27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN1994 PAZARTESİ 10 ÜCÜNCÜ BİNYIL'A DOĞRU Portekiz Cumhurbaşkanı Mario Soares, umut ve beklentilerini Cumhuriyet'e yazdı Tarihinbin yıllıkivmesi...Bin yıllık dönemin bu son dilimindeki tarih- sel gelişimin ivmesinin, önceki dönemlerde bir benzeri yoktur. Içınde yaşadığımız karmaşık ortam, her şeyden önce, komünist dünyanın dağılrnasından sonra ortaya çıkan ve denetim olanağı olmayan düzensiz uluslararası ibşkile- rin bir sonucudur. Bir belirsizlik ve kararsızhk ortarru yaratan bu düzensizlik; basit bir tesadüf olduğu kesinlik kazanmayan düşünce ve değerlerin genel kar- gaşası ve büyük bir ekonomık durgunlukla eş- bk edilerek uluslararası gelişmenin bu üç ana kutbuna erişmiştır. Iİyimsepler: Ysni dûnyayı kupuyoruz Içinde çaüşmalann, gerginliklerin ve adalet- sizbklerin yer almayacağı yeni bir dünyayı çar- çabuk kurmayı düşleyen aşın iyimserlik sahip- leri; içinde bulunduğumuz bu etkili dönemin süresini tamamlayıp, çok kısa bir zamanda yeni ve acı veren gerçeklerle yüz yüze gelmişlerdir. Herkesin farkına vardığı gibi, demokrasinin evrenselliği ve insan haklanna saygı, yannlar için değildir. Tersine, eski anlaşmazbklann tek- rar boy verdiği, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen diğerlerinin, çoğunlukla da ender göriilen bir vahşet ve zalimliğin özelliklerini taşır bir biçim- de geliştiğini gözlemliyoruz. Dünya nüfusunun üçte ikisinin, yaşamsal beslenme ürünleri gereksiniminden yoksun ol- duğu, özellikle çocuklann bu kabul edilmez ve üzücü durumun kurbanı olduğu, çoğunluğu- nun erken yaşta ölüme mahkum edilrniş, yetiş- kin çağa erişebilenlerin ise geleceklerinin onanl- maz bir biçimde zedelendiği bir dönemde, geliş- mekte olan ülkelerin durumu daha da zorlaş- maktadır. | Kıta nûfuslan tehdit altında Genel anlamda bilimin. özel anlamda ilaçlann görkemli gelişimine karşın kökünün kazın- dığını sandığımız salgın hastahklann yayılması- na, AIDS gibi yeni hastahklann ortaya çıkma- sına ve yayılmalannı sürdürmeleri sonucunda, milyonlarca kurban alıp lcıtalann dahi nüfusla- nnı tehdit eder duruma gelmiş olmalanna tanık oluyoruz. Bugün olduğu gibi, olaylann özellikle voğun ve beklenmeven bir tempo ile tırmandığı ve büvük degisimlerin varlığı ile tanınan kontrol edilebilmesi zor olan ani hareketlerin ortaya çıktığı tarihi dönemler, ulusal düzeyde olduğu kadar uluslararası düzeyde de derin bir huzursuzluğu geri getirmektedir. Yeşil alanlann tahrip edilmesı, okyanus ve nehirlerin kirlenmesi, atmosferin kirlenmesi ile çevreye saldınlann artması, bizleri çepeçevre kuşatmış ve insan kuşağının sürmesini ciddi bir biçimde tehdit eder duruma gelmiştir. Nüfus patlaması sürmektedir ve şu andaki artış hızının sürmesi durumunda, önümüzdeki yûzyılda dünya nüfusunun katlanmasına yol açacakür. Bu gelişme, kalkınma açısından çok yüksek maliyetler getirecek ve yoksul ülkeler- den zengin ülkelere olan göçlerin artmasına katkıda bulunacaktır. Yoksul ve zengin ülkelerin, geri kalmış ve kalkınmış bölgelerin, yoksul ve zenginlerin, işi olanlann ve işsizlerin aralanndaki düzey farklı- hklan daRa da açılarak kötüleşmiştir. GATT Anlaşması'nı imzalamamızdan ötürü hepimizi kutlamaktan kendimizi alakoyamıyo- ruz. Sadece dünya ticaretindeki gelişmelerin öngördüğü iyimser tahminlerimizi onaylayana ve esas olarak yalnızca gelişmiş ülkelerin yaran- na değil, aynı zamanda en çarpıcı eşitsizlikleri büe azaltacak yönde oluşana değin beklemeli- yiz. | Tapih, geçmişten ders almalı Doğal olarak, otoriter rejimlerin, siyasal ve din- sel fanatizmin ortadan kalkmasının ivediliği ve değişik alanlarda kendini ifade olanağı bulan köktencilerin ve bizlere, yakın geçmişe kadar sonsuza değin çözümlemiş olduğumuzu sandı- ğımız insanlık tarihinin utanç sayfalannı anım- saürcasına artan ırkçılık ve yabancı düşmanb- ğının üzücü anılannı aşmakta, bu içinde bulun- duğumuz olanaklar demeti yardıma olacakür. Toplumsal düzeyde ve uluslararası platform- da iyi ve kötü içinde geçerli olan hızlı değişim, PORTRE Kıdemli birdemokrasi savaşçısı MarioAlberto Nobre LopesSoares, 1924'te Uzbon'dadoğdu. Babası ilkcumhuriyet döneminın bir politikacısı,yazan ve ögretmeni olanJoao Lopesve annesi de Elisa Nobre ıdi. Eşi Maria ile 1949'da evlenen Soares'in oğlu Sosyalist Parti milletvekili, kızıisegazeteci ve dededen kalan Modern Kolej'in müdiresidir. lizbon Üni versitesi'nde önce tarih-felsefe ve sonrada hukuk fakülteleriru bitiren Soares, sürgündeyaşadığı Fransa'da yıliarca avukatlık ve doçentlik yaptı. Salarizme karşı çeşitli gençlik örgütlerinde değişik direnişçi sorumluluklar yüklendi. Siyasal veaskeri mahkemelerdedavalarda siyasal mahkumJan savundu. Bu savunmalanndan dolayı 12kez tutuklandı, önce Afrika'ya sonra Fransa'ya sürûldü. 1961 'de demokratikleşme programını kaleme aldı. 1965-69'damuhalefet adayı olarak seçime girdi. Dahasonragene! sekreter seçileceği Sosyalist Parti'nin çekirdeği olan "Portekiz Sosyalist Eyteau" adlı örgütü Almanya'da kurdu. Sürgünde bulunduğu Fransa'dan, daha sonra "özgürlük Trera" adı verilecek bir biçimde 1974'te Ponekiz'edöndü. tlk üçhükümette Dışjşleri Bakanbğı yapü. Portekiz kolonilerinin özgürlükleri süreani başlattı. 1975'te hükümet içindeki yeni birdiktatörlük eğiliminin doğmasıru yuzbinierce insan gibi o daprotestoetti. 1976 seçiminde başbakanoldu. Bu dönemde neredeyse iflasa giden ekonomik olaylaria uğraşmak ve IM F denetiminegirmek zorunda kaldı. Bu arada eski kolonilerden dönen 1 miiyon Portekizli'nin toplumla kaynaştınlması sorunuyla karşılaşü. Demokratikyasalançıkartü. 1978-83yülan arasmda muhalefetedüştü. Demokratik anayasarun çıkmasım sağladı. 83 seçimindekurulan koalisyon hükümetinde başbakan oldu. Biryandan yeni birekonomik bunabmıçözmeye ve öte yandan da Avrupa Topluluğu'na girme görüşmelerini tamamlamayaçahştı. Portekiz'in 1985'te ATye tam üyeolarak girişini gerçekleştirdi. 1985 seçimini kaybetti, ancak 1986'da cumhurbaşkanlığma adaybğını koydu. Halk taratîndan doğrudan doğruya seçilen birinci cumhurbaşkanı oldu. 1991 seçimlerinde oylann yüzde 70.5'inialarak yeniden seçüdi. Parlamenterliğidöneminde Sosyalist Entemasyonal'in Ortadoğu İşlerinden Sorumlu Başkanhğj görevinde bulundu. Portekiz Yazarlar Cemiyeti üyesi olan Soares -"•*' çeşitli yerliveyabana gazetelerde yaalar yayımladı. Pek çok başanh eseri olan PortekizCumhurbaşkaru'na ABD'nineski BM Büyükelçisi zenci politikaa Andrew Young "L lusiamrası İnsan Haklan" ödülünü verdi. Aynca, Joseph Lemaire ve Robert Schurnamı ödüllerinin dışında ondan fazla ülkedeki üniversiteler keudısine fahri doktor unvanını verdi. Aralannda Kıbns ve Yunanistan'ında bulunduğu 31 ülke tarafından madalya ve nişanla ödüllcndirildi. Gecenyıl Türkiye"ye ilk gelen Portekiz Cumhurbaşkanı oldu. MARİO SOARES <•.*' Portekiz Cumhurbaşkanı Mario Soares, dünya banşını yoksulluğun tehdit ettiğini vurguluyor. yüzyılın sonuna kadar vurgulanarak gelen bin- yıllık dönemin başlannda da doğal olarak de- vam edecektir. Ulusal çevreyi çok aşan bu du- rum, yeni yanıtlara ve özgün çözümlere gereksi- nim göstermektedir. Gerçekte, son yıllarda basındaki iletişim ve bilgi abşverişi anlamındaki gelişmeler, sorunla- nn küreselleşmesini ve ülkelerarası olmasını, zararsız ve idrakin artmasına katkıda buluna- cak bir biçimde etkileyerek daha fazla ya da daha az algılama yeteneği, bütün toplumlara yayılmıştır. Sovyetler Birliği'nin bölünmesi ve bunun Or- ta ve Doğu Avrupa'ya yansıması, komünist modelin çöküşünü doğrulamaktadır. Pazar ekonomisi, kendisini göstermiş; bu- nunla birlikte çağdaş toplumlarda bulunan karmaşık toplumsal sorunlan çözememiş ve kendi başına da çözemeyecek görünümdedir. Bu durum, daha büyük adaletsizlik ve yanlış- lıklara yol açarak devletin ekonomik işlevinde düzenleyici bir rol oynamasını ve loplumsal adaleti güvence altına almasını öngörmektedir. Toplumsal demokrasinin ve demokratik sos- yalizmin üzerinde, çağdaş toplumlann karşı karşıya kaldığı çok pahalı toplumsal güvenlik sistemleri, sorunlanna uygun bir yanıt verebile- cek bir biçimde tekrar düşünülmelidir. Bizler, Avrupa Birliği'nin bünyesinde geniş bir tartışma açarak ve yurttaşlann adeta uyku- daki, fakat kullanmaya uygun enerjilcrini hare- kete geçirerek katılımlannı arttırmalı, Avrupa vatandaşlannın hukukun ımparatorluğu ve birliğin temelleri üzerinde, büyük olavlarla vc yeni bir dünya düzcni için savaşmalannı sağla- malıyız. IKayıtsızlık ve öencillik kabullenilemez Yaşamımın ve siyasal mücadclcmin büyük bir bölümünü ülkemdcki uzun sürelı bir dikta- törün kurduğu baskıya karşı savaşmaya ve in- san haklan çerçevesindcki insani dcğcrlcrın ö/- gürlük, toplumsal adalet ve dayaruşmasına adamış olarak Avrupa'da yeniden egemen olan kayıtsızlığı ve bencilliği kabul edemiyorum. Azgeuşmişliğin ve yoksulluğun artmasının, banşın ve uluslararası güvenliğin en büyük teh- likesi olması, daha da ötesi, insan onuruna sal- dınyı temsil etmesi, kalkınmanın devamlılığı- nın reddedilemez öncelik durumuna gelmesinin kaçınılmazüğını ortaya koymaktadır. Soğuk savaşın sona ermesi, elverişli kaynak- lann Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine aktanl- ması ve uluslararası yardıma aynlan kaynakla- nn kısıthlığı, Kuzey-Güney ilişkilerini görünür bir biçimde değiştirmiştir. Dolayısı ile WiDy Brandt'ın düşündüğü gibi Kuzey-Güneydiyalo- ğunun kurulması, gerçekten süreklilik taşımaa gereken bir zorunluluktur. Öte yandan uluslararası sahnedeki evrim, esasen Uçüncü Dünya düşüncesinin doğasında olan ikilemleri daha da arttırmıştır. Bugün, Gü- ney'de, Kuzey'de olduğu gibi ayrımcı durumlar ve çarpıcı zıtbklar mevcuttur. Güneyde bazı Asya ülkelerinde ve Latin Amerika'da dikkat çekici gelişmeler gözlemlenirken diğer bazı böl- gelerde, özellikle Afrika kıtasında durum, şid- detli aab ve patlamaya haardır. Kuzey'de aynı anda, büyük gelişme ve refah bölgeleri ile yan yana var olan lekeler habndeki yoksulluk böl- gelerinin ve sefaletin varlığını, ikilemci toplum- lanmızda kabul edemeyiz. Bu sorunlara verile- cek yanıtlann çözümleri, günümüzdc olduğu kadar geçmişte de başansızlığı kanıtlanmış olan teknokratik ilkelerden değil, yüksek insani değerlerden gecmektedir. lAvrupa'mn 'evnensel uygarlığı' Avrupa'dan beklenilen mücadeleler, diğer ül- kelerden ıstenenlerden farkb olmamakla birlik- te Avrupa'nın "evrensel uygarlık" olarak adlan- dınlan ve bugün yaygın kabul gören değerlerin beşiği olması, Avnıpa Birliği içinde olan ya da şu anda dışında bulunan biz Avrupablara, bu değerlere uyulması noktasmda fazladan so- rumluluklar yüklemektedir. Kendisinden beklenen savaşımlara yanıt ve- rebilmesi için, Avrupa'nın her şeyden önce, hem kendi vatandaşlan hem de diğer kıtalann vatandaşlannın gözünde, kesin ve sabit bir pro- je ile birleşik ve dengeli bir durumda olduğunu göstererek kendi iç bünyesini oturtması gerek- mektedir. Bilim ve teknolojinin gelişiminin insanlığa sunduğu büyük potansiyele güvenilebilmesi, ancak bir dizi değerlere uyularak bütünüyle anlam kazanabilir. Bu bize, gerçeği dönüştürme, insanlığı etkileyen büyük sorunlann cözümünün olanaklı olduğunu hayal etme ve buna inanma olanağını verir. Avrupa'nın yapılaşmasının sürmesi, yaşam- saldır ve insan, mal ve sermayenin serbest dola- şımını da sağlayıp serbest ticaretin kısıntısız bir açık alana ulaşma tutkusu ile sınırlı kalmamab- dır. Eğer bunu bu biçimde tanımlayabilirsek. Avrupa Birliği'nin bugün karşı karşıya kaldı- ğı ana sorunlar siyasal. sayunma, toplumsal ve kültürel olarak şunlardır: Üzerinde Brükscl ka- rarlannın sıkı bir denetimi olan. derinleşen ve genişleyen kurumsallaşma; ekonomik ve top- lumsal birleşmenin kuvvetlendirilmesi; birleş- me surecinde vatandaşlann daha katıbma ol- malan; Avrupa toplumsal kartı; yabancılar si- yasası ve ortak güvenlik; dışa açılma... Dışa ka- palılığı. özellikle geleneksel etki alanlanna ka- pab bir "Avrupa kalesi" düşüncesini kabul ede- meyiz. Ahlaka, doğasından ötürü gereksinim duyul- masmın ötesinde, bu açılım, birdayanışma jesti olarak bize başka kıtalann insanlannın Avnıpa ile ilişkileri ve yaygın sağduyu nedenlerinden dolayı benimsetilmiştir. Avrupa. ne yöresinde sefalet ve umursamazbğa mahkum edilmiş in- sanlarla çevrelenmiş bir zenginlik ve refah adası olarak yaşamabdır ne de yaşayabilir. Karşı karşıya geldiğimizzorluklara. uluslara- rası sahnede ortaya çıkan belirsizbklerle Av- rupa'nın durumundan duyduğum kaygılara karşın kcndimi güvenli duymamın nedeni, in- sanlann; yeni durumlar karşısında kendilenni gcliştirme vc uyum sağlama kapasitesine inan- mamdan vc bu kapasiteye tarih boyunca sahip olmuş olmalanndan ötürüdür. YARIN: Urdün VeliahtPremi ElHassan Bin Tallal Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z DÜZELTME BM Genel Sekreteri But- ros Gali'nin dün yayımla- nan yazısında iki önemli dizgi hatası olmuştur. "İki kuşak bojıınca, ulus- lararası ilişkilerde iki kutup- lu \apının dokusu, yeni bir uluslararası oluşum getirme- di" cümlesindeki "dokusu" sözcüğü "çöküşü" olacaktır. "Kalkınmava yönelik eski yaklaşunlann aıitık vetersiz olduğu ve yenilerinin de he- tnen bemen denendiği göriilü- yor" cümlesindeki "denendi- ğj" sözcüğü de "denenmedi- ği" olarak düzeltileceku'r. Sayın Gali ve okurlanmı- zdan özür dileriz. ILAN ÇORUM ASLİYE ÜÇÜNCL HUKUK HÂKİMLİĞİ DosyaNo: 1993 311 1-RecepÇelcbıoğiu- B. E\lcr Mah. Sıncm Apt. No: 14Çorum. 2- Sadık Ozkan - B. Evler Mah. Sınem Apt. No: 14 Çorum. 3- Salıh Hayır- Laçin İlçcsi. Davacı Yusuf Özden vekıli Av. Fevzi Bilan larafından davalılar Rccep Çelcbıoğlu ve arkada^lan alcyhinc mahkcmcmi/dc açmı^ ol- duğu tazmınat davasının yapılan açık yargılaması sırasında \ rilen ara karan uyarınca: Yapılan tüm aramaİJM rağmen adrcslcrindc bulunamayan veda- vctiyc tcbliğcdilcmcycn yukarıdaaçık kımlıklcri yazılı dav'alılara ila- nen teblıgat y apılmasına karar verilmiiî olup, i^bu da\anın duru^ması 2H 6l994tanhincsaat09.(X)'abırakılmı>olupduru>magünunı;ihkc- mede hazır bulunmanız vcya kendinizı bir vekillc lemsil cuirmcniz gerekmektc olup. aksi haldc yargılamaya gıyabınızda dcvam oluna- rak karar verileccği hususu. mt>ruhaUı da\clıye yerınc kaim olmak üzere ilan olunur. 31 5 1994 Basın: 48755 İLAN T.C. ISPARTA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1993 1113 Davacı \lı İhvin Kuyucıı vckilı A\ Nccuti Şııhin larai'ından açılan gaiplik davasının vcrilcn ara karan uyarınca; hparta Merkez Gülcü Mahallcsi 010 03cill. 75 sayl'a. 144 kiilük sıra no"sunda nüfusuna kayıtlı bulunan Mchmcl vc Fahriyc'dcn ol- ma Isparla 19.5.1944 doğumlu Gükckın Kuyucu"nun kendisinden sckiz yıldan beri habcr alınamadığı. adresinin mcchul bulunduğu bıl- dınlmı^ olup nıahkeınemı/ee de /abıtaca adre> lahkıkalı y.ıptınlmı^. ancak adresinin meçhu! bulunduğu bildirilmi^ olup mahkemcmızcc de ilanen tebhgalın yapılmasına karar verilmekle aglan bu da\aya karsı Isparla Aslıyc Hukuk Mahkcmcsınin 1993 1113 esasında ka- yıllı duru^ması 14 7.1994 günü sıal 1)9 Oü'a bırakılmı^ bulunınakla İxlırtılcn gün ve saaltc bu ^ahsın hazır bulunmasi. islck \e itırazlannı bıldırmelen. durusmaya gelmedikleri takdirdc HUMK'nin 2132 maddc ve fıkrası uyannca lahkıkal veyargılamanın yokluğunda de- vam edeccûi ilan olunur. Basın- 48830 TATİÜNİZİ RİSK ETMEYİN, ÖNCE KALBİNİZİ KONTROL ETTİRİN TÜRK KALP VAKFI 18 Marıs Cad No • Ş^i, ISTAN6UI. T* 275 12 44,45 F u 266 4712 ZAR HAA1Ç HER GUN SAAT 6 00 - 20 00 Romanlannızve Ansiklopedileriniz yerinizdenalınır. Tel:5540804 POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Hepsi Karmakanşık... Leningrad'da ünlü Hermitage Müzesi'ni görenler, du- varlara asılı dev gibi nü'leri, anadan doğma heykelleri coşkuyla seyrederler. Kimse de bunlara müstehcen de- mez. Seyredenler arasmda ûzbekistanlı, Kırgızistanlı Müslümanlar da vardır. Sade Hermitage'da mı böyle? Berlin'de de Roma'da da Londra'da da müzeler dolup dolup boşalıyor. Çıplaklara peştemal asmak kimsenin aklına gelmiyor. Bizim başkent belediye başkanı gibi "Bunların içine tüküreyim" diyenler de yok! Ha, bir zamanlar bir park müdürü çıkmış, Gençlik Parkı'ndaki bir havuzun ortasındaki pipisi açık çocuğun önüne bez germişti de çok kınanmıştı. Pipisinden su akan rıeykel, kentin birçok yerlerinde epeyce dolaştık- tan sonra Izmir Caddesi'nde görülmüştü. Ondan sonra ne oldu bilmiyorum. Eski belediye başkanları, fırınlardan has ekmekçıkar- makla ünlüydüler. Şimdi, heykellere tükürmekle ün sa- lacaklar. Vali ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan, tabanca- sından beynine bir kurşun sıkana kadar başkanlık etti. Ondan sonra gelenlerden Atrf Bey gecekondulardan bir mahalle kurmakla ün salmıştır. Ucuzluk, pahalılık belediyelerin işi midir ki hep onlar- dan sorulur. önümde 1936 yılından kalma bir gazete kesiği var. Bir Amerikan Doları 123 kuruş, bir Ingiliz Sterlini 620 kuruş, bir Reşat Altını 1059 kuruş... Cumhuriyetin parası o yıllarda daha mı güçlüydü? Başbakan îsmet Paşa, "Parayla oynamazdık, kimseyi de oynatmazdık. Biryerlere bir şeyler saklardım, gerek- tiğinde kullanırdım" diyor. Günümüzün başbakanına bakın; kara günler için değil bir yerlere bir şeyler saklamak, gizli yerlerdekini ortaya döküyor. Her şey para oyunlarıyla mı ölçülü? Para para- ya mı bağımlı?.. Kimi gazetelerde birlikte çalıştığımızReşHAşçıoğlu'- nun bir "Gözlüklü Martı"s\ vardır. Son sayısında gör- düm ki "GözlüklüMartı"üç yaşına basmış, kutlarız. Reşit, "Kutlama için balık gönderilmemesi rica olu- nur" diyor. Eğer bir şey göndermek içlerinden geliyor- sa, "Marmara'da balık nasıl üretilir" vakfına bağışta bulunmalarını diliyor. Reşit Aşçıoğlu, sade yazılannda değil konuşmalann- da da hoşsohbet bir kişidir. Istanbul'un dayanılmaz su derdi var. Hemen bir fıkra döşeniyor: Günlerden bir gün suyu yitirmişler, ama bulmuşlar. Havayı yitirmişler ama bulmuşlar. Derken namusu yitir- mişler. Bu kez bulamamışlar Ara babam ara. Suyu, havayı bulmuşlar ama namusu bulamamışlar. Günümüzde "failimeçriu/"cinayetlerçoğaldı. Birileri- ni, sokağın bir yerinde, hemen temizliyorlar; ölen var, öldüren yok. Faili meçhul cinayetler için rakam veriyor- lar, binleri buluyor. "Faili meçhul" cinayete kurban gi- denler arasmda din bilgini Turan Dursun da var. Turan Dursun, kısa bir sürede birçok kitap yazdı. Bunlardan en önemli olanı "Kuran Ansiklopedisi"dir. Bir kişinin tek başına bir ansiklopediyi kaleme alması kolay değildir. Yazar oturmuş bir başına, ansiklopedi işini yüklenmiş. Elimizde şimdilfk üç cildi var. Tamamlandığında hepsi- nin sekiz cilt olacağı bildiriliyor. Kültür Bakanlığı, bundan 45 yıl önce Islam Ansiklope- disini yayımlamaya başladı. Ülkenin en seçkin bilginleri bu ansiklopedide çalıştı. Bilenlere sordum, ansiklopedi- nin son birkaç yıl içinde tamamlandığını söylediler. Tamamlansa bile üstünden geçen yıllar içinde birçok eksiği, gediği vardır. Ne yeni maddeler eklenmiş, ne es- ki maddeler çürüğe çıkmıştır. Bilgisayar uygarlığının getirdiklerini yabana atabilir misiniz? "Kuran Ansiklo- pedisi"n\r\ A harfinde Askerler maddesine göz atıyo- rum; bir yanda Tanrı'nın, öte yanda Şeytan'ın askerleri çarpışıyor. Şair Mehmet Akif bunlara Bedr'in Aslanları diyor. Biz ise heykelle uğraşıyoruz, "müstehcen mi değil mi" diye soruyoruz. Çık bakalım bunların arasından!.. BULMACA 1 2 3SOLDAİN SAĞA: 1/ Rapor. 2/ Ses... De- . miryollannda traversle- rin altına. şose yollarda 2 düzeltilmiş toprak üzeri- « ne döşenen taş kınklan. 3/ Karadan karaya ya da 4 sualtından >üzeye fırlatı- c lan güdümlü füze. 4/ Bi- rim... Avustralya'da ya- 6 şayan bir cins dcvekuşu. 7 5/ Demiryolu... Atıf Yıl- maz'ın bir filmi. 6/ Briçte. 8 atılanbirkağıllaeşineoy- g namasını istediği kağıdı belirtme... Bir nota. 7/ Kıbns"takı Rum çete örgütü... Algılanan nes- nelerin temel niteliği. 8/XVII. yüz- yılda Fransa"da gelişen sanat \e edebiyat akımı. 9/ Uzun omuz at- kısı... İtalyan Radyo-Televiz>on Kurumunun simgesi. YL KARIDAN AŞAĞIYA 1/ Telaşla ötcye beriye koşmak. 2/ Ekvator bölgclcrindc yctişen bir mcyvc ağacı... İspanyollar'ın se- vinç ünlemi. 3/ Yeterİilik. 4/ Şen. rahat... Bir kimsenin. herhangi bir ücretin bütününden ya da bir bölümünden bağışık tutulduğunu gösteren belge. 5/ Karagöz oyununda kullanılan kamış düdük... Ülke. yun. 6/ Dört Ha- lifc'nin sonuncusu... Bartın ilinin bir ılçesi. 7/ Yemin etme... Sazın cn ince ses \cren teli. 8/ Anlaşmazbk, çekişme, kavga, 9/; 2!afcr... "Sakal seni matkabınan yolayım Bir kız bana — dedr ncylevim" (Karacaoğlan). L 1 ç 1 o N E. M V A L A E S E M KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1993 549 Davacı Şükran Aktaş tarafından davalı eşı oian Yusuf Aktaş aleyhine açılan boşanma davasının dava dilekcesi davalı Yusuf Ak- taş'a tebliğ olunamadığından ve yaptınlan adres tahkikatı sonuçsuz kaldığından Kayseri ili, Pınarbaşı ilçesinin Paşı köyü nüfusunda ka- yıtlı Yusuf Aktaş'ın mahkememizde görülmekte olan 19.7.1994 tari- hindeki boşanma davasının 1993 549 esas nolu dosyasına başvurma- sı ya da kendisini bir vekille temsil ettirmesi. aksi takdirde yokluğun- da karar verileceği ve iş bu ilanın dava dilekçesinin tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 26.1.1994 Basın: 48943 KOÇARLISULH CEZA HÂKİMLİĞt'NDEN EsasNo: 1993 104 KararNo:l994 51 Gıda Maddaleri Tiiziiğü'nc muhalefel suçundan sanık Kocarlı ilcesi Bıy ıklı kasabası Yeni Mahalle nüfusuna kayıtlı \e halen Kocarlı ilcesi Bıyıklı kasabasında otunın \eayni yerde kasaplık yapan Durmuş Alı \e Ke/iban'd.ın olrna Kocarlı 1 8 1%3 dogumlu Hüseyin Giindem h.ıkkında acılun kamu davasının mahkememizde 3005 S.K. hüküm- lerı ııereüıncc yapılan açık yarmlamalan sonunda; sanığın eylemi ııcdeni ile TCK 396. 119. 81 2.^81 3-4. 647 SK 4. TCK 72. 402 1. 402 2. TCK 398. 19. 813-». XI 2. 647 SK 4. TCK 72. 402 1. 402 2 maddelerigereğinceloplam 1.423.332TLağırpara. I4günişyerika- panıa. 6 ay nıeslek vınal ve licırelinin taüline karar verilmiştir. İlan olunur. 31.5.1994 Basın: 28721
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle