Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3OAĞUSTOS1994SAU CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Ihracat şartıyla
dünya fiyaü
• GAZİANTEP (AA)-
Güneydoğu Tanm Satış
Kooperatifleri Birliği
(OUIN11 LA_KJUDİK.L1K.)
Genel Müdürü Hasan
Öztürkmen, ihracatçılara,
maliyet hesabını bir kenara
bırakıp ihraç etmeleri
kaydıyla, '"dünya
fiyatlanndan" antepfıstığı
satışına hazır olduklannı
büdirdi. Öztürkmen, geçen
yıl 40 bin lira olan antepfıstığı
başfıyatını, bu yıl yüzde 100
arttırarak 80 bin liraya
çıkarmalannm,
ihracatçılann haksız
tepkisine yol açtığını
hatırlattı.
Fındığa rekor
fiyat
• TRABZON (AA) - Dünya
fındık üretim ve ihracatının
büyük bölümünü elinde
bulunduran Türkiye, dış
piyasada fmdığına, tarihinin
rekoru sayılabilecek
düzeydekı fıyatıyla alıcı
buluyor. Karadeniz Fındık
ve Mamulleri İhracatçılan
Birliği (KFMİB)
yetkililerinden alınan bilgiye
göre. 1993 ürünü fındık
rekoltesinin de düşük
olmasının etkisiyle, dış
piyasada sürekli yükselen
fındık fiyatlan, sezonun son
günlerinde rekor düzeye
Çikü.
Doğuda cazibe
merkezteri
• ERZURUM(AA)-
Erzurum Ticaret ve Sanayi
Odası (ETSO) Başkanı Lütfü
Yücelik, Doğu Anadolu
Bölgesi'nin kaikındınlması
için "cazibe merkezleri"
oluşturulması gerektiğini
bildirdi. Yücelik. bölgede
başta altyapı çahşmalanna
ağırlık verilmesi gerektiğini
belirterek "özel sektörü
bölgede yatınm yapmaya
teşvik edecek ortamın temeli
altyapıdır"dedi. Dünyanın
her yerinde bölgesel
dengesizliklerin
giderilmesinde devletin
önemli rol oynadığına
dikkati ceken Yücelik,
devletin çok cazip teşviklerle
özel sektörü bölgede yaünm
yapmaya özendirmesi
gerektiğini vurguladı.
AsırtıkodaBTSO
• BURSA (AA)-
Türkiye'nin en eski meslek
odalanndan olan," 105
yaşındaki" Bursa Ticaret ve
Sanayi Odasf nın (BTSO)
üye sayısı 14 bin 497'ye
uîaştı. Odaya kayıtlı toplam
sermaye tutan da geçen
yılsonu itibanyla 9.5 trilyon
lirayı aştı. Bursa'nın aktif
ekonomik yaşamında
süriikleyici bir güce sahip
olan Bursa Ticaret ve Sanayi
Odası, 6 Haziran 1889'da
Kozanan binasında
kurulmuştu.
Sanayi mî
çevremi?
• İZMİR(AA)-Ülke
kalkınma planlannda
önceliğj olan sanayi
sektörünün, gerekli önlemler
alınmaması halinde hızlı
şehirleşmeye yol açacağı,
bunun da ekolojik dengeleri
bozacağı bildirildi. Çevre
Mühendislen Odası Izmir
Şube Başkanı Nevzat Tunca,
normal bir süreç içinde
gelişen şehirlerde, yerleşim
alanlannın çevresel
etkilerinin kabul edilebilir
sınırlarda tutulabilmesi için
birtâkım düzenlemelere
gidildiğini. tahmin edilebilir
gelişmeler için rezerv alanlar
oluşturulduğunu söyledi.
İşsizlik artıyor
• ANKARA (AA) - Bu yüın
nisan ayında, istihdam
edilenlerin toplam sayısı 19
milyon 784 bin kişiye,
işsizlik oranı işe yüzde 8.3'e
ulaştı. Devlet İstatistik
Enstitüsü (DİE)
Başkanlığı'ndan yapılan,
Nisan 1994 hanehalkı
işgücü anketi geçici
sonuçlanna ilişkın
açıklamaya göre geçen yılın
nisan ayında 19 milyon 299
bin kişi olan istihdam
edilenlerin toplam sayısı
geçen yıl ekim ayında 19
milyon 338 bin kişiye, bu
yılın nisan ayında da 19
milyon 784 bin kişiye çıktı.
Nisan ayında, istihdam
edilenlerin kentlerdeki
sayısı 8 milyon 526 bin,
kırsal kesimdeki sayısı da 11
milyon 258 bin kişi oldu.
Geçen yılın nisan ayında
yüzde 7 3 olan işsizlik oranı,
ekim ayında yüzde 7.9'a, bu
yılın nisan ayında da yüzde
8.3'e çıiu. Geçen yılın nisan
ayı ile bu yılın nisan ayı
arasında geçen dönemde,
işsizlik oranı kentlerde
yüzde 11.2'den yüzde
12.9'a, kırsalkesimde yüzde
4. l'denyüzde 4.6'ya çıktı.
Gelecek yıhn bütçesi iç ve dış borç ödemelerine gidecek, memura zam yine hayal
1995'inborçödemesi 1 katrilyon• Hükümet, 1995 yılı içinde 7 milyar 400 milyon dolarlık dış, 800 • Maliye Bakanh£ı yetkilileıi 1995 bütçesinde personel
trilyon liralık da iç borç olmak üzere yaklaşık 1 katrilyonluk borç giderlerinin yüzde 40 arttınlmasının programlandığını
ödeyecek. Kurlardaki artış ve enflasyon dikkate alındığında belirtirken, personel miktannda gerçekleşecek genişlemeden
yaklaşık 2 katrilyon liralık gider hesaplandığı, ancak hükümetin bu dolayı, 1995'te memur maaşlanna yapılacak artışın bunun da
ESRAYENER
rakamı 1.2 katrilyon lira ile sınırlayacağı belirtiliyor.
ralık borçlanmaya gideceğini
açıkladı. Yaklaşık 800 trilyon li-
raya ulaşan bu iç borç miktan ve
7 milyar 400 milyon dolarlık dış
borç yükümlülüğü ile birlikte,
hükümet, 1995 yılmda 1 katril-
yon liralık borç ödeyecek.
Maliye Bakanlığı yetkilileri,
enflasyon oranlan dikkate
alındığında, kamu giderlerinin
1994 yılına göre yüzde 80 oranı-
nda artacağmı belirterek, kamu
kunıluşlannın ödenek talepleri
sonucunda 2 katrilyon liralık bir
bütçe gideri oluştuğunu, ancak
hükümetin, bütçeyi yaklaşık 1
katrilyon 200 trilyon lira ile sı-
nırlamayı programladığını bil-
dirdiler.
Yetkililer, personel harca-
malannın 1995 yüı için yüzde 40
oranında artınlmasının plan-
landığını vurgularken, personel
miktanndakı genişleme göz
altında kalacağını bildirdiler.
ANKARA - Başbakan Tansu
Çiller'in "ekonomide kurtuluş
savaşı" olarak adlandırdığı 5 ni-
san kararlanna karşın 1995 yüı
bütçesini de, 1 katrilyon liralık
borç ödemeleri kapatıyor. Cum-
hurbaşkanı Sükyman Demirel-
in Başbakanlığı döneminde,
"ağzını milyarlan telafhız et-
meye alıştıran" Türkiye, bu yıl
tarihınde ük kez katrilyonluk
bütçe yapacak.
Hazine'nin, ödemelerini
karşılayabilmek ve iç borçlan
ödeyebilmek için yıl başından
bu yana iç piyasalardan aldığı
borç ile birükte iç borç stoku
yaklaşık 500 trilyon liraya yak-
laşırken, Hazine. önümüzdeki 4
aylık dönemde iç borç ve maaş
yükümlülüklerini karşılayabil-
mek için yaklaşık 300 trilyon li-
önüne alındığında, memura
1995 yılında verilecek zammın
bu oranın da altında kalacağını
vurguladılar.
Talepler toplanıyor
Maliye Bakanlığı 1995 yılı
bütçe çalışmalanna başladı.
Yetkililer, kamu kuruluşlann-
dan 1995 yılı ödenek taleplerini
aldıklannı, sonuçlann toplana-
rak Başbakan Tansu Çiller'in
başkanlığında toplanacak Yük-
sek Planlama Kurulu'nda görü-
şüleceğini bildirdiler. 1995 yılı
bütçe giderlennin toplanacak ılk
YPK'da şekilleneceğini belirten
yetkililer, bütçede ancak borç ve
personel giderleri için ödenek
aynlacağını diğer giderlerde bü-
yük bir kısıntıya gidileceğinı açı-
kladılar. YPK tarafından belir-
lenecek ve Maliye Bakanlığı'nca
şekillendirilecek 1995 yılı kon-
solide bütçe gider-gelirîeri ekim
ayı başında Bakanlar Kurulu'-
nda görüşüldükten sonra, 15
Ekim'de TBMM'ye sunulacak.
Maliye Bakanlığı'ndan alınan
bilgilere göre, 1995 yılı bütçe gi-
derlerine, yalnızca 300 trilyon li-
ralık iç borç faiz ye 2 milyar do-
larhk dış borç faiz ödemeleri;
borç ana para ödemeleri ise
borçlanma ile karşılanmak üze-
re bütçe giderlerine dahil edilme-
yecek, ancak 1995 yılı borçlan-
ma gereğinde gösterilecek. Ka-
munun 7 milyar 400 milyon do-
larlık dış borç ödemeleri, 1 ABD
Dolan'nın bu günkü 33 bin li-
ralık kurdan hesaplandığında
yaklaşık 240 trilyon lira yapıyor.
Bu çerçevede, dış borç yükümlü-
lüğü döviz kurlannın artışına
parelel olarak da artacak.
Hükümetin, 1994 yılı için ön-
gördüğü 819 tnlyon liralık bütçe
giderleri. Devlet Planlama Teş-
kilatfnın yüzde 110 oranındaki
yıl sonu enflasyon hedefine göre
hesaplandığında 1995 yılı için 1
katrilyon 700 trilyon liraya
ulaşıyor. Hükümetin yıl içinde
yaptığı ıç borçlanmanın faizi ve
önceki yıllardan oluşan dış borç
yükümlülüklen ile hükümetin
1995 yılında 2 katrilyondan faz-
la harcaması bulunuyor.
Maliye Bakanlığı yetkilileri,
1994 yılında yaşanan durgun-
luktan sonra bu yıl için öngö-
rülen 600 trilyon liralık vergi ge-
lirlerinin, 1995 yılında enflasyon
oranında artmasınm olanaksız
olduğuna dikkat çekerken, özel-
leştirme programının aksaması
durumunda Hükümetin, 1995
yılında büyük bir finansman
açığı ile karşa karşıya kalacağı
uyansında bulundular.
Yatınm yapan fırmalann ne katma değer, ne Kurumlar Vergisi, ne de grev derdi var...
Serbest bölgede görübnemiş serbestlik
A H M E T Ç E I İ K
Serbest bölgeye yatınm yapan sanayi-
cinin sırtı yere gelmiyor. Serbest bölge-
ler getirdiği bir çok avantajla bölgede
faaliyet gösteren firmalara kolaylıklar
sağlarken, bölge dışı fırmalann ise
haksız rekabetle karşı karşıya kalma-
lanna neden oluyor. 10 yıllıgına grev ve
lokavt yasaklanan serbest bölgelerde,
bu sürenin 20 yıla çıkartılması konusun-
daki çalışmalar da sürdürülüyor.
Bölge dışı fırmalar ise üvey evlat mua-
melesi görmekten yakınıyorlar.
Kriz nedeniyle iç pazara sıkışıp kalan
sanayici serbest bölgelerdeki rakiplerine
sağlanan avantajlardan rahatsız. Hükü-
metin kaynağa sıkıştıkça vergi diye ken-
dilerine geldiğini belirten bölge dışı sa-
nayiciler. "Biz bunlarla uğraşırken onlar
kurumlar vergisinden muaf tutuluyor.
Bankaların kredi faizlerini yüksdttjği,
hükümet tarafından yatınm destekleri-
nin kesildiği bir zamanda kredilerden ya-
rarlanabiliyorlar. Hatta elde edilen gelir-
ler serbestçe istenilen ülkelere transfer
edilebilivor" derken, Türkiye'nin tek
özel sektör serbest bölgesi olan Ege Ser-
best Bölgesi Uluslararası Pazarlama
Koordinatörü Fahri Gökyayla, böl-
gelerine yaünm yapacak fırmalann tüm
Halen İ05'i yerli, toplam 145 firmanın etkinlik gösterdiği Ege Serbest Bölge-
si'nde üretimde bulunan fırma sayısı 45'e bile ulaşmıyor.
Yasaya göre bu şirket yabancı iilkede ku-
mlmuş sayılıyor. X şirketi Izmir'de üret-
*tiği TV'yi serbest bölgedeki şirkerine
gönderdiği zaman ihracat yapmış sayüı-
yor ve ihracata sağlanan tüm kolay lıklar-
dan favdalanıyor. X Ekport TV'yi alıvor
ve iki düğme ekliyor ya da ambalajlava-
rak bayilere satıvor. Bu da ithalat savılı-
vor. Yani şirket avnı anda tüm faaliyetle-
ri kendi bünyesinde topla> abiliyor."
Bu sistem sayesinde firmanın kân-
nı üçe katladığını belirten yetkili-
Avantajlar...
•Kurumlar Vergisi ödenmiyor.
•Çahşanlar gelir vergisinden
muaf olduklan için işçilik maliyeti %
25 düşük
•Yurdışından gelen mallar için
gümrük vergisi yok
•Gümrüksüz alanda sürekli stok
tutma olanağı
•Türkiye'den yapılan satışlar ih-
racat sayıldığından ihrac fıyatına
KDV'siz mal saün ahnabiliyor.
• Elde edilen gelirler serbestçe is-
tenilen ülkeye transfer edilebiliyor
• 10 yılhğına grev ve lokavt ya-
saklanmış
bürokratik işlemlerinin iki gün içinde
tamamladıklannı belirtiyor.
Bölgelerde faaliyet gösteren fırma-
lann var olan uygulamalarla aynı anda
hem üretici. hem ihracatçı ve hem de
ithalatçı olabildiğine dikkat çeken yetki-
liler ise hayali ihracatlann dahi günde-
me gelebileceğine dikkat çekerek, bunu
şöyle açıklıyorlar:
"İzmir'de kurulu X fuması TV üreti-
yor. Aynı fırma Ege Serbest Bölgesi'nde
X Export adlı bir şirket daha kuruyor.
ler, aynı işi yapan başka bir firmanın sa-
dece 15 kilometre uzakta olması nede-
niyle hıçbir avantajı bulunmadığına
dikkat çekiyorlar. Organizasyonlarda
bır takım eksikliklerin bulunduğunu be-
lirten Gökyayla, devletin uzun vadeli
yatınm kredisi vermemesinden yakını-
yor.Bir firmanın bölgede faaliyette bu-
lunabilmesi için üretığinin yüzde 50'sini
ihrac etmesi gerektiğini belirten Gök-
yayla. bölge müdürlüklerinin de işlev-
sizlik nedeniyle kalkmasını istiyor.
"Terör ya bitecek ya bitecek" diyen Başbakan'ın vaatleri lafta kalıyor
Güvenlikyaümıılamıa büe kayııak yok
ÖZLEMYÜZAK
Güneydoğu Anadolu'nun sanayileş-
mesini, devlet desteği olmadan İcendi
başına gerçekleştirebilmiş ili Gaziantep,
koalisyon hükümetine kırgın. Verilen
seçim vaatlerinin yerine getirihnemesi
bir yana, bölgedeki yatınmlann çoğu ya
proje halinde veya ödenek yetersizüğin-
den yanm duruyor.
Yaünmlann gerçekleşmemesine böl-
gedeki terörü gerekçe gösteren hükü-
met, "terörü önlemek için". çoğu emni-
yet birimlerinden oluşan yaünm proje-
lerine bugüne kadar çok az kaynak ak-
tarabildi.
Bölgede. 1994 programına göre reali-
ze edilmesi gereken ve çoğu 1991
yılından kalan toplam 553 projeden sa-
dece 105'igerçekleştirilebildı.
Başka bir deyişle, toplam yaünmlara
Gaziantepli sanayiciler ilin kalkınmada önceifldi yöre olmasını istiyor.
göre hizmete girenlerin oranı sadece
yüzde 18. Yine 1994 programında 109
proje ihale edilmesi gerekirken ihale
edilmedi.
Gaziantep Anavatan Partisi İl Teşki-
latı yetkilileri, GAP kapsamında bölge
için büyük önem taşıyan ve ihale
edilmeyen projelerden başlıcalanm şöy-
le açıkladılar:
-Belkız-Nizip pompaj sulaması.
-Merkez- Alleben göleti ek programı
-Burç göleti şekillenme projesi
-Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep
yol yapımı.
Yine 1994 programına göre ihaleleri
yapıldığı halde 65 projenin inşaatına ise
henüz başlanabilmiş değil.
Gaziantep Ticaret ve Sanayi Odalan
başkanlannın ortak görüşüne göre ise
en büyük sorun Gaziantep'in Kal-
kınmada Öncelikli Yöreler kapsamı
içinde olmaması. dolayısıyla gelişmiş
bölgelerle bir tutulması.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge-
lerindeki 11 ilin Ticaret ve Sanayi Oda-
lan Başkanlan. TOBB Yönetim Kuru-
lu Başkanı Yalım Erez başkanlığında
bir araya gelerek Başbakan Tansu Çil-
ler'e bölge ile ilgili sorunlan aktardılar.
Oda başkanlan, sanayinin modernizas-
yonu ve yatınmlann teşviki ile ilgili dev-
letin desteğini istediler, ancak herhangi
bir gelişme sağlanamadı.
OTOMOTİV
Otomobilsatışı
yeniden canlanıyor
BURSA (AA) - Otomotiv
sektöründe talep daralmasın-
dan kaynaklanan kriz. stokla-
nn azalnıası ve fırmalann
üretimi kısması ile aşılma yolu-
na girdi. Piyasalar istikrar ka-
zanmaya başlarken, Renault'-
dan sonra Tofaş da yıllık
bakımı tamamlayarak tekrar
üretime geçti.
Alınan bilgiye göre Tofaş ve
Renault'nun temmuzda dü-
zenlediği kampanyalann ba-
şanlı olmasından sonra sektör-
de "kriz psikolojisi" fiılen
aşıldı. Ancak. gerek işçi çıkar-
malann. gerek piyasadaki dur-
gunluğun yarattığı likidite so-
runu nedeniyle üretici firma
yöneticileri. bu yıl eylül-aralık
arası dönemde de önemli bir
canlanma beklemediklerini
ifade ediyorlar.
Otomotiv Sanayii Derneği'-
nin (OSD) verilerine göre kriz
nedeniyle 1993'ün aynı döne-
mine göre, nisan ayında yüzde
50, mayıs ayında da yüzde 35
oranında düşen satışlar, hazi-
randa yaratıîan canlanma ile
yüzde 15 düzeyine çekildi.
Haziran ayı başında stoklar-
da bekleyen 15 trilyon lira
değerindeki 37 bin 548 aracın
önemli bir bölümü. vergi ko-
laylıklan sonucu sağlanan yüz-
de 20 fıyat indirimi ile elden
çıkanldı.
Otomotiv sektöriinde fırma-
lar normal dönemde de talebi
karşılayabilmek için ellerinde
belirli bir stok bulundurmak
durumundalar. Ancak 1993'-
ten 15 gün olan "stok eritme
sûresi" kriz ortamında otomo-
billerde 74 güne, ticari araçlar-
da da 160 güne çıktı.
Kriz süresinde istihdam yüz-
de 30 gerilerken. bütün ana ve
yan sanayi kuruluşlannda
çıkanlan işçi sayısı 25 bin oldu.
Fabrikalarda uzun süre düşük
kapasite ile çalışılırken, "araç
başına işçilik maliyeti" 1993e
göre 3 kat arttı. Yine araç başı-
na işletme giderlerindeki artış
da yüzde 250 oldu.
Otomotivde kriz en çok oto-
mobil dışındaki taşıt araçlanm
etkilerken, kriz döneminde
dikkati çeken en önemli şey,
üretici fırmalann fıyat düşür-
mekteki kararlılığı oldu.
Ocak-haziran döneminde
otomotivde araç fiyatlan orta-
lama yüzde 62 artarken, bu dö-
nemde araç maliyetinin yüzde
97 yükseldiği açıklanmıştı.
Habur Sınır Kapısı'nın açılmasıyla ekonomi yeniden canlanacak.
'Yürüyen fabrikalar' ekonomiye can verdi
Haburhayata dönüyor
BATMAN (Cumhuriyet) -
Habur sımr kapısının açılma-
sıyla birlikte Güneydoğu'da
uluslararası taşımacıhk yapan
kamyonlann, yöre diliyle "yü-
rüyen fabrikalar"ın ekonomiye
yeniden canlıhk getirmesi bek-
leniyor.
Geçimini akaryakıt taşımaa-
lığı yaparak sağlayan Güney-
doğu'daki 20 bin kamyoncu-
nun iki yıllık bekleyişi sona
erdi. Başbakan Çiller ile daha
önce bölgeyi ziyaret eden yar-
dımcısı Karayalçın'ın vediği
"Açılacak.." sözünün tutulma-
sı Batman ve çevresinde de se-
vinçle karşılandı. Başbakan
Tansu Çiller'in Irak'a gıda
maddesi götüren kamyonlann
1.5 ton. TIR'lann ise 2 ton ya-
kıt getinnelerine izin verileceği-
ni açıklaması kamyoncular
arasındaki sevincin kaynağı.
Körfez Krizi sonrasında
Irak'a ticaret yapmanın BM
karanyla yasaklanması üzenne
Türkiye, Kuzey Irak'la kam-
yon ticaretini yasaklamış. bin-
lerce kamyon devreden çıkınca
trafiğjn azalması yüzünden
Ipek yolu' ve diğer ana yollar-
daki birçok tamirhane, lokanta
ve işyeri kapanmak zorunda
kalmıştı.
Irak'a ticaretin yasaklanması
yüzünden bölgede 20 bin kam-
yonun kızağa çekilmek zorun-
da kaldığını anımsatan Batman
Ticaret ve Sanayi Odası Başka-
nı Mehmet Taymur, şunlan
söyledi: "Kamyonlarla birlikte,
altlarına özel olarak yaptırılan
depolar da söküldü. Kamyon ti-
careti bölgeye çok önemli
canlıiık getimüşti. Silopi ve Ha-
bur'dan Batman'a kadar yol
üzerinde işyerleri açıldı."
IŞÇIMN EVREMSPEN
ŞÜKRAN SONER
Zirve'den Erken Seçim
işçi-işveren taraflarının bir araya geldikleri zirveden
dün "erken seçim" kararı çıktı. Demokrasilerde işçi-
işveren tarafların bütününü kucaklayan bir toplantıdan
böyle bir kararın çıkmış olması, tek başına, hedef alınan
hükümetin sonu anlamına gelir. İşçi-işveren tarafların
bir araya gelip "e/*enseç/m"istemeleriçokolağandışı,
çok önemli bir olay olduğu için de gazetelerin, televiz-
yonların günlerce tartışılacak en önemli haberi olur.
Dün söz konusu haberin ajanslardan ilk geçişine şöy-
le bir göz attım. Herhangi bir politikacının, bilemediniz
parti başkanınınağızlarasakızolmuş, sıradanbirdeme-
ci gibi verilmişti. İşçi-işveren taraflarını bir araya getiren
zirvenin kamuoyu önünde fazlaca bir anlarnı, değeri
yoktu. Nedenini hiç düşündünüz mü?
İşçi-işveren taraflarını bir araya getiren zirve, şekil
olarak işverenlerin tek sendikai konfederal örgütlen-
mesi TİSK'İ, işçi cephesinde deTürk-iş, DİSK, Hak-lş bir
arada olarak yine sendikai hareketin işçi cephesinin
konfederal düzeydeki bütününü temsil ediyor. Ancak
gerçekte oluşturulan zirve, işçi-işveren tarafları temsil
eden bir güç değil ve doğal olarak da bu nedenle fazlaca
bir anlam taşımıyor. TlSK'in kamu işverenlerini ne ölçü-
de temsil ettiği ciddi bir tartışma konusu. Kamuyu çıkarı-
nca, TlSK'in üyesi işveren sendikalarının örgütlü olduğu
özel sektör işyerleri, toplasanız toplasanız ancak
250-300 bin işçi karşılığı bir ağırlığa sahip. Çünkü Türki-
ye'de sendikai haklarını, toplu pazarhk hakkını kullana-
bilen, özel sektörde çalışan işçi sayısı bu kadar az. Işve-
renler çağdaşlıktan, dünyaya açılmaktan söz ederken
işyerlerinde sendikai haklara, toplu pazarlık düzenine
katlanamıyorlar. Ya işyerlerine hiç sendika sokmuyor-
lar ya da üretimin çoğunluğunu ara, taşeron şirketler
eliyle, fason üretim yöntemiyle, sendikasız, ucuza
çalıştınlan işçilere yaptırıyorlar.
Bütün işçileri, kamu-özel, temsil eden üç işçi konfede-
rasyonunun ise üçü bir arada toplam 1 milyonunçokfaz-
la üzerinde olmayan 1 milyon 150 bin civarında üyesi
var. Çalışma Bakanlığı'nın resmi istatistiğinde görülen
2.5 milyon civarındaki sendikalı işçi sayısı sahte. 1984
yılından bu yana işten ayrılanlar, emekliler için noter is-
tifası olmadığından, eksilenler istatistiğe işlenmeyip sa-
dece yeni üyelik kayıtları ve sendikalardan noterle istifa-
lar ancak işleniyor Sendikaların yetki barajını aşmak
için yaptıkları özel sahteciliğe gerek olmadan da resmi
istatistik yarıdan fazlası ile sahte bir hale gelmiş bulu-
nuyor.
işçi-işveren tarafları bir araya getiren zirve ne yazık ki
ülkemizdeki işçi sınıfı ve işverenleri ancak simgesel an-
lamda temsil eden örgütlere dönüşmüş bulunuyor. Biz
bunun bilincinde olsak da olmasak da bu yetkisizliği bir
biçimde algılıyor, tarafların ciddi bir kamuoyu gücü ol-
madığını biliyoruz. İşçi-işveren taraflar, örgütlülüğü ya-
kalayamasalar da temsil ettikleri sınıfların çıkarlarını,
temsilciliğini başarıyla yürütüp ağırlık kazanabilirler.
Bazen üye sayısı küçücük bir örgüt, arkasına öylesine
etkin bir moral güç alır ki yüzbinleri, milyonları peşinden
sürükleyip gider. Şu aşamada bırakınız işçi sınıfını ku-
caklamayı, üyelerini peşinden sürükleyebilecek işçi
sendikalarının moral gücünden söz etmenin pek ola-
nağı yok. İşveren cephesinde ise gerçek bir dağınıklık,
çıkar çelişkisi ve çatışması yaşanıyor.
Ülkemizde başta siyasal partiler, sendikalar, bütün ör-
gütlenmelerde öylesine bir dağınıklık, çalkalanma, mo-
ral çöküş süreci yaşanıyor, kafalar öylesine karışık ki ne
kimin ne dediğinin, ne yaptığının, ne de örgütlenmelerin
görüşlerinin, aldıkları kararların fazlaca bir değeri, etki-
si kaldı. Bu ortamda bütün işçi-işveren sendikai örgütle-
rinin bir araya geldiği zirvenin "erken seçim" kararı al-
masının da bir anlam ve önemi yok.
Ufukta erken seçim yok mu? Ölmaz olur mu? Bir mil-
letvekilinin eksilmesi kısmi seçimi zorunlu hale getiri-
yor. Hastalanan bir milletvekilinin başında toplananlarm
sevgisi üzerine değil, zorunlu kısmi seçim paniği üzeri-
ne fıkralar üretiliyor. Muhalefet partileri sözcüleri her
gün erken seçim çağrısı üzerine demeçler veriyor. Er-
ken seçim çağrısı yapanlar da dahil, bütün parlamenter-
lerin, çoğunluk için yeniden seçilme şansının hemen
hemen hiç olmaması nedeni ile erken seçim paniği için-
de olduklan da biliniyor.
Halk yığınları hem iktidardan, sırtına yüklenen ağır
yüklerden bezgin, erken seçim istiyor, hem de umut ola-
rak görülen partiler, görüşler ortada olmadığından
umutsuzluğu içinde yaşıyor. Bu tabloda yapılacak bir
erken seçimden daha iyi bir tablo çıkabileceğine de
inanmadığı için, daha büyük bir kargaşa doğabileceği
kaygısı ile de "Erken seçim olmasa da olur, nasılsa 6e-
ğişen bir şey olmayacak" türünden bir garip duygular,
çelişkiler içinde olup biteni, umutsuz, bezgin, seyredi-
yor. Çok fazla şeyin anlamını yitirdiği, bir garip karmaşa
süreci yaşanıyor. Bu arada işçi-işveren zirvesinden "er-
ken seçim" kararı çıkmış, ne yazar?
ZAMPAZARLIĞI
Türk-İş, hükümetin
yeniönerisinineddetti
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kamu kesiminde çalı-
şan yaklaşık 730 bin işçiye.
1993 yılında bağıtlanan toplu
iş sözleşmeleri uyannca. enf-
lasyona endeksli 4. dilim zam-
lannın ödenmesi konusunda.
hükümet ile Türk-İş Konfe-
derasyonu arasındaki pazar-
lık sürüyor. Hükümet. 4. di-
lim zamlannın ilk 4 aylık
tutannın 15 Aralık 1994 te.
son iki aya ait hakedişlerin ise
15 Mayıs 1995'te topluca
ödenmesini öngören yeni tek-
lifini, dün Türk-İş'e iletti.
Hükümetin toplusözleşme
farklan konusundaki yeni
önerisine rest çeken Türk-İş,
perşembe günü yeniden fark-
lann ödeme planı konusunu
görüşmek üzere devlet bakan-
lan Bekir Sami Daçe ve Ay-
kon Doğan ile bir araya gele-
cek.
Devlet Bakanı Aykon Do-
ğan. toplu ödemelerin Kamu
Iktısadi TeşekküUeri (KİT)
tarafından karşılanamaması
durumunda, Hazine kaynak-
lannı seferber ederek kamu
işçilerine alacaklannı ödeye-
cekleri sözünü verdi.
Doğan ve Daçe, düzenle-
dikleri ortak basın toplantı-
sıyla hükümetin dün Türk-İş
yönetimine sunduğu yeni öne-
ri konusunda bilgj verdiler.
Devlet Bakanı Daçe. yeni
öneride. prensip olarak toplu
iş sözleşmelerinin son dilimi-
nin 4 aylık birikmiş hakedişle-
rinin dönem sonunda. son iki
aya ait hakedişlenn ise 15 Ma-
yıs 1995 tarihinde ödenmesi-
nin öngörüldüğünü bildirdi.
Dün sunulan hükümet öne-
risini reddeden ve 6 eylülde
eylem takvimini belirlemek
üzere Başkanlar Kurulu'nu
toplama karan alan Türk-İş,
bu süreçte iktidar ortaklanna
karşı afışli protesto kampan-
yası yürütecek. Üzerinde Baş-
bakan Tansu Çiller ile Başba-
kan Yardımcısı Murat Kara-
yalçın'ın çarpı işareti ile
karalanmış fotoğraflannın
bulunduğu flamalarda, işçile-
rin toplusözleşme farklannı
ödemeyen Çiller ve Karayal-
çın'ın "arandıgı" yazılı ola-
cak.
DÖVİZ CANLI YAYJN
09009911104TMıv«'r*i fm daUkMi 13 JM TV.'*
FOBtS