05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LKİN1995 PAZARTESl CUMHURlYET SAYFA HABERLER >ğıetmenlerin, sınıfta denetimi sağlaraak ve ders dinletmek için bedensel şiddete başvurduğu belirlendi Cennetten çıkan dayak okuLda• Ankara Jniversitesi Eğitim Bilimieri Fakültesi jğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Dılek Gözütok, bedensel şiddete uğrayan öğrencilerin, isyan, kin, nefret, kırgınhk ve koıku duygulanna kapıldığma dikkat çekerek, dayağın. öğrencinin psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkilediğini söyledi. EMİNE KAPLAN ANKARA -İIkve orta de- recelı okullarda. "Eti senin kemiği benim*. "Öğretme- nin vurduğu yerden gül bi- ter" ve "Dayak cennetten çıkmadır" gibi deyim ve atasözlen geçerliliğini koru- yor. Ankara Üniversitesi Eğı- tim Bilimleri Fakültesi öğre- tim üyesi Yrd. Doç. Dr. Dt- lekGözütoktarafındanyapı- lan bir araştırma. sosyal ve ekonomık düzeylerine ba- kılmaksızm bütün okullarda öğrencilere bedensel şiddet uygulandığını ortaya koydu. Oğretmenler, sırasıyla to- kat atma. kulak ve saç çek- me. teşebir ve silgi fırlatma, sopayla vurma ve tekme at- ma gibi teknikler uyguluyor. Bazı oğretmenlerin de "taş Yönetmelik tffet tartışması sürüyor • Ktz öğrencilerin bekâret kontrolüne gönderilmesi yolunu açan Ortaöğretim Kurumlan Disiplin Yönetmeliği, eski Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz'm "değiştirileceği" sözüne karştn. ortada kaldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Okul yöneticileri- ne kız öğrencileri bekâret kontrolüne gönderme yetki- si vermesi nedenıyle büyük tepkilere yol açan Ortaöğ- retim Kurumlan Ödül ve Disiplin Yönetmeliği, eski Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz'in "değjştirikceği" sö- züne karşın. ortada kaldı. Yönetmeliğin yeniden dü- zenlenmesi için müsteşarlık bünyesinde oluşrurulan ko- mısyonun. konunun gün- demden düşmesiyle çalış- malannı askıya aldığı belİT- tildi. Milli Eğitim Bakanhğı. kız öğTencilerin bekâret kontrolüne gönderilmesi yolunu açan \e "iffetsizliği kanıtlanan, başka birinin namusuna tecavüz eden" öğTenciye "örgün ögretim- dençıkanlma" cezası veril- mesını öngören Ortaöğre- tim Kurumlan Ödül ve Di- siplin Yönetmeliğı'nı, 8 ay- dır sürdürülen çalışmalara karşın hâlâ değiştıremedi. Bakan sözvermişü Eski Milli Eğitim Bakanı Ayaz, yönetmeliğin ilgili hükmüne kamuoyunun tep- kı göstermesi üzerine, yö- netmeliğin yalnızca söz ko- nusu maddesinin değil. bü- tününün yeniden gözden geçirilerek düzenleneceğini açtklamıştı. Ayaz'tn açıklamasının ar- dından müsteşarlık bünye- sinde kurulan bir komisyon, yönetmeliğe ilişkin yargı kuruluşlannın ve ilgili bi- rimlerin görüşlerini sordu. Bakanlık, komisyonun ça- lışmalan ve yeni yönetme- liğin içeriği İconusunda bil- gi \ermekten kaçınırken ko- nunun gündemden düşmesi nedeniyle komisyon çalış- malannın askıya ahndığı belirtiliyor. Yönetmetikortada kaldı Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) İle müsteşarlık yö- netmelik çalışmalan konu- sunda topu birbirlerinin üzerine atarken TTK yetki- lileri. yeni yönetmeliğin müsteşarhkta oluşrurulan komisyon tarafından hazır- landığını, müsteşarlık biri- mi de yönetmelik ve benze- ri mevzuat çalışmalannın Talim ve Terbıye Kuru- lu"nda yapıldığmı ve "iffet- sizlik yönetmeliği" üzerin- deki çahşmalann bu birim- de sürdürüldüğünübildirdi. Ara$tırmalara göre cocuklar evde. okulda, karakolda ve cezaevinde şiddete uğruyor Dövmekten zevk alantoplumuz EVfcS GÖKTAŞ ANKARA - Türkiye'de çocuklann büyük bölümünün yaşamm hemen hemen her alanmda bûyükler tarafindan dövüldüğü. herhangi bir suçtan doiayı cezaevine düşen çocuklann ise yüzde 80'ine karakoHarda dayak atıldığı ortaya çıktı. îstanbul'un Paşakapısı. Metris \e Bayrampaşa cezaevlerindeki sübvan koğuşlannda yapılan bir araşnrmada, suçlu çocuklann yüzde 80'înin karakolda, yüzde 29'unun cezaevinde. yüzde 22'sinin okulda, yüzde 13'ünün işyerinde. yüzde 2svnin de sokakta dayak yediği saptandı. Araşhrmada. cezaevine düşen tüm çocuklara gardiyanlar tarafından ilk gün "hoşgeUün tokadr atıldığı belirlendi. Cezaevlerindeki çocuklardan ilkokul mezunu olanlann yüzde 38 ile ilk sırayı oluşturduğu belirtilen araştırmada bunu yüzde 30 ile ilkokulu çeşitü sınıflardan terk edenlenn iziediği bildirildi. Araştırmada, büyük kentlerde yaşayan çocukîann daha çok gasp ve hırsızlık. köyde yaşayanların ya da küçük kentlerden kaçarak büyük kentlere gelenlerin cinayet. kız kaçtrma ve yaraîama suçlannı işlediği ifade edildi. Suçlu çocuklann hemen hemen hepsmin kalabahk ailelerden geldiğine dikkat çekilen araştırmada, yüzde 12'sinin ailesinden her gün, yüzde 12'sinin haftada bir veya iki kez, yüzde 48'inin de zaman zaman dayak yediğini söylediği belirtildi. Araştırmada. cezaevindeki çocuklann yüzde 6rinin yaşamlannın her döneminde tokat, tekme, yumrukla dayak yediği, yüzde 23'ünün de sopa. demir, maşa ve hortum ile dövüldükleri v urgulanırken yaşammda hiç dayak yemeyenlenn oranının yüzde 28 olduğu bildirildi. lstanbul Barosu Çocuk Haklan Komisyonu ve Marmara Üniversitesi Tıp fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalfnın. lstanbul'daki cezaevlerinde ortaklaşa yaptığı araştırmada, suçlu çocuklann yüzde 23*ünün düzenh, yüzde 3 l'inın düzensiz olarak alkol aldığı, düzenli ve düzensiz şekıide tiner, bally-tiner kullananîann oranın yüzde 33 olduğu kaydedildi. Araştırmada, bu çocuklann yüzde 87Vınin sıgara tiryakisi olup sigaraya 13 yaş ve daha öncesinde ahştıklan belirtildi. Suçlu çocuklann yüzde 79'unun dini inançlarla pek ilgisinin olmadıgı, yüzde 21'inin ise dinine aşm veya normal şekilde bağlı olduğu saptandı. Araştırmada, çocuklann evden ve okuldan kaçtıktan sonra suç i^lemeye yöneldikîeri vurgulanırken cezaevlerindeki çocuklann yandan fazlasının sürekli, kalan kısmmın ise bir veyabirkaç kez evden kaçtığj kaydedildi. ve kemik misketle başa \ur- ma". "sıfir vermekle tehdit etme'". "tek a>ak üzerinde durdurma*" ve benzeri ce- zalar verdigi ortaya çıktı Ankara Üniversitesi Eği- tim Bilimleri Fakültesi öğTe- tım uyesı Yrd. Doç. Dr. Dı- lek Gözütok tarafından An- kara'da 364 öğretmen ve 596 öğrencı olmak üzere toplam 960kişi üzerinde ya- pılan araştırmada, üst. orta ve alt sosyo-ekonomık gru- ba giren bütün okullarda öğ- rencileri cezalandırmada bedensel ^iddet uygulandığı ortaya çıktı. Araştırmada. öğrencilerin yüzde 57.7si -Öğretmeni- niztokat atıyor rau" sorusu- na - e*et*' yanıtını \erirken. başkabir soru üzerine de öğ- rencilerin yüzde 45.9"u oğ- retmenlerin kulak çekerek kendilerini cezalandırdığını doğruladı Diğer cezalandırma bi- çımlerinın oranlan da şoyle: "Kulak çekme (\üzde 30.8), tebeşir vesilgifıriatma (vüzde 25), sopavla \urnıa (14.5). tekme atma (\üzde H.5), çok şiddetıi dö\me (yüzde 10.4), başı du>ara ve- yasıra>avurnıa(vüzde7.7)." Farkh cezalar Araştırma>a görc, bu ce- za biçimlerinin dışmda bazı oğretmenler şu teknıklen kultanıyor "Yere çöküp kalmak. sı- nıftan atmak. enseve tokat atmak. sırta vurnıak. sıra davağı atmak, tek avak üs- tündedurmak,sıfır vermek- le tehdit etnıek. ba^ı >um- ruklamak, cetvelle ele \e>a başavurmak.öğrenciniüze- rine vürümek ve itelemek. vazıvazma cezası vermek. i- ki öğrencinin başını birbiri- ne v urmak. vanağa yum- rukla vurmak, taş, veva ke- mik misketle başa \ urmak, arka sırava göndermek, te- nefîise çıkmava izin verme- mek. çöp kutusunun yanın- da tek avak üzerinde dur- durmak, bağırarak azaıia- mak, hakaret ve küfur et- mek" Araştırmada. oğretmenle- rin cezalandırma sıklığına ilişkın soruya, öğrencilerin yüzde 37.7'si yanıt \ermez- ken, yüzde 25.6'sı "haftada bir". yüzde 14.9'u "a>da bir". yüzde 12 4'ü "15-20 gündt bir" ve \üzde 9.2"si de "hergün" \anıtını verdi. Soruıdu öğretmen dayakatıyor Öğrencileri cezalandır- mada bedensel şıddet u\gu- layan oğretmenlerin özellık- leri sorulduğunda da öğren- cilerin yüzde 31"i u özel ya- şamında sorunlu oğretmen- ler". yuzde 28"i "meslegn- de zavrf olan oğretmenler'". yüzde 10.7'si "mesleğinde titiz oğretmenler". yüzde 8.7'sı de "mesleğinde yeter- liögretmenler"in dayak attı- ğını bıldırdı Olumsuz gelişim Yrd. Doç. Dr. Dilek Gö- zütok, bedensel şiddete uğ- rayan öğrencilerin. isyan. kin, nefret. kırgmhk ve kor- ku duygulanna kapıldığma dikkat çekerek, dayağın öğ- rencinin psikolojik gelişimi- ni olumsuz yönde etkiledi- ğini söyledi. Bedensel ceza- nın çocukta istenmeyen bir kişi olduğu izlenimi yarata- bileceğini kaydeden Gözü- tok. bu izlenimin öz saygıyı azaltıp kronik sonuçlar do- ğurabileceğine dikkat çektı. Toplumun bütün kesımin- de yaşanan şiddetin ancak okullarda verilebilecek eği- timle önlenebileceğinı vur- gulayan Gözütok. şunları söyledi: "Çözüm eğitimken. biz eğitim anında öğrencilere şiddet uvguluvoruz. Çocuk- lann korunmalan kalabahk sınıflani a sabırsızoğretmen- lerin öfkesine bırakılmama- lıdır. Öğretmen eğitimi prog- ramlannda. disiplin sagla- ma yöntemleri, bedensel ce- /anın sakıncalan konulan- na gçreken önem verilmeli- dir." • / . . : v < m^m Oğrencişenliğinde gençlercoştu lstanbul Haber Servisi - lstanbul Üniversıtesi'nin açılış etkinlikleri kapsamında ver alan "Öğrend Şenüği". konserlerden halk oyunlanna. fıkra çadınndan ip cambazına kadar tam bir panayır havasında geçtı. lstanbul İJniversitesı Oğrenci Kültür Merkezi *ÖKM) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "Oğrenci Şenliği". Beyazıt Kampusu Rektörlük binasının ön bahçesinde yapıldı. İL 1 Rektörü Bülent Berkarda'nın öğrencilere başan dilekleriyle başlayan şenlıkte. gazetemiz yazarlanndan Toktamış Ateş, de Atatürkçü Düşünce Derneğı'nde kitaplannı ımzaladı. Panayır havasında geçen şenlıkte palyaçolar, pandomim gösterilen. halk oyunlan. fıkra çadın. kermes. kitap standlan, halk müziği ve caz konserlerinin yanı sıra, fakülte kulüplennin etkinhklerini tanıttıkları standlar yer aldı. Moğollar'ın da bir konser verdiği şenlikte. Türkiye'nin son "ip cambazT Dr. Özdemir Turan, izleyıcilere renkli ve heyecanlı dakıkalar yaşattı. Üniversiteli öğrenciler bu yıl harçlara yapılan büyük zammı protesto etmeyi de ihmal etmediler. Eksik ve yanlışlannı ortaya çıkarmak isteyen emniyet teşkilatı, halkla diyaloğunu arttırdı Poüs, lıalka yanhşlaruıı sorduANKARA (AA) - Emnivet teş- kilatmın yeniden y apılanması çer- çevesinde eksik ve yanlışlan orta- ya çıkarmak isteyen polis. bu ko- nudaneleryapacağını halka sordu. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen ankette vatandaş- lar, polısten hizmet yaparken ken- dilerine savgılı yakîaşmalannı ts- tediler. Vatandaşlar, trafık polislennin kurallara uymadıklarını. aşırı hız yaptıklannı, cezai ışlem yerıne rüşvet aldıklannı ilerı sürerken toplumsal olaylara müdahale eden çevik kuvvet pohslerinin de top- lum psıkolojisini bilmediğını söy- lediler. Ankara Emniyet Miidürlüğü. polis-halk ilişkisini geliştirmek için emniyette "mavi masa" oluş- turdu. Mavi masada görev yapan emniyet görevlileri, vatandaşın di- lek ve şikâyetlerinı bilgisayara iş- leyerek sonuçlan rapor haline ge- tiriyorlar. Emniyet görevlileri ay- nı zamanda polisin görev ve so- rumlulukalanlanyla ilgili de anket düzenieyerek vatandaşlardan gö- rüş alıyor. Ankara Emnivet Müdürlüâü Halkla Üişkıler Bürosu. 25-29 e"y- lül tarihleri arasında. rasgele ör- nekleme sıstemi uygulayarak te- lefonla vatandaşlara. polis hakkın- dakı düşüncelerint sordu. Görüş- meye katılan 173 kişıden 25'i. gö- rüş ve düşüncelerıni açıklamaktan kaçınırken 148'ı. polis hakkında- kı düşüncelerini dıle getirdi. Görüşmeye katılan 148 kişiden yüzde 95'i, Ankara Emniyet Mü- dürlüğü'nün çahşmalannı başan- h bulduğunu açıklarken vüzde 5'lik kesim. çalişmalan başansız buldu. Yapılan telefon görüşmelerinin hemen hepsindepolisin halka "da- ha duvarlı ve savgılı olması «erck- tiği" belirtildi. Vatandaslann bü- yük bir kısmı. "polisin eğitimini vetersiz" bulurken polısın olayla- ra müdahaledc de geç kaldığı v ur- gulandı. Polisin. resmi elbisesini sunstı- mal ettığını de kaydeden vatandaş- lar, "Polis küık ve kıvafetine özen göstermiyor, kaba bir görünüm sergilivor" dediler. Büyük illerde Asaviş ^ube Mü- dürlüğü'ne bağlı olarak geçen yıl kurulan. olaylara daha hızlımüda- haleyi amaçlayan ve halk arasında "Yunuslar" olarakbilinen motori- ze ekiplerden vatandaşlar oldukça memnun Trafik polisinden şikâyet "Yunuslann" kılık ve kıv afetle- nnin diızgün olduğunu v urgulayan vatandaşlar. kendilerine çok yakın davrandıklannı da söylüyorlar. Görüşmeye katılanlann büyük bölümü. en çok trafik pohslerin- den şıkâyetçı oldu. Vatandaşlar. trafik pohsleriyle ilgili özetle şu görüşleri dile getirdiler: "Trafik polisleri, trafik kuralla- rına uymuyorlar. Hızh ve tehlikeli arabakullanıyoriar. Yerliveyaver- siz. vüksek sesle vaptıklan anons- larlahalkı rahatsızediyorlar.Sürü- cülerekarşı kaba ve incitici tarzda davranışta bulunuyorlar. Hata ya- pan sûrücülere göz yumuyorlar. Cezaiişkm vapmakyerine, rüşve- te'evet' diyorlar." Toplumsal olaylarda görev ya- pan çev ik kuvvete bağlı polislerin, bu tür olaylara daha duvarlı ve sa- kın yaklaşması gerektiğinı belir- ten vatandaşlar, çev ikkuv vetin bu konuda özel eğitim almasını isti- yorlar. Vatandaşlarla yapılan görüşme- lerin kendisine "rapor" olarak su- nulmasından sonra Ankara Emni- yet Müdürü OrhanTaşanlar. şube müdürleri, ilçe emniyet müdürle- n ile bir toplantı yaptı. Vatandaslann duygu ve düşün- celerini mahiyetindeki müdürlere bildiren Taşanlar. aksayan konu- larda önlem alınmasmı ve kendi- sine öneriler getirilmesini istedı. CUMHURIYETTEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Üziicü Bir Hatta Yaşadık Kendilerinin vizyon sahibi olduğuna inanan kımi meslektaşlannızın düştüğü durumu görünce, insanın aklına "Ne oldum dememeit, ne olacağtm demeli" sö- zü geliyor. Neden derseniz CHP'nın koalisyondan ay- rılışını izleyen gelişmeler pek de istedikleri ve bekle- dikleri gibi olmadı. Belki de başka özelliklerine inanmadıkları için genç- üğini ön plana çıkardıklan Sayın Çiller'in yaşlılar ara- sında kalmasına tanık oldular. 51 'ıncı hükümetin ku- rulması için siyasal yaşamımızın en kıdemlileri olan i- ki lîderin dışandan destegine muhtaç duruma düşme- si yetmezmiş gibi. kendi partisinden yapmak zorun- da kaldığı seçim de genelde yaşlılardan yana olun- ca, iddialanndan birinden caymak zorunda kaldılar. Çünkü karşı çıksalar ve "böyle hükümet olmaz" de- seler, Sayın Çiller'in başbakanlığına bağımlı duaıma düşen gazetelerini de zora sokacaklardı. Görmezden gelmeyi yeğledüer. Ama en üzücüsü de galiba "sendikalann öldûğü- nü, işçinin gücünün kalmadığını, bu nedenle de ezi- lip süründürülmesi için en uygun döneme gelindiği- ni" yazıp dururken işçi grevlerinin, Çiller'in başbakan- lığını tehlıkeye soktuğunu görmeleri oldu. Şımdi, 51 "ınci hükümetin güvenoyu alması için se- naryolar üretıp çabalar harcıyorlar. Ama büyük bölü- münün "ya olmazsa" korkusunu atamadıklan anlaşı- lıyor. • Dinar depremi, özellikle can kaybının yarattığı üzün- tünün egemen olduğu bir hafta yaşamamıza yol aç- tı. Deneyımi, başkalarının yaşadıklanndan pay çıkar- mak değil de mutlaka yaşayarak edtnmek gerektiği- ni benimseme alışkanlığımızın tıpık bir örneğini de oluşturdu deprem. Depremi izleyen saatlerde Izmir Temşilcımiz Serdar Kızık ile arkadaşlarımız Merih Ak ve Ümrt Otan İzmir'den, Bülent Ecevit de Antal- ya'dan yola çıktılar. Haber. ızlenim ve fotoğraflan ile yaşanan acılarla tutarsızlıklan aktardılar. Yazıişleri ve Haber Merkezi'ndeki arkadaşlarımız da sabaha dek görev başındaydılar. Deprem için "son o/sun" demek doğaya aykın ama. can kayıplan ve adamsendecili- ğimiz için son olsun demek, bu kez de yetmeyecek gibi görünüyor. • Cumhuriyet tarihinın kamu ışçileri yönünden en kapsamlısı olan grevler, hükümet krizine de damga- sını vuran bir sonuç yarattı. Çiller'in başkanlığında oluşan hükümet de daha başlangıcında "korsan Resmı Gazete ile ilan edilme" gibi bir özellikle tarihe geçti. Grevlerle ilgili gelişme- leri, arkadaşlarımız Güneş Gürson ve Günnur llhan ızlediler. Hükümetin oluşması, belirttiğimiz gibi toplu iş söz- leşmelerinin bağıtlanması koşuluna bağımlı duruma düşünce, siyasetteki ağırlık da ıster istemez bu yana kaydı. Hükümetin oluşumundakı siyasal gelişme ve oluşumları da TBMM Büromuzda görevlı arkadaşla- rımız aktardılar. • ABD Başkanı Bill Clinton'ın özel temsilcisinin, Kıb- rıs sorununun çözümü ıçın Türk ve Rum askerlennin de yer alacağı bir uluslararası güç kurulmasını öne- ren planı Ankara'ya sunduğunu, arkadaşımız Lale Sanibrahimoğlu ortaya çıkardı. • Globalleşme fırtınasınayakalanmadan önce bütçe- ler, hükümetlerin en önemlı göstergesi sayılırdı. Mu- halefetin "açık butçe" iddiaları, başbakanlan sinirlen- dirir ve aşağılandıklarını düşünerek bu iddialara kar- şı çıkariardı. Ama son yıllarda hükümetler, bütçeyi ge- tırirken "açık" olduğunu da belirtiyorlar. Böylece de tarttşma, açık olup olmadıgı konusunda değil, açığın tutarı üzerinde yoğunlaşıyor. Bu nedenle açığı düşük göstermek için, rakam oyunlan da gündeme gelmiş oluyor. Hükümetin, TBMM'ye sunmaya haztrlandığı bütçede harcamaları düşük göstermek için kamu ku- ruluşlarına olan 500 milyar liralık borcu göstermedi- ğini, arkadaşımız Esra Yener yazdı. • 2. Çiller Hükümeti'nde insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı'nayer verilmemesi ve DYP grubun- daki kimı şahinlerin kabınede yer almış olmaları, de- mokratikleşme konusundakı karamsarlığı arttınyor. 5 yıldan ben yürürlükte olan Terörle Mücadele Yasası nedeniyle 112 gazeteci, yazar, sendikacı ile bılim ada- mının sadece yazdıkları ve söyledikleri yüzünden mahkûm edildikterini. Evin Göktaş haberleştirdi. • önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf- ta geçırmeniz dileğı ve saygılanmızla. Sabancıdan Türkeşe yanıt 'Ben çizme giymem' • Diyarbakır'a yine gideceğtni belirten Sakıp Sabancı. "Ben Diyarbakır yerine, Los Angeles'a, Miami'ye gideyim de diyebilirim. Miami'ye de gideceğim, Diyarbakır'a da gideceğim" dıye konuştu. lstanbul Haber Servisi - İşadamı SakıpSabancı'mn. Güneydoğu sorunu üzerine yaptığı konuşmadan dolay ı kendisine "Çizmeden yu- kan çıkjyorsun" dive çıkı- şan MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'e yanıtı "Ben çizme giymem ki. Pa- buçgiyijorum,hepayakka- bıgivivorum" oldu. Sabancı. kendısını "poli- tikayı çocuk ovuncağı zan- netmekle" suçlayan Tür- keş'i dün yanıtladı. Saban- cı. "Sabancı BaskmodeUis- tedi" değerlendirmelenyle il&ili olarak da şunları söy- ledi: 'Böyle bir istek. bövle bir mesele vok ki. Ben, bunun uzmanıdeğilim kuböylebir reçete vazayım. Biz, bilme- yiz buişi. Bizsadecediyoruz ki, bütün dünvada bir çok numunetervaşanmış. Reçe- te iyi olursa hastalıklar a/a- labilir. Biz sadece bunu $Öv- lüyonızT Diyarbakır'a yıne gıde- ceğini belirten Sakıp Sa- bancı. "Ben Diyarbakır ve- rine Los Angeles'a, Mi- ami'ye «idevim de diyebili- rim. Miami'ye de gidece- ğim, Diyarbakır'a da gide- ceğim" dedi. Sabancı' mn Güneydoğu sorunu konusundakı çözüm önenlerine Hak-lş Genel Başkanı Necati Çelik'ten destek geldi. Çelik, şunlan söyledi: "Türkiye'de niçin Kürt sorunuvar? Birülke,insan- lanna kimliklerini tanıma fırsatı vermezse o ülkede bunalım olur, Kürt sorunu da bunun için var." Türkiye'de düşüncenin önündeki engellerin en bii- >ük sorunu oluşturduğunu belirten Çelik, "12 E\- lül'den ht-sap soracağız" dı- ye işbaşına gelen hükümet- lerin. bu sözlerini unutma- sımn bugünkü. sorunların kaynağını oluşturduğunu ıfade etti. Çelik. terör başta olmak üzere sorunların çö- zülmemesinin Türkiye'nin demokratikleşme yolundan sapmış olmastndan kay- naklandığını sözlerine ek- ledi. tşadamı Sakıp Saban- cı'nın, Diyarbakır'da Gü- neydoğu sorununa ilişkin yaptığı konuşmayı DGM de incelemeye almıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle