Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 1995 CUMA
12 DtZİYAZI
Mustafa Kemal, 'hayırh tesadüflerle' Ankara'ya kadar ulaşan Hintliden kuşkulanıyor
Mustafa Sagirsahnede...9 ngiliz casuslannın kol
I
gezdiğı işgal Istanbu-
lu'nda bir Hintli casus:
Mustafa Sagir. Hint M üs-
Iümanlannın topladığı
milyonlarca altınlık yar-
dımı Anadolu'ya ulaştıracagını
söylüyor... Ankara'ya gidip
Mustafa Kemal'e bir
u
kutsal
emanet" ile bir mektup sunaca-
ğinı söylüyor... llişki kurduğu
kimi Türklere güven vermeyi
başanyor. Hatta. Türk-Hint Mu-
hadenet (Yardımlaşma) Cemi-
yeti'nin kurulmasına önayak
oluyor...
Bütün bunlardan sonra Mus-
tafa Sagir, İttihatçilartarafindan
kurulmuş olan ve Anadolu ile
ilişkileri gizlice sürdüren Kara-
kol Cemiyeti'nden güven mek-
tubu almayı başardı. Inebolu'ya
geçtı. Orada kendisini Erkân-ı
Harb Mıralayı (Kurmay Albay)
Kemaleddin Sami Bey (sonra
Berlın Elçisi Kemaleddin Paşa)
karşıladı. Çankırı'ya gelişınde
de törenler düzenlendi. Anka-
ra'ya vardığında, Türkçe bilme-
sine karşın, Bahriye Mülazım-ı
Sanisi (Deniz Teğmeni) Meh-
met Aii Bey, tercümanlığını yap-
mak ve özel hizmetlerini yerine
getirmekle görevlendirildi.
Ankara'da da törenle karşıla-
nan Mustafa Sagir, Hürriyet
Oteli'nin üst katında konukedil-
di. Bakanlarla, mebuslarla, ga-
zetecilerle, hemen her kesimden
insanla ilişki kuruyor; Hindis-
tan 'da Ankara hareketine yardım
için toplanan altınlan yakında
Ankara'ya getirtece|ini söyle-
yerek güven ve saygı uyandın-
yordu
Mustafa Kemarbı
kufkulan
Mustafa Sagir, Mustafa Ke-
mal Paşa'yı da zıyaret ederek
Hintli Benâm-ı Âlem EbiiifazJ
Abdülmennan Efendi'nın gön-
derdiğını öne sürdüğü bir san-
cak ile birmektup verdikten son-
ra milyonlarca altın tutanndaki
Hindistan yardımı öyküsünü an-
lattı; durumu ve gereksinimleri
yerinde görüp bunlann hepsinin
Müslüman dünyasından karşı-
lanmasına aracılık edeceğini
söyledı.'
Mustafa Kemal, bu adamdan
kuşkulanmıştı Kısa süre sonra
onu yargılayacak olan Istiklal
Mahkemesi'nin Başkanı Topçu
Ihsan Bey (Eryavuz), şu sözlen-
ni aktanyor:
"Kendileri, evvela lstanbul'a
geliyorlar. İngilizJer bu seyahat-
ten haber aJamıyorlar. Sonra, ha-
yırlı bir tesadiif eseri, İstan-
bul'daki gizli teşkilatımıza men-
sup zabitlerimizle temas ediyor-
lar; vine ha> ırlı bir tesadüf, ken-
disini bizim teşkilatımızın mer-
kezierinden birisinin karşısında-
ki eve misafir ediyor. Biz kendi-
sinin tstanbul'a teşrifini bu yol-
dan öğrenivoruz. Doğrudan doğ-
ruya, İnebolu volundan Anka-
ra "ya gelmekte tehlike görüyor-
iar. Buigaristan 'a geçiyorlar, Var-
na'dan ınebolu'va doğru yola çı-
kıyoriar, fakat ilk defa aksi bir
tesadüfie yolda bir Yunan torpi-
dosu kendisini yakalıvor. İstan-
bul'a getiriyor, Ingiliz makamlannates-
lim ediyor. Yine iyi tesadüfler başlıyor:
İngilizler, Hint Hiiafet Komitesi'nin bu
'çokmühim" şahsiyetinitanıyamryorlar
ve serbest bırakıvorlar! Kendileri de bu
defa doğrudan doğruya İnebolu'va ge-
çiyoriar. Kemaleddin Sami Bey de bu
mühim şahsivetin yol arkadaşbğuıı ya-
parak Ankara'ya getiriyor. Şimdi, bü-
tün bu güzel tesadüflerin neticesi olarak
aramızdaduiar. Bu kadar çok ve birbi-
rini rakip eden güzel tesadüflere sen ne
dersin?
- thsan Beyefendi, bu zat 'suspect'tir
(şüpheli kişi). Zannediyorum ki netice-
de mahkemenizin önüne çıkacaktır.".
Mustafa Sagip'm gizf
mürekkeple yanfcğı mektııpiap
Alınan bir ıhbar mektubu uzenne,
Mustafa Sagir'in yazışmalan gizlice
inceleniyordu. tstanbul'daki RamizBey
adına. 1leri gazetesi yazarlanndan Fe-
rid Cavid eliyle mektuplar gönderen
Mustafa Sagir. bunlarda havadan su-
datı söz ediyordu. Bir kimyagerin yap-
tığı işlemler sonucu, mektuplarda giz-
li mürekkeple yazılmış bölümler bu-
•—n
ustafa Sagir, Mustafa Kemal Paşa'yı da
ziyaret ederek Hintli Benâm-ı Âlem Ebülfazl
Abdülmennan Efendi'nin gönderdiğini öne
sürdüğü bir sancak ile bir mektup verdikten
sonra milyonlarca altın tutanndaki Hindistan
yardımı öyküsünü anlattı; durumu ve
gereksinimleri yerinde görüp bunlann
karşılanmasına aracılık edeceğini söyledi.
Mustafa Kemal, bu adamdan kuşkulanmıştı...
IBRETALINACAK BİR YARDIM OYKUSU
Arastırma: AIPAY KABACAll
tşgal altındaki İstanbul'da, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı engelleme>e çalışan İngiliz casuslan kol geziyordu.
İngiliz parasıyla' hiiafet ordusu'
İngilizler, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın
başansızlıkla sonuçlanması için
işbirlikçilerinden de yararlanarak
ellerinden geleni yaptılar. Bütünsel
açıdan bakıldığında. bir iç savaş
çıkarmaya çalıştıklan söylenebilir.
Padişah halife ve Istanbul hükümetleri de
bu oyuna gelerek tngilizlerden para alıp
'ordu' kurmava kalkıştılar. Ulusçulann
üstüne 'Kuvayı Tedibiye' (yola getırme
güçleri) gönderilecektı... Kuvayi
Milliye'yı ortadan kaldırmak üzere
eyleme geçen Anzavur kuvvetleri
'Kuvayı Muhammediye" diye
anılıyordu... Türkıye Büyük Mıllet
Meclısı'ni dağıtmak üzere Anadolu
üzerine Hiiafet Ordusu' gönderilmeye
kalkışılıyordu...
İngiliz belgelenne dayanarak ("tngiliz
Belgelerinde Atatürk". I-II) Ingilizlerin
kimi eylemlerinden söz edelim:
# İngiliz Askeri Istihbarat Müdürü'nden
Dışişleri Bakan Yardımcısı'na gönderilen
yazının ekinde,
u
Mustafa Kemal'le temas
aramak isteyen Sovyet ajanı rolünde
Balıkesir'e (Balıkhisar?) gönderilen
İngiliz ajanının topladığı istihbarat" yer
almaktadır.
# 3 Mart 1920 günlü belgede,
propaganda amacıyla Şeyhülislam'ın
buyruğuna 40 bin lira verildiği
belirtilmektedir.
# İngiliz Yüksek Komıseri Amiral J.
Robeck,lngiltere Dişişleri Bakanı Lord
Curzon'a23 Eylül 1920 günlü
telgrafında, sadrazamın yüksek
komiserlerden ulusal hareketi bastırmak
için şunlan istediğini açıklamaktadır:
a)15 bin kişilık asker ile 25 bin kişilik
jandarma kuvveti kurma izni: b)ltilaf
devletlerinin el koyduklan silahlann geri
verilmesi; c) Asker taşımak için gemi; d)
Yabancı subaylar; e) 25 milyon lira borç.
0 Yine Robeck'ten Lord Curzon'a
gönderilen 14Ekim 1920 günlü yazida,
yüksek komiserlerin padişahla
görüşmeleri üzerine şu bilgi
verilmektedir:
"1- Padisahın Anadolu'ya bir kuruJ
gönderilmesine ra/ı olduğu, ancak
kurulla birlikte millivetçikre karşı kuvvet
kullanılmasını ister göründüğü; 2-
Padişahın aynca mali yardım istediği; 3-
Padişahın İngiliz dostluğundan söz açtığı,
milliyetçilerin iktidara gelmelerinden ve
kendi kişisel güvenliğinden kaygı
duyduğu..."
lunduğu saptandı ve bunlarokundu. Ve
casus olduğu anlaşılan Mustafa Sagir
tutuklandı.
İstıklal Mahkemesı Başkanı Ihsan
Bey (Eryavuz) şunlan anlatıyor (Tarih
Konuşuvor. Mart 1964)
"İlk tahkikatı PolLs Müdürlüğü Siya-
si Şube Müdürü Mehmetçe Be> yaptı.
Mustafa Sagir Efendi. bu kesin ve inkâr
kabul etmez kanıtlar karşısında suçunu,
güç inanılır bir soğukkanülıkla itiraf et-
mişri. Fakat hemen anladım kL bu iri-
rafta da özel amaç varmış. Çünkü dos-
ya bize ulaştığı gün, İstıklal Mahkeme-
si Başkanlıgı'nı vürüten benimle özel
birgörüşme' istedi.
Önümde, mektuplann gizli satırlan
ve soruşturma dos\astnın suçu gün ışı-
ğma çıkaran irirafİannı sıralayan dos-
ya, kendisini kabul ettim. Aldığı son
mektupta İngilizler kendisine şunlan
soruyorlardı:
- Şeyh Sünusı, Ankara'da mıdır?
Kendisinin orada $e\hülis!am!ık katt-
na getirileceğini haber aldık. Doğru mu-
dur? Bağdatlı İzzet'ten haber alama-
dık. Kendisi nerededir? Mustafa Kemal
Paşa'nın oturduğu >erle muhafızlan-
nın bulunduğu yer arasındaki uzaklık
ne kadardır? Mustafa Kemal Paşa'nın
şoförü hangi millettendir? Irkı nedir?
Nerelidir? Ara sıra gezmeje çıktığı za-
man hangi volu izler? Geçeceğj jerleri
kendisi mi belirler, şoförüne mi bırakır.
Bindiği otomobilin markası ve modeli,
projektörlerinin giicü nedir?
Sorular ö\kde\am ediyordu ki, bun-
lar ancak bir suikast için gerekebilirdi.
Mustafa Sagir. kendisinesorulan bir so-
ru üzerine de Afgan Emiri'ne uygula-
nan ve başanyla sonuçlanmış bir öldür-
me planını da bizzat haarladığını sö>-
lemişti.
Bu deneyimini Ankara'da tekraıia-
mak için gelmişti. Mektuplar, bu sonu-
ca doğru nasıl gü\enii adımlarla gittiği-
ni, hiçbir tartışmaya gerek bırakmaya-
cak kadar açıklıkla kamtiıyordu."
Hntf casusun gcçmşi
Mustafa Sagir'ı vargılayan Istiklal
Mahkemesi'nin üyelerinden Kılıç Ali
de (Ali Kılıç) anılannda (İstiklai Mah-
kemesi Hatıralan, s. 84-86) Hintli ca-
susun geçmişi üzerine şu bilgileri veri-
yor:
-1910 yılında Mısır'a gönderilerek
orada Mısır milliyetçilerinin durum ve
eylemlerini incelemekle görevlendiril-
miş. Kcndine. oraya Arapça öğrenimi-
ne geuniş bir Hintli sıfatı vererek birta-
kım yapay ve safça ta\ırlartakınarak İs-
tanbul'da yaptığı gibi, Mısır'da da mil-
liyetçilerin arasına girmeyi başarmış ve
hatta reisleri Ali Fehmı Kâmıl ile de
dostluk kurarak bunlann bütün içyiiz-
lerini ve amaçlannı anlayıp raporla İn-
giliz hükümetine bildirmiş. (_.)
Genel savaşta Hindistan'ın durumu
önem kazandığı zanıan. oraya gönderi-
len bu melun adanı genel valinin maiye-
tinde bir süre çalrçtıktan sonra Hindis-
tan Bakanlığı Mali İşler Genel Müdü-
rü Lord Radstock'un tavsiyesiyle Ge-
nelkurmay İstihbarat Şubesi'nde gö-
revlendiriliyor ve Londra'ya geliyor. Bu
adamın sorgusunda, genel sa\aş içinde
çok önemli roller oynamış ve çeşitli ül-
kelerin casusluk ve propaganda örgüt-
leri\le uğraşmış olduğu görüldü. Ö/.el-
likle İsviçre'de gorevlendirildiği zaman
orada bütün sa>aş süresince (kendisi-
ne) Hint bağımsızuğı için (çalışan) Hint-
li bir vatandaş süsü verdiğini, birçok
Türk ve Almanı aMatmayı başararak
onlann felaketine yol açtığını anlamış-
nk."
Mustafa Sagir'i yargılayan Is-
tiklal Mahkemesı, Cebelibereket
Mebusu Ihsan Bey'in (Eryavuz)
başkanlığında, Antep Mebusu
Kılıç Ali, Kütahya Mebusu Ce\-
det (İzrap), Elaziz Mebusu Hü-
seyin Bey'lerden kurulmuştu.
Beş altı oturum sonra, 23 Mayıs
1921 günü şu karara vardı:
"İngilizlerden aldığı talimat
üzerine kendisine Hint Hiiafet
Komitesi'nin temsilcisi süsünü
vererek casusluk >apmak üzere
Ankara'yageldiğive.\jıkara'dan
İstanbul'a Ferid Cavid adresine
kimyasal bir bileşimle gizli ola-
rak yazmış bulunduğu mektup-
larla Anadolu Hükümeti ve Mus-
tafa Kemal Pasa hakkında sürek-
li olarak bilgi gönderdiği iddiasıy-
la mahkememize verilen İngiliz
uyruğundan Hindistan'ın Peşa-
ver şehrinde doğma, 34 yaşlann-
da, Zekema oğlu Mustafa Sagir
ile Mustafa Sagir'in İstanbul'da
İngiliz gizli örgütü merkezine
gönderdiği anlaşılan \c gizli mü-
rekkeple > a/ılı rapoıiannı verine
ulaştırarak adı geçenin e> lemine
katılmak suçuyla keza mahke-
memize verilen, İstanbul'da doğ-
ma, 42 vaşında, İlerı gazetesi ya-
zı ailesinden Mehmed oğlu Ferid
Cavid ile keza İngiliz casus örgü-
tünden olduğu ve Anadolu'da
özellikle Şe>h Sünusi Hazretle-
ri'nin durumunu ve eytemlerini
yakından ızlemek üzere göre\-
lendirikliği anlaşılan 25 >aşlann-
da, deniz teğmenlerinden İirgüp-
lü Arif Paşazade Mehmed
Alı'nin açıkyargılanmalannda:
lOyaşındabaşlayan
serüven
Hintü Mustafa Sagir'in ger-
çekten de 10 yasından beri İngi-
lizler hesabına casusluk \apmak
üzere özel olarak \ctiştirildiği ve
birçok yeıierde İngilizler adına
ve çıkanna casusluk >aptığı \e
sonra İngiliz Dışişleri Bakanlı-
gı'nın ona\ı ve İngilizlerin İstan-
bul'da casus örgütündegörev len-
dirildikleriAlbav Nelson'unem-
riyle İstanbul'a gelip Anado-
lu'nun güvenini kazanmış bazı
kimseleıie ortaklaşa Türk-Hint
Muhadenet Cemiveti adı.vla bir
cemiyet kurduğu ve daha sonra
karakol merkez kurulundan al-
dığı güven mektubu ve belgeyi
taşıyarak kendisine Hint Hiiafet
Komitesiolaganüstü delegesi sü-
sünü vererek Ankara'ya geldiği
ve Ankara'da kinnasal bir bile-
şimle ve eczalı mürekkeple yazıl-
mış mekruplarla İngüizlere gizli
hususlan bildirdiği ve bövtece
casusluk vaptığı, gerek ele geçen
kanıtlarla ve gerek kendi ifiraf-
lan veyapılan yargüama sırasın-
da tanıklann sözleriy le kesinlik-
le anlaşılan Hintli casus Musta-
fa Sagir'in asılarak idamına»"
Sanıklardan Ferid Cavid,
Hintlinin gerçek görevini eski
Istihbarat Komisyonu Reisi Bin-
başı Rıza Bey ile TBMM Reisi
Mustafa Kemal Paşa'ya bir
mektupla bildirdiği için yaşam
boyu kürek cezasına çarptınldı.
Mustafa Sagir, eski Bağdat Be-
lediye Başkanı İzzet'in de İngi-
lizler tarafından casusluk ama-
cıyla Ankara'ya gönderildiğini
söylemişti. Onunla ilgili kanıt bulun-
madığından aklanmasına, ancak dav-
ranışlan kuşku verici bulunduğundan
ulusal savaşın sonuna kadar hükümet-
çe uygun görülecek biryere sürgün (ka-
lebend)edilmesinekararverildi. Deniz
Teğmeni Mehmet Ali, casusluk suçun-
dan aklandıysa da "kendisinin millida-
vanın izlenmesi için dirençli bir karak-
tere sahip olmadıgı anlaşıklığından''i.s-
tanbul'a geri göndenlmesı kararlaştınl-
dı.
istiklai Mahkemesi'nin karannda,
yalnızca "casusluk"suçlaması yer alı-
yordu ve bu, o dönem için, idam ceza-
sını gerektiren bir suçtu. Yayımlanan
bütün anılarda. Hintli casusun Musta-
fa Kemal'e suikasta hazıriandığı, bu-
nun için yaşayışıyla ve parayla elde et-
meyi düşündüğü yakın çevresiyle (ya-
verleri vb.) ilgili bilgiler topladığı be-
lirtilmektedir.
Mustafa Sagir, karann ertesi günü,
24 Mayıs 1921 sabahı Karaoğlan Çar-
şısı'nda idam edildi...
Yarın: Hindistan *dan gelen
paralar
ESKİŞEHİR ASLİYE 3. HUKLK
MAHKEMESI
1993'3 E.
1994 883 K.
Da\acı Mehmet Çelık vekılı tarafından davalılar Güla> Çelık
vs alevhine mahkememize açılan tespit davası sebebı\le;
Viahkememız dosyasının yapılan açık yargılamasi sonunda;
dava nın kabulü ile, Eskişehir Merkez Karacahöyük Kövü. paf-
ta 4, par sel: 2826. 2827. 2828, 2857. 3856. 3861. 2862. 2858.
2S59. 2860. 2863, 2864 ve 2867 parsel no'lu taşmmazlar uze-
rırde bulunan bınalann da vacı Mehmet Çelık tarafından >apıl-
dığının tespıtıne \e 3. Sulh Hu kuk Mahkemesi'nın 1992 420
esas savılı dosvasındaki satış neticesın de bina bedelı olarak tes-
pi: edılıp tedbiren bloke edılen paranın davacı Mehmet Çelık'e
öcenmesıne \e ihtıvati tedbirın hüküm kesın le^mcc\c kadar
dcamına. kesınle$tikten sonra kendıligınden kalk nıasına dair
ı^bu \erilen hüküm özetı davalılar Gülay Çelık. A>>el Özkefe.
Giltekın Gündem. Mesut Gündenı. Atilla Gündem. Bıhte rın
Gindem'e ılan tarihınden ıtıbaren 7 günlük bekleme süresı so
ntnda başlayacak 15 günlük temyız müddetı içcrısınde temyiz
edl medıgı takdirde kesınleşeceğı husııtunun ılanen teblıgi. ka-
ra- teblıSi verine kaım olmak üzere ılanen teblıû olunur
2^.I2JW
Basın: 558
ÇAYIRLI KADASTRO
MAHKEMESI \\DEN
l988'60Esas
1992 57.58.59.60
Esaslar Davacı Hazıne tarafından davalılar Şadi Akagündüz
ve arkadaşları aleyhine açılmış bulunan tespitin iptali ve tescil
davasının \apilan açık duruşması sonunda.
Davalılar Müslüm Doğan ve Yücel Doğan'ın tüm araştırma-
lara rağmen açık adresleri tespit edılıp. dava dilekçesı \e duruş-
ma günü teblığ edılememıştır.
7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun hükümlerine göre adresleri
tespit edilemeyen davalılar Müslüm Doğan ve Yücel Doğan'ın
duruşma günü olan 1.3.1995 günü saat 09.0O'da duruşnıada ha-
zır bulunmalan, aksı takdirde duruşmava yokluklarında dcvam
edileceğı hususu ılanen teblığ olunur.
Basın 2X1
Süreyya Plajı'nda sahibinden kiralık daire
Tel.: (0216) 371 39 02
1995
CUMHIRİYET AJ \\D\SI
umhurıyLüks ciltli, büyük
boy ajandayı
Cağa/oğlu, Taksim
ve Caddebostan
sergi
salonlarımızdan
bulabilirsiniz.
Fivatı: 150.000 TL.
( ıımlıurirel Kitap Kulübii Çağ Pazarlama.S.Ş. Tiirkocağı (ad.
39/41 Cağaloğlu.lsianbul
. Posta Çeii llesap \o:666.122
ANKARA ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Yaşam Biçimi
O konser, sanatseverlere bir armağan kuşkusuz.
CSO'nun geleneğini sürdüren bir müzik olayı, ama belli
bir olguyu da sergiliyor ayrıca, bir tepkiyi, bellı çevrelere,
tekseslilikte direnenlere, sanata soğuk bakanlara, sanat-
çıyı dışlayanlara da bir uyarı. Baştan sona güzel bir olay.
Ankara Kapaiı Spor Salonu dört bin beş yüz kişi alıyor.
Aşağıdaki bölümle birlikte beş bin kişi, böylece iki gece
on bin kişi izliyor CSO'nun yılbaşı konserini. Kaç kuşak
bir arada, analar, babalar, çocuklar ve torunlar. Yanımda
Güler Tanyolaç var, eski CHP'li, sonra SODEP'li, şımdi
politikadan uzak kamu görevinde çalışıyor. Mutlu görü-
nüyor. Onunla bu salonda izlediğımiz CHP kurultaylannı
anımsadık. Bir gün aynı yerde, bir çatıda buluşacağımızı
düşünemezdik o zaman.
Başkentte çağdaş bir salon yaptıramayanlar da geldi,
gördü mü acaba? Peki, bütçe görüşmelerinde, Opera
Bale bütçesinde kesıntiler yapanlar? Kalabalıkta ANAP'lı-
larda gördüm, DYP'lilerde ama Refah Partısi'nden kim-
seyi görmedim elbet. Refahlı başkan böyle yerlerde gö-
rünmüyor hiç. Bakanlar da milletvekilleri de Anayasa Mah-
kemesi Başkanı, konuğu Kıbns Anayasa Mahkemesi Baş-
kanı da orkestrayı, solistlen ayakta alkışladı. Kesintili büt-
çe olayının ezikliğinı de duydular mı acaba?
Gürer Aykal'ın oluşturduğu bir gelenek var, kimi şarkı-
lar birlikte söyleniyor, orkestraya alkışlanyla katılıyor izle-
yiciler. Biriıkte şarkı söylemek güzel bir olay. Kaç kuşak
bir arada; ıçten, yürekten soluk verıyor, bu şarkılara. Söy-
lerken, dinlerken bir başka coşku duyuyor insan, bir baş-
ka özlem duyuyor. Dev boyutlu bir orkestra düşlüyor, mil-
yonlarla oluşan, milyonlann sesinı, şarkısını duyuran bir
konserin özlemiyle çarpıyor yüreği.
O konseri de dınleyeceğiz bir gün.
Yılbaşı konserieri, bu umudu da ışıldatıyor. Teksesliliğe
tepkiyle oluşuyor bu kalabalık. Tekseslilik eğilimlerine kar-
şı bir direnişi kanıtlıyor. Gürer Aykal'ın değneği de başka
tür ışıldıyor o akşam, sanatseverlere seslenmekten, sa-
natseverlere sarılmaktan mutluluk ve onur duyuyor. Der-
ken bir sürprizden söz ediyor:
" Şimdi size en genç sanatımızı sunuyoruz. Bir bale
sahnesi. Biz balemizle onur duyuyoruz."
Sahnede mavi bir dans, yazarken de ürperiyorum şu
anda, beş bin kişi soluğu kesilmiş gibi hayran izliyor dan-
sı.coşkuyladakikalarcaalkışlıyor, dans tekrarianıyor son-
ra. Vyuyan Güzel'balesinden 'Mavı Kuşun Dans/' bu.
Özden Aktürk ile Ayşe Fidanlık kuşlar gibi uçuyor, ba-
le sanatının güzelliğini sergiliyor.
•••
Yılbaşı nedeniyle Bilkent Müzik Fakültesi Dekanı Ersin
Onay da bir armağan verdi bana. BASO'nun aylık müzik
bülteninin ilk baskılarından bin. Yenı yılda yeni bir diziyi
müjdeliyor. Ocak ayında dünyada ilk kez seslenecek iki
yapıt var. Bin 'Doğum Günü Senfonisı'. Azerbaycanlı sa-
natçı Arif Melikov BASO için besteledi. Orkestranın 1.
kuruluş yılında çalınacak. Ötekı Yalçın Tura'nın keman
konçertosu. Solıst CihatAşkın, orkestrayı Cem Mansur
yönetiyor. İlk kez seslendirilen yapıtlardan başka dünya-
ca ünlü yorumcular da var yeni yıl dizisinde. Kemancı
Igor Oistrakh geliyor, orkestra yöneticisı Akoka geliyor,
piyanist Gülsin Onay geliyor, bir de Bilkent'te parlayan
yıldızlardan Emre Şen çaiıyor.
Sevgiyle, doğru eller, doğru politikalarla üreyen güzel-
likleri belirtmek için yazıyorum bunlan. Müzik bülteninin
arka kapağında güzel bir fotoğraf var. Bir genç kız, saç-
ları dökülmüş yüzü görünmüyor, ama kemanını kucakla-
masından, gülüşünü de görüyorum, bakışını da. Mutlu bir
genç kız bu. Fotoğrafın altında bir yazı:
"Istiyoruz ki, müzik herkes için bir yaşam biçimi olsun."
Bu söz, konser salonuna giden merdıvenlerin fotoğra-
fıyla tamamlanıyor kapakta ve bırkaç da sözcük:
"Ona ulaşmak, bazen sadece birkaç basamak..."
O yaşam biçimi oluşunca teksesli tırmanışlar da yavaş-
lar, durur değil mi? Bence tüm tırmanışlar yavaşlayacak
sonunda. Çoksesliliği yaşam biçimine dönüştüren ey-
lemleryaşayacağız her dalda. Toplumdaki duyarlılığın gü-
zel ürünlerini göreceğiz. Bunca acı, bunca kan, gözyaşı,
yitik umutlar, dostlar, sevgililer, düş kırıklığı, karanlık biri-
kimi ürünsüz olabilir mı? Onat Kutlar, bacaklannı yitirşe
de yürüyüşünü sürdürecek elbet, Server Tanilli yürümü-
yor, ama karanlığı delmek yolunda yanşıyor hâlâ. Yolu-
muzu aydınlatıyor. Ölenler, daha çok yaşıyor kimi zaman,
daha diri, daha güçlü.
Soluklarını bize aktarır, yarım şarkılan söylemeye çağı-
nrgibi.
Bu çağnya katılmaktan geri kalanlan tarih affeder mi?
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAGA:
1/ Bir operanın sözleri-
nin yazılı bulunduğu ki-
tap. 2/ Bir peygamber...
Meyveli ya da kakaolu
bir pasta çeşidi. 3/ Bir ta-
hılölçeği... Moiibdenele
mentinin simgesi. 47 Vi-
layet... Düz veyassı biçi-
me konmuş yenecek ya
da yutulacak madde. 5/
Üç katlı bir balık ağı...
Eski Mısır'da güneş tan-
rısı. 6/ Ortodokslarda
tahtapano üzerine yapıl-
mış her türlü dinsel resme verilen
ad..." çekme güzel n'olsa ba-
harın sonu yazdır" (Faruk Nafiz
Çamlıbel). II Askeri havacılıkta
"çıkış" anlamında kullanılan söz-
cük. 8/Çevrebilim. 9/Gelenek... Su.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Para ve ticaretle ilgili işlemlerde
kullanılabilen kısa sürelı anamal. 2/
Teriemekte ya da sıcaktan vücutta
görüJen küçük pembe kabartılar...
Akım şiddeti birimi kiloamperin
simgesi. 3/ "Haddeden geçmiş nezaket yâl ü
(Nedim)... Boşlukta 300.000 km/'sn'lik bir hızla yayılan ışık ta-
neciği.4/Renksizvekokusuzbirgaz... Birnota. 5/Birgıdamad-
desi... Kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılıkta kullanılan
bitki. 6/Tek yüzeyi deriyle kaplı davul... Tırnak boyası. 7/Nor-
veç'ten tüm dünyaya yayılmış, alev biçiminde saçlan olan oyun-
cak bebek... Bir renk. 8/Argoda esrar... Erden çavuşa kadar olan
askerlere verilen ad. 9/ Ispanya'da, tarih öncesi dönemlere ait du-
var resimleriyle ünlü mağara.
oimuş sana"
RİZE KADASTRO MAHKEMESİ
Sayı: 1990213
Davacı Camıdağı Kö>ü'nden Şevkıye Toptan ve arkadaşları
tarafından davalılar avnı köyden Fatma Şafak ve arkadaşları
aleyhine ıkame olunan tespitin ıptalı davasının yargılanması sı-
rasında:
Davalılardan Keşıf kızı Emine Toptan ile Hüseyin oğlu Ke-
mal Toptan'ın tüm araştırmalara rağmen tebligata sarih açık ad-
resının tespit edılemedıği anlaşıldığından adı geçenlere davayı
teblığ amacı ile duruşmamn 31.1.1995 tarıhıne bırakıldığı dave-
tıye yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur. 2.12.1994
Basın: 276