Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 1995 PAZAR
HABERLER
Kan hayattıp
• İstanbul Haber Servisi
- Kızılav'ın "Kan Hayattır"
sloganıvla başlartığı kan
bağışı kampanv ası devam
ediyor. Çeşitli kuruluşlann.
partilerin \e derneklenn
katkısıyla yürütülen
kampanyaya yurttaşlann
yoğun ilgi gösterdigi
gözlenivor. Kan bağışı
Istanbul"un çeşıtlı verlenne
kurulan seyyar kan bağışı
merkezlerinde yapılıyor
CBVI Vakfı'nın
dayanışma
gecesi
• İstanbul Haber Servisi
- Cumhurivetı.1 Eğitim ve
Kültür Merkezi Vakfı ile
(CEM Vakfı) dayanışma
gecesi Polat Renaissance
Oteli'nde önceki akşam
yapıldı. \'akfa maddi ve
mane\i destek amacıyla
düzenlenen sıeceye CEM
Vakfı Başkanı Prof. Dr.
tzzettin Doğan, Eski
İstanbul Emniyet Müdür
Yardımcısı Hüseyin
Kocadağ. eski CHP İstanbul
ll Başkanı Ali Özcan da
katıidı. Gecede bir konuşma
yapan Prof. Dr. tzzettin
Doğan, Alevilik'in
yüzyıllardır yanlış
tanıtıldığını söyleyerek.
vakfın Ale\ilik"in gerçek
kimliğini sunmaya ve
sorunlarını çözmeye
kendini adadığını belirtti.
Murtaza Demir
aklandı
Haber Merkezi - Kayseri
Devlet Güvenlık
Mahkemesi. "halkı tahrik
etmek" suçundan
yargılanan Pir Sultan Abdal
Kültür Dernekleri Genel
Başkanı Murtaza Demir
hakkında beraat karan
verdi.
Murtaza Demir hakkında. 2
Temmuz 1993 günü
meydana gelen Sıvas
katliamının ikinci
yıldönümünde yaptığı
konuşma nedeniyle dava
açılmıştı.
Turhan Tayan'ın
ilk genelgesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Mıllı Eğitim
Bakanı Turhan Tayan.
valiliklerden. inşaatı süren
ya da kesin kabul aşamasına
gelip de henüz kabulü
yapılmamış eğitim
binalarının yönetim ve
teknik koşullara
uygunluğunun
incelenmesini istedi. Tavan.
yayımladîğı genelgede.
koşullara uygun olmayan
binalann yüklenicisı ve
sorumlulan hakkında yasal
işlem yapılacağını bildirdi.
Uçarok DGM'de
yargılanacak
• ANKARA (ANKA)-
Konyaspor Başkanı. Ahu
Şirketler Grubu yöneticisi.
Refah Partisi (RP)üyesi
Ahmet Hamdi Uçarok ile 7
arkadaşı hakkında "cürüm
işlemek amacıvla örgüt
kurmak'" suçundan da\a
açıldı. Konya DGM'de 10
ekimde başlayacak olan
davada Ahmet Hamdi
Uçarok ve arkadaşlan
hakkında 20 yıla kadar ağır
hapıs cezası isteniyor. RP"li
olarak bilinen Uçarok'un
evinde ve arabalannda çok
sayıda silah bulunmuştu.
Uçarok'un pıyasadan
alacağını tahsil edebilmek
için, çoğunluğu eski
ülkücülerden oluşan ve çek-
senet tahsilatıyla uğraşan
diye bilinen birekip
kurduğu da öne sürülmüştü.
Açıklama
• Ulaştırma Bakanı Ali
Şevki Erek. gazetemizin
dünkü sayısında "51.
hükümetin Bakanlar
Kurulu" başlığıyla
yayımlanan haberde.
DYP'nin 13 Haziran 1993
kongresi öncesinde
Hüsamettin Cindoruk'u
genel başkan adavlıöı için
ikna etmeye çalıştığı. kabul
etmeyince Tansu Çiller'i
desteklediği yorumunun
doğru olmadığını bildirdi.
Erek. "Ben başından beri
Sayın Çiller'in yanında
oldum. HepÇillerci idını"
açıklamasını yaptı.
Uluslararası toplantı, hoşgörüden söz etmek ile hoşgörülü olmak arasındaki farkı ortaya çıkardı
Sempozyıunda kalan hoşgörü
• Istanbul'da üç gün
boyunca süren
Hoşgörü
Sempozyumu'nun
önemli sonuçlanndan
biri de. Türkiye"de
"Dinlerarası Diyalog
Merkezi" kurulmasını
öneren Diyanet tşleri
Başkanlığı ile
ülkemizdeki dini
liderler arasında resmi
nezaket ötesinde bir
diyaloğun henüz
kurulamadığını
göstermesi oldu.
FİGE.N ATALAY
Dünvanın dört bir ya-
nından gelen din ve bilim
adamlan. İstanbul'da üç
gün boyunca 'hoşgörü'yü
tartıştılar. 'Hoşgörü Sem-
pozv umu*. zaman zaman
hoşgörüsüzlüklere sahne
olsa da konuklan ve ko-
nulanyla oldukça ilgi çe-
kiciydi.
UNESCOTürkiyeMil-
li Komısyonu ile Galata-
saray ÜniversiteM'nce4-
6 ekim tarihlerinde ortaklaşa düzenlenen
sempozyumun açılışını. Komisyon Baş-
kanı Prof. Dr. Oluş Arık şu cümlelerle
yaptı:
"İnsanhğın çoğunun kendi eylenı ve
düşüncelerinien doğru kabul ettiği: baş-
kalarının varlığma şimdilik ve lütfen
göz v umar görünenlerin de hav li ver tut-
tuğu; örneğin pekçok kişi vegrubun, Bc-
nim inancım en doğru olanıdır: bir anlaş-
nia-vaklaşmaolacaksadiğerleri taviz ver-
sin" şeklinde düşündüğü: ama niçin Al-
Çoğunluğunu din adamlarının oluşturduğu sempozyumda katılımcılar. bütiin dileklerinin kavgasız bir dünyada
yaşamak olduğunu dile getirerek evrensel barışın sağlanması için çağrıda bulundular. (UGUR GÜNYÜZ)
lah'ın ille de bizi tercih etmesi gerekti-
ğine herkesi ikna edecek bir açıklama-
nın da hâlâ getirilemediği bir ortamda,
seçkin katılımcılarımızın insanlığa ışık
tutacak yaklaşım ve göriişler sergileve-
ceğine inanıvorum."
UNESCO'Genel Direktörü Federico
Mayor ise "Amacımız kılıçsız bir dün-
ya. Söz kılıçtan daha güçlüdür" dedi \e
hoşgörüyü şöyle tanımladı:
"Hoşgörüîü olmak, yumuşaklıktır,
güçtür. Hoşgörüsüzlük, zayıflıktır. Hoş-
görü. çiçeğe benzer. Güneşe dönüktür ve
güneşle vaşar. Hoşgörüsüzlük ise kuru
bir vaprak gibi dirençsizdir."
18 ülkeden yaklaşık 50 uzman ve din ada-
mının katıldığı 'Hoşgörü Yılı'nın ulusla-
rarası nitelıktekı son büyüktoplantısının ka-
tılımcılan arasında din adamları çoğun-
luktaydı. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın bir
ekiple temsil edildiği sempozyumda. Va-
tikan'dan Dinlerarası Diyalog Korıseyi Baş-
kanı Kardinal Francis Arinze, Türkiye
Ernıenileri Patriûi Vekili Dr. Mesrob Mu-
Evrensel İnsan Görevleri BildirgesiHoşgörü Yılı etkinliklerinden Asya-Pa-
sifik Bölgesi Hoşgörü Toplantısf nda. 'In-
san Haklan Evrensel Bildirgesi'ne eşit
güçte olacak "Evrenscl tnsan Görevleri
Bildirgesi
1
önerildi. Bu bildirgede öngö-
rülen görevler şunlar:
1 - Inançlar ve eylemler evrensel ahlak,
edep ve hukuk ilkelerine karşı olmadıği
sürece. diğer insan kardeşlerin politik gö-
rüş ve eylemlerine, dinsel inançlanna. top-
lumsal cieğer yargılanna. kültürüne. gele-
nek ve görenekJerine saygı duymak.
2 - Evrensel edep. ahlak ve hukuk ilke-
lerine karşı inanç ve eylemler olduğunda
da bunlann değiştirilmesi için ikna yolu-
nu seçmek ve gerekirse banşçı baskı yön-
temleri uygulanmasına çahşmak.
3 - Her vatandaşın de\ letten ve toplum-
dan eşit muamele gördüğü, adil birtoplum
düzenine ters düşen, kültür, görenek ve ya-
salan değiştirmek için ülke içinde ve dı-
şında ortak ve ısrarlı banşçı yöntemler
uygulamak.
4 - Barış içinde birlikte yaşama. kar-
deşlik, eşitlik ve özgürlük ilkelerini savun-
mak, anlaşmazlıklann çözümünde şidde-
te başvurmaktan kaçınmak ve anlaşmaz-
lıklan görüşme, anlayış, sevgi ve karşılık-
lı ödünlerle geliştirip yaygınlaştırmak.
5 - tnsan haklannı korumak ve hakla-
rın öncelikli ve yaşamsal haklannı. de-
mokratik normlar ve değerler çerçevesin-
de geliştırmek.
6 - Hoşgörünün önemi ve değerini. ai-
lede. okutda, benzer gruplarda. kuruluşlar-
da, din kuruluşlannda ve politik sistemde
ısrarla tekrarlamak ve bunu ulusal değer-
leri tamamlayan ve destekleyen bir evren-
sellik duygusu yaratarak başarmak.
7 - Ulus-devlet sınırlannı aşarken. yer-
yüzünûn aynı zamanda her ulusun benzer-
sizliğinin korunduğu, hoşgörünün temeli-
ni oluşturduğu uyum içinde birlikte yaşanan
tek bir gezegen olduğu duygusunu yarat-
mak.
tafyan. Tarabya Metropoliti
Prof. Dr. Konstantinos Ha-
risyadis. Süryani Kilisesi
Metropolit Filüksinos Yusuf
Çetin. Fener Rum Ortodoks
Patriği Barthelomeos Ar-
hondonis "Dinler ve Hoşgö-
rü' konusunda konuştular.
Din adamlannın katıldıkla-
rı oturumda. 'hoşgörüden
söz etmek' ile 'hoşgörülü
olmak' arasındaki fark iyice
ortaya çıktı. Din adamları.
öncedmlerin ne kadar hoşgö-
rülü olduğunu, dinlerin ban-
şa nasıl katkıda bulunabilece-
ğini. temsil ettikleri dinlerin
ne kadar mükemmel olduğu-
nu uzun uzun anlattılar. An-
cak konu Heybeliada'daki
Ruhban Okulu'nun yeniden
açılmasınagelince işlerbiraz
kanştı. Diyanet Işleri Başka-
nı Mehmet Nuri Yılmaz, bu
isteği pek hoşgörülü karşıla-
madı. Mutafyan. onun hoş-
görüsüzlüğüne "Artık mü-
cadeleden bıktık" diye ya-
nıt verdi. Görünen oydu ki
Türkiye'de'Dinlerarası Di-
yalog Merkezi' kurulmasını
öneren Diyanet Işleri Başkan-
lığı ile ülkemizdeki dini li-
derler arasında -resmi nezaket ziyaretleri
dışında- henüz diyalog kurulmamıştı.
Bir başka ilginç nokta da 'kavga' üze-
rineoldu. Yılmaz'a göre kavgasız bir dün-
ya mümkün değildi. Çünkü yaradan dün-
yayı böyle tasarlamıştı. Kavgasız bir dün-
ya isteseydi dünyaya gerek yoktu, zaten
cennet vardı. Bu yüzden Yılmaz. 'az ka\-
galı birdünya' diledi. Alevi cemaati lider-
lerinden İzzettin Doğan ise bu söze gön-
derme yaparak"Kavgasız bir dünya ola-
bileceğine inanıyorum" dedi.
Haçlı seferleri
Bosna-Hersek'teki savaş da din adamla-
rı arasHidaki göriiş farklılığını ortaya koy-
du. Diyanet Işleri Başkanı Yılmaz. "Bos-
na-Hersek'te barışın sağlanamaması ha-
linde Müslümanlarla Hıristiyanlar ara-
sında haçlı seferleri gibi savaş sürdüğü
kanaati uvanacak. Bu çok tehlikelidir
ve zarar verir" dedi. Dr. Mutafyan bu
sözlere. "Dini savaş kabul etmiyorum.
Hiçbir din. savaşı öğretmiyor. Dindar
insan eline silah almaz. Bosna-Hersek'te.
Kafkasva'da, Mezopotamya'daki savaş-
lar çıkar savaşlarıdır, milli savaşlardır"
yanıtını \erdi.
'Hoşgörü Sempozyumu'. 16 kasımın
'Dünya Hoşgörü Günü'olması vebuko-
nuda gerçekleştiriimesi düşünülen eylem
planları önerileriyle sona erdi.
OTLAR /AYDINENGÎN
ün İstanbul'da çok ınatçı
bazı adamlar ve bazı ka-
dınlarbirarayageldiler. Sa-
yıları yüz on dolayındaydı. Kımi-
leri uzun. zorlu. yıpratıcı tartışma
süreçlerinden geçip şımdi Birleşik
Sosyalıst Parti'de birlikte yürüme-
>ı deneven adamlar ve kadınlardı.
Kimıleri uzun. zorlu. vıpratıcı tar-
tışma süreçlennden geçip "Gelece-
ği Birlikte Kuralım" adını koy-
dukları Marksizm temelinde yük-
selen birsıyasal hareketin saflann-
da buluşmuşlardı. Kimileri "Ne
oradan, ne oradan: hem oradan,
hem oradaıT'dılar. Şimdi biradım
daha atmayı denivorlar. Epeydir da-
ha dar buluşmalarda sağlanan dir-
sektemaslarıdünürününüvermiş-
ti. istanbul'da Tabipler Bırliği top-
lantı salonunda bir araya geldiler.
Daha bırkaç kez. belki birçok kez
bir araya gelınecek. Uzun. yıpratı-
cı tartışma süreçlen vaşanacak. Bu
besbelli.
Üstünde birlikte yol alınacak bir
ortak zemın yaratılabilecek mı? Bil-
miyorum.
Bugün. 7 Ekim 1995 Cumartesi
günü. bu sorunun ille de somut bir
yanıtı olması gerekmıyor. Kaldı ki
tartışmalann bu aşaması basına ka-
Çok inatçı bazı adamlar ve kadmlar...
palı. Gizlilikten değil, henüz bası-
na yanı kamuoyuna açılınacak bir
olgunluğaerişilmediğinden. Birye-
mek hazırlanıvor. Açları doyura-
cak. 12 Eylüllerle. "Yeni Dünva
Düzeni" çığlıklanyla hunharca ör-
selenen umutları yeşertecek birye-
mek. Henüz sofraya konacak hale
gelmedi. Bu ülkenin namuslu. eme-
ğe saygılı. özgürlüğe, eşitliğe. de-
mokrasiye inanmış insanlannın önü-
nekonup "Nasıl olmuş? Biraz da-
ha tuz koyalım mı? Yağı ivi mi?
Bir taşım daha kaynatsak mı" di-
ye sorulacak kıvamda değıl henüz.
Toplantıya gazeteci kımliğimle
katılmadım. O yüzden de bu notlar-
da, toplantının aynntılannı bekle-
meyin.
Ama ögle paydosunu fırsat bilip
gazeteciliğe soyunduğum şu sınır-
lı dakikalarda gene de bu toplantı-
dan söz etmek istiyorum. Içımi kap-
layan sev ınci sizlerle bölüşmek is-
tiyorum.
Bizim meslekte böylesi demir
leblebi konulann tartışıldığı top-
lantılar sıkıcıdır. Bir an önce habe-
ri yazacak. notlan derleyecek kadar
bılgi toplayıp "tüymek" ıstersıniz.
Uzun süredır, çok uzun büredır ılk
kez. şu notlan bir an önce noktala-
yıp yeniden toplantıya dönmek is-
tiyorum.
Ne güzel bir duygu bu. CHP ku-
rultayını izlerken içi kararan: yeni
hükümet pazarlıklannı izlerken ken-
dini kirlenmiş hisseden sosyalist
birgazeteci için nasıl dadoyumsuz
bir keyif bu.
Türkiye'nın yannlannı belirle-
me hakkını kendinde gören siyaset
bezirgânlannın vıcık vıcık rant, kre-
di, faiz. çıkar kokan kirli dünyası-
nı bir yana bırakıp. onca yeni Igiye.
onca ezilmişliğe, onca zulme. on-
ca yoksunluğa karşın baştan çıka-
ncı döneklik çağnlanna iribaretme-
miş. başının gölgesini hiçbir.koşul-
da önüne düşürmemiş çok inatçı
kadınların ve adamlann bir araya
aeldiâi bir toplantıdan söz ediyorum.
"Geleceği Birlikte Kuralım" dı-
yenlerle (ne güzel deyiş bu böyle).
Birleşik Sosyalist Parti'de buluşan-
lann bir araya geldikleri bir top-
lantıdan...
Cç yaş fazla. beş yaş eksığiyle be-
nim kuşağım bu. Bu saçlar değir-
men damında ağarmadı. Suratlara
oturmuş bu tterin çızgiler faşizmin
zındanlannın. zorlu kaçma-göçme
günlennin izlerinı yansıtıyor. Ve
birbırlerine bakarken dımdik baka-
bilmeleri. gözlerini kaçırmamala-
n ve gözbebeklerindekı çocuk cı-
vıltılannı andıran ışıltılardır onla-
rı tanımlayan.
Bılıyorum. böyte duygusal satır-
lar döktürdüğüm içın kimıleri ba-
na kızacak. Kimileri "Ne gereği
vardı bu laflann şimdi. Ne olmuş
vani, görevimizi vapıvoruz biz
burada" diyecekler.
Umurumda bile değil. 1989'dan
beriyılışıkgülüşlerledesteklenmiş
"'Sosyalizm öldü. Marks vanlıştı.
kanıtlandı. Tarih bitti. Libera-
lizm (kapitalizm demek istivorlar
aslında ama utanıvorlar) nihai
zaferini ilan etti" çığlıklanyla ku-
şatılmış yaşayan bir sosyalistin öf-
kesiyleumursamıyorum... Dahadü-
ne kadar yürüdükleri ayrı patikala-
n. bugün bir ırmak yatağında bu-
luşturup buluşturamamanın arayış-
lan içinde olanlann yumuşaklığı. kı-
rıcı olmama özeni ve ılkelerden
ödün vermeksizin olası ayrılıklan
aşmadaki kararlılıklan az şey mı-
dir?
Dün yüz on çok inatçı kadın ve
adam tstanbul'da bir araya geldiler.
Yarın da bir arada olacaklar. Daha
birkaç kez. belki de pek çok kez
bır araya gelecekler. "Geleceği Bir-
likte Kurmak" ıçın birleşik bir
sosyalist partıde buluşmanın olanak-
larını aravacaklar. Delege hesapla-
rından uzak. bakanlık pazarlıkları-
na yabancı. kişisel çıkar hırsından
annmışlığı yaşam felsefesi yapmış
bınlerce ve bınlerce kadın ve er-
kekten 110"u dün İstanbul'da bir
araya geldiler.
Gözlerim Behice Boran'ı. Fat-
salı Terzi Fikri'yı. Harun Kara-
deniz'i aradı. "Onlar da oradav-
dı" desem bu yazıyı fazla sulugöz-
lü mü bulursunuz?
Derseniz deyin. Hem bu yazı uza-
dı. Toplantıya gecikeceğım. Buna
da hıç nıyetim yok... Aynntılan baş-
ka yazılara bırakayım. lzın verın
ben gideyim...
Partimizi geri istiyoruz'
DYP'İİ muhalifler
toplantı yaptı
İstanbul Haber Servisi -
DYP'li muhalifler, yeni ku-
rulan 51. hükümette bakan-
lık kabul eden bazı milletve-
killennin bir zamanlar Tan-
su Çiller'e en sert eleştirile-
ri yapan kişilerolduğunube-
lirterek "Köksal Toptan bi-
le bunu yapıyorsa ne diye-
lim" dediler.
D^'P içerisindeGenel Baş-
kan Tansu Çiller ile eşi Özer
Çiller'e sert eleştiriler yö-
nelten eski DYP tstanbul ll
Başkanı Orhan Keçeli ve ar-
kadaşlan. dün Küçükyalı Si-
delya Düğün Salonu'nda
"Partimizi istiyoruz" top-
lantısı düzenlediler. Toplan-
tıda bir konuşma yapan Or-
han Keçeli, Tansu Çiller'in
idaresine. eşi Özer Çiller'in
kanştığı iddiasını yineledi.
ABD'de. Türkiye<le iş bitir-
mek isteyenlerin Özer Çil-
ler'e başvurduğunu savunan
Keçeli. şunları söyledi:
"İş bitirdim diyenlerin
sonunda kendi işi biter. Özal
ailesinin durumuna düşer-
siniz. Bugün Özal ailesinden
destek istivorsunuz. Bu ac-
zin vansımasıdır. Özal aile-
sinden destek istevcnlcr şu-
nu bilsinler ki Yusuf Özal'ın
ilacı olsa kendi keline sürer-
di."
Tansu Çiller'den çok, yap-
tığı icraatlara karşı oldukla-
nnı savunan Keçeli, Şinasi
Altıner'e bakanlık verilme-
sıni eleştirdi. Altıner'in çok
sayıda DYP'linin partiden
kaydını sildiğini savunan Ke-
çeli, şöyle konuştu:
"Afşin-Elbistan Termik
Santralı 50 milyon dolara
biryalıkomşusunaverildi.
İyi ki Şinasi Altıner bakan
olduktan sonra satılmadı.
Çünkü o, para bile almaz-
dı. Bugün DYP'de Sayın
Çiller'in yanında olan ba-
zı kişiler, dün bizi bir köşe-
ye çekerek, affedersiniz. "Bu
kadın şöyle, bu kadın böyle'
diye konuşurlardı. Sayın
Emre Gönensay, Tansu Ha-
nım hakkında konuşan ilk
kişilerden biridir."
DYP İstanbul tl Başkanı
Keçeli. bir cazetecenin
"MHP devlet* içerisinde
kadrolaşacak mı" sorusu-
na. "MHP'nin devlet içeri-
sindeki kadrolaşması zaten
dünden beri var. MHP çok-
tan kadrolaştı. Bir insana iş
buluyorlarsa bu durumu
tehlike olarak görmüyo-
rum. Ancak olava ideolo-
jik olarak yaklaşıyorlarsa
bu anayasaya aykırı olur"
vanıtını verdi.
UNUTMA!
IDAM
NECDET ADALI
8 EKİM 1980 Ankara'da idam
8 EKİM 1978 Bahçelıevler Katliamı
KATLIAM
SURGUNDE OLUM
BEHİCE BORAN
10 EKİM 1987
Selam dünyamn ve Türkiye'nin aydınlık geleceğine
İstanbul:Zincirlikuyu Mezarlığı, 10 Ekim Salı, saat:12.30
AnkaraKarşıyaka Mezarlığı, 8 Ekim Pazar, saat:13.00
Bursa: BSP İl Merkezi, 8 Ekim Pazar, saat:15.00
B İ R L E Ş İ K S O S Y A L İ S T P A R T I
MIKRO
DİNÇ TAYANÇ
CukOturuyor!
Niye bu denli laf üretiliyor anlayamıyorum!..
Yok efendim hatun kişi "Bırakırsam yananm ki çı-
ra gibi" diyerek koltuğa yapışmışmış!
Yok efendim "Hükümet edeyim de kimle edersem
edeyim ve de hem kendime, hem mutlu azınlığa hiz-
met edeyim" diyesiymişmiş de.. demekle "safoşluk-
ta" Kart Kurdu haminnesi sanıp kendini ham yaptır-
tan Kırmızı Başlıkh Kız'la yarışırmışmış!
Yok efendim onca yılın Karaoğlan'ının ansızın Kap-
kara Oğlan kesilip, Kart Kurt'la canciğer kuzu sar-
ması olup da hatun kişinin hırs ve çıkarlanna hizmet-'
kâr kesilmesi nasıl olurmuşmuş!
Yok efendim böylesine şaibeîi, kartlı, karalı azınlık
hükümetiyle ülke sorunları çözümlenmek bir yana,
arapsaçına dönermişmiş!
Yok. devenin başıü! Orda dursunlar işteü!
Bendenız, böylesine "şenlikli" bır "azınlık" hükü-
metinin hem ülkemizin koşullarına, hem de "ortak-
lannın" şanlarına cuk oturduğunu düşünüyorum...
Boğaziçi Sultanı'na cuk oturuyor, çünkü kendile-
rinin Türkiye'nin siyasal yaşamındaki tüm "erkek" li-
derlerden oluşan bir "selamlık" kurmaya kararlı ol-
duğuna inanıyorum... Bu biiir!
Hatuna cuk oturuyor; çünkü kendileri yalılardan,
holdinglerden ve de Amerika'lardan kafasını kaldı-
rıp da Türkiye'de neler olup bittığini, dahası neler olup
biteceğini umursamayı aklının köşesinden bile ge-
çirmeyecek denli mutlu azınlıktan gelmedir... Bu da
ikiii!
Kart Kurt'a da cuk oturuyor çünkü kendisi "azın-
lıklan çoğunlukmuş gibi gösterecek yankılı uluma-
ların mucididir... Bu biiir!
Cuk oturuyor çünkü Kart Kurt, son yıllarda kuzu
postuna bürünmekle ve de spor alanlarından okul-
lara dek Asena kafasını sımgeleştinnekle, gençlik
içinde azınlıktan çoğunluğa geçtiğini düşünüyor...
Bu ikiii!
Çünkü Kart Kurt. biraz daha iktidar olmazsa iyi—
den iyiye kartlaşacağmı ve de kartlaşmakla sürüsü-
nü genç kurtlara kaptırabileceğini çok iyi biliyor... Bu
da üüüç!
Kapkara Oğlan'a cuk oturuyor. çünkü kendisi ik-
tidarının çoğunluğunda bile azınlık olmaya alışkın
olup, ülkemizdeki ilk güvenoyu alamamış azınlık hü-
kümetinin mucidi olduğundan, bu işin vatanseverlik
olduğu düşünden uyanamıyor... Bu biiir!
Cuk oturuyor çünkü Kapkara Oğlan, dün "ak" de-
diğine, bugün "kara" demekte beis görmeyecek den-
li ''solgun'' bir "umut" konumundadır... Bu ikiii!
Çünkü Kapkara Oğlan, bir zamanlar "Akgünlere,
selametle" diye diye ulusal eğitimden sağlığa, ada-
letten içişlerine değin her alana şeriat tohumları sa-
çılmasına seyirci kaldığı gibi bugün de "Kara günle-
re, Kart Kurtla" diyerek seyirciliğini sürdürmekte be-
is görmüyor... Bu da üüüç!
Durum böyle olunca da lafebelerinı anlayabilmem
mümkün olmuyor!
"Azınlık, yok yok mutlu azınlık" hükümetinin oluş-
masını sağlayan bu "muhteşem üç/ü"ye, bir de Yü-
ce Şişman dönemi kalıntılannın "dışandan" deste-
ğini eklıyorum. Çıkıyor mu size "Mahşer'in DörtAt-
lısıiV
Eh. böylesi "desteklı" bir hükümet; artık işçi, me-
mur, emekli-dul-yetimlerin "yaşayamamasal" eko-
nomik sorunlarını mı çözemez; demokratikleşme,
insan haklan ve düşünce özgürlüğünü açıklama öz-
gürlüğünün önündeki engelleri mi kaldıramaz; IMF
ve Dünya Bankası gibi uluslararası para kurumları-
na kafa mı tutamaz; yoksa bizi "şıp" diye gümrük bir-
liğine. ardından da Avrupa Topluluğu'na mı taşıya-
maz...
N'olacak, milletin işi gücü yok.. laf üretiyor işte...
Ama ben anlayamıyorum!!!
Tıpkı İtalyanları birtürlü anlayamadığım gibi...
Adamlar, onca yıl "Ölümsüz" diye adeta tapınıp,
defalarca başbakanlık, bakanlık yaptırttıkları Giulio
Andreotti'yı tutmuş yargılıyorlar!
Neden?
Yok efendim, adam en baba mafya babasıymış-
mış!
Sahi, "mafya" dedikleri n'ola ki?
Ana fikir: Geçmişınde hainlik olanla, geçmişini
unutup geleceğe ihanet eden arasında fark kalma-
mış demektır.
Ana fikrin ana fikri: Tarih Baba'nın karalama def-
terinde hainlerle, ihanetlere ayrılan sayfalar elbette
ki çoktur. Ama tarih, kanları pahasına geleceği ay-
dınlatma savaşı verenler tarafından yazılır.
Basın-Iş
yargı yolunda
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - Başbakanlık Ba-
sımevı'nde başlattığı grev.
dünden itıbaren 2 ay sürey-
leertelenen Basın-Iş Sendı-
kası: azınlık hükümetıne hu-
kuk savaşı açmaya hazırlanı-
vor. Sendika, Başbakan Tan-
su Çiller'in Resmi Gazete'yi
özel bır matbaada bastırarak
"grevi kırması''. ardından
da ertelemesinı. yarın vargı-
ya götürecek.
Basın-tş Sendikası Genel
Başkanvekıli Rasim İtişgen.
hükümetin daha önce de suç
ışledığinı anımsatarak "Hü-
kümet. iki kere suçlu. Su-
çu biz işlesek. bizi içerden
çıkartmazlar. Avukat ar-
kadaşlarımızçalışıyor. Pa-
zartesi günü. Başbakanlık
hakkında. grev kırma ve
grev erteleme uygulama-
lanndan dolayı dava açaca-
ğız" dedi.
Başbakanlık Basımevf nde
çalışan P 3 ışçinın. 3 ekim-
de başlattıklan grevin erte-
lendiğıne ilişkin teblıgat. dün
sendıkaya ulaştı.
Başbakanlık Mevzuatı Ge-
liştirme ve Yayın Genel Mü-
dürlügü, Resmi Gazete'nin
5 ve 6 ekim tarihli sayılannı,
basımevi dışında. özel bir
matbaada bastırdı. Böylece,
Başbakan olduğu dönemde,
aynı yönteme başvuran ve
"grev kıncılığı" yaptığı yar-
gı karanna bağlanan tum-
hurbaşkanı Süleyman De-
mirel'den sonra. Çiller de ay-
nı yola başvurmuş oldu. Res-
mi Gazete'nin, 5 ekim tari-
hinde yayımlanan 4 sayfalık
sayısında. Demirerin, 51. hü-
kümetı onaylamasına daır ka-
rar yer aldı. 6 ekim tarihli
korsan sayıda da Başbakan-
lık Basımevf ndeki grevin er-
telenrnesıne ilışkın Bakanlar
Kurulu karan yayımlandı. Bu
Resmi Gazete'nin nerede ba-
sıldığı ve çoğaltıldığı kesin-
lık kazanmazken: 2 yıl önce
baskının yapıldığı Sernih Veb
Ofset adlı matbaada. baskı
ışlemınin yapılmış olabile-
ceâi bildirıldi.
Gözler hükümet
programında
ANKAR.\ (Cumhurivet Bürosu)-Azınlık hüküme-
tinin kaderi. Türk-lş'le pazarlıkların sürdüğü toplusöz-
leşmelerin yanı sıra. hükümet programına da bağlı ola-
cak.
Başbakan Tansu Çiller'in kurduğu azınlık hükümeti-
nin programı. sadece DYP'nin önceîikleriyle oluşturula-
ma\,acak. Çiller'in. hükümetin güvenoyu alabilmesi için
çeşitli ödünler verdiği MHP ile DSP'nin koşullannı da
programa alnıak zorunda olduğu. tersi bir davranışın, bu
partilerin desteklerinden vazgeçmek anlamına geleceği
bildirildi.
TBMM'de 10 ekim salı günü okunacak olan hükümet
programı için Çiller ve kurmaylan dün Başbakanlık Ko-
nutu'nda ç;ıliitıhır. F.konomik hedefler konusunda Dev-
let Planlaına Teşkilatı'na da hazırlık yaptıran Başba-
kan'ın. programın içeriği konusunda bakanlann da gö-
riişünü istediği belirtildi.