27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23EYLÜL 1994 CUMA DÎZIYAZI DDÖJİUEski IPI Başkanı Peter Galliner Türkiye'deki gelişmeleri Cumhuriyet için değerlendirdi GalKner şöyle diyor: Türkiye'de basının gerilediğini görmek acı. Çok sayıda gazeteci saldınya uğradı ve öldürüldü. 1993'te en az 14 gazeteci öldürüldü. 55 gazeteci hapsedüdi ve düşünce özgürlüğüne karşı 900 kadar yasal önlem. gerektiğinden daha sertçe u\ gulandı. Restni makamlar, önlemlerin Güneydoğu'dakj Kürt teröristiere karşı olduğunu söyleseler de, ülkenin sansüre ve kronik bir insan haklan ihlaline doğru sürüklendiği bir gerçektir. fşte bu üzücü sahneierden biri. Gazeteci Çetin Emeç'in cenazesi.. Basının gerüemesi üzücü C umhuriyet'in yayımlamayı düşün- düğü "yeni binyıl" ile ilgili yazı dızisine katkıda bulunmak benım için bir zevk. Türkiye'nin en eski gazetesi olması dışında gerek Tür- kiye'de. gerek dünyada yıllardır çok etkili bir gazete olduğundan böyle bir girişim Cumhuriyet'e çok yakışmaktadır. Her zaman in- san haklan, düşünce özgürlüğü ve demokrasiyi savunan yayınlar yapmıştır; eskiden beri bağım- sızfık tlkesini savunmuştur. Şu anda da savun- maktadır. Türk gazeteciliğinin büyük adı ve bir- çok ünlü gazeteci ve yazıişleri müdürü için birör- nek oluşturan Nadir Nadi unutulamaz. Portre Türkiye'yiyakmdan tanıyor ürt sorunu yalnızca askeri önlemlerle çözümlenemez. Önümüzdeki on yılda terorizm tırmanacağa ve daha sert askeri önlemler gerekeceğe benziyor. Birçok siyasal çevre, askeri önlemlere güvenilmesine kuşkulu bakıyor. Askeri önlemlerin tek başına başanya ulaşması olasılığı kuşkuyla karşılanıyor; başanlı olsa bile bunun ne kadar zaman süreceği bilinmiyor. Türkiye yıllarca askeri diktatörlüklere katlan- dı, ama sonunda demokrasi ve özgürlük galip gel- di. Bu, basının desteklediği cesur vatandaşlann karşı çıkışlanyla olanaklı oldu. Abdi tpekçi ve Çetin Emeç gibi Türkiye'nin en iyi gazetecileri, demokrasi ve özgürlükten yana çıktıklan için acı- masızca katledildiler. Türkiye'deki son durum, dış ülkelerdeki birçok dostu ve gözlemciyi kaygıya ve üzüntüye boğu- yor. Sonradan cumhurbaşkanı olan TurgutÖzaT ın başbakanlığı sırasında demokrasi kurulmuştu; ama medya, demokrasi gözlemciliği yapmak için hala savaşım vermek durumundaydı. Bay Demirel'in bu geleneği sürdürdüğünü gör- Berlin'de doğan Peter Galliner. 1975-93 tarihleri arasında Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) müdürlüğünü yaçtı. Bu görevi boyunca çeşitli kereler TürkryeJf ye gelerek örgüt adına basın özgürlüğüne ilişkın sorunlan inceledi ve Türk basınının özgürlük mücadelesine büyük destek verdi. Galliner, Zürih ve daha sonra Londra'daki IPI Müdürlüğü'nden önce çeşitli görevlerde bulundu. 1942-47 arasında Reuters'de ve 1947- 1960 yıllan arasında Financial Times gazetesinin Dış Haberler Müdürü olarak çalıştı. 1960'da Berlin'de "Ullstein Yayımcıhk ŞirketT'nde dört yıl yöneticiük, bir tngıliz yayın kuruluşunda genel müdürlük ve daha sonra çeşitli uluslararası yayınlara danışmanhk yaptı.Bazı ülkeler Galliner'i madalya ve unvanlarla ödüllendirdi. mek çok güzel. Ama geçen son yılda Türkiye'de basının geri- lediğini görmek acı. Çok sayıda gazeteci saldın- ya uğradı ve öldürüldü. 1993'te en az 14 gazete- ci öldürüldü. 55 gazeteci hapsedüdi ve düşünce özgürlüğüne karşı 900 kadar yasal önlem. gerek- tiğinden daha sertçe uygulandı. Bunlar, Türk Basın Konseyi'nce açıklanan ke- sin sayılardır. Resmi makamlar. alınan önlemle- rin Güneydoğu'daki Kürt teröristiere karşı oldu- ğunu sık sık açıklıyorlarsa da, ülkenin sansüre ve kronik bir insan haklan ihlaline doğru sürüklen- diği bir gerçektir. Uluslararası insan haklan der- neklerince yapılan birçok protestoya karşın gaze- tecilere yapılan baskı ve saldınlar ne yazık ki ha- la sürüyor. Ankara ve tstanbul'da yaptığım özel görüşmelerden, hükümetin tutumunun sertleştiği ve özellikle Güneydoğu'da teröristiere karşı aske- ri önlemler alınması gerektiği görüşünun ağırbas- tığı anlaşılıyor. Geleceğe. "Üçüncü Bin>Tİ"ın başlangıcına ba- kınca akla şu soru geliyor: Demokrasi sürecek mi? Düşünce özgürlüğü ve insan haklan olmadan demokrasi olmaz. Kürt sorunu yalnızca askeri ön- lemlerle çözümlenemez. PKK, insan haklanna ğünü savunmakta cıddi güçler oluşturup oluştur- mayacaklannı şimdiden görmek olanaklı değil. Şu anda, yolsuzluk ve düzensizlik savlanyla sü- regelen bir rekabet savaşı sürüyor. Türkiye'de he- nüz televizyonu denetleyecek bir yönetim kuru- mu yok. Gecikilmeden böyle bir kurumun oluş- turulması gerekir. (*) Siyasal yönden yapılacak seçimler de başka bir kaygı konusu. Partiler birçok skandala kanşıp siyasal destekleriıti ve halkın güvenini yitirdiler. Fanatik Jslam grubunun güçlenmiş görün- mesinin bir nedeni de budur ve özellikle büyük kentlerde oy patlaması yapmalan bekleniyor(*). PKK, Peter Galliner da, basın özgürlüğüne de saygı göstermiyor. Ge- çen sonbaharda bütün Türk ve yabancı gazeteci- ler Güneydoğu Türkiye'den çıkanlmakla kalma- dılar, gitmezlerse öldürülmekle tehdit edildiler. Bununla da yetinilmedi Türkçe gazetelerin satıl- ması yasaklandı; halkın Türk televiyonunu izle- memesi için antenlerkaldırtıldı. Türkiye'de Güneydoğu dışında, görsel-işitsel medyada da kargaşa yaşandı; hükümetin, radyo yayıncılığmı serbest bırakacağını ilan etmesine karşın Içişleri Bakanlığı özel radyo istasyonlan- nı yasakladı. Birçok özel televizyon ve radyo is- tasyonu, kapatılmalan için hükümetçe alınan ön- lemlere karşı koydular. Parlamento, özel radyo ve televizyon yayınlanna izin verecek yeni basın ya- sası ile anayasada yapılacak değişikliğı hala tar- tışıyor. Önümüzdeki on yılda terorizm tırmanacağa ve daha sert askeri önlemler gerekeceğe benziyor. Birçok siyasal çevre, askeri önlemlere güvenilme- sine kuşkulu bakıyor Askeri önlemlerin tek başı- na başanya ulaşması olasılığı kuşkuyla karşılanı- yor; başanlı olsa bile bunun ne kadar zaman sü- receği bilinmiyor. Özel televizyon kanallannın düşünce özgürlü- ınsan haklanna da, basın özgürlüğüne de saygı göstermiyor. Geçen sonbaharda bütün Türk ve yabancı gazeteciler Güneydoğu Türkiye'den çıkanlmakla kalmadılar, gitmezlerse öldürülmekle tehdit edildiler. Bununla da yetinilmedi Türkçe gazetelerin satılması yasaklandı; halkın Türk televizyonunu izlememesi için antenler kaldırtıldı. Gerek Cumhurbaşkanı Demirel, gerek Baş- bakan Çiller, Türkiye'nin geleceğine iyimser bakıyorlar. Ordunun terörist saldınlan bas- tıracağına ve ancak bundan sonra siyasal çözüm- ler bulunabileceğine inanıyorlar. Buna fazla zaman kalmadı. Türk demokrasisinin süreceği konusunda gözlemcilerin çok ciddi kuşkulan var. Bu, Türkiye ve dünya için son derece önemli. Tür- kiye'nin dışandaki dostlan. Türkiye'de, insan hak- lanna saygı duyan birparlamenter demokrasi gör- mek istiyorlar. (*) Yazı, Radyo Televizyon Üst Kurulu 'ndan ve verel seçimlerden önce yazılmıştir. YARIN: Kazakistan LlusalAkademi Bölûm Başkanı Akseleu Seydimbek Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e C ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z tLAN T.C. ARAÇ KADASTRO HAKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1988/74 KararNo:1993 45 Davacı Araç Orman Işletme Müdürlüğü vekili Av. Yalçın Uz tara- fından davalılar Naciye Deli ve arkadaşlan aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının yapılan açık dumşması sonunda; Davacı Araç Yukanoba Köyü hudutlan içerisinde 197 parsel ola- rak tespiti yapılan taşınmazm orman olduğu halde davalılar adına tespit edildiğinden tespitin iptali ile orman olarak tespitini talep etmiş olup mahkememizin 12.11.1993 gün ve 1988 74 esas. 1993 45 karar sayîlı ilanu ile davaanın davasının kabulüne. dava konusu Araç Yu- kanoba Köyü 197 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına orman olarak tespit ve tesciline karar verilmiş oldu- ğundan, Davalılardan Ayşe Subaşı, Ayşe Soydan, Şaziye Savcı'ya karar tebliğ edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasma karar verilmiştir. 7201 sayıh tebligat kanunun 28 ve 29. maddelen gereğince ılan tari- hinden itibaren 15 gün sonra karann tebliğ edilmiş sayüacağı ve yasal süre içerisinde temyiz edilmediği takdirde karann kesinleşeceği ilan olunur. 6.9.1994 Basm: 50973 GİZ KOKAN SUSKUNLUK Mehmet Başaran 30.000 (KDViçinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul ödemeti gönderilmez GAYRİMENKUL AÇIKARTTIRMA İLANI ANTALYA MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN Esas: 199484 Antalya Muratpaşa Mahallesi 3435 ada 2 parselde kayıtlı taşın- maz Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesı'nin 1994(655-1122 sayılı karan gereğince satılacakür. Tapu kaydına göre 590 m 2 genişliğınde olup üzerinde üç adet ev ile depo bulunmaktadır, bir imar parseli olup aynk nizam 2 kat inşaata mûsaitür. Mahalli rayiçlere göre m J 'si 280.000.-TL'den üzerindeki muhtesat, arsa birlikte muhammen bedeli 338.268.100.-TL"dir. 1. Saüş: 1.11.1994 günüsaat 16.45-16.55 arasında Antalya Adliye Sarayı Kat:2 No: 106'da açıkarttırma ile yapılacakür. Bu sauşta değe- rinin % 75'ini bulmadığı takdirde 11.11.1994 günü aynı yerde ve aynı saatte 2. arttrrma yapılacakür. İkına saüşta ise değerinin %40 ve mahkeme masraflannı geçtiği takdirde en çok artürana ihale edile- cektir. Satış peşin para iledir. Ancak isteyen alıcıya 20 günü gecme- mek üzere mehıl verilebilir. Satışa iştirak edenlerin değerin %20'si oranında teminat yatırması şarttır Ihaleye iştirak edenlerin şartna- meyi görmüş ve münderecaünı kabul etmiş sayılacaklan, bâşkaca bilgı almak isteyenlerin memurluğumuzun 1994 84 esas sayılı dosya- sına baş\ r umıalan ilan olunur. Basın: 50947 PERDEARALIĞINDAN Nadir Nadi 4. bası 70.000 (KDViçinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul ödemeli gönderilmez GAYRtMENKUL AÇIKARTTIRMA İLANI ANTALYA MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN Esas: 1994 83 Antalya Yeşilbayır Köyü 4 parselde kayıtlı taşınmaz Antalya 1. Sulh Hukıik Mahkemesi'nin 1994/658-1128 sayılı karan gereğince satılacakür. Tapu kaydına göre 3000 m 2 genişliğindedır. Üzerinde hıçbir muh- tesat yoktur. Tanma elverişli olup dekan 50.000.000.-TL"den mu- hammen bedeli 150.000.000.-TL/dir. l.Saüş: 1.11.1994 günüsaat 16.30-16.40 arasında Antalya Adliye Sarayı Kat:2 No: 106'da açıkarttırma ile yapılacakür. Bu saüşta değe- rinin %75'ini bulmadığı takdirde 11.11.1994 günü aynı yerde ve aynı saatte 2. artürma yapılacakür. Bu saüşta değerinin %40 ve mahkeme masraflannı geçtiği takdirde en çok artürana ihale edilecekür. Saüş peşin para iledir. Ancak isteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere me- hil verilebilir. Saüşa işürak edenlenn değerin %20'si oranında temi- nat yaürması şartür. Ihaleye iştirak edenlerin şartnameyi gönnüş ve münderecatmı kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyen- lerin memurluğumuzun 1994 83 esas sayılı dosyasına başvurmalan ilan olunur. Basm: 50946 JAPONGÜLÜ İlhanSelçuk 7. bası 60.000 (KDViçinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul ödemeli gönderilmez ANKARA...ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Sonuç Oıtada... Ören'de bir bahçıvan var, çiçekler arasında güzel bir adam. Mavi gömleği, hasır şapkasıyla Van Gogh'un bir tablosunu anımsatıyor. Güleryüzlü, sevecen bir kişi, yıl- larca önce bir eylül günü eşe-dosta sesleniyor sevinçle, müjde diyor, müjde... Komşular şaşırıyor. Çünkü o gün 12 Eylül. Ama bahçıvanın hiçbir şeyden haberi yok; se- vinci başka nedenle. Yıllardır evli ve ilk kez çocuğu olu- yor. Güzel bir kız. O bebeği hepimiz çok sevdik, elimizde büyüdü, bahar gibi bir kız oldu; ilkokul, ortaokul, şimdi li- se öğrencisi. Burhaniye'de bu yıl açılan süper lise sına- vını kazandı. Tıp öğrenimi yapmak, doktor olmak istiyor. Kuşkusuz olacak. Ara sıra gelir, söyleşiriz bu güzel kız- la. Geçen akşam sordum, sınıfta kaç kız öğrenci var. Onurlu bir dikilişi var. - Yirmi altı kız, on dört erkek öğrenci varMüşerref Tey- ze. Ben de umutla dikildim. Hayli zaman geçti, ama du- varcının oğlunu ammsarsınız belki. Burhaniye Lisesi'- nden bir öğrenci, Bilkent Arkeoloji Bölümü'nü kazandı. Parasızlıktan Ankara'ya gidemeyince kolları sıvayıp üniversite yolunu açtık ona. Ancak kötü bir yazgısı var: Babası iskeleden düştü, kolu, ayağı kırıldı, sigortası da yok, ailenin geçimini delikanlı üstlendi. Arkeoloji öğreni- mi yarıda kaldı. Çanakkale köylerinden birinde gidiyor ilkokula. öğretmeni annesini çağırıyor bir gün. "Bu ço- cuğun okula, liseye de gitmesi gerekir, yetenekli bir çocuk, geleceğini karartmayın" diyor. öğretmeni dinli- yor, köyü bırakıp Burhaniye'ye goçüyor aile, oğul oku- sun diye. Yaşam değişiyor baştan sona, ama düş ger- çekleşmiyor. Delikanlının iki kızkardeşi var. Okul çağı gelince karanlık basıyor evi, iki kız okutmak kolay değil. Kolay yolu gösterenler de var. "Önce Kuran kursuna git- sin bu kızlar, sonrası düşünülür" diyorlar. Ama kızlar okul istiyor. Istekleri gerçekleşti; biri ilkokulu, öteki or- taokulu bitirecek gelecek yıl. Sonra sanat okuluna git- mek istiyorlar, çalışacaklar. Kuşlar gibi cıvıldayarak resimden, müzikten, seramikten söz ediyorlar. Daha önce de yazdım, Güre'de açılan yaz okuluna gelenler; toprağı, heykele, çanağa dönüştürenler arasında da kız- lar çoğunlukia. Şeriat özleyenlere bir uyarı değil mi bu. Çağdaş yaşa- ma yöneliyor küçük kızlar, çocuğunu okutmak için göç ediyor, yeni bir yaşama başlıyor köylü analar, babalar. Ama dahası da var: Konya'da görevli bir körfezlinin küçük kızı doğduğu köye dinlenceye gelince ayrılmak istemiyor. Köydeki dedesiyle kalmak, köy okuluna git- mek için direniyor. Nedenini sordum, yanıtı hayli düşün- dürücü: - Öğretmen merhabadan hoşlanmıyor, selamünaley- küm demeyi de ben beceremiyorum. Buyrun bakalım, güzelim 'merhaba' yerine Arapça 'se/am'ı yerleştirme çabası da şeriatı özleyenlerden kaynaklanıyorelbet. 12 Eylül'ün ürünleri, anayasada yer alan zorunlu din dersleri, öğretim birliğinin sona erme- si... Siyasal ödünler, anayasanın dadesteğiyle alabildi- ğine boyutlandı sonra. Köktendinciler iyice örgütlendi, şimdi kara kara düşünüyor herkes: Seçim olursa kim kazanır, sonra neler yaşanır ülkemizde! Siyasal varsa- yımlar doğrultusunda önlemler düşünüyor, hesaplar yapıyorlar. Gülsün mü ağlasın mı şaşırıyor insan. Olay- ların bu aşamaya gelmesi bir günde, bir gecede mi ol- du? 12 Eylül yöneticileri az mı uyarıldı? Uyaranlar suç- landı, tutuklandı: köktendinciler alanı boş buldu her zaman, ödün politikasında bir yarışı kanlı tırmanışlara kadar götürüyorlar. Buna karşı ne yapılıyor, hâlâ 12 Ey- lül Anayasası'yla yönetiliyor ülkemiz. Değiştirmek için içten girişim yok. Oysa birincil görevi bu, parlamento- nun. Yıllar geçiyor, yeni bir seçim dönemine giriliyor, bu görev yerine getirilmiyor, demokratik hak ve özgürlük- ler esirgeniyor halkımızdan. Parlak sözler söyleniyor, ama somut girişim yok, böyle bir politika inandırıcı ola- bilir, halkımıza umut verebilir mi? Dağlarda, bayırlarda, kıyılarda, balıkçı kahvelerinde gözlemlerim var. Halkı- mız politikacılardan daha ileri çizgide. Başkentolayları- nı bıyıkaltından gülerek izliyor çoğu kez. Oyun gibi sey- rediyor, oyuncuları da iyi tanıyor. Ankara'da ne yapıyor- lar. Süleyman Demirel neler söyledi, neler yapıyor Mesut Yılmaz neler söylüyor, neler söylemiyor, Tansu Çiller ne laflar ediyor! Erbakan'ın sözleri nerden kay- naklanıyor, Türkeş neden gündemde her zaman? Bir öykü, birkaç sözcükle yanıtlıyor bu soruları. Kimi zaman dinliyorum, yakın geçmişimizden çağrışımlarla. Sayın Demirel'i anımsıyorum, inananlara da inanmayanlara da saygı, diyordu alanlarda. Başbakan oldu, o saygıyı sağlayan biradım atmadan Çankaya'ya! Mesut Yılmaz'- dan seçim kampanyası boyunca bir kez olsun laikliği savunan söz duydunuz mu? Ya da şeriata karşı birkaç sözcük. Atatürk devrimlerinin bir uzantısı olarak görev yapması beklenen kadın Başbakanımız da ezan sesin- den, Kuran'dan söz ederek göz kırpmadı mı belli çevre- lere? Sonuç da ortada. SHP böyle bir koro karşısında solist olmanın koşullarını oluşturamadı doğrusu. Ner- deyse özsesini duyamıyor. Oysa dağlar, bayırlar o sesi bekliyor hala. BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 1/ Herhangi bir olayın değişimini gösteren gra- fik.2/Destan..."Nazlı — kölen olayım / Kabul eyle kul yerine" (Karacaoğ- lan). 3/ Bir soru sözü... Kenar süsü. 4/ Avukatla- nn bağh olduklan meslek kuruluşu... Yapraklan salata gibi yenen kokulu bir bitki. 5/ Uzun tüylü bir köpek cinsi. 6/ Olum- suzluk belirten bir önek... Altının, simgesini aldığı Latince adı. 7/ Çekilerek balık av- lamaya yarayan daire şeklinde el ağı... Bir çeşit börülce. 8/ Hile... Ayakkabılann altına çakılan de- mir. 9/ Yakacak odun için kullanı- lan bir metreküpe eşit hacim ölçü- sü birimi... Büyük panayır. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dar geçit. 2/ Kahn bükülmüş si- cim.. Cihaz. 3/ Trabzon'un bir il- çesi... İngiltere'de çok sevilen bir bira çeşidi. 4/ Bir haber ajansının süngesi... Dürüst, iyi ahlaklı. 5/ Kuşaktan kuşağa geçen kalı- tımsal öge... Çin'in para birimi. 6/ Pulculukta hatalı basılmış pullar için kullanılan sözcük... Bağışlama. 7/ Bir zaman biri- mi... Gözetilen amaca ya da bekJenilene uygun olan. 8/ Yüz kalı- bı... Iskambilde bir renk. 9/ Sakağı da denilen ölümcül bir hayvan hastalığı... Kent. ATATÜRK BİR GÜN GELECEK OktayAkbal 2. bası 40.000 (KDViçinde) Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul öderoeli göoderihnez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle