Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1TEMMUZ1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Hollywood'un Fransızfilmleriniyağmalamasının son örneği de sinemalarda: 'Kesişme'
90'lannAmerikm ıısulii 'HayatBağkm'
SUNGU ÇAPAN
Son yıllarda Hollywood, Fransız film-
lerinden kopya çekmeyi iyice alışkanhk
haline getirdi. l<
Nikita"dan, "Üç Adaro-
b Bir Bebek"ten "Martin Guerre'in Dö-
nüşü - Sommersby" vb.'lenne kadar
uzalılacak baa Fransız yapımı, güzelim
fılmlerin, Amerikan sinemasına özgü,
ûstün teknik özelliklerle kotanlmış, gö-
zalıa ve gıcır gıcır yeni 'remake lerini
seyretmekten bize de gına geldi.
Kûltürel altyapısının kofluğunu her
zaman sağlam vitrini ve parlak yüdı-
zlanyla örtbas edegelerek sûrekli dünya-
ya tepeden bakan, hatta tam anlamıyla
yönetmese de büyûk ölçüde günûmüzün
gündeminı yönlendirdiği rahatlıkla ileri
sürûlebilecek Hollywood sinemasının
olanca albenisini ve cilasını taşıyan bu
eski FransızfilmJerüıinyeni versıyonlan
akımının, şu yaz sıcağında bize ulaşan
son taze örneği de, başroüerde Amen-
kalılann son gözdesi "taş gibi" Sharoo
Stoneia, artık gümüşi kır saçlanyla ol-
gun, yaşh, deneyımİi 'jön'ü oynayan
"Mr. Jones - Cindy CnmfonT Richard
Gere ve ilk kez tatmin edici bir oyun çı-
kanşına taruklık ettiğim, yenilerden Lo-
lita Davidovkh'in dokunakh bir üçlü
oluşturduğu "Intersection - Kesişme."
Claude Sautet'nin ilk filmi
En son "Ayazda Bir Yürek "inı izledi-
ğimiz, Fransjz sinemasının alçakgönüllü
ustası Claude Sautet'nin, 25 yıl öncekı ilk
ve belkı de en iyi filmi sayılabileoek "Les
Choses De La Vie"si, meraklısırun he-
men anımsayacağı gibi "Hayat Bağlan"
adıyla gösterilmişti ûlkemizde yıllar
önce.
Kansı, kücük oğlu ve alışılmış aile yu-
vasıyla, çekıcı sevgilisi ve yepyeni bir ha-
yata başlangıç ikilemi arasında kalakal-
mış, mesleğinde doruğa ulaşmış, parlak
bir mimann (unutulmaz kompozisyon-
lanndan birinı çıkanyordu Michel Pic-
coli bu rolde), sevgilisiyle buluşacağı ev-
lilik randevusuna doğru, saatte 150 km.
hızla direksiyon sallarken. uğradığı kor-
kunç trafîk kazasındaki ölürnü arunda.
bütün hayatını anımsayıp, bölümler ha-
linde, tıpkı bir fılm şeridi gibi (!)gözünün
önünden geçirmesini görüntûlere dökü-
yordu Claude Sautet.
Mıchel Piccoli'nin yanı sıra, sevgili ve
kan roUenndeki Romy Sdmeider'le
Lean Massari'nin de başansına katkıda
bulunduklan, bütün hikayeyi büyük bir
"flash-back' olarak tasarlamış yönetmen
Sautet'nin, usta işi sinema dıliyle, etki-
leyici, yalın bir yapıda kurdugu "Hayat
Bağlan", Paıri Guimard'ın 1968 Fran-
sası'nda çok satan ünlü romarundan
uyarlannujtı.
Sautet'nin seyirciyi yaşama sevinciyle
kuşatarak güç veren, yüreği doJduran,
yıllar önceki etkileyici filminin, Holl-
ywood'a özgü genelgeçer değer ölçüle-
K e s l $ m e (Intersection) Yönetmen: Mark Rydell / Senaryo:
David Rayfıel, Marshall Brickman / Kamera: Vilmos Zsigmond
/ Müzik: James Newton Howard / Oyuncular: Richard Gere,
Sharon Stone, Lolita Davidovich, Martin Landau, Jenny
Morrison /1993 ABD (UIP) Beyoğlu Fitaş, Harbiye As,
Kadıköy Moda, Bakırköy İncirli, Aksaray Yıldız, Maslak
Mövenpick, EtilerAkmerkez sinemalannda.
riyle tıkabasa doluşturulmuş ve fena hal-
de n'carilik kokan Amerikan yaklaşımıy-
la kotanlmış, yeniden çevrimi olan "In-
tersection - Kesişme", büyük bütçelı ve
yaldızlı bir yıldız filmı aynı zamanda.
Piccoli'nin rolünde Gere
Piccoli'nin rolünde, dünûn 'American
Gtgolo'su. bugünün Budizme takılmış,
özellikle *özel Bir Kadın'dan sonra artık
zirveyedemir atmış olgun erkeği. kadın
seyircinin vazgeçemediğı star Richard
Gere var.
Başka bir kadına kapılmış kocasıyja
16 yıllık beraberliğıni, 13 yaşındakı kızı
için, soguk bir iş ve mantık evliliğine dö-
nüştürerek sürdüren kadını, "Temel
İçgiüdü"nün uçurup Hollywood'un son
sanşın seks ilabesı tahtına oturttuğu,
şımdi de oyunculuk yeteneklerini ortaya
koymaya calışan, "19901ann Grace
KellyV Sharon Stone oynuyor. "Ha-
yat Bağlan"nın Lean Massari'siru anı-
msatarak.
Se\gılıdeyse unutulmaz Romy Schne-
ıdenn yerine, her an baştan çıkarıcı.
canlı, dürüst ve cnelek bir gazeteci ba-
yan karakteri sunmaya çabalayan; "Bla-
ze", "JFK", "Içimizdeki Şeytan - Rai-
şng Cain" gibi filmlerden tanıdık
kıalımsı Lolita Davidovich boy gösteri-
yor.
Kansı ve sevgilisi arasında seçim ya-
pacajı. yaşamını değışUrecek önemli bir
karann eşiğindeki mımar kahramanımı-
za (R.Gere), mimarinin ilk kuralını hatı-
rlatarak "bu böyle sfirmez, hayatta her
şeyi bir çatı altında toplayacaksın!" öğü-
dünü \eren, iş \e aıle dostu bir yan ka-
rakterde de, Martin Landau gibi bir baş-
ka ünlüye de rastlıyoruz Amerikan
yapımı "Hayat Bağlan - Kesişme"de.
Hollyuood senaristleri aynca mimar
çıftin, Sautet'nin filmindeki erkek ço-
cuklannı. bale eğıtımı gören bir kıza
(Jenm Morrison) dönüstürmek gibi
ufak-tefek değişıklıklere başvurmuşlar
Zsigmond'un nefis görüntüleri
Özellikle sevişme sahnelenne süsleyıci
motıf gıbı eklenmiş, Richard Gere'le fi-
yat kızıştıncı' Lolita Davıdovıch'in
tanıştığı müzeyadede satın alınan. Ingi-
lız yapımı, zanf saat görüntülen eşlığin-
de gıcır gıcır arabalar, yatlar. lüks mima-
n bürolan, evler gıbı modern dekorlar-
da, o malum Amerikan sinemasına özgü
teknik becenyle çekilmiş "Kesişme"nin
en büyük cazibesiyse ne Richard Gere'in
ne de Sharon Stone'un varlığı, çağdaş sı-
nemanın en büyük kamera ustalan-
ndan, Slav asıllı, tanınmış gönintü yö-
netfneni Vilmos Zsigmond'un nefis gö-
rüntülen bızce.
Zsigmond'un empresyonistlere taş çı-
kartan, rengârenk ışığa boğulmuş, pınl
pınl görüntü çalışması, "Kesişme"yi çe-
kılir ve izlenır kılıyor. Müzık eğitiminin
ardından oyunculuk yapıp televizyona
calışan, 1929 New York doğunıJu yönet-
men Mark RydeU'in. Paul Guimard'ın
romanından uyarlanmış Claude Sautet
fılmıni nerdeyse bıre bir aynen tekrar-
layıp, kimı aynntılann dışında, son dere-
ce ölçülü biçili, sağlam ve sinematogra-
fık bir yapı gösteren öykünün Fran-
sızlığjnı ABD'ye adapte ederek çcktiği
"Kesişme", dramatık bir otomobil ka-
zası sahnesiyle açılıyor.
Dramatik bir son
Sonrası, büyük bırgeriyedönüş. Film
süresince yinelenen bu kaza sahnesi, baş
karakter olan mimann yaşamının
önemli anlanna yapıian flash back'lerle,
geçmışte kalmış çeşitli kişi ve olaylann
anımsamalanna bağlanıyor. Seçımini
sonunda yapabilmış olmanın ve sevgili-
sine kavuşmanın heyecanıyla gazı kökle-
yen mımar kahramanımız alınyansmın,
ödüller kazanan, beğenilen eserlerindeki
(planlannı çızdığı binalanndakı) gıbı,
*en ince aynntısına kadar önceden ta-
sarianıp kontrol edilemez' olduğu gerçe-
ğme tosluyor alabıldığıne duygusal ve
dramatık tarafından.
Mendil ıslatan sahneler...
Nefis görüntülenn yanı sıra yönetmen
Mark Rydell. öykünün duygusal do-
zajının ölçüsünü bir haylı kaçınyor. aşın
dokunakh ve duygulu sahneler mendil
ıslatan bir tarzda bırbirini ızliyor.
Bette Mıdler'li "The Rose", Henry
Fonda'nın son filmı "On GoMen Pond -
Altın Gölde" ve "For the Bo>s" gıbı duv-
gu gıdıklamakta ve gışede başanlı ol-
muş, eski gözde filmlerinin çizgisinı sür-
düren yapımcı - yönetmen Nfark Ry-
dell'in, bu konudaki maharetmi yıne or-
taya döktüğu "Keajme", Claude Sau-
tet'nın harika filminden çıkanlmış ve
hıçbir masraftan kaçinılmamış. lüks, şık
ve göstenşlı, yeni bir Hollywood üstün
yapımı.
Ancak Fransız yapımı "Hayat
Bağlan"nın yüreğe dokunan, sıcak özü
ve havasından yoksun, dennliksiz, her
şeyin, herkesın olan biten onca burjuva
dramına inat, alabildığine cılab, gözalıcı,
ve güzel olduğu. şık şıkırdım. parlak bir
Amerikan seyırliği "Kesişme".
Özetle arkası yann - pembe dizi tefri-
kası gibi duygu sömürücüsü ve karton
karakterlef seçkisi niteliğinde, Sautet'-
nin ustalıklı yapıtını yağmalayan, şık
ama sığ bir Richard Gere - Sharon Stone
filmı olmaktan ö teyegeçemiyor bızce "In-
terse ction."
Nostaljimnyeni
adresiyazbk
sinemalar
CUMHUR CANBAZOĞLU
Yerli film sektörü kötü bir dönem yaşarken sırtını Hollywood
prodüksiyonlanna dayayan sinema salonlan beş yıldır iyi kazanı-
yorlar. Bu arada yeni sinema salonlan açılıyor. mevcut salonlar
bölünerek hertipseyirciye aynı anda hizmet ediliyor.
Ancak sinema salonlanndaki hareketlilik yazlık sinemalarda gö-
rülemiyor. Açık sinema sahipleri 80'lenn başından bu yana mal-
lannı sürekli elden çıkartıyorlar. Şu anda kiminın üzerinde apart-
man yüksebyor, kimi otopark oldu, kımi de cami. Tahta sandalye-
lere kurularak, çekirdek yiyerek, hatta sigaranızı tellendirerek film
izlediğiniz "klasik" açık hava sinemalan bir bir yok oluyor.
Istanbul açık sinema fakiri
On milyonluk Istanbul'da Fikirtepe'de, Zeytinburnu'nda, Büyü-
kada'da, Küçükköy'de, Heybeliada'da birkaç tane açık sinema yaz
gecelerini şenlendirmeye calışıyor. Baalan ikinci \izyon kalileü
filmlerdeısrarederkendiğerleri vurdulu-kırdıl] Fî1mterle«eyi'-açei'-
meyi denıyor.
ALKAZAR'DA BU HAFTA
Alkazar'da yılın en iyileri
Akçay'ın yazJık smeması...
Ege ve Akdeniz şeridindeki açık sinemalann durumu biraz daha
iyi. Her tatil yöresinde aşağı yukan açık sinema bulunuyor. Bu yaz
teşı Kuşadası, Marmans ve Bodrum'da da yeni açık sinemalar faa-
liyete geçti. Çoğu, gecede iki film oynatarak ayakta durmaya çalı-
şan sinemalann sahiplerine göre televizyon kanallannın çoğalması
ve ekonomik kriz, seyirci sayısını düşürmüş. Ancak kabteb' film
gösterildiğinde TVde ne olursa olsun bahçeler doluyormuş...
Jstanbul'da açık sinemalann eski canlıhğma kavuşmasmı bekle-
mek ise hayal. Geçen yaz Kadıköy'e yazbk sinema kazandırabıl-
mek, sahil yolunun bazı bölümlerini açık sinemalara ayırabibnek
amacıyla Mario Levi'nin başlatüğı kampanya bile destek bula-
madı.
Yeni sinemalar f arklı'
Bu arada büyük kentlerde Yeşilyurt Spor Kulübü, Galatasa-
rayhlar Evi, Anİcara Sheraton Oteb' gibi kuruluşlar haftanm bebrb
gûnleri, unutubnaya yüz tutan açık sinema zevkini tattınyorlar in-
sanlara. Aslında yeni açık sinemalar eskilere benzemiyor. Bazdan-
nda koltuklar plastik, yemek ve içki eşbğinde fikn ızlenenleri de var;
yani hava çok farldı.
Görülen o ki yeni açık sinemalar bir yandan sinemaseverlerin
hasretinı dindirmeye çabşırken diğer yandan kendi kültürlerini
koıdüeri oluşturacaklar.
Sinema mevsinıine yansında giren ve prog-
ramını dünyanın her >öresınden kaliteb film-
lerle oluşturan Alkazar Sineması, sinemase-
ver izleyicinin beğeni düzeyinı ön planda tu
tarak birbirinden ilgınç
fılmler gösterdi ve so-
nuçta sinema yazar-
lannın geleneksel
«Ydm En iyi On Ya-
bancı Filmi" sırala-
masında ilk on fiimden
beşıni, Alkazar sine-
masının gösterdığı
yapıtlaroluşturdu
"GermiııaJ", "Chap-
lin", "Amerikan Rii-
yası", "Dünyanın Tüm
Sabahları", "Water-
land," "Çıplak", "Sos-
yeteden Insan Manza-
ralan", "Elveda Cari-
yem", "Masum," "Kt-
nkKalp","tnsanYüre-
ğuıinHaritası","A\az-
daBirYürek","Teşek-
kiirler Yaşam" gıbı
filmleri seyircisine sun-
du Alkazar, bibndiği
gibi, 28 Ocak 1994'ten
bu yana. Bu filmler
arasındaömeğin "Dün-
yanın Tüm Sabahlan"
gibi çok üst düzey bir beğeniye hıtap eden
klasik müzik konulufilm,hem seyirciden bü-
>oik ılgı gördü, hem sinema yazarlannın sıra-
lamasında üçüncü seçildi.
Bu başanyı ünlü Amerikah yönetmen Ro-
bert Attman'm "Snort Cuts" (Sosyeteden
İnsan Majızaralan)," Elveda Cariyem",
"Amerikan Rüyası", "Ayazda Bir Yürek"
gibi yapıtlar ızledi.
Aynca, Alkazar'ın gösterdiği fibnler arası-
nda büyük beğeni kazanan" GenninaT de ilk
20 arasında yer aldı.
Alkazar yöneticilen bu yaz ülkemızde ilk
kez bir "repertuvar sineması" yenıliğinı baş-
lattı. Yaz böyunca Alkazar ve Alkazar-A vnı-
pa salonlannda, geçen mevsimin ve bu mevsi-
min ılgi gören filmleri, ilan edilen aylık prog-
ramlar çerçevesinde. değişik gün ve saatlerde
izleyıcıye sunulacak, gösterilenn yanı sıra
söyleşiİer, tartışmalar düzenlenecektir.
Alkazar-Avrupa sineması. gösterdiği fılm-
lerin çoğunluğunun Avrupa yapımı olması
Robert Downey Jr.'ın başrolünü üstlendiği 'Chaplin' göretneyenler için Alkazar'da.
nedeniyle, Avrupa Konseyi'nın belli sinema-
lara vermekte olduğu Eurimages Fonu'ndan
yararlanma hakkını da elde etti geçen günler-
de. Alkazar yöneticileri büyük kentlerdeki
başka salonlara da bu katkımn sağlanması
halinde, bir kalite sinemalar zinciri kurulabi-
leceğini düşünerek bu konudaki temaslannı
sürdürüyor.
Yılın "en iyi film" listelerine giren en seçkın
eserleri Alkazar gösterdi.
1 temmuz cuma: "Kınk Kalp" Jact/ues
Fansten (Alkazar). "Dünyanın Tüm Sabah-
lan' ' Alain Corneau (Avrupa - Eurimages).
2 temmuz cumartesi: "Elveda Cariyem"
Chen Kaige (Alkazar). "Ayazda Bir Yûrek"
Claude Sautet (Avrupa - Eunmages)
3 temmuz pazar: "Tatiı Emma Sevgili
Böbe" Istvan Szabo (Alkazar). "Kalka" Ste-
ven Soderberg (Avrupa-Eurimages)
4 temmuz pazartesi: "Chaplin" RichardAt-
tenborough (Alkazar), "Dünyanın Tüm Sa-
bahlan" Alain Corneau (Avrupa - Eun-
mages)
5 temmuz salı:" Elveda Cariyem" Chen Ka-
ige (Alkazar), "Ayazda Bir Yürek" Claude
Sautet (Avrupa-Eunmages)
6 temmuz çarşamba": Tatiı Emma Sevgili
Böbe" Istvan Szabo (Alkazar), "Kafka" Ste-
ven Soderberg (Avrupa - Eunmages)
7 temmuz perşembe: "Chaplin" Richard
Attenborough (Alkazar), "Elveda Cariyem"
Chen Kaige (Avrupa-Eunmages)
Galeri Atölye
Y 293 89 78(3 hat)
ÇOCUKLARLA SANAT
YAZ ÇALIŞMALARI
Resim - Seramik - fleykel - Tiyatro
1 2 T e m m u z - 1 2 E y l ü l 6 - 1 1 y a ş g r u b u
o n k a y ı t i ç i n l u t f e n b i z i a r a y ı n
ısl;ıs> on sanal ıııorkezi
ERE^KOY: 385 41 31 (3 HAT) ETHEMEFE^Dİ CAD. NO: 36
NurtanOzgu(e,AhmetKuru<oy YosemınBoydar,SemraTojdemır,KoroyGuner,
Fanlef Onet, Oıkn Koloğh. tsmef Ho$eJ Aysun Akwy, Melıfce Aİaoy,
Ergıcan Esın, Şukran Baykara, Tayfun Duygulu, Unzıle Sonmo^u
Yasmın Yagltyon, Erdal Fındıkoğlu, Zuhal Aydınsoy, Sobahat Cıkınta>
ATÖLYE ÜÇGEN SERGİSİ 3-4
3- I. Devfet Gûzel Sanotlor Galtriu
Atlos Sineması Oırı» / Beyoglu
2O Hanran 2 femmuı Acılt> 1 7 3O
4 tsfonbol Cap Sanoff Gaimri**
31 Hazıron 21 Temmuz Acilı* \7 3O
Galeri
Atölye
ılanlarınız ıçın
293 89 78
(3 hat)
Kfiltflrfin demokratikleşmesi
UĞUR KÖKDEN
Demokrasiyi benimseyemedik. Içimize sindirmiş de-
ğiliz. Onu yaşamıyoruz. Peki, ya kültürü? Onu sindirebil-
dik mi? Ne düzeyde bir kültür siyasası izleniyor? Bu si-
yasa, yaşamın hangi kesimlerini, ne genişlikte kucak-
lama olanağına sahip?
Kültür, bir toplumun gelişmesi için, yükselişi için, bu-
günü vegeleceği için, "olmazsa olmaz"bir koşul sayılı-
yor mu? Düşünce olarak böyle bir yaklaşım benimsense
bile, uygulamada alınan yol ne kadar?
Kültürün geniş halk yıgınlarına ulaştırılması, "seçkin
sınıf" ayrıcalığı olmaktan çıkarılması, ancak demokra-
tikleşme çabalarıyla gerçekleşebilir.
Ne var ki, çoğu kez, tutumluluk amacıyla atılan ilk saf-
ra, daha çok kültür hizmetlerinde kenidini gosteriyor.
Başbakan imzalı, 2 Mayıs 1994 tarihli, "Başbakanlık
Personel ve Prensipler Genel Mudurlüğü"nün genelge-
si de bu gerçeğin bir başka çarpıcı örneği: "... yenikitap,
dergi ve süreli yayınların basımı yapılmayacak, bu işler
için herhangi bir ödemede bulunulmayacak (md. 13)."
Aynca, "dış ülkelerde gerçekleştirilen kültür ve sanat
etkinliklerine katılma"ya da kısıtlama getirildi (md. 17).
Kültür araç, kadro ve yöntemlerinden beklenen özve-
riye karşılık, Yürütme ve Yasama'nın da değişik kesim-
lerinde benzer tutumluluk örneklerine rastlanmıyor. Öte
yandan, gelir bölüşümünde olduğu gibi, gider dağılımın-
da da hakça bir dağılımdan soz etmek olanaksız. O hal-
de, neden ilk seçilen kurban sağlık, eğitim, spor ve kül-
tür hizmetleri oluyor?
Bu arada, kültürün demokratikleşmesi sürecinden
söz ederken, gündelik yaşamın taşıdığı ipuçları sanki
daha değişik, daha pozitif bir tablo mu yansıtıyor? Böyle
bir amaca yörtelik 24 saatin etkinliği, herhalde yerel yö-
netimlercedüzenlenenfestıvallerolmalı. "DutŞenliği",
"Kiraz Bayramı" vb gibi Onlar da daha çok içi boş
"şov" nıtelıği taşımakta. Ne bir konferans, ne bir klasik
müzik dinletisi, ne bir felsefe tartışması, ne de bir sanat
tarihi ya da kazıbilim ürünlerine yönelik görsel etkinlik!..
Şu anda, Istanbul'da sözgelimi uluslararası bir müzik
festivali sürüyor. Programı son derece çekici, albenili;
konserler unutulmaz tatlar taşımakta Mekanlar gene
aynı şekilde. Ama ya bilet ücretleri? Dinleti salonlarına
ulaşım, buna ödenecek para, o apayrı birsorun.
Sinemalar da -halk günleri hesaba katılsa bile- daha
değişik değil "Sinema gunleri"nin renk rertk filmleri, en
başta bu nedenle, gittikçe ufukta uzaklaşan bir gökkuşa-
ğı hayaline döndü.
Müzik aletlerinin yanına yaklaşılabilirliğine gelince,
artık bu herkesin kabul ettiği, som ateşten yakıcı bir ger-
çeğe dönüştü. Otuzlu yıllarda Alman yöneticilerinin her
Alman köyünde bir piyano olduğunu söyleyerek övün-
düğünü unutmayalım. Piyanodan, kemandan vazgeçtik,
ülkenin nüfusu on milyonu aşmış tarih ve kültür başken-
tinde, nota satan tek bir yayınevi yok.
öte yandan, gençlerin yetişmesi ya da orta yaş sınıfla-
rı için her keseye uygun, cebe sığacak sanat albumleri
basılıyor mu? Batı'da, kuşe kağıda özenlı biçimde basıl-
mış, renkli sanat albumleri dizisinin varlığını biliyoruz.
Bir Rönesans ustasının, bir izlenimcı'nin ya da modern-
lerden bir ressamın bellibaşlı on - on iki resmini, yaşamı
/ sanatı ve söz konusu ürünleri hakkında üç-beş yaprak-
lık açıklamalı bilgiyi bu kitapçıklarda bulmak olası. Kimi
kez, bir sanatçının birkaç albümü bile bu dizilerde yer
almakta.
Benzer biçimde eski ya da değişik uygarlıkların geri-
de bıraktıklarını okura sunan, albenili, çekiciliği yüksek,
ryi baskı uygarlık (sanat) tarihleri de cabası.
Kıtaba gelince, bu konuda yeni koşulların birtakım ye-
ni ufuklar açacağı umuluyor. Ansiklopedi savaşlarından
elde kalmış büyük ve modern "silah depolan", pekala,
cebe girecek boyutlarda yüksek baskılı ucuz kitap üreti-
mine olanak verebilir. Gerçi satışla fiyatın birbirinden
ayrı olduğu ileri sürülse bile, okura maddi, psikolojik ve
ekonomik anlamda ulaşılması, böyle bir yeni kitap siya-
sasıyla birlikte kitap dağıtımı, evlere ansiklopediden
sonra kitabın girmesi yolunu açacak gibi görünüyor.
Kuşkusuz, her yayınevi hem kendine bağlı kitaplarla
bu çerçevede yer alır; hem de aynı kitabın daha büyük
boyutlarda, daha nitelikli kağıda basılması hakkını ken-
dinde bulundurur.
Tüm önlemlere karşın kitabın geniş yığınlara ulaşma-
sı, onlarca rstenebilir olması, öncelikle kitaba yönelik
"korku"nun ortadan kalkmasına bağlı. Kitabın özgür kı-
lınmasına. Daha yalın birsöyleyişle, kitabın demokratik-
leşmesine.
Ama, varolan ekonomik sistem kültürün demokratik-
leşmesi sürecine ne ölçüde izin verecektir, denebilir.
Ancak gelişmiş Batı ülkelerinde demokratikleşmenin sı-
nırları çok geniş, daha kapsamlı. Hiç olmazsa o düzeye
ulaşmalı..
3. Erguvan Şenliği bugün başlıyor
Çatalca'da
kültürşerdiğiKültür Senisi - Çataka Bele-
diyeşi'nce düzenlenen Erguvan
Şeniiği'nin üçüncüsü bugün
başlıyor. Söyleşi. konferans,
konser. bale, tiyatro göstensı,
şiir akşamlan ve ımza günleri-
nin yer aldığı şenljk 3 temmuza
dek sürecek.
Şenliğin ilk günü saat 09.00-
14 00 arasında "şenlik alayı yn-
rüyüşü" ile Çatalca Kültür Mer-
kezi'nde Tan Oral ve Behiç Ak"-
ın karikatür sergilerinin açılışı
yapılacak. Saat 14.00-16.00 ara-
sında pazar yennde şenlik açılış
törenı ve Istanbul Büyükşehir
Belediyesi Kent Orkestrası kon-
sen, ardından Arif Şentürk'ten
türküler ve Çatalca Belediyesi
Halk Oyunlan Ekibi'nin göste-
risı izlenecek.
Aynı gün saat 16.30-18.00
arasında Çatalca Kültür Mer-
kezi'nde, Metin Sözen'ın yönet-
tiği "Geleceğe Bakmak, Gelece-
ği Görmek", 18.00-20.00 arası-
nda ise Selman Gerceksever'den
"Tekrardoğuf Sedirr'adh kon-
ferans izlenecek. Günün son et-
kinhklen 20.00-21.00 arasında
Muzafîer özdemir konseri ile
21.00-22.00 arasında Tuncd
Kurtiz'in sunacağj "Şeyh Bed-
rettin Destanı" adlı tek kişilik
oyun.
3. Erguvan Şenliği yann saat
11.00-12.30 arasında Çatalca
Kültür Merkezi'nde sahnelene-
cek olan "Ah Şu Gençler" adlı
müzikal oyunla başlayacak. 13.
00-13.30 arasında pazar yerinde
ise Sivas katliamının birinci yı-
ldönümü anma toplantısı ^r-
çekleşecek. 14.00-17.30 arası-
nda Cezmi Ersöz "Günümüz
Gencüği ve Dünyası" konulu bir
söyleşi >apacak, 16.30'da da
Raif Ertem ve Faik Baysal'ın
katılımıyla Çatalca'run eski
dünyasıyla ılgili dialı söyleşi yer
alacak. 17.30"da pazar yerinde
"Flu ve Son Perde"den rock
konseri izlenecek.
...Ahküçükgemi
Sulara attın şimdi kendini, delisin.
Ah.yakarlarseni
Dönmezsin bir daha geri, delisin...
MÖZ, seni özlüyoruz.
MALTEPELİ
DOSTLARIN