03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtivaz Sahibi: Berin N'adi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya # Yazuşlerı Müdürlerr fbrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç 0 Haber Merkezi Müdüru: Hakan Kara # Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler: Ergun Balcı 0 Ekonomi. Bülent Kızanlık 0 Kültür: Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Ylakaleler: Sami Karaören 0 Düzeltme: Abdullah Vazıcı 0 Bılgı-Belge: Edibe Buğra 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu Ya>ınK.uruk: UhanSciçuklBajkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkay «. Şükrın Soner, Ergun Bolct, Dtaç Tay«nç. Ibrahim \ ıldız. Orhan Bunalı. Muslafa Balta), Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Bılbav • Haber Müdüru Doğan Akın Atatıirk Bulvan \o: 125. Kat 4. Bakanhklar- Ankara Tel: 4195020 C hat). Faks: 4195027 • tzmir Temsılcısı: Serdar Kızık, H. Zıya B!v. 1352 S 2 3 Tel 441 )220.Faks 44191 !7#AdanaTemsılcısı Çrtn Ylgenoghı. InörıuCd 119S No I Kat.l.Tel 3522550. Faks: 3522570 Müessese Mudüni ErolErkut* Koordınatön Ahmef Koruban 9 Muhasebe Büknt Y encr 9 Idarc: Hûseyin GSrer 9 IşJetme. Önder ÇeUk 9 Bılgı-işlem: Nall Inal 9 BılgısavarSıstem MürihetÇUer MEDVAC:9Ydnetım Kurulu Başkanı-Genel Müdür Gülbin Erduran 9 Koordınalor Reh« Işıtman 9 Genel Mudür Yardımcısı MineAkdag MEDYA G : 9 Y'(.netım Kunıhı Başkanı - Genel Müdür Cıtin Akjnen 9 Murahhas üye BoraGöncnç Ya>ımlaiıan %« Basan: Yenı Gun Haber Aıanst. Basın \e Yavıncılık \ $ T u r k o c a g . C a d 3 9 4 1 C a i a l o g l u 3 J J 3 4 I s l P K 2 4 « I s ı a n b u l f e l ( 0 2 1 2 ı 5 1 2 0 5 0 5 ı 2 0 h a t ) F a k s l O 2 1 2 . 5 1 3 8 5 9 5 14EKİM 1995 lmsak-4.42 Güneş: 6.0 7 Ögle 11.57 Ikindı: 15.01 Akşam 17.34 Yatsı: 18.53 MEDYA C Tel 51407 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61. Faks 5] 1846* 'Satrançta hedef az beraberlik' • Dış Haberler Servisi - Dünya Satranç Şampiyonu Garry Kasparov, dünya şampiyonluğu maçlannda oyunculan beraberlikten vazgeçırip kazanmaya yönlendırecek çözümler anyor. Hintli Visvvanathan Anand ile Kasparov "un dünya şampivonlugu turnuvası. peş peşe sekız beraberlıkle başlamıştı. Kasparov "Bundan böyie oyunlarda. beraberliğe karar vermek yenne. oyunu devam ettinp kazanmayı özendinci malı çözümler anyoruz" dedı. Dünva şampiyonasının son maçında. 10 dakıka süren bir oyunda taraflar 12 hamlede beraberlik karan almış. bu durum hem izleyicilen hem de satranç uzmanlarını düş kınklıgına uğratmıştı. Konak Parkı için defile • İstanbul Haber Servisi- Nişantaşı Güzelleştirme ve Koruma Derneği tarafından gerçekleştirilen ve ülkemizin önde gelen moda kuruluşlannın bir araya geldiğı "Nışantaşı'm Toplu Moda Göstensi" Swıssotel"de düzenlenen geeeyle başladı. 16 moda firmasının katıldığı defile ve gala yemegıne seçkın bir davetli topluluğu katılırken. geceye Güneydoğu sorununu değerlendirırken "Bask modelı"nı gündeme getirmesi ile tartışmalara neden olan Işadamı Sakıp Sabaneı'da geldi. Sabancı. hükümetın güvenovu alıp alamayaeağı konusunda, "Hükümet ıstenm kı güvenoyu alsın. Ancak ülkemizin yannı üzülerek söylüyorum kı belirsiz" şeklinde konuştu.( Fotoğraf: AYKUT KÜÇCKKAYA) 'CiPit şöleni' • İstanbul Haber Servisi - Kâgıthane Beledıyesi. uzun bir zamandan sonra ilk kez düzenlenecek olan "cirit şöleni" ıçın Taksım Meydanı'nda atlı basın toplantısı düzenledi. Kâgıthane Belediye Başkanı Arif Calban dün faksim'de, pazar günü Kâgıthane "de düzenlenecek olan "cirit şöleni" ıçin bir basın toplantısı yaptı. Taksım Anıtı önüne getirilen atların birine bınen Anf Calban. Cirit'in. Anadolu topraklannda yüzyıllardır oynanan ve bızım ınsanımıza ait bir oyun olduğunu söyledı. 25 yıl sonra eğitime başladı • Haber Merkea- Saglık ve Egitim Vakfı (SEV) Özel Gaziantep Hemşirelik Okulu 25 yıl aradan sonra tekrar eğitim vermeye başladı. lki Kırgızlı ögrencinin de ön eğitim alacağı SEV Özel Gaziantep Hemşirelik Okulu, bu yıl iki yıllık bir program uygulayacak. Seneye üç yıllık programa geçecek olan okulun fen laboratuvan. hemşirelik laboraruvan. bilgisayar odası ve 48 kişilık yatakhanesi bulunuvor. Para kazanma stresinden kurtulmak için 41 yıl sonra emekli oldu Kıraç, özgürliiğü seçtî• Can Kıraç, adınm da soyadınm da Atatürk tarafından konulmasını övünçle anlatıyor. Koç Holding'in yönetiminin başında iken emekliye aynlmakta direnmesinin yadırgandığını, yorulduğunu, derinliğini kaybettiğini hissettiğini, karar verme, istediğini yapma hakkını kendinde bulmak için işi bıraktığını söylüyor. ŞUKRAN SONER Can Kıraç, konuklannı çocuklanna aıt ışyerinin ken- disine aynlan çatı katı oda- sında karşılıyor. Zevkle dö- şenmışantikaeşyalannara- sında. aykın görünümüyle birtekbılgısayanngözebat- tığı oda. aynı zamanda Kı- raç'ın emeklılik yaşamının özel çalışma yeri. Koç Holding'in en üst ka- demeler, yöneticilik de da- hil 41 yıllık çalışanı, belirli birdisiplin altındayaşamak- tan yorulup. karşı çıkışlara kulak tıkayıp. emekliliği. kendi deyimi ile "para ka- zanma stresinden uzak, öz- güriüğü" seçmesı ile dik- katleri üstüne toplamışti. Yine kendi deyimi ile bel- ki çok uzun yıllar ekip içın- de çalışmaya bir tepkı, ta- mamen kişisel. kendine dö- nük bir çalışma içinde. için- den gelenleri yapıyor. Bir yandan bilgisayar dünyası- na dalmış, diğer yandan ko- leksiyonculuk merakı, fo- tografçılık. derken fotomon- taj çalışmalan ve öncelıkli tutku haline gelen yazı yaz- ma. Kendi yaşamını yazma- nın toplum ıçin ılgı çekıcı ol- mayacagı sonucuna vann- ca, ilk kıtap konusu olarak kendi yaşamının da içine gir- dıği Vehbi Koç'un yaşamı- nı seçmiş. Konu yıne yılla- nn bağımlılığının simgesi olsa da kitabın kendısı. bir düzeltmenin bileelinden ge- çinlmeden, baştan sona öz- gür. gözlemlennın ürünü. Çalışma yaşamı ile çok aykın gönüllü emeklılik. asr lında yine çok yogun. ancak özgün yeni çalışma, ılginç özel yaşamına geçmeden ön- ce. Can Kıraç'tan kendisini tanıtmasını ıstıyoruz. Çok özel ve çok anlamlı olduğu ıçin adı ve soyadınm öyküsünü vererek söze gın- yör. 1927'liyillarda"Can" adı gerçekten de çok bilıni- yor degil. Böylece adını da soyadını da Mustafa Kemal Atatürk'ün koydugunu öğ- reniyoruz. Adı Atatûrk'ten Babası zıraat mühendısı, Mustafa Kemal Paşa'nm ya- nında, çıftlıkte çalışıvor. Ço- cuğu dogdugunda da Ata- türk. adının "Can" olması- nı önenyor. Sonra babası- nın mesleğini geliştirmesi için aile Amerika'ya gön- deriliyor. 4 yıllık bir eğitim- den sonra Atatürk'ün ide- alist ziraat mühendisi. Ana- dolu'nun kıraç topraklannı tanma kazandırmak üzere Eskişehir'e yerleşiyor. Ku- rağa dayanıklı bugday türle- rinin üretilmesi çalışmala- nnı yürütüyor. Soyadı yasa- sı çıktığında da Atatürk bu idealist mühendisinin soya- dınm çalışmalanndan esin- lenerek "Kıraç''olmasını is- tiyor. Can Kıraç, Galatasaray Lısesi'nde üzerinde iz bıra- kan ünlü öğretmenler ve ar- kadaşlanyla eğitimini ta- mamladıktan sonra idealist babanın etkisinde olarak Zi- raat Fakültesi'ni seçıyor. Bir yandan da o tarihlefde çok dınamik olan öğrenci hare- ketlerinden etkılenerek ken- disini bunlann içinde bulu- • Bilgisayan, kitaplan, fotoğraflan, koleksiyonlan, fotomontaj çalışmalan ve yazılan ile özgür kalmaktan, kendine dönük. zamanı istediği gibi kullanma hakkını kendinde rutarak yaşamaktan çok mutlu. Özgürlüğünün ilk kitabı, yazı ürünü 41 yılını verdiği Koç Holding'in patronu Vehbi Koç'un belgeseli. şanlannın özel yaşamlannı yakından izlemek ve evleri- ne gitmek alışkanlığı oldu- ğunu vurguladıktan sonra Vehbi Bey'ınherevinegel- diğinde. özel koleksiyonla- nnı gördüğünde. "Bunlara nasıl vakit bulu>orsun? Vbk- sa benim çalışma saatlerim- denmiçab>«rsun"dı>e şaş- kınlıgını ıfade eden tepkiler verdiğıni. "Işdışısaatterim- de, tatil günlerimde yapıyo- rum" yanıtına asla tam ına- namadıgını anlatıyor. Zaman vetmivor Can Kıraç, Vehbi Koç belgesdinin. Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği girişimci bir işadamının. yaşadığı önemli si- yasal \e ekonomik olaylar anımsatılarak hazııiadığı kitabın, özellikle gençler için yerinde yatınm olduğu kanısında. yor. 1949-50 yıllanndaoza- manın yüksekögrenim genç- liginin tümünü kucaklayan örgütü Türkiye Milli Talebe Federasyonu Başkanı ola- rak kendisini sosyal ve siya- sal olaylann. polıtikanın için- de buluyor. Dünya Gençlik Teşkılatı çalışmaları ile de dünya gençlik hareketleri- ne açılıyor tşte bu noktada babası devTeye gıriyor. Ömrünü bü- rokraside geçırmış. politı- kayı izlemış bıri olarak oğ- lundan politikadan uzak kal- masını ve özel sektöre yönel- mesini istiyor. Can Kıraç, baba uyansı doğrultusunda okuldan mezun olduğunda 1950 yılında Koç şirketınde çalışmaya baş.lıyor. O tanh- lerde Marshall Planı uygu- lamaya gıtmış. tanma trak- tör sokulması gündeme gel- miştir. Can Kıraç da Koç şır- ketine. çiftçıye traktör kul- lanımını ögretecek \e satı- şını sağlayacak eleman. zi- raat mühendisi olarak hizmet sunacaktır. "41 yıl. iş hayatından att- hncaya kadar. sadakatle ça- lıştım" diye şaka yollu söze gınyor. Çevresinın büyük karşı çıkışına rağmen, zor- la emekli oluşunun öyküsü- nü şöyleözetliyor: "Bir insanın aynı işyerin- de bu kadar uzun süre çalış- ması az görülen bir olaydır. 41 yıl belirli birdisiplin için- de yaşadım. Sonunda yorul- duğumu ve derinliğimi kay- bettiğimi hissettim. Kendi gündemimi yaparak yaşa- mak istedim. Son 5 yılım Koç Holding idare komitesi başkanlt- ğında, profesyonel kadro- laruı başında geçti. Aheıık- li bir çalışma düzeni var- dı. Ayrılma kararım ya- dırgandı. Emekliliğe ay rıl- makta direnmekle isabet- li davrandığımı diişünü- yorum. Her şeyden önce yeni yetişen gençlere gü- venmek, yer açmak gerek, Ve daha özgür bir yaşam herkesin hakkı." Can Kıraç, hayal ettiği öz- gürlük ile karşılaştığı özgür- lügün çok farklı olduğunu da vurguluyor. Toplum içinde, aile sorumluluklan devam ederken bir insanın her za- man ıçın kendi gündemıni ıs- tedıgı gibi yapmasının söz konusu olmadığını anımsa- tıyor. Yıne de kendi günde- mini kendisinin belirleme hakkını elde etmış olmayı çok önemli bir mutluluk \e özgürlük olarak görüyor Pa- ra kazanma ile ilgili hıçbir faaliyettebulunmuyor Para kazanma stresi dışında ya- şamanın çok büyük bir hu- zur verdiğıni. zamanını ıste- digı gibi kullanabılmenin ta- dına yenı yeni vardığını an- latıyor. Kendi istedigı. hoş- landığı şeyleri yapıyor. Nelerden hoşlanıyor. ne- ler mi yapıyor? Öncelıkle yazı yazmak- tan hoşlanıyor. Bilgisayan ve printın ile mutlu. Ancak elindeki belgeleri henüz is- tediği gibi dosyalayamadıg] ıçin üzgün. Bilgısayarlarda Türkçe yazımla dosyalama sisteminin gelıştinlmesini beklıyor O zaman her yurt- dışına gittiğinde okumak üzere getirdigi. ancak artık hepsını okumaya ömrünün yetmeyeceğinı anladıgı ki- taplarının önemli bolümle- nnı de bilgısayara aktara- cak. hiç degilse bir elinden geçirmış olacak. Geçmişten gelen fotoğraf merakı var. Özellikle Iz- mır'de çalıştığı 12 yıllık sü- Kıraç. çektiği fotoğraflar üzerinde sonra da mizah niteli- ğindefotomontaj çalışmalan vapıyor.İşte41 yıllıkçalışma yaşamı, Vehbi Koc'a bağtılığın fotomontaja yansıması. rede( 1956-68) yörenin ar- keolojikzenginliklerinı sap- tama ile başlayan fotoğraf tutkusu, her alanda, banyo yapma da dahil halen devam ediyor. Fotoğrafla başlayan bırdı- ğer merak ise içine bıraz mi- zahın da kanştığı fotomon- taj çalışmalan. Bunlann en ıyilenni ileride 150-200 fo- tomontaj çalışmasını ıçere- cek bir seçme ile kitapta top- lamayı da düşünüyor. Koieksiyonculuk merakı Eşinın de ışın içinde oldu- gu koieksiyonculuk merak- lan ıse pek çok alana yöne- lik Ancak son yıllardabun- lannönemlibırbölümünün çok pahalı hale geldiginı ve toprakaltı. kılim, tombak, Beykoz camları türünden koleksiyonlannı genişlete- medıklenni: yerlenni. malı- yeti düşük. örneğin mavi boncuk türü koleksiyonla- nn aldıgını anlatıyor. Can Kıraç. herkese ola- naklan ölçüsünde. bütçesi- ne göre pahalı olmayan şey- lerin koleksiyonlannı yap- malannı öneriyor. Koleksi- yonculuğun insanı dinlen- dirdiğini, insana derinlik ka- zandırdığını ve mutlu ettigi- nı düşünüyor. Başka ülke- lerde antika pazarlannda sa- tılan ürünlenn çeşitliliginın, insanlann kendilerine göre akla gelebilecek her alanda koieksiyonculuk yaptıklan- nı gösterdigini söylüyor. Önemli olanın bir şeylerle uğraşmak. bir şeylere deger vermek olduğunu anımsatı- yor. Yaşamı zor ve yogun insanlann koleksiyonculu- ğa aynlacak zamanlan ol- mayacagı düşüncesine kar- şı çıkıyor. İnsanın isterse her zaman için kendine ayıra- cak zaman yaratabileceğını savunuyor. Bu noktada pat- ronu Vehbi Koç'laömürbo- yu süren sıcak çatışmaları. anılan da var.. Vehbi Koç'un bütün çalı- Can Kıraç. özgür ve ta- mamen kendine dönük emeklılik yaşamında yap- mak istediği her şeyı yapa- mamaktan, zamanın yetme- mesinden. bazen de televiz- >on başta olmak üzere kimi şeylerin zamanını çalmasın- dan yakınıyor. Yine de ken- di içine kapanmaktan, yılla- nnekipçalışmasınabirtep- ki belki. çok kişisel çalışa- bilmekten çok mutlu. Poli- tıka önerilerini, polıtikaya büyük ılgısıne ragmen kesin- lıkle reddetmesini. Koç'un ısran ile içinde bulunduğu ai- le planlaması. erozyonla mü- cadele gibi dernek çalışma- lanndan. TÜStAD'dan uzak duruşunu bu türden bir tep- kı olarak açıklıyor. En büyük tutkusu olan ya- zı yazmada topluma dönük ilk ürünü, kitabı ise "Anıla- nmla Patronum Vehbi Koç." Aslında yazı yazmaya otur- dugunda önce kendini yaz- mak istemiş Ancak kendi yaşamının kımsenin ilgisini çekmeyeceğini düşünmüş. Cumhuriyet döneminin ye- tiştırdigi girişimci bir işada- mının. çok yakından tanıdı- ğı bu insanın belgeselinı yap- manın, aynı zamanda yaşa- dığı sıyasal, sosyal ve eko- nomik olaylan.aradasırada kendini de katarak anlatma- nın yararlı olacagı sonucu- na varmış. "Özellikle genç okuriar için bu kitabı alma- nın verinde bir yatınm ol- duğunu, kitabını okuyanla- nn. birer Vehbi Koç olmanın sırnnı (!) nihayet öğrenmiş olacakianm" söylüyor. Emekliliği. özgüryaşamı böylesine iple çekrikten son- ra çok sevdigi yazın dalın- da ilk ürününün konusunun. 41 yıllık çalışmasının. ba- ğımlılığının simgesi. patro- nu Vehbi Koç olmasının bir çelişkı olduğu yolundaki şa- kamızı yanıtlarken özgürlü- ğünü kitabı yazarken kul- landığını anlatıyor. Genç kuşaklaratanıtılma- sı gereğıne inandığı için çok yakından tanıma şansını el- de ettiği bu insanı yazma ge- reğini duydugunun altını çi- zerek kitabın düzeltilmesı- ne bile kımseyi katmadıgı- nı, tamamen kendi gözlem- leri ile hiçbir kurala bağlı kalmaksızın. birtarafsız bel- gesel yaratmaya çalıştığını belirtiyor. Sorumuz üzerine kitabı Vehbi Koç'un gördüğünü, ancak duygulannı, katılıp katılmadığını pek belli et- mediğini söylüyor. "Biyog- rafilcr sahipleri tarafından onaylanmış ya da onaylan- mamış olarak gruplandınlır. Benim kitabımın onaylanıp onaylanmadığı galiba belli değir diyor. Bölge ülkelerinin mimar örgütleri temsilcileri Tiflis'te buluştu • 'Karadeniz Mimarlar Forumu' kuruldu • Karadeniz Bölgesi Ekonomik Işbirliği sürecine üye ülkelerin mimarlık örgütlerince imzalanan güçbirliği deklarasyonunda, yerel kimliklerin ve ekolojinin korunmasına yönelik bir imar ve kalkınma politikası için "kültürel dayanışma" karan alındı. Haber Merkezi - Karade- niz Ekonomik Işbirliği (KEİ) sürecine katılan ülke- lerin mimarlık örgütlen tem- sılcilen. 10-12 Ekim 1995 gunlerinde Gürcistan'ın başkentı Tiflis'te bir araya gelerek aynı işbırligi kapsa- mında "Karadeniz Mimar- lar Forumu'nu oluşturdu- lar. Gürcıstan Mimarlar Bir- ligi'nin KEİ ülkelerineyap- tığı çağn üzenne ve yine Gürcistan'ınev sahipliğiy- le gerçekleşen uluslararası konferansın sonuç bildir- gesınde. ekonomik işbirli- ginin yanı sıra "ülkelerin yöresel kültür kimliklerini ve ekolojik değerleri koru- mayı hedefleyen" bir mi- marlık ve şehircilik politi- kasını yaygınlaştırmak için de ortak çaba harcanması karan alındı. Türkiye'den katılanlar Türkiye'den Mimarlar Gxlası Genel Sekreten Orol Ataman, Oda'nın İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Oktav Ekinci, Bursa Şube- si Sekreten Şükrii Ozkan ve Trabzon Şubesi Başkanı Be- kirGerçek'inkatıldıklan 1. Karadeniz Bölgesi Mimar- lık Konferansı'nda Gürcis- tan. Azerbaycan, Roman- ya. Rusya ve Lkrayna ile birlikte altı ülke temsil edil- di- ttaiya ve LHvanya'nın da gözlemci olarak katıldıkla- n konferansta, KEl temsil- cileri de hazır bulundular ve bölge ülkelerinin mimar- lık örgütlen arasındaki kül- türel işbirliği sürecinin eko- nomik gelişmeyı de olum- lu yönde etkileyeceğini vur- guladılar. Tıflıs'teki Meteşi Ote- li'nde üç gün süren konfe- ransın sonucunda. işbırligi sürecinin adı "Karadeniz Mimarlar Forumu'' olarak saptandı ve uluslararası ey- lem programını kesınleştir- mek üzere forumun ilk top- lantısının I996vılıhaziran aymdaki HABITAT-2 zir- vesinden kısa bir süre önce istanbul'da yapılması ka- rarlaştınldı. 19%'da İstanbulda ^'ine aynı programa bağ- lı olarak altnan karar uya- nnca, Karadeniz Mimarlar Forumu genel kurul toplan- tılannın 1996'daki istanbul buluşmasından sonra her iki yılda bir değişik üye ül- ke kentlerinde yinelenmer si ve ev sahibi ülkenin mi- marlar örgütü başkanının da o toplantı ve izleyen iki yıl için forumun 'dönem başkanı'olması benimsen- dı. Karadeniz Mimarlar Fo- rumu'nun sürekli sekretar- yası ve koordinasyon mer- kezi ise Tiflis'te olacak ve bu hizmetle ilgili birimler, Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze'nin konferansa ilettigi destek ve teşekkür mesajında ver- digi 'söz' dikkate alınarak Gürcistan hükümetince fi- nanse edilecek. Değişik ülkelerden yak- laşık 50 mimann katılımıy- la gerçekleşen konferansın sonuç bildirgesi de 'Tiflis Deklarasyonu' adını taşı- yor. Bölge mimarlannın ken- dî ülkelerindeki kültürel zengınliği yaşatmalannın yanı sıra hükümetlerin de ta- nhsel ve doğal kimlige bag- lı ımar ve kalkınma politi- kalannı benimsemeleri için mimar örgütlerinin birlikte hareket etmeleri gerektiği vurgulanan deklarasyonda, kültürel işbirliğıyle destek- lenmeyen bir ekonomik iş- birliği sürecinin sağlıkJı ge- lişmelere yol açamayaca- ğının da altı çiziliyor. MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Şu "Güneydoğu sorunu" biliyor- sunuz pek netameli bir konu. "Şöy- le mi çözülür. yt)ksa bövie mi çözülür?" dıyen yanıy or. Sakıp Sabancı da mem- leketin herişinde düşüncelerini açık- ça söylemeye meraklı ya, bu kez de Güneydoğu'ya gıttikleri zaman ora- da çözümle ilgili kimi sözlerinde -ri- vayete göre- ömekler de venniş, ba- şı da derde girmış. Hadi bakalım, söy- lediklen DGM'de incelemeye alın- mış. işler kanşmış. Bize de dert ol- du, "Sakıp Aga ne demiş olabilir?"' dıye meraklandık. Kask demiş olabilir?.. Sakıp Bey, biliyorsunuz. renkli soh- betleryapar. Öradaki konuşmasın- da da "kask"'tan sözetmiş olabilir. Ha- ni motosiklete binenler başlanna ma- deni bir koruyucu giyiyorlar, ışte on- dan söz etmış olabilir. Insanbaşınataş falan düşecek yerlerde gezerken ba- şına bir "kask" geçirirse korunmuş olur. Belki de Sakıp Bey bunu düşü- nerek oralarda yaşayan vatandaşlan- mızın "kask" giymelerinin sorunun çözümüne katkısı olacağını anlatmak istemiş olabilir. Yoksa durup durur- ken Sakıp Sabancı'nın "Bask" de- miş olması akla bile gelemez. Hem ne demek mış "Bask?" Öyle bir yer mı var? Öyle bir konu mu var? Dur- duk yerde böyle tehlikeli sözlen söy- lemek akla zıyan. Acaba "baskı" de- miş olabilir mi? Hayır hayır, "baskı" Sakıp Sabancı ne demiş olabilir? demiş olamaz. Öyle bir söz de yan- lış anlaşılırsa Sakıp Bey'in başı ağ- nr. Belki "kasko" demiş olabilir. Ya- nı vatandaş arabasını "kasko" yaptı- nrsa zarannı neyım sigorta karşılarda ekonomiden dara düşmez. Bunu söy- lemiş olabilir. Söz arabalardan açıl- mıştırda. 'vatandaş zarardan nasıl korunur?* falan derken laf oralara uzanmışolabilir. iştegörüyorsunuz kı Sakıp Bey belki çok konuşur, belki ora- dan oraya atlar, ama asla mayın tar- lasına adım atmaz. Bızim bıldiğımiz. bu tehlikeli laf meselesinden sıyınr. Ama iş bununla bitmıyor. Başka ri- vayetler de var. 'Lira'yı İRA anlamış olabilirler... Güya konuşmasında Sayın Sakıp Sabancı demiş ki, "Bu meseleler yalnız bizim başımızda değiLdünyanm çeşitli yerierinde vaşanıyor. Biz de ba- kalım. bu işler oralarda nasıl çözül- müş? Bir inceleyelim, bize uyuyorsa orabrdaki çözümlerden de belki yarar- lanınz?" Hadi buraya kadarı neyse ne.. ama arks&ı gelmiş diyorlar. Gene güya, "Bakınız bir İRA meselesi var- dL adamlar bunu çözdü" diyesiymış. Dememiştır, katiyen dememıştir. Hiç öyle "bakabm,adamlar nasıl çözmüş?" falan dememiştır. demiş olamaz. Ne demiş olabilir? Şimdı bakın. "lira" demiş olabilir. "Lirayı örnek alalım" demiş olabilir. "Buraya liralar yatıra- lım. iş alanlan kuralım, insanlann işi gücü olursa mazarrat çıkarmazlar" demiş olabilir. insanın aklına "bira" demiş olabilir mi? gibısınden bir şey gelmıyordeğil ama, bunu demiş ola- maz. Sakıp Aga'nın bırayla hiçbir işi yok, ama "Bra"yla çok ışı var. Onun için "lira" demiş olabilir, hatta olabi- lirdedegil. kesin "Bra"demıştir. Şim- dı bu "fira"dan da insanın başına iş gel- mez. Çünkü "lira" bızim paramızdır, ondan sözetmenın hiçbir tehlikesı ola- maz. Sakıp Bey de katiyetle başka bir söz dememış, "Bra" demıştir. Dola^ ı- sıyla şu Sakıp Sabancf nın Güneydo- ğu gezisinde yaptıgı konuşmanın in- celenmesı kesinlikle biryanlış anlama meselesidir. Öyle olduğu da yakında inşallah anlaşılacaktır. Bize neden dert oldu?.. O imdi okuyuculanmız düşünebılir ky ki "Sakıp Bey'in sözierinin incelen- mesi neden size dert oldu? Sakıp Be>, evelallah kendini savunur, avnca onu savunacak sayısız dostlan vardır, size ne ohıyor?" Böyle düşünülmesi doğ-- rudur ama konu bızim de derdımiz ol- malıdır.. bakınız neden? Şimdi efen- dim. böyle konularda görüşlerini açık- layıp hapislere düşmek. gazetecilere; yazarlara. araştırmacılara uygundur. onlar "düşündüğumü sövierim, hani biz özgür olacağız" falan diyebilirler. Ama ışadamlan düşündüklerini de- ğil. söylenmesi uygun olanlan söyler- ler. Memleketın düzeni budur. Şimdi bu düzene aykın hareket edip de işa- damları da aklına düşeni söylemeye kalkarsa memleketin düzeni bozulur, çıvisi yerinden çıkar. Herkes kendi işi- ni bilsin değil mi? Düzen bir kere bo- zulursa sonra ne olur? Işte bu kaygı- dan dolayı bu konu da bize dert oldu. Biz de Sakıp Bey "ın katiyen böyle bir şöy söylemiş olamayacağını açıkla- mayı kendimıze ış bıldik. Zaten sonu- cun da böyle çıkacagından emıniz. Siz de merak etmeyın ıstedik. Evlı evine, köylü köyüne; gazeteci, yazar da hap- sine.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle