Katalog

23 HA2İRAN 1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA VJÜNÜN r ILMLERI TELEVIZYON 15 09.35 KanalD DRAM 70.00 atv MACERA „ , 10.10 C / Jnterstşr GULDURU 70.30 Show TV MELODRAM 11.35 HBB MACERA 72.70 Kanal D MELODRAM 72.70 Kanal 6 DRAM o 72.40 interstar . . , 12.50 •Zy Show TV MACERA 73.35 TRT1 ELODRAM O 13.50 Kanal 6 MACERA 14.40 atv DUYGUSAL O 15.30 TGRT 76.00 Kanal 6 DRAM 76.50 atv ELODRAM 17.35 —J ShowTV DRAM D 18.00 KanalD WESTERN 20.00 KanalD MACERA 20.75 HB8 MACERA 20.35 /şhorç-ry GULDURU 27.00 GULDÜR 21.20 atv MACERA 27.30 •C~J Kanal D MACERA O 27.30 TGRT Hüzünlü Aşk (Love on the Doıe)- Kanal D'de iyi filmler, sabahın dokuzuna koyuluyor. John Baxter'ın toplumsal fil- minde Deborah Kerr, ClifFord Evans var (1941). Kartal Yuvası Kıbns'ta geçen bir kahramanhk öyküsü. Yön: Natuk Baytan. Yıldız Kenter, Cemil Şahbaz, Ceyda Kara- han, Güner Sümer var (1974). Palavracılar Totoda 13 tutturan iki arkadaşın mahalle sakinleri ile olan çatışmalan. Yön: Fikret Uçak. Müjdat Gezen,. Tamer Yiğit ve Elif Pektaş rol alıyor. Kürtaj Kendisinı seven iki erkek arasında kalan bir kadının öyküsü. Yön: Ümit Efekan. Yalçın Gülhan, Suna Yıldızoğlu başrollerde (1981). Long John Silvers (Long John Silvers)- Uzun John, yeniden define adasına döner. Byron Haskin'in yönetiminde Robert Newton, Connie Gilchrist, Kit Taylor var (1953). Bir Tanem Akli dengesi bozuk bir gazino patronu, yeni parla- makta olan genç bir şarkıcıya tuzak kurar. Yön: Or- han Erçin. Metin Onur ve Hülya Erçel rol alıyor. Kendi Düşen Ağlamaz Yönetmenliğını Abdurrahman Palay'ın yaptığı film- de, Nuri Sesigüzel ve Hülya Darcan rol alıyor. Sıra- dan şarkıcı fılmi. Şeytanın Buyruğu (?)-" Interstar, özgün adını belirtmediği fılmi Julien Duvivier'in yönettiğini, Femandel, Alain Delon ve Charles Aznavour'un oynadığını belirtiyor. Beyoğlu Esrarı Siyah-beyaz filmde, eroin şebekesi ile mücadele eden şoförün maceraları anlatılıyor. Yön: Türker tnanoğlu. Izzet Günay, Selma Güneri var (1966). Ölümden de Acı Aılevı sorunlardan dolayı birbirine kavuşamayan iki gencin mücadelesi. Yön: Selahattin Burçkin. Oyn: Pervin Par, Mahir Özerdem (1958). Korsanlar (Mooncussers)- James Neilsen'in "korsan" fılmi, kaynaklarda göriinmüyor. Robert Emhardt, Erin O'Brien Moore gibi oyuncular rol almış. İlk Sevgilim 22.30 <Zs İnterstar KORKU Üniversite oğrencisi taşralı fakir gençlc, hayatını di- kışten kazanan kızın aşkı. Yön: Nuri Ergün. Ediz Hun, Pervin Par, Kuzey Vargın, Nubar Terziyan var. Hedefteki Kadın (La Moglie Piu Bella)- Bültene göre Damiano Da- mıani yönetmiş. Omella Mutti, Olessio Orano var. 'Mafyayla hesaplaşmaya gıren" bir kızın öyküsü. Sev Olesiye Başrollerde Kamil Sönmez ve B. Nazlıhan var. Bu- günün ikinci sıradan şarkıcı fılmi. Ekran başında va- kit harcamaya değmez. Tannya Feryat Boşandığı kocasını ve çocuğunu özleyen çaresiz bir kadının dramı. Yön: Orhan Elmas. Ferdi Özbeğen, Gülşen Bubıkoğlu, Tanju Gürsu var (1980). Balayı Para sızdırmak için bir holding patronuna aşık olan bir kadının öyküsü. Nazmi Özer'in yönettiği filmde Kadir Inanır ve Nazan Şoray rol alıyor (1984). SıcakKurşun ,..«.*«.!• (Hot Lead)- Kanal D'nin yönetmeni ve konusu hak- kında bılgı vermediği fılm kaynaklarda görünmüyor. Charies Bronson oynuyormuş. Bitmeven Savaş (War Wıthout End)- Bir özel tim, Kamboçya'da düşürülen uçağın peşindedir. Teddy Page imzah filmde Robert Mason, Jim Gaines var (1986). ÖIü ya da Diri (VVandet Dead or Alive)- CIA ajanı, bir teröristin peşindedir. Gary Sherman'ın filminde Gene Sim- mons. Robert Guillaume gibi isimler var (1991). Zehir Hafiye Polisiye romanlara düşkün bir kabadayı ile mafya babasının kızının güldürüsü. Yön: Orhan Aksoy. Ke- mal Sunal, Nur Gürkan, Şemsi tnkaya var (1989). PekiYaBob? (VVhat About Bob?)- Kibırlı psikiyatr, bir hastası- nın terörüne ugrar. Frank Oz'un çalışmasında Ric- hard Dreyfuss, Bill Murray izlenebilir (1991). Muhteşem Ajanlar (Boris ana Natasha)- ABD'li beceriksiz ajanlar bir Balkan diktatörlügüne gıder. C. M. Smith'in filmin- de Sally Kellerman, Dave Thomas var (1990). Baba Ocagı Babası öldürüldukten sonra onun yerini alan mafya liderinin öyküsü. Yön: Melih Gülgen. Cüneyt Arkın ve Sevda Karaca rol alıyor (1977). Can Borcu TGRT'nin basın bülteninde bilgi vermeyi unurup yalnızca "adını belirttiği" fılm büyük olasılıkla "TGRT Filmleıf'nden biri. Bilinmeven Şey (The Thing)- Güney Kutbu'nda çahşan ABD'li bili- m adamlan, bır "bilinmeyen"ın tehdidi altındadır. Carpanter'in filminde Kurt Russell başrolde (1982). 2L5fl/TRT2/MaviTanaVaisi Aynnttlı bilgi yanda Derinlikler (Alien from the Deep)- Birbirinden kötü filmleriyle tanman Anthony M. Dawson, bu kez "Alien"i taİdit ediyor. D. Bosch, J. McKay var. Öİüm Makinası (Commander / The Last American Soldier)- Vur- dulu kırdılı bir film. P.A. Robinson'ın yönetiminde Craig Alan, David Light, Max Laurel var (1988). Karşı Atak (Counter Destroy)- 2 adam, dinlenmeye gittikleri adada, bol karate yapma fırsatı bulur. Joe Livingsto- ne'un yönettiği film. sadece tûrûn meraklısına. _ . ~atv'nin karate fılmi 'Karşı Atak' yalnızca türünün meraklısı için. Ayrtntıh bilgi yanda Heyecanlı Yolculuk (Break in the Circle)- Bir lngilız, Doğu Alman- ya'da tutulan bilim adamını kaçırmaya girişir. Yön: Val Guest. Forrest Tucker, Eva Bartok var (1955). Yerlifılmler Izleyin Yabancı filmler TKT2 22.50\ 'Bilinmeyen Sinemalar' Sert bir Macar yapımı The Blue Danube VValtz Yönetmen: Miklos Jancso / Senaryo: Gyula Hernadi / Görüntü: Janos Kende / Oyuncular: György Cserhalmi, Dorottya Udwards, Ildıko Bansagi, Andras Kozak/1991 Macaristan, 90 dakika. TV Servisi- "Mavi Tuna Val- si", adının çağnştıracağı romantiz- min tersıne, oldukça sert bir fılm. Hitchcock'un bazı filmlerinde yap- tığı gibi, akıp giden günlük hayatın ardındaki gizli şiddeti inceliyor. Toplumsal ve siyasal aksaklıklara, haksızlıklara insanlann çoğu boyun eğerken bazılan çeşitli yollarla kar- şı çıkmaya çalışıyor. Miklos Janc- so, bu temaya kendi toplumu ve gö- rüşleri açısından yaklaşıyor. Miklos Jancso (1921), Macaris- tan'ın 2. Dünya Savaşı ertesinde çı- kardığı önemli yönetmenlerden. Hukuk, etnografı ve sanat tarihi öğ- renimınden sonra Sinema Akade- mısi'ne girdi. 4 yıl haber fılmi işin- de çalıştı. sanat ağırlıklı belgeseller çekti. 1958'dekı "A harangok Ro- maba mentek" ilk sinema filmiy- di. Bu filmde savaşı, düşüncelerini tartışacağı bir alan olarak kullanı- yordu ama, "alerjik" üslubu he- nüz belirginleşmemışti. Birkaç kısa fılmin ardından gerçekleştirdiği "Oldas es kötes" (1963), sinema Janscofilminde,günlük yaşamın ardında gizlenen şiddeti inceliyor. dilinde göstereceği gelişmelerin ipuclannı veriyordu. Jancso, görsel anlatım denemelerini "İgy Jöt- tem" (1964) ile sürdürdü, 1966'da Cannes'da sansasyonel başan elde eden "Szegenylegenyek" (Umut- suzlar, 1965) ile uluslararası say- gınlık ve ün kazandı. Birçok kaynakta belirtildiği gibi, Jancso, hemen tanınan bir kişisel üslup geliştirmiş az sayıdaki usta- lardan. Uzun çekimler, sık yinele- nen motifler ve kamerayı kullanma biçimi, tümüyle özgün. Kamera, oyuncuyu izler ve gözlemlerken, üçüncii bir kişi gibi olaylara katılır. Özel bir jargondan oluşan konuş- malar ve karakterleştirmeler, şarkı- lar ve görsel imgelerle desteklenir. Jancso 1970'te fılmlerini renkli cekmeye başlayarak, yaratıcı dene- meler yapmaya girişti. Baş oyuncu kullanmak yerine, başrolü kitlelere bırakmıştı. Ancak, uzun çekimler ve kamera koreografısi, bazı uz- manlarca şematizm olarak görül- müş ve eleştirilmiştı. Jancso ancak, 1979da "Macar Rapsodisi", "Allegro Barbara" gibi fılmlerle eleştırmenleri yeniden kazanmıştı. showTV oo.3o\ Stanley Donen yönetmişti ilk eşcinsellik filmlerindenTV Servisi- İki yaşlı eşcinsel, yıllardır evlilik benzeri bir yaşam sürmektedir. Birbirlerini hem çe- kilmez bulan, hem de kopamayan iki adam, hem kenditeri, hem de içinde yaşadıklan toplumla sürekli bir çatışma ıçindedİT... Müzikal filmleriyle tanınan Stanley Donen, bir sahne oyunun- dan uyarladığı bu yapıtında, eşcin- sellik gibi, aykın bir temayı işli- yor. Donen, traji - komik bir ka- rakter incelemesi niteliğindeki öy- küsünü, az kişili bir "oda sinema- sı" üslubuyla anlatıyor. Ikisi de ti- yatro kökenli olan Rex Harrison ve Richard Burton'un parlak yo- rumlan, zamanında övülmüştü. Kadın tavırlı erkekler ve smo- kinli, frakh kadınlar, yani, eşcin- seller, başlangıçtan beri sinemanın ilgisiz kalmadığı karakterlerdi. Hans Quest'in "Charleys Tan- te" (Charley'in Teyzesi, 1955) fil- minde, bir öğrenci kadın kılığına girerek, Güney Amerikalı bir "teyze"yi oynuyordu. Billy Wil- der'ın "Bazılan Sıcak Sever" (Some Like it Hot, 1959) ya da da- ha yakın tarihiı, Blake Ed- wards'ın "Victor / Victoria " (1982) "travesti" fıgürler çevre- sinde gelişen filmlere örnek olarak verilebilır. Izleyicinin bunlar karşı- sında rahatsız olmasının nedeni, bilinen kadın ve erkek imgesine aykın olmalanydı. Staircase / Yönetmen: Stanley Donen / Senaryo: Charley Dyer (kendi oyunundan) / Görüntü: Christopher Callis / Müzik: Dudley Moore / Oyuncular: Richard Burton, Rex Harrison, Cathleen Nesbitt, Beatrix Lehmann, Avril Angers, Stephen Levvis / 1969 ABD yapımı, 101 dakika. Eşcinsel karakterlere yer veren fılmlerde, bu kışiler katil ya da soyguncu oluyordu. Hitchcock da bu "geleneği" ızlemekten kurtula- mamış ve üç filminde katil eşcin- sellerin öyküsünü anlatmıştı. An- cak "Yabancı Muhabir" (Fore- ien Correspondent, 1940), "İp / Olüm Kararı" (The Rope, 1948) ve "Trendeki Yabancılar" (Strangers on a Train, 1951) adlı bu fılmlenn teması eşcinsellik de- ğıldi, eşcinsellerin işledikleri suç- lar anlatılıyordu. Eşcinseller ve bu tür ilişkiler, si- nemada onlarca yıl, üstü kapalı bi- çimde, "ima edilerek" gösterildi. Son yirmi yıldır, artan hoşgörüyle birlikte, kadın ve erkek eşcinselli- ğini doğrudan işleyen fılmlenn git- tikçe daha sık yapıldığı görülüyor. RTÜK Başkanı Ali Baransel: 'Yayın ilkelerini biz keşfetmedik' TV Servisi- Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ali Baransel, önceki gün yaptıkları uyarının, TRT l'de geçen perşembe günü yayından kaldınlan "Gündem" programının son bölümü ve Kanal D'de yayımlanan "Kampana" programlannın yapımcılanna de- ğil, TRT ve Kanal D yönetimıne gönderildiğini açıkladı. RTÜK, Radyo Televizyon Ya- sası'nın Üst Kurul'un yayın ilkele- rini belirleyen dördüncü maddesi- nın " j " fıkrasındaki "kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları öte- sinde küçük düşürücü, aşağılayı- cı veya iftira niteliği taşıyan ya- yın yasaklarına" açıklamasına dayanarak uyanda bulunmuştu. Yasa çıktıktan sonra özel radyo ve televizyonlann kendi kontrol mekanizmalannı ışletmelerini bek- ledıklerinı söyleyen RTÜK Başka- nı Baransel, konu hakkındakı gö- rüşlennı şöyle açıkladı: "Biz şa- hıslan değil, tüzel kişileri muha- tap tuttuk. Bizim uygulamakla yükümlü olduğumuz yayın ilke- lerini biz keşfetmedik. Bu ilke- ler, demokratik parlamenter sis- temin bütün kurum ve kuralla- nyla işlediği Batılı birçok ülkede de uygulanmaktadır. Ust Kurul olarak, radyo ve TV yayıncılıgı- na önyargıdan uzak, olabildiğin- ce hoşgörülü yaklaşmaya çaba gösteriyoruz. Yasakçı bir zihni- yetin temsilcisi değiliz Ancak ya- yın ilkelerinin gözardı edilmesi- ne de izin veremeyiz." atv 2100i '3. Sayfa' Ağva'da doğa savaşı TV Servisi- "3. Sayfa" progra- mının bu akşam ekrana gelecek bölümünde Ağva'dan görüntüler yer alacak. Şile yakınlanndaki Ağ- va'da "doğa katliamı"na karşı koymaya çahşan yöre halkının ça- lışmalannın anlatılacağı bölümde, bu kirliliğe neden olan mezbaha ve atıklan ekrana gelecek. Genel koordinatörlüğünü ve su- nuculuğunu Osman Balcıgil'ın yaptığı programın "açılış dosyası" ise evden kaçan çocuklar. Kadir Çelik'in de Uğur Dündar ile ça- lıştığı dönemde, Dündar'ın ekibin- de görev alan Balcıgil, "3. Say- fa"nın bu ilk bölümünde dayak ve ilgisizlik nedeniyle evlerinden ka- çan çocuklar konusunu ışleyecek. Üç bölümle izleyici karşısına çı- kacak programın diğer konusu ise dört felçli kardeşiyle Tunceli'den tstanbul'a gelen Süleyman Kara- taş adlı bir" gencin öyküsü olacak. atv 2O.2o\ 'Ismi Lazım Değil' izleyici istekleriyle sürüyor İzleyici istekleri üzerine kurulu bölümlere devam eden Levent Kırca ve ekibinin bu akşam ekrana gelecek skeçleri arasında 'Dolar düştü mü?' adlı skec de var. IMF'den dolara, Levent Kırca TV Servisi- Levent Kırca ve Oya Başar'ın hazırladıklan "tsmi Lazım DeğiP'de yine izleyici isteklerine yer veriliyor. 2 mayısta doğum yaptığı için bir süre çalışmalanna ara veren Başar, kamera önü sessizliğine son vererek setlere döndü. Bu akşam ekrana gelecek bölüm bir ailenin dövize olan düşkünlüğünü konu alan "Dolar düştü mü?" adlı skeçle başlıyor. Kamera şakalanna halkın göster- diği tepkiler "Kamera şakası", çocuklara yeni iş imkanı "Mafya çırağı". pazar istirahatlarının katledılmesi "pazar şöleni", artık para etmeyen diplomalar "doktor Murat", IMF'nin aile içine girmesi "IMF", vergi mevzuatındaki zorluklar "mükelleP', seslendirme sanatçılannın mesleklerini icrada karşılaştıkları güçlükler "dublaj hanım", mumla aranan para "tedavül", dilenmenin perde arkası "dilenci", insanlann kendilerine önemli süsü vermesi "kim bu adam" başlıklı skeçlerde ele alınıyor. "Ismi Lazım Değil" ekibi, ağustos ayına kadar tatil yapacak. Bu arada Levent Kırca yaz boyunca ilginç bir tip ve önemli bir mesajla ekrana gelecek. Çünkü Maliye Bakanlığı'nın isteğini geri çevinneyen ünlü sanatçı bir reklam fılmi hazırladı. Bakanlıktan hiçbir ücret almayan Kırca, kısa reklam fılminin çekimlerini ekibiyle gerçekleştirdi. Reklam filminde Kırca önce korku dünyasının ünlü ismi Freddy Krueger olarak ekrana gelecek ve vergi vermeyenlerin rüyalarına girip dehşet saçacak. Daha sonra Kırca, vergi kaçıran yüzsüz işadamı tiplemesiyle ekranda olacak. Vergiyi sadece ücretlilerin ödediğini anlatan bölümde Oya Başar muhasebeci, Kırca ise memuru canlandıracak. İnterstar'ın YSK tarafmdan kapatıldığı gece, Teleon adıyla yapılan canlı yayınm sunucusu Jülide Ateş: 'Halkı oraya çağırmak fikri benim değildi/ FtGEN YANIK 1990'da Türkiye Güzeli seçilip Inters- tar'da çalışmaya başlayan Jülide Ateş, 3.5 yıllık serüvenini geçen hafta istifa ile nokta- ladı. Özellikle Gülgün Feyman ın Show TV'ye geçmesinin ardından ana haber bülte- ninde ön plana çıkan Ateş'in yorumuyla "İn- terstar, üçbuçuk yıllık fedakarhğa aynı karşılığı göstermedi." - İnterstar'la ilişkileriniz iyi görünürken bu istifa birden bire nasıl patiak verdi? ATEŞ- Her şirketın belli bır politikası var- dır. Birtakım aksaklıklar yaşanır, ama benim aldığım eğitime göre 'kol kırılır yen içinde kalır'. İnterstar ya da başka kuruluş, nerede çalışırsam calışayım. bu benim ana prensi- bimdir. Ben de Star'ın için- de olduğum için izlenen po- İitikalan anlıyordum ve hak verdiğim yerde de çok sava- şını verdim, savundum. Hatta medyada öyle bir iz- ci kitlesi var. Öyle kı ben 20 yaş dişimı ekra- nın karşısında çıkardım. "Objektir'e başla- dığım zaman kamera arkasında hep diksiyon dersi alıyordum. "Tamam mı Devam mı"da Amerikalı bir direktörümüz vardı Beni izlerken "Bu kız haberlerde olmalı " demış. Ve Cem Uzan da ilk defa o zaman çağrışım yapmış. Bunun üzerine diksiyon dersleri almaya başladım. Can Gürzap, Ar- sen Gürzap, Lami Sesar ve TRTden Necla Akbulut'tan ders aldım. Bu konuda gelecek eleştiriyı kabul etmiyorum. lnsanlar "Aman işte Gülgün Feyman gitti, pat diye Jülide geldi" diye düşünmeye başladılar. Ama Jüli- de yaklaşık bir senedir hazırlanıyordu. - 27 Mart yerel seçimleri öncesi, Yüksek Seçim Kurulu, Interstar'ın kapatılması dum metni: bana kulakhktan "Jülide sakın bir yere gitme. Yeni bantlar geliyor, ko- nuş" denildi. Bir dakika diye oturduğum şey dört beş saat sürdü. Ben bir kere bir subay kızıyım, demokrasiden, çokseslilikten yana- yım. Bır milyarlık dava açıldı. Istifamla bir- likte bu ceza riskini de üstüme almış oldum. Davayı kaybedersem şirket öder mi ödemez mi o artık onlara kalmış bir şey. O gece ola- yın işleyiş bıçımi bana aitti ama düşünceler bana aıt değıldi. Demokrasiden, çokseslilik- ten >ana olmak, tabii ki benim kişisel fıkirle- nmdı, ama halkı oraya çağırma fikri benim değildı Orada kesinlikle yönlendirildim. - İnterstar gibi bir TV'de bu kadar ça- lışmak sizi nasıl etkiledi? ATEŞ- Çalışma yaşamımda sadakat birin- ci sırada gelir. Bu konu- da Interstar yönetimin- dekı insanlara "Şu ko- nularda eleştiri alıyo- ruz, halktaki bazı kre- dilerimizi lütfen çok ^ Interstar'dan ekonomik nedenlerle aynldığını açıklayan Jülide Ateş, 'Bugünkü Jülide Ateş olmamda înterstar'ın etkisini yadsıyamam' diyor ve sürdürüyor: 'Ama aynı duyarlılığı karşı taraflan görmeyince tek taraflı bir fedakarhğa dönüşüyor'. Ateş, İenim oldu ki, sanki bir 'tn- kapatıldıklan geceki yayın için de 'Demokrasiden yana olmak tabii bol kuiianmayaiım, S r t f S K â g S : W benim kUiseifikrimdi ama halbomyaçag™ fikri benim jS^lÜSSİ Benim bugünkü Jülide Ateş değildı. Ben orada kesinlikle yonlendınldım dıyor. yoruz" diye çok altını olmamda înterstar'ın etkisi- ^ — — ^ — — — — — ™ — — - ^ ^ — m ^ ^ — çizdim. Ama tnterstar ni hiçbir şekilde yadsıyamam. Ama ben şim- kararını alınca, yayınları Teleon'dan sür- bundan pek hoşlanmadı. Ben yönetime "Şu- - OrtaHalll Değmez di Türkiye güzeli olup, ciddi anlamda, sunu- culuğa soyunan; diksiyonuyla, eğitimiyle, yabancı dile hakimliğiyle, Türkçeye hakımli- ğiyle, bu işe ciddi anlamda soyunup, rakiple- rinin eleştirilerine hedef olan tek isimim. - tnterstar, Gülgün Feyman gibi ağır bir kozunun ayrılmasının ardından haber bültenlerinin sunuculuğu görevini neden size verdi? Buna hazır mıydınız? ATEŞ- Bır nskti belki. İnsanlara ters ge- len, 23 yaşında, bu işi ilk defa yapacak olan bir kız. İşte belki de Jülide'nin farkı buraday- dı. Çünkü yönetim çok iyi biliyordu ki Jüli- de'nin arkasında onu çok destekleyen izleyi- dürdünüz. Akşam haber bülteninde halka nu bilin ki İnterstar'ın habercilik imajı ile tnterstar'ı destekleme çağrısı yaptığınız Jülide Ateş'in bugüne kadar halk üzerin-ç ğ y p ğ için YSK "Kanuna muhalefet ve halkı is- yana teşvik"ten hakkınızda dava açtı. O akşam ekran karşısında yönetimin sizden istediği açıklamaları mı yaptınız yoksa on- lar sizin düşünceleriniz miydi? ATEŞ- O gece tabii kı oraya halkı çağır- mak fikri tnterstar'ındı. Haberlerden sonra üstümü değiştirip eve gitmeye hazırlanıyor- dum ki haber müdürümüz Ardan Zentürk, "Jülide şu metni oku. Ondan sonra bir ham bant gireceğiz. Aşağıdaki olayları ak- taracağız. Ve sonra çıkacaksın" dedi. Oku- de yaratmış olduğu imaj çok ayrı yönlere giderse ben şapkamı alır giderim. Bunu bugünden söylüyorum. Gitmek istemiyo- rum, ama böyle olursa giderim" dedim. Çünkü benim için insani değerler; şeref, er- dem, onur, paradan da çok önemlidir. Bana "Jülide, sen sadece bizim verdiklerimizi okumakla yükümlüsün. Bunlara profesyo- nel bazda karışmak senin işin değil. Lüt- fen sen valnızca sana verileni oku" yanıtı- nı verdiler. "Demek ki profesyonel alanda bu iş böyle olmalı" diye sineye çektim. - Peki istifanızdaki asıl neden nedir? ATEŞ- Bu tür birikimleri hep sineye çeki- yordum. Aynı duyarlılığı karşı taraftan gör- meyince tek taraflı bir fedakarhğa dönüşü- yor. Bana ilk habere başladığımda henüz kendimi kanıtlamamış, raitingler artmamış- ken ve benim ne yapacağım hiç bilinmezken dolar bazında fıyat biçildi. Her şey çok iyi giderken benim maaşım üçte bir oranında dü- şürülerek, Türk parasma çevrildi. Ve bu öyle bir tavırla yapıldı ki emrivaki oldu. Bu kriz döneminde ben de fedakarlık edebilirdim. Zordan alan bir insan değildim ki. Înters- tar'ın bu yaklaşımı kötüydü. Bir de sen olayı kötüye götürmemişsin ki. Kendini aşmışsın, bir öncekini aşmışsın. Performans olarak benden diğer rakiplerin performansının daha üstünü istiyorlar, ama yaşam standardı olarak daha azını sunuyorlar. "işte böyle ne yapa- hm" şeklindeki tavn görünce "Bugfin hala mahkemelerinize gidiyorsam, bana bu tavrı göstermeyin" demek zorundaydım.