Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1TEMMUZ1994CUMA
HABERLER
ekdersücreti
•ANKARA(AA)-SHP
Grup Başkanvekili Ercan
Karakaş, Maliye Bakanı
tsmet Attila'ya,
öğretmenlerin ek ders
ücretlerinin ne zaman
ödeneceğini sordu. Karakaş,
TBMM BaşkanlığTna
sunduğu soru önergesinde,
Maliye Bakanı Attıla'ya şu
sorulan yöneltti: "27 Mart
seçimlerinde görevlendirilen
sandık kurulu başkan ve
üyeleri ve ile diğer
görevlilerin ücretlerinin,
memurlann ve özellikle
öğretmenlerin eczane ve
hastanelere ödenmeyen ilaç
ve tedavi giderlerinin,
öğretmenlere ödenmesi
durdurulan ek ders
ücretlerinin ne zaman
ödenmesi düşünülüyor?"
Tfirkeş: Çillep'e
ortak OIUPUZ
• HaberMerkezi-MHP
Genel Başkanı Alparslan
Türkeş, "Tansu Hantm'ı
destekliyorum. Gerekirse
Sayın Çiller'le koalisyona
gider, iktidar ortağı oluruz"
dedi. Türkeş, Kanal-6
Televizyonu'nun Baskın
prograniının dün geceki
Dobra Dobra bölümünde
sorulan yanıüadı. PKK
terörünü bir yılda temizleme
reçetesini açıklayan Türkeş,
Çiller-Karayalçın
koalisyonunu neden
desteklediği sorusuna," 12
Eylül'den çok zarar gördük,
işİcencegördük. Anayasayı
değiştireceklerdi. Demirel ve
Inönü'lü hükümete onun için
destek verdik; güveno.yu
verdik, taahütleri var" dedi.
Türkeş, yüzbin kişilik
PKK'yle mücadele teşkilatı
oluşturarak bu teşkilatın bir
kısımtu, sosyoloji, psikoloji,
ekonomi uzmanlan ve güçlü
istihbarat elemanlanyla iki
aşamada, bir yılda
temizleyeceğini söyledi.
Erbakan dava
kaybetti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Aylık yayımlanan
Sancak Dergjsi'ndeki bir
haberde, ' R P Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'a ve
partinin tüzel kişiliğine
hakaret edildiği"
gerekçesiyle löayakadar
hapis cezası istemiyle
yargılanan sorumlu
Yazıişleri Müdürü Ibrahim
Batmaz beraat etti. Ankara
2. AsliyeCeza
Mahkemesi'ndeki karar
duruşmasında, RP'nin
avukaü YaşarGürkan hazır
bulunurken sanık İbrahim
Batmaz ile avukaü ise
katılmadı.
Pabuççuoğlu
öldü
• MUĞLA (Cumhuriyet)-
Muğle Jl Kültür Müdürü
Mustafa Pabuççuoğlu,
tedavi görmekte olduğu
Muğla Devlet Hastanesi'nde
kalp yetmezliği sonucu dün
sabaha karşı öldü. 1949
Çahkın doğumlu olan
Pabuççuoğlu, İl Kültür
Müdürlüğü görevinin yanı
sıra gazetemiz ve Yeni Muğla
gazetesi muhabirliğini de
yürütüyordu.
Cevheri'den
yalanlama
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Devlet Bakanı
Necmettin Cevheri, ANAP
Genel Başkan Yardımcısı
Eyüp Aşık'ın, "Fatih DYP
bürolan RP için çalışıyor"
şeklindeki beyanının
"gerçekle ilgisi olmadığım"
belirterek "DYP bürolan
DYP için çalışır" dedi.
Cevheri, yaptığı yazıü
açıklamada, Aşık'ın söz
konusu beyanını, "kendi
temennisi doğrultusunda
talihsiz bir beyan" olarak
nitelendirdi.
Betediyelepin
Inııınıl MS J w i
VdKosm gtoerı
•ANKARA (ANKA)-
Ankara Büyükşehir
Belediyesi'nin I993yılında
temsilveağırlama
giderlerinin 10.4milyarlira
olduğu, aynı dönemde
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin temsil ve
ağırlama giderlerinin ise 2.2
milyardüzeyinde
gerçekleştiği bildırildi.
Iıısaıı
16
Haziran 1994 tarihli
gazetede yayımlanan
anılannda Sayın Tür-
keş, bu konuda 3 Ha-
ziran 196O'dâ radyoda yayımla-
nan ve halkı dehşete düşüren bil-
diriyi anlatıyor. Şunlan söylü-
yon
"Biknriyi Ertuğrui Alaüı ve
Mithat Ceylan'ın yaztüğını tespit
ettim. Niçin yazdılar, büemiyo-
rum. Komiteye götürdüm, arka-
daşiarm büyük çoğunluğu bun-
dan üzüntü duydu."
. Bundan 22"yıl önce, 1972'de
yayımlanan anılannda Sayın
Orhan Erkanlı da, aynı konuya
daha aynntılı olarak değiniyor.
"Anılar, Sorunlar, Sonnnlular"
adlı kitabının 59. sayfasında
başlatılan bölüm içinde, Erkanlı
şunlan söylüyor:
"Henüz komite resmen açı-
klanmamıştı, bir sürii insan, ko-
mite üyesi sıfatıyla kendi kendine
icraat yapıyor. Bunlardan birisi
bir albay, Et ve Balık Kurumu
mesetesini de kendisine iş edinmiş
ve kuruma giderek araştırma
yapnuş. Albay, yaptığı soruştur-
ma sonunda maddi bir delil bula-
madığıru, ancak kurumdakilerin
böyle bir olayı duyduklarmı ve
ımlmkün gördüklerini ifade etti.
O olay daha önce gazetelerde de
yer almış »e iyice yavılnuştı. Du-
rumun bir bildîri> le açıklanması
ve albavın bir büdiri taslağı hazı-
riayarak komite)e getirmesi ka-
rarİaşurddı. Alba> hazırladığı
tasiagı komitede okudu, beğenfl-
medi. Bazı krsımlaruun değJştiril-
ıtıesi >e olavın büyütülmemesi is-
tendi. Albay, biİdiriyi kendine
göre düzelttikten ve ügüilere pa-
rafe ettirdikten sonra komiteye
tekrar göstermeye lüzum görme-
den Radyoe\i'ne göndermiş. Biz
toplantı halindeyken öğle ajansı-
nda haber okundu. Herkes bir
anda, Bu ne rezalet" diyerek
ayağa fuiadı ve ortalık kanştı."
. Erkanlı, saür aralannda şun-
lan da söylüyor:
"Albay bu hatası yüzünden komite dı-
şmda bırakıldı. Halen orduda (1972) kor-
generaldir", "O anda bu gibi radyo haber
ve bildirilerini Ahmet Yıkiız veya Ertuğrui
Alatiı imzauyordu."
Sırtımızdaki kambur
ası aramyor
ürkeş'in bu konudaki
anıları, "İhtilalciler Et-Balık'ta
insan kıyması anyor" başlığı
altında çıkmış ve fakat çok kısa,
noksan ve yanlış anlatılmıştır.
Konu ya hiç açılmamalı ya da
açılıyorsa eğer, "Başbakan gibi
müsteşar" a ya da "ihtilalin
kudretli albayı" na yaraşır bir
boyutta tarih önüne serilmeliydi.
ÛENÜ1K
ORDBİTIRDİ
27 Mayıslı günlerin ilk haftasında devlet radyosunda yayımlanan Et-Balık'ta insan kıyması ha-
beri dehşet vericiydi. 27 Mayıs anarşiyi durdurmuş, kardeş kavgasıru önJemişti. Her tarafta özel-
likle de büyük şehirierde coşkulu gösteriler sürüyordu. Bu dehşet veren iddia araştırılmalıydı...
Konuyu 27 Mayıs ihtilalinin ilk gün-
lerinin önemü bir skandalı ve yapılan
önemli yanlışlardan biri olarak üzüntüy-
le anımsıyorum. Sırtımızda bir kambur
gibi sürüp gitti. Bu ve benzeri diğer olay-
lan, buna hazır kamuoyu ortamının beİc-
lentileri körükleyebileceği gibi. bize karşı
yıkıcı davranışlann kundakçılan da ser-
gjleyebilirdi.
Basiretli davranışlar, derin düşünebi-
len kafalar bu gibi durumlara soğuk-
kanlılıkla yaklaşabilmeliydiler. Bu olaya
sebebiyet verenler basiret, düşünce ve so-
ğukkanbhktan yoksun kalrnışlar, üpkı
bizden önce toplumsal olaylar karşısında
Demokrat Partililerin düştükleri hata-
lann benzerini yapmışlardı.
Tarihin 27 Mayıs dönemi üzerindeki
ilk yargılaması, olasıdır ki bu olaydan
başlatılacaktır. C»nun için olayın, İconu
açılmışken kısa geçiştirilmesi uygun de-
ğildir. Savın Türkeş'ın bu konudaki anı-
lan. "İhtilakiler Et-Balık'ta insan kıy-
ması anyor" başlığı altında çıkmış ve fa-
kat çok kısa, noksan ve yanlış anlatıl-
mışUr. Konu ya hiç açılmamalı ya da
açılıyorsa eğer. "Başbakan gibi müste-
şar"a ya da "ihtilalin kudretii albayı"na
yaraşır bir boyutta tarih önüne serilme-
liydi. Oysa Sayın Türkeş bu konuda,
olay karşısında bir gözlemci gibi dur-
mayı yeğlemiş. Sayın Orhan Erkanlı'nın
anıîannda ise tarihe ipucu verecek
aynntılar, bir ölçüde var.
Bu konuda şu aynntılar da bilinmeli-
dir:
1. Sayın Erkanlfrun 1972'de "Halen
orduda korgeneraktir" dedığj kişi, o sıra-
larda MBK toplantılanna kaülan Kur-
may Albay Mithat Ceylandır. "O anda
bu gibi radyo haber ve bültenlerini Ahmet
Yılda veya Ertuğrui Alatiı imzahyordu"
sözünde Ahmet Yıldız'ın adı olmamab-
dır. Çünkü o anda Sayın Ahmet Yıldız
henüz Basın-Yayın Genel Müdürlüğü
görevini yüklenmemişti.
Ertuğrui Alath'ya gelince; 1960 öncesi
uzun kurmaylık hizmetimde tanıdığım
Sayın Alatiı çok yetenekli, görevinde ti-
tiz, seçkin bir kurmay subaydı. Bildirinin
talihsiz metnini görmeden imzalayacak
ya da görünce benimseyecek bir kişiliğe
sahip değildi. Am'a yıjlarca bu töhmetin
altında ealdi kaldı. İşin aslını en ince
aynntılanna kadar araştırdı. Yüzlerce
sayfa yazdı, belge topladı. ama duyura-
madı. 12 Eylül döneminin Danışma
Meclisi'nde de bulundu. Ama bu konu-
yu, Danışma Meclisi'ndeki görevi ile ıliş-
kilendirecek küçük fırsatlan yaratmak
tenezzülünde bulunmadı.
Alatiı, Türkeş ile görüşüy or
Aynca bu görevdeyken sürekli 1961
Anayasası'nm savunmasını yaparak o
mecüste silah arkadaşı Sayın Baki Cebeci
ile birlikte a>Tik otu gibi kaldılar. Sa>ın
Ertuğrui Alatiı, içine işleyen bu ola>ı 6 yıl
sonra 3 Ocak 1966 günü Cumhurivetçi
Köylü Millet Partisi (CKMP) Genel
Merkezi'nde Sayın Türkeş'le aynntılı
olarak görüşüyor. Kendisiyle ilişkili it-
hamlara "Bilmiyorum, anımsamıyorum"
diye yanıt ab>or. Fakat şimdi Sa>ın Tür-
keş, "Büduivi Ertuğrui Alatiı ve Mithat
Ceylan'ın yazdığını tespit ettim" diyebili-
yor.
2.27 Mayıs öncesi günlerinde Demok-
rat Partililerin çok kötü işler
yaptıklan karusı kamuoyunda
yaygındı. Tüm itibannı yitirmiş
ve Vatan Cephesi yayınlan ile de
ciddiyetini kaybetmiş partizan
devlet radyosunu Demokrat
Partililerden başka kimse dinle-
miyordu. Tüm baskıcı yönetim-
lerde olduğu gibi, fısıltı kamuo-
yunda saltanatını kurmuştu. Di-
namik güçler ve DP'üler dışında
herkes. Avrupa'dan yapılan ya-
bana radyo yayınlannı dinleye-
rek Türkiye'de olup bitenlerden
haber almaya çalişıyordu. Bu
yayınlann başında da Ameri-
ka'nın Sesi Radyosu ve İngiliz
BBC geliyordu. Bu radyolarda
ise 28-29 nisandan itibaren
önemli kanşıkbklann her birin-
de 8-10 kişinin yaralandığı, öl-
dürüldüğü bildiriliyordu. Sov-
yetler Birliği >anbsı yayın yapan
Bizim Radyo'nun ise kamuo-
yunda itibari ve dolayısıyla et-
kisi yoktu. Baskıcı DP yöneti-
minin. basın ve yayın özgürlü-
ğü üzerindeki ağır sansürü,
çarpık bir kamuoyu olumasına
neden oluyordu. Bu da De-
mokrat Parti yönetiminin so-
nunu hazırlıyordu.
Dehşet verid haber
Bu itibarla, 27 Mayıs'tan son-
ra açığa çıkan birkaç öğrencinin
ölümü ve yaralanmasının
dışında, kamuoyunda daha bir-
çok ölümlerin bulunduğu bek-
lentisi vardı. Bütün bu bilinenle-
rin ışığı altında denilebilir ki 27
Mayıslı günlerin ilk haftasında
devlet radyosunda yayımlanan
haberin kendisi bir sürpriz değil-
di. Fakat haberin niteliği dehşet
vericiydi. 27 Mayıs anarşiyi dur-
durmuş, kardeş kavgasını önle-
mişti. Her tarafta özellikle de
büyük şehirlerde coşkulu göste-
riler sürüyordu. Genelde tüm
ülke sükunete kavuşmuştu.
Kardeş kavgasını önlemeyi
amaçlayan basiretli bir yöneü-
min, haberin dehşet verici yönünü araşu-
mıaya ve inceleme>e alması gerekirdi.
Kaldı ki olayın dehşet verici yönünün
manuksal temeli binde bir bile sağlam
değildi.
3. Olay öncesi günlerinden itibaren
basında bu konuya iüşkin şu haberler
var:
: 31 Mayıs 1960. Vatan Gazetesi:
İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık
Sami Onar dün (30 mayıs) saat 14.30da
rektörlük binasında bir basın toplantısı
yaparak sözleri arasında. "Ünhersite
olaylannda ölenlerin saytsı 2'den fazla-
dır. Olay gecesi, cesetlerin kamyonla
Merkez Efendi Mezarlığf na gizlice gö-
türiildüğü ve mezarlık bekçisinin kabul et-
mediği bilinmektedir."
- 2 Haziran 1960. Cumhuriyet Gaze-
tesi: Yüksek rütbeb bir MBK üyesi dün
(1 haziran) Fransız basın ajansına verdi-
a demeçte, "Bugüne kadar Ankara ve
istanbul civannda çukurlar içinde \e Et-
Balık Kurumu depolarında bazı cesetkr
bulunduğunu. kesin bir rakam verileme-
yeceği''ni belirtmışür.
YARIN:Gûrsel'in
örgüte dcstcği
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLt
Sraas1
! Unutturamazsımz,
UmıtmayacağızL.
Yarın, 2 Temmuz; Sıvas kıyımının birinci yılı.
içinde güzelim insanların yaşadığı, tarihin o gün gör-
müşkentine; bir an için her şey bir yana, Ulusal Kurtuluş
Savaşı'mızın en önemli adımlarından birinin atıldığı, Sı-
vas Kongresi'nin yapıldığı soylu bir kentin alnına gerici-
liğin kapkara bir leke çalışının ilk yılı.
Istanbul'da 'Hasret Gültekin Kültür ve Sanat Merkezi',
olayla ilgili kapsamlı bir kitap hazırlıyor; benim de katıl-
mamı isterken, sordukları bir de soru var: "Kıyımdan bir
yıl sonra nedüşünüyorsunuz?"
iyi şeyler düşünmüyorum efendim!
Ya da düşündüğüm şu: Türkiye'de demokrasi, rezilce
yalanlar üzerine kurulu; devlet iktidarı, yasamasıyla, yü-
rütmesi ve yargısıyla, bir bataklığa gömülü...
Ne demokrasisine inanıyorum artık, ne de devletine!
Sıvas'ta, 2 Temmuz 1993 günü, şeriatçı gericilik, tatv
rikleriyle, sloganlarıyla, ortaya saldığı kapkara güruhuy-
la, bir prova yapmış, gücünü sınamıştır.
Aydını ve sanatçısıyla 37 insanı da yakmıştır.
Devlet ne yapmıştır bunlar olurken?
önlemesi gerekirken, önleyebilecekken önlememiş-
tir.
özgürlüklerimizin güvencesi devlete bakınız?
Bitmedi: Mahkemeler arasında bir süre sallan-yuvar-
lan dansından sonra, gerici güruhu Ankara DGM'de
yargılanmaya başlamıştır. Yargılama adına da, mahke-
me heyetinin katilleri kollayan tavrıyla kıyımın aklandığı,
gericilerin şov yaptığı bir gösteridir gördüğümüz. Cani-
likleri delilli-ispatlı ortada olanlar, arka arkaya tahliye-
lerle salıverilmiştir ve onlar da, kamu vicdanıyla alay
edercesine, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşmak-
tadırlar bugün...
Her şey, bir örtbas etme, bir unutturmaya yönelik...
O kadar öyle ki, kıyımın üzerinden bir yıl geçmiştir.
Olayda anasını babasını, eşini kardeşini, yavrusunu ya-
vuklusunu yitirenleri, aydmları ve koskoca kamu vicda-
nını -bir parça avutacak- bir kararın verilmesi için yeterli
birzamandır bu.
Oysa ortada ne bir ses, ne bir nefes!
Kürt sözkonusu oldukta, kimliğine bile bakmadan as-
lan-kaplan kesilenlerin, onca önemli bir olay ve onun
davası önündeki teslimiyetine bakınız!
Şimdi sizin, şunlan söylediğinizi duyar gibiyim sevgili
okurlarım: Bu davada yargılananların, kıytmda elbette
rolleri vardır. Ne var ki, asıl failler bunlar değildir; Sıvas
kıyımını, devletin görünmeyen gücü yaptı: Kontrgerillası
ile, Türk-islam sentezi ile, başka ihanetşebekeleriyle...
Asla yanlış söylüyor değilsiniz!
Hem konuya böyle yaklaşmazsak, şu bir yıldır oyna-
nan komedyayı çözümleyemeyiz.
Sıvas kıyımından çıkarılacak dersler de var:
Dini, şeriatçı gericilerce sokağa düşürülen, cinayetle-
re ve kıyımlara bayrak edilen samimi Müslüman gözünü
açmalıdır. Alevilere gelince, bugün çoğu Alevi kuruluşu,
hala Kerbela hayıflanışı ve incir çekirdeğini doldurma-
yan tartışmalar içinde olup, dedelerin, dede torunlarının
istilası altındadır; klasik Alevilikten sıyrılıp evrensel yön-
leri öne çıkarmak gerekmektedir. örgütlülüğe evet, ama
çağcıl içerikte olmalıdır bu. Bildigim kadarıyla, Pir Sul-
tan Abdal Derneği, böylesi bir eğilim içinde olduğu, yani
an kovanına çomak soktuğu içindir ki, Sıvas kıyımı, dü-
zenin sahiplerinin, neyi bağışlayıp neyi bağışlamadığını
da koymuştur ortaya.
Ama hangi dinden ve mezhepten olursak olalım, Kürt-
Türk hepimize düşen görev, demokrasiyi ve devleti, laik
ve çağdaş temeller üzerine oturtmaktır.
Bundadır kurtuluşumuz!
Işte bu anlayışladır ki, bugünkü düzenin sahiplerine
şunlan söyleme gücünü kendimizde görüyoruz: Ne ya-
parsanız yapınız, bizim unutmayacaklarımız var; bir
Asım, bir Hasret, bir Asaf, bir Behçet, bir Metin, bir Ne-
simi ve gericiliğin yangınında tutuşan bütün öteki sev-
diklerimiz, belleklerimizden silinmeyecek.
Boşunadır çabanız, bu dosyayı kapatamayacaksınız.
Tek kelimeyle, Sıvas'ı Hnutturamazsınız, unutmaya-
cağız!..
ARA YERELSEÇİMLERE DOCRU... YALOVA
Partilerinbüyük seçimvaadi: Yalovail olacak
AYŞEYTLDIRIM
YALOVA - Başbakan Tansu Çüler 34. il
sözünü Yalova'ya verdi. ANAP Genel Baş-
kanı Mesut Yıunaz ise Yalova'nın il yapıl-
ması için TBMM'ye kanun teklifı sundu.
Gecen yıl Bursa'ya bağlanmak istenen Ya-
lova'nın il yapılması sözü, gerçekleşmesi için
koşullar uygun olmasa bile bütün partilerin
sanldığı bir seçim vaadi.
Emekliler ilçesi olarak tanınan Yalova'da
27 Mart'ta yapılan seçimlerde SHP'nin iki
dönembk ikti-
dannı ortağı
DYP devraldı.
45 bin seçmen-
den 12 bininin
oyuyla seçilen
tbrahim Uzun'un
belediye baş-
kanbğı koltuğu-
na oturmasıyla
birlikte ilçede
"Atatürk büstü
savaşı" da baş-
lamış oldu.
Uzun, SHP'b
Cengiz Koçal'ın
makam odası-
nda bulunan
Atatürk büstü-
nü, başkan
yardımasının odasına kaldırttı. Gerekçesi
de "Başkan yardımctsının odasında bir
Atatürk büstü olmayışıydı".
DYP adayı RP'ye duygusal yakın
SHP'liler, Uzun'un davranışının kendisi-
nin gerçek anlayışını da ortaya koyduğunu
söylerken Uzun da "saldmlann kendisini
koltuktan indirmek için" yapıldığmı ileri sü-
rüyor. Kendisinin her hafta cuma günü Ya-
lova Meydaıu'ndaki Atatürk heykebnin
önünde düzenlenen İstiklal Marşı ve saygı
duruşuna katıldığmı anlaüyor.
Uzun'un sözlerine katılmayan SHP adayı
Cengiz Koçal ise makam odasında bulunun
Atatürk büstünün kaldınbşını "bir simgenin
kasıtlı olarak indirilmesi" diye yorumluyor.
' HP'nin "solda güç birliği" önerisini reddeden CHP, tek
kadın aday Yaşar Çiftçi'yle seçime giriyor. Çiftçi. kazanamayacağını
kabullenmiş, ancak CHP'nin oylannın artmasının "birleşmenin
adresini göstereceği" düşüncesiyle hareket ettiğini söylüyor.
tbrahim Uzun (DYP)
Koçal, "Eğer be-
lediye başkan
yardımctsının
odasında büst
yoksa aunak çok
mu zordu" diye
soruyor.
Yalova'da bu
tartışmalar sürer-
ken YSK'nin se-
çimleri iptal et-
mesiyle Uzun,
koltuktan indi,
yerine seçimlere
kadar İstanbul İl
Özel İdare Mü-
dürü atandı.
Ancak aradan
birkaç gün geç-
meden karar iptal
edildi ve yeni bir
atama yapıldı.
Yalova MiUi Eği-
tim Müdürü Si-
nan Bozoğlu'nun
belediye baş-
kanlığına
atandığı bildiril-
di. Bozoğlu, aynı
zamanda 27 Mart
öncesi DYP'den
Yalova Belediye-
si başkan
adayıydı. Bu ata-
ma diğer partile-
rin tepkisine ne-
den oldu. Valib-
ğin "tarafsızlık il-
kesini çiğnediği-
ni" belirten ban partiler, itirazda bulundular
ancak bir sonuç alamadılar.
DYP adayı Uzun, ideolojik olarak RP'ye
yakın olduğu için seçimi kazandığı görüşleri-
nin de doğru olmadığını söylüyor. "Namaz
küdığım için bunlar söyleniyor. Oysa bana en
fazla saMıran parti RP" diyor.
RP'liler de Uzun'u doğruluyor. Uzun'un
27 Mart'ta "Eğer kazanırsam RP'ye geçece-
ğim" diye oy topladığını bildiklerini söyle-
ven RP'liler, bu kez kendi tabanJannın buna
SHP adayı Cengiz Koçal (solda) mart seçimlerini duygusal nedenlerle kaybettiğini behrtiyor.
kanmayacağını belirtiyorlar.
Mart seçimlerini "duygusal" nedenlerle
kaybettiğini söyleyen SHP adayı Cengiz Ko-
çal, bir aylık sürede bu nedenleri ortadan
kaldırdığını anlatıyor.
"Davranışım örnek olur"
Koçal. "Belediye başkanıyken iki aylık iz-
nim olmasına karşın seçimlerden bir hafta
önce izin alıp çalışmalara başladım. Tabii çok
•gec obnuştu. Ben,
hizmeti düşünüp
"Bir iş daha fazla
yapayım' derken
DYP adayı bir yıl
önceden ev ev gez-
meye başlamtştı.
Seçmen, aday-
ların gelip kendi-
siyle sohbet etme-
sine halini hatırını
sormasma büyük
önem veriyor. Bu
kez beledi>e baş-
kanı olmadığım
için bol bol vak-
tim oldu ve bu
eksikliğimizi gi-
derdim" diyor.
Diğer adaylar
gibi "imkansız
vaatlerden"
kacındığını anla-
tan Cengiz Ko-
çal, solda birbğin
de bu seçimlerde
büyük bir önem
taşıdığını anı-
msatıyor.
Ancak Koçal'a
sol partilerden
değıl de Hasan
Celal Güzel'in
Yeniden Doğuş
Partisi'nden
(YDP) yanıt geli-
yor.
27 Mart'ta bin
63 oy alan YDP
adayı Eren Beyazadam. SHP lehine adaylı-
ktan çekildiğini açıkbyor.
Bayındırbk ve Iskan Bakanı Onur Kum-
baracıbaşı'nın da katıldığı bir basın top-
lantısıyla karannı duyuran Eren Beyaza-
dam, "Önemli olan sos\al demokratların bir
partiye destek vermeleridir. L'marım benim
bu davranışım diğer sol partiItre de örnek
olur, biraz olsun utanırlar da SHP've destek
verirler" diyor.
Her >erde olduğu gibi Yalova'da da en ör-
gütlü çalışma>ı RP yapıyor. Türkiye'nin
dört bir yanındaki RP'li belediye başkanlan
Yalova'dan aynlmıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan haftada en az üç kez
•gittiği Yalova'ya, partililerin rahatbkla
ulaşıp çalışma yapabibneleri için bir kolaylık
da sağlamış.
Saat 18.00'e kadar olan Yalova-Kartal'
arası deniz otobüsü seferleri 10 temmuza ka-
dar deneme seferi olarak saat 11.45'e
uzatılmış.
RP adayı Te-
mel Coşkun, 10
temmuzda RP'-
nin İstanbul'da
3-0'bk bir sonuç-
la zafere ulaşa-
cağını savunu-
yor. ANAP,
Başbakan Tansu
Çiller'in serve-
tiyle ilgili gazete-
lerde çıkan ha-
berleri seçmene
dağıtarak çab-
şmalannı sürdü-
rüyor.
20 gündür
adaylan Nedim
Arslan'a oy
toplamak için
Yaşar Çiftçi (CHP)
Yalova'da bulunan ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet Gedik, 5 Nisan Karar-
lan ve 27 Mart seçim sonuçlannın kendileri-
ni alternatif yapüğını bebrtiyor. Gedik, 10
temmuzda yenilenecek seçimlerin koab'syo-
nun halkla hesaplaşacağı bir "referamhım''
nitebği taşıdığını da öne sürüyor.
ŞHP'nin "solda güç biriiği" önerisini red-
deden CHP, tek kadın aday Yaşar Çiftçi'yle
seçime giriyor. Yaşar Çiftçi, kazanamayaca-
ğını kabullenmiş, ancak CHP'nin oylannın
artmasının "birlesmenin adresini gösterece-
ği" düşüncesiyle hareket ettiğini söylüyor.
27 Mart'ta DYP, SHP, ANAP ve RP sıra-
laması ortaya çıkan Yalova'da, ilk dört sıra
yine aynı partilerin, sıralamanın nasıl olaca-
ğını ise 216 sandıktan çıkacak oy pusulalan
belirleyecek.