Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 TEMMUZ1994 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Geç keşfedilen bir usta: Joe Henderson
ALİSÖNMEZ
İstanbu) Kültür ve Sanat Vakfı tarafmdan dü-
zenlenen 1. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin
bu yılki bir başka ünlü konuğu, tenor saksofonun
son dönemdekı en başanlı ısmi Joe Henderson, bu
akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda kendisini merakla
bekleyen cazseverlerin karşısına çıkıyor. Özellikle
günümüzün en büyük tenor saksofoncusu sayılan
Sonny Roilins'in son yıllarda verdiği konser
sayısını iyice azaltması ve bu yılın başında
çıkardığı ^ l d Flames" adlı albüme kadar bir süre
sessiz kalması, Joe Hendersoo'ın son dönemde bir
bakıma rakipsiz kalarak ûnünü pekiştirmesinde
rol oynadı. Aslında uzun yıllardır caz dünyasında
yetenekli bir saksofoncu olarak bilinen Joe Hen-
derson'ın sesini daha geniş kitlelere duyurması,
tıpkı Betty Carter örneğinde olduğu gibi, 1990'-
lann başında Verve plak şirketiyle anlaşmasından
sonra gerçekleşti. Dünyanın en büyük plak grubu
Pbly Gram'ın başanlı bir ürün planlarna ve pazar-
lama çahşması sonucu ortaya çıkan iki parlak al-
bümün ardından Joe Henderson adını duymayan
kalmadı.
Olağanüstü başarı zinciri
1963 yıhnda, Joe Henderson 26 yaşındayken,
ünlü caz dergisi Down Beat, onu, "daha çok tanın-
mayı hak eden sanatçı" kategorisinde baş sıraya
koymuştu. Ama Henderson'm tüm dünyada
tarurup şöhrete ulaşması tam 30 yılını aldı.
Yıllardır cazın gerçek emekçileri arasında, kendi
yolunda ilerleyen bu deneyimli ve yetkin sanatçı,
Verve ıçin ilk olarak, VVynton Marsaüs, Stephen
Scott. Christian McBride ve Gregory Hutchinson
gibi genç kuşak müzisyenlerle, BiDy Strayhorn
bestelerini yorumladığı "Lush Life" adlı albümü
doldurmasının ardından, Dovm Beaı'in 1992 Ulus-
lararası Caz Eleştirmenleri Anketi sonucunda,
"Yıhn En lyi Caz Sanatçısı", "Yılın En lyi Caz Al-
bümü" ve "En İyi Teoor Saksofoocu" ödüllerini
kazandı. Yine o yü, aynı ödülleri, bir kez de dergi-
nin Okuyucu Anketi'nde elde ederek caz tarihine
geçti. Her iki ankette de, üç ödülü birden kazanan
ilk ve son sanatçı, 1969 yıhnda Duke Ellington ol-
muştu. DOHTI Beat'te yer alan bir söyleşide,
"Sanınm bu düm ada var ofanamın tek nedeni sakso-
fon çalmak. Bu, kendimi ve insanlan mutlu edebil-
mek için bildiğim tek ve en iyi yol", dıyen Hender-
son. "Lnsh life" adb parçadaki solo yorumuyla, o
yıl "En iyi EnstrümantarCaz Sotosu" dalında bir de
Grammy ödülü kazandı.
Yıllardır, "Free " caz akımının
etkilerini de taşıyan yetenekli bir
"hard-bop" müzisyeni olarak
isim yapan sanatçı, melodi,
armoni ve cümle kuruluşu
açılanndan' sofistike' ya da
'entelektüel 'çalış tarzının yanı
sıra, artık caz standartlan arası-
na giren bazı besteleriyle de
seçkinleşmiştir.
Herkes bu kadar başanlı bir yapıtın ardından çı-
kanlacak albümün göreceolarak sönük kalacağuu
düşünürken, ertesi yıl John ScofiekL, Dave Holland
ve AJ Foster ile birlikte stüdyoya giren Joe Heoder-
son, Miles Davis'in arûsına yaptığı "So Near, So
Far" albümüyle olağanüstü başan zincirine yeni
halkalar eklemeyi başardı: Dovm Beat'in Caz Eleş-
tirmenleri ve Okuyucu Anketleri'nde bir yıl önceki
müthiş zaferini tekrarlayan sanatçı, Jazziz dergisi
tarafmdan "Yılm Caz Sanatçts;" seçilmesinin ardı-
ndan, Billboardun "Yılın Caz Sanatçısı" ve "Yılın
Albümü*' ödüllerini de aldı. Joe Henderson aynca,
"En İyi Enstrümantal Caz Sok»su" ve "En tyi Enst-
rümantal Caz PerformansT dallanndaki başansıy-
la, bu yıl iki Grammy ödülü birden kazanan tek
caz müzisyeni oldu. Jşte bu gece Açıkhava Tiyatro-
su'nda izleyeceğimiz Joe Henderson, böylesine po-
püler ve üstelik başanlı bir müzisyen. Hatta baa-
İan onu "Tenor'un Kralı" diye adlandınyorlar.
24 Nisan 1937'de Ohio'da doğan Joe Hender-
son, saksofoncu ağabeyinin klasik caz plaklannı
dinleyerek büyüdü ve 9 yaşındayken tenor sakso-
fonla müziğe adım attı. Daha 11 yaşındayken Rah-
saan Roland Kirk, 14 yaşındayken Johnny Griffin,
Art Farmer, CUfford Brown ve Quincy Jones'u da
içeren LJonel Hampton Orkestrası ve John Coltra-
ne ile çaldı. Bir yandan zengin bir caz plak koleksi-
yonu yaparken, öte yandan da müzik eğitimi görü-
yordu. Ama profesyonel müzisyenliğe atılma ko-
nusunda kararsızdı. Detroit'te geçirdiği üniversite
yıllannda Yusef Lateef, Barry Harris ve Donald
Byrd ile konserler verdi. Askerük görevi sırasında
gittiği Paris'te, Fransa'ya göç etmiş Amerikalı
cazcılardan Don Byas, Bud PoweD ve Kenny Clarke
ile çaldı. 1962'de New York'a yerleşti ve Kenny
Dorham'la çalışmaya başladı. Nisan 1963'te kendi
adına ilk albümü "Page One"ı doldurdu.
Coltrane sonrası saksofonculann en yeteneklile-
rinden biri olan Joe Henderson, ömek aldığı Sonny
Rollins, Dexter Gordon, Stan Getz, John Coltrane
ve Ornette Coleman'ın etkilerini kısa sürede özüm-
seyerek kendine özgü bir tenor saksofon sound'u
yaratabilmiştir. 1960'larda, ünlü Blue Note plak
şirketine kayıt yapan müzisyenler arasında hızla
sivrilen ve 1962-63'te Kenny Dorham, 1964-66'da
Horace Silver, 1967-68'de Freddie Hubbard,
1969-70 yıllannda da Herbie Hancock'un grup-
lanylaçalışan Henderson, 1967 yılının başında bir-
kaç ay, VVayne Shorter'la birlikte, Miles Davis'le de
çalmıştı. Joe Henderson 1969 yıhnda altı ay bo-
yunca dönemin sayılı pop-caz gruplanndan Blo-
od, Svveat & Tears'te çaldı ve turneye çıktı; ama bu
deneyimden hiç hoşnut kalmayarak, halen yaşa-
makta olduğu Califomia'ya taşmdı.
'Lush Life' ile gelen müthiş atak
1970'li yıllarda birçok ünlü müzisyenin plak
kayıtlanna katılan, kurduğu "big band" için beste
ve aranjman çalışmalanna ağırhk veren Hender-
son'm, o dönemde kendi adına gerçekleştirdiği be-
bop, rhythm & blues, soyut müzik, rock ve etnik
müzik esintileri taşıyan plak çalışmalan ise pek faz-
99
"Giinümüz
Sanatçüan
sergisibugün
açıhyor
Kültür Servisi - Resim ve
Heykel Müzeleri Derneği'nce
düzenlenen "Günümüz
Sanatçılan" sergilerinin
15'incisi bugün Resim Heykel
Müzesi Şeker Ahmet Paşa
salonunda açılıyor.
Sergide genç sanatçılann ödül
alan ve sergilenmeye değer
bulunan yapıtlanyer alıyor.
Ödül alan yapıtlar
Özdemir Altaa, Mustafa Ata,
Özer Kabaş, Aydan Mur-
tezaoğlu, Füsun Onur, Hakan
Onur ve Kadri Özayten'den
oluşan seçici kurulun
değerlendirmesine göre Gamze
Tekin. Atala v Elpe ve Abmet
Müderrisoğlu'nun yapıtlan
başan ödülü, Nurdan
özşeker'in yapıtı PSD özel
ödülünü, Gülay
Semerdoğlu'nun yapıtı Nejat F.
Eczacıbaşı Sanat Müzesi
ödülünü, Sevilay Erdoğan ve
Füsun Çağlayan'ın yapıtlan da
jüri özel ödülünü aldı.
Her yıl olduğu gibi daha önceki
günümüz sanatçılan
sergilerinde ödül almış
sanatçılann yapıtlan da sergide
yer ahyor.
Gunümüz Sanatçılan 15.
İstanbul Sergisi'nin konuk
sanatçılan ise Elvan Alpay,
Burcu Or, Hakan Pehlivan ve
Tanjtı Demirci.
Sergide yapıtlan yer alan diğer
sanatçılar ise Şafak Sakalltoğlu,
Aydın Şofu, Yüksel Karayağız,
Serpil Ümit Görgü, Sevim Yüce,
Güven İncirlioğlu, Uğurcan
Yusuf, Murat Şen, Bülent Baş,
Aygûn Arslan, Suzi Hüg Levi,
Pınar Haşlak.
1 .Uluslararası Caz Festivali kapsamında bu gece Açıkhava
Tiyatrosu'nda izleyeceğimiz Joe Henderson bu yıl iki
Grammy ödülü birden kazanan tek caz müzisyeni oldu.
Böylesine popüler ve üstelik başanlı müzisyen olan
Henderson'ı 'Tenor'un Kralı' diye adlandınyorlar.
la ilgi toplamadı. Bir süre eğitmenlik yapüktan
sonra, 1985'te Blue Note'un yeniden faaliyete geç-
mesiyle biriikte, başanlı yapıtlara ımza atmaya
başlayan sanatçının, özellikle basçı Ron Carter ve
(bu geceki konserde kendisine eşlik edecek olan)
favori davulcusu Al Foster ile New York'taki ünlü
caz kulübü Village Vanguard'da kaydedilen, "Sta-
te of the Tenor" adını taşıyan ikili albümü, 80'li
yıllann en fazla ses getiren caz plaklan arasına gir-
di. Henderson 1987'de yalnızca kadın müzisyen-
lerden kurulu bir grupla çalışarak ilgi uyandırdı.
Joe Henderson'm son yıllardaki müthiş atağı ise,
başta da belirttiğimiz gibi, Verve plak şirketiyle an-
laşmasından sonra gerçekleşti. 1992 yıhnda dol-
durduğu, bugüne kadar 100.000 adcdın üstünde
satan (caz albümleri için gerçekten önemli bir satış
düzeyi!) "Lush Life" ile Billboard dergisinin cazlis-
tesinde yedi hafta bir numarada kalmayı başaran
Henderson, o günlerden beri caz dünyasının en
çok aranılan isimlerinden biri oldu. Aslında Hen-
derson'a sorarsanız, birdenbire caz dünyasının
adından en fazla söz edilen müzisyeni olmasına
çok şaşmaktadır. Çünkü sanatçıya göre. yaptığı
müzikte bu derece yankı uyandıracak bir değişik-
lik olmamıştır.
Joe Henderson, İstanbul'a çok
değerli müzisyenlerden oluşan
birekiplegeliyor. Davulda, on
üç yıl Miles Davis'in grubunda
çalmış yetenekli ve karizmatik
Al Foster yer alırken, basta da
Çek asıllı deneyimli bir sanatçı
olan George Mraz var. Grubun
son elemanı ise, Güney Afrikalı
gençpiyanist Bheki Mseleku.
Yıllardır, "Free " caz akımının etkilerini de taşı-
yan yetenekli bir "hard-bopv
jnüzisyeni olarak isim
yapan Joe Henderson, melodi, armoni ve cümle
kuruluşu açılanndan sofistike ya da entelektüel
diye tanımlanabilecek çalış tarzının yanı sıra, artık
caz standartlan arasına giren baa besteleriyle de
sççkinleşmiştir.
Joe Henderson, Jstanbul'a çok değerli müzis-
yenlerden oluşan bir ekiple geliyor. Davulda, on üç
yıl Miles Davis'in grubunda çalmış yetenekli ve ka-
rizmatik Al Foster yer alırken, basta da Çek asılh
deneyimli bir sanatçı olan George Mraz var. Gru-
bun son elemanı ise, son yıllarda caz dünyasında
hızla sivrilen, Güney Afrikalı genç piyanist Bheki
Mseieku. Bu gece caz dünyasının en geç keşfedilen
ustası Joe Henderson ve arkadaşlannı ağırlayacak
Açıkhava Tiyatrosu'nda, gerçek cazseverlere bü-
yük keyif vereceğini umduğumuz bu konserde siz-
leri de izleyrciler arasında görmek umuduyla...
Graham Robb'un düzenlediği biyografı unutulmuş sorulara yanıt anyor
Balzac'ın olaylarladoluyaşamı
Kültür Servisi - Vatansever
FransızJar için Honore de Balzac ve
Napolyon'un ortak pek çok noktası
vardır. En başta her ikisi de birer
imparatorluğun yaratıasıdırlar. Bi-
risi 1815'te yıkılan gerçek bir impa-
ratorluğun, diğeri ise 1994'e, yani
günümüze kadar süren ve Fransız
okullannın müfredat program-
lannm ana merkezini oluşturan
düşsel bir duygu imparatorluğu-
nun.
Birçok kişiye göre Napolyon, to-
taliter propagandayı yaratmıştır,
Balzac ise modern romanı. Her ikisi
de saygıdeğerdir, ancak öldüklerin-
de artlannda Fransızlann akıllan-
nda zaman içinde silinip giden bir-
çok hassas soru da bırakmışlardır.
Düriistbir biyografi
Napolyon, Avrupa'ya ba-
ğunsızhk, eşitlik ve kardeşlik fıkirle-
rini yayan Jacoben devriminin mi-
rasçtlanndan mıdır yoksa milyon-
larca kişinin ölümünden sorumlu
olan ve aniden zenginleşiveren Kor-
sikah bir despot mudur?
Balzac, Karl Marx'ın da hayır du-
asını alarak Fransız toplumunun
bütününü içeren engin bir sosyoloji
destanı ya da psikoloji ders kitabı
mı yaratmıştı yoksa son zamanlan-
nda, yeni romarun sözde papası
sayılan Robbe-Grillet'in bir zaman-
lar öne sürdüğü gjbi can sıkıa bir
tasvir ustasına mı dönüşmüştü?
Fransa'da yayımlanan Balzac'ın
son biyografisi de unutulmuş olan
bu sorulara yanıt aramaya çaiışıyor.
Biyografıyi almadan önce okuyu-
culara yapılan anketler sonucunda
şu sorular ortaya çıkmış: Biyografi-
yi düzenleyen Graham Robb, tüm
14. Nasreddin
Hoca Karikatibr
Yanşması
Sergisiaçüih
Kültür Servisi-14. Nasrettin
Hoca Karikatür Yanşması
Sergisi, Karikatürcüler
Derneği Sultanahmet Sanat
Galerisi'ndeaçıldı. 15
ağustosa dek açık kalacak
olan sergide, büyük ödülü
alan Viadimir Stepanov ile
başan ödüllerini paylaşan
Nelair Abrfu Santiago,
L'ubamir Kotrha, Dmirriy
Drozdov, Hrvoje Kovacoic,
Viacheslav Bibishev ile özel
ödül verilen Doğan Arslan,
Hassan Shyk, Cristi Vecerdea,
Pol Ooms, Milos
Panic-Panco, Slava Maza-
nofT, Ali Jahanshahi, Julian
Pena-Pai, Vemer Rollov*.
Mahmut Akgün. Selçuk
Hünerli, Behiç \ alçın
Ayrancıoğlu'nun
karikatürlerinin yanı sıra
sergilenmeye değer bulunan
çalışmalar yer alıyor.
1987'den bu yana Yerebatan
Sarayfnın Sultanahmet
çıkışında çalışmalannı
sürdüren Karikatürcüler
Demeği'nin yöneticileri, alt
kattaki satış bölümünün bir
kısmının İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nce "Emniyet ve
personel için gerekiyor"
gerekçesiyle alındığmı
belirterek "Bizim için önemli
olan galeri. Ancak müzenin
çıkışında emniyet görevlisinin
ne işlevi olacak? Aynca
emniyet görevlfleri denen
kişiler, o bölümde ve koridorda
turistik yayın sanşı yapıyorlar.
tnsanlarm resmi bir kuramun
içinde işportayla
karşılaşmalan hoş olmuyor"
diyorlar.
bu gizli kalrruş sorulann içeri-
sinde sıkışıp kalıyor mu ? Eleş-
tirmenler tarafmdan vicdanh ve
düriist olarak nitelendirilen bu
biyografı düzenlemesinde ya-
zar neler söylemek istiyor?
Balzac'ı tanımak için
Tüm bu sorulara yanıt ara-
mak ve ulusal bir kahraman
olarak kabul edilen Balzac'ı bi-
raz daha yakından tanımak
amaayla biyografiyi abp kü-
tüphanelerine götünlyorlar.
Honore de Balzac'ın yaşam
öyküsü belki çok cazip ya da
çekici değil ancak olaylarla
dolu olduğu da kesin. Annesi o
doğmadan çok önceleri Bal-
zac'tan nefret ediyordu. Am-
cası ise idam,
edilmişti.
Balzac gü-
lünç ücari an-
laşmalara,
pazarhklara
düşkündü.
Budalaca,
başanlı ola-
mayacağı bir
pob'tik kari-
yeri denedi. Oysa Chateaubri-
and, Hugo \cya Lamartine ka-
dar başanlı olabilirdi.
Hukuktan diplomasiye. cer-
rahlıktan hayvan bilimine.
manyetizmadan frenolojiye
dek her şeye karşı büyûk bir il-
gisi vardı. Düzenli olarak her
beş yılda bir intihara kalkışı-
yordu. Evlilikten nefret ediyor-
du, ancak Rusya'ya kendine bir
eş bulmak için uzun bir gezi
yapmaktan da gen kalmıyor-
du.
Basını küçük görerek takma
isimle kendi romanlanna eleşti-
riler yazıyor, monarşist gibi gö-
züküp aslındt» cumhuriyetçiliği
îşvunuyordu. Graham Robb'-
un düzenlemesinde çelişkili ka-
rakteri ve bunun nedenlerini
bulmak mümkün. Üstelik ya-
zann dili bir biyografıden öte,
bir romanın diline yaklaşıyor.
Somut olaylan dilin akıcılığına
kapılarak daha zevkli okuma
olanağını sağlıyor.
BU AŞAMADA
ŞÜKKAN KURDAKUL
Güncel Seçki
"Kanun diye, kanıın dive, kanun tepelendi"
Tevfık Fikret
Bedri Rahmi / Selam İle Haram
Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Ama hep böyle gidecekse bu dünya
Kalanlara haram olsun.
Orhan Veli / Vatan İçin
Neler yapmadık şu vatan için
Kimimiz öldûk
Künimiz nutuk söyiedik.
Oktay Rıfat / Ağzmıın Tadı
Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem
Boğazımda düğümleniyorsa lokma
Buluttan nem kapıyorsam, vara yoğa
Alımyorsam, geçimsiz ve işkilli,
Yüzüm öjkeden karaya çalıyorsa •
Denize bile iştahsız bakıyorsam
Hep bu boyu devrilesi bozuk düzen,
Bu darağaa suratlı toplum.
Melih Cevdet / Telgrafhane'den
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uykugirmez ki..
Uyuyamayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur, metin, sade
Çalacaksın.
Salah Birsel / Yunus Emre'den
Ey• kuzu kuzulayan avcı
Bu ne kadar çok Nemrut
Ne kadar az Yunus Emre.
Ceyhun Afuf Kansu / satdık adamlar çarşısı'ndan
Akhn kabakları beğen beğen al
Satılık düşünceler salatalık
Şuluboya kalemler satılık
İlke turşuları
Yürekleriyle satılık batakhk
Çok kalabalık
Ozdemir Asaf / Eni
Çürük deyorum, çürük değil deyorlar
Uzak deyorum, uzak değil deyorlar.
Elimle bir bir gösteriyorum,
Evet bakıyorlar, hayır deyorlar.
Metin Eloğlu / Kozalak MahallesTnden
Din, nemelazımalık dini
İman, para pul imanı
Namus;
Namus denilen şey yoktu ki sende.
Kemal Özer / Önce Efendileri Biçer Değerini Bir
tşbirlikçinin'den
Bir gün bile tutmayaeaklar
işe yaramadığm vakit,
içlerinde bir gün bile
tutmayaeaklar seni
efendilerin.
Sennur Sezer
Bir Su Akar Gündüz Gece'den
Ben güne büyütürüm
Öfkemi güne büyütürüm
Alsm gövdemi toprak
Öfkemi gene büyütürüm.
Şükran Kurdaku)
Türkiyem Nereye Götürüyorlar SeniMen
Darda kaldık seferberlikte gibi
Bakakaldık gidenlerin ardından
Emeğin şiirini yitirdi ortalık,
Türkiyem, nereye götürüyorlar seni.
Sıvas toplukıyımında yakılarak öldürülenlerin anısına
Hamburg'da bir konferans düzenlendi.
Hamburg Üniversitesi Türkoloji öğretim üyesi Prol.
Dr. Petra Kappert ile fakülte öğrencilerinden oluşan bir
çalışma grubunun düzenlediği konferansa Türkiye'-
den Ismet Zeki Eyuboğlu, Reha Çamuroğlu, Ruşen
Çakır, Gencay Şaylan, Şenay Saruhan, Şükran Kurda-
kul, Lütfi Kaleli, Nebahat Altaok, Almanyadan Prof.
Kappert, Prof. Gisela Kraft, yazar Reimer Eilers, Yazın
dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ergin Erkiner katıldılar.
Hamburg Etnografya Müzesi'nde gerçekleştirilen şiir
ve müzik gecesinde Mozaik grubunun ezgileri ve Prof.
Kraft'ın Pir Sultan, Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlar-
ca, Metin AHıok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar dan Al-
mancaya çevirdiği şiirler coşkuyla karşılandı.
Birdönemin
manifestosu: 'Yolda'
Kültür Servisi - Ayhk müzik. kültür dergisi 'Çalıntı'run 15.
sayısı çıktı. Derginin ilk sayfasında Sıvas'ta katledilenlerin
anısına Edip Cansever'in "Ölü mü denir şündi onlara" adlı şiiri
var.
Bu sayının kapak konusu, Jack Kerouac'ın Kıyı Yayınlan'-
ndan çıkan kitabı "On The Road"(Yolda). 'Bir dönemin mani-
festosu' diye tanımlanan kitap hakkında. Halil Turhanlı'mn bir
çevirisi ve Taner'Ay ın"'Birinci bölümün kırmızı renkli kaçış çiz-
güerindeki edebi labirentler", "İkinci bölümün kırmızı renkli çiz-
gilerindeki arayışlar". "Üçüncü bölümün kırmızı renkli kaçış çiz-.
gilerindeki zenci, hipster ve jazz" başlıklan altında toplanan
yazısı yer alıyor dergide.
Cüneyt Canver'in Sokak dergisinin 17. sayısında yayımlanmış
olan "Mecüs'te Pink Çahnalı" adlı yaasına da yer verilmiş bu
sayıda. Merih Akoğul ise "Caz Mevsimiydi" başlıklı yazısında
Parliament Superband Caz Festivali'ni ele almış. Aynca Adlous
Huxley, 100. doğum gününde bir yazısıyla anılıyor.
Çalıntı'da bunlann yanı sıra, Melih Cevdet Anday'ın "Sen Ne
Dersin?". Taner Ay'ın "Milliyetçiliğin Provokasyonu ve Rock"
ve "Vahşi Kapitalizme Karşı Mentor Şiddet: Psychedeiic Cultu-
re", Halil Turhanlı'mn "Zenci, Hippi ve Jazz", t. Melih Baş'ın
"Country Müzik; Nashville'de Son Geüşmeler" başlıklı yazılan
ile "Rock \e Kitle Kültürii", "Bob Marley", "Jim Morrison",
"Brit Beat/Odds On" ve "Voodoo ChiM" başhklı çeviriler yer
alıyor.
Sagalassos'ta kazılar başladı
ANTALYA (A.A)- Burdur'un Ağlasun iîçesi
yakınlanndaki Sagalassos antik kentindeki kazı
çalışmalannın bu yılki bölümü başladı. Sahip
olduğu sağlam yapıfanyla antik mimariye ışık
tutan Sagalassos'taki kazılan, 75 kişilik bir
uluslararası bilim adamı ekibi gerçekleştirecek.
Yetkililerin, Sagalassos kazı başkanı Belçikalı
arkeolog Prof.Marc VVaelkens'den aldığı
bilgiye göre, yörede bu yıl, geçen yıllarda
başlanan kazı ve restorasyon çahşmalanna
devam edilirken üç alan da ilk kez kazılacak.
Öte yandan, iki yıl önce bulunan \e hala çalışır
durumdaki, M .0. birinci > üzyıla ait çeşmedeki
onanm çalışmalanna bu yıl da devam edilecek.
Antik çeşmenin restorasyon çalışmalanmn
1996'da tamamlanarak ziyarete açılması
planlanıyor. Çeşme ile aynı dönemde bulunan,
Roma döneminin en eskı kütüphanesindeki
kazı ve onanm çalışmalan da sürdürülecek.
M .S. 98 -138 yıllan arasında inşa edildiği
sanılan ve Hıristiyanlar tarafmdan. içinde
putperest kitaplar bulunduğu gerekçesiyle
yakılarak üzerinin toprakla kapanması
nedeniylegünümüzedeğin sağlam kalabilmiş 3
katlı kütüphane binasınm restorasyonu da
1996'da tamamlanacak.