04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN1994 SAU HABERLER Işıklar yeniden gundemde • ANKARA (LBA) - Eski Diyarbakır Milletvekili ve SHP MYK üyesi Fehmi Işıklar'ın tartışmalı bir şekilde milletvekilliğinin düşürülmesi konusu, HEP'in Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne yaptığı başvuru ile yeniden gündeme geldi. Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin Türkiye'den istediği yarut süresinin 25 haziran cumartesi günü dolması üzerine başvuruyu yapanlardan dönemin HEP yöneticisi Ahmet Karataş, "Beklentimiz ve aldığımız. duyumlar, AİHK'ye bağlı Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nde yüzde 99 hakh bulunduğumuz yolunda. Eğerhaklı bulunursak parti milktvekilleri ve yöneticileri yeniden eski durumlanna kavuşabilecekler" dedi. Certtiçin TBMM'detören • ANKARA (AA)- Ankara'da önceki gün vefat eden eski Adana Milletvekili Hasan Cerit için TBMM'de tören düzenlendi. TBMM'deki törene, TBMM Başkanvekili Kamer Genç, ailesi ve milletvekilleri katıldı. Hasan Cerit'in cenazesi, törenden sonra Adana'ya götüriildü. Cerit'in cenazesi bugün Ceyhan'da toprağa verilecek. Bakan Yılmaz'a soruşturma • İstanbul Haber Servisi - Eski ülkücülerden Nihat Akgün'ün oğlunun Çırağan Oteli'nde yapılan sünnet düğününde 'aşka gelerek' tabancasıyla havaya ateş eden Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruştunna başlatıldı. istanbul Cumhuriyet Başsavcısı Avni Bilgin, gazetelerde yayımlanan ve Mehmet Ali Yılmaz'ı havaya ateş ederken gösteren fotoğraflar üzerine, Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz hakkında "'meskun mahalde silah kullanmak" suçlamasıyla soruşturma başlatıldığmı bildirdi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Kıratlıoğlu'ndan muhtarlara öğüt • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu, Tûrkiye'de birlik ve beraberliğin sağlanmasında büyûk görev üstlendiğini söylediği muhtarlardan, Türk-Kürt, Alevi-Sünni aynmı yapmadan çahşmalannı istedi. Türkiye Köy ve Mahalli Idareleri Muhtarlan Deraeği yöneticilerini, dün DYP Genel Merkezi'nde kabul eden Esat Kjratlıoğlu, hükümetin terörle mücadelede büyük aşama kaydetüğini, Türkiye'nin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğunu söyledi. Baransel'in • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Radyo Televizyon ÜstKurulu(RTÜK) Başkanı Ali Baransel, özel televizyonlann geçiş döneminde dikkatli davranması gerektiğjni belirterek, "Lütfen, kendi özdenetiminizi sağlayın" dedi. Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Divanı ve Meclis Başkanı Turgut Tokuş, dün RTÜK Başkanı Baransel'e nezaket ve kutlama ziyaretinde bulundu. Türkeş 'in anılarına Suphi Karaman 'dan yanıtlar.. 4 Tek lideriıııizGürsePdi Karaman'a göre, 'Gerçek lider bendim' diyen Türkeş'e liderliği hücre arkadaşlan önermiş olabilir veya bu sözler kendi gönlünden geçenlerdir Kod adl 'Faİk Bey'Gerçekte çekirdek kadronun lideri yoktu. Ama, Orgeneral Cemal Gürsel'in son anda liderimi/ ola cağını biliyorduk. Onu dışa karşı saklıyorduk. Toplantılara ka- tılmıvordu. Aramızda ondan "Faik Bey" diye söz ediyorduk. • Alpaslan Türkeş'in ihtilali bazı DP milletvekillerine haber verdiğini o zaman bilseydik, 23 mayıstan sonra kendisini komiteye yeniden almazdık. Türkeş'in bu ve buna ben2er tehlikeli ataklan için hepimize geçmiş olsun Sayın Türkeş'in en önemli acıklamalann- dan birisi de: "IhtflaMen birkaç ay öoce gizü örgüt üyesi arkadaşlanm "Sia biz liderimiz olarak devletin başında görmek istiyoruz. Başkasına güvenimiz yok. Sizin bu görevi ya- pacak liyakatta olduğunuza inanıyoruz" söz- leridir. Aynca daha sonraki bir yaada: "Ben ken- dimi bildün bileli kendimi lider hissettim. General olmamama rağmen, flilen lideriiği ben yaptım. Ge- neral olsaydım, herhalde sağlam bir disiplin kur- muş olacaktım örgüt içinde" savını ılcri sürmüş- tür. Herhalde Sayın Türkeş'e, kendisine bağlı hücre arkadaşlan bu öneriyi yapmışlardır. O günlerin havasına göre bu normaldir. Bana da bir ay önce kendi arayışıyla katılan 10 kişilik bir grubun başı Binbaşı Zeki Tüfekçioğlu (bu grubu 26 27 Mayıs gecesi MBK üyesi Yüz- başı Rifat Baykalın emrine vermiştim) da "Başunıza geç, Uderimiz ol" demışti. Ama ben ona, "Hayır. Sadece bana bağüsınız. Fakat başımızda çok büyük rütbeii biri var" diyerek daha çok güvence vermiştim. Sözler bulanık Merkez çekirdek kadroyu oluşturan bizler ne Türkeş'e ne de aramızdan bir başkasına bu yönde bir öneri yaptık. Türkeş'in bu konudaki sözleri bulanıktır. Sanki bizler böyle bir öneri yapmışız gibi izlenim veriyor. Gercekte çekirdek kadronun kendi içinde bir lideri yoktur. Hiçbir zaman da olmamışür. Ama. hepimiz biliyorduk ki, haarlık aşamasında her hususta bize destek olan Orgeneral Cemal Gürsel son anda liderimizdir. Onu dışa karşı saklıyor- duk. Hiçbir toplantımıza katılmıyordu. Kendi aramızda ondan "Faik Bey" diye söz ediyorduk. Clndoruk: Uhıslararasıkuruluslartfaaleyhlmlzekararlarçıkablllr Türkiye'yi zorgünlerbekKyor AYŞE YILDIRIM Karadeniz Ekonomik tşbirliğj Asamble- si ve Avrupa Parlamento Başkanlan Top- lantısı'na katılan TBMM Başkanı Hüsa- mettin Cindonık, dün Türkiye'ye döndü. Cindoruk, Türkiye dahil pek çok ülkenin anayasalannı sıradışı olmaktan çıkanp, milletlerarası insan haklanna dayalı, hu- kukun normlanna. değerlerine uygun hale getirmesı gerektığini belirtti. TBMM Baş- kanı Hüsamettin Cindonık. Başbakan Tan- su Çiller"ın tartışılan servetiyle ilgıli olarak "O konuda yasa var. Bu konuda herkesin mecburiyetleri var, onlar yerine getirilir" dedi. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Asamble- si ve Avrupa Parlamento Başkanlan Top- lanüsı'na katılan TBMM Başkanı Hüsa- mettin Cindonık, dün Türkiye'ye döndü. Atatürk Havalimanı'nda bir basın toplan- tısı yapan Cindonık, temaslan hakkında bilgi verdi. Cindonık, Türkiye dahil pek çok ülkenin anayasalannı sıradışı olmak- tan çıkanp, milletlerarası insan haklanna dayah, hukukun normlanna, değerlerine uygun hale getirmesi gereküğini belirtti. Türkiye'nin hiçbir ülke tarafından sor- gulanmadığını bildiren Cindonık. buna karşın önümüzdeki günlerde Türkiye aley- hine bazı kararlann çıkabileceğini ifade et- ti. Cindoruk. "Bu kararlar karşısında duy- gusal davranmak yerine bu kararlann haklı yanlan varsa onlan gidermek için çaba sar- fetmeliyiz" dedi. Anayasa değişikliği konu- sunda yeni girişimlerde bulunma karannı güçlendirdiğini bildirenCindoruk, Başba- kan Tansu Çiller'in tartışılan servetiyle ilgi- li kendisinin bir gjrişimde bulunup bulun- mayacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı: "O konuda yasa var. \1eclis Başkanı ola- rak benim bir talepte bulunmama gerek yok. Bu konuda herkesin mecburiyetleri var, on- lar yerine getirilir. Meclis Başkanı burada tarafsızdır. Biz, yedieminiz. Savcı değiliz, biz suçlama yapan değiliz. Meclis Başkanlı- ğı bu belgelerûı emanet edildiği bir yediemin- lik müessesesidir." ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın TBMM'yi Çiller'in servetini araştırmak üzere olağanüstü toplantıya çağınna gjrişi- mini ise Cindoruk. "Yasal hak olarak say- gıyla karşılayacağını" belirtti. Cindoruk. HADEP Kongresi'nde Türk bayrağının yuhalandığının anımsatılması üzerine de "Kim Türk bayrağına saygısızuk yapmışsa vatan hainidir. Kim Türk bayrağı- na saygı duymuyorsa, milli sembole saygı- sızuk yapmışsa onlar vatan hainidir'1 dedi. Düşünce suçundan mahkum olan aydmlara bir yenisi daha eklendi HalııkGerger cezaevînde • Deniz Gezmiş'i anma gecesine gönderdiği mesajda bölücülük yaptığı gerekçesiyle 20 ay hapis cezasına çarptınlan Gerger, dün Ankara Merkez Kapah Cezaevi'ne konuldu. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Deniz Gezmiş'i anma ge- cesine gönderdiği mesajda. "bö- lücülük" yaptığı gerekçesiyle, Ankara DGM tarafından 20 ay hapis cezasına çarptınlan gaze- teci-yazar Haluk Gerger, dün cezaevinekonuldu. Gerger."Be- nim mahkumivetim. Türk halkı- na karanlığın dayatüması süre- cinin bir parçasıdır" dedi. Deniz Gezmiş'i anma gecesi- ne gönderdiği mesajda. bölücü- lük yaptığı gerekçesiyle mah- kum edilen Gerger. cezasının infazı için dün Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne girdi. İnfaz işlemleri için dün saat 10.30'da eşi Renan Gerger ile birlikte An- kara Adliyesi'ne gelen Gerger'i. burada aralannda gazetecilerin de bulunduğu kalabalık bir grup karşıladı. Gerger, burada yaptığı açıklamada, "Düşünce- yi terör, düşünce açıklamayı te- rör eylemi sayan bir zihniyetin yönetiminde Türkiye; düşünce suçlularının kişiliğinde, karanlı- ğa mahkum edilmektedir" görü- şünü dile getirdi. Düzene karşı başkaldın Cezaevine girişinin başka düzlem ve zeminde "düzene ye- ni bir başkaldın" olduğunu vur- gulayan Gerger, şunlan söyle- di: Alkışlarla uğurlanan gazeteci-y azar Gerger, mahkumiy etinia, Türk halkına karanlığın day atı- Iması sûrecinin bir parçası olduğunu söyledi. "Rejûnin umutsuz ve saldır- gan çırpımşınm tezahürü olan militarizm, bir gün mutlaka. kir- li savaş yerine, omırlu banşı sa- vunanlann, emek ve kültürün temsilcileriran soylu direnişleri- ne çarparak kınlacaktır." Gerger. bu açıklamadan son- ra, aralannda Çağdaş Gazete- ciler Derneği Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi, Çağdaş Hu- kukçular Derneği Genel Baş- kanı Şenal Saruhan. İnsan Haklan Derneği Genel Başkanı Akın Birdal. DİŞK Sosyal-İş Genel Başkanı Özcan Kesgeç ile 68'liler Vakfı yöneticilerinin bulunduğu kalabalık bir gaze- teci topluluğuyla adliye binası- na doğru yöneldi. Ancak, Ger- ger yanlış tarafa yönelince ar- kadaşlan uyanda bulundu. Bu arada UBA Genel Yayın Yö- netmeni Baki Özilhan'ın. "Ha- luk, bak infaz için bile sola çağırıyorlar" esprisi. günün an- lam ve önemini vurguluyordu. 'Mûcadeleye devam' Adliye içinde infaz işlemleri- nin tamamlanmasını bekleyen Gerger, burada yaptığı açıkla- mada da "Türkiye'nin üzerine bir ölü toprağı sermek istiyorlar. Ama biz buna izin \ermeyeceğiz. Her yerde, her zeminde konuş- maya ve mücadelemizi sürdür- meye devam edeceğiz" dedi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Mustafa Ek- mekçi de düşünce suçunu kabul etmediklerini belirterek, "Al- lah kurtarsın" dedi. Gerger de bu sözler üzerine, "Emekçik- re, işçi smıfına ve Kürt halkına emanet ediyorum,onlar kurta- racak bizi" açıklamasını yaptı. İnsan Haklan Demeği Genel Başkanı Akın Birdal da Gerger ve onun gibilerin Tûrkiye'de düşüncenin suç sayılmasının bedelini ödeye- rek, düşüncenin suç olmasını önleyeceklerini söyledi. Daha sonra bir polis otosu- na bindirilerek, alkışlar arası- nda Ankara Merkez Kapah Cezaevi'ne uğurlanan Ger- ger, yaklaşık 15 ay cezaevinde kalacak ve 25 Eylül 1995 tari- hinde özgürlüğüne kavuşa- cak. Bırbirinden haberi olmadan hücre usulü büyü- yen herkes de biliyordu ki, ismi hiçbir zaman söy- İenmeyen, ama kim olduğu tahmin edilen büyük rütbeii bir kişi îşin başındadır. İşin bu özelliği, ülkenin koşullanna, ordunun geleneklerine, demokrasi ve özgürlük amacına, Atatürkçü düşünce ve yapının korunmasına yö- nelik kaygılan ön plana alan ilk kunıculann sap- tadığı bir yöntemdi. Doğru ya da yanlışur. Ama kabul edilen doktrin bu idi. Gizlı toplanülarda (bu toplanülar- çoğu kez Mustafa Kaplan'ın bekar evinde yapılıyordu) oturumlan en kıdemlimiz yönetirdi. Ama bunun liderlik anlamına gelmediğini hep yinelerdi. Otu- rumlan 1959 arabk ayı başına kadar Osman Köksal yönetü. Köksal Muhafız Alay Komu- tanlığı'na atandıktan sonra Alpaslan Türkeş yö- netti. Son mayıs ayinda sık sık yapılan kısa süreli toplantılan Sami Küçük koordine etti. Ordu gelenekleri ve hiyerarşisinde kıdem sırası asıldı. İşte bunun için gizli toplantılan yönetirken buna sadık kalıyorduk. Fakat ihtilal gibi çok bo- yutlu. kanlı ya da kansız oluşu amaca ve gidişata son derece etki yapacak ve çok riskli, köktenci bir oluşum içinde aklımızı ve kaderimizi bir günlük, bir yıllık kıdem üstünlüğüne teslim edemezdik. Bu ilk kadroda her birimiz o güne kadar bu- lunduğumuz görevlerde ve çevrelerinde başanü ve itibarlı idik. Bunun için bir araya geliyorduk, bırbinmizi seçiyorduk. Fakat hiçbirimizin, ka- muoyunda bilinebilecek diğerlerine bir üstünlüğü yoktu. Özveriü ve alçak gönüllü olmak gerekiyordu. Hırslı ve ih- tiraslı olanlar pişmiş aşa su kata- bilirlerdı. Tıpkı 27 Mayıs'tan sonra yapıldığı gibi. Hayalcilik çoğu kez çocuksu bir davranışür. Oğrencilik çağı- nda belki yararlıdır. Benlik ve karakter oluşmasında olumlu etkiler yapabilir. Özellikle asker olarak yetişecekleriçin tarihimiz ve coğrafyamız daha >üksek ufuklarda hayallenmeyi maya- landırabilir. Ama büyüdükçe. yaş ilerledikçe gerçekler kavra- namazsa. adımlar yere sağlam basamaz. hayaller ihtiraslara dönüşür. Ben de küçük yaşlarda, askeri ortaokul ve liselerde kendimi bir Mustafa Kemal gibi görüyor- dum. Matematikse evet, sınıfbi- rinciliğiyse evet. çevrece se\il- mekse evet. Fakat daha Harbi- ye'ye gelirken tarihsel koşullann Mustafa Kemal'i hanrladığını sezmiş, O'nun yüksek nitelikle- rinin tarihsel koşullara uyum sağladığı için lider olduğunu kavramıştım... Ömür boyunca hayal içinde yaşayamaz, ihtiras- lara bogulamazdım. Böyle oldu- ğum için de çok mutluyum. DFye haber olayı Sayın Türkeş 9 haziran tarihli gazetede. anılannda ilginç bir açıklama daha yapıyor: "1960 ydı ilkbahannda, 1944 Turancdık olaylannın 1 nolu sanığı olan Necdet Sancar'ın (Ni- hal Atsız'm kardeşi) evinde DP Milletvekili Sait BUgjç'e ima yol- lu dunınıu açıklayıp milletvekiUi- ğinden istifa etmesini önerdiğini, aynca DP Çorum Milletvekili Kemal Güderoğlu'na da bir yüz- başı ile daha başka bir dozda, gcrginliği azaltsmlar, durumu gözden geçirsinler diye haber gönderdiğini" açıkbyor. Bu örneklemeler; o tarihte Türkeş"ın nasıl tehlikeli, he- sapsız ve ölçüsüz ataklar yapüğmı ortaya koyuyor. Şimdi tekrar söylüyorum, hepimize bir kez daha geçmiş olsun. O tarihte Kemal Güderoğlu diye DP'li bir Çorum milletveki- li yoktu. Ancak, Kemal Bibe- roğlu diye DP'li bir Çorum mil- letvekili vardı ki. bu şahıs da ku- nılan meşhur Tahkikat Komis- yonu'nun bir üyesi idi. Sayın Türkeş gizli örgüt için- de CHP ve İsmet İnönü ile irti- batta olanlardan söz ediyor ve bunlan yerin dibine baünyor. Ya DP'li milletvekilleriyle irti- batlı olanlara ne demeli? Bu gö- revi de kendisinin üstlendiğini itiraf ediyor. Sayın Türkeş 1959 yılı nısan sonu ve mayıs başlannda içirniz- deki en hizlı ihtilalciydi. Hep gaza basıyordu. Hiç fren tanımı- yordu. Bizler sürekli CHP'liler- den uzak durmaya çabşıyorduk. Fakat eğer Sayın Türkeş'in ih- tilal girişimini bir kısım DP mil- letvekillerine haber verdiğini o günlerde öğrenmiş olsaydTk, 23 mayıstan sonra kendilerini yeni- den aramıza hiç almazdık. Yann:'İHtilal hamamda başladt * olayt GONDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET AM)AY İylmseriik Bizde Batı ölçülerinde ilk ansiklopedi girişimi, Ali Su- avJ'nin 1870'te Paris'te yayımladığı Ulûm gazetesinde Kamusü'l-Ulûm ve'l/Vfaar/Yadındaki ektir, ki ancak birkaç sayı çıkmıştır. Bundan sonraki girişimlerde ise şu adlar- la karşılaşıyoruz: Lugat'ı Tarihiye ve Coğrafiye (Ahmed RHat 1882).Kamusu7//âm(Şemseddin Sami 1889),Muh/- tü'l- Maarif (Emrullah Efendi 1900). Tûrkiye'de ansiklo- pedi adını taşıyan ilk yayın Çocuk Ansiklopedisi'dir (Sa- biha Zekeriya, Mehmet Zekeriya (Sertel), Faik Sabri (1927). Bunlara Hayat Ansiklopedisi'n\ (1928) özellikle eklememiz gerekiyor; biz ansiklopedi kavramına onun- la geldik. Ama söylemeli ki, bütün bunlar doyurucu ol- maktan uzaktır ve bu yüzden cumhuriyetin ilk dönemle- rinde ansiklopedi yokluğunun sıkıntısı çekilmiştir. Çün- kü kapsamlı, çağdaş bir ansiklopediyi ortaya koyacak insan ögesinden yoksunduk. Anlatırlar; bu gereksemeyi karşılamak için eyleme geçmek üzere bir komisyon kurulur, komisyonda Fallh Rrikı, Yakup Kadri, Ruşen Eşref... gibi günün aydınları vardır. Fakat aradan aylar geçmesine karşın, bu girişim- den bir sonuç alınamaz. Bir gün Başbakan İsmet Paşa, komisyon toplantısına gelir, durumun ne olduğunu sor- maz, çünkü biliyordur, yalnızca şunu söyler - Küçük Larousse'u çevirebilirseniz iyi olur. Devletin ansiklopedi yayımcılığına girmesi, 1939'da toplanan 1. Türk Neşriyat Kongresi'nin bir kararı ile ger- çekleşir ve İslam Ansiklopedisi'nin Türkçe çevirisi fasi- kül fasikül satışa çıkar. Hollanda'nın Leiden kentinde Al- manca, Ingilizce ve Fransızca olarak yayımlanan The Encyclopaedia of Islam'm çevirisi ve kimi maddelerinin yeniden yazılması ile oluşan önemli bir yapıttır bu. Ba- şında Dr. Adnan Adıvar bulunuyordu. 1943'te yayımına başlanan Inönü Ansiklopedisi ise devletçe hazırlanan ilk genel kültür ansiklopedisi ol- muştur. Ben bunun ilkfasiküllerinin yayım ve basım işin- deçalıştım. Sonra ne oldu? 1950de Demokrat Parti başa geçince ansiklopedinin adını değiştirdi, "Türk Ansiklo- pedisi" adını koydu ve fasiküllerin basımı yavaşladıkça yavaşladı. Ansiklopedinin temel kurallarından biri, tüm yapıtın elden geldiğince çabuk bitirilmesidir, uzarsa maddeler bir bir eskimeğe başlar. Türk Ansiklopedisi için de böyle oldu, kullanılmaz, yararlanılamaz duruma geldi koca yapıt. Ortalıkta adı bile geçmiyor. Bu bakımdan Fransızca Grand Larousse Eneyclope- dique temel alınarak ortaya çıkarılmış olan Meydan La- rousse bizim kültür yaşamımızdaönemli bir dönümnok- tası sayılsa yeridir. Diyeceğim, yetişmiş kadrolarımız var artık. Bir zamanlar Küçük Larousse ile yetinmeğe hazır, fakat onu bile beceremeyen bir toplum için ne se- vindirici bir ilerlemedir bu! Evimdeki ansiklopedik yapıtlara her başvuruşumda ismet Paşa'nın o sözünü düşünüp bir an duraksarım. Çocukluğumda genel kültür kaynağı niteliğinde, kap- samlı, güvenilir hiçbir kitap yoktu elimizin altında. De- mek aydınımız yoktu. Herkes bilir bilmez konuşur, ya- zardı. Bir kör dövüşüdür giderdi. Ama şimdi iyimser olmak için epey neden var. Provokasyon kaygısı SHP Sıvas'tayeni 2 temmuzdançekiniyor • Sıvas katliamının yıldönümü olan 2 temmuz günü nasıl bir anma yapılacağı konusu SHP'de sıkıntı yarattı. Genel Başkan Yardımcısı Timisi "Provokasyondan kaygılanıyoruz" dedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SHP. 37 kişinin katledil- diği Sıvas katliamının yıldönü- münde "Sıvas'ta otaıa" karan aldı. Ancak karann nasıl uy- gulanacağı "provokasyon" kaygısı nedeniyle sıkıntı yarat- tı. SHP Genel Başkan'Yar- dımcısı Mustafa Timisi "Yeni bir 2 temmuz varatılmasından çekiniyoruz. İç banşa, bütünlü- ğe çok ihtiyacunız olan bir dö- nemde provokasyon ihtimalin- den kaygılanıyoruz" dedi. Sıvas katliamının yıldönü- müne birkaç gün kalmasına karşın, henüz nasıl bir anma yapılacağı konusu karara bağ- lanmadı. SHP Merkez Yürütme Ku- rulu (MYK) toplantılannda konu tartışılırken. miting yapı- lması. Madımak Oteli önünde saygı duruşu ve SHP il binası- nda anma yapılması seçenekle- ri gündeme getirildi. Ancak miting yapılması durumunda kışkırtmalar olabileceğine dik- kat çekildi. Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Timisi. konuyla ilgili olarak şunlan söyledi: "Srvas'a gideceğiz. Ama ne yapacağımızı karara bağlama- dık. Yeni bir 2 temmuz yaranl- masından çekiniyoruz. Laikli- ğe. banşa sahip çıkacak bir platform v aratmak istiyoruz. İç banşa, bütünlüğe çok ihnyacı- mız olan bir dönemde provokas- yona açık bir toplantının sonuç- İarı bizi kaygılandırıvor. Olayı kan davasına dönüştürmeden laiküğe, demokrasiye sahip çı- kacak bir platform yaratmak istiyoruz." CHP Genel Sekreteri Ertuğ- rul Günay başkanhğındaki Gö kişilik bir heyet de aynı gün Sı- vas'a giderek Hacıbekteş Veli Derneği'nin etkinlikleri çerçe- vesinde. Madımak Oteli'nde katledilen aydınlan anma töre- nine katılacak. Uvanellelestlrllcil Reklonıajcuısma göre SHP başanh ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - SHP'nin \erel seçimlerde reklam kampanyasını yürüten Ajans Ultra AŞ'nin raporunda. SHP oylannda Aralık 1993'ten itibaren bir artış kaydedildiği sa- vunularak. "Bu arhş, >ine de ba- şan ojarak görülebUir" denildi. SHP İstanbul Büyüksehir Bele- diyesi başkan adayı Ziilfu Liva- neli'nin, seçim dönemindeki tu- tumunun da eleştirildiği rapor- da, Livaneli'nin, paninin izlediği iletişim stratejisini bozduğunu. "Ben bir su damlası kadar temi- zim" sözüyle de "kendinden ön- ceki SHP yönetiminin kirii oldu- ğunu ima ettiği" bclırtildı.Seçım sonuçlannı değerlendiren ve ye- nilginin nedenlerini araştıran SHP. bu kapsamda, Ultra AŞ'- den de rapor istedi. Ajansm hazırladığı raporda, kampanya- nın dört aşamada yürütüldüğü, ilk aşamada, imaj tazelemesinin amaçlandığı ve bu aşama nın "Sağ mı geliyor? Hadi canım sen de" ilkesine dayandınldığı ifade edildi. İkinci aşamada çağdaş belediyeciliğin bir sosyal demok- rat gelenek olduğunun vur- gulandığı, üçüncü aşamada ise başlatılan hizmetlerin yanm kal- maması için "Iştğa az kaMı. Yanm bırakmayın" sloganının seçüdiği vurgulanan raporda, dördüncü aşamanın da gerçek- leştirilemediği anlatıldı. Livaneli'nin tutumunun eleş- tirildiği raporda, oylann düşük- lüğü ve secmende kararsızhğın artışı da Livaneli'nin çıkışma bağlandı. Reklamlann başla- ması ve adaylann açıklanmasıy- la birlikte SHP'nin siyasal çekiş- menin başlıca taraflanndan biri haline geldiği, sosyal demokrat- lann SHP çevresinde toplanma- ya başladığı belirtilen raporda, isim verilmeden yalnızca "tstan- bul adayı" diye söz edilen Liva- neli'ye yönelik eleştiriler özetle şöyle yer aldı: "Ancak, adaylar- dan bazüanmn I özellikle İstan- buL adayının) iletişim stratejisi ile SHP genel merkez kampanyası arasında gerekli eşgüdüm sağla- namıyordu. İstanbul adayı, med- yadan da aldığı destekle ilk gün- lerde olumlu bir rüzgar estirmişti. Ama parn'den bağımsız dav- randığı görüntüsü vermesi, bas- tan belirlenen iletişim stratejisini zedeledi."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle