08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11AGUSTOS1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER PiriReis Ege'de • ANKARA (AA) - Piri Reis Gemisi'nin yıllık araştırma programı çerçevesinde . Ege'de bilimsel araşürmalar yaptığı belirtildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ferhat Ataman, dün bir soruya cevaben yaptığı açıklamada, söz konusu araştırmanın, "su kütlesinde kirliük ve ölçûm amaçlı rutin bir çalışma olduğunu" ifade etti. Araştırmamn, Türk karasulan içindeki bölümünün tamamlandığını kaydeden Ataman, Piri Reis Gemisi'nin, Ege'nin açık deniz alanlanndaki çabşmalannın da dün başladığjru bildirdi. Basın Konseyi'nden kınama • İstanbul Haber Servisi- Basın Konseyi, dün yayınladığı bildiride, Milliyet gazetesi muhabiri Yaşar Çakmak'ın, 'JaguarcT Mete Küçükberber, manken Tatyana, Seren Serengil ve Kerem Alışık'ı görüntülemek isterken tartaklanmasını kınayarak bütün engellere karşı gazetecilerin herkoşulda görev yapacaklannı kaydetti. Bildiride aynca Çakmak'ı tartaklayanlann, magazın sayfalannda çıkan haber ve fotoğraflanyla ünlendikleri devurgulandı. Savaş kapşıtlanndan açıklama • İstanbul Haber Servisi -Jzmir ve IstanbuJ Şavaş Karşıüan'nca dün yapılan yazıü açıklamada, Mamak Askeri Cezaevı'nde tutuklu bulunan, kapatılan tstanbul Savaş Karşıtlan Derneği Başkanı Anf Hikmet lyidoğan'ın tek tip elbıse giydirilmesi isıeğine karşı çıktığı için mahkemeden çıkanlması kınandı. Açıklamada aynca lyidoğan'ın can güvenliğinden endişe duyulduğudile getirildi. Tekel bayilerine engelleme •Haber Merkezi- RP'li Rize Belediye Başkanı Şevki Yılmaz'ın önerisi ile olağanüstü toplanan Rize Belediye Mecbsi, mülkiyeti belediyeye ait olan içkili gazino, meyhane ve restoranlar ile içki satan dükkân ve büfelerin rahsatlannı yenilemeyi reddetti.Kayseri Büyükşehır, Kocasinan ve Melikgazi Belediyesi'ne bağh zabıta ekiplen de ıçki satan Tekel bayılerini tek tek denetleyerek belediyeden içki satış ruhsaü almadıklan gerekçesiyle. bayilere ceza yazmaya başladılar. Kayseri Bakkal ve Bayiler Odası Başkanı Orhan Batur, "Tekel ürünlerinin satışı için ruhsat, Tekel Genel Müdürlüğü'nce verilir. Belediye yetkililerini. bu keyfi tutûmlardan vazgeçmeye çağınyoruz. Bayilerimizin haklannı yasal yoÜardan arayacağız" dıye konuştu. Uyuşturucu openasyonu •ISTANBUL(AA)İstanbul Narkotik Şube Müdürlügü'nce dün yapılan açıklamada, Maltepe îdealtepe'de bır eve düzenlenen operasyonda 4.5 kilo esrar ve yaşadışı bir örgüte ait 6 propaganda kaseti ele geçirildiği bildirildi. Açıklamada aynca Halim Alveroğlu, Kemal Selçuk, tdris Çaynak, Orhan Kudu, Hasan Güder ve Kadir Selçuk'un gözaluna ahndığı belirtildi. Fıpıncıların tepkisi •İSTANBUL(AA)-Anado- hı Yakaa Ekmek Üretim Kooperatifleri Birliği'nce dün düzenlenen toplantıda belediyelerin, 'Halk Ekmek' fabrikalan aracıhğıyla ucuz ekmek satması eleştirildi. Birlik Başkan Yardımcıs Muharrem Keçeli, "Biz 3 bine yakın fınn olarak, beledıyelere bakkallan devreden çıkartıp ekmek büfelen kurma ve böylece ekmeği daha ucuza satma teklifınde bulunduk. Ancak belediye yanaşmıyor. Çünkü ekmekteki kaybını su ve otobüs ücretlerinden çıkanyor"dedi. SSK Genel Müdürü Kılıçdaroğlu, sağlık yasalannın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi Sorun 'çağdışıyasalar'•Gazetemizde yayımlanan SSK'ye bağh sağlık kuruluşlanna ve kurumun işleyiş düzenine yönelik eleştirilere katılmamanın olanaksız olduğunu belirten SSK Genel Müdürü Kılıçdaroğlu, aksaklıklan gidermek için çalışmalanm sürdürdüklerini belirtti. SSK Genel Müdürü Kemal Kıbçdaroğtu, sağlık aJanında ya- şanan sorunlann temelinde bu- gün uygulanmakta olan "çağdışı yasalann" yattığjuıı ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, Türkiye'- nin ekonomik ve kültürel geliş- mesine parelel olarak sağlık ya- salannı gözden geçirmediğine dikkati çekerek, «Doğal olarak bu yapı SSK'yi de etkitemekte, yasasmdaki özerkbgı ortadan kakürmaktadır" dedi. Gazetemizde yayımlanan SSK'ye bağh sağlık kuruluşlan ile kurumun işleyiş düzeni ile il- gili eleştirilere kaülmamanın olanaksız olduğunu belirten SSK Genel Müdürü Kılıçda- roğlu, her türlü olanakszlığa karşın aksaklıklan gidermek için çahşmalannı yoğun bir şe- kılde sürdürdüklerini belirtti. SSK'nin sigortab, emekli, dul ve yetimler ile bunlann aile bı- reylerinden oluşan yaklaşık 23 mılyon yurttaşa sağlık hızmetı götürdüğünü vurgulayan Ke- mal Kılıçdaroğlu, kurumun sağbk alanında oldukça yoğun bir taleple karşı karpya bulun- duğunu belirterek şöyle devam etü: "özeffikk büyük kentlerde sağiık iyi planlanmadığindan, yo- ğunluk olağan boyutlan aşnuşdr. Omeğin bugün tstanbul nüfiîsu- nun yaklaşık yüzde 70'i SSK'nin sosyal güvenİik şemsrtesi alü- ndâdır. Aynı yoğunhık Ankara, lzmir, Bursa, Adana, Konya, Samsun, DetBzfi ve Mersin için de gecertidir. Gecmişte SSK'nin saghk yaürmlan, sigortalının cı- İSAGLIK DOSYASI Yozılan GÜNDÜZ İMŞİR HÜLYATOPÇU, DEFMESUMAN.BARANUNCU Fotograflan HATİCETUNCER karian doğruftusunda planlansaydı bugün büyük kentlerde yaşanan yoğunluktan söz edttmeyecekti. Ancak yine de çok geç ka\mtnrj sayıimaz. Sigortalılarm yoğun olduğu yöretere yabnnüar kaydınbnakta- dff." SSK Genel Müdürü, kurumun mev- cut yasalann dışma çıkamadıgı için "ya- sasında her ne kadar idari ve maii açıdan özerk olduğu belirtüse de SSK'nin böyle bir özerkHğinden söz etmenin mümkün ouunayacağmı" savundu. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, yasaJann Kılıçdaroğlu, sağlık yasalan değişmezse hastane kapdanndaki bu görüntülerin değişmeyeceğini söyledi. masından sonra ilk olarak pilot bölge seçilen Ankara ve İzmir'de surtime uy- gulanmasına başlanmıştır. Bu uygulama ile saat 16.00'dan sonra hastanelerin hiz- met vermesi ve sıgortalılann uzman he- kimlerden randevu alarak tedavi ol- 1- Tam gün çalışan uzman hekimlerin malanna olanak sağlanmıştır. Bu uygu- kıskaana karşın sağbk hizmetlennın ıyi- leşmesi için aldıklan önlemleri ise şöyle sıraladı: Alınması gereken önlemler davilerini sağlamak üzere özel ve kamu sağlık kuruluşlan ile paket sözleşmeler yapılmıştır. Bu sözleşmelerle kurum öde- melerine standart getirilmiş, önemb tasarruflar sağlanmıştır. 3- Poliklinik hizmetlerinin hastane dışında verilmesi çab- şmalan başlatıknıştır. Sağlık hizmetlerinin rasyonel hale geti- rilebibnesi için pobkliniklerin hastane dışında hizmet vermesi ve işyeri hekimbğınden başlaya- rak sağbk istasyonu, dispanser ve hastanelere ulaşan bir sağlık zinciri sisteminin oluşturulmas gerekmektedir. Bu sistem içinde hastalann işyeri hekimi, sağbk istasyonu veya dispanserlerde muayeneleri yapıldıktan sonra, yatarak tedavilerine karar veril- mesi habnde hastanelere sevki yapıiacakur. 4- Kurum hastaneleri bagımsız birer sağbk ışletmesi habne dönüştürübnebdır. Has- tane yönetiminin çağdaşlaşün- bnası ve etkin bir hizmet verile- bilmesi için belb yatak kapasite- sinin üstündeki kurum sağlık te- sislerinin sağbk işletmesine dö- nüştürübnesi gerekir. Bu konu ile ilgiü olarak gerekli yasal değı- şikbkleri öngören tasan haa- rlanmıştır. 5- Doktor-muayehane ve hastane zinciri kınlmabdır. Mil- yarlarca hrahk yatınm yapıla- rak kurulan hastaneler maalesef saat 12.00'den sonra verimb çabşamamaktadır. Hastalar saat 08.00 ile 12.00 arasında muayene olabıbnek için uzun kuyruklar oluşturmakta ve bu dunımda pobkbnik hizmetlerinde tıkaa- malara yol açmaktadır. Tedavi hizmet- lerinde standardın yükseltibnesi için. uz- man hekimler de tam gün çahşma SSK'- hastanede daha uzun süre hizmet verme- lama yakında îstanbul Okmeydanı Has- de özendiribruştir. Bu bağlamda tam gün lerine olanak sağlayan uygulamayı (sur- time) sınırlı da olsa başlatük. Tam gün calışan hekimlerin mesai saatleri dışında- ki çabşmalan bır yönerge ile belli esas- lara bağlanmıştır. Yönergenin çıkanl- tanesi'nde de başlayacakür. 2- Paket sözleşme yapılarak özel sağbk kuruluşlanndan hizmet satın abnmak- tadır. 1993 yıbnda, kronik böbrek hasta- lannın ve kalp-damar hastabklanrun te- çahşan hekımlenn ek ödemelen. olanak- lar ölçüsünde arttınbnışür. Bu artış önü- müzdekı dönemlerde devam edecekür. Surtime uygulaması da bu amaçla baş- latıbnıştır." îstaııinıl'da bir lıekime 693 kişi düşüyorNüfus yoğunluğu açısından dünyada iÛc 10 arasında yer alan İstanbul, ülkedeki sağbk keşme- keşinden en fazla etkilenen il olarak dikkat çekiyor. 1994 yıJında nüfusu 8 milyon 384 bin 565'e yüksebnesi beklenen kent- te aksayan sağbk hizmetlerinin nedenleri arasında altyapı eksik- üğinden kaynaklanan su ve ka- nalizasyon yetersizliği, personel ve sağlık hizmeti veren kurum sayısındaki yetersizlik, göç eden vatandaşlann çocuklannın aşı- lanna karşı gösterdiği ihmaJsiz- lik gösterilıliyor. îstanbul II Sağbk Müdürü Halis Karsu, İstanbul'da ınsan yoğunluğunun geniş bir alana yayılması nedeni ile sağlık ala- nında bazt sorunlar yaşandığına dikkat çekiyor. Bu sorunlan kentte oturma alanlannın yay- gın oluşu, Anadolu'dan göç eden yurttaşlann sağbk konu- suna gösterdıkleri ihmal, halkın kültür seviyesinin düşüklüğü ve son yıllarda içme suyu rezervle- 1 Sağlık Müdürü Dr. Halil Karsu, poliklinik sayısındaki artışa karşın İstanbul ilinde sağlık ocakhnnda hekim sayısımn bir yıl içinde sadece 23 kişi artarak 506'dan 529'a yükseldiğini söyledi. rinin azalması olarak sıralayan Dr.Habs Karsu. nüfus artışının otomatikman hastanelerdekı müracaat ve pobkilinik sayısın- da artışa yol açtığıru bebrtiyor. Gerçekten de yapılan istatis- ükler 1993 yıbnda 1 milyon 283 bin 9% olan polikh'nık sayısımn 1994 yıbnın daha ilk dört ayı içinde 372 bin 67'ye yükseldiğini ortayakoyuyor. Yoğun nüfus ve buna parelel pobkbnik sayısındaki artışa karşın İstanbul ibndeki sağbk ocaklannda hekim sayısı bir yıl içinde sadece 23 kişi artarak 506'dan 529'a yükselmiş. Dr. Habs Karsu, hastane dışında kamu sağbğı ve semt pobkbnık- leri açüklannı ve buralarda uz- man hekimlere pobkbnik mua- yeneleri yaptırarak hasta- nelerin yükünü azaltmaya çaLştıklannı bebrterek şunlan söylüyor: "İlimizde Sağlik Ba- kanlığı'na ait 31 de*k?t hastanesi, 142 sağlık ocağı, 18 semt polikJi- niği, 31 ana çocuk sağlığı, 17 ve- rem sa>aş dispanseri ve sağlık ev- leri mevcut. Bunlann yanı sıra SSK hastane ve poliklinikleri, üniversite hastaneleri, PTT has- taneleri, vakıf hastaneleri, emni- yet ve özel hastaneler de sağlık hizmeti vermektedir. İstanbul'da yataklı tedavi kurumu olarak hastaneler yetersiz savılmaz, an- cak artan nüfus oranında yeni ih- tiyaçlar doğmaktadır." Kültürel özelbkleri nedeniyle nüfusunun zaman zaman 12 milyona enştıği bebrülen İstan- bul'da 30 bin 730 yatak mevcut. Yapılan istatistiklere göre bir yatağa 272 kişi, bir hekime ise 693 kişi düşüyor. Yatak dağıb- mı incelendiğinde ise 12 bin 105'nin Sağbk Bakanlıgı'na, 5815'nin üniversitelere, 5841'- inin SSK'ye, 2776'sının diğer kamu kurumlanna, 2856'sının özel sektöre ve 1419'nun da ya- bana ve azınbklara bağb İcu- rumlarda olduğu görülüyor. İstanbul'dakı diğer sağbk gös- tergeleri ise şöyle sıralanıyor: -1994 yıb ilk istaüstik dönemi verilerine göre sağbk ocaklann- da 529 hekim, 6 diş hekimi, 36 eczacı, 198 sağbk memuru, 449 hemşire, 443 ebe. 54 memur. 18 şoför, 124 hizmetb mevcut. - istanbul üinde 1994 yıb için- de 372 bin 067 muayene gerçek- leşti. Bunlann yaklaşık 12 bin 090'ıncı laboratuvar tetkikleri uygulandı. 13 bin 776 gebe, 25 bin 213 bebek ve 28 bin 546 ço- cuk takip ve muayenesi gerçek- leştirildi. - Yine bu yıl içinde 3 aybk is- tatistiki sonuçlara göre yaklaşık 224 bin 757 hasta muayene edil- di. Bunlardan 1894'ü hastaneye sevk edildi. - 1994 yıbnın ilk üç ayı içinde îstanbul'da 158 birinci sınıf, 6075 ikinci sınıf, 2790 üçüncü sınıf gayrisıhhi müessese bulun- maktadır. Bu süre içinde bunlar- la ilgib olarak 983 kontrol ger- çekleştınldi ve 152"si uygun bu- lunmayarak haklannda yasal iş- lem uygulandı. - Yine ilk üç ay içinde 4966 gıda maddesi muayene edildi. Aynı dönemde 4203 gıda imal yeri kontrol edildi, bunlardan 2994 numune abndı. Uygun ol- mayan 320'si hakkında yasal iş- lem_yapıldı. - istanbul sınırlan içinde 1994 yıb rakamlanna göre içme ve kullanma suyu olarak toplam 4046 numune abndı. bunlann 37'sinde ıslah çabşmalan yapıbp sağbğa uygun hale getirildi. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ 'Medya'mn Saldıptsı... Şu "medya"lafınaçoktakıldığımıdefalarcayazmama karşın, kendim de kullanmaya başladtm. Galiba insan yavaş yavaş alışıyor. Kaldı ki "medya", benim anladı- ğım manada "kitle iletişim araçlarından" da farklı bir şey oldu, bambaşka bir boyut kazandı. Kitle iletişim araçları dediğimiz zaman; yazılı, sesli ve görüntülü ba- sını anlıyorduk. iyi kötü, kuralları da belliydi, koşullan da. Ama "medya" denildiği zaman, bambaşka şeyler çağrıştırıyor. Önüne çıkan her şeyi silip-süpüren; ezip geçen bir canavar geliyor aklıma... 'Insanı vezir eden de rezil eden de " kitle iletişim araç- larıydı. Hele bir açığınızı yakalamasınlar, yerden yere vururlardı. Ve sizi bir yeriere yükseltmek istediler mi, çoğu kez bunu başanrlardı. Tek şart, bu işe uygun nite- liklerinizin olması idi. Medya da "istediğini vezir, istediğini rezil" ediyor. Ama biraz farklı bir biçimde. Zira eskiden birini rezil et- mek istediler mi bir "aç/<J'n/"ararlardı. Şimdi öyle net ve ispatlanmış bir açıga da gerek yok. Belli bir kuşkuyu, hatta dedikoduyu dillerine ya da kalemlerine dolayıp, in- sanları köşeye sıkıştırabiliyorlar. Sonra da bunun adına "özgür basın" diyorlar. Tabii bunun ardında da "ege- men güç"ün planları yatıyor. Bazen kendimizi, bir sat- ranç tahtasındaki piyonlara benzetiyorum. Birileri tutup bir yeriere sürüyor, birileri buna karşılık başka birilerini karşıya çıkartıyorlar. Velhasıl bir oyundur, sürüp gidi- yor... Medya bugünlerde SHP'li Devlet Bakanı Sayın önay Alpago'yu diline ve kalemine doladı. Neymiş, Ereğli De- mir Çelik'in Yönetim Kurulu üyesiyken, iş ilişkisi içinde olduğu bir "arkadaşı", oğluna burs verilmesire önayak olmuş... Insaf yahu. önay Hanım, bu insana bir çıkar mı sağlamış? Hayır. Böyle bir çıkar saglanması söz konusu değil. Peki böyle bir burs verilmesi konusunda siyasal baskı mı yapmış? Hayır, böyle bir baskı da yok. Zaten Sayın Alpago o dönemde, böyie bir baskı uygulayabilecek ko- numda da değil. Peki, bu bursun tahsis edildiğı genç, bu burs için ara- nan niteliklere sahip mi? Evet. Bu burs başkalarına da aynı yöntemle verilmiş ve verilmeye devam ediyor mu? Evet. Peki o halde bu kopartılan fırtına neden? Neden tüm şimşekler önay Alpago'ya yöneldi? Sanıyorum bunun bir tek nedeni var. Medyayı yönlen- diren egemen güç, bunun böyle olmasını istediği için. Peki bundan ne gibi beklentileri olabilir? Bu da çok kolay bir soru: SHP'yi biraz daha yıpratabilmek... "SHP'nin yı- pratılacakyanı mı kaldı"diye sormayın. Böylesine pes- tenkarane nedenlerle, böylesine saldırılar düzenledik- lerine göre SHP'yi hala istedikleri "kıvama" getireme- mişlerdemektir. Kitle iletişim araçlarının sahipleri ve bunlann ardında- ki güçlerin, egemen güçle her zaman yakın ilişkileri olmuştur. Ve bunun olması doğaldır. Ancak hiçbir za- man bugünkü boyutlarına ulaşamamıştı. Bugün "med- ya "yı, "para"yönlendirmektedir Ne görüntülü basında, ne sesli basında ve ne de yazılı basında "yönetici konu- munda" hiçbir "gazeteci" yoktur. Hepsi "işadamıdır." Ve medya da ticari bir işletmedir. llişkilerin "para teme- linde" belirlendiğı bir ticari işletme. Ve işin içine para girince, birtakım moral değerler geri plana düşmekte- dir. Bir önay Alpago söz konusu olunca, herkes dürüstlük timsali kesilmektedir. Aynı şey Ergun Göknel'de de ol- muştu. Gırtlaklarına kadar pisliğe, yolsuzluğa bulaşan- ları görmezden gelen "medya", kuşkuların üzerine "as- lanlar gibi" gitmektedir. Kimbilir, belki de "hamamın namusunu" kurtarmaya çalışmaktadırlar. "Önay Alpago istifa etsin..." Neden ıstifa etsin? Bu ko- nuda kuşku uyandıran kimi savları ileri süren insanları haklı çıkartmak için mi? Yoksa meydanı edepsizlere bı- rakmak için mi? Benzer sesler SHP içinde de yükseliyor. Karayatçın muhalifleri, genel başkanlarmı yıpratmak için bu dedi- kodulara sarılıyorlar. Ama SHP'de kaldıkları sürece, aynı silahın bir gün kendilerinedeçevrilebilecegini unu- tuyorlar. Eski bakan, Sayın Güler İteri, "Benim yaptığım hata bundan buyük değildi. Ben nasıl istifa ettiysem Al- pago da istifa etmeli" diyor. Kendince elbette haklı. Za- ten o üç kuruşluk ilan nedeniyle MHP'lilerin oyununa gelinmesi hata idi; bakanlıktan istifa etmesi, ya da ettiril- mesi yanlıştı. önay Alpago ile birkaç yıl önce bir toplantıya katılmış- tık. Son derecede aklı basında ve tutarh bir siyasetçiydi. "SHP'de Allah'tan böyle siyasetçiler de var" diye dü- şünmüştüm. Ama şimdi bütün oklaronaçevrildi. Maksat yıpratmak. Hem Alpago'yu hem de SHP'yi. Başbakanın vergi kaçırdığına dair çok ciddi iddialar iteri sürüyor bizim gazete. Medyada çıt yok. Ama Önay Alpago istifa etsin... Özelleştirmede trilyonluk vurgunlar yapıldığı ileri sü- rülüyor. Gene çıt yok. Ama Önay Alpago istifa etsin... Hazine toprakları yağmalanıyor, rüşvetsiz iş yürümü- yor, milletvekili pazarlıkları yapılıyor. Medya hem kör, hem sağır ve hem de dilsiz. Ama önay Alpago istifa et- sin... Olur, Önay Alpago istifa etsin. Bunu da başarsın medyanın namus bekçisi aslanları. Kendilerine kim bo- yun eğmezse, kim karşı çıkarsa ve kim eleştirel bir yak- laşım içinde olursa, yesinler onu. Ve bunların tümü "ba- sın özgürlüğü" adına yapılsın. Not önceki günkü yazımda (belki de ilk olarak) anlam değiştiren bir dizgi hatası olmuş. "Hakaretlere zemin hazırlamama"ifadesi yerine, "hazırlama"ifadesi yazıl- mış. Tüm okurlarımdan özür diliyorum. Türk Dişhekimleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Celal Yıldınm: Sağlıkhizmetieşitve erişilebiürolmalı Y Türk Dişhekimleri Birliği Yö- netim Kurulu üyesi Dr. Celal Yıldınm, sağbk sorunlannın ra- dikal çözümünde "Sağuklı bir topium istiyor muyuz?" terci- hinin net bir şekilde ortaya kon- ması gerektiğirıi söyledi. Devle- ün en temel hızmeunın "İnsana insanca yaklaşmak" olduğunu beiirten Yıldınm, zaten kıt olan mevcut kaynaklann da savurganca harcanmamasını istedi. Sağbk ekonomistlerinin, sağlığa yapılan harcamalan tüketim olarak nitelendırmedi- ğini, oysa sağbk harcamalannın insana yapılan bir yaünm olduğunu vurgulayan Yıldınm, bu yaünmın iyi korunması duru- munda bireyin daha üretken ve daha verim- li olabileceğine dikkat cekti. Hiçbir sorunun çözümsüz olamayacağı gibi sağjık sorun- lanrun çözümü için sosyal ve çağdaş devie- tin insanlann en temel hakkı olan sağlıkb yaşam hakkını güvenceye ataıasının şart ol- duğunu bebrterek yapılması gerekenleri şöyle özetledi: "önceükk son yıllarda yaşanan hızlı göç durdurulmalıdfl-. Bunun için ciddi tanrnsal poütikalar uygulanmal) ve demokratik ön- knıler alnmaudr. Büyük kentlerde, özeüikk ıldınm, sağlık hizmetlerinin kimin tarafından verileceği Ocamu kuruluşlan ya da özel kabtesi ve verimbbğini de olum- suz yönde etkilediğini vurguladı. I^^ki^Jönerıiüc^g.mldiıüyo Onemh olan, tum vatandaşlann sağlık hızmetlennden eşıt veenşılebılrr şekilde yararlanmasının, sosyal devlet tarafından sağlanmasıdû-' diyor. göçün de etkisi ile ağır proMemler ortaya çı- kmaktadır. Sağlıksız konutlar, kirlenen su havzalan, yetersiz su kaynaklan ve hava kir- liliğl. bu ortamın \ arattiğı sağlık sorunlan." Çözüm olarak Türkıye'de ıdari yapının değişmesi ve yerel yönetimlerin güçlendiril- mesi gerektiğini belirten Yıldınm, "Sağlıklı bir gelecek için bebek ve cocuklann beslenme ve aşılanma sorunu. ciddi ele olarak alman köklü projelerle geüştirilmetklir. Sağlık bilin- cinin yerieşmesi için ilköğrerim kurumlann- dan başlamak üzere halkın bilgilendirilmesi ve eğitimj için sürekli programlar yapı- lmabdır. Eğitim sisteminin belirlenmesi için Sağlık Bakanlığı. eğitim kurumian ve sağlık meslek birlik yetkililerinin de yer alacağı bir kurum oluşturulmalıdır" dedi. Dr. Celal Yıldınm, sağhk hizmetlerindeki yönetimde görülen çok başlılığın, hizmetin özelleştirmenin sağbk hizmetle- rinde de çözüm olarak sunuldu- ğuna dikkati çeken Dr. Celal Yıldınm, şunlan söyledi: "Sağhk hizmetlerinin kimin tarafından verileceği (kamu kuruluşlan ya da özel ku- ruluşlar, kisiler) önemli degildir. Önemli olan, tüm vatandaşlann sağlık hizmetierin- den eşit ve erişüebilir şekilde yararlan- masuun, sosyal devlet tarafından sağlan- masıdır; devletin, bu hizmetlerin finansmaıu, örgütienmesi ve yönetimi konusunda gerekli düzenlemeferi yapmasıdır. Elbette şu anda verimsiz çaüşan ve siv asüerin yakın çevreleri- ni kadro yaratma alanı olarak kullandığı kamu hastenelerinde ciddi reorganizasyonlar yapılmalıdır. Bu vapdarm verimli ve demokratik işleyışi sağlanmabdır. Hiçbir sorun çözümsüz degil- dir. Sorun, tercih sorunudur, insana değer ve- rilip verilmemesidir. Sorun, sorunlan sahiple- nen sonunlu ve yetkili yapılar kurarak bire- yüt ve toplumsal yapdann katüımını sağla- maktn-." Türkiye Nereden Nereye ^ 2 Yeni Kitap IMGE kıtabevı Mehmet Ali Birand Can Dündar Bülent Çapl Ahmet Taner Kışlalı KEMALİZM LAİKLİK VE DEMOKRASİ 12MART Ihtilalin Pençesinde Demokrasi 303sayfa 120.000.-TL 255sayfa 95.000.-TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle