05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15ARALIK1995CUMA 14 KULTUR Cannes '95'ten ödül getirmiş Carrington, olanaksız aşk çeşitlemesi, İstanbul festivalinden önce sinemalarda: 1920lerin sanatçı liippi çiftnm melodrann Carnngton dendı mı. Thatcher donemının başla- nnda lngılız dış polıtıkasını yonlendırmıj. bakanlık yap- mış sonradan NATO Genel Sekreterlığı gorevını de 1980 lıvıllannıkıncıyansın- da ustlenmjş çağdaş lngılız sıyaset adamı, a^ker kokenh. muhafazakâr Lord Camng- ton aklıma gelırdı benım şım- dıye kadar Son a) larda sev- retrnek bahtına erdığım ger- çekten ınsanın ıçıne ışleyen en guzel fılmierden bın dıye- bıleceğım bugün istanbul da vızyonagıren. lngılızyapımı, nefıs bır sinema şolenını \e kolay kola\ unutulmaz bır Emma Thorapson un başa- nyla canlandırdıgı, nonkon- formist kahramanı. ressam DoraCarrington uhatırlaya- cagım artık bundan boyle, Christopher Hampton'un baştan sona ıncelıklı, ozenlı ve hanka bu ılk yonetmenhk denemesını gordukten sonra tngiliz sinemasının vüzakı Son donemde kuşkusuz ln- gılız sinemasının yuzakı ya- pıtlarından savacağımız bır haylı ses getırdığı bu yılın Cannes Festıvalı'ndejun özel odulunü alan \e >azar L>tton Strachey rolundekı Jonathan Prvce'a en ıyı erkek oyuncu odulunu getıren "Carring- ton" fılmı 1915-32 arasinda. yuzyılımızı dennlemesıne et- kılemiş >azar çızer. duşünur, eleştırrren \e entelektüeller- den olu$an unlu Bloomsbury grubunun Ingılteresı fonun- da, ressam Dora Carrıng- ton'la (Emma Thompson) kuşağının keskın ve etkılı ka- lemlerınden yazar Lyfton Strachey (Jonathan Pryce) arasında yıllarca surmuş, ay- kın bır ılışkıyı anlatı>or Bır- bırlen ıçın yanıp tutuşan bu marjınal çıftı onune katıp gö- tûren ferman dınlemez, smır tanımaz bır gonul bağı, ıhtı- rasla ortulu, ateşlı. alevlı, ger- çek ve trajık bır ılışkı bu Ve de son derece platonık bk \ önetmenlik denemesi MkhaelHolroyd'un Lytton Strachey hakkında yazdıgı. tanmmış bıyografık kıtabın- dan yola çıkan yonetmen-»e- narıst Chnstopher Hampton. son yıllarda E.M. Forster ro- manlanndan uyarlanan "Sı- cak ve Toz", "Manzaralı Oda", "Maurice", "Hmvards End", "Gunlerden Kalan" vb gıbı mukemmel James Ivory yapıtlan, yoğun duygu- sal "Shadovvlands" melodra- mı ya da T.S EBot un. aıle ve çevre baskısıyla akıl hastaha- nesıne kapıtılmasına goz yumdugu. Bloomsbury gru- bunun kuruculanndan, Virgi- nia WDOIFun ödünu lastık bır bıçakla patlatacak denlı pata- vatsız denge^ız Mvrı dıllı sevgılı kansı YTv(ian)"ın do- kunaklı hıkâyesını aktaran \\Tllem Dafoe' un T S Elıot u çoğu şıınnın esın pensı karı- sınıysa Miranda Richard- son'un oynadığı "Tom ve Vh" gıbı ılgınç fılmlenn ba- şan kazanması sayesınde. 1970 lerde yazdığı ne var kı uzun yıllardan ben çekmece- de tozlanmava terk edılmii) bu eskı tasansını gerçekleştıre- bılme fın>atını bulabılmış üs- telık ılk kez deneyeceğı vo- netmenlığını de ustlenerek Tıyatro. televızyon \e se- naryo yazarlığından gelme ozellıkle Oscar kazandığı. Stephen Frears'e yazdığı C. Hampton'un 7 bolumdt. gorsel bir roman gibı kurduğu fllm. ovunculuğundan çe\ re-mekân duzenkmesıne. ı$ıl ışıl. renklerin o> naşnğı göruntulennden Mk- hael Hvman ustanın kulakta ver eden muziğine kadar, kesınlikle ligisiz kalınamavacak turden İngilz usulu bır 1 'amourfouçeşitiemesi. Chodertos De Laclos uvarla- mek ıçın yazann da âşık ola- vılbaşıgençkuşaklannuhat- ması "Tehlikeli \laka- rak ön adını Regınalddan ta40 vılsonra->inda JackKe- lar"(1988) ve "Marv Re- Ralp'a çevırdığı Partndge rouac'ın BeatGeneratıonkla- İH>"(1992) senaryolanvla adındakı yakı^ıklı bıraskerle sıSı. unlu On the Road^olda anımsanan Christopher Hampton'un. Strachey ve Carnngton 1915, Gertler 1916-18. Patndge 1918-21. Brean 1921-23 Ham Spray House 1924-31. Lytton 1931- 32 ve Carnngton 1932 baş- lıklı 7 bölumde, gorsel bır ro- man gıbı kurduğu fılm oyun- culugundan çevTe-mekan dü- zenlemesıne ışıl ışıl renkle- nn oynaştığı goruntulerınden Mkhael Hvman ustanın ku- lakta yer eden muziğine ka- dar kesmlıkle ılgısız kalına- mayacak turden lngılız usulu bır I'amour fou çeşitlemesi lngılız VVoolf un ressam kızkardeşıyle kocasının kır ev ıne çıkagelen. bakır ve par- lak arabacı deiıkanlılara sar- kan bohem ve adembaba sa- kallı yazar Lytton Strachey le. bahçede top ovnayan bır oğ- lan zannettığı Dora Carnng- ton un tanişmasını ızledığı- mız ılk bolumde, ansızın Lo- uise Brooks var, kısa kesılmış saçlanv la hem kadınsı hem de erkeksı bır çekıcılıge sahıp Carnngton"u öpmeye kalkışı- yor eşcmsel Strachey. bır kır gezıntısı sırasında Kendıne özgu eleştırel zekâsı. döne- mının sorunlanna degınen yergıcı kalemı ve espnsıyle, çağının hem aranılan hem de çekınılen yazarlanndan Strachey 'ı opme gınşımmden oturu sakalını keserek ceza- landırmak ısteyen, huyu suyu deği>ken hep erkek doğmayı ıstemış. ba^ına buyruk. ası ve aykırı genç kıza. bır başka genç ressam olan MarkGert- ler (Rufus Sevvell) de korkü- tüksevdalıdırotevandan An- cak hıç şansı >oktur. çünkü kız bırlıkte ev tutacağı bu ga- rıp. eşcınsel vazara fena hal- de tutulmuştur Hem de Strac- hey "le, cınsel bırleşme olmak- sızın, gunden güne katmerle- nerek artan. vogun tutkulu, mezara dek surecek buyuk bır aşk ya^ayan re^sam genç kız aslında Strachey'ı kaybetme- mek ıçın yazann da âşık ola- rak ön adını Regınalddan Ralp'a çevırdığı Partndge adındakı yakişiklj bıraskerle (Steven VVaddington) ev lenır Ve kutsal mutluluk uçgenı de- dıklen. aslında aşkın bırçok turunün bulunduğunu kanıt- layan bu aykın. uçlu ılışkı, Camngton'la Pardndge ın ev lenmesının ardından \'ene- dık balayıyla kutlamr Carrington'un tek tutkusu "İ çlunun sınırlan.gelip gi- den âşıklara ver açmak için buzdağları gibı kavarak ver değiştirirdi 1 * dıyen Vırgınıa Woolf'u doğrularcasına çok geçmeden Lpanva'ya vur- gun. D.H. Lawrence'ı çagnş- tıran bır başka ıdealıst yazar ve Partrıdge"ın de en yakın dostu olan Gerald Brenan (Samuel \Vest) abayı yakar Carrıngton'a Florance Nigh- ringale, Arnold \ c Gordon un gorkemlı portrelerını çızen " Eminent VTctorians-Vlctoria döncmininSeckınJeri"cıdlı kı- tabının yayımlamasıyla yuz- romanını bıle -zaten Bırıncı DünyaSa\aşisonrası. 192O'lı yıllarla. ıkıncı savaş ertesı 1950 ve 6O'lı yıllann bırtakım ozeliıkler ıçerdığı duşunulur- se bu Strachey ılgısı daha bır anlaşılır-) oldukça etkılemış. hıpılerın bıldık "Savaşma,se- viş!" sloganı benzerı olum, zümyet. döl ısrafı vb konu- larda okkalı özdevışler yu- murtlamış.açıkfıkırlı özgur- lukçu. ho^görülu. zekı espn- lı ve yumuşak yazar Lytton Strachey 'dır, ressam Carnng- ton'un dunyada onem v erdığı bırıcıkerkek(') Bu arada arkadaşı Bre- nan la karısının vatıp kalma- sını sındıremeyen Partndge. Carnngton"dan aynlır Saka- lından cın^el tercıhıne kadar aykınentelektüelle cınselte- massız ama joğun ve karma- şık beraberlığınden memnun mutlu Carnngton» "çoğul aşk"duşunceMne rîyfun ro- mantık seruvenlerı>le cınsel pratıgını gelıştırırken Strac- hey dc mcrcımeğı fınna ver- dıgı genç sevgılıler koleksı- yonunuzengınleştırırdurma- dan Carnngton bır denızcı- denhamılekalınca u>umuve ebedı aşkı bulduğu Strachev vardımına koşar hemen Su- reklı bırbırlerıne destek olur- lar sevgı anlayış vedayanış- ma ıçınde Strachev "stz yaşa>amadı 1932 de Strachev mıde kanserınden yatağa duşunce gonullu hastabakıcısı daCar- rıgtondur tabıı kı Olum dö- şeğındeyken. onu hep sevdı- gını ve vaktıyle onunla ev len- medığı ıt,ın çok pişman oldu- gunu Carnngton'a ıtıraf eder Strachey sayıklarcasına Strachey'ın ölumunden kısa sure sonra. Lvrton suz hayata katlanamayan Carnngton da ıntıhar edecektır. tavşan vur- mak uzere edındığı av tûfe- ğıyle lngıltere"dekı. \ ıctona do- nemınden kaynaklanan gele- Cannes Film Festivali'nde En İvi Erkek Ovuncu odulunü alan Jonathan Prvce filmde kuşağının etkili ve keskin kalemlerinden yazar Lvtton Strachev "i canlandınvor. neklen-goreneklen eleştıren, ancak anstokrası ve halk tara- fından pek onemsenmeyen. 1907-30 arasında bır Blooms- bury konağında bır araya ge- len unlu aydınlar topluluğu- nun. Leonard-Vırgınıa Woolf, TS Elıot E VI Forster. Bert- rand Russell. John Kcynes, Roger Fr>, CHve Beö v b gıbı onde gelen. lıder kışıhklenn- den olan bohem kılıklı eş- cınsel Strachey "le delışmen ressam Carnngton çıftını 1920'lenn sanatçı hıpılen gı- bı yorumlamış s>enanst-yö- netmen Chnstopher Hamp- ton. bu avkın ılışkının kendı çevrelennce bıle dışlanması uzenne kentten doğaya yone- lerek salonlardan kırlara açıl- dığını da v urguluyor Tutucu- luğa, dargoruşluluğe karşı du- ran Bloomsbury grubunun Vanessa Bell, l.adv Ottolıne Morrell, Durcan Ğrant gıbı ıkıncı. uçuncü plandakı bazı kışılıklennın de nostaljık bı- çımde ara sıra göründüğu fılm sıradışı Carnngton- Strachey ılışkısi eksenınde, 1920"lenn lngılteresı"nden empresyonıst tablolardan farksız goruntulerle etkıleyı- cı keMtler de sunuyor Roman gibi film Edebı bır kurguyla gerçek- leştırdıgı bır romanm bolum- len gıbı yapılandırdığı ve her şeyın tartışılmaz bıçımde tı- pık lngılız kılındıgı "Carrig- ton"un dıyaloglannı da çıftın bırbırlenne vazdığı mektup- larla günluklennden derlemış Hampton Nerdeysekusursuz bır • 4 çağfilmi"*nın atmosferı- nı de yakalamış. kuşkusuz alı- şılmamış bır romantızmın melodramatıkleştırıldığı hı- kayenın özunun bu marjınal aşk ılışkısi olduğunu hıç go- zardı etmeksızın. Hollyvvood usulu. be>lık aksıyonundan farklı duvgusal gelgıtlenn uzantısı gerçeğe çok yakın bır tempoda seyrederek bırta- kım aydın evlennde. odalar- da, bahçelerde kırlarda, do- ğanın koynunda geçen "Car- rington". ılk bakışta lngılız "Bir Yıldız Doğuyor"un arabesk versiyonu gösterimde Erkeğin elinin kiri kadın, nedir senin göbek adın?Arabeskın patlama yaptığı donemın, beylık deyışle. gerçekten hayatı roman denebılecek. en populer pıyasa ^arkıcılarından Bergen'ın trajık yaşam oykusunden esınlenen Canan Gerede nın "Roberts's Movie-Robert'in Fümi"nden sonrakı ıkıncı fılmı "R-Aşk Olumden Soğuktur", İstanbul un kısaca mahalle dıve tabıredılen malum semtınde, pavyonlarda çalışan annesıyle (Ayşegül Ünsal)bırlıkte yaşayan, ufak ufak gobekler ataraktan sahneye ayak basıp mıkrofonu elıne geçıren. Belgın adındakı guzel bır genç kızın melodramını anlatıyor Ajtık yıllann ve zorlu hayat mucadelesının ıyıce yıprattığı. yaşlanmış annesının bıncık umududur Belgın (Bennu Gerede). Fılmın başındakı pavyon babkınında derdest edılerek polı^ın elıne duşen bu taze kenann dılberıyle araıesını beladan. kumarhane ışletmecısı, kulupçu bıtınm Alı (Kadir İnanır) kurtanr ve son anda Belgın ın fişlenmesını onler \yak yıkamaklagostenlen mınnet, annenın de çanak tutmasıvla Alfvle Belgın'ın aşkına donuşur Ve "Seni yıJdız yapacağun" dıyerek kulubunde şarkı söylettığı ve kem gozlerden sakındığı Belgın'le klarnetlı. kanunlu. darbukalı. şenlıklı bır mahalle duğunuvle ev lenır Alı Belgın ın sesını begenen, "*Sen Maksimlere laviksın" dıyen bır menajerın (Engin tnal) devTeye gırmesıyle kafası kanşan to> ve saf genç kızımız çocuğunu duşürunce zaten ışlen de kotu gıden Alı. kumarhane patronu, fena halde maı,o ve telegın çembennden geçmış. bıçkın Tuncel Kurtiz agabey ımızın "Bırak ulan bu uğursuz kanyi!" yollu dolduruşlanyla ıyıce gaza gelerek genç karsını terk eder Bu kez Belgın'ın cazıbesıne kapılmış, anne-kıza teknesıyle boğaz gezılen japtıran, gençten bır parababasını çıkanr felek onlenne Kızın hafıften hafıtten adını duyurup paralanmasını sağlayan menajen satın alarak "Seni televizj'ona çıkaracağım" dıye gonlunu kaptırdığı Belgın "e dunyalar vaat eden. burjuvazının kaymak tabakasından. zengın. genç ışadamının (Umur Bugay) asıl derdı, alt kültürden gelen, halı tavn sahtecılıkten uzak, okuması yazması kıt, doğal ve dobra dobracı bu kenar mahalle dılbenyle ışı pışırmektedır, ama tabıı kı aılesı bu beraberlığe karşı çıkacaktır Ote yandan Belgın ın gıderek yıldız şarkıcı olup sahnelerde. ekranlarda boy gostermesı ve unlenmesı, gıtgıde duşen Alı yı de kıskançlıktan morartacak ve artık çulsuz bıtınm Alı'mız de gensın gen tornıstan ederek pışmış aşa su katacaktır Çılgınca bır tutkuyla hala sevdığı erkeğı ve mesleğı (ve başka bırçok zengın) arasında. ıkı arada bır derede kalan Belgın'ın kısır dongüsu Alı nın vuzune boca ettığı kezzap ausının ardından, bu kez bıçağıyla gelen olumle noktalanarak tamamlanacaktır Locarno Fılm Festıvah'nın yanşma bolumunde gostenlmış, Antalya'da en ıyı yonetmen (Canan Gerede). en ıy ı goruntu > onetmenı (Jurgen Jurges) odullennı kazanmış ""Aşk B-Ask Olumden Soğuktur Yonetmen, senar\o Canan Gerede klamera Jurgen Jurges/ Muzık Fuat Guner Oyuncular Kadır İnanır, Bennu Gerede. Avşegül Ünsal, Engın Inal, Tuncel Kurtiz. Umur Turagay. Ay>e Emel Mesçi/ 1995 Turkıye Fıtaş. Bakırköy Carousel sinemalannda. Ölümden Soğuktur" belırgın bır "Deja \u" duygusu uvandıran şarkılı-çalgılı. beylık bır arabesk melodramdan oteye gıdemeyen bır fılm kanımızca Son>ıllarda ozellıkle ekranlan parsellemış. otantık Cmgene kulturunu habıre yozlaştınp somurerek sozum ona seyredenı gulduren. TV eğlence programlannın ıyıce ayağa duşurdugu arabesk muhabbetıne ılışkın duzey sızhklenn duze> ıne duşmese de bu tür bıyografık melodramlann alişilmış kalıplannı yınelemekten gen durmayan fılm. Adanalı Bergen ın Belgın olarak lstanbu' a uvarlannıış versıvonu Neredeyse herkesın ağzına sakız olmuş çılgın aşk temasıyla karışık traıık bır vaşarn ovkusunu goruntulemeye sıvanan Canan Gerede nın yazıp yonettığı film. anlatımı ve gorsellık açısından olumlu not alıyorsa da. Belgın'ımızm san peruklu, gözu bantlı bır punk kralıçesı ya da takmış takıştırmış bır rock-pop ılahesı gıbı salıne alarak \\a lrını'de fılan konserler verdığı son bolumlerde ı> ıce sarkarak grotesk bır hal alıvor darbuka ntımlerının eşlığınde Hele şarkılar hıç çekılmıvor Belgın le belalısı arasındakı olunıe varacak sadomazoşist ılışkıvı. çeşıtlı nedenlerle oldukça vumuşatan Canan Gerede doğrusu pek bılmedıgı sulara açılmakla ıyı etmemış bızce ^azıp yonettığı bu ıkıncı fılmıyle efsaneve donuşmuş klınık bır arabebk vakasını dennlemesıne duy umsatmakta ya\a kalmış. ancak bıldık klışelere dayanarak kotarılmış vasat bır stıl alıştırması ortaya koymuş Gerede nın anlatmaya gınştığı. bol acılı trajığın tum >apav buyusunu bozan bır başka hatası da Belgın- Bennu Gerede'nın belırgın \menkan aksanı, genelde 'taze yetenek' Bennu Gerede nın epev ı çabaladıgı, hatta >er yer akça pakça, mevzun bır sanşın dılbenn mabumıyetıyle kanşık cazıbesının yuksek enerjısım yaydığı ve cınsel obje olarak fızığıvle perdeyı doldurduğu ılen surulebılırse de bır konuşmaya başladığında. ^merıkalı bır şarkıcı Çıngene kızına donuştuğu de apaçık ortada. son tahhldc Keşkedublaj vapılsavmış ona Fassbinder, NVenders gıbı unlü vonetmenlenn namlı Alman kameramanı Jurgen Jurges ın usta ışı çerçeveleme ve gorüntulennde, Beyoglu'nun ızbe ve karanlık arka sokaklannın mudavımlen (konsomatnsler. donmeler, uyuşturucu satıcıları, kadın tellalları talcı kadınlar, leş kargası medyacılar paparazzı basını, vb ) adeta resmı geçıt vapıyorlar, alışıldığı uzere Tabıı göbek danssız ve şarkısız da olmuyor, bılındığı gıbı. Gerede'nın kımı zaman Atıf Yılmaz'ı çağnştınrcasına pavyon, bar. vb ıç mekânlan ıyı değerlendırerek kullandığı. belgesele selam sarkıtan, yalın ve nesnel bır uslup tutturduğu kımı sekanslara da sahıp alışılmı> duyarlıklar ustune oturtulmuş "Aşk Ölümden Soğuktur", Kadır İnanır ın da bavağı nsklı bır ba^rolu ustlendığı katmerlı bır melo sonuçta Bunca emek ve çaba akıntıva gıtmış ne yazık kı Carrington Yonetmen, senaryo: Christopher Hampton/ Kamera: Denıs Lenoır/ Müzık: Mıchael Nyman/ Sanat yönetmenı: Frank " Walsh/Dekor tasarım: Carolıne Amies' Oyuncular: Emma Thompson, Jonathan Pryce, Steven Waddıngton Rufus Sewelî, Samuel West, Penelope Wılton, Jeremy Northam, Janet McTeer/ 1995 lngıltere (Standard Film) Beyoğlu Beyoğlu, Şışlı Kent, Kadıköy Broadvvay, Fenerbahçe Pyramıd, Bakırköy Avşar sinemalannda. binemasına özgu bır akade- mızmın sındığı "Gunden Ka- lanlar". "Shadowlands" vb gıbı unlu modern melodram- lar zıncınnın yenı bır halkası ızlenımını venyor ^ma James Ivory sinema- sının görkemınden bıraz uzak duran, yalın ve daha ıronık bır anlatımı var Hampton'un Gorsel bakımdan. ayrıntılı kostum ve dekorlann goz dol- durduğu. nıce ıncelık ve bece- nyı ıçeren usta ışı bır sıne- manın urunu dıjebılecegımız filmde kır evlen guzelımça- yırlar. tepeler yağmurlar ve garden partıler ve lngılız manzaralan da gırla gıdıvor Aşin edebı geyık muhabbetı- ne sardırmadan ıcığına cıcı- ğına gozlemlenış. ıyı yazıl- mış ustaca oynanmış ve çe- kılmış seçkın bır melo ve ne- fıs edebı bırçağ fılmı •'Car- rington" Performanslar çok başanh Aşkla cınsellık arasındakı aynmın da altını çızen Hamp- ton. jenenk sonrasında bazı resımlerını sunduğu ressam Carnngton'un bıseksuellığı- nı es geçtığı bu şaşırtıcı ılk fılm denemesınde. oyuncula- nn performanslanndan da ol- dukça destek almış, ozellıkle başrollerdekı Emma Thomp- son'la Jonathan Pryce dan Başlardakı duruşma bölu- munde. makyaj ve sakalıvla Strachey'lebenzerlığı saglan- mış. gerektığınde cılvelı cıl- velı gülen. eğlenen. ışvelı ış- velı danseden, hınzır ve mu- zıp. tıyatro kokenh. usta aktor (meraklasının Terrv Gilli- am ın "BrazJP. *"Baron Munchhausen",Manın Scor- sese'nın "Masumiyet Çağı" ya da Davıd Mamet-James Folej'nın "Glengary Glen Ross-\merikalılar" fılmle- nnden anımsayacağı) Jonat- han Pryce'ın uçan ve hoppa lestlerle soyunup dökünerek basuru ıçın taşıdığı şişme las- tığın ustune oturduğu sahne gıbı kolayca unutulmayacak goruntulerle dolu filmde do- ğal olarak androjenımsı, kınl- gan Emma Thompson da Pryce"dan gen kalmamacası- na dokturuvor baştan sona Yonetmen EricThompson'la ovuncu Phvllida Law'ın kızı olan evlenıp boşandığı Ken- neth Branagh'ın ve ozellıkle Oscar kazandıgı u Howards End", "Gunlerden Kalan", "Babam Adına" gıbı fılmle- nyle ünlenen Emma Thomp- son un Dora Carngton rolun- de Ham Spray House'un dı- şındadıkılıp yenı sevgılısıyle oynaşan Strachey ı, yenı ka- dınıvla yatmaya hazırlanan Partndge'ı pencerelerden seyrettığı aslında kabaca bu mıtoslaşmış hıkâyevi ozetle- yen sahne gıbı kuşkusuz bel- leğımıze kaydedılen etkıleyı- cı bolum ve goruntulerle be- zelı "CaiTİngton"u haftanın filmı olarak sınemaseverlere salık verebılınz kısacası CÖSTERİMDEKİ FİLMLERİN DECERLENDIRMESİ ••• • • ••• ••• • • • •••• Carnngton Aşk Ölümden Soğuktur Aşk ve Yalanlar / Somethıng to Talk About Aynlık / La Separatıon Burma'da Gozyaşlan / Beyond Rangoon Cesur Yurek / Braveheart Fransız Opucuğu / French Ktss ilkŞovalye / Fırst Knıght Sen Uyurken / Whıle You Were Sleepıng Su Dunyası / Waterworid Yağmurdan Önce / Before the Raın Yargıç / Judge Dredd KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Seçimsîzlikten Seçime "Insan herşeyın en tyısıne layıktır" dıyordu Deniz Baykal, geçen akşamkı konuşmasında (kedılenn her şeyın en lyısıne layık olduğu konusunda en ufak bır kuşkumuz yoktu zaten). Mesele, "en ;y/"yı seç- mesını bılebılmekte. Yuzyıllar boyunca karşımızda duran en temel sorunsal da bu değıl mı zaten insanlann kendı çıkarlarının nerede olduğunu bır turlu gorememelenne oldum olası şaşırmıştır kedı- ler Genış halk yığınlarının oylannı, gıdıp başkaları- nın çıkarlannı savunan partılere vermesının nedenı- nı kedı aklının kavraması mumkun değıl galıba Sorun, yalnızca oy vermekle çozumlenmıyor el- bette Bıreylenn, toplumsal çıkarlannı savunmak adı- na orgutlu bır mucadeleye omuz vermelerı gerekı- yor. Bu yalın gerçeğı kıtlelere kavratmanın bır yolu olmalı. Ama nasıl9 Bu noktada sanata, ozellıkle de genış kıtlelere ulaşma şansı en fazla olan sınemaya buyuk gorev duşmuyor mu? Geçen hafta "Ikı Fılm Bırden"\ ızle- yenleranımsayacaktır Bın GuneyAfrıka'dan dığe- rı Amerıka Bırleşık Devletlen'nden ıkı fılm, bıreyın, egoızmınden sıynlıp orgutlu mucadeleye katılma su-1 recını ışlıyordu ilk filmde, yaptığı kuçuk hırsızlıklar-; la beyazlara karşı mucadele verdığını sanan bılınç-j sız bır gencın, çevresınde olup brtenlere duyarsız ka-' lamayışını ve gıderek "doğnı" seçtme yonelışını \z-\ ledık. ; Ikıncı fılm. "Kuzey lşıklan"nda ıse yuzyıl başında; ağır ekonomık sorunlar altında ezılen Amenkalı çıft-; çılerın seruvenı anlatılıyordu ve on planda dış dun-> yadan kendını soyutlamış, kendı kuçuk mutlulukla-. nnın peşınde koşan bır bıreyın, gerçeklerı kavrama-i sını ve çıftçılıklenn bırlık oluşturma ve sıyası ıktıdanl ele geçırme mucadelesıne katılma surecı sergılenı-, yordu | Turk sınemacılannın da bu temel soruna, bıreyın! "seç/m"ıne ılışkın anlatacak bır şeylerı olması gere-' kırdıyeduşunuyorsunuzherhalde. Umanm, bırgun! bu da gerçekleşır (Kuşkusuz, bu temayı ışleyen gu-| zel filmler de yapıldı sınemamızda Zeki Ökten'ın; "Surü" ve "Faıze Hucum" filmlerı gelıyor aklıma); Nedense. uzun suredır toplumsal sorunlardan ken-i dılennı soyutladı bıreyın ıç dunyasına yoneldı sıne- macılarımız Oysa, ıçınde yaşadığımız donem sa- natsal uretım ıçın olağanustu zengın bır malzeme oluşturmuyor mu 9 Baskı donemlennde kedılenn "seçımı" daha da zoriaşır Korkulannı kendılenne bıle ıtıraf etmeyeçe-. kınen kedıler, toplumsal ortamın gerçeklennden ıyı- ce kopar ve kendı kuçuk dunyalarına sığınırlar (Bu manzara hıç de yabancı gelmıyor. değıl mı?) Uste- lık de davranışlannı kendılerıne ve başkalarına kar- şı haklı gostermek ıçın bınbırgerekçebulmaktazor- lanmazlar. Kımılerı ıse ortamın getırdığı yılgınlık ıçınde, kışı- sel hırslannın ve çıkarlarının peşıne duşerier Bu do- nemler fırsatçılar, koşe donmecıler ıçın bırebırdır Baskı donemlerının ınsan psıkolojısı uzerındekı etkılerınden soz etmem boşuna değıl Yarın akşam, "Ikı Fılm Bırden"öe polıtık atmosfenn bırey psıko- lojısı uzerındekı yansımasını konu alan, "seçımsız- lık" ıçınde kıvranan ya da yanlış seçımlere yonelen bıreylerı anlatan ıkı onemlı fılm gelecek karşınıza Ilk film Ispanyadan Mario Camus un "An Kovanı" Camilo Jose Cela'nın aynı adlı romanından uyar- lanan bu filmde Franco donemınden "ınsan man- zaralan" ızleyeceğız Dona Rosa'nm kahvesı, done-' mı anlatan bır mıkrokosmostur adeta Garsonlan, çalgıcıları, soyluları, aydınlan hırsızları, polıslen, orospulan ıle "ışçı sınıfını kalkındırmanın en etkılı yollanndan bınnın, Kadınlar Bırlığı uyelennın ıskam- bıl yanşmaları duzenlemesı olduûuna" ınanmış Do- na Vlsıtacıon ve daha nıcelerı lnsanoğlunun tum kırlı çamaşırtan bır bır ortaya dokulur bu kahvenın çevresınde. Ama sevgı ve umut pırıltılarından da yoksun değıldır bu "An Kovanı". Yanı, Franco faşız- mı altında ınleyen 1943 Madndı Ikıncı fılm ıse Çekoslovakya'dan Buyuk değışımın oncesını, yozlaşan bır sıstem ıçınde tum değerlen- nı yıtıren bıreylenn yazgısını anlatıyor "Uşaklann Za- manı" Kedılerın ve de insanlann. "seçım"lennı doğru yapmalarını dılıyorum. Umudumuz: "Yıne kedıler, yenı kedıler." Piyanist Giilay Uğurata öldü •USKARA (AA)-Unlu piyanist, Devlet Sanatçısı Gulay Ugurata dun sabah oldu Devlet Sanatçısı Suna Kan ıle keman- pıyano ıkılısı olarak \ erdığı resıtallerle dunyaca un kazanan Uğurata. hastalığı nedenıyle uzun suredır tedav ı goruyordu 1940 yılında lstanbul'da doğan Gulay Lğurata kuçük yaşta pıyanoya başladı ve ılk konsennı altı yaşında verdı Yedı yaşında tstanbul Beledıye Konservatuvan'nda Ferdı Statzer'ın öğrencısı olan Gülay Ugurata. on yaşında orkestra eşlığınde ılk konsennı verdı 15 yaşında İstanbul Beledıye Konservatuvarf nı bıtıren sanatçı. çalışmalannı Munıh Yuksek Mûzık Akademısı nde Profesor Freıdnch VVührer'le sürdürurek bu akademının en yuksek bolumunu pekıyı derecevle bıtırdı Oğrencılık yıllannda ba^ladığı konser etkınlıklennı yurtıçınde ve Avrupa'nm çeşıtlı ulkelennde verdığı konserlerle »ürdüren sanatçı. 1971 yılında "Devlet Sanatçısı" unvanını aldı Gulay Ugurata, 1976 yılından ıtıbaren Cumhurbaşkanlığı Senfonı Orkestrabi solıstı olarak gorev yapmaktaydı Gulay Lğurata'nın cenazesı bugün Kocatepe Camıı'nde kılınacak namazın ardından Karşıvaka Vlezarlığf nda toprağa venlecek Kultur Bakanı Fıkn Sağlar, Cumhurbaşkanlığı Senfonı Orkestrası solıstı de olan Gulay Uğurata'nın vefatı dolayısıyla bır başsağlığı yayınladı Turkıye'nın yetıştırdıgı buyuk yeteneklerden bın olan Lğurata'nın zamansız olumunu uzüntu ıle öğrendığmı belırten Sağlar "Cok kuçuk yaşta başladıği sanat yaşamına sayısız başanlar sigdıran onemlı çalışmalara ımza atan Lğurata. dünyanın çeşıtlı yerlennde verdığı konserlerle çağdaş Turk sanatçısını en ıyı şekılde temsıl etmış ve aldığı odullerle de ulkemızın gururu olmuştur" dedı 'Emeğe Saygı'da Mehmet Başaran Kultur Servisi - Evrensel Kultur Vlerkezı. kultur ve sanat yaşammda değer uretımının bınkım ve sureklılıkle yakından ılgılı olduğundan hareketle bu bınkıme kdtkıda bulunan kültür v e sanat ınsanlanmızı gundeme getırerek onları değerlendırerek anmak amacıyla Emeğe Sa\gı adı altında bır etkınlık dızısı başlatıyor Ilk etkınlık 40 yılı aşkın bır suredır şıır. öykü, roman, çocuk edebıyatı alanlannda ürunler veren gerçekçı edebıyatımızı zengınleştıren Mehmet Başaran'a ayrıldı Bugun saat 19 00'da duzenlenecek 'Emeğe Saygf gecesınde Mehmet Başaran'ın sanatını Vedat Gunyol, Samı Karaoren. Emın Ozdemır, Konur Ertop, Oner Yağcı. Gulsum Cengız Akyuz değerlendırecekler Fotoğraf sanatçısı tsaCelıkbır dıa göstensı sunacak Kemal Ozer'ın sunuş konuşması yapacağı. tstanbul Sahnesı oyunculannm sanatçının yapıtlanndan derlenmış bır gosterıy le katılacağı gecede Başaran'a bır plaket sunulacak ;
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle