25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23EYLÜL1994CUMA OLAYLAR VE GORUSLER Şiirimizromantik mi? MELİH CEVDET ANDAY F ransa'da bulunduğu yıl- larda Sabahatün Eyu- boglu bır Fransız edebı- yatçısına Turk şunnden ornekler gostermış de. adam, - Sızın şaırlennızın tumu romantik, demış Ne demek ıstedı dersınız9 "Romantik" sozcuğu bır edebı>at termınıdır Ben, okunım belkı gozle- mıştir, "terim" demı>orum da "ter- min" dıyorum Önce bunun ne demek olduğuna değınelım de. sonra benım nıçın "termin"ı şeğledığım uzennde dururuz "Terim" ıçın ansıklopedı şoyle dı- yor "Konuşma dilinde pek kullamlma- yan, bilim ve sanatla ılgili bir kavram belirten kelime." Ve sozcuğun Turkçe termek, toplamaklan geldığını belırtı- yor Oysa romantik sozcuğu ıle konuşma dılınde oldukça sık karşılaşınz. bu yüzden onu termın saymayacak mı- Sonra ben termek sozcuğunu bılmı- yorum da. toplamak anlamında der- ınek, derlemek dendığıru bılıyorum Üstehk terim kavramının "toplamak"- labırılışığıyok Bunun Fransızcası olan terme, sınır anlamından başka bitim. son anlamla- nna da gelıyor Bız sozcuğun bu ıkıncı anlamını terminal derken kullaruyo- ruz Sınır anlamına gehnce Laünlerde sınır tannsının adı Terminus ıdı, bun- dan gelen terme, bılımsel, sanatsal bır kavramın sınınnı kesın olarak çızmek anlarrunı taşır Terminologie ıse termin bilim demektır Goruluyor kı sozcuğun Batı dılle- nndekı karşıhğında "r" ıle "m" arasın- da "i" >ok Oysa bız hem "terim" dıyor. hem de "terminoloji"yı kullanı- >oruz Eğer bızdekı terim, doğruysa neden teriminoloji demıyoruz9 Aklım almıyor Bır ıkı felsefecırruze açtım bu konu- yu. "Yapacak bir şey yok, alışüdı te- nm"e dedıler Daha bunun uzennde kesınlığe varmadan felsefe termınlen- rruzı nasıl duzenleyebıbnz Şımdı donehm vazımızın başındakı "romantik" sozcuğune Dedım ya çok kullanıyoruz bu soz- cuğu, "Romantik bir adamdır" dıyo- ruz, "kırlarda dolaşır." Ya da "Ro- mantik bir kadındır, duygulanınca ağlar." Sozcuğun bu gıbı kullanışla- nnda doğruluk payı vardır, ama gene de ne olduğu açık seçık olarak bılın- mez. Ben bu gıbı durumlarda, o sozcu- ğun ılk kullanılış bıçırrunı araştınnm Ama daha o ışe kalkışmadan ansıklo- pedıde bır tanım ara> alım "Davrantşlanna aklından çok hayal ve dujguları ile yön veren kimse." Romantik sozcuğu. ıçınde hıç oyle bır anlam taşımamdsına karşın, alay etmek ıçın de kullanıhr Ama Avrupa'da XVIII. yy sonu ıle XIX. yy başında ortaya çıkan edebı- >at ve sanat hareketı Romantizm'e bağlı olan kımse anlamında sozcuk el- bette alay taşımaz Bu akıma oncelen Romantistzm denırdı, kı sozcuğu İtal- yanca'dan alıp Fransızca'ya yerleştı- ren Stendhal'dır Romantik sozcuğunu ılk kullanan ıse J J Rousseau'dur Pans'tekı bır dostuna Isvıçre'den yazdığı bır mek- tupta, "Burada romantik göller var" dıyor Ne anlamda kullanmış dersınız9 Yoruma yol açan bır tumce Bana so- rarsanız. bu soz, romanüklenn doğa- ya yakınlığmı, doğa sevgısını gosteren bır soz bu Klasıklerin yapay gollenne, yapay bahçelenne karşı olarak soylen- mış Romantızm, klasıklenn akılcı kurallanna karşı olma anlamına gelır A. Gide ıse guncelennın bınnde, "Romantikler, duyguianıu abaıtırlar- dı" der Kavrama bıraz daha yaklaş- mamızı sağlayan, ışık tutan bır soz Tartışmalarda aklın sakın yolunu bı- rakıp, kendılennı coşkuya kapüranla- n gozunuzun onune getınn, gostenş değıl de nedır bu' "Herkes benim ne denli inanmış, ne denli icten bin olduğu- mu görsün!" anlamına Romantıklenn, klasık tragedyaya başkaldınp onun yenne getırdıklen dram, duygu, hayal, coşku dolu bır oyun turudur ve bunlann hepsı abar- tıİmış olarak venlır Amacım elbette romanüzmın ne ol- duğunu anlatmak değıldı bu yazıda, Fransız edebıyatçısının. Sabahattın Eyuboğlu'ya, "Sizin şairieriniz tümden romantik" demesınden açıldı soz, ro- mantik sozcuğunün ne anlama geldığı- nı açıklığa kavuşturmadan bu sozun neden soylendığıru bılemezdık Bu amaçla donduk dolaşük, ama gene de kesın bır açıklığa varamadık Işte boyledır bu romantik sozcuğu, on- da bır termın kesınlığı yoktur, sının tam olarak çızılmış değıldır de ondan Ama yılgınlık getırmeyehm, buraya dek ortaya çıkan romantik ögelere da- yanarak şıınmızı bır gozden geçırelım Dıvan şıınmız duygudan, hayalden kaynaklanmaz, duygu ıle hayal ıle o> - nar, başka bır deyışle ıçtenhk yoktur o şurde, buyukluğü de burdan gelır Şaınn İcendısını ortaya koyması an- lamında ıçtenhk bızım şıınmızde Tan- amat ıle başlar Tanzımat şaırlen Baü'nın romantıklennden etkılenmış- lerdı Ağlamayı, sızlamayı getırdıler şıınmıze Fakat romantik mıtemıru, çağdaş şunmızı de ıçerecek denli genelleştır- menın doğru olmayacağını sanıyo- rum Gerçekte romantik ogelere butun şaırlerde, yer yer rastlanabılır, boyle olması bır şaın romantik dıye nıtele- memıze yetmez, yetmemelıdır Ro- mantızm tanhe kanştı ARADA BIR Prof. Dr. MUSTAFA A.AYSAN İstanbul Ünıversıtesi İşletme Fakültesı KİTTeri İyileştipmek Zonındayız Kamu iktısadı Teşebbuslerı (KlT'ler), 70 yıllık yaşam- larının en kotu sonuçlarını 1993 ve 1994 yıllarında elde etmışlerdır 1993'te 40 trılyon TL toplu zarar yapan KİT'- lerın, 1994'te 70 trılyon TL zarar etmelerı beklenmekte- dır Bu zarar rakamları Kamu Ortaklığı Idaresı'ne(KOl) ozelleştırılmek amacıyla devredılmış bulunan kuruluş- ların, 15-20 trılyon TL tutarındakı yıllık zararlarını ıçıne almamaktadır Ayrıca bu zarar rakamları, kâr eden KİT'- lerın 1993'te 10 trılyon TL sını aşan toplu kâr tutarlarının duşulmesınden sonra elde edılen tutarlardır Son yıllar- da çalışanların sayısındakı fazlalık, aşırı borçlanma, yuksek kıdem tazmınatı borçları ıle yuksek zarar tutarla- rına ulaşmış KİT lere bağlı işletme muessese ve ortak- lıklarda verımı, uretkenlığı duşuk ve malıyetı yuksek çalışma sonuçlarına ulaşılmaktadır Bu durumun temel nedenlerınden bırı, son 10 yıllık uy- gulamalar ıçınde KlTyonetıcılerının ışletmelerını başa- rıya goturecek bağımsız karar alma yetkılerımn yok denecek duzeye ındırılmış olmasıdır Bır ışletmenın ba- şarısı ıçın yonetıcısınde bulunması zorunlu olan fınans- lama, pazarlama, satınalma, personel, yatırım, fıyatla- ma gıbı temel polıtıka alanlarında bağımsız karar alma yetkılerı, KlT'lerımızın yonetıcılerı ıçın soz konusu değıl- dır Bu alanlardakı tum polıtıka kararları buyuk olçude Bakanlar Kurulu, Başbakanlık ve ılgılı bakanlıklarda âlınmakta, ışletmenın gerçeklerınden uzaktakı kışılerce alınan bu kararlar, KlT'lerdekı verımı, uretkenlığı ve kâr- lılığı azaltmakta onları buyuk zararlara boğmaktadır Bu sonucun temelınde ulkemızdekı çarpık demokrası anlayışının KlT'lerle ılgılı bolumunde sureklı çalışan ve hemen butun hukumetlerce aman vermeden uygulanan populıstsıyasal baskılar vardır Merkezden KİT yonetımlerıne polıtık baskıyla uygula- tılan kararlarla KİT lere kârlılığı duşuk, verımsız yatırım gorevlerı verılmekte fakat onlara bu yatırımlar ıçın ge- reklı parayı fınansal pazarların yuksek faızlı kredılerıyle karşılamaları emredılmektedır Bu baskılar KlT'ler ıçın verımı duşuk ışletmeler yaratmakta ve onları dayanıl- maz faız gıderlerıne boğmaktadır Merkezden KİT yonetıcılerıne yapılan ıkıncı grup mu- dahaleler, urettıklerı mal ve hızmetlerın fıyatlarıyla ılgılı- dır Ulkemızın 25 yıldır ıçınde bulunduğu hızlı enflasyon ortamında, bazı donemlerde 12-14 aya uzayan sureler- de fıyatlarını arttırmalarına ızın verılmemekte bu sure- ler boyunca zararlar yuksek tutarlara ulaşmakta bu zararlar da yuksek faızlı tıcarı banka kredılerıyle fınans- lanmaktadır Ayrıca ozel kesım ışletmelerıyle ılgılı denetım duze- nınde buyuk boşluklar vardır Vergı denetımı fınansal tablolar denetımı, mal ve hızmet pazarlarında tekelcılığı onleyıcı denetım duzenı, çevre kırlılığı denetımı, sosyal sorumluluk denetımı gıbı alanlarda buyuk eksıklıkler vardır Bunlar tamamlanıncaya kadar, şımdı KİT ler ta- rafından halka sağlanan bırçok mal ve hızmetın, ozel- leştırmeıletumuyle ortadan kalkmasıyada çok azalma- sı tehlıkesı vardır KlT'lerı lyıleştırmede ılk yapılacak şey KİT yonetımle- rını, yukarıda açıklanan ekonomı dışı mudahalelerden kurtaracak bır yonetım modelıne kavuşturmaktır Sıya- sal yapının ve sıyasal partılerın ışleyışındekı çarpıklıkla- rın yoğunlaştığı son yıllardan oncekı donemlerde KİT'- lerın çok lyı çalıştırıldığı donemler vardır O donemler lyı ıncelendığınde KİT lerı lyıleştırecek yonetım modelının temel ozellıklerı belırlenebılecektır Bu noktada sıyasal partılerustu bır uzlaşma sağlanabıldığı takdırde mode- lın kısa surede kurulabılmesı ıçın ulkemızde ve dunya ulkelerınde yeterlı ornekler vardır Her şeyı ozelleştırmeye bağlayıp gece gunduz KlT'- lerı eleştırerek bır yere varılamayacağı artık anlaşılmış olmalıdır ÇAĞDAŞ YAYNLARI Hıfzı Veldet Velidedeoğlu İLKMECLİS Milli Mücadele'de Anadolu 2.BASI Hıfzı Veldet Velidedeoğlu bu kıtabinda 23 Nısan 1920'den başlayarak çalıştığı Ilk Meclıs'ın, turlu yonlerını, renkh kışılerını anılarına, gunce ve gozlemlerıne, ozellıkle de açık ve kapalı oturumların tutanaklanna dayanarak kendıne ozgu akıcı bır dılle anlatmaktadır 80.000 Lira (KDV Içinde) Cumhurivet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. türkocağı Cad 39/41 (34334) Cağaloğlu-İstanbul Tel:512 05 05 îletişimkapitalizmi ŞEVKET SAYILGAN Marmara Üniversiîesi îletişim Fakültesi A rtık gunumuz toplumlan- nın "3 boyut"u yaşadıklan ve bu boyutun gerçek anla- mıyla fark edıldığı konu- sunda bujuk kuşkulanm var Insanlıktanhııncelene- cek olursa sureklı bır guçler savaşı ve bu guçlenn ekonomık paylaşımda oynadığı rol şeklınde surduğu sonucu ortaja çıka- caktır Bu savaş halen devam etmekte, sa- dece nıtelık değıştırmektedır Gecmışte bu savaşın ılk sılahı kaba kuvvet (tanm top- lumlannda), daha sonra para (sanayı top- lumlarında) ve bugun bılgıdır (geçış sure- cınde bulunduğumuz ıletışım toplumlann- da) (1) Sılahın kullanılış bıçımı ve sahıp olanlann kımlıklen mucadelenın de gelışı- mı hakkında bıze fikır \ermektedır Yukanda da belırttığım gıbı bugun ge- çerlı olan 'bilgi'dır Bılgının bugunku ko- numu ve onemı berabennde bır başka kavrama daha onem kazandırmakta bu da İletişim'dır tletişim, bilginin kimlerin elinde olduğu sonucu ile çok vakmdan ilişkilidir. Neden ılışkılıdır 0 Çunku ıletışım ka\ramı, bır toplumun tum ekonomık ajgıtını de- netler duruma gelmış ıse bılgı gıbı bu do- nemde en onemlı paylaşım sılahının kımın elinde okcağına da o karar verecektır Ar- tık bugun ıletışım toplumlannda uretım araçlannın kımın elinde olacağının one- mınden çok. bılgının uretımı ve dağılımının nasıl olacağının onemı vardır Yanı klasık kapıtalıst anlayış yennı iletişim kapita- lizmi'ne bırakmıştır Örneğın. bugun ılaç sanayısırun de asıl urunu bılgıdır. çunku o haplarla aldığımız aslında bılgının paket- lenmış şekhdır Toplum olarak bu değışıme yanı bılgının egemenlığındekı ıletışım toplumlanna ken- dımıa uyarlayamazsak yanı bız de bılgıyı paketleyıp satamazsak saün alan '2. boyut- taki ülkeler suııfrndan kurtulamayız Öysa bızım bugun vaptığımız uretım surecınde emeğın payını azaltmaktan başka bır şey değıl Bovle bır bakış ıse bızı hıçbır zaman '3. boyut'a taşımayacakür Dıkkatı çeken gunumuz toplumlan açısından bır başka ozellık ıse buvuk serma>e bırıkımlennın artık klasık sanayı toplumlannda olduğu gıbı çelık krallıklannın etrafında olmama- sıdır Onun yenne bılgı>ı, enformasyonu ureten ve dağıtanlann çev resınde olmaktd- dır Örneğın, bugun dunyanın en zengın ınsanlan sıralamasında, artık fabnkatorle- nn yennı TV sahıplen, TV programcılan, basın ımparatorlan, telekomunıkasyon ve bılgısayar sanayıalen >er almaktadır Ge- leneksel kaynaklann yanı emeğın, toprağın ve sermayenın getınsı gıderek azalmakta- dır Senet kazanan kaynaklar, ancak bılgı ve bılgılenme (enformasyon) olmaktadır Tabıı bo>lesı bır değışım 3 boyuta geçen ya da geçmekte olan toplumlar ıçın çok do- ğal bır sonuçtur Şımdı buraya kadar bır tablo çızdık Bu tabloda bılgının ve ıletışım toplumunun ge- çerlılığının onemmı belırtmeve çalıştık. Ancak butun bu değışımler. ekonomının temelını oluşturan pavjaşım sorununu or- tadan kaldırmıvor,,belkı de daha başka onemler yukluyor Öncelıkle bılgının dağı- lımı surecınde nesnel olunması ve adalet olçülen ıçensınde kalınması gıbı bır kavra- mın gerçek anlamı>la hayata geçınlmesı gereğı on plana çıkıyor Çunku geçmışten devrabnan bırçok eşıtsızlık. ancak bılgı da- ğılımında >anı ıletışım kanallannda yapıla- cak duzenlemelerle ortadan kaldınlabılır (Ancak hemen belırteyım kendı duşuncem bunun olmayacağı yonundedır) ıletışım toplumu kavramının, 'yeni dünya düzeni' anlavışıyla bırlıkte anılması geçmıştekı vanlışlann ve hatalann bır 'antitez'ı olarak ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur Ancak bu, duşuncenın öncelıkle kendı ıçın- de bır ıyı nıyetı taşıması ıle mumkundur Geçmış donemlerde uluslararası boluşum konusundakı bılerek ya da bılmeyerek ya- pılan hatalar. ıletışım toplumlan duzeyın- de de tekrar edılecek olursa artık çozum- suzluğun ortamı hazırlanmış olacaktır Bugun ne vazık kj gorduğumuz ornekler pek umut vencı değıldır Iletışım toplumla- n. kendı çevrelennı enformasyon duvarlan ıle ormeye devam ettıklen takdırde ulusla- rarası banşın da bozulması yonunde hız- landına etkı gostereceklerdır (Etruk ve bolgesel savaşlann çıkması gıbı) Kısa do- nemde, ıletışım toplumlan. kendılennı bu sorunlann dışında tutabılırler. ancak orta ve uzun vadede sorunun çozumune katkı- da bulunmadıklan takdırde sorunlarla baş başa kalmalan kaçınılmazdır Oysa bekle- nen, bu yenı boyuttd, ınsanlığa yakışan banşçıl yontemlenn egemen olduğu bır du- zendır Aynca. buyuk bır şans olarak, ulus- lararası beklentı de bu yöndedır ve daha tukenmemıştır Fakat gorunen. v ıtnnın de- ğıştığı. ama dukkanın değışmedığıdır Bu- raya kadar belırttıklenm karamsar bır yaklaşımı yansıtıyor, ancak şu da unutul- mamalıdır kı '3. boyut'un daha çok başın- da>ız ve bu boyut hakkında bır yorum yapmak aslında çok erken Bılgının başka guç kaynaklanndan ayırt edıcı bır ozellığı ıse sahıp olunmasındakı kolaylıkür Sınıf, ırk. ansıyet gıbı ayırt edı- cı kımlıklerle sınırlandınlmamasıdır İşte boylesıne de demokratık bır oğeye sahıptır (3) Ancak bu oğenın ışlevsel olması. bu guç kaynağının dağılımında egemen ola- caklann durumuna bağlıdır. yanı ıletışım kapıtalıstlenne. ıletışım kanallanna ege- men olanlann, bılgının demokratık ozeîlı- ğını gozardı etmelen onun varlık nedenını ortadan kaldıracaktır Ancak her şey de geçmış boyuılarda olduğu gıbı bu kadar bellı gruplann ısteğıne bağlı değıldır, olma- malıdır İletişim toplumunun en onemlı ozellıklennden bın de açıklık ve rekabettır Boylesı bır kurallar butununun olduğu toplumlarda ıletışım kanallannın başında- kılenn de bu denetım duzeneğı (mekanız- ması) ıçınde olmalan kaçınılmazdır Zaten sıstemın ozdenetımını de bu emnıyet su- paplan saelavacaktır SON SÖZ Uluslararası banş. bılgının ekonomık uyumuv la butunleşmesıyle ola- naklıdır PENCERE 1) AKın Toffler Yenı Guçler Yenı Şoklar çev Bclkıs Çorakçı Altın Kıtaplar tsunbul 1992 s 28 2) Maunce Scolt A Nevı Vıe» of Economıc Gro»th Oxford Lnıversıtv Pros 1989 s 243 3) Peter F Drucker Kapılalıst Ötesı Toplum çev Bel- kıs Çorakçı lnkılap Kıtabevı fstanbul 1994 5 254 TARTIŞMA Bir söyleşinin gerektirdiği yanıt E skı Genelkurmav Başkanı Sayın DoğanGüreş, Cumhun>et'e fpazar konuğu' olduğunda, sozu. "Oğlum Serdar ile ügili İstanbul'da bir süru şeyler yapıyoriar" gıbı bır noktaya da getırmış Bu'şeylerijapıyor' olanlar arasında tek adı venlen kışıbenım Paşanın"Ahmet Levendoğlu div e birisi v ar" bıçemınde gelışen sozlennın etık açıdan değerlendırmesını okuyucuya bırala> orum. ama kamuo>una yansımış olan olayın özune kısaca donuş yapmak gereğı doğuyor Serdar Gureş. İstanbul Ünıversıtesi Devlet Konserv atuv an Tı> atro Bolumu'ndekı oğrencılığının benım de oğretmenlen arasında bulunduğum beş yılı boyunca sureklı kayınldı. yaygın deyımle 'torpilli' oğrencı oldu Konserv atuv ar oğrencılığının gereklennı tek gun bıle yenne getırmemesıne karşın sınıflardan geçınldı. sonunda da usulsuz olarak sınıf atlatıldı Benım okuldan ıstıfa etmeme yol açan bu sorumsuz uygulamalar, aynntılanyla benden başka -ıçlennde bugun de okulda oğretmenlığmı surduren Güngör Dilmen'ın de bulunduğu- uç oğretmenın katıbmıyla yapılan basın toplantısmda belgeler eşhğınde 'medya'ya açıklandı. Cumhunyefte 5 4 1994 tanhb "RektörSaym Berkarda'yi göreve çağıran" yazımın ardmdan unıversıte yapısı ıçınde bır 'soruşturma komisvonu' kuruldu ve ılk olarak benım bılgıme başvuruldu (Geçen surede bu doğrultuda başka bır gelışme olup olmadığına ılışkın bılgım yok) Bu arada Serdar Gureş'ın. altıncı yılında da tum olup bıtene karşın, gene 'öğrencilik >apmadan okul bitirme" kararhlığını surdurduğu uzaktan gozlemlenıyordu Bır dersın ortasında, sırufından ıkı kız oğrencıyı dovduğu, bunu ızleyen son ıkı ayda da okula hıç uğramadığı oğrenıldı Dısıphn kurulunun 'öğrenci' Gureş'ın bu e) lemındekj 'masumiyetini' bır 'kınama' ıle tescil ettiği' de bır dergıde yazıldı Tum bunlar boyleyken Sayın Doğan Gureş dıyorki "Ahmet Levendoğhı di> e birisi >ar. 7 yıl oldu, surekli sınıfta çaktınyoriar. Oğlumla uğraşıyorlar." Kendısı, bu 'çaktıranlar' ve 'uğraşanlar' arasında buiunama>acağınıı, çunku oğlunun ayncalıklı oğrencılığı durumuna karşı çıkarak bır yıl önce okuldan ısufa ettığımı. medyadakı butun yankılara karşın bılmıyormu, bılmezlıkten mı gelıyor, yoksa oğlunun oğrencılik yapmadan 'paşa paşa' sınıf geçmesıne, 22 yıllık oğretmenlık uğraşından v azgeçme pahasına karşı koyan kışıye duyduğu ofkeye kapılarakbırmantık şapmasma mı suruklenıyor'' Öte yandan, yaşamın şu cılvesıne bakın kı, altı yıl boy unca Serdar Gureş'e av ncalık tanıyan yonetıcıler ıle oğretmenler, tüm çabalanna karşın, kızarkadaşlanna 'erkeklik gösterisinde' bulunduktan sonra ıkı ay kala okuldan tumden kopup gıden oğrencıye dıplomasını verememe durumunda kalınca. altı yıllık 'kayırma hizmetleri' karşıhğında Sayın Gureş'ten bekledıklen 'aferin'e 'mazhar olmak' yenne, Serdarı 'sürekli smıfta çaktıran, onunla uğraşanlar' konumuna konularak Sayın Paşa'dan 'kınama' almak tahhsızlığıne uğruyorlar Sayın Doğan Gureş'e burada oğlunun kamuoyunca yakından bılınen toplum ıçındekı ve okuldakı -bu satırlar kapsamını çok aşacak- 'marifetkrini' arumsatmayacağım Ancak ıkı değınmede daha bulunmalıyım 1) Oğlunun 'öğrencilik y apmadan okul bitirme' nıyetını -sanınm bunu yaptığının aynmında da olmadan- kendısı ortaj a koyuyor Bır oğrencı Ithalat-ihracat işiyle uğraşıyor' ısevebabasının değerlendırmesı ıle 'çok başarüı bir sanatçı' ıse oğrenalığe zaten vakıt ayırmadığı -ve ayıramayacağı- açıktır CSanatçılık' ıse sanat eğıtımının sonuçlandığında vanlması gereken bır aşamadır) 2) Sayın Doğan Gureş"m. unıformasını çıkarmasının ardından belkı bır sure daha gecınce sıvil toplumun gerçek anlamda *sivil' bır uyesı olacağıru ve soylemlennı o doğruüuda bıçımlendırebıleceğını umuyorum Ahmet Levendoğlu Güzel ınsan ŞEMSETTİN KAYMAK'ın cenazesınde bızlen v alnız bırakmayan ŞEMSİ'mıze sahıp çıkan tumdevnma arkadaşlanna, kamuçalışanlanna, DİSK yoneucılenne, Darulaceze'ye bağış yapanlara, dostlanmıza ve yakırdanmıza teşekkur edenz SEHEL KAYMAK, EMİNE KAYMAK, BAHADIR KAYMAK, SELAHATTİN KAYMAK SATILIKBÖBREK B Rh + ve B Rh - Tel: (0252) 412 04 40 Bankalap Düzeni?.. Eskı Emlakbank Genel Muduru Engln Clvan, özal'ın oğlu Ahmet'ın arkadaşıymış, Amerıka'da tamşmışlar, dost olrnuşlar TurgutOzal, Başbakanlık koltuğuna otu- runca Ahmet Özal arkadaşını çağırmış - Gel senı banka genel muduru yapalım... Ahmet özal butun arkadaşlarmı burokrasıde oraya buraya yerleştırdı, kamuoyunda bunlara ad takıldı - Özal'ın prenslen Nereye baksan suyun başında özal'ın bır prensı otu- ruyordu, devlet bankaları çantada keklık' Para musluk- ları prenslerın elınde' Ancak soydan gelen prensler doygun olur, bunlar alttabakadan geldıklerı ıçın aç goz- lu1 Elbırlığıyle ortalığı talan ettıler - ye babam ye1 MesutYılmazo 'devr-ıdılara'yaşımdı 'te^/î/s'ıkoydu- 'Vahşıkapitalizmi.' Hayır 'vahşı kapıtalızm' bıle değıl, kapıtalızmın "yağ- ma Hasan'ın boreğı"faslmdan bır donem yaşandı, 'Se- lim Eöes-Engın Cıvan olayı nedır kı9 Denızde bır damla1 O donemden arta kalan 130'u aşkın yolsuzluk dosyası bugun mahkemelerdedır Ama davalar yurumuyor • Başbakanlık koltuğuna oturan bır sıyasal partı lıderı- nın ılk yapacağı ış nedır? Banka genel mudurlerını değıştırmek' Başbakan olurken devlet bankalarına ılışkın lıste, ce- ketının ıç cebınde olacak1 Kım genel mudur, kım yone- tım kurulu başkanı, kım yonetım kurulu uyesı, kım genel mudur yardımcısı? Hepsını bıleceksın, adamlarını kol- tuklarına yerleştıreceksıni Şaka değıl, bankacılığın yuzde 70'ımn devletın elinde olduğu soylenıyor, banka yonetıcılerı ıktıdar partısınden yana kadrolaştı mı, hem 'ış âlemı'ru susta durdurursun, hem 'medya'yı hızaya getırırsın, hem yakın çevrenı âbad' edersın özal bu- nun danıskasını yaptı, devlet burokrasısını 'aıle boyu'- nda kadrolaştırdı, cumhurıyet tarıhınde gorulmemış bır 'han-ı yağma suregelırken alkış tutuldu Bugun gazetelerın yazdığı ne' özal'ın eşı Semra Hanım'ın 'başpapatyası'nm kocası Selım Edes Ahmet özal'ın arkadaşı olup Emlakbank'ın başınayerleştırılen 'PrensEngın Cıvan'adıyesıymışkı - Alsana 5 mılyon dolar, bana 500 mılyonlukyağlı tara- fından bır kredı aç Şaşacak ne var? Iş ıştır Kaç kışı bu turnıkeden geçtı? Kaç kışı devlet bankala- rını babasının malı gıbı kullandı 9 Özal aılesı nasıl zengın oldu? Paparyalar, guller karartfıller nasıl açıldı? 'Lale Devrı' nasıl yaşandı? • DYP-SHP koalısyonuyla yenı hukumet kurulunca dev- let bankalarının kadroları değıştırıldı, özal'ın prenslen yemlıklerden uzaklaştırıldı ama Çlller başbakan olun- ca devlet bankalarında sıl baştan yapıldı 1 Vaktıyle İs- tanbul Bankası nı batırmış olan ve bu yuzden dıllere duşmuş bulunan özer Çiller'ın bu konuda uzmanlaştığı bılınıyor Sonuç Ulkede bankacılığın yuzde 70'ını elinde tutan devlet bankalarını yonetenler sıyasallaşmıştır, bu ış, 'senın adamın benım adamım kavgasına bulaştı, banka genel mudurlerı banka genel muduru değıl, mılıtan ve partı- zan • Devfet bankalarını ozelleştırmek mı gerekıyor? Daha kolayı var özerkleştırme 1 Ama, kım yanaşır ozerkleştırmeye? Başbakanlar el- lerının altında banka genel muduru ıstıyorlar ÇAGDAŞYAYMUUU Gazi M. Kemal Atatürk SÖYLEVCİLT:1-2 Basıma hazırlayan; Ord.Prof.Dr.HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU 24.BASI Söylev 1-2, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ve Turk Devrımı aşamalarının ust duzeyde, ılk elden tutulmuş bır guncesı nıtelığındedır. 100.000 Lira (KDV Içinde) Cumhurivet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. îürkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-İstanbul Tel:512 05 05 ÇAG0AŞYAYINLAR1 Gazi M. Kemal Atatürk SÖYLEV CİLT:3 (BELGELER) Basıma hazırlayan: Ord.Prof.Dr.HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU 4.BASI Söylev -3, ılk ıkı cılttekı metnın dayandıgı tarıhsel belgelerden oluşmaktadır Bu nedenle metındekı olayları derınlemesıne anlamak ve ızlemek ısteyenler SÖYLEV'ı bu 3. cıltle bırlıkte okumaları gerekır 75.000 Lira (KDV Içinde) Cumhurivet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. türkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-İstanbul Tel:512 05 05 SAHİBİNDEN SATILIK Fındıkzade, Kızılelma Caddesf nde 81 m2 , kat kalonferlı daıre Tel 5865411 DOSTUMMOZART NadirNadi 8 Bası 40 000 (KDV ıçınde) Çağdaş Ya\ınları Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-Istanbul Ödemeti gönâerümez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle