Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
LKİN1995 PAZARTESl CUMHURlYET SAYFA
HABERLER
>ğıetmenlerin, sınıfta denetimi sağlaraak ve ders dinletmek için bedensel şiddete başvurduğu belirlendi
Cennetten çıkan dayak okuLda• Ankara
Jniversitesi Eğitim
Bilimieri Fakültesi
jğretim üyesi Yrd.
Doç. Dr. Dılek
Gözütok, bedensel
şiddete uğrayan
öğrencilerin, isyan,
kin, nefret, kırgınhk
ve koıku duygulanna
kapıldığma dikkat
çekerek, dayağın.
öğrencinin psikolojik
gelişimini olumsuz
yönde etkilediğini
söyledi.
EMİNE KAPLAN
ANKARA -İIkve orta de-
recelı okullarda. "Eti senin
kemiği benim*. "Öğretme-
nin vurduğu yerden gül bi-
ter" ve "Dayak cennetten
çıkmadır" gibi deyim ve
atasözlen geçerliliğini koru-
yor.
Ankara Üniversitesi Eğı-
tim Bilimleri Fakültesi öğre-
tim üyesi Yrd. Doç. Dr. Dt-
lekGözütoktarafındanyapı-
lan bir araştırma. sosyal ve
ekonomık düzeylerine ba-
kılmaksızm bütün okullarda
öğrencilere bedensel şiddet
uygulandığını ortaya koydu.
Oğretmenler, sırasıyla to-
kat atma. kulak ve saç çek-
me. teşebir ve silgi fırlatma,
sopayla vurma ve tekme at-
ma gibi teknikler uyguluyor.
Bazı oğretmenlerin de "taş
Yönetmelik
tffet
tartışması
sürüyor
• Ktz öğrencilerin
bekâret kontrolüne
gönderilmesi yolunu açan
Ortaöğretim Kurumlan
Disiplin Yönetmeliği,
eski Milli Eğitim Bakanı
Nevzat Ayaz'm
"değiştirileceği" sözüne
karştn. ortada kaldı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Okul yöneticileri-
ne kız öğrencileri bekâret
kontrolüne gönderme yetki-
si vermesi nedenıyle büyük
tepkilere yol açan Ortaöğ-
retim Kurumlan Ödül ve
Disiplin Yönetmeliği, eski
Milli Eğitim Bakanı Nevzat
Ayaz'in "değjştirikceği" sö-
züne karşın. ortada kaldı.
Yönetmeliğin yeniden dü-
zenlenmesi için müsteşarlık
bünyesinde oluşrurulan ko-
mısyonun. konunun gün-
demden düşmesiyle çalış-
malannı askıya aldığı belİT-
tildi.
Milli Eğitim Bakanhğı.
kız öğTencilerin bekâret
kontrolüne gönderilmesi
yolunu açan \e "iffetsizliği
kanıtlanan, başka birinin
namusuna tecavüz eden"
öğTenciye "örgün ögretim-
dençıkanlma" cezası veril-
mesını öngören Ortaöğre-
tim Kurumlan Ödül ve Di-
siplin Yönetmeliğı'nı, 8 ay-
dır sürdürülen çalışmalara
karşın hâlâ değiştıremedi.
Bakan sözvermişü
Eski Milli Eğitim Bakanı
Ayaz, yönetmeliğin ilgili
hükmüne kamuoyunun tep-
kı göstermesi üzerine, yö-
netmeliğin yalnızca söz ko-
nusu maddesinin değil. bü-
tününün yeniden gözden
geçirilerek düzenleneceğini
açtklamıştı.
Ayaz'tn açıklamasının ar-
dından müsteşarlık bünye-
sinde kurulan bir komisyon,
yönetmeliğe ilişkin yargı
kuruluşlannın ve ilgili bi-
rimlerin görüşlerini sordu.
Bakanlık, komisyonun ça-
lışmalan ve yeni yönetme-
liğin içeriği İconusunda bil-
gi \ermekten kaçınırken ko-
nunun gündemden düşmesi
nedeniyle komisyon çalış-
malannın askıya ahndığı
belirtiliyor.
Yönetmetikortada
kaldı
Talim ve Terbiye Kurulu
(TTK) İle müsteşarlık yö-
netmelik çalışmalan konu-
sunda topu birbirlerinin
üzerine atarken TTK yetki-
lileri. yeni yönetmeliğin
müsteşarhkta oluşrurulan
komisyon tarafından hazır-
landığını, müsteşarlık biri-
mi de yönetmelik ve benze-
ri mevzuat çalışmalannın
Talim ve Terbıye Kuru-
lu"nda yapıldığmı ve "iffet-
sizlik yönetmeliği" üzerin-
deki çahşmalann bu birim-
de sürdürüldüğünübildirdi.
Ara$tırmalara göre cocuklar evde. okulda, karakolda ve cezaevinde şiddete uğruyor
Dövmekten zevk alantoplumuz
EVfcS GÖKTAŞ
ANKARA - Türkiye'de
çocuklann büyük bölümünün
yaşamm hemen hemen her
alanmda bûyükler tarafindan
dövüldüğü. herhangi bir suçtan
doiayı cezaevine düşen
çocuklann ise yüzde 80'ine
karakoHarda dayak atıldığı ortaya
çıktı. îstanbul'un Paşakapısı.
Metris \e Bayrampaşa
cezaevlerindeki sübvan
koğuşlannda yapılan bir
araşnrmada, suçlu çocuklann
yüzde 80'înin karakolda, yüzde
29'unun cezaevinde. yüzde
22'sinin okulda, yüzde 13'ünün
işyerinde. yüzde 2svnin de
sokakta dayak yediği saptandı.
Araşhrmada. cezaevine düşen
tüm çocuklara gardiyanlar
tarafından ilk gün "hoşgeUün
tokadr atıldığı belirlendi.
Cezaevlerindeki çocuklardan
ilkokul mezunu olanlann yüzde
38 ile ilk sırayı oluşturduğu
belirtilen araştırmada bunu yüzde
30 ile ilkokulu çeşitü sınıflardan
terk edenlenn iziediği bildirildi.
Araştırmada, büyük kentlerde
yaşayan çocukîann daha çok
gasp ve hırsızlık. köyde
yaşayanların ya da küçük
kentlerden kaçarak büyük
kentlere gelenlerin cinayet. kız
kaçtrma ve yaraîama suçlannı
işlediği ifade edildi.
Suçlu çocuklann hemen hemen
hepsmin kalabahk ailelerden
geldiğine dikkat çekilen
araştırmada, yüzde 12'sinin
ailesinden her gün, yüzde
12'sinin haftada bir veya iki kez,
yüzde 48'inin de zaman zaman
dayak yediğini söylediği
belirtildi. Araştırmada.
cezaevindeki çocuklann yüzde
6rinin yaşamlannın her
döneminde tokat, tekme,
yumrukla dayak yediği, yüzde
23'ünün de sopa. demir, maşa ve
hortum ile dövüldükleri
v urgulanırken yaşammda hiç
dayak yemeyenlenn oranının
yüzde 28 olduğu bildirildi.
lstanbul Barosu Çocuk Haklan
Komisyonu ve Marmara
Üniversitesi Tıp fakültesi Adli
Tıp Anabilim Dalfnın.
lstanbul'daki cezaevlerinde
ortaklaşa yaptığı araştırmada,
suçlu çocuklann yüzde 23*ünün
düzenh, yüzde 3 l'inın düzensiz
olarak alkol aldığı, düzenli ve
düzensiz şekıide tiner, bally-tiner
kullananîann oranın yüzde 33
olduğu kaydedildi. Araştırmada,
bu çocuklann yüzde 87Vınin
sıgara tiryakisi olup sigaraya 13
yaş ve daha öncesinde ahştıklan
belirtildi. Suçlu çocuklann yüzde
79'unun dini inançlarla pek
ilgisinin olmadıgı, yüzde 21'inin
ise dinine aşm veya normal
şekilde bağlı olduğu saptandı.
Araştırmada, çocuklann evden ve
okuldan kaçtıktan sonra suç
i^lemeye yöneldikîeri
vurgulanırken cezaevlerindeki
çocuklann yandan fazlasının
sürekli, kalan kısmmın ise bir
veyabirkaç kez evden kaçtığj
kaydedildi.
ve kemik misketle başa \ur-
ma". "sıfir vermekle tehdit
etme'". "tek a>ak üzerinde
durdurma*" ve benzeri ce-
zalar verdigi ortaya çıktı
Ankara Üniversitesi Eği-
tim Bilimleri Fakültesi öğTe-
tım uyesı Yrd. Doç. Dr. Dı-
lek Gözütok tarafından An-
kara'da 364 öğretmen ve
596 öğrencı olmak üzere
toplam 960kişi üzerinde ya-
pılan araştırmada, üst. orta
ve alt sosyo-ekonomık gru-
ba giren bütün okullarda öğ-
rencileri cezalandırmada
bedensel ^iddet uygulandığı
ortaya çıktı.
Araştırmada. öğrencilerin
yüzde 57.7si -Öğretmeni-
niztokat atıyor rau" sorusu-
na
-
e*et*' yanıtını \erirken.
başkabir soru üzerine de öğ-
rencilerin yüzde 45.9"u oğ-
retmenlerin kulak çekerek
kendilerini cezalandırdığını
doğruladı
Diğer cezalandırma bi-
çımlerinın oranlan da şoyle:
"Kulak çekme (\üzde
30.8), tebeşir vesilgifıriatma
(vüzde 25), sopavla \urnıa
(14.5). tekme atma (\üzde
H.5), çok şiddetıi dö\me
(yüzde 10.4), başı du>ara ve-
yasıra>avurnıa(vüzde7.7)."
Farkh cezalar
Araştırma>a görc, bu ce-
za biçimlerinin dışmda bazı
oğretmenler şu teknıklen
kultanıyor
"Yere çöküp kalmak. sı-
nıftan atmak. enseve tokat
atmak. sırta vurnıak. sıra
davağı atmak, tek avak üs-
tündedurmak,sıfır vermek-
le tehdit etnıek. ba^ı >um-
ruklamak, cetvelle ele \e>a
başavurmak.öğrenciniüze-
rine vürümek ve itelemek.
vazıvazma cezası vermek. i-
ki öğrencinin başını birbiri-
ne v urmak. vanağa yum-
rukla vurmak, taş, veva ke-
mik misketle başa \ urmak,
arka sırava göndermek, te-
nefîise çıkmava izin verme-
mek. çöp kutusunun yanın-
da tek avak üzerinde dur-
durmak, bağırarak azaıia-
mak, hakaret ve küfur et-
mek"
Araştırmada. oğretmenle-
rin cezalandırma sıklığına
ilişkın soruya, öğrencilerin
yüzde 37.7'si yanıt \ermez-
ken, yüzde 25.6'sı "haftada
bir". yüzde 14.9'u "a>da
bir". yüzde 12 4'ü "15-20
gündt bir" ve \üzde 9.2"si
de "hergün" \anıtını verdi.
Soruıdu öğretmen
dayakatıyor
Öğrencileri cezalandır-
mada bedensel şıddet u\gu-
layan oğretmenlerin özellık-
leri sorulduğunda da öğren-
cilerin yüzde 31"i
u
özel ya-
şamında sorunlu oğretmen-
ler". yuzde 28"i "meslegn-
de zavrf olan oğretmenler'".
yüzde 10.7'si "mesleğinde
titiz oğretmenler". yüzde
8.7'sı de "mesleğinde yeter-
liögretmenler"in dayak attı-
ğını bıldırdı
Olumsuz gelişim
Yrd. Doç. Dr. Dilek Gö-
zütok, bedensel şiddete uğ-
rayan öğrencilerin. isyan.
kin, nefret. kırgmhk ve kor-
ku duygulanna kapıldığma
dikkat çekerek, dayağın öğ-
rencinin psikolojik gelişimi-
ni olumsuz yönde etkiledi-
ğini söyledi. Bedensel ceza-
nın çocukta istenmeyen bir
kişi olduğu izlenimi yarata-
bileceğini kaydeden Gözü-
tok. bu izlenimin öz saygıyı
azaltıp kronik sonuçlar do-
ğurabileceğine dikkat çektı.
Toplumun bütün kesımin-
de yaşanan şiddetin ancak
okullarda verilebilecek eği-
timle önlenebileceğinı vur-
gulayan Gözütok. şunları
söyledi:
"Çözüm eğitimken. biz
eğitim anında öğrencilere
şiddet uvguluvoruz. Çocuk-
lann korunmalan kalabahk
sınıflani a sabırsızoğretmen-
lerin öfkesine bırakılmama-
lıdır.
Öğretmen eğitimi prog-
ramlannda. disiplin sagla-
ma yöntemleri, bedensel ce-
/anın sakıncalan konulan-
na gçreken önem verilmeli-
dir."
• / . . :
v <
m^m
Oğrencişenliğinde
gençlercoştu
lstanbul Haber Servisi - lstanbul Üniversıtesi'nin açılış
etkinlikleri kapsamında ver alan "Öğrend Şenüği". konserlerden
halk oyunlanna. fıkra çadınndan ip cambazına kadar tam bir
panayır havasında geçtı. lstanbul İJniversitesı Oğrenci Kültür
Merkezi *ÖKM) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "Oğrenci
Şenliği". Beyazıt Kampusu Rektörlük binasının ön bahçesinde
yapıldı. İL
1
Rektörü Bülent Berkarda'nın öğrencilere başan
dilekleriyle başlayan şenlıkte. gazetemiz yazarlanndan Toktamış
Ateş, de Atatürkçü Düşünce Derneğı'nde kitaplannı ımzaladı.
Panayır havasında geçen şenlıkte palyaçolar, pandomim
gösterilen. halk oyunlan. fıkra çadın. kermes. kitap standlan,
halk müziği ve caz konserlerinin yanı sıra, fakülte kulüplennin
etkinhklerini tanıttıkları standlar yer aldı. Moğollar'ın da bir
konser verdiği şenlikte. Türkiye'nin son "ip cambazT Dr.
Özdemir Turan, izleyıcilere renkli ve heyecanlı dakıkalar yaşattı.
Üniversiteli öğrenciler bu yıl harçlara yapılan büyük zammı
protesto etmeyi de ihmal etmediler.
Eksik ve yanlışlannı ortaya çıkarmak isteyen emniyet teşkilatı, halkla diyaloğunu arttırdı
Poüs, lıalka yanhşlaruıı sorduANKARA (AA) - Emnivet teş-
kilatmın yeniden y apılanması çer-
çevesinde eksik ve yanlışlan orta-
ya çıkarmak isteyen polis. bu ko-
nudaneleryapacağını halka sordu.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce
gerçekleştirilen ankette vatandaş-
lar, polısten hizmet yaparken ken-
dilerine savgılı yakîaşmalannı ts-
tediler.
Vatandaşlar, trafık polislennin
kurallara uymadıklarını. aşırı hız
yaptıklannı, cezai ışlem yerıne
rüşvet aldıklannı ilerı sürerken
toplumsal olaylara müdahale eden
çevik kuvvet pohslerinin de top-
lum psıkolojisini bilmediğını söy-
lediler.
Ankara Emniyet Miidürlüğü.
polis-halk ilişkisini geliştirmek
için emniyette "mavi masa" oluş-
turdu. Mavi masada görev yapan
emniyet görevlileri, vatandaşın di-
lek ve şikâyetlerinı bilgisayara iş-
leyerek sonuçlan rapor haline ge-
tiriyorlar. Emniyet görevlileri ay-
nı zamanda polisin görev ve so-
rumlulukalanlanyla ilgili de anket
düzenieyerek vatandaşlardan gö-
rüş alıyor.
Ankara Emnivet Müdürlüâü
Halkla Üişkıler Bürosu. 25-29 e"y-
lül tarihleri arasında. rasgele ör-
nekleme sıstemi uygulayarak te-
lefonla vatandaşlara. polis hakkın-
dakı düşüncelerint sordu. Görüş-
meye katılan 173 kişıden 25'i. gö-
rüş ve düşüncelerıni açıklamaktan
kaçınırken 148'ı. polis hakkında-
kı düşüncelerini dıle getirdi.
Görüşmeye katılan 148 kişiden
yüzde 95'i, Ankara Emniyet Mü-
dürlüğü'nün çahşmalannı başan-
h bulduğunu açıklarken vüzde
5'lik kesim. çalişmalan başansız
buldu.
Yapılan telefon görüşmelerinin
hemen hepsindepolisin halka "da-
ha duvarlı ve savgılı olması «erck-
tiği" belirtildi. Vatandaslann bü-
yük bir kısmı. "polisin eğitimini
vetersiz" bulurken polısın olayla-
ra müdahaledc de geç kaldığı v ur-
gulandı.
Polisin. resmi elbisesini sunstı-
mal ettığını de kaydeden vatandaş-
lar, "Polis küık ve kıvafetine özen
göstermiyor, kaba bir görünüm
sergilivor" dediler.
Büyük illerde Asaviş ^ube Mü-
dürlüğü'ne bağlı olarak geçen yıl
kurulan. olaylara daha hızlımüda-
haleyi amaçlayan ve halk arasında
"Yunuslar" olarakbilinen motori-
ze ekiplerden vatandaşlar oldukça
memnun
Trafik polisinden şikâyet
"Yunuslann" kılık ve kıv afetle-
nnin diızgün olduğunu v urgulayan
vatandaşlar. kendilerine çok yakın
davrandıklannı da söylüyorlar.
Görüşmeye katılanlann büyük
bölümü. en çok trafik pohslerin-
den şıkâyetçı oldu. Vatandaşlar.
trafik pohsleriyle ilgili özetle şu
görüşleri dile getirdiler:
"Trafik polisleri, trafik kuralla-
rına uymuyorlar. Hızh ve tehlikeli
arabakullanıyoriar. Yerliveyaver-
siz. vüksek sesle vaptıklan anons-
larlahalkı rahatsızediyorlar.Sürü-
cülerekarşı kaba ve incitici tarzda
davranışta bulunuyorlar. Hata ya-
pan sûrücülere göz yumuyorlar.
Cezaiişkm vapmakyerine, rüşve-
te'evet' diyorlar."
Toplumsal olaylarda görev ya-
pan çev ik kuvvete bağlı polislerin,
bu tür olaylara daha duvarlı ve sa-
kın yaklaşması gerektiğinı belir-
ten vatandaşlar, çev ikkuv vetin bu
konuda özel eğitim almasını isti-
yorlar.
Vatandaşlarla yapılan görüşme-
lerin kendisine "rapor" olarak su-
nulmasından sonra Ankara Emni-
yet Müdürü OrhanTaşanlar. şube
müdürleri, ilçe emniyet müdürle-
n ile bir toplantı yaptı.
Vatandaslann duygu ve düşün-
celerini mahiyetindeki müdürlere
bildiren Taşanlar. aksayan konu-
larda önlem alınmasmı ve kendi-
sine öneriler getirilmesini istedı.
CUMHURIYETTEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Üziicü Bir Hatta Yaşadık
Kendilerinin vizyon sahibi olduğuna inanan kımi
meslektaşlannızın düştüğü durumu görünce, insanın
aklına "Ne oldum dememeit, ne olacağtm demeli" sö-
zü geliyor. Neden derseniz CHP'nın koalisyondan ay-
rılışını izleyen gelişmeler pek de istedikleri ve bekle-
dikleri gibi olmadı.
Belki de başka özelliklerine inanmadıkları için genç-
üğini ön plana çıkardıklan Sayın Çiller'in yaşlılar ara-
sında kalmasına tanık oldular. 51 'ıncı hükümetin ku-
rulması için siyasal yaşamımızın en kıdemlileri olan i-
ki lîderin dışandan destegine muhtaç duruma düşme-
si yetmezmiş gibi. kendi partisinden yapmak zorun-
da kaldığı seçim de genelde yaşlılardan yana olun-
ca, iddialanndan birinden caymak zorunda kaldılar.
Çünkü karşı çıksalar ve "böyle hükümet olmaz" de-
seler, Sayın Çiller'in başbakanlığına bağımlı duaıma
düşen gazetelerini de zora sokacaklardı. Görmezden
gelmeyi yeğledüer.
Ama en üzücüsü de galiba "sendikalann öldûğü-
nü, işçinin gücünün kalmadığını, bu nedenle de ezi-
lip süründürülmesi için en uygun döneme gelindiği-
ni" yazıp dururken işçi grevlerinin, Çiller'in başbakan-
lığını tehlıkeye soktuğunu görmeleri oldu.
Şımdi, 51 "ınci hükümetin güvenoyu alması için se-
naryolar üretıp çabalar harcıyorlar. Ama büyük bölü-
münün "ya olmazsa" korkusunu atamadıklan anlaşı-
lıyor.
•
Dinar depremi, özellikle can kaybının yarattığı üzün-
tünün egemen olduğu bir hafta yaşamamıza yol aç-
tı. Deneyımi, başkalarının yaşadıklanndan pay çıkar-
mak değil de mutlaka yaşayarak edtnmek gerektiği-
ni benimseme alışkanlığımızın tıpık bir örneğini de
oluşturdu deprem. Depremi izleyen saatlerde Izmir
Temşilcımiz Serdar Kızık ile arkadaşlarımız Merih Ak
ve Ümrt Otan İzmir'den, Bülent Ecevit de Antal-
ya'dan yola çıktılar. Haber. ızlenim ve fotoğraflan ile
yaşanan acılarla tutarsızlıklan aktardılar. Yazıişleri ve
Haber Merkezi'ndeki arkadaşlarımız da sabaha dek
görev başındaydılar. Deprem için "son o/sun" demek
doğaya aykın ama. can kayıplan ve adamsendecili-
ğimiz için son olsun demek, bu kez de yetmeyecek
gibi görünüyor.
•
Cumhuriyet tarihinın kamu ışçileri yönünden en
kapsamlısı olan grevler, hükümet krizine de damga-
sını vuran bir sonuç yarattı.
Çiller'in başkanlığında oluşan hükümet de daha
başlangıcında "korsan Resmı Gazete ile ilan edilme"
gibi bir özellikle tarihe geçti. Grevlerle ilgili gelişme-
leri, arkadaşlarımız Güneş Gürson ve Günnur llhan
ızlediler.
Hükümetin oluşması, belirttiğimiz gibi toplu iş söz-
leşmelerinin bağıtlanması koşuluna bağımlı duruma
düşünce, siyasetteki ağırlık da ıster istemez bu yana
kaydı. Hükümetin oluşumundakı siyasal gelişme ve
oluşumları da TBMM Büromuzda görevlı arkadaşla-
rımız aktardılar.
•
ABD Başkanı Bill Clinton'ın özel temsilcisinin, Kıb-
rıs sorununun çözümü ıçın Türk ve Rum askerlennin
de yer alacağı bir uluslararası güç kurulmasını öne-
ren planı Ankara'ya sunduğunu, arkadaşımız Lale
Sanibrahimoğlu ortaya çıkardı.
•
Globalleşme fırtınasınayakalanmadan önce bütçe-
ler, hükümetlerin en önemlı göstergesi sayılırdı. Mu-
halefetin "açık butçe" iddiaları, başbakanlan sinirlen-
dirir ve aşağılandıklarını düşünerek bu iddialara kar-
şı çıkariardı. Ama son yıllarda hükümetler, bütçeyi ge-
tırirken "açık" olduğunu da belirtiyorlar. Böylece de
tarttşma, açık olup olmadıgı konusunda değil, açığın
tutarı üzerinde yoğunlaşıyor. Bu nedenle açığı düşük
göstermek için, rakam oyunlan da gündeme gelmiş
oluyor. Hükümetin, TBMM'ye sunmaya haztrlandığı
bütçede harcamaları düşük göstermek için kamu ku-
ruluşlarına olan 500 milyar liralık borcu göstermedi-
ğini, arkadaşımız Esra Yener yazdı.
•
2. Çiller Hükümeti'nde insan haklanndan sorumlu
Devlet Bakanlığı'nayer verilmemesi ve DYP grubun-
daki kimı şahinlerin kabınede yer almış olmaları, de-
mokratikleşme konusundakı karamsarlığı arttınyor. 5
yıldan ben yürürlükte olan Terörle Mücadele Yasası
nedeniyle 112 gazeteci, yazar, sendikacı ile bılim ada-
mının sadece yazdıkları ve söyledikleri yüzünden
mahkûm edildikterini. Evin Göktaş haberleştirdi.
•
önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf-
ta geçırmeniz dileğı ve saygılanmızla.
Sabancıdan Türkeşe yanıt
'Ben çizme giymem'
• Diyarbakır'a yine gideceğtni belirten
Sakıp Sabancı. "Ben Diyarbakır yerine, Los
Angeles'a, Miami'ye gideyim de
diyebilirim. Miami'ye de gideceğim,
Diyarbakır'a da gideceğim" dıye konuştu.
lstanbul Haber Servisi -
İşadamı SakıpSabancı'mn.
Güneydoğu sorunu üzerine
yaptığı konuşmadan dolay ı
kendisine "Çizmeden yu-
kan çıkjyorsun" dive çıkı-
şan MHP Genel Başkanı
Alparslan Türkeş'e yanıtı
"Ben çizme giymem ki. Pa-
buçgiyijorum,hepayakka-
bıgivivorum" oldu.
Sabancı. kendısını "poli-
tikayı çocuk ovuncağı zan-
netmekle" suçlayan Tür-
keş'i dün yanıtladı. Saban-
cı. "Sabancı BaskmodeUis-
tedi" değerlendirmelenyle
il&ili olarak da şunları söy-
ledi:
'Böyle bir istek. bövle bir
mesele vok ki. Ben, bunun
uzmanıdeğilim kuböylebir
reçete vazayım. Biz, bilme-
yiz buişi. Bizsadecediyoruz
ki, bütün dünvada bir çok
numunetervaşanmış. Reçe-
te iyi olursa hastalıklar a/a-
labilir. Biz sadece bunu $Öv-
lüyonızT
Diyarbakır'a yıne gıde-
ceğini belirten Sakıp Sa-
bancı. "Ben Diyarbakır ve-
rine Los Angeles'a, Mi-
ami'ye «idevim de diyebili-
rim. Miami'ye de gidece-
ğim, Diyarbakır'a da gide-
ceğim" dedi.
Sabancı' mn Güneydoğu
sorunu konusundakı çözüm
önenlerine Hak-lş Genel
Başkanı Necati Çelik'ten
destek geldi. Çelik, şunlan
söyledi:
"Türkiye'de niçin Kürt
sorunuvar? Birülke,insan-
lanna kimliklerini tanıma
fırsatı vermezse o ülkede
bunalım olur, Kürt sorunu
da bunun için var."
Türkiye'de düşüncenin
önündeki engellerin en bii-
>ük sorunu oluşturduğunu
belirten Çelik, "12 E\-
lül'den ht-sap soracağız" dı-
ye işbaşına gelen hükümet-
lerin. bu sözlerini unutma-
sımn bugünkü. sorunların
kaynağını oluşturduğunu
ıfade etti. Çelik. terör başta
olmak üzere sorunların çö-
zülmemesinin Türkiye'nin
demokratikleşme yolundan
sapmış olmastndan kay-
naklandığını sözlerine ek-
ledi.
tşadamı Sakıp Saban-
cı'nın, Diyarbakır'da Gü-
neydoğu sorununa ilişkin
yaptığı konuşmayı DGM
de incelemeye almıştı.