29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN1994 PERŞEMBE HABERLER Sağlar'dan Gökçek'eeleştiri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Kültür Bakanı ve SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek'in icraatlanrun "Anayasayı paspas gibi çiğnediğini!' söyleyerek "Çöplükten gelen adam bu kadarolur"dedi. Sağlar, Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi'nde, Ankara'daki RP'li belediyelerin işten attığı işçi ve memurlann dün düzenlediği toplantıda yaptıgı konuşmaya, sendika yönetimlerinin, ŞHP'ye yönelttiği eleştirileri yanıtladı. Sağlar, SHP'yi sessiz kalmakla suçlayan işçilere, RP, ANAP ve DYP binalan önündeeylem yapma çağnsında bulundu. Erbakan, Özal'ı övdü •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Türkiye'de düşünce ve inanç özgürlüğunün olmadığını. eskj Cumhurbaşkaru Turgut özal'ın baa konularile birlikte düşünce ve inanç özgürlüğünün getirilmesi için çaba gösterdifjni söyiedi. Erbakan. partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada laikliğin, dünyanın hiçbirülkesinde Türİciye'deki gibi uygulanmadığını savundu. Yılmaz, ABD'den döndû •ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu)- Dünya Forumu toplantısına katılan ve ABD yönetimi ile Kongre temsilcileriyle görüşen Mesut Yılmaz Türkiye'ye döndü. ABD'den dönen ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ABD kongresinde Türkiye karşıtı Iobilerin güçlü konumda bulunduklannı ve Türkiye'nin insan haklan konusunda askeri dönemlerde bile karşılaşmadığı eleştirilere hedef olduğunu belirtti. 2Temmuz için yasa önerisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-SHP Sıvas Milletvekili Azimet Köylüoğlu, geçen yıl Sıvas' ta Madımak Oteli'nde yakılarak katledilen 37 kişinin anısına, 2 Temmuz'un, "sevgi, banş, demokrasi ve kardeşlik için mücadele günü" olarak kutlanması için yasa önerisi hazırladı. Köylüoğlu'nun hazırladığı 3 maddelik yasa önerisinde, "Sevgi, banş, demokrasi ve kardeşlik için mücadele gününde, mülki amirlerden önceden izin alınarak, açık-kapalı toplantı, gösteri. yürüyüş, panel veçeşitli etkinliklerin yapılabileceği" hükme bağlaruyor. Gazeteci Fahri Somer öldü •İSTANBUL(AA)- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Spor Yazarlan Demeği üyesi Fahri Somer, dün Istanbul'da öldü. Uzun yıllar sporyöneticiliği ve TSYD Onur Kurulu Başkanlığı da yapan Somer. Tercüman gazetesinde yazar olarak çalışıyordu. 68 yaşmda ölen Somer'in cenazesi, yann Fatih Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Kozlu Mezarlığı'nda toprağaverilecek. Burhan Günel'e 6 ay lıapis •Haber Merkezi -Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi, yazar-yayına Burhan Günel'i, tiyatro. sanatçısı Numan Bektaş'ın "Direnme ve Yenilme Kanunu"adb oyununu yayınladığı gerekçesiyle 6 ay hapis, 50 milyon lira para cezasına çarpürdı. Aynı mahkeme Numan Bektaş'ı da sözkonusu oyun nedeniyle yargılamış ve iki yıl hapis 208 milyon lira para cezası ilecezalandırmıştı. Bulgaristan'la sınır kapısı •SOFYA (AA) - Türkiye ile Bulgaristan arasındaki sınır kapılannın sayısı 3'eçıkıyor. Ön hazırük çalışmalan tamamlanan projeyegöre Dereköy ile Kapıkule arasında Hamzabey kasaBasmda yeni bir gümrük kapısı daha açuacak. Arsa vurgunununcuh: ORUS A:. şağıda arkadaşımız Miyase İlknur'un özelİejtirme kapsamına alınan Orman Ürünleri Sanayii Kurumu'nun (ORÜS) Boiu yöresindeki ışletmelennde yaptıgı gözlemleriizleyeceksiniz. Ilk bakışta özelleştirilmeyi bekleyen PTTgibi, Petkim gibi büyük kuruluşlardururken ORÜS gibi görece küçük çaplı bir işletmenin bu dızı kapsamına alınması yanlışgelebılir. Ancak biz özelleştirme salgınınm nasıl kamu mülklerinin tümünü sardığını kanıtladığı için ORÜS"ü önemli buluyoruz. Üstelik az sayıdaki işietmesi, oldukça düşük "zarar"ı ve gene az sayıdaki çalışanına bakıpORUŞ'ü küçümseyemeyiz. ORÜS milyonlarca ve milyonlarca orman köylüsünü ve kırsal kesimde kamyon taşımacılığında çok büyük biristihdamı dolaysız etkiliyor. Ama kanımızca ORÜS'teen ilginç olan yan, özelleştirmenin nasıl vurgunculuğa dönüştürüldüğünün çarpıcı bir örneği olması. ORÜS'ün arsalan altın değerinde. Talipliler oıman ürünleri sanayiinin özelleştirilmesini değil, arsalara el koymayı hedefliyoriar. TÜŞİADın, TTOB'nin. hatta KOİ'nin özelleştirme politikalan ile uyumlu mu bu acaba? Ormanıbasbbirkeder...MtYASE ILKNUR Hükümetin özelleştirme kapsamına aldığı ORÜS (Orman Ürünlen Sanayii Anonim Şirketi). 23 işletme ve44 üretim tesisi ile Türkiye ve Ortadoğu'nun en büyük, Avrupa'nın ise sayılı entegre te- sislerinden biri. Yılda ortalama 300 mil- yar lira katma değer yaratıyor. Bunun yanı sıra ORÜS'ün paha biçilmez mal- varhklan da iştah kabartıyor. Diğer KİT'ier için kullanılan "arpa- lık, ekonominin kamburu, çiftlik" gibi tanımlamalar ORÜS'e uymuyor. Çün- kü ORÜS'ün ne personel fazlalığı var ne de büyük zararlan. Üstelik 1991 yılı- na kadar kar eden bir kamu kuruluşu. Ne üretimde ne de fıyat oluşturmada te- kel konumunda. Ancak TSE belgeli ka- liteli üretimi ve fıyatı ile piyasada düzen- leyici bir işlev taşıdığı da bir gerçek. 1991 yılından sonra inişli çıkışlı bir grafık çizen kar-zarar tablosu üretim ve satış faaliyetlerinden kaynaklanmıyor. Yönetiminyanlışithalatpolitikası vese- çim yıhnda üriin zamlannın zamanında yapılmayışının yanında ücretlerdeki yüzde 217'lik artış, ne seçim yatınmı ya- pan hükümete bir şey kazandınyor ne de o tarihe kadar kendi yağıyla kavru- lan ORÜS'e... Sonuç; ORÜS kar eden şirketler liste- sinden zar,ar edenler listesine adeta zorla kaydınlıyor. Ama buna rağmen, zaran ekonomiye yük getirecek oranda değil. Geçen yüki zaran yaklaşık 35 milyar li- ra. O halde ORÜS niçin satılıyor? Akla üç ihtimal geliyor. Birincisi hükümet, "dostlar alışverişte görsün" mantığın- dan hareketle satılması diğer KİT'lere oranla daha kolay görünen OR ÜS'ü sa- tarak özelleştirme konusunda prestij kazanmak istiyor. İkinçi ihtimal. ORÜS'ün kent mer- kezlerindeki trilyon- larla ifade edilen de- ğerli arsalanna göz koyan özel teşebbü- sün işi kolaylaşünlı- yör. Üçüncü ihtimal daha masum. devle- ün arük 35 milyar li- ralık bir zarara bile dayanacak gücü kal- mamış. O RÜS Genel Müdürlüğü'nün bulunduğu Bolu'da tedirgin olan sadece işçiler değil. Orman köylüsü, nakliyeci, esnaf, yükleme işçileri, hepsi tedirgin. İşçiler ise olup bitenden habersiz. toplam 4018 kişi çalışıyor. Yani İJ >ıl öncesine göre 897 kişi daha az. ORÜS- te ücretler özel sektöre göre yüksek. Ama bunu tersten söylemek daha doğ- ru. Orman ürünleri sanayiinde işçi üc- relleri özel sektörde utamlası düzeyde düşük. ORÜS'ün bugüne kadar dış pazara açılma konusunda ciddi bir girişimi ol- mamış. 1990 yılından itibaren ufak çap- ta ihracat bağlantılan yapan kurum. önümüzdeki yıl için 140 milyon dolarlık ihracat bağlantısı kurmak amacıyla şimdiden kollan sıvamış. Bugünkü kur uzerinden 4 trilyon 890 milyar tutann- daki bu ihracat bağlantısı. ORÜS'ün özelleştirilmesi için KOİ'ce saptanan sa- tış değerini kat kat aşıyor. İhya olan ithalatçılar ORÜS. ilk kez 1993 yılında ıthalat yapmaya zorlandı. Eylül ) 993]te Or- man Genel Müdürlüğü ile ORÜS ara- sında çıkan anlaşmazlık yüzünden dışa- ndan tomruk ithal edildi. Oda yetmedi. ORÜS, ithalatçt özel şirketlerden tom- ruk satın alarak üretim yapmaya zor- landı. Bu durum hem stoklan elindeçü- rüyen Orman Genel Müdürlüğü'nü zora soktu hem de tomruk ithalatçılan- na kaynak aktaran ORÜS'ü. ğiPdi. Üstelik hükümetin "seçim ja- tırum"1 bu kadarla da kalmadı ve orman sanayiinde çalışan işçilerin ücretlerine yüzde 217 oranında zam yapıldı. Ham- madde girdilerinde yüzde 47. işçilik ma- li>etlerinde ise > üzde 217'lik artışa kar- şılık ORÜS ürünlerinin flyatında ise sa- dece yüzde 42'lik arlış yapıldı. Seçim ekonomisi bunu gerektirivordu. Ürün fiyatlanna yapılan zam. hammadde gir- dilerindeki artışın bile altında kaldı. Böylece ORÜS 1991 yılını 111 milyar TL. zararla kapattı. Semıaye arttırımı 1980li yıllarda "Demir Lady"nin İn- giltere'de estirdiği özelleştirme rüzgan. Orta Avrupa'yı aşarak Türki>c'\e ulaş- tı. Türk ekonomisinde KİT'ler ekono- mide taşıdıklan işle\lere bakılmaksınız "istenmeyen çocuk" ilan edildiler. Ser- best pivasa ekonomisinin mimarlan. prensleri ve prensesleri KİT'lerde en ya- şamsal yatınmlann yapılmasına dahi izin vermediler. KİT>öneticilerinin ser- maye arttırma talepleri de reddcdildi. Para için Hazine'ye başvuran yönetici- lereözel bankalann>olugösterildi. Faiz batağı böyle başladı. Böylece ORÜS'ün özelleşürilmesinde kamuoyu \aratmak üzere gereksindikleri temeli de sağladı- Kuruluş öykiisü ORÜS'ün temelle- ri 1944 yıhnda Ayancık ve Kaz- dağı'nda birkaç öze) fabrikamn satın alı- nmasıyla atıldı. Sayı- lan gitgide artan bu fabrikalar, o tarihler- de Orman Genel Mü- dürlüğü'üne bağh olarak faaliyet göste- riyorlardı. 1969 yılında Orman Ba- kanlığı kurulunca devrahnan tesisler hakkmda gerekli ya- sal düzenlemeler yapılarak 5 Ocak 1970 .tarihinde Or- man Ürünleri Sana- yii Genel Müdürlüğü "ORÜS" kurul- du. 1978 yılından itibaren OR-KOOP projelerine başlayarak Orman Köyleri Kooperatifleri Birlikleri'nin kereste fab- rikalan kurmalanna öncülük eden ORÜS, hedeflediği yapısal degişiküğe 22 Ekim 1983 tarihinde kavuştu. Hazır- lanan 2929 sayılı yasa ile bağımsız bir KİT olma özelliğini kazanan ORÜS Genel Müdürlüğü'nün adı da Orman Ürünleri Sanayii Kurumu oldu. Bugün ORÜS. odun hammaddesini en ileri düzeyde değerlendiren. bü>aik bir bölümü entegre hale getirilmiş 19 ke- reste. 11 parke. 3 yonga levha, 3 kont- raplak, 2 kaplama, 1 lif levha. 1 çimen- tolu levha, 1 ambalaj sandığı ve 1 emp- renye tesisini kapsayan 42 adet fabrika ile 20 ayn kurumu bünyesinde bannda- ran Türkiye ve Ortadoğu'nun en büyük orman kuruluşu. ORÜS, tesislerinde ürettiği 9 çeşit ürünle orman ürünleri sanayiinde yüz- de 12-15 pazar payına sahip. Kapasite kullanım oranı özel sektöre göre her za- man daha yüksek. ORÜS'e ait tesislerin büyük bir bölü- mü tüm teşvik tedbirlenne rağmen özel sektörün gezmek için bile gitmediği kır- sal alanda, hammadde kaynağma yakın bölgelerde kurulu. Bu konumu ile ORÜS, fabrikalannda çalışan 4 bin işçi- den daha fazla yurttaşa nakliye ve pa- zarlama faaliyetlerinde istihdam sağh- yor. ORÜS'ün bağımsız KİT kimliğine kavuştuğu 1983 yılında. 4905 çalışanı vardı. Bugünkü personel sayısı geçen 11 yıllık süre içerisinde -şaşırtıa ama ger- çek- artacağına azaldı. Bugün ORÜS'te nusu. Teklifler açıklandıktan sonra, ORÜS'te çahşanlar ve kurumun mal- varlığını bilenler neredeyse küçük dille- rini yutuyorlardı. Malvarlıklanyla kı- yaslanarak verilen teklifler değerlendı- rildiğinde gerçekten de teklif edilen fi- yatlar arsa değeri uzerinden bile hesap- lanşa çok komik kalıyor. Örncğin Düzce ORÜS İşietmesi, 96 dönümlük bir arsa üzerine kurulu. Fab- rika binasının dışında birsosyal tesis, 29 lojman ve misafirhaneden oluşan tesis- lere verilen en yüksek fiyat 6 milyar lira. Bölgedeki emlak eksperleri sadece arsa- ya 200 milyar değer biçiyorlar. Antalya işletmesine 12 milyar lira teklif verilmiş. Antalya'nın şehir merkezinde çamlar arasında bulunan 99 dönüm arsa üzeri- ne kurulu işletmede. fabrika dışında 17 lojman. bir sosyal tesis ve bir eğitim bi- nası bulunuvor. Turizmcilerin gözüne kestirdiği bu arsanın bugünkü gerçek değerinin I trilyonu bulacağı belirtili- yor. ORÜS'e son satış ilanının ardından kimlerin talip olduğu da bir sır. Bunu sadece KOİ biliyor. Ancak işletme için- den sızan bilgilere göre Antalya tesisle- rine Llusoy Turizm talip olmuş. Şevket Demirel'in öteden beri ilgı alanına giren ORÜS'e alıcı çıkması pek ihtimal dahi- linde görülmüyor. Cumhurbaşkanı'nın bıraderi olmasınm yaratacağı spekülas- yonlan düşünerek Şevket Demirel'in ORÜS'e talip olmayacağı belirtıliyor. Ancak yine de belli olmaz. Geçen yıl or- man ürünlerine yapılan zamdan birhaf- ta önce ORÜS yönetimi tarafından ha- berdar edilerek yüklü miktarda mal stoklayan Şevket Demirel "Ne var bun- da?" demişti. O nedenle ORÜS'e talip olursa şaşmamak gerek. Bu arada şaşırtıa bir durum daha var. ORÜS özeüeştirilme kapsamına alındı- ktan sonra kuruma bağlı üç yeni işletme daha kuruldu. Arda- nuç. Şavşat ve Kalkım'da 6 milyar lira harcanarak "yeni" yatınm yapıldı. Bununla da kalmmadı. Azerbay- can'la ortak bir tesis kurma karan alındı. Azerbaycan'da ku- rulan tesisin yüzde 20'si tamamlanmış durumda. Özelleştiri- lecek bir şirket için neden yeni yatınmla- ra girişildiğinı kimse anlayabilmiş değil. ORÜS'ün Karacasu tesislerinde 23 işyeri temsikisi ve sendika yönetimi ORLS'e talip olmayı kararlaştırdı. ORÜS yönetiminin dolarla tomruk ithal edip Türk I.irası ile satmak zorun- da bırakılması, zarannın yıldan yıla art- masına yol açarken dışandan tomruk ithal edip ORÜS'e pazarlayan özel şir- ketler de bu arada ihya oldular. 1993'te ithal tomruk için ORÜS'ün kasasından çıkan para 500 milyon do- lar. Oysa o tarihte Orman Genel Mü- dürlüğü ileiç piyasada toplam 3 milyon metreküp tomruk stoku vardı. Nitekim Orman Genel Müdürlüğü'ndeki 1.5 milyon metreküp tomruk çürüdü. Fi- yatlar da 1 milyon 900 bın hradan 900 bin liraya düştü. Kârdan zarara ORÜS'e ithalatta aracılık yapan şir- ketlerin başında Okumuşlar AŞ geliyor. Rusya'dan ithal ettiği çam, göknar, ka- ym ve ladini ORÜS'e satan Okumuşlar şirketinden başka Mersa, Boyacıoğlu. Orfen. Bulvelin CO. Orpa AŞ. Orfen, Öney Blok kuruma ithal tomruk ve or- man ürünleri satarak epey (hem de epey) para kazandılar. ORÜS ürünleri büyük öiçüde inşaat scktöründe kullanılıyor. Körfez Sa- vaşı'nın Türk ekonomisinde. özel ola- rak inşaat sektö. ünde yarattığı darbo- ğaz. ORÜS'te de geriye gidişin başlan- gıa oldu. İnşaat sektöründeki durgun- luk, kereste stoklannın büyümesine yol açtı. ORÜS'e ikinci darbeyi Körfez Sa- vaşı'ndan sonra gelip dayanan 1991 er- ken genel seçimleri vurdu. Girdilerdeki artışa rağmen devrin hükümeti seçim- den önce "zam yapacak kadar enayi de- lar ORUS de diğer KIT'ler gibi gerekli yatınmlan zamanında yapamadı. Bazı üretim teknolojilerinde çağın 10-15 yıl gensinde kalmış durumda. ORÜS'ün 165 milyar ödenmış serma- yesını 600 milyar liraya çıkarma istemı gerçckleştırilemcdı vc ORÜS. işletme sermayesı açısından darboğaza sokul- du. Girdilerdeki artışa rağmen seçim yatınmı nedeniyle ürün fiyatlarındakı artış da geciktirıİince knz daha da büy ü- dü. Artık yüksek fai/le kredı \eren özel bankalardan başka baş\urulacak kapı kalmamıştı. 1991 yılına kadar sürckli kar eden ORÜS. 1991 yılında III. I992'de 37. 1993 yılında dâ 270 milyar lırazararetti. 1993 yılında işletme faali- yetlerinden ötürü 30 milyar kan olan kurumun. faiz gıderlenndcn dolayı. bi- lançozaran 271 mılyara ulaştı. ORÜS'- ün sermayesi o yıl I trilyona çıkanldı. Ama çok geç kalınmıştı. Bu ancak borç- lannı ödemcycyetti. ORÜS, görücüye çıkıyor ORÜS. özelleştirme kapsamına alın- dığı 20 Mayıs 1992 tarihinden bu yana 4. kez satışa çıkanldı. 5 Nisan 1993'te verilen ilk satış ilanlarında. sadece Düz- cc, Antalya, Ardeşen se Bafra gibi "ar- salan değerli" fabrikalann satışa çıka- nldığı duyuruluyordu. İşin ilginç yanı. Kamu Ortaklığı İda- resi (KOİ), satışa çıkardığı fabrikalar için herhangi bir muhammen (tahmini) bedel koymamıştı. Müşterilenn satın al- mayı düşündüğü fabrikalara hangi ora- nı bazalarak teklif verdikleri merak ko- ORÜS'e işçiler talip ORÜS Genel Mü- dürlüğü'nün bulun- duğu Bolu'da tedir- gin olan sadece işçiler değil. Orman köylü- sü. nakliyeci, esnaf. yükleme işçileri. hep- si tedirgin. Bolu'da ormanı keder basmış. Bu besbelli. En çok tedirgin olması gere- ken işçiler ise olupbi- tenden habersiz. Ör- gütlü bulunduklan Ağaç-İş Sendikasf- nın ORÜS'te çalışan üyelerinı bu konu- da aydınlattığı da söylenemez. Gene de 17ha/ırangünüORUS"ün Karacasu tesislerinde 23 işletmenin işyeri temsilci- si \e sendika yönelimi bir araya gelerek ORÜS'c talip olmayı kararlaştırdı. ' Bolu'da «örüncn o ki ORÜS'ün özcl- leştirilmcsinden cn büyük kaygıyı or- man köylüleri ve Orman Mühendisleri Odası duyuyor. Orman Mühendisleri Odası'nın kay- gılannı Bolu Şubc Başkanı Salih Sön- mezışık dört ana başlıkta toplayarak şöylesıralıyor: "Özelleştirme öncelikk ormanlar üze- rinde büvük tahribata yol açacak. ORÜS'ün özelleştirilmesiyle işsiz kala- cak işçi ve orman köylüleri geçimlerini sağlayabilmek için olanca güç/eriyle or- mana saldıracaklar. ORÜS bilindiği gibi piyasada fivat. kalite ve standartta istik- rar unsunıdur. Özelleştirmeden sonra bu istikrar ortadan kalkacak. En önemlisi Orman Genel .Müdürlüğü'nde değerlen- dirilmeyen ürünler değerlendirilerek üre- tim japan ORÜS özelleştirilirse özel sektör işin kolayına kaçacak \e değerien- dirilmeyen ürünler elde kalacaktır. Bana göre öncelikle kurum özelleştir- me kapsamından çıkanlarak iyileştiril- meli ve Orman Genel Müdürlüğu'ne di- ke> entegre ile bağlanmalı. Arsalan ve kar eden şirketleri satılmalı. Sağlanan gelirle diğer fabrikalann tamamı iyileşti- rilebilir." YARIN: Özelleştirme mi demokrasi mi? PERŞEMBE ORHAN BURSALI Polrökacı Aranıyor... TV'de kadın psikolog, canlı yayında izleyicilerden ge- len soruları yanıtlıyor. Soruların çoğu derin psikolojik bunalımlar üzerine. Karamsarlık dizboyu. Kadın psiko- log, telefonun ucundaki hastalarına bütün kötü düşünce- leri bir yana bırakmayı, "İşte yaşıyorum, varım; güneş yine doğdu; çiçekler ne güzel; bunlar da geçecek" şek- linde düşünmelerini öğütiüyor. Psikoloğumuzun arka ekranında, Munch'un isveç'teki müzeden çalınan ve yine bulunan ünlü "Çığlık" tablo- sundaki çığlık atan kadının o zihinlerden kolay silinmez yüzü. Öndeki ses ise "Lütfen olaylara iyi yönlerinden bakı- nız!'" diyor. Bir süre için sanki ekran kararıyor, psikoloğun yüzü değişime uğruyor ve Başbakanımızın yüzüne dönüşü- yor. Arkasında çığlık çığlığa bir Türkiye tablosu. ••• "Ailesinin geleceği" açısından Türkiye'ye hiç güven- meyerek servetini yurtdışına transfer eden ve ABD'de mal mülk satın alan Başbakan ve Sayın Kocası'nın ülke- lerinde, önceki gün bir çığlık da bilim dünyasından kop- tu. 5 bilim adamımızın, kamuoyunun tartışmasına sun- dukları "Türkiye ve Dünya'da Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji" başlıklı 400 sayfalık raporda çizdikleri tablo, karamsarlıkta doğrusu Munch'un "Çığlık" tablosunu gölgede bırakıyordu. Ekonomısıyle, polıtikası ve pol- itikacısıyla, ahlakıyla vb. dibe vuran Türkiye'de bilimin de, Dünya'daki ileri ülkelerle, bilimsel - teknolojik geliş- melerle ve üretimle kıyaslandığında yerlerde süründü- ğü ortaya çıkıyordu: * Batı standartlarında tek bir üniversitesi yoktu. * Bilim ve teknik kurumları ve adamları, yoğuntuk, ka- lite, sayı ve örgütlenme olarak ülkeyi bilgi toplumu çağı- na taşıyabilecek özellikte değillerdi. İçinde bulunduğumuz durumu belgeleyen, karşılaştır- malı yüzlerce tablo, grafik, sayılar ve sayılar... Gerçi bazı bilim adamlarımız bu kadar büyük bir ka- ramsarlığı paylaşmıyorlar. Uluslararası dergilerde bi- lim adamlarımızın yayımlanan makale sayısının artarak son üç yıl içinde 1200'den 1700lere yükseldiğini, TÜBİ- TAK'ın özerkleştiğini, TÜBA'nın kurulduğunu, bilimde bir kımıldama yaşandığınr belirtiyorlar. Yine de bu sadece bir kımıldama. Türkiye ise bilimde bir sıçramanın sancılarını yaşa- mak ve bunu yapmak zorunda. Bu sıçramanın yolu da siyasetin bilime sahipçıkması- nr sağlamak ve ülkenin bir bilim politikasına kavuşması- dır. ••• Karnuoyuna sunulan rapor tam bu noktada susuyor. Bu ülkenin bilim ve teknolojinın kalkınmanın ve retahın vazgeçilmez unsurları olduğunu bilen bir tek politikacı bile yetiştiremediğini söylemiyor. Başbakanlık koltuğuna oturanlar arasında, ekonomik sıkıntılarımızın ve gelecek konusundaki karamsar tablo- nun bir kaynağının da, Türkiye'nin sağlam kayışlarla çağdaş bir yükseköğretime, bilim ve teknoloji motorları- na bağlı olmamasında yattığını gören bir lider çıksaydı, siyasi kadrolar olsaydı, bu rapor yazılmazdı. Bilim dünyamız şimdi bir yandan kendine çekidüzen vermeli, diğer yandan ülke yönetimınde, politikada ağır- lığını hissettirecek örgütlenme ve çahşmalara hız ver- melidir. Yoksa böyle daha çoook raporlar yazılır. ••• Bir çuvaldız da biz kamuoyu oluşturanlara... Raporun açıklanmasının ertesinde, kamuoyunu oluş- turan iletişim araçlarının sadece bir-ikisinde, Türkiye'- nin bu can alıcı temel sorunu üzerine cılız bir-iki haber çıktı. Çoğu iletişim aracı, sıradan haberlerini ve siyasetçi demeçlerini, "Süper", "Şok", "Azrail"vb. sözcükleriyle önemli kılmaya çalışıyor ve manşetlerde okura ve izleyi- ciye büyük ve önemli habermiş gibi sunuyordu. Bu ülkenin hayati sorunları nerede ve nasıl tartışılacak? CEMSEY acıkladılar. Tutuklu 6 milletvekîlinin avukatlari: Türkiye'ninAvrupa Konseyi. üyeliği askıya alınsın 9 BRÜKSEL - Tutuklu bulu- nan altı DEP milletvekilinin avukatlan. Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki üyeliğmin askıya alınmasını istediler. Aralannda Fransa'nın eski Dışişleri Bakanı Roland Dumas'nın da bulundu- ğu 14 a\ııkat. dün Türkiye'yi DEP davasıyla ilgili olarak Av- rupa İnsan Haklan Komıs- yonu'na şikayet etti. Fransız. Belçikalı, Alman. ts- panyol ve İtalyan avukatlann yanı sıra. Türkiye'den Feridun Yazar ve Hasip Kaptan'ın da aralannda bulunduğu. tutuklu DEP milletvekillerinin avoıkat- lan, Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na yaptıklan baş- vuruda, Türkiye'nin fnsan Hak- lan Sözleşmesi'nin 6, 10 ve 14. maddelerinı ihlal ettiğini öne sürdüler. Geçen mart ayında do- kunulmazlıklan kaldınlarak tu- tuklanan DEP milletvekilleri Hatip Dicle. Leyla Zana. Mah- mut Alınak. Sırn Sakık. Selim Sadak ve Orhan Doğan'ın sa- vunmalannı üstlenen 14avukat, müvekkillerinin gözaltı süresi- nin sözleşmede verilenden daha uzun tutulduğunu ve ifade öz- gürlüklerinin de sınırlandığını savundular. DEP'lilerin savunmasını üst- lenen avukatlar adına bir basın toplantısı düzenleyen Roland Dumas ve Fransız sosyalist mil- letvekili Selonge Royal. Tür- kiye'ye karşı hukuki ve siyasi mücadele yürüteceklerini be'lirt- tiler. Avrupa Konseyi Genel Sekre- ter Yardıması Peter Leprecfıt ile de görüşen Dumas ve Royal, Avrupa Komisyonu Parlamen- terler Meclisi'nin önümüzdeki toplantısında bu konuyu günde- me getireceklerini bildirdiler. Dumas ve Royal, toplantıda, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'- ndeki üyeliğinin askıya abnması için başvuruda bulunacaklannı Af Örgıitû'nden suçlama ; Uluslararası Af Örgütü '• (Amnesty International), Türk ' hükümetinin ifade özgürlüğü • konusundaki "saklınsım" hız- î. landırdığı suçlamasında buluna- ' rak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği * Konferansı'na (AGİK), Tür- - kiye'ye uzmanlar grubu gönder- . mesi çağnsında bulundu. Ulus- , lararası Af Örgütü tarafından yayımlanan "Türkiye: Muhalif sesler yeniden hapiste" adlı ra-', porda. "insan haklannuı ber saat ^ kötüye gittiği, işkence-yargKiz infaz ve kaybolmalaruı sıradan- '- laştığı, devletin Güneydoğu'da, çok sayıda köyü boşal&p yaktığı, | şehirierde avdınlann hedef haline geldiği, hükümetin PKK ile çaöş- ! ma> ı kendi \umaşlanna baskıyı, meşnılaştırmak iciır kullandığı"' görüşlerine yer verildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Büyukelçi Feriıat Atanun, Ulus- • lararası Af Örgütü'nün raporu- • nun gerçeklerle bağdaşmadığıru söylâi ve örgütün PKK'yi gör- mezlikten geldiğini savundu. Londra'dan Cumhuriyet e dün gönderilen yazılı açıklama- da. örgütün, Türkiye könusun-; daki raporunu da tamamladığı' belirtildi. Raporda, Güney- • doğu'da çatışmalar arttıkça, şe-'. hirlerdeki insan haklan ihlalleri-: nin de yükseldiği ve aydınlann "neder haline geldiği yer aJıyor. • Raporda, Türk hükümetine,. PKK "gerfllatan" ile mücadele , hakkı tanınmakla birlikte, hü- kümetin, bu çaüşmalan, siviller üzerindeki insan haklan ihlalle- rini "meşnılaştırmak" için kul-' landığı ileri sürüldü. "İnfaz mangalannuı" yapnğı türden cinayetlerin, yargısız in-' fazlann ve kaybolmalann arttığı savlanan açıklamada, insanla-; nn, bölücü propaganda yapük-' lan suçlamasıyla "demir par-' makhklann arkastna" atıldıgı' bildinldi. '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle