28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5ARALIK1995SALI 12 KULTUR DERCİLER ARASINDA. TEOVUJN AKTIREL "Destursuz Bağa Girenler"Orhan Şaik Gokyay. "Kebikeç Duası" başlıklı yazı- sında şöyle bır şev soyluyor "Konuya geçmeden once. bir yazmanın şöv le bir yaprağına sıkışmıs kalmı; bir so- zü verelim: Sormaz kı bılsın Sorsa bılırdı Bılmez kı sorsun Bıl^e sorardı tlkin kisiye bir tekerlerae gibi gelen bu soz bence, bir özdeyistir: öğrenmek ve bilmek isteyenler için bir ilke- dir_." (Orhan Şaık Gokyay, Destursuz Bağa Girenler Dergâh yavınlan. Istanbul, 1982, s 196) Ataturk Kulrur Dıl veTanh Yûksek Kurumu'nun ya- yımladığı "Türk Dili" dergısı kasim 1995sayisında-bı- raz geç de olsa- Dıl bayramıyla ılgılı konuşmalara yer vermı$ Devlet Bakanı Bay Ayvaz Gökdemir'ın konus- ması »oyle başlıyor "M iltiyetçi Hareket Partisinin değerli Genel Başka- nı Sayın Türkeş, eski kulrür Bakanımız Sayın Danıs- man. Sayın Turk Dil kurumu Başkanı, azız hocalanm, değerli misafirlerimiz hepinızi saygıyla, sevgiyle selam- lannı. _. Benim sorumlulukalanımda bulunan Atatürk Kül- tür. Dıl \e Tarih ^ uksek Kurumu'nun bağlı kuruluşla- nndan bın olan Atarurk'un kuröuğu Tiırk Dıl Kunı- mu'nda dil bayramı geleneğı devam ediyor. ^ üksek kurumun. Turk Dıl Kurumu'nun. Tiırk Ta- rih Kurumu'nun diğer bağlı kuruluşlann Ataturk'un maksadına u\gun bir sıfatta. hukuki yapıda olduğu ka- naatindeyim, gozlemındev ım. Dernekkr Kanunu'na ta- bi bir dernek olarak hırpalanan. şov le \e\a bov le muca- delelerin konusu olan kurum. bir kısım insanlann ha- raretle destekledigı. bır kısım insanlann da şiddetle hat- ta nefretle reddettıği bir dernek, Ataturk'un derneği olama/dı. Ataturk'un maksadı vasiyetinin. mırasının bu şekilde devam etmesi olamazdı. Ben sadece goriın- tü> ü koy uyonım ortay a. \nayasal resmi bir kuruluş te- minatlı bir kuruluş-." Görüntüsüyle değil, öziiyle ilgüeniyonız Ataturk'un maksadına uygun bır sıfarta hukuki ya- pıda Bay Bakan boy le buyuruy orsa. bızım ona uyma- tnız gerekır MPİIİede' Bay Bakan ıle "Hu- kuk Devleti", "Yasa Dev leti", "Polis Dev letT kav - ramlan ustune tartışmaya gırmek bızım ne haddı- mıze1 Bızancak bırtakım tanıklar, kanıtlargostermek- le yetınebılırız Begenelım, begenmeyelını, değı- şıklıklerı yeterlı sayalım, saymayalım. ıstersank- lı. ıster sanksız bulalım TC Anajasası önunde bo>numuz kıldan ınce olmak gerekır. değıl tnı' "Türk dunyasTnda oyle olmayabılır. ama yaşa- dığımız topraklar uzennde anayasanın değıştınle- mez \e değıştınlmesı teklıf edılemez hukmunu ıçeren 2 rrtaddesınde "_. Atatürk milliyetçüiğine bağİLbaşlangıçta belırtılen lemel ılkelereda>anan. demokratik. laik ve sosyal bir hukuk devletidir" (Altını ben çızdım) denıyor Oy le> se "MiUiyetçi Hareket Partisi'nin değer- li Genei Başkanı Sayın Türkeş"ın Ataturk milli- y.etçiliğinden değilde. Türkmilliyetçiliğinden gum- burgumburdemvurma»! TRT nın bu »ozlen gu- rül gurul yavması ne demek oluyor' Anlaşılan bız "s»de vatandaşlann", "kamu görevlUerinin" uy- dugu bır anayasa var. bırde "aynksı kişilerin" ana- yasası Ne bıçım bır anayasa is>e" f l Tanıklara kanıtlaragelınce RahmetlıHdzıVel- det Nelıdedeoğlu'nun şu sozlennı anımsatalım "Şurasını onemle not etmek isterim ki, ben. çıka- nlması onerilen böyle bir yasaya karsı değilim. Onun bünyesinde resmi bir Turk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu da kurulabilir. Böylece bir vanda Ataturk'ün ozel hukuk kurallanna gore Türk Dil ve Tarih Kunımlan. öte yanda da. dev- let tarafından bir yasa ile me> dana getirilen resmi Türk Dil ve Tarih Kunımlan avnı amaçla ulkeye hizmet ederler. Başta spor demekieri olmak üzere ülkede bov le paralel olarak çalısan bırçok kuruluş var. Bu çoklukta zarar değil varar \ardır: elvçrir ki, bu kuruluşlan vönetenler. kuruluş amaçlarm- dan şaşmasınlar. Türk Dıl ve Tanh Kunımlan kunjlduklan gün- den beri Vtarûrk'ün kendilenne gosterdiği hedef doğnıltusunda çahşmış \e Turk kulturiınc az za- manda çok hizmet etmiş vevavmlarıv la biiyiik de- ğerler kazandırmışozel kurumlardır DikJrim ki, bu sutunlarda bir kez daha yazmış olduğum gibi, eskı havratadokunıılmasın. hele Ataturkgibidün- ya çapında bü\ uk ve tarihe mal olmuş bır kurta- ncının hav ratuia. hiç el sumlmesın.. bır siyasal par- ti, Ataturk'un senetinın kendisine bağışlandığı ge- rekçeshle6-7 jılonceı Ben eklıyorum Soz konu- su siyasal partı CHP ıdı T \ ) mahkemeye baş> u- rarak Turk Dil ve Tarih Kurumlan'nın mali kav- naklannı kurutmak gırişımuie geçm isti. Turk ada- leti buna izin vermedL.. Çünkü. bu dnerinın ger- çekkşmesiN le yalnız Atatürkçülük değil Türk hu- kukçuluğu da >ara alacaktır". ı H \ Velıdedeoğ- lu. Ataturk'un Vas>ı\etı Bozulamaz) Yalnız rahmetlı Hıfzı Veldet Velıdedeoglu mu bu kanıdaydı' Havır. Sayın Rahmi Kumaş,Savın AtilaSav gıbı hukukcular da Devlet Bakanı Ba\ Ay^az Gokdemir: "Ata- türk'ün maksadı; \asi\erinin. mirasının bu şekil- de devam etmesi olamazdı. Ben sadece goruntuyü koyuyorum orta\a" (Altını ben çızdım) Boyle buyuruyor Ispan\ol şaır Guillen de -Nicolas Guillen değil, Jorge Guillen- divor ki: "Su imagen / \o / Su per- sona. su persona (Goruntusu ımgesı Değıl Ken- dısı kendısı) Evet bız de oyle du^unuyoruz Go- rüntusu\le değıl ışın özüyleılgılenı>oruz Turk Dılı dergısı kasım savibinda asıl ılgınç olanyazıProt Dr BaşanZevnepKorkmaz'ıngo- rüşlennı ıçeren ınceleme Okurlanmız ıçın bura- cıktaaçıkiaynerelım Bendenız. eskı Turk Dıl Ku- rumu'nun da yenı Turk Dıl Kurumu'nun da uye- sı değılım Oysa Sayın Zeynep Korkmaz eskı Turk Dıl Kurumu nun da >enı Turk Dıl Kuru- mu'nun da (yanılmıyorsam) uyesı Bu açıdan go- ruslerı. sa\ lan da daha değerli daha sağlarn elbet- te Incelemesının başhğı "26 Evlül ve Dilimizi Türkçeleştirme Yolundaki Gelişme Süreçleri". Şa- nına, sanına yaraşırbıçımde su noktayı. >u goru- şu ılen suruyor "Ataturk. Türk dili çalışmaian- nın artık dilseverlerin \e aydmlann gonullu çalış- ma dönemini aşarak, bilim kav nagından beslenme dönemine gırdiğini dikkate alarak. 1 Kasım 1936'da TBMVI'nın 1. dönem ikinci toplanma yv- lını açarken vaptığı konuşmada. Dil ve Tarih Ku- nımlaruiı kastederek: 'Bu ulusa! kurumlann az zaman ıçınde ulusal akademıler halını almasını temennı edenm' diyerek bu bilimsel gerçeğj vur- gulamıştır". L lusal akademL bilimsel gerçek de- yınce akan sular durur gerçekten Pekı. oyle de. Ataturk kalıtını mırasını vasıyetınde nıçın özel kummlarabırakmıştır' Kalıtını ulusal akademt- ler kurulma.sı amacıyla devlet dairelerine bırakı- yorum dıye el yazısıyla belırtemez mıydr' Dairededık de. Paul Feyerabend'ın "Bilgi Cze- rine İ\ Soyleşi" adlı kıtabında (Metis Vavınlan, Temmuz 1995. s. 29) belırttiği gibi: "Daıre'tekbir sözcük, ama geometrideki daire var, apartman da- iresi var, onun da ille geometrideki daire bıçimin- deolması gerekmıvor, bir de mantık daıresınde ko- nusmak dediğımız bir şev \ar, omantıkdaıresinin smırtan da bir çemberle çizilmrş değiLT Bılım, kılım.mılımgıbıhilesesaçmakiMrdon- guiennden kurtulalım artık. Prof Dr Bayan Zeynep Korkmaz goruşlennı\e suçlamalannı şoylesurduruyor "*1949vihndatop- lanan kuruhavda. tüzüğün amaç maddesi değisti- rilerrkilknizükteki - Turk dılının oz guzellıgını \e /cngınlığını meydana çıkaımak .' biçimindeki ifln de "Türk dılının özleşmesını, anlaşmasmı. gelışmesını guzelleşmesım' şeklinesokulmuşhır. 1951 kurultavmda buna bir de'devnmcı anla>ı> ibaresi eklenmıştir. 1964 tüzuğünde ise, devrimci anlayışı pekiştirmek üzere I. maddeve Türk Dil Kurumu'nun "De\rımcı bır bılım derneği' olduğu vazılmışbr. Vmaç maddesindeki bu de- ğişiklık Ue 1932 yılındaki tüzukten ciddı bir sapma orta- vaçıkmıştır. Vrök Vlilli Eğitim Bakanı da kurumun baş- kanı değildır". Prot Dr Bayan Zeynep Korkmaz bu turlu anıştırma- larla. gozdagı vermeyekalkışmalarla. siyasal erkesıgm- makla bilimsel iavını pekıştırecegını sanıyorsa, aldanı- yor Bilimsel doğrular siyasal erkten umar beklemez Doğru bıldiğını halka, kamuoyuna sunar. o kadar' Sayın Korkmaz'ın belırttiği tarıhlerde. yıllarda Turk- çe ezandan donulduğunü. anayasa dılmde genye gıdış olduğunu nıye bılmezlıkten gelıyor. anımsamıyor 0 Gerek okurlanmız. gerek Prof Dr Bayan Zeynep Korkmaz "ihtflal". -inkMap". "devrim" ka\ - ramlannı gerçekten merak edıvorlarsa rah- metlı Niyazi Berkes'ın"Atatürk ve Devrim- ler" adlı japıtının 133-151 sayfalanndan ay- dınlatıcı bılgıler edınebılırler (Adam Yayın- cılık. Istanbul. 1982) Bu konuda bılım çevresınden saygıdeğer bırtanıkda gosterebılmz "Dildevrimitersi- neçevrilebiHrmi?"' dıye soran Fahır Iz *Cum- huriyetdcvrindeTürk\azıdili" başlıklı ınce- lemesının •*OzetveSonuç"bolumunuşusoz- lerle bıtınyor **Tanzimat devıi v azarlan vazı dilinin yalın- laşması gereğını anlamıslar. bu konu uzenn- de çok kez durmuşlar. ama uvgulamada. \lı Suavı ile Ahmet Mıthat dısında. hiçbıri hal- kın anlavabileceği bir Turkçe ile \azamamis- lardır.Servet-ı Fünun vazartan Tanzimatçıla- nn savunduğu yolun tam tersinı tutmuşlar, Tükçevi Arapça ve Farscaya, gözü kapalı tev lim etmislerdır. 19. yuzyılın sonunda ve 20. j üzvılın başın- da fstanbiıl vv tzmir'de gorülen ılginç Türk- çecilik akımlanmn vazı dili üzerinde bir etki- si olmamıstır. Omer Sevfettın ile Alı Canıp'in Sebnik'teGenç Ka- lamler dergisinde başlattıklan Yenı Lısan akımı avdın çev relerde ilgi ile karşılanmıs. Servet-i Funun vazaıİan- nın karşı çıkmaiarına karsın.Zıya Gokalp'in bu akımı benimsev ip bir sısteme bağlaması üzerine. genç > azarla- nn çoğu bu akıma katılmıştır. 1920'lerde edebivat çev- relerinde bu akım iyice yavılmıştır. lşte dil devrimini eleşitirenleri bu durum v-anıltmıştır. Bunlar. Huseyın Cahıt'ten başlavarak, dilin sadelestiğı- ni, işi kendi haline bırakmak gerekhğıni ve vapacak bır şev kalmadığını ileri surmüşler ve dil dev nmını gereksiz bir"mudahale" bir zorlama'olarakgostermekistemiş- lerdir. Oy sa durum hiç de böy le değildir. Dil dev riminin baş- ladığı 1932 v ılına kadar. basının. okul kitaplarının. genel okura seslenen kitaplann ve resmi vazışmalann dılı. >c- nı Lısan akımından hıç etkilenmeden. eskisi gibi suriip gilmişn'r. N azı dili. bir butün olarak, ancak dil dev riminden son- ra doğal yoluna gırmış. her kesımde valınlaşma başla- nıış. Türk dili kişüığıni İHilmuştur. Dil dev rimını sureklı olarak eleştirenlerin tarhşma ko- nusu vaptığı sozcuklerın savısı birkaç duzineyi geçmez. Elli \ ılda dile kazandınlan binlerce sozcük yamnda bun- lar devede kuiaktır. Her bÜNuk harekette ufak tefek vanıimalar olabilir. Bunlar dev rimin sağhğına ışarettir. (Kaldı ki. ileri süru- len eleştinlerin çoğu temelsı/dir.) Önemli olan akımın butunüdür. Butün olarak vazı di- li devnmı buyuk bir başandır ve sağduvuvu zoıiama- dan buna karsı vıkılamaz". >ıne rahmetlı Ömer Asım Aksoy "Devrim, Inkı- lap "ı \enmıştır başlıklı bıldmsınde söze >oyle baslı- yordu " "Ataturk ılke \e ınkılaplanna bağlı olarak ' sözü. sonvıllanndemeçlerindevekimivuzılarda 'betmele' du- rumualdı. Ataturkçuluğeavkınişleregirisilirken bileso- ?ün uyandıracağı guvene sığınılıvor. Olumsu/ dev rimci- nin bağımsız olarak kurduğu Dıl Kurumu nu kaldınp yenne Başbakanlığa bağlı bir Dıl Kurumu getırmek de Ataturk ilke ve inkılaplan gereği imiş gibi gösteribnedi T.C. PENDIK BIRlSCTlCRA MLDLRLüGUNDEN MENKUL HÜKMÜNDEKİ REHİ.NLİ GEMİLERİN AÇIK ARTT1RMA İLANI l n Jotevt luniifil uhınlı olan a>agıdj tr-<ofı va/tİı uı.mı)ı.*r ırtulım- ız n vcni P«.ndik ! Lr ^ p cunrmifaamncnkıvnKflcnnin%7^ • \^ sJr>> rmvatlannı ecvmtk. Mjrctıvk t.rtv<*^ armrano ıl uJuriti^u BÖK.2U i: ı N--ZUIH s M i P m ı l c B n i ^ c kadar M \ n. xtk armnnjv ÎJ SJ!I>I VI V RIT A jü^nı«.ınıi a«iw . ın 14 (H)«. k lk^nuz uiw M>.I<IIK kj Avdınlr k ı>uGuz».)>alı rn.vkıınJ«. <ahıkljn^jkljsık 1ıX) rra^tLuKnStriK Jborda w Jt-msHı halvi.1 Bovlchr K"d>-tk JIKI \*. talıp^ çıknuıiSTİı tıLJıak sjtijhtr gunuanbnrk vım. Pımiık I (cta l ' * akjduM\ RITA tfmı«nın.a>Tiiı>ımNaai l ' 4 > i o ı U « l kki«i>rM \ E\E1 K*..mrMnııı » p » ısk-vcnınalacaeınj ru\hjnı tıtan a(a*-aklib--inın kıpbmtmljn fazlj olm*<J >ı Kınttın Kt>kJ pant^a Ce^rrmf \e pa%U^IKTUB ma^rjfljrnıt ^evrikr*-) ^am ıle cn çok arttıraıu ırwte>ı vjpiljcjktır Vtiıs tvıiclı uztnıtuVn ıkHaltvc mrm ıhdtc «famf? pultı tvdc!ı fcjırm l eö« ".CTytsi ve mt:\2uatı core oJcnme^ at.rcfc«.rt satr hjn, .c vctjrtkı ahcıva jıtitr Av-nc3ssrt>âÇ^kwiıbnjKmtlff uA.nmleıpo>ck. rdiın hacız\^ uhı hak >ahrçrfıTtmn olma>ı hahmlc ıJdutanm davanaLi K jı)crkbiriıkıc«nısgûn vc>«».ıWKkno vci JaırCTruzcbildımickn aksıukdınk. hakLınn'n r.j\latm*ıi» ham, kab^akLan. SJTI-J >jmurrx-sı Kra domMndd STfukbılCcmı rna>nt »enUı.ı nktıni. >jrrnanK-nın Nr mviının ı^vcr». pMitL.nk.-b-lci.caf fjzb bil|.i almak MlcvvnL-nn vTjkanJa vazılı Jo>\j nummM tk muJur luâumııA. h^vurmaian ılan ı>lunwr 7i.il kli*. krj Mudunı İ M RLMLARI TL t > LSD) I jmnma ı>an:lı Sıcil No IttM vcn »cvılı Tambovu Ooneral C a B J 4 pık no 2 Soî OBTankiP) S»:DBTanfc4S) No : DB Tanfc tP) No »DBTanktSl NoîDBTankıPl Bab-J Tjnk Dennlik Dnft GRT Amhar aıkıiı Gm ertc jJeJı An.) makın^N GtKtl S^ınd^Nkdı'ı.^1 Sîroku Maitrnc daırej bowı Amhar kapastlcfcn \lau \ alL-tta LSSR M» Genera Cjnt M.-"xm. ' "X tOm 14 M> m Mtflm 1"!' «lloıı 27M ""(I ton IK36 J '400BHP 4K0 nım !4 4f>nt - jde» <()kw H \o I \mbw- No2 \mbar \o 1 Amtar Ba, Pık Nı I Ba> Pık No : Ba> Pık V. ' \ o l DBTmtıb' N< I DBTanMPl SoIDBTanklM SüJDBTjnklP) So T DSTjnkti» So ^ DB Tjıık(P) n 0011 TL ifıSOOnr 1_sQ> Gj. Oıl TJIA(P) Gj«OılSer...TanklP) DBUı^OılTanllSI DBUINOII cınk <Pı M\ E\ELİN 14 24 \~<« 44 '2 44 52 47 h* m l E-im' m.' I BaL Jnu himnı Tıp, DttT Oın cn; »kılı Ana nukını.» Sılınvbr ^ ı i ı ( c ^ 4X0 ımn i4 4Oırt M \ A Z ^ g » ^ n . n . M \ R I T \ ^ M \ OELfNıt K 4 obn amtvır sJevJının "* >. JıiîurtıkJııjnJ vapıtun Su tajı ijmJıSı ve semı tvrda") uzınrkL muhıelıf VL-rienk >jdn< lunnviii gt-rtttn metru^jt mcvcuT lup Jvitmın ^a-^ M\ RfTA &.m»nfc Tuzla-To«».m ter^iKVJKİ. hırtıpmtk ctjr gı_imnın a<ik Jınız^cmiM halnx ptiı ııı^ı ıdı!Jt£ı İ l 3KJk TuzfJ-Toifı.n ımn »çıi. Jcnız L\.tnı i2vnct Lilanık pu-Jı 'm. \Lmkmconjnmiinniii tapıldi];ı (»rLtntılı ı brak \ıprmtm> Jummia £ Tatjli gordu^u \c I noluainbar huj^ıniian Lc^ıkr.k buMintaı Lı>allı!d Sı \. 4 , 2lrT»ı>ıııınamiKİjnıJjfı t^nnnın T ır^mTı.r^ıı>.-%ı mk tm^ijnjn mrmımn h r Bu gconnHI Je fxjfdaM ua.nndc muhKl't \<rlerjc >jc vcnıkmcofunmlarınııı ıapıEd*^.ı ^trıı jfcnel olanık p**lı tııfcK htr eemıJc bulunma<ı ecrvkvnm(.fru>al nv\ıul odıp p.-mının \a>ı ık omnlılı olarak vrprımni) ^IdtKu M\ t\ ELIN ^m>ı ifntM bcnlısınja pdı (uk vcrüeınltuEjklıviı \«rıık:me onjnmmın»apıldıCT |.t-ın luk^b<r "<rmıie bukıjatBmn g*rek«n lumaıa mLfmsıtı \c Jonanımıra haı/Jır AiKak trskımı>«t \ıpranr)ıı>n •>ta 1 draltı ncdenıvk U*T 1 d.icHmm LOC az to IIn>ant»(HJı. tjjıl Lücduâu ^>. I IH> tu jiîtbar hızkisınıkın k ı hakıntiiz hjlık tHitunJu^u va>jm rruhalk-nfnlc ho tıp L htrvukhıktcNr psn <ar Kkıiiıiı ) • ı. du-juruljuiu vjpıtın bu tmiıljlla KJ>İ3FIL ı-yz hal\k hulurımaklaJır \x>aı» ırahjiknrHk bu np ücniılcı kiN tx>v kıJılatı gomKTHijlır L si lnru-.ı b»ı tırt . vc (ulen bu vjofını koruıruku tup hu v^Ilıfimien dn mi?Vebu kurum. Osmanucayı 'nııllı dıl' savmadüşün- cesini savunanlardan vana bir rutum izlemivor mu? Turkçegıizeiim de\nm sözcuğüniıdüşmangibikarşı- sına alarak dilimızin vapısına birçok vonden ters du- şen ınkılap sozcuğdnü konımanın anİamı nedir?" dı- \e sorular vonelftıkten sonra bu konuda onlarca ornek sunduktan başka bıldınsinın sonunda su uvancı \eay- dınlatıcı gereklı \e veterlı bılgılen sunuyor "\eni bir so/cük olan "devrım" ise ortava arıldığı gûıı- denberi beğenilendeğişıklikieriçin. ınkıİap°y«rinekul- lanılmı; ve bu anlamla ıvıceverleşmiştir. Devnm'e'ıyı- yı dev ırme anlanıını verenİer düsıinmelidirler ki -söz- cüklerdeki tanımlara gore- ınkılap'ada buanlam veri- lebilir. L'nutulmaması gereken bir dıl gerçeğı vardır. Top- lum. bir sözcuğu alısılmıştan av rı bır anlamla kırk elli vıl kullanırsa, bu anlam. o sözcüğun temel anlamları arası- na girer: İste 'uydu sozcuğünün veni anlamL tşte a>- dın aktarma, şışırme. baltalamak' sözcükJerinin yeni anlamlan. Konuva bir de ulusal dil açısından bakmak gerekir: ' Dev rı m' gibi Tiırkçe, ikı hacelı ve guzel sesli bir sözcük dnrurken "ınkılap gibi \rapca. uç heceli ve çirkin sesli bir sri/cük veğlenir mi? Kaldı ki "mkılap'ın ses duzeni de Türkçemn ses döze- nine bırkaç \erde avkındır: a) Birinci hece ince. ikinci hece kalındır: ınkı b) 1 çüncu hecede ince sesli 1' ile kaün sesli 'a birles- mektedir. Ov sa Turkçede a' nın onünde ince I' bulun- maz. c) L'çiincfi hecenin uzunluğu da dilimize av kındır: La ç) İkinci v? üçuncü heceler arasında ses uvumu yok- tur: kılâ d) Bövle bır ses duzenıv le oluşnıuş sözcuğü sövleme- \e Türkİerin dili dönmez. Bunu ancak \abancı dil bilen- lersövlevebilir. e) Birçok avdın kisi bile ilk hecedeki ınce sesten sonra ikinci hecevi de ince olarak sövleveceğinden sözcük "ın- kılap" biçiniınegirer. Kullamlmasında bu denli sakınca bulunan bir sözcü- ğu dılimi/de tutmava çalışmak doğru mudur.'" ı Turk Dı- lı Dergı-ı ba>ı 10-CK.ak Şubat \W9 Istanbul, ss 3-8) Prof Dr Bayan Zevnep ıle voldaşlan da tutucu dıye nıtelendınlmekten o denlı alınmasınlar. uzül- mesınler Turkıye TürkçeNi hepımızın \e onu el üstunde tutmak. onu gelıştırmeye çalışmak. ona ozen göstermek bızlenn olduğu denlı on- lann da bojunlanna borç1 Gonullennı almak ıçın >on bır ^oz "...halkın gözünde Fınsteın. vasamının sonuna dek dev- rimci bir bilim adamı olarak kalmıştır. Oysa fi- zikçiler onu son otu/Mİdan beri tutucu ekıbın lıden" sa\i>'ordu". (Cemal \ ıldırım. Bilim Ta- rilıiRemz'ı Kıtabevı. Istanbul 1994. s 243) 'Tfirklerin Kökeni" semineri Ba^ka ulkelerde olsa. gazeteler bınncı sav- falanndan haber v enrler, ba--ında > ankılar uya- nırdı O\sa bızım (, ıftetellı basınınm çıtı çık- madı.bıruzuntiNî.s Istanbul'da Ekım I995'te MU Turkıyat Uygulama ve Arastırma Merke- zı ıle Fransız Anadolu Araştırmalan Enstıtusu ışbırhğıvle Orhon Vazıtları nın Yayınlanma- sından Vuzyıl Sonra Turklenn Kokenı başlık- lı bırsemınerduzenlendı ızlencesinde bırbınn- den ılgınç konular 1 Oturum Oturum başkanı EmineGürsov EdVard Tryjarski: Onomastık ve epıgrafi buluntulanvla Turklenn en eskı ızlerı James llamilton: Çın. Bızans ve otekı kay- naklarda Turkçe konuşan halklann ortaya çı- kışı 2 Oturum Oturum başkanı Louis Bazin Osman Sertkava: Çoyren yazıtı Talat Tekin: Aİtınkol vazıtlan Dimitri\asilıev: 199Syılmda Altaylar'da>a- pılan alan araştırmalan ve yenı bulunan Gok- türk yazitlan 3 Oturum Oturum başkanı Gvorgy Hazai Pieter Zieme: Turfan'm kâğıt ustune yazılı Run metınlen Semih Tezcan: Runık yazılı Eskı Tiırkçe me- tınlerde Moğolca alıntılar Sergei Kiastornii: Eskı Turk konfederasyon- lannın ılk kuruluş donemı 4 Oturum Oturum başkanı Dimitri \asili- ev Louis Bazin: Orhon Yazıtlanndan Kaşgar- lı'nıtı Dı\an ına Turk kımlığınınevnmı Gvörgv Hazai: Turk adının eskı \e venı yo- rumları ve kuramlanmız uzenne etkılen \Volfgang Scfaahipp: Eskı Turk yazıtlannın Turk aydınlar üzerinde etkısı Türk adının yorumlan Türk kımlı|ı konusunda sayın BozkurtGü- venç'ın avnı başhğı taşiyan yapmnı vokebılen bızlergıbı sıradan okurlar ıçın bılım duzeyı ol- dukça y uksek bıldırılen kavramakta epeyce zorluk çektık Turk adının eskı ve yenı yorumlanna gelın- ce. bız yme Doğan Avcıoğlu'nun Turklenn Ta- nhı(Tekın Yavınevı. Istanbul. 1978. s 2°5)dı- zısının bınncı cıldınde yer alan bılgılerle vetı- nelım " 'Turk' sozcüğü acaba ne anlama gel- mektedir? Bu konuda da çesitli gorusler orta- ya atılmıştır. Çin kav naklannda. efsanelere gö- re. \sınasoyııJuan-Juan'asığınıponlark;in \f- tay 'da demırcilik vaparken. dağuı zırvelerinden biri miğfere benzediğinden. onlara Turk (miğ- fer) adı verildiği yazıur. Islam kav naklannda. \rapalfabesiylet ürk, °terk' diyeokunabilece- ğinden, terk edılmiş. bırakılmış" diyeyorum- lanır. Kaşgartı Mabmut,Türk'e'olgunluk çağı' anlamını verir. Türk devimine. Takye (deniz kı- yısında oturan adam), cezbetmek vh. gibi an- lamlar da yakıştınlır. VVambery. 1879'da Turk deviminin 'turemek' fiilinden gekliğini ileri sürer. Ziya Gokalp, türeli (töre sahibi) diye açıklar. Doerfer, Orhun yazıtlanndaki 'Turk' de*imini"de\ lete bağlı halk u\ruk' biçiminde anlar. Fakat bu konuda genellikle Muller'in gö- rüşti kabul edilır. Lygur metinkrinde Turk deyimini kuvvet onlamına gelen erk deyimiy- le yan yana bulan Muller. Türk'ün kuvvet de- mek olduğu sonucuna vanr. Bir İran metninde geçen'Turk-Hun' deyimi, 'kudretlı Hun' diye yorumlanır. Bazin, Türk deviminin 'meydana çıkmı> bıçımlenmış gelişmı> çok gelışmış kuv\etlı anlamlannı kazandığınıilerisürerek. Türkologlarca genellikle paylaşılan bu goruşe katılır". Bılım adamlan ordusu sayınCumhurbaşka- nı Süleyman Demirerm buyruklannda Orta •\sya ıçlerınde atlannı koşturadursun. yağmur- dan kaçarken doluya tutulan bız Amenkarvtn- gılız sozcüklennın 'istilasma' karsı özguvenı- mızle. ozgucumuzle savaşımımızı surdurelım Dıkkatımızı çeken bır nokta TDK'nın Turk Dılı dergisinde Ingılızce sozcuklerden yakını- lırken. Amenkanca sozcuklere hıç değınılmı- yor Boyle bırdılaynşması bılmezlıktenmı ge- lınıyor acaba. \ok»a Amenkan sozcuklen ur- pertı mı venyor. general elektnğın çarpmasm- dan mı çekınılıyor" "Tek tek ulusal diller baskın çıkıyor düzme dillere. Şu da tuhaf sey: Esperanto yay gınlaştık- ça yenı yeni ağı/lar bolünüyormus. Esperanto delisi bir dostum var. o soyledivdi: Orta Avru- pa'mn Esperantosu. Asya'daki Esperantodan ghtikçe aynlıyormuş" da (Nermı Uygur. DilinGücü, Bmm Yayınlan. Istanbul. 1984. s 77) tyımserbıtırelım, şarkı gıbı "Esperanza,es- peranza!..." jlnld LI ıttk hu- ıkcklu- hrviık YAZI ODASI SELİM İLERİ Bu Şiirleri Okuyamıyorum! Gütten Akın: Çağdaş şıtnn çok duyarlı ustası Gülten Akın'ın şıırıyle tanışmam Kestım Kara Saç- lanmı'y\a (1960) oldu Tanışmanın tarıhı. kıtabın ya- yınlanış tarıhınden sonra Yaz boyunca her gun Sahaflar Çarşısı'ndayım. Elıf Kıtapevı'nın vıtrınınde Kestım Kara Saçlarımı duru- yor. Once o Sonra 1956 tanhlı Varlık Yayını Ruzgâr Saatı. Sığda'y\ (1964) bır yerierden guçlukle edını- yorum. Hulki Aktunç la bol çaylı akşamuzerlerımız ve Gulten Akın şıınnı konuşuyoruz. Hulkı, yanlış hatırlamıyorsam, "Ezılırıpek, kuflenır tevrat, çalışırıncı"dızesıne tutkundu. Banagelınce, Ruzgâr Saatı'ndekı çocuksu duyarlıklara açılan şı- ııierdı vurulduğum "Oyuncaklar kabartma harflergı- bı" .. Bıreysel bır sestı Gulten Akın'ınkı, bıreyın gunde- lık hayatından ızduşumler her zamanın sevınç ve acıları, sıkıntılar ve ıç ennçler duyumsanıyordu. Bır dızesınde soyledığı gıbı bu şıırler de oyleydı: "Elışı kâğıtlarmdan çıçekieryaparsın" Elışı kâğıtlarmdan "Yenı şekıller gorülmedık renk- lerışıklar" yapan Gulten Akın 1970lerde Turk Dılı dergisinde "ilkyaz" şıınnı yayınladı, ya da 1960'ların sonunda "İlkyaz", Turk şıırının doruklanndan bın Ilk ıkı dızesı pek çok edebıyatsevenn, okurun belleğıne çakılıp kaldı "Ah. kımselenn vaktı yokl Durup ınce şeylen anlamaya " "llkyaz"t bırçok kez okudum, yarı ezbere bılınm Ne var kı gızıne bır turlu erışemedım Her gunku haya- tın ortasında erıyıp gıtmış ıncelıklere bır ağıt da ola- bılır, yaşanan zamanın çırkınlıklennı yuze vuruş da Gütten Akın ın şıınnde donemeç sayılsa yendır "İlk- yaz" Necatigil, "Uzun sure, hayatla doğa arasında tedırgın bırıç dunyanın duyarlığını dıle getıren, son- ra objektıfını bıreysel ıncelıklerden kıtle sorunlanna çevıren. "dıyor "llkyaz" bıreyselle toplumsalın ke- sışme noktası sayılamaz mı'? Kırmızı Karanfıl'm (1971) ardından Gulten Akın şı- ınnde kıtle sorunları butunuyle ağırlık kazandı Siya- sal şıırler yazdı. Memet Fuat"( ) Ulke ıçındekı ça- tışmaların acılannı yansıtan şıırler"d\yor. Her bırınde şıır sanatına bağlılık varlığmı korudu Şaır. sozunun ıçenksel onemıyle yetınmedı, şıınn gereksıncjığı es- tetıkten ödun vermedı Gulten Akın hıçbır zaman on planda durmadı Bu, besbellı, bılınçli bır seçımın tutumuydu Buyukluk kompleksınden o kadar uzak yaşadı kı, Şıın Duzde Kuşatmak'ta (1983) derledığı duzyazılan yetkın bırer şıır eleştırısı örneğıyken hep alçakgonullu bır ıfade- yı yansıtır Halk şıın geleneğının tuketıldığı. daha doğrusu, sömürülduğu donemlerde Gulten Akın geleneğe an- lam katıyordu Şusaptayım Doğan Hızlan'ın. "Akın, halk şıın geleneğını klışelennden ve kalıplanndan anndırarak kullanmasını, gunumuze taşımasını bu- yük bır ustalıkla başarmıştır" Yeni Bir Dönem Gulten Akın'ın yenı şıır kıtabı Sonra lşte Yaşlandım, şaırde yenı bır donemı kuşatıyor Breyselın çok ote- lerden, bambaşka yoğunluklar edınerek gerı donu- şune tanıklık edıyoruz Kıtlenın sesı bıreysel seste bır ıç ses olarak surup gıdıyor elbette Daha ılk "Kısa Şiır" durduruverıyor okuru, mıhla- nıp kalıyoruz demelıyım belkı de "Bır roman kadar uzun bu tumce, I -Sonra ışte yaşlandım " Ancak "Izler" şıınne kadar okuyabıldim Sonra lş- te Yaşlandım'ı Oylesıne denn bır acı duydum kı, Gulten Akın'ın eşsız şıırlerınden kaçmak ıstıyorum. Hele "Izler", hayat boyu duşündüklerımızın, ıçe at- tıklanmızın, ıçteyaşayaduranların beklenmedık şıın. Beklenmedık dıyorum. "yazılamaz" sandığımızı onca yalın dılıyle kaleme getırmış Gulten Akın, onca yaralayıcı. "Izler" de "Bır roman kadar uzun"... Ne yaparsam yapayım bu şıırierı art arda okuya- mıyorum Gunlerın ıçınden alıp nerelere savurdukla- rını sözcuklerle anlatabılmek benım kısıtlı yazariığı- mı aşıyor Sayfalan çevınyorum, sonrakı şıırlere 'bakıyorum'. Baktıkça yaşadığımız "karanlık" artıyor "llkyaz"ın son dızelerıye - "Bır gun bınlen ote geçelerden/ Is- lık çalarlar, yanıt verınz"- boş yere avunmaya çaba- lıyorum. Gulten Akın şımdı karanlığı soyluyor Belkı sonra.. Boylesıne denn bır guzellık karşısın- da serınkanlı kalabılırsem . Evet, yalnızca. "Sıyah taşlı bıryuzuktur yaslı parmaklar tanır onu." Bayrampaşa Tiyatro Salonu açıldı ISTANBLL(AA)- Bavrampaşa Tiyatro Salonu nun açılışı oncekı gun Kultur Bakanı Fıkrı Saglar tarafından yapıldı Sağlar. burada yaptığı konuşmada. toplumu demokrasıve geçırecek unsurun sanat olduğunu belırttı "Ne kadar çok tiyatro salonu açılırsa o kadar çok cezaevı kapanır" dıyen Sağlar, külturel gelışme olmadan demokratik gelişme ve ekonomık kalkınmanın gerçekleşemeyeceğıne dıkkat çektı Tıvatronun açılışına >azar Refık Erduran. Göksel Korta>. Lale Oraloğlu, Hadı Çaman ve Tevfık Gelenbe'nın de bulunduğu kalabalık bır sanatçı topluluğu katıldı Öğrenci filmteri gösterimi Kiiltür Ser*isi- Marmara Unıversıtesı Gıizel Sanatlar Fakultesı Konferans Salonu'nda çarşamba gunu saat 13 30'da Sınema-T\ bolumu oğrencılen fılmlen gostenmı yapılacak Gostenlecek fılmler arasında "Lçmak htıyorum" (IlkerCanıkJıgıl). 'Denızatı, \qua' (Kaan Şenso>). "Duet" (PınarÇağlayan), 'Play' (Perya Erkencı), 'Yasamın Ueuna Yolculuk" (Okan Unsur) bulunuyor Çocuk Kitapları Şenliği Kiiltür Servisi- Çocuk Yayınlan Dernegı'nın Sandoz Sanat Galensı nde duzenledığı "Çocuk Kitapları Şenlığı". 10 aralık pazar gunune dek devam edecek Şenlıkte ındınmh kıtap satışının yanı sıra dernek uyesı çızerlerın çocuklara yonelık eserlennden oluşan bır sergı de yer alıyor Şenlık kapsamında bugun Ayla Çınaroğlu. Nuran Turan. Sevım Ak. Gungor Koknel ve Ulku Gıray'ın ımza günu gerçekleştınlecek Galerı ise şenlık suresınce her gun 11 00- 18 00 saatlen arasında açık olacak (Barbaros Bulvan. No 83. Beşıktaş) İrfan Okan'ın 'Boya Aşkları' Kiiltür Servisi- Venı romantık eğılımın Turkıye kanadında özgun bıryen olan frfan Okan. 5 kışısel sergısını Ekol Sanat Galensı'nde 7-28 aralık tarıhlen arasında gerçekleştınyor Son resımlennde boya seruvenı ve ntuelını. modern bıreyın veya tek başına ressamın etrafında dondurulen ıktıdar soylemlenne karsın dıalog arayısları ve her şeye rağmen ayakta durabılmenın acı dolu hazzını surduruyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle