Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 1995 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Hastalıklann tanısında teknoloji bağımlılığı
Yüksek teknoloji urunü pahalı tanı yöntemlerı ıle hastalıklar
eskısınden daha kolay, hastaya daha az acı ve zarar vererek,
daha avrıntılı goruntulenmektedır Ancak her alanda olduğu
gıbı bu konuda da bılınçlı kullanım şarttır Teknolojının
bılınçsız şekılde kullanılması, hastaya verdığı zararlar
yanında ulke ekonomısınde de önemlı kayba neden olur.
Prof. Dr. ERCAN TUNCEL Uludağ Ünvı Tıp Fak. Rady-
olojı Anabıhm Dalı Başkam
1
970 lı >ıllarda teknolojıde
gorulen bu>uk ılerlemele-
rın tıp alanına vansıması
kaçınılmazdı Bu vansıma-
nın en dramatık etkılerı
'radvolojik tanı yontemle-
ri'nde goruldu \ uksek teknolojıye
dayanan venı tanı yontemlerıyleeskı-
den yahıçsaptanamavan yada uygu-
laması guç ve va da hastayı rahatsız
edıcı yontemlerın >ardımıyla \arlığı
dolaylı olarak gosterılebılen hastalık-
lar. artık kolayca \e jvnntılı olarak
gosterılır oldu Ornegın ]972vılın-
dan once doğrudan goruntulenmesı
olanaksiz olan bey ın dokusu 'bilgisa-
yarlı tomografi' ıle kesıtler şeklınde
goruntulenmeve başlandı 1980 lı
yıllarda klınığe gıren 'manvetik re-
zonans vontemı'vle ıse daha da ılen
gıdılerek hem çok duzlemde kesıtler
alınmaya başlandı hem de vumuşak
dokular çok daha a\rıntılı goruntu-
lendı Bu vontemler sayesınde artık
ıns>an vucudunun bırbakımasaydam-
laşmış (şeftafla^mış) olduğu soyie-
nebılır
İnsan vucudunu he>ecan vencı şe-
kılde goruntule>en bu yontenıler kı-
sasuredetıp uvgulamalarında basko-
şeye oturdular ve •tanı'nın vazgeçıl-
mezkoşuluolma>a başladılar Hasta-
lıklann taniMndd hala en onemlı oğe
olan ı>ı bır sorgulama ve tızık mu-
ayene gerı plana ıtıldı 'Sihirli deg-
neksanılan* \e bılınçlı kullanılmadı-
ğında hekımı şaşırtarak yarardan çok
zararlı olan bu ıncelemelerın mıktarı
gıderek büyuk sayılara ulaştı \ncak
teknoloji harıkası bu yontemlerın
ufak bır kusuru vardı Kuruluş işlet-
me ve dolavısıvla hastava vansıvan
ınceleme malıvetlerının çok vuksek
olmaM Bu nedenle gereksız ve a!>ın
kullanımın neden olduğu ekonomık
kayıp, onemlı bo>utlara varmaktaydı
Olayın başka bır yonu de bu kadar
yuksek malıyetı olan (yaklaşık bır
mılyon Amerıkan Doları) ve bır ba-
kıma ınsan \ ücudunu saydamlaştıran
bu yontemlere karşın hastalıkların
tedavısınde o kadar buyük ılerleme-
lerın sağlanamamat.1 ıdı Yanı hasta-
lıklar çok lyı goruntulenıyor, hasta
hastalıgının adını zahmetsızce ogre-
nıyor, ancak daha guvenlı ve ayrıntı-
lı bır cerrahı uygulama dışında has-
talıkların tedavısınde onemlı bır de-
ğışıklık olmuyordu Bu durumda.
başta ABD'de olmak uzere. tum dun-
yada bu tanı yontemlerının aşırı kul-
lanılmalarını durdurmak ıçın onlem-
ler alınmaya başlandı
Ulkemızde ıse bu pahalı tanı von-
temlerı, denetımsız bır şekılde aşm
kullanıimaya devam etmektedır Ba-
tılı ulkelerın, kendı uretımlerı olan
bu yontemlerın kullanılmasını sınır-
lamaya çalıştıkları bır donemde bır
vıdasını bıle yapamadığımız. sadece
ajgıtın değıl tup fılm kayıt gereç-
len vehattabanyosolusyonlarının bı-
le ıthal edıldığı ulkemtzde bu \on-
temlerın aşırı kullammı olayın bo-
yutlarını sağlık sektorunde yabancı
somurusu durumuna getırmektedır
Nedenleri: Yüksek teknoloji ürünü
bu pahalı tanı yontemlerının aşırı kul-
lanımlarının önlenebılmesı ıçın ne-
denlennin bılınmesı gerekır Bu ne-
denleri şovle ozetleyebılmz
Vontemlerin ivi bilinmemesi: He-
kımler bu yenı tanı yontemlerının ne
olduklannı. bu yontemlerın perfor-
mans ve lımıtasyonlanm doğru du-
rust bılmemektedırler Bu bılgısızlı-
ğın bır nedenı. ulkemızde tyı bır rad-
yolojı eğıtımının olmaması, bır baş-
ka nedenı ıse Batı ulkelerınde hekım-
lıge devam edebılmek ıçın zorunlu
olan, devamlı mezunıyet sonrası
Cpost-graduate') eğıtımın yoklugu-
dur Teknoloji harıkası olduklarına
ınanılan bu yontemler konuyu bıl-
meyen hekımler tarafından bılımsel-
lığın koşulu kabul edılmektc, bunlar
olmadan vapılan ınceleme ve araştır-
maların bılımsel olamavacağı ve ' ya
da eksık kalacağı sanılmaktadır
Hekimlerin iyi vetişmemeleri: Tıp
cğıtımımızın çok kotu olduğu bır gcr-
çektır Bu konuda Meclıs araştirma-
sı açılması. olayın ne kadar cıddı bo-
yutlarda olduğunu gostermektedır
lyı bır tıp ve uzmanlık eğıtımının ol-
madığı ulkemızde ıyı hekımler yetış-
memekte ve sonuçta tanı kovamayan
hekım çareyı radyolojık tanı yontem-
lerıne sığmmakta bulmaktadır
Hasta çokluğu ncdenivle hastalara
yeteri kadar /aman ayrılamaması:
Hastanelerde ve ozellıkle de sıgorta
hastanelennde çok >oğun hasta akı-
nı karşısında bunalan ve zaman veter-
sızlığı nedenıyle hastayı doğru durust
muayene edeme>en hekım olası bır
hastalığı gözden kaçırmamak ıçın ve-
rısının çok yuksek olduğunu sandığı
bu pahalı yöntemlerı abartılı bır şe-
kılde ıstemektedır Sonuçta fasıt bır
daıre oluşmakta, hastasına yeterlı za-
man ve ozenı gosteremeyen hekım.
hastayı muayene etmek yerıne, gıt-
tıkçe daha çok tetkık ıstemekte vc gı-
derek bu tanı yontemlerıne bağımlı
hale gelmektedır
Hastalann bu tetkiklerin vapılma-
sı için ısraretmeleri: Pahalı tanı yon-
temlerının aşırı kullanımının bır baş-
ka nedenı de hastalann ısrarıdır
Medyaiın haber nıtelığını arttırmak
ıçın yontemlerın performanslarını
abartarak vermesı ve çevreden gelen
benzer şekılde abartılı ov meler sonu-
cu hastalar, bu aygıtlann dertlennı
bıleceklerıne ınanmakta. gerekmese
bıle doktorlarına bu ıncelemelerın
yapılması ıçın baskı vapmaktadırlar
Bu şekıldekı baskı daha çok SSK ve
Emeklı Sandığı gıbı sağiık harcama-
lannı kendılerı >apmavan gruptan
gelmekte ve bu hastalann çoğu da bu
hastanelenn hekımlerının muayene-
hanelerınden geçtığı ıçın hekım bu
baskıya boyun eğmek zorunda kal-
maktadır Hastanın ısrarının bır dığer
nedenı de polıkhnıklerdekı hasta sa-
yısının çoklugundan dolayı kendısı-
ne yeteri kadar zaman avıramayan he-
kım tarafından doğru durust muaye-
ne^dılmedığını fark etmesıdır
Özel sektörde kurulan tanı merkez-
lerinin kâriannı arttırabilmek için he-
kimlcnvapav (sunı)gercksinımlcrya-
ratmava zorlamalan: Aşırı ıstek ne-
denıyle hastanelerın gereksınımı kar-
şılayamaz hale gelmesıne bakılarak,
malıyetlerı ıle orantılı olarak gelırle-
rının de vuksek olması gereken bu
yontemler özel sektor tarafından de-
netımsız bır şcktldc hızla kurulmaya
bjşlandı
kredı ıle vadakıraiama Cleasing')
yontemı ıle kurulan vc yuklu aylık
odemelerı bulunan bu merkezler do-
ğal olarak tek gelır kaynaklan olan
hasta sayılarını arttırmanın yollarını
aramaya başladılar Bulduklan çö-
zum ya merkezlerınc hasta gonder-
me potansıvelı olan hekımlerı kuru-
luşlarına ortdk etmek ya da hasta gon-
deren hekımlere. gonderdıklcrı hcr
hasta ıçın belırlı bırpara (yüzde) ver-
mektı Sonuçta daha çok hasta gon-
deren hekım, daha çok kazanmakta
ve dolavısıyla gereksınım olsun ol
masın her hastadan bu ıncelemelerın
yaptırılması ıstenmektedır
Çozum yolları: Bu sorunun çozu-
mu, hekimlerin eğıtımı ve uygulama-
ların sağlıklı bır şekılde denetımıyle
olasıdır Bunun yontemlerını de şu
şekılde ozetleyebılmz
I. Metlıs araştırmasına konu ola-
cak kadar kotu olan tıp eğıtımımız
duzeltılmelı, bılgı ve becerı sahıbı,
kendıne guvenen hekımler yetıştml-
melıdır Bu şekılde yetışen bır hekım
gunluk pratığınde karşılaştığı hasta
lıkların yuzde 90 ından fazlasına
duzgun bır fızık muayene ve basıt la-
boratuvar testlerı ıle tanı koyabıle-
cek pahalı tanı vöntemlerınebaşvur-
masına gerek kalmayacaktır
2.Tıp ve uzmanlık eğıtımınde yuk-
sek teknoloji ürunlerı olan bu pahalı
aygıtları bünyesınde bulunduran rad-
yolojı dısıplınının eğıtımıne ağırlık
vcnlmelı ve hekımlere her yontemın
ne olduğu performans, lımıtasyonla-
rı ve hastalıkların tanısında hangıle-
rının kuilanılacağı. kullanım sıraları
ıv ıce oğretılmelıdır Hastanelerde sık
sık hastalann tanı ve tedavılennın na-
sıl yapıldıgının tartışıldığı toplantı-
lar vapılmalı, bu toplantılarda radyo-
lojık >ontemlerın kullanılış şekıllerı
ırdelenmelıdır Bu konuda buyukgo-
rev. tıp fakultelerının radyolojı anabı-
lım dallarına duşmektedır Ancak
radyolojının sadece rontgen uygula-
malarından ıbaret olduğu yıllardakı
ıhtısas tuzuğunün, kadro sınırlama-
sının vc daha da oncmhsı bu anlayı-
şın geçerlı olduğu gunumuzde bu go-
revın yerıne getırılmesı olanaksızdır
Bu gorevın başarılabılmesı ıçın rad-
yolojı anabılım dalları, kuçük dal sta-
tüsunden çıkarılmalı, cn azından ıç
hastalıklan, cen-ahı gıbı büyük ana-
bılım dalı konumuna getmlmelı yanı
kadrolan en azından ıkı katına çıka-
nlmalıdır Lnıversıte ve tıp fakulte-
lcnnın vonctıcılerı, radyolojının tanı-
nın ana oğesı olduğunu ve yanlış kul-
lanımının ulke ekonomısıne verece-
ğı zararları görmelı ve hastanelerın
temel kuruluşu ve bır bakıma vıtrını
olan bu anabılım dalını her yonden
destcklcmeiıdır Tıp fakultelerınde
yenı bır bolum yapılaşmasına gıdıl-
melı nükleertıp radyasyon onkolo-
jısı ve dıyagnostık radyolojı anabı-
lım dalları 'radyolojik bilimler bölü-
mü' adı altında dahılıyc ve cerrahı
bolumlerının yanında uçuncu bırbö-
lum olarak orgütlenmelıdır
Özel tanı merkezlerıne klınısyen
hekimlerin ve I derecede akrabala-
rının ortak olmaları yasa ıle engel-
lenmelıdır Gonderılen hasta karşılı-
ğı para alınması, gızlı yapıldıgı ıçın
denetlenemez Ancak çok yaygın
olan bu olayın <kı tstanbul'da bu şe-
kılde ruşvetle çalışmayan ancak bır
kuruluş bılıyorum) ornegın tabıp
odalarınm yapacağı toplantılarla has-
taların soyulmasından başka bır şey
olmayan çırkın ve gayrı ahlakı bır ış-
lem olduğu hekımlere ve halka anla-
tılmalı medya goreve çağrılmalıdır
Sonuç: Yuksek teknoloji urunu pa-
halı tanı yöntemlerı ıle hastalıklar es-
kısınden daha kolay, hastaya daha az
acı ve zarar vererek, daha ay rıntılı go-
runtulenmektedır Ancak her alanda
olduğu gıbt bu konuda da bılınçlı kul-
lanım şarttır
Teknolojının bılınçsız şekılde kul-
lanılması, hastaya verdıgı zararlar ya-
nında, ulke ekonomısınde de onemlı
kayba neden olur Ayrıca, bu goz ka-
maştırıcı gelışmeier, tanıda en onem-
lı oğenın, ıyı bır sorgulama ve fızık
muayene olduğu gerçegını unuttur-
mamalıdır Bu konuda ılk şart, bılgı
ve becerı sahıbı hekımler yetıştınl-
mesıdır Hekımlere, modern tıbbın
temelı konumuna gelen radyolojık
yontemlerın ne oldukları çok ıyı og-
retılmelıdır
SELÇUK tCRA DAİRESİ
DosvaNo: 1993/787 Esas
Adı kırava ve hasılat kıralarına aıt takıp taleplerıne
odeme emrı nın ılanen teblığı
1- \lat.aklı ve varsa vekılının adı. soyadı ve ıkametgâhı
Ismet Mercan vekılı ^v Cengız Aydın SELÇUK
2 Borçlunun ve varsa kanunı ternsılcısının adı, soyadı ve
ıkamet gâhı Beyaz Saray Tunstik Yatınmlar ve lşletmecı-
lık A Ş "\ı temsılen Sedat Boztepe ve Celal Tektav, Ataturk
CaddesıNo 29 \ SELÇUK
3- Alacağm Turk parasıvla tutan. faız mıktarı ve ışlem-
eye başladığı gun 178 118 000 - TL Alacağın 12 07 1993
tanhınden ıtıbaren % 60 faız, ıcra gıden, masraf ve vekalet
ucretı ıle tahsilı
4- Bır terekeye karşı vapılan takıplerde mırasçılann adı
soyadı ve ıkametgâhı -
5- Mukavelename ve tarıhı Selçuk Noterlıgı'nın
27 10 1989 tanh 9312 vevmıj'e no'lu kıra sozleşmesı
Yukanda yazılı borcu işbu odeme emnnın teblığı tanhın-
den ıtıba ren 30 gun ıçınde odemenız, yıne borcun bır
kısmına veva tamamına veya alacaklınm takıbıne karşı bır
ıtırazınız varsa. >ıne bu odeme em nnın teblığı tanhınden
ıtıbaren 7 gun ıçınde açıkça ve sebeplen ıle bırlıkte Icra ve
Iflas Kanunıı nun 62 ncı maddesı hukmu gereğınce dılekçe
ıle veya sozlü olarak ıcra daıresıne bıldırmenız, kıra akdını
ve sozleşmedekı ımzanızı kesın ve açık olarak reddetme-
dıgınız takdırde akdı kabul etmış sayılacağınız, yukandakı
sureler ıçınde borcu ode menız veya ıtıraz etmezsenız. ala-
caklının tetkık merı.ıınden tahlıyenı zı ısteyebıleceğı ve
kesınleşen kıra alacağından dolayı da hacız talep ede-
bıleceğı ıhtarolunur (*)
(*) \- Odeme suresı Borçlar Kanunu'nun 260"ıncı mad-
desı gerc ğınce altı ay ve>a daha fazla surelı adı kıralarda
otuz gun daha az surelı olanlannda altı gun, aynı kanunun
288'ıncı maddesı uyarınca hasılat kıralarında altmış
gundur
B- Itıraz suresı Odeme suresı otuz ve altmış gun olan
adı \e hasılat kıralannda ıtıraz suresı >edı gun, odeme süre-
sı altı gun olan adı ktra larda ıse üç gumıur
< l c l f K 2 6 9
> Bas,n.229O
İLAN
T.C.
İZMİR 6. ASLİV E HUKUK MAHKEMESÎ
H\KİMLİĞİ'NDEN
1994 383
Davacı Ahmet Nadır Kayhan tarafından davalı Hatıce
Kayhan alejhıne açılan boşanma davası sebebıyle
Izmır 228 Sokak No 15 D 14 adresınde bulunduğu
bıldınlen davalı Hatıce Kayhan adına çıkarılan davetıye
bıla teblığ lade edılmış ve zabıtaca vapılan araştırmada da
adresı tespıt edılemedığınden ılanen dava dılekçesının
teblıgıne karar verılmıştır
Davalı Hatıce Kavhan'ın Izmır 6 Aslıye Hukuk
Mahkemesı'nde duruşmasının >apılacağı 20 02 1995 gunu
saat 10 30'da hazır bulunmasi veya bır vekılle kendısmı
temsıl ettırmesı, aksı takdırde tahkıkata ve yargılamaya
yoklugunda devam edıleceğı ve hukum venleceğı davetıye
yenne kaım olmak uzere ılan olunur 09 12 1994
Basın 2291
GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLAN1
(T.C Antaha Mahkeme Satiş Memurluğu'ndan)
Esas 1994 126
Antalva Tahılpazarı Mahallesı 5618 ada 5 parselde kayıtlı
taşınmaz Antal>a 2 Sulh Hukuk Mahkemesı'nın 1990/798 esas.
1991/128*
5
sayılı karan gereğınce satılacaktır
Tapu kavdına gore 164 00 m2 genışlıgınde olup uzennde tek
katlı bınalar bulunıııaktadır bu bınalann toplam değen
65 000 000 TL dır Parsel Şarampol Caddesı'nın 30 metre
dogusunda olup koşe başı parschdır Tıcan sahada olup mahallı
ravı«,lere gore m2 sı S0 000 000 - TL den muhammen bedelı
8 265 000 000 - TL'dır Uç kat ınşaata müsaıttır
1 Satış 10 1 1995 gunu saat 16 00-16 10 arasında Antalva
\dlı\e Saravı Kat 3 No 22'de avık arttırma ıle yapılacaktır Bu
satışta değerının % 75"ını bulmadıöı takdırde 20 3 1995 gunü
a>nı yerde ve avnı saatte 2 arttırma yapılacaktır 2 satışta ıse
değerının % 40 ı ve mahkeme masraflarını geçtığı takdırde en
ı,ok arttırana ıhale edılır Satış peşın para ıledır Ancak ısteyen
alıuya 20 günu geçmemek üzere mehıl verılebılır Satışa
katılanın değerın % 20 sı oranında temınat vatırması şarttır Ihal
e>e ıştırak edenlerın şartnameyı gormuş ve munderecatım kabul
etmış savılacakları başkaca bılgı almak ıstevenlerın
memurluğumu7un 1994 126 esas sayılı dosyasına başvurmaları
ılan olunur
Basın 2422
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda değişiklik
GÜRSEL ÜSTÜN htanbul Bamsu avukatlanndan
F
ıkır ve Sanat Eserlerı Kanu-
nu nda değişiklik yapılmasını
öngören tasanda Yargıtay 4
Hukuk Daıresı nın ısabetle sap-
tadıgı ılkelenn ortadan kaldınl-
ması yasanın butunluğünün
bozulması ve sakıncalı bazı hukumler yu-
zunden 'esersahiplerininçıkan' ıle bağdaş-
mamaktadır En azından 68 maddenın 1
fıkrasındakı fahış hata duzeltılmelı aynca
bır 'geçici madde' ıle 70 y ıllık koruma sure-
sını doldurmamış fılmlenn ortak >aratıcıla-
nna, emekçılenne bazı olanaklar sağlanma-
hdır
Sanatçılarımızın "Yasamız çıksın" dıye
ozlemlerını dıle getırdıklen aslında yenı
bır yasa olmavıp 5846 sayılı Fıkır ve Sanat
Eserlen Kanunu nda değişiklik yapılması-
nı amaçlayan yasa tasansındakı eleştınmız
ozetle bu
Yaklaşık ıkı yıldan ben uzennde çalışı-
lan bu yasa tasansının bazı hükumlen. ne
yazık kı "Kaş vapayım derken göz çıkar-
mak" orneğı, eser sahıplennın sınema sa-
natçılarının, emekçılenn aleyhıne sonuçlar
oluşruracak nıtelıkte hukumler ıçermekte-
dır, ayrıca yasanın butunluğu bozulmuştur
Gerçı 'üç kat fazlasını talep cdcbilme",
'komşu haklar", 'veri tabanlan', "bilgısavar
programlan', 'eser sahibinin ikamet ettiği
yerde de bazı davalar açma olanağf tasa-
nnın olumlu gorunen bazı yonlendır. an-
cak kanun yapma teknığıne de aykın olan
tasan. o kadar çok sakıncalı, çelışkılı. ek-
sık hüküm ıçermektedır kı bu halıyle dü-
zeltılmesı -neredeyse- olanaksız Ornegın
'kusursuz sorumluluk', 'tazminat davala-
nnda vetkili mahkeme'. 'talep edilecek faiz
oranı ve faizin başlangıç, tarihi'. 'başrol
oyunculannın konumu", 'zamanaşımı süre-
sinin eser sahibi lehıne vorumu", 'komşu
hak sahiplen ıle eser sahıpleri arasındakı
ilişki' gıbı pek çok onemlı unsur belırsızlı-
ğe terk edılmıştır Avrupa Topluluğu Mev-
zuat Uyumu'na ılışkın çelişkıler ve öbur
çelışkıler varlığını surdurmektedır Avnca
tasarının ıfadesı çok bozuktur Ornegın
Turk kanun koyucusunun şımdıye kadar
hıçbır yasa metntnde kullanmadığı konuş-
ma dılı ıçenğındekı 'ama' sozcugu tasarı-
nın bırkaç fıkrasında bırden yer almıştır
Aslında 1993 yaz aylarında Ankarada
DPT'de yapılan toplantılarda, butun bu sa-
kıncalı hukümlerı Kulrur Bakanlığı temsıl-
cılenne tek tek anlatmış ve bunlardan hıç
olmazsa bır kısmının duzeltıleceğı vaadını
almıştım
Ancak şu anda TBMM Mıllı Eğıtım
Komısyonu gundemınde olan 'tasan met-
ni'nı geçenlerde Cumhurıyet ın Ankara
çalışanlanndan Sayın Ece Temelkuran'dan
temm ettığımde sakıncalı, çelışkılı eksık
tüm hukumlenn varlığını aynen surdürdu-
ğunu gordum
Esasen, anılan tasan Devlet Planlama
Teşkılatı nın 'Turk-AT Mev/uat Lvumu
Sıirekli Özel Ihrisas Komisyonu'nun Hazı-
ran 1994 tanhlı Fıkn ve Sınaı Haklar Alt
Komısyon Raporu'nda ağır bır şekılde
eleştınlmış, hatta bu alt komısyon rapo-
runda tasannın gen çekılmesı gereğı dahı
dıle getınlmıştı
5846 sayılı yasanın hukuksal açıdan
eser sahıbı lehıne en onemlı hukumlenn-
den bınsı -halen yururlukte olan- 68 mad-
dedır, bu madde uyannca açılan davalar-
da, esenn yasadışı nushalannın mulkıyetı-
nın eser sahıbıne geçınlmesı va da nusha-
lann ımhası seçeneklen dışında eser sahı-
bıne 'sözleşme vapılmış olsa idi talep edile-
bilecek mutat bedelın vuzde ellı fazlasını"
talep etme hakkı ongorülmuştur ve bu hu-
kum eser sahıbını 'zararını ispat yu-
ku'nden kurtarmaktadır Nıtekım Yargıtay
4 Hukuk Daıresı'nın 1958 tanhlı bır kara-
nnda, 68 maddenın ağırhklı onemıne bu-
yuk bır ısabetle değınılerek aynen şu ıfade
kuUamlmaktadır
"68. madde hukmfi tazminat davalann-
daki zarar miktannı ispat kulfetı gibi ağır
bir külfetle ıhthaç olmaksızın hak sahiple-
rinin zararlannı karşılamavı hedef turması
bakımından..." Bu çok ısabetlı yorumu
şoyle ozetlemek mümkundur Genel an-
lamdakı tazminat davalannda davacı. zara-
rının miktannı kanıtlamakla yukumludur
Oysa anılan 68 madde eser sahıplenne
bır ayncalık tanımakta ve zarannı kanıtla-
ma yukumluluğunu ortadan kaldırarak da-
vacı eser sahıbıne 'davalı Ue sözleşme ya-
pılsa idi ödenmesi gereken' mutat bedelın -
en çok- yuzde ellı fazlasını talep etme
hakkını tanımaktadır Her zaman ısabetlı
kararlannı yıneleven Yargıtay 4 Hukuk
Daıresı'nın 18 07 1958 tanh vç 957/7180
K. 5077 K sayılı bu tarıhı ıçtıhadı (1) 68
maddenın ruhunu. ozunu belırlemıştır 68
maddedekı eser sahıbının "nzasının abn-
ması halinde' ya da 'sözleşme yapılması
halinde' talep edebıleceğı 'mutat bedel'ı -
belırlı bır oranda fazlasıyla- talep hakkı
öylesıne onemlıdır kı 1956 tanhlı tngılız
vasasında bulunmayan bu ıfade, 1988 ta-
nhlı Ingılız Fıkn Hukuk Yasası'nın 98
maddesının 1 c bendıne -aynen- "... the
amount vvhıch would have been payabte by
him as licencee if such a licence on those
terms had been granted before the eartiest
infringement" şeklınde dahıl edılmıştır
(2), guçlu olasılıkla bu ıfadede bızım ya-
samızdakı 68 maddeden esınlenılmıştır
Oysa değişiklik tasansında 68 madde-
nın 1 fıkrasındakı 'mutat bedel' ıbaresı
metınden çıkanlmış ve bunun yennı 'eser
sahibinin.. uğradığı zarann en fazla uç ka-
tını talep edebileceği' şeklınde bır ıfade al-
mıştır Bunun anlamı ıse artık eser sahibi-
nin de Fıkır ve Sanat Eserlen Kanunu'nun
68 maddesının 1 fıkrasına dayanarak aça-
cağı davalarda -aynen klasık tazminat da-
valannda olduğu gıbı- eserlerıne vakı te-
cavuzden doğan zarannı kanıtlamakla yu-
kumlu olduğu şeklındedır Gerçı 68 mad-
denın 2 fıkrasında 'sözleşme olması duru-
munda istevebüeceği miktann uç kat fazla-
sını' ıfadesı yer almaktadır, ancak bu fıkra
sadece 'çoğaltma volu ile yarar sağlanma-
sı' halını kapsamaktadır Şımdı sormak ge-
rekır. esasen bugune kadar Turkıye'dekı
eser sahiplen -ulkemızde yargısal sonuçla-
rın gecıkmesındekı sakıncalar vb neden-
lerle- tecavuzlere karşı dava açmakta ol-
dukça cekıngen davranırken eser sahıplen-
nın onune -Fıkır ve Sanat Eserlen Kanu-
nu'nun 68 maddesının 1 fıkrası kapsa-
mında dahı- 'zarannı kanıtlama yukü" gı-
bı bır engel koymak hangı aklı evvelın fik-
rıdır° Neden Yargıtay 4 Hukuk Daıre-
sı'nın tanhı ıçtthadındakı açıklamalar goz
ardı edılmıştır
0
Kısacası nasıl olup da
"Kaş vapavım derken goz çıkarma" turun-
den bovle olağanustu nıtelıkte bır yanlışlık
yapılmıştır
Bu ıtıbarla. henuz vakıt varken -en azın-
dan- bu fahış hata duzeltılmelı ve 68
maddenın I fıkrasındakı 'uğradığı zarann
en çok uç katını' sozcuklen yenne 'sözleş-
me vapılması halinde isteyebileceği mutat
bedelin en çok uç katı" ıfadesı konulmalı-
dır
Aynca tasan ıle koruma suresı sınema
eserlen açısından da 70 yıla çıkanlmıştır
ve bu sonuç fevkalade olumludur Ancak
yer darlığı nedenıyle burada değınemeye-
ceğımız dığer sakıncalar dışında. ozellıkle
şu sorunu vurgulamak gerekır Yasanın
halen geçerlı olan hukümlenne gore, sıne-
ma eserlen ıçın koruma suresı 20 yıldır
Dolavısıyla daha önce 'sinema salonlan'
ve 'video kaset' pıyasasındakı tıcan potan-
sıyelını yıtırmış pek çok Turk fılmının
kopyası adeta çöp tenekesıne atılırcasına
'hurda değerine' bazı Yeşılçam ışportacı-
lannın elıne geçmıştır
Özel televızyon kanallarının doğuşun-
dan sonra bunlan elınde bulunduran belır-
lı bır azınlık bu kopyalan televızyon şır-
ketlerıne satmıştır, özel televızyonlar ıse
bu fılmlen -hem de buyuk reklam gelın
elde ederek- sureklı olarak gostermektedır
Yaklaşık olarak bır yıl ıçındekı gostenm
sayısı 8-9 bın cıvanndadır Buna karşın bu
fılmlerde emeklerı olan başrol oyunculan,
yönetmenler, senanstler kameramanlar ve
dığer emekçıler -daha sonra oluşan- bu
buyuk kazanç potansıyehnden hıçbır pay
elde edememışlerdır
Bunun buyûk bır haksızlık olduğunu ka-
bul etmek yasa koyucunun gorevıdır Do-
layısıyla mademkı koruma surecı 70 yıla
çıkanlmaktadır o halde alemyet tanhın-
den ıtıbaren henüz yetmış yıllık. koruma
süresını doldurmamış fılmlenn 'mali hak-
lan'nın da dınltılmestnde ve bu kapsam-
dakı Turk filmlennın 'ortak yaratıalan'na
ve 'film çalışanlanna' bazı malı olanaklar
sağlanmasında -sanata tükurulen bu sıyası
ortamda- en azından moral sağlama açı-
sından sayısız yarar vardır
Sonuç olarak, soz konusu tasan, bazı
olumlu unsurlar yanında, pek çok sakın-
calı, çelışkılı, eksık hukum ıçermektedır
ve gen çekılerek venıden duzenlenmelıdır
PENCERE
İSTANBUL KADIKÖY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1994/127
Mevcut rahatsızlıgı nedenı ıle vesayet altında bulunan Suphı
Gune> ın ıkametgah adresının Goztepe Hatboyu Perçem Sk
Perçem Apt No 2 D 11 olarak degışmesı nedenı ıle dosya
mahkememıze gondenlmış olup yetkı ıtıbarıyla dosyanın kab-
ulune ve bundan sonrakı ışlemlenn mahkememızde
yunıtülmesıne karar venlmıştır
Ilan olunur
Basın: 2568
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESriNDEN HÜKÜM ÖZETİ
EsasNo 1994 35 Vası - Karar No 1994 77 Vası
Hâkım Kadn Murat Onar 21866
Kâtıp Nuran Taşkıran
Zeytınburnu Sulh Hukuk Mahkemesı'nce verılen
14 12 1994 tanhlı ve 1994 35 vası esas, 1994/77 vası karar
sayılı karar ıle Sınan Çımış, hacır altına alınarak kendısıne
babası Hasan Çımış vası tayın edılmıştır
Bu husus ılan olunur 20 12 1994
Basın: 2509
Okunacak Kitap
Hahç'ın kıyısındakı Fener Patnkhanesı tanhsel açıdan
Ortodoks dunyasının anakılısesı sayılır, bugun bıle Bı-
zans buhurdanıyla tutsulenır
Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da Izmır'e, Ingılızler 16 Mart
1920'de Istanbul'a çıkınca, Fener Patnğı 4'uncu Meli-
tos sevinçten ne yapacağını şaşırmış, ıkı başlı kartalla
suslenmış Bızans bayrağını dalgalandıran otomobılıyle o
kılıseden bu kılıseye koşarak, Yunan Komutanı Hacı-
anestı'yı desteklemeye koyulmuştu, cephedekı Yunan
bıriıklerıne yardım topluyor Anadolu'yu ıstıla eden haçlı-
lann başansı ıçın çalışıyordu
30 Ağustos zaferınden sonra Melıtos ne yapacaktı"?
1923 Hazıranı'nda Galata Rumlarından bırkaç yuz kışı
Fener Patnkhanesı'nı bastı, Kemalıstlenn yetışmesınden
once kozlannı kendı aralarında paylaşmak ıstıyoriardı,
Fener Patnkhanesı çalkalanıyordu, Melıtos yandaşlanyla
karşıtları yaka paça kavgaya tutuştular, kılısenın avlu-
sunda takkeler, cuppe yırtıklan redıngot parçalan uçu-
şuyor, papazlar yerlerde yuvartanıyorlardı
Pekı, sonra ne oldu9
•
Paul Gentizon 1922 - 28 suresınde 'Le Temps' gaze-
tesının Turkıye muhabırlığını yapmış, 1929'da "Mustafa
Kemal ve Uyanan Doğu" adında bır kıtap yazmış, Bılgı
Yayınevı Fethı Ulkiı'nun Turkçesıyle Gentızon'un kıtabı-
nı çıkardı
Bır Fransızın Turklere varoluş tanhlennı oğretmesı ıl-
gınç olmaz mO
Herkes bu kıtabı okumalı'
1453'ten bu yana, Hırıstıyan Batı ılk kez Istanbul'a sa-
hıp olmanın coşkusuyla tıtrerken, olmuş tukenmış sayı-
lan bır halk nasıl yenıden canlandı''
Ataturk Turkıyesı, 1926'da Isvıçre Medenı Kanunu'nu
"Yurttaşlık Yasası" olarak benımseyınce, Muslumanlar
bır yana, ulkedekı Hınstıyanlann yaşamı nasıl degıştı9
1910'lu yıllarda Anadolu'nun harıtası benek benektı,
Rumlarla Ermenıler her yana serpılmışlerdı, Ankara'da
yaşayan 40 bın nufusun yansına yakını Hırıstıyandı
Pekı, sonra ne
1911'den 1922'ye kadar 11 yıl sureklı harplerle altust
olup kan banyosundan geçen bır toplumda 1923 Devn-
mı nasıl gerçekleştı
9
Lozan goruşmelerı sırasında ismet Paşa, Patnkha-
ne'nın sınır dışına çıkarılmasını ıstemıştı, emperyalıstler
dırendıler, başka odunler verdıler, ama, Inonu'nun ıste-
dığı gıbı Patnkhane'nın polıtık ve yonetımsel tum yetkı-
len kaldınldı
Paul Gentizon yazıyor
"Lozan Antlaşması uyarın3ca Fener'ın dınsel ve yone-
tımsel ayrıcalığının kaldınlmış olması, duşuş etkenlenn-
den bın oldu Eskı patnklığın şımdı sadece bır golgesı
vardı Eskı laık konsey dağıldı Roma Sarayı'ndan kala-
balık olan, hem kılıseye hem de Babıalı'ye hızmet etmış
bulunan eskı Rum aılelenne mensup sıvıl yuce kışıler ta-
mamen sılındıler 'Isa'nın buyuk kılısesı' dıye anılan bu
ana kılıse şımdıden sonra kendısıne bağlı olanlann sayı-
sı bakımından en kuçuk kılıse oldu "
Ya Ermenılenn durumları ne oldu
9
Musevılenn 1923
Devnmı karşısındakı tutumları neydı
9
Aydınlanma'ya
karşı yalnız Muslumanlar kesımınde mı dırenışler oluş-
tur.
•
Gunumuzde Mustafa Kemal e sovrnek moda
1
Paul Gentızon'un, (bır Fransızın) kitabını okuduktan
sonra, Mustafa Kemal'ın ne yaptığını, Ataturk'e sövenler
de daha ıyı anlamak olanağına kavuşacaklar...
Ama bılmem kı utanacaklar mı
9
Eğer ar ve haya duyguları sılınıp gıtmemışse,
utanacaklannı sanıyorum
VEFAT
Merhume Azıze Eldem ve merhum Ismatl Hakkı
Eldem'ın oğlu. merhume Nacıye Sultan ve merhum
Kimıl Kıllıgırtn damadı. merhume Galıbe Okyar.
merhum Vedat Eldem ve merhum Sedad Hakkı
Eldem'ın kardeşı. Nermın Kırdar ve Osman Okyar'ın
day_ısı, Alı eldem'ın amcası. Ceyda Eldem merhume
Neclâ Eldem ve Edhem Eldem'ın babası, Belkıs ve
Doğan Torunoğlu'nun dunürü, Sedef Eldem'ın
kayınpederı, Sımın Eldem'ın büyukbabası, Rana
Eldem'ın eşı
Emeklı Buyükelçı
SADİ ELDEM
15 Ocak 1995 gunu \etat etmıştır Cenazesı. 19 Ocak
1995 Perşembe gunu (bugun)Teş\ıkıye Camıf ndekı
oğle namazından sonra Yahya Efendı Mezarlığı'nda
toprağa \enlecektir
AtLESt
Çelenk yollanmaması, ısteyenlenn Turk Eğıtım Vakfı'na
bagjşta bulunmaları nca olunur
ONAT KUTLAR'ı
yıtırdık
Acımız büyük.
TÜRK NÖROPStKtYATRİ DERNEĞ1
KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN
1994 329
Davacısı Ekrem Kılıı, tarafından davalı Meryem Kılıç aleyhıne
ıkame olunan bo>anma davasında davalıya yapılan teblıgatın gen
lade edılmesı ve !>avcılıkça vapılan araştırmada da adresı tespıl
edılemedığınden ılanen tcblıgat yapılmasına karar venlmı» olup
A>ağıda huküm ozetı vazılı karann bır gazetede yayımlanarak 15
gun Kerısmde temyız edılmedığı takdırde kesınleştmleceğı hususu
davahva karar teblığı yenne kaım olmak üzere ılan olunur
HÜKUM: MKN'nın 132 maddesı uyannca Kır^chır Kaman
Bagbaşı Kovu C 012/02 S V kutûk 58 sırada kayıtlı bulunan
Ekrem Kılıç ıle Meryem Kılıç ın boşanmalanna 60 000 lıra harcin
davdlıdan tdhsılınc MK nın 148 maddesı uyannca mu^terek çocuklar
Duran Kılıç ıle Ozlem Kılıç ın \oljvollcrının babalanna venlmcMne
taraflar avrı ^ehırde oturduklanndan hcr yıl ağustos ayının I ınde
saat 09 00 dd (.ocuklann babalanndan alınarak annelenne venlme-
sıne vıne aynı ?yın M ınde <,oıuklann saat 17 00 de annelennden
alınarak babalarına venlmesıne ayrıca her yıl dını ve mıllı bayram-
ların 1 gunlerı saat 08 00 ıle 17 00 saatlcn arasında çocuklar ıle annc
arasındakı şahsı munasebctın tcMsınc davalı c$ ıçın dava lanhınden
ıtıbaren kararın kesınlesmesıne kadar devam etmek üzere aylık
I 000 OO0 - TL tedbır nafakasının davaudan alınarak davalıya ver-
ılmcsıne davacının yjplığı 260 SO0 - TL yargılama gıden ıle davacı
vekılı leın lavın olunan 250 000 lıra uırclı vekaletın davalıdan
alınarak davacıya venlmcsıne Yaraılay yolu açık olmak üzere karar
venldı 7 7 19*J4