Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5ARALIK1995SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cumhuriyet sonrası kadına tanınan haklar, 61 yılda yaşama yeterince yansımadı
Kadm, siyasette figüranGÜNNURİLHAN
Bugün Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme
hakkının verilişinin 61. yıldönümü. TBMM'deki
kadın oranı yüzde 1.78 ve yirmi gün sonra yapıla-
cak genel seçımlerde bütün siyasi partilerin listele-
rinden toplam 150 kadın milletvekili aday adayı
çıktı. Ancak listelerin ilk sıralannda yer alan ve
Meclis'e girme şansına sahip kadın sayısı en fazla
on. 61 yıldır seçme ve seçilme hakkına sahip olan,
ancak bir türlü bu hakkı yeterince kullanamayan ka-
dınm politika ile ilişkisi konusunda birdegerlendir-
me yapan Mor Çatı gönüllüsü ve Mor Çatı Kadın
Sığınmaevi çalışanı Sema Babalık, Meclis'in şid-
det içerdığini savundu
"Kadınlara pariamentoda yer alması \ asal olarak
tanınmış. ancak toplumda öyle geleneksel >asalar
var ki kadın öncelikle bunun içinde boğuluyor" di-
yen Babalık, öncelikle orgütlenme çalışmasındâ ve
vitrininde bolca kadın kullanan Refah Partisi'nın
milleUekili aday listesinde bir tek kadına bile yer
vermemesini eleştirdi. Refah'ın kadınlan sokaga çı-
kardığını ve bir düzeyde politikleştirdiğini belirten
Babalık. aynı kadınlann iktidar olgusu ortaya çık-
• Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı
verilişinin 61. yıldönümünde, TBMM'deki kadın üye
oranı yüzde 1.78. 24 aralıkta yapılacak seçimlerde de
değişen bir şey olmayacak. Mor Çatı gönüllüsü
Sema Babalık, Meclis'i "tamamen erkek; bıyıklı ve
şiddet içeren bir yapı" olarak tanımlayarak,
kadınlara orgütlenme çağnsında bulunuyor.
tığında bir uyanyla geriye çekilmeyi ve iktidarda
yer almamayı kabul edebildiğini vurgulayarak şun-
lan söyledi:
"Bu kadınlann önemli bir bölümünün eşleri ço-
cuklan ve evleri dışında hiçbir şeyleri yok. Aslında
bu. Türkiye'deki kadınlann çok büyük bir bölümü
için böyle. RP'de çalışan kadınlann sokağa çıktık-
lan andan itibaren kendilerine ait bir fikirlen var
ve bunun için çalışıyoriar. Bu kadına ait bir an ve bu
nedenie sokakta yapüklan işe dört elle sanldıklan-
nı düşünüyorum".
Refah propagandası yapan ve yaparken politik-
leşen kadınlann bir gün kendilerine "Hadiartıkev-
lerinizegidin*' denildığinde gitmeyeceklerini ve ka-
dınlık durumlannı, belki siyasal tercıhleri ve daha
pek çok şeyi sorgulayabileceklerinı umduğunu be-
lirten Babalık şöyle konuşru:
•*Şunun sorguîanması gerekir. Bir RP'li. kadın
yazar olabiliyor. kadına ait olsa da bir dergide >azı-
işleri müdiirü olabiliyor, ama partisinden. parla-
mentoya girebilmek için aday olamıyor. Kadınlan bir
ideolojinin kadınlara ulaşması için bir araç gibiler.
Tıpkı türbanın yayılması gibi"
Sema Babalık bu değerlendirmeleri yaparken,
Refah Partisi'nin listelerinde kadınlara yer verme-
mesinin medya tarafından abartıldığını da vurgu-
Yıllara gore Meclıs'teki kadın üye sayısı
Seçim yılı
1935
1939
1943
1946
1950
1954
1957
1961
1965
1969
1973
1977
1983
1987
1991
Toplam
395
400
435
455
487
535
610
450
450
450
450
450
400
450
450
Kadın
18
15
16
9
3
4
7
3
8
5
6
4
12
6
8
Oranı
4.56
3.75
3.68
1.98
0.61
0.75
1.15
0.67
1.78
1.11
1.33
0.89
3.00
1.33
1.78
Cumhurbaşkanı Demirel'den 61. yıl mesajı:
Gelişmenin koşulu
kachn-erkek eşitliği
• Kadınlara seçme ve seçilme hakkı
verilmesinin yıldönümü nedeniyle bir
açıklama yapan Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, kadınlann yaşamın her alamnda
katılımcı olmasmı isterken Başbakan Çiller,
kadınlan haklanna sahip çıkmaya çağırdı.
ANKARA (Cumhuriyet hurbaşkanı Süleyman De-
Bürosu) - Cumhunyet dev- mirel. gelişmiş bir toplum
rimleriyle birlikte Türk ka- olabilmenin en önemli ko-
dınına seçme-seçılme hakkı şulunun. kadın-erkek ara-
tanınmasının 61. yıldönü- sındaki fırsat eşitliği oldu-
mü bugün kutlanıyor. Cum- ğunu belirtirken.
Seçilme hakkı
sözde kaldı• Türk-tş Kadın Işçiler Bürosu, cumhuriyet
devrimiyle gelen haklann, 61 yılda yaşama aynı
duyarlılıkla yansıtılamadığını belirterek seçilme
haİdcına işlerhk kazandınlamamasını eleştirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 'Atatürk dönemin-
de kadınlann tiinı siyasi haklara kavuşmastnın cumhu-
riyet yönetiminin kadınlara en büyük armaganı olduğu'
bildirildi.
Türk-tş Kadın Işçiler Bürosu'nun yazılı açıklamasın-
da. kadınlann seçme ve seçilme haklanna 61 yıl önce
kavuşmuş obnalarına rağmen bu haklann aynı ölçüde
toplumsal yaşama yansıhlmadığı ve özeîlitde seçilme
hakkının işlerlik kazanamadığı ifade edildi. 1935 yıhn-
da yapılan seçimlerde 18 kadın milletvekilinin seçile-
rek parlamentoya girdiği hatırlatıian açıklamada, 1991
seçimlerinde ise 8 kadm miliervekilinin parlamentoya
girmeye hak kazandığı. toplam milletvekili içindeki pa-
yının ise yüzde 1.8'e düştüğüne dikkat çekildi. Açıkla-
mada. kadınlann seçme ve seçilme haklannı kazanma-
lanndan bu yana, hükümette yer alan kadın sayısınm da
sonderece kısıth olduguna işaret edildi. Kadmlann eği-
tim ve mesleki eğitim açısından topiumda eşit fırsatla-
ra sahip olmadığı. kadmın işgücüne katılım oranının
özellikîe kentlerde düşük olduğu belirtilen açıklamada,
ücretli ve maaşh konumda çalışan kadınlarınm büyük
bir bölümünün düşük statülü işlerde istihdam edildigi
ve istihdam içinde sayılmayan ev kadınlannın konumu-
nun da kadınlann siyasal yaşama aktif katılımını engel-
lediği vurgulandı.
UÎudağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. (jlviye Özer, Bursa'da düzenlenen panelde
yaptığı konuşmada Türkiye'de demokrasinin tam ola-
rak yerleşebiîmesi için kadınlann Pariamento'da yete-
rince temsil edilmeleri gerektiğini söyledi. Avrupa'da
kadınlann haklanm eide edebilmek için 300 yıl süren
bir mücadele verdiklerini ifade eden Ozer. Atatürk'ün
bu sürede alınan haklann daha fazlasını 15 yılda Türk
kadmlanna sağladığını bildirdi.
Tansu Çiller. kadınlan, hak-
lanna sahip çıkmaya çağır-
dı.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel, yıldönümü
nedeniyle yayımladığı me-
sajda. kadınlara seçme-se-
çilme hakkının tanınmasıy-
la, ulusal egemenlik ilkesi-
nin tam anlamıyla yaşama
geçirilmesi doğnıltusunda
önemli bir ilerleme de sağ-
landığını belirtti. Kadın
haklannın tüm dünyada ye-
ni içerikler kazandığını ve
geliştirildiğini vurgulayan
Demirel, şunlan kaydetti:
"Bugün Türk kadınu mtt-
letimizin tarihi boyunca
yüldendiği büyiik sorumlu-
İuklara uygun bir konum-
dadır. Türkiye, evrensel egi-
limlere uyumlu bir şekilde
sonınlann çö/ülmesine yö-
nelecektir. Gelişmiş bir top-
lum olabilmenin en önemli
şartı, kadın-erkek her ferdin
toplumsal yaşamın içinde
her etkinliğe fırsat eşitliği gö-
zetilerek katılımını sağla-
maktır. Türkiye olarak, he-
defimiz. kadınıyia erkeğiyle
gelişmiş, uygar. demokrat,
büyük Türkiye'yi kurmak.
ayakta tutmak \e geliştir-
mektir."
Başbakan Çiller de, me-
sajında, Türk kadınının. ka-
zandığı bu hakkı yeterince
kullanamadığına dikkat
çekti. Çiller, tüm kesimler-
dekı kadınlan, haklanna ka-
rarlı şekilde sahip çıkmaya
çağırarak şu görüşleri kay-
detti: u
Türkiye*nin çağı ya-
kalamada tek tek her ferde
ihtiyacı \ar. Kadınlar bu ya-
nşta arka planda kalmama-
lıdır. Onlar da her alandaki
yeıierini almalılar ki. yeni,
çağdaş, pınl pınl Türkiye'yi
hep birlikte yaratalım. Her
zaman değişimden, yenilik-
ten, geiişmeden \e banştan
yana olan Türk kadınlan-
nın her alanda çağı yakala-
yacağına inanıvorum. Yeter
ki, kadınlanmız her alanda
hak ettikleri yeri almaya ka-
rarlı olsunlar, bunlar için
mücadele versinler.''
Türkiye,Amıpa 'nıngerisinde
Istanbul Haber Servisi - TBMM de ka-
dın milletvekili oranı yüzde 1.78. Buoran
Hollanda'da 21.3, Danimarka'da 30.7.
Türkiye'de kadınlar ilk kez 3 Nisan
1930'da yerel seçimlerde seçme ve seçü-
me hakkma'sahip oldular. 26 Ekim 1933 'te
köy ihtiyar heyeti ve muhtar seçımlennde
aday olma ve oy verme hakkı tanınan ka-
dınlar 5 Aralık 1934 yılında ise genel se-
çimlerde oy kullanma ve parlementoya
girme hakkına sahip oldular.
Türkiye"de kadınlar cumhuriyetin ıla-
nından yedi yıl sonra ilk kez oy kullanma
hakkını elde ettiler. Zamanın lçişlen Ba-
kanı Şükrii Kaya TBMM'ye bir önerge
sundu ve Belediyeler Yasası'nın 23 ve 24.
maddelerinin değiştirilmesini istedi. Bu
degişiklikle kadınlar, 3 Nisan l930"da ye-
rel seçimlerde aday olma ve oy kullanma
hakkına sahip oidular.
26 Ekim 1933'te köy ihtiyar heyeti ve
muhtar seçimlerinde oy kullanma hakkını
elde eden kadınlara, 5 Aralık 1934'te ise
genel seçimlerde oy kullanma ve parle-
mentoya girme hakkı tanındı. ismet Inö-
nü'nün Meclis'e sunduğu, kadınlara seç-
me ve seçilme hakkını tanıyacak yasa ta-
sansını 191 millervekili imzaladı. 1923'de
seçını yasasının oy kullanabilme hükmü-
nü "Her erkek Türk oy kullanma hak-
kına sahiptir" şeklinde düzenleyen kara-
n alkışlarla kabul eden Meclis, 5 Aralık
1934'de "22 yaşını bitiren kadın-erkek
her Türk milletvekili seçebilir. 30 yaşı-
nı doldurmuş her Türk milletvekili se-
çilebilir'" biçimınde değiştirdi.
Gazetemizyazan İlhan Selçuk'a 'Demokrasi Ödiilü. TürkiyeGazeteciler Cemi-
yeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda düzenlenen törende, V ıldız Sertel tara-
fından \erildi.(Fotoğraf: KUBİLA\' TL'NTÜL)
Sertel: Tan gazetesi, basın
ÖTgürlüğünün savunucusuydu
İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz
yazan İlhan Selçuk. Tan gazetesinin tah-
rip edilişinin 50. yıldönümü nedeniyle
gazete yöneticisi Zekeriya Sertel ve ga-
zetenin yazarlanndan Sabiha Sertel adı-
na verilen "Demokrasi Ödülü'"nü, dü-
zenlenen bir törenle aldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan
Felek Konferans Salonu'nda gerçekleşti-
rilen ve Türkiye Ekonomik ve Toplum-
sal Tarih VakfTnm katkılanyla düzenle-
nen tören, Zekeriya Sertel hakkında dia
gösterisi ve yıllar önce banda alınmış se-
sinden olaylann aktanlmasıyla başladı.
Daha sonra söz alan Zeke-
riya ve Sabiha Sertel 'ın kı-
zı Yıldız Sertel, Tan gaze-
tesinin 50 yıl önce "komü-
nizm" propagandası yap-
tığı gerekçesiyle üniversi-
te öğrencileri tarafından
yerle bir edildiğini anım-
sattı.
Gazetenin basına öz-
gürlük, işçiye sendika
hakkı ve düşünce özgürlü-
ğü gibi söylemleri dile ge-
tirdiğinu \oırgulayan Sertel.
bugün de gündemde. Tan gazetesinin baş-
latmış olduğu demokrasi sa\ aşını sürdür-
mek gerekiyor. Basınımızda demokrasi
mücadelesi \eren gazetecileri cesareden-
dirmek için bu ödülü \eriyoruz" dedi.
Sertel'in ardından konuşan gazeteci
Ali Sirmen. Tan gazetesinin bundan 50 yıl
önce dile getirdiği düşüncelerin bugün
de gündemde olduğunu belirterek de-
mokrasinin temelinin bu türolavlarla atıl-
'Demokrasi Ödülü'
törenine katılan
Yıldız Sertel, Ali
Sirmen, Orhan
Koloğlu, Sami
Karaören ve Orhan
Silier, Tan
gazetesinin tahrip
edilişi hakkındaki
görüşlerini aktardılar.
tt
Bu konular
masının sakıncalı olduğunu savundu.
Türk halkının promosyon \ermeyen ga-
zeteyi almadığını vurgulayan Sirmen.
"Türk halkı. basınını yaşarmıyor. Ne pro-
mosyondan ne de Türk basınının bugün-
kü halinden memnun değilim" dedi.
Orhan Koloğlu ise tarihte daıma biri-
lenne "komünist"* damgasının vurulma-
sından yakınarak Tan olayının izlerinın
hâlâ silinmediğinı söyledi. Tan gazetesi-
nin tahribatı sırasında öğrenci olduğunu
ve olaylan yakmdan izledığini anlatan
Sami Karaören, "Bu olayla başlayan dev-
letterörü 12Mart 12 EylüUeSıvasolay-
ları ile sürmüştür. Yargısız
infaz ka\ramı boşuna çık-
mamıştır"* diye konuşru.
Konuşmalann ardından
Yıldız Sertel tarafından İl-
han Selçuk'a. Turhan Sel-
çuk tarafından hazırlanan
ödülü verildı. Demokrasi-
nin kendiliğınden gelme-
yeceğini söyleyen İlhan
Selçuk, demokrasi içindi-
reniş, yürüyüş ve savaşım
gerektiğini belirtti. Günü-
müzde topiumda kör bir döğüş yaşandı-
ğına dikkat çeken İlhan Selçuk. şunlan
söyledi:
"Seçime yirmi gün kaldı. Hâlâ sağ ile
solun niye çahştığını çnzebilmiş degiliz.
Yunanistan'da cuntadan sonra sağ ile sol
birleşti. Biz hâlâ o noktay a gelemedik. Te-
rörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi,
tam anlamıy la değişmiş değildir. Demok-
rasi yolunda uzun bir adım atabilmemiz
için bu madde kaldırümaudır.''
layarak şunlan söyledi:
"Diğer düzen partilerinin milletvekili aday liste-
lerinde kadınlara ne kadar yer verdikleri ortada. Bu
adaylara ne kadar seçilme şansı tanıdıklan da ayn
tarnşma konusu. Göstennelik olarak bile kadın mil-
letvekili adayı çıkarnlmıyor. Miller\ekili adayı olan
kaduılar ise kadınlık kimükleri dışında edindikleri
kimlikler nedeniyle o listelerde yer alıyorlar. Şimdi
Tansu Çiller bir kadın aday desek ne olur, demesek
ne olur?"
Babalık. kadınlann Meclis'egirmesi için "kadın
olma dışında başka bir kimlige" gerek olmadığını.
aksine ancak kadın bakış açısına sahip milletvekil-
lerinin Meclis'te bulunmasını tercıh ediyor. Kuru-
lu sistemde cinsler arasındaki ayrımdan \e işbölü-
münden zarar görenin kadınlar olduğunu vurgula-
yan Babalık. u
Bu aynmdan doğan sıkınhlan yan-
sıtabilmek, problemlerini çözebihnek için kaduı ba-
kış açısına sahip adaylann Meclis'te yer almalan
gerekiyor" dedi.
Sema Babalık için asıl önemli olan, pariamento-
da yer alması yasal olarak tanınmış kadınlann kar-
şılaştığı "geleneksel yasalar".
Ona göre kadının geleneksel yasalar karşısında-
kı açmazlannı gidennesin-
de yasaların zorlayıcılığı
çok önemli. Ancak kadınla-
rın da kendi bulunduklan
durumdan kurtulmalan için
örgütlenmelen ve pek çok
direnme noktası yâratmala-
n gerekiyor.
Mor Çatı Kadın Sıgınma
Evi'nin. erkek egemen sıs-
tem içinde politik bir kurum
olduğunu vurgulayan Baba-
lık. sadecc bir otonom sığı-
nağının olmasının bile yaşa-
dığımız sistem içinde politik
bir direnme noktası olduğu-
nu kaydetti.
Kadının hâlâ şiddete ma-
ruz kaldığı bir ülkede kadı-
nın ne kadar politikayla uğ-
raşabileceğıni de tartışan
Sema Babalık. şu bilgilerı
verdi:
"Türkiye'de 1988'de Pİ-
AR'ın yaptığı bir araştırma-
ya göre evli kadınlann dört-
te üçü kocalarından_dayak
yiyor. Vlne. Boğaziçi Üniver-
sitesi tarafından yapılan bir
araştırmaya göre ise e\ li ka-
dınlann yüzde 41 'i en az bir
kere dayak yemiş. Birden
çok dayak yediklerini belir-
ten kadınlann oranı ise dört-
te bir. Aynca Türkiye'de po-
lis kay ıtlanna göre her 22 da-
kikada bir, bir kadına teca-
vüz ediliyttr."
Sema Babalık. Meclis'i
"tamamen erkek, bıyıklı \v
şiddet içeren biryapı" olarak
tanımlayarak, "Milletvekil-
lerinin sadece Meclis'te dö-
vüşmeteri kameramanın ço-
rabuıa takmaları ya da hos-
tese tokat atmalan değiLotu-
rup kalkışlarında bile bir
şiddet var" dedi.
Babalık. kadınlann seçil-
me haklannın değil, seçme
haklannın da ipotek altında
olduğunu vurgulayarak şu
değerlendirmede bulundu:
"Kararsız oy lann y üzde 70'i
kadınlara ait. Partiler karar-
sız oyian etkileyebilmek için
verecekleri mesajın kadınlar
tarafından algılanması ge-
rektiğinin farkında. Kadın-
lara uiaşmak için de kadın-
lan kuUanıyor. Kadınlann
oyian ipotek altında. Karar-
sız oyun sahibi kadının terci-
hini de yineen yakınlannda-
ki erkekler etkileyerek beür-
liyoriar".
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Günaydın.
Laik ve çağdaş cumhurıyetimiz, yıllardan beri sü-
ren yoğun bir saldın karşısında. Kendi aralannda ina-
nılmaz bir cephe oluşturan. oysa ki bir araya gelme-
lerı mümkün olmayan uç grup; aynlıkçı Kürtçüler, is-
lam şeriatçılan ve (çoğu dönek) kimi liberaller yıllar-
dan ben saldınr dururlar. Elbette aralannda iyi niyetli
eleştirı yaptığını sananlar da vardır. Ancak, acaba kaç-
takaçı?..
Aynlıkçı Kürtçülerden ve Islam şeriatçılanndan ge-
len saldınlan anlayabilmek mümkündür. Netice ola-
rak cumhuriyetimız; üniter, laik ve çağdaş yapısı ile bu
ınsanların temel hedefıdır ve kendi istedikleri düzeni
oluşturabilmek için bu cumhuriyetin "bertaraf edil-
mesi" gerekir.
Buna karşılık, çoğu "so/"un değişik fraksıyonların-
dan "virajalarak" lıberal bayrak altındatoplanan kimi
entelektüelleri anlayabilmek mümkün değil. Zıra tüm
güçleriyle saldırdıkları bu cumhuriyet olmasa, ne bu-
günkükonumlarındaolabilırlerdı.nebutopraklarüze-
rinde nefes alma olanağını bulabilırierdı. Bir de aynı
grup içinde yer alarak kendını hâlâ "solcu'' olarak
sunmak isteyenler var ki; bunların hali iyice yürekler
acısı. Hem "Ideolojiler o/c/ü"diyeceksiniz, hem "sını-
fın artık beltrieyici bir ait kimlik olmadığını" ileri stire-
ceksıniz. hem de kendinizı hâlâ solcu sayacak ve bu-
nu başkalanna da yutturmaya çabalayacaksınız... Val-
lahigülerleradama...
Son yıllarda adını özellikîe Yeni Demokrasi Hareke-
ti ile birlikte sıkça duyduğumuz ve yazılarını okudu-
ğumuzEtyenMahçupyan, buinsanlararasındaözel
bir isım. Derin bir siyasal kültürü olduğu anlaşılması-
na karşın. bu derin kültur üzenne Türkiye ile ilgilı kur-
duğu modellerın böylesıne kof ve çürük olmasmı an-
layabilmek gerçekten çok zor. Bu türyazılarımda po-
lemiğe yol açmamak ıçın ısım kullanmamayı yeğlerim.
Ancak Mahçupyan gerçekten özel bir insan ve asla
polemiğe gırişmek niyetinde de değilim. Ve ışte bu
yüzden ismıni kullanmaktan çekinmiyonjm.
Etyen Mahçupyan'ın geçen pazartesi günü (27 Ka-
sım 1995), Yeni Yüzyıl gazetesinin "Perspektif" bolü-
münde, "Türkiye Radikal Bir Değişimı Yakalayabilir
mi?" başlıklı bir yazısı çıktı. Diğer yazılannın çoğu gi-
bi ilginç bir yazıydı ve diğer yazılarının çoğunda oldu-
ğu gibi, bırsürü itirazım olan bir yazıydı. Özellikîe "ye-
ni dünya duzeni" ve "devletçi zıhniyet"\e ilgili yakla-
şımlanna katılmam mümkün değildi.
Fakat yazının, aynı zamanda ait başlık otarak üste
çıkartılan anafikn; benı hem şaşırttı. hem "günaydın"
dedirtti ve hem de şu anda okumakta olduğunuz ya-
zıyı yazmamı gerektırdi.
Sayın Mahçupyan bu yazısındatemel fikirolarak şu-
nu ileri sürüyordu:
"Kendilerini farklı kültürel kimliklerde hısseden ve
tanımlayan ınsanların, ortak bir siyasi kımlıkte buluş-
maları ve bu siyasi kimlik sayesinde birlikte yaşama
iradesinin canlandınlması, Türkiye 'ye tarihındeki en
radikal değışımlerden birini süreklilik içinde yaşama
şansını getirebılır..."
Doğrusu ilk anda okuduğuma inanamadım. "Aca-
bayanlış mı algılıyorum''dedım. Fakat baktım ki, her-
hangı bir yanlış algılama ya da yanlış anlama söz ko-
nusu değil. Etyen Mahçupyan, insanlann "ortak bir si-
yasal kımlıkte buluşmalarını" temenni ediyor ve bu or-
tak siyasal kimlikte buluşmaları sayesinde "birlikte
yaşama iradesinin canlandmlabıleceğinı" düşünüyor.
Vallahi "bravo" ve de "günaydın..."
Acaba Türkiye Cumhuriyetfnın, Osmanlı imparator-
luğu'ndan devraldığı karmaşık etnik mırası, ortak bir
siyasal kimlikte buluşturma konusundaki çabalann-
dan hiç mi haberleri yok? "Türkiye Cumhuriyeti'nde
yaşayan insanlara Türk denır" gibisinden en basit bi-
çimiyle ortaya konulmaya çalışılan "siyasal kimlik",
acaba ortak bir siyasal kimlik arayışından başka bir
şey mi?
Her türlü etnik, dinsel, mezhepsel, bölgesel "ait
kimliklenn" üzerinde: "vatandaşlık" ve "ortakresmidil
Türkçe"ye dayanan bir Turk "üst kımliği" oluşturma-
ya çabalamakla, Sayın Mahçupyan'ın önerisi arasın-
da acaba ne fark var?
Hatta biraz daha geriye gıderek. Osmanlı İmpara-
toriuğu'nun son döneminde kimi Osmanlı aydınlan-
nın umutsuzca ortaya atmak istedikleri "Osmanlılık"
kavramı da bundan başka bir şey mı? Kaldı ki cum-
huriyetimizin ortaya attığı ve vatandaşlık temeline da-
yanan "Türklük" kavramı da, önemli olçude bu "Os-
manlılık" kavramından etkılenmıştı...
Atalarımız "Aklın yolu birdır" demişler. Ve doğrusu
Etyen Mahçupyan'ın geniş bir analiz sonrasında var-
mış olduğu bu nokta beni memnun ettı. Ama Türkiye
Cumhunyeti'nin "kuruluş felsefesinin temeli"olan bu
noktaya böylesine dolambaçlı yollardan gelindiğini
ve bir yandan bu temel noktaya gelırken, bir yandan
da aynı felsefenin eleştirılmesının sürdürüldüğünu gö-
rünce; hem "günaydın" dıyor, hem de şaşırıyorum...
Malki-Kaya ilişkisi araştırıhyor
Haber Merkezi - Arabasında yakılmış hal-
de bulunan ve DYP'den İstanbul milletvekili
adayı olan borsacı Yener Kaya cinayetindekı
esrarperdesı sürüyor. Kımliği bılınmeyen bir
kışı ise Interstar televıyonunu arayarak cına-
yetle ılgıli olarak ıddıalarda bulundu.
Cınayet masası ekıpleri. araştırmaJannı sür-
dürürken cınayette kılit isim olan Kaya'yla ha-
valimanında buluşan kimlığı belirlenemeyen
sanşın kadını anyor.
Emnıyet. Yener Kaya'nın Bursa'da öldürü-
len tefeci Nesim Malki ile ılişkısini ve borsa
şirketını de ıncelıyorlar. Araştırmalarda. Ka-
ya'nın Malki'ye ait bir şirketı almak istediğı
öğrenıldi, ama önemli bir ilerleme kaydedile-
medı.
Kaya'nın ikiz kardeşi Yasemin Keskıner.
dün DNA testi için Adlı Tıp Kurumu'na gitti
DNA testinde sağlıklı sonuç alınabılmesı ıçın
anne ya da babanın kan örneklerinin alınma-
sı gerekiyor. Kaya'nın anne ve babası öldüğü
için. Kaya'nın kızkardeşi Yasemin Keski-
nerden ömekler alındı. DNA testinın sağlık-
sız çıkması durumunda Yener Kaya, hukuken
ölmemış sayılacak
Öte yandan lnterstar televizyonunu arayan
kimlığı bılınmeyen bir kışi. cinayetin Türki-
ye'deki kara para aklama operasyonununda
osyonu % 150'ye cıkaranları
ÜPÜRGİTSİN!
bir hesaplaşma olduğunu böyledı. Telefonla
arayan kışının ıddiasına göre olay. şöy le gelış-
tı:
"Dt'nizdebatınlan Lucky-Kısmetim 1 gemi-
sindeki eroinin sahibi Liceli -Vğa. Türki\t'de
kanundan kaçıyor. Lyuşturucu paralannı
Türkiye'de Nesim Malki işleh'yordu. Paralan
fai/e \erip çok para kazanırdı. Nesim Malki,
bu parayı. değerlendirmesi için \ener Kaya*ya
verdi. Nlalki öldiirüldükten sonra babanın
adamlan Kaya'ya gittilor. Paralan istediler.
"Canırpi7i v akma. camnı y akanz" dediler.ama
Kaya. "Arkamda Basbakan \ar" deyipkorkma-
dL Adamlaı*a paralan vermedi. Kaya. Anka-
ra'ya 100 milyar lira ile gitti. Dönüşünde san-
şm kadın. havalimanında bekliyordu. Bu ka-
dın. yeraltı dünyasının kadınıydı. Kaya'ya da
metreslik vapıvordu. Ama bu sefer babayaça-
lıştı. Kay a'nın arabasına binenek hav alimamn-
dan ay nldı. Otobanda. babanın adamlan ara-
bayi sıkışördılar. Kadın," Kenara çek. onlan ta-
nıyorum' dedi. Kaya. arabayı kenara çekti.
Adanılar. Kaya'nm sadece kolunu kelepçeledi-
ler. Tabancasını boşaltıp bir tek mermi bırak-
tılar. Arabanın içine. dışına benzin döktüler. Dı-
şarıdan arabayı ateşlediler. Kaya. yanan ara-
bada acıya dayanamadı. Tabancasında kalan
kurşunu başına sıkarak inriharetti."
TEMİZLİĞE
PARTISI
1383 GUN KALDI