Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23EYLÜL1994CUMA
OLAYLAR VE GORUSLER
Şiirimizromantik mi?
MELİH CEVDET ANDAY
F
ransa'da bulunduğu yıl-
larda Sabahatün Eyu-
boglu bır Fransız edebı-
yatçısına Turk şunnden
ornekler gostermış de.
adam,
- Sızın şaırlennızın tumu romantik,
demış
Ne demek ıstedı dersınız9
"Romantik" sozcuğu bır edebı>at
termınıdır Ben, okunım belkı gozle-
mıştir, "terim" demı>orum da "ter-
min" dıyorum Önce bunun ne demek
olduğuna değınelım de. sonra benım
nıçın "termin"ı şeğledığım uzennde
dururuz
"Terim" ıçın ansıklopedı şoyle dı-
yor
"Konuşma dilinde pek kullamlma-
yan, bilim ve sanatla ılgili bir kavram
belirten kelime." Ve sozcuğun Turkçe
termek, toplamaklan geldığını belırtı-
yor
Oysa romantik sozcuğu ıle konuşma
dılınde oldukça sık karşılaşınz. bu
yüzden onu termın saymayacak mı-
Sonra ben termek sozcuğunu bılmı-
yorum da. toplamak anlamında der-
ınek, derlemek dendığıru bılıyorum
Üstehk terim kavramının "toplamak"-
labırılışığıyok
Bunun Fransızcası olan terme, sınır
anlamından başka bitim. son anlamla-
nna da gelıyor Bız sozcuğun bu ıkıncı
anlamını terminal derken kullaruyo-
ruz Sınır anlamına gehnce Laünlerde
sınır tannsının adı Terminus ıdı, bun-
dan gelen terme, bılımsel, sanatsal bır
kavramın sınınnı kesın olarak çızmek
anlarrunı taşır Terminologie ıse termin
bilim demektır
Goruluyor kı sozcuğun Batı dılle-
nndekı karşıhğında "r" ıle "m" arasın-
da "i" >ok Oysa bız hem "terim"
dıyor. hem de "terminoloji"yı kullanı-
>oruz Eğer bızdekı terim, doğruysa
neden teriminoloji demıyoruz9
Aklım almıyor
Bır ıkı felsefecırruze açtım bu konu-
yu. "Yapacak bir şey yok, alışüdı te-
nm"e dedıler Daha bunun uzennde
kesınlığe varmadan felsefe termınlen-
rruzı nasıl duzenleyebıbnz
Şımdı donehm vazımızın başındakı
"romantik" sozcuğune
Dedım ya çok kullanıyoruz bu soz-
cuğu, "Romantik bir adamdır" dıyo-
ruz, "kırlarda dolaşır." Ya da "Ro-
mantik bir kadındır, duygulanınca
ağlar." Sozcuğun bu gıbı kullanışla-
nnda doğruluk payı vardır, ama gene
de ne olduğu açık seçık olarak bılın-
mez.
Ben bu gıbı durumlarda, o sozcu-
ğun ılk kullanılış bıçırrunı araştınnm
Ama daha o ışe kalkışmadan ansıklo-
pedıde bır tanım ara> alım
"Davrantşlanna aklından çok hayal
ve dujguları ile yön veren kimse."
Romantik sozcuğu. ıçınde hıç oyle
bır anlam taşımamdsına karşın, alay
etmek ıçın de kullanıhr
Ama Avrupa'da XVIII. yy sonu ıle
XIX. yy başında ortaya çıkan edebı-
>at ve sanat hareketı Romantizm'e
bağlı olan kımse anlamında sozcuk el-
bette alay taşımaz Bu akıma oncelen
Romantistzm denırdı, kı sozcuğu İtal-
yanca'dan alıp Fransızca'ya yerleştı-
ren Stendhal'dır
Romantik sozcuğunu ılk kullanan
ıse J J Rousseau'dur Pans'tekı bır
dostuna Isvıçre'den yazdığı bır mek-
tupta, "Burada romantik göller var"
dıyor
Ne anlamda kullanmış dersınız9
Yoruma yol açan bır tumce Bana so-
rarsanız. bu soz, romanüklenn doğa-
ya yakınlığmı, doğa sevgısını gosteren
bır soz bu Klasıklerin yapay gollenne,
yapay bahçelenne karşı olarak soylen-
mış Romantızm, klasıklenn akılcı
kurallanna karşı olma anlamına gelır
A. Gide ıse guncelennın bınnde,
"Romantikler, duyguianıu abaıtırlar-
dı" der Kavrama bıraz daha yaklaş-
mamızı sağlayan, ışık tutan bır soz
Tartışmalarda aklın sakın yolunu bı-
rakıp, kendılennı coşkuya kapüranla-
n gozunuzun onune getınn, gostenş
değıl de nedır bu' "Herkes benim ne
denli inanmış, ne denli icten bin olduğu-
mu görsün!" anlamına
Romantıklenn, klasık tragedyaya
başkaldınp onun yenne getırdıklen
dram, duygu, hayal, coşku dolu bır
oyun turudur ve bunlann hepsı abar-
tıİmış olarak venlır
Amacım elbette romanüzmın ne ol-
duğunu anlatmak değıldı bu yazıda,
Fransız edebıyatçısının. Sabahattın
Eyuboğlu'ya, "Sizin şairieriniz tümden
romantik" demesınden açıldı soz, ro-
mantik sozcuğunün ne anlama geldığı-
nı açıklığa kavuşturmadan bu sozun
neden soylendığıru bılemezdık
Bu amaçla donduk dolaşük, ama
gene de kesın bır açıklığa varamadık
Işte boyledır bu romantik sozcuğu, on-
da bır termın kesınlığı yoktur, sının
tam olarak çızılmış değıldır de ondan
Ama yılgınlık getırmeyehm, buraya
dek ortaya çıkan romantik ögelere da-
yanarak şıınmızı bır gozden geçırelım
Dıvan şıınmız duygudan, hayalden
kaynaklanmaz, duygu ıle hayal ıle o> -
nar, başka bır deyışle ıçtenhk yoktur o
şurde, buyukluğü de burdan gelır
Şaınn İcendısını ortaya koyması an-
lamında ıçtenhk bızım şıınmızde Tan-
amat ıle başlar Tanzımat şaırlen
Baü'nın romantıklennden etkılenmış-
lerdı Ağlamayı, sızlamayı getırdıler
şıınmıze
Fakat romantik mıtemıru, çağdaş
şunmızı de ıçerecek denli genelleştır-
menın doğru olmayacağını sanıyo-
rum
Gerçekte romantik ogelere butun
şaırlerde, yer yer rastlanabılır, boyle
olması bır şaın romantik dıye nıtele-
memıze yetmez, yetmemelıdır Ro-
mantızm tanhe kanştı
ARADA BIR
Prof. Dr. MUSTAFA A.AYSAN
İstanbul Ünıversıtesi İşletme Fakültesı
KİTTeri İyileştipmek
Zonındayız
Kamu iktısadı Teşebbuslerı (KlT'ler), 70 yıllık yaşam-
larının en kotu sonuçlarını 1993 ve 1994 yıllarında elde
etmışlerdır 1993'te 40 trılyon TL toplu zarar yapan KİT'-
lerın, 1994'te 70 trılyon TL zarar etmelerı beklenmekte-
dır Bu zarar rakamları Kamu Ortaklığı Idaresı'ne(KOl)
ozelleştırılmek amacıyla devredılmış bulunan kuruluş-
ların, 15-20 trılyon TL tutarındakı yıllık zararlarını ıçıne
almamaktadır Ayrıca bu zarar rakamları, kâr eden KİT'-
lerın 1993'te 10 trılyon TL sını aşan toplu kâr tutarlarının
duşulmesınden sonra elde edılen tutarlardır Son yıllar-
da çalışanların sayısındakı fazlalık, aşırı borçlanma,
yuksek kıdem tazmınatı borçları ıle yuksek zarar tutarla-
rına ulaşmış KİT lere bağlı işletme muessese ve ortak-
lıklarda verımı, uretkenlığı duşuk ve malıyetı yuksek
çalışma sonuçlarına ulaşılmaktadır
Bu durumun temel nedenlerınden bırı, son 10 yıllık uy-
gulamalar ıçınde KlTyonetıcılerının ışletmelerını başa-
rıya goturecek bağımsız karar alma yetkılerımn yok
denecek duzeye ındırılmış olmasıdır Bır ışletmenın ba-
şarısı ıçın yonetıcısınde bulunması zorunlu olan fınans-
lama, pazarlama, satınalma, personel, yatırım, fıyatla-
ma gıbı temel polıtıka alanlarında bağımsız karar alma
yetkılerı, KlT'lerımızın yonetıcılerı ıçın soz konusu değıl-
dır Bu alanlardakı tum polıtıka kararları buyuk olçude
Bakanlar Kurulu, Başbakanlık ve ılgılı bakanlıklarda
âlınmakta, ışletmenın gerçeklerınden uzaktakı kışılerce
alınan bu kararlar, KlT'lerdekı verımı, uretkenlığı ve kâr-
lılığı azaltmakta onları buyuk zararlara boğmaktadır
Bu sonucun temelınde ulkemızdekı çarpık demokrası
anlayışının KlT'lerle ılgılı bolumunde sureklı çalışan ve
hemen butun hukumetlerce aman vermeden uygulanan
populıstsıyasal baskılar vardır
Merkezden KİT yonetımlerıne polıtık baskıyla uygula-
tılan kararlarla KİT lere kârlılığı duşuk, verımsız yatırım
gorevlerı verılmekte fakat onlara bu yatırımlar ıçın ge-
reklı parayı fınansal pazarların yuksek faızlı kredılerıyle
karşılamaları emredılmektedır Bu baskılar KlT'ler ıçın
verımı duşuk ışletmeler yaratmakta ve onları dayanıl-
maz faız gıderlerıne boğmaktadır
Merkezden KİT yonetıcılerıne yapılan ıkıncı grup mu-
dahaleler, urettıklerı mal ve hızmetlerın fıyatlarıyla ılgılı-
dır Ulkemızın 25 yıldır ıçınde bulunduğu hızlı enflasyon
ortamında, bazı donemlerde 12-14 aya uzayan sureler-
de fıyatlarını arttırmalarına ızın verılmemekte bu sure-
ler boyunca zararlar yuksek tutarlara ulaşmakta bu
zararlar da yuksek faızlı tıcarı banka kredılerıyle fınans-
lanmaktadır
Ayrıca ozel kesım ışletmelerıyle ılgılı denetım duze-
nınde buyuk boşluklar vardır Vergı denetımı fınansal
tablolar denetımı, mal ve hızmet pazarlarında tekelcılığı
onleyıcı denetım duzenı, çevre kırlılığı denetımı, sosyal
sorumluluk denetımı gıbı alanlarda buyuk eksıklıkler
vardır Bunlar tamamlanıncaya kadar, şımdı KİT ler ta-
rafından halka sağlanan bırçok mal ve hızmetın, ozel-
leştırmeıletumuyle ortadan kalkmasıyada çok azalma-
sı tehlıkesı vardır
KlT'lerı lyıleştırmede ılk yapılacak şey KİT yonetımle-
rını, yukarıda açıklanan ekonomı dışı mudahalelerden
kurtaracak bır yonetım modelıne kavuşturmaktır Sıya-
sal yapının ve sıyasal partılerın ışleyışındekı çarpıklıkla-
rın yoğunlaştığı son yıllardan oncekı donemlerde KİT'-
lerın çok lyı çalıştırıldığı donemler vardır O donemler lyı
ıncelendığınde KİT lerı lyıleştırecek yonetım modelının
temel ozellıklerı belırlenebılecektır Bu noktada sıyasal
partılerustu bır uzlaşma sağlanabıldığı takdırde mode-
lın kısa surede kurulabılmesı ıçın ulkemızde ve dunya
ulkelerınde yeterlı ornekler vardır
Her şeyı ozelleştırmeye bağlayıp gece gunduz KlT'-
lerı eleştırerek bır yere varılamayacağı artık anlaşılmış
olmalıdır
ÇAĞDAŞ YAYNLARI
Hıfzı Veldet
Velidedeoğlu
İLKMECLİS
Milli Mücadele'de Anadolu
2.BASI
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu bu kıtabinda 23
Nısan 1920'den başlayarak çalıştığı Ilk
Meclıs'ın, turlu yonlerını, renkh kışılerını
anılarına, gunce ve gozlemlerıne, ozellıkle
de açık ve kapalı oturumların tutanaklanna
dayanarak kendıne ozgu akıcı bır dılle
anlatmaktadır
80.000 Lira (KDV Içinde)
Cumhurivet Kitap Kulübü
Çağ Pazarlama A.Ş. türkocağı Cad 39/41 (34334)
Cağaloğlu-İstanbul Tel:512 05 05
îletişimkapitalizmi
ŞEVKET SAYILGAN Marmara Üniversiîesi
îletişim Fakültesi
A
rtık gunumuz toplumlan-
nın "3 boyut"u yaşadıklan
ve bu boyutun gerçek anla-
mıyla fark edıldığı konu-
sunda bujuk kuşkulanm
var Insanlıktanhııncelene-
cek olursa sureklı bır guçler savaşı ve bu
guçlenn ekonomık paylaşımda oynadığı
rol şeklınde surduğu sonucu ortaja çıka-
caktır Bu savaş halen devam etmekte, sa-
dece nıtelık değıştırmektedır Gecmışte bu
savaşın ılk sılahı kaba kuvvet (tanm top-
lumlannda), daha sonra para (sanayı top-
lumlarında) ve bugun bılgıdır (geçış sure-
cınde bulunduğumuz ıletışım toplumlann-
da) (1) Sılahın kullanılış bıçımı ve sahıp
olanlann kımlıklen mucadelenın de gelışı-
mı hakkında bıze fikır \ermektedır
Yukanda da belırttığım gıbı bugun ge-
çerlı olan 'bilgi'dır Bılgının bugunku ko-
numu ve onemı berabennde bır başka
kavrama daha onem kazandırmakta bu da
İletişim'dır tletişim, bilginin kimlerin elinde
olduğu sonucu ile çok vakmdan ilişkilidir.
Neden ılışkılıdır
0
Çunku ıletışım ka\ramı,
bır toplumun tum ekonomık ajgıtını de-
netler duruma gelmış ıse bılgı gıbı bu do-
nemde en onemlı paylaşım sılahının kımın
elinde okcağına da o karar verecektır Ar-
tık bugun ıletışım toplumlannda uretım
araçlannın kımın elinde olacağının one-
mınden çok. bılgının uretımı ve dağılımının
nasıl olacağının onemı vardır Yanı klasık
kapıtalıst anlayış yennı iletişim kapita-
lizmi'ne bırakmıştır Örneğın. bugun ılaç
sanayısırun de asıl urunu bılgıdır. çunku o
haplarla aldığımız aslında bılgının paket-
lenmış şekhdır
Toplum olarak bu değışıme yanı bılgının
egemenlığındekı ıletışım toplumlanna ken-
dımıa uyarlayamazsak yanı bız de bılgıyı
paketleyıp satamazsak saün alan '2. boyut-
taki ülkeler suııfrndan kurtulamayız Öysa
bızım bugun vaptığımız uretım surecınde
emeğın payını azaltmaktan başka bır şey
değıl Bovle bır bakış ıse bızı hıçbır zaman
'3. boyut'a taşımayacakür Dıkkatı çeken
gunumuz toplumlan açısından bır başka
ozellık ıse buvuk serma>e bırıkımlennın
artık klasık sanayı toplumlannda olduğu
gıbı çelık krallıklannın etrafında olmama-
sıdır Onun yenne bılgı>ı, enformasyonu
ureten ve dağıtanlann çev resınde olmaktd-
dır Örneğın, bugun dunyanın en zengın
ınsanlan sıralamasında, artık fabnkatorle-
nn yennı TV sahıplen, TV programcılan,
basın ımparatorlan, telekomunıkasyon ve
bılgısayar sanayıalen >er almaktadır Ge-
leneksel kaynaklann yanı emeğın, toprağın
ve sermayenın getınsı gıderek azalmakta-
dır Senet kazanan kaynaklar, ancak bılgı
ve bılgılenme (enformasyon) olmaktadır
Tabıı bo>lesı bır değışım 3 boyuta geçen
ya da geçmekte olan toplumlar ıçın çok do-
ğal bır sonuçtur
Şımdı buraya kadar bır tablo çızdık Bu
tabloda bılgının ve ıletışım toplumunun ge-
çerlılığının onemmı belırtmeve çalıştık.
Ancak butun bu değışımler. ekonomının
temelını oluşturan pavjaşım sorununu or-
tadan kaldırmıvor,,belkı de daha başka
onemler yukluyor Öncelıkle bılgının dağı-
lımı surecınde nesnel olunması ve adalet
olçülen ıçensınde kalınması gıbı bır kavra-
mın gerçek anlamı>la hayata geçınlmesı
gereğı on plana çıkıyor Çunku geçmışten
devrabnan bırçok eşıtsızlık. ancak bılgı da-
ğılımında >anı ıletışım kanallannda yapıla-
cak duzenlemelerle ortadan kaldınlabılır
(Ancak hemen belırteyım kendı duşuncem
bunun olmayacağı yonundedır) ıletışım
toplumu kavramının, 'yeni dünya düzeni'
anlavışıyla bırlıkte anılması geçmıştekı
vanlışlann ve hatalann bır 'antitez'ı olarak
ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur
Ancak bu, duşuncenın öncelıkle kendı ıçın-
de bır ıyı nıyetı taşıması ıle mumkundur
Geçmış donemlerde uluslararası boluşum
konusundakı bılerek ya da bılmeyerek ya-
pılan hatalar. ıletışım toplumlan duzeyın-
de de tekrar edılecek olursa artık çozum-
suzluğun ortamı hazırlanmış olacaktır
Bugun ne vazık kj gorduğumuz ornekler
pek umut vencı değıldır Iletışım toplumla-
n. kendı çevrelennı enformasyon duvarlan
ıle ormeye devam ettıklen takdırde ulusla-
rarası banşın da bozulması yonunde hız-
landına etkı gostereceklerdır (Etruk ve
bolgesel savaşlann çıkması gıbı) Kısa do-
nemde, ıletışım toplumlan. kendılennı bu
sorunlann dışında tutabılırler. ancak orta
ve uzun vadede sorunun çozumune katkı-
da bulunmadıklan takdırde sorunlarla baş
başa kalmalan kaçınılmazdır Oysa bekle-
nen, bu yenı boyuttd, ınsanlığa yakışan
banşçıl yontemlenn egemen olduğu bır du-
zendır Aynca. buyuk bır şans olarak, ulus-
lararası beklentı de bu yöndedır ve daha
tukenmemıştır Fakat gorunen. v ıtnnın de-
ğıştığı. ama dukkanın değışmedığıdır Bu-
raya kadar belırttıklenm karamsar bır
yaklaşımı yansıtıyor, ancak şu da unutul-
mamalıdır kı '3. boyut'un daha çok başın-
da>ız ve bu boyut hakkında bır yorum
yapmak aslında çok erken
Bılgının başka guç kaynaklanndan ayırt
edıcı bır ozellığı ıse sahıp olunmasındakı
kolaylıkür Sınıf, ırk. ansıyet gıbı ayırt edı-
cı kımlıklerle sınırlandınlmamasıdır İşte
boylesıne de demokratık bır oğeye sahıptır
(3) Ancak bu oğenın ışlevsel olması. bu
guç kaynağının dağılımında egemen ola-
caklann durumuna bağlıdır. yanı ıletışım
kapıtalıstlenne. ıletışım kanallanna ege-
men olanlann, bılgının demokratık ozeîlı-
ğını gozardı etmelen onun varlık nedenını
ortadan kaldıracaktır Ancak her şey de
geçmış boyuılarda olduğu gıbı bu kadar
bellı gruplann ısteğıne bağlı değıldır, olma-
malıdır İletişim toplumunun en onemlı
ozellıklennden bın de açıklık ve rekabettır
Boylesı bır kurallar butununun olduğu
toplumlarda ıletışım kanallannın başında-
kılenn de bu denetım duzeneğı (mekanız-
ması) ıçınde olmalan kaçınılmazdır Zaten
sıstemın ozdenetımını de bu emnıyet su-
paplan saelavacaktır
SON SÖZ Uluslararası banş. bılgının
ekonomık uyumuv la butunleşmesıyle ola-
naklıdır
PENCERE
1) AKın Toffler Yenı Guçler Yenı Şoklar çev Bclkıs
Çorakçı Altın Kıtaplar tsunbul 1992 s 28
2) Maunce Scolt A Nevı Vıe» of Economıc Gro»th
Oxford Lnıversıtv Pros 1989 s 243
3) Peter F Drucker Kapılalıst Ötesı Toplum çev Bel-
kıs Çorakçı lnkılap Kıtabevı fstanbul 1994 5 254
TARTIŞMA
Bir söyleşinin gerektirdiği yanıt
E
skı Genelkurmav
Başkanı Sayın
DoğanGüreş,
Cumhun>et'e
fpazar konuğu'
olduğunda, sozu.
"Oğlum Serdar ile ügili
İstanbul'da bir süru şeyler
yapıyoriar" gıbı bır noktaya da
getırmış Bu'şeylerijapıyor'
olanlar arasında tek adı venlen
kışıbenım Paşanın"Ahmet
Levendoğlu div e birisi v ar"
bıçemınde gelışen sozlennın
etık açıdan değerlendırmesını
okuyucuya bırala> orum. ama
kamuo>una yansımış olan
olayın özune kısaca donuş
yapmak gereğı doğuyor
Serdar Gureş. İstanbul
Ünıversıtesi Devlet
Konserv atuv an Tı> atro
Bolumu'ndekı oğrencılığının
benım de oğretmenlen arasında
bulunduğum beş yılı boyunca
sureklı kayınldı. yaygın
deyımle 'torpilli' oğrencı oldu
Konserv atuv ar oğrencılığının
gereklennı tek gun bıle yenne
getırmemesıne karşın
sınıflardan geçınldı. sonunda
da usulsuz olarak sınıf atlatıldı
Benım okuldan ıstıfa etmeme
yol açan bu sorumsuz
uygulamalar, aynntılanyla
benden başka -ıçlennde bugun
de okulda oğretmenlığmı
surduren Güngör Dilmen'ın de
bulunduğu- uç oğretmenın
katıbmıyla yapılan basın
toplantısmda belgeler eşhğınde
'medya'ya açıklandı.
Cumhunyefte
5 4 1994 tanhb "RektörSaym
Berkarda'yi göreve çağıran"
yazımın ardmdan unıversıte
yapısı ıçınde bır 'soruşturma
komisvonu' kuruldu ve ılk
olarak benım bılgıme
başvuruldu (Geçen surede bu
doğrultuda başka bır gelışme
olup olmadığına ılışkın bılgım
yok)
Bu arada Serdar Gureş'ın.
altıncı yılında da tum olup
bıtene karşın, gene 'öğrencilik
>apmadan okul bitirme"
kararhlığını surdurduğu
uzaktan gozlemlenıyordu Bır
dersın ortasında, sırufından ıkı
kız oğrencıyı dovduğu, bunu
ızleyen son ıkı ayda da okula
hıç uğramadığı oğrenıldı
Dısıphn kurulunun 'öğrenci'
Gureş'ın bu e) lemındekj
'masumiyetini' bır 'kınama' ıle
tescil ettiği' de bır dergıde
yazıldı
Tum bunlar boyleyken Sayın
Doğan Gureş dıyorki "Ahmet
Levendoğhı di> e birisi >ar. 7 yıl
oldu, surekli sınıfta
çaktınyoriar. Oğlumla
uğraşıyorlar." Kendısı, bu
'çaktıranlar' ve 'uğraşanlar'
arasında buiunama>acağınıı,
çunku oğlunun ayncalıklı
oğrencılığı durumuna karşı
çıkarak bır yıl önce okuldan
ısufa ettığımı. medyadakı
butun yankılara karşın
bılmıyormu, bılmezlıkten mı
gelıyor, yoksa oğlunun
oğrencılik yapmadan 'paşa
paşa' sınıf geçmesıne, 22 yıllık
oğretmenlık uğraşından
v azgeçme pahasına karşı koyan
kışıye duyduğu ofkeye
kapılarakbırmantık
şapmasma mı suruklenıyor''
Öte yandan, yaşamın şu
cılvesıne bakın kı, altı yıl
boy unca Serdar Gureş'e
av ncalık tanıyan yonetıcıler ıle
oğretmenler, tüm çabalanna
karşın, kızarkadaşlanna
'erkeklik gösterisinde'
bulunduktan sonra ıkı ay kala
okuldan tumden kopup gıden
oğrencıye dıplomasını
verememe durumunda kalınca.
altı yıllık 'kayırma hizmetleri'
karşıhğında Sayın Gureş'ten
bekledıklen 'aferin'e 'mazhar
olmak' yenne, Serdarı 'sürekli
smıfta çaktıran, onunla
uğraşanlar' konumuna
konularak Sayın Paşa'dan
'kınama' almak tahhsızlığıne
uğruyorlar
Sayın Doğan Gureş'e burada
oğlunun kamuoyunca
yakından bılınen toplum
ıçındekı ve okuldakı -bu satırlar
kapsamını çok aşacak-
'marifetkrini'
arumsatmayacağım Ancak ıkı
değınmede daha
bulunmalıyım 1) Oğlunun
'öğrencilik y apmadan okul
bitirme' nıyetını -sanınm bunu
yaptığının aynmında da
olmadan- kendısı ortaj a
koyuyor Bır oğrencı
Ithalat-ihracat işiyle uğraşıyor'
ısevebabasının
değerlendırmesı ıle 'çok başarüı
bir sanatçı' ıse oğrenalığe zaten
vakıt ayırmadığı -ve
ayıramayacağı- açıktır
CSanatçılık' ıse sanat
eğıtımının sonuçlandığında
vanlması gereken bır
aşamadır) 2) Sayın Doğan
Gureş"m. unıformasını
çıkarmasının ardından belkı bır
sure daha gecınce sıvil
toplumun gerçek anlamda
*sivil' bır uyesı olacağıru ve
soylemlennı o doğruüuda
bıçımlendırebıleceğını
umuyorum
Ahmet Levendoğlu
Güzel ınsan
ŞEMSETTİN KAYMAK'ın
cenazesınde bızlen v alnız bırakmayan ŞEMSİ'mıze sahıp
çıkan tumdevnma arkadaşlanna, kamuçalışanlanna,
DİSK yoneucılenne, Darulaceze'ye bağış yapanlara,
dostlanmıza ve yakırdanmıza teşekkur edenz
SEHEL KAYMAK, EMİNE KAYMAK,
BAHADIR KAYMAK, SELAHATTİN KAYMAK
SATILIKBÖBREK
B Rh + ve B Rh -
Tel: (0252) 412 04 40
Bankalap Düzeni?..
Eskı Emlakbank Genel Muduru Engln Clvan, özal'ın
oğlu Ahmet'ın arkadaşıymış, Amerıka'da tamşmışlar,
dost olrnuşlar TurgutOzal, Başbakanlık koltuğuna otu-
runca Ahmet Özal arkadaşını çağırmış
- Gel senı banka genel muduru yapalım...
Ahmet özal butun arkadaşlarmı burokrasıde oraya
buraya yerleştırdı, kamuoyunda bunlara ad takıldı
- Özal'ın prenslen
Nereye baksan suyun başında özal'ın bır prensı otu-
ruyordu, devlet bankaları çantada keklık' Para musluk-
ları prenslerın elınde' Ancak soydan gelen prensler
doygun olur, bunlar alttabakadan geldıklerı ıçın aç goz-
lu1
Elbırlığıyle ortalığı talan ettıler
- ye babam ye1
MesutYılmazo 'devr-ıdılara'yaşımdı 'te^/î/s'ıkoydu-
'Vahşıkapitalizmi.'
Hayır 'vahşı kapıtalızm' bıle değıl, kapıtalızmın "yağ-
ma Hasan'ın boreğı"faslmdan bır donem yaşandı, 'Se-
lim Eöes-Engın Cıvan olayı nedır kı9
Denızde bır
damla1
O donemden arta kalan 130'u aşkın yolsuzluk
dosyası bugun mahkemelerdedır
Ama davalar yurumuyor
•
Başbakanlık koltuğuna oturan bır sıyasal partı lıderı-
nın ılk yapacağı ış nedır?
Banka genel mudurlerını değıştırmek'
Başbakan olurken devlet bankalarına ılışkın lıste, ce-
ketının ıç cebınde olacak1
Kım genel mudur, kım yone-
tım kurulu başkanı, kım yonetım kurulu uyesı, kım genel
mudur yardımcısı? Hepsını bıleceksın, adamlarını kol-
tuklarına yerleştıreceksıni Şaka değıl, bankacılığın
yuzde 70'ımn devletın elinde olduğu soylenıyor, banka
yonetıcılerı ıktıdar partısınden yana kadrolaştı mı, hem
'ış âlemı'ru susta durdurursun, hem 'medya'yı hızaya
getırırsın, hem yakın çevrenı âbad' edersın özal bu-
nun danıskasını yaptı, devlet burokrasısını 'aıle boyu'-
nda kadrolaştırdı, cumhurıyet tarıhınde gorulmemış bır
'han-ı yağma suregelırken alkış tutuldu
Bugun gazetelerın yazdığı ne'
özal'ın eşı Semra Hanım'ın 'başpapatyası'nm kocası
Selım Edes Ahmet özal'ın arkadaşı olup Emlakbank'ın
başınayerleştırılen 'PrensEngın Cıvan'adıyesıymışkı
- Alsana 5 mılyon dolar, bana 500 mılyonlukyağlı tara-
fından bır kredı aç
Şaşacak ne var?
Iş ıştır
Kaç kışı bu turnıkeden geçtı? Kaç kışı devlet bankala-
rını babasının malı gıbı kullandı
9
Özal aılesı nasıl zengın
oldu? Paparyalar, guller karartfıller nasıl açıldı? 'Lale
Devrı' nasıl yaşandı?
•
DYP-SHP koalısyonuyla yenı hukumet kurulunca dev-
let bankalarının kadroları değıştırıldı, özal'ın prenslen
yemlıklerden uzaklaştırıldı ama Çlller başbakan olun-
ca devlet bankalarında sıl baştan yapıldı
1
Vaktıyle İs-
tanbul Bankası nı batırmış olan ve bu yuzden dıllere
duşmuş bulunan özer Çiller'ın bu konuda uzmanlaştığı
bılınıyor
Sonuç
Ulkede bankacılığın yuzde 70'ını elinde tutan devlet
bankalarını yonetenler sıyasallaşmıştır, bu ış, 'senın
adamın benım adamım kavgasına bulaştı, banka genel
mudurlerı banka genel muduru değıl, mılıtan ve partı-
zan
•
Devfet bankalarını ozelleştırmek mı gerekıyor?
Daha kolayı var
özerkleştırme
1
Ama, kım yanaşır ozerkleştırmeye? Başbakanlar el-
lerının altında banka genel muduru ıstıyorlar
ÇAGDAŞYAYMUUU
Gazi M. Kemal
Atatürk
SÖYLEVCİLT:1-2
Basıma hazırlayan;
Ord.Prof.Dr.HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU
24.BASI
Söylev 1-2, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ve
Turk Devrımı aşamalarının ust duzeyde, ılk
elden tutulmuş bır guncesı nıtelığındedır.
100.000 Lira (KDV Içinde)
Cumhurivet Kitap Kulübü
Çağ Pazarlama A.Ş. îürkocağı Cad. 39/41 (34334)
Cağaloğlu-İstanbul Tel:512 05 05
ÇAG0AŞYAYINLAR1
Gazi M. Kemal
Atatürk
SÖYLEV CİLT:3
(BELGELER)
Basıma hazırlayan:
Ord.Prof.Dr.HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU
4.BASI
Söylev -3, ılk ıkı cılttekı metnın dayandıgı
tarıhsel belgelerden oluşmaktadır Bu
nedenle metındekı olayları derınlemesıne
anlamak ve ızlemek ısteyenler SÖYLEV'ı
bu 3. cıltle bırlıkte okumaları gerekır
75.000 Lira (KDV Içinde)
Cumhurivet Kitap Kulübü
Çağ Pazarlama A.Ş. türkocağı Cad. 39/41 (34334)
Cağaloğlu-İstanbul Tel:512 05 05
SAHİBİNDEN SATILIK
Fındıkzade, Kızılelma Caddesf nde 81 m2
,
kat kalonferlı daıre
Tel 5865411
DOSTUMMOZART
NadirNadi
8 Bası 40 000 (KDV ıçınde)
Çağdaş Ya\ınları Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-Istanbul
Ödemeti gönâerümez