Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15ARALIK1995CUMA
14 KULTUR
Cannes '95'ten ödül getirmiş Carrington, olanaksız aşk çeşitlemesi, İstanbul festivalinden önce sinemalarda:
1920lerin sanatçı liippi çiftnm melodrann
Carnngton dendı mı.
Thatcher donemının başla-
nnda lngılız dış polıtıkasını
yonlendırmıj. bakanlık yap-
mış sonradan NATO Genel
Sekreterlığı gorevını de
1980 lıvıllannıkıncıyansın-
da ustlenmjş çağdaş lngılız
sıyaset adamı, a^ker kokenh.
muhafazakâr Lord Camng-
ton aklıma gelırdı benım şım-
dıye kadar Son a) larda sev-
retrnek bahtına erdığım ger-
çekten ınsanın ıçıne ışleyen
en guzel fılmierden bın dıye-
bıleceğım bugün istanbul da
vızyonagıren. lngılızyapımı,
nefıs bır sinema şolenını \e
kolay kola\ unutulmaz bır
Emma Thorapson un başa-
nyla canlandırdıgı, nonkon-
formist kahramanı. ressam
DoraCarrington uhatırlaya-
cagım artık bundan boyle,
Christopher Hampton'un
baştan sona ıncelıklı, ozenlı
ve hanka bu ılk yonetmenhk
denemesını gordukten sonra
tngiliz sinemasının vüzakı
Son donemde kuşkusuz ln-
gılız sinemasının yuzakı ya-
pıtlarından savacağımız bır
haylı ses getırdığı bu yılın
Cannes Festıvalı'ndejun özel
odulunü alan \e >azar L>tton
Strachey rolundekı Jonathan
Prvce'a en ıyı erkek oyuncu
odulunu getıren "Carring-
ton" fılmı 1915-32 arasinda.
yuzyılımızı dennlemesıne et-
kılemiş >azar çızer. duşünur,
eleştırrren \e entelektüeller-
den olu$an unlu Bloomsbury
grubunun Ingılteresı fonun-
da, ressam Dora Carrıng-
ton'la (Emma Thompson)
kuşağının keskın ve etkılı ka-
lemlerınden yazar Lyfton
Strachey (Jonathan Pryce)
arasında yıllarca surmuş, ay-
kın bır ılışkıyı anlatı>or Bır-
bırlen ıçın yanıp tutuşan bu
marjınal çıftı onune katıp gö-
tûren ferman dınlemez, smır
tanımaz bır gonul bağı, ıhtı-
rasla ortulu, ateşlı. alevlı, ger-
çek ve trajık bır ılışkı bu Ve
de son derece platonık
bk \ önetmenlik denemesi
MkhaelHolroyd'un Lytton
Strachey hakkında yazdıgı.
tanmmış bıyografık kıtabın-
dan yola çıkan yonetmen-»e-
narıst Chnstopher Hampton.
son yıllarda E.M. Forster ro-
manlanndan uyarlanan "Sı-
cak ve Toz", "Manzaralı
Oda", "Maurice", "Hmvards
End", "Gunlerden Kalan"
vb gıbı mukemmel James
Ivory yapıtlan, yoğun duygu-
sal "Shadovvlands" melodra-
mı ya da T.S EBot un. aıle ve
çevre baskısıyla akıl hastaha-
nesıne kapıtılmasına goz
yumdugu. Bloomsbury gru-
bunun kuruculanndan, Virgi-
nia WDOIFun ödünu lastık bır
bıçakla patlatacak denlı pata-
vatsız denge^ız Mvrı dıllı
sevgılı kansı YTv(ian)"ın do-
kunaklı hıkâyesını aktaran
\\Tllem Dafoe' un T S Elıot u
çoğu şıınnın esın pensı karı-
sınıysa Miranda Richard-
son'un oynadığı "Tom ve
Vh" gıbı ılgınç fılmlenn ba-
şan kazanması sayesınde.
1970 lerde yazdığı ne var kı
uzun yıllardan ben çekmece-
de tozlanmava terk edılmii) bu
eskı tasansını gerçekleştıre-
bılme fın>atını bulabılmış üs-
telık ılk kez deneyeceğı vo-
netmenlığını de ustlenerek
Tıyatro. televızyon \e se-
naryo yazarlığından gelme
ozellıkle Oscar kazandığı.
Stephen Frears'e yazdığı
C. Hampton'un 7 bolumdt. gorsel bir roman gibı kurduğu fllm. ovunculuğundan çe\ re-mekân duzenkmesıne. ı$ıl ışıl. renklerin o> naşnğı göruntulennden Mk-
hael Hvman ustanın kulakta ver eden muziğine kadar, kesınlikle ligisiz kalınamavacak turden İngilz usulu bır 1 'amourfouçeşitiemesi.
Chodertos De Laclos uvarla- mek ıçın yazann da âşık ola- vılbaşıgençkuşaklannuhat-
ması "Tehlikeli \laka- rak ön adını Regınalddan ta40 vılsonra->inda JackKe-
lar"(1988) ve "Marv Re- Ralp'a çevırdığı Partndge rouac'ın BeatGeneratıonkla-
İH>"(1992) senaryolanvla adındakı yakı^ıklı bıraskerle sıSı. unlu On the Road^olda
anımsanan Christopher
Hampton'un. Strachey ve
Carnngton 1915, Gertler
1916-18. Patndge 1918-21.
Brean 1921-23 Ham Spray
House 1924-31. Lytton 1931-
32 ve Carnngton 1932 baş-
lıklı 7 bölumde, gorsel bır ro-
man gıbı kurduğu fılm oyun-
culugundan çevTe-mekan dü-
zenlemesıne ışıl ışıl renkle-
nn oynaştığı goruntulerınden
Mkhael Hvman ustanın ku-
lakta yer eden muziğine ka-
dar kesmlıkle ılgısız kalına-
mayacak turden lngılız usulu
bır I'amour fou çeşitlemesi
lngılız VVoolf un ressam
kızkardeşıyle kocasının kır
ev ıne çıkagelen. bakır ve par-
lak arabacı deiıkanlılara sar-
kan bohem ve adembaba sa-
kallı yazar Lytton Strachey le.
bahçede top ovnayan bır oğ-
lan zannettığı Dora Carnng-
ton un tanişmasını ızledığı-
mız ılk bolumde, ansızın Lo-
uise Brooks var, kısa kesılmış
saçlanv la hem kadınsı hem de
erkeksı bır çekıcılıge sahıp
Carnngton"u öpmeye kalkışı-
yor eşcmsel Strachey. bır kır
gezıntısı sırasında Kendıne
özgu eleştırel zekâsı. döne-
mının sorunlanna degınen
yergıcı kalemı ve espnsıyle,
çağının hem aranılan hem de
çekınılen yazarlanndan
Strachey 'ı opme gınşımmden
oturu sakalını keserek ceza-
landırmak ısteyen, huyu suyu
deği>ken hep erkek doğmayı
ıstemış. ba^ına buyruk. ası ve
aykırı genç kıza. bır başka
genç ressam olan MarkGert-
ler (Rufus Sevvell) de korkü-
tüksevdalıdırotevandan An-
cak hıç şansı >oktur. çünkü
kız bırlıkte ev tutacağı bu ga-
rıp. eşcınsel vazara fena hal-
de tutulmuştur Hem de Strac-
hey "le, cınsel bırleşme olmak-
sızın, gunden güne katmerle-
nerek artan. vogun tutkulu,
mezara dek surecek buyuk bır
aşk ya^ayan re^sam genç kız
aslında Strachey'ı kaybetme-
mek ıçın yazann da âşık ola-
rak ön adını Regınalddan
Ralp'a çevırdığı Partndge
adındakı yakişiklj bıraskerle
(Steven VVaddington) ev lenır
Ve kutsal mutluluk uçgenı de-
dıklen. aslında aşkın bırçok
turunün bulunduğunu kanıt-
layan bu aykın. uçlu ılışkı,
Camngton'la Pardndge ın
ev lenmesının ardından \'ene-
dık balayıyla kutlamr
Carrington'un tek tutkusu
"İ çlunun sınırlan.gelip gi-
den âşıklara ver açmak için
buzdağları gibı kavarak ver
değiştirirdi
1
* dıyen Vırgınıa
Woolf'u doğrularcasına çok
geçmeden Lpanva'ya vur-
gun. D.H. Lawrence'ı çagnş-
tıran bır başka ıdealıst yazar
ve Partrıdge"ın de en yakın
dostu olan Gerald Brenan
(Samuel \Vest) abayı yakar
Carrıngton'a Florance Nigh-
ringale, Arnold \ c Gordon un
gorkemlı portrelerını çızen
" Eminent VTctorians-Vlctoria
döncmininSeckınJeri"cıdlı kı-
tabının yayımlamasıyla yuz-
romanını bıle -zaten Bırıncı
DünyaSa\aşisonrası. 192O'lı
yıllarla. ıkıncı savaş ertesı
1950 ve 6O'lı yıllann bırtakım
ozeliıkler ıçerdığı duşunulur-
se bu Strachey ılgısı daha bır
anlaşılır-) oldukça etkılemış.
hıpılerın bıldık "Savaşma,se-
viş!" sloganı benzerı olum,
zümyet. döl ısrafı vb konu-
larda okkalı özdevışler yu-
murtlamış.açıkfıkırlı özgur-
lukçu. ho^görülu. zekı espn-
lı ve yumuşak yazar Lytton
Strachey 'dır, ressam Carnng-
ton'un dunyada onem v erdığı
bırıcıkerkek(')
Bu arada arkadaşı Bre-
nan la karısının vatıp kalma-
sını sındıremeyen Partndge.
Carnngton"dan aynlır Saka-
lından cın^el tercıhıne kadar
aykınentelektüelle cınselte-
massız ama joğun ve karma-
şık beraberlığınden memnun
mutlu Carnngton» "çoğul
aşk"duşunceMne rîyfun ro-
mantık seruvenlerı>le cınsel
pratıgını gelıştırırken Strac-
hey dc mcrcımeğı fınna ver-
dıgı genç sevgılıler koleksı-
yonunuzengınleştırırdurma-
dan Carnngton bır denızcı-
denhamılekalınca u>umuve
ebedı aşkı bulduğu Strachev
vardımına koşar hemen Su-
reklı bırbırlerıne destek olur-
lar sevgı anlayış vedayanış-
ma ıçınde
Strachev "stz yaşa>amadı
1932 de Strachev mıde
kanserınden yatağa duşunce
gonullu hastabakıcısı daCar-
rıgtondur tabıı kı Olum dö-
şeğındeyken. onu hep sevdı-
gını ve vaktıyle onunla ev len-
medığı ıt,ın çok pişman oldu-
gunu Carnngton'a ıtıraf eder
Strachey sayıklarcasına
Strachey'ın ölumunden kısa
sure sonra. Lvrton suz hayata
katlanamayan Carnngton da
ıntıhar edecektır. tavşan vur-
mak uzere edındığı av tûfe-
ğıyle
lngıltere"dekı. \ ıctona do-
nemınden kaynaklanan gele-
Cannes Film Festivali'nde En İvi Erkek Ovuncu odulunü alan Jonathan Prvce filmde
kuşağının etkili ve keskin kalemlerinden yazar Lvtton Strachev "i canlandınvor.
neklen-goreneklen eleştıren,
ancak anstokrası ve halk tara-
fından pek onemsenmeyen.
1907-30 arasında bır Blooms-
bury konağında bır araya ge-
len unlu aydınlar topluluğu-
nun. Leonard-Vırgınıa Woolf,
TS Elıot E VI Forster. Bert-
rand Russell. John Kcynes,
Roger Fr>, CHve Beö v b gıbı
onde gelen. lıder kışıhklenn-
den olan bohem kılıklı eş-
cınsel Strachey "le delışmen
ressam Carnngton çıftını
1920'lenn sanatçı hıpılen gı-
bı yorumlamış s>enanst-yö-
netmen Chnstopher Hamp-
ton. bu avkın ılışkının kendı
çevrelennce bıle dışlanması
uzenne kentten doğaya yone-
lerek salonlardan kırlara açıl-
dığını da v urguluyor Tutucu-
luğa, dargoruşluluğe karşı du-
ran Bloomsbury grubunun
Vanessa Bell, l.adv Ottolıne
Morrell, Durcan Ğrant gıbı
ıkıncı. uçuncü plandakı bazı
kışılıklennın de nostaljık bı-
çımde ara sıra göründüğu
fılm sıradışı Carnngton-
Strachey ılışkısi eksenınde,
1920"lenn lngılteresı"nden
empresyonıst tablolardan
farksız goruntulerle etkıleyı-
cı keMtler de sunuyor
Roman gibi film
Edebı bır kurguyla gerçek-
leştırdıgı bır romanm bolum-
len gıbı yapılandırdığı ve her
şeyın tartışılmaz bıçımde tı-
pık lngılız kılındıgı "Carrig-
ton"un dıyaloglannı da çıftın
bırbırlenne vazdığı mektup-
larla günluklennden derlemış
Hampton Nerdeysekusursuz
bır •
4
çağfilmi"*nın atmosferı-
nı de yakalamış. kuşkusuz alı-
şılmamış bır romantızmın
melodramatıkleştırıldığı hı-
kayenın özunun bu marjınal
aşk ılışkısi olduğunu hıç go-
zardı etmeksızın. Hollyvvood
usulu. be>lık aksıyonundan
farklı duvgusal gelgıtlenn
uzantısı gerçeğe çok yakın
bır tempoda seyrederek bırta-
kım aydın evlennde. odalar-
da, bahçelerde kırlarda, do-
ğanın koynunda geçen "Car-
rington". ılk bakışta lngılız
"Bir Yıldız Doğuyor"un arabesk versiyonu gösterimde
Erkeğin elinin kiri kadın, nedir senin göbek adın?Arabeskın patlama yaptığı
donemın, beylık deyışle. gerçekten
hayatı roman denebılecek. en
populer pıyasa ^arkıcılarından
Bergen'ın trajık yaşam oykusunden
esınlenen Canan Gerede nın
"Roberts's Movie-Robert'in
Fümi"nden sonrakı ıkıncı fılmı
"R-Aşk Olumden Soğuktur",
İstanbul un kısaca mahalle dıve
tabıredılen malum semtınde,
pavyonlarda çalışan annesıyle
(Ayşegül Ünsal)bırlıkte yaşayan,
ufak ufak gobekler ataraktan
sahneye ayak basıp mıkrofonu
elıne geçıren. Belgın adındakı
guzel bır genç kızın melodramını
anlatıyor Ajtık yıllann ve zorlu
hayat mucadelesının ıyıce
yıprattığı. yaşlanmış annesının
bıncık umududur Belgın (Bennu
Gerede). Fılmın başındakı pavyon
babkınında derdest edılerek polı^ın
elıne duşen bu taze kenann
dılberıyle araıesını beladan.
kumarhane ışletmecısı, kulupçu
bıtınm Alı (Kadir İnanır) kurtanr
ve son anda Belgın ın fişlenmesını
onler \yak yıkamaklagostenlen
mınnet, annenın de çanak
tutmasıvla Alfvle Belgın'ın aşkına
donuşur Ve "Seni yıJdız
yapacağun" dıyerek kulubunde
şarkı söylettığı ve kem gozlerden
sakındığı Belgın'le klarnetlı.
kanunlu. darbukalı. şenlıklı bır
mahalle duğunuvle ev lenır Alı
Belgın ın sesını begenen, "*Sen
Maksimlere laviksın" dıyen bır
menajerın (Engin tnal) devTeye
gırmesıyle kafası kanşan to> ve saf
genç kızımız çocuğunu duşürunce
zaten ışlen de kotu gıden Alı.
kumarhane patronu, fena halde
maı,o ve telegın çembennden
geçmış. bıçkın Tuncel Kurtiz
agabey ımızın "Bırak ulan bu
uğursuz kanyi!" yollu
dolduruşlanyla ıyıce gaza gelerek
genç karsını terk eder Bu kez
Belgın'ın cazıbesıne kapılmış,
anne-kıza teknesıyle boğaz gezılen
japtıran, gençten bır parababasını
çıkanr felek onlenne Kızın
hafıften hafıtten adını duyurup
paralanmasını sağlayan menajen
satın alarak "Seni televizj'ona
çıkaracağım" dıye gonlunu
kaptırdığı Belgın "e dunyalar vaat
eden. burjuvazının kaymak
tabakasından. zengın. genç
ışadamının (Umur Bugay) asıl
derdı, alt kültürden gelen, halı tavn
sahtecılıkten uzak, okuması
yazması kıt, doğal ve dobra
dobracı bu kenar mahalle dılbenyle
ışı pışırmektedır, ama tabıı kı aılesı
bu beraberlığe karşı çıkacaktır Ote
yandan Belgın ın gıderek yıldız
şarkıcı olup sahnelerde. ekranlarda
boy gostermesı ve unlenmesı,
gıtgıde duşen Alı yı de
kıskançlıktan morartacak ve artık
çulsuz bıtınm Alı'mız de gensın
gen tornıstan ederek pışmış aşa su
katacaktır Çılgınca bır tutkuyla
hala sevdığı erkeğı ve mesleğı (ve
başka bırçok zengın) arasında. ıkı
arada bır derede kalan Belgın'ın
kısır dongüsu Alı nın vuzune boca
ettığı kezzap ausının ardından, bu
kez bıçağıyla gelen olumle
noktalanarak tamamlanacaktır
Locarno Fılm Festıvah'nın yanşma
bolumunde gostenlmış, Antalya'da
en ıyı yonetmen (Canan Gerede).
en ıy ı goruntu > onetmenı (Jurgen
Jurges) odullennı kazanmış ""Aşk
B-Ask Olumden
Soğuktur
Yonetmen, senar\o Canan
Gerede klamera Jurgen
Jurges/ Muzık Fuat Guner
Oyuncular Kadır İnanır,
Bennu Gerede. Avşegül
Ünsal, Engın Inal, Tuncel
Kurtiz. Umur Turagay. Ay>e
Emel Mesçi/ 1995 Turkıye
Fıtaş. Bakırköy Carousel
sinemalannda.
Ölümden Soğuktur" belırgın bır
"Deja \u" duygusu uvandıran
şarkılı-çalgılı. beylık bır arabesk
melodramdan oteye gıdemeyen bır
fılm kanımızca Son>ıllarda
ozellıkle ekranlan parsellemış.
otantık Cmgene kulturunu habıre
yozlaştınp somurerek sozum ona
seyredenı gulduren. TV eğlence
programlannın ıyıce ayağa
duşurdugu arabesk muhabbetıne
ılışkın duzey sızhklenn duze> ıne
duşmese de bu tür bıyografık
melodramlann alişilmış kalıplannı
yınelemekten gen durmayan fılm.
Adanalı Bergen ın Belgın olarak
lstanbu' a uvarlannıış versıvonu
Neredeyse herkesın ağzına sakız
olmuş çılgın aşk temasıyla karışık
traıık bır vaşarn ovkusunu
goruntulemeye sıvanan Canan
Gerede nın yazıp yonettığı film.
anlatımı ve gorsellık açısından
olumlu not alıyorsa da.
Belgın'ımızm san peruklu, gözu
bantlı bır punk kralıçesı ya da
takmış takıştırmış bır rock-pop
ılahesı gıbı salıne alarak \\a
lrını'de fılan konserler verdığı son
bolumlerde ı> ıce sarkarak grotesk
bır hal alıvor darbuka ntımlerının
eşlığınde Hele şarkılar hıç
çekılmıvor
Belgın le belalısı arasındakı olunıe
varacak sadomazoşist ılışkıvı.
çeşıtlı nedenlerle oldukça
vumuşatan Canan Gerede doğrusu
pek bılmedıgı sulara açılmakla ıyı
etmemış bızce ^azıp yonettığı bu
ıkıncı fılmıyle efsaneve donuşmuş
klınık bır arabebk vakasını
dennlemesıne duy umsatmakta
ya\a kalmış. ancak bıldık klışelere
dayanarak kotarılmış vasat bır stıl
alıştırması ortaya koymuş
Gerede nın anlatmaya gınştığı. bol
acılı trajığın tum >apav buyusunu
bozan bır başka hatası da Belgın-
Bennu Gerede'nın belırgın
\menkan aksanı, genelde 'taze
yetenek' Bennu Gerede nın epev ı
çabaladıgı, hatta >er yer akça
pakça, mevzun bır sanşın dılbenn
mabumıyetıyle kanşık cazıbesının
yuksek enerjısım yaydığı ve cınsel
obje olarak fızığıvle perdeyı
doldurduğu ılen surulebılırse de
bır konuşmaya başladığında.
^merıkalı bır şarkıcı Çıngene
kızına donuştuğu de apaçık ortada.
son tahhldc Keşkedublaj
vapılsavmış ona Fassbinder,
NVenders gıbı unlü vonetmenlenn
namlı Alman kameramanı Jurgen
Jurges ın usta ışı çerçeveleme ve
gorüntulennde, Beyoglu'nun ızbe
ve karanlık arka sokaklannın
mudavımlen (konsomatnsler.
donmeler, uyuşturucu satıcıları,
kadın tellalları talcı kadınlar, leş
kargası medyacılar paparazzı
basını, vb ) adeta resmı geçıt
vapıyorlar, alışıldığı uzere Tabıı
göbek danssız ve şarkısız da
olmuyor, bılındığı gıbı. Gerede'nın
kımı zaman Atıf Yılmaz'ı
çağnştınrcasına pavyon, bar. vb ıç
mekânlan ıyı değerlendırerek
kullandığı. belgesele selam
sarkıtan, yalın ve nesnel bır uslup
tutturduğu kımı sekanslara da
sahıp alışılmı> duyarlıklar ustune
oturtulmuş "Aşk Ölümden
Soğuktur", Kadır İnanır ın da
bavağı nsklı bır ba^rolu ustlendığı
katmerlı bır melo sonuçta Bunca
emek ve çaba akıntıva gıtmış ne
yazık kı
Carrington
Yonetmen, senaryo:
Christopher
Hampton/ Kamera:
Denıs Lenoır/
Müzık: Mıchael
Nyman/ Sanat
yönetmenı: Frank
" Walsh/Dekor
tasarım: Carolıne
Amies' Oyuncular:
Emma Thompson,
Jonathan Pryce,
Steven Waddıngton
Rufus Sewelî,
Samuel West,
Penelope Wılton,
Jeremy Northam,
Janet McTeer/ 1995
lngıltere (Standard
Film) Beyoğlu
Beyoğlu, Şışlı Kent,
Kadıköy Broadvvay,
Fenerbahçe
Pyramıd, Bakırköy
Avşar
sinemalannda.
binemasına özgu bır akade-
mızmın sındığı "Gunden Ka-
lanlar". "Shadowlands" vb
gıbı unlu modern melodram-
lar zıncınnın yenı bır halkası
ızlenımını venyor
^ma James Ivory sinema-
sının görkemınden bıraz uzak
duran, yalın ve daha ıronık bır
anlatımı var Hampton'un
Gorsel bakımdan. ayrıntılı
kostum ve dekorlann goz dol-
durduğu. nıce ıncelık ve bece-
nyı ıçeren usta ışı bır sıne-
manın urunu dıjebılecegımız
filmde kır evlen guzelımça-
yırlar. tepeler yağmurlar ve
garden partıler ve lngılız
manzaralan da gırla gıdıvor
Aşin edebı geyık muhabbetı-
ne sardırmadan ıcığına cıcı-
ğına gozlemlenış. ıyı yazıl-
mış ustaca oynanmış ve çe-
kılmış seçkın bır melo ve ne-
fıs edebı bırçağ fılmı •'Car-
rington"
Performanslar çok başanh
Aşkla cınsellık arasındakı
aynmın da altını çızen Hamp-
ton. jenenk sonrasında bazı
resımlerını sunduğu ressam
Carnngton'un bıseksuellığı-
nı es geçtığı bu şaşırtıcı ılk
fılm denemesınde. oyuncula-
nn performanslanndan da ol-
dukça destek almış, ozellıkle
başrollerdekı Emma Thomp-
son'la Jonathan Pryce dan
Başlardakı duruşma bölu-
munde. makyaj ve sakalıvla
Strachey'lebenzerlığı saglan-
mış. gerektığınde cılvelı cıl-
velı gülen. eğlenen. ışvelı ış-
velı danseden, hınzır ve mu-
zıp. tıyatro kokenh. usta aktor
(meraklasının Terrv Gilli-
am ın "BrazJP. *"Baron
Munchhausen",Manın Scor-
sese'nın "Masumiyet Çağı"
ya da Davıd Mamet-James
Folej'nın "Glengary Glen
Ross-\merikalılar" fılmle-
nnden anımsayacağı) Jonat-
han Pryce'ın uçan ve hoppa
lestlerle soyunup dökünerek
basuru ıçın taşıdığı şişme las-
tığın ustune oturduğu sahne
gıbı kolayca unutulmayacak
goruntulerle dolu filmde do-
ğal olarak androjenımsı, kınl-
gan Emma Thompson da
Pryce"dan gen kalmamacası-
na dokturuvor baştan sona
Yonetmen EricThompson'la
ovuncu Phvllida Law'ın kızı
olan evlenıp boşandığı Ken-
neth Branagh'ın ve ozellıkle
Oscar kazandıgı u
Howards
End", "Gunlerden Kalan",
"Babam Adına" gıbı fılmle-
nyle ünlenen Emma Thomp-
son un Dora Carngton rolun-
de Ham Spray House'un dı-
şındadıkılıp yenı sevgılısıyle
oynaşan Strachey ı, yenı ka-
dınıvla yatmaya hazırlanan
Partndge'ı pencerelerden
seyrettığı aslında kabaca bu
mıtoslaşmış hıkâyevi ozetle-
yen sahne gıbı kuşkusuz bel-
leğımıze kaydedılen etkıleyı-
cı bolum ve goruntulerle be-
zelı "CaiTİngton"u haftanın
filmı olarak sınemaseverlere
salık verebılınz kısacası
CÖSTERİMDEKİ FİLMLERİN
DECERLENDIRMESİ
•••
•
•
•••
•••
•
•
•
••••
Carnngton
Aşk Ölümden Soğuktur
Aşk ve Yalanlar / Somethıng to Talk About
Aynlık / La Separatıon
Burma'da Gozyaşlan / Beyond Rangoon
Cesur Yurek / Braveheart
Fransız Opucuğu / French Ktss
ilkŞovalye / Fırst Knıght
Sen Uyurken / Whıle You Were Sleepıng
Su Dunyası / Waterworid
Yağmurdan Önce / Before the Raın
Yargıç / Judge Dredd
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
Seçimsîzlikten Seçime
"Insan herşeyın en tyısıne layıktır" dıyordu Deniz
Baykal, geçen akşamkı konuşmasında (kedılenn
her şeyın en lyısıne layık olduğu konusunda en ufak
bır kuşkumuz yoktu zaten). Mesele, "en ;y/"yı seç-
mesını bılebılmekte. Yuzyıllar boyunca karşımızda
duran en temel sorunsal da bu değıl mı zaten
insanlann kendı çıkarlarının nerede olduğunu bır
turlu gorememelenne oldum olası şaşırmıştır kedı-
ler Genış halk yığınlarının oylannı, gıdıp başkaları-
nın çıkarlannı savunan partılere vermesının nedenı-
nı kedı aklının kavraması mumkun değıl galıba
Sorun, yalnızca oy vermekle çozumlenmıyor el-
bette Bıreylenn, toplumsal çıkarlannı savunmak adı-
na orgutlu bır mucadeleye omuz vermelerı gerekı-
yor. Bu yalın gerçeğı kıtlelere kavratmanın bır yolu
olmalı. Ama nasıl9
Bu noktada sanata, ozellıkle de genış kıtlelere
ulaşma şansı en fazla olan sınemaya buyuk gorev
duşmuyor mu? Geçen hafta "Ikı Fılm Bırden"\ ızle-
yenleranımsayacaktır Bın GuneyAfrıka'dan dığe-
rı Amerıka Bırleşık Devletlen'nden ıkı fılm, bıreyın,
egoızmınden sıynlıp orgutlu mucadeleye katılma su-1
recını ışlıyordu ilk filmde, yaptığı kuçuk hırsızlıklar-;
la beyazlara karşı mucadele verdığını sanan bılınç-j
sız bır gencın, çevresınde olup brtenlere duyarsız ka-'
lamayışını ve gıderek "doğnı" seçtme yonelışını \z-\
ledık. ;
Ikıncı fılm. "Kuzey lşıklan"nda ıse yuzyıl başında;
ağır ekonomık sorunlar altında ezılen Amenkalı çıft-;
çılerın seruvenı anlatılıyordu ve on planda dış dun->
yadan kendını soyutlamış, kendı kuçuk mutlulukla-.
nnın peşınde koşan bır bıreyın, gerçeklerı kavrama-i
sını ve çıftçılıklenn bırlık oluşturma ve sıyası ıktıdanl
ele geçırme mucadelesıne katılma surecı sergılenı-,
yordu |
Turk sınemacılannın da bu temel soruna, bıreyın!
"seç/m"ıne ılışkın anlatacak bır şeylerı olması gere-'
kırdıyeduşunuyorsunuzherhalde. Umanm, bırgun!
bu da gerçekleşır (Kuşkusuz, bu temayı ışleyen gu-|
zel filmler de yapıldı sınemamızda Zeki Ökten'ın;
"Surü" ve "Faıze Hucum" filmlerı gelıyor aklıma);
Nedense. uzun suredır toplumsal sorunlardan ken-i
dılennı soyutladı bıreyın ıç dunyasına yoneldı sıne-
macılarımız Oysa, ıçınde yaşadığımız donem sa-
natsal uretım ıçın olağanustu zengın bır malzeme
oluşturmuyor mu
9
Baskı donemlennde kedılenn "seçımı" daha da
zoriaşır Korkulannı kendılenne bıle ıtıraf etmeyeçe-.
kınen kedıler, toplumsal ortamın gerçeklennden ıyı-
ce kopar ve kendı kuçuk dunyalarına sığınırlar (Bu
manzara hıç de yabancı gelmıyor. değıl mı?) Uste-
lık de davranışlannı kendılerıne ve başkalarına kar-
şı haklı gostermek ıçın bınbırgerekçebulmaktazor-
lanmazlar.
Kımılerı ıse ortamın getırdığı yılgınlık ıçınde, kışı-
sel hırslannın ve çıkarlarının peşıne duşerier Bu do-
nemler fırsatçılar, koşe donmecıler ıçın bırebırdır
Baskı donemlerının ınsan psıkolojısı uzerındekı
etkılerınden soz etmem boşuna değıl Yarın akşam,
"Ikı Fılm Bırden"öe polıtık atmosfenn bırey psıko-
lojısı uzerındekı yansımasını konu alan, "seçımsız-
lık" ıçınde kıvranan ya da yanlış seçımlere yonelen
bıreylerı anlatan ıkı onemlı fılm gelecek karşınıza Ilk
film Ispanyadan Mario Camus un "An Kovanı"
Camilo Jose Cela'nın aynı adlı romanından uyar-
lanan bu filmde Franco donemınden "ınsan man-
zaralan" ızleyeceğız Dona Rosa'nm kahvesı, done-'
mı anlatan bır mıkrokosmostur adeta Garsonlan,
çalgıcıları, soyluları, aydınlan hırsızları, polıslen,
orospulan ıle "ışçı sınıfını kalkındırmanın en etkılı
yollanndan bınnın, Kadınlar Bırlığı uyelennın ıskam-
bıl yanşmaları duzenlemesı olduûuna" ınanmış Do-
na Vlsıtacıon ve daha nıcelerı lnsanoğlunun tum
kırlı çamaşırtan bır bır ortaya dokulur bu kahvenın
çevresınde. Ama sevgı ve umut pırıltılarından da
yoksun değıldır bu "An Kovanı". Yanı, Franco faşız-
mı altında ınleyen 1943 Madndı
Ikıncı fılm ıse Çekoslovakya'dan Buyuk değışımın
oncesını, yozlaşan bır sıstem ıçınde tum değerlen-
nı yıtıren bıreylenn yazgısını anlatıyor "Uşaklann Za-
manı"
Kedılerın ve de insanlann. "seçım"lennı doğru
yapmalarını dılıyorum. Umudumuz: "Yıne kedıler,
yenı kedıler."
Piyanist Giilay Uğurata öldü
•USKARA (AA)-Unlu
piyanist, Devlet Sanatçısı
Gulay Ugurata dun sabah
oldu Devlet Sanatçısı
Suna Kan ıle keman-
pıyano ıkılısı olarak
\ erdığı resıtallerle
dunyaca un kazanan
Uğurata. hastalığı
nedenıyle uzun suredır
tedav ı goruyordu 1940
yılında lstanbul'da doğan
Gulay Lğurata kuçük
yaşta pıyanoya başladı ve
ılk konsennı altı yaşında
verdı Yedı yaşında
tstanbul Beledıye Konservatuvan'nda Ferdı Statzer'ın
öğrencısı olan Gülay Ugurata. on yaşında orkestra
eşlığınde ılk konsennı verdı 15 yaşında İstanbul
Beledıye Konservatuvarf nı bıtıren sanatçı. çalışmalannı
Munıh Yuksek Mûzık Akademısı nde Profesor Freıdnch
VVührer'le sürdürurek bu akademının en yuksek
bolumunu pekıyı derecevle bıtırdı Oğrencılık yıllannda
ba^ladığı konser etkınlıklennı yurtıçınde ve Avrupa'nm
çeşıtlı ulkelennde verdığı konserlerle »ürdüren sanatçı.
1971 yılında "Devlet Sanatçısı" unvanını aldı Gulay
Ugurata, 1976 yılından ıtıbaren Cumhurbaşkanlığı
Senfonı Orkestrabi solıstı olarak gorev yapmaktaydı
Gulay Lğurata'nın cenazesı bugün Kocatepe Camıı'nde
kılınacak namazın ardından Karşıvaka Vlezarlığf nda
toprağa venlecek Kultur Bakanı Fıkn Sağlar,
Cumhurbaşkanlığı Senfonı Orkestrası solıstı de olan
Gulay Uğurata'nın vefatı dolayısıyla bır başsağlığı
yayınladı Turkıye'nın yetıştırdıgı buyuk yeteneklerden
bın olan Lğurata'nın zamansız olumunu uzüntu ıle
öğrendığmı belırten Sağlar "Cok kuçuk yaşta başladıği
sanat yaşamına sayısız başanlar sigdıran onemlı
çalışmalara ımza atan Lğurata. dünyanın çeşıtlı
yerlennde verdığı konserlerle çağdaş Turk sanatçısını en
ıyı şekılde temsıl etmış ve aldığı odullerle de ulkemızın
gururu olmuştur" dedı
'Emeğe Saygı'da Mehmet Başaran
Kultur Servisi - Evrensel Kultur Vlerkezı. kultur ve sanat
yaşammda değer uretımının bınkım ve sureklılıkle
yakından ılgılı olduğundan hareketle bu bınkıme kdtkıda
bulunan kültür v e sanat ınsanlanmızı gundeme getırerek
onları değerlendırerek anmak amacıyla Emeğe Sa\gı
adı altında bır etkınlık dızısı başlatıyor Ilk etkınlık 40 yılı
aşkın bır suredır şıır. öykü, roman, çocuk edebıyatı
alanlannda ürunler veren gerçekçı edebıyatımızı
zengınleştıren Mehmet Başaran'a ayrıldı Bugun saat
19 00'da duzenlenecek 'Emeğe Saygf gecesınde Mehmet
Başaran'ın sanatını Vedat Gunyol, Samı Karaoren. Emın
Ozdemır, Konur Ertop, Oner Yağcı. Gulsum Cengız
Akyuz değerlendırecekler Fotoğraf sanatçısı tsaCelıkbır
dıa göstensı sunacak Kemal Ozer'ın sunuş konuşması
yapacağı. tstanbul Sahnesı oyunculannm sanatçının
yapıtlanndan derlenmış bır gosterıy le katılacağı gecede
Başaran'a bır plaket sunulacak
;