04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28HAZİRAN1994SAU 12 KULTUR Ünlü oyun yazan David Mamet, yeni oyunu ve kitabıyla yine gündemin başköşesinde DuyarlılığınıustaMda konuşturuyorKüJtür Servisi - 46 yaşındaki ünlü oyun yazan David Mamet, tiyatro dünyasında olay yaratan "Oleanna" adh oyunuyla tanınıyor en çok. İlk kez 1993 yılında İngü- tere'de sahnelenen. bu yıl içinde Türkiye'- de de izlediğinıiz "Oleanna", kadın-ericek izleyicileri adeta ikiye bölmüş, epeyce tartı- şmaya neden olmuştu. Ancak David Ma- met'in kariyerinde yalnızca "Oleanna" yok. Bugünedek tezgâhtarlıktangarsonlu- ğa, oyunculuktan cam temizlikçisine, film yönetmenliğinden emlakçıhğa, öğretmen- liğe, halıcıhğa, dansçıhğa dek her çeşit işin üstesinden gelen David Mamet. bu arada "Sexual Perversity inChicago"(Şikagoda Cinsel Sapıklık), "American Buflalo", "Gkngarry Glen Ross", "Speed The Plow" gibi oyunlarla, "Postacı Kapıyı tki Kere Çalar", "Karar" gibi senaryolar yazdı ve ^Oyıınlar Evi" gibi fiimler yönetti. Dene- melerini, çocuk kitaplannı ve bir romanını da saymadık henüz... Bu üretken sanatçının en yeni oyunu, "The Cryptogram" Londra'da bu hafta içinde sahnelenmeye başlıyor. Pulitzer ödülü kazanan esİci oyunu "Glengarry Glen Ross" ise yine bu hafta, yeni bir pro- düksiyon ile ızleyicilerin karşısına geüyor. Tüm bunlann üstüne gecen ay piyasaya çıkan, sinema üzerine yazılannı, HoUywo- od'daki anılannı, pokerden Stanislavski'ye dek uzanan birçok farkh konudaki görûş- lerini ve günlüklerini, kısacası senaryoya veya oyuna dönüştürmediği tüm yaalannı bir araya getiren "A VVhore's Profession: Notes and Essays"(Fahişenin Mesleği: Notlar ve Metinler) isimli kitabının büyük sükse ile karşılanması da eklenince David Mamet, sanat gündeminin başköşesine oturdu. Mamet ve 'Vişne Bahçesi' David Mamet'in Çehov'un eski Rusya'- da bir aileyi konu alan "Vişne Bahçesi"- nden uyarladığı oyunla ilgili ünlü bir espri vardır: Birinci perdenin sonunda, Lyubov Lopakhin'e döner ve "S et ağaçlan. Sat ştı çiftliği" der. Bu espri, Mamet'in bütün oyunlannda farkma varabileceğimiz özel- liklerin bir özetidir aslında. Argo konuşan sert karakterler ve bu karakterlerin ka- rarsızlığıyla, kaygısızlığıyla yakından uzaktan ilgisi olmayan bırdünyadaayakta kalmaya çalışmalan... Sonuçta Mamet'i anlatmak için üretil- miş bu espri, o denli yanüş değil. Işte Ma- met'in "Vişne BahçesT'yle ilgili yazdığı bir yazıdan alıntı: "Cehennemin dibine kadar! Ben vişne bahçemi kurtarmak isteseydim ve benim evlatlık kızım kasabanın en zengin adamına aşık olsavdı. ne yapardım? Siz ne yapardınız? İşin kolayı var. Hem oyun yanm saatte bitmiş olur, izleyici de erken- den evine gider." Mamet'e göre, "Vişne BahçesT'nin asb- amet'in yeni oyunu 'The Cryptogram' ve birçok konuyu kapsayan 'Fahişenin Mesleği: Notlar ve Metinler' adlı kitabı büyük ilgi çekiyor. Bugüne dek ancak sahne dışında kalan kadınlara katlanabilen Mamet, son oyunuyla bu anlayışını değiştiriyor. Hatta oyunlannm erkeksi dünyasına bir de eşcinsel ekliyor. Hem oyunu hem de kitabı otobiyografik özellikler taşıyor. nda ağaçlarla hiçbir ilgisi yok. Asıl konu- su, karmaşık cinsellik. Vişne bahçesi. yainızca bir bahane. "oyundaki 13 karakte- rin aynımekânda birbirteriv le konuşmalannı sağlayan bir temel" yalnızca. Mamet, "Çe- bov'un da bunun farkında olduğunu sanı- yonım: 'Kimse gelmez buna' diyordur..." Xma "Vişne Bahçesi", bütün dünyada hala ılgiyle izlenen bir oyun. Mamet'e göre bunun nedeni de, "en basit arzularımıza" seslenıyor olması. Mamet'in argo düşkünlüğü üzerine ge- liştirilen espriler bundan ibaret değil. Ger- çekten yaşanmış olduğu ileri sürülen başka bir fıkraya göre bir gün Mamet, küfreden bir sokak serserisini döver. Bunu neden yaptığı sorulduğunda ıse "küfrediyordu ve bana telif hakkımı ödemiyordu" der. Kendi çahşma arkadaşlan da bu tür şakalar üret- mekten geri kalmıyorlar. "The Cryptog- ram"ı yöneten Gregory Mositer "Glen- gary'in provalarında hadi 'S. gıtten alalım diye şaka yapardık. Bu söz öyle çok tekrar- lanıyordu ki oyunun berhangi bir bölümü olabilirdi" Ancak Mosher, Mamet'in son oyununda bu özelliğinin yok olduğunu vurguluyor. Kocası tarafından terk edilen bir kadının, ruhsal sorunlan olan oğluna, eşcinsel bir aile dostunun yardımıyla bak- ma mücadelesini anlalan "The Cryptog- ram"ın provalarında eski şakanın "artık yatma vakti geldi sözJeriyle başlayan bö- İiimden alalmTa dönüştüğünü belirtiyor. "Bu kez en çok tekrarlanan cûmle bu. Bu da büyük bir değişiklik" diyor Mosher. "The Cryptogram"ın, Mamet için büyük bir değişimi simgelemesinin tek nedeni kü- für sayısındakı azalma değil. Bu güne ka- dar oyunlannda güelü kadın karakterlere yer vermeyen, yer verdiğinde ise "Olean- na" ya da "Speed The Ptovv" daki gibi olumsuz kadın tiplemelerini yeğleyen Ma- met, bu kez tüm oyunu güçlü ve olumlu bir kadın karakteri üzerine kurmuş. "Glen- gary"ın yeni versiyonunu yöneten Sam Menders, Mamet'in oyunlanndaki kadın figürlerinin de şaka konusu olduğunu be- lirtiyor ve "bir Mamet oyununda bugüne kadar en çok önetn verilen kadın Glen- gary'deki, erkek karakterlerin sık sık sözü- nü ettiği, ama asla sahne üzerinde gözükme- yen Bayan Link'tir" diyor. Mamet bugüne kadar ancak sahne dışında kalan kadınla- ra katlanabilmiş olsa da, son oyunuyla bu anlayışını kınyor. Hatta bir adım daha gi- derek, oyunlannın erkeksi dünyasına bir de eşcinsel ekliyor son çalışmasıyla. Otobiyografik özellikler taşıyor Mamet'deki değişimin başka bir müjde- leyicisi ise, sinema yazılannı topladığı son kitabı. Mametvari bir ismi olmamasına karşın kitapta, son derece içten bir dille otobiyografik itiraflara da yer veriliyor. örneğin, Mamet kızkardeşinin, üvey ba- basının elinden çektiklerini ve bu olaylann yaşanmasındaki kendi katkısını, piş- manlığı kendine acımaya dönüştürmeyen hem duygulu hem de nesnel bir dille aktan- yor. "The Cryptogram"ın da böylesi oto- biyografik bir temeli olabileceğini düşünü- yor oyunun yönetmeni Mosher: "Mamet'e bu oyunda otobiyografik bir yön olup ol- madığını hiç sormadım. çünkü yönetmenlik anlaytşıma yeni bir şey katmavacaktı bunu bilmek. Ancak bu oyunun ilk müsveddelerini bundan tam 15 yıİ önce okumuş olmam, otobiyografik temelleri olduğuna inanmamı sağlıyor." Gerçekten de birçok eleştirmen oyunun çocuk kahramanını "Küçük Mamet" olarak tanımlıyor. Mamet hayranlan bu değişimlerden te- dirgin. Ancak, Mamet'in, kitabında sine- mayla ilintili anılannı eski üslubuyla kale- me alması bu tedirginliği biraz hafıfletiyor. Dahası kitaptaki konu ve üslup zenginliği Mamet'in birçok farklı yönü olduğunu da belgeliyor. İlk yönetmenük denemesi sı- rasında yapımcıya "Hiç meraklanma sana ya iyi iş yapan bir film çekeceğim ya da içten bir özür dileyeceğim" dediğini aktaran Ma- met, "Dokunulmazlar"ın senaryosunu de- ğiştirmesini isteyen yönetmen Brian de PaJ- ma'ya "O yağlı piçe söyleyin, filmi çekmek- te zorlanıyorsa Carrie'nin sonunda tabuttan çıkıp Ness'in boğazını sıkan el sahnesini kul- lansın" mesajını gönderdiğını belırterek eski Mamet'i anımsatıyor. Sonuç olarak ejeştirel bir gözü. irkiltici bir mizah anlayışı ve üstün bir gözlem yete- neği olan Mamet'in son oyunu üzerine tüm öngörüler aynı noktada toplanıyor: Mamet'in eski ustalığı ile yeni duyarlılığını harmanlayan "The Cryptogram" bir baş- yapıt olacak. Sanart, tabulan tarüştınyor ANKARA (ANKA) - Türkiye'de Güzel Sanatlan Destekleme Derneği (Sanart), ta- bulan tartışmaya açtı. Sanart, Mayıs 1995'- te gerçekleştirilecek "Sanat ve Tabular" başlıklı uluslararası sempozyuma hazırlık olarak tabularla ilgili bir dizi etkınük dü- zenleyecek. Sanart Başkanı Emin Mahir Balooğlu yaptıgı açıklamada, tabulann hem evrensel hem de her dönemde geçerli bir sorun ol- duğunu dikkate alarak 1995'te gerçekleşti- rilecek uluslararası sempozyumun konusu olarak "Sanat ve Tabulaf"i seçtiklerini. sempozyum aracılığı ile de insanlan bu ko- nuya duyarlı hale getirmeyi ve taruşma ortamı başlatmayı hedeflediklerini söyledi. Sempozyuma hazırhk etkinüklerinin 1994 yılı içinde de sürdürüleceğjni kaydeden Balcıoğlu. önümüzdeki günlerde "Batılı gözü ile Osmanlı ve/veya Türk topiumunda tabular", "Cinsel tabular", "Oini tabular", "Tabular ve kitle iktişim araçlan" konulu açıkoturum ve konferanslann düzenle- neceğini bildirdi. • Sanart, Mayıs 1995'te gerçekleştirilecek 'Sanat ve Tabular' başlıklı uluslararası sempozyuma hazırlık olarak tabularla ilgili bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. Balcıoğlu. "Tabulann her türünü tflrtı- şacağız. Aynca Fransa'dan bir serginin geimesi kesinleşti. Doğu AJmanya döoeminde. o dönemin yönetimi tarafından yasaklanan sanatçıların resimkrinden olu- şan bir sergi Ue Güney Afrika'da 'direniş sa- natçılan' olarak bilinen kişilerin yasaklı eserlerinden oluşan sergiyi Türkiye'ye getir- meye çalışıyonız" dedi. Balcıoğlu. "Etkinliklerimiz icûı Avrupa Komisyonu ve bazı yabancı vakıflardan des- tekalıyonız. Bizûn amacımız Ankara'daki küHürel ya- şamı zenginleştinnek, Ankara'yı tanıbnak. Bu yüzden eski belediye yönetimi, bizi hem maddi bem de manevi olarak destekliyordu. Şimdi bu destek gelmeyebilir. Önvargılı değitiz, ama Sayın Gökçekin tavuiarından dolayı, geleceğini tahmin etmi- yorum. Shasi olmamaya çalışıyoruz" diye konuştu. Serr pozyum ve diğer etkinliklerle birçok yabancı konuğun geleceğini bildiren Balc- ıoğlu, şöyle devam etti: "Türkjye'deki lslamiyet-devlet iüşkisi, Avrupa ile Asya arasında geciş bölgesi ol- ması, onlan çok ilgilendiriyor. Daha önceki etkinliklerimize katılanlar, Türk aydınlan ile tartışmaya girenler, çok olumlu etkilerie Türkiye'den ayrılddar. Türkive'de peçeli kadınlan gordüler, ama evrensel degerieri de kabul eden benimseyen kişileri de gördüier. Bu kişiteri Türkiye'ye getirmek oldukca pahalı, ancak Türkiye'ye getirdikJeri ve Türkiye'den götürdükleri çok önemli. Bu, birkaç turistin, güzel deniz, gü- zel güneş imajından çok farldı." Paris, ilk kez Joseph Beuys'un en kapsamlı sergisine tanık oluyor Saıuıtıyaşanun merkeTJneyerkştiren Kültur Servisi - tkinci Dünya Savaşı son- rasının en dikkat çeken sanatçılanndan Jo- seph Beuys'un (1921 -1986) yapıtlan, Zürih ve Madrid'den sonra, şu sıralar Paris'te Geor- ges Pompidou Merkezi'nde sergüeniyor. Ser- ginin küratörlüğünü. Beuys'un yakın dostu HaraM Szeemann üstleniyor. Sanatpnın enstalasyonlannın yanı sıra de- senlerini bir araya getiren böylesi kapsamlı bir Beuys sergisi, Fransa'da ilk kez gerçekleş- tiriliyor. Serginin, Beuys'un daha önceki yer- leştirmelerine sadık kalarak düzenlendiğini belirten Szeemann, Beuys olmadan bir Beuys sergisi gerçekleştirilemeyeceği görüşünü "bu- dalahk" olarak tanımlıyor. 'Herkes bir sanatçıdır' 1921 yılında Krefeld'de doğan Beuys, sa- nata okul yaşamı sırasmda ilgi duymaya baş- ladı. Aiiesiyle birlikte taşındığı Cleves'de okulu bitirdikten sonra üp eğitimi almayı planlayan Beuys, bu karanndan vazgeçerek askere yazıldı ve pilotluk eğitimi aldı. Ikinci Dünya Savaşı sırasmda birçok hava saldınsı- na katılan sanatçı. geçirdiği bir uçak kazası- ndan sonra karada da savaşa katıldı. Birçok kez yaralandı ve tutsak düştü. Savaş sonrasında Cleves'e geri dönen Be- uys. Güzel Sanatlar Akademisi'ne gjrdi. Bu- rada sanat tarihi, edebiyat, din ve doğa felse- fesi konulannda da eğitim gören Beuys, Aka- demi yıllanndan sonra akhndaki 'sanat kav- ramı'nı ortaya koymak için çahşmalanna başladı. 1960'b yıllarda sanat tarihçisi Wffl Grob- mann tarafından 'pop art' sanatçılan arası- nda sayılan Beuys, topiumsal plastik' olarak adlandınlan ve geleneksel heykel kategorisi- ne sokulamayan yapıtlanyla böyie bir izle- nim uyandırmışü. Herkesin bir sanatçı oldu- ğunu kabul eden Beuys, "Plastik, sosyal alanın tümünün yenilenmesi için temel oluştu- rur ve birdüşünce, «sıya bağlı, sosyal bir heykel olur" düşünçesiyle hareket ediyordu. Beuys'la çalışan Klaus Staeck, sanatçıyı şöyle anlatıyor: "Beuys, kelimenin etimolojik anlamıyla. bir radikaldir. Sanatı y aşamuı mer- kezine yerleştiren bir sessiz devrimcidir." Sa- nata "politik boyutlannı geri veren sanatçı" olarak nitelendırilen Beuys'un ölümünden sonra işlerini bir araya getirip sergiler düzen- leyerek arusını yaşatmaya çalışan Harald Szeemann, Le Monde gazetesiyle yaptığı söyleşide, Pompidou'daki sergiyle ilgili bilgi vermiş: Heykelden çok enerjik aygıtlar - Beuys olmadan bir Beuys sergisi açmak mümkün mü sizce? Beuys'un ölümünden sonra sergileneme- yeceği düşüncesi büyük bir budalalıktır. Be- uys sadece sosyal bir teorinin yaratıcısı değil- dir. Geride birçok önemli iş de bırakmıştır. Darmstadt, Kassel, Krefeld, Stuttgart veya Schaffouse'daki işleri yerinden oynatılamaz. Onlan oraya Beuys yerleştirdi. Ama Erîch Marx koleksiyonu, Duisburg'- daki Bastian koleksiyonu, Berlin, Eindho- ven, Paris, Zürih ve dığer yerlerdeki işleriyle sessizbir devrimd Joseph Beuys'un (sağda), eserleri 'Tramvay Durağı' (yukanda), 'Keçeden Kosfüm' (solda) sergüeniyor. büyük bir sergi gerçekleştirme olanağını bul- dum. - Beuys'un işlerini nasıl yerleştirdiniz? Estetik bir iş, soluk alan bir organizmadır. Bu benim başlangıç noktam oldu. Beuys'un işlerini nasıl yerleştirdiğini ve onlan nasıl bağımsız kıldığıoı kavrayabihnek için Darmstadt'a gittim. İşlerinin çevresine yay- masını istediği enerjiyi ortaya çıkartabilmeyi amaçlıyordum. Enerji alanlanyla, mitlerie yönlenen tarzını göstermek istedım, Beuys'le 20 yülık taruşıklığımız vardı. Onunla çok calıştım. Nasıl çalıştığıru biliyo- rum. Beuys sanat kavramının sınırlannı ge- nişletmek istiyordu. Çünkü o, bir politikacı- dan, sosyal bir teorisyenden önce, bir sa- natçıydı. İşleri, geneUikle heykelden çok eneıjik aygıtlardı. fşler geldikçe onlan teker teker inceiemem gerekti. Yerleştirdikçe de onlann Beuys'un istediği enerjiyi verip veremediklerine ya da iyi yerleşip yerleşmediklere baktım. Duyarlı- lık, öznellik ve doğal olarak mekan çok önemliydi. JORG IMMENDORF (DüsseldorJ Güzel Sanatlar Akademisi'nde Beuys'un öğrencilerinden) Küçük bir sınıftık, atölyede ressamlar, heykeltıraşlar, -nesnelerle çalışanlar- her tür- lü sanatçı vardı. Çoğunluğu beri ve Palermo gibi ressamdı. Beuys bu durumu kolayca ka- bullendi. Yöntemlerle değil, herkesin İcendini ifade etme tarzıyla ilgjleniyordu. Kesinlikle dogmatik değildi. Öğrenciierinden yalnızca bir şey isterdi: Kendi yollannı bulmalan. Işte bu yüzden büyük bir sanatçıydı. Güzel sanat- lar akademilerinde profesörlerin çoğu öğren- cüerine kendi tarzlannı empoze eder ve anırlandınr. Böyle bir şey, Beuys'la söz ko- nusu bile değildi. Derste az konuşurdu. Bir çahşma konusunda değerlendirme yaptığı çok enderdi. Uzaktan bakar ve bir kelime söylerdi: "İyi" veya "sıfir". Her ne kadar yargılanru anlamak biz öğrenciler için zor da olsa. herkesi kendi yoluna gitmeye kendi di- lini bulmaya zorluyordu. Bir gün bir tuval üzerinde çalışıyordum, ama resmin sonunu getiremiyordum. Sonun- da fırçayla resmin onasına bir haç çizdim ve "Artık resim yok" yazdım. Tam o sırada gel- di ve şöyie dedi: "Güzel bir resim". Bir anda başansızlığı başanya dönüştürdü. Büyük bir gûç izlenimi veriyordu. Bu yüz- den sayısız portresini çizdim. SARKİS {Beuys ile 1960 7/ yılların sonunda tanıştı) 1968 kuşağından sofıra gelenler, Beuys'tan çok şey öğrendi. Eğer bugün. anlam bakı- mından boş olmayan, bireysel soruna. kişisel mitolojiye eklenmiş bir obje sanatı v arsa, bu, onun mirasıdır. Paris'te kurumiar. galeriler ve eleştirmenler Beuys'dan mahrum kaldı. Beuys'un sanat süreci. Almanya'nın tarihı- ne denk düşüyor. O da ban sinemaalar gibi tarihle yeniden ilişki kurmak, büyük Nazı gösterişine büyük bırgösteriyle yanıt vermek istedi. Üstelik Marksizmin sanat dün>asına demir attıgı bir çağda, o Marksist değildi. Onun entelektüel cimnastiğini, sınır tanı- mazlığını, genç kuşakta Nazizmin yaratüğı kanşıklık çukurunun üzerinden atlayıp dur- masına bir anlam veremediler. Beuys'un sa- yesinde Almanya, tarihine dokunma kor- İcusunu yendi. BOLTANSKI (Onu tammamakla beraber, onu kendisine baba olarak kabul etti.) Benim kuşağımın birçok sanatçısı gibi iki tane babam var: Beuys ve Warhol. Bu iki adam arasında bir paralellik kurulabilir: Her ikisi de geleneksel sanaf düşüncesini aştı. Warhol bir ressamdı, ama müzik ve sinema da yapardı. Beuys heykeltıraştı. ama politika >aptı. Her ikisi de klasik sanatçı ve medyatik simgeler. VVarhol büyük bir ressamdı. Beuys büyük bir heykeltıraş.Beuys Hıristiyan geleneği içinde. "Ben esinli, seçtlmiş biriyim, sanatım sanatür, çünkü onu yapabiliyorum ve denevi- me ulaştırabUiyorum" düşüncesine sahipti. Beuys, esinli sanatçının ana ömeğidir. 'VVar- hol tam tersine, din karşıtı, esinsizdi. Sa- natçının müdahale etmemesini öğütlerdi ve nereye gitüğini bilmediğini ve bunun hiçbir önemi olmadığmı söylerdi. DCVIITRJYEVIÇ: (1971 yılında Nantes'da sergi açtığında Be- uys da Nanıes 'da yapularını sergiliyordu, ar- kadaş oldular) I969'da Beuys'un işlerini ilk gördüğümde bir heykelüraş için garip malzemeler kul- landığını, ama yine de son klasik sanatçı ol- duğunu düşündüm. Bunu hala düşünüyo- rum. Son klasikti çünkü nesnelerin biçim ka- bartılanyla yakından ilgileniyordu, onlan sunmak için plastikçi bir bakış açısı vardı. Benim kuşağımın sanatçılannda bu yok. Gencay Gürün Kümîr Servisi - Istanbul Şehir Tiyatro- lan Genel Sanat Yönetmeni Gencay Gürün açığa alındı. yerine vekaleten Erol Keskin atandı. Gürün'ün. kendisi aleyhine düzenle- nen müfettiş raporunun soruşturulmasının "selameti apsından' açığa alındığı belirtildi. Bedrettin Dalan ın Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Genel Yayın Yönetmenliği'ne getirilen ve Nurettin Sö- zen'in başkanlığı döneminde vasal ataması gerçekleştirilen Gürün için, aynı dönemde aleyhine yapılan yazıb şikayet üzerine bir müfettiş incelemesi gerçekleştirilmişti. Inceleme sonucu düzenlenen, Teftiş Kuruiu Başkaru Haüe Karaçengel ve mü- fettiş Gülsen Özakman imzalı 6.1.94 tanhli ve 229-66 sayılı müfettiş raporu, Taj-yıp Erdoğan'ın Büyükşehir Belediye Başkaru seçilmesinin ardından soruşturmaya ahnmıştı. On altı maddeden oluşan, söz konusu raporda. Gürün'ün aralannda Başdrama- turg Füsun Akadı'run da bulunduğu bazı kişileri yönetmeüğe aykın olarak ve sınav koşuluna uyulmaksızm kadroya aldığı, ko- nuk sanatçılann ücretlerinin tahrif edilerek 211 mılyon zarara yol açıldığı, yönetmeliğe aykın olarak ban imtiyazlı oyunlara iki kez gala yapılarak 49 milyonluk zarara ne- den olunduğu, vasal olarak reddedildiği hal- de Semih Saçbüker'in sözleşmeü olarak kadroya aünıp Gürün'e şoforlük yapüğı ve hukuka aykın olarak kendisine çay ocağı tahsis edilerek kurumun 45 milyonluk za- rara sokulduğu. "Evita" müzikalinin ku- ruma milyarlara varan zarara neden ol- masına karşın Gürün'ün 329 milyon şahsi kazanç elde ettiği belirtilmekteydi. Kültür îşleri Daire Başkaru ve Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Demiröz konuya ilişkin olarak "Genel Sanat Yönet- menliği'ne kurumun mevcut kadrosu içinden sanatının ehli bir sanatçı getirilecektir. Yö- netim Kurulu için de. Savın Başkanunızuı atama yetkisini mevcut sanatçdardan vana kullanmasından yanayım. Repertuvar kuru- lunun da çok ciddi tiyatro adamlarından oluşması için elimden geleni yapacağım" dedi. LeosJanacek OdaOrkestrası, İstanbul'a geldi Kültür Servisi - Leos Janacek Oda Or- kestrası, dün Viyana'dan havalanan Avus- turya Havayollan'na ait bir uçakia Istan- bul'a indi. 22. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali çerçeyesinde bugün ve yann saat I9.00'da Aya İrini'de konser verecek olan topluluğu izlemek üzere yurtdışından da izlevici geldi. Sanat yönetmenliğini Zdenek Dejmek'in üstlendiği Leos Janacek Oda Orkestrası, bu akşarnki konserinde Jan Vaclav Stamic, Corelli, Grieg ve Dvorak'ın yapıtlannı seslendirecek. Topluluğıuı yann akşamki konserinde ise Çek besteci Josef Myslivecek, Mozan, Vivaldi, John Ireland ve Leos Janacek'in yapıtlannı din- leyeceğiz. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Baykam'dan 'Mustafa Kemaller Görev Başına' Kültür Servisi - Geçen günlerde açtığı "Ku- vayi Milliye" adlı sergisi ile adından sözet- tiren ressam Bedri Baykam'ın "Mustafa Kemaller Görev Başına" adlı kitabı yayı- mlandı. Sergileri. yan ve kitaplanyla de- mokrasi savaşunma katkı sağlamayı amaçlayan Baykam'ın başta Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu olmak üzere tüm devrim şehitlerine adadığı bu kitabında sa- natçının Toktamış Ateş, Ergün Aybars, Nuşin Ayiter, Hikmet Çetinkaya, Emin Çölaşan, Oktay Ekşi, Bozkurt Güyenç, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Özer Ozankaya, Yekta Güngör Özden, Türkan Şaylan, Ilhan Selçuk, ^rafettin Turan ve Ünsal Yavuz'la; Mustafa Kemal, Kema- lizm, Kurtuluş Savaşı. laiklik. din, ikinci cumhuriyetçiler ver bu dorultuda kimi kavramlann «tartışıldığı söyleşileri yer alı- yor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle