05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN1994 PERŞEMBE HABERLER İslami Hareket davası • İstanbul Haber Servisi - İslami Hareket Örgütü davasına İstanbul 3 numaralı DGM dedevamedildi. Savunma a\ ukatlan. tutuklu sanıkiar Ekrem Baytap ve Mehmet Zeki Deniz'in yargjlandıklan suçlan işlediklerine ilişkin kanıt olmadığını ileri sürerek tahliyc talebinde bulundular. Mahkeme. tahliye istemlerini reddcderek duruşmayı ileri birtariheerteledi. Kupban Derisi davasında iki mahkûmiyet • BALIKESİR (Cumhuriyet) - Türk Hav a Kurumu BalıkesirŞubesi tarafından. kurban derisi loplama konusunda açılan dört davadan ikisinde mahkûmivet karan verildi. Balıkesir 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davalarda, Adnan Menderes Mahallesi Muhtan Ülkü Acar ile Adnan Menderes Mahallesi Cami yapürma Derneği'nden Emin Aksel hakkında üçay hpapiscezası verildi. Cezalar, para cezasınaçevrildi. İbrahim Gürbüz tutuklandı • İstanbul Haber Servisi - Mezopotamya Kültür Merkezi Başkanı İbrahim Gürbüz'ün, bir süre önce Av rupa Parlamentosu Yeşiller Grubu'nca Çırağan Oteii'ndedüzenlenen sempozyumda. siyasi parti temsilcilerinin konuşmalanna ilişkin. Özgür Ülke gazetesinde yazdığı makale nedeniyle ifade \ermek üzere DGM BaşsavcılığTna çağnldığı belirtildi. Gürbüz daha sonra "bölücülük propagandası vapmak" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sendikacılar yinemahkemede •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yargıtay, 3 Ocak 199I tarihindeişbırakma eylcmi yapılmasını kararlaştırmakla suçlanan sendika liderlerinin beraat karannı, "'eksik inceleme" gerekçesiyle bozma yönünde kararverdi. Karar doğrultusunda, 46 sendikacı ""kanun dışı grev karan aldıklan" gerekçesiv le. eylül ayındavenidenvargıönüne çıkacak. TGRT'ye silahlı saldırı • İSTANBUL (AA)- TürkiveGazetesi Radyo Televiz> onu'nun (TGRT) idare binası. önceki gece kimliği henüz belirlenemeyen iki kişi tarafından kurşunlandı. Binanın 2. katının camlannın kınldığı olayda ölen ya da yaralananın olmadığı bildirildi. m Agop Bann Naile Bolat Akıl hastası dehşet saçtı • İSTANBL'L(AA). Kocamustafapaşa'da. çevresine rasgele ateş eden akıl hastası. bir kişiyi öldürdü. bir kişivi de yaraladı. Kocamustafapaşa Yeni Kemancı Sitesi Menekşe Apartmanı'nda oturan Agop Bann (49) adli akli dengesi bozuk kişi. dün saat 14.00 sıralannda ikinci kattaki dairesinin kapısına çıkarak merdiv enlerde bulunanlara ateş açtı. Açılan ateş sonucu Melek Akgün (67) hayatını yitirirken Akgün'ün kızı Naile Bolat (43)iseayağındanyaralandı. Bann, daha sonra dairesinin balkonundan etrafa kurşun yağdırmaya başladı. Daire kapısını kırarak içen giren polisler. Bann'ı etkisiz hale getirerek gözaltına aldılar. SATILIK DAİRE K.Mustafapaşa'da 85m2 katkaloriferli daire satılıktır. Tel: 589 3893 Sıvas katliamı, birind yıldönümünde etkinliklerle anılacak 2 TeıııııııızDemokrasi GünüHaber Merkezi- Şeriat >anlılan tara- fından geçen >ıl 2 Temmuz da 37 aydı- nın diri diri yakılarak öldürülmesiyle sonuçlanan kanlı Sıvas Katliamı. birin- ci yıldönümünde tüm yurtta düzenlene- cek etkinliklerle lanetlenecek. İstanbul. İzmir ve Mersin başta ol- mak üzere yurtiçinde ve dışında miting. yürüv üş. salon toplantısı. pancl, sergi ve park açılışları gerçekleştirilecek. Katli- amın vıldönümü nedcniylebirarayage- len 24 demokratik platform. 2 Tem- mu7"un her vı! "Demokrasi ve Laiklik İçin Mücadele Günü" olarak anılmasını kararlaştınrken Pir Sultan Abdal Kül- tür Demeği'nin Ankara. İsıanbul. İzmir ve Mersin şubelerinde. sanıklann onar onar tahlive edilmelerini protesto etmek amacıvla 4 günlük açlık erevine başlan- dı. Sıvas Katliamfnın 1. yıldönümünde düzenleneeek etkinliklcri gerçekleştir- mck üzere 10 kurumdanoluşturulan or- tak komite temsilcileri. dün İstanbul Tabip Odasf nda konuya ilişkin bir ba- sın açıklaması düzenlendiler. Ortak ko- mite adına Çağdaş Hukukçular Der- neği (ÇHD) Yönetim Kurulu üyesi Ce- mal Yücel tarafından okunan basın açı- klamasında. Sıvas Katliamrnın yıl- dönümü olan 2 Temmuz'da yapılması kararlaştınlan etkinlikler hakkında bil- gi verildi. Ortak komitevi oluşturan 10 kuru- mun. 2 Temmuz I994'te Sıvas'ta ger- çekleştirilecek etkinliklere katılma ka- ran aldığını belirten Yücel. bu konuda Sıvas ve diğer illerle bağlantı kurula- cağını söyledi. Yücel. İstanbul'da ger- çekleştirilecek etkinlikleri ise şöyle sıra- ladı: "Sn as Katliamı \ e Sivas davasının tar- tışılacağı bir pancl vapılacak. 2 Temmuz 1994 günü Zincirlikuyu >e karacaahmet mezarlıklarında mezar zhareti gerçek- leştirilecek. L.vgun bir alanda açık hava mitingi vapılacak. Pir Sultao Abdal Kül- tür Derneği tarafından İnönü Stad- yumu'nda düzenleneeek olan etkinliğe destek verilecek. Sı>as Dayanışma Der- neği tarafından 9 Temmuz 1994 tarihin- de Gazeteciler Cemiyeti'nde vapılacak olan dinlcti. sergi ve panele destek verile- cek." Etkinliklerin yeri ve tarihlerinin daha sonra duvurulacağını belirten Yücel. bi- rinci etkinliğin Sıvas'ta. diğerlerinin ise İstanbul'da yapılacağını vurguladı. De- mokrasi. özgürlük ve laiklikten yana tüm kişi vckuruluşlan. düzenleneeek et- kinliklere destek vermeye çağıran Yü- DYP'liCiloğlu Milletvekilleri, iş takibinden zengin oluyor >3 eriatçı yobazlarcagerçekleştirilen Sıvas Katliamı'nın 1. yıldönümü, '2 Temmuz Demokrasi ve Laiklik İçin Mücadele Günü' olarak anılacak Sıvas'ta 2 Temmuz 1993'te örgütlü ve planlı bir ayaklanma denemesi yapılmıstı. • Sıvas Katliamı 1. yıldönümündeyurtiçi veyurtdışında bir çok etkinlikle lanetlenecek. Sanıklann onar onar tahliye edilmelerini protesto için 4 ilde açlık grevleri başlatıldı, cel. "Çünkü Sıvas Katliamı, ölenlerin lık ise yeni katliamlara davetiye çıkar- şahsında aydınlığa, güzelliğe ve hepimize rnaktır. Susmak onaylamaktır" dedi. yönelmiştir. Ölenler hepimizin dostu, ya- Pir Sultan Abdal Kültür Dcrneği nin kanlar hepimizin düşmanıdır. Duyarsız- İstanbul. İzmir ve Mersin şubelerinde Oemiral: Seriatçı ayaklanma var Sıvas sanıklanna idam istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Devlet Güveniik Mahkemesi (DGM) Başsavası Nusref Demiral, Sıvas'ta 37 kişinin yakılarak öidürüldüğü olaylann. "Devlete yöneük şeriatçı bir ayakJamna" okJuğunu bikürdi. Demiral, yargılanan sanıkiar haktonda, idam cezasını öngören Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 146. maddesi uyannca cezalandınlmaJan isteminde buJunacaJdannı söyledi. Nusret Demiral. Sıvasolaylan Üe ilgili davada, esas hakkındaki mütalaayı hazırlamaya başladıkiannı belirterek, sanıkJar hakkında TCK'nin 146. maddesi kapsamında ceza isteyecekierini kaydetti. DemiraJ, "Ortada devlete yönefik şeriatçı bir ayakJanma var. Bu nedenJeevlem TCK''nin 146. maddesi kapsamına giriyor. Cezayı bu madde çerçevesinde isteyeceğiz*'dedi. Demiral. "Mahkeroe. ömimüzdeki duruşraada 'Esas hakkındaki mütalaanızı verin' derse, biz mütalaannzıo zamana kadar hrarlanz" görüşünü dile getirdi. ise Sıvas Katliamı davasında. katil zan- lılannın onar onar tahliye edilmelerini, mahkemelerin tavnnı ve gizlilik karan- nın kaldınlmamasını protesto etmek amacıvla 4 günlük açlık grevine başlan- dı. Victoria Alevi Kültür Merkea tara- fından yapılan yazılı açıklamada da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nce dü- zenlenen açlık grevinin desteklendiği bildirildi. Sıvas Katliamrnın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen devlet tarafından unutturulmaya ve geçiştirilmeye çalışıldığı öne sürülen açıklamada. "Bu katUamın unutturulmasına göz yumma- yacağız" denildi. 'Birkaç molla değıT İzmir'deki açlık grevini başlatırken bir konuşma yapan derneğin Şube Baş- kanı Haydar Âslan da katliamı v apanla- nn valnızca Sıvas'taki birkaç molla ol- madığını belirterek şunlan söyledi: "Bu katliamı düzenJeyenlere İ/mir'de açık destek verenler var. Bu destekçiler yaptıkları uvgulamalarla bunu açıkça ilan ediyorlar. Bu şahıslann isünlerini de veri}oruz. Bunlardan biri İzmir Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfaiura, di- ğeri de Çiğli Beledjye Başkanı Galip Öz- türk'tür. Bunlar, Sıvas'ta yakılan insan- ların isimlerinden rahatstzlık duyuyorlar. Bu rahatsızlıklarım parklara ve yollara verilen isimlerin kaldırılmasıvla gösteri- yorlar. Halka yalan sö)leyerek >anı- Itmaya çalışıyorlar. Eğer güçleri yetiyor- sa, cesaretleri varsa kamuoyu önünde on- larla tartışmaya hazırız." Bu arada 24 demokratik plattormun temsicisinden oluşan birgrupda Anka- ra Pir Sultan Abdal Derneği'nde bir basın toplantısı düzenledi. Oluşturulan komite adına bir konuşma yapan eski milletvekillerinden Kamil Ateşoğulları, katliamın önemine uygun biçimde et- kinlikler düzenleneceğini bildirdi. Ate- şoğullan 2 Temmuz 1993"te örgütlü ve planlı bir ayaklanma denemesi yapıldı- ğını öne sürerek şöyle dedi: "Gerici güçlerin tehdit ve eylemleri kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Bu ge- lişmeler karşısında laik ve demokratik güçlerin alacağı tutum ve göstereceği tep- kiler büyük önem taşımaktadır. Bu cer- çevede Sıvas Katliamrnın birinci yüında, toplumun tüm kesimlerinin topluca ve ye- niden uyarılması, 2 Temmuz'un bundan böyle demokrasi ve laiklik için mücadele günü olarak andması kararlaştırılmış- tır." ANKARA (Cumhuri>et Bü- rosu) - DYP Bolu Milİeıvekıli Nazmi Çiloğlu. partısının grup toplantısında şok bir ıddia açık- ladı. Bazı DYP'li milletvekille- rinin, iş takibi yaparak zengin olduklannı. hatta bunun için büro açtıklannı ileri süren Çi- loğlu. Başbakan Tansu Çiller- den randevu istemesine karşın konuvu görüşme olanağı bula- madığını söyledi. Çiloğlu. mil- letvekıllerinin adlannı Başba- kan"a sö\le>ebileceğini bildirdi. Hükümetin uşguladığı tanm po/itikalannın gündeme getiril- diği ve Anavasa Mahkemesi'- nin Yetki Yasası ile ilgiü "yüriit- me>i durdurma" karannın eleş- tirildiği D\ P grup toplantısın- da Çiloğlu'nun ortaya aıtığı iddia şok etkisi varatırken. Baş- bakan Çiller hiçbir tepki verme- di. DYP"de parti içi muhalefette \er alan ve Köksal Toptan'a ya- kınlığı ile bilinen Nazmi Çiloğ- lu. bazı milletvekillerinin iş taki- bi için şırket bıle kurduklan iddiasında bulundu. Bu millet- vekillerinin para karşılığı iş ta- kip ederek zengin olduklannı anlatan Çiloğlu. konuv u göriiş- mek üzere birkaç kez Başba- kan'dan randevu istediğini. ancak görüşme" olanağı bula- madığını söyledi. Çiloğlu'nun iddialan üzerine bazı milletvekilleri. "Ne demek istiyorsun? Kimse onlar isünleri- ni söyle?" diye tepki gösterdiler. Çiloğlu da. "İsûnlerini vermeme gerek yok. O milletvekilleri ken- dilerini bilirler" vanıtını verdi. Cezaevindekıışkuluöttim Tuzla Tren Jstasyonu'na bomba koyduğu savıyla tutuklanan Mercan, tuvalette asılı olarak bulundu BLRSA(Cumhuriyet)- İstanbul TuzJa Trcn İstasyonu'nda meydana gelen katliamın sanıklanndanŞerifMercan (28). kaldığı Bursa E Tipi Cezaevı tuvaletinde asılı olarak bulundu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi ikinci sıruf öğrencisi Şerif Mercan. 12 şubatta Tuzla Tren İstasyonu'nda meydana gelen ve 3'ü cr. 2'si vedek subav öğrenci ve bir sivilin ölümüne neden olan patlamanın sanığı olarak tutuklanmıştı. Patlamaylailgili olarak tutuklanan lösanıktan birisi olduğu ileri sürülen Mercan, Bursa E Tipi Cezaevi C Blok 8'ind koğuşta 20 kişiv le birtikte kalıyordu. Cumhuriyel Başsavcısı AÛ Şamer'den alınan bilgiye göre Mercan'ın dün sabah saat 08.00 sıralanndaki sa>imda yerinde olmadığının tespilcdilmesi üzerine yapılan araştınnalarda, tuvalette çarşaftan yapılmış iple asılı oldugu görüldü. Ola>la ilgili olarak soruşturma başlaülırken tutuklu mahkumun ceseti adli tıp kurumunakaldınldı. Cezaevinde mevdana gelen olayla ilgili olarak açıklama yapan Cumhuriyet Başsav ası AS Şanver, olavın geniş caplı olarak soruşturulduğunu belirterek "Şu anda soruşturma aşamasında bir şey söylemek mümkün dep. Gerçek sonuç adli tıpta vapılacak otopsiden sonra kcsinlikka/anatak. Ola>ıcunıhuri\etsavc«sı soruştunıyor. Mahkumlann ifadelerine baş>unıluyor. Şahsın > akınları İstanbul'da kalıyor, haber verdik. gelip cenazevi alacaklar" dedi. Cezaev i yetkiliien ise Mercan'ın önceki gecegeç saatlere icadar televizyon seyrettiğini. sabah sa>ımında ortaya cıkmaması üzerine yapılan aramada koğuşta asılı bulunduğunu belirttiler. Yetkililer şunlan kavdetti: ••Sanık Nlercan'ı 8'inci koğuşta kendisini çarsa/la asmtşdurumda buMuk. Mercan intihar etmeden önce Tuzla katliamından pişmanlık duvduğunu" belirten bir mektup btrakmış. Ceset Bursa Adli Tıp Kunımu'na kaldınldı. Otopsi raporuna göre öfürn nedeni tam olarak belirienecek." n p # * 1 • 9 J 1 • Sorbonne Üniversitesi'öğretimüyelerinden Prof. Muhammed _|_ lXâ JK1VC ( 1 C K 1 Arkun, TürkömeğininIslamayeniufuklaraçacağınısöyledi: laik sistemLslaııı dünyasıiçinbir şans ORAL ÇALIŞLAR Cezavir asıllı Müslüman, Sorbonne Üniversitesi öğetim üvelerinden Prof. Muhammed Arkun. geçcnlerde Türki- ye'de bir toplantıdaİci konuşmasında. laiklik ve İslamiyet konusunda önemli bir saptama yapmıştı. Bazı İslamcı ke- simlerin tepkisine vol açan bu sapta- masında Arkun şövle diyordu: "İslam dünyası 12. yüzyılda İbni Rüşt'ün ölümünden sonra düşünce tıkan- ması içine girdi \e Osmanlı uleması dev- letin emirlerini yerine getiren, yaratıcılığı olmayan bürokratlara dönüştüler. Türki- ye'de cumhurivetle birlikte ortaya çıkan laik çerçeve. İslam dünyası için bir şanstır. Bu iv i bir deneydir. Bu cerçevenin diğer İslam ülkelerinde de yaygınlaştırı- lması ve Türkiye örneğinin zenginleştiril- mesi önümüze yeni ufuklar açabilir." Arkun. bu fikirleri uzmanı olduğu bir alanda ve incelediği çok savıda îslam ülkesindeki deneylerden yola çıkarak savunuyordu. Türkiye'de son dönemde özellikle medyada yapılan tartışmalarla birlikte Arkun'un saptaması daha da önem kazanıyor. 'Mazlum ve mağdur" Önceki akşam Kanal D'de. Neşe Dü- zel ve Ahmet Altan'ın sunduğu 'Dina- mit' programında. İslamiyet üzerine yapılan ve valnızca İslami kesimden uz- manlann katıldığı tartışmada. laiklik. İslamcı siyasi akımlann önünü kestiği için eleştirildi. Sonuçta. dinle devlet işle- rinin birbirinden aynlması amacıvla şe- killenen laik sistem. İslamcı sivasi akı- mlara zulüm v aptığı ana temasıv la ame- liyata yatınldı. "Mazlum ve mağdur" ol- duklannı belirten bazı konuşmacılar. bu sistemden kurtulmak istedikierini açıkladılar. Hatta bu sistemi kuran Mustafa Kemal'in kendi üzerlerine"kar- galar gibi çullandığım" sövlevecek ka- dar rahattılar. Sivasi hedefleri olan \e Türkive"deki sistemi şenata dönüştünnek isıeyen bazı azınlık İslamcı kesimlerin bu lepki- leri göstermeleri. kendı vönelimleri için- de bir anlam ifade ednor. Ama toplu- mumuzun demokrasi isteven. Müslü- man olsun olmasın ezici çoğuniuğunun bu noktada ne \apmasi gerektiği önem kazanıvor. Türkiye'de çağdışı ve demokratik olmayan bir siyasi vapı olduğu bir ger- çek. Hala 12 Evlül'ün anayasası yasal DüşüncesuçhdartndanDGM'krlemücadekçağjrtst İstanbul Haber Servisi - Çeşjtli cezaevterinde bulunan 27 gazeteci ve yazar, Devlet Güveniik Mahkemeleri'ne karşı kampanya başlattı. Cezaevkrindeki "düşünce suçlulan", bazı tutuklulann birsürediryaptığı DGM boykotunun haklı olduğunuiteri sürerek DGMIeri "engizisyoo mahkemeteriae" benzettiter. Aralannda önceki gün tahliye ediien Özgür Gündem GeneJ Yayjn Yönetmeni Gurbeteüi &söz, Belge Yayınlan sorumlusu Ayşe Nur Zarakolu. Toplumsal Dayanışma Dergisi Yaym Yönetmeni Keoaa Kalyon'unda bulunduğu 27 gazeteci ve yazar, ortak bir apkJamada yaparak DGM lerfe ilgili mücadele kampanyası açıldığmı duyurdular. însanhk tarihinin, resmi görüşlerie çelişerüerin yargılanmalan vecezalandınlmalanyladolu olduğunu belirten gazeteci ve yazarlar, ortaçağda düzenin savunulması için kurulan engizisyon mahkemeJerinin bugün Türkiye'de DGM 'ler tarafından temsil edildiğini ileri sürdüler. Gazeteci ve yazarlar, DGMJerin iJerici, devrimci vedemokrat düşüncenin önüne ket vurma amacıyla kuruJduğunu ve bu görevini başanyla sürdürdüğûnü ifade ettikleri açıkJamalannda. şu görüşlere yer verdilen "DGMTerber şeyden ö^cedevietin yurttaşJarının bir böJümünü ayrrmcı bir hukuka, onun devamı olarak ayrı bir sorgulanıa ve yargılama stirecine tabi tutarak hukukun esittik ifkesini çignemektedir. Bu ayrımcıljk. Terörle Mücadele YasasTnm (TM Y) yûrürlüğe girmesiyk bir kat daha arttmtaııştır. DGM'ler, TMY ile düşünce suçıT ayıbtnı yaratnuştır. ^ argılamaJarıvta toplutnsal araştırmalar ve bUimsel gelişnıeleri durduran bu mahkemeJer. düpedüz bilim düşmanlığı v apmaktadır. Basına yöneük davalarıyla da sansür kurullan gibi çalışan maiıkcmcler, emniyet mudürlüklerindeki işkencelerin de himayecisi haüne geJmiştir." çerçevemizi belirliyor. Anti-terör yasası hala düşüncevi cezalandınyor. Düşün- ccleri nedenivle vazarlanmız. düşün adamlanmızcezaevlerineatılıvorlar. Bu anti-demokratik yapı. geri ve çağdışı fi- kirlere de vataklık ediyor. İç gerilimin artması vc şiddet ortamının gclişmesin- dede bu yapı olumsuz bir rol oynuvor. Resmi geçit alanı Bazı solcu vc dcmokrat a>dınlar. haklı olarak bu yapıya tepki göstenyor- lar. Hoşgörülüveyumuşak birsiyasior- tam istiyorlar. Ancak son dönemde bu hoşgörülerini. hiç hoşgörüsü olmayan köktendincilere. yani: kadmlan kara çarşaf içine yeniden sokmak isteven, 4 kanlı evliliği hala savunan, şeriat düzeni savunuculanna göstenncve başladılar. Ekranlar. "mağdur siyasi İslamcüar"ın resmi geçit alanına dönüştü. Demokrasi özlemi. bazı aydınlanmızın gözünde. dcmokrasiyle hiçbir ilgisi olmayan kişi- lerin ve akımlann propaganda yapma- lanna olanak tanımaya dönüştü. Ah- met Altanın program sırasında konuş- macılara gülerek yönelttiği. "Sizin iste- diğiniz gibi yaşamazsam beni dövecek misiniz?" sorusu, bu ruh halini çok iyi yansıtıyor. Demokrasi kavgası, geriliklerle ve eşitsizliklerle mücadele içinde bir anlam kazanır. Türkiye'yi daha geri bir top- lumsal konuma çekmek isteyenlerin önünü açarak demokrasive ulaşamayız. "Şeriat gelsin mi gelmesin mi: gelirse ne yapacak ve nasıl yaşanacak" sorulanna cevap arayarak demokrasiye ula- şama>ız. Köktendinci eğilimle mücade- le ile anti-demokratik uygulamalara karşı mücadele birbirinden aynlamaz. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Ne lizlaşması? "Uzlaşma" sözcüğü/kavramı toplumda hızlı bir yük- selme yaşıyor. Öyle ki günün en geçerli, en moda, en iti- barlı sözcüğü niteliğine bile büründü diyebiliriz. "Uzlaşma" aslında demokrasinin özünde var. Çünkü demokrasi, bütün düşüncelerin filizlenmesini, çiçeklen- . mesini ve yaşamasını öngörür. Bu amaçla demokratik sistem her türiü görüşe, fikre. inanışa kol kanat gerer. Bu , açıdan yorumlandığında uzlaşmayı, farklı görüşlerin bu sistemde 'birlikte var olmak' zorunluluğu olarak da tanı- mlayabiliriz. • • • Ancak uzlaşmayı günümüzde moda yapan, demokrasi aşkı ve gereği değil. Bu sözcük, Refah Partisi iletoplumu din kurallarına göre yeniden biçimlendirmek ve örgütlen- dirmek isteyen köktendincilerle birlikte yükseldi. TV ve salonlarda düzenlenen, neredeyse bütün açıko- turumlarda ve panellerde, bakıyorsunuz köktendinci bir veya birkaç kişi de davetli olarak bulunuyor. Bunların çoğuda Kutsal Kitap' açısından tartışmaya katılıyor, gün- demdeki olayı yorumluyor. Ancak iş bununla kalsa yine iyi. Bakıyoruz, oturumları yöneten kişi, katılanlar ve taraf- lar arasında üstelik bir uzlaşma arayışı içinde. Bir ortayol', lütfen!... TV'lerde bir köktendinci terörü esiyor. • Sanatçılarımız ve birçok insan, bu terör karşısında bo- yun eğmekte. "Biz de Müslüman çocuğuyuz" demekte, hatta kendilerini "İslam sanatçısı" şeklinde tanıtacak ka- dar bu terör altında ezilmektedir. Herkesin dini tutum ve görüşünün sorgulandığı, yaşam biçiminin 'şerihükümler'e göre değerlendirildiği bir orta- ma doğru hızla gidiyoruz. Bu noktada, uzlaşma, demokrasi için değil, demokra- siye karşı bir nitelik kazanıyor. • • • Bu demokrasiye karşı uzlaşma sürecinin çok belirgin bir örneğini Meclis'te anayasanın bazı maddelerinin de- ğiştirilmesi çalışmalarında görüyoruz. Anayasanın din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan 24. maddesinde Refah'ın şeriatçı görüşlerine resmi bir temel ve meşruluk kazandıracak değişiklikler yapı- Imak isteniyor: Maddeden, "Kimse. devietin sosyal ve ekonomik, siyasi ve hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel . çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan , şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz " paragrafı ' kaldırılmak isteniyor. Niçin? Yapılacak değişikliklerde, Refahçılarla uzlaşma ' adına! Anayasa değişikliğini, daha çok fikir özgürlüğü için is- tiyoruz. Yoksa, bugünkü fikir özgürlüğü ortamına bile rahmet okutacak şeriat yönetimine iktidar yolunu açmak için de- ğil! ' ' ; • • • ] Önceki gece Kanal D'de yayımlanan DinamH progra- ' mında İslam düşünür ve yorumcularının tartışması, bir gerçeğin altını çok kalın çizgilerle çizdi: Müslümanlığın, • İslam dininin, Kutsal Kitap'ın da, varlığını korumak ve geliştirmek için laik düzene gereksinimleri var! \ Programda, din bilginleri ve din siyasetçileri, 'Kutsal . Kitap'ın birçok ayetini birbirinden çok farklı yorumladılar. I Örneğin Hüseyin Hatemi, Kitap'ta kadınların başlarını . örtmesiyle ilgili bir hükmün bulunmadığını, bu konudaki ' ayetin baş örtmeyle ilgili yorumlanamayacağını söyledi. . Bir din bilgini profesör, Allah'ın kullarına 4 değil 1 kadınla ", evlenmeden yana görüş bildirdiği yorumunu yaptı. Bütün .- katılımcılar, Kutsal Kitap'ın her dönemde koşullara göre yeniden yorumlanmaya açık olduğunu ve herkesin de bu yorumu kendine göre yapabileceğini belirttiler. Ancak bir görüş çıkıyor ve Tanrı adına, Müslümanların nasıl yaşaması gerektiği konusunda kendi yorumunu bü- - tün herkese dayatıyor. Şiddetle, kılıçla, terörle!... İnananların da dini istediği gibi yaşama ve yorumlama özgürlüğü üzerinde işte en büyük tehdit budur! Toplumda herkesi güvence altına alan ortak hukuksal değerlerin varlığı (laiklik), işte sadece din ve vicdan öz- gürlüğü için değil, farklı dini yorumların özgürlüğü için de hayatın oimazsa olmaz koşulu durumundadır. • ' • • Demokrasiye karşı her türlü uzlaşmaya hayır!... SHP lideri Karaburun'da 6 Hükümette kalmamamız! için bir neden yok9 ; MERİHAK KARABLRLN- SHP Genel Başkanı. Devlet Bakanı ve Baş- bakan V ardımcısı Murat Kara- yalçın. SHP'nin hükümette kalmaması için hiçbir neden ol- madığını belirterek, "Neden hükümette kalmayalım. Tür- kive'nin önünde sorunlar varsa SHP Türkiye'nin partisi değil mi ki bu sorunların üzerine git- mesin, çözüm önerileri ortaya koymasın. Birleşmiş Milletler'- den adam mı gelip bu sorunları çözecek?" dedi. Krizin en üst noktasında bulunulduğuna dikkat çeken Karayaçın sorun- lann çözüleceğini söyledi. Ka- rayalçın. Refahçılann belediye- ciliği beceremediğini söyledi. Karayalçın. dün Ata uçağı ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykalın ardından İzmir'e gel- di. Her iki partinin üyeleri Ad- nan Menderes Havaalanı'nda ılgınç bir görünüm oluşturdu- lar. Her iki lider gelmeden önce. birbirlerivle sohbet eden partili- ler Baykal'ın uçaktan inmesi sırasında "SHP-CHP el e^ M sloganı attılar. Bu ortamda, U- mir'e gelen Karayalçın belediye başkanlığını kazanmış ilçeleri ziyaret etti. Konak, Seferihisar ve Mordoğan'a giderek beledi- yeleri ziyaret eden Karayalçın. karaburun'da bu hafta soau vapılacak belediye başkanlıği seçimi için partisince düzenlç- nen çaüşmalara katıldı. Kara- yalçın, yurttaşlara yönelik konuşmasında hükümetin aldı- ğı ekonomik kararlan savundu. Baykal: SHP, Tansu Çillerüebirleşti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Çekiç Güç'ün Türkiye'nin yaranna olmadığı- nı söyledi. Baykal. solda birli- ğin kurumsal birleşmeyle ger- çekleşebileceğini belirterek "SHP, Tansu Çillerle birleşti. SHFliler, Tansu ÇiUcr'in başa- nlı olduğuna inamyor. Bu değiş- meden birleşme söz konusu olamaz"dedi. Deniz Baykal. dün İzmir'e gelerek CHP'nin yerel seçimler- de belediye başkanlıği kazandı- ğı ilçe ve beldeleri ziyaret etti. Baykal. havaalanında yaptığı açıklamada. Çekiç Güç'ün gö- rev süresinin Kerkük-Yumur- talık boru hattındaki Türkiye'- nin mak olan petrolün çekiline- si karşıhgında uzatıldığmı söyledi. Hükümetin son ana kadar Çekiç Güç'ün görev sü- resinin uzatılmasıyla ilgili çeliş- ki içinde olduğunu söyledi. Baykal. solda birlikle ilgili ken- disine yöneltilen bir soruyu da şöyle yanıtladı: •'Bizim birleşmek için ilkeier»- miz belli. Ancak SHP şimdi Tansu Çiller'le birleşti. Tansu Çiller'in başanlı olduğuna inani- yorSHP'lüer. :
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle