Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN1994 PERŞEMBE
14 KULTUR
Bertan Tuncel ve Kjell
Fredriksson'ın ortak belgesel
fotoğraf sergisi :'Ölümcül Miras' Çocıüdarölmesinler!SENNURSEZER
Nazrnı Hikmet'in. nükleer savaşlar için
yükselltiği banş çığlığı "Çocuklar öldürül-
mesin. şeker de yiyebilsinler" dizelenyle son
buluyordu. Bu dizelere dünyadaki herkes
yürekten katıhr gibiydi. Ama çocuklann
öldüriilmesi sürüyor. Hem yalnızca savaş-
larda değil. şehirlerde. Uygarlık ve enerji
adına.
S.O.S. Akdeniz adlı çevred grubun
İstanbul temsilciliği Tank Zafer Tunaya
Kültiir Merkezi'nde "ölümcül Miras"
başlıklı bir fotoğraf sergisi açtı. Bu fotoğraf
sergisi nükleer denemelerin. termik sant-
rallann. bilinçsizce kulianılan kimyasal
gübrelerin doğayı nasıl öldürdüğünün
tanıklığını yapıyor. Doğayı ve çocuklan.
Sergide Kjell Fredriksson'un ve Bertan
Tuncerin fotoğraflan yer alıyor. Her ikisi
de İsveç'te yaşayan fotoğraf sanatçılan-
ndan Bertan TunceFin fotoğraflan Kaza-
kistan ve Özbekistanı, Fredriksson'un fo-
tpğraflanysa Çekoslovakya'yı gösteriyor.
Ölümü bekleyen çocuklar. sakat doğmuş
bcbekleriyle.
Yeryüzünde bir cehennem
Bertan Tuncel. Kazakistan'ı "yeryüzün-
de bir cehennem" diye adlandınyor. 1
Ağustos 1949 tarihinde. Kuzey Kazakis-
tan'ın Semipalatinsk bölgesindc yapılan
atom bombası denemeleri. hidrojen bom-
bası denemeleriyle birlikte sürmüş. 800
kez. Bölgedcki 1 milyon insanın 800"ii cid-
di biçimde zarar göiTnüş. Genetik sakat-
lanma özürlü ve garip bebeklerin doğu-
muyla sürüyor. Bazı bebeklerin canavan
andıran biçimde doğduklan ve öldürül-
dükleri iddiasına inanmak istcmeseniz dc,
fotoğraflardaki ölü bebeklerin biçimleri bu
iddialan doğruluyor.
Bertan Tuncel'in kamcrasının çevre ölü-
münü saptadığı Özbekistan'daki yıkımın
sebebi Aral denizinin ve kimyasal gübrele-
rin bilinçsiz kullanımı. Yiizölçümü yan
Prag Fakülte Hastanesi Çocuk Kanser Kliniği'nde bir baba ve kız. (Fotoğraf: KJELL FREDRİKSSON)
yanya azalmış olan Aral denizi. Karakal-
pakya'da ilerleyen tuz çölleri. kimyasal
gübrelerin artıklannı taşıy?n rüzgarlar. ye-
raltı sulannın kirliliği, artan çocuk hasta-
lıklan. anne-baba ölümleri. Ve ölen çev-
reyle birlikte köylerinden göçenler. Bertan
Tuncel. artan ölümlcn. ıçme suv undakı ze-
hırlere bağlıyor. "Kimyasal AIDS" olarak
nıtelediğı bağışıklık mekanızması zayı-
flayışının kısa sürede bütün Orta Asya'yı
saracağını. Aral denizinin de valnızca 15
yıllık ömrünün kaldığını söylüyor. Bütün
bu > ıkımın nedcni. "her ne pahasına olursa
olstın pamuk yetiştirme tutkusuyla işlenen
çevre cinayetleri."
Kjell Fredriksson. Prag'daki fakülte
hastanesınde ölümü bekleyen çocuklan ve
ailelerini objektife sığdırmaya çahşmış. Bu
hastahanedeki konser kliniğinde hasta-
lann çoğu çocuk. O yüzden bir çocuk-kan-
ser kliniği \ar. Çocuklann yaşamının bir
kumsaati gibi akıp gittiği bir klinik. Ölü-
mün beklendiği bir yolcu salonudur bu kli-
nik, anne babalar, burada birbirlerinedes-
tek olmaya çalışarak çocuklannın yanında
beklerler.
Yaşamınyavaşyavaşveçaresizlik içinde
akıp gitmesini. Bazan bir annenin dudak-
lanna "Çocuklarımızın yaşamlarının bir
kumsaati gibi akıp gitmesinin sonımlusu
kim?"sorusu takılır. Yanıt "enerji"dır. Çe-
koslovakya'nın enerjı gereksiniminin yüz-
de 6O'ı kömür yakılan termik santrallerle
karşılanmaktadır. Özellikle linyit yakılan
bu santrallerin yaktığı kömür artıklannda
kükürt. kadmi>um ve sezyum vardır. Bu
zehırli küller rüzgarlı havalarda İsveç'e ka-
darulaşır.
Çekoslovakya'nın Böhmen Mühren
bölgelerinde san bayraklar asıldığında ço-
cuklar maske takmak zorundadırlar. Mas-
keyle dolaşılan gün sayısı yılda 120 günü
bulur. Yine de kanserlilerin sayısı art-
maktadır.
Termik santraller, çocuklardan önce or-
manlan öldürmüştür. Ama doğanın ölü-
mü. "yetkilileri" uyarmamıştır.
Ya Türkiye'de
"Ölümcül Miras" sergisi 20 haziran tari-
hine kadar. saat 10.00- 20.00 arası gczilebi-
lir. Lütfen sergiyi görün. Sonra Türkiye'-
deki enerji ve santral tartışmalannı düşü-
nün.
Çocuklan ve ağaçlan. Kimyasal gübre-
leri...
Kimyasal madde üreten fabrikalan.
Sonra Adnan Ardağı'nın dizelerinden ço-
cuk sesleri gelsin kulağınıza:
"Bir diinya bırakın biz çocuklara / Ya-
zalım üsrüne sevgili dünya..."
Lara, geçmişine sahip çıkıyor
Lara, 'Dr. Jivago' nun başkarakterivdi.
Kültür Servisi - "Dr. Jivago"nun Mos-
kova'daki ilk gösteriminde izleyiciler. fil-
min trajik sonuna ve ana tema müziğjne
gözyaşı dökerlerken, kentın diğer kesimin-
de. öykünün baş kadın karakteri Lara'ya
kendi özyaşam hikayesini veren Olga
İvinskaya da gözyaşı döküyordu.
Uzun yıllar ünlü Rus yazar Boris Paster-
nak'la inışli çıkışlı bir aşk hayatı yaşayan
İvinskaya, Pasternak'ın 196O'taki ölü-
münden sonra yazann kendisi için yazdığı
şiirlerin ve en son yazdığı roman "Kör Gü-
zellik"in müsveddelerinin KGB ajanlan
tarafından çalındığından şikayet ettı. Bons
Pasternak'ın ölümünden sonra tam sekiz
yıl şüphe duyulduğu için sıkıyönetım
kampında yaşamaya mecbur edilen ve
Sovyet sosvalist yönetimi boyunca gözaltı-
nda bulundurulan Kinskaya. yazarla ge-
çirdiği yıllann kendisi için çok değerli oldu-
ğunu ve çalınan belgelerin kendisi ne geri
verilmesini istedi. Bundan daha acı bir tec-
rübe ise Pasternak'ın akrabalannın kendi-
sine karşı hala kırk yıl önceki düşmanlı-
klannı sürdürmeleri oldu. Yıllarönce ya-
zar. kansını kendisine tercih ettıği için aile-
sinin vc arkadaşlannın onu asla affctmedi-
ğini belirten İvenskaya. "Şimdi de beni,
Pasternak Müzesi'nden Boris'in bana
yazdığı mektupları geri istediğim için suçlu-
yorlar çünkü onları Avrupa'da fahiş bir fıya-
ta satacağımı düşünüvorlar" dedı. Böy İe bir
şeyi asla vapamayacağını belirlen seksen
iki yaşındaki İvenskaya. "Artık parayı ne
yapayım? Benim için önemli olan anılarım"
diyerek ağlıvor. Ote yandan Pasternak'ın
oğlu Evgeny Pastemak ise babasının ölme-
den önce kendilenyle konuştuğunu ve 01-
ga'ya karşı hcp iy i dav ranmalannı söylcdi-
ğini belirttı. Kışısel olarak da Olga'nın ba-
basıyla olan yakınlığından dolayı mektup-
lan almayı hak ettiğını söyledı. Pasternak'ın sevgilisi Olga ivinskaya.
ITU Mezunlan
Türk Müziği
Topluluğu'nun
konseri bugün
Kültür Servisi - 22. Uluslararası İstan-
bul Müzik Festivali kapsamında bu ak-
şam Dresden Filarmoni Orkestrası kon-
serinin yanı sıra "İstanbul Teknik İ'ni-
versitesi Mezunlan Türk Müziği Toplulu-
ğu"nun konseri de dınlenebilir. İTÜ G
Amfısi'ndeki konser saat 19.00'da ger-
çekleşecek. Konseri İnci Çayırlı yönete-
cek.
1974 yılında Osman Simav ve arkadaş-
lan tarafından kurulan İTÜ Türk Müzi-
ği Korosu üyeleri 1988'de yeniden bir
araya gelerek İTÜ Mezunlan Türk Mü-
ziği Topluluğu'nu kurdular. Kurulduğu
günden bu yana İstanbul Festivali'ne
katılan ve İstanbul Teknik Üniversitesi'-
nde birçok konser veren topluluğun üye-
leri. İTÜ'nün çeşitli bölümlerinden me-
zun olan genç mühendis ve müzisyenler-
den oluşuyor. Yurtiçi ve yurtdışında
konserler vererek müziğimizi amatör
ruhla, profesyonclce temsil eden toplulu-
ğu kuruluşundan bu yana İnci Çayırh
yönetıyor.
Topluluğa bu akşam solist olarak da
eşlik edecek olan İnci Çayırlı, Çamlıca
Kız Lisesi'ni ve ardından İstanbul Bele-
diye Konservatuvan'nı bitirdi. İstanbul
Belediyesi Konservatuvan İcra Heyeti
ile Münir Nurettin Selçuk'un korosunda
uzun yıllar görev yapan Çayırlı. İstanbul
Radyosu'nda da solist ve İcoro şefi ola-
rak çalıştı. Almanya, Fransa, İsviçre,
Hollanda, Azerbaycan. Romanya, Yu-
goslavya, Kabns ve Japonya'da kültür
temsilcisi olarak pek çok konser veren
sanatçının Türk müziği ve hafıf Batı mü-
ziği plaklanyla bir de altın plak ödülü
var. Klasik müziğimizi en iyi icra eden
sanatçılanmızdan olan İnci Çayırlı, 1977
yılından beri kısa aralıklarla İTÜ Türk
Müziği Devlet Konservatuvan'nda öğ-
retim görevlisi olarak pek çok öğrenci
yetiştirdi. 1977-85 yıllan arasında kuru-
lan İTÜ Türk Müziği Korosu'nu
çahştırdı. Kültür Bakanlığı Bursa Devlet
Türk Müziği Korosu'nun kurucu şefliği-
ni de yapan İnci Çayırlı halen ÎTÜ Türk
Müziği Devlet Konservatuvan'nda öğ-
retim görevlisi.
ULUSLARARASI İSTANBUL
MUZIK FESTIVALINDE
BUGÜN
19.00 Aya İrini Müzesi "Dresden Filar-
moni Orkestrası"
19.00 İTÜ G Amfisi 'İTÜ Mezunlan
Türk Müziği Topluluğu"
FESTİVALDE YARIN
19.00 Aya İrini Müzesi "Brodsky Dört-
lüsü"
19.00 İTÜ G Amfisi "Konya Türk Ta-
savvuf Müziği Topluluğu"
Orhan Alkaya'nm üçüncü kitabı
4
Yenilgiler Tarihi Cilt 1' Telos Yayınlan'ndan çıktı
Gerçek hcsaphısmaykuycnidm bulusma
PELtN ÖZER
Orhan Alkaya'nm üçüncü şiir kitabı "Ye-
nilgifer Tarihi Cilt 1", Telos Yayınlan'ndan
çıktı. Bu kitabı heyecanh bir rüyada tanıştığı
arkadaşlanna hediye eden Alkaya, şair kimli-
ğıyle bir dönemın hesaplaşmasını yapıyor
ve yenilgi kavramından >ola çıkarak zengın
bir tarihi ve kişisel yaşanmışlıklan ortaya ko-
yuyor "YenUgiler Tarihi Cilt l"de..
Kitabının çıkış noktasını şu sözlerle açıklı-
yor Alkaya: "Spartaküs. bir problem olarak
beni cezbetti. Yani venileceği çok belli olan.
ama haklılığı da çok açık olan bir insan toplu-
luğunun de\ bir imparatorluğa karşı ayaklan-
ma meselesi, beni çok ilgilendirdi her zaman.
Kazanmak, elde etmekten başka bir şey. Ye-
nilmek de başaramamaktan farklı."
"Yenilgiler Tarihi Cilt l"i. ortak bır-
yazgıyı ve tarihi paylaştığı, her biri bir tarafa
savrulmuş arkadaşlarla gerçek bir zeminde
yeniden buluşma ortamı olarak tanımlıyor.
Alkaya.
1982 yılında şiirlerini yayımlamaya başla-
yan Orhan Alkaya'nın ilk kitabı "Parçalan-
mış Divan" 1990. "Ai Etika" ise 1991 >ılında
yayımlanmıştı.3 yıl aradan sonra "Yenilgiler
Tarihi Cilt 1" adlı kitabıyla şiir okurlanna
ulaşan Orhan Alkaya ile şiiri ve son kitabı
üzerine konuştuk:
Hesaplaşmaya kimse yanaşmıyor
- 'Yenilgiler Tarihi Cilt 1', yenilgi kavramı-
ndan yola çıkıp bunu kişisel boyutta tartışarak
bir sonuç ortaya koyma amacı taşımavan,
ama bir kuşağın (insaniar topluluğunun) öze-
leştirisini de kişisel düzlemde açık vüreklilikle
yansıtanbirkitap...
Problematık bir kitap 'Yenilgiler Tarihi
Cilt 1'. Diyebilirim ki dildeki seçkinci tavnmı
yer yer tamamen terk ettiğim bir kitap. Çün-
kü daha çok ne anlatmak istediğimi öncele-
dim bu kitapta. Derdimi, meselemi öncele-
dim. O da ortak bir tarihi ve yazgıyı pay-
laştığım ve her bin bir tarafa savrulmuş arka-
daşlanmla gerçek bir hesaplaşma zeminınde
yeniden buluşma arzusu. Çok hırpalanmış
bir kuşak diyebiliriz benim kuşağım için. Ve
kendi taleplerinin. kendi hedeflerinin çok
uzağına savrulmuş bir noktada bugün. Ama
bu. çok güzel şevlerin yaşanmadığı, çok bü-
yük ahmaklıklann yapılmadığı anlamına gel-
miyor. Bu hesaplaşmayı kimsenin \apma\a
yanaşmadığını gördüm. Ne edebiyatta. ne si-
>asi düşüncede, herkes bir ucundan ve daha
çok ısısmı kaybetmış. soğumuş bir yaranın
üzerine yürümenin keyfiyle bu döneme, bu
dönemin insanına yaklaştı.
Miithiş bir dinamiği vardır itirafın
- Günümüzde şiire pek > ansıma>an bir içten-
liği, irirafı da kapsaması \e bunu şiirle didaktik
bir noktada ka>bolmadan, kişisellikle kesişti-
rerek yansıtma.sı açısından da bir önem ka-
zanıyor 'Yenilgüer Tarihi Cilt 1'...
Bizim kültürümüzde itiraf yoktur. itiraf
çok katolik bir kültürün sonucudur. Ve ben-
Alkaya, kitabını problematik olarak nitelendiriyor. (Fotoğraf: L ĞL'R GÜNY ÜZ)
ce müthış bir dinamiği vardır itirafın.
Çünkü birçok meselenin egonun ıçinde
hapsolmasını önler. insanın üzerindekı o ola-
ğanüstü toplumsal basıncı hafıfletir ve en
önemlisi. yaratıcı bir hamle yapmayı. ilenye
doğru. ufl<a doğru adım almavı mümkün
kılar. Saklayıpgizlemektense itiraf etmeyi se-
çen toplumlarda. büyük kültürel üretimler
vrrdır zaten. ama bizim sahıp olduğumuz
kültür. bizim geleneğimiz. kolun kınldığı za-
man mutlaka yenin içınde kangren olmasmı
arzu eden bir kültürdür Uzun zamandır. ben
buna karşı bir şeyler yapmaya çalışıyordum
gücüm yettiğince. Halimiz komikse bunun
komik olduğunu söylemek gereki>or. Bu
özeleştirinin bizde yanlış anlaşılmasının da
önüne geçilecek belki bir gün. Çünkü bizde
özeleştiri, genellikle başansızlığın arkaMndan
birilerinin af dilemesi şeklınde anlaşılmıştır.
Bir hesaplaşma olmadığı için de edebiyat ku-
şaklannda. siyaset kuşaklannda muazzam
kopukluklarolmuştur hep Kuşaklar. birbir-
lerine mıraslannı devretmemı^lerdır.
Yazı ya/an, hata yapar
Çünkü herkes vola çıktığı zaman lahmin
etmeyeceği kadar çok kirlendığini hissetmiş-
tir. Bu da insanlann. kuşaklann kcndilerine
vuptıği bir haksızlık olarak ortaya çıkıyor.
Çünkü kimse temiz değil. Ve kimse de temız
olmak zorunda değil. Çamurlu bir yolda
yürüyenin paçalanna çamur sıçrar. Yazı ya-
zan, hata yapar.
- 'Hatalarımızı çıkarsak geri ne kalır ha-
vatımı/dajı" divordunuz bir şürinizde.
Evet, belkı de benim ürettığım en radıkal
anlamlardan bın.
- Di\an şüriyle sizin şiiriniz arasında bir ka-
nal var. Zaman zaman bu şiirin anlatım ola-
naklanndan \ ararlandığınızı, aluıtı ,
vaphğınızı. kimi zaman bir di/eyi dönüştüre- '
rek kullandığınızı görüvonız. Doğu'yla Batı'-
nın buluştuğu noktada duruyor şiiriniz.
Dıvan şıirinın uzmanı değılım. Ama nere-
den geldiğimi anlamak ıstedım ben. Çünkü
kuiağıma üflenmış bir scs var. Sonra benim
formasyonum belirirken edındiğim bir kül-
tür var. Bu ikisınin arasında bir bağlantı kur-
mam lazımdı. yoksa şizofrenik bir durum
doğacaktı. Asyalı bir sesle Batılı bir formas-
yonun arasındaki köprüyü kurmam lazımdı.
Oy üzden geriyedöndüm. Ama örneğin Nefı,
beni fazla ılgilendirmedi de Şeyh Galip ilgi-
lendirdi. Fuzuli yeryerçok cezbetti de bu cez-
betme bir alıntılama düzeyınin ötesıne geç-
medi. Baki, daha çok hoşlandığım bir şair
oldu. >ah\a Kcmal'm bütün ustalığına
karşın. biraz karamela şiin düzeyinde kafiye-
ler de yazdığını görüp çok şaşırdım. ama Ah-
met Haşim'in dehşcıli bir modernist olduğu-
nu ve bunun Osmanhcanın arkasında gizli
kaldığını fark cttim. İnsan kendinin eleştir-
meni. acımdsız bir eleştirmeni olmak zorun-
da. Yoksa bir süre sonra. toplumda ciddi bir
kntik mekanizması olmadığı. kntiğın temeli-
nı oluşıuracak kriîerler de yeterince oluş-
madığı için yaptığı her şeyı beğenen tuhaf
yaratıklar doğuyor. Bir şeyleri bilmenin öyle
bir faydası var belki. Divan şiirini iyi bildiğı-
mi söyleyemem. ama o şiiri de ılgiyle oku-
dum. Divan şiiriyie benim şiırim arasında bir
ses kanalı olduğu doğru labiı.
Her şeyin şimdiyleolanilişkisi
- Şiiriniz, bütün zamanlan şûndinin içinde
algılıvor...
Evet. Bunun. kcndimi yeryüzünde bir in-
san olarak unımlavışım. ontık duruşumla
yakından ilgisi var. Insanın. kategorize edil-
mış zamanlan birbirinden ayn yaşayan bir
varlık olduğunu kabul etmek gerek. Düşü-
nülen. hatırlanan her şey düşünüldüğü ana.
hatırlandığı ana ait olarak birbirinden farklı
gerçeklikler kazanıyor. O yüzden yaşanmış
zaman da tek bir zaman değil. Üretildikçe
farklı zamanlar haline gelen ya da konum-
landırdıkça farklı zamanlar haline gelen an-
lartoplamı.
Bunun üstüne bir de yaşama bilinci ya da
yaşama bilgisi kavramı girince her şeyi şim-
dıyie olan bağlantılan içinde algılama. an-
lamlandırma ve yeniden üretme gibi birçaba
ortaya çıktı bende. Benim için önemli olan
şeylerden ibarettir tanh. Bu, bir başkası için
tarihın başka seyler anlamına gelmeyeceğini
de göslermez, Her gerçeğin pek çok ifade
edilme biçimi. pek çok yüzü olduğu gibi. ta-
rih dediğimiz şeyin de makro yapısının içinde
bir mikro organik yapısı var. Her şeyin şim-
diyle olan ilışkisi içinde kavrandığı bir izlek
içindeyim. Ama şimdiyle ilgili başka bir me-
sele var. Şimdı. bugün. bu saat. bu an ol-
manın ötesinde bir şey. Şimdi, benim düşün-
düğüm, hissettiğim, anlamaya çahştığım ya
da kavramaya başladığım an. Dolayısıyla
maddi, tanımlanabılecek bir durumdan çok.
olgusa! bir durum.
Bodrumsinemaya
kavuşuyor
• Kültür Senisi - Her sezon yüz binlerce
kişinın tatile gittiği Bodrum'da, "Sinema
Bodrum " adıyla bir sinema salonu
açılı>or. 1.000 kişilik dev biryazlık
sinema olan "Sinema Bodrum"
Türkiye'nin en büy ük Konkav perdesine
sahip. Moda Film & Hayal Tacirleri'nin
gerçekleşıirdiği sinemanın programı,
sezonun önemli filmlerinden, sinema
sanatınm önemli örneklerinden oluşacak
ve bazı yeni fılmlerin Türkiye
prömıyerini gerçekleştirecek. Sinema.
programının yanı sıra tiyatro ve konser
organizasyonları iledecanh birkültür
ortamını oluşturmayı hedefliyor.
Açılışını 20 haziran pazartesi akşamı
Richard Gere ve Sharon Stone'un
başrollerinde oynadığı "İntersection"
filminin Amerika ile aynı anda
Türkiye'deki ilk gösterimiyleyapacak
olan sinemanın ilk hafta programı:
•"Jurassic Park", ""Schindler's List",
"Babam İçin "(In the NameofFather)
adlı filmlerden oluşacak.
Yeni bip kültür sanat
dergisi: 'Varoş'
• Kültür Servisi - İkı aylık kültür sanat
dergısı Varoş'un ilk sayısı çıktı. Dergi
sahıpliğıni Levent Bozdoğan'ın. yazı
ışleri müdürlüğünü Gökhan
Cengizhan'ın üstlendiği Varoş'un yayın
grubunda şu isirnler yer alıyor: Ali
Çeviker. Birol Özdemir. Halit Ataseven,
Kemal Sılay. Gökhan Cengizhan ve
Sonay Yılmaz. Derginin bu sayısında,
Kemal Sılay'ın ""Ortaçağ Estetiği.
Osmanlılar ve Postmodern
Roman(s)cılanmız". Erdinç Erdem'in
•"Stratejik Eleştiri mi, Eleştirel Strateji
mi", Gökhan Ccngizhan'ın "Popüler
Edebiyat Tarihi-3". Ali Çeviker'in
"Bilanço". BehçctÇclik'in
"Günümüzde Eleştirinin Kapsamf'adlı
yazılan yer alıy or. Şiirler; Behçet Aysan,
Günhan Burak. F.O.. İbrahim Baştuğ,
Ali Çev iker. Halit Ataseven. İsmaıl
Tepiroğlu'na ait. Dergide yeralan
öykücüleriseşunlar: Birol Özdemir,
Behçet Çelik. Tülay Taç ve Samuel
Beckett. Varoş'un bu sayısında çeviri
yazı olarak: Bertoit Brecht'in
"Diyaicktik Pasajlar". Wolf
Biermann'ın. "Almanya. Bir Kış
Masah". Allen Ginsberg'in "Şiir.
Zorbalık veTitreşen Kuzular"adlı
yazılanna yer verilmiş. Derginin yazışma
adresi şöyle: P.K. 202. Kavaklıdere;
Ankara.'
Tüpkiye'deilk
'Mauritius Festivali'
• İSTANBUL (L BA) - Hint
Okyanusu'ndaki Mauritius Adalan'nın
tanıtımı amacıyla 19-26 haziran tarihleri
arasında Türkiyelde ilk defa "Mauritius
Festivali" düzenlenecek. Mauritius. Sun
International v e Türk Ha\ a Yollan
tarafından ortaklaşa düzenlenen festival,
Svv issotel'de yapılacak. Havuzbaşında
gerçekleşecek festival kapsamında
Mauritius Adalan'ndan özel olarak
getirilen 2 aşçı. tropık Mauritius büfesi
veegzotik kokteyllerhazırlayacaklar.
Mauritius Adalan'nın geleneksel dansı
"sega show"un da sunulacağı festivalde
kişi başına ücret ise 750 bin lira olacak.
Festival etkinlikleri havuz başında
gerçekleştirilecek.
Tupizm mizah dergisi
Carica Turist
yayımlandı• Kültür Senisi - Ülkemizin ilk turizm
mizah dergisi Carica Turist.
hazıran-temmuz sayısıyla yayın hayatına
başladı. Antalya Büyüİcşehir Belediyesi
Karikatür Evi'nde hazırlanan ve Resam
Yayıncılık tarafından basılan Carica
Turist iki aylık periyotla yayımlanacak.
Ahşılmış mizah dergisi kavramının
dışında kalmayı hedefleyen kitap
formunda bir yayın olan Carica Turist,
Türkçe ve İngilizceyi kullanarak
karikatürün evrensel iletışim gücüyle
herkese ulaşmayı hedefliyor. Mizah
yönetmenlığini Orhan Coplu'nun
yaptığı derginin yayın kurulunda Orhan
Coplu. KadirCengizve İsmet Küçük
bulunuyor. Carica Turist'in ilk sayısında
karikatür veyazılanylaSemihBal'cıoğlu,
Turhan Selçuk, Cafer Zorlu. Tan Oral.
Nezih Danyal. İsmet Lokman. Elena
MariaOspina. Branislav Obradoviç,
Aırat Gataullin. Adrian Dragomirescu,
VVahita Farit. Barclau Ghorghe, Erol
Özdemir. Erdoğan Başol. Murteza
Albayrak. Kemal Hayıt. Dağıstan
Çetinkava. AtillaÖzer. Ayhan Bektaş.
Hasan Üvsal.OğuzGürel.Tuncay
Öğretmiş. Erdoğan Karayel. Haa İsmail
Kara. Fehmi Akyüz. Birol Çün. Serdar
Çeliktaş. Göksel Kuruçay. M. Yiğit
Özgün. Ulaş Erdoğan. Banş Yılmazsoy,
Hakan Çelikci, İsmet Küçük. Kadir
Cengiz v e Ornan Çoplu yer alıyor.
7üPk koreografları
günü'
• Kültür Senisi - Çağdaş Bale
Topluluğu Kültür ve Sanat Etkinlikleri
kapsamında gerçekleştirilen Beşinci
Türk Koreograflan Çağdaş Dans ve
Bale Gösterisi'ne bu yıl istanbul. Ankara
v e İzmir'den toplam 13 deneyimli ve
deneyimsiz koreograf (dans tasanmcısı)
katılıyor. Geçen yıllarda büyük ilgi
gören bu gösteri. gerek kendini bu
alanda ispatlamış profesy onel
koreograflara gerekse de büyük bir
coşku içinde ilk kezdenemenin
heyecanını yaşayan genç amatörlere
olanak veriyor. Bugün saat 19.00'da
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Tiyatro
Salonu'nda sergılenecek gösteride Cem
Ertekin, Dikmen Seyfen, Eftal
Gülbudak. Erdal Uğurlu, Figen Yücel,
Murat Ersan. Mustafa Kaplan, Özlem
Kuru, Selçuk Borak, Siner Uslu. Şebnem
Şimşek. Tuvana Tunçer ve Ziya
Azazi'nın yapıtlan ücretsiz izlenebilecek.