Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5KASIM1995PAZAR
14 KULTUR
Faşizmle sanat biraraya geKnce...
KüitürSenisi-Sanatın ,k- 7-ngiltere'de Hayvvard Galeri'de açılan -'Art'and
tıdar arla olan 1 ışkısı. her m n •>• /c » iı * J \ L. 1 1 1 • i m n - ı
dönemdesorgulandı. Bask,- /
P o W e r
<
S a n a t V e I k t l d a r
>
b a
§
l l k İ 1 S e r
8 ' ' '
9 3
°
l a n n
cı rejımlenn egemenlığınde -*- Avrupası nda Müssolını, Stalin, Hıtler ve Franco
sanatın nasil soluk alabıldı- diktatörlüklerinin sanata bakış açılannı gözler önüne
gı soru.u topiumiann gün- s e n y o r
Sergide yer alan resim ve heykelleri yapan
demındenuzunvıllarbovun- J
. , , ,-, . ... , • , J
, 1 j
ca mmedı. Bu sorunun yam- sanatçılar, bu dıktatorlenn korumasında olan ya da
tı Ingılterenin onemlı îanat onlar tarafından desteklenen isimlerden oluşuyor.
merkezlennden Hayward Ancak serainin dikkate değer bir bölümünde. faşizm
Gaien-deaçılan-ArtandP». k t
sanatçıların çalışmaîan ver alıvor.
wer (Sanat ve Iktıdarlbaş- ¥
Y Y v j
lıklı sergide de aranıyor. Ser-
sına olanak tanımıyor. Bu
anlamda propaganda etkin-
liklerı ıçın çok uygun. Afiş-
lerarasında. Ru-; sanatçılar
Deni \ e Dolgurukov 'un
"Llkemiz ve ()rdumu/u
Güçlendiren Büyük l.ider
Stalin" ya da italyan sanat-
çı Terragni'nın "Faşist De\-
rimin Sergisi'" adlı, Vlusso-
lini'nın büsiüyle süslenmış
çalışmalan göze çarpıyor
Totalıter sanat. ızlevıcıve
gının duzenlenme nedenı açık: 1930'lann
Avrupasfnda Mussolini. Stalin, Hhier ve
Francodıktatörluklerının sanata bakış açı-
lannı gözler önune sennek Sozünü etti-
gımiz dıktatörlerın sanata olan ilgısı ıl-
gınçtır. belkı de günümüz polıtikacılan-
nın sanata gösterdiğı duyarlılıktan kat kat
fazla. Elbette. sanatı bır propaganda aracı
olarak görmelerının de bu .saptamada pa-
yı var
Sergide yer alan resim ve heykelleri ya-
pan sanatçılar. bu dıktatörlerın koruma-
sında olan ya da onlar tarafından destek-
lenen isimlerden oluşuyor. Vera Mukhina.
Kurt Schmidc Ehmen, Aleksandr Sa-
mokhvalov. Jose MariaSert.Shegal. Bmd-
sk> ve Filinov... Ancak, sergının dikkate
değer bır bölümünu. faşizm karşıtı sanat-
çıların çalışmalan oluşturuyor. Sanatçının
taşıdığı yaratıcı ruhun. a^la baskı altına
alınamayacağını düşünen bu sanatçılann
yapıtlan sergide >er alan diğer yapıtlara
göre. sanatçı doğasını yansıtan belki de en
gerçekçı çalışınalar.
Sergının küratorlüğünü Mark Fisher
üstleniyor. PinkFlojdve RollingStonesgı-
bı dev ısımlerle sahne çalışmalarından ta-
nıdığımız Fisher. aynı zamanda sergide
yer alan enstalasyonlann da fıkir babası.
Tîm Benton v e Ândrew Dempsev de ser-
gınin organızasyonundan sorumlu
20. yuzyılın uzun süren ınsanlık dene-
yımlennden bırı olan faşist yönetimlerın
egemen olduğu dönemı yansıtan bu çalış-
malar. ınsanlıgın geçırdığı önemlı aşama-
ları anlatması bakımından ilgı topluyor
Sergınin temalarından bırkaçı şoyle: Dın.
kahramanlık. karanlık. ünıformalar.. Izle-
yıcı. sergide daha çok heykellerle karşıla-
şıyor. Bunun onemlı bır nedenı. totalıter
rejımlenn heykel sanatınıhalkınanlayabi-
leceğı, üç boyutlu ve dolayısıvla görunur
bır sanat olarak algılaması \e bu yüzden
heykele ayrı bır önem vermesi. Sergide
af i şler de öneml 1 oranda yer tutuy or. Çün-
kıi *\lman faşizmınin en yetkin olduğu
alanlardan bın afış sanatı. Afiş sanatı,
özellığı gereğı. ızleyicıyi kolaycaetkıledı-
ği ıçin yapıtin içeriği üzerine kafa yorma-
karşılaştığı yapıtı yorumlama ya da ona
müdahalede bulunma gıbı bır şans tanımı-
yor. Totalıterızmin baş düşmanı ozgürdü-
şünce ne de olsa. Rejım yaıılısı sanatçıla-
rın kendılerı ne özgü bir düşünce > a da pro-
je ile ortaya çıkamamalarının kökeninde.
iktıdarlara duyulan korku yatıyor Kendı-
sıne ıtaat edıldığını gören iktıdar ıse hiç ol-
madığı kadar güçlü hıssediyor kendisini.
Bu durum, mımannın özellikle Italya ve
Almanya"da sahıp olduğu önem ıle para-
lellıkler taşıyor. Hükümet binalan. devlet
kurumları. metro istasyonları, otoyollar
olanca görkemlerıyle devletın süreklilıği-
ninbırgöstergesıneredeyse.. Diktatorya-
nın egemen olduğu ülkelerdeyse mimari-
nin eski ve yenıyı bır arada ve bıraz da ıl-
ginç bır üslupla kullandığını göriıyoruz.
30'larm "ultra-modernlik" çılgınhğı ve
hısterisıyle yükselen bu binalar aynı
zamanda eskı zamanlarda kazanılan zafer-
lerın birer göstergesı...
Sergının Avrupa'nın faşizm denevımı-
nı yakından yaşamiş ıkı ülkesının (Italya
ve Almanyaı yanı sıra. Moskova'ya uğ-
raması planlanıyor. Sergide yer alan yapıt-
ların çok yakında Thanıes and Hudson
Va>inlan tarafından kıtaplaştırılması bek-
lenıvor. Kendısı de sanatla ılgılenen bır
lıderolan Hitier'ın resimlerınin bu sergide
yer almaması ıse merak konusıı. Resim-
lerınin çok büyük bır kısmı Londra'da,
özel bir koleksıyonda olan Hitler'in çalış-
malarının bovle bır sergide olmayışı.
sanatseverlerce pek de anlayışla karşılan-
mıyor.
Yeşflçam, CD-Rom'a sığdı
CUMHL'R CA\BAZOĞLU
Dünyada son bırkaç vılda büyük
ılgi goren CD-Rom'a bu kez
Turk fılmlennın bıltrilen
sıgdmldı -100 Türk Filmi CD'si"
adıyla piyasaya sürülen yapıtta
104 yerlı filmın konusu.
yönetmeni. senaryo yazan,
görûntü yönetmeni. müzigi.
oyunculan. yapımcısı. ulusal ve
uluslararası alanda aldığı ödüller.
hakkında yazılan eleştinler yer
alıyor. Şekil olarak müzık
CD'lerine çok benziyor CD-Rom.
Farkı bılgisayaryardımıyla
kullanılması ve tüketıciye
goruntu sunması. Daha önce
t4
Türkiye"adhilk yerlı CD-
Rom "u üreten. ardından "Eski
Çağlar" adlı ıkincisinı yapan 3.
Boyut şirketi ile Antrakt sinema
dergisinin ortak çalışmasından
doğmuş 100 Türk Filmi CD si...
CD-Rom'daki eörüntüler bir
sinema mekânı espnsı ıle
başlıyor. Kapısında. ıçeride 100
Türk Filmi CD'sının
gösterildıgıni belirten afişin
altından sınemaya girıyorsunuz.
Gişeden biletınızi alıyorsunuz.
fuayedeki afişlere göz
atıyorsunuz. Filmi ızlerken ^üp^z
birtuvalet gereksınımı ile
karşılaşmamak ıçin tuvalete
uğruyorsunuz. Tuvaletten
çıkarken sıfonu çekmeyı
unutmuyorsunuz. Gürül gürul su
sesi bilgisayar hoparlöninden
yayılırken kapıyı açıp salonunun
karanlığında yerinize
oturuyorsunuz. Beyazperdede
seçrminıze sunulmu* bınlerce
bilgi sızi beklıyor. Projeyi
gerçekleştırenlerce cinematta adı
verilen butonlar yardımıyla 60
yapımcı-yönetmen. 67 senaryo
yazan. 35 görüntü yönetmenı-
film müziği. 200 oyuncu ve
festivallerle ılgilı bilgiler
cmrinizde artık.
Istersenız. 54 filmın 20 saniye ile
1,5 dakıka arasında değışen
görüntülerinı de
ızleyebiliyorsunuz. Dığer50 fılm
sahıbı ile telıf konusunda anlaşma
sağlanamadığından yalnız afişleri
ıle yetiniyorsunuz. lOÇTürk
Filmi CD'sinin jeneriğinı de
verelım. Fılm seçimı ve bilgılenn
derlenmesı sinema yazan Agâh
Özgüç"ten: Antrakt dergisınden
Saim V'avuz, Hiiseyin Kuzu ve
Tatner Baran eksık bılgilcri
safilamışlar. 3 Boy uttan Korkut
F.rbuğ. Onur Orhon, Sibel üğüt
ve Hilmi Germivan 5 avda bu
bilgılen teknık açıdan
değerlendırip CD-Rom'u
hazırlamışlar
CD-Rom"daki fımler'en
iyi'mantığına göre seçilmemiş:
çeşitli türlerde kapılar açan
yapıtlar bulunmuş.
değerlendırılmış. Listeye şöyle
bir göz atıldıgında en iyı yerlı
filmler sıralamasında ılk on"a
giren NbLSürii gıbı çalışmaların
yanında Panıuk Prenses ve \edi
Cüccler, Zorro Kamçılı Siivari.
Turist Önıer. Hababam Sınıfı.
Mine. Berlin in Berlin.
Çalıkuşu'yla da karşılaşılıyor.
İngilızce ve Fransızca kopyalan
hazırlanan 100 Türk Filmi
CD'sinden 2000 adet basılmış;
fiyatı 40 dolar. 3. Boyut hedefi
daha büyütüp 1000 Türk Fılmı ya
da Türkiye Sıneması Tanhi gıbı
daha zengın çalışmalara
hazırlanıyor. Türk sineması
tarıhıyle ılgıli kaynakların ne
kadar az ve sağlıksız olduğu
ortada. Batı standartlannda bır
çalışma yapabilmek ıçın bu
araştırnıaya sinema çevrelennın
tümüyle destek vermesi
gerekiyor Teknik kapasite hazır.
eksik olan Yeşilçam'ın tanhine
sahip çıkma bılincı
1 4 Î S T A N B U L K İ T A P F U A R I ' N D A N İ Z L E N İ M L E R
Fuarın önemi ve işlevi tartışılıyor3 3 •/KültiirServisi- Katılan yayınevı ve ızle-
yicı sayısının her geçen yıl katlanarak art-
tıği kıtap fuarında. kıtaplarda da onemlı bır
çeşıtlılık göze çarpıyor Fuann bıldık ka-
labalığına daldığımızda kıtaplar dışında
farklı görüntülerle de karşılaşıyoruz. Gınş-
te. kırmızı bumu. komık gıysıîerıyle duran
palyaço. fuar süresmce çocuklara yönelık
yapacağı göstenlerleküçüklere kıtabı tanı-
tacağını ve onlara kıtabı sev dırmek ıçın bu
kılıga büründüğünü söylüyor. İlgınç stand-
lardan bırı de her zamankı gıbı lvı Şeyler
Yayınlan"na aıt. Balıkçı ve kasap dükkâ-
nından sonra bu >ıl da bır mutfaga dönü-
şen İyı Şev ler"in stand görev lısı her y ıl ye-
nı bır görünümle okurlann karşiMna çıktık-
larını anımsatarak. mutfak dekorunu seç-
melerinın nedenını. **Va>ıne>i,kitabınüre-
tildiği bir mutfaktır" ılkesıv le açıklıvor ve
kıtabı. mutfak dadahıl heryeresokmakge-
rektığını söylüyor. Bır başka ilgınç stand
da. Mert AÜ Başarır'ın "Sivil BİSrekçi"sı
Başarır. ""siv il toplıım adına verilen çabala-
ra rağmen hâlâ sivilleşemeven Idmi vönle-
rimizi" anlatıyor. Fuan gezerken karşılaş-
tıgımız bır değişık gorüntüv u de "Kitapla-
nmızı buraya aJmadılar. ama taksitli satış-
lar için üstelerimiz ve biz buradayız*' dıv en
Gelbal Pazarlama yetkılısı oluşturuyor Fu-
arın "merdhen altı" olarak tabır edılen kö-
şesınde ıse 68'lıler Derneğı. Pazartesi Der-
gisı. BılımveÜtopya. NükleerKarşıtı Plat-
form gıbı çeşitli MVÜ örgütler ve yayınlar
göze çarpıyor. Izleyıcının kolayca ulaşabı-
leceğı bır bölgede olmamak buradakılen
fazla üzmuyor. Önemlı olan fuara katılmak
çünku Insan Haklan Derneğı ise kayıp ın-
sanlann fotoğraflarını stand duvarlarına
asarak kav ıplara ılişkın çalışmaîan fuarbo-
yunca da sürdürüyor.
Fuan gezerken ra«tladığımız tanıdık
yüzler ıse "kitap fuariannın önemi"* \e
"fuarda geçen yıla oranla ne gibi farklıklar
gözlediklerine"ne ılişkın sorularımızı şöy-
le yanıtlıyorlar:
HALİL ERGİN: Bu şenlık artık gele-
nek halıne geldı. Okuma alışkanlığının bı-
raz daha pekıştınlmesinı saglayacaksa el-
bette hoşnut oluruz. Gelen ınsan sayısı hiç
de jzım;>anacak ölçüde degıl ve bu da ay-
rı bır mutluluk kaynaĞı.
HÜSAMETTtN KOÇAN: Bu tür fuar-
lar kıtlelerle ürün arasında doğrudan bag
kuru> or. Fuarlann kanımca en önemlı özel-
lığı bu. Kıtap fuarları. toplumu kıtabın \ar-
lığından haberdarederek ınsdnlann kıtabın
vanında yer alnıasını »ağlıyor ve kultürel
yaşama buvük canlılık «etırıyor.
HAMDf ÇALARIR (Yapı Kredı Yayın-
!anı. Geçen vıla oranla farklı bırbeklentı-
mız vok Satış maksatlı bır fuar olmasını
şahsen ı>temem. ama durum böş le. Geçen
yıl en vüksek ciro yapan vayınevlennden
bıriydı Yapı Kredı Yayınları. Buyıl enflas-
yona raâmen nasıl olacak üöreceöız..
AYDÎN ILG.\Z (Çınar Yayınlân): Fuar
geçen sene çok eoşkuluydıı. Bu yıl da ay-
nı beklentıler ıçensındeyız. Ama kâğıda
yapılan zamlar vayıncıların belıni epey
büktü. Kâğıdın kıt. ba>kının bol olduğu bır
ülkede yavıncılık yapmak bır mucıze.
ML'RŞİT BALÂBANLILAR: Geçen y 11
çev irı daha fazlaydı. Bu > ıl ıse Türk yazar-
larında bır artış olduğu görülüyor Kıtaba
bakanlar ile kitabı alanlar arasında. alanlar
ile okuvanlar arasında da bır uçurum var.
Bu salt Türkıve'ye özgü değil. Batı'da da
böyle. Yanı çok satılan bu kıtap ganptır kı
çok az anlaşılıyor.
FÜSLNÖZBİLGEN: Kıtabı genellikle
ınceleverek. >eçerek alırım. Fuara gelınce
önceden karar vermeden aldığım pek çok
kıtap oluvor Fuar. kıtapsevere çok renkli
seçenekler ;.urıuyor. Fuara Etap Marma-
ra"da duzeıılendığı zamanlardan bu yana
her yıl düzenlı olarak gelıvorum.
A'Lİ AKAV: Kıtap satamayan vayınev-
lerı fuarvapıvorlar. Fuar satıştan çok tanı-
tıma açık olmalı. Frankfurt Kıtap Fuan"nda
da satış yapılıyor. ama orasi uluslararası
özellıkte bır fuar Bana venı gelen bır du-
rum. sanat kıtaplarının çoğalması. Insan-
larda sanata yönelık eıddı bır talep var.
ADALETAĞAOĞLl: Yavıncılık gıde-
rek gelışıvor. fuar da gırtıkçe bır kasaba
panayırı olnıaktan kent panayırı olmaya
doğru gıdiyor. Ancak bır kıtap fuarının ev-
rensel boyutu olması lazıın. Burası yazar-
lann oturup konuşacağı bır yer değıl Fu-
arın yayınevlerı bazında uluslararası bîr
duzeydegerçekleşmesı gerek Türkiye'de.
tstanbul gıbı bır kentte bu fuar artık daha
olgun bırsevıyeye ulaşmalı. Içedönük bu
pazarlama söz konusu. Eskıden yazarlar
İlginç
standlardan biri
de. Mert Ali
Başanr'ın "Sivil
Börekçi"si. Xve
\ \avinlan
standında mizah
vazanMert.Ali
Başanr,
Cumhuriyet
gazetesinde
Deniz Som'un
"Vazijet"
köşesinde
vavımlanan
sözdevişlerini
tnpladığı
"Dünvaya İzinli
Geldinr adlı
kitabını "sivil
börekçi"
kompozisyonu ile
imzalıvor.
(Fotoğraf:
l'Ğl'R
GÜNYÜZ)
imza günlerınde satı> me*muru gıbı oturur-
du. Zaman ıçınde kıtabın ıçerığıne de gön-
dermeler yapan duzenlemeler ön plana çık-
tı. Bu da fuarın olunılu özellıklerınden bı-
ri.
HİLMİ \ A\UZ: Fuann geçen yıllardan
farklı bır şeyler getıreceğı kanisinda değı-
lım. Bırşey geleııek;.elleştıkçe. yenneotur-
dukça rutınîeşır Onümuzdekı vıllarda da
böyle olacak Zaten yenı bir şey bekleme-
ınek gerek. çünku fuarlargelenekselleştık-
ce başanlı olurlar. Standlaıın ven bıle ay-
nı. Kısacası bar da dahıl olmak üzere her
>ey yerlı vennde. Övle olma;>aydı yadır-
gardım
FİRIZ--\N: Okur. kıtap fuarında bütün
bır vıhnen fazla kitabını alıyorsabu önem-
lı bır gelışme. Okurla yazarın karşılaştığı
bır ortam olması benım ılgımı çekiyor. An-
cak ben ılke olarak Istanbul dişinda Ana-
dolu'da ımza günlerine katılıyorunı. Sankı
orada her şev daha hevecan verıcı ve anıı-
nıiş gıbı gelıvor. Orada da tstanbul'a ıde-
alıze edılmış olarak bakıyorlar \azar ıçın
okuru tanıınak önemlı.
SENM'R SEZER: Geçen yıl fuarını.
"vıllık kitap riyareti" olarak yorumlamış-
tım. Bu yılın daha farklı olacağını sanmı-
yorum. 10 mılyonluk bır şehırde bellı bır
semtte yer alan kıtapçıların yıne aynı semt-
te bu etkınlıöı düzenlemeM farklı bir sonuç
aetırmiyor. Yazarıleokurunbuluşmasıola-
nağı. TÜY4P"ın tek olumlu yanı bu ben-
ce. Gırelı sadece 15 dakıka oldu \ e artık çı-
kıyorum Lmarım vanılıyorumdur Fuara
her yıl çok taze bır umutla gelıvorum.
ama...
ADNAN ÖZYALÇINER: Fuar. kıtabın
yaygınlaşması açısından önemlı. Türki-
ye"dekıtabın satılabılmesı ıçın kıtapçıdük-
kânlan yetmıyor. Bunun ıçın etkınlikler
düzenlenmelı. Bu etkınlikler arasında yer
alan TCYAP Kıtap Fuarı acaba okurunu
buluyor mu? Türkıve'de ıkı bın basan kı-
taplann ikıncı baskılan bıleyapılamıvor. O
zaman TL YAP"a akan bınlerce okur neden
ıkı bını tüketemıyor? Burada birçelışkı var.
TLYAP'ta bütun kıtaplar sergide olduğu
içın insanlar bırer adet kıtap alıyor. Bunla-
nn say ısı da viizii geçmıyor Benım îstegıın
okurlann ıkı bın deeıl. on bını tüketmesi
ENİS BATI R: Fuann artık düzen değış-
tırmesı gerekiyor. Fuarlann amacı okurla
kıtabı buluşturmak değıl. yayıncılann bu-
luşmasını sağlamaktır. Okuru kıtapla bu-
luşturacak kıtapçıdır.
Fuann satışa yönelık bıçımde yapılma-
sına başından berı karşıv ım. Burada bır tı-
caret var. ama ona boy yayıncılar ıçın bır
cıro kavnağı oldu fuar Fuarın ı>le\ ının de-
ğışmesı gerek Llııslararasıbaglannkurul-
ması gerek. Ekonomık gerekçeler fuarın
bütün polıtıkasını belırleyecek kadar etkı-
Iı olmamalı.
Türkıye'nın de bir şeyler üretecek bir ül-
ke konumuna gelme^i ıçın çaba harcanma-
lı. Fuan çevırmenlerın. menajerlenn. vayın
haklan, uzmanlanmn etkılı olabıleceklen
bır platfonrıa taşımak gerek. Kıtap fuan şu
anda Salıpazarı gıbı bır ışlev göruyorkı bu
doğru deûıl.
FE\Z.\ HEPÇİLİNGİRLER: Fuarın
gelenekselleşme yolunda her yıl daha da
gelıştığını düşüniiyorum. Yayıncısıyla.
okuruyla. yazarıyla tam bır kıtap bayranıı
yaşanıyor Istanbul. Türkiye aenelındeki
kıtap fuarlarının hâlâ başını çeken önemlı
bıretkınlık Fuan. "hasatmevsimi"olarak
düşünmek de ımınıkun
KOŞEBENT
ENİS BATUR
Frida Kahlo Dolayısıyla:
Efsane, Yaşam, Yapıt
Bazı konular okuru da yazarı da bıçak sırtında do-
laşmaya sürüklüyor. Ünlü italyan bestecısı Gesual-
do üzerine ınşa ettiğim küçük kitap bunun bir örne-
ğiydi: Gesualdo'nun müziği ile koyu ılışkıye gırmek
ıster ıstemez onun yapıtından taşmak, çok da sıra-
dan sayılamayacak yaşamına ilgi duymak zorunda
bırakmıyor muydu ınsanı? Bu soru, bu sorunun ya-
rattığı sapmalar beni tedirgin ettiği ıçın o kıtaba so-
yunmuştum, ışın aslına bakılacak olursa: Yazmak,
okumak. kafamızdakı örgütlenmemiş düşünceleri
sıralamak, onlara çekıdüzen vermek konusunda
epey mesafe aldırıyor.
Böylece sorunu çözümlüyor, düğümü çözüyor
muyuz peki? Olsa olsa, yol alıyoruz. Zaman geçı-
yor, aynı sorunun başka bıryüzü ile karşılaşıyor, ye-
nıden kurcalamaya başlıyooız. Ya da yeni, farklı bir
örnek çıkıyor önümüze, küllenmış tartışmayı bir kez
daha ateşlıyor. Yaratıcı ınsanın yapıtı ıle yaşamı ara-
sındakı ters-yüz bağlantısına yenıden dönmeme bır-
kaç olay neden oldu gerçı, ama bunlardan en kış-
kırtıcı olanı Frida Kahlo vakasıydı, diyebilirim.
Şüphesiz, son sıralarda keşfedılmiş bır "star" de-
ğil Frida Kahlo; epeydir üzerınde durulan. renkli bir
sanatçı. Gelgelelım, resimli günlüğünün yayımlanı-
şı onu bır daha "sanat magazini"n\n gündemine
çekmeyeyetti. Görünen o ki. ressamlığından çok ki-
şiliğı ve "sansasyonel"\\ğe komşu hayatıyla genış kit-
lenin ilgisıni çekiyor. Daha doğrusu, bu ilgı yaratılı-
yor ve beslenıyor. Frida Kahlo'nun böyle bir amacı
herhalde yoktu: Yaşıyor. yaşamaya çalışıyordu. Tra-
gedyasının, bır gün gehp şahsıyetının promosyonu
kılınacağını öngöremezdi.
Sorunu, zaten, Kahlo'nun cephesinden değıl, on-
dan "zamanımızın bır kahramam" nasıl yaratılır so-
rusuna yanıt arayanların cephesinden bakıp sorgu-
lamak gerekiyor. Bir ressam olarak nerede durdu-
ğuyla neredeyse hiç ılgılenmeyen; yapıtını, gövde-
siyle dramatık ilişkısı, aşkları, zengın çevresıyle bağ-
lantılı biçimde değerlendıren bir perspektif söz ko-
nusu burada: Gövde ve ruh sağlığı açısından den-
gesinı kotaramamış, Diego Rivera ile sarsıntılı bır
karı-koca ilişkisı kurmuş, Troçki'den Breton'a pek
çok ünlünün yakını olmuş bır ressamdan. bir kadın-
dan nasıl efsane yaratılır - buna bakılıyor, buna ba-
kılmıyor mu?
Denilebilir kı, denildı de, 'Sızde Gesualdo 'ya ben-
zer bir optıkten bakmamış mıydınız'. Böyle durum-
larda. benzerlikler kadar farklılıklar önem kazanıyor.
Her şeyden önce, Gesualdo'dan bır efsane yaratıl-
mış olmasına benım katkım soz konusu olmamıştır.
O kitabı kurmaya yönelışimi belirieyen ana etmen bır
soruydu: Bır yapıtı, yaratıcısının yaşamından soyut-
layabilir miyiz?
Denilebilir ki. denilecektir de, aynı durum Frida
Kahlo ıçin geçerlı değil mi? Şüphesiz geçerlı; kaldı
ki, benim kaygım Kahlo'nun yapıtıyla ılgilı, yaşamıy-
la ılgilı olunmasına diklenmiyorum: Yaşamına, yaşa-
mından yaratılmak istenen efsaneye eğilirken yapı-
tı değeriendırilmiyor. dıyorum. Üstelik, ağıriıklı ola-
rak yaşamöyküsel bir yapıt Kahlo'nunki; yaşamın-
dan soyarak, soyutlayarak konumlamak çok güç,
yaptıklannı.
Demek kı, ınce ayar konusunda biçımleniyor ilk
derdım. Bır sanatçının yapıtını yaşamıyla koşut ola-
rak ele almak başka bır yaklaşım, yaşamını "ilgınç"
bulup yapıtından bu anlamda (en kötü anlamında)
"faydalanmak" bambaşka bır yaklaşım.
ikinci derdım daha da önemli. bana kalırsa. Frida
Kahlo ya da Gesualdo gıbı örnekler sanatçı eğilim-
li genç insanlarda yanlış kanılar yerleşmesine yol
açabıliyor, bu kanılann kalıcı ızleri de olabıliyor: Sa-
nılıyor ki. sıradışı yapıtlan sıradışı hayatlar hazırlaya-
caktır.
Bütünüyle yanlış, yanıltıcı bir bakış açısı bu: Son
derece "ılginç" yaşamlan olan pek çok ınsan "va-
sat ürunler" vermış, hepten sıradan yaşamları olan
bir Bach ya da Henry James büyük, kalıcı yapıtlar
bırakmışlardır arkalarında.
Bunları ayrı kefelere koymayı öğrenmışsek, kım-
senin yaşamından korkmamız gerekmeyecektir.-
Kendımızınkınden de.
Hâmış: Sabah gazetesi, Ertuğrul Özkök'u benım
sözlerimle vurmaya çalışıyor. Yanlış anlamadıysam
onu kendılenne benzediğı içın eleştıriyoıiar. Ben, oy-
sa, Özkök'ü artık kendisine benzemediği içın eleş-
tirmiştim. Her şeye rağmen, hop: Bazılannın ölüsü,
benim gözümde. bazılarının dirısinden yeğdir.
'Bir Tenor Aranıyor' Kadıköy'de
Költiir Servisi- Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin
yoğun ilgı gören eserlerinden "Bır Tenor Aranıyor"
bugün ve 12 kasım pazar günü saat 20.30"da Kadıköy
Halk Eğıtım Merkezfnde sergilenecek
Metnını Ken Lud\\ıg"ın yazdığı ve Ingıliz yönetmen
Adnan Bnne'nın sahneye koyduğu bu müzikal
komedının dekorlannı Erkut L'zelli. kostümlerini
Şanda Zıpçı hazırladı Işik duzeni Metın Koçrürk'e
ait. "Bır Tenor Aranıyor' un oyuncu kadrosu Timur
Doğanay. Müjgan Özçay. Faruk Göker. Serap Aksoy.
İlhami Ûyanık. Ayşe İktu, Bülent Atak ve Nursel
Çelik"ten oluşuyor.
TÜYAP'ta Onur Yazan ödül töreni
Kültür Servisi- 14.TÜ\'AP Istanbul Kıtap Fuan
programı kapsamında yann akşam bu yılın Onur
Yazan llhan Selçuk içın ödül töreni gerçekleşecek.
Yann akşam saat 20 00'de Ataturk Kültür Merkezi
Buyük Salon'da başlayacak geceye konuşmacı olarak ;
Şükran Kurdakul. Alı Sırmen, Emre Kongar. Oktay
Akbal. Doğu Pennçek ve Muzaffer İlhan Erdost
katılacaklar. Senaryosunu Ülkü Ayvaz'ın yazdığı,
Murat Karasu'nun yönettigı. Serdar Yalçın'ın müzik
direktörlüğünü, Ahhet Defne'nin ışık düzenıni
üstlendığı gecenın sanatçılan Işık Yenersu. Zafer j
Ergın. Ayhan Baran. Sımay Küçük. Taner Bırsel ve
Ali Düşenkalkar. Sahne duzenlemesıni TOBAVın
gerçekleştırdığı ödül töreninde aynca tstanbul Oda
Korosu \e Eskişehir Tiyatora Kumpanyası yeralacak.
Sema Şahin'den resim sergisi
Kültür Servisi - Sema Şahın'ın re>ım sergısı Beşiktaş
Denız Muzesi'nde açıldı. Sergı. 28 kasıma kadar açık
kalacak. Resimlerınin özünü yaşamın kendisinden
alan Sema Şahın. ınsan-nesne-doğa ılişkısıni ekspresif
bır anlatımda bazen figürlü, bazen de fıgürsüz
kompozısyonlarda görsel bir dıle donüştürüyor.
Ekspressı ve \ovut çalışmalanyla tanınan sanatçı,
amacının her zaman daha ıvıye. daha güzele ve daha
doğTuya ulaşmak olduğunu. her zaman da kendıni
daha yolun başında hıssettiğini ıfade edıyor.