Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1TEMMUZ1994CUMA
12 KULTUR
BUGUN 'DUNYA MIMARLIK GUNU'
Yağmaya karşı direnişin mimarcası:
PORTRE/ Prof. DOĞAN KUBAN
WP kûttûp elçtei
1926'da Paris'te doğdu. 1949'da İstan-
bul Teknik Üniversitesi'ni bitirdi ve yük-
sek mühendis - mimar unvanını aldı.
1952'de aynı üniversitenin Mimarlık Tari-
hi Kûrsüsü'ne asistan olarak girdi.
' Osmanh Barok Mimarisi ' üzerine te-
ziyle doktorasını verdi (1954). 'Osmanlı
Dini MimarisJnde Iç Mekan TeşekkühT ko-
nulu araştırmasıyla doçenthğe yûkseltildi
(1958). Bir süre ABD'de Michigan ve Har-
vard Üniversiteleri'nde çahştı. 'Anadoiu
Mimarisuıin Kaynak ve Sonmlan' başhkb
çalışmasıyla profesörlü|e yûkseltildi
(1965). Birçok
yabancı üniver-
sitede konuk
profesör sıfatıy-
la dersler verdi;
ulusal ve ulusla-
rarası arkeolo-
jik kazılarda
başkan ve mi-
mar olarak
çahşü. tTÜ Mi-
marlık Fakülte-
si Mimarlık Ta-
rihi ve Resto-
rasyon Kürsüsü Profesörii ve aynı adı taşı-
yan enstitünün başkanı olarak görevini
sûrdürûyor.
Adı geçen tezleri ıle 'Türkiye Sanaü Ta-
rihi' (1970), 'Mimarhk Kavramlarr (1973),
Türk ve İslam Sanatı Üzerine Denemeler'
(1982) adh kıtaplan ve çok sayıda makalesi
yayımlandı. Şimdi 'İstanbul Kent Tarihi'
ûzennde çalışıyor.
'Sürdürülebilir Tasanm'
OKTAY EKİNCİ
Dünya mimarlan, her yıl 1 temmuzda
"Dünya Mimarlık Günü"nü kutluyorlar.
Yûzden fazla ülkeden yaklaşık 1 milyon üye-
si bulunan Uluslararası Mimariar Buiiği
(UIA), mimarlığın ulusal ve evrensel düzey-
dcki "sonmlarııu ve sonımluluklannı" her 1
temmuzda değişik konularda tartışmaya açı-
yor.
UIA'nın 1993 yılı Haziran ayında Chica-
go'da yapılan Dûnya Genel Kurulu'nda sap-
tanan konulann başında ise "çevresel ve top-
lumsal sürdürûlebüiriik" gebyor. Genel ku-
rulda kabul edilen "Sürdürûlebilir Bir Gele-
cek İçin Bağımülık Bildirisi". ulusal ve ulus-
lararası düzeyde "kültür ve doğa zengmKkle-
rine saygılı bir mimarlık" ile yine mimarbğin.
bu zengınlıkleri tehdit eden yağmaya karşı
görev ve yükümlûlüklerini, 1 Temmuz 1994'-
ün de temel taruşma konusu yapıyor.
UIA Genel Başkanı Olufemi Majekodun-
mi ile Amerikan Mimarlar Enstitüsü (AIA)
Başkanı Susan A. Maxman'ın imzalannı taşı-
yan UIA '93 Bildirgesi'nde, yeryüzünün ta-
rihsel, doğal ve ekolojik değerlenni "koruya-
rak ve gözeterek" uygarhğa olan binlerce
yıllık katkısını sürdûrebilecek bir mimarlığın.
günümüzde ancak "sürdürülebilir tasanm"
anlayışıyla insanlığa hizmet verebileceğinin
altı çiziliyor "Sürdürülebilir tasanm" kav-
ramı ise yine insanhğın yaşam kaynaklan
olan kültûr ve çevre zenginbkleri ile geleceğin
"yaşanıhr mekânlan" için eşsiz bir "esin kay-
nağı" olan tarihsel birikimin "yok edilmedi-
ği" bir mimarlık eylemi için, doğrudan doğ-
ruya "mesieki davraıuşm" çağdaş yönetımini
ve içeriğini tanımüyor.
Çevreye 'uyumlu katılım'
Mimarlık, hiç kuşkusuz "yapdaşma" ile
ifadesini bulan bir sanat. Her mimarlık ürü-
böylesi bir çevrede "yapdaşmayı reddetmek"
bile kimi zaman "mimarca bir davranış" ola-
rak gündeme gelebiliyor.
Aynı duyarhhk, elbetteki özellikle "tarihsel
çevreler" için de geçerli. Yüzlerce ve binlerce
yıllık bir geçmişi banndıran eski kent doku-
lannda yapılacak her türlü yeni tasanmın
hem bu geçmişi korumak ve yaşatmak hem
de aynı geçmişin yarattığı kültürel çevreye
"uyumlu olarak katıbnak" gıbi aynı anda ve
"birükte" gözeteceği sorumluluklan var. Mi-
mann bir "sanat ve meslek" sahibi olarak bu
• Her yıl 1 temmuzda kutlanan Dünya Mimarlık Günü
için uluslararası düzeyde tartışmaya açılan sorunlann
başında "kültür ve doğa değerlerine saygılı bir
yapılaşmanın" tasanma dönük yükümlülükleri yer alıyor...
nü ise sonuçta bir "yapı" olarak, inşa edildiği
çevreye "kaöbyor".
Sürdürülebilir tasanm ilkesinin temel ha-
reket noktası, işte bu kaühmın, bulunulan
çevreye "uyumhı" olarak gerçekleşmesi koşu-
lu üzerinde yoğunlaşiyor. Yapının tasar-
landığı ve üretildiği çevre, sözgebmi korun-
ması gereken doğal değerleri içeriyorsa bu
değerlerin "yaşamasını gözetmek , mimarlık
mesleğinin de öncelikh yükümlülüğünü oluş-
turuyor. O kadar ki, bu tür değerlerin "hiç
dokımulmadan" korunması söz konusu ise
sorumluluğunu da \enne getirebilmesi için,
yine "sürdürülebilir tasanm" ilkesini hiç
ödünsüz savunması gerekıyor. Bunu yapar-
ken de kimi zaman yine "yapdaşmaya karşı"
olması, tarihe ve geleceğe karşı sorumlu
olmanın "mimarca" tutumu olarak öne çıka-
büiyor...
Mimarbğın bütün bu evrensel yükümlû-
lüklerini yaşama geçirebilmesi için elbette ki
tek ve yeterli koşul, mimarlann sürdürülebi-
lir tasanm ilkesini benimsemeleri değil. Hatta
belki de "ilk koşul" bile değil.
Kultur ve Çevreye
Duyarlı Bir 40 Yıl
OROL ATAMAN
Mimarlar Odası Genel Sekreteri
Bu yıl Mimarlar Odas'nın kuruluşu-
nun kırkıncı yıbdır.
Mimarlar Odası'nın bu 40 yıb, aynı
anda ülkedeki kentleşme ve demokratik-
leşme süreçleriyle bağlantıb önemli biri-
kimlerin ve mücadele geleneğinin de ya-
raüldığı tarihsel birdönemi tanımlamak-
tadır.
Kalkınmak için çılgınlığa varan tüke-
tim anlayışının, yeryüzünün doğal kay-
naklanm bitirmecesine tüketmesi sonu-
cu, kirlenmenin yaşam çevresini yok ede-
cek bir evreye geldıği. doğal ve kültürel
değerleri yok ederek sağlanacak bir
kalkınmanın sürdürülemeyeceği ger-
çeğinde birleşen dûnya mimarlan, Hazi-
ran 1993'teChicago"da toplanan Ulusla-
rarası Mimarlar Birh'ği Kongresi'nde
Odamınn da oluşumuna kaüldığı ve des-
tekledığı. 'sürdürülebilir bir gelecek için
karşüıklı bağhhk' deklarasyonunu ya-
yımlamışlardır.
Ortaklık, eşitlik ve denge
Bu deklarasyonda mimarlar, ekolojik
olarak tüm doğal çevreyle; sosyal, kültü-
rel ve ekonomik olarak tüm insanbkla
bağımb olduğumuzu, bu bağunbük an-
lamında, sürdürülebibrliğin bütün taraf-
lar arasında ortaklık, eşitlik ve denge ge-
rektirdiğini; yapılann ve yapıb çevrenin,
insanlann doğal çevre ve yaşam kalitesi
üzerindeki etkisinde önemli bir rol oy-
nadığını; sürdürülebibr bir yaşam için ta-
sanmın, kaynak ve enerjinin daha etkin
kullanımını gözetmeyi, sağbkb yapılar ve
yapı malzemelerini, ekolojik ve toplum-
sal duyarhbğı yüksek arazi kuUanımını
ve esin veren, uyancı ve yücelten bir este-
tik duyarhbğı içerdiği; sürdürülebilir bir
yaşam için tasanmla doğa üzerindeki
olumsuz insan etkilerinin önemb ölçüde
azalacağını ve aynı zamanda yaşam kali-
tesiyle ekonomik refahın artacağını vur-
gulamış ve bu bağlamda:
Sürdürebibr bir yaşam için çevresel ve
toplumsal duyarhbğı mesieki uygulama
ve sorumluluklanmızın odağına yerleş-
tirmeye; sürdürülebibr bir yaşam için ta-
sanmın işlerliği konusunda gerekü uygu-
lama, yöntem, ûrûn, eğitim programlan,
hizmet ve standartlan gebştirmeye ve sü-
rekb iyileştirmeye; meslektaşlanmızı,
yapı endüstrisini, müşterileri, öğrencileri
ve toplumun genelini sûrdûrebüir bir ya-
şam için tasanmın önemi ve olanaklan
konusunda eğitmeye;
Sürdürebilir bir yaşam...
Sürdürebih'r bir yaşam için tasanmın
yasal bir uygulamaya dönüşmesi yolun-
.'da hükümetler ve iş çevreleri düzeyinde
pobtikalar, yasal dûzenlemeler ve uygu-
lamalan kurumlaştınnaya; yapısal çev-
renin bugûnkü ve gelecektekı tüm öğele-
rini tasanm, üretim, kullanım ve yeniden
kullammlannda sürdürülebilir bir yaşam
için tasannın standartlanna ulaştırmaya,
karar vermiştir.
Mimarlar Odası da 25-27 Kasım
1993'te toplanan Olağanüstü Genel Ku-
rulu'nda yürürlüğe giren 'Yeni Mimarlık
Meslek Düzeni tlkeleri'nin 1. maddesin-
de bu deklarasyona uymayı kabul etmiş-
tir. Bu doğrultuda, Mimarlar Odası,
önümüzdeki iki yıllık çabşma dönemi-
nin, ana mücadele akslanndan biri ola-
rak, "Mimarlığın topium ve çevre yaran-
na yapdmasına engel olan imar düzenine
karşı savasım verümesi ve bu yönde, mes-
leğin yine topium ve çevre yaranna sürdü-
röfanesi için Oda'nın mesieki denetim et-
kinliğinin guçfendirilmesmi'' seçmiştir.
Bu yöndeki mücadelemiz, farkb çıkar
gruplannın tüm karşı çıkışlanna ve en-
gelleme çabalanna rağmen, artan bir yo-
ğunlukla sürdürülmektedir.
Tarih ve doğa değerlerini koruyan ve bu
değerlere saygılı bir "uyumlu katihmı" ger-
çekleştirebilen mimarbk eylemi için, öncebk-
le aynı ilkeleri temel alan bir "imar ve kalkı-
nma düzeninin" de tüm yasal ve yönetsel ku-
rumsallaşmasıyla ülkede etkin kıbnması ge-
rekiyor. Çünkü mimarbk. tûm evrensel yü-
kümlülüklerine karşın, sonuçta bir "yaptlaş-
ma talebi" ile ürün verebilen bir meslek ve sa-
nat dab olduğundan, bu talebin de "tarihe ve
çevreye duyarlı" tercihlerle gerçekleşmesi, mi-
mann "munarca" yapıtlar ortaya sermesinde
temel koşullann başında gebyor.
Ne var ki Tûrkiye'de, gerek imar düzeni
açısından, gerekse kentleşme ve çevre pobti-
kalan açısından, sürdürülebibr bir tasanmı,
mimarbğın genelinde etkin kılabilecek bir sü-
reçten söz edebibnek olası değil.
Özellikle son ylllarda mimarlara "tasanm
görevi" veren yapılaşma talepleri, büyük bir
çoğunlukla çevre ve kültür değerlerini gö-
zardı eden, salt "yüksek rantı" ve "spekülasyo-
nu" hedefleyen, bu nedenle de yine çevre ve
kültür değerlerini "tahrip eden" yatınmlarla
birbkte gebyor. Yağmaya dayab bu yapılaş-
ma salgını bir yandan "imar afTı umutlanyla"
körüklenip öbür yandan "ayncahkh imar
izinleriyle" de sürekb desteklenince. "u>ıınıhı
katüımı" gözeten mimarbk hizmetleri yerine,
"uygunsuz projeler" üreten mimarbk çevrele-
ri daha bir "gözde" oluyorlar ve dahası, "mi-
marlık kültürüne" de uygarbği yadsıyan
katkılarda bulunuyorlar.
İşte böylesi bir süreçte,
UIA'nın tüm dünya ülkeleri
için tartışma gündemlerine
önerdiği "sürdürülebilir ta-
sanm" ilkesi, binlerce yıllık
bir uygarhklar bırikiminin
yeryüzündeki en zengin tarih
ve doğa değerlerini banndı-
ran Türkiye açısından, 1
Temmuz Dünya Mimarbk
Günü'nde çok daha büyük ve
"jaşamsal" bir önem taşıyor.
Ülkemiz mimarlan, bir
yandan "ülkenin değerlerini"
korumakla yükümlüyken
öbür yandan artık doğrudan
"mimarbğınuzı" da yani ken-
di mesleklerini de korumak
durumundalar.
Çünkü tûm zenginbkle-
rimizi, özellikle tarihsel, do-
ğal değerlerimizi hızla "para-
ya eevinneye" niyetlenen şu
ünlü "rant ekonomisi". kısa
sürede beklentilerine kavuşa-
bilmek ve yağmaya dayab
yapılaşmayı egemen kılabil-
mek için, salt mimarhğimızı
"kendi kültürüne" bağlamak-
la yetinmiyor. Bu duyarsız
vıkım düzeni, sürdürülebibr
tasanm için dünyadaki en
güçlü "uygarhklar üniversi-
tesi" sayılabilecek ülkemizin
eşsiz "mimariık geteneğini" de
yok ederek ve hatta "unuttura-
rak", egemenliğini kökleştir-
Yüksek rant beklentilerine hizmet eden "ayncalıklı imar koşulları", mimarinin kentsel çevreyle olan "uyumlu katılım" ilkesini tersine çeviriyor. mek istiyor
Venedik Kartası ve sorumluluklan
METEGÖKTUĞ
Y. Mimar- Şehir Plancısı
20. yüzyıl, 1933 yıbnda Yunanistan'da
Atina'da yapılan Uluslararası Modern Mi-
marhk Kongresfnin getirdiği "Modernleşnıe
ve koruma arasındaki hesapiaşma" ile baş-
ladı. Atina Kartası modernleşmeyi destekle-
di. Koruma'yı gerilere itti.
Aradan 30 yıl geçtikten sonra, 25 Mayıs
1964'te Italya'da Venedik'te toplanan mi-
marlar, restoratörler, geçen bu 30 yıb eleştirel
bir analize tabi tutup modernleşme/koruma
arası dengeyi bulmanın yollannı aramaya
başladılar. Ikinci Dünya Savaşı ve ardından
60'b, 70'b yıllardaki, daha büyük tahribata
yol açan imar yıkımlan mimarlık mirasıru
yok etmiş ve tarihle çağdaş yaşam arasındaki
bağlanüyı koparmaya başlamıştı. Venedik'te
imzalanan "Tarihi Anrt ve StTlerin Korun-
ması ve Restorasyonu Uluslararası Kartası",
böyle bir ortamda oluştu ve sonuçta koru-
macıbk lehine kararlar kartada yer aldı...
Bizler, karta ve sözleşme metinlerini ancak
1986 yıb sonlanna doğru elde edebildik.
Olaym mimarlar için son derece önemb ol-
ması nedeniyle, Mimarlar Odası İstanbul Şu-
besi içinde yaptığımız calışmalarda, bu me-
tinleri tercüme ederek şubenin üyelere ücret-
siz dağıtılan 1987 yıb ajandasına bastık.
Çünkü mimari mirasın korunmasında bi-
rincil görev ve sorumluluk, mimarlık alanı-
nda iş yapan meslek adamlan ve onlann or-
ganizasyonlanna düşmekte idi. Sözleşmenin
yaşama geçiribnesinde hükümet, hükümet-
dışı (NGO) organizasyonlann ortak çabası
gerekhydi. Sözleşmenin 14. maddesinde bu
açıkça tanımlanmakta ve şöyle denmektedir:
"Taraflardan her biri:
1- Karar süreclerinin çeşitli evreierinde,
merkeri hükümet, verel >önetimler. kültürel
kurum ve dernekler ve haîk arasında işbirliği,
bilgi alışverişi ve danışmanlık sağlayacak
> apdar oluşturma) ı,
2- Kâr amacı gütmeyendemeklerin vemaddi
destek sağlayacak kunımların, bu konuda
çalışıp geUşmesini özendirmeyi, taahhüt eder".
Kartayı benimseyen, sözleşmeye imza ko-
yan ülkeier. metinlerde yer alan koruma siya-
setlerinin yaşama geçirilmesi için gerekli ön-
lemleri eşgûdüm içinde almayı taahhüt et-
mişlerdir. Sözleşme maddelerinde konular
aynntılan ile ele abnmıştır. Böyle bir polinka
ile aynı zamanda mimari mirasın sosyal ya-
şamla bütünleşmesi de sağlanacaktır.
Katılım ve organizasyon önem kazanmak-
tadır. Çünkü yapılacak iş. artık yıllar boyu
yapılan yalruzca öncebkb yapılan koruma işi
değil; bölgelerin, SİT'lerin, mahallelerin tü-
müyle adım adım iyileştirilmesi işidir...
Doğayı kültüre kazaı
Prof. Dr. SÜMER GÜREL
Mimar Sinan Üniversitesi
Tüm meslekler kadar, ama özünde tümün-
den çok daha fazla olarak mimarhk, çevre ile
karşüıklı etkileşim içindedir. Daha sade bir
deyişle, mimarbk, doğal çevreyi beşeri (yani
insan yapısı) çevreye dönüştürme sanat ve bi-
bmidir.
Esasen tüm sanatlann, en büyük sanat
olan 'yaşamak sanatı'na hizmet ettiklerini
bilge kişilerden öğreneb epey oldu. Do-
layısıyla bireyin mutluluk düzeyini, yaşamını
geçirdiği bu kültür çevresindekı zenginlik ve
çeşitbliğe bağlamak yanbş bir varsayım değil-
dir. Nitekim 2. Dünya Savaşı sonrası dönem-
de kimi Avrupa kentlerinde "hemsehri"lerin,
yaşamlannı sürdürmek için güncel beslenme
sorunlan ile boğuşurken ilk ele aldıklan so-
runlann başında savaşta tahrip olan tiyatro-
lannı elbirliği ile onarmak geldiğini (biraz da
şaşkınhkla!) okuduk gençbk yıllanmızda.
Aradan geçen 45-50 yıl, genelde tüm dünya-
da, özelde ise Üçüncü Dünya'da oldukça dü-
şündürücü gelişmelere tanıkbk etti. Kısaca
açıklayabm:
• Savaş sonrası dönemde Birinci Dünya'-
daki geuşme süreci ile değerier sistemi arası-
ndaki denge, "Toplumsal Refah Devleti" ya-
rabnak pahasına ve çevre aleyhine hayli
sarsıtdı.
0 Üçüncü Dünya'da ise çoğunluğu (sö-
mürge statüsünden) bağımsızlığa kavuşan
genç uluslar olduğundan ciddi (sosyal ve fi-
ziksel) altyapı sorunlan ile savaşmak zorun-
Eyüp'ün
tarihsel
kimliğiru'salt
Eyüp Sultan'la
smırlamaya
calışanlar,
sürekliliğinasıi
tanığı olabilecek
sivil mimarlık
örneklerini
yıkrnıa terk
ediyorlar
(Fotoğraflar:
OKTAY
EKtNCÎ).
da idiler; nitekim kimileri hâlâ savaşmak-
talar.
• tşte bu büyük çoğunluğu oluşturan ülke-
lerde, başjangıcta "sömürgecı'" kültüre tepki
olarak tahribata dek varan eylemler. sonraları
ise "ulusal kımlık arayışı" içinde istilacüann
yaptıklarına sırt çevirmek biçiminde gelişri.
Sonuç, yüzyıllar süren ve kimi sömürge kentie-
rinin dokusal kişiliğini zengileştiren yapı ve
yapıtlar ya yok oldu ya da yüzüne bakılamaz
dunıma gekü.
• Türkiyemiz bu bağlamda özgün bir ko-
numdadır. Sömürge olmamış, topraklannda
pek çok kültür mirasını banndıran, olağa-
nüstü doğal değerlere sahip bir ülkeyiz. An-
cak 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde izle-
nen yanbş kalkınma pobtikalan "değerleri-
miz" açısından çok ciddi çöküntülere neden
olmuştur.
Geîişme adına ve "çağ atiatma" savsözüne
sığınarak kendi kültür ve doğamıza insaf-
sızca saldınya geçilmiştir.
Tek umut "toplumsal gelişmenin ekonomik
geüşmenin önünde gklişi" doiayısı>la kültür
ve doğa değerlerine karşı aydın kesimde du-
yarblık ve bilinç düzeyinin yûkselişidir. Başta
Mimarlar Odası ile Şehir Plancılan Odası ol-
mak üzere, duyarb aydınlanmız, kentleri-
mizin kültür ve doğa değerlerine sahip çı-
kmaya başlamışlardır. Bu savaşımda kazanı-
lan utkular simgesel gözükse de "ibret" oluş-
turmalan bakımından çok büyük anlam taşı-
maktadırlar...
'Uygarhklann
İzinde' paneli
yann
Kültür Servisi - Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi'nin 1
Ternmuz Dünya Mimarlık Günü ct-
knüikleri kapsamında düzenledigi IJy-
garnklam İzmde" konulu panel, yann
saat 15.00'ten itibaren Çanakkale Se-
ramik'in Levent'teki tesislerinde
yapılacak. "3. Binyıl'a Doğru Uygar-
İıkların tzinde Bir Mimarlık Eylemi
İçin Ülkemiz Üniversitemiz" temasının
işleneceği panele konuşmaa olarak
Prof. Doğan Kuban, Prof. Dr. AbduDah
Kuran, Prof Dr Mete Ünügûr, Y. mi-
mar Aydın Boysan, Y. mimar Besim
Çeçener ve Y. mimar Cihat Fındıkognı
katıhyor.
Dünya Mimarlık
Günü nedeniyle
düzenlenen panelden
sonra, Amerikan
Mimarlar Enstitüsü
şerefüyeliğine seçilen
Prof. Doğan Kuban'a
birkutlamabelgesi
verilecek.
Oda 2. Başkanı Prof. Dr. Cengiz
Emzun'un yöneteceği panelden sonra,
geçen ay Amerikan Mimarlar Enstitü-
sü'nün uluslararası şeref üyeliğine seçi-
len Prof. Doğan Kuban'a bir kutlama
belgesi verilecek.
Mimarlar Odası İstanbul Şubesi'nin
panelin konusuyla ilgjlı yaptığı açıkla-
masında, 42 uygarhğm yaratıldıği ve
binlerce tarihsel değerin buhınduğu
Türkiye'nin, mimarlığın geleceği ve
uygarhğın süreklihğı için en zengin
kaynağa sahip olduğu vurgulanıyor.
Bu nedenle geleceğin yaşanıbr çev-
relerini yaratabibnek için "Clkemiz
üniversitemizdir" denilen panel duyu-
nısunda, bu üniversiteye sahip çıkabil-
menin "uygarlıklann izinde" koşabile-
cek bir mimarbk eylemiyle gerçekleşe-
bileoeği bebrtiliyor.
Odanın 1 temmuz etkinliği, panel-
den sonra klasik müzık dinletisinin de
yer alacaği bir kokteyl ve resepsiyonla
sona erecek.
Çevreye saygılı
mimarlık
AYDIN BOYSAN • Y. Mimar
Öncelikb borç: Çevre kavramıru aru-
msamak, ışığa çıkarmak. En kısa
tanımını: "yaşadığımız mekânlar ve za-
manlar dizisi" olarak yapakm.
Şının: Gördüğümüz yerde bitmez. lle-
tişim ve ulaşım, artık dünyayı bütünledi.
Medya, dünyayı, birlikte nefes almaya
sürüklüyor. Hele eşekçiler traktöre, de-
veciler Cadillac'a bindikten sonra, çevre-
nin sınırlannı pasaportlar bile çizmiyor.
Tüm insanlar, bütün dünyada, hep bir-
likte yaşıyor. Güneş bile çevre içinde
(azıcık da ay).
Çevrenin zaman sınırlan, yaşanan yı-
Uarda, ömürlerde tükenmiyor. Başı dün-
yanın kuruluşunda, sonu ise dünyanın
sonunda.
'Geleceği düzen altına almak'
Çevrenin oluşumunda, mimarlann da
önemli rolleri var. Hem ne iyi ki hem de
ne yazık ki... Bu role, aklını ve vicdanını
kuÛanarak sahip çıkan mimarlar yanı-
nda, akb ve vicdanı sürekli tatile çıkmış
fuzub işgalciler, mimarhk alanında at
oynatıyor. Dünyada ve ülkemizde.
Çevrenin biçunlenmesi oyununun ya-
zarlan, politikaalar ve para sahipleri.
Oyun bazen seyretmeye değer, bazen de
tümden kof şaklabanük. Bütün bu rolle-
ri paylaşanlann mimarlar olduğunu sis-
lemeye gerek yok.
İUe de daha yükse^ini yapmaya çah-
şmak akıldışı ve çirkin. Yamyassı kent-
lerde, gökdelen adıyla vaftiz ederek vah-
şi boyutlarda kazıklar dikmek, çevre ci-
nayeti... Bunlar, tavşan yuvalanna giren
çağdaş dinozorlar sanki...
Mimann birinci görevi, gelecek dö-
nemlerde insanlann yaşayacaği mekân-
lan doğru planlamaktır. Anlamı ^efcce-
ği düzen altına almak" olan planlamayı,
akıl-bilgi ve vicdanla yapmak, mimann
esas görevidir.
İlle de cumba ve saçakb görsel biçim
salatalan ile halk dalkavukluğu yaparak
tarihse' mekânlan hortlatmak, yobazlı-
ğın mimarhkta da uç verişidır. Mi-
marbğın görsel sanat olan yanının, şaria-
tanbğa alet edilişidir.
Çevre saygısının doğurgan anası, ah-
laktır.
Mimarbkta da.