04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 1995 PERŞEMBE HABERLER ABD'den PKK'ye kınama • \\ASHLNGTON(AA)- "lnsan Haklan Gözlem - Helsinki" kuruluşu, PKK'yı şiddetle kınadığını bildirerek sivillere yönelik terör eylemlerine derhal son verilmesini istedi. ABD'deki en büyük insan haklan kuruluşu olan 'İnsan Haklan Gözlem- Helsinki'nin Yürütme Kurulu Başkanı Holly Cartner. PKK lideri Abdullah Öcalan'a yolladığı mektupta "Bızim tek kaygımız. insan haklannın korunmasıdır" görüşünü dile getirdi. Cenevre Sözleşmesi'ne uyacağını ve sivillere karşı kesinlikle saldinlarda bulunmadığını söyleyen Öcalan'ın köylere saldırdığını. sivilleri katlettiğıni vurgulayan. Cartner, mektubunu. "Bu saldınlannıza derhal son vermelisıniz" diyerek tamamladı. Meclis'e satış mağazası • AıNKARA (ANKA) - TBMM Vakfı. bu yılın ortalannda TBMM'ye devredılen Sümer Holding'e ait Hereke Haiı Fabrikası ile Yıldız Çinı ve Porselen Sanayii'nin ürünlerinin satışı için Meclis'te satış magazası açacak. TBMM Halkla tlişkiler binası B blok alt zemin katta yapılması öngörülen satış magazası için binanın projesinin sahibi olan Behruz Çinici"nin görüşü ve onayı alıııdı. Edibali'den Yılmaz'a çagrı • ANKARA(A.NKA)- Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibalı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a demokratik sag bır ittifak önerisinde bulundu. Edibali, Yılmaz'ı TBMM'deki makam odasında ziyaret etti. Görüşme öncesi bir açıklama yapılmazken Edibali. görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, "'Sayın Vılmaz'a bır demokratik platformun oluşturulması, geçerliliği uzun sürecek demokratik bir sağ ittifak oluşturulması önerisinde bulundum" dedi. Eşcinsel tartışması • ANKARA (AA) - Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Zeki Çehker. TBMM Genel Kurulu'nda yaşanan "eşcinsel tartışması"nın üzüntü ve kaygı verici olduğunu belirterek. ""Meclis'in itibannı gölgeleyecek boy utlara varan. onur kırıcı. küçük düşürücü söz düellosu, taraflara hiçbir şey kazandırmaz" dedi. Düşünce ozgunlugu • ANKARA (ANKA) - Demokratik Cumhuriyet Programı, yeni siyasal strateji tartışmalan kapsamında. 25 kasımda İstanbuVda "düşünce özgürlüğü ve laiklik" konulu bır tartışma düzenleyecek. Demokratik Cumhuriyet Programı (DCP) Yürütme Kurulu tarafından çağnsı yapılan düşünce özgürlüğü \ e laiklik konulu tartışmaya DCP adına Doç. Dr. Aydın Uğur katılacak. Almanya'da açık lise' • .\NKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Milli Eğitim Bakanı Turhan Tayan. çeşitli nedenlerle öğrenimini tamamlayamayan yurttaşlar ıçin 1992-1993 öğretim yılında açılan Açıkögretim Lisesi'nin Almanya'da da kurulduğunu açıkladı. Tayan. Almanya'nın Köln şehrinde Açıkögretim Lisesi irtibat bürosunun kurulduğunu. isteyenlerin 9 aralık gününe kadar kayıt yaptırabileceklerini söyledi. Veda töreni • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi üyesi Yılmaz Aliefendioğlu, dün emekli oldu. Aliefendioğlu için Yüksek Mahkeme'de bugün veda töreni düzenlenecek. Aliefendioğlu'nun yerine 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından mahkemeye atanan eski Başbakan Yıldınm Akbulut'un eşi Semiha Akbulut. 'en kıdemlı yedek üye' sıfatıyla iptal davalannda oy kullanacak. Güvenlik gerekçesiyle Trabzon'a alınan Gazi Mahallesi olaylan davası başladı Polisler yargılaııaıııa<lı• Gazi olaylan sırasında vatandaşlann ölümüne neden olduklan iddiasıyla 20 polis hakkında açılan davanın ilk duruşmasında mahkeme, sanıklann memur olmalan nedeniyle dosyanın 'yargılamanın gerekliliği* karan için Istanbul 11 Idare Kurulu'na gönderilmesine karar verdi. AHMET ŞEFtK TRABZON (Cumhuriyet) - 12-13 Mart 1995 tarihle- rinde Gazi Mahallesi'nde meydana gelen ve çok sayı- da vatandaşın ölümüne ve yaralanmasınayol açan olay- ların ardından güvenlik kuv- vetleri hakkında açılan da- vanın ilk duruşmasında mah- keme, sanıklann memur ol- ması nedeniyle dosyanın Is- tanbul ll Idare Kurulu'na gön- derilmesine karar verdi. Mah- kemenin "Lüzum-u muha- keme (yargılamanın gerekli- liği)*" karan için dosyayı tl ldare Kurulu'na gönderme karan, öldürülenlerin yakın- lannın ve müşteki avukatla- nnın tepkisini çekerken. Çağ- daş Hukukçular Derne- Gazi olaylannda yakmlannı yitirenler duruşmada hazır bulundu. Davaya 32 avukat katıldı. (Fotoğraf: A A) ği'nden yapılan açıklamada karar "adaletin geciktirilme- si" olarak nitelendirildi. Istanbul Eyüp Cumhuri- yet Başsavcılığı'nca biri em- niyet amiri ve biri de komi- ser olmak üzere toplam 20 polis hakkında olaylarda ya- şamını yitircn 21 kişiden 7si- nin ölümünden sorumlu oi- dukları gerekçesiyle da\a açılmıştı. Güvenlik gerekçe- siyle Trabzon'a nakledilen davanın dün yapılan ilk du- ruşması nedeniyle Trab- zon'da geniş güvenlik önlem- len alındı. Yaklaşık 500 po- lis duruşma nedeniyle gü- venlik önlemi alırken çok sa- yıda jandarma da muhtemel bir olaya karşı hazır bekleti1- di. Duruşmayı izlemek için iki otobüsle Trabzon'a ge- len ölenlerin yakınlan, Em- niyet Müdürlüğü'nün hemen yanındaki adliyeye ellerinde yakınlannın fotoğraflan ve çeşitli pankartlar olduğu hal- de kısa bir yürüyüş yaptılar. Duruşmaya müştekiler adına Ankara. Istanbul. Trabzon ve Bursa barolanna kayıtlı 32 avukat katılırken yargıla- nan bir emniyet amiri. birko- miser ve 18 polis memuru duruşmaya gelmediler. Cumhuriyet Savcısı Gök- han Bilgin'in okuduğu iddi- anamede. sanık polis memur- lannın görev leri sırasında ön- leyici zabıta görevı yaptıkla- n, burada silah kullanma so- nucu ölümlere ve yaralan- malara neden olduklan, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahi- yetleri Kanunu'nun 9. mad- desınin(a) bendine göre ~ön- levici, caydıncı, düzenleyici ve konıyucu kolluk hizmet- lerine dair görevlerin ifası sı- rasında silah kullanan polis- Yeni Demokrasi Hareketi lideri, ANAP'la ittifak koşulunu açıkladı Boyner, BBP'siz ittifak istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Demokrasi Ha- reketi (YDH) Genel Başkanı Cem Boyner. demokratik güç birlığı için ANAP'la işbir- lifii yapabileceklerinı belirterek ''An- cak," Büyük Biıiik Partisinin (BBP) ANAP'la seçim ittifakı yapması duru- munda. ANAP ve V DH arasındaki it- tifak olasılığı güçleşir" dedi. Boyner, dün partisinin genel mer- kezınde yaptığı basın toplantısında, ANAP ve YDH arasındaki ittifak ola- sılığını karara bağlamak üzere topla- nacaklannı bıldirdi. ANAP'la şimdi- ye kadar herhangi bir görüşmeleri ol- madığını söyleyen Boyner. GYK'nin alacağı karar doğrultusunda ittifak yapabileceklerinı belırtti. Boyner. YDH'nın tek başına seçime gıtme ka- ran almasından bu yana bırçok şeyin değıştığmi kaydederek "Çüter'in MHP ve devîet güçleriyle >aptıği işbirliği- nin,Türkiye'yi kutuplara kilitleyece- ği inancındavız" dıye konuştu. Henüz hiçbir partiyle milletvekili sayısı ve ittifak konularında görüş- medıklerinı yıneleyen Boyner. ılkele- rine uygun bir partiyle ittifak yapacak- lannı vurguladı. Boyner. Çiller'in se- çim ittifaklan yoluyla iktidannı per- çinleştirmek istediğıni söyleyerek dev - let ve polis güçleriyle yaptıgı ittifa- kın ülkeye kan getıreceğinı öne sür- dü. Boyner. "ANAP ve BBP arasında kurulacak ittifak kesinleşirse YDH- ANAP ittifakı tehlikeye girer" dedi. Türkiye'deçokciddi tehdıtlerinoluş- ması durumunda ise ANAP-BBP ve YDH ittıfakına. teknık bır işbirlıği olarak bakabıleceklenni söyledi. DSP ve ANAP arasında kurulacak seçım ıttıfakını destekleyeceğinı \ ur- gulayan Boyner. •"Böylebirittnakger- çekleşirse merkez sağ ve solda önem- li bir istikrar adresi yaratılacakhr" dedi. Boyner. DSP ve ANAP arasında kurulacak ittifakın. demokratik yol- ların açılması bakımından da önem- li bir anahtarolacağinı belirterek Tûr- kıye'deki aşın sağa olan yığılmaya dikkat çektı. Boyner. Çiller'in hem RP'nın ülkeye getireceğı karanlığa karşı halkı uyardığını hem de RP'yle ittifak yaptığını söyledi. RP ve DYP'nın dev let güçleriyle yaptığı it- tifakın tehlıkelerıne işaret eden Boy- ner. ANAP ve DSP arasında kurula- cak ittifakın, bu güçlere karşı önem- lı bır fren olacağını bildirdi. Kapa- nan DEP'meskı milletvekili SırnSa- kık. YDH'nin HADEP'le aynı taba- na seslendiâinı söy lerken Boyner. -Herhangi bir partiyle tabanımız a>- nı olsavdı. biz burada olmazdık. H \- DEP'le işbiriiği yapmayı düşünmü- yoruz. HADEP'in YDHUe benzer bir tarafi yoktur" görü^lerine yer verdi. İttifak yetkisi Boyner'de YDH Genel Yönetım Kurulu (GYK). ittifak konusundaCem Boy- ner'e tam yetki venlmesım kararlaş- tırdı. \DH Basın Sözcüsü NeclaZa- rakol. Genel Başkan Boyner başkan- lığmdakı toplantı sonrası yaptığı açık- lamada. YDH'nın ıttıfaklara açık ola- bileceği kararı alındığını belirterek karar almak \ e görüşmelen sürdürmek üzere Genel Başkan Boyner'e tam yetki verıldığim açıkladı. Oral Çalışlar ile Feridun Yazar'ın durumları karara kaldı Yargıtay'dan îsmailBeşikçi'nin cezasına onay ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terörle Mücadele Yasası'nda (TMY) yapılan son değişıklikten önce Yargıtay'a gelen temyiz istemlerine ilişkin duruşmalara. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde dün devam edildi. Ceza dairesi. sosyolog-yazar İsmail Beşikçi'ye 15 kitabından dolayı verilen toplam 10 yıl 4 aylık ağır hapis ve 416 milyon 660 bin lira ağır para cezasına ilişkin karannı açıkladı. Daire Başkanı Demirel Tavil. önce karann onay landığını belirttikten sonra TMY'deki son değişikliği anımsayınca, duruşmayı izleyenleri salon dışına çtkardı. Daha sonra karan açıklayan Tavil, Beşikçi'nin cezalannın TMY'deki değişıklikten önce, 26 eylülde onaylandığını bildirerek "Herhalde siz de şaşırdınız. Ama biz. karan daha önce vermiştik. Yeni duruma göre mahkeme karar verecektir" dedi. Beşikçi'nin durumu. Ankara DGM'de yeniden incelenecek. Gazetemiz yazan Oral Çauşlar'ın. gazetemizde yayımlanan söyleşilerinı içeren "Öealan ve Burkay"la Kürt Sonınu" adlı kitabından dolayı başlatılan yargılamaya. Yargıtay 9. Ceza Dairesi"nde dün devam edildi. Duruşmada hazır bulunan Calışlar'ın avukatı Fikret İlkiz. mahkemenın esasa ilişkin karannda. kitabın bütününü dikkate almadığını savundu. Kitapta yer alan yazılann röportaj olarak günlük bir gazetede yay ımlandığını ve basın savcıhğının bunlarla ilgili suç unsuru bulunmadığı için dava açmadığını anımsatan tlkiz. "Yapılan. röportajdır. Davanın esastan bozulmasını istivonız. BUinmeyenler öğrenilsin diye vapıimışnr" dedi. Ceza Dairesi. Caltşlar'la ilgili karannı 22 kasım tarihinde açıklayacak. Calışlar'ın temyiz istemli dilekçesinde ise îstanbul 1 No'lu DGM'nin verdiği mahkûmiyet karan eleştirildi. Avııkatı İlkiz tarafından hazırlanan dilekçede. yerel mahkemenin karara esas aldığı alıntılann. PKK lideri Öcalan'm ve Kemal Burkay'ın sözlerinden oluştuğu belirtildi. "Cezanın kişiselliği" ilkesine dikkat çekilen dilekçede, Çalışlar'ın. söyleşı yaptığı kişilerin sözleri yüzünden mahkûm edildiği kaydedildi. Dilekçede. TM\ "de yapılan son değişiklıkten sonra. mahkûmiyet karannın hükümsüz kaldığı savlandı. Yazar'ınki de karara kaldı Kapatılan HEP'in eskı genel başkanı Feridun Yazar ile partinin o dönemdekı yöneticileri Kemal Okutan ve Harun Çakmak hakkında partinin kongresi ve bir toplantıda y aptıklan kotjuşmalar nedeniyle verilen mahkûmiyet kararlanna ilişkin temyiz duruşması da Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde dün görüşüldü. Duruşmaya sanıklardan Feridun Yazar ile avukatları Şenal Sanıhan ile Oya Pekgöz katıldı. Savunmasında. HEP'in 1992 yılında yapılan 2. Olağan Kongresi'nde genel başkan sıfatıyla konuştuğunu anımsatan Yazar, bu konuşmasında ülkenin bölünmesine . yönelik bir söz sarf etmediğini belirtti. Saruhan ve Pekgöz davalann "düşmesi veya beraaf karan verilmesi gerektiğini savundular. Avukatlar. 17 aydır tutuklu olan Kemal Okutan'ın tahliyesini de istediler. ler hakkında cezai sorumlu- lugun tertibi bakımından 'Memurin Muhakematı Ka- nunu' hakkındakiyasaya gö- re işlem yapıldığı" belirtildi. Bu nedenlerle açılan dava- nın açılmamış sayılacağı. bu- nun için CMUK'nin 2534 maddesi gereğince davanın durdurularak dosyanın Ş-ar- gdamamn gerekliliği' karan için suçun ışlendıği yervali- lığı olan Istanbul Valilıği'ne gönderilmesi talep edildiği- nin istendiği iddianamenin okunmasından sonra Mah- keme Başkanı Hüseyin İma- moğlu. ile söz isteyen müş- teki avukatlan arasında söz verilmemesi nedeniyle tar- tışma yaşandı. Sa\ unma sının Daha sonra açıklanan mah- keme kararında sanıklann polis memuru olduğu ve ida- ri olarak önleyici zabıta gö- revı yaptıkları sırada silah kullandıklarının kabul edil- mesi gerektiğı belinilerek sa- nık polıslerin bu görev sıra- sında sav unma smınnı aşa- rak "adam fildürmek". •*mü- dafaa ve zaruret smınnı aşa- rak faili belli olmayacak şe- kilde adam oldürmeye. ya- ralamaya neden olduklan1 * kaydedildi. Savcılık iddiana- mesiy le aynı gerekçelere da- yanan kararla dosyanın "yar- gılamanuı gerekliliği ~ karan için Istanbul ll tdare Kuru- lu'na gönderilmesine karar verildi. Karardan sonra ölenlerin yakınları ve müşteki avukat- İan buna tepki gösterdıler. Salondakı güriiltü nedeniyle mahkeme başkanı salonu bo- şalttınrkenÇağdaş Hukukçu- lar Derneği üyeleri, Gazi- Omraniye Hukuk Komisyo- nu ve müşteki vekilleri adı- na yapılan açıklamada. mah- keme heyetinın müştekilere ve vekıllerine hiçbir şey sor- madan savcının durdurma ta- lebini işleme soktuğunu, müş- tekilerinin itirazlannın tuta- naklara geçmesıne ilişkin ta- lebine de "Dava açılnıadıgı için tutanaklara da geçmeye- cektir" biçıminde engel ol- duğunu söylediler. Açıklamada daha sonra şu görüşlere yer verildi: "Oysa iddianame ile dava açılır. Lsteiik mahkemeceten- sip tutanağı düzenlenip, müş- tekilere ve vekillerine duruş- maya davet kâğıdı gönderil- nıiş olduğundan davanın açü- dığı ihtilafsızdır. Bu durum- da sayın mahkemenin müş- teki vekillerinin taleplerini tutanağa geçirip bir karar vermesi gerekirdi. Mahkeme başkanımn görev i duruşma salonunda oianları tutanağa geçirnıeklir. Bu y apılnıadığı- na göre mahkemenin ruru- mu usul ve yasaya ay kındır. Diğer yandan memurla- nn 'Adam öldürme suçundan yargılanmaları halinde Me- murin Muhakematı Kanunu uygulanmaz.' Şimdiye kadar olan uygulama da bövledir. Bu kararla birlikte polis- lerin vargılandıgı bu dava- da yargılanmanın daha uzun süre başlanmamasına neden olmuştur. Adaletin gerçekleşmesi bilinçli ola- rak geciktirilmektedir.** Duruşma salonundan çı- kan ve y aklaşık y anm saat ad- liye koridorlannda bekleyen müştekiler ve av ukatlar. ad- liye önünde basın mensupla- rına açıklamalarda bulun- dular. Müştekiler daha son- ra güvenlik kuvvetlerinin gözetiminde Trabzon dan ay- nldılar. NOTLAR OR.-\L ÇALIŞLAR C em Boyner'ın ANAP'la seçim it- tifakına yönelmesi basında yoğun tar- tışmalara ve eleşti- rilere neden oluyor. Dün bir gün- lük gazete. Boyner'in bu yöneli- minın öfkeye neden olduğu man- şehni atmıştı. YDH'nin. eski Tür- keşçi ülkücülerin partisi BBP ile ittifak eden ANAP'a yanaşması, anlaşılan bazı çevreleri kızdır- mıştı. Boyner-ANAP ittıfakına kızan çevrelerin başında DYP'lilerge- liyor. Çünkü bu ittifak özellikle Güneydoğu'da korucuların ve özel tim görevlilennin oylannı çantada keklik gören DYP-MHP ittifakının önünü kesebılir. Çükr taraftarlan bu nedenle Boyner'e kızıyorlar. Boyner'e, bugüne kadar ken- disine destek veren demokratik çevrelerde kızıyorlar. Mesut Yıl- maz gıbi tutucu bir muhalefet lı- deriyle Boyner'in aynı safta yer almasını anlayamadıklannı söy- Iüyorlar. Bu çevreler. Kürt sorununun çözümünde şahinlerle birlik olan, Terörle Mücadele Yasası deği- şikliğine karşı çıkan Mesut Yıl- Cem Boyner ve Yeni Demokrasi maz'la Boyner'in kol kola gir- meye kalkniasının kabul edilemez bir hata olduğunu belirtiyorlar. Cem Boyner'in kim ve ne ol- duğu tartışması onun siyaset sah- nesine adım atmaya karar verdi- ği andan bu yana gündeme geli- yor. Herkes kendisine göre bir yorum yapıyor. Kimilerine göre; Altınyıldız'ın ve Beymen'in patronu. zengin- ler kulubünün seçkin üyesı bu genç polirikacı. ne dediğini bil- meyen bir şaşkın. Kimilerine göre: demokrasi. Kürt sorunu konusunda söyledi- ği sözler bir aldatmacadan ibaret. Bir işadamının Türkiye'de de- mokrasiyi savunması ancak bir ikiyüzlülük olabilir. Boyner'in özellikle Kürt sorununa ilişkin savunduğu radikal düşünceler, bazı tutucu ve devletçi çevrele- rin yoğun tepkilerine neden olu- yor. tyi yetişmiş bir burjuva çocu- ğunun genç yaşta, kendisini sı- kıntılara sokacak bir işe girişme- si, Türkiye gibi yoğun bir iç ça- tışmanın yaşandığı bir ülkede ba- nşçı çıkışlar yapması. soru işa- retlerine neden oluyor. Kimdir Cem Boyner? Türkiye açısından radikal sayılacak çı- kışlann arkasında ne gibi etken- lerbulunuyor? Cem Boyner'in savunduğu fi- kirler bir işadamına yakışıyor mu? Önce bunu tartışmak gere- kir. NediyorCem Boyner: Clke- mizin yasal çerçe\esi Batı stan- dartlanna uymalıdır. Kürt soru- nu bir asayiş sorunu olarak gö- rülmemeli, bir demokrasi soru- nu olarak görülmelidır. Devlet küçültülmeli. sivil örgütlenme ön plana çıkmalıdır. Başlangıçta tam böyle söylü- yordu. ancak taşraya örgütlenme amacıyla gırtığı sırada karşılaş- tığı şoven tepkiler onun bazı miİ- liyetçi geri adımlaratmasını be- raberinde getirdi. Mesut Yılmaz v e Ecevit'le ittifak araması da ay- nı geri adımın bir ürünü kabul edi- lebilir. Peki Cem Boyner bütün bu dü- şünceleri neden savunuyor? Sol- cu olduğu için mı. yoksa sınıfı- na ihanet ettiği için mi? Boy- ner'in çevresindeki bazı eski sol- cular böyle bu tür yorumlardan hoşlanıyorlar. Cem Boyner'in sınıfına ihanet ettiği falan yok. O hâlâ Altınyıl- dız'ın ve Beymen'in patronu. Davranışlan ve kendine güvenlı çıkışları da sınıf alışkanlıklann- dan ileri gelıyor. O. büyük bur- juvazinin en iri kesimlerinm eği- limini dile getiriyor. Tıpkı Batı- lı sınıf kardeşleri gibi. liberal bir sistemi ve liberal birsömürüdü- zeninı savunuyor. Özelleştırmeyi savunması ve iş- çilerin ücret taleplerine soğuk bakması da aynı sınıf tutumunun bir parçası. Zaten Boyner. Kürt sorununa ve özelleştirmeye ilişkin düşün- celeriyle yalnız değil. Bütün ıri- kıyım ışadamlan ve onlann ör- gütleri de benzer şeyleri söylü- yor. Çünkü onlann sınıfsal ihti- yaçlan, Kürt sorununun bir an önce çözüme ulaşmasını gerek- tiriyor. Ama Türk büyük burjuvazisi. henüz oturmuş ve tam anlamıy- la kimlik kazanabilmiş değil. Çünkü Türkiye. hızlı değişen ve hareket halinde olan birtoplum- sal yapıya sahip. Bugüne kadar- ki büyük burjuva partilerinin po- litıkalanna, bu oturmamışlığın sonucu olarak Şark kurnazlığı ve tüccar kaypaklığı yön verdi. Boy- ner ve YDH onlardan birkaç adım ilende. .Ancak hâlâ bu toprağın ürünü ve bu kavpak zeminde politika ya- pıyor. Düne kadar en ters düştü- ğü politikacılarla aynı safa ginne- si ve bu safa girerken kendi tu- tumuna. "Ben DYT-MHP ittifa- kına karşı demokrasi cephesi ya- ratmakistiyorum" demesi de ti- pik bir Türk politikacısı dav ranı- şı. Çiller'den daha milhyetçi ve daha devletçi partilerle nasıl bir demokrasi cephesi kuracaksa... Boyner. burjuvazi içinde yeni v e modern bir eğilimi temsil edi- yor ve bu eğilım gıderek güç ka- zanıyor. Ancak bu modernleş- me. Türkiye standartlanna para- lel bir gelişme gösteriyor. Özellikle gündelik politik kay- gılar, kişilen kendi düşüncelerı- ni törpülemeye ve giderek kim- lik değiştirmeye zorluyor. Boy- ner de bu gelişmeden nasibini alıvor. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Elek Uzerinde Çırpınan İnsanlar Bir toplumsal sistem düşünün, öyle ki ülke bü- yüklüğünde kocaman bir eleğe benzesin. Bütün in- sanlar tıkış tıkış bu elegin uzerinde bulunsun. Eleğin delikleri, bir insanın aşağıya düşmesi için yeterli iri- likte. Böyle bır ortamda insanlar ne yapar? Doğal ve biraz da içgüdüsel bir davranışta bulunur; aşağı düşmemeye, bunun için de durmadan yukarıya zıp- lamaya çalışır. Ancak sistem birilerinin mutlaka elekten aşağı düşmesini zorunlu kılmaktadır (sistem dışı kalmak). Ne kadar çırpınırsanız çırpının, sizden daha iyi çırpı- nan, daha çok yukarıya sıçrayan, daha iyi bir ko- numda-zamanda bulunan, daha elit, daha kurnaz, olanakları daha iyi kullanan ve değerlendiren, daha şanslı diğerlerine kıyasla aşağıda kalmaya mah- kûmsunuz. Elek delıği sizi her an hüüüp diye aşağı yutabılir. Kesm olan şu: Eleğin uzerinde bulunanlann belli bir oranı, sözgelimi yüzde 25'i, aşağı düşüyor... Çünkü sistem, bu yüzde 25'in aşağı düşmesini ön- görüyor!... • • • Birkaç kez ziyaret ettığim Amerika Birleşik Devlet- leri'nde bu gözlemi ve benzetmeyi ilk yaptığımda ıçimi karamsarlık basmıştı. ABD toplumunu ve sis- teminı iyi tanıyan, orada yaşamış dostlar bu gözlemi doğruluyortar. Aydın bır Amerikalı bilim adamı, ken- disiyle yaptığımız sohbette hatta daha ileri gitti ve bugün toplumu büyük bir işsizlik kâbusunun sardı- ğını belirtti. Örneğin 45-50 yaşında işinden olan bir kimsenın, örneğin bir bılim adamının, yeni bir iş bul- masının neredeyse imkânsız olduğunu belirtti. O yaşlardaki insanları saran "elekten aşağı düşme" korkusunu düşünün! Aynı korkuyu, Şıkago'da yaşayan Türkiyeli bir akademisyen de dile getirdi. Diyelim yıllık geliri 45 bın dolar. Yann işini kaybettiğinde, bu ücretle bir iş bulma şansı imkânsız gibi. iş bulsa bile kazancını yarı yarıya kaybetmeyi göze almak zorunda. Bir düştünüz mü, kayıpsınız. En tepelerde dolaşırken, toplumun en alt tabaka- larının yaşam koşullarına paraşütlü veya paraşütsüz inmenız işten bile değil. O zaman, örneğin sağlık sorununuz varsa, yok- sullann gittiği en kötü hastane kapılarında sürüne- ceksiniz. Fitness salonları üyelikleriniz, kredi kartı harcamalannız vs hızla sona erecek. Evinizi ve sem- tinızi, çevrenızi. dostlannızı kötüleriyle değiştirecek- siniz... Düşüşün sonu yok... Nasıl ve nereye kadar düş- tüğünüze bağlı. • • • Tamamen bireye ve bireysel rekabete dayanan ABD toplumsal/ ekonomik sisteminin gereğidir bu. Elekten aşağı düşme tehlikesi ve korkusu, sürekli aşağıda bulunan yüzde 25lik kesimin varlığı.. bütün bunlar rekabetin itici gücünü oluşturuyor. Durma- dan kaynayan bır kazan olarak düşünebilirsiniz bü- tün toplumu. Bill Gates, Mıcrosoftun ünlü patronu, nasıl sıfır- dan mılyarder olunduğunun örneği olarak gösterilir. Biz gibi geri kalmış toplumun okumuşu da, Bill Ga- tes'e taparız. Tabii, bu tapınma, Amerikalılardan alınma bir ömek. Çünkü onlar da taparlar. Ancak 250 milyon içinde kaç tane Bill Gates var? Milyonlarca başaramamış Bill Gates'lerin varlığını kimse düşünmek istemez. Onları bilmez. Çünkü on-' lar konuşulmazlar. • • • Amerikan sistemi ekonomik duruma göre, ülke çapında durmadan sallanıp duran o büyük eleğin deiiklerinı genişletır veya daraltır. Refahın yükseldiği durumlarda, aşağıya düşenlerin sayısında azalma, yeniden eleğin üzerine çıkmayı başarabilenlerin sa- yısında da artma olur. Durumun kötüleştiği koşullar- da da sistem tam tersi işlemeye devam eder. Bu konu sürecek... Servet Komisyonu Müftüler'e, belgeleri yok etme suçlaması DLIRDANE KOCAOGLU .\NK\R\ - Başbakan Tan- su Çillerın "şaibeli" olduğu savlanan serveti. TBMM Lı- derler ve Yakınlannın Mal- varlıklannı Araşnmia Komıs- yonu'nda da skandala neden oldu. Komisyonun öncekı aünkü toplantısında TBVIM îçtüzügü'nün 2"!. maddesın- deki "Komisyon gündemine hâkimdir" ilkesine aykın da\ - ranan Komisyon Başkanı Ha- luk Müftüler'ın daha önce kabul edılen bazı önergeleri de hıç yürürlüğe koymadığı. komısyonun bilgısine başvur- duğu kurumlara gereklı baş- vurulan yapmadığı ortaya çık- tı. Komisyon raporu belgeler ve yapılan görüşmelerle ilgi- li kasetlerin de kaybolduğu bildırildi. Komisyon üyeleri. DYP'li Başkan Müftülerın rapor. belge ve kasetleri ka- çırarak evine götürdüğünü ileri sürdüler. ANAP lideri Mesut \ ıl- maz. Başbakan Tansu Çil- ler'in özellikle yurtdışındaki mallan ile ilgili olarak "ka- ra para akladığı" endışesin- de olduklannı söyledi. Komisyon Başkanı Haluk Müftüler'in. Başbakan Çil- ler" ın annesınden verasetten kaldığını sav ladıgı mılyarlar- ca lıra değerındeki dolar. mark. altın ve Türk Lırası ile ilgili veraset ılamı ve v eraset ıntikal \ ergısınin araştınlma- sını kabul etmeyerek toplan- tıy ı terk etmesı üzerine. çalış- malar, Başkanvekili Atilla Hun başkanlığında sürdürül- dü. Hun. TBMM Başkanlı- ğı'na başvurarak bu hafta so- nu sona erecek olan komisyo- nun çalışma süresinin 3 ay daha uzatılması talebinde bu- lundu. Atilla Hun da konuya iliş- kin olarak Cumhurivet'e yap- tığı açıklamada. normal ola- rak komisyonun perşembe günlerı toplanması gerektı- ğıne dikkat çekerek bugün saat 13.30'da toplantı yerin- de hazır bulunacaklannı söy- ledi. Hun. şunlan söyledi: "Komisyon Başkanı. daha önceki toplantılarda kabul et- tiğimiz bazı önergeteri hiç \ ü- niriüğe koymamış. Baa ku- rumlara sorular vöneltiyor, bilgi istiyor ve ihbarda bulu- nuyorduk. Ancak. Başkan bu önergelerle ilgili hiçbir işlem yapmamış. Antaha'daki Ay- taş adlı turizm şirketinde Baş- bakan Çiller'in eşi Özer Çil- ler'in yasaya karşı yapoğı hi- leli işler tespit etrik. Bu konu- nun Turizm Bakanlığı ve Ma- liye Bakanlığı'na hildirilme- sini kabul ettik. Ama, Komis- yon Başkanı. önergelerimizle ilgil işlem yapmamış. Tansu Hanım'ın para transferlerini nasıl gerçekleştirdiğinin Ha- zine ve Merkez Bankası'na sonılmasını kararlaştırmış- ök. Komisvon Başkanı,bu so- rulan da Hazine ve Merkez Bankası'nailetmemiş. Bu bir skandal, başkan. komisyonun çahşmalannı sabote etmiş,gö- rev ini suiistimal etmiş." Komisyon toplantılannda" karara bağlanan konulan ya-, şama geçirmeyen Başkan Ha-' luk Müftüler'in rapor, belge « ve kasetleri evinegötürdüğü ileri sürüldü. Komisyonun ANAP'lı üyesi YusufNamoğ- lu. dün komisyona giderek bazı belgelerin fotokopisini çektirmek istediğinı. ancak . belgeler. rapor ve kasetlerin yerinde olmadığını gördüğü- nü bildirdi. Namoğlu, Baş- kan Müftüler'in belge ve ka- setleri komisyon üyelerinden kaçırdığını savunarak "Baş- kanın amacı, komisyonun ça- hşma süresinin dolmasını bek- ledikten sonra doğrudan ra- poru TBMM Başkanlığı'na vermek. bu arada bizim bazı belgeleri ortaya çıkarmamızı önlemektir. Bu bir skandaldır. Hesabım vermek zorunda- lar" dıye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle