03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EKİM 1995 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Bağımsızlığını Koruyan Çin... Tüm topraklan ekili olan bu ülkenin ulusu. dünyaya kâğıttan baruta, ipeğe; makarnadan dondurmaya kadar birçok şeyi armağan etmiş. ORALPBASIM B irleşmiş Milletler'in Çın'de toplanmasında önayak olduğu Dünya Ka- dın Foaımu hakkında ga- zetele^de çok tutarsız ve yaoltş şeyler yayımlandı. Bir illkeye gidlp. bır hafta-on beş gün ka- hp.hele hele Çın gibı binlerce yıldır tam bir kapalı kutu olan her şeyıvle değışık dünyanın sorunlannı Avrupa ve Ameri- ka ile kıyaslamak (insan haklan filan gı- bi). beyaz renkli bastonla sokaklan do- laşıp anılarını yazmaya benzer tnsan yazdıkça saçmalar. konuştukça şaşırır. Bilmeden. Batı medyasının bır oyunca- ğı ve sanşın papağanı haline gelır. Çin'de ınsan etı yenmesınden gümriik- lerde kaybolan on binlerce araba gıbi saç- ma sapan yalanlara. Batı basınının zırva- lanna inanmava başlar. Aşırı ve tatlı kâr- lar ıçin dünyanın bu en büyük pazanna iştahla bakan Batılı tacirler ve onlann Uçüncü Dünya ülkelerındekı işbirlıkçi- leri, önlerindeki ne büyük engelin Çin'deki sosyalizm olduğunu ve Çin'in bunu serbest piyasa ekonomisı ıle bera- ber uygulayıp başanya ulaştıgını gördük- çe hırslanndan ne yapacaklannı bilemi- yorlar İnsan haklan dıye tutturuyorlar. her eün cami avlusunda kol. bacak. kel- le uçuran Arap kabile devletlerini gör- mezden gelıp, sıkılmadan dünyada ken- dilerine tek kafa tutabilen ülkeye saldın- lannı yoğunlaştınyorlar. Adamlar ba- ğımsız bir ülke gördüler mi hortlak gör- müş gıbı oluyorlar. Üçüncü Dünya ülkelerinden istedikle- ri. o camı avlusundakı zavallı kurbanlar gibi boyunlannı uzatıp her şeye "okey" demeleri O kılıç ınmesin de. onun yen- ne boyuna birtasma geçirilsin, böyle ida- re edelim!.. Oysa boyundaki o tasma, o kölelık tasması, insan olan ıçin o kılıcın inmesinden daha da korkunç. Onlar bir kez ölür. boyunda tasma ıle her gün ölü- nür. Ama gel de bunu tasmalılara anlat, alışmışlar takmaya: alışmış kudurmuş- tan beterdir. Se\ gili Atatürk, yine Atatürk'e geliyo- ruz. çünkü bizim her şeyimiz o. Tasma- yı mılletın boynundan alıp emperyalist- lerin suratına şaklatıverdi. Bu tokatı. bu tannsal tokatı yetmış beş yıldır unutma- dılar. Kemalistlere. vatanseverlere dino- zormuş diye filan söylenip duruyorlar. Dinozorlann kemikleri bile otuz mılyon yıldır dimdik duruyor. Köpeklerin ke- mikleri nerede? Birleşmiş Mılletler"ın Bosna'da ne halt ettığini gördükçe Çın"de de ne yapacağını kestiımek fazla zorde- ğıl. Zenginler kulübünün elinde oyuncak olan bu kuruluş yalnız onlann dedığini yapıyor, bağımsızlığını kaybetmış. Medya "tek çocuk" politikasını eleşti- riyor, yani Çinliler daha çok çocuk yap- malıymış. Çin"de ıkı gün kalan bır geri zekâlı bıle böyle laf etmez. Tek çocuk polıtikasının. bu dünyanın beşte bır nü- fusunu taşıyan ülke için bir ölüm kalım savaşı olduğunu ilkokul çocuğu bile an- lar. vMaobirzamanlarÇinlilere 'çok ço- cuk yapın" demiş, demek o da anlama- mış). Çin'de otobandayüzyırmi kilomet- re hızla gıderken başımı sağa çevinyo- rum bir köy. sola çev irıyorum başka bır köy görüyorum. Yoğun bir nüfus. Eğer bunu kontrol edemezlerse bırbirlerini yerler. Bu 1.2 milyarlık ülkenin kaosa sü- rüklenmesini isteyenler böyle düşünü- yor. Çin'deki idamlara gelince. katilleri ya- şarmıyorlar. Tabii kendini savunma ha- riç... Birinı öldüren. kendısinın de ölüm cezasına çarptınlacağını biliyor. Birde. devletin parasını büyük oranda çalanları (beş yüz milyonun üzeri) ıdama mahkûnı ediyorlar. Yani biryoksul milletın milyar- larca. trilyonlarca lirasını çalıp da elıni kolunu sallaya sallaya en lüks yerlerde dolaşan. yaşayan insanlar Çin'de yok. Kolay değil. adamı dolaştırmıyorlar. Bunlan yapmasalar. adalet çabuk ışle- mese. böylesine muazzam bır ülkeyi yö- netmenin olanağı yok. Zaten_Çin'deki es- ki kitaplarda şöyle yazar: "Ülkede düze- ni sağlayan, imparator olur." Çin'de kadın haklan yok gibi laflar var. ben Çin'de bır yılı aşkın bir süre kaldım. Çin'de kadın iş hayatının her köşesinde var. Işportacılar, tüm garsonlar, doktor- lar, dolmuş şoforleri, yardımcılan. yol ışçileri, tren memurlan.. her taraf kadın kaynıyor. Aynca erkeklen de mutfağa tıkmışlar, çoğu Çinli koca şahane yemek yapıyor Çin'de kadın haklan değil. erkek hakla- n yok. Tüm Üçüncü Dünya'da, hatta Av- rupa'da ve Amerika'da bile kadınların Çin'deki gibi her işe girdiği bir ülke ol- duğunu sanmıyorum. Çin'de lokantalar- da güzel kızlann garsonluk etmesine çok alışmıştım, Türkiye'ye gelince tekrarsa- kallı bıyıklı garsonlara kaldım. Çin'de 1949 devriminden önce kadınlara yürü- me özgürlüğü bile yoktu. Üç-dört yaşın- dan başlayarak ayaklan çok sıkı bir şe- kilde bezlerle sanlır ve yirmi yaşına gel- di mi ayak kemikleri birbirine geçerdi. (Ayağın küçük kalması için; büyük ayak- lı kızlar asla koca bulamazdı.) Bu birbi- rine geçen ayak kemikleri yüzünden sa- kat kalan kızlar koşamazlardı bile. Pe- kin'de gördüğüm. yaşı yetmişin üzerin- de bir kadın ayağını gösterdi bana, ke- mikleri birbirine geçmiş ufacık bir ayak- tı. Kadıncağız paytak paytak pekinörde- ği gibi yürüyordu ve hiç koşamıyordu. sakat kalmıştı. Sonradan yaşlı kadınlara dikkat ettiğim zaman çoğunun aynı du- rumda olduğunu gördüm. Çin, nüfus yoğunluğu yüzünden dün- yada en fazla yoksulluk ve korkunç acı- lar çekmiş bir toplum. 19. yy'da Çin'e zorla afyon satmak isteyen Ingiliz ve Fransız ordulanyla savaşıp yenilmışler 1949'da Çin Halk Cumhunyetı kurul- muş, 1950'de Kore Savaşı ıle Âmenka te- pelerine binmış. (Amerika hiç zaman kaybetmiyor saldında. yeni kurulmuş sosyalist devlete nefes aldırmayacak ve bizi de, bu. topraklanmızdan binlerce ki- lometre ötedekı savaşa alet edecektir.) Daha on yıl öncesine kadar herkesın aynı elbıseyı gıydıgı Çin'de ınsanların nasıl bir korkunç tasarruf yaptığını düşü- nün. Yoksulluğu kırmak ıçin ölesiye ça- Iışıp didinen bu mıllete saygı duymak ge- rekir. Niye, bir onda iki milyar insan ye- meklerini tahta çubuklarla yıyor? Her- kese çatal bıçak verseler ülkede demır kalmayacak!.. Eksi on derece buzun üzerinde ince- cik lastik ayakkabılan ve bisikletleri ıle dolaşan insanlar vahşi doğaya karşı da büyük savaşım venyorlar. Tüm toprakla- n ekili olan bu ülkenin ulusu, dünyaya kâğıttan baruta. ipeğe; makarnadan don- durmaya kadar birçok şeyi armağan et- miştir. Çin'de Batılılann dört gözle bek- lediği kargaşa olmayacak; 1997'de, sö- mürgeci Ingiltere'den Hong Kong'u yüz yıl sonrageri alacak olan Çin'e Batı med- yası yalan yanlış saldınlannı daha da yo- ğunlaştıracak. ama bu kardeş ülke bun- lann hepsinin üstesınden gelecek ve Tür- kiye'nin 192O'lı, 30'lu yıllarda Ata- türk'ün önderliğinde tüm dünyanın maz- lum uluslanna örnek olduğu gibi Çin de, gösterdiği olağanüstü çalışma ve kalkın- mayla tüm Lçüncü Dünya'ya örnek ola- cak. ARADABİR EROL BİLBtLİK Neleri Seviyoruz?.. öylesine sevgıye özlemli bir toplum durumuna gel- mişiz ki sanki, sevgisizlik sevgi, sevgi sevgisizlik ol- muş. Sevgi ile sevgisizliğin birbirine bu kadar iç içe geçtiği bir toplum için ne denilir bilinmez. ama bu- nun çok sağlıksız bir gelişimden kaynaklandığı her- halde rahatlıkla söylenebilir. Sevgi ile sevgisizlik sözcükleri arasında birkaç harf- lik farklılık olmasına karşın. iyi ile kötü, çirkin ile gü- zel. hoş ile nahoşun anlamları arasındaki doku kar- şıthğının şaşırtıcılığı yadsınamaz. Sevdiklerimizi içeren deftere gözattığımızda, kar- şıtı sevmediklerimize de bir gozatmış oluyoruz. Ister- senız önce sevdiklerimize bir gözatalım ve gördük- lerimizi gelişi güzel aktaralım. - Kuralları çiğnemeyi, yerlere tükürmeyi, futbol oy- namayı seviyoruz. - Rakı içmeyı, kokoreçyemeyi, ışkembe çorbası iç- meyı seviyoruz. - Yalan söylemeyi, dedikodu yapmayı, ukalalıkyap- mayı seviyoruz. - Devleti soymayı, rüşvet vermeyi, küfüretmeyi se- viyoruz. - Köpek gezdirmeyi, laf atmayı, iftirayı seviyoruz. - Inşallah, maşallah, evvelallah demeyi seviyoruz. - Rahmetli, kıymetli, nasipse demeyi seviyoruz. - Palavra atmayı, bıyık bırakmayı, yabancı sözcük- ler kullanmayı seviyoruz. - Beddua etmeyı, havanda su dövmeyi, pişman ol- mayı seviyoruz. - Göbek atmayı, marka gıyinmeyi, televizyon sey- retmeyi seviyoruz. - Parayı, kuman, tembelliği. çocuk yapmayı sevi- yoruz. - 'Saöaiarı, 'bac/'lan, san saçlıları seviyoruz. - Benim işçim, benim köylüm, benim memurum, benim bakanım demeyi seviyoruz. - Konuşmayı, fıkra anlatmayı, hemşerim demeyi seviyoruz. - Seyahati, modayı, borç almayı seviyoruz. - Atatürkçü görunmeyı, düşünmeden konuşmayı, torpil yapmayı seviyoruz. - Utanmadan sıkılmayı, ayran içmeyi, tahterevan- la gitmeyi seviyoruz. Bunları sıraladıkça görüyoruz ki sevdiklerimız. san- ki sevmedıklerimizin de aynası olmuşlar. Bu sırala- mayı yaparken ben yorulmaya ve sıkılmaya başladım, isterseniz sızler devam edın... Saygılar sunuyor, iyi yaz devamı gibı güzel güz ay- lan diliyorum. Bilımsel bakım ve eğitim vermek üzere yetıştirilecek EV OGRETMENLERİ ve ÇOCUK BAKICILARI 3 Istedığı semtte çalışacak, 3 Ünıversite veya lıse mezunu, 3 0-3 yaşa tam gun bakım ve eğitim verebilecek, 1 Kendıne guvenen, guleryuzlu, gelışmeye açık, 3 Bebek ve çocukları seven. ener]i dolu. 1 lyı ucret ve sevgi dolu bır ortam arayan, 120-45 yaş arasında sıgara ıçmeyen bayanlar Lütien bizi arayınız (0216) 336 04 62/418 28 93 MATURE Eğitim DÖRTYOLASLİYE HUKUK HÂKİMLtĞİ'NDEN 1995 lOEsas. Davacı Dört>ol Orman İşletmesi Müdürlüğü tarafın- dan. davalı Nuran Nuray Yücesov aleyhıne ikâme olan ıkı ihale arasındaki alacak davasının malikememızde yapılan duruşması sonunda: Mahkememizin 18.9.1995 tarıh ve 1995, lOesas. 1995'525 karar sayılı karan ıle davanın kıs- tnen kabulü ıle 25.876.906.- TL'sınındavalıdan 18.5.1994 tanhınden itıbaren banka reeskont faızı ıle bırlıkte alına- rak davacıya verilmesıne karar venlmiştır. Dörtyol ilçesı Kenanevren llkokulu karşısında Yücesov Inşaat Karake- se adresinde ıkâmet ettığı bildırılen davalı Nuran Nuray Yücesoy'a karar ılanen teblığ olunur. Basın: 45438 T.C. Maliye Bakanlığı Yeminlı Mali Müşavirlik ve T.C. Maliye Bakanlığı tarafından müşav irhğımize verilen 816 sayılı döküm zayi olmuştur. Yeminli Mali Müşavir KEMAL ATMALIOĞLU O.J. Simpson ve ötekiler. YAYTIZ GOR Emekli EIçi • • nlü Saco-Vanzetti, Scott kardeşler ve U şımdi OJ.Simpsondavalan... Bulabilen olursa, 1930'lu yıllarda New-York'tace- za_ avukatlıgı yapmış Leibkonitz'in ~Ünlü Da>*alanm" adlı esenni okusun... Nazı Almanvası'nın New York'takı ti- caret ataşesını. aşk ve kıskançlık dürtüsü ıle öldüren Musevi bir kızı, jünye "antinazi" baskısı yapıp, su- çun, bütün aynntılan ile var olduğunu kanıtlayan sav- cılığın çabalanna karşın. nasıl ceza almadan kurtar- dığını '*itinıf"edıyor Leibkowıtz ve jün sıstemının bır de denn eleştırisını yapıyor.. ABD'nin eyaletten eyalete büyük değışıklıkler gös- teren hukuk sıstemlerinı eleştirmek, ılgınç bır "ahm egzersizi'' olurdu. amma. her koyun kendı bacagından asılır, dğil mı? VVashıngton Büyükelçıliğımizdeki görev süresi içınde. bır akşamüstü savcılıktan bir telefon geldi. "Türk vatandaşu Bayan C.İ'. bizde tutuklu bulu- nuM>r. Düo, girdiği bir büv ük mağazada, "shop-lıftıng' vaparken. mağazanın dfdcktifı tarafından \akalan- mış. Yarın saat 09.00'da > argıbnacak. kabilse bir me- murunuzu gönderin_T Büyük mağazalarda. tezgâhtar ekonomisı yapmak amacı ıle satılan mallan sergileyıp. müşterilere ser- best seyme olanağı taşıyan ve seçerek aldıgınız nes- nelen bır torbaya koyup, her katta bulunan ödeme gi- şelerinın önüne gıderek ödemenizi gerektıren bir sis- temde. aldıgınız her şev'in parasını ödemekten kaçın- maya kalkarsanız. "shop-lifting" suçu işlemış olursu- nuz... SaatO8.3O'da, Washıngton Adalet Sarayı'nagittık. 30 değışık yıkama programı altetnatıfı Nüfiıs cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SUNA TAZE • Electrolux bulaşık makineleri şimdi mutfağınıza Emsan tarafından Electrolux için üretılen özel olarak tasartanmış Sitver Series Tencere Seti ile birlikte geliyor. • tkinci ödül Tüm Electro)ux ürünleri için 1 Peşin + 5 TaksH veya 1 Peşin + 7 Taksitte çok uygun koşullarda ödeme olanağı... • Diğer ödüller Daha az elektrik, su ve deterjan faturası ödeyeceksiniz. Çamaşırlannız, bulaşıklannız ve çevreniz daha uzun ömürlü sağlıklı bir temizliğe kavuşacak. Siz zamanınızı yalnız mutluluklara ayıracaksınız. Hepsi bu kadar değil... • Ve sürpriz ödül ... Electrolıa bayilerinde, mutiaka uğrayın... ESFS41 A 30 detyşik yıkama programı. 14 setiık eşsiz kapastte OEC). ESFM2 • 7 yıkama programı. 12 setlık yıkama kapasitesi I : Kampanyara 23 Eytjl 1995 - 23 Etam 1995 tanhler arasmda geçaidr Oenet tes*"- şartlanndar satn ak*$re cihaztar yedtü satıatanmcda hementestm«tlecektr Teatmat esnasmb KDV ve diğer «rg, ofartarındalo değışıklıkler ve «onaû-ıece* s* .ergret tfltn aynen yansUır Bu kanpanya. Sanay w Tca« Bakanl^ı'ırca 25 5199» tanh». 21940 sayılResnıGazetedeılanHtlenTaksıtİ! Kampany*veKapıdar SatışlarHakkındala Uyçıttma EsaslannaDaifTeblığ'hikymienneuyguidur Tatapler stok otanaMan dahAnde K [İJCRfTSfcİ TUİCFÜd*DANtŞMA SERVtel" 0800 2116032 EC Electrolux "Beyaz Eşyada Dünya Lideri" TARLABAŞI BULVARI NO 35 TAKSIM 80080 ISTANBUL TEL 0.212 293 10 20 FAX • 0212 251 60 94 Sorduk, soruşturduk. Bavan C.Ü.'j-ü bulduk. Özel bir odada. tutuklu idi. Tarım Bakanlığımızdan. teknik yardım programı çerçevesınde. ıkı yıl staj görmek üzere ABD've gelmış bır tanm uzmanı ıdı bu kızca- ğız... Suçsuz olduğunu sövlü>ordu.. Olay sırasında olup bitenlen anlattı. Bır vatandaşımızı hapse gır- mekten alıkoymak ıçin, ne yapılabılırse yapıp ışın ıçinden çıkmak gerekıyordu Biz konuşurken. yanı- mıza üç kı^i geldi. Bır polıs memuru. bır avukat ve tutuklamayı yapan mağaza dedektıfi. Üstü başı pek de avukata benzemeyen bu genç adam. bize. u be$ dolar" ücret mukabılı yardım ede- bileceğinı söyledi. Konuşmalar sırasında şu durum anlaşıldı: Bıraz sonra çıkacağımız duruşmada. C.L. vargıç tarafından "suçsuz" bulunursa, mağaza alevhınde. yüzbinlerce dolara ulaşabılecek bır tazmınat davası açmak hakkı doğacaktı. Avukat. bu hakkından vaz- geçtığinı bıldıren v azılı bır bel- geyı imzalarsa. C.U nün yanm saate kalmadan serbest bırakıl- masını saglayacagını soyledi... Adalete intıkal etmiş bır da- vanın. yargıcın kararına bağlı olduğunu düşünerek. bu acemi avukatın sözlennden loışkulan- dık. Öte v andan. dedektif efen- dı. "Imzalasın. Her şe. dûzlü- ğe çtkacak" dıye. bana sıgara ıkram ettı Durumu, vatandaşı- mıza anlattık ve karann kendı- sine ait olduğunu söyledik. "kardesini- beni buradan kur- tar da, ne yaparsan vap!" yanı- (ını aldık. "Bu belgevi im/alatırsak, C.C.'nün serbest bırakılacağı- nın garantisi nedir" dıve sor- duk.. "Savcni gideceğiz. lşi o hal- ledecek'dedıler.. Genç bır savcının odasına gırdık Işini iyi bıldiğı anlaşılan bu savcı: "Vatandaşınız belge- >i imzalasın. Belge bende kala- cak. Siz üst tarafını hiç merak etmevin" dedı. Belge ımzalanıp. savcıya teslım edildi.. Saat 09.00'da mahkemeye gırdık. Sıradakı ilkdava. 19 ya- şında bir zencinın davası ıdı. Bır gece önce sokaklarda elın- de dolu bir çıfte tüfegi ıle dola- şırken. polis tarafından tutuk- lanmıştı. Bizım becerekli avukat. zen- cıve "Sen zihin özürlüstnmüş- sün gibi vap. ağztnı da açma" dedı.Yargıç. geldi. kürsüve oturdu. Tüfek masanın üstüne konuldu. "Nedir bu?" diye sor- du. v argıç . Avukat "Sayın VBr- gıç Bugeri zekâk bu tüfeğu \lr- ginia evaletinde tarım vapan amcasınuı isteğiv le dün satın al- mış. AmcasL, bunu tnprağına dadanan taria farelerine karşı kullanacakmış. Dün gece, evine giderken. polis tutuklamış iş- te"diye. kendısinın de inanma- dığı bellı olan bır "savunma" yaptı. Yargıç. "Anlaşıldı. Ya otuz gün, ya otuz dolar"kesıp attı.. Avukat: "Otuzgiinüyeg- leriz efendim" dedı. Zenciyı alıp götürdüler Sıra bıze gelmiştı.. Yargıç. önündekı dosyaya bakarken. genç savcının sekreten kız. sa- lonagırdı vevargıcın önüne bir kâğıt uzattı. Yargıç. bir göz at- tı buna ve "C.Ü. davası düş- müştür. Olayın zabıttan da ge- çersizdir. (No records are kopt)" dedi Vatandaşımız, "Neoldu?" dıye sordu. "tş bitti. Buvurun gidelim" dedık. Avukata, 5 do- larını "toka" ettık. Dedektif. özür dıleyıp ellenmızı sıktı. C.O ile kendımızı şarıl şanl yağan bir Washıngton vağmu- runun altında. sokağa attık. Yıllar sonra buna benzer bır olay da Vıyana'da vaşandı Tu- nst dıye gelmış ıki Türk öğret- men hanım yine "shop-üfhjıg" suçundan tutuklandı Bugüne değın. gerçekten suçlu olup ol- madıklannı bilmış değilım. •*Beraat-ı zünmet asüdır"dıyo- rum. yine de.. Vıyana'da. ne savcıyla gö- rüştürdülernedevargıçla... Bu- rada. "pazarlık" da söz konu- suolamazdı Çok becerekli bır Vıyanalı avukat arkadaşımızın gayretı ıle "ertetenmiş" bır ce- za karan çıktı Avusturva adale- tınden...Ne diyelım? Her yiğı- dın bır yoğurt vıyışi vardır.. Bızlerı ilgıİendıren, kendı yoğurdumuzdur ve onu nasıl vediğımiT.. PENCERE Bu Diizen Değişmelü. Ulusal gelıre oranla isveç'te vergi geliri yüzde 50'ye ulaşıyor; bu oran Kanada'da yüzde 36» Ingiltere'de yüzde 34, ABD'de yüzde 30... Türkiye'de yüzde 22... Ülkemizde gelir vergisinin yüzde 55'ini işçiler ve memurlar ödüyoriar... Varsıldan vergi alamayan, çalışanların üstüne abanan bir iktidar söz konusu... ; Fransa'da kamu çalışanları bir günlük genel greve gittiler. Gerekçe: Hükümetin 1996'da maaşlan dondurma karan!.. Işçi, iktidarı uyardı. 5 milyon kamu çalışanı var Fransa'da... Ya Türkiye'de?.. : 2 milyonu aşkın!.. ' Diyoruz ki: • - Devleti küçültelim!.. : Fransa'nın nüfusu bizimkinden az, kamu çalışanı bizımkinden çok... Peki, enflasyon?.. Tek rakamlı. ', • 'Türkiye Kamu Çalışanları Sendikalan Kon- federasyonu' bir açıklama yaptı: 1992'de memu- run eline 100 geçiyorsa, bu sayı 1995'te 63'e inmiş; 7/1 dereceden bir memurun 1992 yılındaki duru- munu koruyabilmesi için 1995 Temmuzu'nda maaşına yüzde 134 zam yapılması gerekiyormuş.. Yeryüzünde yüzde 100'e yaklaşık bir enflasyon ortamında hıçbir hükümet memuruna ve işçisine "sana sıfırzam yapıyorum" diyemez; ne ekonomi, ne siyaset, ne de ahlak ilkeleri böyle bir karara gerekçe gösterilebilir. O hükümet hiçbır şey ya- pamıyorsa, bir şey yapabilir: iktidardan çekilir!.. • Kamu Çalışanları Konfederasyonu, yaptığı açıklamada bir gerçeğin altını çiziyor: "Istanbul Sanayi Odası 'nın 500 büyük sanayi ku- ruluşu araştırmasına göre, 500 firmanın 1993 yılında 18 trilyon 663 milyar lira olan toplam kân, kriz yılı olan 1994'te 72 trilyon 900 milyar liraya yükselmiştir. Bu kârlann büyük çoğunluğu faalıyet dışı gelirierden (repo vb.) sağlanmıştır. Ekonomik krizin yaşandığı 1994 'te faalıyet dışı gelirler yüzde 557 bulmuştur." Gelir vergisinin yüzde 55'ini işçiterie memurlann verdiği Türkiye'de, büyük holdinglerin paradan para kazanmaları, kârlarının yüzde 55'ini oluşturuyor. "Ekonomıde bir kesim, özellikle ücretliler 1994 yılında reel olarak gelir kaybına uğrayıp büyük sıkıntılar yaşarken, bir kesim de yan gelip yatarak faiz geliherinin sağladığı rantlarla refahını katla- yarak büyütmüştür. Devlet de bir kesimden kısarak, diğer kesime gelir transferi yapmaktadır." îşçiye zam yok!.. Çünkü ekonomınin dengeleri bozulur. MemursürünsünL. Çünkü zam yapıldı mı IMF'nin koşullarına ters düşer. Tefeciliğe dayalı rantıye düzenine gelince, kim- senin gıkı çıkmıyor. • Temel sorun nedir?.. Devlet para babasından vergi alamıyor, en- flasyonun üstünde faiz oranıyla borç alıyor. Bır ülkede devlet yüzde 100'ün üstünde faizle para toplayıp devlet çarkını döndürmeye çabalarsa, ortalıkta hiçbir denge kalmaz. Dengelerin bozulmasında suç ne memurdadır, ne işçidedir; rantiye düzenı degişmedikçe, halkı soyup sömüren tefeciliğin önüne geçilmedikçe, Türkiye iflah olamayacak, daha beter durumlara düşecek... Peki, Türkiye 2000 yılına bu düzenle girebilir mi?.. S. SAYI BAYİLERDE EMEK GÜÇLERİNİN BİRLEŞİK SİYASİ HAREKETİNE DOĞRU... • Rejim krizi, deviet ve koalisyon • Özgürlük yenidenl • Isçiler grevde, ya Türk-ls? • Devrimci siyaset ve parti sorunları üzerine • Siyasette genç olmak • Avrupa BiHiği ve sol • Profest müzik: Isyanın sesi Td:(0212) 251 52 29 KADIKÖY BELEDtYESÎ KÜLTÜR ve SANAT MERKEZİ 14 EKİM 1995 CUMARTESİ Saat: 16.00 "AİLEİÇİİLETİŞİM" Prof. Dr. Doğan CÜCELOĞLU Gırış Serbesttir. KSM Bağdat Caddesı Haldun Taner Sokağı Caddebostan Tel. 360 90 95 Evlendik, mutluyuz Yeşim SONAY - Cem ELÇÎN Beşiktaş Evlendirme Dairesi 13 Ekim 1995 Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden ahnır. Tel: 554 08 04 ÇAGDAŞ YAŞAMI DESTEIO.EME DERNEGFnde sızı. özledığınız sorumluluklar bekliyor. Tel.: 275 50 82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle