23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10TEMMUZ1994PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Çiller'e güven(!) ve istifa... Sayın Çiller, siz önce parti başkanlığından istifa edip yeni bir başkan seçilmesine ve başbakan olmasına olanak tanıyın. Hiç kimse sizden daha az iyi başbakan olamaz. Sistemin zorlanmasına izin vermeyin... Prof. Dr. TUNCER GÜVENÇ D emokrasinin en büyük erdemi yönetimin kişi ve "gnıplara" bağlı ol- maması ve ülkeyi yö- netenlerin halkın gü- venıne dayanarak bır nöbet devralması, ulusun ve ülkenin çıkarlannı her şeyin üstünde tuttuğu ve güvenini koruduğu sürece bu nöbe- ti sürdürmesi, halkın güvenini yitirince de onurlu kişiler gibi istifa ederek ya da yasal ve demokratik yollarla devri- lerek yenne başkasının geçmesine ola- nak sağlamasıdır. Iktidan kazanmak- ta başansız olduğu ve güveni yitirdi- ğinde devretmek de düriist ve onurlu kişiler için. halkın ve ülkenin çıkarlan- nı her şeyin üzerinde tutan politikacı- lar için aynı derecede onurludur. Demokrasinin gereği iktidan kaza- nanlann halkına, parlamentosuna verdiği sözleri gerçekleştirmesi, ülke- nin sorunlannı çözmesi, ülkeyi daha iyi koşullara getirmesi onlann başan- sıdır ve halkın güveni, yöneticilerin başan ve dürüstlüğüne bağlıdır. Demokrasılerde, ülkeyi daha iyi ko- şullara götüreceğim diye bunabmlara sürükleyenler. ülkeye yeni sorunlar yaratanlann iktidarda kalmalan ise söz konusu olamaz. Özellikle yönetici- lerin dürüstlüğü üzenne gölgeler düşü- rüldüğünde tam bir açıklıkla her türlü araştırmaya olanak sağlamak \e her şeyi kamuoyu önünde göstermeye ve bu gölgeyi kaldırmaya kendi dürüst- lüklerine inanan onurlu kişiler, hiç kimseden bir zorlama gelmeden gö- nüllü olarak yapar ve aklanırlar. Koalisyon hükümeti 1991'den beri iktidardadır ve Sayın Çiller önce eko- nomiden sorumlu bakan ve sonra da başbakandır. Hükümetlerde sorumlu- lular da ortaktır. Hükümet progra- mında yer alanlardan ve Sayın Çiller'- in sözlerinden baalannı anımsatalım: Bozuk gelir dağılımının düzelülmesi, iç ve dış borçlann azaltılması, enflas- yonun durdurularak aşağı çekilmesi, hayat pahalıtığının ve işsizliğin önlen- mesi, yolsuzluk iddialannın incelen- meşi, çağdaş. katıhmcı ve-tam demok- ratik anayasa, KHK ile yönetme, yeni iş ve geçim olanaklan, kamu yatınm- lannın arttınlması, israf ve kırtasiyeci- lik, Türk ekonomisini onarmak, KİT'lerin verimliliklerinin arttınlması ve profesyonel yönetime kavuşturul- ması, fınans ve bankacılık reformu, vergi adaleti ve reformu, işçi ve memu- ru enflasyona ezdirmemek, YÖK'ün kaldınlması, özerk, Özgür ve mali ola- naklan en iyi aşamaya getirilmiş üni- versite ve daha neler neler... Şimdi gerek programında ve gerek sizin verdiğiniz sözJerle gerçekleştire- bildikltrinizi karşılaşünnız. Bir öğre- tim üyesi olarak kendinize ne not verdiniz? Başanlı mı? Bugüne kadar uygulamalara ba- karsak hükümetin "gerçekleştirmele- ri" tam bir başansızlıkur. Özellikle ekonomi ve yasal düzenlemelerde or- tada tam bir beceriksizlik ve tersini gerçekleştirme söz konusudur. Biz bu- rada. ne vaat ettiğiniz Iki anahtar'a ve ne de 'ekmek kuynıkları'na değinmek istiyoruz. önce ekonomist olarak "ba- şanlannızı" belirtmek gerek. Ortaya çıkan mali bunalım, dolann yıl sonu 17 bin civannda olacağını söylemenize karşın 40 binlere fırlama- sı ve şimdilik 31 binlerde duraksaması, Merkez Bankası'nın rezervlerinin bir iki haftada hızla erimesi, iflas eden banka ve mali kuruluşlar, batmak üze- re olanlara dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen sırursız garantiler (bu ga- rantiyi yine işçi ve memurun vergisine dayanarak verdiniz. ama 150 milyon- dan fazla bankada parası olanlara ve- rilen bu garanti için bu kişilerin ver- dikleri vergi oraru toplam verginin kaçta kaçıdır? Kim kime garanti ver- mıştir?) kapaülan küçük ve orta işlet- melerden sonra büyük sanayi kuruluş- lannda üretimin durması, on binlerce vasıflı işçinin işsiz kalması, yüzde 60'- lardaki enflasyonun yüzde 130-140'- lara varması, devletin yüzde 400'ü aşan faiz vermesi vd.. Tüm bunlar siz- ce ekonomik başan rrudır? Başan ise hangi ekonomiste göre başandır? KİT'lerin hiçbir çaba göstermeden, hiçbir kural tanımadan 'arsa fıyatı'nın altında iç ve dış yatınmcılara haraç mezat satışırun programınızla bağda- şır yanı var mıdır? Bu satışlar, özelleş- tirmenin asıl amacının belirli olmadı- ğını göstermiyor mu? Vergi adaletine gelince.. Yaptığınız bütün iş, verenden daha fazla vergi al- mak, vermeyenlere ise daha büyük kazanç ve yurtdışı yatınm olanaklan sağlamak olmuştur. Yaptığınız zam- lar, yüzde 130-140'lara vardırdığınız enflasyon, yüzde elliye varamayacak olan gülünç ücret artışlan ile ek görün- mez vergilerle en büyük yükü, yine ezdirmeyeceğinizi söylediğiniz işçi ve memura, ücretlinin üzenne yıktınız. Şirketlere vb.'ye yüklediğiniz vergiler- yine ek vergi şeklinde oldu. Ya kayıt dışı ekonomi? Onlar yine kayıt dışı kaldılar ve yüzde dört yüz devlet fai- zinden faydalandılar. Büyük kuruluş- lar güç duruma düştü diye (aslında vergi vermeyeceğiz, borçlanmıa öde- meyeceğiz deyince) fon ve vergi indi- rimlerine gitmek için görüştünüz. Peki işçi, memur, ücretli hiç mi güç duruma düşmedi? Onlarla hiç konuştunuz mu? Hayır, çünkü onlar vergi vermeyece- ğiz diyemezler. borcumuzu ödemeye- ceğiz de diyemezler. Paketinizde tasarruf önlemleri de vardı. Acaba siz tasarruflara ne derece uydunuz? Bindiğiniz makam arabası kaç yılhk ve bugünkü fıyatı nedir? Pa- ketten sonra bekledim ve adetiniz olan basılı tebrik kartı (tanesi on bin liraya geliyor) yine geldi. Sizinle hiç tanışma- dık ve hükümet başına geçinceye ka- dar da sizden hiç kutlama almadım. Acaba tanımadığınız kişilere her yıl kaç resmi kutlama göndenyorsunuz? Bunlann tutan nedir ve öbür kamu görevlilerinin (bazılan altın yaldızlı) her yıl devlet bütçesinden gönderdik- leri gereksiz kutlama kartlannın tutan nedir? Neden bu gereksiz kutlamadan bile tasarruf edemiyorsunuz? Siz en basit önlemlere uymazsanız başkala- nndan isteme hakkınız doğar mı? "Tasarnıf tedbirleri" adıyla yaptığı- nız kısıtlamalar sonucu pek çok kuru- luş felç oldu ve iş yapmadan tüm maaş ödeme kurumu haline geldi. Kamu kesimini verimli yapma bu mu? Bunun arasında bu yıl mühendislik öğrencile- rinin harita uygulamalan ödeneği de kesildi. Yannın mühendislerinin. ünı- versite bahçesinde haritaalık oynama- lannı sağlayarak, sulandınlmış YÖK eğitimini de geçtiniz. Nerede duracak- sınız? Sizden ne YÖK ne üniversite reformu ve ne de anayasa değişikliği bekliyoruz! Onlar da başka bahara kaldı'. Bürokrasi ise 1980'den beri o kadar hırpalandı ki işini bilen ve bildiğini söyleyen bürokrat kalmadı. ya emekli edildiler ya aynlmak zorunda kaldılar ya da "kızağa" çekildiler. Bürokrat atamalan, politikacının açıkladığı po- litikaya değıl de sakladığı poJitika^a hizmet edeceklerden seçiliyor. Onun için de devlet çıkmaza sürükleniyor. Çevrenizdeki seçtiğiniz bürokratlar anayasaya uygun bir yasa ya da KHK hazırlayamıyorlar ve mahkemece iptal ediliyor. Her şey yazboz tahtasına çev- rildi. Siz bu ekiple nereye varabilirsi- niz? Söylenecek çok şey var, fakat gerçek şu ki tam bir başansızlık ve beceriksiz- lik, birkaç hafta ileriyi görememezlik sergilediniz. Bayram öncesi, yasalar gereği kurban derilerinin THK'ye ve- rilmesi gereği işlenirken siz ABD'ye giderken ayaküstü "tsteyen istediği ye- re verir" nasıl diyebilirsiniz? Yasalara uyulmamasını isteyen bir politikacıya nasıl güvenilir? Kısaca size güven kalmadı. Son ay- larda sizi elinizden tutarak politikaya sokan kişiler ve kuruluşlann eleştirile- rine bakın. Size ülkede kimin güveni kaldı? Yakın olduğunuz sermaye ku- ruluşlannın mı. sanayinin mi, banka- lann mı vb.'nin mi? Partiniz eriyor ve kaynıyor. Aynı durum. koalisyon ortağınız için de ge- çerli ve onlar için de söylenecek çok şey var. Fakat çok şanslısınız. Ortada ne muhalefet ve ne de sendika var. Geldiğiniz noktanın sizi, partinizi, or- tağınızı yıpratması. eritmesi o kadar önemlı değil. Mali ve ekonomik buna- lım. politık bunahma döndü ve artık sistemı sarsıyor; sisteme olan, parla- menter sisteme olan, demokrasiye olan güveni sarsıyor. Buna hakkınız \armı? Tüm bunlar yetmiyormuş gıbı ba- sında, sizin ve ailenizin yatınmlan. vergi ve yasa sorunlan çıktı. Henüz kimseyi tatmın edecek bir açıklama çıkmadı. Dolar düşük tutuldu, ondan mali bunalım çıktı ve dolar fırladı de- yip, dolara güvenenin eli yanar, Türk Lirasfna güvenin derken; yurtdışın- daki işçilerden fedakârlık edip 'döviz, Türkiye'ye döviz gönderilmesi' istenir- ken; yabancı sermayeye Türkıye'de yatınm için çağnlar yapılırken, dola- nn düşük tutulduğu bir dönemde baş- bakan ve ailesinin sahip olduğu şirke- tin Türkiye'den ABD'ye milyonlarca dolarlık yaunm yapması istifa için ye- terli nedendir. Şirketin vergisi asgari ücretlininki kadarmış. Dolar şu ya da bu şekilde havale edilmiş, vergisi vb.. bunlar ayn konulardır. Bu ülkede kıs- men demokrasi varsa, yasalar uygula- nabilirse gereken işlemler yapılır ve gerçek ortaya çıkar. Fakat sizin sözle- rinizle işlemlerinizin tutarsızlığı size olan güveni ortadan kaldırmıştır. Ne var ki Türkıye'de herkesin yapttğı ya- nına kalır' ilkesi henüz değiştirileme- miştir. Anayasayı da, TBMM'yi de, hükümeti de zorla lağvetsenız. hükü- met üyelerini sürgüne gönderseniz yi- ne de bir şey olmaz. sürgüne gönderi- lenler tarafından en yüce makamlann davetlerine onur konuğu olarak çağn- lırsınız. Fakat artık Türkiye'de bir şeylerin değişmesi gereklidir. Yasal işlem. içtü- zük, Meclis aritmetiği, mal bildirim yasası ne olursa olsun ve ne sonuç ve- rirse versin, ülkeyi çok kısa zamanda en büyük mali ve ekonomik bunahma soktunuz; siyasal bunalım kapıda ve en önemlisi olan ahlak bunahmı ve özellikle siyasal ahlak yok olmakta, sistemi zorlamaktadır. Onun için artık önemli olan Sayın Çiller, siz önce parti başkanlığından istifa edip yeni bir baş- kan seçilmesine ve başbakan olmasına olanak tanıyın. Hiç kimse sizden daha az iyi başbakan olamaz. Sistemin zor- lanmasına izin vermeyin. Bugün so- run. sistemi kurtarmak durumuna gelmiştir. Jç ve dış sorunlar gittikçe ağırlaşmaktadır. Türkiye'yi bu duru- ma getirdiniz ve bu ancak istifanızla çözümlenebilir. "Haydi Türkiye" de- yip lütfen bunu yapınız. Hiç olmazsa "Başanlı olamadı, fakat istifa etmesini bildi" dive sizi ananz. ARADABIR HÜSNÜ A.GÖKSEL Kendin Pişir Kendin Ye Hanımefendı siz de buyurun lütfen... Ha, bu mercimek çorbasını mı sordunuz? Sizin için değil o tabii, estağfurul- lah. "Müslümanın artığı Müslümana şifadır" derler ya. Işte öyle bir şey o. Din kardeşlerimize gıda yardımı idi, burda kalmış yanlışlıkla... Biz sizin için şöyle bir mönü hazırlamış- tık, bilmem beğenecek misiniz: Antre olarak "Blue Point Oyster" ya da "Shrimp Coctail." "Frog legs" mi? Var efen- dim, olmaz olur mu? Main dish "Chateaubriand", aspara- gus sosu ile. Desert olarak da "Crepa a la Confiture."Tabii tabıı... "Peche Melba" da hazırlayabilıriz emrederseniz. ûzel "Cave"ımızdan "Chateau-Lafon -Laroze, 7956"çıka- racak Wine Steward'\m\z sizin için. Teveccühünüz efen- dim. Nasıl mı düşündüm? Amerikalı zengin snop'lann, ah! Bağışlayın, Amerikan "Haute Soc/ete"sinin Fransız "Cui- sine"ine düşkün olduklarını bilirim de. Aman çatalınızı sağ elinizle tutmayı ıhmal etmeyin sakın. Ne olur ne olmaz, bır gören oluverir. Kimseye güvenilmi- yor bugünlerde. Bır de aperitrf'inizi alırken yüksek sesle besmele çekiverın lütfen, eşarbınızı hafifçe başınıza örte- rek... Ha, o işten çıkarılan işçile- ri mi sordunuz, ne yerler di- ye? Çok iyi kalplisıniz. Valla bilmiyorum. Onlar da bir şeyler bulup yerler herhal- de. Aç kalacak değıller ya!.. Estağfurullah. Iştahınızı ka- çırmayalım şimdi. Afiyet ol- sun efendım... Bon appetit efendim, bon appetit... Çokeskı biryazı geldi usu- ma. Kırk yıl, belkı daha da çok yıllar öncesinden. Anım- sadığıma göre Falih Rıfkı Atayyazmıştı. Hangi gazete- de idi, anımsayamıyorum. "Ulus"tan ayrılmıştı o za- manlar galıba. "Hasanın Bö'reği" idi başlığı. Hasan, buğdayı öğütür, bakraçlarla sular taşır, ha- muru yoğurur, açar, tepsiye yerleştirir, verir fırına. Nar gibi pişmiştir börek. Tam yi- yecek, gelir alır bırileri, götü- rüryadayer bitirir. Derviştir Hasan. Aldırmaz' Yeni baştan koyulur işe. Buğdaylan öğütür, bakraç- larla sular taşır, yoğurur, açar hamuru. Kan ter içinde kalmıştır. Verir tepsiyi fırına. Nar gibi çıkar fırından börek ve birileri gelip yer, alır gi- der. Böylece çalışır didinir, ama birdilim börek düşmez Hasan'a. Ama o hiç yılmaz, hiç bıkmaz usanmaz. Ha- murları açar, açar... Tepsiler dolusu. Yazgısıdır Hasan'ın bu. Değişmez yazgısı. Yazgısı- dır Hasanın, böreklerini baş- kalarının yemesi, "Hapur hupur, şapurşupur..." "Yiyin efendiler yiyin." Hanımefen- di, siz de buyrun lütfen. Afi- yet olsun. Afiyetler olsun... Ve yazıklar olsun sana da Hasan. Vah Hasan'ım. Vah benim kara bahtlı, karayazılı Hasan'ım. Yazıklar olsun sa- na da Hasan'ım, yazıklar ol- sun. Heykele saldın, düşünceye saldındır... Yaratma sürecinde 'özgürlüğe evet, ama sunmada kayıtlama olmalıdır' dayatması, doğrudan sanat özgürlüğünün özüne yönelik ağır bir saldındır; sanatı yok eder. BERAL MADRA - Doç. Dr. MEHMET SEMÎH GEMALMAZ T ürkiye, özellikle 27 Mart 1994 yerel seçimleri sonrasın- da Refah Partili yerel yöneticiler eliyle yoğun, sis- temli ve sürekli biçimde çoğul- cu yaşam tarzı ve bilımsel- sanatsal yaratıcılığa karşı yürü- tülen baskıcı, anti-demokratik siyasaya taruk olmaktadır. Şu anlaşılrruşür ki, RP'li siya- sal aktörlerin izlediği söylem ve tasarruflar, "İslamcı seçmene >riın verme" ya da "zetnin yok- laraa" türünden basite indirge- nebilecek nitelikte değilcu'r. Apaçık, faşist. dinci-militarist. totaliter bir ideolojinin iktidara yerleşme, kahcı olabilme çabası gözlenmektedir. Ankara'da yaşanan heykel lannın ibadethaneye dönüştü- rülmesi; kitapçılara, yayınevle- rine, sinema salonlanna yöne- lik yıldırma siyaseti, yapılanlar- dan hemen usa gelen birkaç kaldırma rezaleti, Istanbul Bü- örnek. yükşehir Belediye Başkanı'mn Türkiye'de sanat alarunda dayanjşma gösterisi, Erzurum "beykel" denildiğinde. genellik- Belediyesi Kültür Işleri Müdür- le, "amt" anlaşılır olmuştur. lüğü'ne mezbahadan bir me- Resim sanatı ise bir piyasası ol- murun atanması, işçi kıyımı, duğu ve koleksiyoncunun zev- Şehir Tiyatrolan'na yönelik kine uygun resimler bulunup baskılar, repertuvann belirlen- bu piyasaya sunulduğu için bir mesinde faşizan tahakküm için tür kendine özgü dokunulmaz- ayak oyunlan, kültür ve sanat hk kazanmışür. Buna karşın, alanlannda belediye desteğinin tarihimizde birkaç "resün kal- çekilmesi, tiyatro prova salon- dırma", siyasete el koyup "re- ISTE BU HAFTANIN ERDEMİR'DE YOLSUZLUK! Eski ANAP'lı milletvekili Güneş Taner'in devlet bakanlığı döneminde Erdemir; de 23 trilyonluk ihale yolsuzluğu yapıldığı iddia ediliyor. • Gökneller 7 milyara ev arıyor. Ergun Göknel'in eşi Feray Göknel 4 milyarlık evi beğenmedi. • ''İmam nikahı şart değil." Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'dan İslam'a iiişkin olay yaratacak açıklamalar. • Zakkuma ABD ve Kanada'dan patent. "Zakkumcu Doktor" olarak tanınan Dr. Ziya Özel, NO ekstresine ABD ve Kanada'dan patent aldı. • Gökçek'ten 500 memura sürgün. Melih Gökçek, Murat Karayalçın zamanında işe aiınan 500 uzman memuru Doğu'ya sürgün etti. • Turizm: Türk turizmini yabgncı acentalar mı bombalıyor? • İşçi Dosyası: Genel grev öncesi işçilerin ger- ain bekleyişi. • Alev Alatlı, ner hafta "Hesaplaşmak Zamanı"nda... H E R P A Z A R B A Y I N I Z D E sim konusunda fetva verme" denemelen olduysa da. bu tür "ahmakJık" örnekleri heykel alanında gözlenenlere göre da- ha azdır. Heykel, anıt olarak anlaşıldı- ğından ve başlangıçtan bu yana devlet desteği ve denetimi altın- da varhğını sürdürdüğünden, ülkemizdeki çağdaş sanat geli- şimi dışında kendi başına bir serüveni de yaşamıştır. Merkezi ve yerel yönetimlerin heykele yaklaşımında temel dürtü, sa- natsal ölçütler değil, muhatap aldığı kitleye siyasal mesajlar vermek ve kamusal mekânlan ideolojik değerlendirmelerle "süşlemek" olmuştur. Ülkemizde heykel ve resim "kaldırma", "sanat eserine tü- kürıne", eseri, kişisel "cinsei saplantdarla" kavrama, öteki sanat, düşün ve bilim alanlann- da aynı yaklaşımın görünümü olan "görevden alma", "görev vermeme", "gösterimden kaldır- ma" "toplatma", "satışını ya- saklama". "posete sokma", "sansüre tabi tutma", sanatçıyı, düşün ve bilim emekçilerini "hapsetme", "kötü muamele yapma" ve nihayet "yakarak katletme"ye dek anti-demokra- tik, faşizan tasarruflar ya da tepkilerle bir bütünlük göster- mektedir. Sistem, özgür düşün- ce ve yaratıalığı değil; itaati, düzenle bütünleşmeyi yücelt- mekte ve topluma şınnga et- mektedir. Tarihimizin unutulamaya- cak yüzkarası olan Sıvas katlia- mının hesabını ülkenin sanat, kültür ve bilim çevreleri ciddi biçimde halen soramamıştır; üniversiteler, kitap yazdığı için terörist sayılan bilim adamla- nyla. en hafifinden, bir daya- nışma içine girememiştir. 12 F.ylül Rejimi hukuku. bütün ga- rabetivle yürürlüktedir. Yöneti- min engin hoşgörüsü Ue militan, hatta militarist dincilerin şeriat bayrakları Taksim Mevdanfna asılabilmiştir. Sanat, kültür ve bilim çevrelerine musallat olan tedirgin ve ikircikli ta> ır bir türlü aşüamamaktadır. Böyle bir ortamda, usdışı bir körlükle, demokratlık adına. faşizan anlayışla uzlaşma de- nenmeye çalışıhyor. Sanatsal etkınlik alanının kendine özgü nitelikleri de gö- zardı edilmektedir. Sanat, özü gereği. kayıtlanmaya elverişsiz- lik özelliği taşımaktadır. Tıpkı bilim özgürlüğü gibi, sanat öz- gürlüğü de, herhangi bir sınırla- maya tabi tutulduğunda özü zedelenen bir alandır. Kaldı ki. sanatsal yaraücılık, köklerini, kaynağını sadece ulusal ya da herhangi bir spesi- fık din, dil, kültür cevrede bul- maz. Onun. evrensel. kapsamlı bir boyutu da vardır. Evrensel bir biçem, dil. estetik kaygı, söylem içermeyen bir yapıt kab- cı olamaz. Sanatçının yaratıalı- ğı. resmi siyaset dayatmalannın da, piyasa koşullan yönlendir- MArkası 19. Sayfada PENCERE "3'üncü Binyıfa Türkiye Nasıl Gipecek?.. Sayın Mectt Yom, Mellh Cevdet'e bir mektup yazmış "3'üncü Binyıl'a Doğru' yazı dizısinden ötürü Cumhuri- yet gazetesini kutlamak istiyorum. Bu, tam Cumhuri- yet'e yakışır bir girişim oldu" demiş. Bana da bu tür mektuplar geliyor, "3'üncü Binyıl"a iiişkin yazıları hepi- miz ilgi ve merakla okuyoruz. Temmuzun 5'inde UNESCO Başkanı Federteo Ma- yor'un yazısı yayımlandı; 6'sında Dalay Lama, 7'sinde Uluslararası Af Orgütü Genel Sekreteri Plerre Sane, 8'- inde Rus ozanı Voznesensky'nin düşüncelerini öğren- dik; bugünkü Cumhuriyet'te Şlmon Peres'in yazısı var, pazartesi sıra Norveç Nobel Barış Komitesi Başkanı Lundestad'da; 12 temmuz salı Ukrayna'da seçim yapılı- yor, Cumhurbaşkanı Kravçuk'un yazısı Cumhuriyet'te yayımlanacak... Temmuzun 20'si insanoğlunun Ay'a ayak basmasmın 25'inci yıldönümü!.. O gün NASA'nm başı Danlel Goldln, ertesi günü de Rus Uzay Başkanı Yurl Koptev Cumhuri- yet'te yazacaklar... "3'üncü Binyıl" yazı dizisinin fikir babası, araştırmacı Bülent Tanla'dır. Gazetede düzenlenen bir toplantıda Tanla tasarımı gündeme getirdi; özgen Acar o günden başlayan yoğun bir çalışmayla dizinin dış ilişkilerini kur- du, tasarımı gerçekleştirdi, şimdi de yazıların yayın tak- vimini düzenliyor. Okurumuz Mecit Yom'un dediği gibi "Cumhuriyet'e yakışırbiriş"o\du... Ama bizim topluma yakışıyor mu?.. • Yakışmaz mı? GerçekteTürkiye 'aydınlık'bir ülkesayılmalıdır. 20'nci yüzyılın başında Cumhuriyet Devrimi'r\\ gerçekleştirip laiklik ilkesini benimseyen biz değil miyiz?.. Denebilirki: - Tepeden inme oldu!.. Zorla yapıldı!.. LafL 20'nci yüzyılın Avrupasfnda faşizm, Goettıe'nin, Kanfın, Beethoven'ın Almanyası'na seçimle gelmedi mi!.. O yıllarda Kara Avrupası'nda demokrasiyi ara ki bulasın!.. En kara faşizm Almanya, Italya, ispanya, Por- tekiz'de değil miydi?. Şeriatın gölgesinde 'halife'rim şemsiyesi altında yaşayan bir toplumda laik cumhuriyet kurmak, demokratik devrim yapmakla özdeştir... Mustafa Kemal, cumhuriyeti öğretim birliği üzerine kurmuş, medrese eğitimine paydos demişti. Şimdi bu iş tersine döndü, yeni kuşaklar Kuran kursları, imam-hatip okulları, Sünni mezhebınin zorunlu din ve kültür dersle- riyle yetişiyorlar; toplum çağdaş uygarlıktan soyutlanı- yor. Genç kuşakların önüne iki dünya modeli konuyor: Ya 'YeniDünya Düzeni...' Ya da 'Nizam-ı Âlem...' Birincisi eski ABD Cumhurbaşkanı George Bush'un üretimidir... Ikincisi şeriatın türetimi... Peki, "3'üncü 6/ny//"ındünyası nasıl olacak?.. Insanlı- ğın geleceği nasıl biçimlenecek?.. • Cumhuriyet'te oluşan "3'üncü Binyıl" forumunda bu soruya yanıt aranıyor, her ideolojiden, her mezhep ve meşrepten, her enlem ve boylamdan kişiye yer verili- yor. Ancak bu yazı dizisi Türkiye'deki fikir üretimiyle t>ü-. tünleşip eleştirel bir tartışma ortamının ve düşünce do- kusunun oluşmasına yararsa amacına ulaşabilir; yoksa zeytinyağı damlası gibi su üstünde kalır. Ne yazık ki ülkemizde bugün "laiklik mi, şeriat mı?" kavgası, siyasal çatışmahm din savaşına dönük göster- gelerini sergiliyor... "3'üncü Bin Yıl" mı?.. Eli kulağında. Ister misiniz Türkiye "3'üncü S/ny;/"aköktendincilerin seçimle iktidara geçecekleri şeriat özlemleriylegirsin... ••ÇOCUKLAR, İlerici, demokrat ve sosyalist düşüncelerinizden asla taviz vermeyin SAKIN bayraklanruzı toplarnaym OGÜN mutlaka gelecektir" ALİ ÇELİK (1924-1994) ZAMANLA YARIŞMAK BİZİM İŞİMİZ. GELİN OLUN 0942-METİNYAZARLARI En az 5 yıl aıans dcncyınılı, bır ıletışım "concept'ı ve özellikle kampanya yaratınıinda hayal gucu ve fıkır uretme yetenegıne vıhıpsenız, gereken e.snekhkle ekıp çahşmasını l^nım.sıyorsanız. Ingılızceyı ıletı^ım kuracak kadar konu^abıhyorsanız, ve de çabuk, çok çabuksanız. Gelin, siz de Gmfika.Lintaslı olun 0943- GRAFİKERLER En az 3 yıl a|ans deneyıııılıyscnız. dıkkatlı ve tıtizsenız. suratlı tempoya ayak uydurabılıyorbanız, özellikle yapacagınız ı^lcn Macıntoh kullanarak lek başınıza kendınız »onuçlandırabıhyorsanız, (Ingılızce bılenler tercılı edılecektırj Gelin, siz de Grafika.Lintash olun 0944- MACINTOSH OPERATÖRÜ QuarkXPres.s, Aldus Freehand, Photashop programlarını çok suratlı kullanabılen. dızgı ve tasarımda yaratım kabılıyelı olan, 10 parmak serı yazabılen Macınıohh Operatoru îbenız, Gelin. siz de Grafıka.Lmtash olun Grafıka Lınta^ı olmak ıstıyorsanı/. ay rıntılı o/geçmışınız. bır fotografınız ve varsa referjnslannı/Lı bırlıkte, ulıp olduğunuz gorevın kodunu belırtcn >a/ıh muracaatını/.ı 22 Tenınıu/ 1994 tanlııne kadar Grafıka Lıntas I'K "29. in.li W)22() Nunlnıl adresıne \olU\ın Murataalını? kc-ınlıkle gı/lı tutul.ııak ve en get 15 gun ıcınde mullaka tevaplandırılacakur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle