Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL1994 PAZARTESİ
10 DÜNYADA GEÇEN HAFTA
Banliyötrenindedazlakterörü
ALMANYA
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN - Adam bir hastane
yatağında, kolunda serumlarla yatıyor.
Siyah saçü, siyah gözlü. siyah tenli. Işte
bu özellikleri yüzünden sadece ve
sadece siyah olduğu için geçen hafta
ölümden döndü. Ismi Martin Agyare.
Yaşı 25. Geldiği ülke Gana. Siyah
Afrika. İki yıl önce Almanya'ya gelip
iltica talebinde bulunmuş. Ziyaret
sofrasından birkaç kınntı
koparabilmek için. Reddedilmiş
dilekçesi. Berlin ona neredeyse mezar
olacak. Nedeni: Irkçıhk.
Olay bundan on gün önce 16 eylülde
meydana geliyor, ama gazetelere ancak
geçen cuma günü yansıyor. Marlin
Agyare, 16 eylül gecesi saat onbirde
Doğu Berlin'de Pankow Tren
îstasyonu'nda banliyö trenine biniyor.
"Son vagona binmiştim" dıye anlatıyor
sonradan savcıya; "dazlaklar ne zaman,
nasıl trene bindiler, görmedim.
Yolculardan bir kadın beni uyardı.
'Bunlara dikkat ef dedi. Dazlaklar
ellerindeki çubuklarla etraftaki
yolculann üstüne iğne üflüyorlardı. Altı
kişiydiler. Herkes sinmişti. Derken ikisi
üzerime geldi. Ceplerinden sustalı
çıkardılar ve beni brçaklamaya
başladılar. Birisi giden tretıin kapısını
açö ve beni dtşan itti." Martin Agyare,
gece yansı ağıryarah olarak itildiği
trenden raylara düşüyor ve bayılıyor.
Onu ertesi sabah saat dokuz buçukta
bir tren memuresi tesadüfen fark
ediyor. Yan cansız bedeninde ısı 27
dereceye düşmüş. neredeyse donmuş ve
en acısı, raylann üzerinde kalan bir
bacağı, gece üzerinden geçen bir tren
tarafından kopartıüp atılmış. 25
yaşındaki aslan gibi adam, artık
kötürûm. Getirildiği hastanede on saat
komadan çıkamıyor. Kendine
geldiğinde bir bacağı yok; başında.
ensesinde dikişler.
Savcılık derhaJ meçhul fail hakkmda,
cinayete teşebbüs suçundan soruşturma
açıyor. Ganalı Martin polise. savcılara
ve hastaneye oluk oluk akan
gazeteciiere hep aynı şeyi söylüyor:
"Vagonda benden başka on beş yolcu
daha vardı." Alman gazeteleri için bir
siyahın Berlin'in göbeğinde ırkçı
saldınya kurban gitmesinden daha
korkunç olan şey, diğer yolculann olayı
seyredip hiç müdahale etmeyişi.
Martin, yattığı yatakta gavet sakin bir
sesle İngilizce anlatıyor: "Oteki
yolculann beni korumayışına
şaşmamak lazım, çiinkü dazlaklar
herkesi tehdit ediyordu; diğer yolcular
korkudan bir şey yapamadılar." Peki,
olay biüp herkes evine gittikten sonra
niçin kimse telefona sanlıp polise.
"Yahu gece yarısı adamı giden trenden
aşağı attdar, şununla bir ilgilenseniz"
demiyor? Martin'in bundan haberi yok.
Neden insanlar bu kadar kayıtsız? "Alt
tarafı bir zenci" olduğu için mi?
Günlerce hanl hanl görgü tanığı arandı.
Yapılan çağnda. "Yardım etmediniz,
imdat frenini çekmediniz »e sonradan
polise ihbarda bulunmadınız, bu
suçtur" dendi.
Ama insanlar seslerini çıkarmadılar
düne kadar, nihayet dün birkaç kişi
görgü tanığı olarak ortaya çıktı.
Bu. Almanya'daki trenlerde 1991'den
beri on dokuzuncu ırkçı saldın. Doğu
Almanya Dresden'de 1991 Martı'nda
tramvaydan aülan bir Mozambikli bir
hafta sonra ölmüştü. Kurbanlar
arasında Türkler de vardı.
Hatta Frankfurt'un göbeğinde Alman
bir tramvay şoförü, iki Türk yolcunun
sorusuna nezaketlecevap verdi diye
dazlaklar tarafondan hastanelik
edilmişti. Geceleyin Almanya
sokaklannda 50 yıl öncesinin SS
milislerininkini aratmayan birdehşet
kolgeziyor. İnanm ki bu abartılı değil.
dışgörünüşünden "yabancı" olduğu
anlaşılan hiç kimse, canını seviyorsa
geceleyin tramvaya, metroya. banliyö
trenine yalnız başına binmemeli. Tenha
yerlerde dolaşmamah.
Yanında kendini koruyacak herhangi
bir araç, göz yaşartıcı sprey vb. taşımalı.
Çünkü son olayın gösterdiğı gibi, görgü
tanıklannm yardım etmesini beklemek
saflık. Bacağı kesilen ve ölümden dönen
Ganalı. "Bu tûr olaylar Amerika'da da
oluyor" demiş. Ne guzel bir tesellı!
Yolişaretleri
niçinçalınıyor?
INCILTERE
EDtPEMtLÖYMEN
LONDRA - Hırsızlar aruk
uluslararası alüminyum
piyasasını izleyerek iş tutuyor.
Geçen haftanın en ilgınç
haberterinden biri, trafik
işaretlerinin yok olmaya
başlamasıydı. İşteTürkiyeile
İngiltere arasındaki bir fark
daha: Trafik levhalannı
Türkler auş talimi yapmak için
kullanır. İngilizleriseçalıp
satmak için... Çünkü
alüminyum fiyatı arttı.
Alüminyum trafik levhalan da
kıymete bindi. Hırşızhk,
kartpostal güzelliğindeki köy
ve kasabalann oraya buraya
serpildiği West Sussex, Surrey,
Hampshire illerinde arttı. Her
metresine sahip çıkılan
karayollanna trafik işaretleri
laf olsun diye konulmuyor. iki
otomobilin ancak yanyana
geçebileceği darlıktaki köy
yollannda işaretlerçok önemli.
Bpl ormanlık ve koruluk bu
bölgede uzaktan bakıp da bir
yeri kestirmek mümkün de
değil. Sonuç: Yollannı
Yargıçlar
sorunu
büyüyor
FRANSA
MİŞEL PERLMAN
PARİS - 'Devleti bunlar mı
yönetiyor yani!.." Siyaset
çevrelerinde olsun, iş dünyasında
olsun, bu soruyu öfkeyle öne
sürenlerin sayısı az değil.
Gerçekten de çok uzun bir
süredir gündemde kalan
yargıçlar probleminin yakın bir
gelecekte noktalanması
olanaksız. Bırakın
noktalanmasını, cığ gibi
büyüyor, aksine...
Örneğin perşembe günleri
yayımlanan ülkenin önde gelen
dergilerinden L'Express, son
sayısının kapağını buna ayırdı ve
yolsuzluklar konusunda,
"Yargıçlan hiçbir şey
durdurmav acak" dedi.
Bununla da yetinmeyerek,
"Fransız usulii 'temiz eller'
operasv onu mu?" diye sordu.
Çünkü ülkenin neredeyse dört
köşesinde yolsuzluk
soruşturmalannda gerek
işadamlan gerekse siyasi
kişilikler, çoğu genç. dinamik ve
kararb sorgu yargıçlannın
sonılannı yanıtlamaya cahşıyor.
Aralannda dev işadamından
tutun da bakanına kadar, önemli
kişileri görebilmek hiç de zor
değil. Daha fazla vakit
gecirmeden derhal şunu
söyleyelim ki aralanndaki ezici
çoğunluk. kişisel servet edinmeyi
nedeflemiyormuş. Aynca
mahkum olmadıklan sürecede
hepsinin masum olduğunu göz
önünde bulundurmak şart! Kimi
siyasilerin baa sorgu yargıçlannı
bir bardak suda boğmak arzusu
yok değilse bile, aynı
şahsiyetlerin, en hafif deyişle
gazeteciiere de iyi bir gözle
bakmadıklan ortaya çıktı.
Herhalde sözü edilen
yolsuzluklar konusunda kalem
oynattıklan için olsa gerek. Evet,
şu yolsuzluk olaylan ilgili
çevrelerde buruk bir tat
bırakırken, eski İletişim Bakanı
Alain Carignon, aynı zamanda
befediye başkanı olduğu
Grenoble kentinde belediye ile
ilgili bir olay kapsamında sorgu
yargıcı tarafından çağnlmayı
beklemeden hükümetten istifa
etmenin gereğini yerinegetırdi.
Siyasal bir sorun kapsamına
girmekteydi bu.
kaybedenler polise şikayete
başlamış. Bunun üzerine bir
bakmışlarki levhalaryok... İşin
esrannı borsacılarçözdü:
Alüminyumun tonu geçen
aralık ayından bu yana 500
dolarbirden arttı. Londra
Maden Borsası'nda tonu 1050
dolarken 1580 dolara çıktı.
Yani kilosu ortalama 300 bin
lira ediyor. Terruz bir levhadan
5 milyon kazanmak kolay.
Büyük levhalarda kazanç daha
iyi. 3x4 metrelik büyük yol
levhalan ise daha da kârlı.
Alüminyumun hırsızlar
arasında "in" olması üzerine
Alüminyum Federasyonu
Başkanı Dr David Harris bir
açıklama yapmak zorunda
kaldı: "Yol levhalannmyok
edilmesi rezalet. Ama yeni bir
şey değil." Hafıza kaybı
konusunda kimse herhalde
Türk kamuoyu ileyanşamaz.
İngilizler de bir şeyi unutmuş:
1989'dadalngiltere'de
alüminyum fiyatlan yine
artmıştı. Tonu 2500 dolara
kadar çıkmıştı. Ve kuzeyde
emekli sanayi kenti Hulî'da
hırsızlar, metrelerce korkuluğu
olduğu gibi söküp
götürmüştü...
GALERİ • ATÖLYE
4 A m i l v n n VASinfJalfî fV)«îl Etiyopya'da yapılan kazılarda ge-
• * luuyuu. ydşımicuu I O M I ç e n h a f t a o r t a y a ç ı k a r l l a n W r f o s i I
bilim dünyasını alt üst etti. Amcrikalı, Japon ve EtiyopyaJı arkeoiog ve antropologlardan olu-
şan bir ekip tarafından ortaya çıkanlan fosil, bilinen en eski 'insan' fosilinden 1 milyon \ ıl daha
yaşlı. Maymunla insan arası bir canlıy a ait olan fosil, bilim adamlarına göre, insanla maymun
arasındaki kopuk olan zinciri tamamlıyor ve insan rüriinün mavmundan türediğini kamtlıyor.
Gendet... Coğdas bir meslck veya
Minorbk ve Gihd Sonatlor
FakiHtesine ginnek için eğrtim
6ARANTİLİ
İÇ MİMARLIK
G RA F İ K
R E S İ M
Kurs Küyrtkrımız Baslanıştır.
KtuH Cod. Tel: 34i «5 30 Kmttcy
iltori»! U M: 543 12 92 btrtoy
Bvtvı» Cd W: 259 54 12 Uyktm
DINLEYENHERKESE vÇIK SANATÇMIŞMALARIBAŞLIYOR
resim
seramik
takı-mücevher
çocuklarla sanat
güzel sanatlara
hazırhk
HAFTA İÇİ-HAFTA SONU 8 EKİM 1994'TE
1994-95 YİLESA BAŞLIYORUZ.
2TEYLÜL- ISEKİTVf
AÇIL1Ş : 27 EYLÜL 1994 SALI
KOKTEYL : SAAT I7.3O-20JK) ERENKOY
istasyon sanat merkezi I istasyon sanat merkezi
EREflKÖV : Elhcmcfcndi Cad. rıo: 3 6 Tcl : 3 3 5 *1 31 (3 Mat)ltKE>hOV : Ethcmefcndi Cad. *to: 36 Tcl : 3 3 5 41 31 (3 Hat)
TEŞVİKİVE : Naçka Cad. !No: 41-7 Tel:24O 5 6 5 0 - 2 3 0 6 6 17 İTE$VİKİYE : Macka Cad. No: 41-7 Tel:240 5 6 50-230 6 6 17
Mercedes-Benz
Mercedes-Benz Türk A.Ş.
Şirketimizin FİNANSMAN bölümünde
görevlendirilmek üzere aşağıdaki özelliklere
sahip üniversite mezunu elemanlar
aranmaktadır:
- Çok iyi derecede İngilizce bilgisi
(Ayrıca Almanca bilgisi tercıh edilir)
- PC bilgisi (Çok iyi derecede Excel)
Bütçe planlama, raporlama ve bankailişkileri
konularında tecrübeli adaylann ayrıntılı
özgeçmişlerini aşagıdaki adrese göndermeleri
ya da şahsen başvurmaları rica olunur.
Mercedes-Benz Türk A.Ş.
Personel Bölümü
Burmalı Çeşme Sok.
Asken Fırın Yolu No: 2
Davutpaşa 34022 Topkapı / istanbul
Mercedes-Benz
Mercedes-Benz Türk A.Ş.
Wir suchen zum sofortıgen Eintritt einen
Abteilungsleiter für Kundendienst mit
folgenden ûualifikationen:
- Dipl.lng. Maschinenbau möglichst
Fachrichtung Fahrzeugbau
- Gute Sprachkenntnisse in Deutsch
und Englisch
- Erfahrung ım Fahrzeugreparaturgeschaeft/
Servıceorganısatıon
- Betriebsvvirtschaftliche Kenntnisse
- Führungsfaehigkeit
Schrıftlıche Bevverbungen (tabellarischer
Lebenslauf in Fremdsprache, Lıchtbıld und
Zeugniskopien) richten Sie bitte an:
Mercedes-Benz Türk A.Ş.
Personalabteilung
Burmalı Çeşme Sok.
Askeri Fırın Yolu No: 2
Davutpaşa 34022 Topkapı / istanbul
L'ISTITUTOITALIANO
Dl CULTURA İN İSTANBUL
cerca impiegato per le seguenti mansioni:
buona conoscenza uso computer sistema
MS-DOS e elementi di biblioteconomia.
Ottima conoscenza lingua italiana. Indirizzo:
italyan Kültür Merkezi MeşrutiyetCaddesi
161-Beyoğlu
VEFAT
Aile büyüğümüz
NEDİME BATURAY
vefat etmiştir.
Cenazesi 26.09.1994 tarihinde Sultanahmet
Camii'nden öğle namazırn müteakip
kaldınlacaktır. Allah rahmet eylesin.
BATURAY AİLESİ
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 'nu Clinton açacak
Uluslararası diplomasi
paııayın başlıyor
ÖZGEN ACAR
Her yıl eylül ayının üçüncü
haftasında Nevv York'ta Birleş-
miş Milletler (BM) binasının
kulislerinde kurulan "Uluslara-
rası diplomasi panayırını" ABD
Başkanı Bill Clinton bugün ya-
pacağı "hoşgeldiniz" konuşma-
sı ile açacak.
Bu yılki panayınn odağını
oluşturan 49. BM Genel Ku-
rulu'nda, 170 kadar ülkenin
devlet. hükümet başkanlan ya
da dışişleri bakanlan boy göste-
recek. Türkiye Cumhuriyetini
Dışişleri Bakanı Prof. Dr.
Mümtaz Soysal temsil edecek.
Son 10 yılın "nüansir' diplo-
matik anlayışını yüklenmiş bir
Türk Dışişleri Bakanı olarak
dün Nevv York'a giden Prof.
Soysal'ı BM'de önemli görüş-
meler bekliyor.
Dişçi koltuğu
BM Genel JCurul Toplantısı
nedeniyle Washington'dan
Nevv York'a gelen ABD Dışiş-
leri mensuplannın lüks otellerin
birinde kurduklan diplomatik
karargaha yabancı diplomatlar
"dişçi koltuğu" diyorlar. Bu yıl-
ki dişçi kolıuğunun ünlü Wal-
dorf Astoria Oteli'nde hi2met
vereceği bildirilnor.
Bu demekıir İci otelin bir-iki
katı Amerikan Dışişleri Bakan-
lığına aynlacak. Bu kaılara gı-
riş çıkışta nükleer kirlenmeye
bulaşmış yabancı konuklan da-
hi saptayacak çeşit çeşit metal
dedektörlerin yani sıra Alman
çoban köpekleri de sinek uçurt-
mayacak.
170 ülkenin bakanlan kıtalar
aşıp Nevv York'a gelmişken ne-
den Amerikan Dışişleri Bakanı
ile konuşmasınlar? Bu fırsattan
yararlanıp. neden ülkelerinin
sorunlanna çözüm ve komşula-
n ile sürtüşmelerinde destek
aramasınlar?
Dünya jandarmasının 1 nu-
maralı diplomatının VVashing-
ton'da her önüne gelene rande-
vu vermesi durumunda hiçbir ış
yapamayacağı açıktır. Böylece.
hiç olmazsa yılda bir kez bir
hafta süreyle Nevv York'ta BM
Genel Kurulu Toplantısı sıra-
sında "Marko Paşa" rolünü
üstlenmeleri Amerikalı bakan-
lann daha çok işine geliyor.
Görüşme süresi çok en-
der durumlarda yanm saa-
tı bulur, genelde 20 dakika
ile sınırhdır. Süre kesinlikle
sarkmaz. Taraflar bu sûre
içinde birbirlerine iltifat et-
mek, uluslararası konular-
da görüş alışverişinde bu-
lunmak ve ikili ilişkilerdeki
sorunlanna çözüm ara-
mak zorundadırlar.
Bu arada sadece fotoğrafçı ve
kameramanlara "iki bakanın el
sıkışmasını" görüntülemeleri
için topu topu 60 saniyelik bir
süre aynlır. 61. saniyede çoban
köpeklerinin sivri dişleri ile ta-
nışmak işten bile değildir.
Bir insan, bakan da olsa, 170
ülkenin sorunlannın aynntıla-
nnı ve çözümlerini bilemez. anı-
msayamaz. Bu nedenle evsahi-
bi bakana danışmanlan sabah
kahvaltısından önce günün
programı hakkında bilgi verir-
ken; kiminle, neyi, nasıl konu-
şacağmı anlatırlar.
Bol bolgargara
O ülkenin başkentindeki
Amerikan büyükelçisinin daha
önceden gönderdiği "röntgen"
niteliğindeki raporlara ve da-
nışmanlannın becerilerine da-
yah olarak \Valdorf Astroia'-
daki dişçi; hastalanna ya "dol-
gu" yapar, ya ender olarak "kö-
künden" çeker atar, ya da "pro-
tez" uygular. Ama genel inanç,
çoğunlukla hastalara gargara
yaptınldığıdır.
Prof. Soysal, NV'aldorf Asto-
ria'daki dişçi koltuğuna 29 ey-
lül perşembe günü ilk kez otu-
racak. Prof. Soysal'ın röntgeni-
ni Ankara'daki büyükelçi Ric-
hard Barkeley VVashington'a
göndermişti. Ancak, ABD Dı-
şişleri Bakanhğı Müsteşar
Yardımcılanndan Peter Tar-
noff da önceki hafta Ankara'ya
özel olarak gelerek nüansından
dolayı Prof. Soysal'ın belki de
üç boyutlu bir röntgenini (!)
çekti.
Bu bakımdan Christopher.
Türk basınında "omırlu" deni-
len Soysal'ın "nüanslı'" dış poli-
tikasını birinci elden öğrenmiş
olacak. Görüşmeye Türkiye'-
nin VVashington Büyükelçisi
Nüzhet Kandemir ve taraflann
diplomatlan da katılacak.
Türk Dışişleri Bakanı. Ame-
rikalı meslektaşına süresi bittiği
halde SEİA'nın tek yanlı işle-
mesinden, Kongre'nin, yardımı
koşula bağlamasından yakına-
cak. Dünyada 'İnsan haklan"
savunuculuğu konusunda ün
yapmış Soysal'ın bu görüşme-
deki çürük dişini "Tûrkiye'deki
insan haklan''' sorunu oluştura-
cak.
Soysal'ın Kuzey Irak'ta "hu-
zuru sağlama"ya yönelik "Çe-
kiç Güç" uygulamasının artık
sona ermesi gerektiğinden. bo-
ru hattındaki petrolün boşaltıl-
ması konusunda \Vashington'-
daki çarkın yavaş işleyişinden
yakınacağı da bildiriliyor.
Bozuk plak: Kıbrıs
Bu diplomasi panayınna son
yirmi yıldır katılan tüm Türk
dışişleri bakanlannın "bozuk
plak" dedikleri "Kıbrıs Sorunu"
bu yıl farklı bir özellik taşıyor.
Kıbnsın "çetin ce*iz"i Prof.
Soysal'ın konumu ve tutumu
seleflerinden çok farklı.
Christopher "Etkin ve yetkin
bir Kıbrıs uzmanı" olan Prof
Soysal'a "Kıbrıs çıkmazından
nasıl çıkılacagını" ve K.KTC
Parlamentosu'nun aldığı son
karann anlamını soracak. Kısa
bir süre önce Ankara'ya gön-
derdiği Kıbns Özel Danışmanı
Joe Clark'ın görüşmelenne ek
olarak Soysal'dan "Kıbrıs'ta
Federasyon"un teyidini isteye-
cek. Soysal "federasyon" için
"geçti Bor'un pazarı!.." diyecek.
Evsahibinden. Rusya'nın
Kafkaslan yeniden kendi nüfuz
alanına dönüştürmesine karşı
destek arayacak olan Prof.
Soysal. Bosna'da Sırplara uy-
gulanan ambargonun yumuşa-
tılmasındaki rolünden dolayı
Christopher'i eleştirecek.
30 dakikaiık görüşmenin son
dakikasında Chistopher. Soy-
sal'a bundan önceki yıllarda ol-
duğu gibi "Hala patent yasasını
çıkaramadınız. Türkive've
yaptırım isteyeniere artık engel
olamam" diyecek. Türkive'deki
Amenkalı diplomatlara göre
bu sözlenn "baskı dozajı". 'Jcn-
sal'ın "nüansrnın çapına bağlı
olarak değişecek.
Prof. Soysal. Clinton'un BM
Genel Kurulu'nu açış onuş-
mastndan sonra vereceği >eme-
ğe de katılacak.
Türk Dışişlen Bakanı için 1
ekim cumartesi günü yoğun bir
gün olacak. O gün BM Genel
Kurulu'nda yapacağı konuş-
mada Türkiye'nin dış politika-
sının yeni "nüansları"nı anlata-
cak. Bakalım Dışişlen koltuğu-
na oturduktan sonra, Soysal'ın
Ankara yerine Nevv York'ta
yapacağı bu ilk dış politika ko-
nuşması Türk kamuoyunda
• Soysal bakan olduktan sonra
dışpolitikasındaki "nüanslan"
açıklayacağı ilk önemli
konuşmasını Ankara yerine
cumartesi günü BM
kürsüsünde yapacak.
nasıl etki yaratacak?
Soysal'ın gündemindeki en
önemli ikinci görüşme ise yine
aynı gün BM Genel Sekreteri
Butros Gali ile gerçekleşecek.
Daimi temsilci Büyükelçi İnal
Batu da görüşmeye katılacak.
Gali, Kıbns sorununda
Denktaş'tan sonra "kilit adam"
olarak gördüğü Soysal'ın gö-
riişlerini bu kez Türk Dışişleri
Bakanı olarak birinci elden din-
leyecek.
Bosna. Azerbaycan, Orta-
doğu'da banş süreci gibi konu-
lara birkaç satırla değinilecek
olan ve süresi sınırlı bu görüş-
mede aynca Türkiye açısından
önem taşıyan şu noktalar ele
alınacak:
1. Irak Boru Hattı'ndaki tıkı-
nakhğm giderilmesi.
2. 1996"da İstanbul'da yapı-
lacak uluslararası "Habitat"
toplantısı için BM'nin maü ve
teknolojik desteğinin sağlan-
ması.
3. Daha önceki yıllarda BM'-
de uluslararası memur duru-
munda Türklere yeterince kon-
tenjan aynlmayışından yakı-
nan seleflerine İcarşılık Soysal.
Gali'ye teşekkür edecek. Başta
eski Dışişleri Bakanı Büyükelçi
İlter Turkmen'in Filistin göç-
menleri ile ilgili BM Genel Sek-
reter Yardımcıhğı görevine iliş-
kin sözleşmesinin iki yıl daha
uzatılması ve kontenjanlarda
bazı ilerlemeler sağianması bu
teşekkürün nedenini oluştura-
cak.
Soysal, cumartesi günkü bir
başka önemli görüşmesini ise
Rus Dışişleri Bakanı Andrei
Kozirev ile yapacak. Görüşme-
nin içeriğini Hazar Denizi'nde-
ki petrol. boğazlardan geçiş tra-
fiği düzenlemesi gibi konular
oluşturacak.
Soysal. mart ayında Tür-
kiye'ye gelecek iken yerel se-
çimJer nedeniyle ziyaretini be-
lirsiz bir tarihe erteleyen Rus
Devlel Başkanı Boris Yeltan'i
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel adına yeniden davet ede-
cek. Soysal dördüncü önemli
görüşmesini 28 eylül çarşamba
günü Irak Dışişleri Bakanı Ta-
nk Aziz ile yapacak.
Bağdat başlangıçta, boru
hattındaki petrolün boşaltıbp
satılması ile kendine düşecek
gelir payıyla satın alınacak "gı-
da ve ilaç" yardımının Kuzey
Irak'taki üç vilayette Türk Kı-
zılayı'nca dağıtılması önerisini
benimsemişti.
Ancak geçen hafta Tank
Aziz, Nevv York'ta Büyükelçi
Batu'ya bu yardımın Türk Kı-
zılayı'nca dağıttmının "egemen-
lik haklanna" ters düştüğünü
söyieyerek bu yöntemi kabul
etmediklerini biîdirdi. Çarşam-
ba günkü Soysal-Aziz görüş-
mesinin özünü bu ""tıkanıklığın
giderilmesi" oluşturacak.
Türk Dışişleri Bakanı, prog-
ramındaki 5. önemli görüşme
için 27 eylül salı günü Yunan
meslektaşı ile buluşacak. Daha
önce Hikmet Çetin - Karolos
Papulyas'ın kararlaştırdıklan
"müsteşar yardımcıları diya-
loğu"nun iki hafta önce An-
kara'da gerçekleşmesinin ya-
rattığı olumlu hava ile iki ba-
kan bir araya gelecek.
Her ne kadar iki bakanın gö-
rüşme gündemınde Kıbns ko-
nusu bulunmuyorsa da Prof.
Soysal'ın bu sorunla ilgili gö-
rüşlerinden doiayı Yunan tara-
fında birçekingenlik dikkati çe-
kiyor. Tûrkiye'deki Yunan
kaynaklar, Atina'da "şahin"
olarak tanımlanan Soysal'ın
görüşlerinin iki ülke arasındaki
ilişkileri olumsuz etkilemesin-
den duyduklan kaygılan belirt-
tikten sonra Cumhuriyet'e şu
yorumu yaptılar:
Atina'nın gözii seçimde
"Müsteşar vardımcıları diya-
loğu çerçevesinde bazı gü\en art-
tıncı önlemlerin uygulamaya
konulması ile bu yılın sonunda
ya da en geç gelecek y ılın hemen
başında Türk-\'unan başbakan-
ları zirvesini doğurmasını hedef-
liyorduk. Türkiye şimdi 4 ara-
lıkta ara secime gidiyor. Seçim,
zinenin gecikmesine yol açabi-
lir. Aynca seçimden sonra bu-
günkü koalisyon >e hatta Prof.
Soysal işbaşında kalmayabiür-
ler*"
Soysal'ın gündemindeki bir
başka önemli konuy u ise Tür-
kiye'nin Avrupa Birliği ile
1995te ortaya çıkacak Güm-
rük Birliği ilişkileri oluştura-
cak. Soysal, Avrupa Birliği adı-
na Hans Van Der Broek ile bu
konuyu 29 eylül perşembe günü
görüşecek.
Soysal'ın Nevv York'ta uça-
ğın tozu ile bugün ilk
görüşeceği kişi ise Azer-
baycan Devlet Başkanı
Haydar Aliyev olacaktı.
Ancak Aliyev'in dün
avnı uçakta Soysal ile
birlikte Nevv York'a
gitmesi üzerine bu gö-
rüşmenin iptal edileceği
anlaşılıyor. Aliyev ve
Soysal'ın Atlantik'i aşarken so-
nınlan aynntılanyla görüştük-
leri bildiriliyor.
Gökyüzündeki bu görüşme-
nin ağırlığını hiç kuşkusuz Rus-
ya'nın Kafkaslar'daki poli-
tikası. Ermenistan ile başlayan
banşa yönelik adımlar ve son
petrol anlaşmasınm oluşturdu-
ğu belirtiliyor.
Soysal. Nevv York'ta Erme-
nistan Devlet Başkanı Levon
Ter Petrosyan ve Hırvatistan
Devlet Başkanı Tudjman ile de
görüşecek.
Khaddumi-Soysal-Peres
Türk Dışişleri Bakanı sab gü-
nü FKÖ Dışişleri Bakanı Fanık
Khaddumi ve cuma günü de İs-
railli meslektaşı Şimon Peres ile
Ortadoğu'da banş süreci, böl-
gedeki yeniden yapılanma ve
Banş Gücü'ne gönderilecek
Türk askeri konusunu ayn ayn
görüşecek.
Khaddumi ile Yaser Arafat'-
ın Ankara'ya yaptığı son resmi
ziyaret sonrasırun gelişmeleri
Perez ile (ara seçimden dolayı
iptal edilmezse) Başbakan Tan-
su Çiller'in 2 kasımda İsrail'e
yapacağı resmi ziyaretin içeriği
de görüşülecek.
Soysal. Nevv York'ta aynca
aralannda Mısır. Suudi Arabis-
tan. Belçika, Romanya, Dani-
marka, Sudan. İtalya, Tunus,
Bulgaristan. Makedon>a, Um-
man, Alman, Polonya, Avust-
ralya. Fransa dışişleri bakanla-
nnın da bulunduğu yaklaşık 40
kadar meslektaşı ile görüşecek
ve bazı toplantılara katılacak.
Bu konuda Nevv York'taki
genç Türk diplomatlanna
önemli bir görev düşüyor. Bir-
leşmiş Milletler kulislerinde
koşturup başka ülkelerin genç
diplomatlanndan önce davra-
nıp köşe kapmaca oynarcasma
koltuk kapmalan ve Soysal'ın
meslektaşlan ile yapacağı gö-
rüşmeler için en sakin köşeyi
seçmeleri gerekiyor.
Amerikalılar, Waldorf Asto-
ria'da Güvenlik Konseyi'nin
daimi üyeleri BM binasındaki
kendi özel odalannda konuk
bakanlan kabul ediyorlar. Öte-
kiler ise uluslararası diplomasi
pazannda köşe kapmak zorun-
da. BM binasında her yıl eylü-
lün üçüncü haftasına köşe kap-
mak, köşeyi dönmekten zor.