28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ; DYP, memura grev hakkını budadı. 'Grevsiz sendika hakkı', TBMM Adalet Komisyonu'ndan geçti Memııra grev hakkı yok•Kamu Görevlileri Sendikalan Toplusözleşme ve Grev Kanunu Tasansı, Adalet Komisyonu'nda görüşülürken 'şrev' nakkına ilışkinş ş hükümler çıkanldı. Toplusözleşme hakkına ilişkin hüJcûmlerise 1 Ekim 1997 tarihinde yürürlüğe girecek. ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Parlamento gündeminde dokuz aydır bekleyen memur sendikalan yasa tasa- nsı, 'grev' hakkı DYP tarafindan buda- narak, dün TBMM Adalet Komisyo- nu'nda kabul edildi. Tasandan grev hakkına ilişkin hükürrüeri çıkanhrken, toplusözleşme hakkına ilişkin hüküm- lerin 1 Ekim 1997 tarihinde yürürlüge ginnesi öngörüldü. Kamu çalışanlanna grevli-toplusöz- leşmeli sendika kurma hakkının tanın- masını da içeren anayasa değişikliği gündemde olmasına karşın, Adalet Ko- misyonu'nda, memura sendika hakkı Kamu çalışanına zam tasansı Bakanlar Kurulu'nda goruşuldu Yüzde 35lik zantma Tansu Çülerfireni ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Maliye Bakanhğı'nca Başbakan Tan- so Çffler'e sunulan ve en alt dûzeyde- ki memurlann maaşına yüzde 35"e va- ran oranlarda zam öngören tasiak, dün toplanan Bakanlar Kurulu'na getiril- medi. Toplantıda, üst ve alt düzeydekı memuriann maaşına yapılması düşü- nülen artışlann, ortak bir "yetki yasa- s"na dayantlarak. kararname ile ya- pılması görüşü benimsendi. Bakanlar Kurulu'nda, altdüzey me- mur maaşlanna yapılacak artışın. Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ve üst dü- zey memurlar için hazırlanan ve bugün TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesi beklenen tasanyla birleş- tirilerek veya tek başına, bir "yeüd ya- sa«''na dayanılarak, kararname iie ger- çekleştirilmesi görüşü benimsendi. Maliye Bakanhğı'nca Başbakan Çil- ler'e sunulan ve en düşük kademede- ki memuriann maasma yüzde 35 ora- nına varan zam öngören tasanmn ise Bakanlar Kurulu gündemine getiril- mediği öğrenildi. Başbakan Çiller'in, Istanbul'un so- runlanna "elatağınır açık]aınasının ar- dından. kentin sorunlannın çözümü için hazırlanan 3 tasan hükümet tara- fından imzalandı. TBMM Başkanlı- ğı'na gelecek günlerde sunuhnası bek- ienen tasanlarda, Başbakanhk bünye- sinde bir Devlet BakanlığYna bağlı olarak çalışacak bir komite oluşturul- ması ve îstanbul Valiliği'ne bağlı ayn bir komisyonun kentin sorunlan üze- rine çalışması öngörüldü. Tasanlarda, Boğaz'm imar düzeni için yeni düzen- lemeler geririlmesi, "yapı poHsi'" ör- gütünün oluşturuknası hükmüne yer verildi. verilmesini öngören yasa tasansından 'grev hakkı' çıkanldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan- lığı'nın 15 Nisan 1994 tarihinde TBMM'ye gönderdiği "Kamu Görevli- leri Sendikalan. Toplusözleşme ve Grev Kanunu Tasansrnın maddeleri komis- yonda görüşülürken, ANAP'lı komis- yon üyesi milletvekilleri, toplantıyı terk etti. DYP'nin verdiği önerge üzerine. tasanmn grev hakkının kullanımına iliş- kin 43,44,45,46,48 ve 50. maddeleri, tasandan tamamen çıkanldı. Toplusöz- leşme hakkının tanımlandığı 33,39.40. 41 ve42. maddelerinin 1 Ekim 1997 ta- rihinde yürürlüğe girmesi kararlaştınl- dı. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ali Yalçın Öğütcan, 1997 yılına kadar tasanmn bu hükümlerine ilişkin 'adap- tasyonunyapüacağınrbelirterek. "Hak- lar, kullanarak genişler" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nihad Matkap da. grev hakkının tasa- ndan çıkanlmasına karşı çıktığını bil- dirdi. Matkap, dünyanın hiçbir yerinde işçi sendikacılığına paralel olarak me- mur sendikacılığının gelişmediğini be- lirterek, tasannın "Devleti, memur kar- şısında bir güç odağı, memuru bir kapt- kulu olarak görmek yerine, memurun en temel insan haklanndan birini. eşit- lik temelinde kullanabilmesi için gerek- li yasal koşulların betirtenmesi amacry- la" hazırlandığını söyledi. Toplantıya katılan kamu çalışanlan- nın temsilcileri de hükümetin kamu ça- lışanlanna varolan haklannı veren dü- zenlemeleri yapmamasından dolayı gü- ven duymadıklannı belirterek, tasanyı 'eksik ve zaaf dolu' olarak nitelendir- diler. : Arkadaşlannın Güneydoğu illerine sürgüne gönderilmesine tepki gösteren 14 bin PTT çalışanı iş bıraktı PTT çalışanınapolis tekmesi•Polisin cop ve tekmeyle engellemeye çalıştığı gösteri sırasmda bazı PTT çalışanlan ile ÎHD avukatlan gözaltına alındı. Ankara'da da Kamu Çalışanlan Sendikalan Şubeler Platfonnu, toplusözleşmeli ve grevli sendikal hak talebiyle dün Sakarya Caddesi'nde protesto mitingi yaptı İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet)- Tüm Haber-Sen Genel Başkanı tsmail Çuıar ile 25 sendika yöneticisi ve aktif üyesinin Doğu ve Güneydoğu il- lerine sürülmesine tepki göste- ren Istanbul'daki 14-bin PTT ça- lışanı dün iş bıraktı. PTT çalı- şanlanna polis müdahale etti. Göstericileri zaman zaman kö- pek ve cop kullanarak dağıtma- ya çalışan polis, en son İHD avu- katlannı döverek gözaltına aldı. Tüm Haber-Sen Genel Başkanı tsmail Çuıar "Sürgünlerin ama- cı sendikal faaliyetlerimizi engel- lemek. Karar geri alınuıcava ka- dar iş bırakma eylemimiz devam edecek" dedi. Kamu Çalışanlan Sendikala- n Ankara Şubeler Platformu da toplusözleşmeli ve grevli sendi- kal hak talebiyle dün Sakarya Caddesi 'nde protesto mitingi yaptı. îstanbul HaberServisi'nin ha- berine göre PTT çalışanlannın, grevli-toplusözleşmeli sendika hakkı ve çalışma koşullannın ye- ', niden düzenlenmesi için 21-25 ' kasım ve 20 aralıkta gerçekleş- , tirdikleriiş bırakma eylernlerine karşı PTT Genel Müdürlü- PTT çalışanlan, sürgürüer geri alıruncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini söylediler. (Fotoğraf: HATÎCE TUNCER) ğü'nün yanıtı "sürgün" oldu. Sabah saat 8.30'dan itibaren Gayrettepe Telefon Başmüdür- lüğü önünde toplanmaya başla- dığı saatlerde polis ılk müdaha- leyi yaptı. Cop ve tekmeler kul- lanan polis, PTT çalışanlannın işyerlerinin bahçesinde toplan- malannı engellemeye çalıştı. Ça- lışanlardağılmamakta ısraredin- ce, Niyazi Balcıoğlu, Cezmi Da- nacı. Emine Yılmaz. Fikret To- nın,Saffet Kulu ve Süleyman Çi- çek gözaltına almdı. Eylem sürerken tstanbul'daki diğer iki başmüdürlük, 22 birim ve bağlı postanelerden gelen ka- mu çalışanlan öğle saatlerine ka- dar arkadaşlanna katılmak için Gayrettepe'den aynlmazlarken sürekli polisin engeliyle karşı- laştılar. Çalışanlar. eylemi sür- düren arkadaşlanna katılmak üzere. "Sürgünler durdurul- sun", "Yaşasın örgütlü miicade- lemiz" gibi çeşitli sloganlarla yü- rüyüşe geçtiler. Eylemciler bu kez polisin köpekJi ve coplu sal- dınsina uğradılar. PTT çalışanla- nnın yürüyüşünü barikat kura- rak engelleyen ve dağıtan resmi ve sivil polisler. kortejin önünde bulunan Ali Üneder ile Bayram- pasa Bastemsılcısi AhmetKara- tay ve Tüm Haber-Sen Anadolu Yakası Şube Yönetım Kurulu üyesi Erdem Kaya'yı döverek gözaltına aldı. Avukatlar gözalünda Bu saldınlardan sonra gözal- tındaki memurlarla ilgilenmek üzere eylem yerine gelen tHD avukatlan Ali Durmuş ve Sevim Akad dövülerek gözaltına alındı. Avukatlann dövülmesi polis otu- sunda da sürdü. Eylem sırasmda sürgünler ve eylemle ilgili bilgi veren Tüm Haber-Sen Genel Başkanı lsma- il Çınar, "SürgünJerin amacı sen- dikal faaüyetlerimizi engelle- mek" dedi. Tüm Haber-Sen yöneticileri- nin, sorunun çözümü için Vali Hayri Kozakçıoğlu ile görüşme talebinde bulunduklan açıklan- dı. PTT çalışanlannın Gayrette- pe Telefon Başmüdürlüğü'nde sürdürdükleri eylem, sonraki günlerde işyerlerinde sürdürül- mek üzere öğleden sonra saat 14.30'dabitirildı. Ankara'da miting Ankara Büromuzun haberi- ne göre, Kamu Çalışanlan Sen- dikalan Ankara Şubeler Platfor- mu, toplusözleşmeli ve grevli sendikal hak talebiyle dün Sa- karya Gaddesi'nde protesto mi- tingi yaptı. Kamu çalışanlannın sürgün uygulamalannı protesto etmek amacıyla 21 ocak cumartesi gü- nü de Tandoğan Meydanf nda miting yapılacak. Mitingde, Kamu Çalışanlan Ankara Şubeleri Platfonnu adı- na yapılan açıklamada, dçmok- ratik, meşru ve anayasar haklar kullanılarak, kamu çalışanlan sendikalannm kumlduğu bildi- rildi. Saldınya kuıama Kamu çalışanlan miting sıra- smda, "Sürgün bizi yıküramaz", "Yaşasuı toplusözleşme" şeklın- de sloganlar attılar. Miting olay- sızsona erdi. TÜMTİS (Türkiye Motorlu Taşıt lşçileri Sendikası) Ankara Şubesi'ne üye bir grup ışçi. sen- dikanın tstanbul Blok Temsilci- si Hasan Ercan'a yapılan silahlı saldınyı kınamak üzere iki saat ış bıraktılar. Milli Eğitim Bakanlığı perso- nelinin bağlı olduğu Türk Eği- tim-Sen Sendikası. yüzde 300 oranında yapılan yemek zamla- nnı protesto etmek amacıyla boykot karan aldı. Bakanlık per- soneli, yemek kartı almayacak ve bakanlıkta çıkanlan yemek- leri yemeyecek. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Atatürk ve Komünizm Rasih Nuri lleri'nin, ilk baskısı 1969'da yapılan ve he- men tükenen ve nedense daha sonra yeniden basılmayan (bence) çok önemli bir çalışma olan "Atatürk ve Komü- nizm" başlıklı kitabı yeniden yayımlandı. (*) Bundan tam 25 yıl önce bu kitap ilk yayımlandığında, müthiş bir ilgi ile okumuş ve tartışmıştık. Tam bağımsızlık- tan yana ve antiemperyalist, çağdaş bir devletin umut ve mücadelesi içindeki biz, o günün gençleri, Rasih Nuri'nin bu çok değerli çalışmasmdan çok yararlanmıştık. Umuyo- rum, günümüzün benzer bir arayış içinde olan gençleri de aynı derecede yararlanırlar. Kitap, bir "Giriş"\ izleyen üç bölüm ve "EWer"den olu- şuyor. Benim açımdan en ilgınç bölüm, Sayır lleri'nin Mus- tafa Kemal ve sosyalizmle ilgili kişisel değerlendirmeleri- ni yaptığı "Giriş" bölümü. "Atatürk Büyük Bir Gerçekçiy- di" altbaşlığıyla başlayan girişte, Türkıye'nin sınıf yapısı, Istanbul'daki sol vb. gibi çok ilgınç noktalara değiniliyor. Bu bölümde Dr. Şefik Hüsnü'den yaptığı bir alıntıyı ak- tamnak istiyorum: "Atatürk, demokratik birdüzen için ça- lışmıştı, ancak onun için demokrasi sırfbiçimsel bir 'san- dıktan çıkma' meselesi değildi. Kendisine karşı gelenle- rin hangi yollardan oy sömürücülüğü yapabileceklerini çokiyibiliyordu. 'Parti, dini inançlara hürmetkârdır' formü- lünün ne gibi oyunlar gizlediğini, kimin çıkanna sömürdü- ğünü Nutuk'ta (1938 baskısı, s. 640) gayet açıkça belirt- mektedir. Hakikaten de Türkiye'de üç akım için olanaklar bulunmaktaydı. 'Gerici akıma dayanan çıkarcılar, Atatürk devrimcileri, sosyalistler'..." "Mustafa Kemal Paşa'nın Durum Muhakemesi" başlı- ğını taşıyan Birinci Bölüm'de, Mustafa Kemal'in değişikya- zışmalan ele alınmakta. Ikinci Bölüm'ün başlığı, "Bolşe- vizmle İlgili Yazışmalar". Üçüncü Bölüm'de ise Mustafa Ke- mal'in Sovyetler Birliği hakkında söyledikleri derlenmiş. Bu çok önemli kitabın benim açımdan en hoş tarafı "Yir- mibeş Yıl Sonra" başlığıyla yazılan "Sunuş"u oldu. Ger- çekten zaman zaman dile getirmeye çalıştığım kimi husus- lan Rasih Nuri gibi bir büyük "usta"n\n kaleminden oku- mak, beni sonsuz derecede mutiu etti. Ve gerçekten, ne- relerden nerelere getirildiğimizi acı bir biçimde anımsattı. "1969'da hemen herkes Atatürkçü idi, bayrağı dimdik tutuyordu" diyor Sayın lleri. Ve o günlerin Türkiye solun- da, Kemalizm çerçevesinde nasıl bir birlik oluştuğuna ör- nekler veriyor. Daha sonra günümüze geliyor: "... Türkiye'de /se Ata- türk düşmanhğı gemi azıya aldı. 1- Bay Kenan Evren, Atatürk diye diye Atatürk'ün eser- lerini birer birer yıktı, partisinı kapattı, mirasını gasp etti, bölücülüğe neden oldu. 2- Islamcı, şeriatçı kesim, Atatürk düşmanlığı bayrağı- nı kaldırdı. 3- Kürt milliyetçiliği, onu baş düşman ilan etti. 4- Pazarekonomisi bayraktartan, liberalkapitalizm, özef- leştirme temsilcileri ona, eserine tümden karşı. 5- Sosyalist sol da bu koroya katıldı. Lenin'/n, Troç- ki'n/n, Stalin'/n, Mao'nun Kemalizm hakkındaki olumlu değeriendirmelerini unuttu." Ve sürdürüyor Sayın Rasih Nuri lleri: "Ve hepsi unuttular ki, Atatürk olmasaydı, 1917 Ekim Devrimi olmasaydı, bugün Anadolumuzda ne Türk ve ne de Kürt olurdu. Ege, Trakya, Batı Anadolu ve belki de Ka- radeniz, 'Büyük Yunanistan' olur, Trabzon, Siirt, Adana üçgeni de 'Büyük Ermenistan'... Antalya bölgesi ise Ital- yan mandası. Hepimiz Balkan Müslümanlan gibi ya ezil- miş bir azınlık olur veya asimile edilirdik. Bugün Türk ka- pitalizmi de söz konusu olamazdı, Türkiye işçi sınıfı da. Sevr, bu demekti." Sayın lleri'nin Türk kimliği ve ulusçuluğu ile ilgili çok il- ginç bir görüşü var. "Atatürk, 'Ne mutlu Türküm diyene!' demiştir. 'Türk olana' dememiştir. Çünkü çağdaş devlet, feodalizmi burjuva devrimleri ile aşmış olan ulusal devlet- tir, bu hiçbir ülkede etnik devlet demek değildir. En azın- dan yüzyıl gecikme ile Türkiye, bu bağlamda bir ulusal devlet halinde oluşmuştur. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde 'Türk' demek, etnikkö- keni ne olursa olsun,... hangi inanca bağlı bulunursa bu- lunsun, bizim olan bu vatanın vatandaşı, öz sahibi olmak demektir. Türk ulusçuluğu bu kanşımın ismi, sembolü- dür." Rasih Nuri'nin bu değerli çalışması gerçekten, "günü- müze ışık tutuyor". Hacı yağı kokulanyla "aftershave"ko- kulannın birbirine kanştığı lüks otel lobilerinde, Türkiye ile ilgili sayısız oyunlar tezgâhlanırken, Mustafa Kemal'in gür sesini Rasih Nuri'nin dürüst kaleminden bir kez daha duy- mak, insanın içini umutla dolduruyor. Türkiye'ye olan gü- venini tazeliyor. (*) 'Atatürk ve Komünizm', Sarmal Yayınlan, îstanbul 1994 Diyarbakır'a sürgüne gönderilen 11 yıllık PTT çalışanı: Hak aramayı öğrendim IGÜNNURİLHAN tsmail Karakuş. Bebek Telefon Müdürlüğü'nün 11 yıllık teknısyeni, şimdiki görev yeri ise 'Diyarbakır'. PTT Genel Müdürlügü'nden gelen bir yazıyla Olağa- nüstü Hal Bölgesi'nin içindeki yeni görev yerine 72 sa- at içinde gitmek zorunda. PTT Genel Müdürlüğü'ne göre, PTT'de örgütlenen Tüm Haber-Sen'in eski örgütlenme sekreteri tsmail Karakuş'a ve sendikada yöneti- cilik yapan 25 arkadaşına. Diyar- bakır Telefon Müdürlüğü'nün ih- tiyacı var. Genel müdürlük ihti- yacın nedenini ise 'artan nüfus potansheö' olarak açıklamış. Ama Karakuş, 'Kapı ulu me- mur' olmaktan çoktan kurtul- muş. Eline tutuşturulan bir ya- zıyla 72 saat içinde Istanbul'dan çıkıp Diyarbakır'da göreve başla- mayacak kadar 'hak aramayı' öğrendiğini belirtiyor. Şimdi kendisiyle dayanışma gösteren ve "Sürgünlere karşı omuz omu- za" diye slogan atan 14 bın PTT çalışanıyla birlikte iş bırakıyor, yürütmeyi durdurma karan için de mahkemeye başvunıyor. Karakuş, "Aldığım para 6 mil- yon" diyor ve şöyle tipik bir me- mur profili çizıyor: "Evlryün. Eşfan çahşmryor. Neyse kl bir ço- cuğum var. tİkokula gidKor. Ev kira. 3 mihon kirav la GOİtepe'de ottırnyorum." "Görev yerinize gidecek misi- nfa" diye sorunca "Hayır" diyor ardından da "Gttmeyecegim, so- nuna kadardireneceğiz'' diye ek- liyor. Birçok kentte ilk ve orta dereceli okullarda yanyıl tatili yann başlıyor Öğrendnin sınovla karışıktatilheyecanı Haber Merkezi - İlk ve orta dereceli okullarda yanyil tatili yaklaşırken öğrenciler tatil ve sınav heyecanını birlikte yaşıyor. Öğrencilerin büyük çoğunluğu ikinci yanyılda girecekleri zorlu sınavlarda başanlı olabilmek için tatilini, kurslara devam ederek ve ders çalışarak geçirecek. Ders geçme ve kredi sistemine göre, liseyi 5 yanyılda (2.5 yıl) bitiren öğrenciler de yann diplomalannı alacaklar. Yanyıl tatili pek çok kentte yann başlıyor. Bu okullarda tatil, 6 şubat pazartesi gününe kadar sürecek. Tunceli ve Burdur illerinde ise yanyıl tatili. 27 ocak-12 şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Tatille birlikte ilk ve orta dereceli okullardaki yaklaşık 12 milyon öğrenci ile 435 bin öğretmen 15 gün süreyle dinlenme fırsatı bulacak. Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda her yıl yaşanan karne parası tartışmalannı önlemek amacıyla yanyıl öncesi bütün okullann yöneticilerine bir genelge göndererek velilerden. belirlenen fıyatın üzerinde ücret talep edilmemesini istedi. Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz tarafindan yayımlanan genelgede, karne ücretlerinin 30 bin lira olduğu hatırlatıldı ve ödeme gücü olmayan ailelerin çocuklanna belgelerin ücretsiz olarak verilmesi istendi. Bazı okullann, ihtiyaçlannı karşılamak için karne fıyatlannı yüksek ruttuğunu göz önünde bulunduran Milli Eğitim Bakanlığı, bu durumu önlemek amacıyla da yeni bir uygulamayı yürürlüğe koydu. Buna göre okullarda kame dahil öğrenci ve öğretmenlere satılan her türlü belgeden sağlanan gelirin okullara bırakılan kısmı yüzde 20'den yüzde 45'e çıkanldı. Eğitim sisteminin adeta Ş a n ş " haline dönüştürülmesi nedeniyle pek çok öğrenci, yanyıl tatilınde. okul yerine dersaneye gidecek. Öğrenciler. dinlenmek yerine başta üniversite sınavlan olmak üzere Anadolu liseleri, özel okullar, fen liseleri, meslek liseleri sınavlanna hazırlanmak için dershanelere koşturacaklar. INGILTERE* İNGİLİZCE>• English Fast larda İ44 saat Ingilizce (Ankara, Îstanbul, lzmir şehirleri dışında oturup katılmak isteyenler için Temmuz, Agustos veya Eylül aylannda 5 hafta gûnde 6 saat toplam 150 saat Kadıköy şubemizde kurs verilecektir.) >• Ingiltere gidiş - dönüş uçak bileti >• Ingiliz eğitim otoritelerinin kabul ettigi 16 büyûk Hsan okulunda 4 hafta, haftada 15 saat eğitim >• Ingiliz aile yanında kalma, kahvaltı ve akşam yemegi >• Ayda 120 Sterlinle başlayan . .. Kurslar Ağu$toi ve iyîiil vya iklm 1993'H lngifore'do elatok şekilde plaalanmifttr. CHP-SHP DELEGELERİ İÇİN İMZA METNİ Ülkenın büyük sorunlarla karşı karşıya bulunduğu ve toplumdaki çöküntünün herkes bakımından endişe vencı boyutlara ulaştığı bir dönemde. cumhuriyetı kurmuş bir geleneğin mırasçılan olarak bütünleşme toplantısı için 28 Ocak 1995 günü bir araya gelecek olan biz CHP'li ve SHP'Ii Delegeler, Vazgeçilmez amacı on beş yıldır süren erimeyi durdurmak ve bir yokoluşu varolmaya çevirmek olan bu toplantıyı. bir hesaplaşma ve çekişme buluşmasına degıl. hüsrandan ve hayal kınkhğından uzak, coşkulu bir şölene ve şenlige dönüştürmek kararlılıgıyla, Bütünleşmenın, aynlmış parçalan yan yana getırerek eklemekten farklı bir nitelik taşıdığı, aynı süreçten Türkiye'deki solun özü sayılabilecek ortak bır düşünce çizgisi çıkarmanm zorunlu olduğu, herkesçe bilinen sıkıntılar karşısında yurttaşlann sürüklendiklen umutsuzluğu köklü çözüm öneri- leriyle gidermek ve beklentilerini kavTadıgımızı göstermek gerektiği düşüncesiyle, Karşı karşıya bulundugumuz durumu buluşma öncesınde değerîendirip, Genel Başkan konusunda toplantı gününe gelmeden karara varmanın dogru bır yö'ntem olacagına ınanarak, Bütünleşmiş partınin daha sonraki dayanışma girişımlenne inandıncılık kazandiracak olan taze kanı ve dinarnizmi sağlamaya yalnızca Genel Başkan değişikliğınin yetmeyeceğini, cumhuriyetçi düşünce birikimini seferber edecek yeni kadrolara, yeni çehrelere muhtaç oldugumuzu göz önünde bulundurarak, 1) Partililer katında olduğu kadar kamuoyunda da yasamı, eylemi, ilkeleri ve düşünceleriyle sol atılımı temsil ettiğıne kuşku duymadığımız Sayın 'm 28 Ocak 1995 toplantısında Genel Başkan olarak belirlenmesinı istediğımızi. 2) Umulan hedeflere vanlması ve sonuçta herkesin sevinebilmesi için 28 Ocak 1995 buluşmasında, bütünleşmiş partinin yeni Parti Meclisi üyelerinin de belirlenmesini ve böylece Genel Başkan'a ken- disiyle uyumlu çalışabilecek kadrolan oluşturma olanagının verilmesini gerekli gördügümüzü, tmzalarımızla şimdiden belırtmeyı, solun bütünlügüne ve parlak gelecegine inanmış insanlar olarak bızlere düşen ödev sayıyoruz. Delegenin adı, soyadı: Partisı-tli: lmzası: Yukandaki metne katıhyor ve Genel Başkan adayınızı açıklamak istiyorsaruz, imzalayarak (0 312) 437 94 14 no'lu faksa iletınız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle