05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 1995 PAZARTESİ HABERLER 8endikalapda ! İstanbul Haber Servisi - Tek Gıda-lş Sendikasf nın 10. Olağan Genel Kurulu"nda Orhan Balta verüden genel başkanlığa seçildi. Genel kurul eski yönetimin devamına karar verdi. Petrol-lş Sendikası'da yapılan seçimlerin ardından yeni yönetim kurulu şu isımlerden oluştu: Genel Başkan Bavram Yıldınm. Genel Sekreter Marsur Burgucu, Mali Sekreter Adnan Özcan. Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Yusuf Doğan, yönetim kurulu üyesi Mustafa Çavdar. Oz Gıda- lş Genel Başkanlığı'na da Necati Çelik yeniden seçildi Bİff'nin kuruluş süreci başladı • İstanbul Haber Servisi - Birleşik tşçı Emekçi Partisi'nin (BİEP) kuruluşu için çağn çıkaran işçiler ve sendika yöneticileriyle bir grup aydın, dün İstanbul'da birarava gelerek ve partinin kuruluş sürecini başlattılar. Partinin kuruluşu için çağıncılar arasında yer alan eski Yol- Iş Sendikası l Nolu Şubesi Başkanı Ercan Atmaca. yaptıklan toplantının BtEP'in kuruluşunun hızlandınlmasını hedeflediğini belirtti. Atmaca, programını ve tüzüğünü emekçilerin oluşturacağı. emekçiler içindeki farklı düşüncelerin ifade edılebileceği. tabanm söz ve karar sahibi olacağı. demokratık ışleyişli bir parti hedeflediklerini söyledi YPr erken seçime karşı • İSTANBUL(AA)-Yeni Parti (YP) Genel Başkanı Yusuf Bozkurt Özal, erken seçim olması halinde koalisyonlardönemınin bir 5 yıl daha devam edeceğini belirterek "Koalisyonlar döneminin olduğu yerde de cumhurbaşkanı kral olur" dedı. Özal. YP İstanbul ll Başkanlığı'nın düzenlediği "Kuruluş Gecesı"nde yaptığı konuşmada. bellı kararlar alınmadıkça erken seçimin doğru olmadığını. biriken dövizlenn dışan kaçacağını savundu. New York Atatiirk Okulu • NEW YORK (AA) -" 1970 yılında açılan Nevv York Atatürk Okulu. 25. yılına girdi. Okulun veni ders yılına başlaması nedeniyle Türkevi'nde düzenlenen törene. BM nezdindeki daimi temsilcımiz Büyükelçi Hüseyın Çelem. Başkonsolos Fuat Tanlay, eğitim. kültür ve din ataşelen ıle okulu kuran Amerika Türk Kadınlar Birliği başkan ve üyelen katıldılar. Güneydoğu'da operasyon • DİYARBAKIR (AA) - Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlarda. 32 terörist öldürüldü Olağanüstü Hal Bölge Valilıği'nden yapılan açıklamaya göre, bölücü terör örgütünü etkisiz hale getirmek amacıyla bölgede operasyonlar sürdürülürken Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Çatalca Köyü'nün kuzeyinde. sarp kayalıklarla kaplı bölgeden. bir grup teröristin Türkiye'ye geçış yapacağı öğrenildi. Çıkan çatışmada. 23 terörist öldürüldü. İkitrafik kazasında16ölü • Haber Merkezi - Kahramanmaraş ve Rize'de meydana gelen trafik kazalannda toplam 16 kişi yaşamını yitirdı. Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi Mehmetbey Köyü yakınlannda tanm işçisi taşıyan kamyonun de\TİImesı sonucu 10 kişi öldü. 44 kişi yaralandı. Kazada Asiye Tepe. Mustafa Topak. Emine Tepeli. Asiye Kırkgeçit, Nuri Polat. Emine Tepe. Veli Kırkgeçit ile kimliği belirlenemeyen üç kişi daha yaşamını yıtirdi. Rize yakınlannda meydana gelen trafik kazasında ise 6 kişi öldü, 2 kışı ağır yaralandı. Öienlerin isimleri şöyle: Hızır Çakmakçı. Alı Özçelik. Emine Özçelik, Ethem Delihasan. Sabn Recep ve Mehmet Delihasan. Bakanlığa atama yapılmadı, ama insan haklan ihlalleri için devlet 20 milyar lira ödedi Çfller unuttu, Hazîne ödüyorDOGAN AKLN ANKARA - Başbakan Tansn Çiller. 51. hükümette. insan hak- lanndan sorumlu Devlet Bakanlı- ğı 'nı. atama yapmayarak devre dı- şı bırakırken Türkıye'nın. insan haklan ihlallen nedeniyle milyar- larca lıralık faturayla karşı karşıya kaldığına dikkat çekildi. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu"na (AlHK) yapılan kişisel başvuru- lar üzerine, ülke aleyhine bir "ih- lal" karannın çıkmasını önlemek için. "dostane çözüm" mekanız- ması çerçevesınde bugüne kadar yaklaşık 20 milyar lira tazminat ödendi. Türkıye, son olarak Cizreli Ça- ğırga aılesinin AlHK'ye yaptığı başvuru üzerine. "sulhen" çözüm çerçevesinde 150binFransızFran- gı (yaklaşık 1 milyar 507 milyon lira) tazminat ödemeyi kabul etti. AlHK'nin kabul ettiği kişisel baş- vurular üzerine harekete geçen hü- kümet. ülke aleyhine bir "ihlal" karannın alınmasını önlemek için "dostane çözüm" mekanızmasını işletiyor. Uyuşmazlığın, 4353 sa- yılı yasanın 31. maddesı uyannca ve Dışişlerı Bakanlığı'nın olumlu görüşü ve önensı doğrultusunda "sulhen" çözümü için gınşımde bulunuluyor. "MaliyeVekâİetiBaş Hukuk Vlüşavirliğf nin ve Muha- kemat Imum Müdürlüğü'nün Yazifelerine, Devlet Davalannın Takibi L sullerine ve Merkez ve VT- layetler Kadrolarında Bazı Deği- şiklikler Yapılmasına Dair Ka- nunr adını taşıyan 4353 sayılı ya- • Başbakan Çiller. 51. hükümette, insan haklarından sorumlu Devlet Bakanlığf m. atama yapmayarak devre dışı bırakırken Türkiye'nin, insan haklan ihlalleri nedeniyle milyarlarca liralık faturayla karşı karşıya kaldığına dikkat çekildi. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na yapılan kişisel başvurular üzerine. ülke aleyhine bir "'ihlal" karannı önlemek için. "dostane çözüm" mekanizması çerçevesinde bugüne kadar yaklaşık 20 miKar lira tazminat ödendi. Dışkı yedirme davası nedeniyle Cizre'nin Yeşilyurt köylüleri, yaklaşık 12 milyar lira para almışü. sanın ılgılı 31. maddesı, "davaya veya kraya intikal etmemişolan ih- tilaflann sulh yoluyla hallini" dü- zenliyor. Türkıye, Türk v urttaşlannın bu- güne kadar AlHK'ye vaptığı kabul edılmış 10 kişisel başvuru üzenne harekete geçerek dostane çözüm mekanizmasını ışletti ve "insan hakkı ihlali suçuna'ılişkin karar- ları önlemek ıçın maddi tazminat ödemeye razı oldu. Türkiye'nin. kamugörevlılennın ışlenni yapar- ken insan haklannı ıhlal etmeleri üzerine AlHK sürecinde tazminat ödemek zorunda kaldığı olaylar. resmi belgelere göre şöyle: - Nesriıı Hazar, Cür Hazar ve Rüştü Açık adh TKP'lılere 345 bın Fransız Frangı (1 Fransız Fran- gı için 10 bin 50 lıralık kur esas alındığında yaklaşık 3 milyar 467 milyon lira) tutannda tazminat ödendi. - Türkıye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) liderlen NihatSar- gın ile Nabi Yağcı'ya 2 milyar 600 milyon lira tazminat ödendi. (Ra- kamın döviz kurundaki tırmanma dıkkate alındığında bugünkü kur- lar üzennden çok daha fazla tuttu- ğuna dikkat çekildi. I - Yeşılyurt'ta köylülere insan dışkısı yedinlmesi üzenne açılan "Dışkı Davası" nedeniyle Abdul- lah Gündoğan. Bahattin Miiştak, Kâmil Miiştak ve Abdurrahman Müştak'a 1 milyon 200 bin Fran- sız Frangı (yaklaşık 12 milyar 60 milyon lira) ödendi. - Türkıye. son olarak. Cizreli Çağırga ailesinin AlHK'ye başv u- rusu üzerine 150 bin Fransız Fran- gı (vaklaşık 1 mılyar 507 milyon lira) tazminat ödemeyi kabul et- mek zorunda kaldı. Kamu görev lılennin, işlenni ya- parken yasalann çizdığı smırlann dışına çıkarak insan haklannı ıh- lal etmelerinın, Hazine'ye malı vükü dışında. "ülkenin uluslara- rası saygınlığını ve yurttaşların devlete olan gü\enlerini" sarstığı- na da dikkat çekildi Siyasi statüsünün belirlenmesini isteyen Kuveytli Salim'in evi Habur Köprüsü . Habur Köprüsü'nde bir vatansız• Savaşmayı reddettiği için Körfez Savaşı sırasında kaçtı. Kuveyt bu nedenle onu vatandaşlıktan attı. Bir süre Türkiye'de yaşadı. Istanbul'da inşaatlarda işçilik yaptı. Sonunda Türkiye de onu sınır dışı edince vatansız kalıverdi. ERGÜN AKSOY HABUR / ZAHO - Ozerinde güneşten ağar- mış kahverengi birpanto- lon, kırden renk değıştir- miş bir zamanlar beyaz olan bir gömlek. Ayagın- da terlik. Oturduğu tabu- reden çevresini inceliyor, 40 dereceyi aşan sıcağa aldırmadan. Sıkılmışola- cak ki bir süre sonra aya- ğa kalkıyor. Önce esniyor. daha sonra ellennı iki ya- na açıp güzelce bir gerini- yor. Ardından bir sigara Habur Köprüsü yakıyor... Orta boylu bu genç adam 30 ya- şında. lnce san bıyıklan. yanık teninde he- men göze çarpıyor. Yanındakı askere bir şeyler mınldanıyor. Asker. pek oralı olmu- yor. Bu ılgisizlik üzerine, karşı tarafta sıra bekleyen kamyon sürücülerine yöneliyor. Sürücülerin tümü onu tanıyor. Şoförlerle koyu bir sohbete koyuluyor... Yıl 1991. Salim Salman Küveyt ordu- sunda asker. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'ın Kuveyt'i işgaliyle Körfez Sa- vaşı patlak veriyor. Ülkesini birkaç gün Iraklı askerlere karşı savunuyor. Ancak, da- ha sonra savaşm anlamsız olduğuna karar veriyor. Ordudan kaçma düşüncesini ya- 'nü mesken tutan Salim Salman kendine >urt anvor. (Fotoğraf: HATtCE TLNCER) kınlarına açıklıyor. Yakınlan önce tepki gösteriyor. ama Salim'in kararlılığını gö- riince yumuşuyorlar. Kaçakçılar vasıtasıy- la Kuzey Irak'a geçiyor ve buradan da ka- çak olarak Türkiye'ye giriyor. llk durak ts- tanbul. ardından Izmir ve Ankara'da dola- şıyor. Parası bitince tekrar Istanbul'a geli- yor ve inşaatlarda işçilik yaptyor. Körfez Savaşı bittiğinde soluğu Kuveyt Büyükel- çıliği'nde alıyor. Elçilik yetkililerine Ku- veyt'e geri döneceğinı bıldiriyor. Ancak. savaştan kaçtığı anlaşılınca, pasaportuna el konularak Kuv eyt vatandaşlığından çıkan- lıyor. Bir süre sonra da Türk yetkililer ta- rafından Habur Gümrüğü'nden sınır dışı ediliyor... Salim. Kuzey Irak'ta yaşamaya karar kılıyor. Ancak. pasaportu ve kendini tanıtacak bir belge olmadığı için Habur Köprüsü'nün karşı tarafına geçmesine peş- mergeler izin vermiyor. Türkiye ile Kuzey Irak arasındaki Habur'da sıkışıp kalıvor. Kapıdan giriş-çıkış yapan BM'li yetkilile- re başvuruyor. ama kimse onu dikkate al- mıyor... Saiim bir yıldan fazladır Habur Köprü- sü'nde yaşıyor. Köprünün yayalar için ya- pılan bölümüne bir yatak atmış. Yatağın yanında, torbalann içinde birkaç parça gi- yım eşyası duruyor. Salim banyo gereksi- nımini köprünün altından geçen Hezıl Ça- yı'nda gideriyor... Kendini "vatansız" olarak niteleyen Salim. pek konuş- mayı sev miyor ve ürkek dav- ranıyor. Türkçe. "Yuvarlanıp gidiyorum, Allaha çok şii- kür" diyor. BM'li yetkililere olan kızgınlığını dile getiri- yor: "Köprüden giriş-çıkış yapan BM'li yetkililere kac defa durumumu anlattım, a- ma beni dinlemediler bile. Türkiye'den sınır dışı edil- dim, ülkeme dönemiyorum, Kuzey Irak'ta yaşamama izin verilmivor. Bir anlamda vatansızım." Salim, yaşamını kamyon- culann yaptığı yardımla sür- dünneye çalışıyor. Kimi sü- rücülerpara yardımı. kijni de yiyecek veriyor. Savaşmak istemediği için savaşmadığı- nı belırten Salim, şunlan söylüyor: "Herhangi bir ülkeye ka- bul edilmem için Türk yetki- liler bana vardım etsin. Ben bir hata yaptım, ama cezam bu olmamalıydı. Ne vapacağımı bilemiyo- rum. Önümüz kış. BM benim durumum- daolan herkeseyardun edhor, bana da var- dım etsin. Her insan doğduğu topraklarda ölmek ister. Benim ise bir vatanım bile vok. 2 metre karelik bir alanda yaşıyorum ve bu- radan kurtulmak isri>orum.*' "Ben mülteci mi>im, vatansız nııyım? Statüm belli değil. Vbksa vaşamıvor mu- yum" diye kendi kendine soru soruyor Sa- lim. Kısa bir bekleyişten sonra yanıtını yi- ne kendisi venyor: "Elbet bir gün birileri benim durumumu görecek ve vardım elini uzatacaktir. Bu umutla yaşıyorum." 80 TUTUKLU, BASKILARI PROTESTO ET31EK A5L4CIYL4 EYLEM BAŞLATTI Buca Cezaevi'ndetııtııklıılann açkkgvevitZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Buca Ceza ve Tutukevi'nde. geçen ay yaşanan olaylann izi silinmeden tutuklulann yeniden açlık grevine başlamasıyla gerginlik tırmanıyor. Aralarında kadınlann da bulunduğu Dev- Sol, TİKKO, TDKP. TKP'ML davalanndan yargılanan 80 tutuklu. cezaevindeki baskılan protesto amacıyla süresiz açlık grevine başladı. Cezaevı Savcısı Yaşar Aslan. eyleme katılanlara şekerli ve tuzlu su verildiğini belirterek '"Cezaevinde durum sakin. doktorlar eylemcilerin sağlık kontrolünü yapıvorlar. her rürlü önlemi aklık" dedı. Olaylar nasıl başlamıştı? Jandannanın çift kelepçe uygulaması. mahkemeye ve hastaneye gıdiş-gelişlerde tutuklulara dayak atması ve cezaevı yönetiminin bu uygulamaya duyarsız davranmasmı protesto amacıyla. Dev-Sol. TDKP. TİKKO. TKP/ML ve Rızgari davalanndan yargılanan sanıklann sayım vermeme eylemi yapması. Buca Cezaevi'nde gerginliğin başlamasına neden oldu. Bir hafta sayım alamayan cezaevi yönetımi.jandarmadan yardım ıstedi. Jandarma, 21 eylülde yeni bölüm 6. koğuşa, göz yaşartıcı ve sis bombası aiarak girdı. Jandarma ıle tutuklular arasında çıkan çatışmada 3 tutuklu yaşamını yıtirdi. 15'ı jandarma 58 kişi yaralandı. Olaylar gıderek büyürken 3.4. 5, 7. koğuşlardaki tutuklular, sayım vermemekte direnmeye devam ettıler. Sorunun çözümü için Izmir Barosu. ÇHD. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Meüh Tan devreye girdi. Bu arada Adalet Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Kenan Doğan ile Yardımcısı İrfan Bacaksız da Izmir'e gelerek olayla ilgili soruşturma başlattı. Bu arada İzmir Barosu Başkanı Kasım Sönmez ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Kenan Doğan'm sayım vermeyen koğuştaki tutuklularla yaptıklan görüşmeler sonuç verdi \ e bu koğuşlann sayım vermesıyle sorun çözüldü. Adalet Bakanlığı Müsteşan Doğan. aralarında cezaev i birinci Müdürü Vedat Engin'in de bulunduğu 7'si müdür 37 görevlinin değişik cezaevlerine sürülmesini kararlaştırdı. Cezaevindeki yönetimin değişmesi üzerine gerginlik sona erdi. Olaylann nedeni Bu arada yetkililer. yargılamaların uzun sürmesı nedeniyle tutukevlerinde eylemlerin yaygın olduğuna dikkat çekerek Buca Ceza ve Tutukev i'nde de 4 y ıldır yargılaması süren tutuklulann bulunduğunu. bu tutuklulann bunalıma girmeleri sonucu eylemlere giriştiklerini söylediler. Cezası kesinleşen hükümlülerin ise cezaevlerine sevk edildikten sonra, genellikle tahliye olduktan sonraki yaşamlannı nasıl sürdüreceklerinin planlannı yaptıklan için eylem yapma girişiminde bulunmadıklan belirtıldi. Eğitim-Sen 17 ekimde diğer kamu sendikalarıyla birlikte eylem yapacak Kamu çalışanlan, iş bırakmaya hazırlanıyor İstanbul Haber Servisi - Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonlaşma Kurulu üyesi sendikalar. 17 ekimde 'ek zam istemiyle" gerçekJeştırecekleri ış bırakma çalışmalannı hızlandırdı. Eğitim-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Başyürek Altın. yaptığı açıkJamada, "Son on aylık enflasvon oranı yüzde 104 olmasına karşın sivasi iktidar. nisanda sapılan yüzde 22.5'luk ücret ardşıyla yetinmemizi öneriyor" dedi. MGK'nin tehditlerine karşın Eğitim-Sen Marmara Bölgesı şubeleri. dün İstanbul'da toplanarak 17 ekimde tüm kamu çalışanlanyla birlikte gerçekleştırecekleri bir günlük iş bırakma eyleminı değerlendirdi. Eğitim-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Baş,yürek Altın, kamu çalışanlarına 1995 >ılı için yüzde 22.5 ücret artışı reva gören siyasi ıktidarın. 680 bin kamu işçisine yüzde 5.4'lük ücret artışı dayattığını söyledi 360 bini aşkın işçinin siyasi iktidar ve Milli Güvenlik Kurulu'nun her türlü tehditlerine rağmen üretımden gelen güçlerıni kullandıklannı vurgulayan Altın, ıktidarın bu saldınsına ancak tüm çalışanların ortak mücadelesiyle karşı konulabıleceğini belirtti. Altın. insanca yaşanacak bir ücret talebi için, ışvereni toplu- sözleşme masasına zorlamak için. grevli-toplusözleşmeli sendika haklannın güvence altına alınması için alanlarda olacakJannı söyledi. İstanbufun yanı sıra Türkiye'nın sekiz bölgesinde aynı anda gerçekleştirdikleri toplantılarla 17 ekimde yapılacak iş bırakma e>leminin değerlendirildiğini belirten Başyürek Altın, şöyle konuştu: "Demokratikleşme dediler, yaptıklan anayasa değişikliği ile beş yıldır dişimizle tımağunızla mücadele ederek kurduğumuz sendikalanmızı 'toplu görüşme' örgütlerine dönüştürmeve çalıştılar. Şûndi degrev ve toplusözleşme hakkından yoksun bir vasal düzenleme çabasındalar. Kamu çabşanlan sendikalannın yönetki ve üyelerine karşı sürgün, soruşturma ve cezalandırma kampanyası artarak devam etmektedir. Ekim ayı itibariv le son bir yülık enflayon oranı yüzde 104 olmasına karşın siyasi iktidar nisanda vapılan vüzde 22^'luk ücret artışıvla vetinmemizi önermekte. Bütün bunlara karşı 17 ekimde 120 bin eğitim emekçisi, diğer kamu çalışanlanyla birlikte hizmet üretiminden gelen gücünü kullanacaktır." BIZBIZE ERDAL ATABEK Asıl Doğal Afet Nerede?.. Deprem oluyor. Evler yıkılıyor. yapılar çöküyor, ölenler oluyor, yaralılar, yıkıntıların kaldırılmaçalışma- ları, insanlann açılan. Devlet büyükleri koşuyor, ölen- lere başsağlığı, yaralılara acil şifa dilekleri, zarann en kısa zamanda giderileceği vaatleri. Sel felaketi yaşanıyor. Evler yıkılıyor, her yeri ça- mur basıyor. Ölenler, yarahlar, insan acıları. Devlet bü- yükleri koşuyor, ölenlere başsağlığı, yaralılara acil şi- fa dilekleri, zararın en kısa zamanda giderileceği va- atleri. Bir yamaç aşağı kayıyor. Evler toprak altında kalı- yor. Ölenler, yaralılar. insan acıları. Devlet büyükleri koşuyor... Devlet büyükleri üzüntülü yüzlerle çalışmalara ba- kıyor, ellerini öpenlerin başını okşuyor, hastanede yaralılara "geçmiş olsun "diyor, olayla ilgili duygula- nnı da "takdiri ilahi", "dünyanın her tarafında oluyor", biçiminde yansıtıyorlar. Şımdi o çank çürük evleri yapıp da çaresiz vatan- daşları içine oturtmak da Allah'ın takdiri mi oluyor, yoksa kulların çimento ve demirden çalma açıkgöz- lüğü mü? Depremde ilk yıkılanlar olan kamu binala- n Allah'ın takdirinden mi yıkılıyor, yoksa ihale cam- bazlığıyla alınıp denetim dışı yapılan bınalardaki kar- manyolalardan mı? Devlet yetkilisi olmak, felaketten sonra oraya ko- şup üzüntülü bir çehreyle başsağlığı dilemek değil, felaket olmadan önce gerekli denetimleri yapıp in- sanlan zarardan korumaktır. Hadı bakahm, şu Istan- bul'u bir elden geçirin. Hangı binalar şu şiddette bir depreme dayanabilir? Orhan Bursalı da çok güzel yazmıştı. Bunu şimdi yaparsanız önemı var. Türki- ye'yi böyle bir taramadan geçirsenize. Devlet yetki- lisi olmak. bunu yapmaktır. Fay kırığı üzerindeki yer- leşme bölgelerini bu açıdan incelesenize. Göreviniz bu değil mi? Yamaçlardaki ormanların, korulann ağaçlannın ke- silmesine neden seyirci kalıyorsunuz? O ağaçlan ke- senler sonraki yağışlann sele döneceğini hesap et- meyen çıkarcılardır. Ama onlara engel olmak, onları cezalandırmak devlet yetkililerinin görevi değil mi? Hatta, o yamacın altında yaşayanlara bu ağaçlann korunmasının kendilerinin hayatı olduğunu anlat- mak, devlet görevlilennin sorumluluğu değil mi? Bun- ları neden halka anlatmıyorsunuz? Sel felaketinden sonra oralara koşup da "takdiri ilahi"den söz etmek ne ıfade ediyor? Toprak kaymaları da ağac kesmelerin, orman kı- yımlarının sonuçları olmuyor mu? TEMA Vakfı'nın çalışmaları "toprak erozyonu yüzünden her yıl Kıb- ns büyüklüğündeki toprağın akıp gıttığıni" göstermi- yor mu? Bununla neden ilgilenmiyorsunuz? Orman- lara kıyıp toprakları yağmalamanın nelere mal oldu- ğunu görmek için daha neyi bekliyorsunuz? Doğayı yağmalamanın bedelleri böyle ödeniyor. Doğal afetler elbette dünyanın her tarafında oluyor. Ama dünyanın birçok yerinde bu afetler için önce- den çalışmalaryapılıyor. Depremlere karşı uygun ya- pı teknikleri buiunuyor ve uygulanıyor. Bu uygulama- larda kimsenin hatırına bakılmıyor, kımsenin çıkarı- na hizmet edilmiyor. Böyle yapıldığı zaman da dep- remler en azından can kaybına yol açmıyör. Ülkede- ki herağaç dikkatle korunuyor. Ağaçlann bilinçsizce kesiminin, para kazanmak için yağmalanmasının hangi zararlara yol açtığı biliniyor. Doğal yapılar ko- runuyor. Tayfunlara karşı önlemler alınıyor. Ama in- san hayatına değer verilmeyen ülkelerde doğanın her kıpırdanışı bir felaket oluyor. Bangladeş'teki ır- maklarda yaşanan kazalarda yüzlerce kişinin boğu- lup ölmesi de bundan değil mi? "Doğal afet" doğadan gelen afet olmaktan çıkıyor da, bu sonuçlann "doğal karşılanması" oluyor. Asıl afet, bu kafalardadır, bu anlayıştadır, bu vurdumduy- mazlıktadır. "Doğalafet", ağaçlann sorumsuzca ke- silmesidir, sorumsuzca kıyımıdır, binalann sorum- suzca çürük yapılmasıdır. Bizım yaşadığımız felaketlere "doğal afet "demek- ten vazgeçmel i. "gerçekleri görememe afeti" deme- liyiz. "sorumsuzluk afeti" demeliyiz, "denetimsizlik afeti" demeliyiz. Afet doğadan değil, içimizden geliyor. Nedersiniz, sayın yetkililer? CHP PM üyesi Bedri Baykam '2. cumhuriyetçiler şeriatçılann maşası' İstanbul Haber Servisi - CHP Parti Meclısı üyesi Bedri Baykam.4 senelık ko- alısyon bovunca. DYP'nın CHP'yi pasıfleştırmesine seyirci kalındığını belirterek "Çiller, basının deyimhle çok vav gın biçimde zamana yayıp gülümsemesiyle ola>- İan uyuşturmasım bize ka- bul ettiremevecekti, ettire- medi de" dedı. CHP Parti Meclıs üyesi ve ressam Bedri Baykam. dün CHP İstanbul II Merke- zi'nde "Cumhurheti ve De- mokrasiyi Kollamada CHP'nin Görevi*" konulu bir sohbettoplantısı yaptı Bay- kam. toplantıda. DYP'nın CHP'yi pasıfleş.tırdığını söyleyerek "Bb bu 4 vılda ne iktidardık ne muhalefet. Bunlan eleştirdiğimiz için ortaklıktan çekildik" dedı. Refah Partısı'nin ovlannın artmasının sebebınin de sol partılenn artması olduğunu belırten Baykam. u Sol bö- lündüğü zaman Türkhe'nin bir kısmı için bir alternatif, bir umut olmaktan çıktı ve halk Refah Partisi'ne kavdL V'ehalkınıızbu parti tarafin- dan kandınldı" dıye konuş- tu. Baykam, 1980 sonrası ortaya çıkan "ürîncictunhu- riyetçilerin de şeriatçılann maşası" gibı çalıştığını söy- leyerek şövle devam ettı: "Bunlara göre Atatürk'ü ne kadar aşağılarsan o ka- dar demokratsın. Gençler arasında demokrasivi seven Atatürkçü olmazgibi bir dü- şünce ortava çıktı. Yeni De- mokrasi Hareketi de böyle demokrasi tellallığı yaparak ortaja çıktı. Ne zaman Orta- doğu ülkeierinde şeriatçdara bir yönetim verilmişse o ül- ke kana bulanmıştır." Irak Büyükelçiliği'nden açıklama 'Türkiye operasyon yaptı' Haber Merkezi - Irak. Türk Silahlı Kuvvetlen'nin Kuzey Irak'ta PKK'ye karşı yeni bir operasyon başlattı- ğını açıkladı. Irak Büyükel- çiliği'nden yapılan açıkla- mada. operasyon un heltkop- terdestekli Türk birliklerin- ce. Irak sınırından dört kilo- metre içerıde kalan Kanı Manı bölgesinde gerçekleş- tırildıği bildirıldi. Büyükelçılığin açıklama- sında. Türkiye'nin kendilen- ne. birliklerin hedefinin böl- gede üslenen bölücü örgüt PKK olduğunu bıldırdıği. ancak operasyon bölgesinde sıvıllenn öldügü ve önemlı ölçüde maddı hasar meyda- na geldiğı öne sürüldü. Açıklamada şöyle denıl- dı: "Irakhükümeti.Türkas- kerinin bölgede şiddet kul- lanmasını kınamakta ve Türkiye'nin Iraksının içeri- sinde operasyon yapma is- temlerini reddetmektedir. I- rak bunu kendi güvenliğine. uluslararası hukuka ve bölge güvenliğine karşı önemli bir teca\üz olarak nitelemekte- dir. Irak. Türkiye'ye defalar- ca, Irak'ın merkezi otorite- siyle dogrudan olumlu diya- log kurulması ve bölgede 'Çekiç Güç' ile temsiledilen emperyalizm müdahalesinin önlenmesininin gereğini açıklamıştır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle