04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erint; • Dı^ H.ıherler: Ergun Balcı • Ekonomı Bülent Genel Yayın Koordınatörü: Hiknıet Kı/.anlık • Kültür Handan Ştııkokeıı #Spor: Çetinkava 0 Yazıi^leri Müdürleri: Abdülkadir Yücelman • Makalcler: Sami fbrahim Ylldız (Sorumlu). Dinç Tayanç Karaören • Düzeltme: Ahdullah Yazıcı • Fotcğrjf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bıieı-Bel^e Fdihe Buğra • Yurt Haherlcr: Mehmet Faraç # Haber Merkezı Miidürü: Hakan kara # Görsei Yönetmen Fikret h'ser Y.îyırı kup.ıkı İlhanSHçok(B.Lşkjn>. Orhan Erinç. Okta\ ktırtböke. HikmetÇetînkaya.ŞükranSoner. Ergun Balcı. Dinç Ta\anç. fbrahim Yıldiü. Orhan Bursalı. Mu«tafa Balhay. Hakan Kara. Anknnı rem>ılc!M. Mu>tafa Balba> • ii.ı,^ı \rjo,.ı:.ı Doğan Akın Atatürk BuKjrı No !25. kat:-l. Bakanlıklur- Ankara Tei: 4Is>5<l2f> (7 hal). Faks: 4195027 • izmır Trmsilcisı: Serdar Kmk, H. Ziya Blv 1352 S. 2 3 Tel: 441122f).Fak>:44Nl !7#AdaraTein.-.ılc;sı:Çetin Yiğenoğlu. tnönüCd. Iİ<JS. No:I Kui: I. Tel: 352:55u. F.ıks: 352257ı! MUC>ÛCSC Mudürj. Erol Erkut 0 koorduutür. Ahmet korulsan 0 Muhasebe: Bülent Yener#İdare: Hüse>in Gürer 0 tşletme: Önder Çelik • Bılgı-tşlem: Nail Inal • Biltnsayar Sıslem: Mürüvet ÇUer MEOV\< :«\\>nclım kıırulu Haşk.ım-(îcn;.*l Miıdür Gülbin Erduran 9 Koordınatör: Reha Işltman 0 Genel Müdıir Yardımcı>! Mine Akdağ VIED\ V (, : • Yonetnıı kurulu Başkanı - Genel Müdur Üstün Akmen O Murahhas liye: Bora Gönenç V a\ımla>an * e Basan: Yenı ü ü n Haher Aıansı. Basın w Yayuıcıhk A.Ş. Türkocaiı Caıi }t 4 ! C'agalojŞlu 34334 Isi. PK 246 Islanbui fel 10 212) 512 05 05 (20 hatl Fak, ıl) 212) 5L* İ 5 I 6 A R A L I K 1 9 9 5 Imsak: 5.43 G ü n e ş : 7 . l 5 Öğle: 12.06 Ikindi: 14.23 Akşam 16.44 YatMilS.İO M E D Y A C T d 514 iı" 53 - 5 1 3 15 s ı ı - 5 ! . ' S4 6 0 - 6 1 . l-jks: 5 I I N - U * Sonsuz Muttuluklar • İstanbul Haber Servisi- Dilimizde yer alan saçını süpürge etmek. ömür törpüsü, sabır taşı, ipucu, yumuşak g. kitap kurdu, 1 kg sabır gibi deyimler ele alınarak hazırlanan 3 boyutlu objeler, Vakkoramalarda önceki akşam satışa sunuldu. Anlam olarak olmasa da. söyleniş anlamlanyla vücuda getirilen bu koleksiyonu Rana Pirinçcioğlu. Inci Güner. Pelin Pestilci. Ceyden Güran, Esra Güner ve Hasan Diker hazırladı. "Sonsuz Mutluluklar' adıyla sergilenen objelere ilgi büyük olurken. geceye birçok tanınmış sanatçı ve modacı da katıldı. Beraata gerekçe • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi. Anıtkabir'de mozole önünde. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önder Atatürk "e hakaret ettiklen gerekçesiyle, 4 yıl 6"şar aya kadar hapis cezalan istemiyle yargılanan 7 sanığın beraatına karar verdi. Mahkeme karannda. sanıklar Tuncay Akan. Serdar Akdeniz. Fatih Hacı Ahmetoğlu. ilker Genç. Mehmet Akçay. Cemal Bağcı ve Mustafa Özdemir'in suç işleme kastıyla hareket etmedikleri belirtilerek, Atatürk'ün mozolesinin önünde "bilgisiz ve görgüsüzce" davrandıklan ifade edildi. Beyoğlu'nun en eski eczanesi • İstanbul Haber Servisi - Eski adı "Reu de Pera" olan İstiklal Caddesi üzerindeki "Pera'nınen eski eczanesi' Rebul'un, dün 100. kuruluş yıldönümü kutlandı. Çırağan Sarayı'nda yapılan kutlamada. kuruluş tarihi olan 1895 yılının adını verdikleri yeni "Rebul 1895 AfterShave" tanıtıldı. Eczanenin sahibi Mehmet Müderrisoğlu. eczanelennin Fransız eczacı Jeen Cesar Reboul tarafından kurulduğunu ve müşterilerinin ilk zamanlarda yalnız Fransız olduğunu anlattı. Şefika Kutluer, mitolojinin gizemli çalgısı flüt ile dünyaya açılan bir genç kuşak sanatçısı Emelde büyünün buluşması• Bir dönem İdil Biret, Suna Kan, Leyla Gencer, Gülay Uğurata.. gibi ustalarla dünyaya açılan klasik müzik sanatımız, eğitimden icraya kadar sanatın her alanında gösterilen özenia ilginin zayıflaması ile de gözlenen bir gerileme süreci yaşadı. Şefika Kutluer yeni kuşaktan dünya çapında kendini kanıtlamış ilk önemli uluslararası sanatçımız. ŞÜKRAN SONER Şefika Kutluer: tdil Biret Suna Kan, Ley- la Gencer, Gülay L ğurata.. gibi dünya ça- pında ünlü olmuş uluslararası klasik müzik sanatçılanmızdan sonra. genç kuşaktan dünyaya açılmış. önemli sıçramalar yap- miş ilk büyük klasik müzik sanatçımız. Tannlann sevgili çalgısı. mitolojinin bu gi- zemli çalgısı flüt ile. Türk kökenli kimli- ğini de koruyarak dünya sanatçısı olmak her- halde kolay bir iş değil. Üstelik ülkemizde Atatürk'ün öncülü- ğünde klasik müzik eğitimi ve sanat icra- sına verilen önemin, özenin dünya çapın- da birçok sanatçının yetişmesini sağladığı büyülü ortam bozulmuşken. Şefika Kutluer. kendi kuşağında ulusla- rarası sanatçı yaratmada koşullann pek uy- gun olmadıgını kabul ediyor. Ancak birye- rinden bir ucundan eski büyülü ortamı ya- kaladığına da inanıyor. O Ankara'daki es- ki konservatuvarın büyülü ortamını yaka- lamış. Ilkokul öğrencisi iken müzik tutku veyeteneği nedeni ileobinanın kapısından içeri sokulmasa ve o büyülü ortamı yaka- lamasa, örnegin bugünkü konservatuvar binası ve ortamına sokulmuş olsa. sanatçı olamayacağına inanıyor. Flüt çalmak için neler gerekli? Tabii çakışan pek çok olumlulugu daha sıralıyor... Flüt çalabilmek için çok uygun bir dudak. dil, diş. gırtlak. el. sağlıklı be- den yapısına sahip olmak. Saki Şanl gibi usta bir hoca tarafından flüt çalmaya yön- lendirilmek ve eğitilmek. Daha sonra yurt- dışında NVemer Tripp, James Galvvay baş- ta olmak üzere pek çok ustanın yanında so- listlik kariyerini yapmak. Ona hiç çocukluk yaşarmayan büyük bir tutku, gündüzün. gecenin. kışın, yazın ça- lışma ile geçtiği yıllann ürünlen. ödülleri ise gerçekten çok büyük. 1981 Veletri Pri- mavera Musicale'de üstün yonımculuk ödü- lü. 1985 Viyana Doblinger Uluslararası Flüt Yanşması'nda3'üncülijködülü. 1986 yılında aynı yanşmada dünya birinciligi ödülü. Beethoven'in evinde başlayan ve dünyanın en önemli topluluklan, ustalan ile birlikte, en önemli salonlannda verilen sa- yısız konserler, CD'ler. Ş Kutluer'e göre dünyaya açılmış bir sanatçının. ülkesini miiziğini, sanatını dünyaya tanıtma. kabul ettirme gibi bir misyonu, sorumiuluğu var. Vurtdışı etkinliklerinde, hep Türk bestecilerinin, özellikie felsefesiyle Vunus Emre'nin yer alması böyle bir inancın da ürünü. Ancak bire> olarak sanatçının verdiği çabaya, ilgili pek çok kurumun katkıda bulunması gerektiğine inanıyor. Başta Dışişleri, elçiliklerin ilgisizliği nedeni ile sanatçılann yurtdışında tek başına. tamamen kendi özveri \e özel çabalan ile önlerine çıkan çok yönlü güçlükleri aşmak zorunda kaldıklannı anlatıyor. Ünlü şef Zubin Mehta'nın hayranlığını ve desteğini kazanmak. onun tarafından "Üstün bir teknik ve eşsiz bir yorumun bir- leşimi..." sözleri ile tanıtılmak.. ya da Ne\v York Times'te aşağıda alıntısı yapılan öv- gü dolu sözcüklerle anılmak kolay birba- şan olmasa gerek. "Şefika Kutluer bütün flütçülere ömek- rir. Izleyiciler teknik mükenımellik karşı- ve daha fazla \ew Vorklu bu etkileyki mü- zisyeni izleme imkânı bulur." Şefika Kutluer'i sadece Amerikalılar de- ğil. dünyanın hertarafında pek çok ulustan müzikseverler. ünlü salonlar ve sanatçılar. orkestralareşliğinde solist olarak dinleme olanağına ka\ uşmuşlar. Onun için en önem- li \c anlamlı konserleri bile sıralamaya kalk- sak gazete sayfalarını doldurmamız gere- • Şefika Kutluer'i sanata ilk çeken olay eski Ankara Konservatuvarf nın büyülü havası. Ona çocukluğunu yaşatmayan bu büyülü hava, sanatta yönlendiren ustalar olmasa belki de sanatı seçmemiş olacağını düşünüyor. Flütün, müziğin büyüsüne kapıldıktan sonra ise hep büyük bir sorumluluk duygusu içinde, çalışmak, daha çok çalışmak, daha ileriye ulaşmak gereğini duymuş. sında çarpıklılar. Tün rengi uzerinde çok hoş bir kontrolü \ar. Artikülas>onu. rremolou sü(MT. Parnıaklan çok iyi. Kısaca. iyiflütçak mak için her şe\,(di>afrânıdanciğerlere,gırt- laktan dudaklara. parmak tekniğinden nıü- zikaliteye) Şefika Kutluer'in kontrolü altın- da bizlerin harika bir müzik dinlemesini sağlıyor. Imarız Şefika Kutluer'in bundan sonraki New-Vbrk resitali çok yakında olur kir. Aynı şekilde bundan sonra yakın günde- mindeki çalışmalart da çok uzun bir liste olus.turu.yor... Türk bestecileri CD'si çıka- cak. Çok yeni. çağdaş bir deneme olan flüt- gitar CD serisi. Amerikan bestecileri seri- si. isviçrelibestecilerserisi. Çin-Türkeser- leri CD"si. Japon-Türk eserleri CD'si ve bunlarla baölantılı ilsili bütün ülkelerde çok sayıda konserler dizisi. llginç olanı bütün bu çalısmalarda Şefi- ka Kutluer'in. aynı zamanda özel hayranı olan turizmci eşinin dı^ında arkasında pek de. hatta hiç kimselerin oimaması. Gerçi bu yıl Cumhurbas,kanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'nü kazanması çok önemli bir moral ve ülke içinden destek olmuş. Ancak dün- yaya açılmaya çalışan bir sanatçının yurt- dışındaki çabalarında çok fazla yalnız kal- dığı. bırakıldığını düşünüyor. edilmiyor' Büyük. anlamlı desteklerden söz etmiyor. Örnegin en son Çin'de Dünya Kadın Kon- feransı'nda verdiöi konser için. elçiliğin "Gitnıe> in. si/e kaîacak otel dahil hiçbir ko- nuda yardım edilemez" türünden çıkışlar- daıı. konser için gerekli teknik malzemenin getirilenıemesi, yollarda kalnıası gibi sorun- larda yardım edilmemesinden söz ediyor. Şefika Kutluer dünyada. hele de klasik müzik sanatında "Türk sanatçısı" olarak var olmanın güçlüklennden söz edildiğin- de. özellikie \e öncelikle "uluslararası, kö- keni olmayan bir sanatçı 0bi" tanıtılmaya direndiğinı \eTürkkımliğıni.ınatlaöneçı- kardığını anlatıyor. Klasik müzikte, flütte önce bir Türk sa- natçısmın ciddiye alınmak istenmediğini. ancak. bütün konserlerinde özellikie Türk bestecilerine. hele de felsefesini de anlata- rak ViıraısEmre'yeyerverdiğinde. saygıtop- iadîginm altmı çıziyor. Şefika Kutluer. uluslararası bir sanatçı- nın kendisi için sanat yapmanın çok ötesin- de ülkesini tanıtmak gibi bir sorumluluk da üstlendiğine inanıyor. Bu sorumluluğun. çalışmalanna ve çabalarına yön \erdiğine nanıvor. Tayfiın Akgüner, görevine iade edildiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Ankara 2. tdare Mahkemesi. Rad- yo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK). TRT Genel Müdürü Ta>- ftın Akgüner ile yönetim kurulu üye- lerinin görevierinin sona erdirilme- sine ilişkin karannın iptali ve yürüt- meyi durdurma istemiyle açılan da- vada "yürürmenin durdurulması"" karannı verdi. Ankara 2. îdare Mahkemesi'nın aldığı "yürütmenin durdurulması" kararı. yalnızca Akgüner'in TRT Genel Müdürlüğü ve Yönetim Ku- rulu Başkanlıgı ile sınırlı tutuldu Mahkeme. "davanınşahsiliğj" ilke- sini göz önüne alarak RTUK'ün. "TRT Yönetim Kurulu üyderTnin görevden alınmasına ilişkin karan- nı ele almadı. Mahkemenin. RTÜK karannın "iptali" istemine ilişkin degerlendirmeyi daha sonra yapa- cağı belirtildi. Ust kurulun, gerekçeli karann ile- tilmesinden sonra. bölge idare mah- kemesine itiraz hakkını kullanaca- ğı bildirildi. Yürütmeyi durdurma karannda, 3984 sayıh Özel Radyo ve Televiz- yon Yasasf nın 33. maddesinin 4. bendindeki ilkeleri ihlal edecek şe- kilde yayın yapan özel radyo ve te- levizyon kuruluşlarının uyarılaca- ğı. ihlalin üzerinden ne kadar süre geçtikten sonra yapılan aynı nite- likli ihlalin "tekrar" konusunda bir düzenleme getirilnıediğine işaret edildi. Kararda şöyle denildi: "Bu hususun yasada düzenlcn- memiş olmasının. üst kurulun yasa- nın amacı doğrultusunda işlem te- sis etmesini engelleme> eceği. esasen u\an\ ı gerektiren ihlaldvn nc kadar süre sonraki ihlalin (tekrar) sa> ıla- cağının.\asa\ı u>gula>an üst kurul- ca u>an yazısında belirrilmek sure- tiyle uygulama yapılnıasının 3984 sayıh > asa ile saâlanmak istenen ama- ca da u\ gun olacağı tartışmasızdır.*' Kararda, TRT'nin uyanldığı tarih- teki genel müdür\e yönetim kuru- lu ile ihlalin tekrarlandığı tarihteki genel müdür ve yönetim kurulunun farklı kişilerden okışabileceğine de dıkkat çekilerek "Böyle bir belirle- me yapılnıaması, kurumun uyanl- dığı tarihtegöre\de bulunmayan ge- nel müdür ve yönetim kurulunun görevierinin düşmesi gibi. \asanin amacını aşan bir sonuç doğurur ki böyle bir sonucun kabulü. hukuken mümkün degildir" dendi. Fiıılaııdiya'ıuıı Noel Babası Türkiye'de Noel Baba, bu yıl Finlandiya Hava Yollan'mn tanıhmı kampanyası çerçevesinde Türkiye'ye geldi. Akmerkez'de dün türk çocuklanyla tanışan Noel Baba. onlara çikolata verdi. şakalaştı. Çocuklann yoğun ilgisiyle karşılaşan Finlandiyaİı Noel Baba. karşılaştığı bir Türk Noel Baba'vla da sohbet etti. O rmanda seçim yaklaştıkça. hep gnıp kendi durumunu be- lirlemeyebaşladı. Eşeklerat- lan destekledikleri için rahattılar. Ayı- la-da anlardan başkasına destek ver- mezdi. Fakat köpeklerin ne yapaca- ğıbilinmiyordu Orman geleneğinde 'kopekler' her zaman iyi koku alma- laıyla ünlüydüler. hatta bu nedenle kimuoyu araştırmalarında anketçi oiîrak iş görürlerdi. Fakat kalabalık br grup olduklan için bu seçimde ns yapacaklan merak uyandınyor- d.' SJS köpekleri üs köpekleri' bu seçimde yerlerini bulamamanın te- ' dirgınliğini yaşıyorlardı. Sos- y<te köpeği 'Koket'; - Aman canım. diyordu. Seçimde km kazanırsa kazansın, biz sosyete k:peklerine ne olur' Hepsi de dönüp dlaşıp sosyeteye gelmeyecek mi? Bz bu ormanın elitiyiz şekerim. Her- k:s neden zengin olmak istiypr? Sos- yieye girrnek için değil mi? İşte sos- yıe biziz. Övle parası olmak yetmez. 'arm'ı olmalı. C'ici köpek 'Pinky' pembe kakül- lerini salladı: - Haklısın Koketciğim. ama eski- nin şatafatlı günlerinin hali de başkay- dı doğrusu. Neydi o 'Papatya dev- ri'nin saşaası 17 Her gün "Tüylerimi- zi bugün nasd taratsak'.""diye düşü- nürdük de kuaförlerimizin başını yer- dık. Nerde o debdebe? Bugünküler Amerikan stiline kaydı. Her şey uy- dur kaydır. Fast food modasına uyu- yorlar. Her şey de öyle cambul cum- bul olur mu şekerim? Her şeyin bir tadı. bir kıvamı var. 'Süs köpekleri' gene de güzel kıs- rakla anbeyinin yanından aynlmaya karar verdiler. Genç oklu kirpi de ki- MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Köpeklerin durumu kanşık... Sanlıkta yüzde 7 artış GÜNDÜZ İMŞİR İstanbul'da ilk ve orta de- receli okullarda görülen sa- rılık vakalannda geçen yı- la oranla yüzde 7'lik bir ar- tış gerçekleşti. Özellikie ve- liler arasında paniğe yol açan hastalığa hijyen ku- rallannın yeteri kadar uy- gulanmamasının yanı sıra yağışlı havalann etken ol- duğu belirtildi. İstanbul tl Sağlık Mü- dürlüğü. sanlıktaki artış ne- deniyle okulları uyararak gerekli önlemlerin alınma- sını istedi. tstanbul'da okullarda gripten sonra sarılık vaka- lannda da 'salgın' olarak nitelenmemesine karşın gö- ze çarpan bir artış gözleni- yor. Uzmanlar. okullarda gö- rülen sarılığın Hepatit-A cinsinin halsizlik, kınklık. bulantı ve kusma ile kendi- ni gösterdigini. ilen safha- larda gözbebeklennde ve deride sararma görülebile- ceğini belirtiyorlar. Cerrahpaşa Tıp Fakülte- si Çocuk Sağlığı ve Hasta- lıklan Anabilim Dah'ndan Doç Dr FügenÇullu, He- patit A'nın su ve alınan gı- da yoluy la bulaştığını belir- terek. şunlan söylüyor: "Hastalığa özellikieokul- lardaki bakımsız ve hijyen şartlan u> gun olmayan tu- valeuer>ol açıyor. N'ıkanma- mış besin ve mevveler de hastalığın olusmasına bir başka etken. Içilen suyun yeteri şekilde klorlanma- mış olması da hastalığa da- vetiye çıkanyor. Sanlığın diğer cinslerine göre Hepa- tit A'nın daha masum ol- duğunu söyleyebiliriz. Has- talık kesin yatak istirahati netkesinde ortalama 3 haf- tada «eçivor.Tabii karaci- ğerde tahribat söz konusu. Ağır vakalarda karaciğe- rin şeker ihti>acı nedeniyle komposto içilmeli. Kan şe- keri belirli aralıkla ölçül- meli. Hatta kimi vakalar- da serum da uygulanabi- lir." İstanbul İl Saglık Müdü- rü Tolga Evren. sarılığın. Hepatit A cinsinin geçen yıla oranla yüzde 7'lik bir artış gösterdigini 1 ocak - 14 Aralık 1995 tanhlen ara- sında 1053 vaka saptadıkla- rını belirterek " \'elîlerden ricamızçocukJannın okul- lara fazla yağtı gıdalar gö- türmelerine izin vermeme- leri Aynca okuldaki temiz- liklerinedikkat etmek'ri ko- nusunda sık sık uyanda bu- lunmalan" dctlı FMV Işık Liseleri'nin 110'uncu yaş güııü İstanbul Haber Servisi - Feyziye Mektepleri \'akfı (FMV> Işık Liseleri'nin 110. kuruluş yılı. bu yıl ilk kez vakfın Ayazağa Kam- pusu'nda kutlanacak. 14 Aralık 1885'te Sela- nik'te dört derslik ve 50 ög- renciyle eğitime başlayan Feyziye Mektepleri Vakfı Okullan, Ayazaga Kampu- su'nda anaokulundan üni- versiteyetüm birimleri içe- ren dev bir egitim kurulu- şuna dönüştü. 1 Eylül 1986'da880öğrenciliilko- kulla eğitime başlayan ye- ni kampus, eklenen ana- okul. ortaokul ve liseyle bu- gün 3113 öğrenciye eğitim verjyor. Öğrenci sayısı. Nişanta- şı Kampusu da eklenince 5 bini geçiyor. 177 öğretme- nin görev yaptığı Ayazağa okullan; derslikleri, işlik- leri. kapalı-açık spor oyun ve yeşil alanları. resim-mü- zik derslikleri \e toplantı salonlanyla 33 bin metreka- relik bir alana yayılmakta. FMV Işık Liseleri'nin 110. kuruluş yılı. bu yıl ilk kez 1986 yılında taşınılan Ayazağa Kampusu'nda kut- lanacak. 17 aralık pazar s>ü- nü 10.30-15.30 saatlen ara- sında yapılacak olan kutla- ma töreninde. geleneksel öğle yemeği ile eski ve ye- ni mezunlann basketbol ma- çı yapılacak. okulun 50.. 40. ve 25. yıl mezunlanna eümüşanı plaketleri verile- cek. Aynca. sergi salonunda, FMVIşıkOkullanUO. Yıl Resim Yanşması'nda ödül alan resimler ve FMV eski Osmanlı şehri Selanik özel kart koieksiyonu ser- gilenecek. milerine göğüs geçirtiyordu. ama oıı- lann sosyeteye bıraz uzak kalmaları araya soğukluk sokuyordu. Çoban köpekleri çok nayv 1 oban köpekleri' epeyce tedir- ( gındiler. Seçim öncesi ol- dukç; 1 '.jvgalı geçmiştı. pek çok TTayvan 1 ısırıp sakatlamışlardı. Şimdi -olmazdı ya- birileri kalkıp "Neden ısırdın? Neden sakat bırak- tın" diye sorabilirdi. Onlarda bu kuş- kulardan kurtulmak istiyorlardı Kıs- rak onlara hiç merak etmemelerini söylüyor. arıbevi de onlara kimsele- rin böyle sorular soramayacaklarını anlatıyordu. Gene de ıçlerıni en ra- hat ettiren Başkurt'tu. Başkurt. böy- le sorular soranın kenıiklerıni para- layacaklannı söylüyordu. Böyle ne- tameli konulara oklu kirpi de jıirmez- di. Güvertin zaten havalarda dolaş- tığı için yeryüziindeki bu tür konu- laronu ilgilendirnıiyordu. Çoban kö- pekleri. durumun böyle olduğunu aıı- lavıiK\ı rahatlıyorlar. '"Busürüeğer biz olmasak kurda kuşa yem olur gi- der" diyorlardı. Kovunlar da bu ka- nıda olduklan için sağdıkları siitle- riııi. yaptıkları peynirleıi analannın ak sütü gibi çoban köpeklerine helal ediyorlardı. Eğitilmiş kopekler ğitilmiş kopekler' çeşıtli okullara gidip çeşitli konıı- larda uzmanlaşmışlardı. Bu kopekler, ormanın her yerinde işe v a- rıyor. sahiplerine çok kalifiye hiz- metler veriyorlardı. Rahatlan çok ye- riııdeydi. çoğunun aldığı ücret bile do- larla hesap edilıyordu. Yedikleri ön- lerinde. yenıedikleri artlarındaydı. Sık sık ormanın dışına geziye gidi- yorlar. başka onnanlann köpekleriy- İe buluşup. görüş alışverışinde bulu- nuyorlardı. Sahiplennin ne demek istediğini şıp diye anlayan 'eğitilmiş köpekler" sa- hiplerinın yerine havlıyor ya da sa- hiplennin hoşlanmadığı hayvanları ısırıyorlardı. Onun için de bu •eğitil- miş köpeklerden'çok korkuluyordu Kimi zaman 'eğitilmiş köpek' satup değiştiriyor. bu kere de daha önce hizmet ettiği sahibinin köpeklerine havlıyor, onları ısırıyordu. Bu 'pro- fesyonel köpekler' omıanda yeni bir türdü. Eskiden köpek diye bılinenler kendi içgüdüleriyle hareket ettiği hal- de. bu köpcklerde içgüdi'ınün yerını 'vağlı kemik motivasvonu' almıştı İçgüdü yerine 'yağlı kemik güdüsü' konduğu için bu köpekleri her isie kul- lanmak olanağı vardı. Onlarda ken- dileri hakkında böyle düşünüldüğü- nü biliyor. ama hiç aldırmıyorlardı. onlara göre içgüdüleriyle hareket et- mek. modas; geçmiş bir davranıştı. Artık köpeklerin hareketi de eğitim- le kazanılmış şartlı reflekslerden oluş- malıydı. Bu konuda belli birnokta- ya gelenlere 'Vuppi Dog' deniyordu ki en makbulleri bunlardı. Sokak köpekleri B unlar kendi başına buyruk. ba- ğımsız köpeklerdi. Kendi yi- veceklerini kendileri bulurlar. kasaba minnet etmezlerdi. 'Sokak köpekleri' bu seçimi hiç önemsemi- yor. 'kendi aralannda yapılan vağlı kemik yanşı' dıve kiiçümsüyorlardı. Zaman zaman küçük gruplar kursa- lar da genelde kendi başlarına yaşa- yan köpeklerdi. Kuyruklannı dik tut- maya çok önem verirlerdi. "Biz so- kak köpekleri. ne önümüze tabak ne de boy numuza tasma tsteriz" derler- di. Aslına bakarsanız. bütün köpek gruplan 'sokak köpekleri'ni önemse- miyormuş gibi yapar. ama içlerinden de onlara gıpta ederlerdi Durumun- dan memnun olmayan 'süs köpekle- ri' de sahibinden bıkan 'çoban köpek- leri' de"Başımı alıp gkfcjim, sokak kö- peği olayım" diye içinden geçirdiği halde sokak köpeği olmak kolay ol- madığından. zoru görünce gene boy- nunu kısıp eski yerine dönerdi. So- kak köpekleri 'eğitilmiş köpekler'e de kızar. onları 'köpek neslinin mu- tasyona uğramış yüzkaralan' olarak nitelerlerdi. 'Sokak köpekleri' kanş- tıkları kav gaların kendi kavgaları ol- ınasına önem verir. başları adına ka\ - gaya kanşmaktan uzak dururlardı. Bu seçimde de köpeklerin durumu hayli karışıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle