Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN1994 ÇARŞAMBA,
HABERLER
RPli başkana DGM
soraşturması
• DİY ARBAKIR (AA) - Refâh
Partili Bıngöl Belediye Başkanı
Selahattın Aydarile MiIIi
Gençlik Vakfi Diyarbakır Şube
Başkanı Bedn Baran hakkında
Diyarbakır DGM tarafından
soruşturma açıldı. Müli Gençlik
Vakfi tarafindan Diyarbakır'da
12 haziran günü katidığı "Sevgi
ve Kardeşlık" konuhı toplantıda
konuşmacılardan RP Bıngöl
Belediye Başkanı Selahattin
Aydar ve Mılli Gençlik Vakfi
DiyarbaJar Şube Başkanı Bedri
Baran hakkında, haüa sınıfve
din, mezhep veya bölge farkı
gözeterek kin ve düşmanhğa
tahrik ettikleri gerekçesiyle
soruşturma başlatıkiı. TCK'nin
312,2. maddesi uyannca Baran
ve Aydar ıçin 1 ile 3 yıl araanda
degişen hapis oezası isteniyor.
RTÜK'teniki
programa uyarı
•ANKARA (AA) - Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu,
TRT-1 'de yayımlanan
"Gündem" adlı programıran
son bölümü ile Kanal-D'de
yayımlanan "Kampana" adlı
program için uyanda bulundu.
Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu'ndan yapılan yaalı
açıklamada, bu uyanya gerekçe
olarak, her iki programda da,
"kişi ya da kuruluşlan eleştiri
sınırian ötesinde ku'çük
düşürücü, aşağüayıcı ve ifu'ra
niteüğj taşıyan" yayın
yasaklanna ilişkın ilkenın ihlal
edilmesi gösterüdi.
PakdemiPli'ye
DYP'den yanıt
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ANAP Genel
Başkanvekili Ekrem
Pakdemırli'nin, hükümeti
düşûrmek için D YP ve
SHP'den seçilme kaygısı
taşımayan 20 milletvekili
aradıklan yolundaki
açıklamasına, DYP'den
ilginç bir yanıt geldi.
DYP'nin radikal
muhafazakarlanndan İsmail
Amasyalı, ANAP'tan 20
milletvekilinin DYP'ye
katılması ile SHP'nin devre
dışı bırakılması çağnsında
bulundu.
Demipel'den
Rafsancani'ye
başsaglığı
•ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Iran İslam
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Haşimi Rafsancani'ye. İran'ın
Meşhed kentinde, lmam Rıza
Türbesi'nde meydana gelen
patlamada hayatını
kaybedenler için başsağbğı
diledi. Cumhurbaşkanlığı
Basın Merkezi'nden yapılan
açüdamaya göre,
Cumhurbaşkaru Demirel,
Haşimi Rafsancani'ye mesajını
bugün telefonla iletti.
Koalisyondan
5 bin 987atama
• ANKARA (ANKA) - Devlet
Bakanı Bekir Sami Daçe, RP
Nevşehir Milletvekili Mehmet
Elkatmış'ın "Bugüne kadar,
gerek müşterek gerekse
Bakanlar Kurulu karan ile
DYP - SHP hükümetinin
yaptıklan atamalarla" ilgili
soru önergesini yanıtlarken
şunlan söyledi: -'DYP- SHP
hükümetince 20.11.1991 ile
30.04.1994 tarihleri arasında
mevzuat gereği müşterek
kararla 5 bın 678 kişinin
(yurtiçı ve yurtdışına yapılan
tayinlerdahil) ve Bakanlar
Kurulu karan ile de 309 kişinin
alaması yapılmıştır."
DYP'deihaleciler
tartışması
•ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) -DYP içınde şok
yaratan, milletvekillerinın
ihale aldıklan ve iş takibi
yaptıklan iddialan yann
grupta tartışılacak. DYP
Isparta Milletvekili Ertekin
Durutürk ve arkadaşlan,
Bolu Milletvekili Nazmi
Çiioğlu'nun gündeme
getirdiği. 'milletvekillerinin
ihaleleler ve iş takipleri
yoluyla zengin oldukJan'
iddialan ile ilgili genel
görüşme yapılması için imza
topladılar. Başbakanın
konunun incelenmesi için
özel bir komisyon
oluşturduğunun
anımsatılmasına karşın bu
konudaki önergesini geri
çekmeyen Durutürk, 50
imza topladı.
ANILARDA
MEMLEKET
Sabahattin
Kömürcüoğlu'nun
şiirleri
34UFL54plakabşirket
otomuzun nıhsatı
kaybolmuştur.
Hükümsüzdür.
HESMAKBÜROMAK
TİC.A.Ş.
Üreticiköylününkooperatifi, SEKişçileri
ve bayilerkooperatifiSEK'e talip. Ama...Özelleştirüen
SEK'eyenidenözelleştirme
rılan hikayesine dön-
müş özelleştirme ihale-
lennden daha ilki ilan
edildiğinde Kırklareb'-
nin süt üreticisi köylü-
leri, İstanbul Süt Fab-
rikası'nın işçıleri. İstanbul'a SEK sütü-
nü dağıtan Sütko kooperatifınin üyeleri
güldüler. Kırklareli Köy Koop Başkanı
Erdoğan Kantürer hem güldü hem sor-
du:
- Biı bu İstanbul SEK'i özelleştirdiy-
dik zaten. Şimdi bu ne oluyor, özelleştir-
menin özelkştirmesi mi?
Kantürer, deneyimli bir kooperatifçi.
12 Eylül öncesinde ve sonrasında (arada
uzunca bir süre Mamak'ta zorunlu
misafirlik var) Trakya'da üretıci köylü-
nün demokratik örgütlenmesinde hep
etkin olmuş. Onun biraz şakayla, biraz
da kederle sorduğu sorunun yanıtı
SEK'in özelleştirme öyküsünde yatıyor.
Bu öykü 1994 yılında artık tüm ülîceyi
sarmış "özelleştjnne saplanttsı"nın, söz-
konusu olanın ekonomık bir model de-
ğil, kamu mülkiyeünın her türünü doğ-
madan boğmayı, doğmuşun canjnı al-
mayı amaçlayan ideolojik bir
saldın olduğunu apaçık sergili-
yor. Aynca bu dizi yaanın ana
başhğını oluşturan "Kamu
mülkü haraç mezat" vurgumu-
zun, gerçeği nasıl da doğru
yansıttıgını gösteriyor.
Özelleştirmeyi savunanlar
Türkiye Süt Endüstrisi Kuru-
mu'nu (TSEK) "perişan bir
KÎT" olarak tanımlıyorlar. Bu
saptama büyük ölçüde doğru.
1990'dan sonra itildiği faiz ba-
tağında SEK'in durumu ger-
çekten de perişan. Ülkenin çe-
şitli köşelerine yayılmış 32 fab-
nkası var. Toplam 1075 do-
layında da işçısi. İşletmelerinin
çoğu ne süt toplayabihyor ne
de topladığı sütü ışleyip peyni-
re, yoğurda. dayanıklı süte dö-
nüştürebiliyor. Yanı gerçekten
de perişan. Bu "perişaıuık"ın
düzeltilmesi zorunlu. Hayır,
salt ekonomik açıdan değil.
SEK'in. süt gibi en temel besı-
ne dayanan bir pazann düzen-
leyici gücü olduğu için.
özelleştirme yandaşlannın
tezlerini savunurken en sık kul-
landıklan sloganı hatırlayınız:
Devlet sütçülük yapar mı?
Yapmaz tabıi. Yapmamalı
da. Biz SEK'in özelleşürilmesi
tartışmasında devletin sütçü-
lük yapmasını değil. ama süt
sanayiinın çağdaş örgütlenme-
sini ve kamu çıkan gözetilerek düzen-
lenmesini tartışmak istiyoruz.
Yaklaşık 9 milyon tonluk bir yıllık
üretim kapasitesi olan bu en temel besin
endüstrisinin tekelciüğe yol açacağj
şimdiden bellı bir özelleştirme operas-
yonuyla başıboş bırakılmasını savun-
mak sanınz mümkün değil. Üstelik gö-
zümüzün önünde neredeyse kusursuz
işleyen bir örnek var: Kooperatifçilik!..
Biraz geriye dönelım.
Tuhaf bir bûrokrat
Bundan dört yıl kadar önce TSEK'in
başında Erdal Güven vardı. Tuhaf bir
bûrokrat Erdal Güven. Sanıyoruz şim-
dilerde Köytür'ün başında tuhafbklan-
na devam edıyor. Erdal Güven SEK'in
başındayken sütler üretıcı köylülerden
SEK'e ait kamyonlarla, SEİC'ın me-
mur-şoförleri aracılığıyla toplanıyor
(bazen de memur-şoförler köy kahve-
sınde pişpiriğe dalı-
nca pek de topla-
namıyor), getirip
SEK tesislerine dö-
külüyordu. Orada
süt sterilize ediliyor,
ya bildiğimiz içecek
süte ya da peynire,
yoğurda. tereyağı-
na dönüştürülüyor
ve gene SEK'e aıt
kamyonlan süren
memur-şoförlerle
süt bayilenne, ma-
halle bakkallanna,
market, süper mar-
ket ve hiper market-
leredağıtıLyordu...
Süt gibi toplanıp,
işlenip, dağıtı-
lmasında günlerin
değil, saatlerin
önemli olduğu bir
sanayide, bü yo-
ğunlukta bir "dev-
letçilik"in sonucu-
nu kestırmek zor ol-
masa gerek. Bu
hantallığa fena hal-
de bozulan süt, sık
sık bozuluyor, bo-
zulunca da dökü-
lüyordu. Gerçekten
ve besbelli kı devlet
sütçülük yapma-
malıydı.
Ancak SEK'in
başındaki tuhaf bû-
rokrat ve İstanbul
SEK Fabrikası'nın başındaki bir başka
"tuhaf" bürokrat Metin Karabacak,
özeUeştirmeden değil genelleştinneden
yanaydılar.
İstanbul SEK Fabrikası çevresinde
bir deneme başlatıldı. İlkın SEK'in
İstanbul Fabrikası'nın işlediği sütün
büyük bölümünü sağlayan Kırklareli
süt üreticilerinin çoğunluğunun bağb
olduğu Köy Koop yöneticilerini
çağırdılar. Onlara Kırklarelili üreticinin
sütünü toplayıp, soğutuculu merkezler-
de biriktirip, kalite ve sağlık analizlerini
yapünp istanbul SEK fabrikasına
ulaşürmayı üstlenip üstlenemeyecekle-
rini sordular. Yanıt olumluydu.
Kamyonlar, Köy Koop Kırklareli
Birliği'ne kiralandı. Birliğe bağlı birim
kooperatiflenn bulunduğu 32 köye süt-
lerin toplanacağı tanklaryerleştiriJdi.
Devlet, sütün toplanması sürecinden
elini tümüyle çekmişti.
"Tuhar bürokrat, bu kez de SEK İs-
tanbul Fabrikası'nda üretilen sütleri sa-
tan süt bayileri ile masaya oturdu. On-
lardan SEK fabrikasmda üretilen süt ve
süt ürünlerini tüketiciye kadar ulaştıra-
cak bir örgütlenme kurmalan istendi.
Birkooperatifoluştu: Sütko. Sabahala-
casında SEK İstanbul Fabrikası'nın
önünde Sütko'nun kamyonlan sıraya
giriyor ve en geç saat 06.00'da son kam-
yon taze süt, dayanıklı süt. kakaolu süt,
çilekli süt, aromalı süt, beyazpeynir, ka-
şar peyniri, yoğurt, tereyağı kohleriyle
yüklü olarak fabrikanın kapısından
aynlıyor ve kentteki 16.000 süt satış
noktasına (bakkal, bayi, kantin, büfe.
aylarda ödemek üzere bir
taksitlendırme istenmektey-
di. Buna karşılık özel sektör-
den tüm SEK'i içeren bir
teklif çıkmadı. 33 işletme
için 33 ayn teklif verildi.
Toplamı 1 trilyon 37 milyar
630 milyon lira tutuyordu.
SEK'in özelleştirilmesi sü-
recinde bugün tam bu nok-
tadayız. İhaleye katılan ve
"en yüksek fiyatı verenler"
belli. Şimdi karan KOİ vere-
cek. Ârdından sıra bir ka-
nadını sosyal demokratiann
oluşturduğu hükümete gele-
cek. Bu yaa dizisi özelleştirmeye
"aykırı" bir açıdan bakarak hazırlandı.
Ama temel olarak da özelleştirme ko-
nusuyla sınırlı. O yüzden okuyucuyu
Türkiye'deki süt üretimi ve SEK'in
özelleştirümesinin aynntılan ileyormak
niyetinde değiliz. Buna rağmen ekono-
mik bakımdan çok daha önemli KİT-
ler dururken biz bu yayının bir gününü
SEK'e ayırmayı yeğledik. Çünkü SEK
özeileştirmesi, bu yazı dizisinin başı-
Bu dört marka sütün tek farkı var: Fiyatlan
Bu sütler İstanbuTda 21 haziran günü
ph asadan satın almdı. Birer litrelik. uzun
ömürlü pastörize içme sütü bunlar. Üçü özel
sektör ürünü. Birinin fiyatı 20 bin lira, birinin
28 bin, birinin de 25 bin. SEK sütünün litresi
ise 17 bin lira. Oysa hepsi de sütü üreticiden
4 bin lira> a alıyorlar. Ayrımsız hepsinin aldığı
sütün litresi için devlet üreticiye 2 bin lira
teşvik primi ödüyor. Buna rağmen fi\ atlar
farklı. 3 bin liralık ekmek için insanların
ku> ruğa girdiği bir ülkede bu fark gözden
uzak tutulabilir mi ?
market, okul, hastane) SEK sütlerini
ulaştınyordu. Devlet sütün dağıtımı-
ndan da elinı tümüyle çekmişti.
Sütko'nun genç başkanı Hayn Erkan
gülüyor: "Abi" dıvor."Biz İstanbul'da
SEK'in zaten üçte ikisini özelleştirdik..."
Sütko başkanının hesabına göre gen-
ye sütün işlenmesi denen üçte birlik bö-
lüm kalmışü. SEK, önceleri özelleştir-
me programında yer almamışken. apar
topar ve anlaşılmaz bir öncelıkle özel-
leştirme kapsamına alınınca sütü topla-
yan Köy Koop Trakya Birliği, sütü işle-
yen SEK fabrikası işçilerinin örgütü
Özgıda İş Sendikası ve sütü dağıtan Süt-
ko Kooperatifi bir araya geldiler ve bir
"ortak girişim" oluşturdular. Ortak giri-
şim salt SEK'in İstanbul Fabrikası'na
değil, özelleştirilmek üzere satışa çıkan-
lan tüm SEK'e talip oldu.
Daha önce iki kez ihaleye çıkanlan ve
bir türlü satılamayan SEK'in üçüncü
ihalesınde özel sektör kuruluşlannın
ndan beri vurguladığımız kamu mülkı-
yetine jönelik ideolojik saldınya ve
kamu mahnın "haraç mezat" elden çı-
kanlmasına çarpıa bir örnek.
Kamu mülkiyetıni devlet mülkiyetine
ındırgemek, sorunu sığlaştırmak. yalın-
katlaştırmakür. Kooperatif mülkiyet,
kamu mülkıyetmin çok daha ilginç ve
demokratik biçimlerinden biridir. Tıpkı
yerel yönetimler mülkıyetı. sendikal
mülkiyet biçimlen gibi. Ve İstanbul Süt
Fabrikası merkezinde örgütlenen sütün
üretiminden toplanmasına. ışlenmesin-
den dağıtımına kadar uzanan süreçte
tıkır tıkır işleyen bir kooperatif mülki-
yet biçimi başanlı (altını çizelım: Ba-
şanlı) bir örnek olarak karşımızda.
Burada sözünü ettığimiz "başarf'nın
göstergelenni sıralavahm:
• Urerici köylü, süt paralarını bek-
lemeden kooperatifinden alıyor. Özel
sektörde ise günlerce, haftalarca bekle-
mek zorunda kaJnor. (Geçen günlerde
Erdoğan Kantâre (Köy Koop Ktrklareli Başkam) Hayri Erkan (Sütko Süt Bayileri Kooperatifi Başkanı)
"Verin SEKH, halka ucuzsüt içirelim"
Üreticinin temsilcisi Kantüre ile
dağıtıcmm temsilcisiErkan aynı
görüşte:" VerinSEICiiiretidlere,
işçUere, dağrtıalara hem ucuza
süt içirelimhalkahemfabrikaları
karh işkteBm." Gerçekten de
üreticiköytüden sütiitı
topkmmasında KırklareliKöy
Koop 'un ve işlenmişsütün
tüketiciye ulaştırılmasında
İstanbul Süt BayileriKooperatifi,
Sütko özelleştirmeyandaslarım
yeniden düşünmeye zorlayacak
kadar ilginç birörnek veriyorlar.
Kamu mülkiyetinisali devlet
mülkiyetine indirgeyengörüşkr
için de Köy Koop ve ve Sütko
örnekleri önem taşıyor.
kadar güçlü, yaygın ve konulannın uz-
manı. (Sütko'nun gencecik başkanı,
"Ben 16 yüdır süt işinin içindeyim ağa-
bey" diyor. "Ben bu işi bilirim. Hem de
iyi bijirim").
• istanbul'da oturanlar, en temel be-
sin sütü, SEK sayesinde ucuza içiyorlar.
Yazıyı sayılara boğmamak için tek bir
örnek seçelim: Dayanıklı sütün litresini
özel sektör kuruluşları 25.000 hatta
28.000 liradan satıyorlar. Fiyat indirmek
zorunda kalanları dine ûnana
getiren ise SEK. Çünkü daya-
nıklı SEK sütünün litresi 17.000
lira. Üç bin liralık ekmek için
insanların kuyruklara girdiği
İstanbul'da litfede 11.000 lira-
ya taran fark küçümsenebilir
mi?
• Devlet süt üretimini
özendirmek için üretici köylü-
ye litre başına 2.000 lira prim
ödüyor. SEK ve öteki mandra-
lar sütün litresine ortalama 4
bın lira ödüyorlar. Böylece
üreticinin eline bir litre süt için
6.000 lira geçıyor. Bu bir süb-
vansıyon. Köy Koop'un baş-
kanı Erdoğan Kantürer, "Za-
ten son zamanlarda özendirme
primi ödemeleri yapılamıjor.
De\lette para kalmadı anlaşı-
lan. Kaldırsınlar primi, sütün
litresini 6.000 liradan satalım"
divor. Devletin özendirme pn-
mi özel sektörün ışine yanyor.
Bir anlamda sütü litrede 2.000
üra ucuza alıyorlar. Sütko'nun
başkanı Hayri Erkan da,
İstanbul Sül Fabrikası'nın -
devlet memuru olduğu için-
adını açıklayamayan bir yöne-
tıcisi de sanki sözleşmişler gibi
sorumuzu aynı cümlelerle
yanıtbyorlar:
- Hodri meydan. Biz sütün lit-
resini 6.000 liradan da alırız ve
sütü gene tüketiciye 17.000 lira-
ya veririz. Hodri meydan!..
Bu İstanbul-Trakya eksenli "örnek"
karşımızda dururken SEK kuruluşlan
tek tek ve her bın en fazla fiyat verene
satılıyor. Bunlar arasında İstanbul Süt
Fabrikası'na 520 milyar lira öneren
Koç Grubu'na bağlı Tat Konserve gibi
ciddi kuruluşlar, İzmir Süt Fabrikası'na
350 milyar lira öneren Tekfen Grubu'na
bağlı Mis Süt. Havsa fabrikasına 14
milyar ile talip olan Tikveşli gibi işi süt
işleme olan ve adı ünü duyulmuş şirket-
ler var. Ama 33 SEK ışletmesine teklif
verenler arasında sütü bugüne dek bar-
dakta görmüş, yoğurdu bakkaldan
almış ınşaat müteahhitleri. otomobil
pazarlamaalan da var. Bunlardan bir-
bölümüne telefonla ulaştık. Birinin
yanıtı pek anlamlı. Bize aynen şöyle
dedi:
- Ben ne sötten anlanm gardaşım ne de
süt içerim. Arsasına verdik işte bir fiyat.
Kısmetse aJacağız...
Kısmettir inşal-
lah...
Özel teşebbüsün,
hadı moda deyimi
kullanalım, serbest
pi> asa ekonomisi-
nin anayurtlannda
süt sanayiinin du-
rumu nıcedir
acep... dedik ve bi-
raz kitap kanştır-
dık.
Buyrun:
(Birilerinin ikinci
vatanı) ABD dahil
18 gelişmiş ülkede
sütçülük koopera-
tiflerinin süt topla-
mada payı yüzde
88, süt işlemede
yüzde 63, terevağı
üretiminde yüzde
87, peynircilikte
vüzde 70. Tek tek
ülkelere bakıldığı-
nda üretilen sütün
Hollanda'da yüzde
91'i. Almanya'da
yüzde 79"u, Norveç
ve İsveç'te yüzde
100'ü kooperatif-
lerden geçiyor.
Türkiye'de bu
oran (sıkı durun)
yanı ara "Ortak Girişim"in de önerileri
görüşüldü ve... kabul edilmedı. Kamu
Ortaklığı İdaresı (KOİ) soğuk bir ban-
kaa mantığıyla önerileri değerlendir-
mişti.
Süt üreticisi köylünün. süt işleyen iş-
çinin ve sütü dağıtan kooperatifin öne-
risi, tüm SEK işletmelerine toplam 1
trilyon 254 milyar 10 milyon 450 bin lira
veriyordu. Bunun yıizde 25'ine peşin,
geri kalanına ise satışı izleyen 12. ve 24.
süt paralannı alamadığı için sızlanan
Trakyalı köylülere özel sektörün anlı
şanlı bir sütfirmasınınverdiği yanıt pek
anlamlı: Bekleveceksiniz. Paraları repo-
ya yatırdık. Repo çözülsün, öderiz...)
• İstanbul gıbı dev bir süt tüketım
merkezinde 16 bin noktaya SEK sütünü
ve süt ürünlerinı ulaştıran Sütko, bir ko-
operatif örgütlenme. Eşit hakb koope-
ratif üyeleri, süt dağıtımında her türlü
tekelleşme eğilimini doğmadan kıracak
sadece yüzde 3.
Şimdi bu tabloya
baktıktan. Köy
Koop Trakya Bir-
hği'nden İstanbul
SEK Fabrikası'na ve Sütko kooperati-
fine kadar uzanan tıkır tıkır işleyen
çarkı gördükten sonra SEK'i özelleştir-
me inadıyla otomobil galerisi işletenle-
re. yap-satçı inşaat müteahhitlenne ha-
raç mezat satanlara „ dersek haksızlık
mı etmiş olacağız?
YARIN: Ortnanı
bir keder...
bastı
İddlaname mofıkemede
DEFKlerin
idamıistendiANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesı (DGM)
Başsavcılığı, TBMM'de
dokunulmazlıklan
kaldınldıktan sonra gözaltına
alınarak tutuklanan DEP
milletvekilleriyleılgili
iddianamesini tamamladı.
İddianamede. "terörist"
olarak nitelendirilen
DEP'lilerin.TürkCeza
Kanunu'nun 125. maddesi
uyannca idam cezasına
çarptınlmalan istendi.
DGM Başsavcısı Nusret
Demıral v e yardımcılan
tarafindan yaklaşık 3.5 aylık
sürede hazırlanan yaklaşık 400
sayfalık DEP ıddianamesı.
dünDGM Başkanlığı'na
sunuldu. Ankara Merkez
Kapalı Cezaevi'nde tutuklu
bulunan. kapatılan DEP
Genel Başkanı Hatip Dicle,
DEP kökenli milletvekilleri
Leyla Zana, Orhan Doğan,
Sırn Sakık, Ahmet Türk ve
bağımsız milletvekili Mahmut
Alınak'ı kapsadığı bıldirilen
iddianamede milletvekilleri.
"PKK'nın siyasi kanadı
altında faaliyet göstermekle"
suçlandı.
Edınılenbilgiyegöre
ıddianemede DEP'lilerin
milletvekili seçilmeden önceki
yaşamlan ve PKK ile
bulunduğu savlanan
ilişkilenne aynntılı bıçimde yer
verildi. Milli İstihbarat
Teşkilaü (MİT) ve Emniyet
Genel Müdürlüğü'nden
gönderilen belge ve bilgiler,
iddianamede kanıt olarak
gösterildi. DEP'lilerin PKK ile
ilışkılerinin video kasetler ve
fotoğraflarla desteklendıği
iddianamede. bazı
milletvekilleri ile ilgili şu
iddialann yer aldığı öğrenildi:
Leyla Zana: DYP Şanlıurfa •
Milletvekili ve korucubaşı
Bucak Aşiretı reısi Sedat
Bucak'la yaptığı üç ayn
görüşme. Zana'nın bu
görüşmelerde, Bucak'tan, •
PKK'nin Siverek ve Hilvan •
ilçelerine girmesine izın
vermelerinı ıstediği, Siverek'in
AbdullahÖcalan'ın
memleketi olması nedeniyle,
örgüt ıçin çok önemb olduğu, •
aynca kendisini Öcalan'la
görüştürebileceğıni >
söv lemekle suglanıyor.
- Abdullah Öcalan'la yaptığı'
telefon görüşmesinde f
Öcalan'a "başkanım" diye
hitap etmesi.
- Milletvekili seçilmeden
önce PKK'nin Bekaa kampına
katılması.
Hatip Dicle: Mardın'in ;
Derik ilçesi Metinen Aşireti '
lideriyle görüşerek koruculuğu
bırakmalannı istemek.
- Milletvekili seçilmeden
önce seminerlerdüzenleyerek
PKK'ye militan kazandırmak.'
Orhan Doğan: Evinde PKK,
militanı banndırmak ve bu
mılitanın tedavı masraflannı
devlete ödettirmek.
- TBMM lojmanlanndaki
evinde PKK'ye katılacak
sempatizanlan banndırmak. '
DEP'lilerlüuslararası
kampanyabaşlattı
ERGÜNAKSOY
ANKARA - DEP'i Avrupa'da
yaşatma karan alan DEP
kökenli bağımsız
milletvekilleri, uluslararası
destek sağlamak amacıyla.
aralannda devlet
başkanlannın da bulunduğu
bineyakın politıkacı ve
diplomata gönderilmek üzere
mektup hazırladılar.
Adıyaman Milletvekili
Mahmut Kılınç. mektup
gönderilecek isimler arasında
ABD. Fransa, İngiltere.
Almanya, Rusya. Çin. Güney
Afrika devlet başkanlan v e
BM Genel Sekreteri Butros
Gali'run de bulunduğunu.
metinlerde, kapatılan Halkın
Emek Partisi (HEP) ve DEP'le
lgili gelişmelerin anlatıldığını
söyledi. 13 milletvekilinin
durumuyla ilgili Avrupa İnsan
Haklan Komisyonu'na
başvuruyu da Fransa eski
Dışişleri Bakanı Roland
Dumas'ın yapacağı bıldırildı.
Anayasa Mahkernesı'nın
TBMM üyelıklerinın dev am
etmesine karar verdiği DEPve
HEP kökenli 4 milletvekili ise
istifa ıçin bir süre
bekle> eceklerini açıkladılar.
Bu milletv ekilien önümüzdeki
günlerde Cumhurbaşkanı,
TBMM Başkanı ve siyasi parti
liderleny le görüşeceklerini de
bildirdiler Anayasa
Mahkemesfnın DEP'i
kapatma karanndan birgün
önce Brüksel'e gıden DEP
kökenli bağımsız
milletvekıllen Remzi Kartal,
Mahmut Kılınç, Zübeyir
Aydar, Nizamettin Toğuç, Naif
Güneşile Mardm Milletvekili
AIi Yiğit'in, diplomatik
ginşımlenni yoğunlaştırdıklan
bıldınldi. Milletvekillerinin
tüm Avrupa'yı dolaşarak
"haklılıklarını kamtlamaya"
çalışacaklan kaydedildı.
Mektup gönderilecek dev let
adamlan arasında. Bill
Clinton, John Major, Hebnut
Kohl, FrancoisMitterrand,
Boris \eltsin, Nelson Mandela
ile Çin Başbakaru Li Peng ve
Kürt sorunuyla yakından
ilgilenen ABD Başkan
Yardımcısı AI Gore da
bulunuvor. '
DEFliler Mectis'ten
gözjttttısızçıktı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- DEP'ın
kapatılmasından sonra DGM
Başsav cısı Nusret Demiralın
"gözaltı emri" verdiği iki
mılletvekıb. gecevi TBMM'de
geçirdikten sonra dün
Meclıs'ten aynlarak
cezaevındeki arkadaşlannı
zıyaret ettiler. Demiral'ın
talimatına karşın. Meclis
çıkışında ve cezaevini zıyaret
sırasında gözaltına alınmay an
DEP kökenli bağımsız
milletv ekilleri Seîim Sadak ve
Sedat Yurtdaş. daha sonra
TBMM lojmanlanndaki
evlerine döndüler. Sadak ve
Yurtdaş. dün TBMM
Başkanvekili Kamer Genç'ten
"Milletvekilliği srfatınız
süriiv or. Normal y aşantınızı
sürdürebilirsiniz. Sizi kimse
gözaltına alamaz" güvencesini
aldıktan sonra ögle saatlerinde
Ankara Merkez Kapalı
CezaevTnde tutuklu bulunan
mılletvekıb arkadaşlan Hatip
Dicle, Ahmet Türk, Leyla Zana,
Sun Sakık, Orhan Doğan ve
Şırnak Milletvekili Mahmut
Ahnak'ı ziv aret ettiler. Cezaevi
çıkışında gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan Yurtdaş,
Anayasa Mahkemesi'nın
gerekçeb karan
ya>ımlanana kadar
milletv ekilliği sıfatlannın
sürdüğünedikkatçekerek, bu
uygulamanın cezaevindeki
arkadaşlan ıçin de geçerü
obnası gerektiğini savundu.
Milletvekilleri daha sonra yine
basın mensuplannın eşliğinde
Oran Sitesi'ndeki mılletvekiü
lojmanlanna döndüler.
Baykal'dan DGM Ba$sawcısı'na:
AyşegülTedmer'ehoşgörü
2 DEFliye gösterilmediANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel' Başkanı
Deniz Baykal "DGM
Başsavcılığı'mn, Ayşegül
Tecimer olayında gösterdiği
hoşgörüyü, Türkiv e'den
çıkrnav ı reddeden, Türk
mahkemelerinin \ereceği karan
kabullenen iki milletvekilinin
gözaltına alınması sırasında
göstermemesi. kamuoyu
vicdanında yerini almıştır"
dedi. CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, parlamentoda
düzenlediği basın
toplantısında, iki
milletvekilinin, güvenbk
güçlennin gözaltına alma
karan karşısında TBMM
çatısı altına sığındığını. böyle
bir tabloya hiçbir hukuk
düzeninde rastlamanın
mümkün olmadığını söyledi.
Milletvekillen Selim Sadak ile
Sedat Yurttaş'ın gözaltına \
abnmalan tartışmasında,
DGM Başsavcısı, TBMM
Başkanı ve Ankara Emniyet
Müdürü'nün bulunduğunu,
ancak hükümetin yer
almadığını öne süren Baykal,
"Hükümet nerede" diye sordu.
Baykal. hükümetin bir an önce
sorumluluğunu üstlenip,
tavnnı açıkça ortaya koyması
gerektiğini söyledi.