Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 1995 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Bir gürdük iktidarvakti geldiDemokrasi, bir günlük halk iktidandır.
Halk yalnızca seçim günü söz sahıbidir.
Diktatörlükler. o bir günü de
tanımadıklan içın korkunçturlar. Bu bir
günün arifesinde partıler halkın gözünü
boyar, yağ çeker, cilalar... Aslan.
çalışkan ve fedakâr halk. önüne
sürülen külleri yuta yuta o kutsal güne
yaklaşır...
"O an" gelmiştir artık. Köşede bucakta
kalmış, kabuğuna çekilmiş, en kıytınk,
en vasati. en "sokaktaki adam" bile
kendini önemli ve gereklı hısseder.
Zalim krallann tahtı \e taci varsa.
masum halkın da seçim sandıgı vardır
şimdi...
Her gün televizyonlardan ve
gazetelerden konuşa konuşa halkın
kafasını duman duman tütsüleyen
partiler, o bir gün boyunca susarlar.
Kaşlan gergin halde "şu lanet oiası"
demokrasi gününün salimen geçmesi
için inandıklan tannlara dualar ederler.
Tannlar, yalnızca seçim günü partiler
tarafından yoklanır; seçim dışı bütün
zamanlarda ise halklar, meşgul etmeye
çalışır Tannlann dikkatıni.
Seçmen sıfatına giren yurttaş, seçim
gününde düşük omuzlannı kaldırma,
göbeğini ıçıne çekme ve göğsünü
şişirme hakkına sahiptir. Tşte bütün
efendilerinin kaderi onun nasırlı
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
ellenne geçmiştir. Devlet
dairelerinde horlanan o değildir artık.
Üç kuruşluk maaşla enflasyon
canavannın dişlerine fırlatılan da o
değildir. Cahıl ve aptal olduğu içın halk
için ve halkadma alınan kararlardan
uzak rutulan can sıkıcı yurttaş da
değildir.
Kuklacı partiler kuklalara. kukla
yurttaşlar da kuklacılara benzer o tek
"halk iktidan gününde"
Doğumundan ıtıbaren nasıl
yaşayamayacağı. neyı
düşünemeyeceği. neleri seçemeyeceği
kafasına işlene gelmiş olan yurttaş,
seçim gününde kendini özgür sanır.
İstedığıni seçtiğini. seçmediğini
cezalandırdığını düşünür. Sonr
tele\ızyon karşısında bağdaş kurarak
ya da bacak bacak üstüne atarak
tellendirdıği sıgara ve höpürdettiğı
kahve eşltğinde yaptığı seçimin
sonucunu bekler. Bakalım ~halkın
özgür iradesi" kimı seçmıştır...
Şükür ki, bir gün 24 saatten fazla
değildir: göz açıp kapayana kadar
geçer. Sonra her şey olağana döner.
Seçim sandıklan kaldınlır: yeni krallar
taçlannı ve tahtlannı parlatır. Ve devlet
daıreleri yeniden horlamaya başlar
yurttaşlan. Ücretler enflasyon
canavarlanna yem diye atılır. "Halk
adına" halka karşı türlü kararlar alınır.
Bir günlük seçmen. eskisı gibi
omuzlannı düşürür. göbeğini salar.
göğsünü indirir. Bir günlük halk
iktidan bitmiştir artık. Normal yaşama
dönülmüştür...
STOCKHOLM
GÜRKAN
UÇKAN
Dernek
düşkünleri
Isveçliler demek kurmayi çok seviyorlar.
Aklınıza ne gelirse. onun meraklısı da var.
demeği de. Zaten gazetelenn okuyucu
kösesinde hangı konuya değinırsenız, o
konuyla ılgıli bir dernek ya vanıt verir ya
da size bılgi gönderir. Dernek çalışmalan,
bu konudakı yasalara uygun olarak yapılan
genel kurul toplantısı, önceden ılanı. çeşitli
yerlere aday önerecek komisyonun
kurulması vs.hep yolu yordamıvla olur.
Eger büyük kentlerin eski evlenn yoğun
olduğu. fazla modernleşmemış semtlerınde
acelesizce dolaşma lüksünü kendinıze
layık görürseniz. kapılardaki küçük
levhaların. mekiup kutulanndaki etiketlerin
sakladığı gizemlı dünyayı keşfedersiniz.
Evlerinde hay\an beslemeyi seven tsveç
halkı. doğal olarak aynı sevgiyı
paylaşanlan çatısı altında tutan dernekler
kurarlar. Kedi. köpek ve at başı çekiyor.
Artık Gıne domuzundan -adına bakmayın,
sıçan gibi küçücük bırhay\an-kapkara
fareye. her çeşit yılandan kıllı örümceğe
dek sürünen sürünmeyen, korkutan
korkutmayan hayvanı evlerinde
bulundururlar.
Yabancılann çoğalmasıvla değişik
kültürlere merak salan fsveçlıler de arttı.
Örneğin, bir Türk restoranında göbek atan
dansöz tsveçli olabilir. Bu satırlann
yazannın ilgisini çeken bir başka meraklı
da, Aşık YfeyseTin felsefesine ve müziğine
tutkun bir Isveçli. Elinden geldığince
çevirdiği sözleri. lsveçce olarak saz
eşliğinde söylüyor. tlgınç bir dernek de
Pazar Babalan Demeği. Aynlan çiftlerin
çocuk konusunda mahkemeye başvunnası,
genellikle çocuğun anneye verilmesıyle
sonuçlandığı için babalar çocuklannı iki
hafta sonunda bir. yazın ikı hafta. ıkı
büyük resmi tatılden bırınde görme
hakkını edinirler Gerçekten de hafta
sonlan. hafıf şımartılmanın mutluluğuyla
babasıyla dolaşan çocuklar sokaklan.
parklan, hamburgercıleri doldururlar.
Yalnız babalar. hatta hep aynı yerde
karşılan bazı babalar ve çocuklar.
birbirleriyle ahpap bıle olurlar. lşsız
babalann da demeği var: çocuklanyla
yalnız yaşayan babalann da. Gözlennde,
yaşama belirlı acılardan geçtıkten sonra
deneyımlı olarak bakan ınsanlann dennliğı
bellı olur. Pazar akşamüstleri. telefon
kabinelerinde görülürler: çocuk dışarda
beklerken saat kaçta çocuğu annesıne
teslim edileceğıni konuşuvorlardır. Ya da
önceden saptanan saat bıraz geçırildıyse
onun nedenıni açıklamaktadırlar. Her 5
çocuktan 3'ünün biyolojik ana-babasıyla
bırlikte yaşamadan. ıkısinden bınyle
yaşayarak büyüdüğü Isveç'te yalnızlık,
anne-baba-çocuk üçgenin tam
ortasındadır...
i/~\ hm/mi/m KübadevTİmininefsaneviönderlerindenErnestoCheGuevera'nınmezanıuaranıaıçalışmalanöldürüldüğüBolivyadağ-
\J tTtllll lannda bir bilim adamı grubunca sürdürülihor. Araştırmacılann, çalışmalan Bolivya'nın günejindeki La Higuera böl-
gesinde yoğunlaşbrmasının nedeni, Gue\era'nın izlerinin \orede hâlâ sılinmemiş olması. Yöre halkı araştırmacılann so-
n u
Ç alaıhayacağını alayiı bir şekilde dile getirrvorlar. Bu iddialannın gerekçesi sorukluğunda ise "O hâla yaşıyor. Ölme-
yenbirkişininmezanolınaz''dhoriar.(Fotoğraf:REUTERS)
Yüreğin lokantalan on yaşındaKış iyice bastırdı bu kez. Ülkenin
kimi yörelerinde kar da yağıyor, lapa
lapa. Bir de buna Fransa"nın
tümündeki grevleri. protesto
gösterilerini eklerseniz, ne türzor
koşullann egemenlıği altında
yaşadığımızı anlamak zor olmaz
herhalde. Insanlar bitkin dersek,
abartma diye düşünmeyin sakın. Ama
evimiz barkımız var, çok şükür. O
sıcacık aile havası içinde fazla
şıkâyetçi olmak ne denli doğru olur,
bilmeyız. Hele bütün bunlardan
yoksun "SDF'çilerin karşısında.
SDF"nin anlamını mı merak ettinız?
"SDF" demek, evsiz barksız olmak
demek. Ailesini besleyemeyen,
çocuklannın yannından kaygılı olmak
demek. Insan statüsünden soyutlanıp
âdeta 'rümuzlaşmak' demek.
lnsanoğlunun en son varlığı.
saygmlığını korumakta teyakkuz
içinde bulunmak demek!
Bütün bunlan niye mi anlatıyonız?
Les Restos du Coeur (yüreğin
PARIS
MİŞEL
PERLMAN
lokantalan) anlamına gelen ve
insanlara insan kalabilmelennı
sağlamak üzere kurulmuş birderneğın
10. yıldönümünü kutlamak için.
Nefesi açlıktan kokanlara. az da olsa,
olanak ölçüsünde yemek sağlayan bu
gerçek insanlık abidesini yaratan bir
Coluche vardı. Yürekliydı de. güldürü
ustası. sinema sanatçısı. Fransa'nın en
tanınmış kişilerinden şu Coluche.
Özellikle de ırkçılık yılanlannın
başmı var gücüyle ezen Coluche.
Ve günlerden bir gün. evini açık
tuttuğu dostlanyla birlıkte fakirlen
besleyen bir lokanta ağı kurdu.
Şuradan buradan paralar geldı.
Onlann peşinden de garibanlar
ordusu. Şimdilerde milyonlarca kap
yemek dağıtıyor "yüreğin lokantalan'.
Fakat bunlara gerekli para yardımı
pek yeterli değıl.
Gıdâ maddelerinın maliyeti de.
toplumun kenara attığı ınsanlann
sa>ısı da artınca, aradakı farkı
kapatmak için ne yapmak gerek
acaba? Yüreği kan ağlayan
sorumlular. şimdi de sağladıkları ve
dağıttıklan yemeklere hak kazanmak
için başvuruda bulunanların aylık
gelirlerinin 2500 frankın altında
olmasını şart koşuyor. Evet. hanımlar,
beyler... Yeterince gelir
sağlanamayınca tam olarak bir tür
'sefalet hesabına' başvurmak zorunda
bırakıldı bizim insan dostumuz
Coluche'ün on yıldır çalışan "yüreğin
lokantalan'. O da yetersiz. asgari
ücretın 6 bın küsur frank olduğu bir
sırada.
Bir insan vardı. karşısındaki insana
ınsanca davranan. Bır ınsan vardı,
onunınu yitırmekte olan insan
kardeşlenne destek veren. Hiç
kimsenin önünde övünmeyen. Açık
konuşan. arkadan vurmayan. avucunu
açanlan bağnna basan bır insan. Bir
arada. 1981 Cumhurbaşkanlığı
seçimı kampanyası sırasında
adaylığını şakadan koymakla birlikte
anket sonuçlannın kendisine şans
tanıma>ı üzerine o ana dek güldürüye
kendilerini kaptırmış siyasilerin. "ya
tutarsa' deyip kaygılanmalanna neden
olmuş bir sahne sanatçısı. italyan
asıllı birailenin çocuğu. Evet. 10
yıldır yukandan bakıyor bızlere
Michel Cohıcci. Dehcesine sev miş
olduğu motosikletin biroyunu işte...
Neler mi düşünüyor hakkımızda?
Herhalde. bu dünyadaki insanlanmıza
bakıp bangır bangır bağınyordur
Coluche, yerleştiği beyaz bulutun
üstünde. Bır de, havada bulut. sen onu
unut, demiş bızim şair. Coluche'ü
unutmak olanaklı mı ki!
'Denizve
mehtap,
sordular seni'
Deutsche Genossenschaftsbank'ın (Alman
Kooperatif Bankası) binasını gördünüz mü
bilmem. Dev bir sılindirin ortadan ikiye bölünmüşü
gibi. Bu gökdelenin tepesinde, yanlara doğru on dört
çıkıntı yapılmış. Çıkıntılar gene betonla
birleştirilmış. böylece yanm silindirin dışında da,
yanm da olsa kesitleri birbirine eşit bir daire bıçimi
oluşmuş. • ."
Main Irmağrnın üzerinden bakıldığında
Dreikönigs Kilisesi
ve Kaıser
Dom'un kulelen
pek görkemli bır
görüntü
vermekte. Hele
şu gökdelenler
olmasa bu
görkem daha da
FRANKFURT
USTUN
AKMEN
etkıleyici olacak
ya. neyse...
Öyle sanıyorum kı, yanm sılindır biçımindeki bina
tamamlandığında ne kilisenin, ne de Dom'un umuru
olmuştur Ama bu binanın kullanıma girişinde,
patlatılan şampanyalar havyarlar eşliğinde
yudumlanırken eski gökdelenlerin yeni ortaklanna
sıcak bakmadıklan bence kesin.
Yanm silindirin açılışından sonra kentin itfaiye
müdürü belediye başkanlığına bir "tehlike"
raporu vermış. Demış kı: "'Silindirin tepesinde
yanlara doğru çıkıntılar var ya, o çıkıntılan
birlestiren beton ya> var ya, ya oralar buz tutar,
buzlar sarkıt olup cup diye kendini aşagı bırakırsa;
koni biçımindeki gelişmiş yumnı. ya oradan
geçmekte olan bir insanın orasına burasına
saplanırsa..."
Belediye başkanlığı üsteletmemiş. Bırakın oturma
ıznını, yanm silindinn en tepesindeki çıkıntı yanm
silindirin ivedi yıkılmasını buyurmuş.
Gerçi çıkıntı yıktınlmamış, ama bu kış Frankfurtlular
ıçın "tehlike" ortadan kaldınlmış. Yanm silindir
gökdelenı çevTeleyen eşitı çıkıntı. artık ısıtılıyor.
Böylece buzlanmaya kesin önlem alınmış oldu.
Frankfurt'ta bu hafta olanlar yalnız bu kadar değildi.
Kent tarihinın simgesi antik belediye binası
Römer'in önünde. Noel (Weihnachten) hazırlıklan
!,ımdiden başladı. Goethe meydanında da.
Patlamış mısır. sosis. ekmek arası salam. kahve ve
bira tezgâhlan; oyuncaklar, renklı mumlar,
tahtadan el yapımı Noel heykelcikleri; üzerinde dört
mum bulunan çelenkler. sıcak tarçınlı şarap ve
tarçınlı kek satanlar Romerberg'i doldurdular.
Insanlar birbirine çarparak yürümekteler.
Pauls Kilisesi'nin önünde kulaklan küpeli bir Alman
yağızı: san saçlı. yeşil gözlû, tay bacaklı genç kızın
dolgun ve soğuktan soluk dudaklannı ağzinın içinde
ısıtıyor.
Fahrtur'daki
t
*Weıtheim''in Evi" adlı birahanede altı
adet fazla besili, >aşlan geçkince Alman kadını
bilmem kaçıncı biranın bardagını keyifle /
vuruşturmakta. »>
Hava kirliliği akşamlan. biraz daha gayret gösterse
lstanbul'u hiç mi hiç aratmayacak boyutta kentin
üstüne inıyor. Kiliselerin kulaklarda kötü bir tını
birakarak sona eren çanlamalannı: Römerberg'in
ortasında sağ elinde kılıç, sol elinde kefeleri aynı
hızada duran terazisi ile adaleti simgeleyen kadın
hev kelinin dört bir yanından fışkıran sulannın sesi
sulandırmakta.
Saat yırmi ıkiyi geçerken. soğuk. Büyük Friedberger
Caddesi'nın bir ucundan girip öbür ucundan çıkıyor.
"Orchidee"' adlı Türk lokantasının kapısı açıldıkça
rüzgâr içkı tezgahının üstündeki canlı orkideleri
yerlerinden oynatıp sallamakta. Yugoslav güzeli
"•barmaid" Azra'nın yanaklanna da dokunduktan
sonra içende bir tur atıp, yitiyor rüzgâr.
O sırada yıllann piyanistı Reşat. "Blu Moon"u
çalmaktadır. Sonra "Deniz ve Mehtap / Sordular Seni
Neredesin" diye eski bir şarkıyı seslendirmeye
başlayacak. Başladığı anda, yeniden açılan kapıdan
"Nasil Derim. Terketti / Bırakıp Beni Gıtti" dizeleri
kaçıyor. Güler yüzlü, canlı ve "Beşiktaş
rl
lı garson
Refik'in tezgâhın arkasında bağlı köpeği Beti.yeni
gelen müşterilere üç kez değişik tonlamalar ıçeren
sesiyle havlıyor. Şef Numan kapıya seğirtip yeni
müşterilen karşılamakta. Beti'nin havlamasından,
dene\imli piyanist, "yeni şarkıcı" Reşat bey şarkıyı
şaşmyor. sesi de "mPIe "İa" arasında gidip geliyor.
Lokantanın, siyah pantolon üstüne beyaz önlük
kuşanmış kara kaşlı, kara gözlü, güzel garsonu
Şengül, bira servisinde.
Şu anı sorarsanız. Frankfurt'ta yaşanası bir gün daha
kendini yanna emzirtmekte.
KAPİTALİSTLER
MOSKOVA'YA
Hakan Aksay
Rusya'nın 1985-95 arası, yani
Brejnev'den Gorboçov'a, dağılıştan
bugiine... insan ve memleket
manzaraları.
Rusya gerçeğine içinden ve
insanca bir bakış...
Genel Dağıtım.DADA
tel: {0 212) 249 51 10-11 faks: 251 44 49
HAYAL
Kahvesi
Btyoilu
18 AR AUK PAZAJvTESI
19 ARAMK SALI
Rezervasyon 021
ospa
Yetiştirilmek üzere
Genç, Dınamik
ELEKTRİK-
MEKANİK TESİSAT
ve SERVİS için
TEKNİK ELEMAN
arıyor.
(0212) 245 29 23
(0212) 251 19 98
SATILIK
EV
2 oda 1 salon,
teraslı, şömineli,
İnegö! (Bursa)
merkezde
sahibinden satılık.
Tel: 0224 715 65 47
0224 71515 85
İLKOKUL-İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜR,
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ VELİLERİNE
DUYURU
Yayın hakkı fırmalarımıza ait olan Özgün Ünrte Dergileri ve Çağdaş Ünrte
Dergileri ile ders ve yardımcı kitaplanmızın istanbul Bayisi durumunda olan
Recep Müftüoğlu'nun bayıliği. ödeme düzensizliğı ve aramızdaki sözleşme
koşullanna aykın davranışlan nedeniyle tarafımızdan iptal edilmiştir. Recep
Müftüoğlu ve birlikte çalıştığı Tankut Türüdü, Nihat Aydın ile Ahmet Müftüoğ-
lu da bundan böyle yayımlanmızı ve yayınevlerimizi temsil etmemektedir.
15.12.1995 sabahından başlayarak siparişlerinizi Cağaloğlu'ndaki mağa-
zamızın faks ve telefonlanna bildirmenizi beküyoruz. Dergileriniz ve eğitim
araçlannız derhal adresinize ulaştınlacaktır. Hem hizmetimizin kesintisiz ve
düzgün devam etmesi hem de tartışmalara yol açmamak (mağduriyetimizi
arttırmamak) için şu andan itibaren yapacağınız ödemeleri (ödemeniz gere-
ken geçmiş sayılar dahıl) dergilerimizi getirecek olan yeni temsilcilerimize ya
da mağazamıza yapmanızı beküyoruz.
Bizleri üzen bu durumu gereği için bilgilerinize sunuyoruz.
Bilim ve Kültür Yayınları Ltd. Şti. (ÖZGÜN ÜNİTE DERGİLERİ)
Özgün Matbaacıhk San. ve Tic. AŞ (ÇAĞDAŞ ÜNİTE DERGİLERİ)
Sipariş ve bilgi için Tel: (212) 520 21 55-513 08 43
Faks: (212)520 2156
Ankara Tel: (312) 419 01 75 (10 hat)
ELAZIĞ 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1995 589
Da\acı Hazıne \ekıli tarafından da\alılar Ayşe Yalçın, Ahmet Yal-
çın. Asıye Yalçın. lbrahım Yalçın arasındakı tapu ıptali ve tescıl da-
vasının yapılan açık yargılaması sırasında: Davalılar Ahmet Yalçın.
Asi\e Yalçın. lbrahım Yalçın gösterilen Elazığ Akçakiraz \e Maden
Dutpınar kö>ü adresınde bulunamamış. yapılan aramalar rağmen de
adreslen tespit edilemedığınden davalılar Ahmet Yalçın. Asiye Yal-
çın \e lbrahim Yalçın 28.12.1995 günü saat 09.00'dakı yargılamaya
gelmez veva kendılennı bır \eki İle temsil ettırmedıklerı takdirde hak-
lanndakı yargılamanın yokluklarında yapılıp karar venleceğı teblıgat
ymne kaım olmak üzere ılan olunur.
Basın: 61365
HAVSA ASLİYE HL KUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1994-548 Karar No: 1995 367
Davacı Recep Dereli vekili Av. tsmet Filoğlu tarafından davalı Fıliz Ga-
laza aleyhine mahkememızde açılan mutlak dutlan ile batıl olan e\lenme-
nin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda:
istanbul ıli Bağcılar ılçesi Yeşilbağ Mah. cilt: 067'5. sahife: 5. kütük:
234*te nüfusa kayıtlı Senahi oglu Nemıka'dan olma 1956 d.lu Recep Dere-
li ile aynı yer nüfusuna kayıtlı Zekı kızı Melahat'tan olma 1964 d.lu Filiz
Dere'nin M.K.. 112.nci maddesıne göre e\ hliklerınin ıptalıne. bu ijekli ile
nüfus sıcıline ışlenmesine karar \enlmekle. adresı tespit edilemeyen dava-
lı Fıliz Galaza'ya teblığ yerine geçmek üzere mahkeme ilamı ılanen teblig
olunur. Teblığden ıtıbaren mahkeme ilamına 15 gün ıçerısınde ıtıraz etmesi,
etmedigı takdirde ilamın kesinleşecegi ilan olunur.
Basın: 18781
YAYLADAĞI KADASTRDMAHKEMESİ'NDEN
Esas No. 95'25-K.arar No: 95/34
Davacı Orman Işlerme Şefliğı tarafından davalılar aleyhine mahkememıze açılan
kadastro tespitine itiraz da\asının mahkememizde yapılan duruşması sonunda;
Dahili davalılar Yayladağı ilçesi Yeditepe nahiyesinden Halef oğlu BeşirGölcük
ile Halef kızı 1338 d.lu Zeynep Karamurt. Ali oğlu Murat Hokka \e Alı oğlu 1976
d.lu Halef Hokka'nın mahiyeden aynldıklan ve tüm aramalara rağmen adreslerinin
tesbit edilemedigınden mahkememizin 22.8.1995 gün 1995/25 esas 1995/34 karar
sa\ılı karan taraflara tebliğ edılmedığtnden Türkiye'nın yüksek tirajlı gazetesinde
yayımlanmak suretiyle ilanen teblığine karar venlmiştir.
Tüm araştırmalara rağmen adreslen tebliğ edilmediginden bu mahkeme karannın
Türkiye"nin yüksek tirajlı bir gazetesinde yaymlandıktan 15 gün sonra tebliğ yapıl-
mış sayılacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 22.11.1995 Basın: 61333
ACIPAYAM K.\DASTRO
MAHKEMESİ
Savı: 1978/24
Davacı Mustafa Peker
tarafından davalı lbra-
him Uğur aleyhine açı-
lan tapulama komısyon
karanna itiraz davasının
yapılan duruşması sıra-
sında venlen ara karan
gereğince davalı tbrahim
Uğur mirasçılanndan
Hatice Ugur ve Şeref
Uğur'a tebligat yapıla-
madığı. açık adreslerinin
de tesbit edilemedigın-
den duruşma günü olan
7.2.1996 tarihınde du-
ruşmada hazır bulunma-
lan veya kendilerini bir
vekılle temsil eftirmele-
ri hususu ilanen tebliğ
olunur. 22.9.1995
Davalı mırasçıları:
Hatice Ugur, tbrahim kı-
zı Kumafşan köyü, tbra-
him Uğur mırasçısı Şe-
ref Ugur Acıpayam Ku-
mafşan köyünden
Basın: 45163
Romanlarınız
ve
ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel.: 564 08 04
Kımhğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
ALİDOĞAN
\