Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6EYLÜL1994SAU
HABERLER
Zana Fransız
basınında
• PARİS (Cumhuriyet)-
Ankara DGM'de yargılanan
eski DEP Milletvekib Leyla
Zana, Fransa'nın önde gelen
gazetelerinden Liberation'da
yayımlanan bir yaasında,
"Türkiye'nin uzun bir siyasal
mahkeme geleneğine sahip
olduğunu" öne sürdü.
Gazetenin yaklaşık bir
sayfasını kaplayan yazıda,
Zana kendisiyle,
meslektaşlanna karşı açılmış
yeni davanın ülkede ilk kez
meydana geldiği görüşünü
savundu.
Menteşe: Biz
barış istiyoruz
• ANK'ARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Içişleri Bakanı
Nahit Menteşe,
Güneydoğu'da
operasyonlann devam
etmesini, terörün zorladığını
belirterek "Biz devamlı
surette banş istiyoruz. Onlar
bizi zorluyor, operasyon
yapıyoruz" dedi. Moldava
Içişleri Bakanı'nı kabulü
öncesinde gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan
Menteşe, kendilerinin
Güneydoğu'da banş
istediklerini vurgulayarak
"örgütün beyin takımlan
talimat veriyor, terönstler
Güneydoğu'da yaşlı, kadın,
çocuk demeden Kürt
vatandaşlanmızı
öldürüyor"diye konuştu.
Gönensay-Çillen
beraberliği
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın DYP
lideriolarak 1991 seçımlerine
girdiği günlerden bu yana
yakın çabşma arkadaşhğını
üstlenen ve Köşk'te ekonomi
başmüşavirliği yapan Prof.
Dr. Emre Gönensay,
Çankaya'dan koparak,
Başbakan Tansu Çiller'in
ekonomi ekibine gınyor.
Çiller'in, "büyiikelçı" sıfatını
vererek, başmüşavirliğine
getireceği Gönensay'a.
yayımlayacağı bir genelgeyle
önemli görevler vereceği
bildirildi.
Standartkadro
yönetmeliği
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Sağlık Bakanı
Doğan Baran, bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlarda
personel yığılmalannı
önlemeyi amaçlayan
"standart kadro
yönetmeliği"ni onayladı ve
doktorlann zorunlu
hizmetinin kaldınlacağıra
açıkladı. Yeni yönetmelik
Bakanlar Kurulu'nun
onayından sonra yürürlüğe
girecek.
YDH'den iletişim
okulu
• Istanbul Haber Servisi -
Yeni Demokrasi Hareketi
(YDH) aktif kaühmalanna
yönelik bir eğitim programı
başlaüyor. YDH'den
yapılan yazıb açıklamaya
göre poütikayı gündebİc
yaşamda insanlarla
tartışabilir hale getirmek
amaayla başlatılan bu eğitim
programı, 30 kişilik gruplar
icin haarlanmış. Üç güne
yayüarak hazırlanan bu
programlardan ilki 5 eylülde
başbyor.
Eylemci işçiler
serbest
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sendikalı olduklan
için işten çıkartıldıklan
gerekçesiyle Aras Kargo'nun
Istanbul Yolu üzerindeki
aktarma merkezini 4 gün
işgal ettikleri için gözaltına
alınan işçiler serbest
bırakıldılar. Güvenlik
güçlerinin, aktarma
merkezine girerek gözaltına
aldığı 47 işçiden 35'i. ilk
sorgulamalan sonunda
serbest bırakılmıştı.
tşçilerden 12'si de dün akşam
Suçüstü Savahğı Nöbetçi
Mahkemesi'nce ifadeleri
abndıktan sonra serbest
kaldılar.
Medya Gûneşi
toplatıldı
• Istanbul HaberServisi -
Medya Güneşi isimli
gazetenin 1-15 Eylül 1994
tarihli 55. sayısının İstanbul
DGM tarafından toplatıldığı
bildirildi. Medya Güneşi
yaptığı yazıh açıklamayla,
"Eğitim emekçileri kirh savaş
hedefi", "Kürdistanb
sosyabstler yeni döneme yeni
biryapılanmayla girebilir",
"örgütülü siyasal yaşam
siyasal değerleri
gerçekleştirmenin
güvencesidir" ve "Pobtık
çözüm için ulusal göç
oluşturma zorunludur"
başlıklı haberlerinden dolayı
gazetelerinin toplatıldığını
kaydettiler.
Hukukçulara göre adaletin gedkmesi yargıya güvensizliği körüklüyor
YargıkaplumbağahızmdaYargılama hızının Avrupa ülkelerinin
çok altında olduğu Türkiye'de, yargmın
hızlandınlması için acil önlemler alı-
nması isteniyor. Hukukçular, ortalama
dava süresinin 2-3 yıl olduğu Türkiye'de,
eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay tarafı-
ndan hazırlanan ve TBMM gündeminde
bekleyen "Yargı Reformu Tasansı''nın
yeni yasama yıbnda ele alınması gerekti-
ğine işaret ediyor. Çoğunluğu bürokrasi-
den kaynaklanan nedenlerk yargılama
hızının azaldığına dikkat çeken hukuk-
çular, teknolojik gelişmeden yararlanı-
lması kadar yargılama usullerinin de tam
olarak uygulanmasının adaletin hızlı
gerçekleşmesini sağlayacağını belirtiyor.
Birçok sorunun yanında adaletin ge-
cikmesinin yarattığı
sorunun vatandaşlar
açısından yargıya gü-
vensizbği köriiklediği-
ni ifade eden hukukçu-
lar, yargılama hıanın
arttınlmasının, yargı-
da başka sorunlara da
yol açan iş yükünü
azaltacağını dile getin-
yor. Hukukçular,
yargı hızmı azaltan
başbca nedenleri şöyle
sırabyor:
•Adalet Ba-
kanbğı'nın verilerine
göre Türkiye genebn-
deki hakım ve sava
kadro sayısı 9 bın 408.
Hazırlayon: Yahya Koçoğlu
Ancak şu anda 3 bin 136 mahkemede
görev yapan hakim ve sava sayısı 6 bin
481. Yani 2 bin 567 hakim ve sava açığı
var.
• Adalet Bakanbğı'nın verilerine göre
6 bin 841 hakim ve savcının bir yü içınde
karara bağlaması gereken dosya sayıs 4
milyon 972 bm 593. Türkiye'deki mah-
keme sayısının 3 bin 136 olduğu dikkate
abnınca yılda mahkeme başına ortalama
1586 dava düşüyor. Bir başka deyişle bir
buçuk ayı adb tatil, bir ayı devir ışlemleri
dışında İcalan sürede hakim ve savcılann
726 davayı sonuçlandırmalan gerekiyor.
• Yine bakanbk venlerine göre Tür-
kiye'de 1950'b yıllardan bugüne kalan ve
süren dava sayısı 12 bin 267. 196O'lı yı-
1larda başlayan ve süren dava sayısı
1228, 1970'ten kalan dava sayısı ise 10
bin 614. Başka bir deyişle 24 bin 109 da-
va, en az 20 yıldır sonuçlanamıyor.
• Yargının hızı enflasyonun hızına
yetişerniyor. Uğranılan zarann gide-
nlmesı amaayla açılan hukuk davalan-
ndaki gecikme, davanın açıldığı sırada is-
tenilen bedebn enflasyon karşısında eri-
mesi sonucunu doğuruyor. En az 2-3 yü
süren davalarda istenen tutar, yüzde
yüze yaklaşan enflasyon karşısında de-
ğer ifade etmiyor. Bu tür davalarda uy-
gulanan ilk yıl için yüzde 5, sonraki yıllar
için yüzde 30 oranındaki faiz de zarara
uğrayan vatandaşın çıkannı koruyamı-
yor.Davalann yavaş görülmesinin ne-
denini de devletin davab ohnası oluştu-
ruyor. Devletin geçerb ve yeterli bedel
vermeden yaptığı işlemleri sonuaı zarara
uğrayan vatandaşların açtığı davalar, bu
tür davalann dörtte birine ulaşıyor. Bu
davalann büyük çoğunluğu devletin
aleyhine sonuçlanıyor ve devletin avu-
kaüan, karan üst yargı makamına gö-
türüyor.
Devletin taraf olduğu davalann ya-
rattığı iş yoğunluğu, diğer davalann yü-
rütülrnesini de engellediği için devletin iş-
lem pobtikası, yargının hızını azaltan bir
etken olarak ortaya çıkıyor.
• Miras davalan birkaç kuşak sürü-
yor. Bu davalarda gecikme, nüfus ve
tapu kayıtlannın düzenb olmamasından,
mahkemelerin iş yoğunluğu nedeniyle
her duruşmanın aylarca sonraya ertelen-
mesinden kaynaklanırken 20, 30 hatta
40-50 yıl süren davalar yaraüyor.
• Ceza davalannda savcıbklar, hazır-
bk soruşturmasmı gerektiği gibi yapma-
dan dava açıyor. Beraat oranlannın yük-
sekbğine de yol açarak iş yoğunluğu ya-
ratan ve hızı azaltan bu durum, yıllardır
istenibnesine karşın oluşturulmayan adH
kolluk gücünün yoklu-
ğundan kaynaklanı-
yor. Kendisine bağb
pobs teşkilaü olmadığı
için emniyetten gelen
dosyayla dava acmak
zorunda kalan savalar,
haarlık soruşturması-
nda yanıtlanması gere-
ken birçok sonıyu,
mahkemeye bırakarak
davalann uzamasına
yol açıyor.
• Ceza davalannda
geakmeye neden olan
bir etken ise özelbkle si-
yasi davalara bakan
DGM'lerde gerektiği
gıbı uygulanmayan tu-
tuklama önlemı, sanığın haksız yere tu-
tuklu kahnasına yol açıyor. Bu, sanığın
suçsuz obnası habnde sanık aleyhine gi-
derilemeyecek zarann yaşanmasına yol
açıyor.
• Günde 30-40 davanın duruşmasına
girmek zorunda kalan yargıçlar, karar
aşamasına gelen dosyalan bile yeterince
inceleyemiybr. Dosyanın incelenmesı
için duruşma ertelenmesi de davalan
uzatıyor.
Yargıç ve sava açığı yanında adbye
Adliyü
sorunlarla
açılıyor
• 1994-1995 adliyılı,
bugün Yargıtay'da
yapılacak olan törenle
başlayacak. Yargıtay
Başkanı Müfıt
Utku'nun,
konuşmasının büyük
bölümünü laiklik
konusuna ayıracağı ve
hükümeti uyaracağı
öğrenildi.
Haber Merkezi - Anayasa
Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör özden, devlet yetkibleri
ile bazı nukukçulann adalete
gereken önemi vermediklerini,
bu yüzden de yeni adli yıla ar-
tan hüzünle girildiğmi belirtti.
Özden, bayramdan bayrama
Müslüman olunur gibi adb' yıl
törenlerinden adb yıl törenleri-
ne hukuk devleti savunucusu
olunamayacağını vurguladı. İs-
tanbul Barosu Başkanı Turgut
Kazan da, yargının ciddi bir
kriz yaşadığmı ve bu krizin de-
mokrasiyi tehdit ettiğini söyle-
di. Yargıtay Başkanı MüTıt Ut-
ku'nun 1994-95 adb yıbnın baş-
laması dolayısıyla bugün
Yargıtay'da yapılacak törende,
laikbk karşıtı şeriatçı güçlerin,
Atatürk'e ve rejime yönelik ha-
reketleri nedeniyle hükümete
çok sert uyanda bulunacağı öğ-
renildi.
Utku'nun, Yargıtay'da yapı-
lacak olan törende, konuşması-
nın büyük bölümünü, laikbk ile
Atatürk'e ayıracağı, özeüikle
şeriatçı akım ve hareketlerin
güçlenmesine dikkat çekeceği
ve bu akımlara destek veren si-
yasüeri eleşüreceği bildirildi.
Yargı çevrelerinde, Utku'nun
konuşmasının bir muhtıra nite-
bğinde olabileceği yorumlan
yapıbyor.
Koridorka'da 'banşagözjahı'tartışması
İstanbul Haber Servia- Yeni bir adb yıl,
önceki yülarda yaşadığı sorunlarla
başbyor. Adlitatilın son gününde
îstanbul Adliyesi'nin koridorlannda
dolaşjyoruz. Katillenn, küçücük
çocuklarla birbkte kelepçelendiğini,
SHP'nin yargılandığı İSKİ davasınt,
DGM yeni binasma taşınmadan önce
"düsünce mahkunılannı" gören
koridorlar, yeni biryıla
haarlanırcasma temizlenmiş.
Bu satırlan okuduğunuzzaman yeni
adli yıl başlamış olacak. Yine işler
yoğunlaşacak. Her yargıç, bir gün
içinde40-50 duruşmaya girecek. Yine
mübaşirler, yargıan söylediği adlan
yanbş bağıracak. Umutia girilen
duruşma salonlanndan gözleri yaşb
çıkılacak. Yine alacağının peşindekiler,
alacaklanmn eksik ödendiğini ileri
sürerek isyan edecek. Yaluru saldınya
uğramış olanlar hasımlanrun "hak
ettikleri" cezayı almadığını ileri sürerek
koridorlarda hasmına bağıracak.
Kısacaa, kararlaryine taraflan
memnun etmeyecek.
Genç avukatlar, ellerinde dosya
çantalanylaoradan oraya koşturacak.
Biraz daha deneyimüler, birbkte
çalıştığı (ya da 4-5 milyon bra maaş
verdigi) genç meslektaşlanna
taümaüar yağdırarak en az 15 yıl
okumayla edinilen mesleği, dosya
fotokopisi çektırmekle aşağılayacak...
Üst kata çıkıyoruz. Adbyenin buluşma
yeri haline gelen çay ocağında, çayımızı
yudumhıyoruz. Bir buçuk aydır
birbirlerini görmeyenler, koridorlarda
selamlaşıyor. Tenleri biraz koyulaşmış
Tatıb nerede geçirdiklerini
anlatıyorlar. Tatil yörelerinin fiyatlan
hemen sohbetın konusu oluyor.
Hakim-sava stajyerlerinekulak
kabartıyoruz. Hangi mahkemede
olduklannı soruyorlar birbirlerine.
Cumartesi yapılan hakim-sava
sınavında sonılanlan... Geleceğin
yargıçlan, savcılan, gazeteierdeki
"banşa gözaltT haberini tartışıyorlar.
Hemen hepsi, sanatcılann gözaltına
abnmasını ve eylemin engellenmesini
eleştiriyor. Genç hukukçulardaki bu
demokratik yaklaşım, imam hatip
liselerinden mezun olanlann
hakımbk-savcıbk mesleğine kabul
edilmemelerinin bir sonucu mu
yoksa?..
Bir vatandaş, ebnde belgeleriyle
nöbetçiAsliye Ceza Mahkemesi'ni
anyor. Çek borcunu ödemiş,
hakkındaki karan değıştirtecek.
Adbyenin sakin olduğunu bilen annesi
tarafından getirilen bir çocuk,
kendisine bakanlan güldürerek düşe
kalka koridorda oynuyor. Giriştekı
pobs, ebndeki dedektör yerine
deneyimb gözleriyle giren-akanı
izliyor. Bir yargıç, temmuz fırsatmdan
aldığı arabasını pencereden gösteriyon
"Çok da az yakıyor..." Adalet
BakanlığYnın 900 adbye binası
arasında tapusuna sahip olduğu 71
binanın en büyüklerinden olan
İstanbul Adbye Sarayı, yeni adb yıb
beküyor...
ÇYDD okuhmdanUkmezunlarİstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği'nin dargebrb ailelerin yaşadığı semtlerde açtığı
yaz okullan ilk mezunlannı verdi. İstanbul ib içerisinde
beş ilköğretim okulunda yaz okulu açan ÇYDD Başkanı
Prof. Dr. Türkan Saylan yaz okullan projesinin, Atatürk
ilke ve devrimlerinı korumak gebştirmek ve bu yolla çağ-
daş insana ve topluma ulaşma düşüncesinden kay-
naİdandığını bebrtti. Saylan, "Bunun, çağdaş çocuklar ve
gençier yetiştirerek ve çağdaş eğitüne egilerek olacağını dü-
şündük. Çağdaş eğitim zoriayıcı bir eğitim değil, neşe içinde
eğtenerek severek öğrenmektir. Buradan hareketle düşün-
dükkiülkemizdeçokzengininsanlarçocuklannıyazıntatil-
lere, kamplara gönderivor. Ama büyük bir kesün para sahi-
bi değil \e onlar için > apıunış özel \ crler de yok. Sokaklarda
oynamak zorunda kalıyorlar. Bu yüzden özellikle yoksul
kesûnlerdeki okullan mekan olarak kuUanmaya ve gönüllü
elemanlarımızın hiçbir ücret almadan buralara gelerek gü-
nün birkaç saatinde çocuklara, eğlenerek öğrenmevi öğret-
mesine karar yerdik" dedi.İki ay boyunca süren Beşiktaş
Esma Sultan İlkokulu'ndaki yaz okulunda 100 kadar öğ-
renciye resim, müzik, seramik, İngilizce, Türkçe, güzel
yazma ve konuşma, tiyatro gibi çeşitb dallarda dersler ve-
ren 65 kişilik öğretmen kadrosu farklı mesleklere sahip in-
sanlardan oluşuyor.
GtJ]NDÜZ GOZUYLE
MELtH CEVDET ANPAY
İfade Etmek - İfade Vermek
Şu haberin güzelliğine bakın! Birlikte okuyalım.
"Catanzaro (AA)- Italya'nın güneyindeki Catanzaro
kenti yerel hukümet yetkilıleri, mafya davalarına bakan
dört yargıcın korunması için gecelerini cezaevinde ge-
çirmelerine karar verdi. Mafyanın öncelikli hedefi ara-
sında bulunan yargıçlar için, hepsinin de korumaları bu-
lunmasına karşın, güvenli yolun bu olduğuna karar ver-
di."
Yargıçlar içerde, haydutlar dışarda... Adaletin sağlıklı
yürütülmesi için hükümet başka yol bulamamış. Koru-
malar da işe yaramıyor, dışarısı mafyanın egemenliğin-
de. En güvenli yer cezaevı.
Ne denli ilginç bir yüzyılda yaşadığımızı gösteren
önemli bir haber. Yargıç belki mafyacıları yarın hapse
atacak, ama önce kendi giriyor.
Tehlike içinde bulunan bütün insanlar için büyük ha-
pishaneler yapılsa da, kiralık katiller, faili meçhul cina-
yetlerin suçluları dışarda tek başlarına kalsalar daha iyi
olmaz mı? Yargıçlar, savcılar, yarın belki polisler, ceza-
evlerine sığındılar mı, bizi dışarda kim koruyacak?
Gençliğimde sık sık karakolluk olurdum. Bunlardan
birini anlatayım.
İlk askerliğimi bitirmiş, Ankara'da, Milli Eğitim Bakan-
lığı'nda çalışıyordum. Bekârdım. Biz bekârlar akşamla-
rımızı bir meyhane köşesinde yıyip içerek geçirirdik.
Gene öyle bir akşam, evlerimize gitmek üzere sokağa
çıktığımızda, Irkçı-turancı gençlerin yolumuzu kestikle-
rini gördük. Nihal Atsız, o günlerde Ankara'ya gelmiş ve
Gençlik Parkı'nda yoldaşlarına el öptürmüştü. 19 Mayıs
Bayramı'nda da Cumhurbaşkanı İsmet inönü, Irkçılık-
Turancılık üstüne sert bir söylev vermişti.
Ne ise... O gece onlar bize "komünistler" diye bağırı-
yorlardı, biz de onlara "föş/sf/er"diyorduk.
Itiş kakış.. derken düdükler öttü, bekçiler, polisler ba-
şımıza üşüştüler ve hepimizi karakola götürdüler.
Benim ifadem alınırken güçlükler çıktı.
Neden?
Komseryatmağagitmiş, kaldırdılar, terliklegeldi.sor-
guma başlar başlamaz ben kestım onun sözünü:
- İfade vermiyorum, dedim.
- Neden?
- Senin ayakların çıplak.
Komser kızgın kızgın ayakkabılarını istedi, getirdiler,
giydi ve baştan başladı sorguma.
- İfade vermiyorum, dedim.
- Neden be?
- Eski yazı ile alıyorsun da ondan
Komser kalemini hızla masaya attı,
-idareten be, dedi.
Uzatmayayım... Komser beni nezarethaneye attırdı.
Karakolun içinde demir parmaklıkla ayrılmış bir bölüm-
dü bu. içerde kimse yoktu. Yorgundum, bir sıraya uzart-
dım.
Aradan kaç saat geçmiş. bilmiyorum.
Bir polis geldi,
- Hadi çık, seni bırakıyoruz, dedi.
- Çıkmıyorum, dedim. Neden buraya atıldığımı ögren-
meden çıkmam.
Polis, komsere durumu anlatmış.
Bu kez komser geldi.
- Yahu başıma bela mı oluyorsun? dedi. Çık git bur-
dan.
Kovuldum
Bu olayı anlatırken aklıma geldi; bizim devlet siyaset
adamlarımız, sık sık, "İfade ettim, ifade ediyorum" söz-
lerini kullanıyorlar. Bu alışkanlıklarından vazgeçmeleri-
ni öğütlerim. Nurullah Ataç,
- Bu söz karakol ya da savcılık için kullanılır, başkaca
yeri yoktur, derdi.
Anlamıyorum, "İfade ettirn" demek, "Söyledim" de-
mekten daha mı kibarca oluyor?
Barolar Birliği Baçkanı sav:
DGM'ler kalkmah
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türkiye Barolar Bır-
lıei Başkanı Önder Sav, adale-
tin yavaş ışlemesinin yargıya
güvensizlık yaratüğmı, bunun
gideribnesi için yargılama ya-
salannın tam olarak uygulan-
ması gerektığini söyledı.
DGM'lerin kaldınbııası gerek-
tiğini ifade eden, gecekondu
yöntemiyle idare edilen fakül-
telerde hukukçu yetiştirileme-
yeceğini vurgulayan Sav, yeni
Adb Yıl'ın başlangıanda
Cumhuriyet'in sorulannı ya-
nıtladı:
-Yargı sisteminde savunma-
ya yeterince önem verilmekte
midİr?
Sav- Yargının ayrümaz bir
unsuru olan savunma, yargı
sisteminde 'sav-savunma-
karar' üçlüsü içinde önemli bir
ayaktır. Doğal bir hak olan sa-
vunmanın kullanılması sınır-
lanmamabdır. Soruşturmanın
her aşamasında, yakalanan ki-
şi ve sanığın bir veya birden
fazla müdafıin yardımından
yararlanmasına ibşkin
CMUK. değişikbğının I3GM'-
lerin görev alanına gıren suç-
larda uygulanmayışı, ışkence
söylentilerini yaygmlaştırmak-
tadır. Bu bile tek başına savun-
manın önemini ortaya koy-
maktadır.
-Devlet Güvenük Mahkeme-
leri'nin varlığını demokratik
hukuk düzeni açısından nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Sav- "12 Eylül Hukuku'nun
i>ice kurumlaşürdığı yargı ku-
ruluşlanndan olan DGM'ler
olağan mahkeme değildir.
Devlet aleyhine işlenen suçla-
nn yargılaması, yargı sistemin-
de görev üstlenen mahkemele-
rimizde yapılması mümkün
iken bundan kaçınıp olağan
dışı mahkemeler kurmak ve
onlara anayasal konum ka-
zandırmak, demokratik hu-
kuk devleti ve hukukuk üstün-
lüğü ilkelenne aykındır.
-Adaletin hızlandınlması için
ne tür önlemler alınmaİKÜr?
Sav- Ceza ve hukuk yargıla-
ma yasalanmız, çekişmelerin,
davalann tek oturumda kara-
ra bağlanmasını amaçlamak-
tadır. Bu kurallara tam olarak
uyulmalıdır. Usul yasalanna
aykın olarak birçok işlem ve
yanşmanın duruşmalar sıra-
sında yapıbnası davalan uzat-
maktadır. Bir başka devlet
dairesine yazılan yazının (ör-
neğin nüfus, tapu, kaymakam-
bk. trafık vb) cevabı gelmediği
için dava uzamamabdır. Dava
ceza davası ise duruşmadan
önce her şey haarlanmabdır.
Tüm haarbklar tamamlanma-
b, bir-iki duruşrnada da dava
bitirilmelidir. Bir günde ortala-
ma 40-50 dava dosyası için
duruşma yapan bir yargıan
hızb yargılama gerçekleştirme-
si. tek oturumda karar vermesi
olanaksızdır. Bir başka dava
uzama nedeni yargıç-sava aa-
ğı, yeterb adb personel ohnayı-
Sav: Adaletin yavaş işlemesi
yargıya güvensizlik yaratıyor.
şıdır. Bunlar gideribnebdir.
Davalann bir başka uzama ne-
deni, devlettir. İhtilaflann
dörtte birinde devlet taraftır.
Devlet. kendisi hukuka uygtm
da\ ranmalıdır.
-Hukuk fakültelerinin çoğal-
masuu nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
Sav- Ülkemizde yeterli mik-
tarda yargıç ve savcı yoktur.
Var olanlar da hukuk eğiti-
minden başlayan eksikbk ve
aksaklıklarla yetişmektedir.
Ancak, son yıllarda altyapısı,
kadrosu oluşturubnadan, bi-
nası ve olanaklan yaratılma-
dan. siyasal hesaplarla ve gün-
lük heveslerle açılan 'gecekon-
du hukuk fakülteleri', özlenen
düzeyde hukukçu yetişürmek-
ten uzaktır.