Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 1995 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
îstanbul Devlet Tiyatrosu, Melih
Cevdeî Anday'ın 'Içerdekiler' adlı
cyıınıınu 'başarısız' biçimde sıınuyor Bizi saran çemberSELİM İLERİ
Melih Ce\det Anda\'ın İçerdekiler
(1965)adiıoyununu yıllarönceizle-
mıştım. Îstanbul ŞehirTiyatrosu'nun
yapımı esenn ruhunu yansıtıyor. bu-
nunla birlikte siyasal iletisini ön pla-
na çıkarmaktan ıtzak duruyordu.
tçerdekıler'i bu kez Îstanbul Dev-
let Tiyatrosu izleyicıye sunuyor. Ya-
zık ki başansız bir sunuş.
Eser. baştan sona bir sorgulama
olarak yorumlanamaz mı? Yazar,
"Olay. polisin tevkif kararı olmadan
herhangi bir kişiyi süresiz olarak tu-
tuklu bulundurabileceği bir iilkede
geçer"uyanmını dilegetirmiştir. İçer-
dekiler. dahailk adımdaevrensel bir
çizgıye çekilmekte. bireyle güç, erk
arasındaki karmaşık ilişkiyi anlam
odağına yerleştirmektedir.
Tanıtım dergisınde Melih Cevdet
Anday. Içerdekiler'ı anımsayış için-
de dile getırirkenyepyeni bir yorumu
sözleri arasına katıyor: "Eldeetmek
isteyen zalim oluyordu./ Sanınm. oyu-
num bu tiimce iİe anlatılabililir."
Otuzyılı aşkın birzaman dılimın-
de bu oyunun söyleyebilecekleri as-
la tükenmiş değildır Tersine, günü-
müz ıçin. belki de büsbütün güncel
sözler söylemektedir. Gizli Erair ro-
manında oldugu gıbı. Melih Ce\det.
İçerdekilerde de bırkâhın-yazarkim-
ligindedir. Oyunun soyutlamalaraaçı-
lırgörünen tçeriksel dünyası. olanca
somutluğuylayaşannıı^. öncedenya-
zılan sonradan gerçeklikle örtüşmüs-
tür. Adam(öğretmen) Kadın(baldız)
ilişkisine gelince. siyasal baskı so-
runlarınm ötesinde. cınsel özgürlük-
ten as,k-sevecenlik. istek-korku yel-
pazelerineçokgeni^biralan sözko-
nusu bence. Üzennde hemen hiç du-
rulmamış bir alun. Nc \ar ki "yazılı
oyun" böylesi açılımlann ipuçlany-
la dolup taşıyor.
Siyasal nedenlerle tutukiu öğret-
men. Komiser'in önyargılı sorgusun-
da ille suçlu çıkarılmak istenir. Ken-
disini ziyarete gelmesi beklenen ka-
nsı. bu varlıgı tartışılabilir suçun açı-
ğa çıkarılması ıçin aracı olacaktır.
Beklenmedık kişi. ögretmenın bal-
dızı. Baldızın gelışiyle cinsel açlığın
sürükleyeceği itiraf motifi. bırahlak.
örf sarsınttsına sürüklenir. Cinsel is-
tekde\ametmekte, cinsel ilişkiyi sağ-
layacak imkân, örf engeliyle karşılaş.-
İçerdekiler emek
verilmişbirçaba.
Başansızlığın
nedeni.
vorumlayıştaki
kararsızlıkta
aranmalı.
Yönetmen Zekai
Miiftüoğlu gevşek
örgiiyü yeğlemiş.
Adam'da Lğur
Polatbaşanlıydı.
Karşısındaki
ovuncudan
"kurtulabildiği"
ender anlarda
başansım
sergileyebildi.
Komiser'de Kaya
Akarsu bir
performans
sergiledi ama,
Kadın'da Meral
Bilginer üç dört
mimik. dört
beşjestleayunu
idare etti.
maktadır. Melih Cevdet. özetlemeye
çalıştığım satrançta kolay kolaveski-
meyecek bir söylem geliştırîr. Öy le sa-
nıyonım ki "eldeetmek isteyen zalim
oluyordu"derken. yazan. Içerdcki-
lerıngızlı kalmıijbu vönünedeğıni-
yor.
Kadın'la Adam'ın kopuk iletişimı
üzennekurulu ıkmciperde başka an-
lamlarla da donanıyor. Cinsel açlığın
Adam'da çöktüğü an. örf engeli\le
cınsellikten kaçınan Kadın'ın cinsel
arzuyla baş başa kalışına dönüşüyor.
Açıkgöndermelerbulunmamakla bir-
likte. lcerdekiler'in böylesi biı çö-
zümlemeyi banndırdığını sanıyorum.
Sonra. elbette >iyasal ileti: Komi-
ser'in ikici ruh dünyası. gıderek iki-
lemli bir boyut kazanıyor. Oyunun
sonu. sorgunun tekrarbaşladığı an. Ko-
miser'in kendisinc gıydirilıni^ kim-
liğe kescııkes geri dönüşü hepimizı sa-
ran çemberı artık noktalıyor. Metin
sorgulamakta. bıze. bir sorgulamalar
kısırdöngüsü ıçinde dcbelenıp dur-
duğumuzu mu sormaktadır?
Neden başansız
İçerdekiler emek verilmişbirçaba.
Başansızlığın nedeni. yorumlayışta-
'Dk'lerin adamına onıır ödülüKültür Servisi - "The Defıant Ones" (Kader
Bağlayınca)filmiyle. sinema tarihinde Oscar'a
adav gösterilen ilk siyah sinema oyuncıiMi
umanını elınde bulunduran. 1963 yapımı
"Lilies of the FıekT (Çayırdaki Zambaklar)
filmiy Ie de Oscar'ı almav ı başaran Afrika
kökenli Amerikalı sanatçı Sidne> Poitier.
geçtiğımiz hafta Kennedy Center'ın onur ödülü
verdiği beş kişiden biri oldu. Amerikan
sinemasında beyaz bir kadını öpen - bir
arabanın dikiz a\nasından yansıtılarak
gösterilmesine karşın - ilk siyah oyuncu da
aynı zamanda. Şu anda 68 yaşında olan Poitier.
I967'de büyük başan kazanan filmi "ToSir
\Vkh Love~ın (Sevgili Ögretmenim) de\ amını
çekıyor. Bu. Poitier'nin 47. filmi olaeak.
Poitier. ~To S»r VVith Love" filminde.
Londra'nın doğu ucunda. .-.orıınlu çocukların
okuduğu bir sınıfta öğretmenlik üstlenen ve
onlara hoşgörüyü. çalişma etiğiııı. iyi amaçlar
edınmeyi öğreten bırinı canlandırmıştı Peter
Bogdanovich'in yönettıği de\am filminde ıse.
Poitier. Chtcago'da bir okulda emekli olduğu
halde mesleğine yeniden dönen bir öğretmeni
oynuyor. Bu defa öğretmen daha yaşlı. daha
deneyimli ama eskisine oranla ıdealızminden
bir şey yıtirmış değil. "Bu devam filmi, bcnim
flkrimdi" diyor Poitier: "Bu karakteri
derinden hissettinı." Yönetmen Bogdanov ich.
Poitier'nin yönetmenin biraz gözünü
korkuttugunu. 'kendi kendini yönetebilen' bir
oyuncu olduğru söylüyor. Aynı karakteri ikinci
defa canlandırmaya kalkışmak. Poitıer'i
kıyaslamalara götürrrrüş: "Gençken daha
hulıydım" divor oyuncu "Ancak
canlandırdığım karakter de yaşlı olduğu için,
onu biçinılendirmcdt' /oriıık çekmhorum. Tabii
başka korkularım da \ar: Korkuları olmayan
yaratıcı bir kişiyi de tanınmorum. Geçmişteki
performansıma baknorum \e firilin hâlâ \anıp
yanmadığını merak edivorunı." Bir siyah
olarak Holly\\(X)d"dakı bırçok engelı aşmayı
başaran ve birçok ilkı gerçeklestiren Sidney
Poitier'nin başarısının ıpuçları belki de şu
sözlerınde gızlı: "\nlama\a calışıyorum,
kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bir bürün
olarak evrenle ve içinde vaşadığım küçük
tuplulukla daha la/la temas halindc olmak
istiyorum. Bunun için okuvorunı. film
se>redi>orum,arkadaşlanmla konuşuyorum ve
görebildiğim herşeye bakıuırum."
ki kararsızhkta aranmalı.
Yönetmen Zekai Müftüoğhı gev şek
örgüyüyeğlemiş. Komiser'le Adam'ın
bırinci perdedeki ılişkileri öylesine
tek çizgide gelişiyor ki. karşıt uçlar
arasında bir gelgit olabilecek bu bö-
lüm, deyiş yerindeyse. bir senliben-
lilik içindeakıyor. Yeryer"güWürü'"
öğesine yaslanış. İçerdekiler'in yan-
sıtabileceği "endişe*'yi hafifletiyor.
Dahasi. güldürü öğesı etki saltanatı
kuruyor: seyirci az sonraki sarsıcılı-
gı kaçırarak. olur olmaz yerde güle-
biliyor.
Aynı gev şek örgü. ikinci perde için
de söz konusu. Kadın'ın örf dışında
bir dünyayı az çok algıladığı trajik
anlar. bir de bakıyorsunuz. Adam'la
yatıp yatmayacağı konusundakı pek
sanat dışı bir meraka yönlendiriyor se-
yircivi. Düşünce geri plana çekilin-
ce. metin eksıltmelerle yükleniyor.
Adam'da Lğur PolaJ başarılıydı.
KarşiMiıdaki ovuncudan "kurtulabü-
diği" ender anlarda başansını sergi-
levebıldi.
Komiser'de Kaya Akarsu bir per-
formans sergiledi ama. Komiser'in
metindekı özelliklerini hiç mi hiç yan-
sıtamadı. lyilik maskesıyle kötülük
maskesini art arda kullanan Komi-
ser. Kaya Akarsu"da sadece emekli-
liğinibekleyenbirgörev adamına in-
dirgenmi^ti.
Kadın'da Meral Bilginer üç dört
mimik. dört beşjestle oy unu idare et-
ti. Bir süre sonra kaç numaralı mimi-
ğıni gözler önüne sereceğıni bekle-
meye koyuluyorsunuz; şimdı sırada
hangi jest v ar diye sorup durdum ken-
di kendi me.
Ethem Özbora'nın soğukluk duy-
gusu yaratmak isteyen nıetal çağ-
rışımlı dekoru. üzülerek belirteyim
kı. özentiden öteye gidemıvordu. O
metal yığınağında plastık dosyalar.
gündelık naylon poşetlernedeııseçar-
şıpazar işi bir fukaralık izlcnımi bırak-
tı.
Grup çalışması olduğu belirtilen
kostümler öylesine sıradan ki. ne
natüralıst bir anlayışla açıklanabilir.
ne dc İçerdekilcr'ın gcreksindiğı "her-
hangi bir iilkede her /aman" düşün-
cesiyle. Işıkçalışmasınagelince. var
mı yok mu. oyunu izleyecek olanlar
saptasın.
Evet. bir iyi niyet söz konusu. Hiç
değike Melih Cevdet'ınönemli eseri
sergileniyor. Yinede unutulmaz "\nı"
şiirininkılavuzluğıınakeşkegüvenil-
meseydi diyorsunuz: "Çağımıza
yakışan vakur. sade/ Davranışını/
geliyor aklıma."
Keşke daha sade ve daha vakur
olabılseydı İçerdekiler.Özellikledaha
v a k u r . . . . - . , „ . ! • . , - . - . •
ALI3VTILAR TAHSITV \DCEL
Simgelerin Dili
Geçen hafta yayımlanan "Imge Pazan" başlıklı yazımda, partilerimizin
şu son günlerde dört elle sarıldıklan simge ve savsözlerin. alabildiğine
budanmış söylemler olduğunu göstermeye çalışmıştım. Gosterebildim
mi, bilmem. ama gerçekten indirgenmiş bildiriler getirirler bize, doğalan
da bunu gerektirir. Ileriye dogru uzanıp kapanmış sağ elin başparmagını
tırnağı kendisini gösterecek biçimde yukanya kaldırmış önder dese de-
se. "Ben buyum!" der bununla: onun yanında. önünde. arkasında, aynı
devinimi yineleyen bireyler de tek tek aynı şeyi söylerler: "Ben buyum!"
Aynı yoksul ıçenği yineleyen tekıl bildırileri toplu olarak degerlendirecek
olursak, hem devinimi gerçekleştirenlere. hem dışandan izleyenlere ile-
tebıleceği bildiri ancak "Biz buyuz!" olabilir; yanı, neresinden bakarsak
bakalım. "Bu budur!" ya da "kadın kadındır!" türünden, kör bir yineleme
olarak kalır; yanı kendisini kullananları başkalanndan ayırıp birliktelikleri-
nı kesinlemekten öte hiçbir işlevi yoktur. Böyle olması da doğaldır: sim-
ge her zaman bir şey söyler, ama dil gibi soylemez hiçbir zaman. Dil hem
en ince ayrımlara vanncaya dek her şeyi anlatmaya yönelir. hem de en
ince aynntılara indıği zaman bile geride bir "artık bildiri" bırakır. Sımgey-
se. kör bir yineleme olduğuna göre, alabildiğine dar ve kapalı bir anlam
alanıdır.
Ne var ki, bu dar ve kapalı alan kimı durumlarda çok değışik bildinleri
içine alabilecek bir boşluğa, her türiü anlamın boca edılebıleceği bir tor-
baya dönüşebilir. Örneğin. "Ben buyumla "Bizbuyuz" arasındaki ilişki,
başparmağıyla "Ben buyum!" diyen bireyin bir yandan önderin kendisi,
bir yandan da aynı öndere bağlanan tüm kişilerle özdeşleşmesi biçimin-
de eklemlenebilir; bunun sonucu olarak aynı bırey, kendisiyle aynı sım-
geyi paylaşan bireyleri kendi "£>en"ine yakın "benler'' biçimınde tasaria-
maya yönelir. Böylece. birbirinden degişik. belki de birbirine karşıt "ben-
ler" arasında sıkı bir birlik kurulabilır. Böyle bir bırtik de kimılennın amacı-
na fazlasıyla uygun düşebilir. Bu yüzden olaeak. bu seçimde, sımge (De-
viniler, cübbeler, başlıklar. bayraklar, resımler, gosteri nesnesine dönüş-
türulmüş çocuklar) açısından çok cömert davranan kımı partilerimiz, söy-
lem açısından hiç de cömert davranmıyor, birkaç anlama birden çekile-
bilecek. yuvarlak sözlerte yetinıyorlar. Dahası. partılerın en vazgeçilmez
tanıtım araçlanndan biri olan "savsöz" bıle şu günlerdenerdeyse tüm çe-
kicıliğini yitirmişe benziyor.
Savsöz de indirgenmiş bir soylemdir kuşkusuz, ama, özlü ve çarpıcı
anlatımıyla, özellikle politikada. dünya, toplum, insan konusunda köklü
bir tutuma tanıklık eder genellikle, degışmez ve evrensel izlenimi veren
bir gerçege ve bu gerçegı gozden uzak tutmayan bir izlenceye gönderir.
Yakın zamanlara degin, Kimı partilerimiz izlencelenni bir dızı savsözle
özetler, kittelerı de aynı savsözlerle coştururlardı. Bugün. küreselleşmey-
le yatıp küreselleşmeyle kalktığımız, bunun sonucu olarak, her türlü ilke-
den uzak durmayı bıricık ilke durumuna getirdığimiz için. dünun o budan-
mış ve yüzeysel savsözlerınin bile pabucu dama atılmış görünuyor.
Hiç kuşkusuz, savsoz tumüyle bırakılmış değıl: yazılı basında art arda
tanıtımlar yayımlayan bir partınin özlü ve çarpıcı kahplardan yaraıianmak
istememesı tasarlanması zor bir şey. Ne var ki. ılke. süreklilık ve tutaıiılık
gereksinimleri bir yana bırakılıp da karşıt. çelişkin egilımler (örneğin laik-
lik ile şenat) eşit biçimde benımsendikten sonra, savsözler ister istemez
bırer "tekerieme"ye, kolay anımsanacakbirerkuru "deyim"edönüşüyor;
böylece. ister istemez, sözün biçimsel yanı ağır basıyor, söz biçim olup
çıkıyor; bunun sonucu olarak, partilerimiz söz sanatlannın en kolay ve en
yoz biçiminı, uyaklı. secili kalıplan seçiyoriar:
"Yalandan usandık
Işte sandık"
Ne var ki, tıpkı bu seçimlerin gözde araçlanndan parmak. el ve kol bil-
dirimleri gibi bu bırer tekerlemeye dönüşmüş. bu alabıldiğıne budanmış.
bu alabildiğine dar ve kapalı söylemler de bir başka duzlemde. ama bu
kez yaratıcılannın amacını aşarak. bambaşka anlamlar taşıyor bize. Ör-
neğin şudurmamacasınayınelenen "temınat", "taahhüt"'ve "ış'sözcük-
len bizden oy isteyenlerın üretmeden kazanan tecimen kokenlerıni açık-
lıkla ortaya koymakta. Her sabah gazetemizde yeniden karşımıza çıkan
"Temizliğe... gün kaidı" saptamasıyla"...süpür gıtsin "buyruğu da büyük
partilerimizden birinın karşıtına yakıştırdığı nitelik ve bizlerden beklediği
işlev açısından ılgi çekici doğrusu: karşıt bir "çöp" fya da. Amerikan di-
zilerinin deyımiyle. bir "pislik"); biz seçmenlerse, Avrupalı olduğumuz şu
mutlu günlerde. hiçbirtartışmaya yer bırakmayacak biçimde, "çöpçülük"
göreviyle onuriandınlıyoruz. Bir başka deyişle, beş yılda bir yaşadığımız
saltanatn temel niteliği en sonunda acıklıkla ortaya konuluyor: çöpçü-
lük.
Oldu olaeak biz de elimizden geleni ardımıza koymayalım!
ı.. ,. , ı.../ , .• • . , ı.ı .. ,ılp.rı..l
GELİN CANLAR BİR OLALIM
Yavuz Selimler'den Kuyucu Muratlar'a, Kahramanmaraş'tan Sıvas'a şeriatın ateşinde yanan,
bu ülkenin en çok acı çeken insanları olarak; Biz aşağıda imzası bulunanlar, gelecekte
yeniden gericiliğin ateşinde yanmamak için; Halkımızı laikliği, kardeşliği, emeği ve Cumhuriyet
Devrimi'nin kazanımlannı savunan
İŞÇİ PARTİSİ'ne
oyvermeye çağınyoruz.
Ali Kocaoğlu (Halk Ozanları Kültür Derneği Genel Başkan Yardııtıcısı), Hüseyin Gökçeaslan (Divriği
Küttür Derneği Genel Sekreteri), Ali Akpınar (Divriği Kültür Derneği Genel Yönetim Kurulu Üyesi), Yük-
sel Uygun (SİDAD Genel Yönetim Kurulu Üyesı), Rıza Akcan (Turhal Kültür ve Dayanışma Derneği Ge-
nel Yönetim Kurulu Üyesi), Hayri Yaman (Tunceli Kültür Derneği Genel Merkez Denetleme Kurulu Üye-
si), Hasan Basri Özbey (PSAKD Mamak Şube Başkanı; Anadolu Erenleri Kültür Vakfı Kurucu Genel
Sekreteri), Ali Kılıç (PSAKD Alibeyköy Şube Başkanı), Yılmaz Zeroğlu (Tuncelililer Derneği Adana Şu-
be Başkanı), Haydar Çağlar (PSAKD Adana Şube Başkanı), Ali Bora (Bandırma Hacı Bektaş Veli Der-
neği Şube Başkanı), Mustafa Gündoğdu (Hacı Bektaş Veli Kültür Tanıtma Derneği Beyoğlu Şube Baş-
kanı), Seyit Atmaca (Divriği Kültür Derneği Ankara Şube Sekreteri), Şenay Çelik (PSAKD Mersin Şu-
be Sekreteri), Veli Doğan (PSAKD Alibeyköy Şube Sekreteri), Gürbüz Çuhadar (PSAKD Ümraniye Şu-
be Sekreteri), Hüseyin Değerli (PSAKD Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Vildan Çelik (PSAKD
Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Av. Hüseyin Zeybek (PSAKD Antalya Şubesi Yönetim Kurulu
Üyesi), Zeki Uğur (PSAKD Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Vedat Tunca (PSAKD Mersin Şube
Yönetim Kurulu Üyesi), İbrahim Şimşek (PSAKD Alibeyköy Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Haluk Hep-
kon (PSAKD Ümraniye Şube Saymanı), Dursun Kel (PSAKD Ümraniye Şube Yönetim Kurulu Üyesi),
Hamdullah Yanık (PSAKD Ümraniye Şube Yönetim Kurulu Üyesi), Dr. Kürşat Bozkurt (PSAKD Avcı-
lar Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Ağa Demir (PSAKD Avcılar Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Ömer
Karabulut (PSAKD Avcılar Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Nusret Erdoğan (PSAKD Gaziosmanpaşa
Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Ali Şahin (Bandırma Hacı Bektaş-ı Veli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi),
Hüseyin Uluışık (Bandırma Hacı Bektaş-ı Veli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi), Hüseyin Yıldız (Tunce-
lililer Derneği Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Niyazi Koç (PSAKD Adana Şubesi Denetleme Ku-
rulu Üyesi), Ali Çelik (PSAKD Adana Şubesi Denetleme Kurulu Üyesi), Gülseren Azap (PSAKD Ada-
na Şubesi Denetleme Kurulu Üyesi), Vedat Baran (PSAKD Mersin Şubesi Denetleme Kurulu Üyesi),
Ali Kaya (Tuncelililer Derneği eski Genel Sekreteri), Sadık Boral (PSAKD Adana eski Başkanı), Meh-
met Emin Ayan (PSAKD Kağıthane Şubesi eski Başkanı), Ali Hıdır Aral (Tuncelililer Derneği kurucu-
su), Ayhan Çabuk (PSAKD Mersin Şubesi Kurucu Üyesi), Veli Ergül (PSAKD Mersin Şubesi eski Yö-
netim Kurulu Üyesi), Hüseyin Taşçatan (şair, PSAKD üyesi), Satı Yiğit (PSAKD Mersin Yönetim Ku-
rulu Yedek Üyesi), Muhammet Atmaca (Birlik Partisi eski Gençlik Kolları Genel Başkanı).
Sanatçılar:
Emre Saltık, Hasan Hüseyin Demirel, Mazlum Çimen, Ozan Şahtuma, Aynur Haşhaş, Kul Hasan
(halk ozanı), Kul Ahmet (halk ozanı), Mustafa Sayılır (halk ozanı).
Genel Maden-İş Sendikası
Genel Başkan Vardımcısı
SELAHATTİN ATAMAN
"İŞÇİ PARTİSİ, IMF'ye ve
özelleştirmeye karşı mücadele eden
tek parti. Biz İŞÇİ PARTİSİ'ni en iyi
Zonguldak'ta tanıdık.
Ocaklarımızı kapatmaya çalışanlara
karşı İŞÇİ PARTİSİ ile omuz omuza
mücadele ettik. 24 Aralık'tan sonra
Zonguldak'a gelecek saldırılara
ancak İŞÇİ PARTİSİ ile karşı
koyacağız. Bunun için İŞÇİ PARTİSİ
diyorum."
IMF reçetelerine,
emperyalizme karşı duyarlı
birtavır koyduğu, işçi
mitinglerinde, eylemlerinde
her zaman yanımızda
gördüğümüz için oylarımız
İŞÇİ PARTİSİ'ne.
Metin Tezerer
Şeker-İş Eskişehir Şb. Bşk.
İbrahim Ergin
Tarım-İş Eskişehir Şb. Bşk.
Tanju Demirdağ
DİSK/Sosyal-İş Eskişehir Şb. Bşk.
Süleyman Ege
(Bilim ve Sosyalizm Yayınları Yöneticisi)
Türkıye'nin baş sorunu olan bağımsızlık ve
demokrasiyi gerçekleştirmek uğrunda;
Emperyalizm ve onun işbiriikçisi güçlere karşı
emperyalizmin ekmeğine yağ süren ırkçı. dinci,
mezhepçi, her türlü gericiliğe ve ayrımcılığa karşı
ülke ölçeğinde bütün emekçilerin, yurtseverlerın,
demokratik güçlerin ortak cephesini oluşturmak
uğrunda;
Bu antiemperyalıst-demokratik cephenin
çekirdeğini oluşturacak ve yurtseverierı, demokrasi
güçlerini arkasından sürükleyecek güçlü bir
sosyalist parti yaratmak uğrunda:
Bugün tek seçeneğin İŞÇİ PARTİSİ'ni
desteklemek olduğuna inanıyorum. Bütün
emekçileri, bütün sosyalistleri, sol. sosyal
demokrat bütün yurtseverlen önümüzdeki genel
seçimlerde İŞÇİ PARTİSİ'ne destek ve oy vermeye
çağınyorum.
ilyas Kandemir BASS Boğaziçi Şb. Bşk.
Oyum Emek için Mücadeie Eden Partıye
Biz ınancımız ölçüsünde yaşıyoruz. Burada yanı
sendıkada bulunmamızda amaç neyse. o amaç
doğrultusunda cevabımız olacaktır. Emek kesimine
hizmet eden kışıler olarak, yıne emek için mücadele eden
insanların ve partilerin yanında olmak ve desteklemek
gerekir Onun için İŞÇİ PARTİSİ.
HAYDARPAŞA LİMAN İŞÇİLERİ
İçimizden iki liman işçisi Aydın
Şimşek ve Hüseyin Karabıyık'ı aday
gösteren, emeğin ve özgürlüğün
kararlı savunucusu İŞÇİ PARTİSİ'ni
destekliyoruz.
Hüseyin İigün, Rahim Sivaslı,
Dursun Tosun, İlyas Karabıyık,
Hüsamettin Atlılar, Turgut
Kocabaş, Şerif Ertonga, Şevki
Çoban, Nazım Tutan, Hasan
Ulküsever, Kâmil Yenidünya,
Halis Coşkun, Sabri Polat,
Mehmet Öz.
Türkiye halkı, IMF reçetesıne karşı bir direnme
hattı kurmak ve ABD güdümlü dış maceralann
önünü kesmek görevleriyle karşı karşıya. Bu
görevin yerine getirilmesine katkıda bulunmak
amacıyla, önümüzdeki genel seçimde butün
yurttaşlarımızı İŞÇİ PARTİSİ'ne oy vermeye
çağınyoruz.
Mahmut Koç CHP llçe Delegesi - Emekli işçi,
Hüseyin Demirel Malatya Tekel işyeri Temsilcisi,
Zeyrtep Hançerii Malatya Tekel İşyeri Temsilcisi.
Emeğin hakkı, bağımsızlık ve özgürlük için
oyum İŞÇİ PARTİSİ'ne
Şerafettin Gökhan
TİP Çanakkale Eski İl Sekr.
"Ülkenin geleceği Aydınlık, emekten
yana, güvenilir ellerde olsun.
Oyumuz İŞÇİ PARTİSİ'ne".
Tansu Bele (Yazar), Emine
Erbaş (Şair), Nevra Bucak
(Yazar), Ayten Mutlu (Şair),
Firuzan Toprak (Yazar)
Erdal Demirkan
Deri-İş Beyoğlu Şb. Bşk.
Özelleştirmeye karşı kamulaştırmayı, emperyalizme karşı
bağımsıziığı savunduğu ıçin bütun yurttaşlarımızı
İŞÇİ PARTİSİ'ne oy vermeye çağınyorum.