Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18TEMMUZ1994 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DE VAMI 17
ÇUIer'inserveti
'kayıtdışı'
DOĞANAKTV
ANKARA -Sahibi bulunduğu
Marsan Marmara Holdıng Ano-
nim Şirketi'nin \ergi kaçırdığı
belgelenen Başbakan Tansu Çil-
ler, milyarlarca liralık emlak
sattığınj kendi dağttığı belgelerle
ortaya koymasına karşın, 7 yıldır
Sanyer Vergi Daircsi'ne "beyana
tabi geliri oiduğunu" bıldirmedi.
Ba^bakan'ın: Gelir Vergisi Ya-
sası uyannca, "ikamet esası"na
göre bağiı bulunduğu Sanyer
Vergi Dairesi'ndeki hesabı. eşi
Özer Uçuran Çiller'in bir dilekçe
ile "beyana tabi gelirleri bulun-
madığuıı" bildirmesi üzerine,
1987 yıhnda kapandı.
Çiller ailesinin sahip olduğu
Marsan Marmara Holding AŞ'-
nin, usulsiiz vergi istisnasından
yararlanarak vergi kaçırdığını
kanıtlayan Cumhuriyet. Başba-
kan'ın; kuşkulu servetini "kayrt
dışı" tuttuğunu. kendi dağtüğı
belgelere dayanarak ortaya koy-
Başbakan'ın eşi Özer Uçuran
Çiller, gelir vergisi açısından "ika-
met esası" uyannca bağlı bulun-
duklan Sanyer Vergi Dairesi'ne
bir dilekçe ile başvurarak. "Beya-
na tabi gelirleri bulunmadığını"
bildirdi. Bu dilekçe üzerine. Çiller
ailesinin Sanyer Vergi Dairesi'-
ndeki hesabı kapatıldı. Cumhuri-
yet'in belgeler üzerinde yaptığı
incelemeye göre, Sanyer Vergi
Dairesi'ndeki Çiller ailesine iliş-
kin hesap. 7 yıldıraçılmadı.
Kendi belgeleri yalanlıyor
Ancak Başbakan, 14 temmuz
perşembe günü Türkiye ElektriJ;
Kunımu Genel Müdürlüğü'nde
topladığı DYP Grubu'nda
dağıttığı belgelerle, Sanyer Vergi
Dairesi'ndeki hesabının kapab
tutulduğu dönemde milyarlarca
liralık emlak sattığını duyurdu.
Başbakan'ın. basına ve milletve-
killerine dağıtüğı mal varlığı dos-
yasında "1987-1991 arasuıda
satılan gayrimenkıılkriıniz"
başbğını taşıyan bir tablo>a yer
verildi. Tabloda. Çiller'in, kişisel
mal varlığı olan 12 arsa, 2 yalı, 1
işhanı, 2 ahşap ev ve 1 arsalı evi,
1987 ile 1991 yıllan arasmda
sattığı bilgisine yer verildi.
Gelir Vergisi Yasası
Gelir Vergisi Yasası.'nm "Tajfı
yeri" başbğını taşıyan 106. mad-
desi. "Gelir vergisi, miikeUefin
ikametgahının bulunduğu mahal
vergi dairesincç tarh (hesaplama)
edflir" hükmünü taşıyor. Bu hü-
küm uyannca, İstanbul-Yeni-
köy'de oturan Çiller ailesi, gebr
vergisi açısından. "ikamet esası"
uyannca, Sanyer Vergi Dairesi'-
ne bağb bulunuyor.
Yasanın "Ticari kazanç"
başbğıru taşıyan birinci bölü-
münde. vergiye tabi "ticari ka-
zancın unsurlan". taşınmaz sa-
tışlan açısından 37. maddenin 4.
bendinde şöyle düzenleniyor:
"Gayrimenkullerin alım. satun
ve inşa işteriyle devamlı olarak uğ-
raşanların, bu işlerinden... elde
edilen kazançlar..."
Gelir Vergisi Yasası'nın, "An-
n kazançlar" başbğını taşıyan 82.
Maddesi'nde de, "Areri (donem-
sel) olarak ticari muamelelerin ic-
rasından veya bu nitelikteki mua-
melelere tavassuttan elde edilen
kazançlar"ın vergilendirileceği
hükme bağlanıyor.
Yasanın, "Sair kazanç ve irat-
lar" başlığını taşıyan yedinci bö-
lümündeki mükerrer 80. Mad-
de'nin 7. bendinde, gayrimenkul
satışı açısından vergiye tabi "de-
ğer artışı kazançları" da şöyle
tanımlanıyor:
"tktisap (edinim) şekli ne olursa
olsun, 70. Maddenin birinci
fıkrasuıın 1, 2, 4 ve 7 numaraJı
bentlerinde yazüı (gayrimenkul ve
tahliye vasıtaları) mal ve haklann,
iktisap tarihinden başlayarak bir
yü içinde elden çıkanlmasından
doğan kazançiar... ticari kazanç
sayılır ve bunlara ticari kazanç
hakkındaki hükümler uygulanır."
Maliye'den saklanan
satışlar
Başbakan Çiller'in, 1987-1991
yıllan arasında elden çıkardığını
açıkladığı milyarlarca lira değe-
rindeki gayrimenkulün satışının.
Gehr Vergisi Yasası'nın yukan-
daki hiikümlerinden biri uyan-
nca vergılendirilmesi gerekiyor.
Elden çıkarmalardaki düzen-
lilık, satışlann; yasada tanımla-
nan "ticari kazanç" ölçütleri
uyannca vergılendirilmesi gerek-
tiğini ortaya koyuyor.
Çiller'insatışişlerrderinin.'tica-
ri kazanç" açısından vergilendi-
rilmemesi durumunda ise, vergi-
ye tabi "sair kazançlar" kategori-
si çerçevesinde yükümlülük d o
ğuyor.
Yasa aynca. Uskumruköy'de,
satın alındığı yıl içinde satılan iki
arsanın "değer artışı kazançlan"
çerçevesinde vergilendirileceğini
emredid hükme bağbyor.
Mal varbğına ibşkin olarak
dağıttığı dosyadan. gayrimenkul
alım-satım işiyle uğraştığı açıkhk
kazanan Başbakan ve eşi özer
Uçuran Çiller. Gebr Vergisi Ya-
sası'nın "birçok açıdan" vergiye
tabi tuttuğu gayrimenkuJ sauşlan
için Maliye Bakanlığı'na bildi-
rimde bulunmadılar.
Yasanın. çeşitb unsurlar açı-
sından farkb şekillerde vergilen-
dınneye tabi tuttuğu gayrimen-
kul satışlan. hiçbir kategori çer-
çevesinde Çiller ailesinin bağb
bulunduğu Sanyer Vergi Daire-
si'ne "beyana tabi gelir" olarak
bildirilmedi.
Sanyer Vergi Dairesi'ndeki he-
sabın kapab tutulması ve bu satı-
şlann vergilendirilmek üzere Ma-
liye Bakanbğı'na bildirilmemesi,
milyarlara ulaşan Çiller'in serve-
tinin "kayrt dışı" tutulduğunu or-
taya koydu.
Maliye Bakanlığı'nın. yasalara
aykın olduğu Başbakan'ın
dağıttığı belgelerden anlaşılan bu
satışlar için harekete gecmesi du-
rumunda. gecikme faizleri ve ce-
zalarla birlikte, Çiller ailesi için
milyarlarca bra vergi tahakkuk
ettireceği belirtildi.
Bosna-Hersek için zirve
• Baştarafi 1. Sayfada
Demirel, ziyaretinin üçüncü
gününde Brioni Adası'nda, Bos-
na-Hersek sorununa çözüm için
Hırvat, Bosna-Hersek ve Bosna-
Hersek Federasyonu bderleriyle
iki saat süren bir toplantı yaptı.
Hırvatistan Curnhurbaşkanı
Tudjman'ın kaldığı "VUIa Bije-
la"da gerçekleştirilen zirveden
sonra, bderlerin ortak bildirileri-
nin yanı sıra Demirel de ayn bir
açık'lama yaptı.
Ortak bildiride, Bosna Temas
Grubu tarafından ortaya konu-
lan ve banşın sağlanmasını amaç-
layan plamn Sırplar tarafından
kabul edibnemesi durumunda.
Birleşmiş Milletler'in gerekb ön-
lemi abnası istendi. Saldınlan ta-
rafın kendini korumasına olanak
verilmesi istenen bildiride. Bos-
na-Hersek'in toprak bütünlüğü-
nün korunmasına yönelik giri-
şimlerin hızlandınbnası istene-
rek. bölgede yasayan tüm dev-
letlerin karşılıklı olarak birbirleri-
nin sınırlannı tanımalannın, böl-
gedeki banş ve istikrann sağlan-
ması ve kahcıhğı açısından öne-
mine değinildi.
Federasyona destek
Curnhurbaşkanı Demirel de
açıklamasında. Boşnak-Hırvat
Federasyonu'nu desteklediğini
belirterek, yeni kurulan federas-
yonun Bosna-Hersek'te sağlam
zemine oturttuklan ibşkiden duy-
duğu memnuniyeti dile getirdi.
Federasyon anlasmasırun
Sırplar'ın da katılabibnesi için ge-
rekli çerçeveyi taşıdığını bebrten
Demirel, banş planırun tekrar
düzenlenerek, bölgelere yönebk
tecavüz ve etnik temizlemenin et-
küı bir mekanizma ile ortadan
kaldınlması gerektiğine dikkat
çekti.
Banş planına Sırplann da ka-
tıhması için gerekb çabalann gös-
tenlmesi eereküğini bildiren De-
miıel. "danıyoruz ki bu planı
haürlayanlar. aytıı zamanda so-
nuçlannın takibinin sorumluluğu-
nıada alacaklardır" dedi. Demi-
rel Türkiye'nin bölgeye banş ve
istkrann gelmesi için ebnden ge-
lendesteği vermeye devam edece-
ğıni kaydetti. Cumhurbaş.kanı
Demirel ve beraberindekiler, dün
akşam saat 19.30'da üç günlük
Hırvatistan ziyaretini tamam-
layarak GAP adîı özel uçakla
yurda döndü. îstanbul Atatürk
Havalimanı'nda. Başbakan Tan-
su ÇüJer'le birlikte basın top-
lantısı düzenleyen Demirel, gezi-
nin ülke menİaatleri açısından.
bölgedeki banş açısından çok ya-
rarb geçtiğini anlattı. Demirel.
Saraybosna'ya. BM'nin güvenb
obnayacağı gerekçesiyle araç tah-
sis etmediği için gidemediğini an-
lattı. Gazetecilenn daha önce
başka başbakan ve devlet baş-
kanlanna uçak tahsis edildiğini
arumsatmalan üzerine sinirlenen
Demirel "Ne yapalun yani harp
mi yapalun adamlarla? Onlara
araç tahsis ertiniz de bize etmedi-
niz diye. Etmediler işte" diye ko-
nuştu.
Yaz gecesine
cazesintisi
• Baştarafi 1. Sayfada
sahneye yerleştirilen bir vantila-
törle serinlemeyi de ihmal
etmedi. Konser boyunca
sahneye çıkmak için fırsat
kollayan ve sürekli sahnenin
ücra köşelerinde danseden Al
Di Meola'nın küçük kızı ise
sahne kenannda yaptığı birkaç
fıgürden sonra konser bitimin-
de dayanamayarak sahneye fır-
ladı ve babasının kucağma atla-
dı. "Virtüözler Gecesi"nde AJ
Di Meola. Stanley Oarke ve Je-
an Luc Ponty'den önce bir kon-
ser veren. Yemen kökenb İsrail-
li genç müzisyen Noa da "giizei
şarkı söyletnenin bir tarz değil,
ancak bir gönül işi" oiduğunu
kanıtladı.
İstanbul'da bulunmaktan ne
kadar memnun oiduğunu
Türkçe sözlerle belirten Noa, o
gün aldığı bir darbukayı da ça-
larak Yemen'den New York'a
yavilan bir coğrafyada gezindi
ve kültürler arasındaki iletişi-
min müzikte ne denb önemb oi-
duğunu gösterdi.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
canlılık katıyor. Geçen yüzyıllardan
kalan binaların tümü olduğu gibi k o
runmuş. Bir ortaçağ filmi çekmek
için araçları ortadan kaldırmak dı-
şında hiçbir yeni dekora gereksinim
yok.
Zagreb'de bu tarihi binaların
arasından geçip Sparsko semtine
ulaştık. Burada savaş bölgesinden
gelen Boşnakların ve Hırvatların ya-
şadığı iki kamp var. Dört katlı mo-
dern binaların arkasındaki kamplar-
da gördüklerimizi kelimelerle anlat-
mak çok zor. Tel örgüden kapıyı ge-
çip içeri girdiğimizde temiz yüzlü.
olabildiğince temiz giysili, çoğu ço-
cuk, kadın ve yaşlı yüzlerce kişi bizi
karşıladı. Kimi alkışlıyor, kimi ağlı-
yor.
Curnhurbaşkanı Demirel in gelişi
nedeniyle savaş bölgesinden gelen
Boşnakların ve Hırvatların yaşadığı
kamp birleştirilmiş. Yani Mostar'da
birbirine silah çeken gençlerin aile-
leri Zagreb'de aynı kampta.
Kampta bir aileye aynlan oda 20
metrekare kadar. 20 metrekarenin
bir bölümü mutfak, bir bölümü salon,
bir bölümü yatak odası, bir bölümü
çocuklar için...
Savaş bölgesinden yanına ne ala-
bildiyse getirmiş insanlar. Tek eğ-
lence aracı küçük teypler. Duvarlar-
da birbirine zıt resimler, bir cami,
AnlamlıBipSavaş!
yanında Sylvester Stallone, karşı
duvarda Brigttte Nielsen
Kampta 4-5 oda birleştirilerek bir
de mescit yapılmış. İçinde sürekli
Kuran okunuyor. Bir köşede Suudi
Arabistan bayrağı var. Kamptaki
Boşnaklar, Müslümanlığı "kimlik"
olarak kabul ediyorlar. Adını sor-
duğumuz herkes "Müslümanım"di-
yor. Yan barakalarda ise Hıristiyan
Hırvatlar yaşıyor.
Demirel, etrafında toplanan Boş-
naklara dostluk ve banş dolu bir şey-
lersöyledi. Demirel'in "Banş mutla-
ka gelecek, yine bir arada yaşaya-
caksınız" sözlerini dinleyen grubun
başındaki yaşlı kadının yüz ifadesini
anlatmak belki sayfalar alır. Başör-
tüsünü arkadan çatmış yaşlı kadının
gözyaşları, yanağından süzülüp du-
dağının kenarına ulaşıncaya kadar
yüzündeki çizgilerin arasında daki-
kalarca gidip geliyordu. Yanındaki
ihtiyar ise Demirel'in ne dediğini an-
lamadan sürekli başını sallıyordu.
Arkadaki genç kız, üzerinde kısa
pantolon, tişört, gözlerinde onlarca
soru işareti. Bir şeyler mırıldanıp
arada bir Demirel'i alkışlıyor. Orta
yaşlı erkeklerse ner şeye kayıtsız,
vücutlarının üstü çıplak, gelip geçe-
ne bakmaksızın kendi halinde top-
rağı izliyorlar.
Sparsko'daki mültecileri arkamı-
zda bırakıp Zagreb'de yeni yapılan
camiye geçiyoruz. Camide yeni bir
mimari denenmiş. Kubbe ortadan
ikiye ayrılıp bir yanı, bir metre alta
yerleştirilmiş. Kütüphanesinde ise
başköşeyi Sultan ahmet manzaralı
îstanbul süslüyor.
Türk birliğinin bulunduğu Zenica
kentinde ise işsizlik diye bir sorun
yok. Çünkü iş yok. Devlet memur-
larının hiçbiri maaş almıyor, arada
bir daireye gidip varsa günlük işleri-
ni yapıyorlar. Atölyeler kapalı. Gün-
lük yaşamı, Birleşmiş Milletler'in
dağıttığı kumanyalar belirliyor. Ku-
manya öncesi bir araya gelme, ku-
manyasonrasıtur...
Savaştan önce Zenica'nın yüzde
55'i Boşnak, yüzde 15'i Sırp, yüzde
15'i Hırvat'mış. Şimdi yüzde 75'i
Boşnak, Sırplar kenti terk etmiş, Hı-
rvatlar kararsız. Zenica'daki Boşnak
tuğgeneral, Demirel'le görüşmesin-
de şöyle demiş:
' Buralan vatan. Koruyacağız. 40
bin askerim var, kimseyi sokmaya-
cağız."
Saraybosna'da birkaç gün kalan
Cumhurbaşkanlığı Basın Müşaviri
Metin Yalman la sohbet ediyoruz.
Her şey Cumhurbaşkanı'nın Saray-
bosna'ya gelip Hüsrev Camii'nde
namaz kılması üzerine kurulmuş.
Galatarasaraylı Kovaçeviç, yeni
açtığı kebapçı dükkanında Türk he-
yeti için özel bir hazırlıkyapmış. An-
cak Sırp lideri Karadzlç'in. "Kontrol
edemediğim Sırplar, Demirel'in
uçağını düşürebilir" tehdidi üzerine
programın bu bölümü gerçekleşe-
medi.
Demirel, Trto'nun villasında
Gezimizin son bölümü ise Adri-
yatik'teki 1100 adadan biri olan Bri-
oni idi. Burası TKo'nun yazlık vil-
lasının bulunduğu, bizim Büyüka-
da'yı andıran güzel bir ada. Aklımı-
za mülteci kampında ağlayan kadı-
nlar, karşımızda cennetsi bir man-
zara. Tito, 1970'te bu adada Demi-
rel'i ağırlamış. Demirel, 24 yıl son-
ra, önceki geceyi yine bu villada ge-
çirdi.
Brioni Adası'nda ceylan, karaca,
sincap, geyik ve insanlar yan yana
yaşıyor.
Adanın her yerinde yola çıkan bir
geyiği, restoranın önünden geçen
birsincabı görmek mümkün.
Sincaplar, geyikler, insanlarla
yan yana yaşamaya alışmışlar,
ama Balkanlar'daki insanlar bir
arada yaşamak yerine birbirlerini
boğazlamayı yeğliyorlar.
Sultanbeyli'ninlağuıı
sıılaııbaraja akıyor
• Baştarafi 1. Sayfada
kanşan tüm atık sulan,
tuvaletleri ve fosscpükleri bura-
dan da içme suyu olarak mus-
luklanmıza geliyor. İller Ban-
kası dahil pek çok kuruluşun
karşı çıkmasına karşın Sultan-
beyli'nin bu kaçak büyüyüşüyle
birlikte yarattığı kirliliğe yıllar-
dır hiç bir kurum dur diyemj-
yor.
Kentimizin su kaynaklannın
başı çeken Ömerb Barajı da hız-
la kirleniyor. Gaziosmanpaşa
ilçesi'nin RP'b yöneticilerinin
Alibeyköy Barajı'na kanabzas-
yon bağJamak üzere künk dö-
şeme çabşmalannı başlatması-
nın ardmdan açtığımız "Ömerli
Barajı Dosyası" da çok ciddi so-
runlan içeriyor. Ömerli Barajf-
nın kirlenmesindeki en büyük
etken tüm belediyeler dönemin-
de "Sultanbeyli kaçak yerleşim
bölgesi" olarak gösteribyor.
Ömerli su toplama havzasının
güney ve güneybatı yörelerine
yayılan Sultanbeyli 1980
yıbnda kurulmuş. Önceleri nü-
fusu 2 bin 500 kişi olan Sultan-
beyli tümüyle kaçak. Ancak ka-
çak olmasına karşın siyasi yö-
netimlerce adeta ödüllendirile-
rek önce belde ardından da ilçe
yapılmış. İlçeyi 3 dönemdir Re-
fah Parti'b Belediye Başkanı Ah'
Nabi Koçak yönetiyor. Aynı za-
manda "RP'nin kalesj" olarak
da ünlenen Sultanbeyb için İller
Bankasfnın 1993 yıbnda haa-
rladığı bir rapor çarpıcı husus-
lan içeriyor.
iller Bankası İstanbul Bölge
Müdürlüğü'nce hazırlanarak
Genel Müdüriük İmar Planla-
ma Dairesi BaşkanhğTna gön-
derilen B.09.2.İBG. 1.00.08
9405 sayıb rapor İller Bankası
Genel Müdürlüğü'nün talebi
üzerine hazırlanıyor. Baraj su
toplama havzasının "Organize
şekilde işgal edildiği" görüşü-
nün yer aldığı rapordan özet
alıntılar şu şekilde:
"... Sultanbeyli, ömerli Bara-
jı su toplama havzasının uzun
mesafeü koruma alanında yer
almaktadır. kartal Uçesi Sa-
mandra bucağına bağlj küçük
bir köy yerleşmesi iken 80'li yıl-
laruı ortalanndan itibaren hazi-
ne ve özel mülkiyetteki arazile-
rin organize bir biçimde işgal
edüerek pazarlanması ve yoğun
Dorlık'kHi Ömerli Barop'no »Jen SU,
SufembevŞ kanataasyofl suiarımn
etltisjvlt kirienefek İu koldon jehr
biçimde kaçak olarak yapüan-
ması sonunda, bugün, 1990 nüfu-
su 82 bin 298'e varan, tümüyle
yasadışı yollardan oluşmuş bir
kent ortaya çıkmıştır. Bu kaçak
kent, merkezi yönetim tarafın-
dan, 1989 yıhnda belediye, 1992
yılında ise ilçe yapılmıştır."
"Kaçak kent Sultanbeyli" nin
gerçek nüfusunun gözüken ra-
kamlarnın birkaç katı oldu-
ğuna dikkat çekilen raporda,
"Şu anda. bundan sonraki yapı-
larunaları durduracak bir karar
ya da tavır alınsa bile, yapılmış
ve yapılmakta olan yiizlerce çok
katlı boş yapı iskan edildiğinde
Sultanbeyli'nin nüfusu en azın-
dan 250,300 bini bulabUecektir"
dendi. İstanbul Metropolitan
Alan Naam Planı'nda Sultan-
beyli yerleşme alanı'nın "Ömer-
li Barajı Su toplama Havzası"
çlarak gösterildiği vurgulanan
İller Bankası İstanbul Bölge
Müdürlüğü raporunda, bölge-
deki su havzalannın korunması
için belediye, valilik, İller Ban-
kası ve Bayındırlık İskan Ba-
kanbğı'nın yetkili olduğu. an-
cak bu kurumlar arasında ko-
ordinasyon sağlanamadığı da
belirtildi.
Sultanbeyli'nin kaçak olarak
hızla büyüdüğü ve hatta kaçak
olmasına karşın ödüllendırile-
rek ilçe yapılmasına "ne hikmet-
se" bütün hükümetler ve yerel
yönetimler döneminde karşı
çıkıldı. Eskı Belediye Başkan-
lanndan Bedrettin Dalan döne-
minde Sultanbeyli'nin Ömerb
Barajı'm kirletmesine karşı ön-
lem olarak geh'ştirilen projeler
kendisinin 1994 yerel genel se-
çimlerindeki projelerinde de yer
aldı. Bu raporun "Sultanbeyli'-
nin dünü bugünü" başlıklı bölü-
münde "bu yerieşim birimi
İstanbul'a su temin edilen Ömer-
li Barajı'nın su toplama hav-
zasının uzun ve kısa mesafeli ko-
ruma alanı içinde kaknaktadır"
dendi. Gene İstanbul'un eski
Belediye Başkanı Nurettin Sö-
zen'in çahşmalannda da Sul-
tanbeyli'deki tehlikeli gelişme-
ye dikkat çekilerek, bölgenin alt
yapı çabşmalannın hızla baş-
latılmasının gerekliliği belirtil-
di. İstanbul'un Avrupa ve Ana-
dolu yakalanna su sağlayan
Ömerli Barajı 1972 yılında işlet-
meye açıldı. Barajın maksimum
rezerv hacmi 267 milyon 592
binmetreküp. 1989 yıbnda dev-
reye giren Darlık Barajı'ndan
da bu baraja su pompalanıyor.
Ömerli-Darlık ikilişi ile Anado-
lu Yakasfnda Üsküdar'dan
Gebze'ye kadar. Salacak-
Sarayburnu geçişi ile de Emi-
nönü'nden Bakırköy'e kadar
geniş bir bölge su alıyor. Bu ba-
rajdan aynca acil durumlarda
Terkos'un beslediği Haliç'in
kuzey kesimine de su veriliyor.
Ömerli Barajı'nın su toplama
havzasına yerleşen kaçak yapı-
lar Sultanbeyli'nin Refah Parti-
li yönetimince engellenemiyor.
Buraya yapılan ve resmi rapor-
lara karşın önlenemeyen kaçak
yapılann hiç birisinin alt yapısı
da bulunmuyor. Çoğunlukla
fosseptik çukuru kullanan
yapılann tüm artıklan derelere
verilerek ya da toprağa kanşa-
rak Ömerli Baraj Gölü'ne ulaşı-
yor. RP'blerin yarattığı tüm bu
kirblik ise musluklanmıza ka-
dar ulaşıyor.
Medyaya karsı destek arayısında
Başbakaıı ÇiIIer'den karşı atak
•DYPTemsücöer Medisi'ni bugüa
oİağanûştö topîayacak olan Başbakan
Tansu Çilkr. nedaı 'bedef haiine
geidiğini anlatarak, parti örgütünti
*atoının açık, başînındik' o0uğu
konusunda iknaetmeye çaJışacak.
ANKARA (Cumfeoriyet Börosu) • Meclis
araştırroa önergesine konu olan sen'eîinirj
kayna^ra, '•babadan kalma" olarak açıklama-
ya çalışan, ancai maîvarbğına iiîşkin tartı-
şmalann dnünü kesemeyen Başbakan Tansu
Çffier, parîi içi muhatefete ve medyaya karşı
destek arayıjıiida.
Bu çerçevede, DYT TerrjsiîeiJer Meclisi'ni
înıgün olaganüstö toplay-acak olan Çiîİer, ne-
den it
keâtf haiine geldîğinj anlatarak, parti
örgiitünü. '"ainaaB açık. iuşauB dü1
' oiduğu
konusunda ikna etmeye çabşacak.
Malyartiğıtıa İlişkîn araşurma önergesinin
SHP'nin desteğiyle reddedümesine ve DYP
Grubu'nda yaptığı açikiamaliara karşm, Dev-
îet Bakaru Mtİmst Afi Yıimaz ve îzmir Miöet-
vçkifi Nevzat Çobaaoğlo tarafından isîifayia
protestoedilen, DYP'li muhaMfierin ağu-eleşji-
ri botnbardimaiHna hedef olan Başbakan Çil-
ler» karşı atağ> geçti.
Çiİİer, paıti loıracularj, hayatta kalau eski
genel başkatılar, Genel İdare Kuruiu, Merkez
Karar Kunıla ve Yüksek Haysjyet Divanı üye-
feri, miHetvekiJleri, iî başkankn ve belediye
başkaiîSartndan oluşan genişleüimiş DYP
Temsilciler Meciisfni oîağanûsîü topiantıya
çağırdj. Bugûn saat 11.00'de Böyük Aökajra
Oteii'sde gerçekleştirilecek DYP Terasifciîer
Medisi toplanüss ıçin TBMM Bajkanı Hüsa-
nıettin Gsdonık'a telgrafla çağn yapıkliğf öğ-
renildi.
DYP çjevrekıinden edinflen bügiye göre Çil-
ier, geotşietürniş Temsiîciler Medîsi'ni, " f ^ t i
örgütiinün, tarafiı haberter aedentyk kaM&âne
g§>enini kaybedebüecegj ve çeüjkiye &şeb8e-
ceği efld^esiyte" oîağanüsrö topiantıya çağjrdı.
Son geJişîîıeteri Cumhuriyet'e değerleödirei}
DYPlı birbakan. "SaysB Başbakan,parti ör-
%&tSaem ve yetküi kandiaim», sağaan sofdui
dayacaldan bügiferie olaya yaklaşmalarmı îae-
miyor. Bugün ya|>aca^ açidamâlafla, yetküi
ağiz olarak, rnerak ettHüeri her konuya yanıt
verecek. ANAF*möaergesıininve parti içJBtoba-
fefetin tavnaıa siyasi ne&nkrim ortaya koya-
csu\" dedi,
DYFü muhaliflerin, Çiller'in olası bir "ör-
gjât öouDde besıtp sorroa"' girişimîne karşı kaui-
mamakn bekienen toplartüda, 27 Mart seçim
sonuçlanmn yanı ara, örgüî sorunlajrmın da
eie alısaca^ belirtülyor.
Temiz ve sağlıklı
su için iş başına
• Baştarafi 1. Sayfada
Elmalı Barajı tüm bu anlatı-
lanlardan ötürü, "Ağır kirlen-
me" nedeniyle devre dışı bırakı-
lırken RP'li Gaziosmanpaşa
Belediyesi İstanbul'un tüm Av-
rupa yakasına su veren Alibey-
köy Barajı'na kanalizsyon bağ-
lamak için künk döşerken, gene
RP'li Sultanbeyb'de de alt yapı
olmadığı için tüm atık sular bo-
rularla derelere akıtıldı. İçinde
insan dışkısı dahi) her türlü atık
maddenin bulunduğu bu sular
Ömerli Barajı'na kanşarak bu-
radan da musluklanmıza
ulaşü.Tüm bu gerçekleri yansıt-
tığımız yayınlanmız sırasında
gerek Valilik gerekse İSK.İ yö-
neticileri "Barajlarımız ulusJa-
rarası parametrelerde temiz"
görüşünde ısrar ettiler.
Nüfusu 10 milyonu aşan İs-
tanbul'da. siyasi iktidarlar ve
belediye başkanlan genel ola-
rak "gözüken" hizmetlere gjt-
meyi yeğlemesiyle su sorunu
böylesine dev bir boyutta
karşımıza çıktı.
Ara ara ciddi bazı çalışmalar
yapılmasına karşın yüzde 90'ı
sadece "Proje aşamasında" \e
kürsülerdeki konuşmalarda
kalan ''hayau' yatmmlarla"
İstanbul'un alt yapı sorunu bü-
yüdükçe, büyüdü. Kesinlikle
korunması gereken su havza-
lan gene siyasilerin tavizleriyle
kaçak yapılarla dolduruldu.
Tüm bunlann sonucunda
İstanbul'un suyu. su kay naklan
ve ilgili alt yapılan kullarulma-
ması gereken ölçüde kirlenip
bozuldular. Bu durum rapor-
larla saptandığı halde seçilmiş
ve atanmış yöneticiler "Endişe
edecek durum yok" açıkla-
masını >apmayı uygun gördü-
ler. İşte bu nedenlerle Cumhuri-
yet gazetesi olarak. tüm bilim-
sel raporların ışığında ilgilileri.
yöneticileri vesiyasetcileri göre-
ve çağırmayı bir kamu görevi
savdık.
Jüpiter'de
büyük
çarpışma
çarşambaya
• Shoemaker
kuyrukluyıldızının Jüpiter
gezegenine çarpmasının
ardından 1800kilometre
çapında ateş topunu
çağnştıran bir bulut oluştuğu
belirtildi. Şu ana kadar
çarpışmadan Dünya'nın
etkilenmediği
kaydedildi.Levy ve
Shoemaker. çarpışmadan
sonra büyük bir enerjinin
serbest kaldığını, bunun
Jüpiter'in yukan kesimlerine
doğru yükseldiğini \ e gezege-
nin ufuk çizgisinin üzerinde
görüldüğünü belirttiler.
Haber Merkezi- Dünya ka-
muoyunda günlerdir merakla
beklenen Shoemaker kuyruk-
luyıldızının Jüpiter gezegenine
çarpmasının ardından 1800 ki-
lometre çapında ateş topunu
çağnştıran bir bulut oluştuğu
belirtildi. Şu ana kadar çarpış-
madan Dünya'nın etkilen-
mediği kaydedildi.
Dünya'dan 720 milyon kilo-
metre uzakhktaki Jüpiter'e çar-
pan kuyrukluyıldızın ilk bölü-
münün küçük parçacıklardan
oluşan zayıf bir küme olabı-
leceğini ve Jüpiter'in atmosfe-
rinde dağılabileceğini belirten
Sutherland Gözlemevı'nde
bulunan yetkililer, 20 temmuz-
da kuyruklu şıldızın en bü\ük
parçası ile gerçekleşecek çarpı-
şmanın daha etkili bir görüntü
sağlayacağını umduklannı
kaydettiler.
ÂBD'nın Maryland eyale-
tindeki Baltimore'da bilim ens-
titüsündeki teleskoptan yarar-
lanarak çarpışmayı izleyen.
kuyrukluyıldıza isminı \eren
bilim adamlan Eugene Shoe-
maker ve David Levy ise
yaptıklan açıklamada. "Bir in-
sanın hayatında. ancak bir kere
görebileceği bu büyük olay ı izle-
mekten mutluluk duyduk.Böyle
bir şeye ancak 1000 yılda bir
rastlanabilir" dediler
Levy ve Shoemaker. çarpış-
madan sonra büyük bir enerji-
nin serbest kaldığını, bunun Jü-
piter'in yukan kesimlerine
doğru yükseldiğini \e gezege-
nin ufuk çizgisinin üzerinde gö-
rüldüğünü belırttiler. Bıîim
adamlan, gezegenin yörünge-
sinde de bir değişıklik ol-
madığını kaydettiler.
Haraççı'vıharacabağladılar
MEHMET DEMİRKAYA
Gaziosmanpaşa Haraççı bel-
desinin DYP'li belediye yöneti-
mi, kaçak yapılara para karşılı-
ğı izin verdiği ve kendi taraftar-
lannın yaptığı kaçak binalara
gözyumduğu iddiasıyla Ga-
ziosmanpaşa KaymakamhğY-
na şikayet edildi. Haraççı Be-
lediyesi'nin CHP'b mecbs üyesi
Sevdakar Güler tarafından kay-
makamlığa verilen dilekçede.
kaçak binalardan 10 milyon
bra alındığı öne sürüldü.
Haraççı Belediyesi CHP'li
meclis üyesi Sevdakar Güler ta-
rafından Gaziosmanpaşa Kay-
makamlığı'na verilen dilekçe
de şöyle denildi:
"Göreve geldiğimizden beri
beldemizde devamlı yasalara ay-
kırı hareket edilmektedir. Bele-
diye başkanı etrafı ile birlikte
hareket etmekte ve haksız fıiller-
de bulunmaktadır. Kaçak yapı-
laşmada kendi taraftarlarına
izin verilirken diğerlerine yasak
uygulanmaktadır.
Bu kaçak yapılardan gayri
resmi izin adı altında para alın-
makta ve bu paralar da gelir gi-
der hesaplarına intikal ettirilme-
mektedir.
Kişi başına 10 milyon lira alın-
maktadır. Bu konuda özel bir
gayret sarf edilmekte »e belli ki-
şilere izin \erilmektedir.
Ktsaca açık açık taraf tutul-
makta ve belediye yasaları ve
sosyal kuralları hiçbir zaman
göz önünde bulundunılmamak-
tadır.
Bu nedenle makamuıua baş
vurma zarureti hasıl olmuştur.
Gerekli tetkikin yapılması ile
anılan baksızlık ve yasa tanı-
ma/lığa son verilmesi için gere-
ğini arz ederim."
DYP'li Haraççj Belediye
Başkanı Metin Karahan'ın em-
lakçı oiduğunu. başkan seçil-
dikten sonra emlakçıbğı sür-
dürdüğünü iddia eden Sevda-
kar Güler, belediye yönetimi-
nin. ev yapanlardan çeşitli ge-
rekçelerle para istediğini. ver-
meyenlere ev yapma izni veril-
mediğini söyledi. Belediyeye
bağış adı altında toplanan pa-
ralar karşıbğında. parayı \eren-
lere belediyenin kaşesini taşı-
yan küçük bir pusula verildiğini
belirten meclis üyesi Güler.
"Ben dilekçeyi verdikten sonra
bu pusulalar belediye göre\!ileri
tarafından geri toplanmaya baş-
landı. Gerçi bu pusulalar huku-
ken pek fazla bir şey taşunıyor
ama yinede geri toplamaya çalı-
şıyorİar" dedi. Pusulalarda >a
alınan paranın miktan yada ni-
çın alındığının yazılı oiduğunu
öne süren Güler. seçimlerden
sonra DYP'b bir meclis üyesi-
nin hazine arazisine iki katlı bir
inşaat yaptığını söyledi.
"Ben kendi yerime ev
yapamıyorum"
1282 sayıb kendisine ait par-
sele ev yapmak için iki >ıl önce
temel attığını anlatan MikaiJ
Birdal, "Temeli yol tarafından
yeterince geriden atmadığım için
bana izin verilmiyor.
Ama hazine arazilerine inşaat
yapılıyor, onlara ses çıkartılmi-
yor. Ben kendi yerime ev ya-
pamıyorum. Bu haksızlıkrır"
dedi.
Cemai Keieş adh yurttaş da
belediyeye para verene izin ve-
rildiğini vermeyene de çeşitli ge-
rekçelerle zorluk çıkartıldıeını
savundu.
MISIR BAŞBAKANIATIF SITKI:
Malvarlığmı kanıtlayan hakkını alacak
İSTANBUL (AA) - Mısır
Arap Cumhuriyeti Başbakanı
Dr. Atıf Sıtkı. Türk vatandaşla-
nnın Mısır'da bulunan emlak-
leri ile ilgili konulann yann An-
kara'da yapılacak resmi temas-
lar sırasında ele abnacağını açı-
kladı.
Dört günlük resmi bir ziyaret
için Türkiye'de bulunan konuk
Başbakan Atıf Sıtkı, Türk va-
tandaşlannın Mısır'daki mal-
\arbklan ile ilgili konular üze-
rinde iki ülke arasında görüş-
melerin devam ettiğini söyledi.
Sıtkı, iki ülke arasında imzala-
nan anlaşmaya göre Mısır'da
malvarbklannın bulunduğunu
kanıtlayarak Mısır makamlan-
na başvuruda bulunan kişilerin
haklannın tazmin edildiğini
kaydetti. Uzatılan başvuru sü-
resinin 3 Ağustos 1994 tarihin-
de sona ereceğini hatırlatan
Başbakan Sıtkı. "Bu ziyaret sı-
rasında da bu konu ele aluıacak"
dedi.
Türkiye ile Mısır arasındaki
ilişkilerin tarihin derinliklerine
inen sağlam bağlar üzerine ku-
rulu oiduğunu vurgulayan ko-
nuk başbakan. "Türkiye'nin
yeri, Mısır halkının yanında bü-
yük ve yücedir" dedi.
Dr. Sıtkı, Türkiye'de uygu-
lanmakta olan ekonomik istik-
rar önlemlerini yakından izledi-
ğini ve Mısır'da yapılan benzeri
uygulamalarda Türkiye'nin de-
neyimınden yararlanıldığını da
ifade etti.
İki ülke arasında özelb'kle
ekonomik ve ticari alanda işbir-
liğinigebştirmeimkânlanbulun-
duğunu kaydeden Dr. Sıtkı.
şöyle konuştu:
"İldlî ticaret hacmi, yaklaşık
300 milyon dolara ulaşmakta-
dır. İki ülke potansiyeli değer-
lendirildiği takdirde, bu rakamm
daha yukarıya çekilme olanağı
bulunmaktadır. Aynca iki ülke
özel sektörleri arasında ortak
yatırımlar söz konusudur. Özel
sektörü teşvik etme kanalıyla
ortak yatırım hacminin daha da
arttuılması mümkündür."
Uluslararası topluluğun Bos-
na'ya fıili müdahalede bulun-
ma konusunda geç kaldığını da
belirten Mısır Başbakanı, soru-
na çözüm bulunması için Mısır
ve Türkiye'nin İşlam Konfe-
ransı Örgütü (İKÖ) çerçevesin-
de yürüttükleri işbirliğinın de-
vam etmesi gerektiğini bildirdi.
Mısır Başbakanı Dr. Atıf Sıt-
kı. "Bütün arzumuz, taraflann
müzakereler yoluyla sonına ba-
nşçı bir çözüm bulmalarıdır.
Şimdi bir çerçeve anlaşması var-
dır. Bize gelen bilgilere göre bu
anlaşma taraflann kabulünü
gördü. Şimdi yapılması gereken
uluslararası topluluğun, bu an-
laşmanın titi/likle uygulanması
ve daha fazla insan kanının akı-
tıbnasına son verilmesi için gay-
ret göstermesidir." dedi.
AĞLAMAKVE
GÜLMEK
İlhan Selçuk
9. bası 60.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yayuıları Tûrkocağı Cad.
39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemeli gönderilmez