05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 1995 ÇARŞAMBA 14 KULTUR îstanbul Devlet Tiyatrosu, Melih Cevdeî Anday'ın 'Içerdekiler' adlı cyıınıınu 'başarısız' biçimde sıınuyor Bizi saran çemberSELİM İLERİ Melih Ce\det Anda\'ın İçerdekiler (1965)adiıoyununu yıllarönceizle- mıştım. Îstanbul ŞehirTiyatrosu'nun yapımı esenn ruhunu yansıtıyor. bu- nunla birlikte siyasal iletisini ön pla- na çıkarmaktan ıtzak duruyordu. tçerdekıler'i bu kez Îstanbul Dev- let Tiyatrosu izleyicıye sunuyor. Ya- zık ki başansız bir sunuş. Eser. baştan sona bir sorgulama olarak yorumlanamaz mı? Yazar, "Olay. polisin tevkif kararı olmadan herhangi bir kişiyi süresiz olarak tu- tuklu bulundurabileceği bir iilkede geçer"uyanmını dilegetirmiştir. İçer- dekiler. dahailk adımdaevrensel bir çizgıye çekilmekte. bireyle güç, erk arasındaki karmaşık ilişkiyi anlam odağına yerleştirmektedir. Tanıtım dergisınde Melih Cevdet Anday. Içerdekiler'ı anımsayış için- de dile getırirkenyepyeni bir yorumu sözleri arasına katıyor: "Eldeetmek isteyen zalim oluyordu./ Sanınm. oyu- num bu tiimce iİe anlatılabililir." Otuzyılı aşkın birzaman dılimın- de bu oyunun söyleyebilecekleri as- la tükenmiş değildır Tersine, günü- müz ıçin. belki de büsbütün güncel sözler söylemektedir. Gizli Erair ro- manında oldugu gıbı. Melih Ce\det. İçerdekilerde de bırkâhın-yazarkim- ligindedir. Oyunun soyutlamalaraaçı- lırgörünen tçeriksel dünyası. olanca somutluğuylayaşannıı^. öncedenya- zılan sonradan gerçeklikle örtüşmüs- tür. Adam(öğretmen) Kadın(baldız) ilişkisine gelince. siyasal baskı so- runlarınm ötesinde. cınsel özgürlük- ten as,k-sevecenlik. istek-korku yel- pazelerineçokgeni^biralan sözko- nusu bence. Üzennde hemen hiç du- rulmamış bir alun. Nc \ar ki "yazılı oyun" böylesi açılımlann ipuçlany- la dolup taşıyor. Siyasal nedenlerle tutukiu öğret- men. Komiser'in önyargılı sorgusun- da ille suçlu çıkarılmak istenir. Ken- disini ziyarete gelmesi beklenen ka- nsı. bu varlıgı tartışılabilir suçun açı- ğa çıkarılması ıçin aracı olacaktır. Beklenmedık kişi. ögretmenın bal- dızı. Baldızın gelışiyle cinsel açlığın sürükleyeceği itiraf motifi. bırahlak. örf sarsınttsına sürüklenir. Cinsel is- tekde\ametmekte, cinsel ilişkiyi sağ- layacak imkân, örf engeliyle karşılaş.- İçerdekiler emek verilmişbirçaba. Başansızlığın nedeni. vorumlayıştaki kararsızlıkta aranmalı. Yönetmen Zekai Miiftüoğlu gevşek örgiiyü yeğlemiş. Adam'da Lğur Polatbaşanlıydı. Karşısındaki ovuncudan "kurtulabildiği" ender anlarda başansım sergileyebildi. Komiser'de Kaya Akarsu bir performans sergiledi ama, Kadın'da Meral Bilginer üç dört mimik. dört beşjestleayunu idare etti. maktadır. Melih Cevdet. özetlemeye çalıştığım satrançta kolay kolaveski- meyecek bir söylem geliştırîr. Öy le sa- nıyonım ki "eldeetmek isteyen zalim oluyordu"derken. yazan. Içerdcki- lerıngızlı kalmıijbu vönünedeğıni- yor. Kadın'la Adam'ın kopuk iletişimı üzennekurulu ıkmciperde başka an- lamlarla da donanıyor. Cinsel açlığın Adam'da çöktüğü an. örf engeli\le cınsellikten kaçınan Kadın'ın cinsel arzuyla baş başa kalışına dönüşüyor. Açıkgöndermelerbulunmamakla bir- likte. lcerdekiler'in böylesi biı çö- zümlemeyi banndırdığını sanıyorum. Sonra. elbette >iyasal ileti: Komi- ser'in ikici ruh dünyası. gıderek iki- lemli bir boyut kazanıyor. Oyunun sonu. sorgunun tekrarbaşladığı an. Ko- miser'in kendisinc gıydirilıni^ kim- liğe kescııkes geri dönüşü hepimizı sa- ran çemberı artık noktalıyor. Metin sorgulamakta. bıze. bir sorgulamalar kısırdöngüsü ıçinde dcbelenıp dur- duğumuzu mu sormaktadır? Neden başansız İçerdekiler emek verilmişbirçaba. Başansızlığın nedeni. yorumlayışta- 'Dk'lerin adamına onıır ödülüKültür Servisi - "The Defıant Ones" (Kader Bağlayınca)filmiyle. sinema tarihinde Oscar'a adav gösterilen ilk siyah sinema oyuncıiMi umanını elınde bulunduran. 1963 yapımı "Lilies of the FıekT (Çayırdaki Zambaklar) filmiy Ie de Oscar'ı almav ı başaran Afrika kökenli Amerikalı sanatçı Sidne> Poitier. geçtiğımiz hafta Kennedy Center'ın onur ödülü verdiği beş kişiden biri oldu. Amerikan sinemasında beyaz bir kadını öpen - bir arabanın dikiz a\nasından yansıtılarak gösterilmesine karşın - ilk siyah oyuncu da aynı zamanda. Şu anda 68 yaşında olan Poitier. I967'de büyük başan kazanan filmi "ToSir \Vkh Love~ın (Sevgili Ögretmenim) de\ amını çekıyor. Bu. Poitier'nin 47. filmi olaeak. Poitier. ~To S»r VVith Love" filminde. Londra'nın doğu ucunda. .-.orıınlu çocukların okuduğu bir sınıfta öğretmenlik üstlenen ve onlara hoşgörüyü. çalişma etiğiııı. iyi amaçlar edınmeyi öğreten bırinı canlandırmıştı Peter Bogdanovich'in yönettıği de\am filminde ıse. Poitier. Chtcago'da bir okulda emekli olduğu halde mesleğine yeniden dönen bir öğretmeni oynuyor. Bu defa öğretmen daha yaşlı. daha deneyimli ama eskisine oranla ıdealızminden bir şey yıtirmış değil. "Bu devam filmi, bcnim flkrimdi" diyor Poitier: "Bu karakteri derinden hissettinı." Yönetmen Bogdanov ich. Poitier'nin yönetmenin biraz gözünü korkuttugunu. 'kendi kendini yönetebilen' bir oyuncu olduğru söylüyor. Aynı karakteri ikinci defa canlandırmaya kalkışmak. Poitıer'i kıyaslamalara götürrrrüş: "Gençken daha hulıydım" divor oyuncu "Ancak canlandırdığım karakter de yaşlı olduğu için, onu biçinılendirmcdt' /oriıık çekmhorum. Tabii başka korkularım da \ar: Korkuları olmayan yaratıcı bir kişiyi de tanınmorum. Geçmişteki performansıma baknorum \e firilin hâlâ \anıp yanmadığını merak edivorunı." Bir siyah olarak Holly\\(X)d"dakı bırçok engelı aşmayı başaran ve birçok ilkı gerçeklestiren Sidney Poitier'nin başarısının ıpuçları belki de şu sözlerınde gızlı: "\nlama\a calışıyorum, kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bir bürün olarak evrenle ve içinde vaşadığım küçük tuplulukla daha la/la temas halindc olmak istiyorum. Bunun için okuvorunı. film se>redi>orum,arkadaşlanmla konuşuyorum ve görebildiğim herşeye bakıuırum." ki kararsızhkta aranmalı. Yönetmen Zekai Müftüoğhı gev şek örgüyüyeğlemiş. Komiser'le Adam'ın bırinci perdedeki ılişkileri öylesine tek çizgide gelişiyor ki. karşıt uçlar arasında bir gelgit olabilecek bu bö- lüm, deyiş yerindeyse. bir senliben- lilik içindeakıyor. Yeryer"güWürü'" öğesine yaslanış. İçerdekiler'in yan- sıtabileceği "endişe*'yi hafifletiyor. Dahasi. güldürü öğesı etki saltanatı kuruyor: seyirci az sonraki sarsıcılı- gı kaçırarak. olur olmaz yerde güle- biliyor. Aynı gev şek örgü. ikinci perde için de söz konusu. Kadın'ın örf dışında bir dünyayı az çok algıladığı trajik anlar. bir de bakıyorsunuz. Adam'la yatıp yatmayacağı konusundakı pek sanat dışı bir meraka yönlendiriyor se- yircivi. Düşünce geri plana çekilin- ce. metin eksıltmelerle yükleniyor. Adam'da Lğur PolaJ başarılıydı. KarşiMiıdaki ovuncudan "kurtulabü- diği" ender anlarda başansını sergi- levebıldi. Komiser'de Kaya Akarsu bir per- formans sergiledi ama. Komiser'in metindekı özelliklerini hiç mi hiç yan- sıtamadı. lyilik maskesıyle kötülük maskesini art arda kullanan Komi- ser. Kaya Akarsu"da sadece emekli- liğinibekleyenbirgörev adamına in- dirgenmi^ti. Kadın'da Meral Bilginer üç dört mimik. dört beşjestle oy unu idare et- ti. Bir süre sonra kaç numaralı mimi- ğıni gözler önüne sereceğıni bekle- meye koyuluyorsunuz; şimdı sırada hangi jest v ar diye sorup durdum ken- di kendi me. Ethem Özbora'nın soğukluk duy- gusu yaratmak isteyen nıetal çağ- rışımlı dekoru. üzülerek belirteyim kı. özentiden öteye gidemıvordu. O metal yığınağında plastık dosyalar. gündelık naylon poşetlernedeııseçar- şıpazar işi bir fukaralık izlcnımi bırak- tı. Grup çalışması olduğu belirtilen kostümler öylesine sıradan ki. ne natüralıst bir anlayışla açıklanabilir. ne dc İçerdekilcr'ın gcreksindiğı "her- hangi bir iilkede her /aman" düşün- cesiyle. Işıkçalışmasınagelince. var mı yok mu. oyunu izleyecek olanlar saptasın. Evet. bir iyi niyet söz konusu. Hiç değike Melih Cevdet'ınönemli eseri sergileniyor. Yinede unutulmaz "\nı" şiirininkılavuzluğıınakeşkegüvenil- meseydi diyorsunuz: "Çağımıza yakışan vakur. sade/ Davranışını/ geliyor aklıma." Keşke daha sade ve daha vakur olabılseydı İçerdekiler.Özellikledaha v a k u r . . . . - . , „ . ! • . , - . - . • ALI3VTILAR TAHSITV \DCEL Simgelerin Dili Geçen hafta yayımlanan "Imge Pazan" başlıklı yazımda, partilerimizin şu son günlerde dört elle sarıldıklan simge ve savsözlerin. alabildiğine budanmış söylemler olduğunu göstermeye çalışmıştım. Gosterebildim mi, bilmem. ama gerçekten indirgenmiş bildiriler getirirler bize, doğalan da bunu gerektirir. Ileriye dogru uzanıp kapanmış sağ elin başparmagını tırnağı kendisini gösterecek biçimde yukanya kaldırmış önder dese de- se. "Ben buyum!" der bununla: onun yanında. önünde. arkasında, aynı devinimi yineleyen bireyler de tek tek aynı şeyi söylerler: "Ben buyum!" Aynı yoksul ıçenği yineleyen tekıl bildırileri toplu olarak degerlendirecek olursak, hem devinimi gerçekleştirenlere. hem dışandan izleyenlere ile- tebıleceği bildiri ancak "Biz buyuz!" olabilir; yanı, neresinden bakarsak bakalım. "Bu budur!" ya da "kadın kadındır!" türünden, kör bir yineleme olarak kalır; yanı kendisini kullananları başkalanndan ayırıp birliktelikleri- nı kesinlemekten öte hiçbir işlevi yoktur. Böyle olması da doğaldır: sim- ge her zaman bir şey söyler, ama dil gibi soylemez hiçbir zaman. Dil hem en ince ayrımlara vanncaya dek her şeyi anlatmaya yönelir. hem de en ince aynntılara indıği zaman bile geride bir "artık bildiri" bırakır. Sımgey- se. kör bir yineleme olduğuna göre, alabildiğine dar ve kapalı bir anlam alanıdır. Ne var ki, bu dar ve kapalı alan kimı durumlarda çok değışik bildinleri içine alabilecek bir boşluğa, her türiü anlamın boca edılebıleceği bir tor- baya dönüşebilir. Örneğin. "Ben buyumla "Bizbuyuz" arasındaki ilişki, başparmağıyla "Ben buyum!" diyen bireyin bir yandan önderin kendisi, bir yandan da aynı öndere bağlanan tüm kişilerle özdeşleşmesi biçimin- de eklemlenebilir; bunun sonucu olarak aynı bırey, kendisiyle aynı sım- geyi paylaşan bireyleri kendi "£>en"ine yakın "benler'' biçimınde tasaria- maya yönelir. Böylece. birbirinden degişik. belki de birbirine karşıt "ben- ler" arasında sıkı bir birlik kurulabilır. Böyle bir bırtik de kimılennın amacı- na fazlasıyla uygun düşebilir. Bu yüzden olaeak. bu seçimde, sımge (De- viniler, cübbeler, başlıklar. bayraklar, resımler, gosteri nesnesine dönüş- türulmüş çocuklar) açısından çok cömert davranan kımı partilerimiz, söy- lem açısından hiç de cömert davranmıyor, birkaç anlama birden çekile- bilecek. yuvarlak sözlerte yetinıyorlar. Dahası. partılerın en vazgeçilmez tanıtım araçlanndan biri olan "savsöz" bıle şu günlerdenerdeyse tüm çe- kicıliğini yitirmişe benziyor. Savsöz de indirgenmiş bir soylemdir kuşkusuz, ama, özlü ve çarpıcı anlatımıyla, özellikle politikada. dünya, toplum, insan konusunda köklü bir tutuma tanıklık eder genellikle, degışmez ve evrensel izlenimi veren bir gerçege ve bu gerçegı gozden uzak tutmayan bir izlenceye gönderir. Yakın zamanlara degin, Kimı partilerimiz izlencelenni bir dızı savsözle özetler, kittelerı de aynı savsözlerle coştururlardı. Bugün. küreselleşmey- le yatıp küreselleşmeyle kalktığımız, bunun sonucu olarak, her türlü ilke- den uzak durmayı bıricık ilke durumuna getirdığimiz için. dünun o budan- mış ve yüzeysel savsözlerınin bile pabucu dama atılmış görünuyor. Hiç kuşkusuz, savsoz tumüyle bırakılmış değıl: yazılı basında art arda tanıtımlar yayımlayan bir partınin özlü ve çarpıcı kahplardan yaraıianmak istememesı tasarlanması zor bir şey. Ne var ki. ılke. süreklilık ve tutaıiılık gereksinimleri bir yana bırakılıp da karşıt. çelişkin egilımler (örneğin laik- lik ile şenat) eşit biçimde benımsendikten sonra, savsözler ister istemez bırer "tekerieme"ye, kolay anımsanacakbirerkuru "deyim"edönüşüyor; böylece. ister istemez, sözün biçimsel yanı ağır basıyor, söz biçim olup çıkıyor; bunun sonucu olarak, partilerimiz söz sanatlannın en kolay ve en yoz biçiminı, uyaklı. secili kalıplan seçiyoriar: "Yalandan usandık Işte sandık" Ne var ki, tıpkı bu seçimlerin gözde araçlanndan parmak. el ve kol bil- dirimleri gibi bu bırer tekerlemeye dönüşmüş. bu alabıldiğıne budanmış. bu alabildiğine dar ve kapalı söylemler de bir başka duzlemde. ama bu kez yaratıcılannın amacını aşarak. bambaşka anlamlar taşıyor bize. Ör- neğin şudurmamacasınayınelenen "temınat", "taahhüt"'ve "ış'sözcük- len bizden oy isteyenlerın üretmeden kazanan tecimen kokenlerıni açık- lıkla ortaya koymakta. Her sabah gazetemizde yeniden karşımıza çıkan "Temizliğe... gün kaidı" saptamasıyla"...süpür gıtsin "buyruğu da büyük partilerimizden birinın karşıtına yakıştırdığı nitelik ve bizlerden beklediği işlev açısından ılgi çekici doğrusu: karşıt bir "çöp" fya da. Amerikan di- zilerinin deyımiyle. bir "pislik"); biz seçmenlerse, Avrupalı olduğumuz şu mutlu günlerde. hiçbirtartışmaya yer bırakmayacak biçimde, "çöpçülük" göreviyle onuriandınlıyoruz. Bir başka deyişle, beş yılda bir yaşadığımız saltanatn temel niteliği en sonunda acıklıkla ortaya konuluyor: çöpçü- lük. Oldu olaeak biz de elimizden geleni ardımıza koymayalım! ı.. ,. , ı.../ , .• • . , ı.ı .. ,ılp.rı..l GELİN CANLAR BİR OLALIM Yavuz Selimler'den Kuyucu Muratlar'a, Kahramanmaraş'tan Sıvas'a şeriatın ateşinde yanan, bu ülkenin en çok acı çeken insanları olarak; Biz aşağıda imzası bulunanlar, gelecekte yeniden gericiliğin ateşinde yanmamak için; Halkımızı laikliği, kardeşliği, emeği ve Cumhuriyet Devrimi'nin kazanımlannı savunan İŞÇİ PARTİSİ'ne oyvermeye çağınyoruz. Ali Kocaoğlu (Halk Ozanları Kültür Derneği Genel Başkan Yardııtıcısı), Hüseyin Gökçeaslan (Divriği Küttür Derneği Genel Sekreteri), Ali Akpınar (Divriği Kültür Derneği Genel Yönetim Kurulu Üyesi), Yük- sel Uygun (SİDAD Genel Yönetim Kurulu Üyesı), Rıza Akcan (Turhal Kültür ve Dayanışma Derneği Ge- nel Yönetim Kurulu Üyesi), Hayri Yaman (Tunceli Kültür Derneği Genel Merkez Denetleme Kurulu Üye- si), Hasan Basri Özbey (PSAKD Mamak Şube Başkanı; Anadolu Erenleri Kültür Vakfı Kurucu Genel Sekreteri), Ali Kılıç (PSAKD Alibeyköy Şube Başkanı), Yılmaz Zeroğlu (Tuncelililer Derneği Adana Şu- be Başkanı), Haydar Çağlar (PSAKD Adana Şube Başkanı), Ali Bora (Bandırma Hacı Bektaş Veli Der- neği Şube Başkanı), Mustafa Gündoğdu (Hacı Bektaş Veli Kültür Tanıtma Derneği Beyoğlu Şube Baş- kanı), Seyit Atmaca (Divriği Kültür Derneği Ankara Şube Sekreteri), Şenay Çelik (PSAKD Mersin Şu- be Sekreteri), Veli Doğan (PSAKD Alibeyköy Şube Sekreteri), Gürbüz Çuhadar (PSAKD Ümraniye Şu- be Sekreteri), Hüseyin Değerli (PSAKD Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Vildan Çelik (PSAKD Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Av. Hüseyin Zeybek (PSAKD Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Zeki Uğur (PSAKD Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Vedat Tunca (PSAKD Mersin Şube Yönetim Kurulu Üyesi), İbrahim Şimşek (PSAKD Alibeyköy Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Haluk Hep- kon (PSAKD Ümraniye Şube Saymanı), Dursun Kel (PSAKD Ümraniye Şube Yönetim Kurulu Üyesi), Hamdullah Yanık (PSAKD Ümraniye Şube Yönetim Kurulu Üyesi), Dr. Kürşat Bozkurt (PSAKD Avcı- lar Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Ağa Demir (PSAKD Avcılar Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Ömer Karabulut (PSAKD Avcılar Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Nusret Erdoğan (PSAKD Gaziosmanpaşa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Ali Şahin (Bandırma Hacı Bektaş-ı Veli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi), Hüseyin Uluışık (Bandırma Hacı Bektaş-ı Veli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi), Hüseyin Yıldız (Tunce- lililer Derneği Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi), Niyazi Koç (PSAKD Adana Şubesi Denetleme Ku- rulu Üyesi), Ali Çelik (PSAKD Adana Şubesi Denetleme Kurulu Üyesi), Gülseren Azap (PSAKD Ada- na Şubesi Denetleme Kurulu Üyesi), Vedat Baran (PSAKD Mersin Şubesi Denetleme Kurulu Üyesi), Ali Kaya (Tuncelililer Derneği eski Genel Sekreteri), Sadık Boral (PSAKD Adana eski Başkanı), Meh- met Emin Ayan (PSAKD Kağıthane Şubesi eski Başkanı), Ali Hıdır Aral (Tuncelililer Derneği kurucu- su), Ayhan Çabuk (PSAKD Mersin Şubesi Kurucu Üyesi), Veli Ergül (PSAKD Mersin Şubesi eski Yö- netim Kurulu Üyesi), Hüseyin Taşçatan (şair, PSAKD üyesi), Satı Yiğit (PSAKD Mersin Yönetim Ku- rulu Yedek Üyesi), Muhammet Atmaca (Birlik Partisi eski Gençlik Kolları Genel Başkanı). Sanatçılar: Emre Saltık, Hasan Hüseyin Demirel, Mazlum Çimen, Ozan Şahtuma, Aynur Haşhaş, Kul Hasan (halk ozanı), Kul Ahmet (halk ozanı), Mustafa Sayılır (halk ozanı). Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkan Vardımcısı SELAHATTİN ATAMAN "İŞÇİ PARTİSİ, IMF'ye ve özelleştirmeye karşı mücadele eden tek parti. Biz İŞÇİ PARTİSİ'ni en iyi Zonguldak'ta tanıdık. Ocaklarımızı kapatmaya çalışanlara karşı İŞÇİ PARTİSİ ile omuz omuza mücadele ettik. 24 Aralık'tan sonra Zonguldak'a gelecek saldırılara ancak İŞÇİ PARTİSİ ile karşı koyacağız. Bunun için İŞÇİ PARTİSİ diyorum." IMF reçetelerine, emperyalizme karşı duyarlı birtavır koyduğu, işçi mitinglerinde, eylemlerinde her zaman yanımızda gördüğümüz için oylarımız İŞÇİ PARTİSİ'ne. Metin Tezerer Şeker-İş Eskişehir Şb. Bşk. İbrahim Ergin Tarım-İş Eskişehir Şb. Bşk. Tanju Demirdağ DİSK/Sosyal-İş Eskişehir Şb. Bşk. Süleyman Ege (Bilim ve Sosyalizm Yayınları Yöneticisi) Türkıye'nin baş sorunu olan bağımsızlık ve demokrasiyi gerçekleştirmek uğrunda; Emperyalizm ve onun işbiriikçisi güçlere karşı emperyalizmin ekmeğine yağ süren ırkçı. dinci, mezhepçi, her türlü gericiliğe ve ayrımcılığa karşı ülke ölçeğinde bütün emekçilerin, yurtseverlerın, demokratik güçlerin ortak cephesini oluşturmak uğrunda; Bu antiemperyalıst-demokratik cephenin çekirdeğini oluşturacak ve yurtseverierı, demokrasi güçlerini arkasından sürükleyecek güçlü bir sosyalist parti yaratmak uğrunda: Bugün tek seçeneğin İŞÇİ PARTİSİ'ni desteklemek olduğuna inanıyorum. Bütün emekçileri, bütün sosyalistleri, sol. sosyal demokrat bütün yurtseverlen önümüzdeki genel seçimlerde İŞÇİ PARTİSİ'ne destek ve oy vermeye çağınyorum. ilyas Kandemir BASS Boğaziçi Şb. Bşk. Oyum Emek için Mücadeie Eden Partıye Biz ınancımız ölçüsünde yaşıyoruz. Burada yanı sendıkada bulunmamızda amaç neyse. o amaç doğrultusunda cevabımız olacaktır. Emek kesimine hizmet eden kışıler olarak, yıne emek için mücadele eden insanların ve partilerin yanında olmak ve desteklemek gerekir Onun için İŞÇİ PARTİSİ. HAYDARPAŞA LİMAN İŞÇİLERİ İçimizden iki liman işçisi Aydın Şimşek ve Hüseyin Karabıyık'ı aday gösteren, emeğin ve özgürlüğün kararlı savunucusu İŞÇİ PARTİSİ'ni destekliyoruz. Hüseyin İigün, Rahim Sivaslı, Dursun Tosun, İlyas Karabıyık, Hüsamettin Atlılar, Turgut Kocabaş, Şerif Ertonga, Şevki Çoban, Nazım Tutan, Hasan Ulküsever, Kâmil Yenidünya, Halis Coşkun, Sabri Polat, Mehmet Öz. Türkiye halkı, IMF reçetesıne karşı bir direnme hattı kurmak ve ABD güdümlü dış maceralann önünü kesmek görevleriyle karşı karşıya. Bu görevin yerine getirilmesine katkıda bulunmak amacıyla, önümüzdeki genel seçimde butün yurttaşlarımızı İŞÇİ PARTİSİ'ne oy vermeye çağınyoruz. Mahmut Koç CHP llçe Delegesi - Emekli işçi, Hüseyin Demirel Malatya Tekel işyeri Temsilcisi, Zeyrtep Hançerii Malatya Tekel İşyeri Temsilcisi. Emeğin hakkı, bağımsızlık ve özgürlük için oyum İŞÇİ PARTİSİ'ne Şerafettin Gökhan TİP Çanakkale Eski İl Sekr. "Ülkenin geleceği Aydınlık, emekten yana, güvenilir ellerde olsun. Oyumuz İŞÇİ PARTİSİ'ne". Tansu Bele (Yazar), Emine Erbaş (Şair), Nevra Bucak (Yazar), Ayten Mutlu (Şair), Firuzan Toprak (Yazar) Erdal Demirkan Deri-İş Beyoğlu Şb. Bşk. Özelleştirmeye karşı kamulaştırmayı, emperyalizme karşı bağımsıziığı savunduğu ıçin bütun yurttaşlarımızı İŞÇİ PARTİSİ'ne oy vermeye çağınyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle