Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Sıradan 'süper kahraman'• Yönetmen Lawrence Kasdan, yeni filmi' Wyatt Earp'te bu • Wyatt Earp, filmin sonunda hatalar yapabilecek, yanılgılara
efsanevi adamı ve onun yaşam biçimini anlatıyor. Kasdan, düşebilecek bir kahraman olarak beliriyor. Kevin Costner'ın
beyazperdede yansıyan kişiliğin, seyirciye gerçekte yaratılan 'süper canlandırdığı bu efsanevi adam, yönetmene göre, 'her şeyden önce
kahraman'dan daha yakın geleceğini belirtiyor. tüm tutkulan ve saplantılanyla sıradan bir insan.'
Kûttûr Servisi - Yönetmen
Lawrence Kasdan, 20 yıldır Los
Angeles'da yaşıyor ve fılm çevi-
riyor. Kasdan, Kevin Costner
üe ilk olarak "Sflverado"da ça-
bşmıştı. Bu fılmden sonra Cost-
ner ve Kasdan'ın dostluklan
devam etmiş ancak Kasdan'ın
ortak yapımcı olarak katıldığı
ve senaryosunu yazdığı "Bod-
yguard"ın ardından birlikte ça-
îışma fırsatı bulamamışlar. Son
olarak "Wyatt Earp"te Kevin
Costner'la birlikte çalışan ve fil-
mi Fransa'da gösterime giren
Kasdan, Figaro gazetesinin so-
rulanm yanıtladı:
Alçakgönûllü Costner
- "Wyatt Earp" projeanin te-
mel düşüncesi nedir?
, Bu efsanevi adamı ve onun
yaşam taranı anlatan bir fılm
yapmayı tasarlıyordum. Hiç bir
zaman bu adamlann saf kahra-
manlar olduklanna inanma-
dım ben. Her zaman için onla-
nn karmaşık kışilikler oldukla-
nnı düşündûm ve görünüşleri-
nin ardında saklanan asıl ka-
rakterlerini anlamaya ve aktar-
mayaçalışüm.
Belli durumlarda tavırlannın
ne olacağıru, nasıl bir gençlik
geçirdiklerini, yaşlandıklannda
vakitlerini nasıl geçirdiklerini,
çocukluklannı, kısaca onlann
oluşumunu tam anlamıyla in-
celedim. Beyazperdeye yansa-
yan kişilik, gerçekte yaraülan "süper kahra-
man"dan çok daha yakın gelecek seyirciye.
- Bu Amerikan efsanesini öMünnekten kork-
madınız mı?
Filmin sonunda, onun hatalar yapabilecek,
yanılgılara düşebilecek bir kahraman olarak be-
lirdiğini düşünüyorum. Her şeyden önce o da
tüm tutkulan ve saplantılanyla sıradan insan.
Lawrence Kasdan, Kevin Costner'la birlikte birer vrestern amatörü obnalannın yalnızca tesadüfle açıklanamayacağmı söylüyor.
- "VVyatt Earp", sık sık seyrettiğimiz klasik
westemİerin dtşuıda, bir biyografı olması ba-
kmundan da Uginç...
Ben filmin konusunun geçtiği dönemle olduk-
ça yakından ilgiliyim.
Amerikan Aynhk Savaşı ve o dönemi oluştu-
ran etmenlerle ilgilendiğim için "VVyatt Earp"in
bu dönemde geçmesine karar verdim.
- Kevin Costner çok alçakgönûllü bir oyuncu.
Zaman zaman beyazperdede kendini seyretmek-
ten stkıldığını bile iddia ediyor. Siz. bir yönetmen
olarak onun o> unculuğunu nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
Kevin Costner gerçekten çok alçakgönûllü,
ancak o bir bakıma. Henry Fonda, Jimmy Ste-
wart, Gary Cooper, John Wayne gibi Amerikan
starlannın saygıdeğer gelenek-
lerini koruyor.
Onun duruşu, bakışı, konuş-
ma stili ve bir rolü canlandı-
nrkenki doğallığı öylesine etki-
leyici ki insanlar onun görüntü-
sünde, olmak istedikleri adamı
görüyorlar. Pek çok oyuncuda
Kevin'in sahip olduğu bu büyii
yok.
Her zaman befli tipleri can-
landırmaması, Kevin'i dünya
çapında başanh bir oyuncu
yapıyor bence. Her tür filmde
oynayabilen ve tüm fılmlerinde
başanh olan ender oyuncular-
dan biri o.
- Ondaki bu yeteneği ne za-
man keşfettiniz?
Onunla ilk karşılaştığımda
büyük bir oyuncuyla karşı kar-
şıya olduğumu hissetmiştim.
- Onunla hiç ortak yannuz var
mı?
Tabii ki. Ikimiz de aynı ahla-
ki değerlere saygı duyuyoruz ve
onurlu bir yaşam için savaşıyo-
ruz. îkimizin de birer vvestern
amatörü olması yalnızca tesa-
düfle açıklanamaz.
İkimiz de insanlann yalnızca
daha güzele erişebilmek için sa-
vaştığını ancak zaman zaman
tutkulannın onlan istemediği
yerlere sürüklediğini düşünü-
yoruz. İşte "VVyatt Earp" de bu
düşünceden yola çıkılarak
yapılmış bir fılm.
- Kevin Costner de Denis Qu-
aid de sizinle çauşmaktan çok
hoşlandıkJannı <Bk getiriyorlar...
Oyunculara tapıyorum. Onlardan korkmu-
yorum. Onlarla arama hiç bir zaman mesafe
koymuyonım. Tam tersine ekip çalışmasının
çok verimli olduğunu düşünüyorum. Ve yaptı-
klan karşısında hep hayrete düşüyorum. Hiç
kimse onlara benim kadar yakın olamaz ve hak
ettikleri değeri veremez.
Lev Tolstoy'un 1862 ydında evlendiği kansı Sonya ile birlikte son fotoğrafı.
Mutsuz başlayan
fırtınalı evliliğin öyküsü
Kültür Servisi- Lev Tolstoy 1862
yüında 16 yaşındaki Sonya Befars ile ev-
lendiğinde 34 yaşındaydı. Sonya'run
mutluluk umudu, evlilikten kısa süre ön-
ce Tolstoy'un kendisine bekarhkta
yazdığı günlükleri göstermesiyle sönmüş-
tü. Bu günlükler yazann kadınlarla ilişki-
lerini içeriyordu.
Tolstoy, Sonya'run da günlük tutması
konusunda ısrar etti. Böylece birbirlerine
okutmak üzere yazdıklan günlükler, iliş-
kilerinin bir dökümünü oluşturuyor. 438
yıllık evliliklerinin başından beri günlük-
lerine, birbirlerine açıkça söyleyemedik-
leri kuşkulannı ve korkulannı yazdılar.
Tolstoy için Sonya kendisinin gölgesi,
yitirdiği ahlaki saflıku. Alçakgönûllü ve
sadık meleği günlüğünde kendi gereksi-
nimlerinden. sözgelimi arkadaşlan-
ndan, müzikten söz etmeye başladığı-
nda, Tolstoy ondan uzaklaşü ve kendisi-
ni ziyaret eden öğrencilerine giderek
daha fazla bağlanmaya başladı.
WiDiam L. Sbirer 'Love And Hated-
Aşk ve Nefret' adlı kitabında Lev ve
Sonya'nın fırtınalı evliliğinin öyküsünü
anlatıyor. Tolstoy çifti evlilikleri süre-
since 3 büyük savaş, 3 devrim ve kanlı
bir iç savaş yaşadılar. Onlan destekleyen
toplum düzeni çökerken, başka kadı-
nlar, evliliklerinin geleceği ve aileyle ilgili
tartışmalar büyüyordu. Varoluş biçi-
minden birdenbire hoşnutsuzluğa kapı-
lan Sonya günlüğünde şöyle yazıyor:
"Ben onu mutlu edecek, çocuklanna ba-
Jtacak biriydim. Evdeki mobüyalardan
farkım yoktu".
Shirer, kitabında Sonya'nın istekle-
rinden ve yaşamına ilişkin aynntılardan
söz ediyor. Sonya'yı hatalanna karşm
zeki, güçlü, kocasının yazdıklanna hay-
ran olan ve onu anlayan bir kadın ola-
rak niteliyor. Tam 13 kez doğum yapan
ve çocuklanndan 8'i hayatta kalan Son-
ya resim yapıyor, piyano çalıyor, çocuk-
lannı eğitiyor ve köylülerin sağlık sorun-
lanyla ügileniyordu. Evlerinde çok fazla
uşak olmasına karşın ev işleriyle de bü-
yük ölçüde ilgilenir, aynca Tolstoy'un
yapıtlannm yayımlanmasıru organize
ederdi.
Tolstoy'la Sonya, aralanndaki sorun-
lar çoğaldıkça, perişanlıklannı ve içleri-
ni kemiren intıkam isteklerini günlükle-
rine dökmeye başladılar. Tolstoy,
yalnızlığından ve düşüncelerine düş-
manlıkla yaklaşan kansmın despotlu-
ğundan dem vururken, sıkıa ev işlerin-
den ve kırsal kesimde yaşamaktan buna-
lan Sonya, duyduğu kıskançlıktan, has-
talanma ve delirme korkusundan söz
ediyordu. Tolstoy yaratıcı yazını bırakıp
dinsel yazılar yazmaya başladıgında, ai-
lesine ve çocuklanna sırünı döndüğün-
de, Sonya umarsızlık içinde, onun üzeri-
ne yıktığı sorunlarla başbaşa kaldı. O
dönemde hissettiklerini "tşe yaramayan
bir nesne gibi kenara atünuştnn. Ola-
naksız, tanımlanmamtş özveriler bekle-
niyordu benden" sözleriyle anlatıyor.
Shirer'ın kitabımn merkezinde Tols-
toy'un dünya üzerindeki tannsal mutlu-
luk arayışı bulunuyor. Sonya'nın ya-
zann ölümünden sonraki 9 yıl boyunca
sakladığı günlükler kitabm son bölü-
münde yer abyor.
Sonya, uzun yıllar evli kaldığı Tols-
toy'dan söz ederken oldukça insafsız.
"Dünyanm kendisim, inşa etmek için çok
ugraştığı bir kaide üzerinde görmesini is-
terdi. Ama günlükleri onu bir zamanlar
içinde yaşadığı pisliğe abyor" dıyor.
25 yılaradan sonrailk kez
çağdaşYunan oyunu
Ankara Devlet Tiyatrosu yeni sezonu 'ilklerle' açıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Devlet Tiyatrosu (ADT),
perde için son rötuşlan yapıyor.
ADT, ilk tur oyunlannda 2 oyunun
dünya, 5 yapıtın da Türkiye prömi-
yerini yapacak. 25 yıl aradan sonra
ilk kez, çağdaş Yunanh yazar Ya-
kavos Kambanellis in komedi tarzda
anlattığı savaş karşıtı 'Savaş Baba'
adlı oyunu da tiyatroseverlere sunu-
lacak. ADT bu çerçevede, Yunanh
yazan Türkiye'ye davet edecek.
ADT Müdürü Mehmet Ege, ilk
tur oyunlann genelde gülmece
ağırlıklı olduğunu belirterek. yaşa-
yan ustalardan örneklerin de seyir-
ciye sunulacağını bildirdi. Diğer
oyunlann yanı sıra çocuklar için de
ilk'lerin sergileneceğini belirten
Ege, repertuvann 261 sanatcının.
yaş grubu, cinsiyeti, fizikleri, oyun
türleri ve yetenekli olmalanna göre
değerlendirilerek beliriendiğini kay-
detü. "Repertuvar, oyun ha>uzunda
saptandı. Katıumcılık ve çoğulculuk
esas almdı" diyen Ege. repertuvarla
ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Bu se-
zon rol dağılımında bir ilkemiz var.
Geçen yıldan bu yüa aktardan oyun-
lardaki kadroları, ilk tur oyunlarda
görevlendirmemeye çalıştık. Hem
oyuncunun üzerine yüklenmemek
bem de oyunlan kendi içerisinde
daha özgür kıfanayı istedik. Aynca,
daha önce bir oyun diğer sahnelerde
dönüşümlü olarak sergileniyordu.
Bunu da değiştirerek salonların kim-
UklerinİD yerieşmesüıe dikkat ettik.
Oda Tiyatrosu'nu bu kapsam dışında
bıraktık."
Prömiyerier
Ege'nin verdiği bilgiye göre, An-
kara Devlet Tiyatrosu, bu sezonun
ilk turunda 2 oyunun dünya, 5 oyu-
nun da Türkiye prömiyerini yapa-
cak. Yunanlı yazar Yakavos Kam-
banellis'in savaş karşıtı gübnece
tarzda 'Savaş Baba', Arnold Wes-
ker'in 'Annie VVobbler', Aldo Nico-
laj'ın 'Kadm üe Memur'. Karen Sun-
de'nin 'Moskova Geceleri' ve Orhan
Güner'in '2. Nöbetçinin Sıkıntılan
ile Antonius, Kleopatra Arada Bir
Sezar'ın Türkiye prömiyeri, Aıjan-
tinli ünlü yazar Jorge Luis Borges'in
uzun öyküsünden tiyatroya uyarla-
nan, 'Olümsüz'. Savaş Dhiçel'in
Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürü Mehmet Ege.
yazdığı 'Gürültülü Patntdı Bir Hi-
kaye' oyunlan da dünya prömiyeri
yapacak.
ADTnin ilk tur oyunlan sahne-
lere göre şöyle belirlendi: Şinasi
Sahnesi: 'Savaş Baba' oyunu sahne-
lenecek. Yunanlı yazar Kambanel-
lis'in tiyatro oyunu, Rodoslular ile
Makedonyalılar arasındaki savaşı,
gülmece tarzında anlatıyor. Yazar.
insanlann ne kadar huzur ve rahat
içinde yaşasalar da. bir tehdit
karşısında içine düştükleri çaresizli-
ği ve korkuyu işlerken, diğer yan-
dan büyük güçlerin nasıl keyiflerin-
ce dünyaya hükmettiklerini de
alaycı bir dil ile sunuyor. Oyunu Er-
gun L'çucu yönetiyor.
Büyük Tiyatro: 'Asiye Nasıl Kur-
tulur', sürpriz bir gelişmeyle ilk tur
oyunlar arasında yerini aldı. Türk
Tiyatro edebiyatının başvapıtlann-
dan biri sayılan, Vasıf Ongören'in
yazdığı oyun, Ergin Orbey'in rejisiy-
le sahnelenecek.
Oda Tiyatrosu: İngiliz Wesker'in
tek kişilik oyunu 'Annie VVobbler'i,
Özlem Ersönmez canlandıracak.
Oyun, üç ayn portre üzerine kuru-
luyor. Oda Tiyatrosu'nda sergile-
necek bir diğer yapıt, yeni gerçekçi
akımın İtalyan temsilcisi Aldo Ni-
colay'ın iki kişilik komedisi 'Kadın
ile Memur' olacak. Ege Aydan'ın
rejisini üstlendiği oyun. bir devlet
memuru ile kimliği belirsiz bir
kadını karşı karşıya getirerek var
olan düzene bakışlan anlatıyor.
Küçük Tiyatro: ABD'li yazar
Karen Sunde'nin 'Moskova Gecele-
ri' oyunu ile acılacak. İki büyük ti-
yatro adamı Stanislavsky ve Çehov'-
un, klasik tiyatroya ahşkın Rus
halkma yeni bir tiyatro anlayışını
getirmek için çabalan ve Çehov"un.
dönemin ünlü yıldızı Olga Knipper'-
le yaşadığı büyük aşkı anlatıyor.
'Ustalara saygı'
Altındağ Tiyatrosu: Haldun Ta-
ner'in, 'Lütfen Dokunmayuı' adlı
oyunu sergilenecek. Taner'in. Bal-
tacı Mehmet Paşa ile Katerina ilişki-
sini 5 ayn yersiyonla ele aldığı yapıt,
'Ustalara Saygı' başlığıyla sunula-
cak.
İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi:
Orhan Güner'in iki perdelik iki oyu-
nu, tek bir eser 'tkinci Nöbetçinin
Sıkmtdan, Antonius Kleopatra Ara-
da Bir de Sezar' olarak sergilenecek.
Diğer sergilenecek oyun ise, Jorge
Luis Borges'in 'Ölümsüz' adlı yapıtı
olacak.
Yeni Sahne: Savaş Dinçel'in
yazdığı. 'Gürültfira PatııHlı Bir Hi-
kaye' ilk tur oyunlardan. Selçuk
Yöntem'in rejisini yapacağı oyunda,
Baykal Saran, Zerrin Tekindor rol
alacak.
Ankara Devlet Tiyatrosu bu
oyunlann yanı sıra geçen sezonda
sahnelediği, *SevgiIiler', 'Candan
Can Koparmak', 'Fehim Paşa Ko-
nağı', 'Yılın Kadını', 'Ferhat İle Şirin'
ve 'İstanbul Efendisi'yle de seyirci
karşısma çıkacak.
18.Montreal Film Festivali'nin ödülleıi açıklanch
MONTREAL (AA) - Kanada'-
nın Montreal kentinde yapılan "18.
Dünya FBm Festivali"nin ödülleri
açıklandı. Yeni Zelandalı Lee Ta-
toahori'nin "Once Were VVarrious"
(Bir Zamanlar Savaşçıydık) adlı fil-
mi "Büyük Amerikaldar Odülü"nü
alırken, filmin başoyuncusu Rena
Owen, en iyi kadın oyuncu ödülü-
nü, İsveçli Helena Bergstrom (Son
Dans/The Last Dance) ile paylaştı.
25 ağustos-5 eylül tarihleri arasında
gerçekleşen festivalde tspanyol yö-
netmen Jose Luis Gard'nin "Conci-
on de Cuna" (Beşik Sallayan
Kadın) adb filmi jüri özel ödülünü,
Garci ise en iyi mizansen ödülünü
aldı. "Bir Zamanlar Savaşçıydık"
filmi. Yeni Zelanda'nın Auckland
kentinin yoksul bir mâhallesinde
Maori topluluğunda geçen şiddete
dayalı bir aşk öyküsünü anlatıyor.
"Besik Sallayan Kadm" ise, bir
sepette bulunan çocuğun Manastır'-
daki kadmlar tarafmdan büyütül-
mesini konu ediyor. Annelik içgü-
dülerini keşfeden kadmlar. çocuğu
18 yaşına kadar büyütmeye karar
veriyorlar. Bu arada Kanada, Ingil-
tere ve Almanya ortak yapımı. Ro-
ger Spottisvfood'un "Mesmer" fıl-
mindeki rolüyle Alan Rkkman en
iyi erkek oyuncu ödülüne değer bu-
lundu. Avustralyalı yönetmen Ke-
vin Dovrling'in "The Sum of Us" fil-
mi de en iyi senaryo ödülünü aldı.
ODAKNOKTASI
AHMET CEMAL
Büyük Yalmzlıklar
Nereye Götürür...
Kimi zaman günlük olaylara aşırı saplanmak, çok önemli
bütünlerin arük hiç görünmez olmasına yol açar. Böyle dö-
nemlerde ortaya atılan sorular da çoğunlukla sıradandır ve bu
sorulara verilecek yanıtların önemli çözümlere kaynaklık et-
mesi beklenemez.
Günümüz Türkiyesi'nin türlü kaynaşmalarla dolu atmosfe-
rinde belki de sürekli görmezlikten gelinen, görmezlikten gel-
me bir yana, neredeyse hiç bilincine varılmayan çok önemli
bir gerçek, giderek büyüyen yalnızlıklarla dolu bir ortamda ya-
şandığıdır. Bu, ister sağcı, ister solcu olsun, ister içtenlikle
dine inansın, ister bilinmezcilikten ya da ateizmden yana ol-
sun, düşünen insanın yalnızlığıdır. Ve günümüzde bu ülkenin,
özellikle yaşlan 18-25 arasındaki genç kesimini oluşturan in-
sanlar, başka deyişle, hep yarınları kendilerine emanet ettiği-
mizi söyleyegeldiğimiz, gerçekte ise onlara hiç de çekici,
yasanmaya değer yannların yollarını açmadığımız insanlar,
andığımız yalnızlığı bilincine, kimi zaman vararak, kimi zaman
ise varmayarak veya varmamayı yeğleyerek, en çok yaşayan-
lardır.
Daha düne kadar kendilerine potansiyel suçlu gözüyle ba-
kılmış olan bu insanlar, şimdi bir zamanlar kendilerini daha
baştan suçlu varsaymış olanların ülkeye armağan(!) ettikleri
bir anayasanın kanatları altında, durmaksızın açılacağı vaat
edilen, ama elbet açılmayan ve yakın zamanda da açılması
düşünülemeyecek demokrasi paketlerinin yolunu gözlemek-
tedirler. Hem de, vaat edenlerin aslında o paketleri hiç isteme-
diklerinin, çünkü, örneğin, dün eleştihlmekten yana olmadıkla-
nnın bilincine her gün yeni bir acıyla vararak...
Bu ülkenin kendilerini sanata adamak isteyen genç insanla-
rı, en eski ve en köklü sayılması gereken sanat kurumlannın
bile nasıl en bayağısından siyasa pazarlarına, iktidarçekişme-
lerinin sahnelerine dönüştürüldüğüne, sanat kurumlannın
yönetimine gelenlerin bile gitmem diye tepinişlerine, onlann
yerine gelenlerin de ilk iş, böyle yapmakla doğrudan sanatı ve
sanatın inandıncılığını yıktıklarının ayırdına varamaksızın,
geçmişe kara çaldıklarına tanık olmaktadırlar.
Bu ülkenin düşünmek, bir yerlere düşünerek, düşünmenin
sorumluluğunu üstlenerek varmak isteyen genç insanlan, ar-
bk değer verilmeyen tek şeyin düşünce olduğunu, barışı dü-
şünmenin suç olabileceğini, dini inançların tekeller altına gire-
bileceğini her gün yeniden öğrenerek yaşamak zorunda
bırakılmaktadırlar.
Bu ülkenin tartışmak isteyen gençleri asıl hedefe giden yo-
lun papağan kafeslerinden, büyukluklerinin nereden kaynak-
landığı çoğunlukla unutulmuş büyüklerin sözlerini dinlemek-
ten geçtiğini, gençliğin erdeminin hep dinlemek ya da ancak
izin verildiğinde konuşmak, yetişkinin başlıca niteliğinin ise
yamlmazlık olduğunu, genelde ise yaş kaç olursa olsun, orta-
mın yazılı olmayan yasaları gereğince birilerinin hep dinleme-
yi, birilerinin de hep yanılmamayı yazgı niteliğiyle paylaştıkla-
nnı, düşünce özgürlüğünün en sağlıklı sınırlannı düşündükle-
rini söylemekten kaçınmanın oluşturduğunu her doğan günle
birlikte yeniden bellemektedirler.
Bütün bu sayılanlar ve benzeri durumlar, düşünmekte her
şeye karşın direnen genç insanlan ancak çoğunlukla umarsız
ve çok büyük yalnızlıklara göturebilir. Öle yandan büyük yal-
nızlıklann büyük düşüncelere, büyük eylemlere ve büyük ba-
şarılara kaynaklık edebildiği de doğrudur, gelgelelim bu,
ancak ve ancak dahilerin özgeçmişlerinde rastlanabilecek tür-
den bir 'dojjru'dur. Bunun kadar doğru olan bir gerçek ise ge-
leceğini, yükselişini yalnızca dahilerin, sıradışı insanlann
ortaya çıkmasına bağlayan bir toplumun sağlıklı, akılcı bir ge-
lecek beklentisinin asla olamayacağıdır.
Bugün erdem adına, insanı insan kılan değerler adına ne
varsa, hemen hepsinin ayaklar altına alınmasına, aşağılan-
masına ses çıkarmayıp yannın gençlerine seslenmeyi sürdü-
renlerin arasından birinin, evet, yalnızca birinin bile gerçekte
hemen her gün daha bir büyüyen bir yalnızhk denizıne seslen-
mekte olduğunun bilincine tam anlamıyla varabildiği gün, bu
ülkede de bir şeylerin -ama "menkul kıymetlerle", "döviz
alımsatımıyla ", "Hazine tahvilleriyle'', "baban bunu yann ban-
kaya yatırsın"\ar\a vb. ölçülen şeylerin değil, nihayet "insana
ait" bir şeylerin!- değişmeye yüz tjtacağı gün olacaktır, ama
daha önce değil, kesinlikle değil...
İLAN
T.C.
BAŞBAKANLIK GÜMRÜK
MÜSTEŞARLIĞIHALKALIGÎRÎŞ
GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ
K.ontrol:41189-178 19773
Valikonağı Caddesi Haaemin Sk. No: 41 K:2
;
3 Nişantaşı/
İstanbul adresınde mukim Marineks Su Ürünleri San. Tic. AŞ fırma-
sı adına gümrük giriş beyannamelerinden doğan ve karşılannda mik-
tarlan göstenlen kamu alacaklannın tahsili için çıkarulan tebligatlar
fırmasının adreste bulunmaması sebebiyle lade edilraiştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 31 "inci maddelen gereğince
tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine karar vcrilmişür.
Yukanda belirtilen nedenler ile anılan adreste faaliyet gösteren şir-
ketin belirtilen borcunun 15 gün içinde gümrüğümüz saymanlığına
ödenmesi. aksi halde 6183 sayılı AATUH kanununun 55-60 ve 114.
maddeleri gereğince işlem yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olu-
Dosya No:
41189/178
Beyanname
No Tarih:
12889 4.3.1991
Amme Alacağı
Miktan:
210.723.000.-TL
Basın: 34569
İLAN
T.C.
BAŞBAKANLIK GÜMRÜK
MÜSTEŞARLIĞI HALKALI GİRİŞ
GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ
Kontrol:41182-178 19760
Siyavuşpaşa Sk. No: 26/36 Süleymaniye-İstanbul adresınde mu-
kim Asha Su Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şt. firması adına gümrük giriş
beyannamelerinden doğan ve karşılannda miktarlan göstenlen ka-
mu alacaklannın tahsili için çıkartılan tebligatlar fırmasının adreste
bulunmaması sebebiyle iade edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 31 'inci maddeleri gereğince
tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Yukanda belirtilen nedenler ile anılan adreste faaliyet gösteren şir-
ketin belirtilen borcunun 15 gün içinde gümrüğümüz saymanlığına
ödenmesi. aksi halde 6183 sayılı AATUH kanununun 55-60 ve 114,
maddeleri gereğince işlem yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olu-
nur.
Beyanname Amme Alacağı
DosyaNo: No.Tanh: Miktan:
41182 178 65107 25.9.1991 34.240.000.-TL
Basın: 34571
İLAN
T.C.
BAŞBAKANLIK GÜMRÜK
MÜSTEŞARLIĞI HALKALI GİRİŞ
GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ
Kontrol:41251-17819763
Meşeli Sk. No: 32/4 Taksim-lstanbul adresinde mukim Kemal
Balıkçılık thracat Ltd. Şt. firması adına gümrük giriş beyannamele-
rinden doğan ve karşılannda miktarlan göstenlen kamu alacaklan-
nın tahsili için çıkartılan tebligatlar firmasının adreste bulunmaması
sebebiyle iade edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 31 'inci maddeleri gereğince
tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Yukanda belirtilen nedenler ile anılan adreste faaliyet gösteren şir-
ketin belirtilen borcunun 15 gün içinde gümrüğümüz saymanlığına
ödenmesi, aksi halde 6183 sayılı AATUH kanununun 55-60 ve 114.
maddeleri gereğince işlem yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olu-
nur.
Beyanname Amme Alacağı
Dosva No: No/Tarih: Miktan:
4125İ/178 11495/26.2.1991 23.659.000.-TL
Basın: 34572