28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 1995 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Demokrasi ve Siyasal Partiler Enflasyon, kalkınma ve büyümeyi olanaksız kılmakta, halkın geçimini gittikçe zorlaştırıp sosyal yıkımlara neden olmaktadır. Devleti yönetmeye talip olanlar, hak ve adaletten uzak, sırf kendi özel çıkarlannı düşünen kimseler olarak görülmektedir. Prof. Dr. BEDÎ N. FEYZİOĞLU A nayasanın 68. maddesi "Siyasal partiler, demok- ratik ha\aiın >azgeçilmez unsurlarıdır" hükmünü koymuştur. üerçekten. 1946'dan beri. üikemizde de, demokrasıde çok partilı siyasal ya- şam benımsenmıştır. Arada ıkı-üç kez (1960-1971 \e 19S0)aksamalarolmasi- na karşın Türkiyede sivasette çok parti- li demokrasi artık iyice yerleşmistir. de- nebilir. Ne \arki demokrası\ı bizden çok ön- ceden u\gulayagelen ülkelerin bır kısmı esas itibarıyla iki partıli bir sistemle ye- tinmişler. bır kısmı ise demokrasıyi iki- den fazla siyasal partiyle yürütme\ı ter- cih etmişlerdir. Bir anlayışa göre. demokrasi. ancak muhalefetin gü\en altında faaliyette bu- lunması halinde \ardır. Tek partili idare- lerde. \apılaıı seçimler >a da referan- dumlarda yiizde9ü"lara \aran yadayüz- de 1 ()ü"lerc yaklaşan sonuçlarbile karşı- sında bır nıuhalefet partısi bulunmadığı ıçin hiçbir zaman demokratik bir anlam taşimaz. Öy leyse demokrasinin temel ta- şı. bır muhalefet partisinın \ar olmasın- dadır. Şimdi sorun. demokrasinin uygu- lanabilmesi ıçın iktıdar partisimn karşı- sında tek bır muhalefet partisınin mi. \oksa bırçok partinin mi bulunması ge- rektiğinin belirlenmesındedir. Batı ülkelerinden. Anglosakson gru- bu(AmerikaBirleşik De\letleri \e İngil- tere) ikı partilı. Latin grubu (İtalş a. Fran- sa) çok partili demokrasıyi uygulamak- tadırlar. İkı partili ya da çok partili ülkelerdekı duruma kisaca bir göz atalım. İki partilı sistemleri uygulayan ülkeler- de iktidardaki hükümetlerde bıroturmuş- luk (istikran görülmektedir. Muhalefet partısi. çalışmasını \e programını e.vis itibarıyla gelecek seçimlere göre hazır- lamaktadır. Çok partili sistemlerde ise iktıdar an- çak koalısyonlarla çoğunluk sağladığın- dan. hükümetin seçım dönemi içinde dü- şürülmesi \e değıştirilmesı daha sık go- nilebilmektedir. Bizdeki durum da kuş- kusuz çok partili bir demokrasidir. Bu nedenle 1991 "den beri hükümet BMM'de ancak koalisyonlarla çoğunluk sağlaya- bilmektedir. 24 aralıkta yapılacak erken genel se- çimler de tek parti iktîdan değil, ancak koalisyonlarla bir hükümet kurulması so- nucunu \ereeeğe benzemektedır. Gerçekten. ön tahminler. seçime katı- lan hiçbir partinin tek başına çoğunluğu alamayaeağını görüntülemektedir. Siya- sal partıleri azaltmak olanağı da, müda- halesiz. olamayaeağına göre, demokrasi- yizedelemeden. süreli bir iktidaraulaşa- bılmek içın. ikı turlu bir seçim sistemı uy - gulanamaz mı idi? En fazla oy alacak partı olarak DYP. ANAP ve Refah Partısi gözükniektedir. Bu üç »ağ partıden seçimde. en önde ola- na hükümetı kurma görevı verilırse. Re- fah dışındakiler koalısyonu sol partiler- den biri ile kurmayı tercih edecektir. sa- nırız. Bir bakıma, bugünküne yakın bir du- rum. seçım sonrasında da de\am edeeek dencbilır. Bugunlerde. seçmenlerın en çok sıkıntı çektigi husus. oylarını hangi partiye \ermelen gerektığı kararına va- ramamalarında belirmektedir. Gerçek- ten. sırf programlanna bakarakkararver- mek istese. gerek sağdakı. gerek soldaki orta partilerde fazla bır fark bulamaya- caktır. Aşırı sağda \e aşın soldaki parti- leri ise sadeee o partilerin militanlan ter- cih edecektir. Oysa. iki turlu seçim şapılacak olsay- dı. seçmen ikinci turda parti seçmekte hiçdezorlanma\acaktı. İktidara gelecek parti de. ö\ le ekİemeli oylarla değil. yüz- de 5<Vnin ralıat üstünde alacağı çoğunluk o\ lan ıle programını basarı ile uygulaya- bılecekti 24 Aralık seçimlerı, ikıli değil de üçlü bir koalis\ on kurınak zorunluluğu doğu- rursa. bu seçımle oluşacak B.M.Mecli- si'ııin anayasadaki süresini doldurama dan ülkenın \eni bır erken seçime git- mek durumunda kalacağını sanırız. Daha çok kuranisal (teorik)bırçözüm- lemeyle ulaşılan bu olasilıklan birde ül- kenın ana sorunlan yönündenelealalım. Günümüzde Türkiye'ııiıı gelecek hü- künıetten başlıca beklentılerı şıınlarola- caktır: Terör \e enflasyon"u sona erdirmek başta gelen hedeflerdir. Terör. ülkenin bütünlüğünü. halkın hu- zur \e gü\enını tehdit etmektedır. Enflasyon. kalkınma \ e bü> ümey i ola- naksız kılmakta. halkın geçimini gittik- çe zorlaştırıp sosyal yıkımlara neden ol- maktadır. De\leti yönetmeye talip olan- lar. hak \e adaletten uzak, sırf kendi özel çıkarlannı düşünen kimseler olarak gö- rülmektedir. Din ve \ icdan özgürlüğünün güvence- siolan laiklıkbazıköktenci partiler veta- nkatlarca. dinsizlık diye nitelenmekte. gerçek fikir ve inanç özgürlüğünü yok et- mek tehdıdini göstermektedir. Tekke ve za\ivelerin kapatılması, dini kıyafetlerin y asaklanması ile ilgili v.s. devrim kanun- İarı (anayasaya aykırılıkları dahı ıddıa edilemeyecek iken) tamamen ihlâl edil- mekte. adeta bu tutumlar baa partilerce tas\ip ve tak\iye edilmektedir. Globalleşme \e küreselleşme akımla- n bizde ilk belutilenni "Özelleştirme" kanununda göstermiştir. İki yıla yakın bir süredirbu yolda atılan adımlaryeter- siz olmuş \e bu konuda da tekelleşme \s. tehlıkeleri beraberinde getirmıştir. Milletin istiklali. \atanın bütünlüğü. sırf terör nedenı ıle değil. bir de yabancı firmaların ülkeyi \e Türk insanını sö- mürmeleri yolu ile de tehlikeye maruz bı- rakılmıştır.Üikede. yurtsever, dürüst. fe- dakâr ınsan bulmak çok zorlaşmıştır. Ya- pılan hiçbir kamuhızmetinin. özel çıkar- lara alet olmadan yürütülmesi olanağının kalmamasi. tüm yurttaşlan derin bir ka- ramsarlığa süriıklemıs,tır. Yurtsever insanlarımızın demokrasi- nin en i\i vönetimolduğu. seçimlerinde demokrasinin yenilenıp güçlenme çare- si olarak kabul edildiği inancının ülke- mizde yok olmamasını ummakta ve di- lemekteviz PENCERE Seçim ve Yurdun Bekçileri VECİHİ TİMUROĞLU A tatürk. K.urtuluş Sa\aşı'nı başarıya ulaştırmak ıçin ulıısal istencı ege- men. ulıısal güçleri etkin kılabilmek amacıyla örgûtlenirken. lstanbul. tiirlü engellemelere baş\ umıuştur. K.u\a\ı \Iillı\e*yi etkisiz \e giderek işle\siz kılabilmek için birçok oyun oynamışlardır. Osmanlı'da oyunun çok olduğunu. lıalk yaşayarak öğrenmiştir. Ancak isgalcilerle ışbırlıgi yaparak oyun çevirmeyı de düşünmemi>ttr herhalde. Kaldı ki işgal edılen topraklar. Osmanlı'ııın miilküdür Osmanlı. nıülkünü kurtarmaya çalışanları düşman bellemiş. mülkünü isgal edenlerı dost tutmuştur Tarihsel geli>me. Osmanlı"yı böyle davranmaya zorlamıstır. C ünkü Ikinci Sultan Mahnıut ıle başla- yan yenıle>me hareketı sıvil Osmanlı aydınında "mülk" ka\ ramının yerıne "vatan" ka\ rarnını oluş- turmuştur İ'çünciiSelim'in açtığı askersel okullar- da başlavan "\atan" olgıısu. Tanzimat'ta si\ ıl bir ol- gunlasma göstermiştir. Se\ r(Se\eres) Banş Antla^- masi'na bu yüzden dört elle sarılmışlardır. Sömür- geleşen birülkede. feodaller. mülklerıni birölçüde koruvabılirlerdi. İstanbul hükümeıleri. bu amaçla Anadolu'da ba^layan bağımsizlık hareketini salt Mustafa Kemal"in kışisel tutkusıına \e girişimine bağlamışlardır. Se\r Antlaşnıası'nı imzalamış Osmanlı. mülkü- nü korumaya öylesine özen göstermiştir ki yurdun herhangı bır yennde. işgale karşı bıreyleme geçil- se. valiliklere. bu tür eylemlerın durdurulması yo- lunda buvrultu ya da genelge göndermi>tir. Bunun bir örneğini. Atatürk. Söylev'de \erir. İngilizler. Merzıfon'u \e Samsun'u bo^altırlar. Bu sirada da DamatFerithükümeti istifaeder. Anadolu'nun bir- çok yerinde. bu iki olay. büyük coşkuya yol açar, fe- ner alaylan düzenlenir. Sıvas halkı da bu gelişme- leri arkalamak amacıyla. gösteriler yapar. fener alavları düzenler. Halk sokaklarda \e alanlarda "Kahrolsun işgal!" dıye bagınr. Suas'ta >a\ımla- nan İrade-i Milliyegazetesi. bu gösterileri ve fener alaylarını ayrıntılarıyla yayınılar. Dahiliye Nazırı Damat Şerif Paşa. Irade-i Siilüye'nin haberine da- \anarak, Sı\as \'alıliği"ne bir buvrultu gönderır Buyrultuda. "... 'Kahrolsun isgal'yollu yazılar. hü- kümetin yürüttüğii siyasaya uygun değildir" denı- yor. Mustafa Kemal. bu mantığa ısyan eder: "Hü- kümet. işgali kınamay ı değer bulmayan bir si> asa mı izliyor? Vbksa' kahrolsun i^gal!" dedikçe, ülkeyi da- ha çok işgale mi yol açacaktı? fşgal \e saldırı karşı- sında ulusun sessizligi yeğlemesi. işgalden etkik'nme- miş görünmesi mi akla \e siyasaya uygun idi? Böy- le hastalıklı \e hönce bir düşünce. çökme \e y ıkılma uçurumuna değin tekmelenmiş bir de\ leti kurtara- bilecek siyasa\a esas olabilir mi>di?" (I) dıye sorar. tşgalcilerle işbırliğı, siyasal ıktidann siyasasıdır. Bu siyasaîarını yaşama geçirmek içın yaparlar ti'ırlü cambazlıkları Siyasalannıntekhedefıvardır: İşga- li. topluma kabul ettirmek. Harbiye Nazırı Cemal Paşa da Damat îjerif Pa^a'\ a kosut bir genelge ya- yımlar: İşgalci denen de\let temsilcileri. bizim ko- nuklarımudır(21. Mustafa Kemal. süngülerini ulu- sun kalbıne saplayan yabancı lan "konuk" sayan düşünceye şiddetle karşı çıkar. Bu katadaki insanlar. yanı mülk ıle \atani ayıra- mayanlar. ödünsüz bağımsızlıktan >ana olanları. halkın gözünde \urmak içın aldatıcı adlarla örgüt- lenirler. Çok büyülü terimler bulmakta güçlük çek- mezlcr. Mustafa Kemal Ku\a\ı Milliye'ye karşı ku- rulınuş birçok orgütün yanında halkın tanhsel bi- lıncine yerleşsin diye çok güliinç bır örgütten söz eder Söylev 'de. Ordudan hırsızlık yaptıgı gerekçe- sıyle atılmış Kira/ Hamdi Paşa. kımı disıplınsizlik suçundan kovulmuiş. kimı ycteneksızlığınden dola- \ı emeklişe ayrılmı^ ordu artıklanyla. "Askeri >i- gehbân CemUrti'ni (Askeri Bekçı Dcnıeğn kurar (3). Adından da aulaşılacağı gıbı bunlar bütün pis- lıklerine karşııı yurdu gözeıleyeceklerdı. Kurma\ Albav RefikBey. Halaskâı (jrubu'ndan kemalBe>, Bandırma Sabık Sev kıyat Reısı Topçu Binbaşı Hak- kı Efendi. matrut (tart cdılmi^. atılmış) Kunnay Bın- başı Me%res Bey gibı kışılerdir bunlar. Atatürk. bek- çileri "emekli edilmiş kimselerle ahlaksızlıklam la tanınmış bir a\ uç kişiden ibarettir" diye tanıtır (4). Bu kişilerin kurduğu dernek. 23 Eylül 1919'da, bir bıldiri yayınılar. Bildıride. kendilerini \urdun \e ulusun gözcüleri. bekçileri olarak tanıtırlar (5). Pa- dişaha karşı çıkanlara. "vatanı \e milleti" teslim et- me>eceklerdir. 24 Aralık !995"te. halkımız sandık başına gide- rek ulusal ıstencinı gösterecek. Ulusal istenci tem- sıl yetkisi isteyenlere bakıyorum. içim kararıyor. Erbakan. anayasanın laiklık ilkesıne karşı. Çok önenıli değil. ,\ma vürürlükteki anayasamızın dör- diincü maddesıni değiştirecekmiş. Dördüncü mad- de. devletın yönetim biçimınin "cumhuriyet" oldu- ğunu; 2.3. \e4. maddelerindeğiştinlmesininöne- rilemeyeceğini sövlüyor. Erbakan, eline güç geçi- rırse. bu maddeden kurtulacak. Yerine gelecek olan açık. Değişmezşeriat devleti. Ebu's Suud aılesi gibi bir Necmü'd Din ailesi egemen olacak Türkiye'ye. Bay Men/.ir. ışte bu düşünceye dayak oluyor. laik- lık kisvesıvle \atan düşmaıılığı yapanları kınıyor. ABD'de mülk alanlarla ortaklık yapıyor. Emekli generaller. yabancı ülkelerde mülk edineıılerle bir- lıkte \atanin bekçilığine soyunuyorlar. Tanh y ınelenmez. ama özlemleri değişmeyenler, tarihı saptırmaya çalışırlar. Bu \ üzden Söylev"i oku- yun. bır kez. bir kez daha okuyun. Görün kimlerin 'nigehbânlık"a soyunduğunu. Türk De\rım Tarihi Eııs-(lıAuıuirk \uwk. C I. utihu Yaumlun. I962.l.\! C) -iıaıürk ug\\ s 23~ 13) Anılıirk.ag}..*. 235 <4t Iıalıirk ag\: .\. 235 (5) Ikdum,gaze)esi. 25 Evlül I919,s. /İİ23, lsıanbut. Sandıkta Parti Yeğlemek... 24 Aralık genel seçiminin "tarihsel anlamı "ndan söz açanlar var... Nedir bu anlam?.. İlk elde bu anlamın rengini veren parti RP (Refah) değil mi!.. Bir yanda Refah yeralıyor: öte yanda (söz- de) laik partilerin oluşturduğu kesim... Refah, devleti büyük çapta din temeline oturtacak bir hazırlık içinde... Öyleyse seçmen bu tehlikeye karşı "öteki" parti- lere oy atarak "fan'hse/görewn/"yapmış olacak; Tür- kiye, bir iran ya da Suudi Arabistan oimaktan kurtu- lacak... • Seçmenin oyunu belirleme yolunda yabana atıla- cak biryaklaşım değil bu; ancak Çiller başkanlığın- daki koalısyon hükümetinin giderayak 7O'ı aşkın imam okulu açtığı da bır gerçek!.. Başbakan'ın "Ku- ran, ezan, bayrak" üzerine söylev çekip din sömü- rüsü yaptığını da biliyoruz. Merkez partilerin laiklik ko- nusunda birduyarlıhkları yok: tarikatlarla, cemaatler- de pazarlıkları dillere destan... Soldaki partiler bu konularda daha kararlı... Sağdaki partilerın "demokrasi" diye bir dertleri var da denemez. Gümrük birliği olmasaydı, Sayın Çiller, Terör Yasası'nın 8'inci maddesini değiştirecek miy- di?.. Pariamentodaki Kürtkökenli milletvekılleriniya- ka paça Meclis'ten atarak polise teslim etmekle övünmüyor muydu?.. Günümüzde merkez sağdaki politikacı Batı'nın baskılarıyla "zoraki demokrat" olu- yor. Oysa Avrupa'da merkez sağ partiler demokrattır. Türkiye'de demokrasi merkez soldan başlıyor. Seçmen demokrasiyi benimsiyorsasol partilerden birisıni yeğleyecek... Hangısinı?.. • Bu soru. Cumhuriyet gazetesi ve yazarları üstün- de ağır bir baskıya dönüştü. Ne var ki kendi hesabıma ben DSP ile CHP ara- sında ne fark olduğunu anlayabılmiş değılim. İP (Iş- çi Partısi) sosyalist: ama, sosyal demokrat ya da de- mokratik sol kesimın neden ikıye aynldığını toplum- bilimsel yaklaşımla açıklama olanağı var mı?.. Her iki partinin tabanmı oluşturan sosyal sınıf ve katmanlar bir değil mi!.. 12 Eylül faşizminin solu ezmesi, kentlerın yüzde 60-70'ini oluşturan kondu kesimınin Refah'ta umar araması. sanayileşmenin durdurulması. sendikacılı- ğm ve KlT'lerın tasfıyesi veTürkiye'nin özel koşulla- n, sosyal demokrat particiliğı Avrupa'dan çok daha değışik bir yol ve yordam aranışına itıyor; ama, ne- den iki parti?.. Yanıtı yok!.. Geriye ne kalıyor?.. Liderler. yöneticiler, mılletve- kıli adayları arasında kişısel tercih mi?.. Öyleyse yazık bu Türkiye'ye. yazık bu halka. yazık değil mi sol seçmene?.. • Merkez sağdaki partiler arasında toplumsal açıdan ayrım. 12 Eylül dönemınde başladı. ANAP bir "mer- • Arkası 6. Sayfada Y e n i d e n i z l e r e a ç ı l a n l a r ı d e s t e k l i y o r u z ! Yeni denizlere açılan sadeee balığımız mı?... Tekstilimiz, zeytinimiz, fındığımız, seramik ürünlerimiz de çoktan yeni denizlerin, yeni dünyaların yolunu tuttu. 1994 yıhnda, Türkiye, toplam 18 milyar dolarlık ihracat döviz girdisi sağlarken; bu toplamın % 10'u VakıfBank'ın İhracat Kredileri ile gerçekleştirildi. VakıfBank'ın desteği, 1995 yıhnda da artarak sürüyor. Kasım ayı sonuna kadar VakıfBank'ın kendi kaynaklarından kullandır- dığı kredi miktannın 1 milyar 50 milyon dolara ulaşması, bu desteğin büyüklüğünü göster- mektedir. Ayrıca, VakıfBank ihracatçılarımıza sadeee kredi sağlamıyor... İhracat işlem- lerinde de büyük kolaylıklar sağlıyor. Haydi ihracatçılar, projeleriniz yarım kalmasın; geç kalmasın! Gelin VakıfBank'a... VakıfBank'ın ihracat kredisi olanak- MıfBohklarından yararlanın... Hem siz kazanın, hem Tûrkiye kazansın. •2 1. Y u z y ı l B a n k a c ı l ı ğ ı '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle