25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 1995 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Tarihin Boyutlan ve TTK Prof. Dr. SALİH ÖZBARAN DEL Bııcu Eğııım Fakultesı 1 5 Ekım 1995 tanhlı Cumhuri- >et'te "TTKde (Turk Tarih Kurumu'nda) uç profesore ıh- raç" başlıklı bır vazı ıle karşı- laştığımda garıp duygular ıçı- neburunu\erdım "kımşutlan- dı acaba" dıvecektım kı Ord Prot Dr Sedat \lp, Prof Dr Semavi Eyice \e Prof Dr NeşetÇağataj'ınadlannı oku- yuverdım. kafam karıştı. uzuldum. ama bu bılgınler adına. kendılerını dehleyen- lerın a\uçlanna su dokemeyeceklerı bu saygın kışıler adına da sevınıverdım ne- dense duşunerek rahatladım sankı 1989 yılında benım eleştırılenmın odulu ola- rak kurumdan atıldığım gunlerde taşıdı- ğım duygulan haddım olmayarak pay la- jıverdım onlarla Turk \e Bızans sanat- ları ustune onca çalışma v apmıs olan bır "De\"Semavı E> ıce Anadoluuygarlık- larına yaptığı katkılar ıle kendiMnı atan- lann deneyımlerını herhalde ıkı kat aş- mış olan "Koca Çınar" Sedat Alp \ e la- ıklığın kendısıne getırdığı ozgurlukle ts- lam tanhınde >anm yuzyıldan tazla ge zınmış bulunan ".MİIanntarihçisi" Neşet Çağatay boyunlarında kement gıbı du- ran bağımlılıklanndan sıvrılıvermısjer- dı "Zaten. nasıJ barınnorlardı orada; hangi tarihin. tarihçilığin peşınden gıdi- yorlardı; tarihçilığin ne tur bırerdemıni görmorlardı" dıye sordum durduni Turk kulturu adına tarıh^ılıgı temsil edenlerın \e onlan gudumleyenlerın yaptıklarının ev ınden sokaga çıkmamış "munzevi'" gıbı. dunyada bu alanın ge- lıştırdığıyontem yaklaşimve ı^Ie> ı^~bı- çımlerıne ve demokrası ıle ınsan hakla rının zorladığı değer vargılanna yaban- cı kalmış bır "cemaat" u,inde ne ıslerı v ardı' Altı yıl once 24 Ağustos 1989 tarıhın- deCumhurıy et te >a\ımlanan TTK ıle ıl- gılı bır yazımda uyelıklere ıliîjkııı »uııla- rı dıle getırmıştım Dikkat edilirse, TTK uvelerinin ilk >a- nsı de\let memurluğu nıtelığı esası uzerine burokratik yapıb \ uksek kurum- ca. ıkincı \arısı da içinde tesadufen bir - bdki ikı- tarihçi bulunabılen VOK tara- fından seçılmiş olduğu gonılür. Bu tercih- ler sonucudur ki Em. General, Em. Dip- lomat İlahivat uzmanı gibiler TTK'ye u>e >apılmış, ama Ekrem AkurgaL Ha- lil İnalcık (nedense sonradan veniden uv eliğe alınmıştır), Sema\ i Ev ice. Şerafet- tin Turan. Nejat Goyunç ve daha nicele- ri. alanlarında uluslararası une sahip profesorier kurumdan çıkanlmışlardır. Anlaşıldığı kadarıyla merkezın doğ- rultusunda duşunmeyen y a da alanların- dakı ustalıklannın gerektırdığı ve akade- mıkda\ranışınzorunlu kıldıgı eylemle- rı gONterenlere hıç yer kalmamış 1932 vılından kopup gelen Ataturk'un ba- ğımsızlığı ustune tıtredığı bu kurumun 12 E\lul generallerının açtıkları çukur- ların sozde de\ letı kuçultmeye sosyo- ekonomık yapıyı lıberalleştırmeve ko- yulan. adına da "shil" denılen gırışım- lerın unıtormasız marıfetlerı ıle derın- lıklerıne gomuluvermı:;. Evren-Ozal- Demirel-Çiller çızgısınde de merkezın beklentı \e çıkarlarına hızmet eden bır de\let daıresı durumuna getırılıvermış- tır İngılız tarıhçı John Tosh'un çok gu- zel ozetledıgı nıtelıklere burunuvermış- tır adeta Siyasal gucu kullananlarvada ona goz dikcnlcr, geçmişe. amaçlanna en iyi bi- çımde hı/nıet edecek kla\ uz goıuv le bak- mışlardır. Bunun vanında sivasal seçkin- ler, kamuov unda tutunabilmek için, te- mel sivasetlerınde konumlanm gerek kendi geçmışlerindekı başanlannı \ur- gıılanıak, gerekse golgesinde çalıştıklan aııavasanın eksıkliğinı gosterebilmek su- reti> \e j asallaştınlnıış olan bir tarih u\ ar- lamasına ilgi duvmuşlardır (1). Turk Tarıh Kurunıu'nun gunumuzde ulaştığı noktayı kendı geçmisıvle kıyas- ladığımızda, yukarıda değındığım nıte- lıklerı taşımasının getırdığı engelleme- ler dolayısıyla. tarihçilığin dunyada ve kımı gıri:>ımlerve bıreysel yaklaşımlar- la Turkıye"de, ulaştığı gelı>melerın çok gerılerındekalmı^olduğunugorebıiırız Sanıyorum bu auklı durum kurumun çıkardıgı yayın ve faalıyetlerını yansı- tan son kıtapçıkta açıkça ızlenebılır (2) Ne yazık kı TTK. bunyesınden çekıp at- tığı ve onların oncullen olan bılgınlenn başarabıldıklen yayın ve taalıvetlerının lıstesıne sadece uç-be> tutarlı tarıhçının (TTKde kalmalarının "hıkmet"ını an- layamadığım bırkaç kı^ının» katkılarını ekleyerek gov de gosterısı yaparken "ge- rek u\elori\lf. gerekse uyclen dışındaki bilinı adamlarıy la çeşitlı bilinısel toplan- tılar \apmış \e Turk tarihının konulan- nı.sorunlannı tartişmıştır" ıddıasıy la bu meslegın ıçınde olan. Turk ve dunya ta- rıhçılığındeolup bıtenlerı ızleyebılenle- n yanıltabıleceğını sanmıştır TTK çok yazıktır kı. ne tarıhın kay- naklarını gun ışığına çıkarabılecek bıl- gınlerı kullanabılmış ne de tarihçilığin dunvada (hatta Turkıye'de1 ) gelıştırdığı kavramlan. urettıgı yakla^ımlan ve on- gorduğu yontemlerı yakalayabılmi!>tır Bu kurum. elındekı parasal kaynakları venmlı bıçımde kullanamamış kuçucuk bırçocuğun bıle acıyla vegulumseyerek karşılayacagı çağdışı kıtaplan Turk top- lumunun hızmetıne "popûler tarih" nı- yetıyle surebılmıştır Onca olanaklanna karşın TTK'nın son uç-be% yıl ıçınde y aptıklannı herhangı bır y ay ınev ının ça- balarıylakıyaslarsanızyada 1991 yılın- dadevrevegırenTurkıye'nın Ekonomık \ e Toplumsal Tarıh Vakfı'nın son bırkaç yıl ıçınde tarıhın boyutlarını yakalama- ya çalı^an gayretlenyle (3) mukayese edersenız bu kurumun varoluş nedenı- nı ıçınız sızlay arak sorgulama gereğı du- yarsınız Tanhçılerınçoğunun umudunu kestığı merkezın elınde îstenılen ^ekıl- de bukulebılen akademık ve ozgur ça- h^malann tartışmaların gelıştırmelerın hayal olduğu. modern tarihçilığin algı- ladığı olçulerde Turk toplumunun tarı- hıne bıle hızmet edemeyen boyle bır"muessese". ne vazık kı. 12 Eylul 1980 oncesının anılarıyla y aşamaya terk edılmıştır Tarihin boyuttan ve TKK Tanh kendısını gerek I Dunya Sava- şı gerekse II Dunya Savası sonralann- da. bırbırlerını bogazlayan ulusların ın- sanlıga serpiştırdıklerı felaketlerın so- nucu duşmanlıktohumlanekmeyenne toplumu temel alarak sosyal bılımlerle daha da ıç ıçe çalısarak kesfettığı çok daha kapsamlı ayrıntılı konularını. açı- lan arşıv lerın yenı bulunan kaynakların, elde edılen teknıklenn verdığı olanaklar- la gelı^tırdı dunya coğrafvasinda daha çok gezınme gereğı duydu, sıvasal tarı- hın tanımını yenıden yaptı. sınırlannı aş- tı Benım buradaay nntılannıv eremeye- ceğım tarıh çalışmalan olavlan genel vasalar ıçıne oturtarak geçmışın yaşan- mış ınce noktalarını ortak açıklamalarla yansıtmış, tarıhçılıkten kuçucuk bırcoğ- rafyabırımııçındekıdınamığınevenıden yonelmış mıkro ve yerel tarıhe. aıle ta- nhıne beslenme tanhıne. çocuk doğur- ma tanhıne bedenın tanhıne. sporun ta- rıhıne. oy un eğlence tanhıne. cınsellığın tanhıne i!;çı tanhıne. kunjmların tanhı- ne olumanının tanhıne yenıden guncel- lık kazanmi!} olan sozlu tarıhe uzanırken TTK var olu% nedenını ne tur bır eyle- mıy le kanıtlayabılecektır' Daha açık bır soruyla sorduğumda. asken tarıh bılım tarıhı polıtık tarıh ıktısadı tarıh top- lumsal tanh dın tanhı sanat tarıhı po- pulerkultur tarıhı dıplomatık tanh. \\- rupa tarıhı. uçuncu dunya tanhı vb ay- nmlannda v e aklıma gelmeven TTK'nın gelı^tırdığını ıddıa edebıleceğı bıralan- da nasıl bır açık alınlılıkla çıkabılecek- tır kars.ımıza, dunya tanh platformlanna bu dev let daıresı0 Sonuç Turkıye"de tarıh ozellıkle merkezın hûkmettığı resmı kurumlarda barut fı- çısı gıbı malzeme ureten bır ısjev yuk- lenmış gorunumundedır Unıversıteler - bırkaçı dışında- bu bılgı dalını suçlu ve du>man ya da dost arayan bır kompartı- mana sokarken. Mıllı Eğıtım Bakanlığı da mufredat kıtap ve oğretım yontem- lerı\ le tarıhın çağdas beklentılerınden çok uzak amaçlara hızmet ettırme yo- lunda dortnala gıtmektedır TTK (ve ona kumanda eden Yuk- sekkurum) ıse ınsanoğlunun kazanma- ya ve pekıştırmeye çalıştığı barış. de- mokrası ve sosyal adalet gıbı kavramla- rın ıçlennı doldurabılecek hıçbır şey vapmamaktadır TC hukumetı tum sıvasal partıler butun sıvıl orgutlenmeler. tepeden ınme kurulan Ataturk Yuksekkurumu'nun baş sorumlulan ve onun golgesındekı -ıçın- de -.ağduy ulu uvelenn bulundugunu bıl- dığım TTK- herkes. her bır sorumlu or- gut. kurum ve kışı cıddıyetle du^unme- lıdır kı. tarıh araştırması ve ogretımı çok cıddı ışjerdır Demokratlık ıster akade- mısvenlık ıster. ınsanlık ıster TTK bu ışı ba^aramamıştır Ona eskı statusuyle. çagdas. bır tarıh kurumu nıtelığı yukle- ınek Turkıye'nın demokrasısıne yuk- lenmek ıstenengorev ıleeşanlamlı sayıl- mahdır PENCERE (l)JTosh ThePursuıtofHıstorv Lond- ra 1989 s 66 (2) Turk Tanh Kurumu Yavınlan TTK. Basımev! 1995 (3) 1991 den 1995'e Tanh Vakfı Tarıh \'akfı 1995 ARADABIR Prof.Dr. MUSTAFA KA«L\KÇI hnuı L ııı Oğıetını Ek nıanlaı ı Dı ııwi*ı Bk Üniversitelerimiz, Sorunlar ve Çözümler ( Turkıye unıversıtelerının bırçok sorunu var Bunla- n başhca uç ana başlık altında toplamak olasıdır Bı- rıncısı, ozgur, demokratık ve ozerk bır unıversıte ya- sasının yokluğu ıkıncısı araştırma-gelıştırme (AR- GE) etkınlıklerıne ayrılan kaynakların yetersızlığı uçuncusu ıse oğretım elemanlannın ozluk haklarının tyıleştırılmesı sorunudur < Turkıye unıversıtelerı bugun YOK olarak adlandı- nlan bır yasayla yonetılıyor Bu yasayla, yonetım ve herturlu etkınlık buyuk olçude emır-kumanda zıncı- nne bağlı olarak yapılıyor Oğretım elemanlan ve oğ- rencıler, kendı kurumlarında gıderek yabancılaşıyor- lar Ote yandan üniversitelerimiz mantar gıbı çogalı- yor Sonuç olarak unıversıtelerımızın nıtelığınde dık- kate değer olçude gerılemeler var Budurumda üni- versitelerimiz ancak bır reformla olumsuzlukları aşa- bılır ve çağdaş çızgıyı yakalayabılırler Bu reformla, öncelıkle unıversıtelerdekı yonetım ozerkleşmelıdır Bu ozerklık ıçınde oğretım elemanlarının tumu, oğ- rencıler ve unıversıte çalışanları olmalıdır Bu baglam- da YOK kaldırılarak unıversıteler arası eşgudumu sağlayacak kurumlar atamayla değıl oğretım ele- manlarının ozgur ıradelenyle oluşturulmalıdır Ikıncısı, AR-GE etkınlıklerıne ayrılan kaynakların yetersızlığıdır Çağdaş ulkelerde unıversıtelerın temel gorevı ve ışlevlerı buyuk olçude AR-GE etkınlıklerıne yonelıktır Meslek adamı yetıştırme bır başka deyış- le bu anlamdakı eğıtım ışlevı bunun arkasından ge- lır Bununla bırlıkte YÖK duzenıyle üniversitelerimiz, salt meslek adamı yetıştıren kurumlar durumuna do- nuşturuldu Bu ıkı şekılde oldu AR- GE etkınlıklerı- Sıe ayrılan kaynaklar gorelı olarak arttınlmadı Uste- k yenı açılan gecekondu unıversıteler aynı butçeden £ay alınca bınm unıversıte başına AR-GE payı gu- lunç bırduzeye duştu Ote yandan unıversıtelenmız- de oğretım uyelerı ders vermekten AR-GE etkınlık- lerıne yeterınce zaman ayıramaz duruma da duştu- ler Bu durum ozellıkle yenı açılan taşra unıversıte- lerınde çok daha vahım duzeyde yaşanıyor Bunun sonucu unıversıtelerımızde uretılen bılım ve tekno- Ipjının duzeyı gelışmış ulkelerın çok gensınde kalmış- tır Sanayı tarımve hızmet sektorlerımızdışandansu- reklı bılgı ve teknolojı transfer edıyor gıderek çok da- ha bağımlı bır ulke durumuna gelıyoruz Goruleceğı ğzere AR-GE etkınlıklerınde gerılık ya da yetersızlık salt unıversıtelerımızın sorunu değıldır Turkıye nın sorunudur butun sektorlerın sorunudur, butun sos- yal sınıf ve katmanların sorunudur Hepımız Turkıye gemısınde yaşıyoruz Bılgı uretmeye verdığımız one- me gore ya bırıncı sınıf ya da uçuncu sınıf bır toplum olacağız Unıversıtelerımızın oğretım elemanları yanında te- mel oğelerden bırısı oğrencılerdır Oğrencılerın de eğıtımden sosyal hızmetlere değın bırçok sorunları vardır Sınıflan ve yurtları çok kalabalık, laboratuvar- ları ve kıtaplık olanaklan çok sınırlıdır Ustelık harçla- n da gıderek artıyor Eğıtım gıderek ucretlı duruma ge- lıyor Goruleceğı gıbı unıversıte sorunlarımız toplumu- muzun sorunlarından soyutlanamıyor Bu nedenle çozum yolları da genelde çağdaşlaşmadan geçıyor Burada çağdaşlaşmanın ıkı temel koşulunu kısaca ır- delememız gerekecektır Bunlardan bırıncısı demo- ratıkleşmedır Demokratıkleşme ıle yaşamımızın her konusunda bızı ılgılendıren ne varsa bunların ekono- mık sıyasal ve sosyal çozumune, orgutlenerek (par- tiler, de-nekler sendıkalar meslek odaları, vakıflar ını- sıyatıf gruplarda vb) katkıda bulunabılır ve ağırlık ko- yabılırız Demokratıkeşme salt sıyasal partılereyada dort-beş yılda sandık başına gıderek oy kullanmay- la gerçekleşmez Demokratıkleşmenın bıze getırece- ğı kazançlann en onemlılerınden bırı sosyal adale- tın, bır başka deyışıyle sosyal devletın gerçekleşme- sıneyapacağı katkıdır Çağdaşlaşmanın ıkincı koşu- lu da teknolojının verımlılığıdır AR-GE etkınlıklenne yeterlı kaynak ayrılamaz ıse daha once de belırtıldı- ğı uzere kuzey ulkelerı denılen ulkelerle yarışmak ola- sı olmayacaktır Çağımızda hangı ulkeler teknolojıyı yuksek duzeyde uretebılıyorsa başka ulkelerden da- rıa yuksek duzeyde ucuza kaynak aktarmaya devam edeceklerdır Aslında yenı dunya duzenı denılen ozel- leştırme ve kureselleşme yaklaşımları da bu kaynak aktarımını arttırmaya ve hızlandırmaya yonelık araç- lardan başka bır şey değıldır Türkiye Solunun Tarihsel Görevi T4NJU ERDEM Emekh Amtml D emokratPartı'nın 1950vılının 14 Mayıs ında ıktıdara gelmesınden gunumuze 45 yıllık sureçte Tur- kıye genelde merkez sağdakı ık- tıdarlarcayonetıldı Bugun buık- tıdarlanngerçekleştırdılclerı kımı gelı^ım ve atılımlara karşın son çozumlemede ul- kemızı ve ulusal cumhunyetımızı tehlıkelı bır uçurumun kıyısına getırdıklennı soylevebılınz Duruma bakarsak zaman zaman Batı emper- valızmı nın gudumunegınlmeksuretıyletamba- ğımsızlıkveaklın bılımınrehberlığını ozgurdıı- şuncevı esas alan aydınlatmayı başlatan laıklık ıl- kelennden uzakla^ıldıgını. şenatçı orgutlenmeye olanak sağlandığını vatandaşlarımızın çağdaş demokratık bır toplumun eşıt ve savgın uyelerı ol- duğunu kabul eden halkçıhk ılkesının yaşama geçınlemedığını aksıneedımde sıyasal ve burok- ratik yonetım basamaklarına, toplumun egemen katmanlannaayncalıklarsağlanarakbırolıgarşı- nın oluştuğunu. ınsan haklanna duyarsız kalın- dığını toplumda gıderek fırsat eşıtlıgının kay- bolduğunu sosyal dev let ışlev lerının yenne ge- tınlmesınde vetersız kalındığını gelır dağılımı- nın ulusal bırlığı zedelevecek boyutlarda bozul- duğunu. ulke ekonomısının ozellıkle kamu har- camalannda ısrafa gıdılmesı sonucu artan ıç ve di:> borçlann faız odemelerı ve yaşanan yuksek enflasyona ko^ut bunalıma ve cıddı bır çokuntu- yegıttığını.ıç vedış ulusal guvenlığeyonelendı- namık tehdıtlenn yoğunlaştığını toplum hayati- nın onemlı sektorlennde toplumun yapısını ve geleceğınıolumsuzetkıleyenkırlenınelerınoldu- ğunu sağlıksızkentlesme goçvespekulatıfrant- lar sağlama olgusunun sosyo-ekonomık ve çev- re sorunlarına yol açtığını son v ıllarda ulusal sa- nayıleşme polıtıkalanndan vazgeçıldıgını, cum- hurıyetımızın ekonomık ve endustrıyel kalkın- masının ıtıcı gucu ve ulusun malı olan KlT"lenn ozelleştırme yontemıyleyokedılmeyebaşlandı- gını. teknolojı uretımı ve AR-GE faalıyetlenne gereken ulusal onemın verılmedığını goruvoruz Sonuçta, Turkıyemızde merkez sağ ıktıdarla- nn yonetımınde çağda* demokratık duzey ve nı- telıklere ulaşabıime sağlıklı bır vapı oluşturula- rak ülkenıızı çağdaş uygarlık ve refah duzeyıne enştırme olanakları varken gerçek demokrası ve ozgurluk yanlısı olmadıklanndan plan tıknne ınanmayarak kaynaklan rasvonel kullanmadıkla- rından yonetımde sosyal adalet. erdemlılık kav- ramlanna yeterlı duyarlılık gosterılmedığınden ulkemız belırlı donencelerde bunahmlan yaşa- mış, son yıllarda bunalımlar ıvıden ıvıye sure- ğenleşmıştır Sov y etler Bırlığı v e Doğu Av rupa komunıst re- jımlerınınçokuşusonrası ABD"nındunvanıntek super gucu olarak kaldığı bır ortamda uluslara venı bır dunya duzenı empoze edılmektedır Bu duzenın ıdeolojısı.kışıyı esasalangınşım. duşun- ce ınanç ozgurluğünun çoğulcu demokrasının ve ınsan haklarının on plana çıkarılması. kuresel- leşme surecıne gırılerek çokuluslu şırketlenn fa- alıyetlerının yaygınlaştırılması. ulus-dev let bun- yesindekı etnık ve dını kımlıklerın tanınması uluslararasında karşılıklı bağımhlık. uzlaşma ve uyum donemının başlatılmasıdır Bu duzenın uygulanmasında gelışmekte olan ulkelerın bağımsızlıklarına kasteden onların ekonomılennı, malıyetlennı.endustnyelgehşım- lennı denetleyen yonlendıren. etnık ve dını ay- rımcılık yaratarak ıç barışlannı tehdıt eden stra- tejık karar mekanızmalarını etkıleyıcı taalıvetler gözlenmektedır Yenı duzende demokrası ve ın- san hakları sav unulurken gerçek polıtıkada super gucun çıkarları asıldır ABD'nın Ortadoğudakı yakın muttefıkının Suudı Arabıstan monarşısı ol- ması bunun ozgun omeğıdır Gerçekte yenı dun- ya duzenı super gucun emperyal çıkarlarını ko- rumak. egemenlığını surdurmek uluslar arasın- da dengeler sağlama amacına yonelık bır araç olarak kullanılmaktadır Merkez sağ ıktıdarlann yonetım felsefe v e uy- gulamalarıylaulkeyı ıçıne duşurduklenbunalım- dan esenlıge çıkarmak ve emperyalızmın yenı dunya duzenınde bağımsızlığımızı koruyarak, ulusal gucumuzu gelıştırerek yer almak maksa- dıyla. Ataturk ılkelerını benımsemiş bu ılkelerı ulke yaşamına uygulamada kararlı olan merkez soldakı sıyasal kadroların guçlenerek ıktıdara ta- şınmasi şımdı tarihsel bırgorev olmaktadır Bu ülkunun gerçekleştırılmesıyle bozulan denge ve duzenleryenıdenkurularakTurkıveCumhunye- tı'nın demokratık laık ulusal devnmcı sosyal hukuk dev letı nıtelıklerıyle sonsuza değın gu- venlık ıçınde. gelışerek yaşamını esenlıkle sur- durmesı mumkun olacaktır Bu tarıhvel gorev ın gerçekleşmesı ıçın oncelık- lemerkezsoldahalkımızagüven veren vetenek- lı. erdemlı sağduyulu bırkadronun ozenle oluş- turulması ülkemızı çağdas uvgarlığa ve refaha goturecek halkımızın temel sorunlanna çozum getıren. ulusal bırlığımızı pekıştıncı coşkuvu sağlavıcı somut ıvıleştırmeler vapan bır progra- mınhazırlanması sureklı veyoğunçabalarlatum vatan sathında toplumumuza mal edılmesı olası provokasyonları boşa çıkartabılecek akılcı on- lemtenn alınarak ongorulen programdan odün vermeden sabır ve teennı ıle hedefe yurunmesı gereklı olmaktadır Programda ekonomıyı. sosyal haklann kulla- nımını. dev let erklerıyle ılışkılen lyıleştıncı on- lemleröncelıkle yer almalı malıyede eğıtımde sağlıkta. ekonomıde. teknolojıde. ulusal guven- lık polıtıkalannda kaynaklann saglanmasında savurganlığm onlenmesınde çevre sorunlannda burokratik ışlemlerın kolaylaştınlmasında ger- çekçı. akılcı ve ılımlı reform nıtelığınde duzen- lemeleryapılmalıdır Ulkenın olanak ve yeteneklenyle gereksınme- lerarasındakı dengelerın tıtızlıkle koiinması top- lumun huzuru ve ıstıkrarı ıçın onemlıdır Son yanm yuzyıla yakın bır zamandır Turkı- ye merkez solu Kemalızme gonul veren kadro- larTurkıye'nınyonetımıneağırlıklannı tam ola- rak koyamadılar Ama durum ve koşullar. ulke- mızınyararları Turk merkez solunun ıktıdarıust- lenmesını gerektınyor Bu ozlem bır ruya değıl- dır Yeterkı halkımıza guven venlebılsın aydın- latılma sağlansın, kalplerde ınanç ve coşku ka- falarda bılınç yaratılsın Turkıye solunun ıktıdar olması durumunda. bunalımdan çıkış ve emperyalızme karşı uygu- layacağı yonetım modelının başansı kuskusuz ulusal Kurtuluş Savaşı v e dev nmler surecıne ben- zer şekılde bugun de gelışmekte olan ulkelere ye- nı bırumut ışığı vesaygınbırornekolu^turacak- tır 8 Kasım'da en iyi müziğin sınırları geçmişe uzanıyor... Dinlemeye devam edin! • , ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ™ ^ ^ ^ Türk popunun en klası" Düşman!.. Kım duşman? Herkesın kafasında kendınegore bır duşman ım- gesı var Dost sozcuğunun karşısına yerieştırmek ıçın ılle de bır duşman bulmak gereklı, değıl mı? Bu gelenek ınsanın ıçıne oylesıne ışlemış kı, kımlı- ğımızı vurgulamak ıçın kendımıze bır duşman ya- ratmak ınancı yaygınlaşmış ama, duşman kım ya da ne olacak9 Yeryuzu duşmanlarla dolu1 En çarpıcı orneklerden bınnı yamacımızda gore- rek yaşıyoruz" Arap Yahudı'ye duşman . Yahudı Arap'a Hem de az buz duşmanlık değıl bu; ıkı tarafın da kutsal belgelerı var Duşmanlıkta ınanç onde, akıl arkada Kın tohumları, kuşaklar oncesınde toprağa serpılmış, verdığı surgunler zehırlı, ama, yurekler- dekı ağu bılınçsız • Ortadoğu'da barış surecı guç bela yaşanıyor Ekım ayının sonunda "Islamı Cıhad örgutu" lıden Doktor Fethi Şakaki Malta'da oldurulunce, banş- tan yana olanların tuylerı dıken dıken olmuştu - Eyvah - Kım ışlemış olabılır bu cınayetı? - MOSSAD' Islamı Cıhad adına yayımlanan bıldırı kesındr Izak Rabın başkanlığındakı Sıyonıst katıllere bıl- dınyoruz Bu çırkın suç, yeryuzundekı butun Sıyo- nıstlen bırer hedefe donuşturmuştur" Herkes kaygılanıyordu - Şımdı Islamı Cıhad Örgutu, Rabın'/ yok etmek ıçın her şeyı yapacak FKO (Fılıstın Kurtuluş Örgutu) lıderının çabaları boşa mı çıkacaktı? Rabın ıle Yaser Arafat barış ıçın e! sıkışmışlardı, ama hem Yahudı hem Arap ke- sımınde barışı ıstemeyenler, dostluğu ıçlenne sın- dıremeyenler duşmanlığı yeğleyenler azımsanma- yacak çaptaydı Bır şeyler olacaktı. • Haber bomba gıbı patladr "Izak Rabın 'e suıkasV " İlk çağrışım bu cınayetı Islamı Cıhad O r gutu'nun ve bır bağnaz Arap'ın ışledığını akla getırıyordu Duşmanlığın bıley taşında ıntıkamın kılıcı bılenıyor- du Barış çabalanna yazık mı olacaktı'' Derkenşa- şırtıcı bır şey oldu, ajanslar katılın kımlığını bıldırdı- ler, katıl hukuk fakultesınde oğrencı 25 yaşındakı Yî- gal Amir: "Ben demıştı, 'sadece Tanrı'nın emırlennıyen- ne getırdım, hıç pışmanlık duymuyorum " Bır Musluman yapmamıştı bu pıs ışı Bır Yahudıydı katıl • Izak Rabın'ın duşmanı kımdı'? Yaser Arafat'ın duşmanı kım'? Duşman, bağnazlık, softalık, şovenhk, yobazlık- tan başka nedır kı 9 Yalnız bızde değıl, uygar dıye anılan Batı dunya- sında onyargılardan annmak ıçın bu acı olum bır ders yerıne geçebılır mı? Yobazlık, softalık, şovenhk, bağnazlık, butun top- lumlarda kol gezıyor, ınsanlığın ortak bır duşmanı varsa, aklı korelten ve bılıncı karartan konnançtır Bu ortak duşmanın ne mıllıyetı vardır, ne ırkı, ne dını, ne de cınsıyetı . Herdının, mıllıyetın, ırkın, cınsıyetın kalıbınagıre- bılır duşman' ARION YAYINCILIK TÜYAP 14. İSTANBUL KİTAP FUARI İ m z a g ü n ü 6 KASIM 1995 PAZARTESİ KRİTON DİNÇMEN 15.00-18.00 310 9869 Size tiyatro öüyiisünti 6ufaştıracaR V^orRsfiop + Oyun IKasım'dan itiöaren fier fiafta sonu OT)EOX NÂZIM HİKMET KULTÜR VE SANAT VAKFI BEKLENEN KİTAP çizgilerle nâzım hikmet ÇIKTI Yazan Mu|dat Gezen Çızen Savaş Dınçel Nazım Hikmet Kultur ve Sanat Vakfı Yayınlan 1 TUYAP Kıtap Fuarı Alt Kat No 49 Nâzım Hikmet Vakfı Standı nda bulabılırsınız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle