Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15ARALIK1995CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Batı'nın Türkiye üzerinde baskılannı yoğunlaştırmasına kaçınılmaz gözüyle bakılıyor
Baskı dönemi yeııi başhyorAvrupa Birliği'nden sonra A\Tupa
Parlamentosu da genel merkezi
Strasbourg'daki oturumunda,
Türkiye'nin 1 Ocak 1996'dan
itibaren GB'ye 'ekonomik ve
siyasi baskı' olanaklannı muhafaza ederek evet dedi.
9E ctaıit liııicı
Avrupa Birliği ve ABD,
Türkiye'nin gümrük birliğine
girmesine değin Ankara'nın
yumuşak karnı 'Kıbns ve Kürtler'
konusunda eleştiri dozunu ise
yükseltmemeye özen gösterdi.
I t E l a i l K l l i l l t !
Türkiye'ye GB vizesinin çıkması
ile birlikte, ABD ve AB'nin. gerek
Kıbrıs gerekse Kürt gruplan ile
Ankara arasında diyalog için
ımm Türkiye üzerindeki baskılannı
yoğunlaştırmasına kaçınılmaz gözüyle bakılıyor.
ss
LALE SARIİBRAHtMOĞLU
STRASBOLRG - A\rupa Birliğı'nin
(AB) ardından A\ rupa Parlamentosu da
(AP) Türkiye'nin 1 Ocak 1996'dan itiba-
ren gümrük birliğine geçişini. "ekono-
mik ve siyasi baskı" araçlannı koruyarak
kabul etti. AB \e ABD'nin. Türkiye'nin
yumuşak karnı olan "Kıbns ve Kürtler"
konusunda "gümrük birliğine gecene ka-
dar" ölçülü tutmaya özen gösterdiği
eleştiri dozu ve müdahale girişımlerinin
artacağının açık işaretleri. AP'nin önce-
kı günkü oturumunda verildi. AB'nin
yasama organı olan AP'nin. Kıbns'ıniş-
jşal altında olduğu savunulan oturumun-
da aldığı kararda. Türkiye ile terörörgü-
tü PKK aynı kefeye konurken Kürtler
ıçin Lozan Antlaşması'na aykın olarak
""aHnlık" ıfadesi kullanıldı. AP Başkanı
Klaus Hansch. "Beklentimiz. Türki-
ye'nin, ılımu Kürt gruplanvla masa\ı
oturmasıdır" diyerek Ankara üzerinde-
ki baskıyı hangi yönde kullanacaklannın
ışaretini verdi. AP'de hazırlanan dosya-
da, Türkiye'nin gümrük birliğine kabu-
lüyle "Avnıpa'da işsiztigin azalacağı ve
AB üyesi ülkelerin ihracatlannın ilk 5 yü-
da 2 kat artacağına" dıkkat çekıldi.
AB, Türkiye ile 6 martta gerçekleştir-
digi Ortaklık Konseyi toplantısı sonun-
da, Kibns'ta tek muhatap kabul ettiği
Rum yönetimiyle tam üyelik görüşme-
lerinin başlaması için verdiği takvıme
itiraz edilmemesi karşılıgında, Türkiye
ile gümrük birliğine "evet"dedi. Maast-
richt Anlaşması'yla yetkileri artan birli-
ğin yasama organı AP de öncekı gün
yaptığı toplantı sonunda, Türkiye ile AB
arasındakı gümrük duvarlannın 1 Ocak
1996'dan itibaren kaldırılmasına ılişkın
karannı, "ekonomik ve siyasi baskı araç-
lannı" muhafaza ederek kabul etti. Tür-
kiye, Brüksel ve Strasbourg'dan aldığı
"koşulhı vize" karşılığında. Ankara An-
laşması ile 32 yıl önce temelini attığı or-
taklık uyannca Türk işçilerinin serbest
dolaşımı gibı önemli haklan elde edeme-
mesine karşın, gümrük birliği karannı,
vermek zorunda bırakıldığı ödünlerle 1
ocakta yürürlüğe koymaya hazırlanıyor.
Türkiye ve AB arasında 1963 yılında ya-
pılan Ortaklık Anlaşmasf nda öngörü-
len Ankara'nın tam üyeliğı yolundaki
son hedefin uygulanması ise geleceğe
bırakildı.
Türkiye. 1 ocaktan itibaren 5 yıl sürey-
le AB'den alacağı yaklaşık 350 milyon
ECU'luk (Avrupa para birimi - 1 ECU
1.23 dolar ediyor) yardımı. Strasbourg
oturumunda oyçokİuğuyla kabul ettiği
karar çerçevesinde. "azınlık haklanna
ve demokratik ilkelere" ne kadar uydu-
ğu konusunda. AB'nin AP'ye heryıl su-
nacağı yıllık raporlara bağlı olarak ala-
bilecek. ABD ve AB. Türkiye'nin güm-
rük birliğine girmesine değin Kıbns ve
Kürtler konusunda "firtına öncesi sessiz-
lik" politikası izlemeye özen gösterdi.
Türkiye'ye gümrük birliği vizesinin çık-
ması ile birlikte, ABD ve AB'nin gerek
Kıbns gerekse "ılımlı Kürt gruplan"
olarak adlandırdığı Kürt örgütleri ile An-
kara arasında diyalog kurulması için
Türkiye üzerindeki baskıiannı yoğun-
laştırmasına kaçınılmaz gözüyle bakılı-
yor. Avrupa Parlamentosu, Kıbns'takı
Türk askennın varlığı ıçin "işgal" nıte-
lemesını kullanarak Türkiye'yı Birleş-
miş Milletler kararlanna u> mava çağınr-
ken Rum yönetımini ifade eden "Kıbns
hükümeti"adlandırmasını da Strasbourg
oturumunda oyçokİuğuyla metne geçirt-
meyi başardı. Böylece Türkiye ve AB
arasında "taraflann, birbirlerine poliri-
kalannı dayatmaya çalışacaklan" sancı-
lı bir döneme gınliyor.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Klaus
Cümrük Birliği için farklı gorusler
Hükümet muthı,
muhalefet kızgın
•• Haber Merkezi -Türki-
ye'nin gümrük birliğine ka-
bulüyle ilgili olarak siyasi
partilerin yönetıcı ve temsil-
cılennın olumlu olumsuz
eleştırilen suruyor. Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel.
gümrük birlığinın siyasi bir
iktidar olayı değil. devlet ola-
yı olduğunu vurgulayarak
"Gümrük birtiğine girineeye
kadar. Türkçede bir tabir
vardır, göbeğimiz çatladı" de-
di.
Cumhurbaşkanı Demirel,
dün Çankaya Köşkü'ndeyo-
gun bir kabul programı ger-
çekleştırdi. Demirel. Ankara
Sanayı Odası (ASO) yönetı-
cılerinı kabulünde. gümrük
birliğine değınerek "Türki-
ve'nin Avrupa Birliği'ne gir-
tnesinin bugün ne derlerse de-
.sinler. Türkiye'ye nasd bakar-
larsa baksınlar. kaçınılmaz ol-
duğunu" söyledi. Demirel,
'gümrük birliğinden doğacak
sakıncalar olacağını belirte-
• Cumhurbaşkanı
Demirel, "Gümrük
birliğine girineeye
kadar. Türkçede bir
tabir vardır,
göbeğimiz çatladı.
Daha ikinci gün
bunu küçültmeye
kalkmaym. Önemli,
tarihi bir olaydır. Bu
rüzgânn dışında
kalınmaması lazım.
Türk halkının,
devletinin,
milletinın
yarannadır" dedi.
rek "Türkiye. derin denize at-
lamıştır. Bu hem cesaret işidir
hem de Türkiye'nin ileri Ba-
tı medeniyetlerinin seviyesine
ulaşma iddiasının sonucudur.
'Bız yapamayız" diyemezdik.
Bu sancılar. ekonomiyi büyük
sıkıntıy a sokmadan aşılacak-
tır" dedi. Demirel. Türki-
ye'nin Avrupa'nın ıçıne al-
may a hazırlandığı pek çok ül-
keden demokratik ve ekono-
mik bakımdan daha ıleride
Olduğunu vurguladı.
Gazetecılenn sorulannı
vanıtlayan Demirel. gümrük
birlığinin bir siyasi iktıdar
olayı değil. devlet olayı oldu-
ğunu \urgulayarak şöyle ko-
nuştu:
• "Bundansonra getecekhu-
kümetler o istikamette gider
tni gitmez mi meselesinde de
tnilletin çoğunluğu. bu kadar
sene bu işe angaje olduğuna
göre. bugün başka türlü dü-
şünmek de o kadar kolay de-
ğB." Demirel, gümrük birliği-
ne ginşın mali alt yapısının
yeterince hazırlanmadığı sav-
lannm anımsatılması üzen-
ne. "Gümrük birliğine girin-
eeye kadar, Türkçede bir ta-
bir vardır. göbe&imi/ çatladı.
Daha ikinci gün bunu küçült-
meye kalkmaym. Önemli, ta-
rihi bir olaydır. Bu rüzgânn
dışında kalınmaması lazım.
Türk halkının, devletinin,
miDetinin yarannadır" dedi.
SHP'nın son genel başka-
nı, CHP Samsun mılletvekılı
adayı Murat Karayalçın,
Samsun 19 Mayıs Gazetecı-
ler Cemiyeti'nde, Türki-
ye'nin gümrük birliği üyeligı
konusunda düzenlediği basın
toplantısmda, 6 martta yapı-
lan anlaşmada kendısının de
imzasının bulundugunu ve bu
nedenle sevıncini dile getir-
mek ihtıyacını duyduğunu
bildırdi.
Karayalçın, çağdaş dünya
ile bütünleşmekten rahatsız-
lık duyanlann, dogrudan kar-
şı çıkmak yerine dolaylı kav-
ramlarla bu gelişmelerden
hoşnut olmadıklannı ifade et-
meye çalıştıklannı söyledi.
Gümrük birliğinin birinci
aşama, tam üyeliğin de ikin-
ci aşama olduğuna ışaret e-
den Karayalçın, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Süanblar
olacaktır. Bu stkıntılan, daha
çok devletin kaynaklanyla
besJenen işletmeler yaşaya-
caknr. Türkiye, Dünya 1. Li-
gi'nde oynayacaktır. Gümrük
birligi, türkiyeyi çagdaşlaf-
tırmak isteyenlerin zaferidir.
Emeği geçenlerden vefat
edenlere rahmet. yaşayanlara
da şükran borçluy uz."
Eski CHP Geriel Başkanı
HikmetÇetinde yaptığı açık-
lamada. Türkiye'nin gümrük
birliğine girmesinin eleştiri-
lecek hiçbir yan bulunmadı-
gını belirterek "Türkiye,çağ-
daş değerler açısından birin-
ci lige yükselmistir" dedi.
Pferinçek: Hizmetçüik
Işçı Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek de dün parti-
sinin Kocaelı mitinginde yap-
tığı konuşmada. Türkiye'nin
gümrük birlığine Avrupa'nın
hizmetçisi olarak girdiğinı,
onlann kölesi olacağını öne
sürerek "Türkiye, Avru-
pa'nın Kunta Kintesi olacak-
nr" dedi "Avrupa Gümrük
Birliği. insammızı sokağa ata-
cak, işsiz bırakacak" diyen
Pennçek, Türkiye'nin güm-
rük birliğine aslında 1920 yı-
lında girdığini vurgulayarak.
"O zamanlar ülkemiz işgal
edUmişti. Ankara'yı da aisa-
lar tam girecektik" dedi.
ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı ŞadanTuzcu GB'den
sonra AB'ye ginleceğinin
söylenmesine rağmen. Avru-
pa Parlamentosu'nun dünkü
kararlannda bu konuda yeşil
ışık görülmediğıni iddia etti.
Tuzcu. AP'nin aldığı kararla
Ada'dakı Türk askerlerini 'iş-
galci' durumuna düşüreceği-
ni söyledi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Hansch. 2 saatlik tartışmalı Strasbourg
oturumundan sonra Cumhuriyefe yap-
tığı açıklamada. "Biz, PKK'yi kımyoruz.
Ama beklentimiz, Türkiye'nin, ılımlı
Kürt gruplarıy la Türkiye'nin toprak bü-
tünlüğüçerçevesinde diyalog yollannıaç-
masHJır" dıyerek Ankara üzerindeki bas-
kıyı ne yönde kullanacaklannı ifade et-
ti. 626 uyeli Avrupa Parlamentosu'nda
217 milletvekili ile temsil edilen sosya-
list grubun lideri PaulineGreen ise Stras-
bourg oturumunda yaptığı konuşmada,
Türkiye'nın gümrük birliği için yaptığı
lobi faaliyetlennı "Bazen istismar edici
boyutlara ulaştı~sözleriyle sert bir dille
eleştırırken tsrail Baş.bakanı'nın dahi
Türkiye'nin gümrük birliğine girmesi
için mektup yazdığını dile getirdi.
Hansch. AB'nin ve uluslararası toplu-
luğunun. Kıbns'ta devlet olarak yalnız-
ca Kıbns Cumhunyetı adına Rum yöne-
timini tanıdığını anımsattı.
Hansch, tanımadıklan
KKTC'yi. yalnızca, tek bir
devlet çatısı altında. Kıb-
rıs'ın bir parçası olarak
"üyeliğe kabul edeceklerini"
de vuruuladı.
ABnin 13 Aralık 1995 ta-
nhinde hazırladığı Türkıye-
AB gümrük birliği dosya-
sında, GB'nin Avrupa fir-
malarının da yaranna olaca-
gı \ urgulanarak "GB, A\TU-
pa Biıiiği'nde işsizliğin azal-
tılması y önünde kayda değer
\e kalıcı etkiler bırakacak"
ifadesine yer verildı.
GB'nin. 1 ocakta yürürlü-
ğe gırmesiyle taraflar ara-
sında gümrük tarifeleri. ba-
zı sektörlerde aşamalı olmak
üzere sıfırlanacak. Türkiye,
AB ile mevzuatını uyumlaş-
tırma çerçevesinde, birliğin
devlet olarak tek muhatap
saydığı Rum yönetimı ilede
5 yıllık süre içerisinde bir
tercihlı tıcaret anlaşması
yapmakla yükümlü olacak.
AB'nin hazırladığı gümrük
birligi dosyasında, Türki-
ye'de gümrük tarifelerinin
ve ticaret önündeki tarife dı-
şı engellenn kaldırılmasıyla
Avrupa firmalanna yeni pa-
zarların açılacağına dikkat
çekildi. AP'nin Sivil Özgür-
lükler Komısyonu Raportö-
rü Martin Schultz. önceki
gün Türkıye ile GB'nin oy-
landıgı Strasbourg oturu-
munda yaptığı konuşmada,
GB sonucu Türkiye'deki kü-
çük ve orta ölçekli işletme-
lerin rekabet edemeyerek
kapanmasının kaçınılmaz
olduğuna dikkat çekti.
AVRUPA BASINI, TÜRKİ\E^NİN GB^YE KABUL EDİLMESİNE GE^İŞ YER VERDİ:
Türkiye sabırlı olmalıHaber Merkezi - Türkiye'nin gümrük birliğine
girişi dış basında geniş yeraldı. Avrupa Parlamen-
tosu'nun Türkiye'nin gümrük birliğine girmesini
onaylaması, Avrupa'da yayımlanan siyasi ve gün-
lük gazetelerde birinci sayfadan duyuruldu.
zetelennden biri olan SüddeutscheZeitung, "Tür-
kiye içinyapıcışoklar" başlığı ile yayımladığı yo-
rumda şu görüşlere yer v erdi: "Strasbourg'da mil-
lervekilleri. doğru ve alallı bir karar verdiler. Doğ-
ru, çünkü siyasi ve ekonomik koşullar, bu anlaşma-
nın gerekliliğini gösteriyor. Akılh, çünkü Avrupa ve
Türkiye'nin birbirine ihtiyacı var. Türkiye ise ce-
saredi ve sabırlı olmalı. Çünkü gümrük birliğine gi-
ren Türkiye, ekonomik tavizler vermek zorunda
kalacak."'
Frankfurter Rundschau ise
Bnıultül 'Yanhş zamanlama' başlıöını kul-
BmnnauiB l a n d l v ç - A v T u p a ı , pariamenterie-
rin tüm ihtaıianna rağmen. Türkiye'de insan hak-
lanna sav gı gösterileceği görülmüyor. tşkence, san-
sür ve iç savaş devam edecek. Türldye'deki seçim-
lerden sonra oylama yapılmahydT şeklınde yo-
rumda bulundu.
Federal hükümete yakınlıgıyla tanınan Dıe
Welt'in WUhelmHadlerimzalı yorumunda. "Tür-
kiye'nin gümrük birliğine girmesini onaylay an Av-
rupa Parlamentosu nıillenckillcri aksi takdirde
Türkiye'nin Avrupa"dan uzaklaşacağı görüşündey-
dfler" görüşüne dikkat çekıldi.
Hollanda'nın önde gelen gazetelennden Vblksk-
rant. Türkiye'nin gümrük birliği üyeliğiyle ilgili
yayımladığı haberde. bazı sıyasetçilerin görüşüne
yer verdi. Birçokparlamenterin, Türkiye'nin güm-
rük birliğine girmesine endişe ile baktığı belirtı-
len haberde. Sosyalist Dankert'ın "Karşı oy kul-
lansak, yann Türkiye'de neier olabileceğini tahmin
etmek iyice güçleşecek. Olumlu oy kullanmamız
belkideyanlışyorumlanacak" şeklinde görüşlen-
ne yer venldi Türkiye'nin gümrük birliğine gir-
mesi için oy kullandığını söyleyen Dankert. "Tür-
kiye'ye veıilen para yardımı göstermelik Aslında
bu sayede her yil insan haklan konusunu daha ya-
kından inceleme nrsatı bulacağu*1
şeklinde konuş-
tu.
Fransa basınında da Türki-
ye'nin gümrük birliğine gırişine
'"" "' ' " geniş yer verıldı. Ülkenin tanın-
mış 'Liberation' gazetesinin bugünkü sayisinda
"On beş Avrupalı Türkiye'ye aralannda küçük bir
yerayırdTgörüşünü dile getirdi. DNAgazetesi ise
"Avnıpa'nın birkaç gün sonra seçimlere gidecek
Türkiy e'y i reddetmesinin dünkü oy lamada söz ko-
nusu olmadığını" belirterek olayı. "Tansu Çiller'in
zaferi" olarak yorumladı.
HNANCIALHMES
rarlanacağı öne sürülüyor. Aynı yazıda. Türki-
ye'nin AB ülkelerinden ıthalatta uyguladığı orta-
lama yüzde I4'lük korumanın kalkmasıyla Avru-
pa'dan Türkiye'ye ithalatın artacağı. ancak bunun
rekabeti de berabennde getireceği belirtiliyor.
FinancıalTimes'taJohnBanıhamveCarolineSo-
uthey ımzalarıyla çıkan yazıda. anlaşmanın 343
evetoyuyla kabul edilmesı AP'deki bir önceki haf-
taya göre keskın bir görüş değişikligı olarak yo-
rumlanırken. önceki günlerde parlamenterlerin
Türkiye'de insan haklan ve demokrasi konulannı
ılen sürerek anlaşmayı erteleyebilecekleri tehdı-
dınde bulunduğu hatırlatıldı Anlaşma sonrasında
Türkiye'nin bütünleşmiş Avrupa pazannın parça-
sı olacağı belirtilen yazıda. AB'nin bir süre önce
Türk ihracatçılanna kapılannı açtığı hatırlatılarak,
anlaşmadan Av rupalı ihracatçılann daha fazla ya-
zetesı ise, Başbakan Tansu Çiller'in anlaşmayı tam
üyelik yönünde bir adım olarak nitelendırdirdiği-
ni yazdı. The Daily Telegraph gazetesinde çıkan
yazıda Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan'ın
iktidara gelmesı durumunda anlaşmayı tanımaya-
cağına ilışkin sözlenne yer verildi. Yazıda. anlaş-
manın. AB'nın Türkıye'ye ıhracatını 5 yıl içinde
ikıye katlayacağına. Türkiye ye yabancı yatınm-
lann artmasını sağlayacağına dikkat çekildi. Tür-
kiye ile AB arasında önceki gün imzalanan güm-
rük birliği anlaşması. Yunanistan'da farklı tepki-
lerle karşılandı. Muhalefet partılen ve muhalefet
yanlısı basın, anlaşmanın ımzalanmasından iktidar
partisi PASOK'u sorumlu tutarken iktidar partisi
ve iktidar yanlısı basın. bu konuda Avrupa'yı ikı-
yüzlülükle suçluyor.
Elefterotipia gazetesi, "Avru-
pa Partamentosu'ndan Türki-
ye'ye bahşiş", Elefteros Tıpos ga-
zetesi. "Türkiye, PASOK'un pa-
saportuileAvrupa'da", Avrianı gazetesi. "İkiyüz-
hılük. sonunda Türkiye Avrupa'ya girdi", Etnos
gazetesi, "FesnihayetStrasbourg'a kadar uzandT,
Apoyevmatini gazetesi. "Mücadek vermeden ye-
nildik", Avgi gazetesi. "İnsan haklan beklesin",
NİKİ gazetesi. "Strasbourg,ÇiUer'in yolunu hanr-
ladı, gümrük birligi için açık çek" gıbi başlıklarla
değerlendırdıler.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Beşikçi'nin Mektubu...
Düşüncelerinden dolayı yaklaşık 100 yıla mahkûm
bir tutukludan.. SBF'den sınıf arkadaşım olan isma-
il Beşikçi den, eklerıyle birlikte 25 daktilo sayfası tu-
tan bir mektup aldım... Hem de dar aralıklaria yazıl-
mış.
Bir kızgınlık patlaması olduğu belli.
Hakaret ve suçlama dolu.
Bir aydının -ve olaya onun gibi bakanlann- dramı-
nı çok iyi yansıtan bir mektup. Yerım elverse tümünü
yaytmlamak ısterdim... Insanlar doğrularla yanlışların
nasıl bu ölçüde ıç içe gırebileceğini görsünler ve üze-
rinde düşünsünler dıye.
Ve de "düşünen bir kafa "nın dört duvar arasına sı-
kıştırılmasının ıstırabını ve yanlışlığını yüreklerinde
duysunlardıye!..
• • •
Sevgili Beşikçi. "Kürtsorunu"konusundakendisin-
den farklı düşünen herkese kızgın... Yaşar Kemal ile
Leyla Zana arasında yaptığım ayrımdan özellıkle ra-
hatsız olduğu anlaşılıyor. Benım şu satırlarımı, mek-
tubunun gırişine almış:
"Yaşar Kemal Kurttur. ama Kurtçü değildir! Birçok
Kürt ya da Turk aydını gıbi devietle sorunu vardır; a-
ma bölücü değildir!"
Beşıkçi'ye göre;
"Kürt" ve "Kurtçü" ayrımı bir devlet söylemidir. (Oy-
sa Kürt-Kürtçü ve dindar-dinci ayrımını ilk yapan kışi
llhan Selçuk'tur.) Kımın Kurtçü olduğu bellı değildir
ama, Türkçüler ve ne yaptıkları ortadadır. Güneydo-
ğu'da dağlara taşlara "Ne Mutlu Türküm Dıyene" ya
da "Türk Öğün, Çalış, Güven" yazanlar onlardır. Ku-
zey Irak'ta Kürt çocuklanna okuma yazma öğretir-
ken, tahtaya "Ne Mutlu Türküm Dıyene" yazanlar on-
lardır.
Beşikçi'ye göre;
"Kemalıst ideoloji, Kürtler açısından ırkçı ve sö-
murgecı bir içerığe sahıptır. Güney Afrika 'da bir za-
manlar yaşanan ırkçılıktan çok daha barbardır. Güney
Afrika 'da ırkçı beyazyönetim yerlilere şöyle söyluyor-
du: 'Siz bize benzemıyorsunuz. Siz bizlerden ayrı yer-
lerde, ayrı mahallelerde oturun. Otellerıniz, parkları-
nız, lokantalarınız, okullarınız ayrı olmalı'. Türkiye ise
Kürtlere şöyle söyluyor: 'Sen benimle birlikte ve ba-
na benzeyerek yaşamaya zorunlusun. Kendı dilini,
değerlerıniunutacaksın'f...,) 12Eylulrejıminde, Diyar-
bakırzindanlannda, Kemalıst ılkeler insanlık dışı bas-
kı ve zulmün, işkencenin bir aracı olarak kullanılıyor-
du."
Ve sıra gelıyor. beni "kışisel olarak" suçlamaya:
"... Sizı eleştırenlerin çeşıtli cezaiyaptınmlarla kar-
şı karşıya kalmalan durumunda, duyarsız olduğunu-
zu da bıhyoruz... Yazarların ağırhapıs cezalanyla, ağır
para cezalanyla bunaltılmalan konulannda tek birsa-
tır bile yazmadınız... Kürtler ıçin zaman zaman dile ge-
tirilen küçücük lyıleştırme pro/elerine bile şiddetle
karşı çıkıyorsunuz. 'Kurtçü televızyon olmaz', 'Kürt-
çe eğitim olmaz' diyorsunuz... Zaman zaman devlet
terörünüalkışladığmızdaoluyor... Siz, dünyadabıreşi
daha bulunmayan ırkçı ve sömürgeci bir sistemi, ile-
ricilık, solculuk olarak savunuyorsunuz... 'Kürt asıllı
Türk','Kürt asıllı Arap', 'Kürt asıllı Fars' kavramlan hiç
yerinde değildir..."
• • •
Bir... Beşikçi. Atatürk'ün "Tüni("derken, butoprak-
lar üzerinde yaşayan herkesin ortak bir "üst kimliği"ni
kastettiğini, bir ırkı ya da etnik kesimı kastetmedigini
bilmiyor ya da anlamak ıstemiyor.
Uluslaşamadan çağdaşlaşılamayacağını.. Ata-
türk'ün -bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar ara-
sında bir "biz" duygusu yaratmaya çalışırken- ulus an-
layışını, bin yıllık bir "kültur bireşımi" üzerine oturttu-
ğunu.. Kürt, Türk, Boşnak, Çerkez, Arnavut vb., Ana-
dolu'da var olan 24 etnık kökenın, bırer "alt kimlik" ola-
rak varlığını sürdürmesinın bununla çatışmasının zo-
runlu olmadığını göremıyor...
Daha bir yıl önce. Le Monde gazetesinin.. Kema-
lizmın, bir etnik kesımin diğer etnık kesimler üzerin-
deki baskısı olmadığını, "demokratik birbütünleşme
ideali"n\ yansıttığını savunan başyazısını unutuyor.
Kendi düşüncelerine çok uygun bir "Yugoslav mo-
de//"nın, yıkılırken arkasında nasıl bir "insanlık enka-
zı" bıraktığını unutuyor.
Türkiye Kürtlerinın. komşu ülkelerin hepsinden da-
ha demokratik bir ortamda yaşamalanna karşın.. "ef-
nik terör"ün niçın onlarda değil de bızde ortaya çıktı-
ğı gerçeğine, sorunun dış boyutlarına gözlerıni kapı-
yor...
Iki... Beşikçi, 12 Eylül'ün Güneydoğu'dakı uygula-
malarını eleştirirken haklı. Kuzey Irak'taki Kürt çocu-
ğuna "Ne mutlu Türküm" dıye okuma yazma öğretil-
mesini eleştirirken haklı. Hatta devletin bugunkü ba-
zı uygulamalarını eleştirirken de haklı.
Arnabunları Kemalızm sanması yanlış... 12 Eylül'ün
-Kemalistler dahıl- bütün solu ezip geçtiğını, Ata-
türk'ün hemen tüm kurumlarını kapattığını. "Türk-is-
lam sentezı"nı resmı ideoloji yaptığım. devlet bürok-
rasısinde bile Kemalıstlerin dışlandığını görmek ıste-
memesi yanlış...
Bugün Türkiye'deki demokratıkleşmenın, toplum-
sal banşınveGüneydoğu'daki ınsanların çok daha ın-
sancıl koşullarda yaşamasınm önündeki en büyük en-
gelin.. PKK olduğu gerçeğine sırt çevirmesi yanlış!..
• • •
Gelelim sevgih Beşikçi'nin hakkımdakı suçlamala-
nna...
Ne -iki buçuk yılda dokuz baskı yapmış olan- "Ata-
türk'e Saldırmanın Dayanılmaz Hafıflığı" başlıklı kita-
bımın, "GüneydoğuSorunu" bölümunü okumuş.. ne
de Beşikçi'nin, Gerger'ın, Alınak'ın. Başkaya'nın -
katılmadığım düşüncelerinden dolayı- mahkûm ol-
malarındakı yanlışlığı vurgulayan çeşıtli yazılarımı.
Bana bu konuda teşekkür mektubu yazan Sayın Alı-
nak'ı da, herhalde "resmı ideoloji" yanlısı bir Kema-
list falan sayıyor olmalı.
Devletin değil ama, özel kışılenn "Kürtçe TV ve eği-
tim" yapmalan yolunun açılmasını yıllardır savundu-
ğumu ise hiç bilmiyor!..
• • •
Beşikçi'nin mektubuna üzüldüm... Ama mektubu
sabırla okuyup bıtirdığimde, devlete de müthış bir öf-
ke duydum.
Çok değer verdiğım nıtelıklere sahip olan bir insanı,
bu hale soktuğu ıçin!..
İÜTEMİZÜĞE
UPURGITSIN! PARTİSİ
1983 GUN KALDI