25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ1994PERŞEMBE 14 KULTUR Yönetmen James Ivory ile yapımcı İsmail Merchant'dan yeni bir film: 'Jefferson Paris'te' 'Geçndşle duygusalbirköprii kurmak y Költür Servisi - Yapımcı Ismail Merc- hant. "Jefferson Paris'te" adlı yeni filmin- deki balon sahnesi için,"tnsan sanki Ver- say Sarayı'ıun üstündeki mavi gökyüzünde çjcek yağmunı varmış gibi hissediyordu" dı- yor. Merchant ve yönetmen James Ivory tüm bu balonlann için de yalnızca bir tane- si için epey ter dökmüşler. Püsküllerle, işle- melerle, altın kaplama süslerle donanmış şaşaalı ve ıri cüsseli bu balon, fılmin en hoş sahnesinde boy gösteriyor. Genellikle, Ingiliz toplumunun ahlaki değerlerini, görgü ve hareket tarzuu gözle- yen fılmler ceken Merchant ve Ivory, bu kez 18. yüzyıl Parisi'ni mikroskoplan altı- na koyuyorlar. Şu anda da, 1784 ve 1789 yıllan arasında Fransız Sarayı'nda Ameri- kan sefiri olarak görev yapan Thomas Jef- ferson'ın yaşadığı dönemi yeniden yarat- mak üzere Paris'te bulunuyorlar. Senaryosunu Jhabvala yazdı Film için ilk ilham, bundan tam on yıl önce James Ivory, Oliver Bernier'in 18. yüzyıl Philadelphiası'nı, Parisi'ni ve Na- poüsi'ni anlattığı "Zevk ve Ayncalık" adlı kitabını okuduğunda gelmiş. "Paris'i anlatan kısım bana Jefferson'ın buradaki yaşantısını anunsatmtstı" dive açıkhyor Ivory. "O, yurtdtşında görevli ola- rak bulunan ilk Amerikalıydı. Tam an- lamıyla kendi vatanından başka bir ülkeye yerleşen o göçmenlerden sayümazdı. Daha çok, sanat ve diplomasi ile iİgilenen yüksek rütbeli o ilk seçkinler topluluğuna dahiidi. Geçmişine bakttğımda köle sahibi. özel iliş- kileri ile gündemde olan ve karmakarışık bir aileye sahip bir adam gördüm. Hepsi de beni çok etkilemişti". Fransız Devrimi'nin ilk tohumlan atıldığında süregelen birçok olaya tanıkhk eden Jefferson, tüm bunlan bereketli mek- tuplannda ve kişisel notlannda belirtir. E. M. Forster'ın romanlanru beyazper- deye aktararak tam iki Oscar kazanan Rıith Prawer Jhabvala ise, yine bu kaynak- lardan faydalanarak 1989 yıhnda film için bir senaryo taslağı hazırlamaya başlar. Kendisi konu hakkında düşüncelerini şöy- le açıklıyor: Sinema değil, belgesel bir film "Orijinal bir senaryo yazmak inanın bir rornanın adaptasyonundan çok daha zordur. Çünkii bir > ığın belgeyi, kaynağı okumak ve araştırmak için zamaıunızın çoğunu ayı- rmanız gerekk". Jhabvala'nın senaryodaki en geniş bakış açısını ise JefFerson'm Paris'te bulunduğu James Ivory ve ismail Merchant ikilisi bu kez İngilizlerin değil, 18.yüzyd Parisi'ni \eniden yaşatmaya çalışıyorlar. yıllarda ilişki kurduğu iki kadın oluşturu- yor. İlki. Richard Cosway adında bir Ingiliz sanatçı ile evli olan Anglo-İtalyan ressam Maria Cosway, öteki ise Amerika'dan ken- disiyle birlikte getirdiği \e daha sonra ço- cuklannı doğuran zenci köle Sally He- mingsidi. Jhabvala, Amerikalılann kaşlanru hava- ya kaldıracak senaryo çahşması için şun- lan söylüyor: "18. yüzyılın da özelliklerini göz önünde bulundurarak, Jefferson'ın kişi- liği ve kendi kişisel özgeçmişi üzerinde dur- dum. Hiçbir fıhn izleyicisinin sadece tarihi ya da diplomatik verilerle yetineceğini sanmıyorum. Kaldı ki, bu bir sinema filmi değil, dokümanter bir film". JefTerson'ı Nıck Nolte oynuyor Filmin ana karakterini canlandıracak olan Nick Nolte , eleştirmenler tarafından sürpriz bir secim olarak nitelendiriliyor. Burnuna ilave edilen ufak bir protez par- çası ile JefTerson'a benzetilip, kıyafetleriyle de bir rönesans beyefendisine dönüştürül- müş. İlk çıkışıru İ982'de yine bir Merc- hant-Ivory çahşması olan "Sıcak ve Toz" ile yapan Greta Scacchi ise JefTerson'ın sevgilisi Maria'yı, züppe kocasını da Simon Callow canlandınyor. Ivory, bir hayli kala- balık olan film ekibinin, Versay Sarayı'nda çalışmalar yapması için izin alması çok zor olmuş. Araya devlet adamlan ve milletve- killeri dahi girmiş. Sonuçta şemsiyelerin bile içeri alınması yasaklanmış ancak iç ve dış çekimler muhteşem dedirttirecek kadar iyi çekilmiş. İç mekanda. dimdik ve sert. kırmızı üni- formalan içinde İsveçli koruma görevlileri. yukan doğru kaldınlmış baltalı kargılar, kralın dairelerine açılan mermer merdiven- ler, 16. Louis'e takdim edilmek üzere sara- ya gelen Jefferson için çalınan davullar... Dış mekanda ise balonla gezinti partileri çok iyi tasarlanmış. Filmin yönetim bürosu fakslar, telefo- nlar, daktilo sesleri ile dolu. Bir tarafta da Merchant telefonda bağınyor "Ne kadar dedin?" ve sesi gittikçe daha da yükselerek şöyle devam ediyor: Dönemi yeniden yaşatıyor "Biz bu paranın sadece yansını karşdaya- biliriz. Git de onlara Merchant-Ivory ile çalışmak için üzerine para sayanlar oldu- ğunu söyle". Ardından da çat diye kapanan bir tele- fon sesi. Ivory. film bütçelerini öyle bir ayarlamış kime daha fazla, neye daha az ödeme yapılacağını çok iyi biliyor. Teknik ekibe bir hayli fazla para aynlmış. Kos- tümler içinse bir uzman ekip tutulmuş. Düğmecisinden ayakkabıcısına kadar her- kes o dönemi yeniden yaşatmaya çalışıyor. Ancak Ivory bu noktada iyi bir tasarruf örneği göstererek kostümlerin Hindistan'- da dikilmesini öngörmüş. Sonuç: Ellerine kalan para, dış çekimlere kaydınlmış. Kendisi ise. Hollyvvood'un bu filmi en az 40 milyon dolara çıkaracağını belirtiyor. Daha önce "Manzaralı Oda" ve "Ho- ward's End" fılmleriyle tanıdığımız James Ivory ve ismail Merchant ikilisi bu yeni filmlerinden de oldukca hoşnut. Ivory görüşlerini şöyle dile getiriyor: "Herkcs geçmiş zamanlarda geçen film- leri çekmeye cesaret edemiyor. çünkii seyir- cisi kısıtlı. Bunun da bir püf noktası »ar, o da yaptığınız çalışmayı sadece tarihi olaylar ile doldurmamanız. O gün de bugün de insanlar arasında süregelen ortak yanları bulup çı- karmak. Kalıcı kılmak. Yüzvıllarımız farklı olsa da Jefferson'la aramızda duygusal bir köprii olduğu inancındayım". TYS Edebiyat'ta 'Edebiyat ve Ekononü9 Kültür Servisi- Türkiye Yazarlar Sendikasf nın aylık yayın organı TYS Edebiyat'ın temmuz sayısında "Edebiyat ve Ekonomi" konusu işleniyor. Dergide. edebiyatçılanmızın "Edebiyat ve Ekonomi" iiişkisini irdeleyen yazılan yer ahyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı Tuncay Artun'un "Ne Ekonomi Dtşında Ama Ne De Edebiyatsız". Toktamış Ateş'ın "Ekonomik Koşullar >e Edebiyat", Feridun Andaç'ın "Tutkular Öne Geçince" başhklı yazılan edebiyat ve ekonomi iiişkisini farklı boyutlarda ele alıyor. "Basın yoluyla Allah'a, dine, peygambere, kutsal kitaba hakaret etmek" suçundan "Yasak Tümceler" adlı kitabı yasaklanan Abdullah Rıza Ergüven'in ıddianamesi. bılirkışi raporunu hazırlayan İlahıyat Fakülıesi Dekanı Prof. Dr. Salih Tugun biyografisi de temmuz sayısında okunabilir. "Okuma Serüveninden Yazma Eylemine" bölümünde, Mehmet H. Doğan "Okur Yazar" başhklı yazısında okuma ve yazma serüvenini anlatıyor. Yunus Yurdakul'un Nahit L'lvi Akgün. Erdal Doğan'tn, bu yıl "Sardman" adlı kitabıyla Orhan Kema] Roman Ödülü'nü kazanan Faik Baysal ile yaptığı söyleşiler de dergide \eralı>or. Dergide a\nca Refik Durbaşın "Canından mı Damıttın Ölü- müT\ Erdal Doğan'ın "Ufuklar'dan Yeni L fukiarV, Vedat Günyolun "İnsan Sıcakiığı" adlı yazılan, çeşitli kültür ha- berleri ve yeni yayınlann tanıtımı bulunuyor. 'Günümüz Sanatçılan 15.İstanbul Sergisi' 15 eylüle dek sürecek 90 yapıt sergüeniyor Okay Temiz ve Magnetic Band izleyicileri coşturdu.(Fotoğraflar :DEVRİM BARAN) 1. ULUSLARARASI İSTANBUL CAZ FESTİVALİ'NDEN İZLENİMLER OkayTemizve grubu coşturduKültür Servisi - İstanbul'da sekiz gün süren caz şöleni, önceki günkü konserlerle sona erdi. 1. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'- nin son gün konuklan Maffy Falay Beşlisi ile Okay Temiz ve grubu Magnetic Band'dı. Caz festivalinin son akşamında tribünler yan yanya boş olmasına karşın coşku tamdı. Cazseverler yıllardır ülkemizde dinlemeyi bekledikleri MuvafTak Falay'ı ve Okay Te- miz'in Romanlardan kurulu grubunun yo- rumladığı canh oyun havalannı coşkuyla dinledi ve alkışladılar. İlk sınavından yüz akıyla çıkan ve İstan- bullular'a birbirinden ünlü ve önemli caz yıldızlannı dinleme, izle- me olanağ veren 1. Ulus- lararası İstanbul Caz Fes- tivali'nin son gününde Açıkhava Tiyatrosu ne yaak ki oldukca boştu. Saat 20.50'de tribünlerin üçte biri bile dolma- mışken konser başladığı- nda dinleyiciler her za- man olduğu gibi gecikme- li olarak geliyorlardı. Trompette Maffi Fa- lay, saksofonda Bernt Ro- sengren, piyanoda Ake Johansson, basta Per-Ola Gadd ve davulda Can Kozhı'dan Tcurulu beşli Muvaffak (Maffy) Falay konsere belki de tribün- lerdeki boşluğun etkisiyle biraz buruk başla- dı. Muvaffak Falay şarkı aralannda yaptığı esprilerle İsveçli sanatçılan havaya sokmaya çahştıysa da bu yeterli olmadı. TopluJuk ge- nellikle Falay ve Rosengren'in kompozitör- lüğünü yaptığı bestelerle ban özgün besteleri seslendirdi. Konser sonunda dınleyicilerin yoğun alkışı üzerine Maffi Falay ve Can Kozlu bis yapmak üzere sahneye döndü, an- cak İsveçli sanatçılan da sahneye getirmek için ikinci bir alkış daha gerekti. Şanatçılann az sayıda, ancak Maffi Falay'ı bilen ve özel- likle onu dinlemek için gelen dinleyicinin coş- kusunun da etkisiyle daha canlı ve sıcak caldıkları dikkat çektı. İkinci bölümde sahne alan Okay Temiz ve Ergün Şenlendirid (trompet). Hasan Gı- rnatacı (klamet), Ahmet Özden (zurna). Nuri Lekesizgöz (kanun). Hüsmi Şenkndi- rici (ud), Rüstem Çembeli (darbuka). Halil önbaş'tan (davul) kurulu Magnetic Band ise çaldıklan canlı müziklerle dinleyicileri oldukca coşturdu. Okay Temiz vurmalı çalgılarda her zamanki performansmı gös- terirken gruptan özellikle klarnette Hasan Gırnatacı, trompette Ergün Şenlendiricı ve darbukada "Rüstem Çembeli yaptıklan solo ve şpvlarla büyük alkış aldı'lar. Kon- serden çıkan dinleyiciler Romanlan ne kadar be- ğendiklerini "Adamlar harika. İnanamıyorum. Alktşlayamadım bile.." sözleriyle dile getiriyor- lardı. 1. Uluslararası îstan- bul Caz Festivali'nin res- mi caz kulübü olan Or- taköy Esma Sultan'daki son konseri de Maffi Fa- lay Beşlisi verdi. Konser- den çıkanlara son günde giriş bedavaydı. "Beda- va" anonsuna kanıp he- vesle koşan gençler içki ve yiyecek fiyatlannı gö- rünce bol bol Boğaz ha- vası almakla yetindiler. bazılan ise yiyecek ve iç- kileri eşlişnde Maffi Falay Beşlisi'ni son kez dinlecüler. Bir kısmı caz festıvalinden hemen önce bıten müzik festivalinde de çalışan ve sekiz gün ve gece boyunca festivahn tüm yükünü omuzlayan görevhler ise Esma Sultan'da kendi aralannda kutlama yaparak yorgun- luk atmaya çahştılar ve hatıra fotoğrafı çektirdiler. Cazseverler, 1. Uluslararası tstanbul Caz Festivali'yle genelde memnun ve mut- lu vedalaşırken önümüzdeki yıl tatlan da- maklarda kalan Michel Petrucciani, Maria Glen ve Noa gibi sanatcılan yeniden iz- lemeyi diliyordu. Kültür Senisi-"Günümüz Sanatçdan 15. İstanbul Sergisi", Resim ve Heykel Müzesi Şeker Ahmet Paşa salonunda düzenlenen ödül töreniyle açıldı. Eserleri bu yıl başan ödülüne değer görülen sanatçılara ödülle- ri. Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Prof. Gündüz Gökçe tarafından verildi. Prof. Özdemir Altan, Doç. Mustafa Ata, Prof. Özer Kabaş, Aydan Murtezaoğlu, Füsun Onur, Hakan Onur ve Doç. Kadri özayten'den oluşan seçicı kurul: Atalay Elpe, Ahmet Müderrisoğlu_ ve Gamze Te- kinın eserlerini "Başan Ödülü"ne değer gördü. Gülay Semercioğlu'nun "İlkba- har" adlı çahşması Nejat F. Eczacıbaşı Sa- nat Müzesi Odülü'nü. Nurdan Özşeker'in "Kaplamsal Formlann Yerçekimli Tasarı- mlan" adlı çahşması ise Plastik Sanatlar Derneği Özel Odülü'nü kazandı. Sevilay Erdoğan ve Füsun Çağlayan'ın eserleri ise Jüri Ozel Ödülü'ne değer görüldü. Zor bir hazırlık döneminden sonra Mimar Sinan Üniversitesi ve Resim Heykel Müzeleri Dcrneği'nin ortak çaba- lan\la düzenlenen "Günümüz Sanatçılan İstanbul Sergisi"ne bu yıl 173 sanatçı 275 eserle katıldı. Seçici kurul bunlardan 90"ını sergilemeye değer gördü. Prof. Gündüz Gökçe sergi kataloğunda. katılımın fazla olmasından duyduğu mut- luluğu şu sözlerle ifade ediyor: "Sanata ve kültüre yönelik göstermelik resmi veya ti- cari ilgi dışında, büriin değer yargılarının altüst olduğu duyarsız bir ortamda sa- natçılanmızuı inançla. umutla sanat da- ğarcığımıza birşeyler katmaya yönelik bu katüunını da alkışlamak gerekiyor kanım- ca. Ödüle yahut da sergilenmeye değer bu- lunsun, bulunmasuı..." Törende; bir konuşma yapan Tomur Atagök de, bu şergiyi ilk olarak 1979 yılında bahçede açtıklannı, 15 yıl boyunca sergiye gösterilen ilginin kendilerini mem- nun ettiğini belirtti. Serginin hazırhk döne- minde yüzlerce eserin clendiğini, zor bir hazırlık döneminden sonra kataloglann hazırlanarak müze ve üniversite işbirliği içinde serginin oluşturulduğunu söyledi. Çağdaş sanata daha az destek Sergi düzenleyicilerinden Ayşe Kulin de çağdaş sanat anlayışının giderek daha az destek gördüğü bir ortamda. sanatı anl- ayan kişilerin birbirlerinin ellerini sımsıkı tutması gerektiğini söyledi. Törende ko- nuşma yapan Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Gündüz Gökçe de serginin olu- şum sürecini anlatırken: "Zaman zaman gırtlak gırtlağa geunemize ramak kalıyor, ama yine de başarıyla Günümüz Sanatçı- lan İstanbul Serjpsi'ni düzenliyonız " dedi. Sergi kataloğundaki yazısında. sanat ve kültürel amaçh resmi yurtdışı temaslannın bile tasarruf tedbirleri arasında yer alabil- diği bu günlerde, böyle bir sergi düzenle- menin ne demek olduğunu "yöneticilik" gibi işlerle uğraşanlann anlayabileceğjni Atalay Tepe, Bosna -Hersek( Başan Ödülü), Ahmet Müderrisoğlu(Başarı Ödülü) belirten Gökçe. başta Resim Heykel Mü- zeleri Derneği Başkanı Leyla Belli olmak üzere, sergide emeği geçen herkesi kutladı. Genç şanatçılann özgün çalışmalannı yansıtmak gibi önemli bir misyona da sa- hip olan "Günümüz Sanatçılan 15. İstan- bul Sergisi", 15 eylül tarihine kadar Resim ve Heykel Müzesi Şeker Ahmet Paşa salo- nunda gezilebilecek. Bu yıl, 11. İstanbul Sergisi'nden Elvan Alpay, Burcu Or, Hakan Pehlivan ve Tan- topçu, Dilek Çetiner, \ olkan İleri, Nihal Güres. Elvan Özkan. Sabine Avmergen, Kadir Bora Topçu, Zeynep Ergin, Ayşe Emre, Gülizar Çuhacı, Sinan Demirtaş, Esin Göçer. Nilgün Yandmaz, Filiz Rem- ziye Turan, Banu Aktaş, Serap Bülbül, Yalçın Güvenç, Mehmet Emin Güzeltepe, Mehmet Çetiner, Mukadder Çağlar, Makbule Sümer, Ülkü Terem, Esra Ersen, Aysel Ulaş, Mehmet Acar, Gül Aslı Din- çer, Nurcan Perdahçı, Şebnem Somel, • Prof.Gündüz Gökçe, "Sanata ve kültüre yönelik göstermelik resmi veya ticari ilgi dışında, bütün değer yargılannın altüst olduğu duyarsız bir ortamda sanatçılanmızın inançla, umutla sanat dağarcığımıza birşeyler katmaya yönelik bu katılımını da alkışlamak gerekiyor"dedi. ju Demirci konuk sanatçılar olarak sergiye katıhyorlar. Eserleri, sergilenmeye değer bulunan sanatçılar ise şunlar: Şafak Sakallmğlu, Aydın Sofu, Yüksel Karayağız, Serpil Ümit Görgü, Sevim Yüce, Güven İncirlioğlu, L'ğurcan, \usuf Murat Şen, Bülent Baş, \ygün Arslan, Suzi Hug Levi, Pınar Haşlakoğlu, Oğuz Haşlakoğlu, Nelli Gavriyeloğlu, Asiye Çe- tin, Sema Edkü, Zümrüt Radau, Avni Oz- Cem Çaltuluoğlu, Atila Ergür, Emre Ter- lemez, Özlem Süer. Gülay Alpay, Tülin Somel Türüdü, Sona Eriil, Ayşe Erel, Me- tin Yelgin, Işık Aslıhan, Yıldız Saral, Ke- rim Kılıçarslan, Şakir Gökçebağ, Gülru Atak, Neşe Oğun. Genco Gülan, Ümit Günçekiç, Aytekin Olgunsoy, İsmail Acar, Erdil Vaşaroğlu, Fikret Öztürk, Özlem Özer, Yasemin Baydar, Şaziye Erel, Yaşar Kartoğlu, Nur Özalp, Paul Baekhoj. DT'den 'Sanata evet' kampanyası Kültür Servisi - Devlet Tiyatrolan ağustos ayı içinde "Sanata evet" adı altı- nda bir İcampanya başlatacak. Devlet Tiyatrolan tarafından yapılan açıkla- mada,özellikle tiylatro sanaünın ülke- mizdeki yeri, çağın sorunlan, çelişkileri, çağdaş toplum oluşumundaki etkileri üzerinde durularak bir 'sanat gündemi' oluşturulmasının planlandığı belirtilerek kampanya süresince açık oturumlar ve söyleşiler düzenleneceği, 'toplumda ta- sarruf bilincinin oluşturulmasında sa- natı işlevi"nin tartışılacağı ve sanat- tasarruf ilişkisi üzerinde durulacağı bil- diriliyor. Refah Partiü bazı belediye başkan- lannın sanat ve sanatçılara ilişkin söz ve davranışlannın bu kampanyanın baş- latılmasını zorunlu kıldığı ifade edilen açıklama "Niçin Tiyatro?" başlığıyla şöyle sürüyor: "Daha yaşanabilir bir dünya yarat- mak... Birbirini daha iyi anlamak... Birbirine güvenmek... Kendini başkalarına ifade edebilmek... Başkalan ile benzerliklerimizi göre- bilmek... Kendimizi daha iyi tanımak... Birbirimizin gözüne korkmadan baka- bilmek... Kendimizi başkalannın yerine koyabil- mek... Yanltş anlamaları ortadan kaldırmak... Korku ve gmensizlik duvmadan yaşa- mak... Birbirine dokunabilmek... Daha yaratıcı >e verimli olabilmek... Bilme ve öğrenme isteğini arttırmak... Hoşgörülü olabilmek... Savaşa karşı olmayı daha iyi ifade ede- bilmek... Sanat kültüriinü oluşturabilmek... İçin tiyatro!". Hatay Restoran'da imza ve resim sergisi Kültür Servisi - Elif Sorgun (Zuhal Tekkanat) ve İsmet Kemal Karadayı cumartesi günü saat 15.30-19.30 arasında bostancı Hatay Restoran'da kitaplannı imzalayacaklar \e okurlanyla sohbet edecekler. Aynca aynı gün Sevim Fulton"un resim sergisi de açılacak. Fulton'un sergisi 20 eylüle dek görülebilecek. Tûrk filmleri Brezilya'da Kültür Servisi- Türsak'ın (Türkiye sinema ve audiovısuel kültür vakfı) Bancodo Brazil kültür merkezi'yle işbirliği içinde Rio de Janeiro"da düzenlediği "Türk fılmleri haftası" büyük ilgi gördü. 12-17 temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen etkınlik süresince. Fehmi Yaşar'ın "Camdan Kalp", Orhan Oğuz'un "Uçurtmayı Vurmasınlar". Nesli Çölgeçen'in "Züğürt Ağa", Ömer Kavur'un "Anayoırt Oteli" ve "Gizli Yüz" fılmleri "Anayurt oteli" ve "Gizli yüz" fılmleri, Brezilyah sinemasev erlerin sey rine sunuldu. Filmleri yurt içinde ve yurt dışında birçok ödül kazanmış olan Ömer Kavur. Brezilya'da ilk kez düzenlenen Türk filmleri toplu gösterimi süresince, sinemamızı temsil etmek üzere davetli olarak Rio'da bulundu. Çağdaş Tûrk dili'nden özel sayı ANKARA (AA) - Dıl Derneği'nin ayhk dil ve edebiyat dergjsi Çağdaş Türk Dili, son sayısında "Dil ve ka\ ram yazılan özel sayısı" olarak yayınlandı. Betül Çotuksöken'in "kavramın kavramı" konulu yazısıyla başlayan özel sayıda, her zamanki gibi şiirlere de yer veriliyor. Temmuz-ağustos aylanru kapsayan Çağdaş TürkDiIi'nin özel sayısında yazılanna yer verilenler şöyle:" Anadili öğretiminde bilgi v e kullanım boyutu" Ahmet Kocaman, "Türkiye'de felsefe dilinin gelişmesi" Macit Gökberk. "Dil" Nurullah Ataç. "ilköğretim öğrenci kompozisyonlanndaki bağdaşıklık sorunlan" Şüknye Ruhi, "Anadili ve yabancı dil öğretimi" Joshua Bear. "öğrenci kompozısyonlannda bağdaşıklık sorunlan veparagraf yapısı" Hüsnü Enginarlar. "Kısa öykü tekniği" Sevda Çahşkan. "Dilbilim. <' dilbilgisi ve ötesi" Ahmet Kocaman. "Bizim yörenin dili üzerine" Ali İhsan Beyhan, "Yabancı köklü sözcüklerle kavram karmaşası" Ömer Kuleli. "Ütopya'mn merdivenleri" Tuncer Uçarol ve "Takısız ad takımı olabilir mi?" Ali Türkseven. Tûrk Kültûrûne Hizmet Vakfı ödûlleri Kültür Servisi -1985'te Kültür Bakanhğı bünyesinde kurulan Türk Külytüriine Hizmet Vakfı, düzenlenen atölye ve seminer çalışmalanna katıhp başanh olanlara sertifika verecek. Ödül töreni cuma günü saat 14.30'da Yıldız Sarayı Arabaalar Dairesi'nde bulunan Vakıf ta yapılacak. Aynı gün atölye ve seminer çahşmalanrun üriinlerinden oluşan bir de sergi açılacak. Kitap yayını. panel, restorasyon, film, belgesel çalışmalan. anma günleri, şiir günleri, şiir yanşmalan gibi çahşmalar yapan vakıf 1993 yıhnda başlaülan hah-kiüm, porselen süsleme, kumaş boyama, hat ve folkiorik bebek yapımı konulannda atölye ve seminer çahşmalan düzenledi. Ç0KKAPALI0DA Asun Bezirci ?. Bası 40.000 (KDV içinde) Çağdaş Yaytnlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle