28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5ARALIK1995SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhuriyet sonrası kadına tanınan haklar, 61 yılda yaşama yeterince yansımadı Kadm, siyasette figüranGÜNNURİLHAN Bugün Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin 61. yıldönümü. TBMM'deki kadın oranı yüzde 1.78 ve yirmi gün sonra yapıla- cak genel seçımlerde bütün siyasi partilerin listele- rinden toplam 150 kadın milletvekili aday adayı çıktı. Ancak listelerin ilk sıralannda yer alan ve Meclis'e girme şansına sahip kadın sayısı en fazla on. 61 yıldır seçme ve seçilme hakkına sahip olan, ancak bir türlü bu hakkı yeterince kullanamayan ka- dınm politika ile ilişkisi konusunda birdegerlendir- me yapan Mor Çatı gönüllüsü ve Mor Çatı Kadın Sığınmaevi çalışanı Sema Babalık, Meclis'in şid- det içerdığini savundu "Kadınlara pariamentoda yer alması \ asal olarak tanınmış. ancak toplumda öyle geleneksel >asalar var ki kadın öncelikle bunun içinde boğuluyor" di- yen Babalık, öncelikle orgütlenme çalışmasındâ ve vitrininde bolca kadın kullanan Refah Partisi'nın milleUekili aday listesinde bir tek kadına bile yer vermemesini eleştirdi. Refah'ın kadınlan sokaga çı- kardığını ve bir düzeyde politikleştirdiğini belirten Babalık. aynı kadınlann iktidar olgusu ortaya çık- • Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilişinin 61. yıldönümünde, TBMM'deki kadın üye oranı yüzde 1.78. 24 aralıkta yapılacak seçimlerde de değişen bir şey olmayacak. Mor Çatı gönüllüsü Sema Babalık, Meclis'i "tamamen erkek; bıyıklı ve şiddet içeren bir yapı" olarak tanımlayarak, kadınlara orgütlenme çağnsında bulunuyor. tığında bir uyanyla geriye çekilmeyi ve iktidarda yer almamayı kabul edebildiğini vurgulayarak şun- lan söyledi: "Bu kadınlann önemli bir bölümünün eşleri ço- cuklan ve evleri dışında hiçbir şeyleri yok. Aslında bu. Türkiye'deki kadınlann çok büyük bir bölümü için böyle. RP'de çalışan kadınlann sokağa çıktık- lan andan itibaren kendilerine ait bir fikirlen var ve bunun için çalışıyoriar. Bu kadına ait bir an ve bu nedenie sokakta yapüklan işe dört elle sanldıklan- nı düşünüyorum". Refah propagandası yapan ve yaparken politik- leşen kadınlann bir gün kendilerine "Hadiartıkev- lerinizegidin*' denildığinde gitmeyeceklerini ve ka- dınlık durumlannı, belki siyasal tercıhleri ve daha pek çok şeyi sorgulayabileceklerinı umduğunu be- lirten Babalık şöyle konuşru: •*Şunun sorguîanması gerekir. Bir RP'li. kadın yazar olabiliyor. kadına ait olsa da bir dergide >azı- işleri müdiirü olabiliyor, ama partisinden. parla- mentoya girebilmek için aday olamıyor. Kadınlan bir ideolojinin kadınlara ulaşması için bir araç gibiler. Tıpkı türbanın yayılması gibi" Sema Babalık bu değerlendirmeleri yaparken, Refah Partisi'nin listelerinde kadınlara yer verme- mesinin medya tarafından abartıldığını da vurgu- Yıllara gore Meclıs'teki kadın üye sayısı Seçim yılı 1935 1939 1943 1946 1950 1954 1957 1961 1965 1969 1973 1977 1983 1987 1991 Toplam 395 400 435 455 487 535 610 450 450 450 450 450 400 450 450 Kadın 18 15 16 9 3 4 7 3 8 5 6 4 12 6 8 Oranı 4.56 3.75 3.68 1.98 0.61 0.75 1.15 0.67 1.78 1.11 1.33 0.89 3.00 1.33 1.78 Cumhurbaşkanı Demirel'den 61. yıl mesajı: Gelişmenin koşulu kachn-erkek eşitliği • Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, kadınlann yaşamın her alamnda katılımcı olmasmı isterken Başbakan Çiller, kadınlan haklanna sahip çıkmaya çağırdı. ANKARA (Cumhuriyet hurbaşkanı Süleyman De- Bürosu) - Cumhunyet dev- mirel. gelişmiş bir toplum rimleriyle birlikte Türk ka- olabilmenin en önemli ko- dınına seçme-seçılme hakkı şulunun. kadın-erkek ara- tanınmasının 61. yıldönü- sındaki fırsat eşitliği oldu- mü bugün kutlanıyor. Cum- ğunu belirtirken. Seçilme hakkı sözde kaldı• Türk-tş Kadın Işçiler Bürosu, cumhuriyet devrimiyle gelen haklann, 61 yılda yaşama aynı duyarlılıkla yansıtılamadığını belirterek seçilme haİdcına işlerhk kazandınlamamasını eleştirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 'Atatürk dönemin- de kadınlann tiinı siyasi haklara kavuşmastnın cumhu- riyet yönetiminin kadınlara en büyük armaganı olduğu' bildirildi. Türk-tş Kadın Işçiler Bürosu'nun yazılı açıklamasın- da. kadınlann seçme ve seçilme haklanna 61 yıl önce kavuşmuş obnalarına rağmen bu haklann aynı ölçüde toplumsal yaşama yansıhlmadığı ve özeîlitde seçilme hakkının işlerlik kazanamadığı ifade edildi. 1935 yıhn- da yapılan seçimlerde 18 kadın milletvekilinin seçile- rek parlamentoya girdiği hatırlatıian açıklamada, 1991 seçimlerinde ise 8 kadm miliervekilinin parlamentoya girmeye hak kazandığı. toplam milletvekili içindeki pa- yının ise yüzde 1.8'e düştüğüne dikkat çekildi. Açıkla- mada. kadınlann seçme ve seçilme haklannı kazanma- lanndan bu yana, hükümette yer alan kadın sayısınm da sonderece kısıth olduguna işaret edildi. Kadmlann eği- tim ve mesleki eğitim açısından topiumda eşit fırsatla- ra sahip olmadığı. kadmın işgücüne katılım oranının özellikîe kentlerde düşük olduğu belirtilen açıklamada, ücretli ve maaşh konumda çalışan kadınlarınm büyük bir bölümünün düşük statülü işlerde istihdam edildigi ve istihdam içinde sayılmayan ev kadınlannın konumu- nun da kadınlann siyasal yaşama aktif katılımını engel- lediği vurgulandı. UÎudağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. (jlviye Özer, Bursa'da düzenlenen panelde yaptığı konuşmada Türkiye'de demokrasinin tam ola- rak yerleşebiîmesi için kadınlann Pariamento'da yete- rince temsil edilmeleri gerektiğini söyledi. Avrupa'da kadınlann haklanm eide edebilmek için 300 yıl süren bir mücadele verdiklerini ifade eden Ozer. Atatürk'ün bu sürede alınan haklann daha fazlasını 15 yılda Türk kadmlanna sağladığını bildirdi. Tansu Çiller. kadınlan, hak- lanna sahip çıkmaya çağır- dı. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel, yıldönümü nedeniyle yayımladığı me- sajda. kadınlara seçme-se- çilme hakkının tanınmasıy- la, ulusal egemenlik ilkesi- nin tam anlamıyla yaşama geçirilmesi doğnıltusunda önemli bir ilerleme de sağ- landığını belirtti. Kadın haklannın tüm dünyada ye- ni içerikler kazandığını ve geliştirildiğini vurgulayan Demirel, şunlan kaydetti: "Bugün Türk kadınu mtt- letimizin tarihi boyunca yüldendiği büyiik sorumlu- İuklara uygun bir konum- dadır. Türkiye, evrensel egi- limlere uyumlu bir şekilde sonınlann çö/ülmesine yö- nelecektir. Gelişmiş bir top- lum olabilmenin en önemli şartı, kadın-erkek her ferdin toplumsal yaşamın içinde her etkinliğe fırsat eşitliği gö- zetilerek katılımını sağla- maktır. Türkiye olarak, he- defimiz. kadınıyia erkeğiyle gelişmiş, uygar. demokrat, büyük Türkiye'yi kurmak. ayakta tutmak \e geliştir- mektir." Başbakan Çiller de, me- sajında, Türk kadınının. ka- zandığı bu hakkı yeterince kullanamadığına dikkat çekti. Çiller, tüm kesimler- dekı kadınlan, haklanna ka- rarlı şekilde sahip çıkmaya çağırarak şu görüşleri kay- detti: u Türkiye*nin çağı ya- kalamada tek tek her ferde ihtiyacı \ar. Kadınlar bu ya- nşta arka planda kalmama- lıdır. Onlar da her alandaki yeıierini almalılar ki. yeni, çağdaş, pınl pınl Türkiye'yi hep birlikte yaratalım. Her zaman değişimden, yenilik- ten, geiişmeden \e banştan yana olan Türk kadınlan- nın her alanda çağı yakala- yacağına inanıvorum. Yeter ki, kadınlanmız her alanda hak ettikleri yeri almaya ka- rarlı olsunlar, bunlar için mücadele versinler.'' Türkiye,Amıpa 'nıngerisinde Istanbul Haber Servisi - TBMM de ka- dın milletvekili oranı yüzde 1.78. Buoran Hollanda'da 21.3, Danimarka'da 30.7. Türkiye'de kadınlar ilk kez 3 Nisan 1930'da yerel seçimlerde seçme ve seçü- me hakkma'sahip oldular. 26 Ekim 1933 'te köy ihtiyar heyeti ve muhtar seçımlennde aday olma ve oy verme hakkı tanınan ka- dınlar 5 Aralık 1934 yılında ise genel se- çimlerde oy kullanma ve parlementoya girme hakkına sahip oldular. Türkiye"de kadınlar cumhuriyetin ıla- nından yedi yıl sonra ilk kez oy kullanma hakkını elde ettiler. Zamanın lçişlen Ba- kanı Şükrii Kaya TBMM'ye bir önerge sundu ve Belediyeler Yasası'nın 23 ve 24. maddelerinin değiştirilmesini istedi. Bu degişiklikle kadınlar, 3 Nisan l930"da ye- rel seçimlerde aday olma ve oy kullanma hakkına sahip oidular. 26 Ekim 1933'te köy ihtiyar heyeti ve muhtar seçimlerinde oy kullanma hakkını elde eden kadınlara, 5 Aralık 1934'te ise genel seçimlerde oy kullanma ve parle- mentoya girme hakkı tanındı. ismet Inö- nü'nün Meclis'e sunduğu, kadınlara seç- me ve seçilme hakkını tanıyacak yasa ta- sansını 191 millervekili imzaladı. 1923'de seçını yasasının oy kullanabilme hükmü- nü "Her erkek Türk oy kullanma hak- kına sahiptir" şeklinde düzenleyen kara- n alkışlarla kabul eden Meclis, 5 Aralık 1934'de "22 yaşını bitiren kadın-erkek her Türk milletvekili seçebilir. 30 yaşı- nı doldurmuş her Türk milletvekili se- çilebilir'" biçimınde değiştirdi. Gazetemizyazan İlhan Selçuk'a 'Demokrasi Ödiilü. TürkiyeGazeteciler Cemi- yeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda düzenlenen törende, V ıldız Sertel tara- fından \erildi.(Fotoğraf: KUBİLA\' TL'NTÜL) Sertel: Tan gazetesi, basın ÖTgürlüğünün savunucusuydu İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz yazan İlhan Selçuk. Tan gazetesinin tah- rip edilişinin 50. yıldönümü nedeniyle gazete yöneticisi Zekeriya Sertel ve ga- zetenin yazarlanndan Sabiha Sertel adı- na verilen "Demokrasi Ödülü'"nü, dü- zenlenen bir törenle aldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda gerçekleşti- rilen ve Türkiye Ekonomik ve Toplum- sal Tarih VakfTnm katkılanyla düzenle- nen tören, Zekeriya Sertel hakkında dia gösterisi ve yıllar önce banda alınmış se- sinden olaylann aktanlmasıyla başladı. Daha sonra söz alan Zeke- riya ve Sabiha Sertel 'ın kı- zı Yıldız Sertel, Tan gaze- tesinin 50 yıl önce "komü- nizm" propagandası yap- tığı gerekçesiyle üniversi- te öğrencileri tarafından yerle bir edildiğini anım- sattı. Gazetenin basına öz- gürlük, işçiye sendika hakkı ve düşünce özgürlü- ğü gibi söylemleri dile ge- tirdiğinu \oırgulayan Sertel. bugün de gündemde. Tan gazetesinin baş- latmış olduğu demokrasi sa\ aşını sürdür- mek gerekiyor. Basınımızda demokrasi mücadelesi \eren gazetecileri cesareden- dirmek için bu ödülü \eriyoruz" dedi. Sertel'in ardından konuşan gazeteci Ali Sirmen. Tan gazetesinin bundan 50 yıl önce dile getirdiği düşüncelerin bugün de gündemde olduğunu belirterek de- mokrasinin temelinin bu türolavlarla atıl- 'Demokrasi Ödülü' törenine katılan Yıldız Sertel, Ali Sirmen, Orhan Koloğlu, Sami Karaören ve Orhan Silier, Tan gazetesinin tahrip edilişi hakkındaki görüşlerini aktardılar. tt Bu konular masının sakıncalı olduğunu savundu. Türk halkının promosyon \ermeyen ga- zeteyi almadığını vurgulayan Sirmen. "Türk halkı. basınını yaşarmıyor. Ne pro- mosyondan ne de Türk basınının bugün- kü halinden memnun değilim" dedi. Orhan Koloğlu ise tarihte daıma biri- lenne "komünist"* damgasının vurulma- sından yakınarak Tan olayının izlerinın hâlâ silinmediğinı söyledi. Tan gazetesi- nin tahribatı sırasında öğrenci olduğunu ve olaylan yakmdan izledığini anlatan Sami Karaören, "Bu olayla başlayan dev- letterörü 12Mart 12 EylüUeSıvasolay- ları ile sürmüştür. Yargısız infaz ka\ramı boşuna çık- mamıştır"* diye konuşru. Konuşmalann ardından Yıldız Sertel tarafından İl- han Selçuk'a. Turhan Sel- çuk tarafından hazırlanan ödülü verildı. Demokrasi- nin kendiliğınden gelme- yeceğini söyleyen İlhan Selçuk, demokrasi içindi- reniş, yürüyüş ve savaşım gerektiğini belirtti. Günü- müzde topiumda kör bir döğüş yaşandı- ğına dikkat çeken İlhan Selçuk. şunlan söyledi: "Seçime yirmi gün kaldı. Hâlâ sağ ile solun niye çahştığını çnzebilmiş degiliz. Yunanistan'da cuntadan sonra sağ ile sol birleşti. Biz hâlâ o noktay a gelemedik. Te- rörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi, tam anlamıy la değişmiş değildir. Demok- rasi yolunda uzun bir adım atabilmemiz için bu madde kaldırümaudır.'' layarak şunlan söyledi: "Diğer düzen partilerinin milletvekili aday liste- lerinde kadınlara ne kadar yer verdikleri ortada. Bu adaylara ne kadar seçilme şansı tanıdıklan da ayn tarnşma konusu. Göstennelik olarak bile kadın mil- letvekili adayı çıkarnlmıyor. Miller\ekili adayı olan kaduılar ise kadınlık kimükleri dışında edindikleri kimlikler nedeniyle o listelerde yer alıyorlar. Şimdi Tansu Çiller bir kadın aday desek ne olur, demesek ne olur?" Babalık. kadınlann Meclis'egirmesi için "kadın olma dışında başka bir kimlige" gerek olmadığını. aksine ancak kadın bakış açısına sahip milletvekil- lerinin Meclis'te bulunmasını tercıh ediyor. Kuru- lu sistemde cinsler arasındaki ayrımdan \e işbölü- münden zarar görenin kadınlar olduğunu vurgula- yan Babalık. u Bu aynmdan doğan sıkınhlan yan- sıtabilmek, problemlerini çözebihnek için kaduı ba- kış açısına sahip adaylann Meclis'te yer almalan gerekiyor" dedi. Sema Babalık için asıl önemli olan, pariamento- da yer alması yasal olarak tanınmış kadınlann kar- şılaştığı "geleneksel yasalar". Ona göre kadının geleneksel yasalar karşısında- kı açmazlannı gidennesin- de yasaların zorlayıcılığı çok önemli. Ancak kadınla- rın da kendi bulunduklan durumdan kurtulmalan için örgütlenmelen ve pek çok direnme noktası yâratmala- n gerekiyor. Mor Çatı Kadın Sıgınma Evi'nin. erkek egemen sıs- tem içinde politik bir kurum olduğunu vurgulayan Baba- lık. sadecc bir otonom sığı- nağının olmasının bile yaşa- dığımız sistem içinde politik bir direnme noktası olduğu- nu kaydetti. Kadının hâlâ şiddete ma- ruz kaldığı bir ülkede kadı- nın ne kadar politikayla uğ- raşabileceğıni de tartışan Sema Babalık. şu bilgilerı verdi: "Türkiye'de 1988'de Pİ- AR'ın yaptığı bir araştırma- ya göre evli kadınlann dört- te üçü kocalarından_dayak yiyor. Vlne. Boğaziçi Üniver- sitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre ise e\ li ka- dınlann yüzde 41 'i en az bir kere dayak yemiş. Birden çok dayak yediklerini belir- ten kadınlann oranı ise dört- te bir. Aynca Türkiye'de po- lis kay ıtlanna göre her 22 da- kikada bir, bir kadına teca- vüz ediliyttr." Sema Babalık. Meclis'i "tamamen erkek, bıyıklı \v şiddet içeren biryapı" olarak tanımlayarak, "Milletvekil- lerinin sadece Meclis'te dö- vüşmeteri kameramanın ço- rabuıa takmaları ya da hos- tese tokat atmalan değiLotu- rup kalkışlarında bile bir şiddet var" dedi. Babalık. kadınlann seçil- me haklannın değil, seçme haklannın da ipotek altında olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu: "Kararsız oy lann y üzde 70'i kadınlara ait. Partiler karar- sız oyian etkileyebilmek için verecekleri mesajın kadınlar tarafından algılanması ge- rektiğinin farkında. Kadın- lara uiaşmak için de kadın- lan kuUanıyor. Kadınlann oyian ipotek altında. Karar- sız oyun sahibi kadının terci- hini de yineen yakınlannda- ki erkekler etkileyerek beür- liyoriar". ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Günaydın. Laik ve çağdaş cumhurıyetimiz, yıllardan beri sü- ren yoğun bir saldın karşısında. Kendi aralannda ina- nılmaz bir cephe oluşturan. oysa ki bir araya gelme- lerı mümkün olmayan uç grup; aynlıkçı Kürtçüler, is- lam şeriatçılan ve (çoğu dönek) kimi liberaller yıllar- dan ben saldınr dururlar. Elbette aralannda iyi niyetli eleştirı yaptığını sananlar da vardır. Ancak, acaba kaç- takaçı?.. Aynlıkçı Kürtçülerden ve Islam şeriatçılanndan ge- len saldınlan anlayabilmek mümkündür. Netice ola- rak cumhuriyetimız; üniter, laik ve çağdaş yapısı ile bu ınsanların temel hedefıdır ve kendi istedikleri düzeni oluşturabilmek için bu cumhuriyetin "bertaraf edil- mesi" gerekir. Buna karşılık, çoğu "so/"un değişik fraksıyonların- dan "virajalarak" lıberal bayrak altındatoplanan kimi entelektüelleri anlayabilmek mümkün değil. Zıra tüm güçleriyle saldırdıkları bu cumhuriyet olmasa, ne bu- günkükonumlarındaolabilırlerdı.nebutopraklarüze- rinde nefes alma olanağını bulabilırierdı. Bir de aynı grup içinde yer alarak kendını hâlâ "solcu'' olarak sunmak isteyenler var ki; bunların hali iyice yürekler acısı. Hem "Ideolojiler o/c/ü"diyeceksiniz, hem "sını- fın artık beltrieyici bir ait kimlik olmadığını" ileri stire- ceksıniz. hem de kendinizı hâlâ solcu sayacak ve bu- nu başkalanna da yutturmaya çabalayacaksınız... Val- lahigülerleradama... Son yıllarda adını özellikîe Yeni Demokrasi Hareke- ti ile birlikte sıkça duyduğumuz ve yazılarını okudu- ğumuzEtyenMahçupyan, buinsanlararasındaözel bir isım. Derin bir siyasal kültürü olduğu anlaşılması- na karşın. bu derin kültur üzenne Türkiye ile ilgilı kur- duğu modellerın böylesıne kof ve çürük olmasmı an- layabilmek gerçekten çok zor. Bu türyazılarımda po- lemiğe yol açmamak ıçın ısım kullanmamayı yeğlerim. Ancak Mahçupyan gerçekten özel bir insan ve asla polemiğe gırişmek niyetinde de değilim. Ve ışte bu yüzden ismıni kullanmaktan çekinmiyonjm. Etyen Mahçupyan'ın geçen pazartesi günü (27 Ka- sım 1995), Yeni Yüzyıl gazetesinin "Perspektif" bolü- münde, "Türkiye Radikal Bir Değişimı Yakalayabilir mi?" başlıklı bir yazısı çıktı. Diğer yazılannın çoğu gi- bi ilginç bir yazıydı ve diğer yazılarının çoğunda oldu- ğu gibi, bırsürü itirazım olan bir yazıydı. Özellikîe "ye- ni dünya duzeni" ve "devletçi zıhniyet"\e ilgili yakla- şımlanna katılmam mümkün değildi. Fakat yazının, aynı zamanda ait başlık otarak üste çıkartılan anafikn; benı hem şaşırttı. hem "günaydın" dedirtti ve hem de şu anda okumakta olduğunuz ya- zıyı yazmamı gerektırdi. Sayın Mahçupyan bu yazısındatemel fikirolarak şu- nu ileri sürüyordu: "Kendilerini farklı kültürel kimliklerde hısseden ve tanımlayan ınsanların, ortak bir siyasi kımlıkte buluş- maları ve bu siyasi kimlik sayesinde birlikte yaşama iradesinin canlandınlması, Türkiye 'ye tarihındeki en radikal değışımlerden birini süreklilik içinde yaşama şansını getirebılır..." Doğrusu ilk anda okuduğuma inanamadım. "Aca- bayanlış mı algılıyorum''dedım. Fakat baktım ki, her- hangı bir yanlış algılama ya da yanlış anlama söz ko- nusu değil. Etyen Mahçupyan, insanlann "ortak bir si- yasal kımlıkte buluşmalarını" temenni ediyor ve bu or- tak siyasal kimlikte buluşmaları sayesinde "birlikte yaşama iradesinin canlandmlabıleceğinı" düşünüyor. Vallahi "bravo" ve de "günaydın..." Acaba Türkiye Cumhuriyetfnın, Osmanlı imparator- luğu'ndan devraldığı karmaşık etnik mırası, ortak bir siyasal kimlikte buluşturma konusundaki çabalann- dan hiç mi haberleri yok? "Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan insanlara Türk denır" gibisinden en basit bi- çimiyle ortaya konulmaya çalışılan "siyasal kimlik", acaba ortak bir siyasal kimlik arayışından başka bir şey mi? Her türlü etnik, dinsel, mezhepsel, bölgesel "ait kimliklenn" üzerinde: "vatandaşlık" ve "ortakresmidil Türkçe"ye dayanan bir Turk "üst kımliği" oluşturma- ya çabalamakla, Sayın Mahçupyan'ın önerisi arasın- da acaba ne fark var? Hatta biraz daha geriye gıderek. Osmanlı İmpara- toriuğu'nun son döneminde kimi Osmanlı aydınlan- nın umutsuzca ortaya atmak istedikleri "Osmanlılık" kavramı da bundan başka bir şey mı? Kaldı ki cum- huriyetimizin ortaya attığı ve vatandaşlık temeline da- yanan "Türklük" kavramı da, önemli olçude bu "Os- manlılık" kavramından etkılenmıştı... Atalarımız "Aklın yolu birdır" demişler. Ve doğrusu Etyen Mahçupyan'ın geniş bir analiz sonrasında var- mış olduğu bu nokta beni memnun ettı. Ama Türkiye Cumhunyeti'nin "kuruluş felsefesinin temeli"olan bu noktaya böylesine dolambaçlı yollardan gelindiğini ve bir yandan bu temel noktaya gelırken, bir yandan da aynı felsefenin eleştirılmesının sürdürüldüğünu gö- rünce; hem "günaydın" dıyor, hem de şaşırıyorum... Malki-Kaya ilişkisi araştırıhyor Haber Merkezi - Arabasında yakılmış hal- de bulunan ve DYP'den İstanbul milletvekili adayı olan borsacı Yener Kaya cinayetindekı esrarperdesı sürüyor. Kımliği bılınmeyen bir kışı ise Interstar televıyonunu arayarak cına- yetle ılgıli olarak ıddıalarda bulundu. Cınayet masası ekıpleri. araştırmaJannı sür- dürürken cınayette kılit isim olan Kaya'yla ha- valimanında buluşan kimlığı belirlenemeyen sanşın kadını anyor. Emnıyet. Yener Kaya'nın Bursa'da öldürü- len tefeci Nesim Malki ile ılişkısini ve borsa şirketını de ıncelıyorlar. Araştırmalarda. Ka- ya'nın Malki'ye ait bir şirketı almak istediğı öğrenıldi, ama önemli bir ilerleme kaydedile- medı. Kaya'nın ikiz kardeşi Yasemin Keskıner. dün DNA testi için Adlı Tıp Kurumu'na gitti DNA testinde sağlıklı sonuç alınabılmesı ıçın anne ya da babanın kan örneklerinin alınma- sı gerekiyor. Kaya'nın anne ve babası öldüğü için. Kaya'nın kızkardeşi Yasemin Keski- nerden ömekler alındı. DNA testinın sağlık- sız çıkması durumunda Yener Kaya, hukuken ölmemış sayılacak Öte yandan lnterstar televizyonunu arayan kimlığı bılınmeyen bir kışi. cinayetin Türki- ye'deki kara para aklama operasyonununda osyonu % 150'ye cıkaranları ÜPÜRGİTSİN! bir hesaplaşma olduğunu böyledı. Telefonla arayan kışının ıddiasına göre olay. şöy le gelış- tı: "Dt'nizdebatınlan Lucky-Kısmetim 1 gemi- sindeki eroinin sahibi Liceli -Vğa. Türki\t'de kanundan kaçıyor. Lyuşturucu paralannı Türkiye'de Nesim Malki işleh'yordu. Paralan fai/e \erip çok para kazanırdı. Nesim Malki, bu parayı. değerlendirmesi için \ener Kaya*ya verdi. Nlalki öldiirüldükten sonra babanın adamlan Kaya'ya gittilor. Paralan istediler. "Canırpi7i v akma. camnı y akanz" dediler.ama Kaya. "Arkamda Basbakan \ar" deyipkorkma- dL Adamlaı*a paralan vermedi. Kaya. Anka- ra'ya 100 milyar lira ile gitti. Dönüşünde san- şm kadın. havalimanında bekliyordu. Bu ka- dın. yeraltı dünyasının kadınıydı. Kaya'ya da metreslik vapıvordu. Ama bu sefer babayaça- lıştı. Kay a'nın arabasına binenek hav alimamn- dan ay nldı. Otobanda. babanın adamlan ara- bayi sıkışördılar. Kadın," Kenara çek. onlan ta- nıyorum' dedi. Kaya. arabayı kenara çekti. Adanılar. Kaya'nm sadece kolunu kelepçeledi- ler. Tabancasını boşaltıp bir tek mermi bırak- tılar. Arabanın içine. dışına benzin döktüler. Dı- şarıdan arabayı ateşlediler. Kaya. yanan ara- bada acıya dayanamadı. Tabancasında kalan kurşunu başına sıkarak inriharetti." TEMİZLİĞE PARTISI 1383 GUN KALDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle