25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5KASIM1995PAZAR 14 KULTUR Faşizmle sanat biraraya geKnce... KüitürSenisi-Sanatın ,k- 7-ngiltere'de Hayvvard Galeri'de açılan -'Art'and tıdar arla olan 1 ışkısı. her m n •>• /c » iı * J \ L. 1 1 1 • i m n - ı dönemdesorgulandı. Bask,- / P o W e r < S a n a t V e I k t l d a r > b a § l l k İ 1 S e r 8 ' ' ' 9 3 ° l a n n cı rejımlenn egemenlığınde -*- Avrupası nda Müssolını, Stalin, Hıtler ve Franco sanatın nasil soluk alabıldı- diktatörlüklerinin sanata bakış açılannı gözler önüne gı soru.u topiumiann gün- s e n y o r Sergide yer alan resim ve heykelleri yapan demındenuzunvıllarbovun- J . , , ,-, . ... , • , J , 1 j ca mmedı. Bu sorunun yam- sanatçılar, bu dıktatorlenn korumasında olan ya da tı Ingılterenin onemlı îanat onlar tarafından desteklenen isimlerden oluşuyor. merkezlennden Hayward Ancak serainin dikkate değer bir bölümünde. faşizm Gaien-deaçılan-ArtandP». k t sanatçıların çalışmaîan ver alıvor. wer (Sanat ve Iktıdarlbaş- ¥ Y Y v j lıklı sergide de aranıyor. Ser- sına olanak tanımıyor. Bu anlamda propaganda etkin- liklerı ıçın çok uygun. Afiş- lerarasında. Ru-; sanatçılar Deni \ e Dolgurukov 'un "Llkemiz ve ()rdumu/u Güçlendiren Büyük l.ider Stalin" ya da italyan sanat- çı Terragni'nın "Faşist De\- rimin Sergisi'" adlı, Vlusso- lini'nın büsiüyle süslenmış çalışmalan göze çarpıyor Totalıter sanat. ızlevıcıve gının duzenlenme nedenı açık: 1930'lann Avrupasfnda Mussolini. Stalin, Hhier ve Francodıktatörluklerının sanata bakış açı- lannı gözler önune sennek Sozünü etti- gımiz dıktatörlerın sanata olan ilgısı ıl- gınçtır. belkı de günümüz polıtikacılan- nın sanata gösterdiğı duyarlılıktan kat kat fazla. Elbette. sanatı bır propaganda aracı olarak görmelerının de bu .saptamada pa- yı var Sergide yer alan resim ve heykelleri ya- pan sanatçılar. bu dıktatörlerın koruma- sında olan ya da onlar tarafından destek- lenen isimlerden oluşuyor. Vera Mukhina. Kurt Schmidc Ehmen, Aleksandr Sa- mokhvalov. Jose MariaSert.Shegal. Bmd- sk> ve Filinov... Ancak, sergının dikkate değer bır bölümünu. faşizm karşıtı sanat- çıların çalışmalan oluşturuyor. Sanatçının taşıdığı yaratıcı ruhun. a^la baskı altına alınamayacağını düşünen bu sanatçılann yapıtlan sergide >er alan diğer yapıtlara göre. sanatçı doğasını yansıtan belki de en gerçekçı çalışınalar. Sergının küratorlüğünü Mark Fisher üstleniyor. PinkFlojdve RollingStonesgı- bı dev ısımlerle sahne çalışmalarından ta- nıdığımız Fisher. aynı zamanda sergide yer alan enstalasyonlann da fıkir babası. Tîm Benton v e Ândrew Dempsev de ser- gınin organızasyonundan sorumlu 20. yuzyılın uzun süren ınsanlık dene- yımlennden bırı olan faşist yönetimlerın egemen olduğu dönemı yansıtan bu çalış- malar. ınsanlıgın geçırdığı önemlı aşama- ları anlatması bakımından ilgı topluyor Sergınin temalarından bırkaçı şoyle: Dın. kahramanlık. karanlık. ünıformalar.. Izle- yıcı. sergide daha çok heykellerle karşıla- şıyor. Bunun onemlı bır nedenı. totalıter rejımlenn heykel sanatınıhalkınanlayabi- leceğı, üç boyutlu ve dolayısıvla görunur bır sanat olarak algılaması \e bu yüzden heykele ayrı bır önem vermesi. Sergide af i şler de öneml 1 oranda yer tutuy or. Çün- kıi *\lman faşizmınin en yetkin olduğu alanlardan bın afış sanatı. Afiş sanatı, özellığı gereğı. ızleyicıyi kolaycaetkıledı- ği ıçin yapıtin içeriği üzerine kafa yorma- karşılaştığı yapıtı yorumlama ya da ona müdahalede bulunma gıbı bır şans tanımı- yor. Totalıterızmin baş düşmanı ozgürdü- şünce ne de olsa. Rejım yaıılısı sanatçıla- rın kendılerı ne özgü bir düşünce > a da pro- je ile ortaya çıkamamalarının kökeninde. iktıdarlara duyulan korku yatıyor Kendı- sıne ıtaat edıldığını gören iktıdar ıse hiç ol- madığı kadar güçlü hıssediyor kendisini. Bu durum, mımannın özellikle Italya ve Almanya"da sahıp olduğu önem ıle para- lellıkler taşıyor. Hükümet binalan. devlet kurumları. metro istasyonları, otoyollar olanca görkemlerıyle devletın süreklilıği- ninbırgöstergesıneredeyse.. Diktatorya- nın egemen olduğu ülkelerdeyse mimari- nin eski ve yenıyı bır arada ve bıraz da ıl- ginç bır üslupla kullandığını göriıyoruz. 30'larm "ultra-modernlik" çılgınhğı ve hısterisıyle yükselen bu binalar aynı zamanda eskı zamanlarda kazanılan zafer- lerın birer göstergesı... Sergının Avrupa'nın faşizm denevımı- nı yakından yaşamiş ıkı ülkesının (Italya ve Almanyaı yanı sıra. Moskova'ya uğ- raması planlanıyor. Sergide yer alan yapıt- ların çok yakında Thanıes and Hudson Va>inlan tarafından kıtaplaştırılması bek- lenıvor. Kendısı de sanatla ılgılenen bır lıderolan Hitier'ın resimlerınin bu sergide yer almaması ıse merak konusıı. Resim- lerınin çok büyük bır kısmı Londra'da, özel bir koleksıyonda olan Hitler'in çalış- malarının bovle bır sergide olmayışı. sanatseverlerce pek de anlayışla karşılan- mıyor. Yeşflçam, CD-Rom'a sığdı CUMHL'R CA\BAZOĞLU Dünyada son bırkaç vılda büyük ılgi goren CD-Rom'a bu kez Turk fılmlennın bıltrilen sıgdmldı -100 Türk Filmi CD'si" adıyla piyasaya sürülen yapıtta 104 yerlı filmın konusu. yönetmeni. senaryo yazan, görûntü yönetmeni. müzigi. oyunculan. yapımcısı. ulusal ve uluslararası alanda aldığı ödüller. hakkında yazılan eleştinler yer alıyor. Şekil olarak müzık CD'lerine çok benziyor CD-Rom. Farkı bılgisayaryardımıyla kullanılması ve tüketıciye goruntu sunması. Daha önce t4 Türkiye"adhilk yerlı CD- Rom "u üreten. ardından "Eski Çağlar" adlı ıkincisinı yapan 3. Boyut şirketi ile Antrakt sinema dergisinin ortak çalışmasından doğmuş 100 Türk Filmi CD si... CD-Rom'daki eörüntüler bir sinema mekânı espnsı ıle başlıyor. Kapısında. ıçeride 100 Türk Filmi CD'sının gösterildıgıni belirten afişin altından sınemaya girıyorsunuz. Gişeden biletınızi alıyorsunuz. fuayedeki afişlere göz atıyorsunuz. Filmi ızlerken ^üp^z birtuvalet gereksınımı ile karşılaşmamak ıçin tuvalete uğruyorsunuz. Tuvaletten çıkarken sıfonu çekmeyı unutmuyorsunuz. Gürül gürul su sesi bilgisayar hoparlöninden yayılırken kapıyı açıp salonunun karanlığında yerinize oturuyorsunuz. Beyazperdede seçrminıze sunulmu* bınlerce bilgi sızi beklıyor. Projeyi gerçekleştırenlerce cinematta adı verilen butonlar yardımıyla 60 yapımcı-yönetmen. 67 senaryo yazan. 35 görüntü yönetmenı- film müziği. 200 oyuncu ve festivallerle ılgilı bilgiler cmrinizde artık. Istersenız. 54 filmın 20 saniye ile 1,5 dakıka arasında değışen görüntülerinı de ızleyebiliyorsunuz. Dığer50 fılm sahıbı ile telıf konusunda anlaşma sağlanamadığından yalnız afişleri ıle yetiniyorsunuz. lOÇTürk Filmi CD'sinin jeneriğinı de verelım. Fılm seçimı ve bilgılenn derlenmesı sinema yazan Agâh Özgüç"ten: Antrakt dergisınden Saim V'avuz, Hiiseyin Kuzu ve Tatner Baran eksık bılgilcri safilamışlar. 3 Boy uttan Korkut F.rbuğ. Onur Orhon, Sibel üğüt ve Hilmi Germivan 5 avda bu bilgılen teknık açıdan değerlendırip CD-Rom'u hazırlamışlar CD-Rom"daki fımler'en iyi'mantığına göre seçilmemiş: çeşitli türlerde kapılar açan yapıtlar bulunmuş. değerlendırılmış. Listeye şöyle bir göz atıldıgında en iyı yerlı filmler sıralamasında ılk on"a giren NbLSürii gıbı çalışmaların yanında Panıuk Prenses ve \edi Cüccler, Zorro Kamçılı Siivari. Turist Önıer. Hababam Sınıfı. Mine. Berlin in Berlin. Çalıkuşu'yla da karşılaşılıyor. İngilızce ve Fransızca kopyalan hazırlanan 100 Türk Filmi CD'sinden 2000 adet basılmış; fiyatı 40 dolar. 3. Boyut hedefi daha büyütüp 1000 Türk Fılmı ya da Türkiye Sıneması Tanhi gıbı daha zengın çalışmalara hazırlanıyor. Türk sineması tarıhıyle ılgıli kaynakların ne kadar az ve sağlıksız olduğu ortada. Batı standartlannda bır çalışma yapabilmek ıçın bu araştırnıaya sinema çevrelennın tümüyle destek vermesi gerekiyor Teknik kapasite hazır. eksik olan Yeşilçam'ın tanhine sahip çıkma bılincı 1 4 Î S T A N B U L K İ T A P F U A R I ' N D A N İ Z L E N İ M L E R Fuarın önemi ve işlevi tartışılıyor3 3 •/KültiirServisi- Katılan yayınevı ve ızle- yicı sayısının her geçen yıl katlanarak art- tıği kıtap fuarında. kıtaplarda da onemlı bır çeşıtlılık göze çarpıyor Fuann bıldık ka- labalığına daldığımızda kıtaplar dışında farklı görüntülerle de karşılaşıyoruz. Gınş- te. kırmızı bumu. komık gıysıîerıyle duran palyaço. fuar süresmce çocuklara yönelık yapacağı göstenlerleküçüklere kıtabı tanı- tacağını ve onlara kıtabı sev dırmek ıçın bu kılıga büründüğünü söylüyor. İlgınç stand- lardan bırı de her zamankı gıbı lvı Şeyler Yayınlan"na aıt. Balıkçı ve kasap dükkâ- nından sonra bu >ıl da bır mutfaga dönü- şen İyı Şev ler"in stand görev lısı her y ıl ye- nı bır görünümle okurlann karşiMna çıktık- larını anımsatarak. mutfak dekorunu seç- melerinın nedenını. **Va>ıne>i,kitabınüre- tildiği bir mutfaktır" ılkesıv le açıklıvor ve kıtabı. mutfak dadahıl heryeresokmakge- rektığını söylüyor. Bır başka ilgınç stand da. Mert AÜ Başarır'ın "Sivil BİSrekçi"sı Başarır. ""siv il toplıım adına verilen çabala- ra rağmen hâlâ sivilleşemeven Idmi vönle- rimizi" anlatıyor. Fuan gezerken karşılaş- tıgımız bır değişık gorüntüv u de "Kitapla- nmızı buraya aJmadılar. ama taksitli satış- lar için üstelerimiz ve biz buradayız*' dıv en Gelbal Pazarlama yetkılısı oluşturuyor Fu- arın "merdhen altı" olarak tabır edılen kö- şesınde ıse 68'lıler Derneğı. Pazartesi Der- gisı. BılımveÜtopya. NükleerKarşıtı Plat- form gıbı çeşitli MVÜ örgütler ve yayınlar göze çarpıyor. Izleyıcının kolayca ulaşabı- leceğı bır bölgede olmamak buradakılen fazla üzmuyor. Önemlı olan fuara katılmak çünku Insan Haklan Derneğı ise kayıp ın- sanlann fotoğraflarını stand duvarlarına asarak kav ıplara ılişkın çalışmaîan fuarbo- yunca da sürdürüyor. Fuan gezerken ra«tladığımız tanıdık yüzler ıse "kitap fuariannın önemi"* \e "fuarda geçen yıla oranla ne gibi farklıklar gözlediklerine"ne ılişkın sorularımızı şöy- le yanıtlıyorlar: HALİL ERGİN: Bu şenlık artık gele- nek halıne geldı. Okuma alışkanlığının bı- raz daha pekıştınlmesinı saglayacaksa el- bette hoşnut oluruz. Gelen ınsan sayısı hiç de jzım;>anacak ölçüde degıl ve bu da ay- rı bır mutluluk kaynaĞı. HÜSAMETTtN KOÇAN: Bu tür fuar- lar kıtlelerle ürün arasında doğrudan bag kuru> or. Fuarlann kanımca en önemlı özel- lığı bu. Kıtap fuarları. toplumu kıtabın \ar- lığından haberdarederek ınsdnlann kıtabın vanında yer alnıasını »ağlıyor ve kultürel yaşama buvük canlılık «etırıyor. HAMDf ÇALARIR (Yapı Kredı Yayın- !anı. Geçen vıla oranla farklı bırbeklentı- mız vok Satış maksatlı bır fuar olmasını şahsen ı>temem. ama durum böş le. Geçen yıl en vüksek ciro yapan vayınevlennden bıriydı Yapı Kredı Yayınları. Buyıl enflas- yona raâmen nasıl olacak üöreceöız.. AYDÎN ILG.\Z (Çınar Yayınlân): Fuar geçen sene çok eoşkuluydıı. Bu yıl da ay- nı beklentıler ıçensındeyız. Ama kâğıda yapılan zamlar vayıncıların belıni epey büktü. Kâğıdın kıt. ba>kının bol olduğu bır ülkede yavıncılık yapmak bır mucıze. ML'RŞİT BALÂBANLILAR: Geçen y 11 çev irı daha fazlaydı. Bu > ıl ıse Türk yazar- larında bır artış olduğu görülüyor Kıtaba bakanlar ile kitabı alanlar arasında. alanlar ile okuvanlar arasında da bır uçurum var. Bu salt Türkıve'ye özgü değil. Batı'da da böyle. Yanı çok satılan bu kıtap ganptır kı çok az anlaşılıyor. FÜSLNÖZBİLGEN: Kıtabı genellikle ınceleverek. >eçerek alırım. Fuara gelınce önceden karar vermeden aldığım pek çok kıtap oluvor Fuar. kıtapsevere çok renkli seçenekler ;.urıuyor. Fuara Etap Marma- ra"da duzeıılendığı zamanlardan bu yana her yıl düzenlı olarak gelıvorum. A'Lİ AKAV: Kıtap satamayan vayınev- lerı fuarvapıvorlar. Fuar satıştan çok tanı- tıma açık olmalı. Frankfurt Kıtap Fuan"nda da satış yapılıyor. ama orasi uluslararası özellıkte bır fuar Bana venı gelen bır du- rum. sanat kıtaplarının çoğalması. Insan- larda sanata yönelık eıddı bır talep var. ADALETAĞAOĞLl: Yavıncılık gıde- rek gelışıvor. fuar da gırtıkçe bır kasaba panayırı olnıaktan kent panayırı olmaya doğru gıdiyor. Ancak bır kıtap fuarının ev- rensel boyutu olması lazıın. Burası yazar- lann oturup konuşacağı bır yer değıl Fu- arın yayınevlerı bazında uluslararası bîr duzeydegerçekleşmesı gerek Türkiye'de. tstanbul gıbı bır kentte bu fuar artık daha olgun bırsevıyeye ulaşmalı. Içedönük bu pazarlama söz konusu. Eskıden yazarlar İlginç standlardan biri de. Mert Ali Başanr'ın "Sivil Börekçi"si. Xve \ \avinlan standında mizah vazanMert.Ali Başanr, Cumhuriyet gazetesinde Deniz Som'un "Vazijet" köşesinde vavımlanan sözdevişlerini tnpladığı "Dünvaya İzinli Geldinr adlı kitabını "sivil börekçi" kompozisyonu ile imzalıvor. (Fotoğraf: l'Ğl'R GÜNYÜZ) imza günlerınde satı> me*muru gıbı oturur- du. Zaman ıçınde kıtabın ıçerığıne de gön- dermeler yapan duzenlemeler ön plana çık- tı. Bu da fuarın olunılu özellıklerınden bı- ri. HİLMİ \ A\UZ: Fuann geçen yıllardan farklı bır şeyler getıreceğı kanisinda değı- lım. Bırşey geleııek;.elleştıkçe. yenneotur- dukça rutınîeşır Onümuzdekı vıllarda da böyle olacak Zaten yenı bir şey bekleme- ınek gerek. çünku fuarlargelenekselleştık- ce başanlı olurlar. Standlaıın ven bıle ay- nı. Kısacası bar da dahıl olmak üzere her >ey yerlı vennde. Övle olma;>aydı yadır- gardım FİRIZ--\N: Okur. kıtap fuarında bütün bır vıhnen fazla kitabını alıyorsabu önem- lı bır gelışme. Okurla yazarın karşılaştığı bır ortam olması benım ılgımı çekiyor. An- cak ben ılke olarak Istanbul dişinda Ana- dolu'da ımza günlerine katılıyorunı. Sankı orada her şev daha hevecan verıcı ve anıı- nıiş gıbı gelıvor. Orada da tstanbul'a ıde- alıze edılmış olarak bakıyorlar \azar ıçın okuru tanıınak önemlı. SENM'R SEZER: Geçen yıl fuarını. "vıllık kitap riyareti" olarak yorumlamış- tım. Bu yılın daha farklı olacağını sanmı- yorum. 10 mılyonluk bır şehırde bellı bır semtte yer alan kıtapçıların yıne aynı semt- te bu etkınlıöı düzenlemeM farklı bir sonuç aetırmiyor. Yazarıleokurunbuluşmasıola- nağı. TÜY4P"ın tek olumlu yanı bu ben- ce. Gırelı sadece 15 dakıka oldu \ e artık çı- kıyorum Lmarım vanılıyorumdur Fuara her yıl çok taze bır umutla gelıvorum. ama... ADNAN ÖZYALÇINER: Fuar. kıtabın yaygınlaşması açısından önemlı. Türki- ye"dekıtabın satılabılmesı ıçın kıtapçıdük- kânlan yetmıyor. Bunun ıçın etkınlikler düzenlenmelı. Bu etkınlikler arasında yer alan TCYAP Kıtap Fuarı acaba okurunu buluyor mu? Türkıve'de ıkı bın basan kı- taplann ikıncı baskılan bıleyapılamıvor. O zaman TL YAP"a akan bınlerce okur neden ıkı bını tüketemıyor? Burada birçelışkı var. TLYAP'ta bütun kıtaplar sergide olduğu içın insanlar bırer adet kıtap alıyor. Bunla- nn say ısı da viizii geçmıyor Benım îstegıın okurlann ıkı bın deeıl. on bını tüketmesi ENİS BATI R: Fuann artık düzen değış- tırmesı gerekiyor. Fuarlann amacı okurla kıtabı buluşturmak değıl. yayıncılann bu- luşmasını sağlamaktır. Okuru kıtapla bu- luşturacak kıtapçıdır. Fuann satışa yönelık bıçımde yapılma- sına başından berı karşıv ım. Burada bır tı- caret var. ama ona boy yayıncılar ıçın bır cıro kavnağı oldu fuar Fuarın ı>le\ ının de- ğışmesı gerek Llııslararasıbaglannkurul- ması gerek. Ekonomık gerekçeler fuarın bütün polıtıkasını belırleyecek kadar etkı- Iı olmamalı. Türkıye'nın de bir şeyler üretecek bir ül- ke konumuna gelme^i ıçın çaba harcanma- lı. Fuan çevırmenlerın. menajerlenn. vayın haklan, uzmanlanmn etkılı olabıleceklen bır platfonrıa taşımak gerek. Kıtap fuan şu anda Salıpazarı gıbı bır ışlev göruyorkı bu doğru deûıl. FE\Z.\ HEPÇİLİNGİRLER: Fuarın gelenekselleşme yolunda her yıl daha da gelıştığını düşüniiyorum. Yayıncısıyla. okuruyla. yazarıyla tam bır kıtap bayranıı yaşanıyor Istanbul. Türkiye aenelındeki kıtap fuarlarının hâlâ başını çeken önemlı bıretkınlık Fuan. "hasatmevsimi"olarak düşünmek de ımınıkun KOŞEBENT ENİS BATUR Frida Kahlo Dolayısıyla: Efsane, Yaşam, Yapıt Bazı konular okuru da yazarı da bıçak sırtında do- laşmaya sürüklüyor. Ünlü italyan bestecısı Gesual- do üzerine ınşa ettiğim küçük kitap bunun bir örne- ğiydi: Gesualdo'nun müziği ile koyu ılışkıye gırmek ıster ıstemez onun yapıtından taşmak, çok da sıra- dan sayılamayacak yaşamına ilgi duymak zorunda bırakmıyor muydu ınsanı? Bu soru, bu sorunun ya- rattığı sapmalar beni tedirgin ettiği ıçın o kıtaba so- yunmuştum, ışın aslına bakılacak olursa: Yazmak, okumak. kafamızdakı örgütlenmemiş düşünceleri sıralamak, onlara çekıdüzen vermek konusunda epey mesafe aldırıyor. Böylece sorunu çözümlüyor, düğümü çözüyor muyuz peki? Olsa olsa, yol alıyoruz. Zaman geçı- yor, aynı sorunun başka bıryüzü ile karşılaşıyor, ye- nıden kurcalamaya başlıyooız. Ya da yeni, farklı bir örnek çıkıyor önümüze, küllenmış tartışmayı bir kez daha ateşlıyor. Yaratıcı ınsanın yapıtı ıle yaşamı ara- sındakı ters-yüz bağlantısına yenıden dönmeme bır- kaç olay neden oldu gerçı, ama bunlardan en kış- kırtıcı olanı Frida Kahlo vakasıydı, diyebilirim. Şüphesiz, son sıralarda keşfedılmiş bır "star" de- ğil Frida Kahlo; epeydir üzerınde durulan. renkli bir sanatçı. Gelgelelım, resimli günlüğünün yayımlanı- şı onu bır daha "sanat magazini"n\n gündemine çekmeyeyetti. Görünen o ki. ressamlığından çok ki- şiliğı ve "sansasyonel"\\ğe komşu hayatıyla genış kit- lenin ilgisıni çekiyor. Daha doğrusu, bu ilgı yaratılı- yor ve beslenıyor. Frida Kahlo'nun böyle bir amacı herhalde yoktu: Yaşıyor. yaşamaya çalışıyordu. Tra- gedyasının, bır gün gehp şahsıyetının promosyonu kılınacağını öngöremezdi. Sorunu, zaten, Kahlo'nun cephesinden değıl, on- dan "zamanımızın bır kahramam" nasıl yaratılır so- rusuna yanıt arayanların cephesinden bakıp sorgu- lamak gerekiyor. Bir ressam olarak nerede durdu- ğuyla neredeyse hiç ılgılenmeyen; yapıtını, gövde- siyle dramatık ilişkısı, aşkları, zengın çevresıyle bağ- lantılı biçimde değerlendıren bir perspektif söz ko- nusu burada: Gövde ve ruh sağlığı açısından den- gesinı kotaramamış, Diego Rivera ile sarsıntılı bır karı-koca ilişkisı kurmuş, Troçki'den Breton'a pek çok ünlünün yakını olmuş bır ressamdan. bir kadın- dan nasıl efsane yaratılır - buna bakılıyor, buna ba- kılmıyor mu? Denilebilir kı, denildı de, 'Sızde Gesualdo 'ya ben- zer bir optıkten bakmamış mıydınız'. Böyle durum- larda. benzerlikler kadar farklılıklar önem kazanıyor. Her şeyden önce, Gesualdo'dan bır efsane yaratıl- mış olmasına benım katkım soz konusu olmamıştır. O kitabı kurmaya yönelışimi belirieyen ana etmen bır soruydu: Bır yapıtı, yaratıcısının yaşamından soyut- layabilir miyiz? Denilebilir ki. denilecektir de, aynı durum Frida Kahlo ıçin geçerlı değil mi? Şüphesiz geçerlı; kaldı ki, benim kaygım Kahlo'nun yapıtıyla ılgilı, yaşamıy- la ılgilı olunmasına diklenmiyorum: Yaşamına, yaşa- mından yaratılmak istenen efsaneye eğilirken yapı- tı değeriendırilmiyor. dıyorum. Üstelik, ağıriıklı ola- rak yaşamöyküsel bir yapıt Kahlo'nunki; yaşamın- dan soyarak, soyutlayarak konumlamak çok güç, yaptıklannı. Demek kı, ınce ayar konusunda biçımleniyor ilk derdım. Bır sanatçının yapıtını yaşamıyla koşut ola- rak ele almak başka bır yaklaşım, yaşamını "ilgınç" bulup yapıtından bu anlamda (en kötü anlamında) "faydalanmak" bambaşka bır yaklaşım. ikinci derdım daha da önemli. bana kalırsa. Frida Kahlo ya da Gesualdo gıbı örnekler sanatçı eğilim- li genç insanlarda yanlış kanılar yerleşmesine yol açabıliyor, bu kanılann kalıcı ızleri de olabıliyor: Sa- nılıyor ki. sıradışı yapıtlan sıradışı hayatlar hazırlaya- caktır. Bütünüyle yanlış, yanıltıcı bir bakış açısı bu: Son derece "ılginç" yaşamlan olan pek çok ınsan "va- sat ürunler" vermış, hepten sıradan yaşamları olan bir Bach ya da Henry James büyük, kalıcı yapıtlar bırakmışlardır arkalarında. Bunları ayrı kefelere koymayı öğrenmışsek, kım- senin yaşamından korkmamız gerekmeyecektir.- Kendımızınkınden de. Hâmış: Sabah gazetesi, Ertuğrul Özkök'u benım sözlerimle vurmaya çalışıyor. Yanlış anlamadıysam onu kendılenne benzediğı içın eleştıriyoıiar. Ben, oy- sa, Özkök'ü artık kendisine benzemediği içın eleş- tirmiştim. Her şeye rağmen, hop: Bazılannın ölüsü, benim gözümde. bazılarının dirısinden yeğdir. 'Bir Tenor Aranıyor' Kadıköy'de Költiir Servisi- Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin yoğun ilgı gören eserlerinden "Bır Tenor Aranıyor" bugün ve 12 kasım pazar günü saat 20.30"da Kadıköy Halk Eğıtım Merkezfnde sergilenecek Metnını Ken Lud\\ıg"ın yazdığı ve Ingıliz yönetmen Adnan Bnne'nın sahneye koyduğu bu müzikal komedının dekorlannı Erkut L'zelli. kostümlerini Şanda Zıpçı hazırladı Işik duzeni Metın Koçrürk'e ait. "Bır Tenor Aranıyor' un oyuncu kadrosu Timur Doğanay. Müjgan Özçay. Faruk Göker. Serap Aksoy. İlhami Ûyanık. Ayşe İktu, Bülent Atak ve Nursel Çelik"ten oluşuyor. TÜYAP'ta Onur Yazan ödül töreni Kültür Servisi- 14.TÜ\'AP Istanbul Kıtap Fuan programı kapsamında yann akşam bu yılın Onur Yazan llhan Selçuk içın ödül töreni gerçekleşecek. Yann akşam saat 20 00'de Ataturk Kültür Merkezi Buyük Salon'da başlayacak geceye konuşmacı olarak ; Şükran Kurdakul. Alı Sırmen, Emre Kongar. Oktay Akbal. Doğu Pennçek ve Muzaffer İlhan Erdost katılacaklar. Senaryosunu Ülkü Ayvaz'ın yazdığı, Murat Karasu'nun yönettigı. Serdar Yalçın'ın müzik direktörlüğünü, Ahhet Defne'nin ışık düzenıni üstlendığı gecenın sanatçılan Işık Yenersu. Zafer j Ergın. Ayhan Baran. Sımay Küçük. Taner Bırsel ve Ali Düşenkalkar. Sahne duzenlemesıni TOBAVın gerçekleştırdığı ödül töreninde aynca tstanbul Oda Korosu \e Eskişehir Tiyatora Kumpanyası yeralacak. Sema Şahin'den resim sergisi Kültür Servisi - Sema Şahın'ın re>ım sergısı Beşiktaş Denız Muzesi'nde açıldı. Sergı. 28 kasıma kadar açık kalacak. Resimlerınin özünü yaşamın kendisinden alan Sema Şahın. ınsan-nesne-doğa ılişkısıni ekspresif bır anlatımda bazen figürlü, bazen de fıgürsüz kompozısyonlarda görsel bir dıle donüştürüyor. Ekspressı ve \ovut çalışmalanyla tanınan sanatçı, amacının her zaman daha ıvıye. daha güzele ve daha doğTuya ulaşmak olduğunu. her zaman da kendıni daha yolun başında hıssettiğini ıfade edıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle