06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 1995 PAZAR HABERLER Kan hayattıp • İstanbul Haber Servisi - Kızılav'ın "Kan Hayattır" sloganıvla başlartığı kan bağışı kampanv ası devam ediyor. Çeşitli kuruluşlann. partilerin \e derneklenn katkısıyla yürütülen kampanyaya yurttaşlann yoğun ilgi gösterdigi gözlenivor. Kan bağışı Istanbul"un çeşıtlı verlenne kurulan seyyar kan bağışı merkezlerinde yapılıyor CBVI Vakfı'nın dayanışma gecesi • İstanbul Haber Servisi - Cumhurivetı.1 Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı ile (CEM Vakfı) dayanışma gecesi Polat Renaissance Oteli'nde önceki akşam yapıldı. \'akfa maddi ve mane\i destek amacıyla düzenlenen sıeceye CEM Vakfı Başkanı Prof. Dr. tzzettin Doğan, Eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ. eski CHP İstanbul ll Başkanı Ali Özcan da katıidı. Gecede bir konuşma yapan Prof. Dr. tzzettin Doğan, Alevilik'in yüzyıllardır yanlış tanıtıldığını söyleyerek. vakfın Ale\ilik"in gerçek kimliğini sunmaya ve sorunlarını çözmeye kendini adadığını belirtti. Murtaza Demir aklandı Haber Merkezi - Kayseri Devlet Güvenlık Mahkemesi. "halkı tahrik etmek" suçundan yargılanan Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı Murtaza Demir hakkında beraat karan verdi. Murtaza Demir hakkında. 2 Temmuz 1993 günü meydana gelen Sıvas katliamının ikinci yıldönümünde yaptığı konuşma nedeniyle dava açılmıştı. Turhan Tayan'ın ilk genelgesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mıllı Eğitim Bakanı Turhan Tayan. valiliklerden. inşaatı süren ya da kesin kabul aşamasına gelip de henüz kabulü yapılmamış eğitim binalarının yönetim ve teknik koşullara uygunluğunun incelenmesini istedi. Tavan. yayımladîğı genelgede. koşullara uygun olmayan binalann yüklenicisı ve sorumlulan hakkında yasal işlem yapılacağını bildirdi. Uçarok DGM'de yargılanacak • ANKARA (ANKA)- Konyaspor Başkanı. Ahu Şirketler Grubu yöneticisi. Refah Partisi (RP)üyesi Ahmet Hamdi Uçarok ile 7 arkadaşı hakkında "cürüm işlemek amacıvla örgüt kurmak'" suçundan da\a açıldı. Konya DGM'de 10 ekimde başlayacak olan davada Ahmet Hamdi Uçarok ve arkadaşlan hakkında 20 yıla kadar ağır hapıs cezası isteniyor. RP"li olarak bilinen Uçarok'un evinde ve arabalannda çok sayıda silah bulunmuştu. Uçarok'un pıyasadan alacağını tahsil edebilmek için, çoğunluğu eski ülkücülerden oluşan ve çek- senet tahsilatıyla uğraşan diye bilinen birekip kurduğu da öne sürülmüştü. Açıklama • Ulaştırma Bakanı Ali Şevki Erek. gazetemizin dünkü sayısında "51. hükümetin Bakanlar Kurulu" başlığıyla yayımlanan haberde. DYP'nin 13 Haziran 1993 kongresi öncesinde Hüsamettin Cindoruk'u genel başkan adavlıöı için ikna etmeye çalıştığı. kabul etmeyince Tansu Çiller'i desteklediği yorumunun doğru olmadığını bildirdi. Erek. "Ben başından beri Sayın Çiller'in yanında oldum. HepÇillerci idını" açıklamasını yaptı. Uluslararası toplantı, hoşgörüden söz etmek ile hoşgörülü olmak arasındaki farkı ortaya çıkardı Sempozyıunda kalan hoşgörü • Istanbul'da üç gün boyunca süren Hoşgörü Sempozyumu'nun önemli sonuçlanndan biri de. Türkiye"de "Dinlerarası Diyalog Merkezi" kurulmasını öneren Diyanet tşleri Başkanlığı ile ülkemizdeki dini liderler arasında resmi nezaket ötesinde bir diyaloğun henüz kurulamadığını göstermesi oldu. FİGE.N ATALAY Dünvanın dört bir ya- nından gelen din ve bilim adamlan. İstanbul'da üç gün boyunca 'hoşgörü'yü tartıştılar. 'Hoşgörü Sem- pozv umu*. zaman zaman hoşgörüsüzlüklere sahne olsa da konuklan ve ko- nulanyla oldukça ilgi çe- kiciydi. UNESCOTürkiyeMil- li Komısyonu ile Galata- saray ÜniversiteM'nce4- 6 ekim tarihlerinde ortaklaşa düzenlenen sempozyumun açılışını. Komisyon Baş- kanı Prof. Dr. Oluş Arık şu cümlelerle yaptı: "İnsanhğın çoğunun kendi eylenı ve düşüncelerinien doğru kabul ettiği: baş- kalarının varlığma şimdilik ve lütfen göz v umar görünenlerin de hav li ver tut- tuğu; örneğin pekçok kişi vegrubun, Bc- nim inancım en doğru olanıdır: bir anlaş- nia-vaklaşmaolacaksadiğerleri taviz ver- sin" şeklinde düşündüğü: ama niçin Al- Çoğunluğunu din adamlarının oluşturduğu sempozyumda katılımcılar. bütiin dileklerinin kavgasız bir dünyada yaşamak olduğunu dile getirerek evrensel barışın sağlanması için çağrıda bulundular. (UGUR GÜNYÜZ) lah'ın ille de bizi tercih etmesi gerekti- ğine herkesi ikna edecek bir açıklama- nın da hâlâ getirilemediği bir ortamda, seçkin katılımcılarımızın insanlığa ışık tutacak yaklaşım ve göriişler sergileve- ceğine inanıvorum." UNESCO'Genel Direktörü Federico Mayor ise "Amacımız kılıçsız bir dün- ya. Söz kılıçtan daha güçlüdür" dedi \e hoşgörüyü şöyle tanımladı: "Hoşgörüîü olmak, yumuşaklıktır, güçtür. Hoşgörüsüzlük, zayıflıktır. Hoş- görü. çiçeğe benzer. Güneşe dönüktür ve güneşle vaşar. Hoşgörüsüzlük ise kuru bir vaprak gibi dirençsizdir." 18 ülkeden yaklaşık 50 uzman ve din ada- mının katıldığı 'Hoşgörü Yılı'nın ulusla- rarası nitelıktekı son büyüktoplantısının ka- tılımcılan arasında din adamları çoğun- luktaydı. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın bir ekiple temsil edildiği sempozyumda. Va- tikan'dan Dinlerarası Diyalog Korıseyi Baş- kanı Kardinal Francis Arinze, Türkiye Ernıenileri Patriûi Vekili Dr. Mesrob Mu- Evrensel İnsan Görevleri BildirgesiHoşgörü Yılı etkinliklerinden Asya-Pa- sifik Bölgesi Hoşgörü Toplantısf nda. 'In- san Haklan Evrensel Bildirgesi'ne eşit güçte olacak "Evrenscl tnsan Görevleri Bildirgesi 1 önerildi. Bu bildirgede öngö- rülen görevler şunlar: 1 - Inançlar ve eylemler evrensel ahlak, edep ve hukuk ilkelerine karşı olmadıği sürece. diğer insan kardeşlerin politik gö- rüş ve eylemlerine, dinsel inançlanna. top- lumsal cieğer yargılanna. kültürüne. gele- nek ve görenekJerine saygı duymak. 2 - Evrensel edep. ahlak ve hukuk ilke- lerine karşı inanç ve eylemler olduğunda da bunlann değiştirilmesi için ikna yolu- nu seçmek ve gerekirse banşçı baskı yön- temleri uygulanmasına çahşmak. 3 - Her vatandaşın de\ letten ve toplum- dan eşit muamele gördüğü, adil birtoplum düzenine ters düşen, kültür, görenek ve ya- salan değiştirmek için ülke içinde ve dı- şında ortak ve ısrarlı banşçı yöntemler uygulamak. 4 - Barış içinde birlikte yaşama. kar- deşlik, eşitlik ve özgürlük ilkelerini savun- mak, anlaşmazlıklann çözümünde şidde- te başvurmaktan kaçınmak ve anlaşmaz- lıklan görüşme, anlayış, sevgi ve karşılık- lı ödünlerle geliştirip yaygınlaştırmak. 5 - tnsan haklannı korumak ve hakla- rın öncelikli ve yaşamsal haklannı. de- mokratik normlar ve değerler çerçevesin- de geliştırmek. 6 - Hoşgörünün önemi ve değerini. ai- lede. okutda, benzer gruplarda. kuruluşlar- da, din kuruluşlannda ve politik sistemde ısrarla tekrarlamak ve bunu ulusal değer- leri tamamlayan ve destekleyen bir evren- sellik duygusu yaratarak başarmak. 7 - Ulus-devlet sınırlannı aşarken. yer- yüzünûn aynı zamanda her ulusun benzer- sizliğinin korunduğu, hoşgörünün temeli- ni oluşturduğu uyum içinde birlikte yaşanan tek bir gezegen olduğu duygusunu yarat- mak. tafyan. Tarabya Metropoliti Prof. Dr. Konstantinos Ha- risyadis. Süryani Kilisesi Metropolit Filüksinos Yusuf Çetin. Fener Rum Ortodoks Patriği Barthelomeos Ar- hondonis "Dinler ve Hoşgö- rü' konusunda konuştular. Din adamlannın katıldıkla- rı oturumda. 'hoşgörüden söz etmek' ile 'hoşgörülü olmak' arasındaki fark iyice ortaya çıktı. Din adamları. öncedmlerin ne kadar hoşgö- rülü olduğunu, dinlerin ban- şa nasıl katkıda bulunabilece- ğini. temsil ettikleri dinlerin ne kadar mükemmel olduğu- nu uzun uzun anlattılar. An- cak konu Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun yeniden açılmasınagelince işlerbiraz kanştı. Diyanet Işleri Başka- nı Mehmet Nuri Yılmaz, bu isteği pek hoşgörülü karşıla- madı. Mutafyan. onun hoş- görüsüzlüğüne "Artık mü- cadeleden bıktık" diye ya- nıt verdi. Görünen oydu ki Türkiye'de'Dinlerarası Di- yalog Merkezi' kurulmasını öneren Diyanet Işleri Başkan- lığı ile ülkemizdeki dini li- derler arasında -resmi nezaket ziyaretleri dışında- henüz diyalog kurulmamıştı. Bir başka ilginç nokta da 'kavga' üze- rineoldu. Yılmaz'a göre kavgasız bir dün- ya mümkün değildi. Çünkü yaradan dün- yayı böyle tasarlamıştı. Kavgasız bir dün- ya isteseydi dünyaya gerek yoktu, zaten cennet vardı. Bu yüzden Yılmaz. 'az ka\- galı birdünya' diledi. Alevi cemaati lider- lerinden İzzettin Doğan ise bu söze gön- derme yaparak"Kavgasız bir dünya ola- bileceğine inanıyorum" dedi. Haçlı seferleri Bosna-Hersek'teki savaş da din adamla- rı arasHidaki göriiş farklılığını ortaya koy- du. Diyanet Işleri Başkanı Yılmaz. "Bos- na-Hersek'te barışın sağlanamaması ha- linde Müslümanlarla Hıristiyanlar ara- sında haçlı seferleri gibi savaş sürdüğü kanaati uvanacak. Bu çok tehlikelidir ve zarar verir" dedi. Dr. Mutafyan bu sözlere. "Dini savaş kabul etmiyorum. Hiçbir din. savaşı öğretmiyor. Dindar insan eline silah almaz. Bosna-Hersek'te. Kafkasva'da, Mezopotamya'daki savaş- lar çıkar savaşlarıdır, milli savaşlardır" yanıtını \erdi. 'Hoşgörü Sempozyumu'. 16 kasımın 'Dünya Hoşgörü Günü'olması vebuko- nuda gerçekleştiriimesi düşünülen eylem planları önerileriyle sona erdi. OTLAR /AYDINENGÎN ün İstanbul'da çok ınatçı bazı adamlar ve bazı ka- dınlarbirarayageldiler. Sa- yıları yüz on dolayındaydı. Kımi- leri uzun. zorlu. yıpratıcı tartışma süreçlerinden geçip şımdi Birleşik Sosyalıst Parti'de birlikte yürüme- >ı deneven adamlar ve kadınlardı. Kimıleri uzun. zorlu. vıpratıcı tar- tışma süreçlennden geçip "Gelece- ği Birlikte Kuralım" adını koy- dukları Marksizm temelinde yük- selen birsıyasal hareketin saflann- da buluşmuşlardı. Kimileri "Ne oradan, ne oradan: hem oradan, hem oradaıT'dılar. Şimdi biradım daha atmayı denivorlar. Epeydir da- ha dar buluşmalarda sağlanan dir- sektemaslarıdünürününüvermiş- ti. istanbul'da Tabipler Bırliği top- lantı salonunda bir araya geldiler. Daha bırkaç kez. belki birçok kez bir araya gelınecek. Uzun. yıpratı- cı tartışma süreçlen vaşanacak. Bu besbelli. Üstünde birlikte yol alınacak bir ortak zemın yaratılabilecek mı? Bil- miyorum. Bugün. 7 Ekim 1995 Cumartesi günü. bu sorunun ille de somut bir yanıtı olması gerekmıyor. Kaldı ki tartışmalann bu aşaması basına ka- Çok inatçı bazı adamlar ve kadmlar... palı. Gizlilikten değil, henüz bası- na yanı kamuoyuna açılınacak bir olgunluğaerişilmediğinden. Birye- mek hazırlanıvor. Açları doyura- cak. 12 Eylüllerle. "Yeni Dünva Düzeni" çığlıklanyla hunharca ör- selenen umutları yeşertecek birye- mek. Henüz sofraya konacak hale gelmedi. Bu ülkenin namuslu. eme- ğe saygılı. özgürlüğe, eşitliğe. de- mokrasiye inanmış insanlannın önü- nekonup "Nasıl olmuş? Biraz da- ha tuz koyalım mı? Yağı ivi mi? Bir taşım daha kaynatsak mı" di- ye sorulacak kıvamda değıl henüz. Toplantıya gazeteci kımliğimle katılmadım. O yüzden de bu notlar- da, toplantının aynntılannı bekle- meyin. Ama ögle paydosunu fırsat bilip gazeteciliğe soyunduğum şu sınır- lı dakikalarda gene de bu toplantı- dan söz etmek istiyorum. Içımi kap- layan sev ınci sizlerle bölüşmek is- tiyorum. Bizim meslekte böylesi demir leblebi konulann tartışıldığı top- lantılar sıkıcıdır. Bir an önce habe- ri yazacak. notlan derleyecek kadar bılgi toplayıp "tüymek" ıstersıniz. Uzun süredır, çok uzun büredır ılk kez. şu notlan bir an önce noktala- yıp yeniden toplantıya dönmek is- tiyorum. Ne güzel bir duygu bu. CHP ku- rultayını izlerken içi kararan: yeni hükümet pazarlıklannı izlerken ken- dini kirlenmiş hisseden sosyalist birgazeteci için nasıl dadoyumsuz bir keyif bu. Türkiye'nın yannlannı belirle- me hakkını kendinde gören siyaset bezirgânlannın vıcık vıcık rant, kre- di, faiz. çıkar kokan kirli dünyası- nı bir yana bırakıp. onca yeni Igiye. onca ezilmişliğe, onca zulme. on- ca yoksunluğa karşın baştan çıka- ncı döneklik çağnlanna iribaretme- miş. başının gölgesini hiçbir.koşul- da önüne düşürmemiş çok inatçı kadınların ve adamlann bir araya aeldiâi bir toplantıdan söz ediyorum. "Geleceği Birlikte Kuralım" dı- yenlerle (ne güzel deyiş bu böyle). Birleşik Sosyalist Parti'de buluşan- lann bir araya geldikleri bir top- lantıdan... Cç yaş fazla. beş yaş eksığiyle be- nim kuşağım bu. Bu saçlar değir- men damında ağarmadı. Suratlara oturmuş bu tterin çızgiler faşizmin zındanlannın. zorlu kaçma-göçme günlennin izlerinı yansıtıyor. Ve birbırlerine bakarken dımdik baka- bilmeleri. gözlerini kaçırmamala- n ve gözbebeklerindekı çocuk cı- vıltılannı andıran ışıltılardır onla- rı tanımlayan. Bılıyorum. böyte duygusal satır- lar döktürdüğüm içın kimıleri ba- na kızacak. Kimileri "Ne gereği vardı bu laflann şimdi. Ne olmuş vani, görevimizi vapıvoruz biz burada" diyecekler. Umurumda bile değil. 1989'dan beriyılışıkgülüşlerledesteklenmiş "'Sosyalizm öldü. Marks vanlıştı. kanıtlandı. Tarih bitti. Libera- lizm (kapitalizm demek istivorlar aslında ama utanıvorlar) nihai zaferini ilan etti" çığlıklanyla ku- şatılmış yaşayan bir sosyalistin öf- kesiyleumursamıyorum... Dahadü- ne kadar yürüdükleri ayrı patikala- n. bugün bir ırmak yatağında bu- luşturup buluşturamamanın arayış- lan içinde olanlann yumuşaklığı. kı- rıcı olmama özeni ve ılkelerden ödün vermeksizin olası ayrılıklan aşmadaki kararlılıklan az şey mı- dir? Dün yüz on çok inatçı kadın ve adam tstanbul'da bir araya geldiler. Yarın da bir arada olacaklar. Daha birkaç kez. belki de pek çok kez bır araya gelecekler. "Geleceği Bir- likte Kurmak" ıçın birleşik bir sosyalist partıde buluşmanın olanak- larını aravacaklar. Delege hesapla- rından uzak. bakanlık pazarlıkları- na yabancı. kişisel çıkar hırsından annmışlığı yaşam felsefesi yapmış bınlerce ve bınlerce kadın ve er- kekten 110"u dün İstanbul'da bir araya geldiler. Gözlerim Behice Boran'ı. Fat- salı Terzi Fikri'yı. Harun Kara- deniz'i aradı. "Onlar da oradav- dı" desem bu yazıyı fazla sulugöz- lü mü bulursunuz? Derseniz deyin. Hem bu yazı uza- dı. Toplantıya gecikeceğım. Buna da hıç nıyetim yok... Aynntılan baş- ka yazılara bırakayım. lzın verın ben gideyim... Partimizi geri istiyoruz' DYP'İİ muhalifler toplantı yaptı İstanbul Haber Servisi - DYP'li muhalifler, yeni ku- rulan 51. hükümette bakan- lık kabul eden bazı milletve- killennin bir zamanlar Tan- su Çiller'e en sert eleştirile- ri yapan kişilerolduğunube- lirterek "Köksal Toptan bi- le bunu yapıyorsa ne diye- lim" dediler. D^'P içerisindeGenel Baş- kan Tansu Çiller ile eşi Özer Çiller'e sert eleştiriler yö- nelten eski DYP tstanbul ll Başkanı Orhan Keçeli ve ar- kadaşlan. dün Küçükyalı Si- delya Düğün Salonu'nda "Partimizi istiyoruz" top- lantısı düzenlediler. Toplan- tıda bir konuşma yapan Or- han Keçeli, Tansu Çiller'in idaresine. eşi Özer Çiller'in kanştığı iddiasını yineledi. ABD'de. Türkiye<le iş bitir- mek isteyenlerin Özer Çil- ler'e başvurduğunu savunan Keçeli. şunları söyledi: "İş bitirdim diyenlerin sonunda kendi işi biter. Özal ailesinin durumuna düşer- siniz. Bugün Özal ailesinden destek istivorsunuz. Bu ac- zin vansımasıdır. Özal aile- sinden destek istevcnlcr şu- nu bilsinler ki Yusuf Özal'ın ilacı olsa kendi keline sürer- di." Tansu Çiller'den çok, yap- tığı icraatlara karşı oldukla- nnı savunan Keçeli, Şinasi Altıner'e bakanlık verilme- sıni eleştirdi. Altıner'in çok sayıda DYP'linin partiden kaydını sildiğini savunan Ke- çeli, şöyle konuştu: "Afşin-Elbistan Termik Santralı 50 milyon dolara biryalıkomşusunaverildi. İyi ki Şinasi Altıner bakan olduktan sonra satılmadı. Çünkü o, para bile almaz- dı. Bugün DYP'de Sayın Çiller'in yanında olan ba- zı kişiler, dün bizi bir köşe- ye çekerek, affedersiniz. "Bu kadın şöyle, bu kadın böyle' diye konuşurlardı. Sayın Emre Gönensay, Tansu Ha- nım hakkında konuşan ilk kişilerden biridir." DYP İstanbul tl Başkanı Keçeli. bir cazetecenin "MHP devlet* içerisinde kadrolaşacak mı" sorusu- na. "MHP'nin devlet içeri- sindeki kadrolaşması zaten dünden beri var. MHP çok- tan kadrolaştı. Bir insana iş buluyorlarsa bu durumu tehlike olarak görmüyo- rum. Ancak olava ideolo- jik olarak yaklaşıyorlarsa bu anayasaya aykırı olur" vanıtını verdi. UNUTMA! IDAM NECDET ADALI 8 EKİM 1980 Ankara'da idam 8 EKİM 1978 Bahçelıevler Katliamı KATLIAM SURGUNDE OLUM BEHİCE BORAN 10 EKİM 1987 Selam dünyamn ve Türkiye'nin aydınlık geleceğine İstanbul:Zincirlikuyu Mezarlığı, 10 Ekim Salı, saat:12.30 AnkaraKarşıyaka Mezarlığı, 8 Ekim Pazar, saat:13.00 Bursa: BSP İl Merkezi, 8 Ekim Pazar, saat:15.00 B İ R L E Ş İ K S O S Y A L İ S T P A R T I MIKRO DİNÇ TAYANÇ CukOturuyor! Niye bu denli laf üretiliyor anlayamıyorum!.. Yok efendim hatun kişi "Bırakırsam yananm ki çı- ra gibi" diyerek koltuğa yapışmışmış! Yok efendim "Hükümet edeyim de kimle edersem edeyim ve de hem kendime, hem mutlu azınlığa hiz- met edeyim" diyesiymişmiş de.. demekle "safoşluk- ta" Kart Kurdu haminnesi sanıp kendini ham yaptır- tan Kırmızı Başlıkh Kız'la yarışırmışmış! Yok efendim onca yılın Karaoğlan'ının ansızın Kap- kara Oğlan kesilip, Kart Kurt'la canciğer kuzu sar- ması olup da hatun kişinin hırs ve çıkarlanna hizmet-' kâr kesilmesi nasıl olurmuşmuş! Yok efendim böylesine şaibeîi, kartlı, karalı azınlık hükümetiyle ülke sorunları çözümlenmek bir yana, arapsaçına dönermişmiş! Yok. devenin başıü! Orda dursunlar işteü! Bendenız, böylesine "şenlikli" bır "azınlık" hükü- metinin hem ülkemizin koşullarına, hem de "ortak- lannın" şanlarına cuk oturduğunu düşünüyorum... Boğaziçi Sultanı'na cuk oturuyor, çünkü kendile- rinin Türkiye'nin siyasal yaşamındaki tüm "erkek" li- derlerden oluşan bir "selamlık" kurmaya kararlı ol- duğuna inanıyorum... Bu biiir! Hatuna cuk oturuyor; çünkü kendileri yalılardan, holdinglerden ve de Amerika'lardan kafasını kaldı- rıp da Türkiye'de neler olup bittığini, dahası neler olup biteceğini umursamayı aklının köşesinden bile ge- çirmeyecek denli mutlu azınlıktan gelmedir... Bu da ikiii! Kart Kurt'a da cuk oturuyor çünkü kendisi "azın- lıklan çoğunlukmuş gibi gösterecek yankılı uluma- ların mucididir... Bu biiir! Cuk oturuyor çünkü Kart Kurt, son yıllarda kuzu postuna bürünmekle ve de spor alanlarından okul- lara dek Asena kafasını sımgeleştinnekle, gençlik içinde azınlıktan çoğunluğa geçtiğini düşünüyor... Bu ikiii! Çünkü Kart Kurt. biraz daha iktidar olmazsa iyi— den iyiye kartlaşacağmı ve de kartlaşmakla sürüsü- nü genç kurtlara kaptırabileceğini çok iyi biliyor... Bu da üüüç! Kapkara Oğlan'a cuk oturuyor. çünkü kendisi ik- tidarının çoğunluğunda bile azınlık olmaya alışkın olup, ülkemizdeki ilk güvenoyu alamamış azınlık hü- kümetinin mucidi olduğundan, bu işin vatanseverlik olduğu düşünden uyanamıyor... Bu biiir! Cuk oturuyor çünkü Kapkara Oğlan, dün "ak" de- diğine, bugün "kara" demekte beis görmeyecek den- li ''solgun'' bir "umut" konumundadır... Bu ikiii! Çünkü Kapkara Oğlan, bir zamanlar "Akgünlere, selametle" diye diye ulusal eğitimden sağlığa, ada- letten içişlerine değin her alana şeriat tohumları sa- çılmasına seyirci kaldığı gibi bugün de "Kara günle- re, Kart Kurtla" diyerek seyirciliğini sürdürmekte be- is görmüyor... Bu da üüüç! Durum böyle olunca da lafebelerinı anlayabilmem mümkün olmuyor! "Azınlık, yok yok mutlu azınlık" hükümetinin oluş- masını sağlayan bu "muhteşem üç/ü"ye, bir de Yü- ce Şişman dönemi kalıntılannın "dışandan" deste- ğini eklıyorum. Çıkıyor mu size "Mahşer'in DörtAt- lısıiV Eh. böylesi "desteklı" bir hükümet; artık işçi, me- mur, emekli-dul-yetimlerin "yaşayamamasal" eko- nomik sorunlarını mı çözemez; demokratikleşme, insan haklan ve düşünce özgürlüğünü açıklama öz- gürlüğünün önündeki engelleri mi kaldıramaz; IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası para kurumları- na kafa mı tutamaz; yoksa bizi "şıp" diye gümrük bir- liğine. ardından da Avrupa Topluluğu'na mı taşıya- maz... N'olacak, milletin işi gücü yok.. laf üretiyor işte... Ama ben anlayamıyorum!!! Tıpkı İtalyanları birtürlü anlayamadığım gibi... Adamlar, onca yıl "Ölümsüz" diye adeta tapınıp, defalarca başbakanlık, bakanlık yaptırttıkları Giulio Andreotti'yı tutmuş yargılıyorlar! Neden? Yok efendim, adam en baba mafya babasıymış- mış! Sahi, "mafya" dedikleri n'ola ki? Ana fikir: Geçmişınde hainlik olanla, geçmişini unutup geleceğe ihanet eden arasında fark kalma- mış demektır. Ana fikrin ana fikri: Tarih Baba'nın karalama def- terinde hainlerle, ihanetlere ayrılan sayfalar elbette ki çoktur. Ama tarih, kanları pahasına geleceği ay- dınlatma savaşı verenler tarafından yazılır. Basın-Iş yargı yolunda ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Başbakanlık Ba- sımevı'nde başlattığı grev. dünden itıbaren 2 ay sürey- leertelenen Basın-Iş Sendı- kası: azınlık hükümetıne hu- kuk savaşı açmaya hazırlanı- vor. Sendika, Başbakan Tan- su Çiller'in Resmi Gazete'yi özel bır matbaada bastırarak "grevi kırması''. ardından da ertelemesinı. yarın vargı- ya götürecek. Basın-tş Sendikası Genel Başkanvekıli Rasim İtişgen. hükümetin daha önce de suç ışledığinı anımsatarak "Hü- kümet. iki kere suçlu. Su- çu biz işlesek. bizi içerden çıkartmazlar. Avukat ar- kadaşlarımızçalışıyor. Pa- zartesi günü. Başbakanlık hakkında. grev kırma ve grev erteleme uygulama- lanndan dolayı dava açaca- ğız" dedi. Başbakanlık Basımevf nde çalışan P 3 ışçinın. 3 ekim- de başlattıklan grevin erte- lendiğıne ilişkin teblıgat. dün sendıkaya ulaştı. Başbakanlık Mevzuatı Ge- liştirme ve Yayın Genel Mü- dürlügü, Resmi Gazete'nin 5 ve 6 ekim tarihli sayılannı, basımevi dışında. özel bir matbaada bastırdı. Böylece, Başbakan olduğu dönemde, aynı yönteme başvuran ve "grev kıncılığı" yaptığı yar- gı karanna bağlanan tum- hurbaşkanı Süleyman De- mirel'den sonra. Çiller de ay- nı yola başvurmuş oldu. Res- mi Gazete'nin, 5 ekim tari- hinde yayımlanan 4 sayfalık sayısında. Demirerin, 51. hü- kümetı onaylamasına daır ka- rar yer aldı. 6 ekim tarihli korsan sayıda da Başbakan- lık Basımevf ndeki grevin er- telenrnesıne ilışkın Bakanlar Kurulu karan yayımlandı. Bu Resmi Gazete'nin nerede ba- sıldığı ve çoğaltıldığı kesin- lık kazanmazken: 2 yıl önce baskının yapıldığı Sernih Veb Ofset adlı matbaada. baskı ışlemınin yapılmış olabile- ceâi bildirıldi. Gözler hükümet programında ANKAR.\ (Cumhurivet Bürosu)-Azınlık hüküme- tinin kaderi. Türk-lş'le pazarlıkların sürdüğü toplusöz- leşmelerin yanı sıra. hükümet programına da bağlı ola- cak. Başbakan Tansu Çiller'in kurduğu azınlık hükümeti- nin programı. sadece DYP'nin önceîikleriyle oluşturula- ma\,acak. Çiller'in. hükümetin güvenoyu alabilmesi için çeşitli ödünler verdiği MHP ile DSP'nin koşullannı da programa alnıak zorunda olduğu. tersi bir davranışın, bu partilerin desteklerinden vazgeçmek anlamına geleceği bildirildi. TBMM'de 10 ekim salı günü okunacak olan hükümet programı için Çiller ve kurmaylan dün Başbakanlık Ko- nutu'nda ç;ıliitıhır. F.konomik hedefler konusunda Dev- let Planlaına Teşkilatı'na da hazırlık yaptıran Başba- kan'ın. programın içeriği konusunda bakanlann da gö- riişünü istediği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle