Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtivaz Sahibi: Berin N'adi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 9
Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinkaya # Yazuşlerı Müdürlerr
fbrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç
0 Haber Merkezi Müdüru: Hakan Kara
# Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Haberler: Ergun Balcı 0 Ekonomi.
Bülent Kızanlık 0 Kültür: Handan
Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman
0 Ylakaleler: Sami Karaören 0 Düzeltme:
Abdullah Vazıcı 0 Bılgı-Belge: Edibe
Buğra 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu
Ya>ınK.uruk: UhanSciçuklBajkan).
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinkay «. Şükrın Soner,
Ergun Bolct, Dtaç Tay«nç. Ibrahim
\ ıldız. Orhan Bunalı. Muslafa
Balta), Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Bılbav • Haber Müdüru
Doğan Akın Atatıirk Bulvan \o: 125. Kat 4. Bakanhklar-
Ankara Tel: 4195020 C hat). Faks: 4195027 • tzmir
Temsılcısı: Serdar Kızık, H. Zıya B!v. 1352 S 2 3 Tel
441 )220.Faks 44191 !7#AdanaTemsılcısı Çrtn Ylgenoghı.
InörıuCd 119S No I Kat.l.Tel 3522550. Faks: 3522570
Müessese Mudüni ErolErkut*
Koordınatön Ahmef Koruban 9
Muhasebe Büknt Y encr 9 Idarc:
Hûseyin GSrer 9 IşJetme. Önder
ÇeUk 9 Bılgı-işlem: Nall Inal 9
BılgısavarSıstem MürihetÇUer
MEDVAC:9Ydnetım
Kurulu Başkanı-Genel
Müdür Gülbin Erduran
9 Koordınalor Reh«
Işıtman 9 Genel Mudür
Yardımcısı MineAkdag
MEDYA G : 9
Y'(.netım Kunıhı
Başkanı - Genel
Müdür Cıtin
Akjnen 9 Murahhas
üye BoraGöncnç
Ya>ımlaiıan %« Basan: Yenı Gun Haber Aıanst. Basın \e Yavıncılık \ $
T u r k o c a g . C a d 3 9 4 1 C a i a l o g l u 3 J J 3 4 I s l P K 2 4 « I s ı a n b u l f e l ( 0 2 1 2 ı 5 1 2 0 5 0 5 ı 2 0 h a t ) F a k s l O 2 1 2 . 5 1 3 8 5 9 5 14EKİM 1995 lmsak-4.42 Güneş: 6.0
7
Ögle 11.57 Ikindı: 15.01 Akşam 17.34 Yatsı: 18.53 MEDYA C Tel 51407 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61. Faks 5] 1846*
'Satrançta hedef
az beraberlik'
• Dış Haberler Servisi -
Dünya Satranç Şampiyonu
Garry Kasparov, dünya
şampiyonluğu maçlannda
oyunculan beraberlikten
vazgeçırip kazanmaya
yönlendırecek çözümler
anyor. Hintli Visvvanathan
Anand ile Kasparov "un
dünya şampivonlugu
turnuvası. peş peşe sekız
beraberlıkle başlamıştı.
Kasparov "Bundan böyie
oyunlarda. beraberliğe karar
vermek yenne. oyunu devam
ettinp kazanmayı özendinci
malı çözümler anyoruz"
dedı. Dünva şampiyonasının
son maçında. 10 dakıka
süren bir oyunda taraflar 12
hamlede beraberlik karan
almış. bu durum hem
izleyicilen hem de satranç
uzmanlarını düş kınklıgına
uğratmıştı.
Konak Parkı
için defile
• İstanbul Haber Servisi-
Nişantaşı Güzelleştirme ve
Koruma Derneği tarafından
gerçekleştirilen ve ülkemizin
önde gelen moda
kuruluşlannın bir araya
geldiğı "Nışantaşı'm Toplu
Moda Göstensi"
Swıssotel"de düzenlenen
geeeyle başladı. 16 moda
firmasının katıldığı defile ve
gala yemegıne seçkın bir
davetli topluluğu katılırken.
geceye Güneydoğu sorununu
değerlendirırken "Bask
modelı"nı gündeme
getirmesi ile tartışmalara
neden olan Işadamı Sakıp
Sabaneı'da geldi. Sabancı.
hükümetın güvenovu alıp
alamayaeağı konusunda,
"Hükümet ıstenm kı
güvenoyu alsın. Ancak
ülkemizin yannı üzülerek
söylüyorum kı belirsiz"
şeklinde konuştu.( Fotoğraf:
AYKUT KÜÇCKKAYA)
'CiPit şöleni'
• İstanbul Haber Servisi -
Kâgıthane Beledıyesi. uzun
bir zamandan sonra ilk kez
düzenlenecek olan "cirit
şöleni" ıçın Taksım
Meydanı'nda atlı basın
toplantısı düzenledi.
Kâgıthane Belediye Başkanı
Arif Calban dün faksim'de,
pazar günü Kâgıthane "de
düzenlenecek olan "cirit
şöleni" ıçin bir basın
toplantısı yaptı. Taksım Anıtı
önüne getirilen atların birine
bınen Anf Calban. Cirit'in.
Anadolu topraklannda
yüzyıllardır oynanan ve
bızım ınsanımıza ait bir oyun
olduğunu söyledı.
25 yıl sonra
eğitime başladı
• Haber Merkea- Saglık ve
Egitim Vakfı (SEV) Özel
Gaziantep Hemşirelik Okulu
25 yıl aradan sonra tekrar
eğitim vermeye başladı. lki
Kırgızlı ögrencinin de ön
eğitim alacağı SEV Özel
Gaziantep Hemşirelik
Okulu, bu yıl iki yıllık bir
program uygulayacak.
Seneye üç yıllık programa
geçecek olan okulun fen
laboratuvan. hemşirelik
laboraruvan. bilgisayar odası
ve 48 kişilık yatakhanesi
bulunuvor.
Para kazanma stresinden kurtulmak için 41 yıl sonra emekli oldu
Kıraç, özgürliiğü seçtî• Can Kıraç, adınm da soyadınm da Atatürk tarafından
konulmasını övünçle anlatıyor. Koç Holding'in yönetiminin
başında iken emekliye aynlmakta direnmesinin
yadırgandığını, yorulduğunu, derinliğini kaybettiğini
hissettiğini, karar verme, istediğini yapma hakkını kendinde
bulmak için işi bıraktığını söylüyor.
ŞUKRAN SONER
Can Kıraç, konuklannı
çocuklanna aıt ışyerinin ken-
disine aynlan çatı katı oda-
sında karşılıyor. Zevkle dö-
şenmışantikaeşyalannara-
sında. aykın görünümüyle
birtekbılgısayanngözebat-
tığı oda. aynı zamanda Kı-
raç'ın emeklılik yaşamının
özel çalışma yeri.
Koç Holding'in en üst ka-
demeler, yöneticilik de da-
hil 41 yıllık çalışanı, belirli
birdisiplin altındayaşamak-
tan yorulup. karşı çıkışlara
kulak tıkayıp. emekliliği.
kendi deyimi ile "para ka-
zanma stresinden uzak, öz-
güriüğü" seçmesı ile dik-
katleri üstüne toplamışti.
Yine kendi deyimi ile bel-
ki çok uzun yıllar ekip içın-
de çalışmaya bir tepkı, ta-
mamen kişisel. kendine dö-
nük bir çalışma içinde. için-
den gelenleri yapıyor. Bir
yandan bilgisayar dünyası-
na dalmış, diğer yandan ko-
leksiyonculuk merakı, fo-
tografçılık. derken fotomon-
taj çalışmalan ve öncelıkli
tutku haline gelen yazı yaz-
ma.
Kendi yaşamını yazma-
nın toplum ıçin ılgı çekıcı ol-
mayacagı sonucuna vann-
ca, ilk kıtap konusu olarak
kendi yaşamının da içine gir-
dıği Vehbi Koç'un yaşamı-
nı seçmiş. Konu yıne yılla-
nn bağımlılığının simgesi
olsa da kitabın kendısı. bir
düzeltmenin bileelinden ge-
çinlmeden, baştan sona öz-
gür. gözlemlennın ürünü.
Çalışma yaşamı ile çok
aykın gönüllü emeklılik. asr
lında yine çok yogun. ancak
özgün yeni çalışma, ılginç
özel yaşamına geçmeden ön-
ce. Can Kıraç'tan kendisini
tanıtmasını ıstıyoruz.
Çok özel ve çok anlamlı
olduğu ıçin adı ve soyadınm
öyküsünü vererek söze gın-
yör. 1927'liyillarda"Can"
adı gerçekten de çok bilıni-
yor degil. Böylece adını da
soyadını da Mustafa Kemal
Atatürk'ün koydugunu öğ-
reniyoruz.
Adı Atatûrk'ten
Babası zıraat mühendısı,
Mustafa Kemal Paşa'nm ya-
nında, çıftlıkte çalışıvor. Ço-
cuğu dogdugunda da Ata-
türk. adının "Can" olması-
nı önenyor. Sonra babası-
nın mesleğini geliştirmesi
için aile Amerika'ya gön-
deriliyor. 4 yıllık bir eğitim-
den sonra Atatürk'ün ide-
alist ziraat mühendisi. Ana-
dolu'nun kıraç topraklannı
tanma kazandırmak üzere
Eskişehir'e yerleşiyor. Ku-
rağa dayanıklı bugday türle-
rinin üretilmesi çalışmala-
nnı yürütüyor. Soyadı yasa-
sı çıktığında da Atatürk bu
idealist mühendisinin soya-
dınm çalışmalanndan esin-
lenerek "Kıraç''olmasını is-
tiyor.
Can Kıraç, Galatasaray
Lısesi'nde üzerinde iz bıra-
kan ünlü öğretmenler ve ar-
kadaşlanyla eğitimini ta-
mamladıktan sonra idealist
babanın etkisinde olarak Zi-
raat Fakültesi'ni seçıyor. Bir
yandan da o tarihlefde çok
dınamik olan öğrenci hare-
ketlerinden etkılenerek ken-
disini bunlann içinde bulu-
• Bilgisayan, kitaplan, fotoğraflan, koleksiyonlan,
fotomontaj çalışmalan ve yazılan ile özgür kalmaktan,
kendine dönük. zamanı istediği gibi kullanma hakkını
kendinde rutarak yaşamaktan çok mutlu. Özgürlüğünün ilk
kitabı, yazı ürünü 41 yılını verdiği Koç Holding'in patronu
Vehbi Koç'un belgeseli.
şanlannın özel yaşamlannı
yakından izlemek ve evleri-
ne gitmek alışkanlığı oldu-
ğunu vurguladıktan sonra
Vehbi Bey'ınherevinegel-
diğinde. özel koleksiyonla-
nnı gördüğünde. "Bunlara
nasıl vakit bulu>orsun? Vbk-
sa benim çalışma saatlerim-
denmiçab>«rsun"dı>e şaş-
kınlıgını ıfade eden tepkiler
verdiğıni. "Işdışısaatterim-
de, tatil günlerimde yapıyo-
rum" yanıtına asla tam ına-
namadıgını anlatıyor.
Zaman vetmivor
Can Kıraç, Vehbi Koç belgesdinin. Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği girişimci bir işadamının. yaşadığı önemli si-
yasal \e ekonomik olaylar anımsatılarak hazııiadığı kitabın, özellikle gençler için yerinde yatınm olduğu kanısında.
yor. 1949-50 yıllanndaoza-
manın yüksekögrenim genç-
liginin tümünü kucaklayan
örgütü Türkiye Milli Talebe
Federasyonu Başkanı ola-
rak kendisini sosyal ve siya-
sal olaylann. polıtikanın için-
de buluyor. Dünya Gençlik
Teşkılatı çalışmaları ile de
dünya gençlik hareketleri-
ne açılıyor
tşte bu noktada babası
devTeye gıriyor. Ömrünü bü-
rokraside geçırmış. politı-
kayı izlemış bıri olarak oğ-
lundan politikadan uzak kal-
masını ve özel sektöre yönel-
mesini istiyor. Can Kıraç,
baba uyansı doğrultusunda
okuldan mezun olduğunda
1950 yılında Koç şirketınde
çalışmaya baş.lıyor. O tanh-
lerde Marshall Planı uygu-
lamaya gıtmış. tanma trak-
tör sokulması gündeme gel-
miştir. Can Kıraç da Koç şır-
ketine. çiftçıye traktör kul-
lanımını ögretecek \e satı-
şını sağlayacak eleman. zi-
raat mühendisi olarak hizmet
sunacaktır.
"41 yıl. iş hayatından att-
hncaya kadar. sadakatle ça-
lıştım" diye şaka yollu söze
gınyor. Çevresinın büyük
karşı çıkışına rağmen, zor-
la emekli oluşunun öyküsü-
nü şöyleözetliyor:
"Bir insanın aynı işyerin-
de bu kadar uzun süre çalış-
ması az görülen bir olaydır.
41 yıl belirli birdisiplin için-
de yaşadım. Sonunda yorul-
duğumu ve derinliğimi kay-
bettiğimi hissettim. Kendi
gündemimi yaparak yaşa-
mak istedim.
Son 5 yılım Koç Holding
idare komitesi başkanlt-
ğında, profesyonel kadro-
laruı başında geçti. Aheıık-
li bir çalışma düzeni var-
dı. Ayrılma kararım ya-
dırgandı. Emekliliğe ay rıl-
makta direnmekle isabet-
li davrandığımı diişünü-
yorum. Her şeyden önce
yeni yetişen gençlere gü-
venmek, yer açmak gerek,
Ve daha özgür bir yaşam
herkesin hakkı."
Can Kıraç, hayal ettiği öz-
gürlük ile karşılaştığı özgür-
lügün çok farklı olduğunu da
vurguluyor. Toplum içinde,
aile sorumluluklan devam
ederken bir insanın her za-
man ıçın kendi gündemıni ıs-
tedıgı gibi yapmasının söz
konusu olmadığını anımsa-
tıyor. Yıne de kendi günde-
mini kendisinin belirleme
hakkını elde etmış olmayı
çok önemli bir mutluluk \e
özgürlük olarak görüyor Pa-
ra kazanma ile ilgili hıçbir
faaliyettebulunmuyor Para
kazanma stresi dışında ya-
şamanın çok büyük bir hu-
zur verdiğıni. zamanını ıste-
digı gibi kullanabılmenin ta-
dına yenı yeni vardığını an-
latıyor. Kendi istedigı. hoş-
landığı şeyleri yapıyor.
Nelerden hoşlanıyor. ne-
ler mi yapıyor?
Öncelıkle yazı yazmak-
tan hoşlanıyor. Bilgisayan
ve printın ile mutlu. Ancak
elindeki belgeleri henüz is-
tediği gibi dosyalayamadıg]
ıçin üzgün. Bilgısayarlarda
Türkçe yazımla dosyalama
sisteminin gelıştinlmesini
beklıyor O zaman her yurt-
dışına gittiğinde okumak
üzere getirdigi. ancak artık
hepsını okumaya ömrünün
yetmeyeceğinı anladıgı ki-
taplarının önemli bolümle-
nnı de bilgısayara aktara-
cak. hiç degilse bir elinden
geçirmış olacak.
Geçmişten gelen fotoğraf
merakı var. Özellikle Iz-
mır'de çalıştığı 12 yıllık sü-
Kıraç. çektiği fotoğraflar üzerinde sonra da mizah niteli-
ğindefotomontaj çalışmalan vapıyor.İşte41 yıllıkçalışma
yaşamı, Vehbi Koc'a bağtılığın fotomontaja yansıması.
rede( 1956-68) yörenin ar-
keolojikzenginliklerinı sap-
tama ile başlayan fotoğraf
tutkusu, her alanda, banyo
yapma da dahil halen devam
ediyor.
Fotoğrafla başlayan bırdı-
ğer merak ise içine bıraz mi-
zahın da kanştığı fotomon-
taj çalışmalan. Bunlann en
ıyilenni ileride 150-200 fo-
tomontaj çalışmasını ıçere-
cek bir seçme ile kitapta top-
lamayı da düşünüyor.
Koieksiyonculuk
merakı
Eşinın de ışın içinde oldu-
gu koieksiyonculuk merak-
lan ıse pek çok alana yöne-
lik Ancak son yıllardabun-
lannönemlibırbölümünün
çok pahalı hale geldiginı ve
toprakaltı. kılim, tombak,
Beykoz camları türünden
koleksiyonlannı genişlete-
medıklenni: yerlenni. malı-
yeti düşük. örneğin mavi
boncuk türü koleksiyonla-
nn aldıgını anlatıyor.
Can Kıraç. herkese ola-
naklan ölçüsünde. bütçesi-
ne göre pahalı olmayan şey-
lerin koleksiyonlannı yap-
malannı öneriyor. Koleksi-
yonculuğun insanı dinlen-
dirdiğini, insana derinlik ka-
zandırdığını ve mutlu ettigi-
nı düşünüyor. Başka ülke-
lerde antika pazarlannda sa-
tılan ürünlenn çeşitliliginın,
insanlann kendilerine göre
akla gelebilecek her alanda
koieksiyonculuk yaptıklan-
nı gösterdigini söylüyor.
Önemli olanın bir şeylerle
uğraşmak. bir şeylere deger
vermek olduğunu anımsatı-
yor. Yaşamı zor ve yogun
insanlann koleksiyonculu-
ğa aynlacak zamanlan ol-
mayacagı düşüncesine kar-
şı çıkıyor. İnsanın isterse her
zaman için kendine ayıra-
cak zaman yaratabileceğını
savunuyor. Bu noktada pat-
ronu Vehbi Koç'laömürbo-
yu süren sıcak çatışmaları.
anılan da var..
Vehbi Koç'un bütün çalı-
Can Kıraç. özgür ve ta-
mamen kendine dönük
emeklılik yaşamında yap-
mak istediği her şeyı yapa-
mamaktan, zamanın yetme-
mesinden. bazen de televiz-
>on başta olmak üzere kimi
şeylerin zamanını çalmasın-
dan yakınıyor. Yine de ken-
di içine kapanmaktan, yılla-
nnekipçalışmasınabirtep-
ki belki. çok kişisel çalışa-
bilmekten çok mutlu. Poli-
tıka önerilerini, polıtikaya
büyük ılgısıne ragmen kesin-
lıkle reddetmesini. Koç'un
ısran ile içinde bulunduğu ai-
le planlaması. erozyonla mü-
cadele gibi dernek çalışma-
lanndan. TÜStAD'dan uzak
duruşunu bu türden bir tep-
kı olarak açıklıyor.
En büyük tutkusu olan ya-
zı yazmada topluma dönük
ilk ürünü, kitabı ise "Anıla-
nmla Patronum Vehbi Koç."
Aslında yazı yazmaya otur-
dugunda önce kendini yaz-
mak istemiş Ancak kendi
yaşamının kımsenin ilgisini
çekmeyeceğini düşünmüş.
Cumhuriyet döneminin ye-
tiştırdigi girişimci bir işada-
mının. çok yakından tanıdı-
ğı bu insanın belgeselinı yap-
manın, aynı zamanda yaşa-
dığı sıyasal, sosyal ve eko-
nomik olaylan.aradasırada
kendini de katarak anlatma-
nın yararlı olacagı sonucu-
na varmış. "Özellikle genç
okuriar için bu kitabı alma-
nın verinde bir yatınm ol-
duğunu, kitabını okuyanla-
nn. birer Vehbi Koç olmanın
sırnnı (!) nihayet öğrenmiş
olacakianm" söylüyor.
Emekliliği. özgüryaşamı
böylesine iple çekrikten son-
ra çok sevdigi yazın dalın-
da ilk ürününün konusunun.
41 yıllık çalışmasının. ba-
ğımlılığının simgesi. patro-
nu Vehbi Koç olmasının bir
çelişkı olduğu yolundaki şa-
kamızı yanıtlarken özgürlü-
ğünü kitabı yazarken kul-
landığını anlatıyor.
Genç kuşaklaratanıtılma-
sı gereğıne inandığı için çok
yakından tanıma şansını el-
de ettiği bu insanı yazma ge-
reğini duydugunun altını çi-
zerek kitabın düzeltilmesı-
ne bile kımseyi katmadıgı-
nı, tamamen kendi gözlem-
leri ile hiçbir kurala bağlı
kalmaksızın. birtarafsız bel-
gesel yaratmaya çalıştığını
belirtiyor.
Sorumuz üzerine kitabı
Vehbi Koç'un gördüğünü,
ancak duygulannı, katılıp
katılmadığını pek belli et-
mediğini söylüyor. "Biyog-
rafilcr sahipleri tarafından
onaylanmış ya da onaylan-
mamış olarak gruplandınlır.
Benim kitabımın onaylanıp
onaylanmadığı galiba belli
değir diyor.
Bölge ülkelerinin mimar örgütleri
temsilcileri Tiflis'te buluştu •
'Karadeniz
Mimarlar
Forumu' kuruldu
• Karadeniz Bölgesi Ekonomik
Işbirliği sürecine üye ülkelerin mimarlık
örgütlerince imzalanan güçbirliği
deklarasyonunda, yerel kimliklerin ve
ekolojinin korunmasına yönelik bir imar
ve kalkınma politikası için "kültürel
dayanışma" karan alındı.
Haber Merkezi - Karade-
niz Ekonomik Işbirliği
(KEİ) sürecine katılan ülke-
lerin mimarlık örgütlen tem-
sılcilen. 10-12 Ekim 1995
gunlerinde Gürcistan'ın
başkentı Tiflis'te bir araya
gelerek aynı işbırligi kapsa-
mında "Karadeniz Mimar-
lar Forumu'nu oluşturdu-
lar.
Gürcıstan Mimarlar Bir-
ligi'nin KEİ ülkelerineyap-
tığı çağn üzenne ve yine
Gürcistan'ınev sahipliğiy-
le gerçekleşen uluslararası
konferansın sonuç bildir-
gesınde. ekonomik işbirli-
ginin yanı sıra "ülkelerin
yöresel kültür kimliklerini
ve ekolojik değerleri koru-
mayı hedefleyen" bir mi-
marlık ve şehircilik politi-
kasını yaygınlaştırmak için
de ortak çaba harcanması
karan alındı.
Türkiye'den
katılanlar
Türkiye'den Mimarlar
Gxlası Genel Sekreten Orol
Ataman, Oda'nın İstanbul
Büyükkent Şubesi Başkanı
Oktav Ekinci, Bursa Şube-
si Sekreten Şükrii Ozkan ve
Trabzon Şubesi Başkanı Be-
kirGerçek'inkatıldıklan 1.
Karadeniz Bölgesi Mimar-
lık Konferansı'nda Gürcis-
tan. Azerbaycan, Roman-
ya. Rusya ve Lkrayna ile
birlikte altı ülke temsil edil-
di-
ttaiya ve LHvanya'nın da
gözlemci olarak katıldıkla-
n konferansta, KEl temsil-
cileri de hazır bulundular
ve bölge ülkelerinin mimar-
lık örgütlen arasındaki kül-
türel işbirliği sürecinin eko-
nomik gelişmeyı de olum-
lu yönde etkileyeceğini vur-
guladılar.
Tıflıs'teki Meteşi Ote-
li'nde üç gün süren konfe-
ransın sonucunda. işbırligi
sürecinin adı "Karadeniz
Mimarlar Forumu'' olarak
saptandı ve uluslararası ey-
lem programını kesınleştir-
mek üzere forumun ilk top-
lantısının I996vılıhaziran
aymdaki HABITAT-2 zir-
vesinden kısa bir süre önce
istanbul'da yapılması ka-
rarlaştınldı.
19%'da İstanbulda
^'ine aynı programa bağ-
lı olarak altnan karar uya-
nnca, Karadeniz Mimarlar
Forumu genel kurul toplan-
tılannın 1996'daki istanbul
buluşmasından sonra her
iki yılda bir değişik üye ül-
ke kentlerinde yinelenmer
si ve ev sahibi ülkenin mi-
marlar örgütü başkanının
da o toplantı ve izleyen iki
yıl için forumun 'dönem
başkanı'olması benimsen-
dı.
Karadeniz Mimarlar Fo-
rumu'nun sürekli sekretar-
yası ve koordinasyon mer-
kezi ise Tiflis'te olacak ve
bu hizmetle ilgili birimler,
Gürcistan Devlet Başkanı
Eduard Şevardnadze'nin
konferansa ilettigi destek
ve teşekkür mesajında ver-
digi 'söz' dikkate alınarak
Gürcistan hükümetince fi-
nanse edilecek.
Değişik ülkelerden yak-
laşık 50 mimann katılımıy-
la gerçekleşen konferansın
sonuç bildirgesi de 'Tiflis
Deklarasyonu' adını taşı-
yor.
Bölge mimarlannın ken-
dî ülkelerindeki kültürel
zengınliği yaşatmalannın
yanı sıra hükümetlerin de ta-
nhsel ve doğal kimlige bag-
lı ımar ve kalkınma politi-
kalannı benimsemeleri için
mimar örgütlerinin birlikte
hareket etmeleri gerektiği
vurgulanan deklarasyonda,
kültürel işbirliğıyle destek-
lenmeyen bir ekonomik iş-
birliği sürecinin sağlıkJı ge-
lişmelere yol açamayaca-
ğının da altı çiziliyor.
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Şu "Güneydoğu sorunu" biliyor-
sunuz pek netameli bir konu. "Şöy-
le mi çözülür. yt)ksa bövie mi çözülür?"
dıyen yanıy or. Sakıp Sabancı da mem-
leketin herişinde düşüncelerini açık-
ça söylemeye meraklı ya, bu kez de
Güneydoğu'ya gıttikleri zaman ora-
da çözümle ilgili kimi sözlerinde -ri-
vayete göre- ömekler de venniş, ba-
şı da derde girmış. Hadi bakalım, söy-
lediklen DGM'de incelemeye alın-
mış. işler kanşmış. Bize de dert ol-
du, "Sakıp Aga ne demiş olabilir?"'
dıye meraklandık.
Kask demiş olabilir?..
Sakıp Bey, biliyorsunuz. renkli soh-
betleryapar. Öradaki konuşmasın-
da da "kask"'tan sözetmiş olabilir. Ha-
ni motosiklete binenler başlanna ma-
deni bir koruyucu giyiyorlar, ışte on-
dan söz etmış olabilir. Insanbaşınataş
falan düşecek yerlerde gezerken ba-
şına bir "kask" geçirirse korunmuş
olur. Belki de Sakıp Bey bunu düşü-
nerek oralarda yaşayan vatandaşlan-
mızın "kask" giymelerinin sorunun
çözümüne katkısı olacağını anlatmak
istemiş olabilir. Yoksa durup durur-
ken Sakıp Sabancı'nın "Bask" de-
miş olması akla bile gelemez. Hem
ne demek mış "Bask?" Öyle bir yer
mı var? Öyle bir konu mu var? Dur-
duk yerde böyle tehlikeli sözlen söy-
lemek akla zıyan. Acaba "baskı" de-
miş olabilir mi? Hayır hayır, "baskı"
Sakıp Sabancı ne demiş olabilir?
demiş olamaz. Öyle bir söz de yan-
lış anlaşılırsa Sakıp Bey'in başı ağ-
nr. Belki "kasko" demiş olabilir. Ya-
nı vatandaş arabasını "kasko" yaptı-
nrsa zarannı neyım sigorta karşılarda
ekonomiden dara düşmez. Bunu söy-
lemiş olabilir. Söz arabalardan açıl-
mıştırda. 'vatandaş zarardan nasıl
korunur?* falan derken laf oralara
uzanmışolabilir. iştegörüyorsunuz kı
Sakıp Bey belki çok konuşur, belki ora-
dan oraya atlar, ama asla mayın tar-
lasına adım atmaz. Bızim bıldiğımiz.
bu tehlikeli laf meselesinden sıyınr.
Ama iş bununla bitmıyor. Başka ri-
vayetler de var.
'Lira'yı İRA anlamış
olabilirler...
Güya konuşmasında Sayın Sakıp
Sabancı demiş ki, "Bu meseleler
yalnız bizim başımızda değiLdünyanm
çeşitli yerierinde vaşanıyor. Biz de ba-
kalım. bu işler oralarda nasıl çözül-
müş? Bir inceleyelim, bize uyuyorsa
orabrdaki çözümlerden de belki yarar-
lanınz?" Hadi buraya kadarı neyse
ne.. ama arks&ı gelmiş diyorlar. Gene
güya, "Bakınız bir İRA meselesi var-
dL adamlar bunu çözdü" diyesiymış.
Dememiştır, katiyen dememıştir. Hiç
öyle "bakabm,adamlar nasıl çözmüş?"
falan dememiştır. demiş olamaz. Ne
demiş olabilir? Şimdı bakın. "lira"
demiş olabilir. "Lirayı örnek alalım"
demiş olabilir. "Buraya liralar yatıra-
lım. iş alanlan kuralım, insanlann işi
gücü olursa mazarrat çıkarmazlar"
demiş olabilir. insanın aklına "bira"
demiş olabilir mi? gibısınden bir şey
gelmıyordeğil ama, bunu demiş ola-
maz. Sakıp Aga'nın bırayla hiçbir işi
yok, ama "Bra"yla çok ışı var. Onun
için "lira" demiş olabilir, hatta olabi-
lirdedegil. kesin "Bra"demıştir. Şim-
dı bu "fira"dan da insanın başına iş gel-
mez. Çünkü "lira" bızim paramızdır,
ondan sözetmenın hiçbir tehlikesı ola-
maz. Sakıp Bey de katiyetle başka bir
söz dememış, "Bra" demıştir. Dola^ ı-
sıyla şu Sakıp Sabancf nın Güneydo-
ğu gezisinde yaptıgı konuşmanın in-
celenmesı kesinlikle biryanlış anlama
meselesidir. Öyle olduğu da yakında
inşallah anlaşılacaktır.
Bize neden dert oldu?..
O imdi okuyuculanmız düşünebılir
ky ki "Sakıp Bey'in sözierinin incelen-
mesi neden size dert oldu? Sakıp Be>,
evelallah kendini savunur, avnca onu
savunacak sayısız dostlan vardır, size
ne ohıyor?" Böyle düşünülmesi doğ--
rudur ama konu bızim de derdımiz ol-
malıdır.. bakınız neden? Şimdi efen-
dim. böyle konularda görüşlerini açık-
layıp hapislere düşmek. gazetecilere;
yazarlara. araştırmacılara uygundur.
onlar "düşündüğumü sövierim, hani
biz özgür olacağız" falan diyebilirler.
Ama ışadamlan düşündüklerini de-
ğil. söylenmesi uygun olanlan söyler-
ler. Memleketın düzeni budur. Şimdi
bu düzene aykın hareket edip de işa-
damları da aklına düşeni söylemeye
kalkarsa memleketin düzeni bozulur,
çıvisi yerinden çıkar. Herkes kendi işi-
ni bilsin değil mi? Düzen bir kere bo-
zulursa sonra ne olur? Işte bu kaygı-
dan dolayı bu konu da bize dert oldu.
Biz de Sakıp Bey "ın katiyen böyle bir
şöy söylemiş olamayacağını açıkla-
mayı kendimıze ış bıldik. Zaten sonu-
cun da böyle çıkacagından emıniz. Siz
de merak etmeyın ıstedik. Evlı evine,
köylü köyüne; gazeteci, yazar da hap-
sine.