Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN1994 SAU
HABERLER
Işıklar yeniden
gundemde
• ANKARA (LBA) - Eski
Diyarbakır Milletvekili ve
SHP MYK üyesi Fehmi
Işıklar'ın tartışmalı bir
şekilde milletvekilliğinin
düşürülmesi konusu, HEP'in
Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi'ne yaptığı
başvuru ile yeniden gündeme
geldi. Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nin Türkiye'den
istediği yarut süresinin 25
haziran cumartesi günü
dolması üzerine başvuruyu
yapanlardan dönemin HEP
yöneticisi Ahmet Karataş,
"Beklentimiz ve aldığımız.
duyumlar, AİHK'ye bağlı
Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi'nde yüzde 99
hakh bulunduğumuz
yolunda. Eğerhaklı
bulunursak parti
milktvekilleri ve yöneticileri
yeniden eski durumlanna
kavuşabilecekler" dedi.
Certtiçin
TBMM'detören
• ANKARA (AA)-
Ankara'da önceki gün vefat
eden eski Adana Milletvekili
Hasan Cerit için TBMM'de
tören düzenlendi.
TBMM'deki törene, TBMM
Başkanvekili Kamer Genç,
ailesi ve milletvekilleri
katıldı. Hasan Cerit'in
cenazesi, törenden sonra
Adana'ya götüriildü. Cerit'in
cenazesi bugün Ceyhan'da
toprağa verilecek.
Bakan Yılmaz'a
soruşturma
• İstanbul Haber Servisi -
Eski ülkücülerden Nihat
Akgün'ün oğlunun Çırağan
Oteli'nde yapılan sünnet
düğününde 'aşka gelerek'
tabancasıyla havaya ateş
eden Devlet Bakanı Mehmet
Ali Yılmaz hakkında
İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca soruştunna
başlatıldı. istanbul
Cumhuriyet Başsavcısı Avni
Bilgin, gazetelerde
yayımlanan ve Mehmet Ali
Yılmaz'ı havaya ateş ederken
gösteren fotoğraflar üzerine,
Devlet Bakanı Mehmet Ali
Yılmaz hakkında "'meskun
mahalde silah kullanmak"
suçlamasıyla soruşturma
başlatıldığmı bildirdi.
(Fotoğraf: HATİCE
TUNCER)
Kıratlıoğlu'ndan
muhtarlara öğüt
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Genel Başkan
Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu,
Tûrkiye'de birlik ve
beraberliğin sağlanmasında
büyûk görev üstlendiğini
söylediği muhtarlardan,
Türk-Kürt, Alevi-Sünni
aynmı yapmadan
çahşmalannı istedi. Türkiye
Köy ve Mahalli Idareleri
Muhtarlan Deraeği
yöneticilerini, dün DYP
Genel Merkezi'nde kabul
eden Esat Kjratlıoğlu,
hükümetin terörle
mücadelede büyük aşama
kaydetüğini, Türkiye'nin her
zamankinden daha fazla
birlik ve beraberliğe ihtiyaç
duyduğunu söyledi.
Baransel'in
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Radyo Televizyon
ÜstKurulu(RTÜK)
Başkanı Ali Baransel, özel
televizyonlann geçiş
döneminde dikkatli
davranması gerektiğjni
belirterek, "Lütfen, kendi
özdenetiminizi sağlayın"
dedi. Ankara Ticaret Odası
(ATO) Yönetim Kurulu
Divanı ve Meclis Başkanı
Turgut Tokuş, dün RTÜK
Başkanı Baransel'e nezaket
ve kutlama ziyaretinde
bulundu.
Türkeş 'in anılarına Suphi Karaman 'dan yanıtlar.. 4
Tek lideriıııizGürsePdi
Karaman'a göre, 'Gerçek lider bendim' diyen Türkeş'e liderliği hücre
arkadaşlan önermiş olabilir veya bu sözler kendi gönlünden geçenlerdir
Kod adl 'Faİk Bey'Gerçekte çekirdek kadronun lideri
yoktu. Ama, Orgeneral Cemal Gürsel'in son anda liderimi/ ola
cağını biliyorduk. Onu dışa karşı saklıyorduk. Toplantılara ka-
tılmıvordu. Aramızda ondan "Faik Bey" diye söz ediyorduk.
• Alpaslan Türkeş'in ihtilali bazı
DP milletvekillerine haber verdiğini
o zaman bilseydik, 23 mayıstan
sonra kendisini komiteye yeniden
almazdık. Türkeş'in bu ve buna
ben2er tehlikeli ataklan için
hepimize geçmiş olsun
Sayın Türkeş'in en önemli acıklamalann-
dan birisi de: "IhtflaMen birkaç ay öoce gizü
örgüt üyesi arkadaşlanm "Sia biz liderimiz
olarak devletin başında görmek istiyoruz.
Başkasına güvenimiz yok. Sizin bu görevi ya-
pacak liyakatta olduğunuza inanıyoruz" söz-
leridir. Aynca daha sonraki bir yaada: "Ben ken-
dimi bildün bileli kendimi lider hissettim. General
olmamama rağmen, flilen lideriiği ben yaptım. Ge-
neral olsaydım, herhalde sağlam bir disiplin kur-
muş olacaktım örgüt içinde" savını ılcri sürmüş-
tür. Herhalde Sayın Türkeş'e, kendisine bağlı
hücre arkadaşlan bu öneriyi yapmışlardır. O
günlerin havasına göre bu normaldir.
Bana da bir ay önce kendi arayışıyla katılan 10
kişilik bir grubun başı Binbaşı Zeki Tüfekçioğlu
(bu grubu 26 27 Mayıs gecesi MBK üyesi Yüz-
başı Rifat Baykalın emrine vermiştim) da
"Başunıza geç, Uderimiz ol" demışti. Ama ben
ona, "Hayır. Sadece bana bağüsınız. Fakat
başımızda çok büyük rütbeii biri var" diyerek daha
çok güvence vermiştim.
Sözler bulanık
Merkez çekirdek kadroyu oluşturan bizler ne
Türkeş'e ne de aramızdan bir başkasına bu yönde
bir öneri yaptık. Türkeş'in bu konudaki sözleri
bulanıktır. Sanki bizler böyle bir öneri yapmışız
gibi izlenim veriyor.
Gercekte çekirdek kadronun kendi içinde bir
lideri yoktur. Hiçbir zaman da olmamışür. Ama.
hepimiz biliyorduk ki, haarlık aşamasında her
hususta bize destek olan Orgeneral Cemal Gürsel
son anda liderimizdir. Onu dışa karşı saklıyor-
duk. Hiçbir toplantımıza katılmıyordu. Kendi
aramızda ondan "Faik Bey" diye söz ediyorduk.
Clndoruk: Uhıslararasıkuruluslartfaaleyhlmlzekararlarçıkablllr
Türkiye'yi zorgünlerbekKyor
AYŞE YILDIRIM
Karadeniz Ekonomik tşbirliğj Asamble-
si ve Avrupa Parlamento Başkanlan Top-
lantısı'na katılan TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindonık, dün Türkiye'ye döndü.
Cindoruk, Türkiye dahil pek çok ülkenin
anayasalannı sıradışı olmaktan çıkanp,
milletlerarası insan haklanna dayalı, hu-
kukun normlanna. değerlerine uygun hale
getirmesı gerektığini belirtti. TBMM Baş-
kanı Hüsamettin Cindonık. Başbakan Tan-
su Çiller"ın tartışılan servetiyle ilgıli olarak
"O konuda yasa var. Bu konuda herkesin
mecburiyetleri var, onlar yerine getirilir"
dedi.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Asamble-
si ve Avrupa Parlamento Başkanlan Top-
lanüsı'na katılan TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindonık, dün Türkiye'ye döndü.
Atatürk Havalimanı'nda bir basın toplan-
tısı yapan Cindonık, temaslan hakkında
bilgi verdi. Cindonık, Türkiye dahil pek
çok ülkenin anayasalannı sıradışı olmak-
tan çıkanp, milletlerarası insan haklanna
dayah, hukukun normlanna, değerlerine
uygun hale getirmesi gereküğini belirtti.
Türkiye'nin hiçbir ülke tarafından sor-
gulanmadığını bildiren Cindonık. buna
karşın önümüzdeki günlerde Türkiye aley-
hine bazı kararlann çıkabileceğini ifade et-
ti.
Cindoruk. "Bu kararlar karşısında duy-
gusal davranmak yerine bu kararlann haklı
yanlan varsa onlan gidermek için çaba sar-
fetmeliyiz" dedi. Anayasa değişikliği konu-
sunda yeni girişimlerde bulunma karannı
güçlendirdiğini bildirenCindoruk, Başba-
kan Tansu Çiller'in tartışılan servetiyle ilgi-
li kendisinin bir gjrişimde bulunup bulun-
mayacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"O konuda yasa var. \1eclis Başkanı ola-
rak benim bir talepte bulunmama gerek yok.
Bu konuda herkesin mecburiyetleri var, on-
lar yerine getirilir. Meclis Başkanı burada
tarafsızdır. Biz, yedieminiz. Savcı değiliz,
biz suçlama yapan değiliz. Meclis Başkanlı-
ğı bu belgelerûı emanet edildiği bir yediemin-
lik müessesesidir."
ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın
TBMM'yi Çiller'in servetini araştırmak
üzere olağanüstü toplantıya çağınna gjrişi-
mini ise Cindoruk. "Yasal hak olarak say-
gıyla karşılayacağını" belirtti.
Cindoruk. HADEP Kongresi'nde Türk
bayrağının yuhalandığının anımsatılması
üzerine de "Kim Türk bayrağına saygısızuk
yapmışsa vatan hainidir. Kim Türk bayrağı-
na saygı duymuyorsa, milli sembole saygı-
sızuk yapmışsa onlar vatan hainidir'1
dedi.
Düşünce suçundan mahkum olan aydmlara bir yenisi daha eklendi
HalııkGerger cezaevînde
• Deniz Gezmiş'i anma
gecesine gönderdiği
mesajda bölücülük
yaptığı gerekçesiyle 20
ay hapis cezasına
çarptınlan Gerger, dün
Ankara Merkez Kapah
Cezaevi'ne konuldu.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Deniz Gezmiş'i anma ge-
cesine gönderdiği mesajda. "bö-
lücülük" yaptığı gerekçesiyle,
Ankara DGM tarafından 20 ay
hapis cezasına çarptınlan gaze-
teci-yazar Haluk Gerger, dün
cezaevinekonuldu. Gerger."Be-
nim mahkumivetim. Türk halkı-
na karanlığın dayatüması süre-
cinin bir parçasıdır" dedi.
Deniz Gezmiş'i anma gecesi-
ne gönderdiği mesajda. bölücü-
lük yaptığı gerekçesiyle mah-
kum edilen Gerger. cezasının
infazı için dün Ankara Merkez
Kapalı Cezaevi'ne girdi. İnfaz
işlemleri için dün saat 10.30'da
eşi Renan Gerger ile birlikte An-
kara Adliyesi'ne gelen Gerger'i.
burada aralannda gazetecilerin
de bulunduğu kalabalık bir
grup karşıladı. Gerger, burada
yaptığı açıklamada, "Düşünce-
yi terör, düşünce açıklamayı te-
rör eylemi sayan bir zihniyetin
yönetiminde Türkiye; düşünce
suçlularının kişiliğinde, karanlı-
ğa mahkum edilmektedir" görü-
şünü dile getirdi.
Düzene karşı başkaldın
Cezaevine girişinin başka
düzlem ve zeminde "düzene ye-
ni bir başkaldın" olduğunu vur-
gulayan Gerger, şunlan söyle-
di:
Alkışlarla uğurlanan gazeteci-y azar Gerger, mahkumiy etinia, Türk halkına karanlığın day atı-
Iması sûrecinin bir parçası olduğunu söyledi.
"Rejûnin umutsuz ve saldır-
gan çırpımşınm tezahürü olan
militarizm, bir gün mutlaka. kir-
li savaş yerine, omırlu banşı sa-
vunanlann, emek ve kültürün
temsilcileriran soylu direnişleri-
ne çarparak kınlacaktır."
Gerger. bu açıklamadan son-
ra, aralannda Çağdaş Gazete-
ciler Derneği Genel Başkanı
Mustafa Ekmekçi, Çağdaş Hu-
kukçular Derneği Genel Baş-
kanı Şenal Saruhan. İnsan
Haklan Derneği Genel Başkanı
Akın Birdal. DİŞK Sosyal-İş
Genel Başkanı Özcan Kesgeç
ile 68'liler Vakfı yöneticilerinin
bulunduğu kalabalık bir gaze-
teci topluluğuyla adliye binası-
na doğru yöneldi. Ancak, Ger-
ger yanlış tarafa yönelince ar-
kadaşlan uyanda bulundu. Bu
arada UBA Genel Yayın Yö-
netmeni Baki Özilhan'ın. "Ha-
luk, bak infaz için bile sola
çağırıyorlar" esprisi. günün an-
lam ve önemini vurguluyordu.
'Mûcadeleye devam'
Adliye içinde infaz işlemleri-
nin tamamlanmasını bekleyen
Gerger, burada yaptığı açıkla-
mada da "Türkiye'nin üzerine
bir ölü toprağı sermek istiyorlar.
Ama biz buna izin \ermeyeceğiz.
Her yerde, her zeminde konuş-
maya ve mücadelemizi sürdür-
meye devam edeceğiz" dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Genel Başkanı Mustafa Ek-
mekçi de düşünce suçunu kabul
etmediklerini belirterek, "Al-
lah kurtarsın" dedi. Gerger de
bu sözler üzerine, "Emekçik-
re, işçi smıfına ve Kürt halkına
emanet ediyorum,onlar kurta-
racak bizi" açıklamasını
yaptı. İnsan Haklan Demeği
Genel Başkanı Akın Birdal
da Gerger ve onun gibilerin
Tûrkiye'de düşüncenin suç
sayılmasının bedelini ödeye-
rek, düşüncenin suç olmasını
önleyeceklerini söyledi.
Daha sonra bir polis otosu-
na bindirilerek, alkışlar arası-
nda Ankara Merkez Kapah
Cezaevi'ne uğurlanan Ger-
ger, yaklaşık 15 ay cezaevinde
kalacak ve 25 Eylül 1995 tari-
hinde özgürlüğüne kavuşa-
cak.
Bırbirinden haberi olmadan hücre usulü büyü-
yen herkes de biliyordu ki, ismi hiçbir zaman söy-
İenmeyen, ama kim olduğu tahmin edilen büyük
rütbeii bir kişi îşin başındadır.
İşin bu özelliği, ülkenin koşullanna, ordunun
geleneklerine, demokrasi ve özgürlük amacına,
Atatürkçü düşünce ve yapının korunmasına yö-
nelik kaygılan ön plana alan ilk kunıculann sap-
tadığı bir yöntemdi. Doğru ya da yanlışur. Ama
kabul edilen doktrin bu idi.
Gizlı toplanülarda (bu toplanülar- çoğu kez
Mustafa Kaplan'ın bekar evinde yapılıyordu)
oturumlan en kıdemlimiz yönetirdi. Ama bunun
liderlik anlamına gelmediğini hep yinelerdi. Otu-
rumlan 1959 arabk ayı başına kadar Osman
Köksal yönetü. Köksal Muhafız Alay Komu-
tanlığı'na atandıktan sonra Alpaslan Türkeş yö-
netti. Son mayıs ayinda sık sık yapılan kısa süreli
toplantılan Sami Küçük koordine etti.
Ordu gelenekleri ve hiyerarşisinde kıdem sırası
asıldı. İşte bunun için gizli toplantılan yönetirken
buna sadık kalıyorduk. Fakat ihtilal gibi çok bo-
yutlu. kanlı ya da kansız oluşu amaca ve gidişata
son derece etki yapacak ve çok riskli, köktenci bir
oluşum içinde aklımızı ve kaderimizi bir günlük,
bir yıllık kıdem üstünlüğüne teslim edemezdik.
Bu ilk kadroda her birimiz o güne kadar bu-
lunduğumuz görevlerde ve çevrelerinde başanü
ve itibarlı idik. Bunun için bir araya geliyorduk,
bırbinmizi seçiyorduk. Fakat hiçbirimizin, ka-
muoyunda bilinebilecek diğerlerine bir üstünlüğü
yoktu. Özveriü ve alçak gönüllü
olmak gerekiyordu. Hırslı ve ih-
tiraslı olanlar pişmiş aşa su kata-
bilirlerdı. Tıpkı 27 Mayıs'tan
sonra yapıldığı gibi.
Hayalcilik çoğu kez çocuksu
bir davranışür. Oğrencilik çağı-
nda belki yararlıdır. Benlik ve
karakter oluşmasında olumlu
etkiler yapabilir. Özellikle asker
olarak yetişecekleriçin tarihimiz
ve coğrafyamız daha >üksek
ufuklarda hayallenmeyi maya-
landırabilir. Ama büyüdükçe.
yaş ilerledikçe gerçekler kavra-
namazsa. adımlar yere sağlam
basamaz. hayaller ihtiraslara
dönüşür.
Ben de küçük yaşlarda, askeri
ortaokul ve liselerde kendimi bir
Mustafa Kemal gibi görüyor-
dum. Matematikse evet, sınıfbi-
rinciliğiyse evet. çevrece se\il-
mekse evet. Fakat daha Harbi-
ye'ye gelirken tarihsel koşullann
Mustafa Kemal'i hanrladığını
sezmiş, O'nun yüksek nitelikle-
rinin tarihsel koşullara uyum
sağladığı için lider olduğunu
kavramıştım... Ömür boyunca
hayal içinde yaşayamaz, ihtiras-
lara bogulamazdım. Böyle oldu-
ğum için de çok mutluyum.
DFye haber olayı
Sayın Türkeş 9 haziran tarihli
gazetede. anılannda ilginç bir
açıklama daha yapıyor:
"1960 ydı ilkbahannda, 1944
Turancdık olaylannın 1 nolu
sanığı olan Necdet Sancar'ın (Ni-
hal Atsız'm kardeşi) evinde DP
Milletvekili Sait BUgjç'e ima yol-
lu dunınıu açıklayıp milletvekiUi-
ğinden istifa etmesini önerdiğini,
aynca DP Çorum Milletvekili
Kemal Güderoğlu'na da bir yüz-
başı ile daha başka bir dozda,
gcrginliği azaltsmlar, durumu
gözden geçirsinler diye haber
gönderdiğini" açıkbyor.
Bu örneklemeler; o tarihte
Türkeş"ın nasıl tehlikeli, he-
sapsız ve ölçüsüz ataklar
yapüğmı ortaya koyuyor. Şimdi
tekrar söylüyorum, hepimize bir
kez daha geçmiş olsun.
O tarihte Kemal Güderoğlu
diye DP'li bir Çorum milletveki-
li yoktu. Ancak, Kemal Bibe-
roğlu diye DP'li bir Çorum mil-
letvekili vardı ki. bu şahıs da ku-
nılan meşhur Tahkikat Komis-
yonu'nun bir üyesi idi.
Sayın Türkeş gizli örgüt için-
de CHP ve İsmet İnönü ile irti-
batta olanlardan söz ediyor ve
bunlan yerin dibine baünyor.
Ya DP'li milletvekilleriyle irti-
batlı olanlara ne demeli? Bu gö-
revi de kendisinin üstlendiğini
itiraf ediyor.
Sayın Türkeş 1959 yılı nısan
sonu ve mayıs başlannda içirniz-
deki en hizlı ihtilalciydi. Hep
gaza basıyordu. Hiç fren tanımı-
yordu. Bizler sürekli CHP'liler-
den uzak durmaya çabşıyorduk.
Fakat eğer Sayın Türkeş'in ih-
tilal girişimini bir kısım DP mil-
letvekillerine haber verdiğini o
günlerde öğrenmiş olsaydTk, 23
mayıstan sonra kendilerini yeni-
den aramıza hiç almazdık.
Yann:'İHtilal
hamamda başladt *
olayt
GONDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET AM)AY
İylmseriik
Bizde Batı ölçülerinde ilk ansiklopedi girişimi, Ali Su-
avJ'nin 1870'te Paris'te yayımladığı Ulûm gazetesinde
Kamusü'l-Ulûm ve'l/Vfaar/Yadındaki ektir, ki ancak birkaç
sayı çıkmıştır. Bundan sonraki girişimlerde ise şu adlar-
la karşılaşıyoruz: Lugat'ı Tarihiye ve Coğrafiye (Ahmed
RHat 1882).Kamusu7//âm(Şemseddin Sami 1889),Muh/-
tü'l- Maarif (Emrullah Efendi 1900). Tûrkiye'de ansiklo-
pedi adını taşıyan ilk yayın Çocuk Ansiklopedisi'dir (Sa-
biha Zekeriya, Mehmet Zekeriya (Sertel), Faik Sabri
(1927). Bunlara Hayat Ansiklopedisi'n\ (1928) özellikle
eklememiz gerekiyor; biz ansiklopedi kavramına onun-
la geldik. Ama söylemeli ki, bütün bunlar doyurucu ol-
maktan uzaktır ve bu yüzden cumhuriyetin ilk dönemle-
rinde ansiklopedi yokluğunun sıkıntısı çekilmiştir. Çün-
kü kapsamlı, çağdaş bir ansiklopediyi ortaya koyacak
insan ögesinden yoksunduk.
Anlatırlar; bu gereksemeyi karşılamak için eyleme
geçmek üzere bir komisyon kurulur, komisyonda Fallh
Rrikı, Yakup Kadri, Ruşen Eşref... gibi günün aydınları
vardır. Fakat aradan aylar geçmesine karşın, bu girişim-
den bir sonuç alınamaz. Bir gün Başbakan İsmet Paşa,
komisyon toplantısına gelir, durumun ne olduğunu sor-
maz, çünkü biliyordur, yalnızca şunu söyler
- Küçük Larousse'u çevirebilirseniz iyi olur.
Devletin ansiklopedi yayımcılığına girmesi, 1939'da
toplanan 1. Türk Neşriyat Kongresi'nin bir kararı ile ger-
çekleşir ve İslam Ansiklopedisi'nin Türkçe çevirisi fasi-
kül fasikül satışa çıkar. Hollanda'nın Leiden kentinde Al-
manca, Ingilizce ve Fransızca olarak yayımlanan The
Encyclopaedia of Islam'm çevirisi ve kimi maddelerinin
yeniden yazılması ile oluşan önemli bir yapıttır bu. Ba-
şında Dr. Adnan Adıvar bulunuyordu.
1943'te yayımına başlanan Inönü Ansiklopedisi ise
devletçe hazırlanan ilk genel kültür ansiklopedisi ol-
muştur. Ben bunun ilkfasiküllerinin yayım ve basım işin-
deçalıştım. Sonra ne oldu? 1950de Demokrat Parti başa
geçince ansiklopedinin adını değiştirdi, "Türk Ansiklo-
pedisi" adını koydu ve fasiküllerin basımı yavaşladıkça
yavaşladı.
Ansiklopedinin temel kurallarından biri, tüm yapıtın
elden geldiğince çabuk bitirilmesidir, uzarsa maddeler
bir bir eskimeğe başlar. Türk Ansiklopedisi için de böyle
oldu, kullanılmaz, yararlanılamaz duruma geldi koca
yapıt. Ortalıkta adı bile geçmiyor.
Bu bakımdan Fransızca Grand Larousse Eneyclope-
dique temel alınarak ortaya çıkarılmış olan Meydan La-
rousse bizim kültür yaşamımızdaönemli bir dönümnok-
tası sayılsa yeridir. Diyeceğim, yetişmiş kadrolarımız
var artık. Bir zamanlar Küçük Larousse ile yetinmeğe
hazır, fakat onu bile beceremeyen bir toplum için ne se-
vindirici bir ilerlemedir bu!
Evimdeki ansiklopedik yapıtlara her başvuruşumda
ismet Paşa'nın o sözünü düşünüp bir an duraksarım.
Çocukluğumda genel kültür kaynağı niteliğinde, kap-
samlı, güvenilir hiçbir kitap yoktu elimizin altında. De-
mek aydınımız yoktu. Herkes bilir bilmez konuşur, ya-
zardı. Bir kör dövüşüdür giderdi.
Ama şimdi iyimser olmak için epey neden var.
Provokasyon kaygısı
SHP Sıvas'tayeni
2 temmuzdançekiniyor
• Sıvas katliamının yıldönümü olan 2 temmuz
günü nasıl bir anma yapılacağı konusu SHP'de
sıkıntı yarattı. Genel Başkan Yardımcısı Timisi
"Provokasyondan kaygılanıyoruz" dedi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SHP. 37 kişinin katledil-
diği Sıvas katliamının yıldönü-
münde "Sıvas'ta otaıa" karan
aldı. Ancak karann nasıl uy-
gulanacağı "provokasyon"
kaygısı nedeniyle sıkıntı yarat-
tı. SHP Genel Başkan'Yar-
dımcısı Mustafa Timisi "Yeni
bir 2 temmuz varatılmasından
çekiniyoruz. İç banşa, bütünlü-
ğe çok ihtiyacunız olan bir dö-
nemde provokasyon ihtimalin-
den kaygılanıyoruz" dedi.
Sıvas katliamının yıldönü-
müne birkaç gün kalmasına
karşın, henüz nasıl bir anma
yapılacağı konusu karara bağ-
lanmadı.
SHP Merkez Yürütme Ku-
rulu (MYK) toplantılannda
konu tartışılırken. miting yapı-
lması. Madımak Oteli önünde
saygı duruşu ve SHP il binası-
nda anma yapılması seçenekle-
ri gündeme getirildi. Ancak
miting yapılması durumunda
kışkırtmalar olabileceğine dik-
kat çekildi.
Genel Başkan Yardımcısı
Mustafa Timisi. konuyla ilgili
olarak şunlan söyledi:
"Srvas'a gideceğiz. Ama ne
yapacağımızı karara bağlama-
dık. Yeni bir 2 temmuz yaranl-
masından çekiniyoruz. Laikli-
ğe. banşa sahip çıkacak bir
platform v aratmak istiyoruz. İç
banşa, bütünlüğe çok ihnyacı-
mız olan bir dönemde provokas-
yona açık bir toplantının sonuç-
İarı bizi kaygılandırıvor. Olayı
kan davasına dönüştürmeden
laiküğe, demokrasiye sahip çı-
kacak bir platform yaratmak
istiyoruz."
CHP Genel Sekreteri Ertuğ-
rul Günay başkanhğındaki Gö
kişilik bir heyet de aynı gün Sı-
vas'a giderek Hacıbekteş Veli
Derneği'nin etkinlikleri çerçe-
vesinde. Madımak Oteli'nde
katledilen aydınlan anma töre-
nine katılacak.
Uvanellelestlrllcil
Reklonıajcuısma
göre SHP başanh
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - SHP'nin \erel seçimlerde
reklam kampanyasını yürüten
Ajans Ultra AŞ'nin raporunda.
SHP oylannda Aralık 1993'ten
itibaren bir artış kaydedildiği sa-
vunularak. "Bu arhş, >ine de ba-
şan ojarak görülebUir" denildi.
SHP İstanbul Büyüksehir Bele-
diyesi başkan adayı Ziilfu Liva-
neli'nin, seçim dönemindeki tu-
tumunun da eleştirildiği rapor-
da, Livaneli'nin, paninin izlediği
iletişim stratejisini bozduğunu.
"Ben bir su damlası kadar temi-
zim" sözüyle de "kendinden ön-
ceki SHP yönetiminin kirii oldu-
ğunu ima ettiği" bclırtildı.Seçım
sonuçlannı değerlendiren ve ye-
nilginin nedenlerini araştıran
SHP. bu kapsamda, Ultra AŞ'-
den de rapor istedi. Ajansm
hazırladığı raporda, kampanya-
nın dört aşamada yürütüldüğü,
ilk aşamada, imaj tazelemesinin
amaçlandığı ve bu aşama nın
"Sağ mı geliyor? Hadi canım sen
de" ilkesine dayandınldığı ifade
edildi. İkinci aşamada çağdaş
belediyeciliğin bir sosyal demok-
rat gelenek olduğunun vur-
gulandığı, üçüncü aşamada ise
başlatılan hizmetlerin yanm kal-
maması için "Iştğa az kaMı.
Yanm bırakmayın" sloganının
seçüdiği vurgulanan raporda,
dördüncü aşamanın da gerçek-
leştirilemediği anlatıldı.
Livaneli'nin tutumunun eleş-
tirildiği raporda, oylann düşük-
lüğü ve secmende kararsızhğın
artışı da Livaneli'nin çıkışma
bağlandı. Reklamlann başla-
ması ve adaylann açıklanmasıy-
la birlikte SHP'nin siyasal çekiş-
menin başlıca taraflanndan biri
haline geldiği, sosyal demokrat-
lann SHP çevresinde toplanma-
ya başladığı belirtilen raporda,
isim verilmeden yalnızca "tstan-
bul adayı" diye söz edilen Liva-
neli'ye yönelik eleştiriler özetle
şöyle yer aldı: "Ancak, adaylar-
dan bazüanmn I özellikle İstan-
buL adayının) iletişim stratejisi ile
SHP genel merkez kampanyası
arasında gerekli eşgüdüm sağla-
namıyordu. İstanbul adayı, med-
yadan da aldığı destekle ilk gün-
lerde olumlu bir rüzgar estirmişti.
Ama parn'den bağımsız dav-
randığı görüntüsü vermesi, bas-
tan belirlenen iletişim stratejisini
zedeledi."