Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10TEMMUZ1994PAZAR
14 KULTUR
1.ULUSLARARASI
CAZ FESTİVALİ Yetişkin bircaz festivaliSADETTtN DAVRAN
"Caz, İstanbui Festivali'ne sığmadı, kendi
festivalini yarattı..." I. Uluslararası tstanbui
Caz Festivali'nin TV ilanlannda böyle söyle-
niyor.
Doğum biraz 'geç' oldu doğrusu. Tam 22
yıl sürdü sancılar... Sonunda tstanbuJ'un 'ye-
tişkin' bir caz festivali oldu.
Talihli kent. tstanbui. Uluslararası İstan-
bul Fesûvab gibi bir 'anasT var. Doğurganlığı
sürüyor. Bitmiyor. Sinema... Tiyatro... Şimdi
de caz. I. Uluslararası İstanbui Caz Festivali
yann akşam başlıyor.
fstanbul Caz Festivali, yetişkin bir festival
olarak doğdu.
Peki nasıl boyu posjı?
Şöyle ince, uzun, genç ve gûzel mi, Ipane-
rnab kız gibi? Yoksa tiyatroyu sever de hiç
geç kalmaz mı ve bu yüzden biraz aşiftedir...
Yoksa bir gün çıka mı geh'r, sevdiğimiz adam
gibi... Ve biz, kalması için ne yapacağımızı bi-
lemez miyiz?
Galiba hepsi birden. Festivalimiz genç, gü-
zel, edah, tavırh... Aşifte biraz... Ve biz onun
'kalması' için her şeyi yapmalıyız.
tlk gece, vokal gecesi. Festivalimizin edası,
bir dünya festivali edası. Tavn ağır. Vokal
gecesi de ona göre. önce "Sampling Grupo
Vocal De Cuba"... Bu sıralar adlanndan çok
söz ediliyor. Grupo Sampling, altı kişi. Altı
Kübalı genç. Küba'da son durumlar, kedi-
köpek, ama "bir zanuuûann Kübası" daha
çok Sampling çıkanr. Sampling müzığine su
veren gûnler çok geride kaldı. Eski bahçeler-
de aynk otian bitti. Ama Küba müziği bit-
mez. Küba 'Bteratürü' yeniden keşfedilmeye
yeni başladı. Reoe Banos, Abel Sanabria, Ser-
g» Pereda, Reinaido Sanler, Carios Diaz,
Luis Alzapa. Ne çaldıklanru yazmamak gibi
bir lüks var.
Gecenin diğer bir lûksü Bobby Mc Ferrin.
tlk gece, ilk yıldız... Festivalimiz böyle. Dün-
ya Kupası terminolojisi içinde söylenecek
olursa, ampul gibi asar.
Bobby Mc Ferrin, soydan vokalist. Don't
Worry be Happy. tl yapsın mı sizi Bobby Mc
Ferrin? İl yapsın mı?
Bobby Mc Ferrin'e piyanoda Paul Napel,
basta Jeff Caroey, davulda Eddie MarshaO
eşlik ediyor. Bobby Mc Ferrin, herkesin de
bildiği gibi hiç de şakaya gelecek bir müzisyen
Festivalimizin
üçlüleri Stanley
Clarke, AIEH
Meola,
Jean-Luc
Ponty.
Stanley Clarke
ve AI Di Meola,
daha önce
İstanbuTa
gelmişlerdi.
Fransız
kemancı Jean
LucPontyise
ilk kez geliyor.
Elektronik
olsun akustik
olsun, onu
dinlemek
İstanbullular
için 'venilik'
olacak. Aynca
bu ûçlüden
başka yenilikler
debeklenebUir.
değiidir. Sadece sesini değil, gövdesini de
akademik bir düzeyde kullanır. Hatta bazen
dinleyicilerini de.
îkinci gece, Brezilya gecesi.
Bebeto yok, Romerio yok. Nascimento var.
Elias var, üns var.
Bir de Brezilyalı olmayan bir caz yıldızı
var, Toots Thielemans... Bir cep çaJgısıyla
nasıl dünya müzısyeni olunur, ikinci gece
Açıkhava'da... Ağız armonikacısı Toots Thi-
elemans (1922, Brüksel) ilk kez fstanbul'da.
Caz tarihinin en çok başvurulan şairlerinden.
ABD'li sinemacılar bile onu yeniden keşfedi-
yorlar.
Islak parkelerin üzerinde uzaklaşan "Citro-
enJer"... Nehir kıyısında öpüşenaşıklar... To-
ots Thielemans, tştanbul'dan da mehtabı
uyandırmadan geçip giderdi Brasil Project
olmasa.
Eliane Elias. Ivan Lins. Oscar Castro Ne-
ves. festivalimizin sürprizlerinden. Yine de
Toots Thielemans'ı şöyle dinlenmiş bir piya-
no üçlüsü eşliğinde, bir konser salonunda ve
bir kış gecesi dinlemeyi aynca salık veririm.
Brezilya gecesinde bir göktaşı. Kendi top-
luluğu eşliğinde Milton Nasdmento. Kimseye
benzemez. Ne yapıp edıp bilet alın, bulamaz-
sanız duvardân atlayın, Nascimento'yu
dinleyin.
Brezilya'nın sesini duyun. Nascimento,
lafını sakınmaz. Sesi Brezilya'run tüm renkle-
rini taşır. Brezilya için yapmayacağı voktur.
Böylesine şarkı söylemek dahil. Benceyeterli.
Festivalimizin gece adlan bile edalıdır.
Üçüncü geceninki 13 temmuz çarşamba ol-
maktadır, adı "Eski Dostlar Gecesi." Ve so-
nunda Mkhel Petnıcciani de Istanbul'da.
Petruccianı için, Bud Powefl ardıllannın en
güçlülerinden diyebilinz. İstanbul'da ona
başta biraden Louis Petrucciani. davulda
Lenny NVhite ve bir yaylı çalgjlar dörtlüsü eş-
lik edecek; The Quatuor Graffiti.
Eski E>ostlar ise ikind üçiü. Gatevvay Trio.
Jon Abercrombie, Dave Hottand, Jack De-
Johoette. 1975'ten beri yaşayan Gateway'in
üyeleri Istanbul'u ıyi tanıyorlar. Sanınm
İstanbullular da onlan.
Ustalık, simya, miskal. dervişlik, süzül-
müşlük ya da hepsi birden ilk aklıma gelen
sözcükler. Petrucciani'nin, eğer sağlık duru-
mu elverirse ve canı isterse Gateway"e katı-
lması bekleniyor.
Festivalimizin üçfüleri birbirinden ya-
mandır. Stanley Clarke, AI Di Meola, Jean-
Luc Ponty.
Stanley Clarke ve AI Di Meola, daha önce
lstanbul'a gelmişlerdi. Fransız kemancı Jean
Luc Ponty ise ilk kez geliyor. Elektronik ol-
sun akustik olsun. onu dinlemek İstanbul-
lular için 'yeniüV olacak. Aynca bu üçlüden
başka yenilikler de beklenebilir.
Caz Geleneği Gecesi Nejat Eczacıbaşı'na
adandı. Genç gitarci RusseU Malone ve Joe
Henderson Dörtlüleri.
Neredeyse yeniden dogan Joe Hendersoo'un,
piyanoda Güney Afrikalı genç Bheki Mse-
leky, başta George Mraz ve davulda AI Fos-
ter gibi müzisyenlerden oluşan Dörtlüsü ve
Russeü Malone'un gitan tiryakiler için.
I. Uluslararası İstanbui Caz Festivali'nde
aynca talihli iptaUer' var. Randy Crawford
yerine Betty Carter gibi... Geçen gelişinde
kaçıranlar için bu kez son şans olabilir. Çok
büyük bir artist dinlemek için de son şans ola-
bilir. Büyük kadın şarkıcılann sonuncusunu
bir kez daha dinlemek için de.
Festivalimizde Marla Glen ve Noa gibi
mutlaka dinlenilmesi gereken şarkıcılar da
var. Çok ünlüler yam sıra çok yakında ünlü
olacaklan da sunmak, uluslararası caz şen-
liklerinin özelliklerinden.
Yine bir anlamlı girişim de, yıllardır İsveç'-
te yaşayan değerli sanatcımız Vluvaffak Fa-
lay'ın çağnlması. Muvaffak Falay, Istan-
bul'a tsveçli grubu ile gelecek. Davulda ise
topluluğa Can Kozlu katılacak. Can Kozlu.
hatırlanacağı gibi Aydın Esen ile birlikte
İstanbui Festivali'ne de katılmıştı. Çalışma-
lannı inatla İstanbul'da sürdürüyor.
Ve arük ne yank ki -ya da belki de sevin-
memiz mi gerekir- yeniden yaşamak zorunda
kalan Okay Temiz, Temiz, buna karşılık şen-
liğe oldukça 'yerel' sayılacak bir topluluğun
arkasında katılacak.
Falay, Temiz, KozJu... Sayılan hiç artmı-
yor.
Festivalin bir özelliği de ilk kez 'resmi sah-
nesinin' dışma taşacak olması. Ortaköy'deki
Esma Sultan Yaîısı, festival boyunca 22.00-
01.00 arasında caz kulübüne dönüşecek.
11,12,13 temmuz akşamlan Larry Coryell
Esma Sultan'da çalacak. 22.00-01.00 arası,
üç gün üç gece Bolero... Ardından üç akşam
RusseU Malone ve son üç akşam da Mırvaffak
Falay Beşlisi.
Ve bir de sergi. Caz Fotoğraflan Sergisi.
Levent öget'in bir süredir çektiği caz fotoğ-
raflanndan seçmeler, The Marmara Oteli
Sergi Salonu'nda. Konserlerden önce ya da
sonra, caza bir de öget'in gözüyle bakılabilir.
Nice yaşlar diliyorum, Uluslararası İstan-
bui Caz Festivali'ne.
Türk DiliKonuşan Ülkeler 5. Dönem Toplantısı Kırgızistan'da Bişkek ve Çolpon Ata'dayapıldı
. HANDAN ŞENKÖKEN
Istikrarh
BİŞKEK/ ÇOLPON ATA- Köpüklü mavi
âalgalar, el ele tutuşmuş gibi, birbiri ardından
sarı kumlara doğru koşuşuyorâu. Dağların ar-
kasına aşan güneşten dolayı uzaktakı sular
pembeleşmişti. Gölün karşı yakasında tepeleri
karh mor dağlaryükseliyordu. Kül rengibtdut-
lar loplanmışu çevresinde.
İlyas'ın 'bitirihnentiş türkü'süydü Isık
Göl... Gölün güzelliğinden mest olan kuğu-
lann sevinç çığlıklan attıklan, birden hava-
lanıp sonra kanaüannı gererek aşağıya sü-
züldükleri ve genişleyen köpüklü halkalar bı-
rakarak sulara çarptıklan...
Yanm kalmış sevdasına veda etmişti Isık
Göl'ün kıyısında. Ne mavi dalgalan, ne san
kumlan ne de sevdiği kadını,' al yazmalı selvi
boylu' Asel'i götürmeye gücü yetmemişti
tlyas'ın.
Yeni meyvalannı veriyor
Tûrk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Ba-
kanlan'nın oluşturduğu "Türk Kültür ve Sa-
natlan Ortak Yönetimi' (TÜRKSOY)'un 5.
Dönem Toplantısı için Kırgızistan'a doğru
yol alırken bu kınk aşk öyküsünü anı-
msadım. Cengiz Aytmatov'un ülkesine gidi-
yorduk ve nedense 'Al Yazmalım, Sehi Boy-
lıan' takılmıştı usuma.
İstanbul'dan Kazakistan'da Alma Ata'ya
TH Y uçağıyla saatler süren bir yolculuk son-
rası geldiğimizde, inanılmaz nem ve sıcak
herkesi perişan
etmişti. Alma #
Ata'dan Biş-
kek'e uçsuz bu-
caksız bozkırlar-
dan geçerek yine
saatler süren
kara yolculuğu
da cabasıydı.
Ancak bun-
dan sonra yaşa-
dıklanmız tüm
bu yorgunluğu
unutturacak gü-
zellikteydı. 1992
yılının haziran
avında İstanbul'da TÜRKSOY için aülan
ilk adım, artık meyvalannı vermeye baş-
lamıştı. Böyle bir örgütün kuruluşuna yöne-
lik 'kücûmseyiei değerlendirmeter'e en somut
yarut; TÜRKSOY'un kısa sürede gelişerek
ve Bakü, Almatı ve Marrnaris'te yapılan dö-
nem toplantılanyla birlikte uluslararası bir
nitelikte bir kuruma dönüşmesiyle gelmişti.
Ortak kültürden gelen Türkiye ve Orta
Asya Cumhuriyetleri arasında kurulan bu
kültürel gelişme, bin yıllık aynhktan sonraki
farkblaşmayla birlikte, yeniden buluşarak et-
kileşimi sağlamak ve en önemlisi bugüne dek
geçen süre içindeki sanatsal varlıklan daha
iyi tanımak ve ortak dili oluşturmak TÜRK-
SOY'un amacı. Hedefı de kültürel ilişkilerde
'kühvei kökeniere takılıp kaimak yerine, kül-
türel değtpmlerden yeni, çağdaş ve evrensel
ohjşumlara geçişi sağlamayı' ve sürekü, ûret-
ken, kaba işbırliğı sağlamak.
Genel Mödûr Polat Bülbüloğlu
Kültür Bakanı Fikri Sağlar'm Türk kültü-
rünü ve sanatını tüm dünyaya tanıtmak
amaavla bir kurum kurulması önerisi; iki yıl
önce İstanbui toplanüsma katılan 5 ülke ta-
rafından kabul edildi. Bütün Türk cumhuri-
yetlerinin katılımıyla özellikle Türk kültürü-
nün parçalannın biraraya gelmesi konusun-
da bir sonuç bildirgesi yayınlandı. Böylelikle
hem kültürler birbirini tanıyacak, hem de bir-
ükte dünyaya Türk kültürü aktanlacaktı.
Kültür Bakanlan Konseyi daimi hale geti-
rildi ve bir kurum olma karan çıktı. TC. Kül-
tür BakanlığYnın başlatuğı çabşmayla birlik-
te yapısal oluşum, 6 ay sonraki Bakü 'deki
toplantıda kabul edildi. Yine Kültür ve Dışiş-
leri Bakanlıklan tarafından yürütülen çalı-
şmalar sonucunda 1993 temmuz ayında
Alma Ata'daki toplantıda da uluslararası
TÜRKSOY kuruldu. 1994 şubat Marmaris
toplantısında ise çahşma yönergesi hazı-
rlandı.
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgjzistan,
Kırgızistan'daki 5.dönem toplantısı Bişkek'teki Devlet Tarih Müzesi'nde yapıldı.
ve tek ıdıısUüiüasıTürkiye, Türkmenistan ve Özbekistan'ın
üye, KKTC, Başkırdistan ve Tataristan'ın
gözlemci üye olarak katıldıklan TÜRK-
SOY'un 5. dönem toplantısı Bişkek'te baş-
layıp, Çolpon Ata'da sürdü. TÜRKSOY
Dönem Koordinatörlüğü'nü Kırgıastan
Cumhuriyeti Kültür Bakanı Çoiponbek Ba-
/arbaev'in üstlendigi toplantıda, TÜRK-
SOY Genel Müdürü Azerbaycan Kültür Ba-
kanı Polat Bülbüloğhı seçildi.1996 yıhnda
Fransa'da düzenlenen "Expolangues" Dil
Fuan'nda Türk dili ve kültürünün TC Kül-
tür Bakanhğı tarafından ve TÜRKSOY'la
birlikte temsil edilmesi ve TC Kültür Ba-
kanhğı ile Almanya'daki Theatre an der
Ruhr ile birliktejeb'ştirilen İpekyolu Tiyatro-
su projesine TÜRKSOY'a bağb ülkelerinin
sanatçılannın da katılması kararlaştınldı.
TÜRKSOY Kültür Bakanlan konseyince:
Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanı tarafı-
ndan önerilen TÜRKSOY'un örgütlenme
şeması oybirliğiyle kabul edildi. TÜRKSOY
Genel Müdürüne, TÜRKSOY teşkilatınm
ve personelinin stütüsü hakkında gerekli çalı-
şmalan sürdürmek ve T.C. Hükümeti ile ge-
rektiğinde bu konuda bir protokol yapmak
konusunda yetki verildi.
Türkiye'nin kurduğu ilk kurum
Konsey, TÜRKSOY ve -
Manas-1000'
Genel Müdürlüğü'nün 'Manas' Destam'nın
100. yıhnın kutlanması ile ortaklaşa faalıvet
planının onaylanmasına karar verdi.
TÜRKSOY Dönem Koordinatörlüğü 1
Temmuz 1994 tarihinden itibaren 6 ay sürey-
le Türkmenistan Kültür Bakanı Geldimurat
Nunnuhanunedov'a devredildı. VI.Dönem
Toplantısı'nın ocak 1995'te Aşkabat'ta yapı-
lmaşı kabul edildi.
"Ülkeierin birbirleriyie olan ilişkilerinin en
SKak ve en hızlı gelişnıesi, haklann birbirini en
sfiratii fHçimde tanıması actsından Türk cum-
huriyetleri arasında kültür ve sanatla ilgili
uluslararası bir kurum mutlaka oluşmalıydı"
diyor Kültür Bakanı Fikri Sağlar. Iki yıî sü-
resince bü>ük çaba harcanarak TÜRKSOY
kurulmuştu. Üstelik bu, Türkiye Cumhuri-
yeti'nın ilk kez kurduğu uluslararası bir ku-
rumdu. Bugüne dek hep, varolan uluslara-
rası kurumlara üye olunmuş ancak böyle bir
kurum oluşamamıştı.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Asker Aka-
yevın de belirttiğı gibi. TÜRKSOY, Türk
cumhuriyetlerinin birlikte gelişmesinde eko-
nomik ve demokratik gelişmede 'çok önemli
rol'oynuyor.
Gelecek beş yıl içinde ortak dilin Anadolu
Türkçesi olacağı inancında Akayev. Özgür-
lüklenne yeni kavuşan Türk Cumhuri>etle-
rinde kültürün yeniden doğuş sürecinı ya-
şadığını vurgulayan Akayev, kültürün bir çi-
mento gibi Türk halklannı birbirine yakı-
Bişkek'te Kırgtz Filannoni'de 'Kambarkan' orkestrasının konseri oldukça renkli, değişik ve ilginç bir gösteriyedöoüştü.
nlaştırdığına değinerek, ortak dılin oluşturul-
masında Türkiye'ye önemli görev düştüğü
görüşünde.
5.Dönem toplantısında, Kırgızistan'da ol-
duğu gibi Kazakistan, Azerbaycan, Türkme-
nistan ve Özbekıstan'da da TÜRKSOY'a,
devletin en üst kademelerinin artık sahip
çıktığı ortaya çıktı. Her bakanlık ayn birim-
ler oluşturarak ortak bir dil ve alfabenin oluş-
ması için çabşmalannı sürdürüyor.
Daimi ve istikrarlı tek örgüt
Fikri Sağlar, Orta Asya Cumhuriyetleri ile
Türkiye Cumhuriyeti arasındaki "daimi bir
bağ ve istikrariı çauşmayı sürdüren tek örgüt'-
ün TÜRKSOY olduğunu 'üzülerek' vur-
guluyor. Yeterince kamuoyuna anlaüla-
madığından da yakınıyor:
"TÜRKSOY, daha sonra kültür bakan-
lannın oluşturmuş olduğu karadeni/ Ekono-
mik Isbirliği'nc paralel ve Karadeniz Kültürel
İşbirtiği'nin de önemli bir öğesi olarak Karade-
niz ve Orta Asya ülkeleriyle Türkiye'nin de
çok ciddi bir işbirliğine girmesine neden olacak
bir yapıyı oluşrunıyor. Kültürel gelişme olma-
dan ekonomik gelişme de, demokratikleşme de
olmuyor. Bu açıdan bu işi çok önemsiyonım.
Çok emek sarfettik, bence Türkiye'nin önemli
bir başansıdır T t RKSOY. Hele hele 1991'-
den sonraki gelişmelerde Orta .Asya Cumhuri-
yetleri ile Türkiye arasında istikrarlı tek ku-
rum haline gelmesi aynca benim için çok
önemli. Türk Cumhuriyetleri çok ilginç, yeni
özgürlüklerine kavuşuyorlar, yeni devlet kunı-
yorlar. Bürokrasiyi, hukuku yeniden kurma-
ya çalışıyorlar. Bu arada bunca zorluk arası-
nda bu kuruma da katıldılar. Artık bu işin
ciddi ve önemli bir kurum haline geldiğinin
farkına vardılar. Her devlet açıkça görüyor
ki, ekonomik \epo-
lirik işbirliği yap-
mak istiyorsak, o
işbirliğini detletler
ve ülkeler arasında
sağlamlaştırabil-
mek ya da gerçek-
leştirebilmenin tek
>olu kültürel işbir-
İiği yapmaktır."
TÜRKSOY'a
üye ülkeler arasında ortak dili oluşturabil-
mek için ortak alfabeye geçme doğrultusun-
da ya kararlar alındı ya da geçildi. T.C. Kül-
tür Bakanhğı'nın bu konuda çok büyük rolü
oldu. Ancak, eksiklıkler söz konusu. 1992 yı-
lında Dışişleri Bakanbğı tarafından matbâa-
lann kurulması için aynlan 10 milyar liralık
kaynak sürüncemede bırakılarak yok oldu.
Bu noktadan sonra ne yapılacak?
Fikri Sağlar, Latin alfabesine geçişi hı-
zlandıracak matbaa kurumlannın hala oluş-
turulmadığından ve verilen sözlerin yerine
getirilmemesinden yakınıyor:
"Özellikle devlet kademelerde bu konuyu
anlamayan insanlann getirmiş olduğu
sıkıntılar var. Matbaalar konusunda ChşişJe-
ri Bakanlığı ve diğer bakanlıklar üzerierine
düşen görevi yerine getiremediler. Oysa bu
gerçekleşseydi, Latin alfabesine geçiş çok
daha hızlanmış olacaktı. Nitekim sjmdi ka-
rarlar var ama altyapı yok. Devlet ciddi bir
şekilde bu konuya planla ve programla yak-
laşmalıdır. Onu da bugüne dek gerçekkşti-
remedik. Bir adım önde başlattığımız yerde
iki yıl sonra geldiğimiz nokta. iki adım geriye
düşmüş ounanuzdu-. Büyük zoriamalaria bir
noktaya geldik. İnşallah bu noktadan sonra
da bu iş daha da rayına otunır. Herkes sahip
çıkmalı."
1-3 Temmuz tarihleri arasında Kırgızis-
tan'da Bişkek ve Çolpon Ata'da gerçekleşti-
rilen toplantı süresince. Çin sınınnda, Tiyen-
Şan dağlanrun dibinde, birbirlerine sımsıcak
dostluk gösteren, iletişim kurmak için müthiş
çaba gösteren insanlar vardı. Konuşurken,
bir kaç sözcükle de olsa anlaşmaya çabala-
yan...Kültürlerini, zevklerini, müziklerini
paylaşmaya çahşan...Bu birlikteüği sürekli
kılmayı isteyen...
Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın toplantının
bitiminde yaptığı konuşmayı 'veda" olarak
niteleyip , "Sen biam Uderimizsin, bu işin
başından ayxıuna"diyerek ağlayan bakanlar,
'kültürel bağ'ın ne denli güçlü ve vazgeçiunez
olduğunu gösteriyordu.
Robert Kolej'de dostluk
konsen
Kültür Servisi - İstanbui Oda Korosu ve
Nevv Hampshire Friendship Chorus,
Robert Kolej Suna Kıraç Tiyatrosu'nda
dostluk konseri veriyor. Türk-Amerikan
Üniversiteliler Derneği tarafından
düzenlenen konserler, çarşamba ve
perşembegünlerisaat I8.30'da
gerçekleştirilecek.
1988 yılında kurulan ve daha önce Çin
Halk Cumhuriyeti, Ekvador, Yeni
Zelanda, Avustralya, Estonya, Litvanya
ve Rusya'da dosluk konserleri
düzenleyen Nevv Hampshire Friendship
Chorus, Türkiye'ye ilk kez geliyor.
Müzik direktörlüğünü Betty
Bilodeau'nun yaptığı koro, 40 kişilik bir
sanatçı grubundan oluşuyor. Turistik ve
kültürel değerleri tanımayı ve tanıtmayı
amaçlaşan koro, müzik yoluyla
dostluklar kurmaya çalıyor.
1982 yılında kurulan istanbui Oda
Korosu, kurulduğu günden beri şef
Yeşua Aroyoyönetiminde çahşıyor.
Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında
birçok başanlı konser veren İstanbui
Oda Korosu, aynca her yıl Eurodialogue
asamblelerine katıbyor.
İki koronun beraber vereceği
konserlerde Amerikan Müzik
klasiklerinden, Spiritüellerden
(Amerikan zencilerine özgü ilahiler) ve
Broadvvay müzikallerinden seçmelerden
Adnan Saygun'un 'Katibün
Çeşitlemeİeri'ne uzanan geniş
repertuvarla izleyici önüne çıkacak.
Belde Sanatevi'nden
yeni bir sergi
Kültür Servisi-1993 yılının ekim ayında
farklı sekiz kişinin Değirmendere
Belediyesi Belde Sanatevi'nde
buluşmasıyla kurulan grup Belde, dün
saat 17.00 da yeni resim sergilerini
Değirmendere Belediye Başkanı
Ertuğrul Akalın eşliğinde açtılar.
Çahşmalan hakkında yetkililerle
konuşan grup üyeleri şöyle konuştu:
"Sanat, içimizdeki bir savaşımla
duygulanmızın açığa çıküğı büyülü bir
o>oın. Resimlerimizde, doğayı, doğanın
birparçası olan insanı, acıyı, hiiznü,
özgürlüğü, umudu kısacası yaşanrruşhğı
buîabilirsink. Bizler, kendi
dünyalanmızın renklerini resimlerimize
yansıtmayı deniyoruz." Sergi,
sanatseverler için 16 temmuza kadar açık
kalacak.
Çanakkale'de
arkeolojik kazılar
ÇANAKKALE (AA> Kültür
Bakanlığı'nca Çanakkale'nin çeşitli
bölgelerinde arkeolojik kazılara
başlandı. Yetkililerinedindiği bilgiye
göre tasarruf tedbirleri nedeniyle bir ay
ertelenen Troya ve Ayvacık Gülpınar
kazılanna başlandı. Âssos'takı kazılara
ise 22 temmuzda başlanacağı bildinldi.
Gülpınar kazılanna Prof. Dr. Coşkun
Özgünel, Troya kazılanna Alman
arkeolog Prof. Dr. Mannfred
Korfmann, Assos kazılanna da Prof. Dr.
Ümit Serdaroğlu başkanhk ediyor.
Dalai Lama ve Umberto
Eco'ya davet
ANKARA (ANKA)-1995 eylül ayında
Türkiye'de yapılması kararlaştınlan
"HoşgörüSorunlan Üzerine
Kollokyum"a cağnlacak ünlü isimler
arasında Tibet lideri Dalai Lama ve
İtalyan yazar Umberto Eco bulunuyor.
Unesco Milü Komisyonu'na sunulan
davet listesinde. Eco ve Lama'nın yanı
sıra viyolonselci Loro Menuhin,
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri
Catherine la Lumiere. Brezijv alı yazar
Jorge Amado, Nobel Banş Ödülü sahibi
Elie VViesel de yer alıyor. 1995 Hoş- görü
Yıh'nda konuyla ilgili düşüncelerini
uluslararası bir platformda açıklamak
üzere Türkiye'ye davet edilmesi beklenen
diğer isimlerse şöyle sıralanıyor: Cenevre
Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden Prof.
Jeanne Hersch. Fas Kültür Bakanı Allal
Sinaceur, Paris Evrensel Kültür
Akademisi Genel Sekreteri François
Barret Ducrocq, Fransız Akademisi
üyesi. romancı Jean D'ormesson,
Hıristiyan ve Müslümanlar arasında
diyolog konusunu içeren yapıtlann
yazan Maurice Boorman. fılozof Hans
Kung, fılozof Mohammed Arkoun,
Kamerunlu müzikolog, gitarist, yazar
Francis Bebey. Moskova Üniversitesi
Gazetecilik Fakültesi Dekanı Prof.
Yassenne z^assoursky ve Le Monde
gazetesi yazan Rogerpol Droit.
Kayseri'de Yeraltı
şehirleri
KAYSERİ (AA) - Kayseri'deki 8 yeralü
şehrinin turizme kazandınlması
amaayla çalışmalann devam ettiği
bildirilerek yedi katlı Çomaklı yeralü
şehrinin, büyük bir sıra şehri olabileceği
bildirildi. Çomakh yeraltı şehrinin
benzerleri içinde en kapsamlılanndan
biri olduğunu anlatan müze müdürü
Hamdi Biçer. yeraltı şehrinin üstünün üç
kat. altının ise dört kat üzerine
kurulduğunu, çok sayıda zahire
çukurlan, su kuyulan, içeriden kapatma
taşlar. beş ayn büyük yerleşim mekaru ve
tavanda boydan boya haç işareti
bulunan bir ibadethane tespit ettiklerini
belirtti. Biçer, yaptığı konuşmada, aynca
"Eldeki verilere göre yeraltı şehri 35-40
kilometre uzakhktaki Tomarza ilçesine
kadar uzanıyor. Ancak 400
kilometreden sonra göçükler nedeniyle
daha ileriye gjdemiyoruz'" dedi. İl
Turizm Müdürü Bekir Yağmuroğlu da,
Çomaklı yeraltı şehrinin, diğer 8
yeralüşehri ile birbkte turizme
kazandınlması için kısa sürede
çahşmalara başlayacaklannı kaydederek
"Oldukça zengin özelliklere sahip olan
yeraltı şehrimizin, ilk etapta çevre
düzenlemesini yapacağız. Çomaklı
yeraltı şehrini turizme açarak Develi
ilçesine önemli bir iç ve dış turizm
potansiyeü kazandıracağız" diye
konuştu.