Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN1994 PERŞEMBE
HABERLER
Sağlar'dan
Gökçek'eeleştiri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Kültür Bakanı ve
SHP Genel Sekreteri Fikri
Sağlar, Ankara Anakent
Belediye Başkanı Melih
Gökçek'in icraatlanrun
"Anayasayı paspas gibi
çiğnediğini!' söyleyerek
"Çöplükten gelen adam bu
kadarolur"dedi. Sağlar,
Çankaya Belediyesi Yılmaz
Güney Sahnesi'nde,
Ankara'daki RP'li
belediyelerin işten attığı işçi
ve memurlann dün
düzenlediği toplantıda
yaptıgı konuşmaya, sendika
yönetimlerinin, ŞHP'ye
yönelttiği eleştirileri
yanıtladı. Sağlar, SHP'yi
sessiz kalmakla suçlayan
işçilere, RP, ANAP ve DYP
binalan önündeeylem
yapma çağnsında bulundu.
Erbakan, Özal'ı
övdü
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan,
Türkiye'de düşünce ve inanç
özgürlüğunün olmadığını.
eskj Cumhurbaşkaru Turgut
özal'ın baa konularile
birlikte düşünce ve inanç
özgürlüğünün getirilmesi için
çaba gösterdifjni söyiedi.
Erbakan. partisinin dünkü
grup toplantısında yaptığı
konuşmada laikliğin,
dünyanın hiçbirülkesinde
Türİciye'deki gibi
uygulanmadığını savundu.
Yılmaz, ABD'den
döndû
•ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu)- Dünya Forumu
toplantısına katılan ve ABD
yönetimi ile Kongre
temsilcileriyle görüşen Mesut
Yılmaz Türkiye'ye döndü.
ABD'den dönen ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, ABD kongresinde
Türkiye karşıtı Iobilerin
güçlü konumda
bulunduklannı ve
Türkiye'nin insan haklan
konusunda askeri
dönemlerde bile
karşılaşmadığı eleştirilere
hedef olduğunu belirtti.
2Temmuz için
yasa önerisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-SHP Sıvas
Milletvekili Azimet
Köylüoğlu, geçen yıl Sıvas' ta
Madımak Oteli'nde
yakılarak katledilen 37
kişinin anısına, 2
Temmuz'un, "sevgi, banş,
demokrasi ve kardeşlik için
mücadele günü" olarak
kutlanması için yasa önerisi
hazırladı. Köylüoğlu'nun
hazırladığı 3 maddelik yasa
önerisinde, "Sevgi, banş,
demokrasi ve kardeşlik için
mücadele gününde, mülki
amirlerden önceden izin
alınarak, açık-kapalı
toplantı, gösteri. yürüyüş,
panel veçeşitli etkinliklerin
yapılabileceği" hükme
bağlaruyor.
Gazeteci Fahri
Somer öldü
•İSTANBUL(AA)-
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti ve Türkiye Spor
Yazarlan Demeği üyesi
Fahri Somer, dün
Istanbul'da öldü. Uzun yıllar
sporyöneticiliği ve TSYD
Onur Kurulu Başkanlığı da
yapan Somer. Tercüman
gazetesinde yazar olarak
çalışıyordu. 68 yaşmda ölen
Somer'in cenazesi, yann
Fatih Camii'nde kılınacak
öğle namazından sonra
Kozlu Mezarlığı'nda
toprağaverilecek.
Burhan Günel'e
6 ay lıapis
•Haber Merkezi -Ankara
Devlet Güvenlik
Mahkemesi, yazar-yayına
Burhan Günel'i, tiyatro.
sanatçısı Numan Bektaş'ın
"Direnme ve Yenilme
Kanunu"adb oyununu
yayınladığı gerekçesiyle 6 ay
hapis, 50 milyon lira para
cezasına çarpürdı. Aynı
mahkeme Numan Bektaş'ı
da sözkonusu oyun
nedeniyle yargılamış ve iki yıl
hapis 208 milyon lira para
cezası ilecezalandırmıştı.
Bulgaristan'la
sınır kapısı
•SOFYA (AA) - Türkiye ile
Bulgaristan arasındaki sınır
kapılannın sayısı 3'eçıkıyor.
Ön hazırük çalışmalan
tamamlanan projeyegöre
Dereköy ile Kapıkule arasında
Hamzabey kasaBasmda yeni
bir gümrük kapısı daha
açuacak.
Arsa vurgunununcuh: ORUS
A:. şağıda arkadaşımız Miyase
İlknur'un özelİejtirme kapsamına
alınan Orman Ürünleri Sanayii
Kurumu'nun (ORÜS) Boiu
yöresindeki ışletmelennde yaptıgı
gözlemleriizleyeceksiniz.
Ilk bakışta özelleştirilmeyi
bekleyen PTTgibi, Petkim gibi
büyük kuruluşlardururken
ORÜS gibi görece küçük çaplı bir
işletmenin bu dızı kapsamına
alınması yanlışgelebılir. Ancak
biz özelleştirme salgınınm nasıl
kamu mülklerinin tümünü
sardığını kanıtladığı için ORÜS"ü
önemli buluyoruz. Üstelik az
sayıdaki işietmesi, oldukça düşük
"zarar"ı ve gene az sayıdaki
çalışanına bakıpORUŞ'ü
küçümseyemeyiz. ORÜS
milyonlarca ve milyonlarca
orman köylüsünü ve kırsal
kesimde kamyon taşımacılığında
çok büyük biristihdamı dolaysız
etkiliyor. Ama kanımızca
ORÜS'teen ilginç olan yan,
özelleştirmenin nasıl
vurgunculuğa
dönüştürüldüğünün çarpıcı bir
örneği olması. ORÜS'ün
arsalan altın değerinde. Talipliler
oıman ürünleri sanayiinin
özelleştirilmesini değil, arsalara el
koymayı hedefliyoriar.
TÜŞİADın, TTOB'nin. hatta
KOİ'nin özelleştirme politikalan
ile uyumlu mu bu acaba?
Ormanıbasbbirkeder...MtYASE ILKNUR
Hükümetin özelleştirme kapsamına
aldığı ORÜS (Orman Ürünlen Sanayii
Anonim Şirketi). 23 işletme ve44 üretim
tesisi ile Türkiye ve Ortadoğu'nun en
büyük, Avrupa'nın ise sayılı entegre te-
sislerinden biri. Yılda ortalama 300 mil-
yar lira katma değer yaratıyor. Bunun
yanı sıra ORÜS'ün paha biçilmez mal-
varhklan da iştah kabartıyor.
Diğer KİT'ier için kullanılan "arpa-
lık, ekonominin kamburu, çiftlik" gibi
tanımlamalar ORÜS'e uymuyor. Çün-
kü ORÜS'ün ne personel fazlalığı var
ne de büyük zararlan. Üstelik 1991 yılı-
na kadar kar eden bir kamu kuruluşu.
Ne üretimde ne de fıyat oluşturmada te-
kel konumunda. Ancak TSE belgeli ka-
liteli üretimi ve fıyatı ile piyasada düzen-
leyici bir işlev taşıdığı da bir gerçek.
1991 yılından sonra inişli çıkışlı bir
grafık çizen kar-zarar tablosu üretim ve
satış faaliyetlerinden kaynaklanmıyor.
Yönetiminyanlışithalatpolitikası vese-
çim yıhnda üriin zamlannın zamanında
yapılmayışının yanında ücretlerdeki
yüzde 217'lik artış, ne seçim yatınmı ya-
pan hükümete bir şey kazandınyor ne
de o tarihe kadar kendi yağıyla kavru-
lan ORÜS'e...
Sonuç; ORÜS kar eden şirketler liste-
sinden zar,ar edenler listesine adeta zorla
kaydınlıyor. Ama buna rağmen, zaran
ekonomiye yük getirecek oranda değil.
Geçen yüki zaran yaklaşık 35 milyar li-
ra.
O halde ORÜS niçin satılıyor? Akla
üç ihtimal geliyor. Birincisi hükümet,
"dostlar alışverişte görsün" mantığın-
dan hareketle satılması diğer KİT'lere
oranla daha kolay görünen OR ÜS'ü sa-
tarak özelleştirme
konusunda prestij
kazanmak istiyor.
İkinçi ihtimal.
ORÜS'ün kent mer-
kezlerindeki trilyon-
larla ifade edilen de-
ğerli arsalanna göz
koyan özel teşebbü-
sün işi kolaylaşünlı-
yör. Üçüncü ihtimal
daha masum. devle-
ün arük 35 milyar li-
ralık bir zarara bile
dayanacak gücü kal-
mamış.
O RÜS Genel Müdürlüğü'nün bulunduğu
Bolu'da tedirgin olan sadece işçiler değil. Orman
köylüsü, nakliyeci, esnaf, yükleme işçileri, hepsi
tedirgin. İşçiler ise olup bitenden habersiz.
toplam 4018 kişi çalışıyor. Yani İJ >ıl
öncesine göre 897 kişi daha az. ORÜS-
te ücretler özel sektöre göre yüksek.
Ama bunu tersten söylemek daha doğ-
ru. Orman ürünleri sanayiinde işçi üc-
relleri özel sektörde utamlası düzeyde
düşük.
ORÜS'ün bugüne kadar dış pazara
açılma konusunda ciddi bir girişimi ol-
mamış. 1990 yılından itibaren ufak çap-
ta ihracat bağlantılan yapan kurum.
önümüzdeki yıl için 140 milyon dolarlık
ihracat bağlantısı kurmak amacıyla
şimdiden kollan sıvamış. Bugünkü kur
uzerinden 4 trilyon 890 milyar tutann-
daki bu ihracat bağlantısı. ORÜS'ün
özelleştirilmesi için KOİ'ce saptanan sa-
tış değerini kat kat aşıyor.
İhya olan ithalatçılar
ORÜS. ilk kez 1993 yılında ıthalat
yapmaya zorlandı. Eylül ) 993]te Or-
man Genel Müdürlüğü ile ORÜS ara-
sında çıkan anlaşmazlık yüzünden dışa-
ndan tomruk ithal edildi. Oda yetmedi.
ORÜS, ithalatçt özel şirketlerden tom-
ruk satın alarak üretim yapmaya zor-
landı. Bu durum hem stoklan elindeçü-
rüyen Orman Genel Müdürlüğü'nü
zora soktu hem de tomruk ithalatçılan-
na kaynak aktaran ORÜS'ü.
ğiPdi. Üstelik hükümetin "seçim ja-
tırum"1
bu kadarla da kalmadı ve orman
sanayiinde çalışan işçilerin ücretlerine
yüzde 217 oranında zam yapıldı. Ham-
madde girdilerinde yüzde 47. işçilik ma-
li>etlerinde ise > üzde 217'lik artışa kar-
şılık ORÜS ürünlerinin flyatında ise sa-
dece yüzde 42'lik arlış yapıldı. Seçim
ekonomisi bunu gerektirivordu. Ürün
fiyatlanna yapılan zam. hammadde gir-
dilerindeki artışın bile altında kaldı.
Böylece ORÜS 1991 yılını 111 milyar
TL. zararla kapattı.
Semıaye arttırımı
1980li yıllarda "Demir Lady"nin İn-
giltere'de estirdiği özelleştirme rüzgan.
Orta Avrupa'yı aşarak Türki>c'\e ulaş-
tı. Türk ekonomisinde KİT'ler ekono-
mide taşıdıklan işle\lere bakılmaksınız
"istenmeyen çocuk" ilan edildiler. Ser-
best pivasa ekonomisinin mimarlan.
prensleri ve prensesleri KİT'lerde en ya-
şamsal yatınmlann yapılmasına dahi
izin vermediler. KİT>öneticilerinin ser-
maye arttırma talepleri de reddcdildi.
Para için Hazine'ye başvuran yönetici-
lereözel bankalann>olugösterildi. Faiz
batağı böyle başladı. Böylece ORÜS'ün
özelleşürilmesinde kamuoyu \aratmak
üzere gereksindikleri temeli de sağladı-
Kuruluş öykiisü
ORÜS'ün temelle-
ri 1944 yıhnda
Ayancık ve Kaz-
dağı'nda birkaç öze)
fabrikamn satın alı-
nmasıyla atıldı. Sayı-
lan gitgide artan bu
fabrikalar, o tarihler-
de Orman Genel Mü-
dürlüğü'üne bağh
olarak faaliyet göste-
riyorlardı. 1969
yılında Orman Ba-
kanlığı kurulunca
devrahnan tesisler
hakkmda gerekli ya-
sal düzenlemeler
yapılarak 5 Ocak
1970 .tarihinde Or-
man Ürünleri Sana-
yii Genel Müdürlüğü "ORÜS" kurul-
du. 1978 yılından itibaren OR-KOOP
projelerine başlayarak Orman Köyleri
Kooperatifleri Birlikleri'nin kereste fab-
rikalan kurmalanna öncülük eden
ORÜS, hedeflediği yapısal degişiküğe
22 Ekim 1983 tarihinde kavuştu. Hazır-
lanan 2929 sayılı yasa ile bağımsız bir
KİT olma özelliğini kazanan ORÜS
Genel Müdürlüğü'nün adı da Orman
Ürünleri Sanayii Kurumu oldu.
Bugün ORÜS. odun hammaddesini
en ileri düzeyde değerlendiren. bü>aik
bir bölümü entegre hale getirilmiş 19 ke-
reste. 11 parke. 3 yonga levha, 3 kont-
raplak, 2 kaplama, 1 lif levha. 1 çimen-
tolu levha, 1 ambalaj sandığı ve 1 emp-
renye tesisini kapsayan 42 adet fabrika
ile 20 ayn kurumu bünyesinde bannda-
ran Türkiye ve Ortadoğu'nun en büyük
orman kuruluşu.
ORÜS, tesislerinde ürettiği 9 çeşit
ürünle orman ürünleri sanayiinde yüz-
de 12-15 pazar payına sahip. Kapasite
kullanım oranı özel sektöre göre her za-
man daha yüksek.
ORÜS'e ait tesislerin büyük bir bölü-
mü tüm teşvik tedbirlenne rağmen özel
sektörün gezmek için bile gitmediği kır-
sal alanda, hammadde kaynağma yakın
bölgelerde kurulu. Bu konumu ile
ORÜS, fabrikalannda çalışan 4 bin işçi-
den daha fazla yurttaşa nakliye ve pa-
zarlama faaliyetlerinde istihdam sağh-
yor.
ORÜS'ün bağımsız KİT kimliğine
kavuştuğu 1983 yılında. 4905 çalışanı
vardı. Bugünkü personel sayısı geçen 11
yıllık süre içerisinde -şaşırtıa ama ger-
çek- artacağına azaldı. Bugün ORÜS'te
nusu. Teklifler açıklandıktan sonra,
ORÜS'te çahşanlar ve kurumun mal-
varlığını bilenler neredeyse küçük dille-
rini yutuyorlardı. Malvarlıklanyla kı-
yaslanarak verilen teklifler değerlendı-
rildiğinde gerçekten de teklif edilen fi-
yatlar arsa değeri uzerinden bile hesap-
lanşa çok komik kalıyor.
Örncğin Düzce ORÜS İşietmesi, 96
dönümlük bir arsa üzerine kurulu. Fab-
rika binasının dışında birsosyal tesis, 29
lojman ve misafirhaneden oluşan tesis-
lere verilen en yüksek fiyat 6 milyar lira.
Bölgedeki emlak eksperleri sadece arsa-
ya 200 milyar değer biçiyorlar. Antalya
işletmesine 12 milyar lira teklif verilmiş.
Antalya'nın şehir merkezinde çamlar
arasında bulunan 99 dönüm arsa üzeri-
ne kurulu işletmede. fabrika dışında 17
lojman. bir sosyal tesis ve bir eğitim bi-
nası bulunuvor. Turizmcilerin gözüne
kestirdiği bu arsanın bugünkü gerçek
değerinin I trilyonu bulacağı belirtili-
yor.
ORÜS'e son satış ilanının ardından
kimlerin talip olduğu da bir sır. Bunu
sadece KOİ biliyor. Ancak işletme için-
den sızan bilgilere göre Antalya tesisle-
rine Llusoy Turizm talip olmuş. Şevket
Demirel'in öteden beri ilgı alanına giren
ORÜS'e alıcı çıkması pek ihtimal dahi-
linde görülmüyor. Cumhurbaşkanı'nın
bıraderi olmasınm yaratacağı spekülas-
yonlan düşünerek Şevket Demirel'in
ORÜS'e talip olmayacağı belirtıliyor.
Ancak yine de belli olmaz. Geçen yıl or-
man ürünlerine yapılan zamdan birhaf-
ta önce ORÜS yönetimi tarafından ha-
berdar edilerek yüklü miktarda mal
stoklayan Şevket Demirel "Ne var bun-
da?" demişti. O nedenle ORÜS'e talip
olursa şaşmamak gerek.
Bu arada şaşırtıa
bir durum daha var.
ORÜS özeüeştirilme
kapsamına alındı-
ktan sonra kuruma
bağlı üç yeni işletme
daha kuruldu. Arda-
nuç. Şavşat ve
Kalkım'da 6 milyar
lira harcanarak
"yeni" yatınm
yapıldı. Bununla da
kalmmadı. Azerbay-
can'la ortak bir tesis
kurma karan alındı.
Azerbaycan'da ku-
rulan tesisin yüzde
20'si tamamlanmış
durumda. Özelleştiri-
lecek bir şirket için
neden yeni yatınmla-
ra girişildiğinı kimse
anlayabilmiş değil.
ORÜS'ün Karacasu tesislerinde 23 işyeri temsikisi ve sendika yönetimi ORLS'e talip olmayı kararlaştırdı.
ORÜS yönetiminin dolarla tomruk
ithal edip Türk I.irası ile satmak zorun-
da bırakılması, zarannın yıldan yıla art-
masına yol açarken dışandan tomruk
ithal edip ORÜS'e pazarlayan özel şir-
ketler de bu arada ihya oldular.
1993'te ithal tomruk için ORÜS'ün
kasasından çıkan para 500 milyon do-
lar. Oysa o tarihte Orman Genel Mü-
dürlüğü ileiç piyasada toplam 3 milyon
metreküp tomruk stoku vardı. Nitekim
Orman Genel Müdürlüğü'ndeki 1.5
milyon metreküp tomruk çürüdü. Fi-
yatlar da 1 milyon 900 bın hradan 900
bin liraya düştü.
Kârdan zarara
ORÜS'e ithalatta aracılık yapan şir-
ketlerin başında Okumuşlar AŞ geliyor.
Rusya'dan ithal ettiği çam, göknar, ka-
ym ve ladini ORÜS'e satan Okumuşlar
şirketinden başka Mersa, Boyacıoğlu.
Orfen. Bulvelin CO. Orpa AŞ. Orfen,
Öney Blok kuruma ithal tomruk ve or-
man ürünleri satarak epey (hem de
epey) para kazandılar.
ORÜS ürünleri büyük öiçüde inşaat
scktöründe kullanılıyor. Körfez Sa-
vaşı'nın Türk ekonomisinde. özel ola-
rak inşaat sektö. ünde yarattığı darbo-
ğaz. ORÜS'te de geriye gidişin başlan-
gıa oldu. İnşaat sektöründeki durgun-
luk, kereste stoklannın büyümesine yol
açtı.
ORÜS'e ikinci darbeyi Körfez Sa-
vaşı'ndan sonra gelip dayanan 1991 er-
ken genel seçimleri vurdu. Girdilerdeki
artışa rağmen devrin hükümeti seçim-
den önce "zam yapacak kadar enayi de-
lar ORUS de diğer KIT'ler gibi gerekli
yatınmlan zamanında yapamadı.
Bazı üretim teknolojilerinde çağın
10-15 yıl gensinde kalmış durumda.
ORÜS'ün 165 milyar ödenmış serma-
yesını 600 milyar liraya çıkarma istemı
gerçckleştırilemcdı vc ORÜS. işletme
sermayesı açısından darboğaza sokul-
du. Girdilerdeki artışa rağmen seçim
yatınmı nedeniyle ürün fiyatlarındakı
artış da geciktirıİince knz daha da büy ü-
dü. Artık yüksek fai/le kredı \eren özel
bankalardan başka baş\urulacak kapı
kalmamıştı. 1991 yılına kadar sürckli
kar eden ORÜS. 1991 yılında III.
I992'de 37. 1993 yılında dâ 270 milyar
lırazararetti. 1993 yılında işletme faali-
yetlerinden ötürü 30 milyar kan olan
kurumun. faiz gıderlenndcn dolayı. bi-
lançozaran 271 mılyara ulaştı. ORÜS'-
ün sermayesi o yıl I trilyona çıkanldı.
Ama çok geç kalınmıştı. Bu ancak borç-
lannı ödemcycyetti.
ORÜS, görücüye çıkıyor
ORÜS. özelleştirme kapsamına alın-
dığı 20 Mayıs 1992 tarihinden bu yana
4. kez satışa çıkanldı. 5 Nisan 1993'te
verilen ilk satış ilanlarında. sadece Düz-
cc, Antalya, Ardeşen se Bafra gibi "ar-
salan değerli" fabrikalann satışa çıka-
nldığı duyuruluyordu.
İşin ilginç yanı. Kamu Ortaklığı İda-
resi (KOİ), satışa çıkardığı fabrikalar
için herhangi bir muhammen (tahmini)
bedel koymamıştı. Müşterilenn satın al-
mayı düşündüğü fabrikalara hangi ora-
nı bazalarak teklif verdikleri merak ko-
ORÜS'e işçiler
talip
ORÜS Genel Mü-
dürlüğü'nün bulun-
duğu Bolu'da tedir-
gin olan sadece işçiler
değil. Orman köylü-
sü. nakliyeci, esnaf.
yükleme işçileri. hep-
si tedirgin. Bolu'da
ormanı keder basmış.
Bu besbelli. En çok
tedirgin olması gere-
ken işçiler ise olupbi-
tenden habersiz. Ör-
gütlü bulunduklan Ağaç-İş Sendikasf-
nın ORÜS'te çalışan üyelerinı bu konu-
da aydınlattığı da söylenemez. Gene
de 17ha/ırangünüORUS"ün Karacasu
tesislerinde 23 işletmenin işyeri temsilci-
si \e sendika yönelimi bir araya gelerek
ORÜS'c talip olmayı kararlaştırdı.
' Bolu'da «örüncn o ki ORÜS'ün özcl-
leştirilmcsinden cn büyük kaygıyı or-
man köylüleri ve Orman Mühendisleri
Odası duyuyor.
Orman Mühendisleri Odası'nın kay-
gılannı Bolu Şubc Başkanı Salih Sön-
mezışık dört ana başlıkta toplayarak
şöylesıralıyor:
"Özelleştirme öncelikk ormanlar üze-
rinde büvük tahribata yol açacak.
ORÜS'ün özelleştirilmesiyle işsiz kala-
cak işçi ve orman köylüleri geçimlerini
sağlayabilmek için olanca güç/eriyle or-
mana saldıracaklar. ORÜS bilindiği gibi
piyasada fivat. kalite ve standartta istik-
rar unsunıdur. Özelleştirmeden sonra bu
istikrar ortadan kalkacak. En önemlisi
Orman Genel .Müdürlüğü'nde değerlen-
dirilmeyen ürünler değerlendirilerek üre-
tim japan ORÜS özelleştirilirse özel
sektör işin kolayına kaçacak \e değerien-
dirilmeyen ürünler elde kalacaktır.
Bana göre öncelikle kurum özelleştir-
me kapsamından çıkanlarak iyileştiril-
meli ve Orman Genel Müdürlüğu'ne di-
ke> entegre ile bağlanmalı. Arsalan ve
kar eden şirketleri satılmalı. Sağlanan
gelirle diğer fabrikalann tamamı iyileşti-
rilebilir."
YARIN: Özelleştirme mi
demokrasi mi?
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Polrökacı Aranıyor...
TV'de kadın psikolog, canlı yayında izleyicilerden ge-
len soruları yanıtlıyor. Soruların çoğu derin psikolojik
bunalımlar üzerine. Karamsarlık dizboyu. Kadın psiko-
log, telefonun ucundaki hastalarına bütün kötü düşünce-
leri bir yana bırakmayı, "İşte yaşıyorum, varım; güneş
yine doğdu; çiçekler ne güzel; bunlar da geçecek" şek-
linde düşünmelerini öğütiüyor.
Psikoloğumuzun arka ekranında, Munch'un isveç'teki
müzeden çalınan ve yine bulunan ünlü "Çığlık" tablo-
sundaki çığlık atan kadının o zihinlerden kolay silinmez
yüzü.
Öndeki ses ise "Lütfen olaylara iyi yönlerinden bakı-
nız!'" diyor.
Bir süre için sanki ekran kararıyor, psikoloğun yüzü
değişime uğruyor ve Başbakanımızın yüzüne dönüşü-
yor.
Arkasında çığlık çığlığa bir Türkiye tablosu.
•••
"Ailesinin geleceği" açısından Türkiye'ye hiç güven-
meyerek servetini yurtdışına transfer eden ve ABD'de
mal mülk satın alan Başbakan ve Sayın Kocası'nın ülke-
lerinde, önceki gün bir çığlık da bilim dünyasından kop-
tu.
5 bilim adamımızın, kamuoyunun tartışmasına sun-
dukları "Türkiye ve Dünya'da Yükseköğretim, Bilim ve
Teknoloji" başlıklı 400 sayfalık raporda çizdikleri tablo,
karamsarlıkta doğrusu Munch'un "Çığlık" tablosunu
gölgede bırakıyordu. Ekonomısıyle, polıtikası ve pol-
itikacısıyla, ahlakıyla vb. dibe vuran Türkiye'de bilimin
de, Dünya'daki ileri ülkelerle, bilimsel - teknolojik geliş-
melerle ve üretimle kıyaslandığında yerlerde süründü-
ğü ortaya çıkıyordu:
* Batı standartlarında tek bir üniversitesi yoktu.
* Bilim ve teknik kurumları ve adamları, yoğuntuk, ka-
lite, sayı ve örgütlenme olarak ülkeyi bilgi toplumu çağı-
na taşıyabilecek özellikte değillerdi.
İçinde bulunduğumuz durumu belgeleyen, karşılaştır-
malı yüzlerce tablo, grafik, sayılar ve sayılar...
Gerçi bazı bilim adamlarımız bu kadar büyük bir ka-
ramsarlığı paylaşmıyorlar. Uluslararası dergilerde bi-
lim adamlarımızın yayımlanan makale sayısının artarak
son üç yıl içinde 1200'den 1700lere yükseldiğini, TÜBİ-
TAK'ın özerkleştiğini, TÜBA'nın kurulduğunu, bilimde
bir kımıldama yaşandığınr belirtiyorlar.
Yine de bu sadece bir kımıldama.
Türkiye ise bilimde bir sıçramanın sancılarını yaşa-
mak ve bunu yapmak zorunda.
Bu sıçramanın yolu da siyasetin bilime sahipçıkması-
nr sağlamak ve ülkenin bir bilim politikasına kavuşması-
dır.
•••
Karnuoyuna sunulan rapor tam bu noktada susuyor.
Bu ülkenin bilim ve teknolojinın kalkınmanın ve retahın
vazgeçilmez unsurları olduğunu bilen bir tek politikacı
bile yetiştiremediğini söylemiyor.
Başbakanlık koltuğuna oturanlar arasında, ekonomik
sıkıntılarımızın ve gelecek konusundaki karamsar tablo-
nun bir kaynağının da, Türkiye'nin sağlam kayışlarla
çağdaş bir yükseköğretime, bilim ve teknoloji motorları-
na bağlı olmamasında yattığını gören bir lider çıksaydı,
siyasi kadrolar olsaydı, bu rapor yazılmazdı.
Bilim dünyamız şimdi bir yandan kendine çekidüzen
vermeli, diğer yandan ülke yönetimınde, politikada ağır-
lığını hissettirecek örgütlenme ve çahşmalara hız ver-
melidir.
Yoksa böyle daha çoook raporlar yazılır.
•••
Bir çuvaldız da biz kamuoyu oluşturanlara...
Raporun açıklanmasının ertesinde, kamuoyunu oluş-
turan iletişim araçlarının sadece bir-ikisinde, Türkiye'-
nin bu can alıcı temel sorunu üzerine cılız bir-iki haber
çıktı.
Çoğu iletişim aracı, sıradan haberlerini ve siyasetçi
demeçlerini, "Süper", "Şok", "Azrail"vb. sözcükleriyle
önemli kılmaya çalışıyor ve manşetlerde okura ve izleyi-
ciye büyük ve önemli habermiş gibi sunuyordu.
Bu ülkenin hayati sorunları nerede ve nasıl
tartışılacak?
CEMSEY acıkladılar.
Tutuklu 6 milletvekîlinin avukatlari:
Türkiye'ninAvrupa Konseyi.
üyeliği askıya alınsın
9
BRÜKSEL - Tutuklu bulu-
nan altı DEP milletvekilinin
avukatlan. Türkiye'nin Avrupa
Konseyi'ndeki üyeliğmin askıya
alınmasını istediler. Aralannda
Fransa'nın eski Dışişleri Bakanı
Roland Dumas'nın da bulundu-
ğu 14 a\ııkat. dün Türkiye'yi
DEP davasıyla ilgili olarak Av-
rupa İnsan Haklan Komıs-
yonu'na şikayet etti.
Fransız. Belçikalı, Alman. ts-
panyol ve İtalyan avukatlann
yanı sıra. Türkiye'den Feridun
Yazar ve Hasip Kaptan'ın da
aralannda bulunduğu. tutuklu
DEP milletvekillerinin avoıkat-
lan, Avrupa İnsan Haklan
Komisyonu'na yaptıklan baş-
vuruda, Türkiye'nin fnsan Hak-
lan Sözleşmesi'nin 6, 10 ve 14.
maddelerinı ihlal ettiğini öne
sürdüler. Geçen mart ayında do-
kunulmazlıklan kaldınlarak tu-
tuklanan DEP milletvekilleri
Hatip Dicle. Leyla Zana. Mah-
mut Alınak. Sırn Sakık. Selim
Sadak ve Orhan Doğan'ın sa-
vunmalannı üstlenen 14avukat,
müvekkillerinin gözaltı süresi-
nin sözleşmede verilenden daha
uzun tutulduğunu ve ifade öz-
gürlüklerinin de sınırlandığını
savundular.
DEP'lilerin savunmasını üst-
lenen avukatlar adına bir basın
toplantısı düzenleyen Roland
Dumas ve Fransız sosyalist mil-
letvekili Selonge Royal. Tür-
kiye'ye karşı hukuki ve siyasi
mücadele yürüteceklerini be'lirt-
tiler.
Avrupa Konseyi Genel Sekre-
ter Yardıması Peter Leprecfıt ile
de görüşen Dumas ve Royal,
Avrupa Komisyonu Parlamen-
terler Meclisi'nin önümüzdeki
toplantısında bu konuyu günde-
me getireceklerini bildirdiler.
Dumas ve Royal, toplantıda,
Türkiye'nin Avrupa Konseyi'-
ndeki üyeliğinin askıya abnması
için başvuruda bulunacaklannı
Af Örgıitû'nden suçlama ;
Uluslararası Af Örgütü '•
(Amnesty International), Türk '
hükümetinin ifade özgürlüğü •
konusundaki "saklınsım" hız- î.
landırdığı suçlamasında buluna- '
rak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği *
Konferansı'na (AGİK), Tür- -
kiye'ye uzmanlar grubu gönder- .
mesi çağnsında bulundu. Ulus- ,
lararası Af Örgütü tarafından
yayımlanan "Türkiye: Muhalif
sesler yeniden hapiste" adlı ra-',
porda. "insan haklannuı ber saat ^
kötüye gittiği, işkence-yargKiz
infaz ve kaybolmalaruı sıradan- '-
laştığı, devletin Güneydoğu'da,
çok sayıda köyü boşal&p yaktığı, |
şehirierde avdınlann hedef haline
geldiği, hükümetin PKK ile çaöş- !
ma> ı kendi \umaşlanna baskıyı,
meşnılaştırmak iciır kullandığı"'
görüşlerine yer verildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü,
Büyukelçi Feriıat Atanun, Ulus- •
lararası Af Örgütü'nün raporu- •
nun gerçeklerle bağdaşmadığıru
söylâi ve örgütün PKK'yi gör-
mezlikten geldiğini savundu.
Londra'dan Cumhuriyet e
dün gönderilen yazılı açıklama-
da. örgütün, Türkiye könusun-;
daki raporunu da tamamladığı'
belirtildi. Raporda, Güney- •
doğu'da çatışmalar arttıkça, şe-'.
hirlerdeki insan haklan ihlalleri-:
nin de yükseldiği ve aydınlann
"neder haline geldiği yer aJıyor. •
Raporda, Türk hükümetine,.
PKK "gerfllatan" ile mücadele ,
hakkı tanınmakla birlikte, hü-
kümetin, bu çaüşmalan, siviller
üzerindeki insan haklan ihlalle-
rini "meşnılaştırmak" için kul-'
landığı ileri sürüldü.
"İnfaz mangalannuı" yapnğı
türden cinayetlerin, yargısız in-'
fazlann ve kaybolmalann arttığı
savlanan açıklamada, insanla-;
nn, bölücü propaganda yapük-'
lan suçlamasıyla "demir par-'
makhklann arkastna" atıldıgı'
bildinldi. '