayaz kışı buzdan buz olur Poyrazlan
ata kuyruk sallatmaz Bazen suvan ol-
dum, atımla cumbalara duştum yuvar-
landım, atım oldu, ben kurtuldum Ba-
zen nefer oldum çemberlere aiındım
Sukabağındanmatara topraktan yatak
yaptık goğu ortunduk Başımızda ça
dır artığı boz kalpaklarla sıperlerden sı-
perlere atıldık O zamanlar kemal Pa-
şa'nın hukumetı bırasker kadar yoksul-
du çadın, kaputu postalı kara\anası
voktu bız askenne verecek Sılahımız
toplamaydı bınmızın sılahı oburumu-
zün sılahına benzemezdı Mermılerı
uvmazdı Benım tufeğımın kavışı bıle
yoktu kayış yerıne kılorme kara bır
kestel ıpı bağlamıştım da ondan 'Kes-
tel Onbaşı'va çıkmıştı adım Halen de
oyle Ayağımız çanklıydı Çarığımız
kuruyunca hem ayağımızı sıkardı hem
altı kayganlaşır bazen bır duşman ka-
dartehlıkelıolur duşururdubızı Bızde
nerede su \eya kan golü gorursek ustu-
ne basar çanğımızın altını ıslatma>a
çalışırdık Islak çank hem yolu lyı tu-
tardı hem ayağımızı sıkmazdı fazla
Aşımız sabah akşam kaynamış nohut-
la buğdaydan ıbarettı Ikışer üçer avuç
kavnamış nohutla buğday venlırdı bız-
lere Bız de karnımız ıyıce acıkmasın
dıye bel kayışımızı sıkıca sararbağlar-
dık kursagımız karnımıza değsın de,
açlığımızı duymayalım dıye Bazen de
dûşmanın kaçarken o\ada ateşe venp
yaktığı ekın tarlalanndakı başak artık-
lannı toplar, avucumuzda ufalar, ufler,
savurur kalan tanelen yerdık
l>tc o çankların sıktığı ayaklanmız-
la hdijlanmi!} buğdaylann ıslattığı mıde-
lerımızle gırdık. izmır e oğul Izmır e
gırdığımızde çoğumuzun sırt çanlaları
buğdav ba^aklarıvld doluydu Düşma
nı Çeşme ve kadar kovalayan askerle
rın ıçınde ben de vardtm, manga başty-
dım Çeşme onlerınde ılk defa denızı
gordum Çarığım avağımı sıkıyordu
Denız suyunda ıslatmak ıçın çıkardım
ayağımdan çanğımı Ama taban dıye
bır sev kalmamiştı altında Çanğımı go-
zumun onune tuttum da tabanının de-
lığınden çızmelı duşmanın kaçı^ını gör-
dum çank çızmeyi yenmişti.
Daha ne soylcveyım kı° Hangı bırı-
nı anlatavim kı' Denız denıze bakan
konaklann çıra gıbı yanışını mı' Çıkan
dumanların arasından anasız babasız
kalmıs. çocuklann çıglıklannı mı1
Her
şey kıyamet alametıydı Hepsı de ana-
sını babasını soruyor ekmek, su ıstı-
vordu bızden Afyon'dan ben çarpısa
çarpışaakıp gelen bızaskeramcaların
dan soruvorlardı analanyla babalannı'7
Nereden bılebılırdık kı° Ya oldurul-
muşlerdı ya da kaç kaç olmuşlar dağ-
lara gızlenmışlerdı Gızlenen koyluler,
mendıllenyle hay\anlannın ağızlannı
sıkıca bağlarlardı hayvahlan meleyıp
anınrsa, seslen>le kendılennı ele ver-
mesın duşman duymasın dıye
O cepheden bu cepheye, bu cepheden
o cepheye derken tam on bır yıl sefer-
berlığın ıçındc dondurdum bu omru
oğul Tam on bır > ıl kurşun altı oldum,
olüm ağızlannda bulundum Ne anam-
la babamı gorebıldım ne bayramlaşıp
kucaklaşabıldım Dûşmanın gırdığı
yerde bayramlaşma, kucaklaşma mı
olurmuşr>
Bu sa\aşlann hıçbınnde çavuşluk
rutbc ummadım Kor dumanlar dağıl-
sın borazansesıylcuyanacağımızaho-
rozsesıyleuyanalımdedım Terkısılah
cttıgımde yaşım otuzu geçmış,tı Çoğu
avarlarımın saçları ağarmıştı Hayata
ılk başladığım koyume donduğum va-
kıt babamt mezarda, anamı ıse yaşlan-
mış.eğnbuldum Her şey harapolmuş-
tu başa, yanıaslınadonmuştu çekırdek
mısalı Açlık evlen delmış bağlar ya-
bana kesmıştı Çamur kanp duvar or-
meye koyuldum hemen Başımı soka-
cak evımı kurdum Bır tek kıl şalvarla
duğmesız yakasız bır gomleğım vardı
ustumde Onlarlayatar onlarla kalkar-
dım gunlerce Kırlenınce gecelen çıka-
nr kullu suda yur yıkar, sonra ocakate-
şının kenanna asardım kuruması ıçın.
ben de yorganın altına çırçıplak gırer
sabaha kadar beklerdım
Belımdoğrulsun hanemyeşersınde-
dım, e\ lendım sonunda Kırkından son
ra şehzade oldum mısalı Çocuklanm
oldu torunlarım Başım horantaya ka-
nştı
Ama şımdı yaşlandım oğul Govdem
du>gulannı yıtırdı Belden aşağım top-
rağa gırmış sayılır Yakında toprak
omuzuma doğru çıkarsa hıç şaşmam
Ama yaşlanmam keşke bır ışe yarasay-
dı oğul Kulağıma çalıyor, duyuyorum
durum şartlar bozukmuş yıne, durum
ahval kotuymuş Kendı kendıme soy-
lenır dı^ınınm "Eskiden çank zama-
nında altındık. şimdı sulh zamanında
geçmez akçe, pul okluk" dıye
Not: Kestel Onbaşı ıle bu konuşma
10 Ağustos 1994 gunu yapılmtşür. Kes-
tel Huseyın, asıl adıyla Buyuk Huseyin,
halen Mersın'ın Aslankoyu'nde yasa-
maktadır
ARADABtR
NADffi ERGENEKON
Nukleer Santral
Kaçımlmaz mıdır?
Turkıye'de nukleer enerjıden elektnk uretılmesı 1965 yılın-
dan ben gundemdedır En son, 1986 yılında Kanada'nın
AECLfırması ıle 600 MVV'lık bır nukleer reaktor kurulması ko-
nusunda mutabakat sağlanmış, ancak bu sıralarda meyda-
na gelen Çernobıl kazası bu gınşımı onlemıştır Çemobıl ka-
zası unutulmaya başlayınca nukleer santral konusu yenıden
gundeme getınlmıştır Gerekçe olarak ulkemızın gelecek yıl-
larda buyuk bır enerji darboğazına gıreceğı gostenlmekte,
tek çarenın nukleer santral olduğu topluma benımsetılmek
ıstenmektedır
Turkıye'nın bır elektnk enerjısı açığı olacak mıdır
7
Olacak-
sa, bu açığın kapatılması ıçın nukleer santral tek çare mıdır''
Turkıye'de nukleer santralın gundemde olmadığı 1991-
1993 yıllannda enerjı fazlalığından yakınılmış Bulganstan,
Sunye ve hatta Ermenıstan.a elektnk^satılm^sı gundeme
gelmıştır Gerçekten Turkıye'de elektrık kurulu gucu 20 000
MVV'tır Buna karşılık 1994'te yaklaşık 70 mılyar KWh elekt-
nk tuketılmıştır 1995'te ıse talep 75 mılyar KVVh mertebe-
sınde olacaktır Bu kadar elektnğı uretmek ıçın, rezervleny-
le bırlıkte 13 000 MW guce gereksımm vardır Demek kı Tur-
kıye'nın bu yıl en az %50 enerjı fazlalığı vardır Ataturk Ba-
rajı ve obur santrallar tam kapasıteyle devreye gırdığı tak-
dırde 2000 yılında 110 mılyar KWh olacak elektnk talebı ra-
hatlıkla karşılanacak, elektnk açığı kesınlıkle olmayacaktır
Nukleercıler, Turkıye nın rilıkleer enerjıye geçmekte çok
geç kaldığını bunun ulkemız ıçın buyuk talıhsızlık olduğunu
ılerı surmektedırler Oysa bu durum, tıpkı kaçırdığımıza uzul-
duğumuz bır uçağın duşmesı olayında olduğu gıbı ulkemız
hesabına sevınmemız gereken bır durumdur
Nukleer teknolojının tartışılmaz onculen kabul edılen ABD
ve Almanya'dakı bılım adamlan nukleer kazalarla baş ede-
cek yuzde yuz guvenlı bır teknolojıye henuz hıçbır ulkenın
sahıp olmadığını ıtıraf etmektedırler Bu nedenledır kı ABD'de
Çernobıl kazasından çok once nukleer santral yapımından
kaçış başlamış, onceden yapımı başlamış 100 nukleer sant-
ral ıptal edılmıştır
Aynı şekılde Almanya'da da 36 nukleer santral projesın-
den vazgeçılmıştır Sadece ABD'de ıptal edılen projeler ıçın
harcanan para 30 mılyar dolardır Ayrıca, Çernobıl'den on-
cekı en buyuk nukleer kaza sayılan "3 mıle Island" (ABD,
Penn) olayında 10 mılyar dolar cıvannda harcama yapıla-
rak nukleer atıklar ancak 15 yıl sonra temtzlenebılmıştır
Nukleer santralların en yaygın olarak kullanıldığı ulkeler
Fransa Belçıka ve isveç'tır Nıtekım nukleercıler sureklı ola-
rak bu ulkelen ornek gostermektedırier Oysa elektnk ener-
jılennın %50'den fazlasını nukleer santraldan sağlayan bu
ulkeler 2000 yılında başlamak uzere kademelı olarak nukle-
er santrallannı kapatmak karan almışlardır
Elektrığın nukleer santrallarda daha ucuz uretıldığı ısrarla
ılen surulmektedır Bugoruştamamenyanlıştır Nukleer sant-
ralın yakıt mahyetı fosıl yakıtlardan daha ucuz olmakla be-
raber 1000 MVV'lık bır nukleer santralın yapım malıyetı 3 5
mılyar dolar mertebesınde, buna karşılık aynı guçte bır do-
ğal gaz çevrım santralının malıyetı ıse 750 mılyon dolar mer-
tebesındedır Bır nukleer santral en az 6 yılda kurulabılmek-
te, doğalgaz santralı ıse 1 5 yılda kurulmaktadır Aradakı ma-
lıyet farkı 2 75 mılyar dolardır kı bu meblağın yıllık faızı ıle
doğalgaz santralının bır yıllık yakıt masrafı karşılanabılır Bu
durum, nukleer santralda uretılen elektrığın ucuz olduğu ıd-
dıasını çurutmektedır Doğalgaz santralı ıle nukleer santra-
lın her ıkısı de yakıt bakımından dışa bağımlı olmalarına kar-
şılık, nukleer yakıt sadece bırkaç ulkenın tekelındedırve çok
sıkı denetıme tabıdır Oysa doğalgaz temını ıçın Turkı cum-
hunyetlenn yanı sıra iran, Korfez ulkelen, Lıbya gıbı seçenek-
ler mevcuttur ve dolayısıyla sağlanması çok daha kolaydır
Nukleer santralın kaza oranı ıstatıstık olarak obur elektnk
santrallarına gore daha azdır ne var kı bır nukleer santral ka-
zasının sonucu bır bolgeyt hantadan sılecek kadar vahım-
dır
Butun bu saydığımız dezavantajlara karşın ulkenın acıl bır
elektnk açığı da yokken neden nukleer santral konusu su-
reklı dayatılmaktadır'?
Fızyon reaksıyonuna gore çalışan nukleer santrallar omur-
lennı tamamlamış ve artık demode olmuşlardır Bugun ge-
leceğın enerjı sorununu kokten halledecek, az nsklı ve çok
ucuz enenj uretecek fuzyon reaktorlerı uzerınde araştırma-
lar yoğunlaşmıştır Bu araştırmalara fınansal katkı sağlamak
uzere eskı tıp santrallan gelışmekte olan ulkelere satmak ıçın
turlu çareye başvurulmaktadır Aynca, gen kalmış bır ulke-
ye yapılan 3 5 mılyar dolarlık bır yatınmda en az 250 mılyon
dolar (10 tnlyon TL) komısyon, provızyon ve "belgesı olma-
yan borç" gıbı odemeler sozkonusu olacaktır kı, bu buyuk
meblağ bırçok kımsenın ıştahını kabartmakta ve heyecan
uyandırmaktadır Bazı "derne/cienn son gunlerde bırdenbı-
re nukleercı kesılmesının ardında da bu heyecan yatıyor ola-
bılır Elektnk fazlamtz olmasına karşın son zamanlarda sık sık
yapılan elektnk kesıntılen de bu bağlamda bır taktık ızlenı-
mı vermektedır
Nukleer santral kurulmadığı takdırde karanlıkta kalacağız
drye ulkeyı ayağa kaldıranlar, Bursa ıçın planlanan, 2 yıldan
ben finansmanı hazır bekleyen ve 800 dolara mal olacak olan
1 350 MW gucundekı doğalgaz çevnm santralının neden
savsaklandığını sotmalıdıriar Bu santral kurulmuş olsaydı 10
mılyar KWh elektnk uretecek ve ulkenın elektnk kapasrtesı
%6 5 artacaktı Bu ornek bızce "karanlıkta kalacağız" yay-
garalarının asıl amacının elektnk uretmek değıl, nukleer sant-
ral kurmak olduğunu gayet açık bıçımde ortaya koymaktadı
Bakkalda neler oluyor?..
Bır markette olup bıtenler, ekonomı dunyamızda olup bıtenlenn
kuçük bır omeğı Canh, gerçekçı kuçuk bır kesıtı
FATMAGUREL
A
rtık hepımızın bıldığı o es-
kt bakkal dukkânlan pek
kalmadı Oralarda bır evın
gereksınımı olabılecekher
şeyden azar azar bulunur-
du Bayatekmek.sucukve
turşu kokusu ıle. gaz yağı kokusunun bır-
bınne kanştığı, o kuçuk, tozlu dukkânla-
nn yenne, şımdı marketlenmız var
Bunlar daha genış, daha temız ve du-
zenlı dukkânlar Marketmodasıoyleyav-
gınlaşmış kı bu adı alamayan kuçuk bak-
kal dukkânlan, kendılenne 'mını market'
dıyorlar Marketlenn raflannda daha çok
sayıda ve daha göstenşlı ürunler yer alı-
yor Bır zamanlar ınançla söyledığımız
' Verli mab Turk'un maiı, herkes onu kııl-
lanmah' sozlen artık anlamını yıtırdığı
ıçın. vabancı etıketlı bırçok urun de bura-
larda boy gostenyor
Bır markette olup bıtenler, ekonomı
dunyamızda olup bıtenlenn kuçuk bır ör-
neğı Canlı gerçekçı kuçuk bır kesıtı
Neler uretılıyor pıyasaya neler sunulu-
yor, kımler hangı ışlen ne olçude başan-
yor
9
Ekonornı nasıl ışhyor. nere>e gıdı-
yor° Mahallemızdekı mını market bunun
ıp uçlannı verebılır Ömeğın kapı arkasın-
dakı gaz yağının fıyatı değışınce, buna
pınncın, şekenn, makarnanın ve gazete-
nın fıvatı ızler Satışlar duşer Ekmek da-
ha çok alınır Veresıyeler kabanr Gelen
gıden azalır
Ancak elbette ekonomı dunyası bır
markete sığamaz Başka mallar ıçın, baş-
kayerler vardır
Orneğın araba lastığı, çımento, amelı-
yat ıplığı ya da rontgen fılmı ıçın oralara
gıtmenız gerekır Oralarda olup bıtenler
de mını markette olup bıtenlenn çok ben-
zendır Çunkü hepsı aynı butunun parça-
landırlar O nedenle mahallemızdekı mar-
ket. butunu sımgeleven lyı bır örnektır
Şovle bır senaryo duşunebılır mısınız'
1
Bır gun, herhangı bır mal üreten çoku-
luslu bır fırma gorevlısı, vatandaş Ahmet
Efendi'nın marketme uğrayıp parlak bır
dosya bırakır Dosvada, "Bundan sonra
satacağım malın fivatı şu olacak" denıl-
mekte. "A>nca başka koşullanm da var"
dıye eklenmektedır "Rafinın yuzde yet-
mişini bana ayıracaksın. Çunku benim
uruniim çok tânınmış, aranan bir urun."
Gerçekten de oyledır TVde radvoda,ga-
zetelerde, sokakta. sınemada, sureklı bu
malın adı geçmektedır
O sırada aynı ışı yapan bır başka çoku-
luslu şirketın adamı aynı yere uğrar O da
bır dosya ıçınde koşullanm getırmıştır
"Malınu şuraya koy, şu kadar >er ayır, fi-
vaüm boyle olacak" dıyor
Şımdı Ahmet Efendı ne yapsın"
1
Duk-
kândabu ış ıçın avırdığı yer. bu ıkısıne bı-
le yetmıyor Oysa aynı uretımı yapan, de-
ğışık ad ve fıvatlarda sunan dört beş fır-
ma daha var Yen bu ıkısıne yetmezken,
hepsme nasıl yetecek
0
Kafasını çalıştınr
(') En küçüklennden ayıkiamaya başlar
tkı büyuk fırma ıle uzlaşır Eğer bır kanş
yer arttırabıhrse oraya bır başka markayı
sıkıştırmaya çalışır Bu ayarlamalan lyı
yapabılırse bazen bır hesap makınesı ya
dabır kaset çalar ya da ışçılen ıçın, üstun-
de veren fırmanın reklammı taşıyan ış el-
bıselen de alabıhr Artık gende kalan da
kalsın, önemlı değıldır
Bunlar zaten küçuk ve orta ölçeklı yer-
lı gınşımcılenn ya da devlet kuruluşlan-
nın uretımlendır Böylece onlar daha pa-
zara ulaşmadan, şanslannı yıtınrleT
Aslında o, marketınde çeşıtlı markalar-
dakı ve fıyatlardakı urunlenn bulunması-
nı ıstemektedır, ama yapabıleceğı bır şey
yoktur Ekonomının kesıcı dışlılen, ku-
çuklen tırpanlayarak donmektedır
Başka pıyasalarda da benzer durumlar
yaş^anmaktadır
Ömeğın. bır TV kanalında vatandaşın
beynıne sankı bombardıman yapan o bık-
tıncı reklamlan veren bır buvuk fırma,
oradakı yonetıcıden en çok ızlenen saat-
lenn yalnız kendıstne aynlmasını, o sık-
lıkta reklam veremeyecek başka fırmala-
nn reklamlanna bazı kısıtlamalar konma-
sını ısteyebılır Beyaz yakalı yonetıcı de
tıpkı marketçı Ahmet Efendı gıbı, küçuk
fırmalan dışlayarak, kanalını bu ı\ı ve bu-
yuk muştensıne açar Boylece çoğu ger-
çekle ılgısı olmayan sözler, saçma sapan
fılmlerle suslenerek vatandaşın beynıne
aktanlır Bunun ıçın, gerekırse haberler
fılmler, maçlar, şarkılar kesılır Önemlı
olan mılyonlarca ızleyıcı değıl, tatlı paza-
n elde tutmaktır
Sozunu ettığımız bu senaryo, duşsel bır
senaryo değıl, bugune değın ekonomı
dunyamızın yaşanan gerçeklendır ve ure-
tıme değıl repoya ve rantıyecılığe pnm
veren devlet polıtıkası ıle çok ıvı uyuşur
Çunku, tanmsal, endustnyel, bılımsel vb
her turlu uretımı neredeyse cezalandıran
\ e toplumu hazır y ıyıcılığe ozendıren de\ -
let polıtıkası, tekelcı pıyasa koşullan ıle
desteklenmış olur
En gelışmış ekonomılenn bıle antıtekel
ve antıtrost yasalan varken bızım demok-
rası sandığımız başı sonubelırsızserbest-
lıkler, sonuçta yalnızca guçlunun, şarlata-
nın, uç kâğıtçının ya da tembellenn ka-
zançlı çıktığı bır ortamı oluşturmakta ve
bunun bedelını yıne toplum ödemektedır
Şımdı nıhayet hukumet ortağı SHP'nın
çabalan ıle bır antıtekel yasası çıkanlmış-
tır Ancak bır türlu uygulamaya konula-
mayan bu yasa, eğer gereğı gıbı uygula-
nabıhrse bu senaryo bozulacak Yoksa
"serbest piyasa ekonomisi' sozune, kuçuk
çocuklar bıle gulecekler
PENCERE
TARTIŞMA
Sayın Cumhurbaşkanımıza açık mektup
aym
Gumhurbaşkanım,
ulkemızın çeşıtlı
çevre sorunlan
arasında ıvedılıkle
ılk sıraya koymak
zorunluluğunu duyduğumuz
(Gokova Termık Santralı)
yaramızın sanlmasını sızden
beklıyoruz
- Çunku Şayın
Gumhurbaşkanım, sız şu
anda bu mılletın, bu devletın
başısınız
- Çunku sız, bır gun bır
panelde, DYP Genel Başkanı
olarak "Yatağan Santralı ne
yazık ki bizim eserimizdir...
Şimdi çevreye %'erdigl
zararlan gordukçe ve
eleştiriler karşısında
utanarak başımı one
eğjyorum" demıştınız
- Çunkü sız, "Çevreyi
konımak, demokrasiyi
korumakla eşdeğerdir"
demıştınız
- Çunku sız, "Gökova
Santralı'nı çalıştırmavacağırru
kapatacağım" demıştınız
- Çunku sız, bu konuda yuce
mılletımıze soz vermıştınız
Sayın Cumhurbaşkanım,
sozunuzu tutacağınıza
ınanıyoruz
Bız, santralın, cennet
Gokova'nın kıyısına
kurulmaması ıçın 10 yıl önce
yore halkıyla bırlıkte sureklı
eylemler yapmıştık Ne
yazık kı santral bıtınldı
Ama bız, 10 yıldır santralın
çalıştırılmaması ıçın yıne
sureklı mucadele etmektevız
Artık eylem bıçımı
kalmadığından son çare
olarak 23 Nısan 1994 Llusal
Egemenlık ve Çocuk
Bayramrnda çocuklarımızın
yaşama hakkı adına "ölum
onıcuna" gırdık Olum
uygulamalar bızlerde ve
kamuoyunda santralın
çalıştınlacağı ızlenımını
yaratmaktadır Bu çelışkının
açıklığa kavuşturulması tüm
yurttaşlanmızın hakkıdır
Sızden ılgınıze,
duyarlılığınıza ve sorumluluk
duygunuza guvenerek bu
santralın kapısına "Bu
orucunun on ıkıncı gununde
santralın kesınlıkle
çalıştınlmayacağına daır
sızın taahhudünuz ozellıkle
vurgulanarak sayın
bakanlanmız tarafından
venlen devlet güvencesıyle
olum orucuna son verdık
Yoksa hıçbır kuvvet bızı
ölüm orucundan
donduremezdı Ama deneme
uretımı surerken, son
zamanlarda gelışen bazı
santral, çe\re ve demokrasi
mucadelesi sonunda
kapanlmıştır"" yazılmasını
talep edıyoruz
O kapanan kapı ıle
çağdaşlığa >enı kapılar
açılacaktır Buna ınanıyoruz
Ltıtfen çocuklanmız o
çağdaşlık kapılanndan geçıp
uygarbır ulusun uygar
çocuklan olsunlar
Mıllete sorulmadan mılletın
paralan ıle ve hıçbır yasal
ıznı olmadan kondurulan bu
santral suçuna ortak olmak
ıstemıyoruz Bız
paralanmızdan vazgeçıyoruz
Geleceğe, çocuklarımıza,
tanhımıze, doğal
değerlerımıze karşı
sorumluluğumuzdur bu
Tanh bır gün hepımızı
yargılayacak En buyuk
dıvanın tanh dıvanı, halk
dıvanı olduğuna ınanıyoruz
O halk dıvanı bugun sızı
cumhurbaşkanı yaptı
Bu santralın santral
kımhğınden çıkanlmasını.
ışlevının değıştınlmesını ve
çevresel, kultürel hızmet
veren ışlev kazandınlmasını
ıstıyoruz Bu aşamada
boy lesı bır karar alınırsa
ınanıyoruz kı dunyaya ornek
olacaktır vaulkemıze buyuk
bır prestıj de kazandıracaktır
Gennet Gokova'nın
kıyısındakı o yapıyı
Gokova'nın bağnna
saplanmış bır hançer olarak
değıl, çevre enstıtusu olarak
külturel, çevTesel eğıtımle,
bır bılgı ve kultur yuvası
olarak dunya çocuklanna
armağan edelım
Ve boylece çocuklanmıza bır
ağaç, az bır mavı gokyuzu,
Gokova'nın mavılıkler
cümbuşü ve bır kuşun kanat
çırpışı kalabılsın
SAYNUR GELENDOST
Gökova Sürekli Eylem
Kurulu na
Çantada Keklik SoL.
Sevdığım bır ışadamı dostum var, okumuş yazmış, gor-
muş geçırmış bır kışıdır, şımdı YDH'ye (Yenı Demokrasi
Hareketı) umutlu gozlerle bakıyor
Haksız da sayılmaz
Çunku YDH, sermaye partısı, "lıberal" bır goruntu ser-
gılıyor Şımdıye dek "sermaye partılen" ozguriuklerı çığ-
nemek ıçın bırbırlerıyle yanş ettıler Eğer parlamentoda
çoğunluğu oluşturan merkez sağ partıler, Batı'dakı gıbı
lıberal goruşlu olsalar, Turkıye çoktan "83 rejımı"n\ aşa-
rak demokrasıye kavuşur, bugun Batı karşısında boynu-
muz eğik durmazdı
Ne var kı ışadamı dostum, sol partılerımızı de beğen-
mıyordu bu konuda haksız sayılmazdı, ama, kaygılan da
değışıktı, soruyordu
- SHP devletçı mı?
Zavallı SHP'
70 yıllık Cumhunyet tanhınde bır donum noktası sayı-
lan "Ozelleştırme Yasas/"nın altına ımzayı basan SHP'nın
ış çevrelerınde aklanması olanaksızdı, sosyal demokrat-
lar ağızlarıyla kuş tutsalar ne medyaya yaranabılırterdı, ne
de sermayeye
Ama suç kımdeydı9
•
Bugun Guneydoğu'da sol yok' Ne DSP'nın sandıkta
bır ağırlığı olabılır, ne SHP'nın, ne de CHP'nın1
Hele
SHP'yı bır kaşık suda boğmak ıçın medyada yanş vari
Bu SHP değıl mı, devletçı, Kemalıst ve "Kurt davası"nda
Guneydoğu bolge halkına ıhanet eden partı?
Zavallı SHP1
SHP Guneydoğu'dakı seçmenın eğılımlennı parlamen-
toya yansıtmak ıçın elınden gelenı yapmadı mı^ Leyla
Zana başta olmak uzere DEP'hlen Meclıs'e sokmadı mı^.
Bu yuzden şoven kesımlenn saldınlarına uğramadı mı''.
Ama bugun YDH, Dıyarbakır'agıttığınde alkışlanıyor, SHP
ıse davaya ıhanet etmış sayılıyor
SHP "demokratıkleşme"run gerçekleşmesı ıçın DYP
ıle ortaklaşa hukumet kuruyor
Pekı, ne oluyor?
"Kemalıst SHP" Guneydoğu seçmenını Meclıs'e sok-
tuğu ıçın "Kurtçu" damgasını yedığı gıbı ozelleştırme ya-
sasının altına ımzayı basmasına karşın "deWefç/"suçla-
masından kurtulamıyor, DYP, ANAP, MHP RP ıttıtakının
demokratıkleşmeyı engellemesı, ulkede ozgurluklerın ve
ınsan haklarının çığnenmesıne yol açıyor, ama, bu olum-
suzluğun suçu da SHP'nın omuzlarına yuklenıyor
Zavallı SHP
12 Eylul yonetımının ortağı ANAP, mılıtarızmın ruhsat
verdığı tek partı Turgut Öral lıderlığınde seçım yasala-
rını kesıp bıçerek sekız yıl ıktıdarda kaldı ama, MHP'nın
aslanı Alpaslan Türkeş bıle mılıtarıst değıldır, sosyal de-
mokratlar ve demokratık solcular mılıtansttır
•
CHP ıle SHP bırieşecekler mı?
Kaçımlmaz
Bırleşmezlerse yok olacaklar
1
Bırbırınden nefret eden
SHP'lı ve CHP'lı polıtıkacılar kucaklaşmak zorundalar
Istanbul'un sermaye çevrelerı bu kaçınılmazlığı kendı çı-
karlanna gore kullanmak ıçın şımdıden ellennı uğuşturu-
yorlar "Bırteşık sol partı" çantada keklik sayılıyor, SHP
hukumetın payandası ya da koltuk değneğıydı, şımdı da-
ha genış tabanlı bır sol ıle Çıller 1996'yı bulacak
Hesap boyle
1
•
Sol, zavallılıktan kurtuhnak ıstıyorsa, once kımlığını ka-
zanmak zorundadır * ff '
Sola kımlık belgesını sağ vermez.'
Sol, "yukselen değerler"\n sahtecılığıne karşı çıktıkça
kımlığını kazanır
Yoksa dağılır, ufalanır, parçalanır, benlığını yıtınr, "aslan
sosyal demokrat" olamaz
"Çantada keklik" olur
MEHMET TEKIN
(İMKENDERUN /1965 - ...)
Ben bö'yle taşlann
Çukurlann içinde
Kalmışsam yalnızsam
Hor görülmüşsem
Arkasızsam ve böyleyse
Bahtı siyahım yemin
Kasem olsun ve and
Şart olsun yerde
Kalmaz ahım.
HEDEF DERGİSİADIMA
ELVAMARSLAN
Ankara Üniversitesi
İletişim Fakültesi
Kursiyerlere, dılimızdekı sözcükler, doğru
okunuşlan, vurgulama, fonetık, diksiyon
Spikerlik ve Sunuculuk Kursu
uygulamalan, artikülasyon çalışmalan,
çeşitlı metinlerin okunması,
vurgu ve tonlaması,
sohbet, doğaçlama-konuşma ve röportaj
teknıkleri konusunda
A.Ü. İLETİŞİM FAKÜLTESİ
RADYO STÜDYOLARINDA TEORİK
VE UYGULAMALI OLARAK
KURS VERİLECEKTtR.
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN:
ADRES A L lletışım Fakultesı Cebecı 06590 ANKARA
TEL: 319 13 58 - 362 20 İ6 - FAX: 362 27 17