Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN1994 PAZARTESİ
10 ÜCÜNCÜ BİNYIL'A DOĞRU
Portekiz Cumhurbaşkanı Mario Soares, umut ve beklentilerini Cumhuriyet'e yazdı
Tarihinbin yıllıkivmesi...Bin yıllık dönemin bu son dilimindeki tarih-
sel gelişimin ivmesinin, önceki dönemlerde bir
benzeri yoktur. Içınde yaşadığımız karmaşık
ortam, her şeyden önce, komünist dünyanın
dağılrnasından sonra ortaya çıkan ve denetim
olanağı olmayan düzensiz uluslararası ibşkile-
rin bir sonucudur.
Bir belirsizlik ve kararsızhk ortarru yaratan
bu düzensizlik; basit bir tesadüf olduğu kesinlik
kazanmayan düşünce ve değerlerin genel kar-
gaşası ve büyük bir ekonomık durgunlukla eş-
bk edilerek uluslararası gelişmenin bu üç ana
kutbuna erişmiştır.
Iİyimsepler: Ysni dûnyayı
kupuyoruz
Içinde çaüşmalann, gerginliklerin ve adalet-
sizbklerin yer almayacağı yeni bir dünyayı çar-
çabuk kurmayı düşleyen aşın iyimserlik sahip-
leri; içinde bulunduğumuz bu etkili dönemin
süresini tamamlayıp, çok kısa bir zamanda yeni
ve acı veren gerçeklerle yüz yüze gelmişlerdir.
Herkesin farkına vardığı gibi, demokrasinin
evrenselliği ve insan haklanna saygı, yannlar
için değildir. Tersine, eski anlaşmazbklann tek-
rar boy verdiği, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen
diğerlerinin, çoğunlukla da ender göriilen bir
vahşet ve zalimliğin özelliklerini taşır bir biçim-
de geliştiğini gözlemliyoruz.
Dünya nüfusunun üçte ikisinin, yaşamsal
beslenme ürünleri gereksiniminden yoksun ol-
duğu, özellikle çocuklann bu kabul edilmez ve
üzücü durumun kurbanı olduğu, çoğunluğu-
nun erken yaşta ölüme mahkum edilrniş, yetiş-
kin çağa erişebilenlerin ise geleceklerinin onanl-
maz bir biçimde zedelendiği bir dönemde, geliş-
mekte olan ülkelerin durumu daha da zorlaş-
maktadır.
| Kıta nûfuslan tehdit altında
Genel anlamda bilimin. özel anlamda ilaçlann
görkemli gelişimine karşın kökünün kazın-
dığını sandığımız salgın hastahklann yayılması-
na, AIDS gibi yeni hastahklann ortaya çıkma-
sına ve yayılmalannı sürdürmeleri sonucunda,
milyonlarca kurban alıp lcıtalann dahi nüfusla-
nnı tehdit eder duruma gelmiş olmalanna tanık
oluyoruz.
Bugün olduğu gibi, olaylann
özellikle voğun ve
beklenmeven bir tempo ile
tırmandığı ve büvük
degisimlerin varlığı ile
tanınan kontrol edilebilmesi
zor olan ani hareketlerin
ortaya çıktığı tarihi dönemler,
ulusal düzeyde olduğu kadar
uluslararası düzeyde de derin
bir huzursuzluğu geri
getirmektedir.
Yeşil alanlann tahrip edilmesı, okyanus ve
nehirlerin kirlenmesi, atmosferin kirlenmesi ile
çevreye saldınlann artması, bizleri çepeçevre
kuşatmış ve insan kuşağının sürmesini ciddi bir
biçimde tehdit eder duruma gelmiştir.
Nüfus patlaması sürmektedir ve şu andaki
artış hızının sürmesi durumunda, önümüzdeki
yûzyılda dünya nüfusunun katlanmasına yol
açacakür. Bu gelişme, kalkınma açısından çok
yüksek maliyetler getirecek ve yoksul ülkeler-
den zengin ülkelere olan göçlerin artmasına
katkıda bulunacaktır.
Yoksul ve zengin ülkelerin, geri kalmış ve
kalkınmış bölgelerin, yoksul ve zenginlerin, işi
olanlann ve işsizlerin aralanndaki düzey farklı-
hklan daRa da açılarak kötüleşmiştir.
GATT Anlaşması'nı imzalamamızdan ötürü
hepimizi kutlamaktan kendimizi alakoyamıyo-
ruz. Sadece dünya ticaretindeki gelişmelerin
öngördüğü iyimser tahminlerimizi onaylayana
ve esas olarak yalnızca gelişmiş ülkelerin yaran-
na değil, aynı zamanda en çarpıcı eşitsizlikleri
büe azaltacak yönde oluşana değin beklemeli-
yiz.
| Tapih, geçmişten ders almalı
Doğal olarak, otoriter rejimlerin, siyasal ve din-
sel fanatizmin ortadan kalkmasının ivediliği ve
değişik alanlarda kendini ifade olanağı bulan
köktencilerin ve bizlere, yakın geçmişe kadar
sonsuza değin çözümlemiş olduğumuzu sandı-
ğımız insanlık tarihinin utanç sayfalannı anım-
saürcasına artan ırkçılık ve yabancı düşmanb-
ğının üzücü anılannı aşmakta, bu içinde bulun-
duğumuz olanaklar demeti yardıma olacakür.
Toplumsal düzeyde ve uluslararası platform-
da iyi ve kötü içinde geçerli olan hızlı değişim,
PORTRE
Kıdemli birdemokrasi savaşçısı
MarioAlberto Nobre LopesSoares, 1924'te
Uzbon'dadoğdu. Babası ilkcumhuriyet
döneminın bir politikacısı,yazan ve
ögretmeni olanJoao Lopesve annesi de Elisa
Nobre ıdi.
Eşi Maria ile 1949'da evlenen Soares'in oğlu
Sosyalist Parti milletvekili, kızıisegazeteci ve
dededen kalan Modern Kolej'in müdiresidir.
lizbon Üni versitesi'nde önce tarih-felsefe ve
sonrada hukuk fakülteleriru bitiren Soares,
sürgündeyaşadığı Fransa'da yıliarca
avukatlık ve doçentlik yaptı.
Salarizme karşı çeşitli
gençlik örgütlerinde
değişik direnişçi
sorumluluklar yüklendi.
Siyasal veaskeri
mahkemelerdedavalarda
siyasal mahkumJan
savundu. Bu
savunmalanndan dolayı
12kez tutuklandı, önce
Afrika'ya sonra Fransa'ya
sürûldü.
1961 'de demokratikleşme
programını kaleme aldı.
1965-69'damuhalefet
adayı olarak seçime girdi.
Dahasonragene! sekreter
seçileceği Sosyalist
Parti'nin çekirdeği olan "Portekiz Sosyalist
Eyteau" adlı örgütü Almanya'da kurdu.
Sürgünde bulunduğu Fransa'dan, daha sonra
"özgürlük Trera" adı verilecek bir biçimde
1974'te Ponekiz'edöndü. tlk üçhükümette
Dışjşleri Bakanbğı yapü. Portekiz
kolonilerinin özgürlükleri süreani başlattı.
1975'te hükümet içindeki yeni birdiktatörlük
eğiliminin doğmasıru yuzbinierce insan gibi o
daprotestoetti.
1976 seçiminde başbakanoldu. Bu dönemde
neredeyse iflasa giden ekonomik olaylaria
uğraşmak ve IM F denetiminegirmek
zorunda kaldı. Bu arada eski kolonilerden
dönen 1 miiyon Portekizli'nin toplumla
kaynaştınlması sorunuyla karşılaşü.
Demokratikyasalançıkartü. 1978-83yülan
arasmda muhalefetedüştü. Demokratik
anayasarun çıkmasım sağladı.
83 seçimindekurulan koalisyon hükümetinde
başbakan oldu. Biryandan yeni birekonomik
bunabmıçözmeye ve öte yandan da Avrupa
Topluluğu'na girme görüşmelerini
tamamlamayaçahştı. Portekiz'in 1985'te
ATye tam üyeolarak girişini
gerçekleştirdi.
1985 seçimini kaybetti, ancak
1986'da cumhurbaşkanlığma
adaybğını koydu. Halk
taratîndan doğrudan
doğruya seçilen birinci
cumhurbaşkanı oldu. 1991
seçimlerinde oylann yüzde
70.5'inialarak yeniden
seçüdi.
Parlamenterliğidöneminde
Sosyalist Entemasyonal'in
Ortadoğu İşlerinden Sorumlu
Başkanhğj görevinde
bulundu. Portekiz Yazarlar
Cemiyeti üyesi olan Soares
-"•*' çeşitli yerliveyabana
gazetelerde yaalar yayımladı. Pek çok başanh
eseri olan PortekizCumhurbaşkaru'na
ABD'nineski BM Büyükelçisi zenci politikaa
Andrew Young "L lusiamrası İnsan Haklan"
ödülünü verdi. Aynca, Joseph Lemaire ve
Robert Schurnamı ödüllerinin dışında ondan
fazla ülkedeki üniversiteler keudısine fahri
doktor unvanını verdi. Aralannda Kıbns ve
Yunanistan'ında bulunduğu 31 ülke
tarafından madalya ve nişanla ödüllcndirildi.
Gecenyıl Türkiye"ye ilk gelen Portekiz
Cumhurbaşkanı oldu.
MARİO SOARES
<•.*'
Portekiz Cumhurbaşkanı Mario Soares, dünya banşını yoksulluğun tehdit ettiğini vurguluyor.
yüzyılın sonuna kadar vurgulanarak gelen bin-
yıllık dönemin başlannda da doğal olarak de-
vam edecektir. Ulusal çevreyi çok aşan bu du-
rum, yeni yanıtlara ve özgün çözümlere gereksi-
nim göstermektedir.
Gerçekte, son yıllarda basındaki iletişim ve
bilgi abşverişi anlamındaki gelişmeler, sorunla-
nn küreselleşmesini ve ülkelerarası olmasını,
zararsız ve idrakin artmasına katkıda buluna-
cak bir biçimde etkileyerek daha fazla ya da
daha az algılama yeteneği, bütün toplumlara
yayılmıştır.
Sovyetler Birliği'nin bölünmesi ve bunun Or-
ta ve Doğu Avrupa'ya yansıması, komünist
modelin çöküşünü doğrulamaktadır.
Pazar ekonomisi, kendisini göstermiş; bu-
nunla birlikte çağdaş toplumlarda bulunan
karmaşık toplumsal sorunlan çözememiş ve
kendi başına da çözemeyecek görünümdedir.
Bu durum, daha büyük adaletsizlik ve yanlış-
lıklara yol açarak devletin ekonomik işlevinde
düzenleyici bir rol oynamasını ve loplumsal
adaleti güvence altına almasını öngörmektedir.
Toplumsal demokrasinin ve demokratik sos-
yalizmin üzerinde, çağdaş toplumlann karşı
karşıya kaldığı çok pahalı toplumsal güvenlik
sistemleri, sorunlanna uygun bir yanıt verebile-
cek bir biçimde tekrar düşünülmelidir.
Bizler, Avrupa Birliği'nin bünyesinde geniş
bir tartışma açarak ve yurttaşlann adeta uyku-
daki, fakat kullanmaya uygun enerjilcrini hare-
kete geçirerek katılımlannı arttırmalı, Avrupa
vatandaşlannın hukukun ımparatorluğu ve
birliğin temelleri üzerinde, büyük olavlarla vc
yeni bir dünya düzcni için savaşmalannı sağla-
malıyız.
IKayıtsızlık ve öencillik
kabullenilemez
Yaşamımın ve siyasal mücadclcmin büyük bir
bölümünü ülkemdcki uzun sürelı bir dikta-
törün kurduğu baskıya karşı savaşmaya ve in-
san haklan çerçevesindcki insani dcğcrlcrın ö/-
gürlük, toplumsal adalet ve dayaruşmasına
adamış olarak Avrupa'da yeniden egemen olan
kayıtsızlığı ve bencilliği kabul edemiyorum.
Azgeuşmişliğin ve yoksulluğun artmasının,
banşın ve uluslararası güvenliğin en büyük teh-
likesi olması, daha da ötesi, insan onuruna sal-
dınyı temsil etmesi, kalkınmanın devamlılığı-
nın reddedilemez öncelik durumuna gelmesinin
kaçınılmazüğını ortaya koymaktadır.
Soğuk savaşın sona ermesi, elverişli kaynak-
lann Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine aktanl-
ması ve uluslararası yardıma aynlan kaynakla-
nn kısıthlığı, Kuzey-Güney ilişkilerini görünür
bir biçimde değiştirmiştir. Dolayısı ile WiDy
Brandt'ın düşündüğü gibi Kuzey-Güneydiyalo-
ğunun kurulması, gerçekten süreklilik taşımaa
gereken bir zorunluluktur.
Öte yandan uluslararası sahnedeki evrim,
esasen Uçüncü Dünya düşüncesinin doğasında
olan ikilemleri daha da arttırmıştır. Bugün, Gü-
ney'de, Kuzey'de olduğu gibi ayrımcı durumlar
ve çarpıcı zıtbklar mevcuttur. Güneyde bazı
Asya ülkelerinde ve Latin Amerika'da dikkat
çekici gelişmeler gözlemlenirken diğer bazı böl-
gelerde, özellikle Afrika kıtasında durum, şid-
detli aab ve patlamaya haardır. Kuzey'de aynı
anda, büyük gelişme ve refah bölgeleri ile yan
yana var olan lekeler habndeki yoksulluk böl-
gelerinin ve sefaletin varlığını, ikilemci toplum-
lanmızda kabul edemeyiz. Bu sorunlara verile-
cek yanıtlann çözümleri, günümüzdc olduğu
kadar geçmişte de başansızlığı kanıtlanmış
olan teknokratik ilkelerden değil, yüksek insani
değerlerden gecmektedir.
lAvrupa'mn 'evnensel uygarlığı'
Avrupa'dan beklenilen mücadeleler, diğer ül-
kelerden ıstenenlerden farkb olmamakla birlik-
te Avrupa'nın "evrensel uygarlık" olarak adlan-
dınlan ve bugün yaygın kabul gören değerlerin
beşiği olması, Avnıpa Birliği içinde olan ya da
şu anda dışında bulunan biz Avrupablara, bu
değerlere uyulması noktasmda fazladan so-
rumluluklar yüklemektedir.
Kendisinden beklenen savaşımlara yanıt ve-
rebilmesi için, Avrupa'nın her şeyden önce,
hem kendi vatandaşlan hem de diğer kıtalann
vatandaşlannın gözünde, kesin ve sabit bir pro-
je ile birleşik ve dengeli bir durumda olduğunu
göstererek kendi iç bünyesini oturtması gerek-
mektedir.
Bilim ve teknolojinin
gelişiminin insanlığa sunduğu
büyük potansiyele
güvenilebilmesi, ancak bir
dizi değerlere uyularak
bütünüyle anlam kazanabilir.
Bu bize, gerçeği dönüştürme,
insanlığı etkileyen büyük
sorunlann cözümünün
olanaklı olduğunu hayal etme
ve buna inanma olanağını
verir.
Avrupa'nın yapılaşmasının sürmesi, yaşam-
saldır ve insan, mal ve sermayenin serbest dola-
şımını da sağlayıp serbest ticaretin kısıntısız bir
açık alana ulaşma tutkusu ile sınırlı kalmamab-
dır. Eğer bunu bu biçimde tanımlayabilirsek.
Avrupa Birliği'nin bugün karşı karşıya kaldı-
ğı ana sorunlar siyasal. sayunma, toplumsal ve
kültürel olarak şunlardır: Üzerinde Brükscl ka-
rarlannın sıkı bir denetimi olan. derinleşen ve
genişleyen kurumsallaşma; ekonomik ve top-
lumsal birleşmenin kuvvetlendirilmesi; birleş-
me surecinde vatandaşlann daha katıbma ol-
malan; Avrupa toplumsal kartı; yabancılar si-
yasası ve ortak güvenlik; dışa açılma... Dışa ka-
palılığı. özellikle geleneksel etki alanlanna ka-
pab bir "Avrupa kalesi" düşüncesini kabul ede-
meyiz.
Ahlaka, doğasından ötürü gereksinim duyul-
masmın ötesinde, bu açılım, birdayanışma jesti
olarak bize başka kıtalann insanlannın Avnıpa
ile ilişkileri ve yaygın sağduyu nedenlerinden
dolayı benimsetilmiştir. Avrupa. ne yöresinde
sefalet ve umursamazbğa mahkum edilmiş in-
sanlarla çevrelenmiş bir zenginlik ve refah adası
olarak yaşamabdır ne de yaşayabilir.
Karşı karşıya geldiğimizzorluklara. uluslara-
rası sahnede ortaya çıkan belirsizbklerle Av-
rupa'nın durumundan duyduğum kaygılara
karşın kcndimi güvenli duymamın nedeni, in-
sanlann; yeni durumlar karşısında kendilenni
gcliştirme vc uyum sağlama kapasitesine inan-
mamdan vc bu kapasiteye tarih boyunca sahip
olmuş olmalanndan ötürüdür.
YARIN: Urdün VeliahtPremi
ElHassan Bin Tallal
Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
DÜZELTME
BM Genel Sekreteri But-
ros Gali'nin dün yayımla-
nan yazısında iki önemli
dizgi hatası olmuştur.
"İki kuşak bojıınca, ulus-
lararası ilişkilerde iki kutup-
lu \apının dokusu, yeni bir
uluslararası oluşum getirme-
di" cümlesindeki "dokusu"
sözcüğü "çöküşü" olacaktır.
"Kalkınmava yönelik eski
yaklaşunlann aıitık vetersiz
olduğu ve yenilerinin de he-
tnen bemen denendiği göriilü-
yor" cümlesindeki "denendi-
ğj" sözcüğü de "denenmedi-
ği" olarak düzeltileceku'r.
Sayın Gali ve okurlanmı-
zdan özür dileriz.
ILAN
ÇORUM ASLİYE ÜÇÜNCL HUKUK
HÂKİMLİĞİ
DosyaNo: 1993 311
1-RecepÇelcbıoğiu- B. E\lcr Mah. Sıncm Apt. No: 14Çorum.
2- Sadık Ozkan - B. Evler Mah. Sınem Apt. No: 14 Çorum.
3- Salıh Hayır- Laçin İlçcsi.
Davacı Yusuf Özden vekıli Av. Fevzi Bilan larafından davalılar
Rccep Çelcbıoğlu ve arkada^lan alcyhinc mahkcmcmi/dc açmı^ ol-
duğu tazmınat davasının yapılan açık yargılaması sırasında \ rilen
ara karan uyarınca:
Yapılan tüm aramaİJM rağmen adrcslcrindc bulunamayan veda-
vctiyc tcbliğcdilcmcycn yukarıdaaçık kımlıklcri yazılı dav'alılara ila-
nen teblıgat y apılmasına karar verilmiiî olup, i^bu da\anın duru^ması
2H 6l994tanhincsaat09.(X)'abırakılmı>olupduru>magünunı;ihkc-
mede hazır bulunmanız vcya kendinizı bir vekillc lemsil cuirmcniz
gerekmektc olup. aksi haldc yargılamaya gıyabınızda dcvam oluna-
rak karar verileccği hususu. mt>ruhaUı da\clıye yerınc kaim olmak
üzere ilan olunur. 31 5 1994
Basın: 48755
İLAN
T.C.
ISPARTA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1993 1113
Davacı \lı İhvin Kuyucıı vckilı A\ Nccuti Şııhin larai'ından
açılan gaiplik davasının vcrilcn ara karan uyarınca;
hparta Merkez Gülcü Mahallcsi 010 03cill. 75 sayl'a. 144 kiilük
sıra no"sunda nüfusuna kayıtlı bulunan Mchmcl vc Fahriyc'dcn ol-
ma Isparla 19.5.1944 doğumlu Gükckın Kuyucu"nun kendisinden
sckiz yıldan beri habcr alınamadığı. adresinin mcchul bulunduğu bıl-
dınlmı^ olup nıahkeınemı/ee de /abıtaca adre> lahkıkalı y.ıptınlmı^.
ancak adresinin meçhu! bulunduğu bildirilmi^ olup mahkemcmızcc
de ilanen tebhgalın yapılmasına karar verilmekle aglan bu da\aya
karsı Isparla Aslıyc Hukuk Mahkcmcsınin 1993 1113 esasında ka-
yıllı duru^ması 14 7.1994 günü sıal 1)9 Oü'a bırakılmı^ bulunınakla
İxlırtılcn gün ve saaltc bu ^ahsın hazır bulunmasi. islck \e itırazlannı
bıldırmelen. durusmaya gelmedikleri takdirdc HUMK'nin 2132
maddc ve fıkrası uyannca lahkıkal veyargılamanın yokluğunda de-
vam edeccûi ilan olunur.
Basın- 48830
TATİÜNİZİ
RİSK ETMEYİN,
ÖNCE KALBİNİZİ
KONTROL ETTİRİN
TÜRK
KALP
VAKFI
18 Marıs Cad No • Ş^i, ISTAN6UI.
T* 275 12 44,45 F u 266 4712
ZAR HAA1Ç HER GUN SAAT 6 00 - 20 00
Romanlannızve
Ansiklopedileriniz
yerinizdenalınır.
Tel:5540804
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Hepsi Karmakanşık...
Leningrad'da ünlü Hermitage Müzesi'ni görenler, du-
varlara asılı dev gibi nü'leri, anadan doğma heykelleri
coşkuyla seyrederler. Kimse de bunlara müstehcen de-
mez. Seyredenler arasmda ûzbekistanlı, Kırgızistanlı
Müslümanlar da vardır. Sade Hermitage'da mı böyle?
Berlin'de de Roma'da da Londra'da da müzeler dolup
dolup boşalıyor. Çıplaklara peştemal asmak kimsenin
aklına gelmiyor. Bizim başkent belediye başkanı gibi
"Bunların içine tüküreyim" diyenler de yok!
Ha, bir zamanlar bir park müdürü çıkmış, Gençlik
Parkı'ndaki bir havuzun ortasındaki pipisi açık çocuğun
önüne bez germişti de çok kınanmıştı. Pipisinden su
akan rıeykel, kentin birçok yerlerinde epeyce dolaştık-
tan sonra Izmir Caddesi'nde görülmüştü. Ondan sonra
ne oldu bilmiyorum.
Eski belediye başkanları, fırınlardan has ekmekçıkar-
makla ünlüydüler. Şimdi, heykellere tükürmekle ün sa-
lacaklar.
Vali ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan, tabanca-
sından beynine bir kurşun sıkana kadar başkanlık etti.
Ondan sonra gelenlerden Atrf Bey gecekondulardan bir
mahalle kurmakla ün salmıştır.
Ucuzluk, pahalılık belediyelerin işi midir ki hep onlar-
dan sorulur. önümde 1936 yılından kalma bir gazete
kesiği var. Bir Amerikan Doları 123 kuruş, bir Ingiliz
Sterlini 620 kuruş, bir Reşat Altını 1059 kuruş...
Cumhuriyetin parası o yıllarda daha mı güçlüydü?
Başbakan îsmet Paşa, "Parayla oynamazdık, kimseyi
de oynatmazdık. Biryerlere bir şeyler saklardım, gerek-
tiğinde kullanırdım" diyor.
Günümüzün başbakanına bakın; kara günler için değil
bir yerlere bir şeyler saklamak, gizli yerlerdekini ortaya
döküyor. Her şey para oyunlarıyla mı ölçülü? Para para-
ya mı bağımlı?..
Kimi gazetelerde birlikte çalıştığımızReşHAşçıoğlu'-
nun bir "Gözlüklü Martı"s\ vardır. Son sayısında gör-
düm ki "GözlüklüMartı"üç yaşına basmış, kutlarız.
Reşit, "Kutlama için balık gönderilmemesi rica olu-
nur" diyor. Eğer bir şey göndermek içlerinden geliyor-
sa, "Marmara'da balık nasıl üretilir" vakfına bağışta
bulunmalarını diliyor.
Reşit Aşçıoğlu, sade yazılannda değil konuşmalann-
da da hoşsohbet bir kişidir. Istanbul'un dayanılmaz su
derdi var. Hemen bir fıkra döşeniyor:
Günlerden bir gün suyu yitirmişler, ama bulmuşlar.
Havayı yitirmişler ama bulmuşlar. Derken namusu yitir-
mişler. Bu kez bulamamışlar Ara babam ara. Suyu,
havayı bulmuşlar ama namusu bulamamışlar.
Günümüzde "failimeçriu/"cinayetlerçoğaldı. Birileri-
ni, sokağın bir yerinde, hemen temizliyorlar; ölen var,
öldüren yok. Faili meçhul cinayetler için rakam veriyor-
lar, binleri buluyor. "Faili meçhul" cinayete kurban gi-
denler arasmda din bilgini Turan Dursun da var. Turan
Dursun, kısa bir sürede birçok kitap yazdı. Bunlardan en
önemli olanı "Kuran Ansiklopedisi"dir. Bir kişinin tek
başına bir ansiklopediyi kaleme alması kolay değildir.
Yazar oturmuş bir başına, ansiklopedi işini yüklenmiş.
Elimizde şimdilfk üç cildi var. Tamamlandığında hepsi-
nin sekiz cilt olacağı bildiriliyor.
Kültür Bakanlığı, bundan 45 yıl önce Islam Ansiklope-
disini yayımlamaya başladı. Ülkenin en seçkin bilginleri
bu ansiklopedide çalıştı. Bilenlere sordum, ansiklopedi-
nin son birkaç yıl içinde tamamlandığını söylediler.
Tamamlansa bile üstünden geçen yıllar içinde birçok
eksiği, gediği vardır. Ne yeni maddeler eklenmiş, ne es-
ki maddeler çürüğe çıkmıştır. Bilgisayar uygarlığının
getirdiklerini yabana atabilir misiniz? "Kuran Ansiklo-
pedisi"n\r\ A harfinde Askerler maddesine göz atıyo-
rum; bir yanda Tanrı'nın, öte yanda Şeytan'ın askerleri
çarpışıyor. Şair Mehmet Akif bunlara Bedr'in Aslanları
diyor.
Biz ise heykelle uğraşıyoruz, "müstehcen mi değil
mi" diye soruyoruz. Çık bakalım bunların arasından!..
BULMACA
1 2 3SOLDAİN SAĞA:
1/ Rapor. 2/ Ses... De- .
miryollannda traversle-
rin altına. şose yollarda 2
düzeltilmiş toprak üzeri- «
ne döşenen taş kınklan.
3/ Karadan karaya ya da 4
sualtından >üzeye fırlatı- c
lan güdümlü füze. 4/ Bi-
rim... Avustralya'da ya- 6
şayan bir cins dcvekuşu. 7
5/ Demiryolu... Atıf Yıl-
maz'ın bir filmi. 6/ Briçte. 8
atılanbirkağıllaeşineoy- g
namasını istediği kağıdı
belirtme... Bir nota. 7/ Kıbns"takı
Rum çete örgütü... Algılanan nes-
nelerin temel niteliği. 8/XVII. yüz-
yılda Fransa"da gelişen sanat \e
edebiyat akımı. 9/ Uzun omuz at-
kısı... İtalyan Radyo-Televiz>on
Kurumunun simgesi.
YL KARIDAN AŞAĞIYA
1/ Telaşla ötcye beriye koşmak. 2/
Ekvator bölgclcrindc yctişen bir
mcyvc ağacı... İspanyollar'ın se-
vinç ünlemi. 3/ Yeterİilik. 4/ Şen.
rahat... Bir kimsenin. herhangi bir ücretin bütününden ya da bir
bölümünden bağışık tutulduğunu gösteren belge. 5/ Karagöz
oyununda kullanılan kamış düdük... Ülke. yun. 6/ Dört Ha-
lifc'nin sonuncusu... Bartın ilinin bir ılçesi. 7/ Yemin etme...
Sazın cn ince ses \cren teli. 8/ Anlaşmazbk, çekişme, kavga, 9/;
2!afcr... "Sakal seni matkabınan yolayım Bir kız bana — dedr
ncylevim" (Karacaoğlan).
L
1
ç
1
o
N
E.
M
V
A
L
A
E
S
E
M
KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Esas No: 1993 549
Davacı Şükran Aktaş tarafından davalı eşı oian Yusuf Aktaş
aleyhine açılan boşanma davasının dava dilekcesi davalı Yusuf Ak-
taş'a tebliğ olunamadığından ve yaptınlan adres tahkikatı sonuçsuz
kaldığından Kayseri ili, Pınarbaşı ilçesinin Paşı köyü nüfusunda ka-
yıtlı Yusuf Aktaş'ın mahkememizde görülmekte olan 19.7.1994 tari-
hindeki boşanma davasının 1993 549 esas nolu dosyasına başvurma-
sı ya da kendisini bir vekille temsil ettirmesi. aksi takdirde yokluğun-
da karar verileceği ve iş bu ilanın dava dilekçesinin tebliği yerine kaim
olmak üzere ilan olunur. 26.1.1994
Basın: 48943
KOÇARLISULH CEZA HÂKİMLİĞt'NDEN
EsasNo: 1993 104
KararNo:l994 51
Gıda Maddaleri Tiiziiğü'nc muhalefel suçundan sanık Kocarlı ilcesi
Bıy ıklı kasabası Yeni Mahalle nüfusuna kayıtlı \e halen Kocarlı ilcesi
Bıyıklı kasabasında otunın \eayni yerde kasaplık yapan Durmuş Alı
\e Ke/iban'd.ın olrna Kocarlı 1 8 1%3 dogumlu Hüseyin Giindem
h.ıkkında acılun kamu davasının mahkememizde 3005 S.K. hüküm-
lerı ııereüıncc yapılan açık yarmlamalan sonunda; sanığın eylemi
ııcdeni ile TCK 396. 119. 81 2.^81 3-4. 647 SK 4. TCK 72. 402 1.
402 2. TCK 398. 19. 813-». XI 2. 647 SK 4. TCK 72. 402 1. 402 2
maddelerigereğinceloplam 1.423.332TLağırpara. I4günişyerika-
panıa. 6 ay nıeslek vınal ve licırelinin taüline karar verilmiştir.
İlan olunur. 31.5.1994
Basın: 28721