25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3OAĞUSTOS1994SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Ihracat şartıyla dünya fiyaü • GAZİANTEP (AA)- Güneydoğu Tanm Satış Kooperatifleri Birliği (OUIN11 LA_KJUDİK.L1K.) Genel Müdürü Hasan Öztürkmen, ihracatçılara, maliyet hesabını bir kenara bırakıp ihraç etmeleri kaydıyla, '"dünya fiyatlanndan" antepfıstığı satışına hazır olduklannı büdirdi. Öztürkmen, geçen yıl 40 bin lira olan antepfıstığı başfıyatını, bu yıl yüzde 100 arttırarak 80 bin liraya çıkarmalannm, ihracatçılann haksız tepkisine yol açtığını hatırlattı. Fındığa rekor fiyat • TRABZON (AA) - Dünya fındık üretim ve ihracatının büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye, dış piyasada fmdığına, tarihinin rekoru sayılabilecek düzeydekı fıyatıyla alıcı buluyor. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılan Birliği (KFMİB) yetkililerinden alınan bilgiye göre. 1993 ürünü fındık rekoltesinin de düşük olmasının etkisiyle, dış piyasada sürekli yükselen fındık fiyatlan, sezonun son günlerinde rekor düzeye Çikü. Doğuda cazibe merkezteri • ERZURUM(AA)- Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Lütfü Yücelik, Doğu Anadolu Bölgesi'nin kaikındınlması için "cazibe merkezleri" oluşturulması gerektiğini bildirdi. Yücelik. bölgede başta altyapı çahşmalanna ağırlık verilmesi gerektiğini belirterek "özel sektörü bölgede yatınm yapmaya teşvik edecek ortamın temeli altyapıdır"dedi. Dünyanın her yerinde bölgesel dengesizliklerin giderilmesinde devletin önemli rol oynadığına dikkati ceken Yücelik, devletin çok cazip teşviklerle özel sektörü bölgede yaünm yapmaya özendirmesi gerektiğini vurguladı. AsırtıkodaBTSO • BURSA (AA)- Türkiye'nin en eski meslek odalanndan olan," 105 yaşındaki" Bursa Ticaret ve Sanayi Odasf nın (BTSO) üye sayısı 14 bin 497'ye uîaştı. Odaya kayıtlı toplam sermaye tutan da geçen yılsonu itibanyla 9.5 trilyon lirayı aştı. Bursa'nın aktif ekonomik yaşamında süriikleyici bir güce sahip olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, 6 Haziran 1889'da Kozanan binasında kurulmuştu. Sanayi mî çevremi? • İZMİR(AA)-Ülke kalkınma planlannda önceliğj olan sanayi sektörünün, gerekli önlemler alınmaması halinde hızlı şehirleşmeye yol açacağı, bunun da ekolojik dengeleri bozacağı bildirildi. Çevre Mühendislen Odası Izmir Şube Başkanı Nevzat Tunca, normal bir süreç içinde gelişen şehirlerde, yerleşim alanlannın çevresel etkilerinin kabul edilebilir sınırlarda tutulabilmesi için birtâkım düzenlemelere gidildiğini. tahmin edilebilir gelişmeler için rezerv alanlar oluşturulduğunu söyledi. İşsizlik artıyor • ANKARA (AA) - Bu yüın nisan ayında, istihdam edilenlerin toplam sayısı 19 milyon 784 bin kişiye, işsizlik oranı işe yüzde 8.3'e ulaştı. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) Başkanlığı'ndan yapılan, Nisan 1994 hanehalkı işgücü anketi geçici sonuçlanna ilişkın açıklamaya göre geçen yılın nisan ayında 19 milyon 299 bin kişi olan istihdam edilenlerin toplam sayısı geçen yıl ekim ayında 19 milyon 338 bin kişiye, bu yılın nisan ayında da 19 milyon 784 bin kişiye çıktı. Nisan ayında, istihdam edilenlerin kentlerdeki sayısı 8 milyon 526 bin, kırsal kesimdeki sayısı da 11 milyon 258 bin kişi oldu. Geçen yılın nisan ayında yüzde 7 3 olan işsizlik oranı, ekim ayında yüzde 7.9'a, bu yılın nisan ayında da yüzde 8.3'e çıiu. Geçen yılın nisan ayı ile bu yılın nisan ayı arasında geçen dönemde, işsizlik oranı kentlerde yüzde 11.2'den yüzde 12.9'a, kırsalkesimde yüzde 4. l'denyüzde 4.6'ya çıktı. Gelecek yıhn bütçesi iç ve dış borç ödemelerine gidecek, memura zam yine hayal 1995'inborçödemesi 1 katrilyon• Hükümet, 1995 yılı içinde 7 milyar 400 milyon dolarlık dış, 800 • Maliye Bakanh£ı yetkilileıi 1995 bütçesinde personel trilyon liralık da iç borç olmak üzere yaklaşık 1 katrilyonluk borç giderlerinin yüzde 40 arttınlmasının programlandığını ödeyecek. Kurlardaki artış ve enflasyon dikkate alındığında belirtirken, personel miktannda gerçekleşecek genişlemeden yaklaşık 2 katrilyon liralık gider hesaplandığı, ancak hükümetin bu dolayı, 1995'te memur maaşlanna yapılacak artışın bunun da ESRAYENER rakamı 1.2 katrilyon lira ile sınırlayacağı belirtiliyor. ralık borçlanmaya gideceğini açıkladı. Yaklaşık 800 trilyon li- raya ulaşan bu iç borç miktan ve 7 milyar 400 milyon dolarlık dış borç yükümlülüğü ile birlikte, hükümet, 1995 yılmda 1 katril- yon liralık borç ödeyecek. Maliye Bakanlığı yetkilileri, enflasyon oranlan dikkate alındığında, kamu giderlerinin 1994 yılına göre yüzde 80 oranı- nda artacağmı belirterek, kamu kunıluşlannın ödenek talepleri sonucunda 2 katrilyon liralık bir bütçe gideri oluştuğunu, ancak hükümetin, bütçeyi yaklaşık 1 katrilyon 200 trilyon lira ile sı- nırlamayı programladığını bil- dirdiler. Yetkililer, personel harca- malannın 1995 yüı için yüzde 40 oranında artınlmasının plan- landığını vurgularken, personel miktanndakı genişleme göz altında kalacağını bildirdiler. ANKARA - Başbakan Tansu Çiller'in "ekonomide kurtuluş savaşı" olarak adlandırdığı 5 ni- san kararlanna karşın 1995 yüı bütçesini de, 1 katrilyon liralık borç ödemeleri kapatıyor. Cum- hurbaşkanı Sükyman Demirel- in Başbakanlığı döneminde, "ağzını milyarlan telafhız et- meye alıştıran" Türkiye, bu yıl tarihınde ük kez katrilyonluk bütçe yapacak. Hazine'nin, ödemelerini karşılayabilmek ve iç borçlan ödeyebilmek için yıl başından bu yana iç piyasalardan aldığı borç ile birükte iç borç stoku yaklaşık 500 trilyon liraya yak- laşırken, Hazine. önümüzdeki 4 aylık dönemde iç borç ve maaş yükümlülüklerini karşılayabil- mek için yaklaşık 300 trilyon li- önüne alındığında, memura 1995 yılında verilecek zammın bu oranın da altında kalacağını vurguladılar. Talepler toplanıyor Maliye Bakanlığı 1995 yılı bütçe çalışmalanna başladı. Yetkililer, kamu kuruluşlann- dan 1995 yılı ödenek taleplerini aldıklannı, sonuçlann toplana- rak Başbakan Tansu Çiller'in başkanlığında toplanacak Yük- sek Planlama Kurulu'nda görü- şüleceğini bildirdiler. 1995 yılı bütçe giderlennin toplanacak ılk YPK'da şekilleneceğini belirten yetkililer, bütçede ancak borç ve personel giderleri için ödenek aynlacağını diğer giderlerde bü- yük bir kısıntıya gidileceğinı açı- kladılar. YPK tarafından belir- lenecek ve Maliye Bakanlığı'nca şekillendirilecek 1995 yılı kon- solide bütçe gider-gelirîeri ekim ayı başında Bakanlar Kurulu'- nda görüşüldükten sonra, 15 Ekim'de TBMM'ye sunulacak. Maliye Bakanlığı'ndan alınan bilgilere göre, 1995 yılı bütçe gi- derlerine, yalnızca 300 trilyon li- ralık iç borç faiz ye 2 milyar do- larhk dış borç faiz ödemeleri; borç ana para ödemeleri ise borçlanma ile karşılanmak üze- re bütçe giderlerine dahil edilme- yecek, ancak 1995 yılı borçlan- ma gereğinde gösterilecek. Ka- munun 7 milyar 400 milyon do- larlık dış borç ödemeleri, 1 ABD Dolan'nın bu günkü 33 bin li- ralık kurdan hesaplandığında yaklaşık 240 trilyon lira yapıyor. Bu çerçevede, dış borç yükümlü- lüğü döviz kurlannın artışına parelel olarak da artacak. Hükümetin, 1994 yılı için ön- gördüğü 819 tnlyon liralık bütçe giderleri. Devlet Planlama Teş- kilatfnın yüzde 110 oranındaki yıl sonu enflasyon hedefine göre hesaplandığında 1995 yılı için 1 katrilyon 700 trilyon liraya ulaşıyor. Hükümetin yıl içinde yaptığı ıç borçlanmanın faizi ve önceki yıllardan oluşan dış borç yükümlülüklen ile hükümetin 1995 yılında 2 katrilyondan faz- la harcaması bulunuyor. Maliye Bakanlığı yetkilileri, 1994 yılında yaşanan durgun- luktan sonra bu yıl için öngö- rülen 600 trilyon liralık vergi ge- lirlerinin, 1995 yılında enflasyon oranında artmasınm olanaksız olduğuna dikkat çekerken, özel- leştirme programının aksaması durumunda Hükümetin, 1995 yılında büyük bir finansman açığı ile karşa karşıya kalacağı uyansında bulundular. Yatınm yapan fırmalann ne katma değer, ne Kurumlar Vergisi, ne de grev derdi var... Serbest bölgede görübnemiş serbestlik A H M E T Ç E I İ K Serbest bölgeye yatınm yapan sanayi- cinin sırtı yere gelmiyor. Serbest bölge- ler getirdiği bir çok avantajla bölgede faaliyet gösteren firmalara kolaylıklar sağlarken, bölge dışı fırmalann ise haksız rekabetle karşı karşıya kalma- lanna neden oluyor. 10 yıllıgına grev ve lokavt yasaklanan serbest bölgelerde, bu sürenin 20 yıla çıkartılması konusun- daki çalışmalar da sürdürülüyor. Bölge dışı fırmalar ise üvey evlat mua- melesi görmekten yakınıyorlar. Kriz nedeniyle iç pazara sıkışıp kalan sanayici serbest bölgelerdeki rakiplerine sağlanan avantajlardan rahatsız. Hükü- metin kaynağa sıkıştıkça vergi diye ken- dilerine geldiğini belirten bölge dışı sa- nayiciler. "Biz bunlarla uğraşırken onlar kurumlar vergisinden muaf tutuluyor. Bankaların kredi faizlerini yüksdttjği, hükümet tarafından yatınm destekleri- nin kesildiği bir zamanda kredilerden ya- rarlanabiliyorlar. Hatta elde edilen gelir- ler serbestçe istenilen ülkelere transfer edilebilivor" derken, Türkiye'nin tek özel sektör serbest bölgesi olan Ege Ser- best Bölgesi Uluslararası Pazarlama Koordinatörü Fahri Gökyayla, böl- gelerine yaünm yapacak fırmalann tüm Halen İ05'i yerli, toplam 145 firmanın etkinlik gösterdiği Ege Serbest Bölge- si'nde üretimde bulunan fırma sayısı 45'e bile ulaşmıyor. Yasaya göre bu şirket yabancı iilkede ku- mlmuş sayılıyor. X şirketi Izmir'de üret- *tiği TV'yi serbest bölgedeki şirkerine gönderdiği zaman ihracat yapmış sayüı- yor ve ihracata sağlanan tüm kolay lıklar- dan favdalanıyor. X Ekport TV'yi alıvor ve iki düğme ekliyor ya da ambalajlava- rak bayilere satıvor. Bu da ithalat savılı- vor. Yani şirket avnı anda tüm faaliyetle- ri kendi bünyesinde topla> abiliyor." Bu sistem sayesinde firmanın kân- nı üçe katladığını belirten yetkili- Avantajlar... •Kurumlar Vergisi ödenmiyor. •Çahşanlar gelir vergisinden muaf olduklan için işçilik maliyeti % 25 düşük •Yurdışından gelen mallar için gümrük vergisi yok •Gümrüksüz alanda sürekli stok tutma olanağı •Türkiye'den yapılan satışlar ih- racat sayıldığından ihrac fıyatına KDV'siz mal saün ahnabiliyor. • Elde edilen gelirler serbestçe is- tenilen ülkeye transfer edilebiliyor • 10 yılhğına grev ve lokavt ya- saklanmış bürokratik işlemlerinin iki gün içinde tamamladıklannı belirtiyor. Bölgelerde faaliyet gösteren fırma- lann var olan uygulamalarla aynı anda hem üretici. hem ihracatçı ve hem de ithalatçı olabildiğine dikkat çeken yetki- liler ise hayali ihracatlann dahi günde- me gelebileceğine dikkat çekerek, bunu şöyle açıklıyorlar: "İzmir'de kurulu X fuması TV üreti- yor. Aynı fırma Ege Serbest Bölgesi'nde X Export adlı bir şirket daha kuruyor. ler, aynı işi yapan başka bir firmanın sa- dece 15 kilometre uzakta olması nede- niyle hıçbir avantajı bulunmadığına dikkat çekiyorlar. Organizasyonlarda bır takım eksikliklerin bulunduğunu be- lirten Gökyayla, devletin uzun vadeli yatınm kredisi vermemesinden yakını- yor.Bir firmanın bölgede faaliyette bu- lunabilmesi için üretığinin yüzde 50'sini ihrac etmesi gerektiğini belirten Gök- yayla. bölge müdürlüklerinin de işlev- sizlik nedeniyle kalkmasını istiyor. "Terör ya bitecek ya bitecek" diyen Başbakan'ın vaatleri lafta kalıyor Güvenlikyaümıılamıa büe kayııak yok ÖZLEMYÜZAK Güneydoğu Anadolu'nun sanayileş- mesini, devlet desteği olmadan İcendi başına gerçekleştirebilmiş ili Gaziantep, koalisyon hükümetine kırgın. Verilen seçim vaatlerinin yerine getirihnemesi bir yana, bölgedeki yatınmlann çoğu ya proje halinde veya ödenek yetersizüğin- den yanm duruyor. Yaünmlann gerçekleşmemesine böl- gedeki terörü gerekçe gösteren hükü- met, "terörü önlemek için". çoğu emni- yet birimlerinden oluşan yaünm proje- lerine bugüne kadar çok az kaynak ak- tarabildi. Bölgede. 1994 programına göre reali- ze edilmesi gereken ve çoğu 1991 yılından kalan toplam 553 projeden sa- dece 105'igerçekleştirilebildı. Başka bir deyişle, toplam yaünmlara Gaziantepli sanayiciler ilin kalkınmada önceifldi yöre olmasını istiyor. göre hizmete girenlerin oranı sadece yüzde 18. Yine 1994 programında 109 proje ihale edilmesi gerekirken ihale edilmedi. Gaziantep Anavatan Partisi İl Teşki- latı yetkilileri, GAP kapsamında bölge için büyük önem taşıyan ve ihale edilmeyen projelerden başlıcalanm şöy- le açıkladılar: -Belkız-Nizip pompaj sulaması. -Merkez- Alleben göleti ek programı -Burç göleti şekillenme projesi -Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep yol yapımı. Yine 1994 programına göre ihaleleri yapıldığı halde 65 projenin inşaatına ise henüz başlanabilmiş değil. Gaziantep Ticaret ve Sanayi Odalan başkanlannın ortak görüşüne göre ise en büyük sorun Gaziantep'in Kal- kınmada Öncelikli Yöreler kapsamı içinde olmaması. dolayısıyla gelişmiş bölgelerle bir tutulması. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge- lerindeki 11 ilin Ticaret ve Sanayi Oda- lan Başkanlan. TOBB Yönetim Kuru- lu Başkanı Yalım Erez başkanlığında bir araya gelerek Başbakan Tansu Çil- ler'e bölge ile ilgili sorunlan aktardılar. Oda başkanlan, sanayinin modernizas- yonu ve yatınmlann teşviki ile ilgili dev- letin desteğini istediler, ancak herhangi bir gelişme sağlanamadı. OTOMOTİV Otomobilsatışı yeniden canlanıyor BURSA (AA) - Otomotiv sektöründe talep daralmasın- dan kaynaklanan kriz. stokla- nn azalnıası ve fırmalann üretimi kısması ile aşılma yolu- na girdi. Piyasalar istikrar ka- zanmaya başlarken, Renault'- dan sonra Tofaş da yıllık bakımı tamamlayarak tekrar üretime geçti. Alınan bilgiye göre Tofaş ve Renault'nun temmuzda dü- zenlediği kampanyalann ba- şanlı olmasından sonra sektör- de "kriz psikolojisi" fiılen aşıldı. Ancak. gerek işçi çıkar- malann. gerek piyasadaki dur- gunluğun yarattığı likidite so- runu nedeniyle üretici firma yöneticileri. bu yıl eylül-aralık arası dönemde de önemli bir canlanma beklemediklerini ifade ediyorlar. Otomotiv Sanayii Derneği'- nin (OSD) verilerine göre kriz nedeniyle 1993'ün aynı döne- mine göre, nisan ayında yüzde 50, mayıs ayında da yüzde 35 oranında düşen satışlar, hazi- randa yaratıîan canlanma ile yüzde 15 düzeyine çekildi. Haziran ayı başında stoklar- da bekleyen 15 trilyon lira değerindeki 37 bin 548 aracın önemli bir bölümü. vergi ko- laylıklan sonucu sağlanan yüz- de 20 fıyat indirimi ile elden çıkanldı. Otomotiv sektöriinde fırma- lar normal dönemde de talebi karşılayabilmek için ellerinde belirli bir stok bulundurmak durumundalar. Ancak 1993'- ten 15 gün olan "stok eritme sûresi" kriz ortamında otomo- billerde 74 güne, ticari araçlar- da da 160 güne çıktı. Kriz süresinde istihdam yüz- de 30 gerilerken. bütün ana ve yan sanayi kuruluşlannda çıkanlan işçi sayısı 25 bin oldu. Fabrikalarda uzun süre düşük kapasite ile çalışılırken, "araç başına işçilik maliyeti" 1993e göre 3 kat arttı. Yine araç başı- na işletme giderlerindeki artış da yüzde 250 oldu. Otomotivde kriz en çok oto- mobil dışındaki taşıt araçlanm etkilerken, kriz döneminde dikkati çeken en önemli şey, üretici fırmalann fıyat düşür- mekteki kararlılığı oldu. Ocak-haziran döneminde otomotivde araç fiyatlan orta- lama yüzde 62 artarken, bu dö- nemde araç maliyetinin yüzde 97 yükseldiği açıklanmıştı. Habur Sınır Kapısı'nın açılmasıyla ekonomi yeniden canlanacak. 'Yürüyen fabrikalar' ekonomiye can verdi Haburhayata dönüyor BATMAN (Cumhuriyet) - Habur sımr kapısının açılma- sıyla birlikte Güneydoğu'da uluslararası taşımacıhk yapan kamyonlann, yöre diliyle "yü- rüyen fabrikalar"ın ekonomiye yeniden canlıhk getirmesi bek- leniyor. Geçimini akaryakıt taşımaa- lığı yaparak sağlayan Güney- doğu'daki 20 bin kamyoncu- nun iki yıllık bekleyişi sona erdi. Başbakan Çiller ile daha önce bölgeyi ziyaret eden yar- dımcısı Karayalçın'ın vediği "Açılacak.." sözünün tutulma- sı Batman ve çevresinde de se- vinçle karşılandı. Başbakan Tansu Çiller'in Irak'a gıda maddesi götüren kamyonlann 1.5 ton. TIR'lann ise 2 ton ya- kıt getinnelerine izin verileceği- ni açıklaması kamyoncular arasındaki sevincin kaynağı. Körfez Krizi sonrasında Irak'a ticaret yapmanın BM karanyla yasaklanması üzenne Türkiye, Kuzey Irak'la kam- yon ticaretini yasaklamış. bin- lerce kamyon devreden çıkınca trafiğjn azalması yüzünden Ipek yolu' ve diğer ana yollar- daki birçok tamirhane, lokanta ve işyeri kapanmak zorunda kalmıştı. Irak'a ticaretin yasaklanması yüzünden bölgede 20 bin kam- yonun kızağa çekilmek zorun- da kaldığını anımsatan Batman Ticaret ve Sanayi Odası Başka- nı Mehmet Taymur, şunlan söyledi: "Kamyonlarla birlikte, altlarına özel olarak yaptırılan depolar da söküldü. Kamyon ti- careti bölgeye çok önemli canlıiık getimüşti. Silopi ve Ha- bur'dan Batman'a kadar yol üzerinde işyerleri açıldı." IŞÇIMN EVREMSPEN ŞÜKRAN SONER Zirve'den Erken Seçim işçi-işveren taraflarının bir araya geldikleri zirveden dün "erken seçim" kararı çıktı. Demokrasilerde işçi- işveren tarafların bütününü kucaklayan bir toplantıdan böyle bir kararın çıkmış olması, tek başına, hedef alınan hükümetin sonu anlamına gelir. İşçi-işveren tarafların bir araya gelip "e/*enseç/m"istemeleriçokolağandışı, çok önemli bir olay olduğu için de gazetelerin, televiz- yonların günlerce tartışılacak en önemli haberi olur. Dün söz konusu haberin ajanslardan ilk geçişine şöy- le bir göz attım. Herhangi bir politikacının, bilemediniz parti başkanınınağızlarasakızolmuş, sıradanbirdeme- ci gibi verilmişti. İşçi-işveren taraflarını bir araya getiren zirvenin kamuoyu önünde fazlaca bir anlarnı, değeri yoktu. Nedenini hiç düşündünüz mü? İşçi-işveren taraflarını bir araya getiren zirve, şekil olarak işverenlerin tek sendikai konfederal örgütlen- mesi TİSK'İ, işçi cephesinde deTürk-iş, DİSK, Hak-lş bir arada olarak yine sendikai hareketin işçi cephesinin konfederal düzeydeki bütününü temsil ediyor. Ancak gerçekte oluşturulan zirve, işçi-işveren tarafları temsil eden bir güç değil ve doğal olarak da bu nedenle fazlaca bir anlam taşımıyor. TlSK'in kamu işverenlerini ne ölçü- de temsil ettiği ciddi bir tartışma konusu. Kamuyu çıkarı- nca, TlSK'in üyesi işveren sendikalarının örgütlü olduğu özel sektör işyerleri, toplasanız toplasanız ancak 250-300 bin işçi karşılığı bir ağırlığa sahip. Çünkü Türki- ye'de sendikai haklarını, toplu pazarhk hakkını kullana- bilen, özel sektörde çalışan işçi sayısı bu kadar az. Işve- renler çağdaşlıktan, dünyaya açılmaktan söz ederken işyerlerinde sendikai haklara, toplu pazarlık düzenine katlanamıyorlar. Ya işyerlerine hiç sendika sokmuyor- lar ya da üretimin çoğunluğunu ara, taşeron şirketler eliyle, fason üretim yöntemiyle, sendikasız, ucuza çalıştınlan işçilere yaptırıyorlar. Bütün işçileri, kamu-özel, temsil eden üç işçi konfede- rasyonunun ise üçü bir arada toplam 1 milyonunçokfaz- la üzerinde olmayan 1 milyon 150 bin civarında üyesi var. Çalışma Bakanlığı'nın resmi istatistiğinde görülen 2.5 milyon civarındaki sendikalı işçi sayısı sahte. 1984 yılından bu yana işten ayrılanlar, emekliler için noter is- tifası olmadığından, eksilenler istatistiğe işlenmeyip sa- dece yeni üyelik kayıtları ve sendikalardan noterle istifa- lar ancak işleniyor Sendikaların yetki barajını aşmak için yaptıkları özel sahteciliğe gerek olmadan da resmi istatistik yarıdan fazlası ile sahte bir hale gelmiş bulu- nuyor. işçi-işveren tarafları bir araya getiren zirve ne yazık ki ülkemizdeki işçi sınıfı ve işverenleri ancak simgesel an- lamda temsil eden örgütlere dönüşmüş bulunuyor. Biz bunun bilincinde olsak da olmasak da bu yetkisizliği bir biçimde algılıyor, tarafların ciddi bir kamuoyu gücü ol- madığını biliyoruz. İşçi-işveren taraflar, örgütlülüğü ya- kalayamasalar da temsil ettikleri sınıfların çıkarlarını, temsilciliğini başarıyla yürütüp ağırlık kazanabilirler. Bazen üye sayısı küçücük bir örgüt, arkasına öylesine etkin bir moral güç alır ki yüzbinleri, milyonları peşinden sürükleyip gider. Şu aşamada bırakınız işçi sınıfını ku- caklamayı, üyelerini peşinden sürükleyebilecek işçi sendikalarının moral gücünden söz etmenin pek ola- nağı yok. İşveren cephesinde ise gerçek bir dağınıklık, çıkar çelişkisi ve çatışması yaşanıyor. Ülkemizde başta siyasal partiler, sendikalar, bütün ör- gütlenmelerde öylesine bir dağınıklık, çalkalanma, mo- ral çöküş süreci yaşanıyor, kafalar öylesine karışık ki ne kimin ne dediğinin, ne yaptığının, ne de örgütlenmelerin görüşlerinin, aldıkları kararların fazlaca bir değeri, etki- si kaldı. Bu ortamda bütün işçi-işveren sendikai örgütle- rinin bir araya geldiği zirvenin "erken seçim" kararı al- masının da bir anlam ve önemi yok. Ufukta erken seçim yok mu? Ölmaz olur mu? Bir mil- letvekilinin eksilmesi kısmi seçimi zorunlu hale getiri- yor. Hastalanan bir milletvekilinin başında toplananlarm sevgisi üzerine değil, zorunlu kısmi seçim paniği üzeri- ne fıkralar üretiliyor. Muhalefet partileri sözcüleri her gün erken seçim çağrısı üzerine demeçler veriyor. Er- ken seçim çağrısı yapanlar da dahil, bütün parlamenter- lerin, çoğunluk için yeniden seçilme şansının hemen hemen hiç olmaması nedeni ile erken seçim paniği için- de olduklan da biliniyor. Halk yığınları hem iktidardan, sırtına yüklenen ağır yüklerden bezgin, erken seçim istiyor, hem de umut ola- rak görülen partiler, görüşler ortada olmadığından umutsuzluğu içinde yaşıyor. Bu tabloda yapılacak bir erken seçimden daha iyi bir tablo çıkabileceğine de inanmadığı için, daha büyük bir kargaşa doğabileceği kaygısı ile de "Erken seçim olmasa da olur, nasılsa 6e- ğişen bir şey olmayacak" türünden bir garip duygular, çelişkiler içinde olup biteni, umutsuz, bezgin, seyredi- yor. Çok fazla şeyin anlamını yitirdiği, bir garip karmaşa süreci yaşanıyor. Bu arada işçi-işveren zirvesinden "er- ken seçim" kararı çıkmış, ne yazar? ZAMPAZARLIĞI Türk-İş, hükümetin yeniönerisinineddetti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kamu kesiminde çalı- şan yaklaşık 730 bin işçiye. 1993 yılında bağıtlanan toplu iş sözleşmeleri uyannca. enf- lasyona endeksli 4. dilim zam- lannın ödenmesi konusunda. hükümet ile Türk-İş Konfe- derasyonu arasındaki pazar- lık sürüyor. Hükümet. 4. di- lim zamlannın ilk 4 aylık tutannın 15 Aralık 1994 te. son iki aya ait hakedişlerin ise 15 Mayıs 1995'te topluca ödenmesini öngören yeni tek- lifini, dün Türk-İş'e iletti. Hükümetin toplusözleşme farklan konusundaki yeni önerisine rest çeken Türk-İş, perşembe günü yeniden fark- lann ödeme planı konusunu görüşmek üzere devlet bakan- lan Bekir Sami Daçe ve Ay- kon Doğan ile bir araya gele- cek. Devlet Bakanı Aykon Do- ğan. toplu ödemelerin Kamu Iktısadi TeşekküUeri (KİT) tarafından karşılanamaması durumunda, Hazine kaynak- lannı seferber ederek kamu işçilerine alacaklannı ödeye- cekleri sözünü verdi. Doğan ve Daçe, düzenle- dikleri ortak basın toplantı- sıyla hükümetin dün Türk-İş yönetimine sunduğu yeni öne- ri konusunda bilgj verdiler. Devlet Bakanı Daçe. yeni öneride. prensip olarak toplu iş sözleşmelerinin son dilimi- nin 4 aylık birikmiş hakedişle- rinin dönem sonunda. son iki aya ait hakedişlenn ise 15 Ma- yıs 1995 tarihinde ödenmesi- nin öngörüldüğünü bildirdi. Dün sunulan hükümet öne- risini reddeden ve 6 eylülde eylem takvimini belirlemek üzere Başkanlar Kurulu'nu toplama karan alan Türk-İş, bu süreçte iktidar ortaklanna karşı afışli protesto kampan- yası yürütecek. Üzerinde Baş- bakan Tansu Çiller ile Başba- kan Yardımcısı Murat Kara- yalçın'ın çarpı işareti ile karalanmış fotoğraflannın bulunduğu flamalarda, işçile- rin toplusözleşme farklannı ödemeyen Çiller ve Karayal- çın'ın "arandıgı" yazılı ola- cak. DÖVİZ CANLI YAYJN 09009911104TMıv«'r*i fm daUkMi 13 JM TV.'* FOBtS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle