Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 İ^ĞUSTOS 1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Otomotivde
ihracat arüşı
• BLRSA
(AA)-
Türk
otomotiv
sektöriinde haziran ayında
başlayan ihracat artışı,
temmuzda da sürdü. Yılın ilk
7 ayxndaki ihracat, I993'ün
aynı dönemine göre yüzde
29.2 oranında artarak 392
milyon 784 bin dolara
yükseldi. I993'ünilk7
ayında ihracat 308 milyon
998 bindolarolmuştu. 1993
Nisanı'nda 50 milyon dolann
üzerine çıkan otomotiv
ihracaü, iç piyasadaki
canlanmanın da etkisiyle
ilerleyen aylarda gerilemiş ve
temmuzda 25 milyon dolar
seviyesineinmişti. 1994
temmuz ayı ihracatı ise 70
milyon dolara ürmandı.
MESS'lepazarfık
• ZONGULDAK (AA) -
Özçelik-İş Sendikası Genel
Başkaru Metin Türker,
MESS işyerinde çabşan
yaklaşık 3 bin 400işçiyi
ilgilendiren toplu iş
sözleşmesi görüşmeleri için,
önümüzdela hafta içinde
çağnda bulunacaklanru
bildirdi. Türker, bazı
işyerlerindeki yetki tespitinin
henüz ulaşmadığını ifade
ederek, bu prosedürün de
tamamlanmasıyla, MESS
işverenine çağnda
bulunacakJannı söyledi.
SSK yüzsüzleri
açıklanacak
• ANKARA (ANKA) -
Sosyal Sigortalar
Kurumu'na borçlannı altı ay
içinde ödemeyenlerin, isim,
unvan ve borç miktarlan
yılda bir defa toplu olarak
ilan edilebilecek. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik BakanhğYrun
hazırladığı yönetmelik
Resmi Gazete'de
yayımlandı. Yönetmelikle
Adalet Bakanı Mehmet
Moğultay'ın, Çahşma
Bakanlığı döneminde yasal
boşluktan yararlanarak 1992
yılında bir kez yaptığı SSK
yüzsüzlerinin teşhiredilmesi
mevzuata uygun hale
getirildi.
Bavulticaretine
KDV iadesi
• ANKARA (AA)-
tstanbul'un Laleli ve
Aksaray semtlerinde yapıJan
'bavul turizmi'nin 3 haftadan
beri KDV iadesi kapsarrunda
bulunduğu belirtilerek,
oluşturulan yeni mekanizma
sayesinde, başta Fransa ve
diğer Avrupa Birliği ülkeleri
olmak üzere, dünyanın en
modern sistemleri ile uyum
sağlandığı bildirildi. Maliye
ve Dış Ticaret yetkilileri,
Laleli ve Aksaray
semtlerinde, özellikle
yabancılar tarafından
yapılan alışverişe ilişkin
KDV iadesi sisteminin bir
süre önce yürürlüğe girdiğini
hatırlattılar.
Best kuptanlıyor
• ANKARA (ANKA)-
Türkiye'nin ilk yabana
ortaklı sigara üreticisi olan ve
büyük mali sorunlarla karşı
karşıya bulunan Best,
tasfiyeden son anda kurtuldu.
Şirketin iki büyük ortağı
Rothmans ve Tekel'in, Best'in
olanaklannı arürmak ve mali
dunımunu düzeltmek için
çaba göstermeye karar
vermeleri üzerine, tasfıye
işlemine "şimdilik" gerek
olmadığı bildirildi.
Aktuna, krize
bahane buldu
• ESKİŞEHtR
(Cumhuriyet)-Devlet
Bakanı ve Hükümet Sözcüsü
Yıldınm Aktuna,
Türkiye'nin içinde
bulunduğu sıkıntılann
temelinde kamu açıklannın
olduğunu söyledi. 5 Nisan
Ekonomik İstikrar
Programı'nın üç ayhk
uygulama sonuçlan
konusunda bilgi vermek,
değerlendirme ve görüş
ahşverişinde bulunmak üzere
düzenlenen toplantıda
konuşan Aktuna,
Türkiye'nin bu yılın ilk
aylannda fınans sektöründe
bir kriz ortamına girdiğini
hatuiatarak, bu krizin
temelinde I987yıündan
itibaren gittikçe artan kamu
fınansman acığının yattığmı
bildirdi.
Gümrükler itlıalatçıyateslim
•Meclis'te okunmadan yasalaşan GATT sözleşmesiyle otomasyon kurulmadan serbestiye geçildi
AHMETÇELtK Avrupa da ithalat nasıl denetleniyor?
GATT Kıymet Sözleşmesi'-
nin yürürlüğe girmesinin ardı-
ndan, gümrüklerdeki giriş
çıkışlan kontrol edecek bilgi-
siyar sisteminin kurulmaması,
Türkiye'ye pahahya patlaya-
cak. Dünya ticaretinin kural-
lannı belirleyen GATT sözleş-
mesi uyannca 13 şubatta sessiz
sedasız yapılan bir anlaşmayla
Türkiye de, "tthalatta Cenevrc
Kodu" uygulamasına geçti. An-
cak katı gümrük mevzuatının
değiştirilerek, serbestiye daya-
nan yeni sisteme geçişi öngören
sözleşme uygulamaya konulur-
ken, gümrüİderde artan kaçak
riskini ortadan kaldırmak için
gerekli otomasyon 5 yıldır ku-
rulamadı. Uzmanlara göre, ıt-
hal eşyanın gümrük kıymetinde
keyfı kıymet tespitini engelle-
mek ve dünya ticaretine entegre
olmak amacıyla uygulanmaya
başlanan yöntem, gerekli tek-
nik altyapının oluşturulama-
ması nedeniyle gümrükleri it-
halatçının oyuncağı haline geti-
recek.
Tokyo görüşmeleri sırasında
hazırlanan söz konusu kıymet
anlaşması GATT sözieşme-
sinin 7. maddesine göre tüm
üye ülkeler tarafından uygulan-
mak zorunda. Türkiye de 1989
yılında GATT kıymet koduna
katıldığmı beyan etti. 12 Şubat
1994 tarihine kadar gümrük
mevzuatını bu yönteme uygun
Türkiye'deki-
ne benzer bir
uygulama olan
"SaOşbedeli
yöntemiyle",
ithal edilen
malın ithalat
sözleşmesi n-
deki bedeli,
be> ana göre
tespit edilir.
"Aynı
Eşyanın Satış
Bedeli
Yöntemi'nde
kıymeti
belirlenecek
eşya ile yakm
tarihte ithal
edilen aynı
eşyanın bedeli
karşılaştırılır.
"Benzer
Eşyanın Satts
Bedeli
Yöntemi"nde
aynıeşyaya
dair kay ıtlara
rastlanamazsa
benzer eşyanın
ithalatındaki
fıyatlarla
karşılaştırılır.
"İndirgeme
Yöntemi"nde
kıymeti
belirlenecek
eşyanın ithal
edilen ülkede
en büyük
miktardaki
satış bedeli
esas
alınır.
Türkiye nasıl tespit ediyor?
İthal edilen
malın gümrük
kıymeti ise
ithalatçının
gümrüğe beyan
ettiği fatura
Malını
gümrüğe
getiren ithalatçı
firma ithalat
maiiyerini
beyan ederek
değeri üzerindeo tespit edilir. malını çekmek üzere başvurur.
"Hesaplanmış
Kıymet
YöntemTnde
ithal eşyanın
ürerim
maliyetleri
alınır vebuna
iilkedeki kar
ve genel
giderler
uygulanır.
"SOD
Yöntem"de
ise, GATT
anlaşmasınm
5. maddesi ve
yukandaki
yöntemlerin
esnak
uygulanması-
yİa değer
tespit yapüır.
Not: Her yöntem kendirt-
den önceki yöntemlerle
kıymet tespiti yapılama-
ması durumunda geçerli-
dir.
hale getirmek üzere anlaşmaya
5 yıllık bir rezerv koydu. Süre
bitimi olan 13 Şubat 1994'de
anlaşma imzalandı.
Uzmanlara göre Türkiye an-
laşmayı yöntemin gerektirdiği
savunma mekanizmalanru kur-
madan ve gümrük mevzuatı-
nda gerekli düzenlemeleri yap-
madan imzaladı. Anlaşma met-
ni Meclis'den. "Gümrük Kanu-
nu'nun 65. maddesinin uygulan-
masında GATT kıymet kodu
yüriirlükte ve aynen gecerüdir"
şeklindeki tek bir madde ile geç-
ti. Türkiye'nin 13 şubatta yü-
rürlüğe koyduğu gümrük
kıymet metninin biri 175 ve di-
ğeri 132 sayfalık iki büyük ki-
taptan oluştuğunu belirten uz-
manlar, kitaplann mecliste hiç
görüşülmeden yürürlüğe girdi-
ğini belirttiler.
Uzmanlar iki kitabın ya mec-
liste görüşülmesi, ya da kanun
hükmünde kararname ile
Gümrük Kanunu'na girmesi
gerektiğini belirtirlerken, Cum-
huriyet'e bilgi veren Gümrük
Müsteşarhğı Avrupa Toplulu-
ğu ve Dış İlişkiler Genel Müdü-
rü Zuhal Süngün, bunun ya-
sanın pratık olmasının istenme-
sinden kaynaklandığnı söyledi.
Süngün, "Tüm aynntıları île bir
yasa çıkanrsanız ceşitli güçiük-
lerde bunun değiştirilmesi çok
güç olur, ama tek maddeli bir
yasa çıkarırsanız yönetmeliği
istediğiniz gibi değişrirme imka-
nınız olur" dedi.
Batı'da sıkı denetim
Eşyanın satış bedelini dik-
kate alan GATT Kıymet An-
laşması'na göre ithal eşyanın
gümrük vergisine esas kıymeti
tespiti için, Satış Bedeli Yönte-
mi, Aynı Eşyanın Satış Bedeli
Yöntemi, Benzer Eşyanın Satış
Bedeli Yöntemi, Indergeme
Yöntemi ve Son Yöntem gibi
altı değişik yöntem uygulanı-
yor. Eşyanın kıymet tespiti bi-
rinci yöntem uygulanarak bu-
lunamazsa sırasıyla- diğer yön-
temlere başvuruluyor. Uzman-
lara göre söz konusu yöntemler
gerekli altyapı oluşturularak
uygulandığında gümrük vergisi
kaçaklannı büyük ölçüde sıfira
indiriyor.
Türkiye'deki gümrük kapı-
lan arasında bilgisayar ağının
kurulmamış olması, alfabetik
eşya fıhristinin henüz oluşturul-
maması ve karteks sisteminin
işlememesi nedeniyle yöntem
daha baştan kullanılmaz bir hal
alıyor. Böyle olunca da bu yön-
temlerin en basiti olan "Beyan
edilen faruranın gerçek kıymeti
gösterdiğinin kabul edilmesi"
geçerlilik kazanıyor ki, bu da
yine uzmanlara göre gümrükle-
rin tamamen ithalatçıya teslim
etmek anlamına geliyor.
Serbest bölgeye yapılan ihracat DİE'nin kayıtlanna girmiyor
Teşvik için hayali ihracat
ANKARA (ANKA) - ihracat
mevzuatındaki boşluklardan
yararlanarak, hayali ihracatı
Türkiye'nin gündemine sokan
ihracatçdann yeni bir "uyanık-
lığı" daha belirlendi. Bazı ihra-
catçı-imalatçı fırmalar, ihracat
teşvik belgesindeki ihracat ta-
ahhütlerini kapatabümek için
serbest bölgeleri kullanıyorlar.
İhracatçı ya da imalatçı-ihra-
catçı fırmalar, herhangi bir ma-
lın belü bir miktarda ve sürede
ihracatını taahhüt ederek Hazı-
ne ve Dış Ticaret MüsteşarlığY-
ndan teşvik belgesi alıyorlar.
Teşvik belgesi alan fırmalar. ih-
racatını tahhüt ettikleri malın
üretim sürecinde döviz kullanı-
mı, gümrük vergisi ve fonlardan
muaf ithalat ve ucuz enerji gibi
teşviklerden yararlanıyorlar.
Belge alarak, ihracat teşvikle-
rinden yararlanan, ancak taah-
hüt ettiği ihracatı zamanında
gerçekleştiremeyen fırmalardan.
ahnmayan vergi, resim, harçlar
ve fon paylan ceza, gecikme faizi
ve gecikme zammıyla birlikte
tahsil ediliyor.
Bazı fırmalar, teşvik alırken
taahhüt ettikleri ihracatı yurt-
dışına yapamadıklannda, dev-
reye serbest bölgeler giriyor.
Türkiye'den serbest bölgelere
satılan mal mevzuata göre ihra-
cat sayıldığı için, firma ihracat
taahhüdünü kapatıyor.
Ba2a flrmalar, teşvik
için serbest bölgeye
ihraç ettikleri mali
sonra yeniden îthal
ediyorlar.
thracat taahhüdünü kapat-
mak zorunda olan firma tara-
fından serbest bölgeye 'ihraç'
edilen mal bir süre sonra yerli
müşteri tarafından geri Tür-
kiye'ye ithal edilebiliyor.
Serbest bölgelerin faaliyete
geçmeye başladığı 1988 yıhndan
bu yana, Türkiye'den serbest
bölgelere 761.2 milyon dolar tu-
tannda ihracat yapıldı. Serbest
bölgelerden Türkiye'ye yapılan
ithalat ise 1 milyar 169.1 milyon
dolar oldu. Serbest bölgelere bu
sürede yurtdışından 1 milyar 9
milyon dolarlık mal ithal edildi.
Bu bölgelerden. Türkiye dışı-
ndaki ülkelere ise 543.7 milyon
dolarlık ihracat yapıldı. 1989 yılı
dışında hiçbir yıl, serbest bölge-
lerden Türkiye dışındakı ülkele-
re, Türkiye'den bu bölgelere
satılan mal kadar ihracat ger-
çekleşmedi.
Serbest bölgeye Türkiye'den
satılan malların önemli bir kısmı
bir süre bu bölgede kaldıktan
sonra, yeniden Türkiye'ye ithal
edildi.
jhracatçılann, bu uyanıklığı
DİE tarafından her ay açıkla-
nan dış ticaret istatistiklerine
yansıtılmıyor. Yani eğer bir mal,
Türkiye'den serbest bölgeye
satılmış, serbest bölgeden de
tekrar Türkiye'ye ithal edilmiş-
se. bu işlem ihracat ve ithalat ra-
kamlanna alınmıyor.
Gümrük birliğiancak
yasaçıkmazsaertelenir
ANKARA (ANKA) - Av-
rupa Birliği'nin Gümrük Birli-
ği'ni 1996 yılının sonuna kadar
ertelemek istediği iddialannın
doğru ohnadığı bildirildi. An-
kara'daki Avrupa Birliği yet-
kilileri, Gümrük Birliği'nin
1995 yılının sonunda tamam-
lanması yönünde Türk hükü-
metiyle vanlmış bir mutaba-
kat bulunduğunu, burada bir
değişiklık olmadığını
vurgulayarak "AB
olarak bir ertelemeyi
göz önünde bulundur-
muyoruz" dediler. AB
Komisyonu'nun
Gümrük BirliğTnden sonımlu
üyesi Sir Leon Brittan'ın hazi-
ran tarihh raporunda, ertele-
me önerisinin yer almadığını,
Gümrük Birliği için 1995 tari-
hinin verildiğini, yalnızca 1995
sonbahannda yasal hazırü-
klann teknik düzeyde gözden
geçirilmesinin önerildiğini bil-
diren yetkililer, erteleme konu-
sunun ancak gerekli yasal dü-
zenlemelerin, TBMM'de
onaylanmasında önemli bir
gecikmenın meydana gelmesi
halinde müzakere masasına
gelebileceğini ifade etti.
TBMM'nin önümüzdeki
aylarda fıkri mülkiyet gibi
Gümrük Bİrliği açısından "ha-
yati" önem taşıyan bazı yasal
düzenlemeleri sonuçlandı-
ıması gerekiyor. Brüksel, son
dönemde yoğun olarak
bu düzenlemelerin za-
manında gerçekleşmesi-
nin öneminı NTirguluyor.
AB yetkilileri. "Gümrük
Birliği'nin ertelenmesi,
ancak ilgiü yasalann parla-
mentodan geçmesi konusunda
önemli bir gecikmenin ortaya
çıkması halinde müzakere ma-
sasına gelebilir" şeklinde ko-
nuştular.
AB Bakanlar Konseyi'nin
eylülün ilk haftasında yapa-
cağı toplantıda Türkiye ile-
gümrük birliği konusunu ele
ahnası öngörülüyor.
Özçelik-İş, Karabük'ün kapatılmasında direten Dünya Bankası'nı suçladı:
ABD'ııiıı çıkaılaıı komııuyor
• Öz-Çelikİş Genel
Başkanı Metin
Türker,"Türkiye bir
hurda demircenneti
yapılmak isteniyor" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - Dünya Bankası'nın, "Ka-
rabük Demir Çelik tşletmeleri'ne
yeni yatırun yapdmaması, işlet-
menin derhal kapahlması ya da
tasfiye edilmesi" yolundaki gö-
rüşlerini içeren raporu sert tep-
kilere yol açtı. Özçelik-İş Sendi-
kası Genel Başkanı Metin Tür-
ker. Dünya Bankası'nı "ABD çı-
karlannı kollamak"la suçlaya-
rak,"Türkiye bir hurda demir
cenneti yapılmak isteniyor" dedi.
Metin Türker, Enerji Bakanı
Veysel Atasoy'un da yann bölge
milletvekilleri ile birhkte Kara-
bük'e geleceklerini de bildirdi.
Türker, Başbakan Yardımcıa
Murat Karayalçın ın da, kendi-
sine Karabük'ün bakım ve
onanmı için Başbakan Tansu
Çiller'in talimatı bulunduğunu
Karabük'ün üretimi ABD'yi rahatstz ediyor.
kapatma istemlerinin arkasında
da bu ana fikir var. Türkiye'yi
cevherden demir firetebilir ko-
söylediğini kaydetti.
Metin Türker, KARDE-
MİR'in kapatılması ile Tür-
kiye'de hurda demir yerine cev-
herden demir üreten işletme kal-
mayacağını belirterek."Zaten
numdan çıkanp, hurda demire
bağımlı hale getirmek istiyorlar.
Ne yazık ki lobiler bu görüşlerini
hükiimete bile benimsetmiş du-
rumdalar" diye konuştu.
Türker, 48 milyon dolarlık bir
fınansmanla KARDEMİR'e
eklenecek "sürekli döküm tesisi"
ile çok önemli bir tasarruf sağla-
nacağmı, demir üretiminde ton
başına 89 dolarlık bir kısıntıya
gidileceğini belirterek,"KAR-
DEMİR için zarar ediyor deni-
liyor ama, özel sektör de teş>ikler
\olu\la \ılda 300 milyon dolarlık
bir de\ let sübvansiyonu ile aj akta
durabili\or. Üstelik cotüerden
demir üretebüen bir demir-çelik
tesisi de yok bu gerçekler niçin
gözardı ediliyor?" diye sordu.
Türker. kararlarda KAR-
DEMİR'in kapatılmasmın yer
almış olmasının SHP'nin
yanıltılması ile sağlandığını,
bunu Karayalçın'ın da kabul et-
tiğini ifade ederek "Şu anda Tür-
kiye 6-7 milyon ton hurda demir
idialati yapıyor. Dünyanın ileri
ülkeleri Türkiye'yi büyük bir pa-
zar olarak görüyorlar"dedi.
Türker. Enerji Bakanı'nı Ka-
rabük'ün girişinde karşılayacak-
lannı da kaydederek, tesisi kur-
taracak yatınm için her tür feda-
karlığa razı olduklannı vurgu-
ladı.
TEŞEKKÜR
Geçırdiğim önemli bir tromboz nedenıyle Bahçelievler
Haznedar Hastanesi'neacilen yatjnlmamı sağlayan aüe
dostumuz
Dr.AHMETMETİN'e,
teşhis ve tedavi süresi içinde yakın ilgilerini esirgemeyen
başta
Op. Dr. ARMAĞAN ÖZEL
olmak üzere, tedavimi üstlenen:
Op.Dr.NACİYAĞAN
ile tedavime yardıma olan:
üzm. Dr. OKTAY DİNÇER,
Uzm. Dr. SEMİH AYTAÇLAR,
Uzm. Dr. ZUHAL TANZER'e
ve Haznedar Hastanesi'nin tüm hemşire ve personeline
hastalann bakımında gösterdikleri insani ve sevecen
gayretleri dolayısıyla en içten teşekkürlerimi sunanm.
SENNURSEZER
ILAN
T.C.
KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1990 156
Davacı Hazine vekili davalılar aleyhine açmış olduğu tespıtin
iptali \e tescil davasmın yapılan yargılaması sırasında aşağıda kimliği
yaah davalılara da\a dılekçesı ile dunışma günü aramalara rağmen
tebüğ edilemediğınden, duruşma gününün ilanen tebliğıne karar ve-
rildiğinden;
Davaya karşı diyeceklerinizi duruşma günü olan 1 9 1994 günü
saat 09.00'a kadar mahkememize biidirmeniz veya duruşmada hazır
bulunmanız ve>a kendinizı bir \ekille temsil ettirmeniz, duruşmaya
gelmediğiniz veya vekille temsil ettınlmediğıniz takdırde yargılama
>okluğunuzda vapılarak karar venleceği ilanen tebüğolunur
Kimlığı:
Necıfe Pekel, Sıdıka Pekel, Coşkuner Pekel, Simizar Pekel, Alünar
Pekel, Kemalettin Pekel, Tuncer Pekel. Ayten Pekel
Basın: 50340
ILAN
T.Ç.
KADIKÖY İKİNÇİ SLLH HUKUK
HÂKÎMLİĞİ'NDEN
1990 32Vesa>et
Kadıköy Hajrullah Efendi Sokak özses Apt No: 12 D. 2 sayılı
adreste ıkamet eden mahcur Erkan Akın'ın eski vasisi annesi Sabahat
Akın vefat ettiğinden bu kerre kendisine aynı adresie mukim kardeşi
Ertan Akın vasi tayin edilmiştir. İlan olunur.
Basın: 9285
Enflasyon
zammı
krizi
büyüyecek
ANKARA (ANKA) -
Hükümetin, 1993 yıh kamu
sözleşmelerinin enflasyon
oranındaki son dilim
zammını ödememe tavn sü-
rerse, eylülde 334 bin 367 işçi
daha "zam kavgasına" katıla-
cak.
Eylül ayındaki işçilerle bir-
likte, hükümetten zam bekle-
yen işçi sayısı 654 bin 783'e
ulaşacak.
Hükümet, haziranda 33 bin
950, temmuzda 249 bin 900,
ağustos ayında 36 bin 566 işçi-
nin toplu iş sözleşmesinden
doğan zam farkını ödemedi.
Demokrasi platformunun 20
temmuzda yaptığı "işbaşında
iş bırakma" eyleminin bir
amaa da bu zamlann veril-
mesini protesto etmek olması-
na karşın, zamlann ödenebil-
mesi için bu ey-
lem de yeterli ol-
madı.
Eylemin zam-
lann ödenmesini
sağlayamaması,
Türk-İş'i yumu-
şattı. ancak yumuşama adma
önerilen ödeme planının
hükümetçe kabul edilmemesi
eylül a>ında zam bekleyen iş-
çilerin de "zam kavgasına"
katılacağı sinyalini verdi.
Attığı geri adıma rağmen
krizden çıkış yolu bulamayan
Türk-İş'in eylülde ödenmeye-
ceğine kesin bakılan zamlann
ardından yeniden bir eylemli-
lik dönemine girmeyi plan-
ladığı bildirildi.
Eylülde zam alamayacak
334 bin 367 kişilik büyük grup
ile birlikte yapılacak eylemin
daha etkilı kalacağını hesap
eden Türk-İş'in bu eylemliliğe
ekim zammının yüksek ol-
ması için aynı günlerde hare-
kete geçmesi beklenen memur
sendikalannı da katmayı
planladığı kaydedildi.
IŞÇEMNEVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Uyanyopuz!
"732.367kamu işçisinin enflasyona endeksli ücret
artışları hükümet tarafından (yüksek enflasyon ve iç
borç ödemeleri) gerekçesi ile uygulanmak istenme-
mektedir.
Toplusö'zleşme hükümleri kazanılmış haktır. Hiç-
bir biçimde geriye çekilemez, hak edilmiş ödemele-
rin yapılmaması düşünülemez.
Hiçbir sendikacı veya sendika yönetim kurulu veya
konfederasyon yöneticisi, yürürlükteki sözleşmenin
ücret düzenlemelerini kısıtlayan protokol düzen-
leyemez, herhangibir belgeye imza atamaz.
Kimse, görevi ne olursa olsun, bordroları belirle-
yen yasal kurallara aykırı, sözleşme hükümlerinin
dışına çıkılarak yeniden bir bordro yapılmasmı iste-
yemez.
Her işçi toplusözleşme dışında yapılan kesintilere
itiraz hakkına sahiptir. Hakkını almak üzere yasal
yolları kullanmalıdır."
Hükümet - Türk-iş arasında aylardır tartışılan ve
hükümetin tek yanlı yürürlükteki sözleşmelerin son
dilim zamlarını uygulamaması biçiminde gelişen
olaya ilişkin, bu köşede birkaç kez, yukarıdaki tırnak
içine alınmış görüşe benzer, yasal duruma ilişkin
saptamalarıokumuşolabilirsiniz. Bizsöyleyincepek
kulak asan olmuyor. Ancak bugün gazetemizde
yayımlanan "Uyarıyoruz" başlığını taşıyan Harb-iş
Sendikası'nın ilanını yok sayabileceklerini sanmıyo-
ruz.
Üyesi 38 bin işçi adına kamuoyuna ilan yolu ile bu
duyuruyu yapan sendika, hükümetin sözleşmeden
doğan işçi alacaklarını gasp edemeyeceğini, Türk-
İş'in böyle bir anlaşmanın altına imza atamaya-
cağını, sendika olarak kendilerinin de böyle yasal bir
yetkileri olmadığını ve işçinin hak edilmiş alacağı
için dava yoluna gidebileceğini kamuoyuna açı-
klamış oluyor.
Harb-lş Sendikası'nın ilanında bu yasal konuma
aykırı davrananların ulusal ve uluslararası kamu
oyuna duyurulacağı, ILO ve uluslararası sendikal ör-
gütlere önlem almaları için acil uyarı yapılacağı da
duyuruluyor. "Türk Harb-iş Sendikası toplusözleş-
me düzenini temelden sarsacak bu yasa ve hukuk
dışı girişime karşı üyelerinin haklannı sonuna dek
savunmakta kararlıdır" deniliyor.
12 Eylül sürecinde ihtilal yönetimi ile işbirliği ve
bakan vermesi nedeniyle uluslararası kuruluş ICF-
TU'da üyeliği askıya alınan ve sonra yeniden üyelik
için yıllarca didinen Türk-lş yönetimi böytesi bir teh-
dit altında kolay kolay hükümetle anlaşabilir mi?
İşçinin yasal hakkını geri vermemede Harb-lş tek
başına değil. Ondan önce davranıp, işçinin yasal
hakkının gaspına ilişkin, üyeleri adına hükümet aley-
hine dava açma girişiminde bulunmuş Selüloz-iş
Sendikası var. Selüloz-iş, kazanılmış alacak niteli-
ğindeki ödenmeyen toplu sözleşmenin 4. dilim ücret
artışları için, üyelerinden vekalet alarak, yasa gereği
'edatfayas/'açmaküzere hazırlıklarını tamamlamış
bulunuyor. Yasaya göre mahkeme, sözleşme ala-
caklarınm saptamasını yapıp, ödemedeki gecikme-
nin geçerli banka faizi ile birlikte ödenmesine hük-
medecek. Sonra da ödememede direnilirse, haciz
işlemi yapılabilecek.
Bildiğimiz kadarıyla Türk-lş içinde birçok sendika
daha bu türden davalar için hazırlıklarını tamamlı-
yor. Böylesi bir tabloda, zaten yasal olarak işçi adına
anlaşma yetkisi olmayan Türk-lş ve anlaşma eğili-
mindeki diğer sendika başkanlarının, hukuken de
geçerli olmayacak bir anlaşmayı yapmaları olanaklı
mı?
Söz konusu olabileceğini sanmıyorum. Kamu işçi-
lerinin ücret artışları için Türk-lş ile hükümet arası-
nda bir görüşme ve anlaşma ortamının ortadan
kalktığının söylenmesinin bir kehanet olmadığını sa-
dece vurguluyorum.
Hükümetin, Başbakan Çiller in bu tabloyu görme-
yip, tek taraflı dayatma ile işi buraya kadar getirmiş
olması ne yazık? Bu noktadan sonra, işçilerin hak
edilmiş, yasal alacakları verilmezse ne olur?
Bırakınız Çiller'in hayal ettiği farkların Hazine'ye
bağışlanması, zam oranının çok aşağı çekilmesi,
Türk-İş'in önerdiği üzere, alacakların ödenmesinin
yıl sonundan sonraki 6 aya kaydırılması, gündeme
gecikmenin banka faizi ile birlikte ve de eksiksiz
ödenmesi gelmiştir.
Hükümet, Çiller, kendilerine gebe, gözü politik çı-
karlar, belki DYP'den gelebilecek parlamenterlikte,
sendikal değer yargılarını tümden yitirmiş sendi-
kacılardan koparabileceğine güvenerek, izlediği po-
litika ile çok daha büyük bir çıkmazın içine düşmüş-
tür.
Bundan sonra ne olacağını kestirmek pek kolay
değil. Gerek hükümet, gerekse Türk-lş cephesinde,
hırsla, sorumsuzca, kişisel çıkar hesapları adına atı-
lan yanlış adımların ağır bedelinin söz konusu oldu-
ğunu sadece görebiliyoruz. Ancak kimlerin altta
kalıp, kimlerin üste çıkacağını şimdiden söyleyemi-
yoruz.
4
benim
param
gene benim
param...
Enflasyon artı lOpuan... Ben kârdayım.
VakıfBank21. Yüzyıl Bankacıhğı
DÖVlZ CANLI YAXIN
- ^ 0900 9911104