Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EKİM 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ÖzeHeştrme
yotundaki THY
• İSTANBLL(AA)-THY
Gene! Müdür Yardımcısı
İlhanTayman. THY'nin
özelleşme sürecinde hızla
ilerlediğini belirterek,
kendılerine gelecek
ortağın. havacılıkta
Avrupa'da söz sahibi olan
THY'ye, piyasa itibanyla
""yakışır" bir ortak
olmasını arzu ettiklerini
söyledi. Tayman, "THY
yatınmlarırıı tamamlamış.
teknık. ve personel olarak
Avrupa standartlannda
hizmet veren, artık birinci
ligde mücadele eden bir
havaşolu şirketidir" dedi.
Genel Müdür Yardımcısı
Tayman. yaptığı
açıkiamada. Türkiye'deki
özelleştirilecek KlTlerin
tanıtımıyla ilgili Brüksel'de
yapılan programın,
özelleşme sürecindeki
THY ıçin iyi bir duv urum
olduğunu belirtti.
kıracatçılardan
istekler
•GAZİANTEP(AA)-
Türkiye Ihracatçılar
Meclisi(TJM)kra
Komitesi Üyesi Ali
Şahindal. ihracatı
arttırabilmek için planlı
yatınm politikası izlenmesi
ve teşviklerin bölgesel
özellikler dikkate ahnarak
verilmesi gerektiğini
söyledi. Şahindal. yaptığı
açıkiamada, altyapı
yatınmlannın
tamamlanmadığı yerlerde.
yatınm teşviki vermelde
yatınma özendırmek ve
ihracatı arttırmanın
mümkün olmadığını
söyledi. Şahindal,
istihdam, ihracat
performansı ve yatınmlara
bağlı olarak kurumlar
vergisi muafiyetinin
y'aygınlaştınlması
gerektigini belirtti.
flpaartan
besiciye kredi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-
Ziraat Bankası, büyükbaş
ve küçükbaş hayvancılığın
geliştirilmesi amacıyla
gerekli altyapıya sahip
gerçek ve tüzel kişilere 18
trilyon lira kredi verecek.
Buna göre kredinin yüzde
80'i damızlık, süt ve besi
sığırcılığı ile damızlık
koyunculuk yapanlara
verilirken. yüzde 20'si de
üreticilere ucuz girdi
sağlanması, işlenmiş süt ve
süt ürünleri ile et ve et
mamullerinin pazarlanması
ve fıyat istikrannın
sağlanması amacıyla
kullandınlacak.
Ziraat Bankasfnca
verilecek kredilerde yüzde
20 oranında faiz
uygulanması
öngörülürken besicilik
kredilerinde besi
hayvanlannın canlı ağırlık
artış oranının yüzde 50'ye
ulaşması durumunda da
yüzde 43 oranında faiz
uygulanacağı kaydedildi.
'Alo Bakkal'
dönemi
• ANKARA (AA)- Pilot
bölge seçilen başkentte.
GİMAT Çarşısı'nda
kurulan ve bu ay sonunda
devreye girecek "Alo
Bakkal" sistemiyle.
bakkallann gıda
ürünlerindekı spot piyasayı
izleyerek. daha ucuza
toptan alım yapabileceği
ve tüketiciye daha ucuza
mal sunma olanağına
kavuşacağı bildirildi.
Türkiye Bakkallar ve
Bayiler Federasyonu
(TBBF) Başkanı Bendevi
Palandöken, "Alo
Bakkal" sisteminin. küçük
ölçekli işletme sahibi olan
üyelerinin. hıpermarketlere
karşı korunmasını
amaçladığını söyledi.
İhale düzeni
yenilendi
• ANKARA (AA)- Toplam
tutan KDV hariç 3 milyar
liranın altındaki işlere ait
ihale dosyalan. 1 Kasım
1995'ten itibaren Maliye
Bakanhğı'na
gönderilmeyecek. Maliye
Bakanı lsmet Attila.
harcamayı gerektiren
taahhüt ve sözleşme
tasanlanndan. tutan KDV
hariç 3 milyar lıraya kadar
olanlann dayanaklan ile
birlikte birdosya halinde
Maliye Bakanhğı'na
gönderilmesi
uygulamasına son
verildiğini kaydetti. Attila,
bundan böyle Maliye
Bakanlığfnın vizesinetabi
kurumlann. tutan 3 milyar
lirayı aşmayan ihalelerle
ilgili dosyalann tamamının
değil, bir takım biigi ve
belgelerin sözleşmenin
imzalanmasını müteakiben
7 gün içinde Maliye
Bakanhğı'na
gönderileceğini belirtti.
'İstanbul Ticaret Odası'nı istiyorum" diyen Erbakan'a oda yönetiminden sert tepki
TTO'yu Refah'a yecürmeyiz'
CANAN SOYSAL
Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin
Erbakanın kasım ayında yapılacak oda se-
çimleri öncesi "lstanbui Tİcaret Odası'nı is-
tiyorum" şeklindeki sözleri. oda yönetimı
tarafından tepkiyle karşılandı. Başta İstan-
bul Ticaret Odas'ı (ITO) Meclis Başkanı Re-
fik Aras olmak üzere İTO Başkanı Atalay
Şahinoğlu ve yönetim kurulu üyeleri. Erba-
kan'ın siyası parti lideri olduğunu hatırlata-
rak bulundugu konum itibanyla ticari bir
kurum ile ilgili böyle sözler sarf etmesinin
yanlış olduğunu vurguladılar. Oda yönetimi
böyle bir girişim karşısında gerekirse bütün
tTÖ üyelerinin tek bir aday etrafında topla-
nabileceğini ıfade etti.
Siyasi partilerin bundan önceki seçimler-
de de gerek TOBB'de gerekse İTO'da ken-
dilerıni hıssettirmeye çalıştıklannı belirten
ITO Meclis Başkanı Refik Aras. ancak bu-
nun hiçbir zaman Erbakan'ın yaptığı gibi
direkt bir müdahale biçiminde olmadığını
dilegetirdi. Erbakan'ın açıklamasını **doğ-
ru ve geçerH"* bulmadığını kaydeden Aras.
"Hiç şüpheniz ojmasın, böyle bir şey gerçek-
leşirsc sessiz kalmavız"* şeklınde konuştu.
Şahınoğlu, odanın bugüne kadar politi-
• Oda yönetimi,
Erbakan'ın bulundugu
konum itibanyla ticari bir
kurum ile ilgili sözler sarf
etmesinin yanhş olduğunu
vurguladı ve böyle bir
girişim karşısında
gerekirse liberal görüşe
sahip olan bütün ITO
üyelerinin tek bir aday
etrafında toplanabileceğini
ifade etti.
Necmettin Erbakan
İTO yönetinıini istedi.
ze edilmediğinı belirterek bundan sonra da
buna izin veımeyeceğini ıfade etti. İTO se-
çimlerinde her zaman belli siyasi çekışme-
lerin yaşandığını, bunun da gayet doğal ol-
duğunu söyleyen Şahinoğlu; ancak bütün
bunlara rağmen İTO yönetimlerinin bu çe-
kışmeleri görevdebulunduklan dönemde ic-
raatlarına yansıtmadığını kaydetti.
ITO Başkan Vekili Mehmet Y ıldınm da
"Liberal görüş olarak vönetinıi bu tip fikir-
lere kapnrmaytz. Gerekirse tek bir aday al-
tında toplanınz. ama hangi parti olursa ol-
Atalay Şahinoğlu miica-
deleve hazırianıvor.
sun böyle bir, yaklaşıma izin vermeviz" şek-
linde konuştu. İTO meclis üyesi Mithat
Yümlü ise kimsenin bellı parti ya da kişiye
güvenip seçime girmemesi gerektiğinı belir-
terek bu tip girişimlerden sonuç alınacağını
sanmadığını söyledi.
Adaylar netleşmedi
İTO'da seçımleryaklaştıkça. kuli> görüş-
meleri de hızla artıyor. Şu anda en çok ko-
nuşulan konu Atalay Şahinoğlu'nun yeni-
den aday olup olmayacağı. Toprak Hol-
ding'ten gelen cazip öneriyi henüz değerlen-
dirmeyen Şahinoğlu'nun, konuyla ilgili ola-
rak kasım ayı başında bir basın toplantısı
düzenleyeceği belirtiliyor. Ancak. oda kulis-
lennde Atalay Şahinoğlu'nun bu teklife
olumlu baktığı görüşü hâkim.
İTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Meh-
met Yddınm, başkanlık için en fazla şans ve-
rilen isimlerarasındayeralıyor TOBB Baş-
kanı YalımErez'indedesteklediği iddia edi-
len Yıldırım, şimdilik kesin bir şey söylemi-
yor. Ancak adaylığın zamanı gelince oturup
konuşulacağını belirterek yine de açık bir
kapı bırakıyor. Bundan önceki seçimlerde
Atalay Şahinoğlu'nun rakibi olan Perpa Baş-
kanı Mithat Yümlü'nün \eniden aday olup
olmayacağı ise henüz belli değil. DYP ka-
nadının güçlü isimlerinden Yümlü. adaylık
konusunda önce meslek komiteleri seçimle-
rınin sonucunu ve seçim tarihini bekleyece-
ğini vurguluyor. Bu arada ortaya çıkan bir
başka isim de Meclis Başkanı Refık Aras.
Şahinoğlu gıbi ANAP kanadında yeraldığı
belirtilen Aras. "Şimdilik erken. ancak za-
manı gelince, birtakım ola\ların dışında da
kalnıayız" şeklinde konuşuyor. Bu arada Re-
fah Partisı'nin desteklediği bir adaym da
seçime girmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Bayiler, büyük mağazalara piyasa fiyatının altmda ürün satan firmaları boykota hazırlanıyor
Fiyatta hipermarket farkı sorun oldu
•İzmir Beyaz Eşya Satıcılan Derneği Başkanı Metin
Aztekin, üretici firmalann toptan satışta fiyat
düşürmesinin hata olduğunu belirtirken KİPA murahhas
üyesi Ahmet Priştina ise "Eğer sistem tüketici lehine bir
şeyi ucuza satmaya izin veriyorsa ve bu ucuzluğu sistem
dışı sağlamıyorsan yapacak bir şey yok" diyor.
IVIERtHAK
IZMtR- Hıpermarketlerın çeşitlı
ürünleri toptan alıp piyasa fiyatının
altmda satması onalığı kızıştırdı. Ba-
yiler. hipermarketlere piyasanm al-
tında ürün satan firmaları boykota
hazırlanıyor. lzmir Beyaz Eşya Satı-
cılan Derneği de kurduğu birşirket-
le beyaz eşya ithali için girişim baş-
latıyor.
Aynı marka malların; bayilerde.
spot piyasada ve hipermarketlerde
tüketiciye farklı fiyatlarla sunulma-
sı oldukça dikkat çekici. Piyasada
yaklaşık 25 milyon liraya satılan 51
ekran renkli relevizyon 17 milyon li-
raya. 450 bin liraya satılan CD'ler90
bin liraya. 180 bin liraya satılan film-
ler 120 bin liraya. 30 bin liraya satı-
lan şişe biralar 16 bin liraya. 40 bin
liraya satılan meşrubatlar 28 bin li-
raya, 3 milyona satılan ayakkabılar 2
milyona. 1.5 milyona satılan panto-
lonlar900 bin liraya tüketiciye sunu-
luyor.
lzmir Beyaz Eşya Satıcılan Derne-
ği Başkanı Metin Aztekin. üretici fir-
malann toptan satışta fiyat düşürme-
sinin "hata" olduğunu söylüyor. Bu
gibi olaylarda yaptırım güçlerinin
bulunmadığını bildiren Aztekin. üre-
tici firmalarlagörüştüklerini belirte-
rek "Bayiliklemiçalışacaksınız. böy-
le mi cabşacaksınız, di\ e sorduk ken-
dilerine. Ardından da bir toptancı şir-
kefi kurduk. Eğer bu u>gulamalar
sürcr ve ba\ilikleri kaldırma \oluna
giderierse. hipermarketlere mal ver-
meji sürdürürlerse bu şirket aracılı-
ğıyla dışandan ürün ithal edip sata-
cağız*" dedı.
Bazı büyük toptancı hipermarket-
lerin pıyasadan yararlanmak amacıy-
la perakende mal sattığını. bu ürün-
leri de spot piyasadan topladığını sa-
vunan Aztekin. "Boazeşvasaocıla-
n olarak bu tip yerlere bize \erilen fi-
>atın altında mal »erenlerle \erme-
>enleri a>ırma>a başladık. Yani. ba-
yilik sistemini tiiçe sa>^nlan >avaş >a-
vaş piyasadan kopan\oruz. Şimdi ba-
f.en ilanlardafî>atlannçok düşük ol-
duğunu görüjioruz*' dıye konu^tu.
K.I PA murahhas üyesi Ahmet Priş-
tina da piyasada haksız rekabet \a-
ratılması gıbi bir durumun söz konu-
su olmadığını belirtti. Hipermarket-
lerin tüketici lehine çok çeşıtli ürün-
leri raflannda bulundurduğunu dıle
getiren Priştina şöyle dedi "Herhan-
gi bir ürünü beiiıii kâr marjı\la tü-
ketici) e ulaştınp az nıiklar da olsa sü-
rümden kazanmak dünvada da işle-
yen bir sistem. Eğer sistem tüketici
İehine bir şeyi ucuza sarmaya miisa-
ade edi\orsa. sistem dışı haksız reka-
betle bu ucuzluğu sağlamıyorsan ya-
pacak bir şey yok." Hipermarketlerdeki u u u iîvallaı. bayileri kızdırdı.
Tikveşli tarafından ABD'den ithal edilen 2600 baş ineğin 1560 başlık ilk partisi geldi
Âmerika hayvancıhkta da ıımııt kapısı
Doğan \ ardarta ABD'den 2600 baş inek getirecek.
Ekonomi Servisi-Yanlış
polıtikalar sonucu genleyen
Türkiye hayvancılığı. A\ru-
paBirliğı(AB)veABDara-
sındaki pazar kavgasından
medet umuyor. Avrupalı
hemcinslerine göre daha \e-
rimli olan ABD'li süt inekle-
ri. maliyet avantajı nedenıyle
canlı hay van ithalatında yeni
bir seçenek haline geldi.
ABD'den ithal edeceği
2600 baş damızlık Holstein
cinsi ineklerden 1560 başlık
ilk partisini getiren Tık\eşlı
Yönetim Kurulu Başkanı Do-
ğan Vardarlı, Avrupa'nın
ABD ile verımlılik ve fiyat
açısından rekabet halinde ol-
duğunu belirterek. canlı hay-
\an ithalatında Avrupa üîke-
lerinden sonra ABD'ye yö-
nelmenin maliyet avantajı
sağladığına dikkat çekti. Da-
mızlık ınekleri bin 700dola-
ra malettiklerini ifade eden
Vardarlı. "GümrükBûüği'ne
girerken embriyo. sperm ve
damızlık inek ithali ile ilgili ar-
tık \B"\e karşı pazaıiık şan-
sımız var. Bunu realize etme-
nin muttuluğu jçerisindeyiz"
diye konuştu.
Tik\eşli'nin. ABD'nin
Michigan. Minneapolis ve
Visconsin bölgelennden se-
çilen toplam 2 bin 600 baş
inekten, 1560 başı Türki-
ye'yegetirildi. Açık işletme-
lerden toplandığı için Türki-
ye iklimine daha dayanıklı
olan Amerikan ınekleri. 305
günlük sağımda ortalama 8
ton süt \ererek. Avrupalı
hemcinslerine göre 2 ton da-
ha fazla süt elde etme ımka-
nı sağlıyor.
Inekleri yaklaşık 600 üre-
ticiye dağıtacak olan Tikveş-
li'nin ağırlıklı olarak süt ala-
cağı üretıcilen tercih edece-
ği. ancak talep olduğunda di-
ğer üreticilere de verebilece-
ğı kaydedildi. Nakliye ve si-
gorta masraflan da içinde ol-
mak üzere üreticilere 2 bin
300 dolara satılacak olan hay-
vanlardan bırüretıcinın en az
3 adet alma zorunluluğu bu-
lunuyor. Ziraat Bankası ile
protokol yapan Tik\eşli fir-
ması inekleri üreticiye 2 yıl
ödemesiz.
7
yıl \adeli ve yüz-
de 43 faizle salıvor.
DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Birleşmiş Milletler 50 Yaşmda
P
azar günü New York'ta başla-
yan Birleşmiş Milletler'in 50. yı-
lı kutlamalannda. üç gün bo-
yunca 200 devlet başkanının
ve siyasi liderin konuşmalarına
başkanlık eden Portekizli politikacı Di-
ogo Friesta do Amaral bu görevınden
çok gurur duyuyordu. Çünku, Amaral'ın
sözleriyle "Bu kadar kendine özgün bir
durum bir daha ancak, 50 yıl sonra, Bir-
leşmiş Milletler'in 100. yıl kutla-
malannda gelebilirdi." Ne iyim-
serlik! 50. ytlını kutlayan Birleş-
miş Milletler bu gün. ne işe ya-
radığı belli olmayan. bu nokta-
dan nereye evrimleşmesi gerek-
tiği konusunda büyük belirsizlik-
lerle karşı karşıya olan ve mali
olarak da tümü ile iflas etmiş bir
kurum. BM'nin 50. yıl kutlamalarının, bu
kurumun ikiz kardeşi olan NATO'nun
başkanlık krizi ile çakışmasının ise tari-
hin ilginç bir oyunu olmaktan öte sem-
bolik bir anlamı var.
Bir "yeni dünya düzeni"nden
diğerine?
Birleşmiş Milletler, bundan 50 yıl önce,
II. Dünya Savaşı sonrasında oluşan bir
"yeni dünya düzeni"nin kurumu olarak ve
onun özelliklerine göre şekillendi. II. Dün-
ya Savaşı'nın galipleri, ABD hegemonya-
sı ve SSCB hegemonyası altında iki blok
olarak aynşmaya başlamışlardı. Bu süreç
nükleer silahlann doğrudan savaşmayı
gerçekçi bir olasılık olarak ortadan kal-
dırması ile taraflann nüfuz bölgeleri üze-
rinde, dolaylı bir global hegemonya mü-
cadelesinedönüştü; böylece "soğuksa-
vaş" dönemi başladı.
Birleşmiş Milletler'in fiili yönetimi, Gü-
venlik Konseyi'ni oluşturan ve BM'de alı-
nan kararlara karşı veto hakkı olan II.
Dünya Savaşı'nın galibi ülkelerin elindey-
di. Soğuk savaş boyunca Birleşmiş Mil-
letler, iki blokun liderliğinin birlikte katıl-
dığı, ancak esas olarak ABD ağırlıklı, o-
nun hegemonyasına hizmet eden bir ku-
rum. uluslararası pazarlık platformu ola-
rak işledi ve "başanlı" da oldu.
1960'lar boyunca eski sömürgelerin
bağımsızlaşması ile BM'ye bir seri yeni
ülke katıldı. Genel toplantılarda bu ülke-
ler giderek bir oy ağırlığına sahip olma-
ya başladılar. Üstelik oylarını da her za-
man ABD'nin ıstekleri yönünde kullanmı-
yorlardı. Global bir ekonomik krizin baş-
ladığı ve ABD hegemonyasının gerileme
sürecinegirdiği 1970'lerde, ABD
giderek daha fazla çoğunluğu
oluşturan bu ülkelerle karşı kar-
şıya gelmeye başladı. Soğuk sa-
vaşın ilk yıllannda sık sık SSCB
veto hakkını kullanırken,
1970'lerde ABD. SSCB'den da-
ha fazla veto hakkını kullanır ha-
le geldi. (Le Monde Diplomati-
que Ekim 1995). Üstelik 1970'lerin so-
nunda az gelişmiş ülkelerden oluşan ba-
ğımsızlar hareketi, krizin gelişmekte olan
ülkeler üzerindeki etkilerine karşı tekrar
bir "yeni dünya düzeni"; "Güney", "Ku-
zey" arasında adil ticaret isteği eğilimi
vb. güçlenmeye başlamıştı. ABD'nin BM
içinde etkisi daha da azaldı, giderek ar-
tan bir şekilde. BM dışında çok taraflı
("ultilateral") anlaşmalara yöneldiği, ulus-
lararası hegemonyasını bu yolla koruma-
ya çalıştığı görüldü.
Filistin /Siyonizm (1975). Nikaragua
(1984), Lıbya'nın bombalanması (1986),
Panama'nın işgali (1989) gibi konularda
ABD hep BM genel çoğunluğu ile ters
duştü. 1980'lerde ABD.Reagan yöneti-
mi altında artık "çoğunluğun diktasın-
dan", BM'ye verdiği paraların kendisine
karşı kullanıldığından yakınıyordu. ABD,
BM'ye mali katkısını azalttı ve vaat ettik-
lerini de ödememeye başladı.
1989'da Berlin duvarının yıkılması ile
"soğuk savaş" resmen bittiğinde tekrar
"yeni bir dünya düzeni"n\n başladığının
ilan edildiğiyillarda BM'nin bu"yen/dun-
ya düzeni" içinde ne işe yarayacağını ön-
ce pek kimse düşünmedi; ta ki. Irak
Ağustos 1990'da Kuveyt'i işgal edene
kadar.
Soğuk savaşın bitmesi, Batı bloku ül-
kelerinin doğuya karşı ABD'nin şemsı-
yesi altında toplanıp, onun liderliğinı ka-
bul etmelerini, ve bunun için de ulusal çı-
karlarından taviz vermelerini gerektiren
koşullan ortadan kaldırdı. ABD kendini
Batı bloku ülkeleri ile ekonomik rekabet
içinde de bulunca. bu yeni dünya düze-
ni içinde hareket kabiliyetinin azalmaya
başladığını ve müdahale etmek gerekti-
ğinde eylemine genel bir destek
bulmak zorunda olduğunu far-
ketti. BM, böyle bir desteğin,
"yeni dünya düzeni" içinde
ABD'nin global hegemonyası-
nın pekiştirilmesinin bir aracı
olabilirdi. Körfez Savaşı
ABD'nin bu kanaatini güçlen-
dirdi.
bir de BM'nin mali sorunlannın derinleş-
mesi. kasasındaki paralann çarçur edil-
diği, yolsuzluk yapıldığı, milyonlarca do-
ların kaybolduğu iddiaları (The Econo-
mist 21/10/95) eklenince, BM'nin yeni
dünya düzeninde bir işlev üstlenmesi gi-
derek zorlaştı, hatta "Batı" ile Rusya ara-
sında,* NATO'nun genişleme eğilimine
bağlı olarak derinleşen uyumsuzluklar da
göz önüne alındığında, imkânsızlaştı.
Böylece, Boutros Boutros Gha-
j li de artık savaşları önlemek gi-
bi büyük ve iddialı görevlerden
değil "uluslararası suçlar, uyuş-
turucu madde kaçakçılığı, çev-
re sorunları ve göçmen dalgala-
nndan bahsetmeyi tercih etme-
ye başladı" (The Guardian
21/10/95).
Pratik, tüm illüzyonlan
ortadan kaldırır!
Körfez Savaşı'ndan da dersler çıkara-
rak, yeni BM Genel Sekreteri Boutros
Boutros Ghali, seçildikten sonra bir
"Banş Programı" hazıriadı ve üye ülke-
lere sundu. Bu programa göre BM, mali
ve askeri olarak güçlendirilecek ve sa-
vaşlann çıkmasını önleyecek bir işlev üst-
lenmesineolanaksağlanacaktı. BM ade-
ta uluslarüstü bir organ/devlet olmaya
hazırlanıyordu. Ne ki gerçekte BM. birbi-
ri ile geçinemeyen, ekonomik ve politik
rekabet içinde olan bir sürü devletten
oluşuyordu ve mali ve askeri kaynaklan
açısından bu devletlere mahkûmdu. Üs-
telik eylemleri için de bu devletlerin ka-
rar alması gerekiyordu. BM'nin tüm bu
zaaflan kendini Bosna krizinde gösterdi.
BM'nin Bosna krizine müdahale etmek-
te tümü ile başansız kalması. 'banş gö-
türmek" için giriştıği diğer operasyonlar-
da, örneğın Somali'de askeritıarekâtı yü-
züne gözune bulaştırması (18 Amerikan
askerinin ölmesi) ve askeri eylemlerde
giderek ınisıyatifı NATO'ya bırakması
"Banş Programı"nın daha tartışılmadan
rafa kaldırılmasına yol açtı. Tüm bunlara
Bir soğuk savaş ve ABD hegemonya-
sı, iki bloklu "istikrar" dönemi kurumu
olan BM. bu koşullar ortadan kalktığında
hızla işlevıni yitırmeye başladı. Yeni dün-
ya düzenine ümit bağlayan eski solcu,
yeni liberal bir seri yazar ve düşünür, "ye-
ni dünya düzeni" üzerıne başkan
Bush'un "Bir uluslararası banş ve hukuk
düzeni dönemi başlıyor" sözlerini ciddi-
ye alıp. BM'nin bu "yeni dünya düze-
n/"nde global demokrasinın ve hukuk dü-
zeninin gerçekleşebileceği bir platform,
hatta global bir parlamento olabileceği
hayaline daldılar. Ne ki. gerçek hayatta
devletler arası ilişkiler bir egemenlik ve
bağımlılık ilişkileriydi. Burada demokrasi-
ye ve hukuk düzeninin egemenliğine yer
yoktu; yalnızca göreli ekonomik, politik
güçler, hegemonya. yani geleneksel ismi
ile emperyalizm ve bağımlılık ilişkileri söz
konusu olabiliyordu.Karl Mant'ın "Fe-
uerbach Üzerine 7ez/er"inde dediği gibi,
pratik, insan pratiği, her türlü illüzyona
son veriyordu. BM'nin 50. doğum yılı kut-
lanırken ortada her ne kadar seremoniler-
den kaynaklanan bir gerçeküstü hava
varsa da, katılanlar ve yorumcular. illüz-
yoniann hızla dağıldığını kabul etmeden
edemiyortar. BM'nin bir 50 sene daha ya-
şayabileceğine ise pek inanan yok.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Emek, Sermaye ve Devlet
Devlet bütçesi, devletin 'kimdenyana"olduğunun
ya da sınıfsal kimliğınin düz aynasıdır. Bugünlerde
Meclis'te görüşülmeye başlanacak olan 1996 bütçe-
si de bu kurala uyuyor, emek ve sermaye kesimleri
karşısında devletin tutumunu bütün açıklığıyla sergi-
liyor.
Bütçe giderleri; cari, yatırım ve transfer olmak üze-
re üç ana bölümden oluşur.
Türkiye bütçelerinın, geleneksel olarak ya da yakın
yıllara dek, yüzde 40-45 dolayında bir bölümü cari gi-
derlere, yüzde 20 dolayında bir bölümü yatınmlara ve
yüzde 30-35 gibi bir bölümü de transfertere ayrılıyor-
du.
Oysa 1996 bütçe tasarısı ile bütçelerin işlevsel ya-
pısı köklü bir biçımde değıştırilmektedir.
• • •
1996 bütçe tasarısında yatınmlar neredeyse sıfır-
lanmış, personel giderleri olağanüstü azaltılmış ve fa-
iz ödemeleri göklere çıkmıştır. Bütçe tasansına göre
1996'nın toplam bütçe ödeneklerinın yaklaşık yüzde
36.4'ü cari giderlere. yalnızca yüzde 6.8'i yatınmlara,
kalanı da transfer giderlerine ayrılmaktadır. Ve bu ayı-
nmıyla 1996 bütçesi, eşi benzerı bulunmayan bir "fa-
iz ödeme bütçesi" özelliği taşıyor.
Bütçe giderlerinin yansından fazlası, yüzde 56.7'si
iç ve dış sermaye kesimlerine yalnızca "faiz" olarak
ödenecektir. Toplam 2 katrilyon 780 trilyon TL'nin 1
katrilyon 577 trilyon lirası faiz ödemesidir. Bu oran
1995 bütçesinden faiz ödemeleri için ayrılan "payın"
yani faiz/toplam gider oranının yaklaşık "iki" katıdır.
Faiz kazançlarının 1996 bütçesinden alacağı pay
bununla sınırlj kalmıyor. "Bütçe aç/ğı" daha şimdiden
410 trilyon TL olarak "ongörülüyor". Yıl içinde bütçe
açığının bunun çok üzerine çıkabileceği bir yana, 410
trilyon liralık yeni borçlanma sonucu da faiz koşulla-
nna göre büyük bir mıktar ek faiz ödemesi doğacak-
tır. Kısaca faiz ödeneği olan 1 katrilyon 577 trilyon li-
raya yeni eklenmeler kaçınılmazdır.
Buna karşılık devletin tüm sivil ve asker, işçi, me-
mur ve sözteşmelilere yapacağı "maaş ve ücret öde-
meleri", bunlarla ilgili vergıler ve öbür kesenekler da-
hil, "toplam" 743 trilyon liradır ve sermaye kesimleri-
ne verilen faiz ödemelerinin "yansından azdır."
Sıkı durun, devletin borçlanması karşılığı yaptığı
"faiz ödemeleri tümüyle vergi dışıdır"; bunlardan ver-
gı alınmaz. Ancak, ücretlı ve maaşlılar, asgari ücretli-
lerden bile alınan en az yüzde 25 ve bunun üzerinde •
vergi vermekle yükümlüdür. Toplam personel öde-
neklerinin yüzde 35-40 gıbi bir bolümünü devlet, kay-
nağında kesecek ve vergi olarak geri alacaktır.
Onemli bir nokta da 1996 bütçe tasarısında perso-
nel ödeneklerinin toplam giderlenn içindeki payının
geçen yıllara göre olağanüstü azaltılarak yüzde 30'lar-
dan yüzde 26.7'lere düşürülmesidir. Böyle bir uygu-
lama yalnızca baskıcı siyasal ortamlarda yapılabilir.
"Ekonomik bunalımın sona erdiği" en yetkili ağızlar-
ca açıklanırken bütçeden çalışanlara aynlan payın bu
ölçüde azaltılabilmesi, hükümetin gerçek yüzünü de
sergiliyor.
• • •
Hükümet bununla da kalmıyor. Emekçi kesimi çok
etkileyen iki alandan, eğitim ve sağlıktan da elini-aya-
ğını çekmeye çalışıyor. Bütçe tasarısı. eğitim ve sağ-
lık ıçin ayrılan paylan. özellıkle de eğitimin payını, bü-
yük ölçüde azaltıyor. Gerçekten de bütçeden eğitime
aynlan pay (Bakanlık ödeneği olarak) 1993'te toplam
ödeneklerin yüzde 14.5'ine ulaşıyordu; 1994'te eği-
tim ödeneğinin payı bütçenin yüzde 11.4'üne; 1995'te
de yüzde 10.2'sine düşürülmüştü. 1996 bütçesi ise
eğitimin payını yüzde 8.9'a ındiriyor.
Devlet, eğitim ve sağlık hizmetlerini kamu hizmeti
olmaktan çıkarıyor. Kendini topluma hizmet işlevinin
dışına çıkarıyor; ana "varlık nedenıyle" ters düşüyor.
1996 bütçesinin yapısı, siyasal gücün dengesini tü-
müyle yitirdiğinin yeni bir kanıtıdır.
Eğer bütçe tasansı köklü bir biçımde emekçiler ya-
rarına değiştirilmeden kesınleşirse korkarız ekono-
mik bunalımı körükleyerek yalnızca bunu onaylayan-
ları tarihe göndermekle kalmaz. çok daha olumsuz
toplumsal gelişmelerin de kaynağı olur.
Akademisyenlerden
memur zammına tepki
Ekonomi Senisi - Hükü-
metin ocak ayından itibaren
memurlara vermeyı öngör-
düğü yüzde 53 'lük zamma.
öğretim elemanlarından
tepki geldi.
Öğretim Elemanlan Sen-
dikası (ÖESl tarafından >a-
pılan açıkiamada, seçimler
hesaba katılarak •*\üksek
bir zammış gibi** topluma
sunulan maaş arttınmının.
geçmişten gelen kayıplann
telafisi için yeterli olmadı-
ğı savunuldu.
199I ve onu izleyen üç
yıl boyunca yaşanan enflas-
yon oranları ve maaşlara
yapılan zamlar birlikte dik-
kate alındığında. 1991 de
100 olan maaş endeksinin
1994 sonu itibanyla 51 4'e
gerilediği vurgulanan açık-
iamada, 5 Nisan Kararlan
ilehemenhemendondurul-
muş olan maaşlara yılba-
şında yapılması öngörülen
zammın. söz konusu erime
karşısında çok yetersiz kal-
dığı vurgulandı. Açıkiama-
da. 1996 bütçesi ile öngörü-
len zammın. 1996 yılı için
kabul edilmiş olan yüzde
40 enflasyon oranına göre
saptandığına dikkat çekile-
rek 1996 yılı için yüzde 40
oranında bir enflasyon ön-
görmenin samimi ve ger-
çekçi olmadığı görüşüne y-
er \erildi.
Kamu kesiminde çalışan
personelin kalite kaybını
önlemek \e gelir düzeyini
koruyabilmek için gerçekçi
bir maaş politikası uygulan-
masının kaçınılmazolduğu
belirtilen bildiride. özellik-
le yetişmeleri uzun süreli ve
zahmetli olan üniversite
elemanlannın uğradığı ge-
lır ka\ bının yükseköğretim
ve araştırma faaliyetlerine
de ileri vadede darbe vura-
cagı uvansında bulunuldu.
Paranızı zincire
Vurmayın
7 GUN İHBARU HESAP
Diğer Yatınm Araçlanna Tek Alternatif
Mevduat Sıgorta Fonu kapsamındadır.
•
Kısa sürefer ıçin bınk'mlennize kazanç sağlar.
T
Faiz zıgzaglarından kurtulur,
faiz değışıkliklerinden anında yarariarırsınız.
T
Tarıh ıtibarivle 7 gün ıhbartı hesaplar için
Faız Oranı %66 oiup, yıllık bıleşık getınsı %92.68'dir.
Şışlı Mertıez Şubesî: toden .Hurrryet Cd. Nc 125.1 ş,ş|, .lstanbül
> 53' 47 6" -ıx 23- 47 59
Srkecı Şubesi: Cer.ışoğiu S«. Der.ış Han P»o.
1
4 Sırtcectlstanbü
"e 513 98 06 Fax. 513 90 67
Erenköy Şubesi: BağaatCd Kantara fiıza Sk SeyranApt No 1/5 Erenkoy/btan-
bul
Ta 363 18 26 Fax 355 31 82
Ankara Şubesi: Cmnah Cd No- 2i 'A Çankaya'Ankara
Tel C312 468 61 62 Fax 0312 468 6' 56
DERBANK
'Yenlmez nıcun Eseri'