26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Prof. Dr. Tümep toprağa verildi • İstanbul Haber Servisi -12 Eylüll980askeri darbesınden sonra kapaiılan Banş Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Marmara Üniversitesi Sıyasal Bilgiler Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Melih Tümerdün Karacaahmet Mezarhk Camii'nde kılınan öğle namazından sonra toprağa venldi. Cenaze törcnine Tümer'in yakınlan. Banş Derneği üyeleri. üniversite öğretim üyeleri ve vatandaşlarkatıldı Banş Harekatı fotografsergisi • İstanbul Haber Senisi- Beyoğlu Sanat Galensı"nde "20. Yıldönümünde Belgelerle Kıbns Banş Harekaü" konulu fotoğraf. döküman ve objelerden oluşan sergirun açılışı dün yapıldı. Gazetecı-yazar Ergın Konuksever'in Kjbns özel arşivinden Kıbns Bayrak Radyo ve Televizyonu ile KibnsTürk Cumhuriyeti özelarşıvinden yararlanılarak hazırlanan sergiye RP'lı Beyoğlu Beledıye Başkanı Nusret Bayraktar, RPli Sanyer Beledıye Başkanı Yusuf Tülün, RPİl başkanı Ekrem Erdem. Mılli Saraylar Daıre Başkanı Türkan İnce ve Kıbns harekatında yer alan emekli Tümgeneral Mahmut Boğuşlu ve gazeteci-> azar Ergın Konuksever katıldı. Düşüncesuçluları için kampanya • İstanbul Haber Servisi- Cezaev lennde bulunan düşünce suçlulannın serbest bırakılması tçin uluslararası bır kampanya başlatıldı. Uluslararası PEN veçeşıtlı Avrupa ülkelerindeki yayıncı örgüılen Hükümete başvururken, TGC. TYS ve TYB yöneticileri. Belge Yayınevi sahibi Ayşenur Zarakolu'nu cezaevinde ziyaretetmek içın Kültür Bakanlığı'na başvurdu. Uluslararası PEN Başkanı Ronald Haxo, Başbakan Tansu Çiller'e gönderdiği mektupta. İsmail Beşikçı tarafından yaalan bir kitabı yaymlaması nedenıyle cezalandınlan Zarakoğlu'na verilen cezanın. Türkıye'nin de imzaladığı insan haklan anlaşmalannın ihlali olduğu savundu. Muş ve Zara'da operasyon • Yurt Haberleri Servisi - Muş Valiliği'nden ahnan bilgjye göre Kızılağaç, Ücevler v e Şenyayla bölgesinde güvenlik kuvvetlerince sürdürülen operasyonlardaöldürülen 15 teröristten 2"sinin kadm, 2'sinin de Sunye uyruklu olduğu behrlendi. Sıvas'ın Zara ilçesinde de güvenlik güçleriyle teröristlerarasında çıkan çaüşmada bir terörist öldürülürken komandoer Fikret Parlak şehit oldu. Tarikat kampına mühüp • KAYSERİ (Cumhuriyet) - Ka> seri'run Bünyan ılçesı Burhanıye Köyü'nde şeyh Yahya Sevgili tarafından 19 yıldır izinsiz olarak faaliyeüni sürdüren şeriat kampı kaymakamlıkça mühürlenerek kapaüldı. Şeriat kampında bulunan çocuklar ailelerine teslim edilirken. Bünyan Savalığı soruşturma başlattı. Türkiye nüfusta dünya15'incisi WASHINGTON (AA) - Türkiye'nin nüfus itibanyla çeşitli ülkeler arasında 15'inci sırada yer aldıgı belirlendi. Popülation Referace Bureau adlı kuruluş, Türkiye'nin nûfusunun 1994 itibanyla 61 milyon 799 bine ulaştığını hesapladı. Türkiye nüfus sıralamasında Iran, Mısır, Ingiltere, Fransa ve îtalya'yı geride bıraktı. 2010 yılında ilişkin tahminler, Türkiye'nin nüfiısunun 16 yıl sonra 81 milyon 323 bıne ulaşacağını, buna karşın Dünya Nüflıs Ligi'nde 15'inci sıradan 16. sıraya ineceğini gösteriyor. Yeşil kart başvuranı geri çevirmedı Temiz sıı için genelgeSağlık Bakanbğı 'Su Genelgesi' hazırladı. İstanbul Valiliği'ne ulaştınlan genelgede, su istasyonlan, kaynak sulan ve temizlik konulannda gerekli önlemlerin abnması ve takipçisi olunması istendi. İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul'un ıçme suyu içın "alarm" veren Sağlık Bakanı Kâzım Diııç, "Temiz ve yeterli miktarda su için hiçbir yarırım- dan kaçınılmavacak" dedi. Ba- kanın bu talimatı uzerine, "Su Genelgesnıazırlandı. Dün acil olarak Jstanbul Va- liliği'ne ulaştınlan genelgeye göre su istasyonlan ve kaynak sulanrun şişe dışında satılması serbest bırakıhrken işletmecile- re, halk sağlığı açısından " ağır koşullar"getirildi. Su konusun- da valilik ve belediyeler de çalış- malanna hız verdiler. İSKI, belediye başkanlannı bir araya topladı, barajlarda denetimlere gidildi. Cumhuriyet gazetesinin yap- tığı "İsfanbul'un suyu için göre\ başına" çağnsına Sağlık Ba- kanlığı "yüdınm hızıyla" el koydu. Bakanlık. ilk olarak "içme sulan manifestosu" nitelı- ğinde "içme ve kullanma suları- nın ve sattş yerierinin tabi ola- cakları esaslar" konulu bır genelgeyı yürürlüğe koydu. Sağlık Bakanlığı onayı ile yü- rürlüğü konulan 30 maddelik genelgede, İstanbul Valiliği u>- gulamadan sorumlu olarak ilan edildi. Yeni uygulama, işletme- ciye sattığı sulann her on günde bir bakteriyolojik ve her üç ay- da bir kimyevi analizini resmı bir laboratuvarda yaptırma mecburiye- ti getiriyor. Sağlık Bakanlığı ile İstanbul ValiliğT- nin ortaklaşa olarak hazırladıklan ge- nelgede içme ve kullanma suyu ızni ve- rilmiş olan sulann vatandaşın getireceği kaplara doldurulmak suretiyle satışının yapılacağı su saüş yerlen en ince detayı- na kadar disipline ediliyor. Genelge özetle şu şartlan kapsıyor: "Su saüş yerleri açmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, tesislerini kurmadan önce başta dilekçe, izin vey a ruhsata bağ- lanmış suyun sahibi iie yapümış noter onaylı sözleşme, su satış yerlerine ait yer- leşme krokisi, iş akım şeması ve su iie tamasta olan cihaz ve malzemeye ait izin ve spesifikasyonlan gibi belgelerle birlik- te İstanbul Valiliği'ne başvunı yapması gerekiyor." Gereklı koşullan yerine getirenlere. İl Sağlık Müdürlüğü"nce incelenmek üze- re kurula göndenlip gerekli onay alın- dıktan sonra İstanbul VaJılıği'nce su satış yeri tesis ızni veriliyor Genelgede av nca "satılabilecek sula- rın niteliği, dolum yerleri, dezenfeksiyo- nu, suyun taşınacağı tankerler, su depola- rı giriş çıkış borulan" ve "doldurma tabancaları, işletmeci ve çalışanların uyacağı kurallar" da aynntılı bır şekılde saptanıyor. Tanker üzennden su satışı- nın kesin olarak yasaklandığı ve hijyen kurallanrun en üst sevıyede tutulduğu genelgede, içme suyunu istas>onlardan karşılayacak yurttaşlar. aldıklan suyun kalitesinı vedeneuminı ışyenndekı asıh levhalardan rahatlıkla kontrol edebıli- vor. İstanbul'un barajlarını kirleten su havza- ları ile ilgili başkanlar harekete geçti. Beykoz Belediye Başkanı \ ücel Çelikbi- lek, İSKİ yetkilileriyle Flmalı Barajı'nda arıtma tesislerini inceledi. Büyükçekıne- ce Belediyesi yetkilileri de göl \e baraj alanlarında inceleme yaptılar. Büvük- cekmece Barajı'nı gösteren bu fotoğraf söze hiçbir şev bırakmıyor. (MEHMET DEMIRKAYA) HAVZALARDAKİ YAGMA "İMAR ÖZGÜRLÜĞÜNÜ" YAŞIYOR... Susuzluğuplansızlık getirdi OKTAYEKtNd 27 Mart 1994 yerel seçimlen öncesın- de hemen tüm adaylann "dünya kenti" olarak ilan ettikleri İstanbul, yine hemen tüm adaylann "ünar afB" sözünü verdik- leri "kaçak yapdaşma ve yağma" yüzün- den içme suyu kaynaklannı yitinnek üze- re. Seçim kampanyalannda kentin su so- runu çözmek için gösterişli basın toplan- tılanyla halka açıklanan "mega projeter", birkaç ay içinde çoktan unutuldu. Bu pro- jeleri "seçiktikleri takdirde" hemen dev- reye sokacaklannı söyleyenler ise şimdi olanı bitenı uzaktan izliyorlar. Belkı de politikadaki "yeni hedefleri* yüzünden hiç izlemiyorlar. Oysa, Cumhuriyet'in günlerdir sürdür- düğü haber kampanyası, istanbul'un kar- şı karşıya bulundugu "tehtikenin" her tür- lü politik ya da ekonomik beklentinin üzerinde bir ^oplumsal sorumluluğu" gerekti'rdiğini tüm belge ve kanıtlanyla ortaya seriyor. Yakiaşan ve hatta "vaşanmaya başla- nan" bu felaket, yani "içme suyunu kir- leten bir metropoT olma süreci, ister şe- riatçı, ister laik, ister işadamı, ister işsiz, ister sosyete, ister avam, ister politikacı, ister bilim adamı ve ister apartmanda otu- ran, isterse gecekonduda.. bu kentte ya- şayan milyonlarca insanı çağdışı bir "su- suz" yaşarna ve elbette "yaşamamava" doğru hızla sürüklüyor. Üstelik, aslında yine milyonlarca ınsana yeterii olabilecek zengin su kaynaklanyla çevrili bir kent- te olunmasma karşm... Talan, sulan da kirletti Bu sonucun temel nedenı üzerinde ar- tık herkes fikir birlığine ulaşmış durum- da. Kenti yıllardıryağmalayanlar ve yag- maya göz yumup hatta izin verenler bile şu saptamada birleşıyorlar: "İstanbuK nazım plan disipiuüni yitir- digi ve plansız kentleşmeye tutsak edildi- gi 1980'li yıllardan bu yana tüm yasam kaynaklannı da yitirdi. Plansızlık talanı getirdi, talan ise önce kent kültürünü ve poljtikavı, sonra da su kaynaklannı kiriet- tL_" Büyükçekmece Gölü ve Barajrnı teh- dit edecek bır konumda ve üstelik "Ba- kanlarKurulu karanyla" kurulmak iste- nen 'serbest bölge'davasında, mahkeme- nin tayın ettıği bılırkışıler "antma tesisi- nin bÜe" içme suyunu kirlenmekten ko- ruyamayacağını vurguluyor. Kaçak bır mahallenin kanalizasyon sısteminı Ali- beyköy Barajı'na bağlamak üzere kolla- n sıvayan "Refehlı'' Beledıye Başkanı ise lagım kanahnın ucuna "belki küçük bir antma yapılabileceğinden" söz edıyor. Dahası, Alibeyköy Barajı'nındatıpkı El- mah gibi "arük işe yaramayacağır ' savı- nı ileri sürerek. Yine Büyükçekmece Gölü'nün "tam kryısuıda" kaçak olarak kurulan ve dev- letın en üst temsilcilerinın katıldıklan tö- renlerle hizmete giren "Hazerftuı Hava- alanj". bugünkü politik ortamda tam bır "özgüriüğe" kavuşmuş durumda. İSKİ yetkiüleri, Hazerfan ıçin susarlarken, göl- den 1 km. uzaklıkta kurulan tesislerle pa- zarlığa girişiyorlar. Benzer şekı Ide Ömerü su havzasını ar- tık tt keminneye''baslayanSultanbeyti için kaçak ınşaatlara ve arazi yağmasına "dur" diyebilecek hiçbir "merkezi otori- te" bulunamazken, Uler Bankası Genel Müdürlüğü buradaki yağmayı "meşnı- laşrıracak" bır ımar planı çalışmasını programınaalıyor. Böylece, tamamı '^a- sadjşı" binalardan oiuşan bir kaçak ken- tin "imara bağlanmasıyla". istanbul'da bu tür örneklenn yaygmlaşması hem "özendiriliyor" hem de "ödüllendirüi- yor". Üstelik, imar affı yasası da ortada olmadığı halde... Yağmacı planlar.- Su havzalannın açık bir "yağma orga- nizasyonu" ile işgal edilip kirletilmesin- de en çarpıcı örneklerden bıri de Ehnah Barajı çevresini ve bu kaynağı besleyen derelerin koruma alanlannı imara açan "ıslah planlan"uygulaması. Ümraniye Belediye Meclisi'nce 16.4 1990'da onaylanan "Yukan Dudul- lu, Asağı Dudullu. Çekmeköy ıslah plan- tan". su havzalanndaki var olan kaçak ınşaat bölgelen yanında henüz "yapdaş- manuş" alanlara da imar haklan getiriyor. Elmalı'yı besleyen Kemerdere ve Çek- meköyderelerinin yönetmeliklerde belir- lenen koruma alanlanna yoğun bir "inşa- atsaldınsınr sağlayan bu ıslah imar pla- nı, Sözen döneminde sonuçlandınlan "nazım plan"a açıkça aykın olmasına karşın İSKİ tarafından da onaylanabili- yor. Buna gerekçe olarak da aynı "nazun plan"ın henüz "kesinleşmediği" gösten- lıyor... Bütün bu gelışmeler, halen Büyükşehir Betediyesi'nin imar komisyonlannda "in- ce!emede"tutulan 1/50 bın ölçeklı "na- zım plan"ın İstanbul'un gelecegi açısın- dan ne denlı "yaşamsal önem" taşıdığını tüm çıplaklığıyla ortaya senyor. Çünkü Sözen döneminın "son" Meclis oturu- munda onaylanabilen, ancak yürürlüğe gırebılmesı içın Recep Tayyip Erdoğan ve ekıbinin de "vizesi" gereken "nazım plan"da, İstanbul'un özellıkle su havza- lanndaki kaçak yapılaşma alanlanna "ke- sin imar yasağV getiriliyor. Bu yasağın bir an önce uygulanmaya başlanması için en önemli hukuksal da- yanaklardan biri olan "nazım plan"ı da- ha fazla "oyalamak", tstanbul'un artık "ölümü" demek olan arazı yağmasının ve kaçak kentleşmenin "açıkça destekien- mesinden" başka b'ir anlam artık taşımıyor... ARAYIS TOKTAMIŞ ATEŞ Garip Savlan... Geçenlerde bizim gazetenin ekonomi bölümünde Şeb- nem Güngör'ün çok ilginç bir haberi vardı. "özelleştir- me Idaresi Başkanlığı'nın PETLAS'ın satışı için açılan ihalede, 8 trilyon 790 milyar lirayla en yüksek teklifi ve- ren Taşçılar Tıcaret yerine, 2 trilyon 450 milyar lira tekJif veren Iranh Nadir lmpex ve Teknotext firmalanyla pazar- lığa oturduğu öne sürüldü" deniyordu. Taşçılar ficaret'in sahibi Abdülcemal Taşçılar ağır it- hamlarda bulunuyordu. Teklif verme süresinin 27 haziran- da sona erdiğini ve en yüksek teklifin kendisinden geldi- ğini belirterek Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın diğer iki firmayla pazarlığı sürdürmesinin ihale şartnamesine ay- kın olduğunu ilen sürmekteydi. Gene habere göre Taşçılar, "Bir yandan devlete gelir sağlamak için KlTleri satmak durumunda olduklannı söy- lüyoriar, öbür taraftan fabrikalan adeta yokpahasına sat- mak için özel çaba harcıyorlar" diyordu. Ve ekliyordu: "Yazıktır, devlete yazıktır. PETLAS'ın 1200işçisineyazık- tır." Şimdi, böyle bir iddia sonrasında "Yeryerinde oynar"d\- ye bekliyor insan. Allah Allah, çıt yok. Zavallı Ergun Gök- nel, ispatlanamamış birtakım savlar nedeniyle yaratılan kamuoyunun etk/siyle yıllarca hapis yatacak, böylesi id- dialar "es geçiliyor". Özelleştirme Idaresi Başkanlığfyla ilgili başka iddialar da var. SEK'in tesislerinin arsa fiyatlannın altında ve uzun vadelerle ona buna "peşkeş çekildiği" ileri sürülüyor. Ge- ne çıt yok. Sürekli kâr eden HAVAŞ'ı işçiler almak ıstedikleri zaman, Hava-lş'e binbır güçlük çıkarıldığı ılerı sürülüyor. Gene çıt yok. Nerede "medya arslanlan"? Inanılırgibi degil. Ellerinde kameralar, insanların kapılarına dayanan ve cumhuriyet savcısı edasıyla insanlan sorguya çekmeye cüret eden "reality show" kahramanlan nerede? Neden Yaraman- cı'nın kapısına dayanmıyoriar. PETLAS'ta sözü edilen iki teklif arasındaki fark, 6 tril- yon 340 milyar lira. Eğer bu haberde yazılanlar yalansa özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın ve Başkanı'nın "kıya- metleri kopartması" gerekir. En ufak bir hakarette milyar- lık tazminat davası açan bu kuruluşlar, böylesıne ağır bir itham karşısında, acaba neden susmayı yeğliyoriar? Bu işi böylesi haksız ve kanunsuz bir biçimde yapan in- sanlar, yüzde 10 komisyon alsalar 634 milyar lira eder. Sa- yın Abdülcemal Taşçılar, "... fabrikalan adeta yokpaha- sına satmak için özel çaba harcıyoriar" derken herhalde bunu kastediyor. Burada ya gerçekten "özel" bir çaba vardır ve bunun hesabının Tezcan Yaramancı'dan sorulması gerekir ya da "özel bir çaba" yoktur. Söylenenler yalandır. Ve bu durum- da da Tezcan Yaramancı'nın böylesine ağır bir suçlama nedeniyle Abdülcemal Taşçılar'dan hesap sorması gere- kir. Mahkemeye vermesi, sürüm sürüm süründürmesi ge- rekir. Ama inanılır gibi değil. Ne o yapılıyor ne de bu. Fevka- lade "pişkin" ve "utanmaz" bir bıçımde, insanlar günde- lik yaşamlannı sürdürüyorlar. Çevrelerinden saygı bekli- yorlar. Namustan, şereften dem vuruyorlar. Türkiye, Tür- kiye olalı böyle bır rezillik görmemiştir. Zaten böyle bir re- zillik, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. İş SHP'yi ve SHP'lileri yıpratmaya gelince Ergun Gök- nel'in aşk yaşamında ayagının sürçmesıni fırsat bılerek üzerine çullanan kitle iletişim araçlan, Yaramancı karşısın- da kuzu kesıldıler. Acaba Sayın Yaramancı'nın da mı bir aşk öyküsü olmalıydı?.. Böylesi konularda insanlar inanılmaz duyarsızlıklar için- deyken kimi konularda da insanı mutlu eden duyariıhklar yaşanıyor. "Karşımdaki ilkokul'un bahçesinde araba par- kettirdiklerini söyleyerek makbuz kesmediklerinden şika- yet etmiştim. llkokulun müdürüne rastladım. "Hocam" dedi, "makbuz kesilmemesi mümkün değil, yeniden uyar- dım çalışanlan." Teşekkür ettim. Zaten bir süre sonra İl özel ldaresi'ne ya da bu idarenin bir vakfina geçecekmiş bu park yeri. Oysa okulun öylesine çok gereksinimi var kı... Aynı konuda Ankara'da TFİT'de çalışan bir okurum te- lefon etti. Çocuğunun okulundaki okul aile biriiğinin yönetim kurulunda üyeymiş. Onlar da okullannın bah- çesine otopark yapmışlar. Ama şimdi adını anım- sayamadığım bir vakfa devretmek zorunda kalmışlar. Okullannın sorunlannı ve gereksinimlerini anlattı. İnsan diyecek bir şey bulamıyor... Bir garip oldu ülkemiz. Bir yanda trilyonlar harman- lanıyor, bir yanda üç beş kuruşun hesabının endişesini duyuyor insanlar. Ve trilyonlarlahaşır neşir olanlar "temiz kalıyor" (!), diğerierine binbir çamur atılıyor. İnanılmaz bir şey... İnanılmaz bir şey, ama yaşanıyor. Ve yaşanacak. İnsan- ların sorunlanna sahip çıkma bilinçleri gelişene kadar ve insanların demokrasiye bu bilinç çerçevesinde sanl- malanna kadar sürecek bu çarpıklık. Kurtuluş, ancak o zaman, yani demokrasi tüm kurum ve kurallanyla iş- leyebildiği zaman gerçekleşecek. Ahmet Ecevit- Pjyangocu MAHÇörekçi- Mısuncı AyşeKan- EvKadını Hayrettin Sankaş - Dönerci Erdoğan Acarb - Emekli Bayram Ateş - Turizmci Zühre Ava - Memur Yümaz Gümüşcam- Kazun Açıcı - Taksi Şoförii Memur Akmayan, aksa da mikroplu akan su için kılını kıpırdatmayan sorumlulara karşı halk, şişe, tanker ve kuyu suyuyla günü kurtanyor Istaııl)iılhı haşmm çaresme bakıyortstanbul Haber Servisi- Özellıkle içinde bulunduğumuz yaz aylarmda yaşanan susuzluğun yani sıra içme sulanndaki asın kirlilikle ilgili olarak bu kez de İstanbul'da yaşayan vatandaşlann görüşlerini aldık. Çoğu zaman su bulamayan, bulduğu zaman da kirli olniası nedeniyle "kuilanılamaz" durumdaki su hakkında halkın birleştiği ortak görüş, "Arük Allah nzası için bir çare bulunsun!" biçiminde özetlenebilir. tstanbul'un su sorunuyla ilgili olarak şimdi söz balkın: Erdoğan Acarh (Emekli):"Her geçen gün her şey bir öncekini aratbnyor. Topkapı'da oturuyonun. Sularımız kuiL Eskiden sular tertemizdL Şimdi içme suyunu bile parayla saün 'alıyoruz. Damacanaları daha sağlıkh diye kullanıyoruz, sulan kayTiaüyoruz. Sular her geçen gün daha fazla kûienmekte. Halkımız büinçsiz, kalabalıklaştkça sulanmız azaiıyor." Ba\Tam Ateş (Turizmci): "Kağıthane'de oturuyorum. Sulanmız günaşın verilivor. Terkos'a gittim, su çekümiş. Sanırun su diye arük deniz suyu veriliyor. Evunde su arıtma cihazı kuUanıyorum. Böbrek rahatsızhğun var. Sulann halinin farkma varana kadar daha da kötü oidum." M. AH Çörekçi (Mısırcı) "Kumkapı'da oüıruyorum. Sulanmız üç günde bir akıyor. Musluk sulan çok kirti akıyor. İçme suyunu damacanalardan karşılıyoruz." Kazun Açıa (Memur): "Avcılar'da oüıruyorum. Sulanmız kesihnezdL Şimdi hem kesiüyor hem aksa da çok kiriL Sulanmız bulanık, pis. tçemiyonız. Su istasyonlanndan aLyoruz." Yılmaz Gümüşcam (Taksi şoforü) "Avcüar'da oturuyorum. Sulanmız iki günde bir akıyor. Sular çamurlu, bulanık. Önceleri kaynarmayı denedik. Sular o kadar pis ld kaynatüktan sonra da iğrenç bir koku veriyor. En sonunda su istasyonianndan su almaya başladık. Biz musluktan akan suyu bulaşık yıkamakta bile kullanamryoruz. İSKİ'ye ödediğimizden ayn haftada suya en az 80 bin lira para harcıyoruz." Zühre Avcı (Memur) "Usküdar'da oturuyorum. Bir süre öncesine kadar sulanmız dört günde bir verUiyordu. Bugünlerde daha sık su verihyor. Sulann pisliginden çok şikayetçiyim. İçme suyu ihtiyacımızı damacanalardan karşüıyoruz." Ayşe Kan (Ev hanımı) "Kumkapı'da oturuyorum. Benim evün yüksekte. Bana su çıkmıyor. 62 yaşuıda su peşinde koşuyorum. Başka yerlerden su taşıyonım. O su da pis. İçilmiyor. Kaynaüyorunt, cam şişeierden alıyorum. Böyle idare ediyorum." Hayrettin Sankaş (Dönerci):"Ben Küçükyalı'da oturuyorum. Sulanmız çok pis. Antma cihazı kullanıyoruz. O bile fayda etnûyor. Çareyi su istasyoniannda buldum. Haftada en az 50-60 binfarasuya harcıyorum." Ahmet Ecevit (Milli Piyangocu): "Habipler'de otunıyorum. Evlerimize su şebekesi bağh değfl. Haftada bir gün tankerlerle su geliyor. Tankerlerden su taşıyoruz. Tanker suyunu çamaşıra buİaşığa kullanıyoruz. Bahçemdeki sarnıçtan da içme suyıımu sağhyorum. Tahlil ettirmedim ama bahçemdeki su tanker suyundan çok daha güzeL"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle