Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 TEMMUZ 1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Prof. Dr. Tümep
toprağa verildi
• İstanbul Haber Servisi -12
Eylüll980askeri
darbesınden sonra kapaiılan
Banş Derneği Yönetim
Kurulu Üyesi ve Marmara
Üniversitesi Sıyasal Bilgiler
Fakültesi eski Dekanı Prof.
Dr. Melih Tümerdün
Karacaahmet Mezarhk
Camii'nde kılınan öğle
namazından sonra toprağa
venldi. Cenaze törcnine
Tümer'in yakınlan. Banş
Derneği üyeleri. üniversite
öğretim üyeleri ve
vatandaşlarkatıldı
Banş Harekatı
fotografsergisi
• İstanbul Haber Senisi-
Beyoğlu Sanat Galensı"nde
"20. Yıldönümünde
Belgelerle Kıbns Banş
Harekaü" konulu fotoğraf.
döküman ve objelerden
oluşan sergirun açılışı dün
yapıldı. Gazetecı-yazar Ergın
Konuksever'in Kjbns özel
arşivinden Kıbns Bayrak
Radyo ve Televizyonu ile
KibnsTürk Cumhuriyeti
özelarşıvinden
yararlanılarak hazırlanan
sergiye RP'lı Beyoğlu
Beledıye Başkanı Nusret
Bayraktar, RPli Sanyer
Beledıye Başkanı Yusuf
Tülün, RPİl başkanı Ekrem
Erdem. Mılli Saraylar Daıre
Başkanı Türkan İnce ve
Kıbns harekatında yer alan
emekli Tümgeneral Mahmut
Boğuşlu ve gazeteci-> azar
Ergın Konuksever katıldı.
Düşüncesuçluları
için kampanya
• İstanbul Haber Servisi-
Cezaev lennde bulunan
düşünce suçlulannın serbest
bırakılması tçin uluslararası
bır kampanya başlatıldı.
Uluslararası PEN veçeşıtlı
Avrupa ülkelerindeki yayıncı
örgüılen Hükümete
başvururken, TGC. TYS ve
TYB yöneticileri. Belge
Yayınevi sahibi Ayşenur
Zarakolu'nu cezaevinde
ziyaretetmek içın Kültür
Bakanlığı'na başvurdu.
Uluslararası PEN Başkanı
Ronald Haxo, Başbakan
Tansu Çiller'e gönderdiği
mektupta. İsmail Beşikçı
tarafından yaalan bir kitabı
yaymlaması nedenıyle
cezalandınlan Zarakoğlu'na
verilen cezanın. Türkıye'nin
de imzaladığı insan haklan
anlaşmalannın ihlali olduğu
savundu.
Muş ve Zara'da
operasyon
• Yurt Haberleri Servisi -
Muş Valiliği'nden ahnan
bilgjye göre Kızılağaç,
Ücevler v e Şenyayla
bölgesinde güvenlik
kuvvetlerince sürdürülen
operasyonlardaöldürülen 15
teröristten 2"sinin kadm,
2'sinin de Sunye uyruklu
olduğu behrlendi. Sıvas'ın
Zara ilçesinde de güvenlik
güçleriyle teröristlerarasında
çıkan çaüşmada bir terörist
öldürülürken komandoer
Fikret Parlak şehit oldu.
Tarikat kampına
mühüp
• KAYSERİ (Cumhuriyet) -
Ka> seri'run Bünyan ılçesı
Burhanıye Köyü'nde şeyh
Yahya Sevgili tarafından 19
yıldır izinsiz olarak faaliyeüni
sürdüren şeriat kampı
kaymakamlıkça
mühürlenerek kapaüldı.
Şeriat kampında bulunan
çocuklar ailelerine teslim
edilirken. Bünyan Savalığı
soruşturma başlattı.
Türkiye nüfusta
dünya15'incisi
WASHINGTON (AA) -
Türkiye'nin nüfus itibanyla
çeşitli ülkeler arasında
15'inci sırada yer aldıgı
belirlendi. Popülation
Referace Bureau adlı
kuruluş, Türkiye'nin
nûfusunun 1994 itibanyla 61
milyon 799 bine ulaştığını
hesapladı. Türkiye nüfus
sıralamasında Iran, Mısır,
Ingiltere, Fransa ve îtalya'yı
geride bıraktı. 2010 yılında
ilişkin tahminler,
Türkiye'nin nüfiısunun 16
yıl sonra 81 milyon 323 bıne
ulaşacağını, buna karşın
Dünya Nüflıs Ligi'nde
15'inci sıradan 16. sıraya
ineceğini gösteriyor.
Yeşil kart başvuranı geri
çevirmedı
Temiz sıı için genelgeSağlık Bakanbğı 'Su Genelgesi' hazırladı. İstanbul Valiliği'ne ulaştınlan genelgede, su istasyonlan,
kaynak sulan ve temizlik konulannda gerekli önlemlerin abnması ve takipçisi olunması istendi.
İstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul'un ıçme suyu içın
"alarm" veren Sağlık Bakanı
Kâzım Diııç, "Temiz ve yeterli
miktarda su için hiçbir yarırım-
dan kaçınılmavacak" dedi. Ba-
kanın bu talimatı uzerine, "Su
Genelgesnıazırlandı.
Dün acil olarak Jstanbul Va-
liliği'ne ulaştınlan genelgeye
göre su istasyonlan ve kaynak
sulanrun şişe dışında satılması
serbest bırakıhrken işletmecile-
re, halk sağlığı açısından " ağır
koşullar"getirildi. Su konusun-
da valilik ve belediyeler de çalış-
malanna hız verdiler. İSKI,
belediye başkanlannı bir araya
topladı, barajlarda denetimlere
gidildi.
Cumhuriyet gazetesinin yap-
tığı "İsfanbul'un suyu için göre\
başına" çağnsına Sağlık Ba-
kanlığı "yüdınm hızıyla" el
koydu. Bakanlık. ilk olarak
"içme sulan manifestosu" nitelı-
ğinde "içme ve kullanma suları-
nın ve sattş yerierinin tabi ola-
cakları esaslar" konulu bır
genelgeyı yürürlüğe koydu.
Sağlık Bakanlığı onayı ile yü-
rürlüğü konulan 30 maddelik
genelgede, İstanbul Valiliği u>-
gulamadan sorumlu olarak ilan
edildi. Yeni uygulama, işletme-
ciye sattığı sulann her on günde
bir bakteriyolojik ve her üç ay-
da bir kimyevi analizini resmı
bir laboratuvarda yaptırma mecburiye-
ti getiriyor.
Sağlık Bakanlığı ile İstanbul ValiliğT-
nin ortaklaşa olarak hazırladıklan ge-
nelgede içme ve kullanma suyu ızni ve-
rilmiş olan sulann vatandaşın getireceği
kaplara doldurulmak suretiyle satışının
yapılacağı su saüş yerlen en ince detayı-
na kadar disipline ediliyor. Genelge
özetle şu şartlan kapsıyor:
"Su saüş yerleri açmak isteyen gerçek
ve tüzel kişilerin, tesislerini kurmadan
önce başta dilekçe, izin vey a ruhsata bağ-
lanmış suyun sahibi iie yapümış noter
onaylı sözleşme, su satış yerlerine ait yer-
leşme krokisi, iş akım şeması ve su iie
tamasta olan cihaz ve malzemeye ait izin
ve spesifikasyonlan gibi belgelerle birlik-
te İstanbul Valiliği'ne başvunı yapması
gerekiyor."
Gereklı koşullan yerine getirenlere. İl
Sağlık Müdürlüğü"nce incelenmek üze-
re kurula göndenlip gerekli onay alın-
dıktan sonra İstanbul VaJılıği'nce su
satış yeri tesis ızni veriliyor
Genelgede av nca "satılabilecek sula-
rın niteliği, dolum yerleri, dezenfeksiyo-
nu, suyun taşınacağı tankerler, su depola-
rı giriş çıkış borulan" ve "doldurma
tabancaları, işletmeci ve çalışanların
uyacağı kurallar" da aynntılı bır şekılde
saptanıyor. Tanker üzennden su satışı-
nın kesin olarak yasaklandığı ve hijyen
kurallanrun en üst sevıyede tutulduğu
genelgede, içme suyunu istas>onlardan
karşılayacak yurttaşlar. aldıklan suyun
kalitesinı vedeneuminı ışyenndekı asıh
levhalardan rahatlıkla kontrol edebıli-
vor.
İstanbul'un barajlarını kirleten su havza-
ları ile ilgili başkanlar harekete geçti.
Beykoz Belediye Başkanı \ ücel Çelikbi-
lek, İSKİ yetkilileriyle Flmalı Barajı'nda
arıtma tesislerini inceledi. Büyükçekıne-
ce Belediyesi yetkilileri de göl \e baraj
alanlarında inceleme yaptılar. Büvük-
cekmece Barajı'nı gösteren bu fotoğraf
söze hiçbir şev bırakmıyor.
(MEHMET DEMIRKAYA)
HAVZALARDAKİ YAGMA "İMAR ÖZGÜRLÜĞÜNÜ" YAŞIYOR...
Susuzluğuplansızlık getirdi
OKTAYEKtNd
27 Mart 1994 yerel seçimlen öncesın-
de hemen tüm adaylann "dünya kenti"
olarak ilan ettikleri İstanbul, yine hemen
tüm adaylann "ünar afB" sözünü verdik-
leri "kaçak yapdaşma ve yağma" yüzün-
den içme suyu kaynaklannı yitinnek üze-
re. Seçim kampanyalannda kentin su so-
runu çözmek için gösterişli basın toplan-
tılanyla halka açıklanan "mega projeter",
birkaç ay içinde çoktan unutuldu. Bu pro-
jeleri "seçiktikleri takdirde" hemen dev-
reye sokacaklannı söyleyenler ise şimdi
olanı bitenı uzaktan izliyorlar. Belkı de
politikadaki "yeni hedefleri* yüzünden
hiç izlemiyorlar.
Oysa, Cumhuriyet'in günlerdir sürdür-
düğü haber kampanyası, istanbul'un kar-
şı karşıya bulundugu "tehtikenin" her tür-
lü politik ya da ekonomik beklentinin
üzerinde bir ^oplumsal sorumluluğu"
gerekti'rdiğini tüm belge ve kanıtlanyla
ortaya seriyor.
Yakiaşan ve hatta "vaşanmaya başla-
nan" bu felaket, yani "içme suyunu kir-
leten bir metropoT olma süreci, ister şe-
riatçı, ister laik, ister işadamı, ister işsiz,
ister sosyete, ister avam, ister politikacı,
ister bilim adamı ve ister apartmanda otu-
ran, isterse gecekonduda.. bu kentte ya-
şayan milyonlarca insanı çağdışı bir "su-
suz" yaşarna ve elbette "yaşamamava"
doğru hızla sürüklüyor. Üstelik, aslında
yine milyonlarca ınsana yeterii olabilecek
zengin su kaynaklanyla çevrili bir kent-
te olunmasma karşm...
Talan, sulan da kirletti
Bu sonucun temel nedenı üzerinde ar-
tık herkes fikir birlığine ulaşmış durum-
da. Kenti yıllardıryağmalayanlar ve yag-
maya göz yumup hatta izin verenler bile
şu saptamada birleşıyorlar:
"İstanbuK nazım plan disipiuüni yitir-
digi ve plansız kentleşmeye tutsak edildi-
gi 1980'li yıllardan bu yana tüm yasam
kaynaklannı da yitirdi. Plansızlık talanı
getirdi, talan ise önce kent kültürünü ve
poljtikavı, sonra da su kaynaklannı kiriet-
tL_"
Büyükçekmece Gölü ve Barajrnı teh-
dit edecek bır konumda ve üstelik "Ba-
kanlarKurulu karanyla" kurulmak iste-
nen 'serbest bölge'davasında, mahkeme-
nin tayın ettıği bılırkışıler "antma tesisi-
nin bÜe" içme suyunu kirlenmekten ko-
ruyamayacağını vurguluyor. Kaçak bır
mahallenin kanalizasyon sısteminı Ali-
beyköy Barajı'na bağlamak üzere kolla-
n sıvayan "Refehlı'' Beledıye Başkanı ise
lagım kanahnın ucuna "belki küçük bir
antma yapılabileceğinden" söz edıyor.
Dahası, Alibeyköy Barajı'nındatıpkı El-
mah gibi "arük işe yaramayacağır
' savı-
nı ileri sürerek.
Yine Büyükçekmece Gölü'nün "tam
kryısuıda" kaçak olarak kurulan ve dev-
letın en üst temsilcilerinın katıldıklan tö-
renlerle hizmete giren "Hazerftuı Hava-
alanj". bugünkü politik ortamda tam bır
"özgüriüğe" kavuşmuş durumda. İSKİ
yetkiüleri, Hazerfan ıçin susarlarken, göl-
den 1 km. uzaklıkta kurulan tesislerle pa-
zarlığa girişiyorlar.
Benzer şekı Ide Ömerü su havzasını ar-
tık
tt
keminneye''baslayanSultanbeyti için
kaçak ınşaatlara ve arazi yağmasına
"dur" diyebilecek hiçbir "merkezi otori-
te" bulunamazken, Uler Bankası Genel
Müdürlüğü buradaki yağmayı "meşnı-
laşrıracak" bır ımar planı çalışmasını
programınaalıyor. Böylece, tamamı '^a-
sadjşı" binalardan oiuşan bir kaçak ken-
tin "imara bağlanmasıyla". istanbul'da
bu tür örneklenn yaygmlaşması hem
"özendiriliyor" hem de "ödüllendirüi-
yor". Üstelik, imar affı yasası da ortada
olmadığı halde...
Yağmacı planlar.-
Su havzalannın açık bir "yağma orga-
nizasyonu" ile işgal edilip kirletilmesin-
de en çarpıcı örneklerden bıri de Ehnah
Barajı çevresini ve bu kaynağı besleyen
derelerin koruma alanlannı imara açan
"ıslah planlan"uygulaması.
Ümraniye Belediye Meclisi'nce
16.4 1990'da onaylanan "Yukan Dudul-
lu, Asağı Dudullu. Çekmeköy ıslah plan-
tan". su havzalanndaki var olan kaçak
ınşaat bölgelen yanında henüz "yapdaş-
manuş" alanlara da imar haklan getiriyor.
Elmalı'yı besleyen Kemerdere ve Çek-
meköyderelerinin yönetmeliklerde belir-
lenen koruma alanlanna yoğun bir "inşa-
atsaldınsınr sağlayan bu ıslah imar pla-
nı, Sözen döneminde sonuçlandınlan
"nazım plan"a açıkça aykın olmasına
karşın İSKİ tarafından da onaylanabili-
yor. Buna gerekçe olarak da aynı "nazun
plan"ın henüz "kesinleşmediği" gösten-
lıyor...
Bütün bu gelışmeler, halen Büyükşehir
Betediyesi'nin imar komisyonlannda "in-
ce!emede"tutulan 1/50 bın ölçeklı "na-
zım plan"ın İstanbul'un gelecegi açısın-
dan ne denlı "yaşamsal önem" taşıdığını
tüm çıplaklığıyla ortaya senyor. Çünkü
Sözen döneminın "son" Meclis oturu-
munda onaylanabilen, ancak yürürlüğe
gırebılmesı içın Recep Tayyip Erdoğan ve
ekıbinin de "vizesi" gereken "nazım
plan"da, İstanbul'un özellıkle su havza-
lanndaki kaçak yapılaşma alanlanna "ke-
sin imar yasağV getiriliyor.
Bu yasağın bir an önce uygulanmaya
başlanması için en önemli hukuksal da-
yanaklardan biri olan "nazım plan"ı da-
ha fazla "oyalamak", tstanbul'un artık
"ölümü" demek olan arazı yağmasının ve
kaçak kentleşmenin "açıkça destekien-
mesinden" başka b'ir anlam artık
taşımıyor...
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
Garip Savlan...
Geçenlerde bizim gazetenin ekonomi bölümünde Şeb-
nem Güngör'ün çok ilginç bir haberi vardı. "özelleştir-
me Idaresi Başkanlığı'nın PETLAS'ın satışı için açılan
ihalede, 8 trilyon 790 milyar lirayla en yüksek teklifi ve-
ren Taşçılar Tıcaret yerine, 2 trilyon 450 milyar lira tekJif
veren Iranh Nadir lmpex ve Teknotext firmalanyla pazar-
lığa oturduğu öne sürüldü" deniyordu.
Taşçılar ficaret'in sahibi Abdülcemal Taşçılar ağır it-
hamlarda bulunuyordu. Teklif verme süresinin 27 haziran-
da sona erdiğini ve en yüksek teklifin kendisinden geldi-
ğini belirterek Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın diğer iki
firmayla pazarlığı sürdürmesinin ihale şartnamesine ay-
kın olduğunu ilen sürmekteydi.
Gene habere göre Taşçılar, "Bir yandan devlete gelir
sağlamak için KlTleri satmak durumunda olduklannı söy-
lüyoriar, öbür taraftan fabrikalan adeta yokpahasına sat-
mak için özel çaba harcıyorlar" diyordu. Ve ekliyordu:
"Yazıktır, devlete yazıktır. PETLAS'ın 1200işçisineyazık-
tır."
Şimdi, böyle bir iddia sonrasında "Yeryerinde oynar"d\-
ye bekliyor insan. Allah Allah, çıt yok. Zavallı Ergun Gök-
nel, ispatlanamamış birtakım savlar nedeniyle yaratılan
kamuoyunun etk/siyle yıllarca hapis yatacak, böylesi id-
dialar "es geçiliyor".
Özelleştirme Idaresi Başkanlığfyla ilgili başka iddialar
da var. SEK'in tesislerinin arsa fiyatlannın altında ve uzun
vadelerle ona buna "peşkeş çekildiği" ileri sürülüyor. Ge-
ne çıt yok.
Sürekli kâr eden HAVAŞ'ı işçiler almak ıstedikleri zaman,
Hava-lş'e binbır güçlük çıkarıldığı ılerı sürülüyor. Gene çıt
yok.
Nerede "medya arslanlan"? Inanılırgibi degil. Ellerinde
kameralar, insanların kapılarına dayanan ve cumhuriyet
savcısı edasıyla insanlan sorguya çekmeye cüret eden
"reality show" kahramanlan nerede? Neden Yaraman-
cı'nın kapısına dayanmıyoriar.
PETLAS'ta sözü edilen iki teklif arasındaki fark, 6 tril-
yon 340 milyar lira. Eğer bu haberde yazılanlar yalansa
özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın ve Başkanı'nın "kıya-
metleri kopartması" gerekir. En ufak bir hakarette milyar-
lık tazminat davası açan bu kuruluşlar, böylesıne ağır bir
itham karşısında, acaba neden susmayı yeğliyoriar?
Bu işi böylesi haksız ve kanunsuz bir biçimde yapan in-
sanlar, yüzde 10 komisyon alsalar 634 milyar lira eder. Sa-
yın Abdülcemal Taşçılar, "... fabrikalan adeta yokpaha-
sına satmak için özel çaba harcıyoriar" derken herhalde
bunu kastediyor.
Burada ya gerçekten "özel" bir çaba vardır ve bunun
hesabının Tezcan Yaramancı'dan sorulması gerekir ya da
"özel bir çaba" yoktur. Söylenenler yalandır. Ve bu durum-
da da Tezcan Yaramancı'nın böylesine ağır bir suçlama
nedeniyle Abdülcemal Taşçılar'dan hesap sorması gere-
kir. Mahkemeye vermesi, sürüm sürüm süründürmesi ge-
rekir.
Ama inanılır gibi değil. Ne o yapılıyor ne de bu. Fevka-
lade "pişkin" ve "utanmaz" bir bıçımde, insanlar günde-
lik yaşamlannı sürdürüyorlar. Çevrelerinden saygı bekli-
yorlar. Namustan, şereften dem vuruyorlar. Türkiye, Tür-
kiye olalı böyle bır rezillik görmemiştir. Zaten böyle bir re-
zillik, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir.
İş SHP'yi ve SHP'lileri yıpratmaya gelince Ergun Gök-
nel'in aşk yaşamında ayagının sürçmesıni fırsat bılerek
üzerine çullanan kitle iletişim araçlan, Yaramancı karşısın-
da kuzu kesıldıler. Acaba Sayın Yaramancı'nın da mı bir
aşk öyküsü olmalıydı?..
Böylesi konularda insanlar inanılmaz duyarsızlıklar için-
deyken kimi konularda da insanı mutlu eden duyariıhklar
yaşanıyor. "Karşımdaki ilkokul'un bahçesinde araba par-
kettirdiklerini söyleyerek makbuz kesmediklerinden şika-
yet etmiştim. llkokulun müdürüne rastladım. "Hocam"
dedi, "makbuz kesilmemesi mümkün değil, yeniden uyar-
dım çalışanlan." Teşekkür ettim. Zaten bir süre sonra İl
özel ldaresi'ne ya da bu idarenin bir vakfina geçecekmiş
bu park yeri. Oysa okulun öylesine çok gereksinimi var
kı...
Aynı konuda Ankara'da TFİT'de çalışan bir okurum te-
lefon etti. Çocuğunun okulundaki okul aile biriiğinin
yönetim kurulunda üyeymiş. Onlar da okullannın bah-
çesine otopark yapmışlar. Ama şimdi adını anım-
sayamadığım bir vakfa devretmek zorunda kalmışlar.
Okullannın sorunlannı ve gereksinimlerini anlattı. İnsan
diyecek bir şey bulamıyor...
Bir garip oldu ülkemiz. Bir yanda trilyonlar harman-
lanıyor, bir yanda üç beş kuruşun hesabının endişesini
duyuyor insanlar. Ve trilyonlarlahaşır neşir olanlar "temiz
kalıyor" (!), diğerierine binbir çamur atılıyor. İnanılmaz bir
şey...
İnanılmaz bir şey, ama yaşanıyor. Ve yaşanacak. İnsan-
ların sorunlanna sahip çıkma bilinçleri gelişene kadar ve
insanların demokrasiye bu bilinç çerçevesinde sanl-
malanna kadar sürecek bu çarpıklık. Kurtuluş, ancak o
zaman, yani demokrasi tüm kurum ve kurallanyla iş-
leyebildiği zaman gerçekleşecek.
Ahmet Ecevit-
Pjyangocu
MAHÇörekçi-
Mısuncı
AyşeKan-
EvKadını
Hayrettin Sankaş -
Dönerci
Erdoğan Acarb -
Emekli
Bayram Ateş -
Turizmci
Zühre Ava -
Memur
Yümaz Gümüşcam- Kazun Açıcı -
Taksi Şoförii Memur
Akmayan, aksa da mikroplu akan su için kılını kıpırdatmayan sorumlulara karşı halk, şişe, tanker ve kuyu suyuyla günü kurtanyor
Istaııl)iılhı haşmm çaresme bakıyortstanbul Haber Servisi- Özellıkle
içinde bulunduğumuz yaz
aylarmda yaşanan susuzluğun yani
sıra içme sulanndaki asın kirlilikle
ilgili olarak bu kez de İstanbul'da
yaşayan vatandaşlann görüşlerini
aldık.
Çoğu zaman su bulamayan,
bulduğu zaman da kirli olniası
nedeniyle "kuilanılamaz"
durumdaki su hakkında halkın
birleştiği ortak görüş, "Arük Allah
nzası için bir çare bulunsun!"
biçiminde özetlenebilir.
tstanbul'un su sorunuyla ilgili
olarak şimdi söz balkın:
Erdoğan Acarh (Emekli):"Her
geçen gün her şey bir öncekini
aratbnyor. Topkapı'da
oturuyonun. Sularımız kuiL
Eskiden sular tertemizdL Şimdi
içme suyunu bile parayla saün
'alıyoruz. Damacanaları daha
sağlıkh diye kullanıyoruz, sulan
kayTiaüyoruz. Sular her geçen gün
daha fazla kûienmekte. Halkımız
büinçsiz, kalabalıklaştkça
sulanmız azaiıyor."
Ba\Tam Ateş (Turizmci):
"Kağıthane'de oturuyorum.
Sulanmız günaşın verilivor.
Terkos'a gittim, su çekümiş.
Sanırun su diye arük deniz suyu
veriliyor. Evunde su arıtma cihazı
kuUanıyorum. Böbrek
rahatsızhğun var. Sulann halinin
farkma varana kadar daha da kötü
oidum."
M. AH Çörekçi (Mısırcı)
"Kumkapı'da oüıruyorum.
Sulanmız üç günde bir akıyor.
Musluk sulan çok kirti akıyor. İçme
suyunu damacanalardan
karşılıyoruz."
Kazun Açıa (Memur): "Avcılar'da
oüıruyorum. Sulanmız kesihnezdL
Şimdi hem kesiüyor hem aksa da
çok kiriL Sulanmız bulanık, pis.
tçemiyonız. Su istasyonlanndan
aLyoruz."
Yılmaz Gümüşcam (Taksi şoforü)
"Avcüar'da oturuyorum. Sulanmız
iki günde bir akıyor. Sular çamurlu,
bulanık. Önceleri kaynarmayı
denedik. Sular o kadar pis ld
kaynatüktan sonra da iğrenç bir
koku veriyor. En sonunda su
istasyonianndan su almaya
başladık. Biz musluktan akan suyu
bulaşık yıkamakta bile
kullanamryoruz. İSKİ'ye
ödediğimizden ayn haftada suya en
az 80 bin lira para harcıyoruz."
Zühre Avcı (Memur) "Usküdar'da
oturuyorum. Bir süre öncesine
kadar sulanmız dört günde bir
verUiyordu. Bugünlerde daha sık su
verihyor. Sulann pisliginden çok
şikayetçiyim. İçme suyu ihtiyacımızı
damacanalardan karşüıyoruz."
Ayşe Kan (Ev hanımı)
"Kumkapı'da oturuyorum. Benim
evün yüksekte. Bana su çıkmıyor.
62 yaşuıda su peşinde koşuyorum.
Başka yerlerden su taşıyonım.
O su da pis. İçilmiyor.
Kaynaüyorunt, cam şişeierden
alıyorum. Böyle idare ediyorum."
Hayrettin Sankaş (Dönerci):"Ben
Küçükyalı'da oturuyorum.
Sulanmız çok pis. Antma cihazı
kullanıyoruz. O bile fayda etnûyor.
Çareyi su istasyoniannda buldum.
Haftada en az 50-60 binfarasuya
harcıyorum."
Ahmet Ecevit (Milli Piyangocu):
"Habipler'de otunıyorum.
Evlerimize su şebekesi bağh değfl.
Haftada bir gün tankerlerle su
geliyor. Tankerlerden su taşıyoruz.
Tanker suyunu çamaşıra buİaşığa
kullanıyoruz. Bahçemdeki
sarnıçtan da içme suyıımu
sağhyorum. Tahlil ettirmedim ama
bahçemdeki su tanker suyundan
çok daha güzeL"