04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK1995PAZAR 14 KULTUR Bu yıl da anımsayacaldarıınız... Memet Fuat Eteştirf kftapfarı ıfkkat çekti 1994 yılında eieştiri bir anlamda. "altın ç^"nı yaşadı. Edebiyatımı- zın pek itibar görmeyen bu dalında yıllardır önemli yapıtlar veren ya- zarlarımızın ki- taplan yayımlan- dı. Yıllardır eleş- tirmen kimliğini koruyan ve Adam Sanat'ta "Eieştiri Günlii- ğü" sayfalanyla sürekli gündem- de kalan Fethi Naci. eleştiride 40. yılını kutladı. "Eleştiri Günlüğü"nün son cildi "Eleştiride 40 YıTAdam Yayınlan tarafından yayımlandı. Fethi Naci, son dönem eieştiri yazıiannda ken- di yaşamından, özellikle de yazlan- nı geçirdiği Bodrum'dan izlenimler. anılar, eski-yeni şiirler, edebiyatla ve dille ilgili sorunlar üzerine de yazdı. Yazann bu yıl "Kırk Yılda Kırk Roman"adlı kitabı da Oğlak Yayınlan tarafından basıldı. Memet Fuat'ın ilk eieştiri kitabı "Düşünceye Saygı''Yapı Kredi Ya- yınlan tarafından genişletilmiş ola- rak basıldı. Baştan beri çağdaş top- hımcu ahlakın ilkeleri üzerinde du- ran Fuat, toplum- sal yaşamda, in- san ilişkılerinde oldugu gibi ede- biyat ve eleştiride de özgürlükle ve düşünceye say- gıyla temellenen bu ilkelerin uuy- FethiNad gulanmasına çah- y p Yayınlan tarafından yayımlanan "Eleştiri Sonımluluğu" adlı kitabın- da. öncelikle çağından sorumlu, dü- şünceye saygılı, toplumcu bir yaza- nn son 20 yıl boyunca edebiyat dünyamızı nasıl değerlendirdiği gö- rülüyor. Eleştiriye yıllannı adayan bu ustaların yanı sıra son yıllarda yayımladığı yazılar ve kitaplarla ve- rimli bir eleştirmen olan Semifl Gü- müş de bu yıl yayımladığı kitaplarla dikkati çekti. flk yapıtı "Roman Ki- tabf'nda roman sanatına ve Türk romanının gelişimine dikkat çekici bir yaklaşım gösteren Gümüş, son bir yıl içinde üç kitap birden yayım- ladı. "Karsılıkstz Yaolar"da (Adam Yayınlan) eleştiriyi "apayn ve pe- kala kendine kapanmayı seçebüecek yaansal bir dünya" olarak tanımla- yan Gümüş, "kara Anlatı Yaza- n"nda Vüs'at O. Bener'in yapıtlan- nı. '•Yazuıın ve Tarihin Biİinci"nde Adalet Ağaoğlu'nun "Romantik/ Bir Yiyana Yazı" romanını kavra- mayı ve açıklamayı deniyor. Yılın verimfi yönetmeni Türk sinemasının ekonomik so- runlarla zorunlu tatil dönemine gir- diği 1994 yılı, herşeye karşın bir yönetmen için verimli bir yıl oldu. "Majörlerle başetmeyi hedefleyerek çalıştığmı" söyleyen Yavuz Ozkan. 1994 yılı içinde fılm çekti, bu filmi gösterecek salon bulmayı başardı ve üstelik bir yıl önce çektiği "Bir Sonbafaar HJkayesi" adlı filmi ödül rekortmeni oldu. "Bir Sonbahar Hi- kayesi": Ankara Film Festivali, fs- tanbul Film Festivali, 8. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali 'pde "En lyi Film" seçildi. Yavuz Özkan da Ankara Film Fesrivali'nde bu filmle "En lyi Yönetmen" ödülünü kazan- dı. Özkan'ın bu yıl gerçekleştirdiği "Yengeç Sepeti"adlı film ise Antal- ya Altın Portakal Film Festivali'nde En lyi Film, Özkan ise En lyi Yö- netmen ödülü aldı. Filmde rol alan Sadri Ahşıkve Mehmet Aslantuğ er- kek oyuncu, Derya AJabora yardım- cı kadın oyuncu, Oktay Kaynarca yardımcı erkek oyuncu ödülünü ka- zandı. Film; kur- gu ve laboratuar olmak üzere top- lam yedi dalda ödül aldı. Yavuz Özkan'ın tem- muz ayının orta- larında, 5 aylık bir çekim süreci sonunda tamam- Yavuz Özkan l a d 'g' s o n filmi "Yengeç Sepeti" kasım ayında gösterime girdi ve en çok izlenen fumler listelerinde üst sıralara oturdu. Medy«wkitate Bu yıl bir kitap, belki de edebiyat tarihinde ilk kez medyada baş köşe- ye yerleşti. Tabii ki Orhan Pa- muk'tın son kitabı "Yeni Havat"tan OPERA VE BALENtN BAŞABISI: Istanbul Devlet Opera ve Balesi, 'opera ve baJe ne işe yarar' tartışmasının yapıldığı TBMM'ye inat, 'alun yılını' yaşarken ilk kez gerçekleştirdiği yurt dışı turnesinde Danimarka'da 'Turandot'u sahneleyerek büyük başan kazandı. tlk kadın opera yönermenimiz ve ilk kadın opera müdürümüz Yekta Kara, bir başka 'flk'e imzasını atarak 35 yıllık bir geçmişi olan lDSO'nun bu turnesinin gerçekieşmesini sağladı. Dakikalarca ayakta alkışlanan 'Turandot' için dış basında çıkan yonımlara göre. 'Avrupa, Türkiye suuriannda bitmiyordu' ve Türklerin de 'opera söyleyebilecekleri kanırJanmıştj'. Böylesi bir başan, milyarlarca liralık ilanlardan çok daha etkin ve kalıcıydı. Ama nedense bunu kjmse umursamamış, maça gidenlerden konut fonu almazken. tasarruf kıskacındaki Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nden, her türlü çabaya karşın 23 bin 600 dolar konut fonu parası almıştı. Oysa dış dûnyaya 'ilk adım', bir maç sonrası kazanılan zaferle ölçülmeyecek ölçüde bir tanıtım ve çok olumlu bir olaydı Türkiye için. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, 'Turandot' için gösterdiği çabayı Modern Dans Topluluğu'na da göstermiş, böylelikle, Tel-Aviv Suzanne Dellal Sanat Merkezi'nde düzenlediği Enternasyonal Dans Yanşması'nın gala gecesine konuk olarak katılmış. toplulufun başansı övgü toplamıştı. Bu başanrun ardından MDT, ABD Houston'da düzenlenen 'Salule to Turkey' festivaline ve Kahire Operası'na davetedildi. söz ediyoruz. Daha kitap basılma- dan Orhan Pamuk Can Yayınla- n'ndan lletişim Yayınlan'na geçe- rek dikkatleri üzerine çekmişti. "Popüler olma bahtsızlığına uğra- mış bir yazar" olduğunu sık sık dile getiren Pamuk'un bu kitabı basıldı- ğı günden itibaren onlarca baskı yaptı, korsan baskılan piyasaya sü- rüldü ve kitap çevresinde yaratılan polemikJer sürdü. Kitap on beş gün içinde yüz bine yakın sattı. TUYAP Istanbul Kitap Fuan'nda ise dakikada bir adet sat- tı. Kitap okuru olan olmayan. med- yada bu kadar boy gösteren bu ünlü kitabı satın aldı. Ancak kitabı her satın alanın sonuna kadar okuyup okuma- dığı da ayrı bir KUabTf.k latma isteği vardı. Bu kitapta bir kahraman bir kahramana 'seni se- vıyorum' desin istedim." diyordu. Sonuç olarak kesinlıkle bu yıl moda deyimle "Bir gün Orhan Pamuk bir kitap yayımladı ve bu kitap medya- nın rütn dikkaticrini üzerine çekme- yi başardı". cümlesi "Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatun değişti", çoluk ço- cuk herkesin ağzında bir tekerleme .misali dolaştı durdu. Kimileri "Yeni 1994 yılına dek, Uluslararası Is- tanbul Festivali bünyesinde gerçek- leştirilen caz konserleri, 1994 yılın- da rüştünü ispat ederek ayn bir fes- tival oldu ve böylece " 1. Uluslara- rası Istanbul Caz Festivali" doğdu. Temmuz ayında 15 gün boyunca Açıkhava Tiyatrosu'nda unutulmaz caz akşamlan yaşandı. Görgün Taner'in yönetmenliğini yaptığı festivale Al di Meola, Bobb>' McFerrin, Stanley Clarke, Muvaf- fak Falay, Mkhel Pettrucciani, Jean- Luc Ponrv, Joe Henderson gibi dün- ya çapında müzisyenler katıldı. Konserlere gösterilen ilgi de se- vindiriciydi. Konserlerde yüzde altmış beş do- luluk sağlandı. Ancak caz festivallerine bu dere- konusunda yeni fikirlerin paylaşıl- ması, daha önce aynı sahneyi pay- laşmamış sanatçı ve topluluklann biraraya getirilmesi gibi amaçlar ta- şıyor. 1994 yılında birliğin Istanbul'da yapılan ilk toplantısmda ise 1995 yılı program çalışmalan, festivalle- rin mali portreleri ve unplugged konserlerin desteklenmesi gibi ko- nular görüşüldü. Ozjünroodem«anat yaprtton Yapı ve Kredi Bankası'nın 50. kuruluş yıldönümü etkinlikleri çer- çevesinde 30 eylül-30 ekim tarihleri arasında düzenlediği '20. Yüzyıl Fransız Resmi Sergisi', Türk sanat- severleri dünya sanatının önemli yapıtlanyla buluşturdu. Matisse'den Soulage, Mathieu gi- bi yaşayan ustalara uzanan ve ülke- mizde son 25 yıldır düzenlenen en kapsamlı modern sanat sergisi olma özelliğini taşıyan '20. Yüzyıl Fran- sız Resmi Sergjsı", 1907-1973 yıllan arasındaki dönemi kapsayan yapıt- lardan oluşuyordu. Fransa'da Dışişleri Bakanlığı'na bağlı, ancak özel bir dernek olan. milyan aşan bir bütçeyle gerçekleş- tirildi. Yaymcıtan «evMren luar 13. TÜYAP Istanbul Kitap Fuan, dokuz gün boyunca üç yüz otuz altı bin kişi tarafından gezilerek başla- dığından beri en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştı. 5-13 kasım tarihleri arasında ger- çekleştırilen, iki yüz otuz yedi yayı- nevinin kırk bin kitapla kahldığı fu- ar süresince, kitapseverler yağmur çamur demeden TÜYAP Sergi Sa- rayfna akın ettiler. Sergi Sarayfnda büyük bir izdiham yaşaıurken, dü- zenlenen yan etkinliklere de ilgi yo- ğundu. Fuar çerçevesinde düzenlenen elli üç panel. konferans, söyieşi ve ti- yatro etkinliğine yüz doksan üç ya- zar, gazeteci. politikacı, bilim ada- mı ve sanatçı katılarak çeşitli konu- larda düşüncelerini dile getirme olanağı buldu.Adalet Ağaoğlu'nun onur yazan seçildiği fuara, Ingilte- re'den A. S. Bjatt, Christopher Ho- pe, Helen Simpson, Almanya'dan Dietrich Gronau, Çın Halk Cumhu- riyeti'nden Eva Siao konuk oldular. SANATA SALDIR1LAR DAYANIŞMAYI SAĞLADl" Tasarruf genelgesiyle birlikte 'asK görevleri' engellenen Kültür Bakanı; bale sanatını striptizle kanştırarak 'bdden aşağı indiği' için herkesten sakınan Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı; 'herşeye şehvetie bakogı' için heykelleri 'orgazm halinde'olduğunu öne sürerek, kaldınp 'böyle sanatın içine tüküren' Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı: 'tfyarroya gitmemenin hiç cksikliğini duymayan". 'opera ve baİenin ne işe varadıgını' bilmeyen.'Hıristiyan kültürü' olduğunu savunan milletvekilleri; para kazanamayan sinemacılan 'eşek' ilan eden yönetmenin üstüne bir de 'dilenci'olduklannı öne süren "kültür uzmanı'(!) milletvekili: Kültür Bakanlığı Müsteşan sanatçılann dayanışmasına yardım sözü verirken 'kes lan hıyar'la konuşmasını kesenler; yeni yönetmelikle Bakırköy Belediye Tiyatrolan'nda tüm yetkıleri kapsamına alarak. genel sanat yönetmenini işlevsiz duruma getınp,' sanata müdahale' eden Belediye Başkanı: Devlet Opera ve Balesi'nin prodüksiyon bütçesini bir dakıka içinde verdikleri önergeyle yok edenler; Istanbul'un tek uluslararası ölçülerdeki Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun sanatçı odalannı mescide çevirerek haremlik-selamlık ayınp toplu namaz kılanfar; Karikatür ve Mizah Müzesi'nin kapısına kilit vuranlar; 'can güvenliği yok' gerekçesiyle mayıs 1994'te kapatarak, ihale karmaşası komedisiyle aylardır Atatürk Kültür Merkezi'ne tek bir çivi bile çakmayarak Istanbul'da sanatın geleceğini gerçekten 'hayab' tehlike'ye sokanlar... Yıl boyunca heykele, baleye, tiyatroya, sinemaya kısacası sanata yapılan bu pervasızca saldınlar, gerici ve çağdışı dayatmalar karşısında sanatçılar. sanatseverler ve kitle örgütleri 'Yarm çok geç olacak! Hemen birieşelim' çağnsına uyarak birleşerek sanat şöleni gerçekJeştirdiler, imza kampanyalan başlattılar. 5 Nisan tasarruf kararlanndan sonra Kültür Bakanlığı 'nın bütçesi 'dondurulunca'. Yeşilçam'da motorlar durmuş, tiyatrolar perde açamamıştı. 27 Mart yerel seçimlerinden sonra da günümüz Türkiyesi'nde her yandan kuşatılmış biçimde 'sanat yapma\a' çalışanlar, ayakta kalabilmek için direnenler 'hakaret' yağmuruna turuldular. Saldınlar, birliktelifi doğurdu, dayanışma; kurumsallaşma, yasal- laşma ve özerkJeşme tartışmalannı da gündeme getirdi. Bu arada tüm bu olaylar öncesinde Devlet Tiyatrolan'nın başlattığı 'Sanata Evet' kampanyasının gerekliliği de kanıtlanmıştı. Hayafta sözü edilen, ınsanın haya- tını birdenbire değiştiren kitabın hangi kitap olduğu sorusuna takılıp kaldı ve kitabın asıl temel aldığı ko- nulan es geçti. Oysa Orhan Pamuk bu kitabıyla ilk defa şair olmaya ka- rar verdiğini, ilk kez sonunu bilme- den bir kitap yazmaya başladığını söylüyordu. Orhan Pamuk, "Bu Id- tabı yazmaya başlarken kafamda beOi beiirsiz şiirsel bir dü, bir aşk hi- kayesi vardı. Şimdiye kadar yapma- dığım kadar hızh, şiirsel, yoğun, içe, insan ruhuna işleyen bir hikaye an- cede ilgi gösteren bir ülkede caz ka- set ve CD satışlannın düşük olması da festival sonrasında en çok konu- şulan ve tartışılan konu oldu. Avrupa Caz Festivalleri Birliği'ne üye olan "Uluslararası Istanbul Caz FestivaH''birliğin. Istanbul The Mar- mara Oteli'nde yapılan toplantısma ev sahipliği yaptı. Montreux, North Sea, Pori, Umbria gibi Avrupa'nın önde gelen caz festivallerinin üye olduğu birlik, festivalleri düzenle- yen kişi ve organizasyonlann bilgi alışverişinde buJunması, sponsorluk Fransız sanatının yurtiçinde ve yurtdışında tanıtımını üstlenen AFAA'nın (Association Française d'Action Artistique) katkılarıyla gerçekleştirilen sergi, Marsilya Cantini ve Paris Pompidou müzele- rinden getirilen seçme 51 yapıtı kapsıyordu. Toplam sigorta değer- leri bir trilyonun üzerindeki yapıtla- nn, çok değerli bir Picasso baskısı dışında tümü özgündü. 20. yüzyılın farklı sanat eğilimle- rinin retrospektif biçimde nasıl bir gelişme izlediğıni gösteren sergi, 10 Gronau'nun 'Mustafa Kemal Ata- türk ve Cumhuriyetin Doğu$u' adlı kitabı Altın Kitaplar, Nazım Hik- met'in arkadaşı olan Çinli şair Emi Siao'nun eşi Eva Siao'nun 'Çin Ha- yaJlerim Hayatım' adlı kitabı Afa Yayınlan tarafından yayımlanarak Türk okurlanyla buluşru. 13. TÜYAP tstanbul Kitap Fu- an'nın ana teması Türkiye'de Ti- yatro ve Tiyatro Edebiyaö'ydı. Bu ana tema çerçevesinde düzenlenen etkinliklerde Deviet ve Şehir Tiyat- rolan yetkilileri, oyun yazarlan, sa- TURKIYE'NIN GUNDEMINDE POP DA VARDI Türk popu 70'ii yıllann başında yaptığı atağın bir benzerini 1994'te yaşadı. Seksenli yıllarda arabeskin karşısında adeta piyasadan silinen yerli pop, son üç yıldır verdiği uğraşlann meyvesini 1994'te toplamaya başladı. Medyada "patlama" şeklinde yansıtılan bu değişiklik, Türkiye'nin gündemine girerek siyasi olaylar kadar kamuoyunu meşgul etti. TV kanallan birçok ünlü müzikçiyi bir araya getırerek anlamsız polemikler yarattüar ve ekranda yan yana gelen yıldızlarla izlenirlik oranlanru arttırdılar. Aslında yapılan, poptu; kolay tüketilen, eğlendirici müziklerin üzerine yazılan tekerlemelerle, basit sözlerle pazarlanması normaldi. Tartışılması gereken nokta ise bu tür müziğin "tek mfizik türü" olarak yeni kuşakkra tanıtılması, diğer türlere hayat hakkı verilmemesiydi. Popun, moda deyişle, bu derece patlamasının sın neydi? Yapılan ne derece pop sayılabilirdi? Bu sorulann yanıtı zordeğil. ÖncelikJe arabesk müziğin ünılan alınarak Batılı altyapının üzerine bındirildi. Arabeskçilerpopçu olurken popçular da arabeske kaydı. Hal böyle olunca kimin gerçek popçu sayılabileceği tartışılmaya başlandı. Müzik listeleri birbirine geçti. Aynı listede, birbırinden çok farldı müzikler yapan Edip Akbayram, Fahir Atakoğlu, Mine Koşan, Tarkan, Ahmet Kaya gibi isimler yeralabiliyordu... Pop müziğin yaptığı atak, medya tarafından desteklenince yetenekli gençlerin kendini göstermeleri kolaylaştı. Bu arada gençlerle kıdemli yıldızlar arasında yapay bir söz düellosu başlatıldı. Popun kalitelisini kıdemliler yaparken gençler müziği katlediyordu. Oysa eski isimler de her türlü kalite endişesini bir tarafa bırakıp fazla satış uğruna arabeske kaymıştı. natçılar, yöneBnenler ve' edebıyatçı- Iar Türk tiyatrosunun sorunlarını tartıştılar. Bu yıl yurtdışında iki ödül alan Aziz Nesin kendi ülkesinde yine yerden yere vuruldu. Kasım ayı ba- şında merkezi Isveç'te bulunan Hi- roşima Vakfı tarafından, 1989 yılın- dan beri 'uluslar, topluluklar ve halklar arasında banşı güçlendirici ve gerilimi azalücr çalışmalar yapan kişilere verilen Hiroşima Özgürlük Ödülü'nün Nesin'e verileceği açık- landı. Ödül töreni 22 ocakta Stock- holm ya da Paris'te gerçeldeştirile- cek. Yazara aynca Gazetecileri Ko- ruma Derneği'nin (CPJ) davetlisi olarak gittiği New York'ta, dernek tarafından 1994 Uluslararası Basın Ödülü verildi. Merkezi Nevv York'ta bulunan dernek, dünyanın dört bir yanmda basın özgürlüğünü ve gaze- tecilerin haklannı savunan bir kuru- luş. Öte yandan ağustos ayında DGM Cumhuriyet Başsavcısı Nus- ret Demiral tarafından Sıvas katli- amıyla ilgili olarak hazırlanan mü- talaada, Nesin, "Sıvas olaylarının tahrikçisi" olarak suçlanarak. hak- kında mahalli savcılığa "idam iste- miyk suç duyurusunda' bulünulma- sı istendi. Bu, siyasetçiler, kitle ör- gütleri ve sanatçılar tarafından tep- kiyle karşılandı. Geçen hafta başın- da Slvas'ta otuz yedi kişinin katle- dilmesiyle ilgili davada seksen altı sanığı 2-15 yıl arasında de- ğişen hapis ceza- lanna çarptıran Ankara DGM, sanıkların katli- amın 'asli faille- ri' olmadığına, olaylann Aziz Aziz Nesin Nesin'in tahrikiyie başladığına ka- rar vererek, yazar hakkında yasal işlem yapılması için DGM Başsav- cılığı'na suç duyurusunda bulundu. Istanbul Devlet Tiyatrolan ise 'Sa- nat lnsanlan' başlıgı altında düzen- lediği etkinlikler dizisinin ilkini Aziz Nesin'e ayırdı. Geçen pazarte- si gecesi gerçekleştirilen ve bir dra- marik belgesel niteliğini taşıyan ge- cede sanatçı dostlan ve kendisini sevenler, her zaman yazann yanın- da olduklannı gösterdiler. toulıı 86 yJfc kopııyoGasu Kendisine 'enayi'diyenler yıldır- mıyor Müjdat Gezen'i. 'Möjdat Gezen Sanat Merkezi'nde sanatın çeşitli dallarında 'ücretsiz eğitim- le'geleceğin sanatçılannı yetiştiren Müjdat Gezen, bu yorumlara aldır- madan, çocuk merkezi özel tiyatro salonu ve bir de kitaplık açtı. 35.sa- nat yılını kutlayan sanatçının çocuk merkezinde, 60 kişilik bir tiyatro salonu bulunu- yor. 2-9 yaş arası çocuklara hitap eden merkezde, pedagoji semine- ri görmüş ele- manlar çalışıyor. Türkiye'nin ilk özel kitaplığı- nın bir diğer ozelliği de ücret- siz olması. Sanat Merkezi'nde gör- me ve yürüme özürlüler için gelirli ailelerin çocuklan olan 170 öğren- Müjdat Gezen ciye ücretsiz sanat eğitimi alıyor. Aynca bu öğrenciler para da kaza- nıyor: Etkinliklerin hasılatını da aralannda bölüşüyorlar. Kültür ve sanat alanında sivil bir yapılanmanın ilk adunı bu yıl atıldı. Temmuz ayında, dönemin Kültür Bakanı Fikri Sagjar ile Plastik Sa- natlar Derneği Başkanı Hüsamertin Koçan arasında imzalanan protokol, Plastik Sanatlar Konseyi'nin kurul- masıyla bu yapılanmanın ilk olarak plastik sanatlar dalında gerçekleşe- ceğinin habercisiydi. Ulkemizde plastik sanatlar alanında oluşmuş bi- rikimlerin bakanlık etkinliklerine katılımına olanak sağlayacak olan konsey, kendi alanıyla ilgili ulusal ve uluslararası ölçekte uzun ve kısa vadeli projeler hazırlayarak Kültür Bakanlığı'na sunacak. Bu oluşum, devlet ve sivil örgütlenmeler ile ku- rumlar ve uzmanlar arasındaki ile- şimsizlikten kaynaklanan olumsuz- luklan giderici bir işlevi üstlenecek. BöylelikJe devletle sanatçı arasında süregelen kopukluk, ortak bir üre- tim sürecine dönüşecek. Fikri Sağ- lar döneminde atılan 'ilk adım', konseyin gerçekieşmesini sağlarsa, öteki dallarda da konseyleşme gün- deme gelecek. Jackson'm "Dangerous" albümü halya'da yasaklandı • ROMA (AA) - İtalya'da. ünlü şarkıcı Al Bano'ya ait bir yapırın, Amerikalı şarkıcı Michael Jackson'm "Dangerous" albümündeki bir parçada kopya edildiği gerekçesiyle açılan dava, AJ Bano lehine sonuçlandı. Roma'dakı mahkemenin aldığı karar gereğince, "Dangerous" albümünün Italya'daki satışlan yasaklandı. Mahkemede bilirkişi olarak dinlenen Cremona Üniversitesi'nden çağdaş müzik profesörü Luciano Chailly, "Dangerous" albümündeki 'VVil! You Be There' adlı parçanın. Al Bano'nun '1 Cıgnı di Balaka' (Balaka Kuğulan) adlı yapıtından meydana getrrildiğinin anlaşıldığını, "Will You Be There "de. şarkıyı oluşturan 40 kadar ses ve notanın en az 37'sinin aynı kompozisyon içinde tıpatıp olduğunu söyledi. Ünlü ttalyan şarkıcının avukatı, 1991 yılında piyasaya çıkan ve 21 milyon satan "Dangerous" albümünün dünya genelindeki satışlannın da yasaklanmasıiçin girişimde bulunacaklannı. aynca 9 milyon dolarlık tazminat davası açacaklannı açıkladı. Michael Jackson'ın "Thriller", "The Girl is Mine" ve "VVe are the VVorld" adlı parçalan yüzünden de telif haklanndan dolayı başı derde girmiş. ancak aleyhinde açılan davalar sonucunda temize çıkmıştı. Al Bano'nun avukatı Gianni Massro, müvekkilinin, "adaletin yenni bulduğunu" bildirdiğini söylerken, mahkeme karannın kendisi için çok kötü geçmiş bir yılın sonunda ilk defa iyi bir haber işaretı olduğunu belirtti. Mehmet Canbaz'la söyieşi • Kültür Servisi - Bulunmaz Tiyatro. her yıl gerçekleştirdiği oyunculuk eğitimi çalışmalannın düşünsel altyapısını oluşturmak amacıyla, "Pazartesi Söyleşileri" adı altında görsel sanat felsefesi tartışmalan düzenliyor. "Yoz Sanata Hayır" kampanyası ile de desteklenen kuramsal çalışmanm bu haftaki konuğu, "Felsefe, fnsan. Toplum Uçgeninde Felsefenin Gerekliliği" konusunda söyleşecek olan Mehmet Canbaz. Söyieşi, yann 19.00-21.00 saatleri arasında Bulunmaz Tiyatro'da izlenebilir. Gülden Gökşen konseri • Kültür Servisi - Piyanist Gülden Gökşen, çarşamba günü saat 19.30'da Avojsturya Kültür Ofisi'nde bir konser verecek. Sanatçı konserde Haydn ve Chopin'in yapıtlannı seslendirecek. Istanbul Mimar Sinan Üni\ersitesi De\let Konservatuvan'ndan 1993 yılında üniversite birincisi olarak mezun olan sanatçı, aynı yıi Almanya'da Köln Musikhochschule'nin sınavlannı kazandı ve burslu olarak master eğitimine başladı. Gökşen halen Köln Musikhochschule'de Prof. VVeinrebe ve Prof. Povvel Gililov ile çalışmalannı sürdürüyor. 1991 yılında Avusturya hükümetince düzenlenen Mozart Piyano Yanşmasf nda başan ödülü, 1993 yılında Sedat ve Güzin Gürel Bilim ve Sanat Vakfı başan ödülü, 1994 yılında da Bülent Tarcan Piyano Yarışmasf nda birincilik ve jüri özel ödülünü alan sanatçı. 1994 yazında Köln Musikhochschule'de yapılan Prokofieff Yorum Yanşmasrnda ikinci oldu. Türk Amerikan Dernegi Ocak ayı etkinlikleri • ANK\RA(ANKA)- Türk Amerikan Derneği. ocak ayında sergilerin, gitar dinletilerinin, tiyatro gösterimlerinin olduğu renkli bir program sunacak. 4 ocakta, TAD Sanat Galerisi'nde halı-kilim sergisi açılacak. Karesi Halı Sanayi tarafından gerçekleştirilecek sergi, 13 ocaka kadar açık kalacak. 16 ocakta açılacak karma resim sergisine ise, Fevzi Kaya, Tülay Vural ve Alaattın Bender katılacaklar. TAD Sanat • Galerisi'nde gerçekleştirilecek olan sergi, ocak ayı sonuna kadar gezilebilecek. 16 ocakta aynca Dr.Martin Luther Kıng anısına bir resepsiyon verilecek. Mitos Yaymları'ndan yeni kitaplar • Kültür Servisi - Mitos yayınlan ocak ayında kitapseverlere yeni kitaplar sunacak. Gotık edebiyatın doruğu olarak değerlendirilen Amerikalı yazar Lovecraft'ın 'Gotik Öyküleri', Julian Barnes'ın 'Seni Sevmiyorum' adlı romanı ve Stanislavski'nin 'Reji Defteri' Mitos yayınlanndan çıkacak üç yeni kitap.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle