07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS1994PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Üniversitelerde demokratikleşme mi? Demokratıldeşmeyu sosyal devletı, demokratık örgutlenmeyı, ILO sözleşmesıne ışlerlık kazandırmayı programına almış olan hükûmetın. bu konudakı yasal boşluğu doldurması, toplumun tüm kesjnlerace, özellıkle uruversıte öğretim elemanlannca beklenmektedır Prof. Dr. MAHMUT ADEM ÖES Yönetim Kurulu 39 ve 50 koalısyon hukumet- lennın protokol ve program- lannda temel ılke 12 Eylul asken jonetınru donemınde kabul edılen başta anayasa olmak uzere tnm yasalarda- kı anademokratık hukumlen kaldır- mak, boylece demokrasıvı tüm kurum ve kurallan ıle ışıetmek tı Bu konuda 50 hukurnet protokolunde aynen şoy- le denılmektedır "Anayasa bukumleri de dahil de- mokratikkşmenin >e çağdaş değerierin önüode durajı butun engeUer avıklana- cak ve tnr an once kaldınlacaktır. Yine bu çerçevede Siyasi Partiler Yasası gözden geçirilerek kadın >e gençlik kol- laruıın örgûtlenmesı >e ııniversitelerimi- zin, sivil topluın kuruluşiarının sivasal yaşama aktif katkısı sağlanacaktır." "1982 Anavasası \e onun doğrultu- sunda çıkarümış dığer vasaların de- mokratik bir nıtelığe kavuşması ve de- mokratikkşmenin hızlı >e saglıklı bir süreç izlemesi ertelenemez bir görev- dir.". "Üniversiteler bıümsel \e jönetsel özerkliğe kavuşturulacaktır." 49 koahsyonhukumetıprogramın- da da "YÖK sstemi kaJdırüacak, üni- versite özerk olacaktır" ılkesı yer al- mıştı Bu hukumetın başbakan yar- dımcısı ve 50 hukumetın başkaıu da unıversıte profesorudur Aynca son ıkı hukumette, 12 Eylül 1980 oncesı ûnıversıte rektorluğu, akademı baş- kanbğı yapmış ve YOK. duzenıyle ters duşerek pobtıkaya aulmış en az dort ünıversıte profesoru bakanlık >apmış ve yapmaktadır Hatta hükumet üye- len arasında YÖK duzenıne karşı bay- rak açmış ve bu tavn sonucu mılletve- kıb seçılmış profesorler de vardır Son ıkı hukumettekı bu olumlu ya- pıya ve hukumet programlannda ven- len sozlere karşın, uç yıla yakın bir su- redır YÖK duzenının kaldınlması, uruversıtelenn demokratıkleştınlmesı bir turlu gerçekleştınlememıştır ötekı bırçok alanda olduğu gjbı eğıtımın. ozelbkle unıversıtelenn demokratık- leştınlmesınde de koalısyon hukumet- len verdıklen sozu yenne getırmemış- lerdır Tam tersıne 49 hükumet dönemın- de. demokraükleşme adı altında rek- tor atanmasında "sözde" seçım duzenı geünlmışür Unıversıte oğretım uyele- nnce belirlenen altı rektör adayından uçü YÖK'çe cumhurbaşkanına onen- lıp bunlardan bın rektor atanırken 1992 yıbnda o zamankı cumhurbaşka- nınca oğretım uyelennın ıradesıne he- men hemen hıç ıtıbar edılmemış, 1981 yüından ben yapılan keyfı uygulama- lar sürdurulmuştur Ancak 1993 yılında Istanbul ve Anadolu unıversı- telen rektorlen atanırken Sayın Cum- hurbaşkanı Demırel, adaylann kendı unıversıte oğretım uyelen çoğunluğu- nun ıradesını esas almışür Ozde hıç demokratık olmayan bu rektor adayı sıralamasına, her şeye karşın demok- ratık fcır nıtelık kazandıran Sayın Cumhurbaşkanı'na teşekkur edenz YOK duzenındekı "emir-komuta dü- zeni"nı bır turlü unıversıte onuru ıle uzlaştıramayan bızler ıçın bu sınırlı sozde seçım bıle mutluluk vencıdır O denlı mutluluk vencı kı bu göreve de- mokratık olarak seçılen Istanbul Unı- versıtesı Rektöru Sayın Prof Dr Bü- lent Berkarda. yasaya göre kendı tak- dır ve yetkısınde olan dekan aday- lannın bebrlenmesını, ılgıb fakulte oğ- retım uye ve yardımcılanna bırakmış ve ılk uygulama Istanbul Hukuk Fa- kültesı'nde gerçekleşmıştır Bununla bırbkte üniversitelerde YOK ıle ke- mıkleşen yukandan yonetım duzenı, kımı unıversıte rektorlennın ıbklenne oylesıne yerleşmış kı Istanbul Unıver- sıtesı sayın rektorunun bu guzel orneğı ve demokratık davranışı, dığer uruver- sıte rektorlennce benımsenmemıştır Başkanı olduğu unıversıte senatosu- nun "... dekan, fakiiltenin tüm uyeleri- nin salt çoğunluğunun katıldıği bir top- lantıda, aynı fakultenin profesörleri arasından seçilmelidir" bıçımındekı karanna karşın demokrası geleneğı ve aynı zamanda Turkıye'nın en eskı uçuncu unıversıtesı olan Ankara Unı- versıtesı Rektoru'nun bıle bu demok- ratık anlayışı berumseyememış obnası duşundurücudur Oncebkle demokra- sı geleneğı olan unıversıte rektorlenn- den boyle bır davranışı, her oğretım elemanının bekleme hakkı vardır Dekan adayının ılgılı fakulte oğre- tım elemanlannca bebrlenmesınde, kotu bır ornek de Orta Doğu Teknık Unıversıtesı'dır Bu unıversıtenın rek- toru, dekan adayı konusunda ılgılı fa- kulte oğreum uyelennın eğılımını ala- rak, demokrat bır goruntu vermek ıs- tıyor Ancak fakulte dışından bır pro- fesonın de dekan atanmasını one- nyor, eğıtım fakultesı orneğınde oldu- ğu gıbı Bızce bu demokratık bır dav- ranış otaıayıp tam tersıne keyfı bır uy- gulamadır Dekan atanması orneğınde de go- rulduğu gıbı unıversıtede demokratik- leşme, yalnızca rektor secırru ıçın mı soz konusu 9 Dekan, enstıtu ve vukse- kokul muduru, bolum başkanı seçıl- mesı de bu demokratikleşme surecının en onemb halkalan değıl mı'' Ünıversıte oğretım uyelennın altı rektor aday adayı belırlemesını. YOK duzenının demokratıkleşmesı olarak algılayan 49 hukumet, Turk unıversı- tesıne son 34 yıbn unıversıte yonetı- mınde en antıdemokrauk duzenı reva gormuştur 1992 yıbnda ıkısı Yüksek Teknolojı Enstıtüsu olmak uzere yenı kurulan 23 unıversıte rektoru uçlu kararnameyle atanmıştır Bızce bu uygulama YÖK.'- un yasadışı uygulamalannı* bıle aratır rutelıktedır Bununla bırbkte Demırel- İnonu koabsyon hukumetımn bu antı- demokratık uygulamasına, bugune değın unıversıte çevrelennden cıddı bır tepkının gelmemış olması duşundurü- cudur Bu uygulamanın, YÖK uygu- lamalanna gore daha demokratık ol- duğu duşunuluyorsa buna kargalar bıle guler Çunku unıversıtelerde de- mokratikleşme beklenırken uçlu ka- ramame ıle rektor atanması sonucu, kımı yenı unıversıte rektorlen, bulun- duğu ıbn muftusune fahn doktora un- vanı vermekte, kımı rektorler de unı- versıteyı "Osmanlı medresesT'ne do- nuştunnekte, bunun sonucunda, ünı- versıteler bırer bıbm yuvası olacak yer- de tankat yuvası yapılmaktadır Boy- lece 1991 seçımlennde, "Din siyasete alet edilmemeli" dıyen donemın DYP bden Sayın Sukynıan Detnirel, son başbakanbğı donemınde uçlu karar- name ıle atanan rektorlerle yenı unı- versıtelenn, "Süleymancı", "Nurcu", "Nakşjbendi" gıbı tankatçılann savaş alanına donuşmesıne neden olmuştur On beş yıldır ozlemı duyulan demok- raük unıversıte bu mu9 Ulkemızın ıçınde bulunduğu sıyasal ortamda de- mokratık unıversıte mı0 Başka baha- ra',. Ülkemızde çağdaş, laık, demokra- tık ve ozerk unıversıteyı kurmanın bız- ce tek yolu, akademısyenlenn orgut- lenmesıdır Demokratık toplum, bır anlamda orgutlenmış toplumdur Bu- gune değın, Dokuz Eylul, Ege. Gazı, Istanbul ve Orta Doğu Teknık ünıver- sıtelen oğretım uyelen derneklen ku- rulmuştur, ama bu dernekler bır unı- versıte ya da ıl duzeyınde etkınbk gos- termış, hıçbın tum Turk unıversıtelen oğretım elemanlannı temsıl ede- memıştır Işte bu boşluğu doldurmak ve tum oğretım ejemanlannı orgutle- mek amaayla Öğreüm Elemanlan Sendıkası (ÖES) kurulmuştur ÖES'- nın amacı, oğretım elemanlannın "ça- bşma > aşamından, mesleğin niteükle- rinden kaynaklanan akademik, ekono- mik ve toplumsal hak ve çıkarlarının korunması ve gdiştirilmesi; egJtim ve araştırma düzevinin yukseltilmesi, yük- sekoğretim kurumlarında tum yönetim organlarının demokratik olarak seçil- mesi, yalnızca veterliliğin esas alınarak akademik meslege uygun herkesın gıre- bilmesi, oz olarak ozgur, ozerk ve de- mokratik unhersıtenın kurulmasıdır." ÖES, başta Ankara, İstanbul, Izmır olmak uzere tum unıversıtelerde hızla orgutlenmekte, oğretım elemanlann- dan yoğun ılgı ve ıstek gormektedır Halen uye sayısı 600'u geçen ÖES, ul- kemızın en ucra koşesındekı yukseko- kul, enstıtu, fakulte ve üniversitelerde görevlı tum oğretım elemanlannın mesleksel, toplumsal, ekonomık vb sorunlanna eğılerek tumunu kucakla- mayı hedeflemektedır Sonuç olarak, "demokratikleşmeyi, sosyal devleti, demokratik örgüttenme- yi, ILO sözleşmesine işierlik kazandır- mayı" programına abruş olan huku- metın, bu konudakı yasal boşluğu dol- durması, toplumun tum kesımlennce, ozelbkle unıversıte oğretım eleman- lannca beklenmektedır Tum oğretım elemanlan meslektaş- lanma seslenıyorum Bırleşelım, guç- lenelım 1 • Bu sayfada yayımlanan. "YÖK'âı Yasıdışı L ygulamalın" Cumhunyet 1 Mayıs 1992 ye bakı nız ARADABIR VEDAT GÜNYOL Akıl ve Akıldışılık Insanın 'dın ı 'aklı dır, aklıolmalıdırdıyorum Aklı ol- mayan, yanı aklını kullanmayan kullandırılmayan kım- senın saygıya değer dını yoktur olamazda Oınsan an- cak, çok eskılerden kalma, cennet cehennem masal- larıyla beslı, akıl dışı ınançların kulu kolesıdır Pekı, ırt- sannezaman aklını kullanmayetkısıne onuruna ulaşa- bılır' Eskılerın "akıl-balığ dedıklerı ergenlık çağına va- ranlar, on yedı on sekız yaşa ulaşanlar' O yaşa kadar bır MuSluman ulkede dunyaya gelenler, kımlık kâğıtlarında Musluman sayılmaktadır Hıçbır Musluman ulke, on sekızıne basmış bır delıkanlıya ya da gervç kıza, "Soyleym bakalım, kımlık kâğıdınızdakı dını kabul edıyor musunuz' dıye sormaya yanaşmaz, olumsuz yanıtı ya- şamıyla odetır ona Aynı tutum Batı ulkelerı ıçın de, aynı katılıkta olmasa bıle geçerlıdır bırolçude Bugun, bır Fransız delıkanlısı on sekız yaşına geldı- ğınde, pekâlâ' Ben Katolık değılım"d\yeb\\\yor ve hıçbır cezaya çarptırılmıyor Aynı durum, aşağı yukarı uygar Batı ulkelerı ıçın de geçerlıdır Son ellı yılın dunyaca unlu yazarları (bızımkıler de ıç- lerınde olmak uzere) dınsel ınançlara kapılarını kapa- mış durumdalar Bunun dışında bır Helne orneğı varkı, ınsanı şaşırtıyor Yahudı kokenlı Alman yazar Heıne (Hayne) bır dostuna yazdığı 2 Şubat 1824 tarıhlı bır mek- tupta Yahudı dınını nıye benımsedığını şoyle anlatıyor "Yahudılığe bağlılığım ancak, Hınstıyanlığa duyduğum derın antıpatıden kaynaklanıyor Ben kı, var olan tum dınlerı hıçe sayanlardanım, bugun koyu bır Yahudı dın adamı gıbı karşınıza çıkarsam şaşmayın Yahudılığı, Hı- nstıyanlığa karşı bır panzehır saydığım ıçındır " (Mela- hat Togar çevırısınden ) Çok ılkel bulduğum bu tutumu, Heıne gıbı ustun nıtelıkte bır yazara yakıştıramadığımı soylemelıyım Yukarıda "Insanın dını, aklıdır" dedım ya, buna Doğu- lu bır Hınt bılgesının bağnazlığın belıne kazmayı vur- maktan çekınmeyen koyu ama hoşgorulu bır dındarın, RabindraratTagor'un ovunulmesı orneğını yansıtan tu- tumunu sunmak ıstıyorum Burada Cemil Merlç'ın "Hınt Edebıyatı" ad\ı yapıtın- dan yararlanıyorum Dını, bır susuzluk, sonsuza karşı duyulan bır susuzluk sayan Tagor'un, ınsanla doğayı kaynaştırmak amacıyla kurduğu "Huzur Ew"nın kapısı- na "Burada hıçbırputa tapılmaz, her ınanca saygı gos- terılır dıyecek kadar Mevlânâlaşmasmı ve dunyaya hu- manıst bır tutumla bakmasını, dınını aklının buyruğuna vermesını saygıyla anıyorum Cemıl Merıç'e bakılırsa "Dunyanın bu en dındar şaın, Batılı mançların kokunu kazımak ıçın maddecılığe el uzatacak kadar anlayışlıdır 'Bır ateızm dalgası Hınt ıçın çok hayırlı olurdu' dıyor ve, 'Bu dalga, ormana zarar veren çalıları sıler supurur, bu- yuk ağaçlara dokunmaz dıye eklıyor " Batı-Doğu ayrımı yapmadan soyluyorum, kor ınançla- ra, bağnazlığa karşı ınsan onurunu on plana alan, bu uğurda savaşan ınsanların yuzu suyu hurmetıne ınsan- ca yaşamanın vazgeçılmezlığıne bel bağlayan bır dün- ya ozlemı değıl mı, bızı umutla yaşatan? Hadı gelın bu yazıyı bırlıkte bıtırelım, Aristoteles'ın şu sözuyle ' Umut, ınsanı uyandıran bırduştur " Çağdaş devlet ve vakıflar Gena hukumetler, vakıfkuruluşunu kolaylaştınyor, şenatçılarda bu kuruluşlardan yararlanarak laık devlet yapıanda gedıkler açıyor! Böylece kırk beş yıldır uygulanan bu tavşana kaç taaya tut polıükasıyla ne laıklık savunulabılmış ne de şenatçılar andınlebılmış oldu1 Ama bu ışten gena akımlann karlı çıktığı ortada1 M. SADK ASLANKARA O zelbkle 1980 sonrasında "va- krf" gınşımlenne karşı dev- letçe gostenlen kolaybk, yalnız sağ kesımın değıl, sol kesımın de bu kuruluşlara yoneldığını göstenyor Derneklere, demokraük kıtle orgutlen- ne ve orgutlenmeye karşı devletın soğuk bakışı ve baskısı, bu tur eylemlen fışlemesı gıbı nedenlerle sol vakfa yonelmış olabılır Toplumun soluk abnasına fırsat taruma- yan yasalar yuzünden, bıreylenn yenı çıkış- lar aramak ıçın zorlandığı da duşunulebı- br Ne var kı gerekçeler ne olursa olsun, vakıflann sağlı sollu tırmanışa geçtığı de bır gerçek 1 Sağın. laık devlet yapısını aşın- dınp bu yapıda gedıkler açmak ıçın 1950'- den bu yana uygulamayı surdurduğu "va- krf" modeb, seçıbneden abnmış kan gıbı artık solun ve laık, çağdaş, demokrat top- lum kesımlennın de yaşamına kaulmış du- rumda 1 Kuşkusuz bıreyler, vakıf modelını, dev- lete karşı bıraz da gorece sağladığı bağım- sızbk, ozgurluk ve ozerkbk ıçın yeğlıyor Oysa gerekçesı ne olursa olsun, devletı go- revsız kılarak vakıf modebnı önermek yan- bş olmaz mı9 Ama çağdaş ve laık kesımın, vakıf yapı- lanmasını, lyı nıyetb bır çabanın sonucu olarak onerdığı ortada1 Doğrusu ya sanat ve bıbm alanında, otekı toplumsal alanlar- da, şaşılacak olçude başanb vakıflar da var ornek olarak 1 Ancak yıne de vakıf yapılan- masının, toplumsal yaşamımız ıçın ne anla- ma geldığını gozden geçırmek, hıç değılse bundan sonrakı yaklaşımlanmızda bıze yarar sağlayacaktır dıye duşunuyorum İlkçağdan bu yana kendmı gosteren, or- taçağda doruğuna tınnanan, son yuzyılda ozelbkJe Amenka'da tecımsel (tıcan) ıbşkı- lerle sarmalanmış olan. bu arada "12 Ey- lûl" ve onun ardıb olan yonetımlerce Tur- kıye'de de yaygınlaştınlmaya, gjde gıde egemen kıbnmaya çabşılan vakıf yapılan- ması, sanıldığj gıbı gerçekten bağımsızb- ğın, ozgurluğun ve ozerkbğın modeb sayı- labıbr mı 9 Bır kez vakıf kavramıyla "hajir" ve "sa- daka" arasında bır ıç ıçehk olduğunu du- şunmemek olası mı 9 Gerçı bu ıç ıçelık kapı- tabzm gelıştıkçe aşmmıştır, bu doğru 1 Bu yanıyla eleştınler de abnmıştır, bu da doğ- ru Ama butun bunlar vakıflann, boyle bır temelden kaynaklanmış olduğu gerçeğını ortadan kaldınr mı 9 Doğaldır kı bıreyler, bır vakıf kuruluşuna gıdebıbr, bu davranış kuşkusuz onlann ıyı nıyetlennı sımgeler 1 Ancak toplumsal kurumlan, ılle de bırey- sel kokenb bu tur yapılanmalara dayandır- ma duşuncesı çağdaş sayılabıbr mı 9 Bızdekı vakıflann Islamı kaynakb oluşu, zaten bu kurumlann yapısıyla ılgılı bır ol- çut getırmıyor mu 9 Tabularla çevnlı İslam toplumlanndan gunumuze gelen bu vakıf- lar, tekseshbğın egemen olduğu bır yapı- lanma değıl mıdır 9 Bugun en guçlu orneklenne ABD'de rastlanan dev vakıf kuruluşlan, bıreylenn o "imparatorluk" ozlemlennı yansıtmıyor mu 9 Devletı yukumluluklen yonunde zor- lamak yenne kımı guncel sorunlan bır an aşabılmek ıçın, bıreysel doğrultuda çozum arayışına yönelmek doğru mudur 9 Kaldı kı yardımlaşmaya dayab alanlar- da vakıf olgusundan yararlarulabıleceğını kabullensek bıle, otekı alanlarda bunun tek başına bır çozum olduğu ılenye surule- bıbr mı 9 Hele çağlar boyu çokseshbğın ka- lesı olan sanatsal alanlardakı ış ve ureü- rrun, tekseslıbğın egemen olduğu vakıf ol- gusu uzennde temellendınlebılmesı olası mıdır9 Devletı, çağdaşbğın sulanna çekmek du- rurken, devletın yetkısızleştınlmesme se- yırcı kabp bu yetkılenn gen bır model çer- çevesınde kullandınbnasına nasıl göz yu- mulabıbr9 Çağdaş bır devlet, yurttaşlann duşüncesını açıklamalanna, örgutlenmele- nne, yeteneklennı gelıştırmelenne, bıbmsel ve sanatsal urunler ortaya koyup bunlan yaymalanna destek olmak zorunda değıl mıdır 9 Hatta desteğın otesmde. çağdaş bır devlet, bu tur edım ve etkınbklere bır ku- rumsalbk kazandırmak ıçın çaba harca- maz mı9 Devlet bunu acıdığı ıçın değıl, ge- rektığı ıçın yapar Toplumsal erdemın ge- reğı olarak. toplum vıcdanının sesıne uy- mak ıçın yapar1 Kaldı kı bunlan sağlamak, bıreysel çabalarla oluşturulacak kuruluşla- ra değıl, devlete duşer 1 Kuşkusuz onemb ışlevlen olmuş vakıf kuruluşlanrun Nıtekım Turklenn de ozel- bkle kentleşme surecınde Islamı kaynakb bu vakıflardan yararlandıklannı gorüyo- ruz Buyuzden surekb artışgostermış vakıf sayısı Öyle kı cumhunyet ılan edılırken va- kıflann sayısı, artık 27 bıne ulaşmış Cumhunyeün o ozgurlukçu ve bağım- sızbkçı soluğu, doğal olarak vakıf anlayışı- nı da etkılemıştır Bıreyın, kendınce hayır- sadaka çerçevesınde yonlendırmeye çabştı- ğı toplum yaşamı, toplum vıcdanının bır yansıması sonucu, aruk demokraük cum- hunyet tarafından bıçımlendınlmeye baş- lamışür Boylece uyruk ve kul anlayışı bırakılmış, yurttaşbk bıbnanın kendını gosterdığı çağdaş devlet anlayışı egemen kıbnmıştır Cumhunyet yonetımınde kırk yılda an- cak 70 kadar vakıf kurulabılmıştır Ne kı 1956'da DP ıle getınlen 'Şasal düzenleme". 1967'de AP ıle getınlen "vergi bağışıklığı", 1984'te ANAP ıle geunlen "yasa gucünde kararname" araalığıyla vakıflar yenıden tı- rmanışa geçmıştır Gencı yonetımlenn ış- başında olduğu son yırmı beş yılda vakıf sayısı 2700'e yukselmıştır kı (1967-1980 arasında 1200, 1981-1993 arasında 1500) bu sayı Osmanb donemınde, 16 yy'da, yüz yılbk sure ıçınde kurulan vakıf sayısına denktır Türkıye'de bugun de addı bır vakıflaş- ma olgusunun yaşandığı apaçık bır gerçek değıl mı 9 Çağdaş ve laık devlet yapısının karşısında, gena akımlann geçmışten gu- numuze taşıdıklan kurslann, yurtlann, medreselenn, tekkelenn, zavıyelenn ve bu- na benzer çeşıtb yapılanmalann vakıf mo- debyle tekrar karşımıza çıktığı apaçık go- rûbnuyor mu 9 Zaten bugun etkınbk gosteren vakıflann yaklaşık yansı, şenatçılann ısteğı doğrultu- sunda laık devlete karşı bılınçh bır savaşım ıçınde' Şenatçılann 1950'den bu yana sur- dürdüklen eylemın hangı boyutta olduğu 27 Mart seomlennde, son kez gözler önune senbnedı mı 9 Senaryo basıt Gena hukunetler, vakıf kuruluşunu kolaylaştınyor, şenatçılar da bu kuruluşlardan yararlanarak laık devlet yapısında gedıkler açıyor' Böylece kırk beş yıldır uygulanan bu tavşana İcaç tazıya tut pobtıkasıyla ne laıklık savunulabılmış ne de şenatçılar sındınlebılmış oldu1 Ama bu ışten gencı akımlann karlı çıktığı ortada 1 Nıtekım cumhunyetı çokertmek ıçın bır "Truva Atı" olarak kullandıklan vakıflar araalığıyla ne kadar yol aldıklan açıkça gorulmuyor mu9 PENCERE TARTIŞMA TEŞEKKÜR Değerü varbğını ağabeyımZeynepKamılHastanesıBaşhekımlennden ve Istanbul Beledıve Başkanlanndan Doç Dr FAHRİ ATABEY'in Hastahğı sırasında ve olumunde vakın ılgılennı hjç esırgemeyen Cumhurbaşkanımız Savın Sûievinan Denurel'e Başbakanımız Sayın Tansu ÇiUer'e Istanbul Vabsı Sav m Hayn Kozakçıoğhı, Istanbul Buyukşehır Beledıve Bajkanı Sajnn Recep Ta>-vip Erdoğan'a Ze>nep Kamıl Anne ve Çocuk Saglıgını Koruma V akfı Yoneüm Kurulu Ba$kanvekılı Savın Dr Buriıanettın CstüneTe Vakıf Yoneüm Kurulu uyelenne Prof Dr SavınCelalErtuğ'd Prof Dr SayınHıfzıözcan'a Doç Dr SavınOnurKuvıuncuoğlu'naveVakıfMuhasebecısıSavın Namık Gerçek'e hasunede her gerekenı fedakarca yapan Hastane Başhekımı Prof Dr Sayın AhGurgöç'evehekımknne hemşıre ve dığer sağLk personebne, Istanbul Beledıvesı Karacaahmet Mezarüğı mûdur ve personeüne telefon telgraf mektupüeve evımıze kadar gelerek acüanmızı paylaşan torenlenne bızzat kaülan cenazeveçelenkyollayan tüm kurumlara akraba dostvearkadaşlanmıza basın radyo veTVlere candan teşekkuru bır borç bılınm KARDEŞİFÜRUZAN TOPRAK Af,amakimlere... kurallar değiştirilmeU. Kadınların aleyhinelikten ' turtarılmalı' dıyor yazar Tesüme Nesrin. Hemen olum fetv ası venbvor Allah'a ınançlan olmadıkîannı soyleyenlen, dıne saygısızbk, Kuran'ı eleşürme suçundan tutuklananlan savunuyor Hukukçu Esma Cihangir. Venlen fetva yme ölum Ulkeler Bangladeş ve Pakıstan Her ıkı ınsan da insan haklaır savunucusu Dın baskısıyla körleşmış toplumlannı çağdaşlaşurabılmek, devlet ışlennı dın ışlennden ayırabılmek ıçın duşüncelennı açıkça soyleyıp yazan ve savunan ıkı aydın bırey Salman Ruşdiı'ye de aynı nedenlerle olum fetvası venbnıştı Aynca bılemedığımız yuzlercesı toplumlarda kaynıyor Belkı olduler, belkı de olecekler İzler bırakarak yok olacaklar Bızlerden çok genlerde olan bu toplumlar laıklık sav aşınday ken laık olan bır ulkede, demokrası gereğı duşunceler özgurce soylenebıbneby ken bızler duşuncelennden dolayı ınsanlan hapsederek yok etmıyor muyuz9 'Llkemizde düşünce özgurlugu vardır' dıyerek kendımızı kandırmıyor muyuz 9 "Konuşan Turkiye iştivoruz'dıvoruz Ancak 'L Ikenın butuniüğüne bir saldın var ise konuşan da yazan da sucludur" dıv en buyuklenmızı ıçımız yanarak, saygıyla dınlemıyor muyuz 9 Duşunmesı oğretıbneyen, duşunup de duşunduklennı söyleyemeyen, soyleyebılenlen saygıyla dınlemeyenlerle bır toplum nereye varacaktır 9 Elbet Taniu gıbı yasadışı maddesel kazanç sağlayanlar, çoğaldıkça çoğalacaktır Bazılan, 'Tanju'va gelene kadar kimler yok kı.. onlar v akalansın! Ben de olsam kaçardım' dıyor Bu da bır duşuncedır, saygıyla dınlemek gerekar Bazı buyukler ıse 'Tanju için Meclis'ten af çıkarümalıdır' dıyor Işte bunu saygıyla karşılayamıyorum Duşunce boyutlanmı zorluyor, baş ağnsı yapıyor Öfkelenıyorum Halen değerb pek çok ınsanımız duşuncelennden dolayı suçlanır, tutuklanırken, halen Meclıs'te fikır suçlulannın afii ıçın venlen onerge bır sonuç alınamadan beklerken, değerb bır futbolcumuzun affı ıçın Mecbs'ın ışgal edılmesı ısteğını benım mantığım, duygulanm bır türlü kabul etmıyor Değerb Mecbs uyelen, Mecbs'tekı değerb dakıkalannı, sankı ulkemızın başka hıçbır sorunu vokmuşgıbı bu tur tekbflerle harcayabılmeb mıdır9 Oysa ulkemız ıçın yararb olacak olan, Mecbs'te 'fikir suçu' denen bır suç turunu el bırbğıyle yok etmek, anayasadan çıkarmaktır Af. duşünen ve duşunduğunu ozgurce aktaran ınsanlar ıçın, keşke hıç olmasaydı dedığımız bu yanılgıyı duzeltmek ıçın olmabdır Ha duşuncelennden dolayı hakkında olum fermanı çıkarmışsın ha toplum dışı bırakarak olume terk etmışsın Her ıkısı de yok edılme değıl mı9 Ayla Gürpınar Mımar Aziz Nesin'i Asmak... 'Aydınlanma herevelazımdır Herınsanagerekır Fransız, Alman, Hıntlı, Turk, Kurt, Arnavut, Arap, Ingı- lız, sıyah, beyaz 'Aydınlanma Felsefesı' bır toplumda benımsenmez- se, çok kotu şeyler olur Insan, ınsanı yakar Sıvas'takı gıbı • Vottaire, Aydınlanma Çağı'nın en unlu duşunur ve ya- zarlarındandı Bugun okul sıralarında çocuklara belletı- lır, Fransa da 18'ıncı yuzyıl butun uygarlık ıçın 'Aydınlan- ma Çağı'sayılır, bırdonum noktasmı vurgular Ne var kı 18'ıncı yuzyılda da Avrupa'da ılerıcı-gerıcı çatışması suruyordu Ortaçağ bağnazları 'kadın ıle 'gunah ı ozdeş tutarlar- dı, çunku kutsal kıtaplar bayanlar ıçın ıyı şeyler soylemı- yorlardı, Papalık buyuculuk suçları ıçın yasalar çıkar- mıştı, cadılar odun ateşlerınde yakılıyordu Fransa'da son cadı 1718'de yakıldı Voltaıre 24 yaşındaydı Fransa'da son cadı, odun ateşlerınde cayır cayır yakı- lırken Voltaıre, Bastılle de gozaltındaydı, yazıları kımı soyluları tedırgın edıyordu Aydınlanma Yuzyılı'nda Voltaıre ın ıçerı atılması ve kadınların cadı suçlamasıyla cayır cayır yakılması, tarıh sureçlerınde çelışkılerın ıç ıçeyaşandığının resmıdır Gerıcıler bağırıyorlardı "Dansın ve tıyatronun gelışmesıne goz yumuluyor Buyuculuğu cezalandıran yasalar kaldırılıyor Oysa Kut- sal Kıtap'a gore Tanrı'nın emrı kesındır Buyucu kadını yakacaksın' " Insan yakmak ne demek? • Ne demek olduğunu 21 'ıncı yuzyıla bır tutamlık zaman varken Türkıye'de gorduk, yaşadık Sıvas'ta kara bır ka- labalık, Madımak Otelı'ne sığınan 37 kışıyı yaktı Azlz Nesin, bu yakma torenınden kurtulmuştu, ama şımdı hukuk adına ne soylenıyor - Azız'ı asalım1 - Neden? - Suç ışledı - Nesuçu? - Halkı tahrık ettı, halk da ofkelendı, 37 kışıyı yaktı, Azız Nesın suçludur 1923 devrımınden 70 yıl sonra Türkıye'de karajrtıca, 37 kışıyı dırı dın yakıyor, hırsını alamıyor, Azız Nesın ı ıpe çekmek ıçın hazırlanıyor Gazeteler, gunumuzde bırer tarıh yaprağı oldular, ıle- rıde ıbretle okunacaklar • Hatırını sormak ıçın Azız Nesın'e telefon ettırn - Senı assınlar da, dedım kurtulalım Guldu, hafıf bır sesle - Gorme yetım azaldı - NasıP - Okuyamıyorum, dostlarımı yaklaştıkları zaman se- çebılıyorum, hastayım Ozurdıledım - Ben de senle şakalaşmaya kalktım Bır kahkaha attı - Şakanın zamanıdır Evet, ış çığrından çıktı, cıddıyetını yıtırdı, tragedya gu- lunçleştı Azız Nesın kaç kıtap yazdı 7 Ellı mı, altmış mı, yetmış mı, yuz mu 9 Yazarımızı asarken kıtaplarıyla bırlıkte asalım Ağırçeksın Âcı Kaybımız Çok sevgılı yeğenımız, kuzenimiz BÜLENT ABLUM'u kaybetük. Eşı Kezban ve bırıcık kızı Tuğçe ile yaşayacak. BUĞRA, GÜLENLER, KARAA AİLELERİ ANMAVEMEVLİT MUSTAFAKEMAL SÜNNETCİOGLU Aramızdanayrılışının6 yılında (12 Ağustos 1994 Cuma gunü) seni sevgı ve ozlem ıle anacağız. ALLAH'tan sana rahmetdılerız. ANMA 11.00'deYENlKÖYkabristanında MEVLİT 21.0O'deMERTERSİMİTA5 5.BLOKDAİRE71'Cfe Türkiye'de NÂZEM İLKKEZ SANSÜRSÜZ 1. Hamur kâğıda basıJı, bez cıltlı 8 kıtap Bulgaristan baskıh, yazann sağlığında derlenen, 1962 yılından bu yana bu ulkede yayımlanan, TÜM ESERLERİ 600 000.- TL Peşın + 300.000.-x 7 ay taksıtle, toplam2.700.000-TL (Peşın odemelerde % 20 ındınm.) İstemeAdresı PK 460.34434 Sırkecı Istanbul • 30 8 1994 tanhıne kadar ıstekte bulunan okuyuculanmızdan 5 kışıyı, eşlen ıle bırhkte Bulganstan'a, N Hıkmet'ınyaşadığıyerleregoturuyonız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle