Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK1995SALI
10 D1HYAZ1
Mizah devlerinden "ŞOK" açıklamalar
ö y I e ş i l e r : M e t i n H a k y e r i
Sunuş
Kimiyeni, kimi
eski, kimi
çooook eski.
Ama hepsi bizim kahramanlarımız..
Hepsi mahalleden sanki... Semt
kahvesine sıkça uğrayan; evin
önünden geçerken hınzırca
güliimseyip "manyel çakan ",
bakkalda alışveriş yaparken
çıkışmayan küsııratımızı "bende
bozukpara var" diye ödeyen,
maceralarını, tutnığıımıız takımın
attığı şık golden söz
ediyormuşçasına, "Sıdtka J
mn
halası gene Sinopf
tan kaçmış ",
"Timsah, DaraVıyine kerizlemiş",
"Zihni Sinir'in son procesini
gördünüzfttü?", "Gaddar
gericilere yine çattı" diye lezzeîle
birbirimize anında aktardığımız
vakınlanmız...
Her hafta maceradan maceraya
koşan mizahın devleıi memleket
meselelerine nasıl bakıyor? Kadın
sontnundan, yaklaşan erken genel
seçimlere kadar ne düşünüyorlar?
Suskunluklarını Cumhuriyei için
bozdular. ' . ,
Binlerce 'proce' üreten Zihni Sinir'i de sinir ettiler
Vaianıngöğü,deniziyok mu?
ÇOK KATLI TÜRKİYE PROCESİ
ttefide ba tat daha çıkma ımkom ıçn
ucu oçık btfokJİmş kolontor
Adl: Zihni
Soyadl: Sinir
D.Tarİhİ:30Ocakl977
D.Yerİ: Gırgır Dergisi
Nüfusa kayıtlı olduğu
yer: HBR Maymun Dergisi
Povver PC Harddiskı Z.S
dosyası
Medeni hali: Doğuştan
dul (İlk eşi yumurta
hücresi).
SorumlUSU: trfan Sayar
- Zihni Bey, hugüne kadan binlerce
proce üretliniz. Seçimlerle ilgili bir
proceniz var mı?
SİNİR- Geçen seçimlerle ilgili
olarak ürettiğim procelerhâlâ
geçerliliğini koruyor. Bakınızsayfa
I "deki şekil.
- Şu sıralarda si/i en çok neler
sinir edi>or?
SİNİR- Sinir hücrelerime denk
düşecek kadar sinirli olduğum
konular var. Burada bir iki örnekle
yetinevim. Fazla sinirlenmeyeyim.
a) Parti başkanlan ve milletvekili
adayları nıçin herkes gibi perdenin
arkasına gidip büyük bir gizlilik
içinde zarflannı hazırlıyorlar ve
sandığa atıyorlar. Bu hareket sizin de
sinirlerinizi bozmaz mı? tsterlerse
alüminyum folyoya sarsınlar yine de
kime oy verecekleri belli değil
rnidir? Kime oy verdikleri bu kadar
aşikâr olunca seçim yasaklannı ihlal
etnıiş olnıuyorlar mı? Koskoca bir
seçim kanunu içinde bu bir şaka
mıdır? Şimdi "Nereden bilebilirsin
ki belki de başka bir partiye oy
veriyorlardır" diyebilirsiniz. Böyle
bir durumda o parti başkamnın
kafadan çatlak olması gerekmez mi?
Çatlaklık durıımu gizli oyla örtbas
- ~ $ i^ i jr^ • :
FAYDALARI: ÜHizk» orton nüfusumuzo iazkıstyia cevo'p verir.2!Hoî?o bir kofı yûboncıkjro kiroyo vertlerek ek gelrsoğlon
3SÇotı kaîinda hova olor»!on ve enîeliekîüeiler yer oîır 4}Evsiz barkyz kalonîor kışın ısJanmazbr SgovoşSardo oynco s$noğa
gırmeye gerek koScaz.iOOJ Veihosıi foydokm onkjtmoklo b»mez.
edilmeye çahşılırsa bu daha vahim
sonuçlara yol açmaz mı?
b) Niçin hâlâ hep vatan toprağına
takılıp kalıyoruz. Biz bu kadar feodal
miyiz toprak toprak diye
tutturuyoruz. Vatan sınırlanmızın
içine denizlerdeki karasulanmız
gökvüzündeki hava sahamız
girmiyor mu? Niçin buralarımızı
ihmal ediyoruz. Gökyüzü
Amerikalılann mı? Artık
ayaklarımızın bu kadar da yere
basmasının zamanı geldi. Bırakın
uçalım bıraz, yüzelim biraz.
Gerçeklik buralarda da geçerli.
c) Son günlerde trafik polislerinin
sadece emniyet kemeri kontrolcüleri
olarak dolaşmalan sinirimi bozuyor.
Dünyanın en önemli trafik
kazalarının yaşandığı ülkemizde
emniyet kemeri konusunun trafik
polislerinin elinden alınıp yeni
kurulacak tstanbul Emniyet Kenıer
Müdürliiğü'ne devredilmesi iyi olur.
Bu durum ayrıca politikanın yeni
insanlar kazanmasına da yol açabilir.
Meclis'e yeni bir soluk gelir.
d) Niçin bir sürü ucube cami binası
inşa edilirken Eminönü'ndeki
üüzelim Yeni Camii leş gibi durur.
însanlar aptes alırken arada sırada
binalann da aptes almalannı niçin
düşünmezler. Bu durum beni
sinirden kaktüse çevirir.
e) Niçin alkolsüz balık restoranı ve
alkollü kurufasulyeci yok.
0 Niçin Taksim meydanında çocuklu
aileleryok. Bunlar çocuklannı
nerelerde saklıyorlar.
g) TV açık açık oturumlannda
kullanılan şu kelimelerbenim hemen
diğer kanaldaki reklamları tercih
etmeme sebeb oluyor: "Bakınız."
"I.ütfen sö/ünıü kesmeyin bakın
ben sizi dinledim". "yapmak
suretiyle" "o konuya geçmeden
önce bu konuyu açıklığa
ka\uşturmak gerekiyo", "önce bu
fırsatı veren"...
- Memlekete yararlı olabilecek
hayalinizdeki en büyük proce
nedir?
SİNİR- Türkiye apartman
procesi:( Bakınız yandaki şekil).
- Size rahmet okutacak procelere
tanık oluyoruz. Mesela anayasaya
aykırı seçim yasaları proceleri.
işçinin. memurun maaşına nasıl
zam yapmavız proceleri gibi...
Sizin kıskandığınız proceler var
mı?
SİNİR- Oıılar benim tırnağım bile
olamazlar aşağıdaki proceleri
kıskanmadım desem yalan olur. Ee
pes doğrusu.
Eskiden: a) Evren'in E5 karayolu
etrafındaki kötü görünümlü evlerin
yola bakan duvarlannı beyaza
boyatma procesi.
b) Seçim asfaltlan proceleri
(Tarlalara hile asfalt döküyorlardı.)
Şimdi, il yapma proceleri.
Kenar mahallenin cam kenarından Sıdıka Saka sesleniyor.
Hayatbir klip olsa, haberlerhiç olmasa
Adl: Sıdıka
Soyadl: Saka
D.Tarİhİ: 1991
D.Yerİ: Hıbır
Nüfusa kayıtlı olduğu yer:
H.B.R. Maymun Bilgi İşlem. 7
no'lu yazı disketi
Medetiİ Hali: Müebbet "ev
kizı"...
SorumlUSU: Atilla Atalav
-Sıdıka Hanını. sizinle görüşmek oldukça zor
oldu. Abiniz ve babanızdan çok zor izin
alabildik. Nedir bu erkek egemenliğinden
çektiğiniz?
SIDIKA - Korkulacak bişi yok... Babamlar bu
röportajı görmez... Bizim eve Fanatik
gastesinden başka bişey girmiyo... Sen rahat ol,
sor sorulannı... Demincek "Egemenlik" felan
dedin... Bizimkiler bilmez ööle şşey... Belli bi
ideolojileri yok. öölesine dövüyolar... Masum
ve grekoromen maço hareketleri... Hele babam
tamamen refleks olarak yumruk atıyo...
Annemle ve benle reaksiyona giriyo
diyebiliriz... Abim, daha toy maço; indirekt
yumruklan henüz olgunlaşmaya başladı...
îlerde noolucana gelince... Ya bi gün Nuh
Tufanı gibi yelkenleri atlastan (oyalı saten de
olabilir) bir gemiyle yurdum kadınları topluca
Amazon Ormanları'na kaçıcaklar. ya da bu işe
bakanlık el koyucak... Hani var ya Kadın
Hakları Bakanlığı... Gerçi şu anda söz konusu
bakan erkek ama olabilir yani.
Yeri gelmişken. babam o bakanlığa da pek
sicak bakmıyo... "Erkek adam kırmızı plaka
takar mı?" şeklinde bi itirazı var...
- Sizin gibi genç kızlar memleket
meselelerine bu kadar kafa yorup, gündemi
bu kadar yakından izlemiyor. Sizde mi bir
sakatlık var, yoksa onlarda mı?
SIDIKA- Orasını bilemiycam... Ama
"kafadan sakat" muamelesini gören benim...
Annem babanların sülalesinde de "entel yok,
bizimkinde de sen kime çektin bilmem ki"
diyerek habire beni azarlıyo... Hani ben de
bazan dünya sorunlarına boş verip. henüz
askerden dönmüş bi esnaf oğluyla (sıfır
Tempra'sı olucak... Metalik gri) evlenmekten
başka bi derdi olmayan. hayatı klip zanneden bi
kız olmak istemiyorum değil... Ama, babam ve
abimin daha değişik stilde dövüşeninden bi
kocamın olması riski de \ar... "'Habitat 2
etkinlikleri çerçevesinde ülkemizde 400.000
damat adayı" gelicek diyolar... İçlerinden
helal süt emmiş bi insan evladi çıkar belki...
Şööle dünya meseleleriyle ilgilenen. TV
karşısında bira içerek maç seyredip kiifür
etmekten başkaca özellikleri de olan bi çocuk
çıkabilir... Annem "Birleşmiş, Milletler'de
çalışan bi koca bul, hem dünya meseleleriyle
ilgilenir hem çocuk büyütür. turşu kurar,
reçel yaparsın" diyor... Bakıcaz artık...
Farkındayım, akranlarımın bööle dertleri yok,
sisli kliplere. "valantin deyz"lere
hülyalanıyolar... Esnaf oğlu koca, ilk iki
seneden sonra içip içip uçan tekme atmaya
başlayıncaya kadar işleri iş... Keşke hayat klip
olsa, "haberler" hiç olmasa...
- Seçimler yaklaşıyor. Seçmene neler
önerirsiniz. Ailecek bir kararınız var mı?
Şetaret Hala'nın Sinop'tan bağımsız aday
olacağı doğru mu?
SIDIKA - Ne önerisi annem? Kelin ilacı olsa
başına sürerdi... Şööle bi bakıyorum da kimin
eli kimin cebinde belli diil... Ördan oraya geçip
duruyolar. Heriflerin en son hangi partide
olduğunu bi yakalasam, oy vericeem kimseler
yok diil... Insan dikkatli olmalı, yanlış bişeye oy
verebilir... Şetaret Halam Sinop'tan bağımsız
aday, doğru ama... Onu bile dikkatle izlemek
lazım, son dakkada yerine Fevzi Eniştemi
seçime sokarsa (kendisi koca bakımından pek
bağımsız diil de) memleket içün karanlık günler
kapıda demektir. Fevzi enişte demokrasiyi,
alkollü bi zamanında on yerinden
bıçaklayıverir... Barış gü\ercinini ızgara
yaptınp yanında acur turşusuyla yer alimallah...
Diyeceem, kime oy verdiğinize son dakkaya
kadar dikkat edin... Sonraki beş yıl her şey için
geç olabilir.
- Sizce memleketin düze çıkma umudu var
mı?
SIDIKA - Tabii be annem... Umut diye bişey
her zaman \ar... "Yeter ki kararmasın sol
göğsündeki cevahir" demiş adam... Bi
düşünsene. kenar mahallenin cam kenarında
"Sıdıka" diye birileri var... Her şeye rağmen
var... Hem de o kadar çok var ki... Belki
televizyondan, radyodan, klipten düdükten
sesleri pek duyulmuyorama. varlar... Umut
diye varlar...
Yarın: Gaddar Davut ve Bezgin Bekir
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKVIEKÇİ
Tan ile Tans...
Sabiha Sertel, "Ro/DanGyö/'acllıyapıtında, 'Tan"ga-
zetesiyle basımevınin nasıi yıkıldığını öğrenince. neler
yaptıklarını özetle şöyle anlatır:
"4 Aralık sabahı Zekeriya bana,
- Sen bugün matbaaya gıtme. ben de gitmeyeceğim.
Bugün aleyhımıze gösteri yapacaklarmtş... Evde de otur-
ma, dedi.
Ona birakşam önce haber vermişler. O çıkıp gitti. Ben
de Moda'da tanıdığım birhanımın evine gittim. Hanımın
kocası telefonda gösten hakkında kansına bilgi verryor-
du. Yollar açıldıktan sonra eve geleceğini, nümayişçile-
rin Serteller'in evıne gıtmesi thtimali olduğunu söylemiş.
Böyle bir durumda başkalarını tehlikeye sokmamak
için, orada kalrnanın doğru olmadığını anladım. Moda 'da
Mektep Sokağı nda oturan annemin evine gittim. Az son-
ra Zekeriya da geldi. Annem 78 yaşında bir ihtıyardı. Bı-
zi gündüz karşısında görünce şaşırdı:
- Hayır ola. sız bugün çalışmıyor musunuz? dedi.
- Hayır... Yazılan dün yazdık. bugün dinleneceğiz..Ak-
şama kadarannemde kaldık. Hava iyice karardıktan son-
ra eve döndük. Az sonra Vâlâ Nureddin ile kansı Mü-
zehherge/cWe/-. Vâlâ gösteriyi anlatıyor Necmeddin Sa-
dak'/n müteessir olduğunu söylüyordu. (Vâlâ 'Akşam'
gazetesınde çaiışırdı.) Güldüm... Vâlâ biraz sonra:
- Dün gösten bırtikten sonra gençler eve gelmek üze-
re Kadıköy vapuruna binmışler. Fakat Vali Lütfü Kırdar
bunu haber alınca. kaptana vapuru Kadıköye yaklaştır-
mamasını, Adalar'a götürmesi emrinı vermış. dedi.
Zekeriya bu haheri duyar duymaz yerinden fıriadı, Va-
li Lütfü Kırdar'a telefon etti:
- Matbaaya bir saldın yapılacağını haber almış, size bil-
dirmiştim. 'Merak etme, hiçbır şey olmayacak' demışti-
niz. Fakat matbaa yıkıldı. Şimdi eve gelme teşebbüsün-
de olduklannı duydum. Hiç olmazsa bunu önleyin.
Vali kendisine şu cevabı vermiş:
- O tehlike geçti, ama, sen şimdi nereden telefon edi-
yorsun?
- Evden.
- Sakın evde durma...
Demek hâlâ güvenlik altında değildik. O zaman Vâlâ.
Kalamış'taki evlehne beraber gitmeyi teklif etti. Yanımı-
za birer kat çamaşır alıp Vâlâ 'nın evine gittik... Üç gün üç
gece orada kaldık. Gündüzleri oturmaktan sıkılıyordum,
gecekaranlıkta çıkıp Feneryolu'nda dolaşıyor, demokra-
sinın memlekette ne normal yollarla geliştiğini düşünü-
yordum..." (-Roman Gibi" S. 315-316).
Olayın tanığı oian Müzehher Vâ-Nû, şunları söylüyor-
du, özetle:
"Evet, bizde misafirlerdi, eve aldık onlan. Moda'day-
dılar o sırada. biz olayı duyduk. Vâlâ inmemişti gazeteye,
belki inmişti, bilmiyorum şimdi. özetle akşamüstü gittik,
Sabiha Hanım'la, Zekeriya Bey'i bindirdik bir arabaya, o
zamanlar çek-çek arabalan vardı, üstü kapalı. Bindik 'Al-
tıyol'a kadar geldik. Altıyol'da araba değiştirdik. tukip
edildikse'diye. Çünkü olayı. bütün teferruatıyla biliyor-
duk, yalnızdılar evde. Bir, SabJha Hanım'ın agabeyisi var-
dı Neşet Deriş diye, söyledik:
- Bize gidelim, ne yapacaksın? diye. Zekeriya:
- Aman Valı'ye haber verelım, sonra kaçtı' derler!de-
di. Sınırlarda filan ararlar, bilmem ne yaparlar...
Vali'ye haber verildi. Zekeriya:
- Ben Vâ-Nû'lara gidiyorum, oradayım. Ama sizden
başka kimseye söylemedim bunu... dedi.
Biz Kalamış 'ta oturuyoruz. Sahilde bir evdi. Başlanna
bir şey gelırse, buradan kaçmaları mümkün.. gibi şeyleri
konuştuk arabada. Onu anımsıyorum. Bizde kaldılar. Ga-
yet sogukkanlıydı ikisi. Biz o gece bir garip sorumluluk
duygusuyla, Vâlâ ile benim uykumuz kaçtı. Doğru dürüst
uyuyamadık. Kendiyatak odamızı onlara verdik, biz bir ye-
re uydurduk bir şeyler, yatak matak; bir horultu duyduk,
uyuyorbunlar, gayet keyifle uyudular. Evden çıkılmadı hiç.
Bir Vâlâ matbaaya gitti geldi. havadisler öğrendi. hava-
dislik de birşeyyoktu hoş. Duyulmuyordu, o devri biliyor-
sun. Herkes kabahatli gibi, Adam, bir şeye karışmaya-
yım' havası içinde. Ertesi günü galiba, kapı çalındı bir
adam geldi:
- Sizin satılık bilmem neyiniz varmış! diye.
Vâlâ'nın o adamı kovaladığını anımsıyorum..."
• • •
Taşlama ustası Hasan Çelebi şu dizeleri düştü:
'Bir uçtu ölümsüzlüğe yükseldi Hezarien I Hem öldü,
hem aiçaldı uçurdukça özerfen."
Dün Istanbul'da önemli bir toplantı vardı. 4 Aralık
1945'te, basın özgürlüğüne, demokrasiye ağır bir darbe
vurulmuştu. Bunlar Bayan Tans'ın umurunda mıydı?
Boğaziçi Üniversitesi'nde bir çeşıt öğretmeni yerinde-
ki. Prof. Oya Köymen'i, O'nun yerini alabilmek için. 12
Eylülcülereihbarettiğini. 1402'lıkettirdikten sonra. "bö-
lüm başkanı" olduğunu bilmeyen yok muydu? Bu. üni-
versite çevrelerinde geniş yankı yapmış: öğrenciler. küp-
lere binmişlerdı. Bir ara üniversiteyegelen Prof. Oya Köy-
men.bayanlartuvaletınegirdığinde, arkasından koşarak
Tans'ın yetiştiğıni gördü. Tans. göğsünü açmış, profe-
söre gösteriyordu:
- Hocam bak, göğsümde sertlikler var. Kanserşüphe-
si olduğunu söylüyortari
Zulmettiği hocası yerindeki profesöre yakınıyor, hem
yaptıklannı bağışlatmak, hem de kendıne acındırmak mı
istiyordu? Kafasında ne çok tilki dolaşıyordu? Süley-
man Bey'e gözdağı verdikten sonra. kazık attığı, gün gör-
müş Devlet Bakanı Münrf Islamoğlu nun göğsüne yas-
lanıp doya doya ağladığı gibi...
Ne dolaplar dönüyor, bir türlü anlayamıyorum. Eğitim-
ci Ali Kaymak, Yunus Emrenin dizelerini mırıldanıyor-
du:
"Biribirine girdi/Dolaplarla âblar/Âblar galip gelin-
ce/Döndüler dolaplar.''
Âb: (Farsça) Su.
Hezarfen Ahmet Çelebi: 17. yy'da, Istanbul'da yap-
tığı kanat biçimindeki bir aygıtla. ilk kez uçmayı başar-
mış birTürk bilgini. (Türk Ansiklopedisi. cilt 19. s. 207).
BULMACA SEP.4THŞ4I1V
SOLDA> SAĞA:
1/ Reşat Nuri
Güntekin"ııı bir
oyunu. 2/ Riitbe-
sizasker...Korun-
mak için bir yere
bırakılan eşya. 3/
Asker, ordu... Ey- 4
lemleri olumsuz
yapmakta kulanı-
lan ek. 4/ Deniz-
lerinçekilmesıyle
oluşan ve yurtlan-
maya el\erişli
olan bölge. 5/
Edebiyatta etkiyı
1 2 3 4 5 6
çoğaltmak için bir şeyin ter-
sini söyleyerek edilen alay...
Tuzağa diişürülen şey. 6/
"Elinde gâh âsâ oldu gâh - -
- kalem" (Fuzuli)... Yumu-
şak. hoş ve ince bir güzellığı
olan. 7/Yapma,etme... Dürü-
lerek boru biçimi \ erilmiş de-
riyadakâğıttomar. 8/Sahip-
lik. mülkiyet... Hayat arkada-
şı. 9/Kabaorgülübüyükçij-
val... Sınır nışanı.
VUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kıbrısa özgii bir tür beyaz peynir... Köpek. 2/ Tanmda
kullanılan azotlu gübre... Eskiden "pastoral" anlamında
kullanılan sözcük. 3/ Başı su altında tutarak yüzmeyi sağ-
layan soluk alma borusu. 4/ Kara batmamak için ayağ"a ta-
kilan bir çeşit örgülü ayaklık... Dört Halife'nin sonuncusu.
5/ Beyaz mermerde bulunan sert kısım... Duman lekesi. 6/
Yürürlükte olan... Küçük su kanalı. II Küçük mağara... Es-
kiden Karagöz oynatılan kah\elere verilen ad. 8/ Dört Ha-
life'den sonra Islam devletinın başına gelen hanedan. 9/
Bazen yazıt ya da kabartmalarla kaplı olan dikilı taş... Tom-
bul fındık grubundan bir fındık çeşidi.